23 Eylül 2017 Cumartesi

Kadir Topbaş istifa etti..

İSTANBUL Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ‘istifa edeceği’ne ilişkin tartışmalara dün nokta koydu ve görevini bıraktığını açıkladı. İstanbul’da dün akşam saatlerinde basın toplantısı düzenleyen Kadir Topbaş, istifa kararını şöyle duyurdu:

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, dün akşam yaptığı basın açıklamasında, "Partim ve sayın genel başkanım uygun gördüler ve 2004 yılında İstanbul Belediye Başkalığı görevimi bana tevdi ettiler. Ben özelikle sayın Genel Başkanıma partimin her kademesindeki görevlilerine özellikle teşekkür ediyorum. Beni İstanbul sathına çıkardılar. Buradan Türkiye ve dünya tanıdı.
İstanbul gibi emanet, müjdelenmiş bir şehre başkanlık yapma onurunu bana yaşattılar. Bundan dolayı yanımda duran destek veren, gönlünde yer ayıran herkese özellikle ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Üzerimde hakları var biliyorum. Hatırlarım dün gibi bundan 20 gün 5 ay 13 yıl önce yine bir cuma günü dönemin Belediye Başkanlığını yapmış olan sayın Ali Müfit Gürtuna’dan mührü almak ürere buradaydım. ’Emanet bir şehir ve emaneti devir alıyorum’ demiştim. Hep emanet olarak baktım" diye konuştu.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Kadir Topbaş, "Muhalefet buradan siyaset üretmek istiyor. Buna müsaade etmem, asla müsaade etmem. Ben bugün itibarıyla buradaki başkanlık görevimden ayrıldım, istifa ettim. Ama asla siyasi partimle bir bağ eksikliğim yok. Şu anda partimin üyesiyim. Buradan muhalefete ekmek çıkmaz." dedi.
PARTİMİ BIRAKMIYORUM
“Türkiye’deki tüm belediye başkanlarının abisi oldum. Bu şehir beni Dünya Belediyeler Birliği Başkanı yaptı. İnsanlar çok şeyi affeder, adam yerine konmamayı affetmez. İstanbullulara tekrar tekrar teşekkür ediyorum. Muhalefet buradan siyaset üretmek istiyor. Buna fırsat vermem. Ben bugün belediye başkanlığından istifa ettim. Ben bugün itibarıyla buradaki belediye başkanlık görevimden ayrıldım, istifa ettim. Ama asla siyasi partimle bir bağ eksikliğim yok. Şu anda partimin bir üyesiyim. Buradan muhalefete ekmek çıkmaz. Görevimi bırakıyorum ama partimi bırakmıyorum. Benim gündemim, Türkiye gündeminin küçük bir parçası. 80 milyon olarak Cumhurbaşkanımızın yanında olmak zorundayız. İstanbullulara teşekkür ediyorum. Sayın Cumhurbaşkanımıza, Başbakanımıza, bakanlarımıza teşekkür ediyorum. Tüm İstanbullulardan görevimden müsaademi istiyorum lütfen gönül koymasınlar. Siyasette kırgınlık olmaz. Kırgınlığım yok. Her zaman partimin yanındayım siyasetin içindeyim. Asla birtakım söylentilere fırsat vermek istemem.”
ŞİMDİ NE OLACAK: 5216 Sayılı Belediye Kanunu’na göre 10 gün içinde valinin çağrısıyla toplanacak meclis üyeleri arasından, her parti kendi başkan adayını belirleyecek. Oylamayla yeni başkan seçilecek.
AK PARTİLİ ÜYELERLE TERS DÜŞTÜ
KADİR Topbaş, İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nde temmuz ayında oyçokluğu ile kabul edildiği halde eksikleri olduğu ve ileride Meclis’i sıkıntıya sokabileceği gerekçesiyle 5 imar değişikliği dosyasını iade etmişti. İmar değişiklikleri AK Partili meclis üyelerinin oylarıyla değişiklik yapılmadan bir kez daha onaylanmıştı.
İSTİFAYA TEPKİLER
Akif Hamzaçebi (CHP): Önemli olan yeşil, nefes alan, kamu arazilerinin bazı vakıflara verilmediği bir İstanbul bırakabilmekti. Emanete iyi davranmak böyle olur.
Barış Yarkadaş (CHP): İBB olacak isimler için acele etmeyin. Tek bir şey söyleyeyim... T. Erdoğan, ülke yönetiminin aynı anda iki damadı kaldırmayacağını bilir.
Gürsel Tekin (CHP): Sayın Kadir Topbaş, kendi partililerin sana kumpas kuruyorlar. Cesur ol ve kararı idare mahkemesine taşı. Yanındayız.
AK PARTİ'DEN İLK YORUM VE GÜMÜŞDAĞ YANITI
AK Parti Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Kaya, Topbaş'ın istifasının ardından açıklamalarda bulundu. Kaya açıklamasında, "Sayın başkanımızın bir takdiri ve tercihidir. Kadir Abi’yi biz bir beyefendi olarak tanıdık. Değerlendirmesi kendisine aittir, buna saygı duyuyoruz" dedi.
Kaya, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için Belediye Meclis Üyesi ve Medipol Başakşehir Futbol Kulübü Başkanı Göksel Gümüşdağ'ın isminin geçmesine ilişkinse, "Meclis üyelerimizin her birinin büyükşehir belediye başkanlığı yapacak donanımda olduğuna inanıyoruz. Ancak kimin olacağıyla ilgili bugün bir şey söylememiz mümkün değil. İstanbul'un 39 ilçesindeki meclis üyelerimiz ya da 25 belediye başkanımızdan hangisi uygun görülüyorsa parti kademesi onu değerlendirecek." ifadelerini kullandı.
TWİTTER'DAN VEDA MESAJI
Kadir Topbaş geç saatlerde Twitter hesabından da şu mesajları paylaştı:
"3 dönemdir bana güvenen ve yetki veren İstanbullular'a teşekkür ediyorum.
Beni aday göstererek bu onurlu görevi yapmamı sağlayan Sn. Cumhurbaşkanımız'a ve AK Partim'e şükranlarımı sunuyorum.
Haksız ithamlarda bulunanlar da dahil olmak üzere herkese hakkımı helal ediyorum.
Göreve başladığımda "Hayatım İstanbul" demiştim. Gönüllerinizde güzel izler bırakmış olmayı umuyorum.
Her zaman dualarımda olan İstanbullular'ın dualarında olabilmek ümidiyle…
Allah'a emanet olun."
hürriyet.com.tr

21 Eylül 2017 Perşembe

'Kadınların arkasından ıslık çalmak' yasaklanacak!

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, ülkedeki 'maço' kültürüne son vermek adına erkeklerin kadınları takip edip telefonlarını istemeleri veya arkalarından ıslık çalmaları gibi tacizlerin yasaklanması için çalışma başlattı.

Seçim kampanyası sırasında toplum içindeki tacizle mücadele edeceğine dair söz veren 39 yaşındaki Macron, dediğini yapıyor.
Fransa'da Kadınlar ve Erkekler Arasında Eşitlikten Sorumlu Devlet Sekreteri Marlene Schiappa'nın, toplum içinde insanları taciz etmeyi yasa dışı kılacak bir kanun üzerinde çalıştığı belirtildi.
Daily Mail'in aktardığına göre bu, insanların arkasından ‘ıslak çalmanın' yasaklanması anlamına gelebilecek.
Komitede yer alan 5 vekilin, ne tür cezalar uygulanacağı belirlenmeden önce sokak tacizinin hukuki tanımı üzerinde çalışacağı belirtildi.
Buna karşı çıkanlar ise, önlemlerin uygulanmasının zor olacağını çünkü suçun işlendiğini ispatlamanın zor olacağını savunuyor
 'Erkekler, 'Fransız sevgili' gibi davrandığını düşünüyor'
Guardian'a konuşan Schiappa, sokakta yaşanan cinsel tacizlerin Fransa'da 'büyük bir fenomen' olduğunu dile getirdi.
Schiappa, "Bir erkek bir kadının arkasından yürüyüp konuştuğunda kadın bir şey yapamıyor çünkü yalnız. Yardım istemek için de bağırmıyor çünkü ‘O kadar da kötü değil, yürüyüp kaçacağım' diye düşünüyor" dedi.
Öte yandan Schiappa, "Erkekler bunun kabul edilebilir olduğunu düşünüyor: Sonuçta sadece 'Fransız sevgili' olmaktan başka bir şey yapmıyorlar" dedi.
'Onlar 'eğlencemize bakıyoruz' diyor, biz ise 'hayır' diyoruz'
Kadınların çok sık ‘sarkıntılığa' maruz kaldığını belirten Schiappa, toplu taşıma araçlarına binecekleri zaman da kıyafetlerini buna göre seçmek zorunda kaldıklarını söyledi.
Schiappa sözlerini şöyle noktaladı: "Şu an birçok erkek şunu söylüyor: O kadar büyütülecek bir şey değil, sadece eğlencemize bakıyoruz. Biz de diyoruz ki: Hayır." cnntürk

300 bin TL hibe 700 bin TL faizsiz kredi

KOSGEB teknolojisi yüksek ürünlerin desteklenmesi kapsamında işletmelere, 300.000 TL'si geri ödemesiz kalanı faizsiz 1 milyon TL destek verecek.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı’nın (KOSGEB) desteğiyle teknoloji seviyesi yüksek katma değerli ürünlerin payının artırılması projesi ile KOBİ’lere 1 milyon TL destek verileceğini açıkladı, programın bütçesi 500 milyon TL olacak.
İlgili kredinin azami 300,000 TL’si geri ödemesiz, 700,000 TL’si faizsiz geri ödemeli olacak.
Söz konusu krediyi KOBİ Gelişim Destek Programı (KOBİGEL) kapsamında üretim ve ihracatta teknoloji seviyesi yüksek katma değerli ürünlerin ve KOBİ’lerin payının artırılması konulu bir projenin teklifi olarak tanımlayan Özlü programın bütçesini ise 500 milyon lira olarak açıkladı.
Özlü KOSGEB’in yılbaşında başlattığı sıfır faizli işletme kredisi kapsamında 10 Şubat ve 11 Temmuz tarihleri arasında 274,279 işletmeye 6.7 milyar lira destek sağladıklarına dikkat çekti. Kullanılan kredilerin 1.5 milyar liralık faiz gideri KOSGEB tarafından karşılandı.
REUTERS

20 Eylül 2017 Çarşamba

Heykel soruşturmasında 3 gözaltı

Antalya’da ormanlık alanda bulunan Atatürk heykelinin Kepez Belediyesi’ne ait depodan çalındığı ortaya çıktı. Polis, konuyla ilgili 3 kişiyi gözaltına aldı.
ANTALYA’da ormanlık alanda bulunan Atatürk heykelinin eski Varsak Belediyesi’nin bahçesinde yer alan ve mevcut imar planlarına göre 5 yıl önce yol yapım çalışmaları sırasında herhangi bir zarara uğramaması için Kepez Belediyesi’ne ait depoya kaldırılan Atatürk heykeli olduğu ortaya çıktı.
İDARİ SORUŞTURMA AÇILDI
Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü, heykelin ormanlık alana atılmasıyla ilgili şunları söyledi:
“Heykelin depoda olmadığı anlaşılınca durum derhal Fen İşleri Müdürlüğümüz tarafından tutanak altına alınarak İlçe Emniyet Müdürlüğüne şikâyette bulunulmuştur. Ayrıca Belediyemiz bünyesinde, kasıt veya ihmale yönelik bir hususun bulunup bulunmadığının araştırılması için idari soruşturma başlatılmıştır.”
EMNİYET DOĞRULADI
Öte yandan, Antalya Emniyet Müdürlüğü’nün heykelin ormanlık alana atılmasına yönelik yürüttüğü çalışmalar kapsamında 3 kişinin gözaltına alındığı, bu kişilerin sorgusunun halen devam ettiği öğrenildi. Hürriyet’e bilgi veren emniyet yetkilileri, “Olayla ilgili 3 kişinin gözaltında olduğu doğru. Sorgu süreci devam ediyor. Kamuoyuna konuyla ilgili detaylı açıklama yapılacak” dedi. Hürriyet

19 Eylül 2017 Salı

İsmet Yılmaz: Bu sene TEOG sınavı yapılmayacak

Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, bu yıl TEOG sınavının yapılmayacağını açıkladı.

'EVLATLARIMIZI YARIŞ ATI YERİNE KOYDUK'
Canlı yayında açıklamalarda bulunan Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, eğitim sistemiyle ilgili 'TEOG'un kaldırılmasına karar verildi. TEOG'un kaldırılması da Türkiye'nin önünün açılması. Evlatlarımızı yarış atı konumuna koyduk yani. İnanın evlatlarımız büyüyor, büyüdüğünü fark edemiyorsunuz. Etüd merkezleri ne kadar artmıştı değil mi? Niye arttı? TEOG yüzünden arttı. Evladının yarış atı konumuna girmesini hangi aile ister? Biraz sevin, biraz sayın... Son sözümüz şu. Bize güvenin. Niyetimiz halis, Türkiye'yi hep beraber 21'nci yüzyıla taşıyacağız' dedi.
'TEOG UYGULANMAYACAK, KİMSE KAYGILANMASIN'
Bu sene TEOG sınavının uygulanmayacağını söyleyen Bakan Yılmaz, hangi sistemin geleceği sorusu üzerine ise 'Üzerinde bakanlığımız çalışma yapıyor. Bakanlar Kurulu'na sunacağız. Çıkan kararı da milletimize sunacağız. Özü şu, hiç kimsenin kaygılanmasına gerek yok.' diye konuştu.

18 Eylül 2017 Pazartesi

BES nedir? Zorunlu BES hakkında merak edilenler

2017 yılının başlangıcıyla birlikte Türkiye'de zorunlu Bireysel Emeklilik Sigortası (BES) sistemine geçildi. Geçişin adım adım yapıldığı bu sistem hakkında yeterli bilgisi olmayan vatandaşlar, maaşlardan ne kadar kesinti yapılacağından, BES'in nasıl iptal edileceğine kadar pek çok soruya yanıt aranıyor. "BES nedir?" sorusunun yanıtını ve BES konusunda bilmeniz gereken detayları sizler için derledik. İşte detaylar...

Türkiye BES'e geçişini yapıyor. 1 Ocak 2017'den itibaren ilk geçişler başladı. Kademeli olarak geçiş yapılacak BES sistemine, çalışanlar şirketler aracılığıyla katılacaklar. Otomatik katılımın ardından sistemden ayrılmak isteyenler olursa, hiç bir zarara uğramadan sistemden ayrılabilecekler. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu tarafından kabul edilen ve T.C. Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren zorunlu BES konusunda akıllara takılan, yanıt aranan pek çok soru var. İlk kez BES yaptıracakların yanı sıra, hali hazırda bir BES'e dahil olan çalışanlar ise kendi durumlarının ne olacağı sorusunu soruyor. İşte "BES nedir?" sorusunun yanıtı ve konunun detayları...
BES NEDİR?
Bireysel Emeklilik Sistemi, kısaca BES, sosyal güvenlik sisteminin tamamlayıcı unsurlarından biri olarak görülmektedir. Aktif çalışanların, çalışma hayatları süresince kazançlarının bir kısmını biriktirerek emekli olmalarının ardından mevcut refah seviyesinin korunmasının amaçlandığı BES, aynı zamanda uzun vadeli finansal kaynak yaratmakta ve istihdamın arttırılmasında rol oynamaktadır. Gönüllü katılım esasına dayanan bir sistem olmakla birlikte, Türkiye'de yapılan düzenleme ile 1 Ocak 2017 tarihinden itibaren zorunlu hale gelmiştir. Otomatik katılım olarak da ifade edilen sistemden ayrılmak isteyenler, ilk 2 ayın ardından sistemden çıkabilirler.
ZORUNLU BES KİMLERİ KAPSIYOR?
T.C. Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren uygulama, 45 yaşın altında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan kamu ve özel sektör çalışanlarının tamamını kapsamaktadır.
ZORUNLU BES'E KATILIM VE ÇIKMA
Otomatik katılım olarak uygulanacak BES sistemine katımlar iş verenler aracılığıyla gerçekleştirilecektir. Müsteşarlık tarafından uygun görülen bir emeklilik şirketi ile anlaşan şirketler üzerinden çalışanlar sisteme katılacaklar. Emeklilik şirketleri ise 31 Mayıs 2016 tarihli 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun hükümlerine uygun olarak bir emeklilik sözleşmesi hazırlar ve çalışanlar plana dahil edilir. Tüm bunların ardından iş verenler bunu çalışanlarına tebliğ ederler. Her ne kadar adında "zorunlu" ifadesi bulunsa da, bu ilk katılım aşamasında geçerlidir. Sonrasında sistemde çalışanlar sistemden ayrılmak istemeleri durumunda iki ay içerisinde cayabilirler. Cayma durumunda her hangi bir maddi kayıp yaşanmaz. Sistemden çıkan çalışanlara 10 iş günü içerisinde yatırdıkları katkı payları iade edilmektedir. Ancak bu durumda ve ilk 3 yıl içerisinde zorunlu BES'ten vazgeçilmesi durumunda devlet katkısını almak mümkün değildir.
MAAŞLARDAN NE KADAR KESİNTİ YAPILACAK?
BES sistemine katılmanız halinde prime esas kazancın %3'ü çalışanların maaşlarından kesilecek ve sisteme aktarılacaktır. Ancak isteyenler daha fazla kesinti yapılmasını da talep edebilmektedir. Üst sınırla ilgili bir kısıtlama bulunmamaktadır. Sistemde kalınması durumunda her ay katkı paylarına devlet %25 oranında katkıda bulunacaktır.
ÖDEMEDE GECİKME OLURSA NE OLUR?
Ödemeler şirket üzerinden yapılmaktadır. Eğer işvereniniz ödemenizi zamanında yapmazsa, parasal kaybınızı karşılamak durumundadır.
İŞ DEĞİŞTİRME YA DA İŞVERENİN İFLASI DURUMUNDA NE OLACAK?
Zorunlu BES sistemine geçtikten sonra iş değiştirmek isterseniz bir sorun yaşamazsınız. Yeni işvereninizin bir BES planı varsa, önceki birikiminiz buradaki sisteme aktarılır ve hiç bir kayığ yaşamadan sistemde kalmaya devam edebilirsiniz. Diğer yandan çalışılan iş yerinin iflası durumunda da sistemdeki çalışanlar zarara uğramaz, çünkü devlet güvencesi altında olurlar. İşveren durumu ihlal etmesi durumunda ise devlet yaptırımıyla karşılaşacaktır.
MEVCUT SİSTEMDE OLANLAR NE OLACAK?
Halihazırda BES'e kayıtlı olanlar zorunlu BES durumunda ne olacağını merak ediyor. Eğer çalışan iki BES'inin olmasında bir sorun görmüyorsa her ikisini de devam ettirebilir. Ancak istemediği takdirde zaten 2 ay içerisinde otomatik katılımdan ayrılma hakkınız bulunuyor. Mevcut BES'in iptal ettirilip otomatik katılıma aktarılması, taşınması gibi bir durum söz konusu değildir.
e-DEVLET'TEN TAKİP EDEBİLİRSİNİZ
Türkiye Sigorta Birliği açıklamasına göre, BES'te katılımcıların bilgilendirilmesi amacıyla e-Devlet'te e-Hizmetler bölümündeki Emeklilik Gözetim Merkezi sekmesinde "Bireysel Emeklilik Sistemi Devlet Katkısı Kullanım ve Limit Bilgileri Sorgulama" servisi başlatıldı. Temmuz 2016 sonunda kullanıma açılan servis aracılığıyla katılımcılar sistemdeki tüm sözleşmelerine ilişkin olarak; temel sözleşme bilgilerini, hesaplanan devlet katkısı tutarını ve ilgili yıl için kalan devlet katkısı limitini e-Devlet üzerinden takip edebiliyor.
OTOMATİK BES NE ZAMAN BAŞLAYACAK?
*Çalışan sayısı 1.000 ve üzeri olan şirketler; 1 Ocak 2017
*Çalışan sayısı 250 - 999 arasında olan şirketler; 1 Nisan 2017
*Çalışan sayısı 100 - 249 arasında olan şirketler; 1 Temmuz 2017
*Çalışan sayısı 50 - 99 arasında olan şirketler; 1 Ocak 2018
*Çalışan sayısı 10 - 49 arasında olan şirketler; 1 Temmuz 2018
*Çalışan sayısı 5 - 9 arasında olan şirketler; 1 Ocak 2019
DEVLET KATKISI NE KADAR OLACAK?
Zorunlu BES'te devlet katkı payına %25 oranında katkı sağlamaktadır. Sistemde kalınması durumunda ise ilave 1000 TL devlet katkısı sağlanacaktır. Emeklilik hakkı kullanıldığında, bireysel emeklilik hesabında bulunan birikimini en az 10 yıl süreli bir yıllık gelir sigortası sözleşmesi kapsamında almayı tercih edene, birikiminin %5’i karşılığında ek devlet katkısı sağlanacak. Sistemde kalma süresine göre devlet katkısı aşağıdaki gibi olacaktır:
0-3 yıl - %0
3-6 yıl - %15
6-60 yıl - %35
10 yıl ve üzeri %60
Emeklilik Dönemine kadar - %100
Kaynak:cnntürk

17 Eylül 2017 Pazar

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş oldu

Mehmet Görmez'in istifasının ardından Diyanet İşleri Başkanlığı'na Yalova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Erbaş atandı.

Son dakika haberi! Diyanet İşleri Başkanlığı görevine Yalova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Erbaş atandı.
Prof. Dr. Erbaş'ın, Diyanet İşleri Başkanlığı görevine atanmasına ilişkin Bakanlar Kurulu kararının, Resmi Gazete'nin yarınki sayısında yayımlanacağı öğrenildi.
Bu yılın haziran ayında Yalova Üniversitesi Rektörlüğü'ne getirilen Prof. Dr. Erbaş'ın, 12 kitabı ve çok sayıda makalesi bulunuyor.
Erbaş'ın ayrıca Fetullahçı Terör Örgütü'yle (FETÖ) ilgili önemli tespitler yaptığı makaleleri yer alıyor. Erbaş'ın, "Mesih Mehdi Beklentisi ve İstismarı" başlıklı makalesi de bunlardan biri.
Geçtiğimiz yıl eylül ayında Diyanet İşleri Başkanlığının dergisinde yayımlanan makalesinde, FETÖ'yü "karanlık hareket" olarak nitelendiren Erbaş, 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimiyle FETÖ'nün, dünyada eşi benzeri olmayan bir terör örgütü olduğunu gösterdiğini belirtmişti.
Makalesinde, "Sadece peygamberlere has olan masumiyet karinesinin, bağlılarınca örgüt liderine de has kılınmış olması onun emir ve söylemlerinin hiç bir şekilde sorgulanmasına izin vermemekte, bu yüzden de akla hayale gelmedik yanlış yollara tevessül etmektedirler." değerlendirmesinde bulunan Erbaş, İslam'ın inanç esaslarına uymayan pek çok hususun örgüt tarafından zihinlere yerleştirilmeye çalışıldığına işaret etmişti.
FETÖ'nün dini bir yapı olarak nitelendirilemeyeceğini vurgulayan Erbaş, örgütün elebaşı Fetullah Gülen'e atfedilen sıfatların ise İslam dini ile asla bağdaştırlamayacağını ifade etmişti.
Örgütün açık bir din istismarı yaptığına işaret eden Prof. Dr. Erbaş, makalesinde, "15 Temmuz gecesi çıldırmış ve cinnet geçirmiş örgüt mensuplarının, elinde bayraktan başka bir şey olmayan masum insanların üzerine, ülkenin Meclisine ve devletin en önemli müesseselerine gözlerini kırpmadan ölüm yağdırarak, yabancı ülkeler ve o ülkelerin istihbaratlarıyla iş birliği yaparak, kendi kardeşlerine, kendi vatanına, kendi değerlerine ihanet etmek milletimizin binlerce yıllık şanlı tarihinde görülmüş bir şey değildir." değerlendirmesini yapmıştı.
PROF. DR. ALİ ERBAŞ KİMDİR?
Ordu'nun Kabadüz ilçesine bağlı Yeşilyurt köyünde 1961 yılında doğan Prof. Dr. Erbaş, Sakarya İmam Hatip Lisesi'ni bitirdikten sonra Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nden mezun oldu.
İstanbul Fatih Müftülüğüne bağlı çeşitli camilerde din görevlisi olan Erbaş, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde yüksek lisans yaptı. Daha sonra doktorasını tamamlayan Erbaş, Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dinler Tarihi Ana Bilim Dalında Yardımcı Doçent görevinde bulundu.
Dinler tarihi ve din bilimleri alanlarında araştırmalar yapan Erbaş, misafir öğretim üyesi olarak Strazburg Beşeri Bilimler Üniversitesi'nde alanıyla ilgili araştırmalar yaptı.
Erbaş, 1998 yılında doçent, 2004 yılında ise profesör unvanı aldı.
Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekan Yardımcılığı görevini yürüten Erbaş, daha sonra bu fakültede dekanlık görevini yürüttü.
Sakarya Üniversitesi Senato Üyeliği yapan Erbaş, 2006-2011 arasında aynı üniversitede yönetim kurulu üyeliği görevini üstlendi.
Erbaş, 2011 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı Eğitim Hizmetleri Genel Müdürlüğü'ne atandı. Ali Erbaş, daha sonra bu yılın Haziran ayında Yalova Üniversitesi Rektörlüğü görevine getirildi.
Prof. Dr. Ali Erbaş, evli ve 4 çocuk babası.

TEOG kalkıyor mu?

TEOG kalkıyor mu sorusu Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamaları ardından gündeme oturdu. Cumhurbaşkanı Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş sistemi olan TEOG hakkında Başbakan Yıldırım ile de görüştü. Peki TEOG sistemi kalkıyor mu? TEOG bu yıl kaldırılacak mı? sorularının yanıtı merak ediliyor.

TEOG sistemi ile her yıl 1 milyonun üzerinde öğrenci sınava giriyor. Yapılan açıklamaların ardından TEOG kalkıyor mu sorusu herkesin araştırdığı konu oldu. Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş sistemi yerine yeni bir sistem mi gelecek? Erdoğan “Ben TEOG olayını istemiyorum ve bunu da artık yanlış buluyorum.” demişti. Peki TEOG sistemi kaldırılacak mı? TEOG bu yıl mı kaldırılıyor?
TEOG KALDIRILIYOR MU?
TEOG hakkında Beylerbeyi’nde toplanan Erdoğan ve Yıldırım kritik görüşmesi sona erdi. TEOG sisteminin kaldırılması gerekli diyen Erdoğan, Yıldırım ile görüştü fakat TEOG kaldırılacak mı henüz belli değil.
Cumhurbaşkanı Erdoğan “Ben TEOG olayını istemiyorum ve bunu da artık yanlış buluyorum. TEOG'un kaldırılması lazım. Biz TEOG'la mı geldik Ne TEOG vardı, ne bir şey vardı. Okursun, sene içinde notların bellidir, bu notlarınla beraber yürürsün. Gelirsin üniversite sırasına, orada da girersin üniversite imtihanlarına. Üniversite imtihanında da sosyalde, sayısalda başarı durumun neyse bu başarıya göre girmen gereken yer nereyse girersin.” demişti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Başbakan Binali Yıldırım'ı kabulü sona erdi. Beylerbeyi Sarayı'nda basına kapalı gerçekleşen kabul, yaklaşık 2,5 saat sürdü.
Görüşmede Uluslararası ilşkiler, Kuzey Irak'ta yapılacak olan referandum, MGK ve öğrencileri yakından ilgilendiren TEOG'un ele alındığı bilgiler arasında…
Bu arada Başbakan Binali Yıldırım'ın görüşme öncesi Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz'dan TEOG konusunda telefonla bilgi aldığı öğrenildi.

Yargıtay'dan milyonlarca ev sahibi ve kiracıyı ilgilendiren karar

Kira sözleşmesine atılan imzalar hem mülk sahibini, hem de kiracıyı sorumluluk altına alıyor. Yargıtay, milyonlarca mülk sahibi ve kiracıyı ilgilendiren önemli bir karara imza attı. Kira sözleşmesinin bütün sayfaları imzalı olmasa da geçerli sayılacak.

Gaziantep'te 1 Ocak 2011 tarihinde mülkünü kiraya veren vatandaş 30 bin liralık biriken kirayı alamadığı gerekçesiyle kiracı hakkında icra takibi başlattı. Gaziantep 1. İcra Hukuk Mahkemesi'nde açılan icra takibine itiraz ve tahliye davasında savunma yapan davalı kiracı, kira sözleşmesinde imzası olmadığını, kaynağı belli olmayan başka bir mukavelenin arka sayfalarına kendi imzası bulunmayan bir ön sayfa eklenerek hazırlanan bu sözleşmeden haberi olmadığını, bu yüzden borcu kabul etmediğini dile getirdi. Mahkeme, davalının itirazında kira sözleşmesindeki imzasını inkar ettiğinden, icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasına ve mülk sahibinin tahliye isteyemeyeceğine hükmetti. Mahkeme, alacaklının borçlu ile arasında kira sözleşmesi bulunduğunu ispat edecek bir belge ibraz edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verdi.
Davacı mülk sahibi kararı temyiz edince devreye Yargıtay girdi. Yargıtay 6. Hukuk Dairesi (kapatılan), davalının davada dayanılan kira sözleşmesindeki imzasını inkar etmediğine dikkat çekti. Emsal bir karara imza atan daire, kira sözleşmesinin davalının imzası bulunan başka bir belge ile oluşturulduğunu iddia ettiğini hatırlattı. Kararda şu ifadelere yer verildi:
"Dayanak kira sözleşmesinin aslı tek parça olup, sözleşmenin ön sayfasında davalının imzası bulunmasa da Yargıtay'ın yerleşmiş kararlarına göre metin, içerik, anlam ve devam eden maddelerin bir bütünlük taşıması kaydıyla birden çok sayfadan oluşan yazılı sözleşmelerin tüm sayfalarının taraflarca imza edilmesi zorunluluğu bulunmamaktadır. Mahkemece, işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Karar bozulmalıdır. Açıklanan sebeplerle kararın bozulmasına, sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine oy birliği ile karar verildi." Hürriyet

16 Eylül 2017 Cumartesi

Metrobüste şaşırtan görüntü!

Toplu ulaşım araçlarını kullananların kitap okuma yerine cep telefonlarını yaygın kullanmasına kaşılık toplumsal duyarlılık yaratmak isteyen bir grup amatör sanatçı harekete geçti. Özel boyalarla tepeden tırnağa boyanan ve metrobüse binerek ‘Kitap Okuyan Heykel’ gibi hareketsiz duran tiyatrocuları görenler şaşırdı. Metrobüste bulunan bir kadın ise performans sanatçısı gençlerin sürdükleri boyanın ağır koktuğunu belirterek "Bizi zehirleyecekler" diye tepki gösterdi.

İstanbul Avcılar’da amatör ‘Çığlık Sanat Atölyesi’nin genç oyuncuları, toplu ulaşım araçlarında yolculuk edenlerin kitap okuma alışkanlığının bulunmamasına dikkat çekmek amacıyla harekete geçti. Bugüne kadar Kurtuluş Savaşı’ndan, depreme, Seyit Onbaşı'dan Yunus Emre'ye, kadına şiddette kadar birçok konu ve özel günlerde sokakta hareketsiz durarak toplumsal farkındalık yaratmaya çalışan amatör tiyatro grubu kitap okumanın yagınlaştırılması için çaba harcamaya başladı. Çığlık Sanat Atölyesi Sanat yönetmeni Cemal Uçarman, çalıştırdığı genç oyunculara okumayan toplumların, gelişemeyeceğini ve bağımlı hale geleceğini anlatırken performanslarını sergilerken ellerinde tutacakları dünya klasikleri kitaplarının sayfalarını çevirmemelerini, hareket etmemelerini istedi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden çekim izni alınması ardından yaklaşık 10 dakika yürüyerek gittikleri Avcılar Üniversite Kampusü istasyonundan metrobüse binen tümü öğrenci amatör tiyatrocular, yolcuların şaşkın bakışları arasında yolculuğa başladı. Koltukta veya ayakta hareketsiz duran ellerinde kitap bulunan, tepeden tırnağa yaldız renkli boyalı heykeli andıran gençleri görenler şaşırdı. Yolculardan biri altın renkli sanatçıların gerçekten kitap okuyarak altın gibi değerlendiklerini söylerken, önemli bölümü ne yapılmak istendiğini veya ne mesaj verilmeye çalışıldığını sormaktan kendilerini alamadı. Bir ara metrobüsten inerek durakta kitap okuyan heykel performansı sergileyen tiyatrocuları takdir edenler çıkarken bir kadın üzerlerindeki kokunun çok ağır olduğunu, gençlerin mesaj vermeye çalışırken kullandıkları boya nedeniyle kendilerini zehirlediğini söyledi. Genç bir kız şaşırarak izlediği tiyatrocuların amacını öğrendikten sonra okumayı sevdiğini ancak İstanbul’daki toplu taşıma amaçlarında ayakta durmakta zorlanıldığını bu nedenle kitap okumanın imkansız olduğunu ifade etti. Bir yolcu gençleri takdir ettiğini, toplu ulaşım araçlarında sesli okuma denemeleri de yapılabileceğini söyledi.

Karikatürün olduğu sayfa nasıl imha edilecek?

Yeni müfredat ders kitapları yayımlandığında tartışılan konulardan biri de 6. Sınıf Türkçe Dersi Öğrenci Çalışma Kitabı’nda uygunsuz hareket yapan kutup ayısı karikatürü oldu.

Habertürk Gazetesi'nin haberine göre; karikatürist Selçuk Erdem’in kutup ayısının pençesi ile yaptığı uygunsuz karikatürün ders kitabına nasıl girdiği tartışılırken, MEB Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı Alpaslan Durmuş karikatürün kitabın bir sayfasında bir milimetre civarında yer kapladığını söyleyerek, “Bu sayfanın imha edilmesi gerekiyor diye arkadaşlarımıza talimat gönderdik. Bütün il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerimiz öğrencilere dağıtılmak üzere bekletilen Türkçe 6. Sınıf kitaplarından sayfa 13’ü imha etmiş durumdalar. Öğrencilerimizin eline gitmeyecek” dedi.
ÖĞRETMENLER ÖĞRENCİLERE DAĞITMADAN ÖNCE YIRTACAK
Kitapların okullara ulaşmasıyla “kutup ayılı” karikatürün olduğu sayfanın “imha” edilmediği ortaya çıktı. Okul yönetimleri kitaplardan bu sayfaları yırtma görevini öğretmenlere verdi. Öğretmenler öğrencilere dağıtmadan önce bu sayfaları yırtacak.

14 Eylül 2017 Perşembe

18 Eylül'de Tüm Toplu Taşıma Araçları Ücretsiz !

İstanbul'da 18 Eylül'de toplu taşıma araçları 06.00-13.00 saatlerinde ücretsiz olacak. İETT tarafından yapılan açıklamada söz konusu karara gerekçe olarak okulların açılması gösterildi.

İETT tarafından konuya ilişlkin yapılan açıklamada:
“Okulların açılmasıyla birlikte trafiğe katılacak çok sayıda öğrenciyi göz önüne alan İstanbul Büyükşehir Belediyesinin aldığı karar uyarınca okulların açılacağı ilk gün toplu taşıma araçları 06.00-13.00 saatleri arasında ücretsiz hizmet verecek.
Alınan karar doğrultusunda İstanbul’da okulların açılacağı 18 Eylül Pazartesi günü, İETT, İstanbul Otobüs AŞ, özel halk otobüsleri, metrobüs, tünel, Şehir Hatları vapurları ile Metro İstanbul’a ait metro, hafif metro, tramvay ve füniküler araçları, 06.00-13.00 saatlerinde İstanbullulara ücretsiz hizmet verecek.” ifadeleri kullanıldı.
Öte yandan söz konusu açıklamada İETT’nin 16 Eylül tarihinde kış saati uygulamasına geçeceği bilgisine de yer verildi. Sözcü

12 Eylül 2017 Salı

Atatürk’lü ’yaver’ paylaşımına soruşturma

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nde çalıştığı öğrenilen Salih Zeki Çakıroğlu, sosyal medya hesabında ’Ne geldiyse yaverlerden geldi’ başlığıyla Atatürk ile Sultan Vahdettin’in olduğu fotoğraf ile FETÖ’den yargılanan cumhurbaşkanı yaverleri ve Mısır Devlet Başkanı Sisi’nin fotoğraflarını paylaştı. Cumhuriyet savcılığı, Salih Zeki Çakıroğlu hakkında ’Atatürk’ün hatırasına alanen hakaret’ suçlamasıyla soruşturma başlattı.

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nde çalıştığı öğrenilen Salih Zeki Çakıroğlu, sosyal medya hesabından ’Ne geldiyse yaverlerden geldi’ başlığıyla üzerinde ’Ah şu yaverler’ yazan, yine üzerinde ’Tanıdınız mı Sultan Vahdettin ve yaveri’ yazan Sultan Vahdettin ve Atatürk’ün olduğu fotoğraf, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın FETÖ’den yargılanan yaverleri ile Mısır’ın devrik cumhurbaşkanı Mursi ile Mısır Cumhurbaşkanı Sisi’nin olduğu fotoğraf karelerini paylaştı. Salih Zeki Çakıroğlu’nun bu paylaşımı yerel basında yer alırken, Atatürk ile FETÖ’den yargılanan yaverlerle bir tutulması, büyük tepkilere yol açtı.
Cumhuriyet Savcılığı, Salih Zeki Çakıroğlu hakkında ’Atatürk’ün hatırasına alanen hakaret’ suçlamasıyla soruşturma başlattı. DHA


Kılıçdaroğlu'nun oğlu yarın askere gidiyor...

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, yeni parti kurma aşamasında olan Meral Akşener'le ilgili 'Meral hanım siyasette uzun yıllar hizmet vermiş birisi. Diğer siyasi partilerine ne kadar saygı gösteriyorsak ona da saygı göstereceğiz. FETÖ'cüyü sağda solda aramalarına gerek yok ki, kendileri FETÖ'cü zaten' dedi. Kılıçdaroğlu, oğlunun yarın askere gideceğini belirterek gideceği kentin Sivas olduğunu açıkladı.

Kılıçdaroğlu özetle şunları söyledi: "Türkiye Cumhuriyeti'nin bir bakanının başka ülkede yargılanmasına üzülüyoruz. Dosyalar geldi, bu dosyalar kapatıldı. Yüce Divan'a gidecekti, yargılandım, aklandım deme hakkı olacaktı. Bunların o hakkı ellerinden alındı. AK Parti'nin içinden çok sayıda milletvekili, Yüce Divan parlamentoda oylanırken ellerini vicdanına koyarak oy kullanmadılar. Bu Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerin daha farklı boyutlara taşınmasına yol açabilir. Türkiye'den ödünler istenebilir. Hırsızın ödüllendirildiği bir süreci yaşadık.
DANIŞTAY BAŞKANI İÇİN DANIŞTAYA'A GİDİLECEK
Danıştay Başkanı iktidar partisinin Danıştay'daki sözcüsü konumundadır. Artık o makamda oturamaz, ayrılması lazım. Benimle ilgili bir dava Danıştay'a gittiğinde ne olacak? Çünkü Danıştay Başkanı bizi beğenmiyor. Yargının içinde namusu ile görev yapanlar var. Biz kamuoyu önüne çıkıp politik mesaj veren, kararlar veren, kendi bağımsız iradesi olmayan kişilere karşıyız. Danıştay'ın bütün üyelerine saygı gösteriyoruz. Yargıtay'a da, AYM'ye de saygı gösteriyoruz. Tarafsızlığını kaybetmiştir, bırakması lazım. Danıştay Başkanı hakkında, Danıştay'a disiplin başvurusunda bulunacağız.
"TERÖR SORUNUNU 4 YIL İÇİNDE ÇÖZEMEZSEM SİYASETİ BIRAKACAĞIM"
(Terör sorununun çözümü) Önce zemin. Nerede çözülecek bu? Meclis'te. Milli irade orada. Birlikte çözeceğiz. Kapalı kapılar ardında olmaz. 15 yılda çözemediler, hala koşturuyorlar. Ben net söylüyorum. 4 yıl içinde çözemezsem siyaseti bırakacağım. Terör olayını bitireceğim.
YURT SORUNUNU 1 YILDA ÇÖZERİM
Yurt sorununu 1 yıl içinde çözemezsem siyaseti bırakacağım. Şu ortamı Türkiye'de yakaladık. Bir araya gelelim, farklı görüşlerde olabiliriz ama oturup konuşalım. Eğitim Çalıştayı'nda da çok güzel sonuçlar çıktı. Bütün bunların hepsinden yararlanacağız.
MERAL AKŞENER VE FETÖ
(Devlet Bahçeli'nin Meral Akşener açıklamaları ve Akşener'in FETÖ'cülükle suçlanmasının sorulması üzerine) Meral hanım siyasette uzun yıllar hizmet vermiş birisi. Diğer siyasi partilerine ne kadar saygı gösteriyorsak ona da saygı göstereceğiz. FETÖ'cüyü sağda solda aramalarına gerek yok ki, kendileri FETÖ'cü zaten. Aynı menzile yürüyenler kimdi. İktidarın sağda solda FETÖ'cü aramasına gerek yok. Kendileri Fetö'cü zaten. Aynı menzile yürüyenler bunlar değil mi? Ne istedilerde vermedik diyen bunlar değil mi? Sırtı kalın olanlar, iktidara yakın olanlar dışarıda. Gariban olanların tamamı içeride. Şunu bunu FETÖ'cülükle suçlamanın manası yok. Yakalarsınız. Adalete teslim edersiniz. Bağımsız yargı karar verir. Bizi Ergenekoncu yapmışlardı şimdi FETÖ'cü diyorlar. İdam olsaydı o paşaları asacaklardı. AK Parti'ye oy veren vatandaşlarıma sesleniyorum. O davaların savcısıyım diyen kişi vardı. Bunun hesabı sorulmayacak mı? Bank Asya'ya para yatıranı vereni içeri atıyorsun, Bank Asya'nın kurulmasına izin verene dokunmuyorsun.
"BASKIN SEÇİM" İDDİALARI
Olabilir. Biz hazırlıklıyız. Baskın seçim de olabilir, zamanında da olabilir. Şu anda emin olun referandumda 'Evet' oyu verenlerin büyük bir kısmı pişman. Bizim ittifakımız şu. Kim demokrasiden yanaysa, kim tek adam rejimine karşıysa, kim parlamenter demokratik sistemden yanaysa, gelsin hep beraber mücadele edelim.
"ODTÜ'DEKİ AĞAÇLARI YOK ETMEK ÇOK ACI"
ODTÜ'deki ağaçları yok etmek çok acı. ODTÜ Ankara'nın nefes aldığı alanlardan biridir. Yol yaptılar diye karşı çıktık mı?
 OĞLU KEREM KILIÇDAROĞLU YARIN ASKERE ASKERE GİDİYOR
Çocuğumu bedelli askerlik yapabilirdim. Ama siyaset yapan biri olarak vatandaş nasıl askerlik yapıyorsa öyle yapması gerektiğini söyledim. O da yarın Sivas'a gidecek ve askerlik yapmaya başlayacak. (hürriyet.com.tr)

11 Eylül 2017 Pazartesi

Nazlı Ilıcak, KKTC vatandaşlığından çıkarılıyor

KKTC’deki evini FETÖ’nün Kıbrıs yapılanması tarafından karargah olarak kullandırdığı öne sürülen Nazlı Ilıcak Kıbrıs vatandaşlığından çıkarılıyor.

KKTC Nazıl Ilıcak için düğmeye bastı. "FETÖ/PDY Medya Yapılanması" davasında tutuklu olarak yargılanan gazeteci Nazlı Ilıcak'ın KKTC vatandaşlığının iptal edileceği öğrenildi. Ilıcak 1995 yılında ülke vatandaşlığına kabul edilmişti.
KKTC VATANDAŞLIĞINA GEÇİŞİNİ BÖYLE ANLATMIŞTI
Sabah Gazetesş'nin haberine göre; KKTC'de 24 Nisan, 2004 tarihinde gerçekleşen Annan Planı ile ilgili referandum öncesinde, açıklamalarda bulunan ılıcak, şunları anlatmıştı;"1995 yılında Girne'de Bellapais dedikleri bir manastırın yanında, eskiden ev olan bir lokantada yemek yedim. Adı Abbey House olan bu lokantayı İngiliz eşcinsel olan çift işletiyordu ve ayrılacakları için lokantayı devretmek istiyorlardı. Fiyatı da Türkiye'ye göre daha düşük olduğu için burayı ev olarak satın aldım. İkametgahım olunca vatandaşlık için de başvurdum ve kabul edildim. Muhtara seçmen kaydını yaptırdım, referandumda da Kıbrıs'ta olacağım ve oyunu kullanacağım. Kıbrıs'ın AB'ye girmesini olumlu bulduğum için oyum evet olacak."
FETÖ KKTC'DEKİ EVİ KARARGAH OLARAK KULLANILDI
Gazeteci Nazlı Ilıcak'ın sahibi olduğu ev, FETÖ'nün KKTC yapılanmasının karargahı olarak kullanıldığı iddia ediliyor. Bu evde Türkiye'den gelen FETÖ mensubu yüksek rütbeli polis subayları ile KKTC polisinde görev yapan bazı polis subayları toplantılar yaptığı polis kayıtlarına geçti. FETÖ terör örgütünün 15 Temmuz akşamı gerçekleştirdiği darbe kalkışmasından sonra ise evin tamamen boşaltığı belirtildi. Sabah