İstanbul'da arsa arzı sınırlı kalınca fabrika alanları yüzde 200 değerlendi. Geniş arsa alanları ile şirketlerin gözde bölgeleri haline gelen alanlarda birer birer lüks konut projeleri inşa ediliyor. Hürriyet gazetesinin haberine göre Zeytinburnu, Basın Ekspres Yolu, Ayazağa, Kağıthane, Kartal, Sancaktepe sanayiden dönüşümde en çok etkilenen bölgelerin başında geliyor. Bu bölgelerde fabrika sahipleri ile anlaşma yapan şirketler, önce alandaki sanayi tesisini yıkıyor, sonra yerine markalı konut dediğimiz lüks projeleri inşa ediyor. Fabrika yerine yapılan projeler büyük oranda kentsel dönüşüm kapsamına alındığı için evlerin yüzde 8 ya da 18 yerine yüzde 1 KDV oranı ile satılması da avantaj olarak görülüyor. İşte İstanbul'un değerine değer katan bölgeleri;
1- KARTAL
Adalar manzarasıyla dikkat çeken Kartal, Anadolu yakası metrosunun da etkisiyle kentsel dönüşümde öne çıkan bölgelerden biri haline geldi. TSKB Gayrimenkul Değerleme Genel Müdür Yardımcısı Ozan Kolcuoğlu, Kartal metrosu, adliye gibi faktörlerle birlikte değer kazanan semtte konutların önümüzdeki yıllarda daha da değer kazanması beklediklerini söylüyor. Kartal’da konut metrekare fiyatlarının projenin konumuna, büyüklüğüne ve manzara durumuna bağlı olarak değişkenlik göstermekle birlikte genel olarak 4 bin 500 lira ile 6 bin lira aralığında olduğunu belirten Kolcuoğlu, “Sahilyolu aksına baktığımızda ise fiyatların 7 bin 500 lira ile 10 bin lira aralığında. Maltepe bölgesindeki kentsel dönüşüm çalışmalarının hızlanması ile Kartal bölgesine talebin artacağı ve fiyatların, doluluk oranlarının yükseleceği tahmin ediliyor” diyor.
2- CENDERE
Fabrikadan dönüşüm konusunda en hızlı ilerleme kaydeden bölgelerden biri de Cendere oldu. Ayazağa ve Seyrantepe’yi de içeren Cendere Vadisi’nde konut, otel, ofis ve alışveriş caddelerini kapsayan karma kullanımlı projeler inşa ediliyor. Bölgede 5 yıl önce metrekaresi 1000-1500 liraya konut bulmak mümkündü. Bugün o evlerin metrekare fiyatı 3 bin 500 lirayı buldu. Markalı yeni projelerde ortalama metrekare fiyatı 7 bin 500 lira. Yeni projelerde metrekaresi 10 bin liradan satışa çıkanlar da var.
3- SANCAKTEPE
Üsküdar – Sancaktepe metro hattı inşaası ile Sancaktepe’de konut fiyatlarında yüksek artışların yaşandığına dikkat çeken Ozan Kolcuoğlu, “Önceki yıllarda metrekaresi 2 bin - 2 bin 500 lira olan daire fiyatları günümüzde metro hattının inşası ve markalı konut geliştiricilerinin bölgeye gelmesi ile birlikte 3 bin 500 ile 4 bin 500 aralığına geldi.
4- GÜNEŞLİ
Güneşli Basın Ekspres aksı ise geniş sanayi alanları ile markalı konut üreticiler için önemli bir adres oldu. Atatürk Havalimanı’na yakınlığı nedeni ile bölgede sadece konut değil, ofis ve otel yatırımları da yapılıyor.
5- ZEYTİNBURNU
Zeytinburnu ilçesinin en önemli özelliği yakın zamana kadar kaçak ve çarpık yapılaşmanın en yoğun olduğu bölgelerden birisi olmasına rağmen kısa sürede hızlı bir dönüşümle farklı bir çehreye dönüşmesi. Zeytinburnu’ndaki bu dönüşümdeki en büyük etkenlerden ikisi; sanayi yapılaşmalarının hızla şehir dışına taşınmasıyla ortaya çıkan arsa stoku ve konumundan kaynaklı ulaşım avantajı. Zeytinburnu’nun yalnızca D-100 vasıtasıyla değil, deniz ve demiryolu vasıtasıyla da ulaşım için elverişli bir bölge olduğunu belirten Kolcuoğlu, “Marmaray hattının ve Avrasya Tüneli’nin de bölgeye etkisi ile fiyatlar hızla yükselmiş ve büyük projeler yapılmaya başlanmıştır. Sahil yolu hattındaki markalı konut projelerinde metrekare fiyatları 15 bin lira ve üzerinde görülürken, iç kesimlerde kalan projelerde metrekare fiyatı 7 bin lira ile 10 bin lira arasında değişiyor” diyor.
6- KAĞITHANE
Kağıthane’de sanayi alanların konuta dönüşmesine en etkili faktör konumu oldu. Maslak’a yakınlığı, Levent ve Maslak’tan sonra ofis piyasası icin 2. bölge olarak gelişmesi Kağıthane’yi öne çıkarıyor. Bölgede 2010 yılında metrekare satış fiyatı bin 500 lirayken bugün 5 bin lirayı buluyor.
11 Nisan 2017 Salı
Topuk Yaylası "tabiat parkı" ilan edildi
Kütahya'nın Domaniç ilçesindeki Topuk Yaylası, "Türkiye'nin 210'uncu tabiat parkı" ilan edildi.
Kütahya'nın Domaniç ilçesi sınırlarında yer alan Topuk Yaylası, Orman ve Su işleri Bakanlığınca "Türkiye'nin 210'uncu tabiat parkı" olarak ilan edildi.
Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamaya göre, Türkiye'nin tabii, kültürel ve rekreasyonel kaynak değerlerine sahip yöreleri, 2873 Sayılı Milli Parklar Kanunu'na göre "milli park, tabiat parkı, tabiatı koruma alanı ve tabiat anıtı" olarak Bakanlık tarafından koruma altına alınıyor.
Bu doğrultuda son olarak, Kütahya'nın Domaniç ilçesi sınırlarında bulunan Topuk Yaylası, Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından "Türkiye'nin 210'uncu tabiat parkı" ilan edildi.
Kütahya merkeze 101 kilometre mesafede ve Domaniç-İnegöl Karayolu'nun 11'inci kilometresinde yer alan tabiat parkı, 780 dekarlık orman alanı içerisinde yer alıyor.
"81 İL İÇİN TABİAT TURİZMİ MASTER PLANLARINI TAMAMLADIK"
Açıklamada değerlendirmelerine yer verilen Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Topuk Yaylası Tabiat Parkı'nın orman ve göl ekosistemini bir bütün olarak ihtiva ettiğinin altını çizerek, "Bu eşsiz tabii güzelliğe sahip tabiat parkımız, yeşil ve mavinin iç içe geçmesi ile yüksek bir peyzaj değeri taşıyor. Koruma altına aldığımız bu alanı vatandaşlarımız muhakkak gidip görmeliler" ifadesini kullandı.
Korunan alanları hem adet hem de alan olarak sürekli artırdıklarını vurgulayan Eroğlu, Topuk Yaylası Tabiat Parkı'nı bilimsel değerinin yanında estetik değeriyle de koruma altına aldıklarını aktardı.
Tabiatı her zaman koruduklarını ve gelişmesi için desteklediklerini kaydeden Bakan Eroğlu, şu ifadeleri kullandı:
"Milli parklar ile tabiat parklarını ziyaretçilerin ilgi odağı haline getirmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Her geçen yıl korunan alanlarımızı ziyaret edenlerin sayısı artıyor. Türkiye'de 'turizm' denilince güneş ve deniz akla geliyor. Özellikle sahillerde milyarlarca dolarlık yatırımlar yapılıyor. Oysa dünyanın birçok ülkesinde ekoturizm gelişiyor. Biz de bu tabiat harikası alanlarımızda ekoturizmi geliştirmek istiyoruz. Bu çerçevede 81 il için tabiat turizmi master planlarını tamamladık ve turizm alanlarını belirledik. Bu alanları turizmin de gözdesi haline getireceğiz."
Kütahya'nın Domaniç ilçesi sınırlarında yer alan Topuk Yaylası, Orman ve Su işleri Bakanlığınca "Türkiye'nin 210'uncu tabiat parkı" olarak ilan edildi.
Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamaya göre, Türkiye'nin tabii, kültürel ve rekreasyonel kaynak değerlerine sahip yöreleri, 2873 Sayılı Milli Parklar Kanunu'na göre "milli park, tabiat parkı, tabiatı koruma alanı ve tabiat anıtı" olarak Bakanlık tarafından koruma altına alınıyor.
Bu doğrultuda son olarak, Kütahya'nın Domaniç ilçesi sınırlarında bulunan Topuk Yaylası, Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından "Türkiye'nin 210'uncu tabiat parkı" ilan edildi.
Kütahya merkeze 101 kilometre mesafede ve Domaniç-İnegöl Karayolu'nun 11'inci kilometresinde yer alan tabiat parkı, 780 dekarlık orman alanı içerisinde yer alıyor.
"81 İL İÇİN TABİAT TURİZMİ MASTER PLANLARINI TAMAMLADIK"
Açıklamada değerlendirmelerine yer verilen Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Topuk Yaylası Tabiat Parkı'nın orman ve göl ekosistemini bir bütün olarak ihtiva ettiğinin altını çizerek, "Bu eşsiz tabii güzelliğe sahip tabiat parkımız, yeşil ve mavinin iç içe geçmesi ile yüksek bir peyzaj değeri taşıyor. Koruma altına aldığımız bu alanı vatandaşlarımız muhakkak gidip görmeliler" ifadesini kullandı.
Korunan alanları hem adet hem de alan olarak sürekli artırdıklarını vurgulayan Eroğlu, Topuk Yaylası Tabiat Parkı'nı bilimsel değerinin yanında estetik değeriyle de koruma altına aldıklarını aktardı.
Tabiatı her zaman koruduklarını ve gelişmesi için desteklediklerini kaydeden Bakan Eroğlu, şu ifadeleri kullandı:
"Milli parklar ile tabiat parklarını ziyaretçilerin ilgi odağı haline getirmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Her geçen yıl korunan alanlarımızı ziyaret edenlerin sayısı artıyor. Türkiye'de 'turizm' denilince güneş ve deniz akla geliyor. Özellikle sahillerde milyarlarca dolarlık yatırımlar yapılıyor. Oysa dünyanın birçok ülkesinde ekoturizm gelişiyor. Biz de bu tabiat harikası alanlarımızda ekoturizmi geliştirmek istiyoruz. Bu çerçevede 81 il için tabiat turizmi master planlarını tamamladık ve turizm alanlarını belirledik. Bu alanları turizmin de gözdesi haline getireceğiz."
Trafik sigortasında tavan fiyat uygulaması geliyor
Trafik sigortasında heyecanla beklenen tavan fiyat uygulamasında Hazine Müsteşarlığı çalışmasını tamamlarken, düzenlemenin beklendiği gibi fiyatları cüzi hale getirmeyecek. İşte trafik sigortasında yeni tavan fiyat düzenlemesi hakkında son gelişmeler...
Tavan uygulaması beklendiği gibi fiyatları cüzi hale getirmeyecek. Şirketlerin sermaye yeterliliği de gözetiliyor. Bazı kademelerde vatandaşın mağdur edilmesi önlenecek, bazılarında tavan fiyat artışını bile beraberinde getirecek. 16.5 milyon araç sahibi ve sigorta sektörü uzun süredir trafik sigortasına getirilecek prim tavanı ile yatıp kalkıyor. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in açıklamaları ile gündeme gelen konu hakkında Hazine Müsteşarlığı çalışmasını tamamladı ve Mehmet Şimşek’e iletti.
Habertürk'ün haberine göre çalışma, trafik sigortası fiyatlarını aşağı çekerek vatandaşın bu konudaki şikâyetlerinin önüne geçecek. Ancak fiyatlar herkesin beklediği gibi çok cüzi tutarlara inmeyecek. Hazine bir yandan son 1.5 yılda tırmanışa geçerek kimi araç sahiplerinin poliçesini yüzde 100’den fazla artışla yenilemesini sağlayan durumu düzeltmeye çalışırken diğer yandan sigorta şirketlerini de düşünüyor. Buradaki kritik nokta ise sigorta şirketlerinin sermaye yeterliliği. Hazine düzenleme ile şirketlerin ek sermaye koyma zorunluluğu olmamasına özen gösterdi. Bilimsel ve istatistiki yöntemler ise dengeli bir sonuca ulaşılmasını sağladı.
Bazı otomobillerde artabilir
Trafik sigortasında araçlar hasar oranlarına göre 7 ayrı basamakta sigortalanıyor. İlk yıl 4’üncü basamaktan giren araçlar sonraki yıllarda kaza yaparsa 1’inci basamağa, yapmazsa 7’inci basamağa doğru ilerliyor. Sigorta şirketleri ayrıca aracın markasına, rengine veya sürücünün kadın, erkek, yaşlı, genç olmasına, evde 13-17 yaşında çocuk olup olmadığına bakarak yeni kriterler oluşturuyor. İşte bu kriterler bazı şirketlerde bazen 7 ayrı kademeye göre daha belirleyici olabiliyor. Böylece sigorta çok daha ucuz veya pahalı hale geliyor. Şimdi getirilecek tavan bazı modellerde mevcut primin üstünde kalabilir.
Eğer fiyatlar tavana çekilirse etkilenir
Tavanın gelmesi ile şimdiye kadar düşük fiyat uygulanan marka ve kademelerde prim zammı olması mecburi değil. Eğer sigorta şirketi isterse tüm fiyatları tavana çekerse fiyat artışı sağlanmış olur.
Tavan uygulaması beklendiği gibi fiyatları cüzi hale getirmeyecek. Şirketlerin sermaye yeterliliği de gözetiliyor. Bazı kademelerde vatandaşın mağdur edilmesi önlenecek, bazılarında tavan fiyat artışını bile beraberinde getirecek. 16.5 milyon araç sahibi ve sigorta sektörü uzun süredir trafik sigortasına getirilecek prim tavanı ile yatıp kalkıyor. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in açıklamaları ile gündeme gelen konu hakkında Hazine Müsteşarlığı çalışmasını tamamladı ve Mehmet Şimşek’e iletti.
Habertürk'ün haberine göre çalışma, trafik sigortası fiyatlarını aşağı çekerek vatandaşın bu konudaki şikâyetlerinin önüne geçecek. Ancak fiyatlar herkesin beklediği gibi çok cüzi tutarlara inmeyecek. Hazine bir yandan son 1.5 yılda tırmanışa geçerek kimi araç sahiplerinin poliçesini yüzde 100’den fazla artışla yenilemesini sağlayan durumu düzeltmeye çalışırken diğer yandan sigorta şirketlerini de düşünüyor. Buradaki kritik nokta ise sigorta şirketlerinin sermaye yeterliliği. Hazine düzenleme ile şirketlerin ek sermaye koyma zorunluluğu olmamasına özen gösterdi. Bilimsel ve istatistiki yöntemler ise dengeli bir sonuca ulaşılmasını sağladı.
Bazı otomobillerde artabilir
Trafik sigortasında araçlar hasar oranlarına göre 7 ayrı basamakta sigortalanıyor. İlk yıl 4’üncü basamaktan giren araçlar sonraki yıllarda kaza yaparsa 1’inci basamağa, yapmazsa 7’inci basamağa doğru ilerliyor. Sigorta şirketleri ayrıca aracın markasına, rengine veya sürücünün kadın, erkek, yaşlı, genç olmasına, evde 13-17 yaşında çocuk olup olmadığına bakarak yeni kriterler oluşturuyor. İşte bu kriterler bazı şirketlerde bazen 7 ayrı kademeye göre daha belirleyici olabiliyor. Böylece sigorta çok daha ucuz veya pahalı hale geliyor. Şimdi getirilecek tavan bazı modellerde mevcut primin üstünde kalabilir.
Eğer fiyatlar tavana çekilirse etkilenir
Tavanın gelmesi ile şimdiye kadar düşük fiyat uygulanan marka ve kademelerde prim zammı olması mecburi değil. Eğer sigorta şirketi isterse tüm fiyatları tavana çekerse fiyat artışı sağlanmış olur.
10 Nisan 2017 Pazartesi
Irkçılara meydan okuyan kızın fotoğrafı sembole dönüştü
İngiltere'de ırkçıların eylemi sırasında çekilen bir fotoğraf, sembole dönüştü. Fotoğraftaki kadın, İngiliz ırkçıları ve İslam karşıtlarının düzenlediği bir gösteride, liderleri Ian Crossland'in karşısına geçti ve ortaya müthiş bir "o an" karesi çıktı.
Safiye Khan isimli genç kadın, İslam karşıtlığı ve ırkçı-faşizmin İngiltere'deki en güçlü örgütü "İngiliz Savunma Birliği"ne tek başına kafa tuttu.
Birliğin Birmingham kentinde düzenlediği gösteride, aniden ırkçıların arasında kalan Safiye Khan, İngiliz medyasına göre, "beklenmedik ve cesaret isteyen bir eylemin kahramanı" oldu.
Safiye Khan, Birmingham'deki merkez caminin önünde protesto gösterisi yapan ırkçıların tehditlerine aldırmadı.
Irkçı, yabancı düşmanı ve islam karşıtı "İngiliz Savunma Birliği" örgütünün lideri Ian Crossland'in önünde duran ve ona sadece alaycı bir gülümseme ile bakan Safiye Khan, bu hareketiyle sosyal medyada da büyük yankı uyandırdı.
Safiye Khan, BBC’ye yaptığı açıklamada fotoğrafın çekildiği sırada etrafı bir grup erkek tarafından sarılan başörtülü arkadaşına yardım ettiğini söyledi. Khan, “Benim kentimde insanlara kabadayılık yapılmasından hoşlanmıyorum” ifadesini kullanarak, fotoğrafın bu kadar ilgi çekmesine şaşırdığını söyledi.
Televizyon sunucusu Piers Morgan ise, “haftanın fotoğrafı” ilan ettiği kare için “öfkeli ırkçıya Asyalı kadından neşeli ve küçümseyen bakış” yorumunda bulundu. (ntvmsnc)
Safiye Khan isimli genç kadın, İslam karşıtlığı ve ırkçı-faşizmin İngiltere'deki en güçlü örgütü "İngiliz Savunma Birliği"ne tek başına kafa tuttu.
Birliğin Birmingham kentinde düzenlediği gösteride, aniden ırkçıların arasında kalan Safiye Khan, İngiliz medyasına göre, "beklenmedik ve cesaret isteyen bir eylemin kahramanı" oldu.
Safiye Khan, Birmingham'deki merkez caminin önünde protesto gösterisi yapan ırkçıların tehditlerine aldırmadı.
Irkçı, yabancı düşmanı ve islam karşıtı "İngiliz Savunma Birliği" örgütünün lideri Ian Crossland'in önünde duran ve ona sadece alaycı bir gülümseme ile bakan Safiye Khan, bu hareketiyle sosyal medyada da büyük yankı uyandırdı.
Safiye Khan, BBC’ye yaptığı açıklamada fotoğrafın çekildiği sırada etrafı bir grup erkek tarafından sarılan başörtülü arkadaşına yardım ettiğini söyledi. Khan, “Benim kentimde insanlara kabadayılık yapılmasından hoşlanmıyorum” ifadesini kullanarak, fotoğrafın bu kadar ilgi çekmesine şaşırdığını söyledi.
Televizyon sunucusu Piers Morgan ise, “haftanın fotoğrafı” ilan ettiği kare için “öfkeli ırkçıya Asyalı kadından neşeli ve küçümseyen bakış” yorumunda bulundu. (ntvmsnc)
9 Nisan 2017 Pazar
Nüfus Hizmetleri Kanunu’nda değişiklik
Türkiye’de eşlerin ikamet bildiriminde sıkıntılara neden olan 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 48. maddesinde değişiklik yapıldı. Artık farklı adreste ikamet edip eşinin yanına taşınan kadın ya da erkek için ikamet edilen adrese posta yolu ile kurum tarafından bildirim yapılacağı belirtildi. Yeni eşler aynı adrese tek başına bildirimde bulunabilecekler.
Nüfus Hizmetleri Kanunu'nda yapılan değişiklikle birlikte daha önce evli olup farklı adreslerde ikamet eden çiftlerin aynı adrese ikamet bildirmesi için yanına taşınılacak olan eşin de nüfus müdürlüğüne gelip imza verme şartı değiştirildi. Başka bir adresten eşinin bulunduğu adrese ikametini aldırmak isteyen kişinin artık tek başına gidip nakil yaptırabilecek. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 48 maddesinde daha önce “Adresin birlikte oturma gerekçesiyle bir başka kişi tarafından beyan edilmesi halinde, ilgilinin halihazırda o adreste oturan kişi ile birlikte müracaatı halinde beyanı kabul edilir. Birlikte müracaatın mümkün olmaması halinde adreste halihazırda oturan kişinin oturduğu yerin yöneticisi ya da muhtar tarafından birlikte oturduğuna ilişkin yazılı beyan istenir” maddesine “Ancak evlilik birliği devam ettiği halde halihazırda ayrı konutlarda oturan eşlerden birinin diğer eşin adresine yerleşim yeri adres bildiriminde bulunması durumunda birlikte müracaat alınmayacaktır. Söz konusu bildirim işleme alınarak nüfus müdürlüğünce diğer eşe bildirim yazısı gönderilecektir. Herhangi bir şikayet veya beyandan şüphe duyulması halinde kanunun 60'ıncı maddesi gereğince işlem yapılacaktır” denildi. (sözcü.com.tr)
Nüfus Hizmetleri Kanunu'nda yapılan değişiklikle birlikte daha önce evli olup farklı adreslerde ikamet eden çiftlerin aynı adrese ikamet bildirmesi için yanına taşınılacak olan eşin de nüfus müdürlüğüne gelip imza verme şartı değiştirildi. Başka bir adresten eşinin bulunduğu adrese ikametini aldırmak isteyen kişinin artık tek başına gidip nakil yaptırabilecek. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 48 maddesinde daha önce “Adresin birlikte oturma gerekçesiyle bir başka kişi tarafından beyan edilmesi halinde, ilgilinin halihazırda o adreste oturan kişi ile birlikte müracaatı halinde beyanı kabul edilir. Birlikte müracaatın mümkün olmaması halinde adreste halihazırda oturan kişinin oturduğu yerin yöneticisi ya da muhtar tarafından birlikte oturduğuna ilişkin yazılı beyan istenir” maddesine “Ancak evlilik birliği devam ettiği halde halihazırda ayrı konutlarda oturan eşlerden birinin diğer eşin adresine yerleşim yeri adres bildiriminde bulunması durumunda birlikte müracaat alınmayacaktır. Söz konusu bildirim işleme alınarak nüfus müdürlüğünce diğer eşe bildirim yazısı gönderilecektir. Herhangi bir şikayet veya beyandan şüphe duyulması halinde kanunun 60'ıncı maddesi gereğince işlem yapılacaktır” denildi. (sözcü.com.tr)
Sinan Oğan'a silahlı saldırı girişimi iddiası
MHP'den ihraç Sinan Oğan, Samsun'un Bafra ilçesinde esnafı ziyareti sırasında, kalabalık arasında belinde tabanca olduğu ileri sürülen bir kişiyi korumaları yakalamak istedi. Bu kişinin korumalar yakalayamadan kaçtığı ihbarı üzerine polis araştırma başlattı.
Sinan Oğan, anayasa değişikliği referandum çalışmaları kapsamında Bafra'ya geldi. Oğan, saat 16.30 sıralarında Belediye Caddesi üzerindeki esnafı ziyaret etmeye başladı. Bu sırada Oğan'ın korumaları, kalabalık arasında bir kişinin belinde tabanca olduğunu fark etti. Korumaların kendisini gördüğünü anlayan kimliği belirlenemeyen kişi, koşarak kaçtı.
Korumalar şüpheliyi kovaladı ancak yakalayamadı. İhbar üzerine harekete geçen polisler, şüphelinin yakalanması için ilçede geniş çaplı soruşturma başlattı.
Oğan, olay sonrasında düzenlenen programa katılmak üzere Bafra Belediyesi Kültür Merkezi'ne gitti. Burada konuşma yapan Oğan, "Suikast hazırlarken kaçtılar. Türkiye'yi bir Evet- Hayır oylaması ile getirdikleri nokta budur" dedi. Referandum kampanyasının çok gergin ortamda geçtiğini kaydeden Oğan, şunları söyledi:
"Burada anayasayı oylayacağız ama siyasetçilerin o sorumsuz açıklamaları bize yönelik saldırıları durdurmamaları maalesef bir karanlık emellere böyle fırsat sunmuştur. Buradan Başbakan Binali Yıldırım'a sesleniyorum sana daha öncede mektup yazdım sen sadece 'evet' diyenlerin mi başbakanısın? Bizim can güvenliğimizi koruyamayacaksan in o koltuktan. Bunlar bizi yıldıracağını zannediyor. Bunlar bizim korkacağımızı zannediyor. Bizim hayır kampanyası yapmaktan vazgeçireceklerini zannediyor." DHA
Sinan Oğan, anayasa değişikliği referandum çalışmaları kapsamında Bafra'ya geldi. Oğan, saat 16.30 sıralarında Belediye Caddesi üzerindeki esnafı ziyaret etmeye başladı. Bu sırada Oğan'ın korumaları, kalabalık arasında bir kişinin belinde tabanca olduğunu fark etti. Korumaların kendisini gördüğünü anlayan kimliği belirlenemeyen kişi, koşarak kaçtı.
Korumalar şüpheliyi kovaladı ancak yakalayamadı. İhbar üzerine harekete geçen polisler, şüphelinin yakalanması için ilçede geniş çaplı soruşturma başlattı.
Oğan, olay sonrasında düzenlenen programa katılmak üzere Bafra Belediyesi Kültür Merkezi'ne gitti. Burada konuşma yapan Oğan, "Suikast hazırlarken kaçtılar. Türkiye'yi bir Evet- Hayır oylaması ile getirdikleri nokta budur" dedi. Referandum kampanyasının çok gergin ortamda geçtiğini kaydeden Oğan, şunları söyledi:
"Burada anayasayı oylayacağız ama siyasetçilerin o sorumsuz açıklamaları bize yönelik saldırıları durdurmamaları maalesef bir karanlık emellere böyle fırsat sunmuştur. Buradan Başbakan Binali Yıldırım'a sesleniyorum sana daha öncede mektup yazdım sen sadece 'evet' diyenlerin mi başbakanısın? Bizim can güvenliğimizi koruyamayacaksan in o koltuktan. Bunlar bizi yıldıracağını zannediyor. Bunlar bizim korkacağımızı zannediyor. Bizim hayır kampanyası yapmaktan vazgeçireceklerini zannediyor." DHA
Ehliyette randevu süresi 6 aya çıktı
1 Ocak 2016’da yürürlüğe giren yönetmelik gereğince, sürücü ehliyetleri 2020 yılına kadar yenilenecek.Ehliyet yenilemek için, Emniyet Genel Müdürlüğü'ne ait internet adresinden randevu almak gerekiyor. Ancak özellikle büyük illerde, yığılma dolayısıyla en erken 2-6 ay sonrasına gün verilebiliyor.
İstanbul ve İzmir için en erken tarih 2 ay sonrası olurken; Ankara, Bursa, Diyarbakır gibi bazı illerde bu süre, 4-6 aya kadar uzuyor. Randevu alınıp müracaat sonrası, yeni ehliyetin hazırlanması için de bekleniyor. Kırık ve yıpranmış ehliyetlerini değiştirmek isteyen vatandaşlar trafik kontrollerinde mağdur oluyor.
EN HIZLI BAĞCILAR
Ankara Emniyet Müdürlüğü en erken ağustos ayına randevu verirken, İstanbul'da Bağcılar İlçe Emniyet Müdürlüğü'nden bir ay içinde randevu alınabiliyor. İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nden ehliyet almak isteyenler haziran ayını, Kadıköy İlçe Emniyet Müdürlüğü'nden ehliyet almak isteyenler ise temmuz ayını beklemek zorunda kalıyor. Bursa için en yakın tarih olarak haziran ayına randevu verilirken, birçok ilçesinde ise eylül ayı bekleniyor. İzmir'e en yakın 2 ay sonraya randevu alınabiliyor. Antalya, Giresun ve Denizli'de bu süre 1 aya iniyor, Diyarbakır'da ise 6 aya çıkıyor. (Sözcü)
İstanbul ve İzmir için en erken tarih 2 ay sonrası olurken; Ankara, Bursa, Diyarbakır gibi bazı illerde bu süre, 4-6 aya kadar uzuyor. Randevu alınıp müracaat sonrası, yeni ehliyetin hazırlanması için de bekleniyor. Kırık ve yıpranmış ehliyetlerini değiştirmek isteyen vatandaşlar trafik kontrollerinde mağdur oluyor.
EN HIZLI BAĞCILAR
Ankara Emniyet Müdürlüğü en erken ağustos ayına randevu verirken, İstanbul'da Bağcılar İlçe Emniyet Müdürlüğü'nden bir ay içinde randevu alınabiliyor. İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nden ehliyet almak isteyenler haziran ayını, Kadıköy İlçe Emniyet Müdürlüğü'nden ehliyet almak isteyenler ise temmuz ayını beklemek zorunda kalıyor. Bursa için en yakın tarih olarak haziran ayına randevu verilirken, birçok ilçesinde ise eylül ayı bekleniyor. İzmir'e en yakın 2 ay sonraya randevu alınabiliyor. Antalya, Giresun ve Denizli'de bu süre 1 aya iniyor, Diyarbakır'da ise 6 aya çıkıyor. (Sözcü)
8 Nisan 2017 Cumartesi
Torbalı’da halk ayaklandı; 500 Suriyeli mahalleyi terk etti
İzmir Torbalı'da halkın Suriyeliler ile yaşadığı gerginlik doruk noktasına ulaştı. Suriyeliler'in gelmesi ile uzun süredir sosyolojik sorunlar yaşanan Torbalı'da sonunda korkulan oldu. Pamukyazı Mahallesi'nde bir çocuğu dövdüğü öne sürülen Suriyeli gruba, mahalle sakinleri sopa ve tırpanla saldırdı. 1'i ağır 30 kişinin yaralandığı olay sonrası yaklaşık 500 kişilik Suriyeli grup, mahalleyi terk etti.
Suriyeli grup bir çocuğu dövünce mahalle halkı ayaklandı. Kavga çıktı. 30 kişi yaralandı. Olay sonrası yaklaşık 500 kişilik Suriyeli grup apar topar ilçeyi terk etti. Bu olayın bardağı taşıran son damla olduğunu ifade eden mahalle muhtarı Muhammet Ali Çürükçü, “Önce işimizi aldılar elimizden. Sonra hırsızlık yaparak malımızı aldılar. Mezarlıkta cinsel ilişki yaşayarak huzurumuzu bozdular. En sonunda da canımızı almaya çalıştılar” diye konuştu.
BIÇAKLI, SOPALI KAVGA ÇIKTI
İzmir'in Torbalı İlçesi Pamukyazı Mahallesi’ndeki olay önceki gün Suriyeli bir grubun, bir çocuğu dövmesi ile başladı. Bunu duyan çocuğun ailesi ile Suriyeliler arasında çıkan tartışmada, bıçaklar ve sopalar kullanıldı. Olay büyüdükçe kavgaya katılanların sayısı çoğaldı. 1'i ağır 30 kişi yaralandı. Yaralılar ambulanslarla Torbalı Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Mahalle sakini olan ve kavgada bıçakla ağır yaralanan 22 yaşındaki Mustafa M. ise ambulansla İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne sevk edildi.
MAHALLE HALKI AYAKLANDI
Gergin geçen gecenin ardından mahalleli ayaklandı. Yaklaşık 300 kişilik grup, sabah toplanarak Suriyeliler’in kaldığı bölgeye gitti. Durumu fark eden Suriyeliler ise çadırları terk ederek hızla bölgeden uzaklaştı.Torbalı- Tire karayoluna çıkan Suriyeliler, otostop yapmalarına karşılık bulamayınca, yaya olarak Tire yönüne doğru uzaklaştı.
SURİYELİLER İLÇEYİ TERK ETTİ
Torbalı-Selçuk yolunu bir süre trafiğe kapatan mahalle halkı, Suriyelilerin boşalttığı 40 çadırı yıktı. Gerginliğin had safhaya ulaşması üzerine diğer Suriyeliler de kiraladıkları evleri boşaltarak mahalleden ayrıldı. Böylece Pamukyazı Mahallesi’nde hiç Suriyeli kalmadı.
BU OLAY BARDAĞI TAŞIRAN SON DAMLA
Yaşananları SÖZCÜ’ye anlatan Pamukyazı Mahalle Muhtarı Ali Çürükçü, bu olayın bir sonuç olduğunu, gerginliğin çok öncelere dayandığını söyledi. Suriyeliler’in mahalleye gelişi ile işsizlik sorununun ortaya çıktığını belirten Çürükçü, “Burada ağırlıklı olarak tarım işçiliği yapılmaktadır. Suriyeliler geldikten sonra daha düşük yevmiye ile çalıştıkları için dayıbaşları tarlalarda onlara iş vermeye başladı. Bizim vatandaşlarımız işsiz ve aç kaldı. Daha sonra, evlere girilerek yapılan hırsızlık vakalarında büyük artış yaşandı. Bir gecede 6 eve hırsız girdiği oldu. Mezarlıkta cinsel ilişki yaşadılar. Ölülerimize de saygı göstermediler, çevredeki aileler ve çocuklara da. Yaptıkları ahlaksızlıklar hepimizin huzurunu kaçırdı. Sık sık kavga çıkardılar. İki hafta önce yaklaşık 30 Suriyeli, iki vatandaşımıza kazmalar ve sopalar ile saldırdı. Hiç acımadan. Çok fena darp ettiler” dedi.
SURİYELİLER ACIMASIZCA, ÖLDÜRESİYE SALDIRDI
Yaşanan son olayı da anlatan Çürükçü, “Suriyeliler mahallemizin 12 yaşındaki bir çocuğu dövdü. Bunun üzerine mahallemizin 23 yaşındaki gençlerinden Ramazan A. çocuğu döven Suriyeli’ye tepki gösterdi. Üç Suriyeli, Ramazan A’ya saldırarak kafasını kanlar içinde bıraktı, kolunu kırdı. Haberi duyan Ramazan A’nın babası ve amcası, oğlunu alıp hastaneye götürmek için olay yerine gitti. Onu hastaneye götürmek için arabaya bindirmek üzereyken, bu kez traktör ve pikap ile gelen 30 kişilik Suriyeli grup Ramazan A’nın babası ve amcasına saldırdı. Kahvehaneden kavgayı ayırmak için gelen vatandaşlara da saldırdılar. Hem de ellerindeki sopa, taş ve çapalarla vurarak. Çapayla vurdukları bir vatandaşımızın kaşı aşağıya düştü. O esnada vatandaşımız Mustafa M'yi de bıçaklayarak ağır yaraladılar. Bu olay bardağı taşıran son damla oldu. Gece mahalle halkı ayaklandı. Jandarma gelerek kalabalığı dağıttı. Sabah olduğunda öfkesi dinmeyen mahalle halkı yine toplanarak Suriyeliler’in kaldığı bölgeye doğru yürüyüşe geçti. Durdurmak imkansızdı. Halkın geldiğini duyan Suriyeliler bölgeyi terk ederek gitti. Hiçbir Suriyeli darp edilmedi. Allah’tan ucuz atlatıldı. Daha kötü noktalara varabilirdi” diye konuştu.
BİZE SALDIRACAKLARINA VATANLARINI SAVUNSUNLAR
Muhtar Çürükçü, “Ben doğma büyüme Pamukyazılı’yım. Burası kozmopolit bir yer ama toplum birbirine saygılı ve huzurlu yaşadı. Biz ırkçı değiliz. Buraya Mardin’den Uşak’a, Diyarbakır’dan Denizli’ye kadar her yerden insan gelip yerleşmiştir. Şimdiye kadar hiç böyle bir olayla karşılaşmadık. Suriyeliler burada hiç rahat durmadılar. Vatandaşlarımızı acımasızca, öldüresiye döveceklerine kendi vatanlarını neden savunmadılar” ifadelerini kullandı.
Suriyelilerin ayrılmasının ardından Pamukyazı'da hayat normale döndü. (sözcü.com.tr)
Suriyeli grup bir çocuğu dövünce mahalle halkı ayaklandı. Kavga çıktı. 30 kişi yaralandı. Olay sonrası yaklaşık 500 kişilik Suriyeli grup apar topar ilçeyi terk etti. Bu olayın bardağı taşıran son damla olduğunu ifade eden mahalle muhtarı Muhammet Ali Çürükçü, “Önce işimizi aldılar elimizden. Sonra hırsızlık yaparak malımızı aldılar. Mezarlıkta cinsel ilişki yaşayarak huzurumuzu bozdular. En sonunda da canımızı almaya çalıştılar” diye konuştu.
BIÇAKLI, SOPALI KAVGA ÇIKTI
İzmir'in Torbalı İlçesi Pamukyazı Mahallesi’ndeki olay önceki gün Suriyeli bir grubun, bir çocuğu dövmesi ile başladı. Bunu duyan çocuğun ailesi ile Suriyeliler arasında çıkan tartışmada, bıçaklar ve sopalar kullanıldı. Olay büyüdükçe kavgaya katılanların sayısı çoğaldı. 1'i ağır 30 kişi yaralandı. Yaralılar ambulanslarla Torbalı Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Mahalle sakini olan ve kavgada bıçakla ağır yaralanan 22 yaşındaki Mustafa M. ise ambulansla İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne sevk edildi.
MAHALLE HALKI AYAKLANDI
Gergin geçen gecenin ardından mahalleli ayaklandı. Yaklaşık 300 kişilik grup, sabah toplanarak Suriyeliler’in kaldığı bölgeye gitti. Durumu fark eden Suriyeliler ise çadırları terk ederek hızla bölgeden uzaklaştı.Torbalı- Tire karayoluna çıkan Suriyeliler, otostop yapmalarına karşılık bulamayınca, yaya olarak Tire yönüne doğru uzaklaştı.
SURİYELİLER İLÇEYİ TERK ETTİ
Torbalı-Selçuk yolunu bir süre trafiğe kapatan mahalle halkı, Suriyelilerin boşalttığı 40 çadırı yıktı. Gerginliğin had safhaya ulaşması üzerine diğer Suriyeliler de kiraladıkları evleri boşaltarak mahalleden ayrıldı. Böylece Pamukyazı Mahallesi’nde hiç Suriyeli kalmadı.
BU OLAY BARDAĞI TAŞIRAN SON DAMLA
Yaşananları SÖZCÜ’ye anlatan Pamukyazı Mahalle Muhtarı Ali Çürükçü, bu olayın bir sonuç olduğunu, gerginliğin çok öncelere dayandığını söyledi. Suriyeliler’in mahalleye gelişi ile işsizlik sorununun ortaya çıktığını belirten Çürükçü, “Burada ağırlıklı olarak tarım işçiliği yapılmaktadır. Suriyeliler geldikten sonra daha düşük yevmiye ile çalıştıkları için dayıbaşları tarlalarda onlara iş vermeye başladı. Bizim vatandaşlarımız işsiz ve aç kaldı. Daha sonra, evlere girilerek yapılan hırsızlık vakalarında büyük artış yaşandı. Bir gecede 6 eve hırsız girdiği oldu. Mezarlıkta cinsel ilişki yaşadılar. Ölülerimize de saygı göstermediler, çevredeki aileler ve çocuklara da. Yaptıkları ahlaksızlıklar hepimizin huzurunu kaçırdı. Sık sık kavga çıkardılar. İki hafta önce yaklaşık 30 Suriyeli, iki vatandaşımıza kazmalar ve sopalar ile saldırdı. Hiç acımadan. Çok fena darp ettiler” dedi.
SURİYELİLER ACIMASIZCA, ÖLDÜRESİYE SALDIRDI
Yaşanan son olayı da anlatan Çürükçü, “Suriyeliler mahallemizin 12 yaşındaki bir çocuğu dövdü. Bunun üzerine mahallemizin 23 yaşındaki gençlerinden Ramazan A. çocuğu döven Suriyeli’ye tepki gösterdi. Üç Suriyeli, Ramazan A’ya saldırarak kafasını kanlar içinde bıraktı, kolunu kırdı. Haberi duyan Ramazan A’nın babası ve amcası, oğlunu alıp hastaneye götürmek için olay yerine gitti. Onu hastaneye götürmek için arabaya bindirmek üzereyken, bu kez traktör ve pikap ile gelen 30 kişilik Suriyeli grup Ramazan A’nın babası ve amcasına saldırdı. Kahvehaneden kavgayı ayırmak için gelen vatandaşlara da saldırdılar. Hem de ellerindeki sopa, taş ve çapalarla vurarak. Çapayla vurdukları bir vatandaşımızın kaşı aşağıya düştü. O esnada vatandaşımız Mustafa M'yi de bıçaklayarak ağır yaraladılar. Bu olay bardağı taşıran son damla oldu. Gece mahalle halkı ayaklandı. Jandarma gelerek kalabalığı dağıttı. Sabah olduğunda öfkesi dinmeyen mahalle halkı yine toplanarak Suriyeliler’in kaldığı bölgeye doğru yürüyüşe geçti. Durdurmak imkansızdı. Halkın geldiğini duyan Suriyeliler bölgeyi terk ederek gitti. Hiçbir Suriyeli darp edilmedi. Allah’tan ucuz atlatıldı. Daha kötü noktalara varabilirdi” diye konuştu.
BİZE SALDIRACAKLARINA VATANLARINI SAVUNSUNLAR
Muhtar Çürükçü, “Ben doğma büyüme Pamukyazılı’yım. Burası kozmopolit bir yer ama toplum birbirine saygılı ve huzurlu yaşadı. Biz ırkçı değiliz. Buraya Mardin’den Uşak’a, Diyarbakır’dan Denizli’ye kadar her yerden insan gelip yerleşmiştir. Şimdiye kadar hiç böyle bir olayla karşılaşmadık. Suriyeliler burada hiç rahat durmadılar. Vatandaşlarımızı acımasızca, öldüresiye döveceklerine kendi vatanlarını neden savunmadılar” ifadelerini kullandı.
Suriyelilerin ayrılmasının ardından Pamukyazı'da hayat normale döndü. (sözcü.com.tr)
7 Nisan 2017 Cuma
ABD Suriye'yi vurdu
ABD, 70 sivilin ölümüne yol açan kimyasal saldırıdan sorumlu tuttuğu Beşar Esad'a karşılık vermek için, Esad'ın denetiminde bulunan Şayrat Hava Üssü'nü 59 Toma Hawk füzesiyle vurdu. Suriye televizyonları, birden çok havaalanının saldırıya uğradığını öne sürdü. ABD Savunma Bakanlığı yetkilileri ise, Shariat Havaalanında pistlerin, uçakların ve yakıt depolarının hedef alındığını açıkladı. ABD Başkanı Donald Trump, kimyasal saldırının düzenlendiği öne sürülen Shariat Havaalanı'na füze saldırısı düzenlenmesi emrini kendisinin verdiğini açıkladı.
ABD, Başkan Trump'ın talimatıyla Suriye'nin Şayrat Hava Üssü'nü savaş gemilerinden atılan 59 füzeyle vurdu. Pentagon'da toplantı sürerken USS Ross ve USS Porter ABD füze destroyerleri Suriye açıklarına yaklaştı. ABD Savunma Bakanlığı Pentagon, Suriye saatiyle 04:40'ta Akdeniz'in doğusundaki ABD savaş gemilerinden Suriye'ye 59 Tomahawk füzesi fırlatıldığını duyurdu. Füzeler Humus yakınlarında Al-Shayrat hava üsssünü hedef aldığını duyurdu.
'Uçaklar, depolar, savunma sistemleri vuruldu'
ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, "Saldırının orantılı olduğunu düşünüyoruz çünkü son kimyasal saldırının yapıldığı tesis hedef alındı" dedi. Pentagon bu füzelerle (hava üssündeki) uçaklar, hangarlar, yakıt ve lojistik destek depoları, güçlendirilmiş uçak sığınakları, mühimmat depoları, hava savunma sistemleri ve radarların vurulduğunu duyurdu. Trump da konuşmasında füze saldırısının Salı günü Suriye'nin Han Şeyhun kasabasında sinir gazı kullanıldığı öne sürülen saldırıya karşılık yapıldığını açıkladı. Pentagon saldırı öncesi Rusya'nın bilgilendirildiğini söyledi. Rusya'dan ise aksi yönde açıklama geldi.
Rusya'ya haber verildi mi, verilmedi mi?
ABD'li kaynaklar saldırıdan önce bilgi verilmesi nedeniyle üssün çok kısa bir süre içerisinde boşaltıldığını açıkladı. Moskova ise kendilerine bilgi verilmediğini açıkladı. Rus askeri kaynakları üssün uçaklar için uygun olmadığı sadece helikopterle için kullanılabildiğini öne sürdü.
Trump'tan ilk açıklama
ABD Başkanı Donald Trump, ABD'nin Suriye'yi vurmasıyla ilgili "Bu gece kimyasal saldırının yapıldığı askeri üssü hedef alan bir saldırı emrini verdim. Suriye'deki füze operasyonu ABD'nin güvenliği için elzemdi" açıklamasını yaptı.
Açıklamasında Suriye'nin İdlib kentinin Han Şeyhun beldesindeki sivilleri hedef alan kimyasal saldırıyı hatırlatan Trump, "Suriyeli diktatör Beşşar Esad, salı günü korkunç kimyasal saldırıyı gerçekleştirdi. Bu barbar saldırıyla birçok insan ve hatta güzel bebekler yavaş, vahşice ve insafsızca öldürüldü. Esed yardıma muhtaç erkek, kadın ve çocukların canını aldı. Suriye rejiminin kimyasal silah kullandığına hiç şüphe yok" dedi.
Pentagon'dan açıklama
ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) Sözcüsü Albay Jeff Davis, Suriye rejimine ait Şayrat Hava Üssünü 59 Tomahawk füzesiyle vurduklarını açıkladı. Pentagon’da gazetecilere açıklama yapan Albay Davis, “Başkan'ın (Donald Trump) talimatıyla ABD kuvvetleri, Suriye Hava Kuvvetlerine ait bir üssü yerel saatle 4.45, ABD Doğu Yakası yerel saatiyle 8.45’te seyir füzeleri ile vurdu.” açıklamasını yaptı. Saldırının Humus vilayeti sınırlarının içinde bulunan Şayrat Hava üssüne yönelik yapıldığını ifade eden Davis, fırlatılan Tomahawk Land füzelerinin Doğu Akdeniz’de konuşlu USS Porter ve USS Ross Destroyerlerinden fırlatıldığını ifade etti. ABD’nin hava saldırısının Esed rejiminin 4 Nisan’da İdlib’in Han Şeyhun beldesinde gerçekleştirdiği kimyasal silah saldırısına tepki olarak yapıldığını ifade eden Davis, “ABD, kimyasal saldırılara tahammül etmeyecektir.” dedi.
Davis, “Bu füzelerle (hava üssündeki) uçaklar, hangarlar, yakıt ve lojistik destek depoları, güçlendirilmiş uçak sığınakları, mühimmat depoları, hava savunma sistemleri ve radarları vuruldu.” şeklinde konuştu.
Sivil kayıplarını önlemek için mümkün mertebede can kaybının olmamasına dikkat ettiklerini ifade eden Davis, üssün 2013 öncesinde Esed rejimi tarafından kimyasal silah deposu olarak kullanıldığını ve ABD’nin radar izlerinin Han Şeyhun’daki kimyasal saldırıyı gerçekleştirmek üzere bu hava üssünden havalandığını tespit ettiğini ifade etti. (Kaynak:cnntürk.com.tr)
ABD, Başkan Trump'ın talimatıyla Suriye'nin Şayrat Hava Üssü'nü savaş gemilerinden atılan 59 füzeyle vurdu. Pentagon'da toplantı sürerken USS Ross ve USS Porter ABD füze destroyerleri Suriye açıklarına yaklaştı. ABD Savunma Bakanlığı Pentagon, Suriye saatiyle 04:40'ta Akdeniz'in doğusundaki ABD savaş gemilerinden Suriye'ye 59 Tomahawk füzesi fırlatıldığını duyurdu. Füzeler Humus yakınlarında Al-Shayrat hava üsssünü hedef aldığını duyurdu.
'Uçaklar, depolar, savunma sistemleri vuruldu'
ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, "Saldırının orantılı olduğunu düşünüyoruz çünkü son kimyasal saldırının yapıldığı tesis hedef alındı" dedi. Pentagon bu füzelerle (hava üssündeki) uçaklar, hangarlar, yakıt ve lojistik destek depoları, güçlendirilmiş uçak sığınakları, mühimmat depoları, hava savunma sistemleri ve radarların vurulduğunu duyurdu. Trump da konuşmasında füze saldırısının Salı günü Suriye'nin Han Şeyhun kasabasında sinir gazı kullanıldığı öne sürülen saldırıya karşılık yapıldığını açıkladı. Pentagon saldırı öncesi Rusya'nın bilgilendirildiğini söyledi. Rusya'dan ise aksi yönde açıklama geldi.
Rusya'ya haber verildi mi, verilmedi mi?
ABD'li kaynaklar saldırıdan önce bilgi verilmesi nedeniyle üssün çok kısa bir süre içerisinde boşaltıldığını açıkladı. Moskova ise kendilerine bilgi verilmediğini açıkladı. Rus askeri kaynakları üssün uçaklar için uygun olmadığı sadece helikopterle için kullanılabildiğini öne sürdü.
Trump'tan ilk açıklama
ABD Başkanı Donald Trump, ABD'nin Suriye'yi vurmasıyla ilgili "Bu gece kimyasal saldırının yapıldığı askeri üssü hedef alan bir saldırı emrini verdim. Suriye'deki füze operasyonu ABD'nin güvenliği için elzemdi" açıklamasını yaptı.
Açıklamasında Suriye'nin İdlib kentinin Han Şeyhun beldesindeki sivilleri hedef alan kimyasal saldırıyı hatırlatan Trump, "Suriyeli diktatör Beşşar Esad, salı günü korkunç kimyasal saldırıyı gerçekleştirdi. Bu barbar saldırıyla birçok insan ve hatta güzel bebekler yavaş, vahşice ve insafsızca öldürüldü. Esed yardıma muhtaç erkek, kadın ve çocukların canını aldı. Suriye rejiminin kimyasal silah kullandığına hiç şüphe yok" dedi.
Pentagon'dan açıklama
ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) Sözcüsü Albay Jeff Davis, Suriye rejimine ait Şayrat Hava Üssünü 59 Tomahawk füzesiyle vurduklarını açıkladı. Pentagon’da gazetecilere açıklama yapan Albay Davis, “Başkan'ın (Donald Trump) talimatıyla ABD kuvvetleri, Suriye Hava Kuvvetlerine ait bir üssü yerel saatle 4.45, ABD Doğu Yakası yerel saatiyle 8.45’te seyir füzeleri ile vurdu.” açıklamasını yaptı. Saldırının Humus vilayeti sınırlarının içinde bulunan Şayrat Hava üssüne yönelik yapıldığını ifade eden Davis, fırlatılan Tomahawk Land füzelerinin Doğu Akdeniz’de konuşlu USS Porter ve USS Ross Destroyerlerinden fırlatıldığını ifade etti. ABD’nin hava saldırısının Esed rejiminin 4 Nisan’da İdlib’in Han Şeyhun beldesinde gerçekleştirdiği kimyasal silah saldırısına tepki olarak yapıldığını ifade eden Davis, “ABD, kimyasal saldırılara tahammül etmeyecektir.” dedi.
Davis, “Bu füzelerle (hava üssündeki) uçaklar, hangarlar, yakıt ve lojistik destek depoları, güçlendirilmiş uçak sığınakları, mühimmat depoları, hava savunma sistemleri ve radarları vuruldu.” şeklinde konuştu.
Sivil kayıplarını önlemek için mümkün mertebede can kaybının olmamasına dikkat ettiklerini ifade eden Davis, üssün 2013 öncesinde Esed rejimi tarafından kimyasal silah deposu olarak kullanıldığını ve ABD’nin radar izlerinin Han Şeyhun’daki kimyasal saldırıyı gerçekleştirmek üzere bu hava üssünden havalandığını tespit ettiğini ifade etti. (Kaynak:cnntürk.com.tr)
6 Nisan 2017 Perşembe
Uçan balondaki helyum gazı 9 yaşındaki çocuğu öldürdü
Ankara'nın Gölbaşı ilçesinde 9 yaşındaki Muhammed Eymen Bayram, uçan balondaki helyum gazını soluması sonucu hayatını kaybetti.
Bayram, 2 Nisan günü doğum günü kutlamasında uçan balondaki helyum gazını soludu.
Bu sırada bayılan Bayram, ailesi tarafından kaldırıldığı özel bir hastanedeki ilk müdahalenin ardından Gazi Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesine sevk edildi.
Yoğun bakıma alınan Bayram, yapılan müdahaleye rağmen hayatını kaybetti.
Hastane raporunda, Muhammed Eymen Bayram'ın ölüm nedeni, "Helyum zehirlenmesine bağlı septik şok." olarak belirtildi.
Bayram'ın cenazesi Gölbaşı ilçesindeki Hacıhasan Mahallesi Camisi'ndeki kılınan cenaze namazının ardından mahalle mezarlığında toprağa verildi.
Cenazeye Bayram'ın ailesi, öğretmenleri ve arkadaşları katıldı. Baba Turgay Bayram, cenaze namazı sırasında gözyaşlarına hakim olamadı.
"Yoğun bakımda 2-3 gün mücadele etti"
Amca Göktay Bayram yaptığı açıklamada, yeğenini kaybetmekten duydukları üzüntüyü dile getirdi.
"Doğum günü partisinden kalan bir tane uçan balon içinde ses değiştiren gazdan çektikçe çocuk komik hale geldiğini düşünüyor. Daha sonra düşüyor. Hastaneye kaldırıldığında kalbi durmuştu." diyen Bayram, bu sırada babanın uyuduğunu, annenin ise mutfakta olduğunu belirtti.
Bayram, "Belli bir zaman geçiyor. Onlar da ne kadar zaman geçtiğinin farkında değil. Hastanede çocuğu hayata döndürdüler. Daha sonra yoğun bakım ünitesinde 2-3 gün mücadele etti ama vefat etti." dedi.
"Helyum gazı ile yapılan özendirici uygulamalara son verilmeli'
Bayram'ın yakınlarından Bülent Şimşek, televizyon programlarında helyum gazı ile yapılan özendirici uygulamalara son verilmesini istediklerini belirterek, bu tür olayların başka ailelerin başına gelmemesi için gereken önlemlerin alınmasını beklediklerini kaydetti.
Öte yandan hastane raporunda, Bayram'ın ölüm nedeni, "Helyum zehirlenmesine bağlı septik şok." olarak belirtildi. cnntürk
Bayram, 2 Nisan günü doğum günü kutlamasında uçan balondaki helyum gazını soludu.
Bu sırada bayılan Bayram, ailesi tarafından kaldırıldığı özel bir hastanedeki ilk müdahalenin ardından Gazi Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesine sevk edildi.
Yoğun bakıma alınan Bayram, yapılan müdahaleye rağmen hayatını kaybetti.
Hastane raporunda, Muhammed Eymen Bayram'ın ölüm nedeni, "Helyum zehirlenmesine bağlı septik şok." olarak belirtildi.
Bayram'ın cenazesi Gölbaşı ilçesindeki Hacıhasan Mahallesi Camisi'ndeki kılınan cenaze namazının ardından mahalle mezarlığında toprağa verildi.
Cenazeye Bayram'ın ailesi, öğretmenleri ve arkadaşları katıldı. Baba Turgay Bayram, cenaze namazı sırasında gözyaşlarına hakim olamadı.
"Yoğun bakımda 2-3 gün mücadele etti"
Amca Göktay Bayram yaptığı açıklamada, yeğenini kaybetmekten duydukları üzüntüyü dile getirdi.
"Doğum günü partisinden kalan bir tane uçan balon içinde ses değiştiren gazdan çektikçe çocuk komik hale geldiğini düşünüyor. Daha sonra düşüyor. Hastaneye kaldırıldığında kalbi durmuştu." diyen Bayram, bu sırada babanın uyuduğunu, annenin ise mutfakta olduğunu belirtti.
Bayram, "Belli bir zaman geçiyor. Onlar da ne kadar zaman geçtiğinin farkında değil. Hastanede çocuğu hayata döndürdüler. Daha sonra yoğun bakım ünitesinde 2-3 gün mücadele etti ama vefat etti." dedi.
"Helyum gazı ile yapılan özendirici uygulamalara son verilmeli'
Bayram'ın yakınlarından Bülent Şimşek, televizyon programlarında helyum gazı ile yapılan özendirici uygulamalara son verilmesini istediklerini belirterek, bu tür olayların başka ailelerin başına gelmemesi için gereken önlemlerin alınmasını beklediklerini kaydetti.
Öte yandan hastane raporunda, Bayram'ın ölüm nedeni, "Helyum zehirlenmesine bağlı septik şok." olarak belirtildi. cnntürk
Eski Diyanet İşleri Başkanı Bardakoğlu: Biz din ile siyaseti iç içe kıldık
Eski Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, İstanbul'da düzenlenen 20. Avrasya Ekonomi Forumu'nda, "İslam'la Dayanışma Ruhu Çerçevesinde Şiddet ve Terör Ortamında Dinlerin Barışa Katkısı, Mültecilik ve Terörün İlişkisi" konulu oturumda konuştu.
20. Avrasya Ekonomi Forumu'nda, "İslam'la Dayanışma Ruhu Çerçevesinde Şiddet ve Terör Ortamında Dinlerin Barışa Katkısı, Mültecilik ve Terörün İlişkisi" konulu oturumda konuian Prof. Dr. Bardakoğlu sorunların çözümünü sadece dinde aramanın yanıltıcı olacağını söyledi. Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, "Sadece bütün başarıyı ve bütün umudu dine bağlama da, bütün sorumluluğu, bütün günahı, vebali dine atfetmek yetersiz kalır. Aslında sorun dinde değil insandadır, sorun bizdedir. Kendi elimizde yapıp ettiklerimizdedir. Allah bu dini insanlar kavga etsinler diye göndermiyor. Allah peygamberleri insanlar birbirine düşsün diye göndermiyor. Ama bizim dini anlamamız, dini anlayış tarzımız, uygulama tarzımız, iç dünyamızın sorunları, neticede dinleri de bu savaş ortamında bir araç olarak kullanmaya itiyor" dedi.
"Din toplayıcı, siyaset ayrıştırıcıdır"
"Biz din ile siyaseti içiçe kıldık" diyen Bardakoğlu, "Ve bundan en çok zarar gören dini değerler oldu. En başta belki dindarlar, siyasetle dinin içiçe geçmesinden dolayı dinin siyaset eliyle daha yaygın ve daha güçlü olacağını düşündüler. Ama din toplayıcı, siyaset ayrıştırır. Ve farkında olmadan din, ayrıştırmaya ve öfke üretmeye başladı" diye konuştu.
"Mezhepler kavga nedeni olmaya başladı"
Din ile ticaretin de iç içe geçtiğini söyleyen Ali Bardakoğlu, "Halbuki din biraz da fedakarlık içerir. Ticaretten, çıkar ilişkisinden, kişisel menfaatten uzak kalıp daha fedakar olabilmeyi, daha diğerini düşünebilmeyi önerir. Çıkar ilişkileri dinin çok içine yerleşince, din buluşturmak ve birleştirmek yerine ayrıştırmaya başladı, kavga aracı oldu. Mezhep grupları, etnik gruplar din ile ideolojiyle, akide ile içiçe geçtiği vakit, artık bir kavga sebebi olmaya başladı. Etnik aidiyetlerimiz Allah'ın bir lütfüdür. Bir çeşitliliktir. Halbuki hepimiz Adem'in çocuklarıyız. Ahiretin huzurunda tekrar toplanacağız. Biz büyük bir aileyiz. Ama bu etnik gruplar kavga sebebi oldu. Mezhepler din değildir. Ortadoğu'da bilhassa, mezhep aidiyetleri adeta ideoloji haline geldi. İnsanların kavga etmesine araç haline getirildi" diye konuştu.
"Sorunların üstü dinle örtülmemeli"
Ülkelerin kendi sorunlarını çözmek için dini kullanmasının büyük bir tehlike doğuracağını söyleyen Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, " Ülkeler kendi iç sorunlarını, kendi dinamizmi içinde çözmez de dinle, dini değerleri kullanarak bastırmaya çalışırsa, bundan en çok zararı din görür. Her ülkenin çözmesi gereken, sosyal, siyasal sorunlar olabilir. Her ülkenin dostları ve düşmanları olabilir. Ama biz bunu kendi bağlamı içinde ele almak zorundayız. Biz bu sorunları çözmekte dini çok fazla araç olarak kullanmaya başlarsak, o zaman kavgaya din dahil olur. Sorunları çözme kabiliyetimiz azalır. Ve dini adeta insanları uyutma, avutma, sorunların üstesinden gelme yerine, sorunları görmezden gelmek için dini kullanmış oluruz. Sorunların üzerini dinle örtmek, dini duyguları tahrik ederek sorunları yok farz etmek mümkün değildir" diye konuştu.
"Cemaatleşmeler ayrıştırmaya yol açıyor"
Dini örgütlenmelerin aslında bir sivil özgürlük alanları olduğunu söyleyen Bardakoğlu,"Ama görüyoruz ki bilhassa İslam dünyasında dini örgütlenmeler, dini cemaatleşmeler giderek ayrıştırmaya ve insanların birbirini ötekileştirmesine yol açıyor" dedi. Çok güzel bir sivil özgürlük alanının farkında olmadan sivil kargaşaya yol açtığını, barış ve huzurun yok olmasına yol açabildiğini belirten Bardakoğlu, "Dini örgütlenmelerin kendi örgütlü alanlarında kalması, toplumsal alanda etkin rol almamaya, pastadan pay alma mücadelesine girmemesi gerekiyor" şeklinde konuştu.
"Yayılmacılık barışa katkıyı azaltır"
Dinlerin yayılmacılık tutkularının da dinlerin barışa katkısını azaltan bir husus olduğunu söyleyen Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, "Her din mensubu diğerlerin de kendi dininden olmasını ister. Bu insani birşeydir. Gönlümüz ister ki herkes bizim gibi inansın. Allah'ın gösterdiği töleransı, merhameti biz niye göstermiyoruz? Allah buyuruyor Kuranı Kerim'de; 'Rabbim isteseydi insanlar hepsi tek bir inanç ve din üzerine olurdu'. Ama öyle demedi. İnsanları dünyada serbest bıraktı. Herkes kendi yolunu kendi seçti. Dinler ideolojik hale geldiği vakit, yayılmacılık dinlerin çok temel bir hedefi olduğu vakit, artık dinin barışa katkısı yerine, dinin barışı dinamitlemesi söz konusu olabilir. Öyleyse dini hoşgörü, dini müsamaha çatısı altında insanları buluşturmamız gerekiyor" dedi.
"Tevhid-i Tedrisat korunmalı"
Son olarak dini öğretimin önemine vurgu yapan Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, "Bir de bizim coğrafyamızda din eğitimine çok önem vermemiz gerekiyor. Dini nasıl öğreteceğiz ? Dini nasıl anlatacağız ? Birçok İslam ülkesindeki çok büyük kargaşanın, krizin, kavganın, ayrışmanın, şiddetin temelinde yanlış din eğitimleri yatmaktadır. Din adına birçok öfkenin, kavganın insanları din adına aktarılması ve genç beyinlerin din adına yönlendirilmesi yatmaktadır "dedi. Bardakoğlu, Tevhid-i Tedrisat kanununun Türkiye'yi diğer İslam ülkelerinden farlı kıldığını söyledi. Bardakoğlu , "Türkiye Cumhuriyeti'nin çok önemli bir özelliği vardır. O da Tevhid-i Tedrisat. Yani din eğitimi konusunda Tevhid-i Tedrisat ilkesiyle biz, din adına neyin nasıl öğretileceği konusunda belli bir ortak paydayı bulmuş bulunuyoruz. Bunu korumamız lazım. Bu baskı değildir. Bu dinin aydınlık belgesinin insanlara açık ulaştırılması, ticaretten uzak, siyasetten uzak, öfkeden, şiddetten uzak , ötekileştirmeden uzak, iç sorunlarına bulaştırılmasından uzak, dini din olarak doğru şekilde öğretme çabasıdır. Din anahtar teslimi bir güvenlik ve barış toplumu vaat etmez. Bir dine inanmakla, bütün sorunlarınızı çözmüş olmazsınız. Hastaysanız, iyileşmezsiniz. Fakirseniz, zengin olmazsınız. Kargaşa ortamıysa barış ve huzura ermersiniz. Dinin böyle bir vaadi yok. Dinin, İslam'ın, Kuran'ın şöyle bir açıklaması var; Diyorki, 'başınıza ne gelirse, kendi ellerinizle yapıp ettiklerinizin sonucudur'. Din bir ilahi inayettir. Bir rahmettir. Yol göstermedir. Size doğruyu anlatır. Kötüyü anlatır. Ama doğruyu yapacak olan, gerçekleştiren olan, kötüyü önleyecek olan sizsiniz" ifadelerini kullandı. DHA
20. Avrasya Ekonomi Forumu'nda, "İslam'la Dayanışma Ruhu Çerçevesinde Şiddet ve Terör Ortamında Dinlerin Barışa Katkısı, Mültecilik ve Terörün İlişkisi" konulu oturumda konuian Prof. Dr. Bardakoğlu sorunların çözümünü sadece dinde aramanın yanıltıcı olacağını söyledi. Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, "Sadece bütün başarıyı ve bütün umudu dine bağlama da, bütün sorumluluğu, bütün günahı, vebali dine atfetmek yetersiz kalır. Aslında sorun dinde değil insandadır, sorun bizdedir. Kendi elimizde yapıp ettiklerimizdedir. Allah bu dini insanlar kavga etsinler diye göndermiyor. Allah peygamberleri insanlar birbirine düşsün diye göndermiyor. Ama bizim dini anlamamız, dini anlayış tarzımız, uygulama tarzımız, iç dünyamızın sorunları, neticede dinleri de bu savaş ortamında bir araç olarak kullanmaya itiyor" dedi.
"Din toplayıcı, siyaset ayrıştırıcıdır"
"Biz din ile siyaseti içiçe kıldık" diyen Bardakoğlu, "Ve bundan en çok zarar gören dini değerler oldu. En başta belki dindarlar, siyasetle dinin içiçe geçmesinden dolayı dinin siyaset eliyle daha yaygın ve daha güçlü olacağını düşündüler. Ama din toplayıcı, siyaset ayrıştırır. Ve farkında olmadan din, ayrıştırmaya ve öfke üretmeye başladı" diye konuştu.
"Mezhepler kavga nedeni olmaya başladı"
Din ile ticaretin de iç içe geçtiğini söyleyen Ali Bardakoğlu, "Halbuki din biraz da fedakarlık içerir. Ticaretten, çıkar ilişkisinden, kişisel menfaatten uzak kalıp daha fedakar olabilmeyi, daha diğerini düşünebilmeyi önerir. Çıkar ilişkileri dinin çok içine yerleşince, din buluşturmak ve birleştirmek yerine ayrıştırmaya başladı, kavga aracı oldu. Mezhep grupları, etnik gruplar din ile ideolojiyle, akide ile içiçe geçtiği vakit, artık bir kavga sebebi olmaya başladı. Etnik aidiyetlerimiz Allah'ın bir lütfüdür. Bir çeşitliliktir. Halbuki hepimiz Adem'in çocuklarıyız. Ahiretin huzurunda tekrar toplanacağız. Biz büyük bir aileyiz. Ama bu etnik gruplar kavga sebebi oldu. Mezhepler din değildir. Ortadoğu'da bilhassa, mezhep aidiyetleri adeta ideoloji haline geldi. İnsanların kavga etmesine araç haline getirildi" diye konuştu.
"Sorunların üstü dinle örtülmemeli"
Ülkelerin kendi sorunlarını çözmek için dini kullanmasının büyük bir tehlike doğuracağını söyleyen Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, " Ülkeler kendi iç sorunlarını, kendi dinamizmi içinde çözmez de dinle, dini değerleri kullanarak bastırmaya çalışırsa, bundan en çok zararı din görür. Her ülkenin çözmesi gereken, sosyal, siyasal sorunlar olabilir. Her ülkenin dostları ve düşmanları olabilir. Ama biz bunu kendi bağlamı içinde ele almak zorundayız. Biz bu sorunları çözmekte dini çok fazla araç olarak kullanmaya başlarsak, o zaman kavgaya din dahil olur. Sorunları çözme kabiliyetimiz azalır. Ve dini adeta insanları uyutma, avutma, sorunların üstesinden gelme yerine, sorunları görmezden gelmek için dini kullanmış oluruz. Sorunların üzerini dinle örtmek, dini duyguları tahrik ederek sorunları yok farz etmek mümkün değildir" diye konuştu.
"Cemaatleşmeler ayrıştırmaya yol açıyor"
Dini örgütlenmelerin aslında bir sivil özgürlük alanları olduğunu söyleyen Bardakoğlu,"Ama görüyoruz ki bilhassa İslam dünyasında dini örgütlenmeler, dini cemaatleşmeler giderek ayrıştırmaya ve insanların birbirini ötekileştirmesine yol açıyor" dedi. Çok güzel bir sivil özgürlük alanının farkında olmadan sivil kargaşaya yol açtığını, barış ve huzurun yok olmasına yol açabildiğini belirten Bardakoğlu, "Dini örgütlenmelerin kendi örgütlü alanlarında kalması, toplumsal alanda etkin rol almamaya, pastadan pay alma mücadelesine girmemesi gerekiyor" şeklinde konuştu.
"Yayılmacılık barışa katkıyı azaltır"
Dinlerin yayılmacılık tutkularının da dinlerin barışa katkısını azaltan bir husus olduğunu söyleyen Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, "Her din mensubu diğerlerin de kendi dininden olmasını ister. Bu insani birşeydir. Gönlümüz ister ki herkes bizim gibi inansın. Allah'ın gösterdiği töleransı, merhameti biz niye göstermiyoruz? Allah buyuruyor Kuranı Kerim'de; 'Rabbim isteseydi insanlar hepsi tek bir inanç ve din üzerine olurdu'. Ama öyle demedi. İnsanları dünyada serbest bıraktı. Herkes kendi yolunu kendi seçti. Dinler ideolojik hale geldiği vakit, yayılmacılık dinlerin çok temel bir hedefi olduğu vakit, artık dinin barışa katkısı yerine, dinin barışı dinamitlemesi söz konusu olabilir. Öyleyse dini hoşgörü, dini müsamaha çatısı altında insanları buluşturmamız gerekiyor" dedi.
"Tevhid-i Tedrisat korunmalı"
Son olarak dini öğretimin önemine vurgu yapan Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, "Bir de bizim coğrafyamızda din eğitimine çok önem vermemiz gerekiyor. Dini nasıl öğreteceğiz ? Dini nasıl anlatacağız ? Birçok İslam ülkesindeki çok büyük kargaşanın, krizin, kavganın, ayrışmanın, şiddetin temelinde yanlış din eğitimleri yatmaktadır. Din adına birçok öfkenin, kavganın insanları din adına aktarılması ve genç beyinlerin din adına yönlendirilmesi yatmaktadır "dedi. Bardakoğlu, Tevhid-i Tedrisat kanununun Türkiye'yi diğer İslam ülkelerinden farlı kıldığını söyledi. Bardakoğlu , "Türkiye Cumhuriyeti'nin çok önemli bir özelliği vardır. O da Tevhid-i Tedrisat. Yani din eğitimi konusunda Tevhid-i Tedrisat ilkesiyle biz, din adına neyin nasıl öğretileceği konusunda belli bir ortak paydayı bulmuş bulunuyoruz. Bunu korumamız lazım. Bu baskı değildir. Bu dinin aydınlık belgesinin insanlara açık ulaştırılması, ticaretten uzak, siyasetten uzak, öfkeden, şiddetten uzak , ötekileştirmeden uzak, iç sorunlarına bulaştırılmasından uzak, dini din olarak doğru şekilde öğretme çabasıdır. Din anahtar teslimi bir güvenlik ve barış toplumu vaat etmez. Bir dine inanmakla, bütün sorunlarınızı çözmüş olmazsınız. Hastaysanız, iyileşmezsiniz. Fakirseniz, zengin olmazsınız. Kargaşa ortamıysa barış ve huzura ermersiniz. Dinin böyle bir vaadi yok. Dinin, İslam'ın, Kuran'ın şöyle bir açıklaması var; Diyorki, 'başınıza ne gelirse, kendi ellerinizle yapıp ettiklerinizin sonucudur'. Din bir ilahi inayettir. Bir rahmettir. Yol göstermedir. Size doğruyu anlatır. Kötüyü anlatır. Ama doğruyu yapacak olan, gerçekleştiren olan, kötüyü önleyecek olan sizsiniz" ifadelerini kullandı. DHA
POMEM başvuruları başladı: POMEM başvurusu nasıl yapılır? (2017)
Polis Meslek Eğitim Merkezi (POMEM) başvuruları başladı, POMEM'le kaç kişi alınacak? POMEM başvuruları nasıl yapılacak? POMEM başvuruları ne zaman sona erecek?
Polis olmak isteyen adayların heyecanla bekledikleri gün geldi, POMEM başvuları bugün başlıyor. POMEM başvuruları nasıl yapılır? POMEM başvurusu yapmak isteyenler hangi işlemleri gerçekleştirmeli? İşte ayrıntılar… POMEM’le 10 bin kişi alınacak, bu kişilerin 9 bini erkek bini ise kadın olacak.
POMEM BAŞVURUSU NASIL YAPILIR?
Adaylar, 03-14 Nisan 2017 tarihleri arasında http://www.pa.edu.tr adresinden e-devlet şifresi ile giriş yaparak ön başvurularını yapabileceklerdir. Polis Akademisi Başkanlığına bağlı Polis Meslek Eğitim Merkezlerine lisans mezunu 2015 veya 2016 yılı Kamu Personeli Seçme Sınavlarının birinden P3 puan türünden en az (60,00) ve üzeri puan alanlar arasından 06/06/2015 tarihli ve 29378 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Polis Meslek Eğitim Merkezleri Giriş Yönetmeliğinde belirtilen diğer şartları taşımak kaydıyla (9.000) erkek ve (1.000) kadın olmak üzere toplam (10.000) öğrenci alımı yapılacaktır. Sınavlarda başarılı olarak Polis Meslek Eğitim Merkezlerinde eğitim gören ve eğitim sonunda başarılı olan adayların polis memuru olarak atamaları yapılacaktır.
Söz konusu alıma ilişkin giriş koşulları aşağıda belirtilmiştir. Alıma ilişkin sınav takvimi Polis Akademisi Başkanlığının resmi internet sitesinden (www.pa.edu.tr) ilan edilecektir.
Diğer kaynaklardan yapılan açıklamalara itibar edilmemesi önemle duyurulur.
POMEM BAŞVURU ŞARTLARI NELER?
a) T.C. vatandaşı olmak,
b) Lisans mezunu veya bunlara denkliği Yükseköğretim Kurulu tarafından kabul edilen yurtdışındaki yükseköğretim kurumlarından mezun olmak
c) Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezi tarafından lisans mezunları için yapılan 2015 veya 2016 yılı Kamu Personeli Seçme Sınavlarının birinden P3 puan türünden en az (60,00) puan almış olmak,
ç) Emniyet Teşkilatı şehit ve vazife malullerinin eş ve çocukları için ise Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezi tarafından lisans mezunları için yapılan 2015 veya 2016 yılı Kamu Personeli Seçme Sınavlarının birinden P3 puan türünden en az (48,00) puan almış olmak, (Emniyet Teşkilatında çalışan veya Emniyet Teşkilatından emekli olanların eş ve çocukları bu kapsamda yer almamaktadır)
d) 18 yaşını tamamladıktan sonra yaptırılan yaş düzeltmelerinde, düzeltmeden önceki yaş dikkate alınmak şartıyla, sınavın yapıldığı yılın 31 Aralık tarihi itibariyle 30 yaşından gün almamış olmak (31 Aralık 1988 ve daha sonraki tarihlerde doğmuş olmak),
e) Kadınlar için 162 cm, erkekler için 167 cm’den kısa boylu olmamak, beden kitle endeksi, 18 (dahil) ile 27 (dahil) arasında olmak,
f) Silah taşımaya veya silahlı görev yapmaya hukuki bir engeli bulunmamak,
g) Sağlık durumu yönünden, Sağlık Şartları Yönetmeliğinde belirlenen koşulları taşımak,
ğ) 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 53’üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile, adayın kendisinin ve evli ise eşinin;
1) Kasten işlenen bir suçtan dolayı hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş olsa dahi bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına mahkûm olmamak,
2) Affa uğramış veya hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama, kaçakçılık veya cinsel dokunulmazlığa karşı suçlardan dolayı mahkûm olmamak veya bu suçlardan dolayı devam etmekte olan bir soruşturma veya kovuşturma bulunmamak veya kovuşturması uzlaşma ile neticelenmemiş olmak,
h) Adayın kendisinin ve evli ise eşinin; genelev, birleşme yeri, randevuevi, tek başına fuhuş yapılan konut ve benzeri yerlerde çalışmış veya aracılık ve bekleyicilik fiillerinde bulunmamış olmak, genel ahlak ve edebe aykırı mahiyette her türlü yazılı, sesli ve görüntülü eserleri, kaydedildiği materyale bakılmaksızın üretmek ve satmaktan veya kumar, uyuşturucu veya uyarıcı madde nedeniyle, hakkında herhangi bir adlî veya idarî soruşturma veya kovuşturma devam ediyor olmamak, bunlardan dolayı idarî yaptırım uygulanmamak veya bu işler nedeniyle hüküm giymemiş olmak,
ı) Başvuru tarihinde herhangi bir siyasi partiye veya siyasi partilerin yan kuruluşlarına üye bulunmadığına dair yazılı beyan sunmak,
i) Alkol, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanımı nedeniyle tedavi görmüş veya görüyor olmamak,
j) Kamu haklarını kullanmaktan yoksun bırakılmış olmamak,
k) Sağlık Yönetmeliği hükümleri hariç, polis eğitim kurumlarından çıkarılmamış olmak,
l) Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması olumlu olmak.
UYARI: EMNİYET TEŞKİLATI PERSONELİNDEN ŞEHİT VEYA VAZİFE MALULÜ OLANLARIN EŞ VEYA ÇOCUKLARI SINAV ÜCRETİ YATIRMAYACAKTIR.
UYARI: 2017 yılı 20.Dönem POMEM Giriş Sınavına başvuruda bulunan adaylardan;
Başvuru ücretini yatırdığı halde internet üzerinden ön başvuru yapmayan ya da yapamayan,
Ön başvurusunu yaptığı halde şahsen başvurusunu yapmayan ya da başvuru şartlarından herhangi birini taşımayan, sınava girmeyen, giremeyen, sınava alınmayan, sınavdan çıkarılan, sınavı geçersiz sayılan,
Aday Değerlendirme ve Seçme Sınavında başarısız olan,
Ücret gerektirmeyen bir işlem için ücret yatıran veya aynı işlem için birden fazla ücret yatıran,
Sınav ücretini kendi adına yatırmayan adayların sınav başvuru ücretleri hiçbir şekilde geri ödenmeyecektir.
Adaylar hangi tarihte ve nerede başvuru ve sınava katılacaklarını www.pa.edu.tr internet adresinden öğreneceklerdir. Ayrıca adaylara posta yoluyla veya değişik iletişim araçları ile tebligat yapılmayacaktır. İnternet ilanı tebligat niteliğindedir. Adayların sınav tarihleri kesinleşip internet üzerinden ilan edildikten sonra değiştirilemez. İnternet ilanının takip edilmemesi sebebiyle şahsen başvuru ve sınavlara katılamamaktan doğan sorumluluk adaylara aittir.
UYARI: Şahsen Başvuru ve Sınav Merkezine gelirken adayların; cep telefonu, ses, görüntü, kayıt cihazı veya değişik benzeri elektronik eşya bulundurmaları yasaktır.
Polis olmak isteyen adayların heyecanla bekledikleri gün geldi, POMEM başvuları bugün başlıyor. POMEM başvuruları nasıl yapılır? POMEM başvurusu yapmak isteyenler hangi işlemleri gerçekleştirmeli? İşte ayrıntılar… POMEM’le 10 bin kişi alınacak, bu kişilerin 9 bini erkek bini ise kadın olacak.
POMEM BAŞVURUSU NASIL YAPILIR?
Adaylar, 03-14 Nisan 2017 tarihleri arasında http://www.pa.edu.tr adresinden e-devlet şifresi ile giriş yaparak ön başvurularını yapabileceklerdir. Polis Akademisi Başkanlığına bağlı Polis Meslek Eğitim Merkezlerine lisans mezunu 2015 veya 2016 yılı Kamu Personeli Seçme Sınavlarının birinden P3 puan türünden en az (60,00) ve üzeri puan alanlar arasından 06/06/2015 tarihli ve 29378 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Polis Meslek Eğitim Merkezleri Giriş Yönetmeliğinde belirtilen diğer şartları taşımak kaydıyla (9.000) erkek ve (1.000) kadın olmak üzere toplam (10.000) öğrenci alımı yapılacaktır. Sınavlarda başarılı olarak Polis Meslek Eğitim Merkezlerinde eğitim gören ve eğitim sonunda başarılı olan adayların polis memuru olarak atamaları yapılacaktır.
Söz konusu alıma ilişkin giriş koşulları aşağıda belirtilmiştir. Alıma ilişkin sınav takvimi Polis Akademisi Başkanlığının resmi internet sitesinden (www.pa.edu.tr) ilan edilecektir.
Diğer kaynaklardan yapılan açıklamalara itibar edilmemesi önemle duyurulur.
POMEM BAŞVURU ŞARTLARI NELER?
a) T.C. vatandaşı olmak,
b) Lisans mezunu veya bunlara denkliği Yükseköğretim Kurulu tarafından kabul edilen yurtdışındaki yükseköğretim kurumlarından mezun olmak
c) Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezi tarafından lisans mezunları için yapılan 2015 veya 2016 yılı Kamu Personeli Seçme Sınavlarının birinden P3 puan türünden en az (60,00) puan almış olmak,
ç) Emniyet Teşkilatı şehit ve vazife malullerinin eş ve çocukları için ise Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezi tarafından lisans mezunları için yapılan 2015 veya 2016 yılı Kamu Personeli Seçme Sınavlarının birinden P3 puan türünden en az (48,00) puan almış olmak, (Emniyet Teşkilatında çalışan veya Emniyet Teşkilatından emekli olanların eş ve çocukları bu kapsamda yer almamaktadır)
d) 18 yaşını tamamladıktan sonra yaptırılan yaş düzeltmelerinde, düzeltmeden önceki yaş dikkate alınmak şartıyla, sınavın yapıldığı yılın 31 Aralık tarihi itibariyle 30 yaşından gün almamış olmak (31 Aralık 1988 ve daha sonraki tarihlerde doğmuş olmak),
e) Kadınlar için 162 cm, erkekler için 167 cm’den kısa boylu olmamak, beden kitle endeksi, 18 (dahil) ile 27 (dahil) arasında olmak,
f) Silah taşımaya veya silahlı görev yapmaya hukuki bir engeli bulunmamak,
g) Sağlık durumu yönünden, Sağlık Şartları Yönetmeliğinde belirlenen koşulları taşımak,
ğ) 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 53’üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile, adayın kendisinin ve evli ise eşinin;
1) Kasten işlenen bir suçtan dolayı hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş olsa dahi bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına mahkûm olmamak,
2) Affa uğramış veya hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama, kaçakçılık veya cinsel dokunulmazlığa karşı suçlardan dolayı mahkûm olmamak veya bu suçlardan dolayı devam etmekte olan bir soruşturma veya kovuşturma bulunmamak veya kovuşturması uzlaşma ile neticelenmemiş olmak,
h) Adayın kendisinin ve evli ise eşinin; genelev, birleşme yeri, randevuevi, tek başına fuhuş yapılan konut ve benzeri yerlerde çalışmış veya aracılık ve bekleyicilik fiillerinde bulunmamış olmak, genel ahlak ve edebe aykırı mahiyette her türlü yazılı, sesli ve görüntülü eserleri, kaydedildiği materyale bakılmaksızın üretmek ve satmaktan veya kumar, uyuşturucu veya uyarıcı madde nedeniyle, hakkında herhangi bir adlî veya idarî soruşturma veya kovuşturma devam ediyor olmamak, bunlardan dolayı idarî yaptırım uygulanmamak veya bu işler nedeniyle hüküm giymemiş olmak,
ı) Başvuru tarihinde herhangi bir siyasi partiye veya siyasi partilerin yan kuruluşlarına üye bulunmadığına dair yazılı beyan sunmak,
i) Alkol, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanımı nedeniyle tedavi görmüş veya görüyor olmamak,
j) Kamu haklarını kullanmaktan yoksun bırakılmış olmamak,
k) Sağlık Yönetmeliği hükümleri hariç, polis eğitim kurumlarından çıkarılmamış olmak,
l) Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması olumlu olmak.
UYARI: EMNİYET TEŞKİLATI PERSONELİNDEN ŞEHİT VEYA VAZİFE MALULÜ OLANLARIN EŞ VEYA ÇOCUKLARI SINAV ÜCRETİ YATIRMAYACAKTIR.
UYARI: 2017 yılı 20.Dönem POMEM Giriş Sınavına başvuruda bulunan adaylardan;
Başvuru ücretini yatırdığı halde internet üzerinden ön başvuru yapmayan ya da yapamayan,
Ön başvurusunu yaptığı halde şahsen başvurusunu yapmayan ya da başvuru şartlarından herhangi birini taşımayan, sınava girmeyen, giremeyen, sınava alınmayan, sınavdan çıkarılan, sınavı geçersiz sayılan,
Aday Değerlendirme ve Seçme Sınavında başarısız olan,
Ücret gerektirmeyen bir işlem için ücret yatıran veya aynı işlem için birden fazla ücret yatıran,
Sınav ücretini kendi adına yatırmayan adayların sınav başvuru ücretleri hiçbir şekilde geri ödenmeyecektir.
Adaylar hangi tarihte ve nerede başvuru ve sınava katılacaklarını www.pa.edu.tr internet adresinden öğreneceklerdir. Ayrıca adaylara posta yoluyla veya değişik iletişim araçları ile tebligat yapılmayacaktır. İnternet ilanı tebligat niteliğindedir. Adayların sınav tarihleri kesinleşip internet üzerinden ilan edildikten sonra değiştirilemez. İnternet ilanının takip edilmemesi sebebiyle şahsen başvuru ve sınavlara katılamamaktan doğan sorumluluk adaylara aittir.
UYARI: Şahsen Başvuru ve Sınav Merkezine gelirken adayların; cep telefonu, ses, görüntü, kayıt cihazı veya değişik benzeri elektronik eşya bulundurmaları yasaktır.
Bakanlık harekete geçti, her daire için 1 araçlık otopark zorunluluğu geliyor
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, özellikle büyük şehirlerde yaşanan otopark sıkıntısına karşı önlem alıyor. Bakanlığın yapacağı düzenlemeyle her daire için 1 araçlık otopark zorunlu hale getirilecek. Zemin kattaki dükkanlar için de aynı şekilde otopark zorunlu olacak.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, kentlerde otopark kapasitesinin artırılması için önlem alıyor. Bakanlık tarafından yapılacak düzenlemelerle, binalarda her 3 daire için 1 araç yerine, her daire için 1 araçlık otopark zorunluluğu getiriliyor. Bakanlık, bodrum katlara otopark yapılmasını da teşvik edecek. Bodrum katlarda, bina ihtiyacının iki katına kadar yapılacak otopark alanı, inşaat hakkından sayılmayarak “emsal” harici tutulacak.
Habertürk gazetesinde yer alan habere göre, binaların zemin katına market gibi otopark gerektirecek dükkân açılacaksa, binanın bu araç yükünü karşılayacak otopark yapması gerekecek.
Aksi takdirde ruhsat verilmeyecek. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, çıkartacağı iki ayrı yönetmelik ile kentlerdeki otopark sorununu çözmek için düzenlemeler yapacak. Otopark yönetmelik taslağı ve planlı alanlar yönetmelik taslağı ile yeni binalara otopark zorunluluğu gelecek. Mevcut mevzuatta, her 3 daire için 1 araçlık otopark alanı zorunluluğu bulunuyor.
Bodrum katlara otopark teşviki
Yeni düzenlemeyle her daire için 1 araçlık otopark yeri zorunlu olacak. Ticari bölgelerde otopark yapmak kolaylaşacak. Bu bölgelerdeki parsellere otopark yapmak için plan değiştirilmesi şartı kaldırılacak. Bodrum katlara otopark yapılması teşvik edilecek. Bodrum katlarda, halen 3 daireye 1 araçlık otopark yapılması emsal harici sayılırken, yeni düzenlemeyle her daire için 2 araçlık otoparka kadar alan, emsal harici tutulacak.
Uygulamayla, bina ihtiyacının iki katına kadar otopark yapılabilecek. Bir araçlık otopark alanı 20 metrekare iken, her dairenin 40 metrekarelik alanı olabilecek.
Dükkana da şart gelecek
Zemin katlarında dükkân olan binalar için de dükkânın fonksiyonuna göre otopark yeri ayrılması şartı getirilecek. Örneğin, binanın zemin katına market yapılacaksa, o marketin araç yükünü kaldıracak ilave otopark zorunlu olacak.
Otopark yerini ayırmayan ruhsat alamayacak. Zemin altı otoparkları arsanın yan ve arka bahçelerinin tamamı ile yol cephelerinde yola 3 metre kalana kadar yapılabilecek.
Katlı mekanik otopark
Otopark yönetmeliği ile Japonya’da yaygın olarak kullanılan, demirden yapılan çok katlı mekanik otopark uygulamasının yasal altyapısı da hazırlanacak. Bakanlık heyeti, Japonya’daki örnekleri incelemek için bu ülkeye gitti. Japonya’da girişimciler tarafından küçük arsalara kurulan mekanik otopark sistemlerinin maliyetinin 2 bin 500 Euro ile 15 bin Euro arasında olduğu belirtildi. Düzenleme, meydanlar ve parklar gibi geniş alanların altına kapalı otopark yapılmasına da olanak sağlayacak.
Bakanlık yetkilileri, halen belediyelere, binalarda ayrılamayan otopark sayısı kadar para verildiğini belirterek, “Belediyeler de o bölgeye otopark yapmakla yükümlü oluyordu. Ancak bu düzenleme ile her daire için daha düşük maliyetle otopark yapılmış olacak” dedi.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, kentlerde otopark kapasitesinin artırılması için önlem alıyor. Bakanlık tarafından yapılacak düzenlemelerle, binalarda her 3 daire için 1 araç yerine, her daire için 1 araçlık otopark zorunluluğu getiriliyor. Bakanlık, bodrum katlara otopark yapılmasını da teşvik edecek. Bodrum katlarda, bina ihtiyacının iki katına kadar yapılacak otopark alanı, inşaat hakkından sayılmayarak “emsal” harici tutulacak.
Habertürk gazetesinde yer alan habere göre, binaların zemin katına market gibi otopark gerektirecek dükkân açılacaksa, binanın bu araç yükünü karşılayacak otopark yapması gerekecek.
Aksi takdirde ruhsat verilmeyecek. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, çıkartacağı iki ayrı yönetmelik ile kentlerdeki otopark sorununu çözmek için düzenlemeler yapacak. Otopark yönetmelik taslağı ve planlı alanlar yönetmelik taslağı ile yeni binalara otopark zorunluluğu gelecek. Mevcut mevzuatta, her 3 daire için 1 araçlık otopark alanı zorunluluğu bulunuyor.
Bodrum katlara otopark teşviki
Yeni düzenlemeyle her daire için 1 araçlık otopark yeri zorunlu olacak. Ticari bölgelerde otopark yapmak kolaylaşacak. Bu bölgelerdeki parsellere otopark yapmak için plan değiştirilmesi şartı kaldırılacak. Bodrum katlara otopark yapılması teşvik edilecek. Bodrum katlarda, halen 3 daireye 1 araçlık otopark yapılması emsal harici sayılırken, yeni düzenlemeyle her daire için 2 araçlık otoparka kadar alan, emsal harici tutulacak.
Uygulamayla, bina ihtiyacının iki katına kadar otopark yapılabilecek. Bir araçlık otopark alanı 20 metrekare iken, her dairenin 40 metrekarelik alanı olabilecek.
Dükkana da şart gelecek
Zemin katlarında dükkân olan binalar için de dükkânın fonksiyonuna göre otopark yeri ayrılması şartı getirilecek. Örneğin, binanın zemin katına market yapılacaksa, o marketin araç yükünü kaldıracak ilave otopark zorunlu olacak.
Otopark yerini ayırmayan ruhsat alamayacak. Zemin altı otoparkları arsanın yan ve arka bahçelerinin tamamı ile yol cephelerinde yola 3 metre kalana kadar yapılabilecek.
Katlı mekanik otopark
Otopark yönetmeliği ile Japonya’da yaygın olarak kullanılan, demirden yapılan çok katlı mekanik otopark uygulamasının yasal altyapısı da hazırlanacak. Bakanlık heyeti, Japonya’daki örnekleri incelemek için bu ülkeye gitti. Japonya’da girişimciler tarafından küçük arsalara kurulan mekanik otopark sistemlerinin maliyetinin 2 bin 500 Euro ile 15 bin Euro arasında olduğu belirtildi. Düzenleme, meydanlar ve parklar gibi geniş alanların altına kapalı otopark yapılmasına da olanak sağlayacak.
Bakanlık yetkilileri, halen belediyelere, binalarda ayrılamayan otopark sayısı kadar para verildiğini belirterek, “Belediyeler de o bölgeye otopark yapmakla yükümlü oluyordu. Ancak bu düzenleme ile her daire için daha düşük maliyetle otopark yapılmış olacak” dedi.
5 Nisan 2017 Çarşamba
Hangi ilde ne kadar Suriyeli var? İşte il il liste
İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü, Türkiye'de yaşayan Suriyelilerin sayısını ve illere göre dağılımını açıkladı.
İşte il il liste Göç İdaresi Genel Müdürlüğü'ndan yapılan açıklamaya göre, Türkiye genelinde toplan 2 milyon 969 bin Suriyeli göçmen barınıyor. Verilere göre Suriyeli göçmenler toplam nüfusun yüzde 3,72'sine denk geliyor. İşte illere göre Suriyeli dağılımı...
1- Adana:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 150.795
Nüfus: 2.201.670
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %6.85
2- Adıyaman:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 25.631
Nüfus: 610.484
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %4.20
3- Afyon:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 4.664
Nüfus: 714.523
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.65
4- Ağrı:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 916
Nüfus: 542.255
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.17
5- Aksaray:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 1.492
Nüfus: 396.673
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.38
6- Amasya:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 244
Nüfus: 326.351
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.07
7- Ankara:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 73.198
Nüfus: 5.346.518
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %1.37
8- Antalya:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 401
Nüfus: 2.325.555
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.02
9- Ardahan:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 98
Nüfus: 98.335
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.10
10- Artvin:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 40
Nüfus: 168.068
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.02
11- Aydın:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 7.994
Nüfus: 1.068.260
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.75
12- Balıkesir:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 2.176
Nüfus: 1.196.176
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.18
13- Bartın:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 33
Nüfus: 192.389
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.02
14- Batman:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 19.706
Nüfus: 576.899
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %3.42
15-Bayburt:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 42
Nüfus: 90.154
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.05
16- Bilecik:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 557
Nüfus: 218.297
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.26
17- Bingöl:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 703
Nüfus: 269.560
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.26
18- Bitlis:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 789
Nüfus: 341.255
İl nüfusu ile karşılaştıma yüzdesi: %0.22
19- Bolu:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 1.146
Nüfus: 229.896
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.38
20- Burdur:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 8.082
Nüfus: 261.401
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %3.09
21- Bursa:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 106.893
Nüfus: 2.901.396
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %3.68
22- Çanakkale:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 3.826
Nüfus: 519.793
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.74
23- Çankırı:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 372
Nüfus: 183.880
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.20
24- Çorum:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 1.890
Nüfus: 527.863
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.36
25- Denizli:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 7.964
Nüfus: 1.005.687
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.79
26- Diyarbakır:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 29.77
Nüfus: 1.673.119
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %1.78
27- Düzce:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 627
Nüfus: 370.371
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.17
28- Edirne:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 6.552
Nüfus: 401.701
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %1.63
29- Elazığ:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 5.861
Nüfus: 578.789
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %1.01
30- Erzincan:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 185
Nüfus: 226.032
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.08
31- Erzurum:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 689
Nüfus: 762.021
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.09
32- Eskişehir:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 2.508
Nüfus: 844.842
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.30
33- Gaziantep:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 329.670
Nüfus: 1.974.244
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %16.70
34- Giresun:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 155
Nüfus: 44.467
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.03
35- Gümüşhane:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 78
Nüfus: 172.034
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.05
36- Hakkari:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 1.010
Nüfus: 267.813
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.30
37- Hatay:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 374.024
Nüfus: 1.555.165
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %24.69
38- Iğdır:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 88
Nüfus: 192.785
İl nüfusu ile karşılaştıma yüzdesi: %0.05
39- Isparta:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 6.409
Nüfus: 427.324
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %1.50
40- İstanbul:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 479.555
Nüfus: 14.804.116
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %3.24
41- İzmir:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 108.889
Nüfus: 4.223.545
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %2.58
42- Kahramanmaraş:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 90.199
Nüfus: 1.112.624
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %8.11
43- Karabük:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 488
Nüfus: 242.347
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.20
44- Karaman:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 585
Nüfus: 245.610
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.24
45- Kars:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 184
Nüfus: 289.786
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.06
46- Kastamonu:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 557
Nüfus: 128.537
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.4
47- Kayseri:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 58.938
Nüfus: 1.358.980
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %4.34
48- Kırıkkale:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 817
Nüfus: 227.985
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.29
49- Kırklareli
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 2072
Nüfus: 88.956
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %2,32
50- Kırşehir:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 873
Nüfus: 229.975
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.38
51- Kilis:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 124.481
Nüfus: 130.825
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %95.15
52- Kocaeli:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 32.090
Nüfus: 1.830.772
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %1.75
53- Konya:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 73.445
Nüfus: 2.161.303
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %3.40
54- Kütahya:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 370
Nüfus: 573.642
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.06
55- Malatya:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 21.986
Nüfus: 781.305
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %2.81
56- Manisa:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 6.700
Nüfus: 1.396.945
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.48
57- Mersin:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 146.931
Nüfus: 1.779.582
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %8.28
58- Muğla:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 9.588
Nüfus: 923.773
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %1.04
59- Muş:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 858
Nüfus: 406.501
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.21
60- Nevşehir:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 6.607
Nüfus: 290.895
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %2.27
61- Niğde:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 3.425
Nüfus: 351.468
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.97
62- Ordu:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 727
Nüfus: 750.588
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.10
63- Osmaniye:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 43.773
Nüfus: 522.175
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %8.38
64- Rize:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 662
Nüfus: 331.048
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.20
65- Sakarya:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 8.120
Nüfus: 976.948
İl nüfusu ile karşılaştıma yüzdesi: %0.83
66- Samsun:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 4.303
Nüfus: 1.295.927
İl nüfusu ile karşılaştıma yüzdesi: %0.33
67- Siirt:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 3.372
Nüfus: 322.664
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %1.05
68- Sinop:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 82
Nüfus: 208.478
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.04
69- Sivas:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 2.540
Nüfus: 621.224
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.41
70- Şanlıurfa:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 420.532
Nüfus: 1.940.627
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %21.67
71- Tokat:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 874
Nüfus: 602.662
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.15
72- Tekirdağ:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 6.484
Nüfus: 972.875
İl nüfusu ile karşılaştıma yüzdesi: %0.67
73- Trabzon:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 2.223
Nüfus: 779.379
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.29
74- Tunceli:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 89
Nüfus: 82.193
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.11
75- Uşak:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 1.341
Nüfus: 358.736
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.37
76- Yalova:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 2.904
Nüfus: 241.665
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %1.20
77- Van:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 1.890
Nüfus: 1.100.190
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.17
78- Yozgat:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 3.525
Nüfus: 421.041
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.80
79- Zonguldak:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 331
Nüfus: 597.524
İl nüfusu ile karşılaştıma yüzdesi: %0.06
(Kaynak:cnntürk)
İşte il il liste Göç İdaresi Genel Müdürlüğü'ndan yapılan açıklamaya göre, Türkiye genelinde toplan 2 milyon 969 bin Suriyeli göçmen barınıyor. Verilere göre Suriyeli göçmenler toplam nüfusun yüzde 3,72'sine denk geliyor. İşte illere göre Suriyeli dağılımı...
1- Adana:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 150.795
Nüfus: 2.201.670
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %6.85
2- Adıyaman:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 25.631
Nüfus: 610.484
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %4.20
3- Afyon:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 4.664
Nüfus: 714.523
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.65
4- Ağrı:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 916
Nüfus: 542.255
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.17
5- Aksaray:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 1.492
Nüfus: 396.673
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.38
6- Amasya:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 244
Nüfus: 326.351
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.07
7- Ankara:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 73.198
Nüfus: 5.346.518
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %1.37
8- Antalya:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 401
Nüfus: 2.325.555
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.02
9- Ardahan:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 98
Nüfus: 98.335
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.10
10- Artvin:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 40
Nüfus: 168.068
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.02
11- Aydın:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 7.994
Nüfus: 1.068.260
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.75
12- Balıkesir:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 2.176
Nüfus: 1.196.176
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.18
13- Bartın:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 33
Nüfus: 192.389
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.02
14- Batman:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 19.706
Nüfus: 576.899
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %3.42
15-Bayburt:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 42
Nüfus: 90.154
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.05
16- Bilecik:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 557
Nüfus: 218.297
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.26
17- Bingöl:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 703
Nüfus: 269.560
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.26
18- Bitlis:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 789
Nüfus: 341.255
İl nüfusu ile karşılaştıma yüzdesi: %0.22
19- Bolu:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 1.146
Nüfus: 229.896
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.38
20- Burdur:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 8.082
Nüfus: 261.401
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %3.09
21- Bursa:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 106.893
Nüfus: 2.901.396
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %3.68
22- Çanakkale:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 3.826
Nüfus: 519.793
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.74
23- Çankırı:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 372
Nüfus: 183.880
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.20
24- Çorum:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 1.890
Nüfus: 527.863
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.36
25- Denizli:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 7.964
Nüfus: 1.005.687
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.79
26- Diyarbakır:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 29.77
Nüfus: 1.673.119
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %1.78
27- Düzce:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 627
Nüfus: 370.371
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.17
28- Edirne:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 6.552
Nüfus: 401.701
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %1.63
29- Elazığ:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 5.861
Nüfus: 578.789
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %1.01
30- Erzincan:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 185
Nüfus: 226.032
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.08
31- Erzurum:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 689
Nüfus: 762.021
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.09
32- Eskişehir:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 2.508
Nüfus: 844.842
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.30
33- Gaziantep:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 329.670
Nüfus: 1.974.244
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %16.70
34- Giresun:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 155
Nüfus: 44.467
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.03
35- Gümüşhane:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 78
Nüfus: 172.034
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.05
36- Hakkari:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 1.010
Nüfus: 267.813
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.30
37- Hatay:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 374.024
Nüfus: 1.555.165
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %24.69
38- Iğdır:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 88
Nüfus: 192.785
İl nüfusu ile karşılaştıma yüzdesi: %0.05
39- Isparta:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 6.409
Nüfus: 427.324
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %1.50
40- İstanbul:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 479.555
Nüfus: 14.804.116
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %3.24
41- İzmir:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 108.889
Nüfus: 4.223.545
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %2.58
42- Kahramanmaraş:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 90.199
Nüfus: 1.112.624
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %8.11
43- Karabük:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 488
Nüfus: 242.347
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.20
44- Karaman:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 585
Nüfus: 245.610
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.24
45- Kars:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 184
Nüfus: 289.786
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.06
46- Kastamonu:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 557
Nüfus: 128.537
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.4
47- Kayseri:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 58.938
Nüfus: 1.358.980
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %4.34
48- Kırıkkale:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 817
Nüfus: 227.985
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.29
49- Kırklareli
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 2072
Nüfus: 88.956
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %2,32
50- Kırşehir:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 873
Nüfus: 229.975
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.38
51- Kilis:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 124.481
Nüfus: 130.825
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %95.15
52- Kocaeli:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 32.090
Nüfus: 1.830.772
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %1.75
53- Konya:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 73.445
Nüfus: 2.161.303
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %3.40
54- Kütahya:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 370
Nüfus: 573.642
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.06
55- Malatya:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 21.986
Nüfus: 781.305
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %2.81
56- Manisa:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 6.700
Nüfus: 1.396.945
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.48
57- Mersin:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 146.931
Nüfus: 1.779.582
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %8.28
58- Muğla:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 9.588
Nüfus: 923.773
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %1.04
59- Muş:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 858
Nüfus: 406.501
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.21
60- Nevşehir:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 6.607
Nüfus: 290.895
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %2.27
61- Niğde:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 3.425
Nüfus: 351.468
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.97
62- Ordu:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 727
Nüfus: 750.588
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.10
63- Osmaniye:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 43.773
Nüfus: 522.175
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %8.38
64- Rize:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 662
Nüfus: 331.048
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.20
65- Sakarya:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 8.120
Nüfus: 976.948
İl nüfusu ile karşılaştıma yüzdesi: %0.83
66- Samsun:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 4.303
Nüfus: 1.295.927
İl nüfusu ile karşılaştıma yüzdesi: %0.33
67- Siirt:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 3.372
Nüfus: 322.664
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %1.05
68- Sinop:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 82
Nüfus: 208.478
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.04
69- Sivas:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 2.540
Nüfus: 621.224
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.41
70- Şanlıurfa:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 420.532
Nüfus: 1.940.627
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %21.67
71- Tokat:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 874
Nüfus: 602.662
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.15
72- Tekirdağ:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 6.484
Nüfus: 972.875
İl nüfusu ile karşılaştıma yüzdesi: %0.67
73- Trabzon:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 2.223
Nüfus: 779.379
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.29
74- Tunceli:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 89
Nüfus: 82.193
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.11
75- Uşak:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 1.341
Nüfus: 358.736
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.37
76- Yalova:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 2.904
Nüfus: 241.665
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %1.20
77- Van:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 1.890
Nüfus: 1.100.190
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.17
78- Yozgat:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 3.525
Nüfus: 421.041
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.80
79- Zonguldak:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 331
Nüfus: 597.524
İl nüfusu ile karşılaştıma yüzdesi: %0.06
(Kaynak:cnntürk)
Meral Akşener'in avukatı tutuklandı
FETÖ'nün avukat yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında aralarında Meral Akşener'in eski hukuk danışmanının da bulunduğu 30 şüpheli tukuklandı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen FETÖ’nün avukat yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında Meral Akşener’in, Erhan Tuncel’in ve eski emniyet müdürlerinin avukatlarının da aralarında bulunduğu 30 şüpheli tutuklandı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen FETÖ’nün avukat yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında Meral Akşener’in, Erhan Tuncel’in ve eski emniyet müdürlerinin avukatlarının da aralarında bulunduğu 30 şüpheli tutuklandı.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)