24 Ekim 2014 Cuma

Saatleri geri almayın! Çünkü...

Mobil İletişim Araçları ve Bilgi Teknolojileri İş Adamları Derneği (MOBİSAD) Genel Sekreter Ömer Kavas, 26 Ekim'de yaz saatinin sona ermesi ve saatlerin geri alınmasından önce akıllı (smart) telefon sahiplerine, saat ve tarih ayarları menüsünden otomatik tarih ve saat dilimini seçmeleri önerisinde bulundu. Diğer bir deyişle saatleri doğrudan siz telefonunuzda geri almayın, otomatik ayarı açık bırakın, işlem otomatik olarak kendi gerçekleşsin.


Kavas, yaptığı açıklamada, gün ışığından daha fazla yararlanmak amacıyla 31 Mart'ta ileri alınan saatlerin, 26 Ekim'de 1 saat geri alınacağını anımsattı. Her yıl, yaz saati uygulamasının sona ermesine rağmen saatlerini geri almayı unutan vatandaşların mağduriyet yaşadığına dikkati çeken Kavas, akıllı telefon kullanıcılarına bu tür sıkıntılar yaşamamaları için önerilerde bulundu.

Akıllı telefonların saatlerinin otomatik olarak ayarlanabildiğini ifade eden Kavas, bunun için kullanıcıların saat ve tarih ayarları menüsünden otomatik tarih ve saat dilimini seçmeleri gerektiğini belirtti. Operatörlerin birlik sağlamak için zaman bilgilerini uydular üzerinden sağladığını kaydeden Kavas, "Kullanıcılar, otomatik tarih ve saat dilimini seçtiğinde telefon, uydudan aldığı zaman bilgisi ile kendini güncelliyor. Bu nedenle kullanıcının manuel olarak saatini geri almasına gerek kalmıyor. Böylece saatini geri almayı unutan vatandaş, bundan dolayı ertesi gün işe geç gitmek ve benzeri mağduriyetler yaşamıyor" diye konuştu.

Saatlerin otomatik olarak geri alınmasının ağ destekli saat seçimi kullanılan bilgisayarlar ve uydu alıcı cihazları üzerinden yayın sağlayan platformlar için de geçerli olduğunu ifade eden Kavas, kullanılan elektronik cihazlarda bu özelliklerin olmaması ya da menü seçimlerinin belirtilen şekilde yapılmaması durumunda bu cihazların saatlerin ayarının manuel olarak yapılması gerektiğinin altını çizdi.

Tasarruf yaklaşık 1 milyar kilovatsaat

Türkiye'de, 1925'te çıkarılan Günün Yirmi Dört Saate Taksimine Dair Kanuna dayalı olarak uygulanan yaz saati uygulaması, 26 Ekim Pazar günü sona erecek. Gün ışığından daha fazla yararlanmak amacıyla 31 Mart Pazartesi günü 03.00'ten itibaren 1 saat ileri alınan saatler, 26 Ekim Pazar günü 04.00'ten itibaren 1 saat geri alınacak.

Saat değişiminden beklenen fayda ve tasarruf yaz saati uygulamasında gerçekleşiyor. Bütün bu değişimler, AB'deki saat düzenlemesine paralel yapılıyor. İlkbaharda başlayıp sonbaharın ortasında biten 7 aylık uygulama ile 800 milyon-1 milyar kilovatsaat arasında elektrik tasarrufu yapıldığı tahmin ediliyor. Bu tasarruf miktarı orta ölçekli bir hidroelektrik santralin yıllık üretimine karşılık geliyor.

Korkunç iddia: Rüyasında gördü, kardeşinin kafasını kesti

Azerbaycan’da bir genç kızın, gece gördüğü rüyanın etkisinde kalarak kardeşinin kafasını kestiği öne sürüldü.

Başkent Bakü'de 20 yaşındaki Günel Nuriyeva, ablası Pervane Nuriyeva tarafından akıllara durgunluk verecek şekilde katledildi.

Ablası tarafından öldürülen Nuriyeva’nın, Bakü’deki bir konservatuarda ikinci sınıf öğrencisi olduğu öğrenildi. Cinayet zanlısı abla Pervane Nuriyeva polislere verdiği ifadede, "Allah’ın talebi ile öldürdüm. Gece saatlerinde uykudayken 'Kız kardeşini öldürmelisin, artık zamanı geldi' diye vahiy geldi" dediği öne sürüldü.

Pervane Nuriyeva’nın gözaltında alındığı olayla ilgili soruşturma devam ediyor.

ALİ KAN/BAKÜ, (DHA)

Bir rezidansta daha işçi ölümü

Kadıköy Kozyatağı'nda bir rezidans inşaatında 14. kattaki iskelenin çökmesi sonucu demir ve kalasların üzerine düşen 22 yaşındaki işçi Sezer Karakaş'ın hayatını kaybetti. Ölüm haberi üzerine işçinin arkadaşları gözyaşlarına boğuldu.


Olay, Kozyatağı Değirmen Sokakta’ki Genç Yapı Ltd şti ve Oran İnşaat Konsorsiyum’unun rezidans inşaatında saat 09.00 sıralarında meydana geldi. İddiaya göre işçiler işe başladıktan kısa bir süre sonra yüksek bir gürültü duyuldu.

Sesler üzerine inşaattan çıkan işçiler inşaatın 14’üncü katındaki iskeleden çelik direklerin ve kalas denilen tahta parçalarının düştüğünü gördü.

Parçaların düştüğü yere giden işçiler bir arkadaşlarının malzemelerin altında kaldığını gördü. İhbar üzerine olay yerine gelen sağlık görevlileri, işçinin öldüğünü belirledi. Ölüm haberi işçileri yasa boğdu. İşçiler şantiye bahçesinde ağlamaya başladı. Bazılarının kendinden geçtiği görüldü.

Polis ölümle sonuçlanan olayla ilgili çalışma başlattı.

Olay yeri inceleme ekiplerinin çalışmasından sonra işçinin cenazesi tabuta kondu. Talihsiz işçinin cenazesini arkadaşları, cenaze aracına kadar taşıdı. Cenaze Kartal Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma hastanesinin morguna kaldırıldı. Polisin olayla ilglili soruşturması devam ediyor.


'2 gün önce uyardık'

KADIKÖY Kozyatağı’ndaki rezidans şantiyesinde bir işçinin hayatını kaybetmesi ile ilgili olayı değerlendiren Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu, “Daha 2 gün önce bölgedeki inşaat firmalarının temsilcileri ve yapı denetim şirketleri ile toplantı yaptık. Şantiye ve çalışan güvenliği konusunda uyardık. Ama görünüyor ki bu olayların sonu gelmiyor. Belediye olarak bizim yetki alanımız sınırlı. İşçi güvenliği için ciddi yaptırımların olduğu bir düzenleme şart” dedi. Kadıköy Kozyatağı’ndaki şantiyede meydana gelen facia sonrası olay yerine giden Kadıköy Belediye Başkan Yardımcısı Mustafa Günalp ise izlenimlerini şöyle aktardı; “ Şantiyede yeni bir sistem kullanıldığı söyleniyor. Malzeme aktarılmasını sağlayan çelik bir platform var. Bu platformun 13. kattan aşağıya düşmesiyle  işçinin hayatını kaybettiği belirtiliyor. Şimdi bu sistemi satan ve kuran firmayla görüşülecek. Bana verilen bilgilere göre kaza saatinde şantiyede iş güvenliği uzmanı ve şantiye şefi bulunuyormuş.” 

Elvan EZBER/İSTANBUL (DHA)

Trafikte yeni dönem

Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Hizmetleri Başkanlığının, ’Trafik Hizmetlerinde Şeffaflık ve Güven Projesi’ kapsamında, Kars’ta da trafik ekiplerine yaka kamerası dağıtıldı.


Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil ve Denetleme Şube Müdürlüğü ile Bölge Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü, Sarıkamış ve Kağızman Bölge Trafik Denetleme İstasyon Amirliği ekiplerince, yaka kamerası kullanımına, başlandı. Yaka kameraları, denetim yapan personelce sürücü, yaya veya yolcularla iletişime geçilmeden önce aktif hale getirilerek, denetim bitene kadar sesli ve görüntülü kayıt yapıyor.

Proje ile trafik ekipleri tarafından yapılan sabit ve hareketli denetimler esnasında, yol kullanıcılarınca yapılan trafik kural ihlalleri (Emniyet kemeri ihlali, şerit ihlali, seyir halinde cep telefonu ile görüşme, ışık ihlali vb) yaka kameraları sayesinde delillendirilip, gerekli ceza işlemler uygulanarak, trafik kurallarına uyma ve yolların daha güvenli hale getirilmesi hedeflenmekte.

Bu anlamda Bölge Trafik Şubesi önü Kars- Erzurum Karayolunda yaka kameralı uygulama yapıldı. Uygulamada durdurulan araçların sürücülerine ’Şu anda yaka kamerasında video ve ses kaydı yapılmaktadır’ uyarısı yapıldı ve evraklar istenerek incelendi. Trafik kurallarına uymayanlara anında cezai işlem uygulanırken en çok da emniyet kemeri takılmadığı görüldü. Emniyet kemeri takmayanlara ceza yazılırken takanlara ise teşekkür edildi.

Bölge Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü Trafik Düzenleme ve Denetleme Büro Amiri Komiser Yardımcısı Mustafa Öztürk uygulamanın Kars’ta da başladığını ve bundan böyle uygulamaların bu şekilde süreceğini ifade etti. "Bu uygulamayla asıl hedefin sürücüye ceza yazmak değil onların ceza almasının önüne geçmektir" diyen Öztürk, herkesi kurallara uymaya davet etti.

Sürücülerde uygulamadan son derece memnunlar. Bu uygulamayla en çok da tartışmaların önüne geçildiğini belirten sürücüler, kusurların anında kameraya kaydediliyor olmasının kendileri açısından da memnuniyet uyandırdığını belirttiler. (hürriyet.com.tr)

23 Ekim 2014 Perşembe

Angela Merkel'i şok eden Türk

Almanya doğumlu öğretmen Aylin Arabacı Pfah, geçen yıl iktidardaki Hıristiyan Demokrat Parti’nin CDU teşkilatına seçilen ilk Türk kökenli olurken, yabancı düşmanı mektup ve tehditler üzerine partisi de destek çıkmayınca 16 ay sonra istifa etti.



Birkaç gün önce CDU’lu Başbakan Angela Merkel, partisine göçmenleri çekmek için kampanya başlatırken, “Sadece hoşgeldin kültürü yetmez, serbest alanlar sunmak gerekir” diyordu. 81 milyon nüfusunun 15.3 milyonu göçmen kökenli olan Almanya’da göçmenler önemli bir oy potansiyeli. Gelecekte seçimlerin kaderini göçmenler belirleyecek. CDU göçmenlere açılmak istiyor, ancak buna ne kadar hazır? Aylin Arabacı Pfab örneği bu zorluğu gösteriyor.

SANSASYON OLMUŞTU

Almanya’da doğan ve okuyan, öğretmen olarak görev yapan Aylin Arabacı Pfab (38), Baden Württemberg Eyaleti’nin 20 bin nüfuslu Waghaeusel kentinde geçen yıl CDU teşkilat başkanı seçilince, tam bir sansasyon yarattı. CDU, Pfab’ı “Genç, kadın, modern, dövmesi var, iki isimli ve en önemlisi de Türk ve Müslüman biri Hıristiyan Demokrat Parti’de teşkilat başkanı” diye örnek gösterdi. CDU’lu üst düzey politikacılar Aylin Arabacı Pfab ile basına pozlar verdi. Bir çocuk annesi Pfab gördüğü ilgiden başlangıçta etkilendi. Ama çok uzun sürmedi. “Defol Türk”, “Pis domuz” gibi daha ağıza alınmayacak hakaret dolu ırkçı mektuplar, mailler ve tehditler gelmeye başladı. Partisinden destek gelmediği gibi, kendisine karşı oyunlar oynandığını görünce, istifa etti.
Arabacı Pfab, duygularını şöyle açıkladı: “Pişman değilim. Benim için biraz acı da olsa, iyi bir tecrübe oldu. Partide başarılı çalıştım. Partiyi yenilemeye uğraştım. Ama partide kadına bile bakış tarzı çok eski olan eski kafalar var. CDU’nun ‘Hoşgeldin kültürü’ne henüz uzak olduğunu gördüm. Başkanlıktan çekildim ama üye olarak kaldım.” Hürriyet

Sabiha Gökçen Havalimanı yüzde 100 Malezyalıların oldu

Sabiha Gökçen Havalimanı'nın hisseleri için gerçekleşen yarış Malezyalıların lehine sonuçlandı. TAV, Limak Holding'in elindeki yüzde 40'lık hisse için geçtiğimiz ay 285 milyon euroluk teklif yapmıştı. Ancak Yüzde 60 hisseye ve kalan hisseler için öncelikli satın alma hakkına sahip olan Malaysia Airports Holdings (MAH) bu hakkı kullanacağını açıkladı. MAH, Limak Holding'e 285 milyon euro ödeyerek Sabiha Gökçen Havalimanı'nın yüzde 100'üne sahip olacak.

Malaysia Airports Holdings, Sabiha Gükçen Uluslararası Havalimanı AŞ'nin Limak Holding'in elindeki yüzde 40 hissesi için öncelikli satın alma hakkını kullanmaya karar verdi.

Malaysia Airpots'un Malezya Borsası'na yaptığı açıklamada yüzde 40 hissenin 285 milyon euro nakit karşılığında şirketin bağlı ortaklığı Malaysia Airports tarafından satın alınacağı belirtildi.

TAV geçtiğimiz ay Limak Holding ile yüzde 40'lık hissenin satın alımı için anlaştıklarını açıklamıştı. Bu anlaşmaya rağmen hakim ortak Malezya Havalimanları Holding'in öncelikli satın alma hakkını kullanarak hisselerin tamamına sahip olabiliyordu.

 

'İSTİKRARLI BÜYÜYECEK'
2015 başında tamamlanması beklenen satış işlemleri sonucunda Sabiha Gökçen hisselerin yüzde 100’ünü elinde bulunduracak olan MAH, havalimanının tek işletmecisi olacak.

Satın alma için en uygun finansman modeli üzerinde araştırmalarını halihazırda sürdüren MAH, kararın alınmasının ardından konuyla ilgili bir duyuru yapacağını belirtti. MAH açıklamasında, Sabiha Gökçen'in kalan yüzde 40 hissesinin alınması nedenleri de şöyle sıralandı:

"Malaysia Airports'un Türkiye ve Avrupa’da havalimanı işletmecisi olarak konumunu ve etkinliğini artırmak. Malaysia Airports'un dünya standartlarında bir havalimanı işletmecisi olarak pozisyonunu güçlendirmek. Uzun vadeli ve istikrarlı büyüme potansiyeli barındıran bir varlığa sahip olmak. Gelecekteki kazançları çeşitlendirmek."

EN HIZLI BÜYÜYEN HAVALİMANLARI ARASINDA
Toplam 320 bin metre kare kapalı alana sahip Sabiha Gökçen Havalimanı terminali ile 5 bin 350 araçlık otopark, 60 odalı otel de hizmete girdi. Halen havalimanında 120 adet check-in noktası ile 42 adet pasaport bankosu bulunuyor. Toplam 7 adetlik bagaj alım bandının saatlik kapasitesi ise 7 bin 5000 bavul.

Kategorisinde Avrupa’nın en hızlı büyüyen havalimanları arasında olan Sabiha Gökçen için projenin ikinci büyüme aşamasının başlaması planlanıyor. Paralel pist ile uçak trafiğinin en az iki kat artırılması hedefler arasında. Plana göre toplam uzunluğu 3 bin 500 metre olacak piste Airbus A380 gibi büyük yolcu uçakları maksimum kalkış ağırlıkları ile havalanabilecek. Bölgede 25 milyon metre küplük dolgu gerçekleştirilecek.

Aynı anda uçakların inip kalkabileceği paralel iki pistin arasına terminal inşa edilecek. Uydu terminal sayesinde operasyonunu daha da artacağı Sabiha Gökçen’in kapasitesi yıllık 50 milyon yolcuya ulaşacak. Uçuş operasyonunun daha emniyetli yönetilmesi için ayrıca 115 metre yüksekliğinde hava trafik kontrol kulesi de yapılacak.

Suikast tetikçisi suç makinası

Medet Önlü cinayetinin tetikçisi tam bir suç makinesi çıktı.

Ankara’da geçen yıl suikasta uğrayan Çeçen İçkerya Fahri Konsolosu Medet Önlü’nün katil sanığı, suç makinesi çıktı. 1994’te silahlı soygundan hapse giren, 2001 Rahşan Affı ile çıkan Murat Aluç, 2007’de Hollanda bağlantılı, 3 ilde düzenlenen “uyuşturucu ticareti, adam öldürme, resmi belgede sahtecilik ve organize suç örgütü” eksenli “Son Nokta” operasyonunda tutuklanmış. 4 yıl yatıp tahliye olan Aluç, suikasttan 2 ay sonra bu çete davasında 24,9 yıl hapis cezasına mahkum olmuş. Sakarya’da 5 kişiyle birlikte yakalanan, sadece kendisi tutuklanan Aluç, savcılıkta suçunu itiraf etti, karşılığında 40 bin dolar ve 20 bin TL aldığı suikasttan 1 gün önce kurbanıyla görüştüğünü, bu konuda susmak  istediğini söyledi. Müdahil avukatı Erdal Doğan ise serbest bırakılan 3 ismin asli fail olarak tutuklanmalarını istedi. Leyla Eser Önlü savcılığa sunduğu dilekçede eşinin MİT takibindeyken öldürüldüğünü öne sürmüştü.

30-35 YIL CEZAEVİNDE KALMAM GEREKİYORDU

Sanık Murat Aluç savcılık ifadesinde özetle şunları söyledi:

“1994 yılında silahlı soygun suçundan cezaevine girdim. 2001 affı ile tahliye edildim. Yaklaşık 20-25 yıl kadar cezam bu af nedeniyle duruyordu. Silah yakalatıp infazımı yakmak üzereydim. 2007 yılında da ‘Son Nokta’ operasyonunda organize suç örgütü üyeliğinden tutuklanıp cezaevine girdim. 2011 Kasım ayına kadar tutuklu kaldım. İşlediğim bu suçlar nedeniyle 30-35 yıl cezaevinde kalmam gerekiyor. Mehmet Akif Cömert isimli, 20 yıldır tanıdığım bir arkadaşım, yurtdışına çıkmam için beni Rızvan (Ezbuladov) ile tanıştırdı. Rızvan kendisini Çeçen mücahit olarak tanıttı. Rızvan, Medet Önlü’ye para verip belge isteyecekti, belge vermezse cezalandıracaktı. Anlaşmamıza göre Ankara’ya gelip Medet Önlü’ye para verecek, belge isteyecektim, bilgi toplayacaktım.

ATMACA 53 İLE SUİKAST

Mahalleden tanıdığım Ömer Peltek’le irtibat kurdum. Şoförlüğüm olmadığı için beni Ankara’ya götürecekti. Ankara’ya 5-6 kez Ömer ile gidip geldim. Rızvan’ın yönlendirmesi ile Önlü’ye para getirdim, karşılığında makbuz vermedi. Gençlik Parkı’nda Ömer ben ve Rızvan buluştuk. Rızvan Önlü’yü aradı, yabancı dilde konuştu. Sonra bana Medet Önlü’yü evinden dışarı çıkartıp öldürmek istediğini, evinden çıkmadığı için öldüremediğini söyledi. İstanbul’da buluştuk, bana Önlü’yü kendisinin öldüremeyeceğini, benim yapabileceğimi, yurt dışına çıkmam için her türlü imkanı sağlayacağını söyledi. Teklifini kabul ettim. Yerli yapım, Atmaca marka siyah renkli bir silah çıkarıp verdi. İstanbul’dan Ömer Peltek ile yola çıktım. Olaydan bir gün önce Önlü’nün ofisine gittim, birkaç dakika sohbet ettik ancak ne konuştuğumuzla ilgili susmak istiyorum.

SİLAHI DENİZ BİSİKLETİ KULLANIP GÖLE ATTIM

Medet Önlü’nün iş yerine Ömer Peltek’in kullandığı araçla gittim. O dışarıda bekledi. Ofisin kapısını çaldım, Önlü açtı, cep telefonuyla konuşuyordu. Beni Kemal adıyla tanıyordu. Lavaboya geçtim, belimdeki silahı çıkarıp, oturduğu odaya girdim, direk kafasına üç el ateş ettim, kafası masasına düştü, öldüğünü anladım. Ertesi gün Ömer ile Gölbaşı’na göl kenarına gittik. Deniz bisikletine bindim, 100-150 metre gidip silahı göle attım. Ankara’ya gelirken kaza yapmıştık. Rızvan 3-4 bin dolar verdi. Bu süre içinde 15-20 bin lira masraf yapmıştık, bunları da karşıladı. İhtiyacımız için daha sonra Ömer, Rızvan’ın gösterdiği kuyumcudan aldığı 40 bin doların yarısını ailesine göndermiş, kalanı ihtiyaçlarımız için harcadık. Cezaevinden tanıdığım İbrahim Şimşek’in evinde, Cihan adlı kişinin bağ evinde saklandım. Hayatım boyunca uyuşturucu kullanmadım.”

KIRMIZI BÜLTENLİ RIZVAN

Önlü ailesinin avukatı Erdal Doğan savcılığa dilekçe vererek, Aluç ile birlikte yakalanan fakat bırakılan 3 ismin asli fail olarak tutuklanmasını istedi. Avukat Doğan özetle şunları söyledi:
“Kırmızı bültenle aranan Rizvan Ezbulatov’u havalimanında karşılayan Erdem Güneş ile cinayet öncesi organizasyonda aktif rol alan Mehmet Akif Cömert yönünden soruşturma derinleştirilmelidir. Hakkında yakalama kararı çıkarılan Ömer Peltek ve kırmızı bültenli Ezbulatov’un nerede, hangi ülkede saklandığına dair çalışmalar yetersiz, aktif çaba bekliyoruz. Aluç ile tutuklanmaları istenen İbrahim, Hakan ve Ömer Şimşek’i serbest bırakan Ankara 8.Sulh Ceza Mahkemesi’nin dosya kapsamının farkında olmadığı, soruşturmanın gelişimini tam olarak kavrayamadığı anlaşılmaktadır. İbrahim Şimşek ile Aluç arasındaki yardım yataklık boyutunu aşan suç iştiraki gözetilmemiştir. Yalnızca Aluç’u değil, ona ait silah ve Jammerleri dahi şüphelilerin nasıl bir özenle sakladıkları ortadadır. CMK 8 maddesi gereği asli fail gibi değerlendirilmeleri gerekir. Kaçma şüphesi gözetilmeden, tanıklar üzerinde baskı kurma suç aletlerini saklayıp yok etme eylemlerinin devam edeceği kuvvetle muhtemeldir, 3 ismin tahliyesine itiraz edilmelidir.”

ÇEÇENLERİN SURİYE’DE PİYON OLARAK KULLANILMASINA KARŞI ÇIKTI

Medet Önlü’nün eşi Leyla Eser Önlü geçen yaz savcılığa verdiği dilekçede cinayetin MİT takibinde işlendiğini öne sürmüş, şu iddiada bulunmuştu:
“Bizler aile olarak her zaman Türk istihbaratının takibinde olduğu bir hayat yaşadık. Oturduğumuz her semtte semt sakinlerine, komşularımıza, hakkımızda sorular sorularak araştırmalar yapıldı. Eşim insanlık adına yaptığı hizmetlerden ve haklı bir davaya verdiği destekten dolayı hayatı mercek altına alınmışken, Ankara’nın merkezinde, ofisinde onu öldüren failin ve arkasındakilerin, olayın üzerinden bir yılı aşkın süre geçmesine rağmen bulunamamaları, TC Devleti, emniyet ve istihbarat kurumları adına utanç verici bir tablo, ailesi olarak bizler için de derin kuşku ve üzüntü yaratan bir durumdur. Özellikle son dönemlerde, Suriye savaşında Çeçenlerin piyon olarak kullanılmalarına karşı çıkan ve Çeçenlerin kendi bağımsızlık mücadelesinde rol almalarını savunan eşim, ABD’deki Boston saldırısı olayına iki Çeçen gencin adının karıştırılmasına, bir televizyon kanalında büyük tepki göstermişti. Bu muhalif tutumu, birden çok devletin ali menfaatine ters düştüğünü, olayın aydınlatılamamasında bu türden bir nedenin var olduğunu düşünüyorum.”

 (Ali Dağlar / Hürriyet)

Cem Garipoğlu intihar etmek için niçin 5 yıl bekledi?

Münevver Karabulut’un katili Cem Garipoğlu, hücresinde intihar etmesiyle 3 Mart 2009 tarihine yine gündemden düşmeyen bir durumla karşılaştık. Peki Cem intihar etmek için niçin 5 yıl bekledi? İşte Tanju Sürmeli'den gelen çok çarpıcı açıklamalar...




Dr. Tanju Sürmeli, Garipoğlu’nun “öldürülmüş” olabileceğine dikkat çekti.

Haber Silivri cezaevi’nden gelmişti ve Münevver Karabulut’un katili Cem Garipoğlu, hücresinde intihar etmişti. Kimse beklemiyordu. O gün yine karışık bir gündü. Kobani eylemlerinde 18 yaşındaki Sevgi hain bir kurşunla öldürülmüştü, bir yandan da Bingöl şehitleri toprağa veriliyordu. dolar durdurulamıyor, ABD, Suriyeli muhalifleri Türkiye’nin eğiteceğini açıklıyordu. Bir yandan da Taliban tarafından vurularak ölümden dönen Malala Yusuf’un Nobel Barış Ödülü’nü aldığı müjdeleniyordu. Ajansa gelen haberle, her şey ikinci plana düştü. Hepimiz 3 Mart 2009 tarihine döndük, Münevver Karabulut’un öldürüldüğü güne...

Son verdiği röportajda Diyet yaptığını anlatıyor, koğuş arkadaşı işadamı Korkmaz Yiğit, Garipoğlu’nun sürekli Çince çalıştığını söylüyordu.

Tanju Sürmeli: Dünya üzerindeki araştırmaların yer aldığı bir platformda bilimsel yayınları inceledim. 5 yıl sonra intihar etme hadisesi hemen hemen imkânsız. Katil kendini cinayet işlediği andan hemen sonra öldürüyorsa öldürüyor, yoksa bunu yapmıyor. Münevver’in öldürülmesinde de bir şey var. Muhtemelen Münevver gizli bir bilgiyi öğrendi.

Bir sırrın bu sonu getirmesi mümkün mü?

Tanju Sürmeli: Münevver’in ölümüne neden olan bilgi, bu çocuğun öldürülmesine de neden oldu mu acaba? Soruşturulmalı. Kamera kaydı varsa ona da bakmak lazım. Bu, bir soru işareti olarak orada duruyor.

Cem Garipoğlu’nun ailesi zengin bir aile. İntiharın ardından kamuoyunda oğullarını kaçırdıkları yönünde şüpheler oluştu. Aileye nasıl bakmak gerekiyor?

Tanju Sürmeli: O çocuk cinayet işlediğinde 17 yaşındaydı. Uzun yıllar Amerika’da yaşadım, eğer bu çocuk bunu Amerika’da yapsaydı, ailesi de yargılanırdı. Ergenlik döneminde o evdeki buluşmada aile bireylerinden birinin de olması gerekiyordu. Burada iki ailenin de ebeveynlik hatalarından bahsedebiliriz. (Milliyet)

Taşeron işçilere ne zaman kadro verilecek?

Alınan son haberlere göre, taşeron işçiler için asıl işçi olduğunu yargı kararıyla tespit edilen kişiler kazanılmış haklarından vazgeçerlerse kadrolu olabilecek.



Yargı kararıyla tespit edilen asıl işi yapan taşeron işçiye kadro müjdesi. Yapılan bu yeni düzenlemede taşeron işçilerin yüzü gülecek.  Asıl işçi olduğunu yargı kararıyla tespit ettiren kamudaki taşeron işçilere, kadro yolu açılıyor. Yapılması öngörülen düzenlemeye göre, kamuda asıl işi yaptığı tespit edilen işçiler kazanılmış haklarından vazgeçerlerse kadrolu olabilecek.

Bu madde kapsamına Karayolları Genel Müdürlüğü, sağlık Bakanlığı, Enerji Bakanlığı ile Türkiye Petrolleri Anonim Şirketi'nde çalışan taşeron işçiler giriyor. Kamuda belirlenen asıl işler kapsamında taşeron olarak çalışan işçiler için de kadro yolu açılacak.

Fabrika, şantiye, atölye, çiftlik ve arazi gibi işyerlerindeki işçiler sürekli işçi olacak. Diğerleri ise sözleşmeli personel olacak. (Milliyet)

İstanbul'da koca köprü kayboldu

Tam 22 yıl önce Balat-Hasköy arasına taşınan tarihi Galata Köprüsü’nün 25 metre eninde ve toplam 74 metre uzunluğundaki 3 parçası sır oldu.


Yaklaşık bin tonluk demir-çelikten oluşan parçaların ne zaman, nasıl kaybolduğunu kimse bilmiyor.

Taşınmayı beklerken 16 Mayıs 1992'de şüpheli bir yangın sonucu kullanılamaz hale gelen tarihi Galata Köprüsü'nü oluşturan 12 parçadan 3'ü, aradan geçen 22 yılda ortadan kayboldu. Oysa köprü, "2. Derece Korunması Gerekli Kültür Varlığı" statüsünde. 28 duba üzerinde duran, 25 metre eninde, 466.5 metre uzunluğundaki köprüde, Karaköy ve Eminönü kıyısında köprünün kara bağlantılarını sağlayan 17'şer metrelik 2 parça yer alıyordu. Bunları birleştiren ortalama 40'ar metrelik 9 parça ve köprünün tam ortasında gemilerin geçebilmesi için açılabilen 66.7 metrelik en büyük parça bulunuyordu. İstanbul'a 80 yıl boyunca hizmet veren köprü, hemen yanı başında inşa edilen yeni köprünün tamamlanmasının ardından emekli edilmeyi beklerken, Sabah saatlerinde çıkan esrarengiz bir yangınla kullanılmaz hale geldi.

PARÇALAR Haliç'E TAŞINDI

Yangından 1 hafta sonra düzenlenen bir törenle köprü parçaları Haliç'e taşındı. Taşınma sırasında Eminönü tarafında bekletilen hasarlı bir parça, 28 Mayıs sabahı denize gömüldü. Dönemin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Nurettin Sözen, parçanın müteahhit firmanın üzerine yığdığı tonlarca kum ve çakıl yüzünden battığını, yeni köprüyü yapan firma tarafından çıkarılacağını açıkladı. Ardından Balat-Hasköy ile Ayvansaray- Halıcıoğlu kıyıları arasına yerleştirilen ve zaman zaman araç ve yaya trafiğine açılan köprünün 12 parçasından 40 metrelik 1 parçası ile 17'şer metre uzunluğundaki 2 parçası, geçen 22 yıl içinde ortadan kayboldu. Bu kıyılar arasındaki uzunluk Eminönü-Karaköy mesafesinden kısa olduğu için eksik parçalara rağmen köprü kuruldu. Köprünün yaklaşık bin tonluk parçalarının ne zaman ve nasıl kaybolduğu sorusuysa yanıt bekliyor.

SON DURUM İŞTE BÖYLE YILLARDIR

Balat ve Hasköy kıyılarına bağlı halde kullanılmayan köprünün son durumu da içler acısı. Köprü altındaki dükkânlar evsizlere mekân olmuş. Kapakları çalındığı için ağızları açık duran dubalar her türlü tehlikeye davetiye çıkarıyor. Paslanma ve otlanma da bakımsızlığın diğer izlerini oluşturuyor.

ALMAN MAN YAPTI

SULTAN Abdülaziz köprü yapım işini 1909 yılında Alman MAN firmasına verdi. Almanlar köprü için 80-85 metrelik ayaklar gerektiğini tespit etti ama dönemin teknolojisi uygun olmadığı için köprünün dubalarla suyun üstünde inşasına karar verildi. Almanya'da üretilen parçalar, Hasköy Karaağaç Tersanesi'nde birleştirildi. Köprü, 27 Nisan 1912'de törenle hizmete girdi.

'KÖPRÜYÜ TAŞIDIK AMA'

YENI Galata Köprüsü'nü inşa eden konsorsiyumda görevli İbrahim Özen, eski köprünün taşınması sürecini şöyle anlattı: "Şirket olarak sözleşmemizin içinde, eski köprünün belediyenin tayin edeceği yere çekilmesi işi de vardı ve yapıldı da zaten. Batan kısım kenar ayak bağlantısıydı. Batmayla ilgili soruşturma yapıldı, hukuki işlem yürütüldü. Biz batma olayında sorumluluğumuz olmadığını, teknik yönden de bilirkişiler yönünden de ispatladık. Bütün parçalar belediyenin söylediği yere götürüldü. Oradaki montajını belediye başka bir firmaya yaptırdı." Bu arada İstanbul Büyükşehir Belediyesi köprünün 8 parça olarak göründüğü, parçaların 8'inin de Balat ve Hasköy kıyılarında bağlı olduğu açıklamasını yaptı.

KAYNAK: Habertürk

Torba yasa ile erken emeklilik fırsatı geliyor

Kısa bir süre önce hayata geçen torba yasa ile 4 kesime erken emeklilik fırsatı geliyor. Erken emeklilik yolunu açacak 4 çalışma masaya yatırıldı. Bunlar hayata geçerse, sağlık çalışanları, 'dondurma' bekleyen Bağ-Kur'lular, prim eksiği olanlar ve stajyerlik dönemini borçlanmak isteyenlerin yüzünü güldürecek.

Tüm çalışanların hayalidir emeklilik. Emeklilik şartlarını tamamlama telaşında olan çalışanlardan erkeklere askerlik, kadınlara ise doğum borçlanması yoluyla kolaylık sağlanıyor.  Doğum borçlanmasının kapsamı genişletildi; madencilere, mavi kartlı gurbetçilere, prim borcu nedeniyle emekli olamayan Bağ-Kur'lulara erken emeklilik yolu açıldı. Şimdi erken emekliliğe yönelik başka düzenlemeler gündemde. 4 konuda çalışma yapılıyor. Bu düzenlemeler hayata geçerse, borç dondurma bekleyen Bağ-Kur'lular, prim günü eksiği olanlar, sağlık çalışanları ve stajyerlik dönemini borçlanmak isteyenlerin yüzü gülecek. İşte bu çalışmalar:

YAŞ GERİYE ÇEKİLİR

Stajyerlikte geçen sürelerin emeklilik hesabında sayılması için çalışma yapılıyor. Çalışma Bakanı Faruk Çelik, geçtiğimiz günlerde bu konuda yeni düzenleme yapılacağının sinyalini vermişti. Stajyerlikte geçen süreler için borçlanma hakkı verilmesi gündemde. Bu düzenleme hayata geçerse, çalışanlar stajyerlik dönemini borçlanarak erken emekli olabilecek. sigorta girişi daha erken olacağı için emeklilik yaşı da geriye çekilecek. Sağlık çalışanlarına her 5 yıla 1 yıl yıpranma payı verilmesi için çalışmalar sürüyor. Bu konudaki çalışma, Sağlık Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yürütülüyor. Düzenlemenin bu yasama döneminde Meclis'e getirilmesi bekleniyor.

UZLAŞMAYA BAĞLI

Prim günü eksiği olanlara da emeklilik yolunun açılması gündemde. Bu konunun tartışıldığı, ancak bakanlıklar arasında uzlaşma sağlanması halinde hayata geçebileceği belirtilmişti. Prim günü şartına takılan 100 bine yakın kişi bulunuyor. Yasal düzenleme ile belli bir yaşın üzerindekilere eksik primini borçlanma imkanı getirilmesi öngörülüyor.

PRİMİ DOLAN DONDURACAK

Bir düzenleme de emekli olabilmek için borç dondurmayı isteyen Bağ-Kur'lular için bekleniyor. Konunun Ekim ayı içerisinde tartışılacağı, uzlaşma sağlanırsa hayata geçeceği ifade edilmişti. Hazırlığı yapılan yeni torbaya bu düzenlemenin ekleneceği beklentisi var. 'Dondurma' düzenlemesi yapılırsa, emeklilik için hizmet süresine ihtiyacı olmayan Bağ-Kur'lular, borcunu ve borçlu olduğu döneme ait hizmeti donduracak. Böylece emekli olabilecek.

Erdoğan'dan bomba gibi açıklama

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Letonya Peşmerge geçişi hakkında konuştu.


Erdoğan'ın konuşmasından satır başları

"PYD'ye ve IŞİD terör örgütüne geçen silahlarla ilgili olarak Türkiye bu işe olumlu baktı mı? Hayır bakmadı. Türkiye'ye rağmen Amerika bu işi yapmıştır."

"PYD'nin PKK ile aynı durumda olduğunu kendilerine (ABD Başkanı Obama'ya) telefon görüşmemde ifade ettim. 'O da bir terör örgütüdür' dedim. Dolayısıyla burada PYD'ye yapacağınız yardımlar bir terör örgütüne gitmektedir. Şu anda PYD saflarında PKK'nın lider kadrosunda olup orada savaşan kişiler var."

"PYD ilk etapta peşmergeyi kabul etmedi. Sonra 200 peşmerge konusunda anlaşıldığını öğrendik."

"İnanıyorum ki tüm halkımız, milletimiz çözüm süreci noktasında ittifak halinde ama buna tüm sivil toplum örgütlerinin, siyasi partilerin de destek vermesi süreci çok daha güçlü kılacaktır." Milliyet

Kobani'de 'kimyasal saldırı' iddiası

Suriye'de Esad rejimi tarafından kullanıldığı düşünülen kimyasal silahların ortaya çıkardığı korkunç görüntülerin benzerleri bu kez de Kobani'den geldi.



Kobani'ye yönelik saldırılarını sürdüren IŞİD'in, Türkiye sınırındaki ilçede kimyasal silah kullandığı öne sürüldü.

BBC muhabiri Güney Yıldız'a konuşan bir Kürt yetkili, kimyasal silah kullanılarak gerçekleştirildiğinden şüphelenilen bir saldırı sonucunda Kobanililerin solunum zorluğu, görme kaybı, deride kabarma gibi sorunlar yaşadığını söyledi.

Yıldız, Twitter'da paylaştığı mesajda, "BBC'nin güvenlik uzmanına göre, (yayımlanan) fotoğraflar klorin gazına işaret ediyor. Klorin kullanımı basit ve öldürücü etkisinden çok korku yayan bir gaz" ifadesini kullandı.

BBC muhabiri ayrıca, bölgedeki çatışmalar yüzünden yaralıların Suruç'a geçirilemediğini belirtti. (Hürriyet)



Saatler geri alınıyor, mesailer değişiyor

Yaz saati uygulamasının sona ermesiyle saatler 26 Ekim'de 04.00'ten itibaren 1 saat geri alınacak. Saatlerin geri alınması nedeniyle kamu kurumlarında mesai saatleri 08.00-12.00 ile 12.30-16.30 arasında değişecek.


SAATLER GERİ ALINACAK
     
Türkiye'de, 1925'te çıkarılan Günün Yirmi Dört Saate Taksimine Dair Kanuna dayalı olarak uygulanan yaz saati uygulaması, 26 Ekim Pazar günü sona erecek.
     
Gün ışığından daha fazla yararlanmak amacıyla 31 Mart Pazartesi günü 03.00'ten itibaren 1 saat ileri alınan saatler, bu kez 26 Ekim Pazar günü 04.00'ten itibaren 1 saat geri alınacak.
     
Türkiye'de yaz saati uygulaması ilkbaharda başlıyor ve sonbaharın ortasında bitiyor. Böylece 7 ay süresince ileri saat uygulaması yapılıyor. Saat değişiminden beklenen fayda ve tasarruf yaz saati uygulamasında gerçekleşiyor. Bütün bu değişimler, AB'deki saat düzenlemesine paralel yapılıyor.

SAATLER NEDEN GERİ ALINIYOR?


16 Şubat 2014 tarih ve 28915 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Bakanlar Kurulu kararında uygulamanın amacı, 'gün ışığından daha fazla yararlanmak' olarak belirtiliyor.
Akşam karanlığında iş ve okul çıkışları
Günışığından bir saat fazla yararlanırken, akşam iş ve okul çıkışları karanlıkta olacak. Akşam saatlerine gelindiğinde saat 17.30 ila 18.20 arasında hava kararmaya başlayacak.

İlkbaharda başlayıp sonbaharın ortasında biten 7 aylık uygulama ile 800 milyon-1 milyar kilovatsaat arasında elektrik tasarrufu yapıldığı tahmin ediliyor. Bu tasarruf miktarı orta ölçekli bir hidroelektrik santralin yıllık üretimine karşılık geliyor.
      
İSTANBUL'DA MESAİ SAATLERİ DEĞİŞİYOR


İstanbul Valiliği, 26 Ekim'de saatlerin geri alınması nedeniyle kamu kurumlarında mesai saatlerinin 08.00-12.00 ile 12.30-16.30 arasında değişeceğini açıkladı.

Valilik açıklamasında şu ifadelere yer verildi: "Bakanlar Kurulu'nun 27 Ocak 2014 tarih ve 2014/5883 sayılı Kararı gereğince; 26 Ekim 2014 tarihinden itibaren ülke genelinde geri saat uygulamasına geçilecektir.
Gün ışığından daha fazla yararlanıp enerji tüketiminin azaltılmasının yanı sıra sabah-akşam saatlerindeki trafik yoğunluğu da dikkate alınarak; 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 100’üncü maddesi gereğince ilimizde mesai saatleri, 27 Ekim 2014 Pazartesi gününden itibaren 08.00-12.00, 12.30-16.30 olarak uygulanacaktır.
Kamuoyunun bilgilerine duyurulur."

Tapelerin ardından bir skandal daha!..

Ahmet Bayer’in işadamı Kalkavan’dan yardım istediğine dair sümen altı edilen tapelerin ardından AKŞAM rüşvet skandalını ortaya çıkardı. Kendilerini aklamak isteyen Bayer bir de Ayşe Arman ile ‘güzel röportaj’ yapmış!



Akşam Gazetesi'nden Ercan Öztürk'ün haberi...

Bodrum'da işadamı Ahmet Bayer'in villasında 20 Temmuz 2010’da ölü bulunan Mankenler Kraliçesi Aslı Baş ile ilgili jandarmanın sümen altı ettiği tapelerde ikinci perde. İşadamı Ahmet Bayer’in paralel yapıya yakınlığıyla bilinen İhsan Kalkavan’la yaptığı konuşmanın ardından bu defa da C. isimli bir avukatla yapılan rüşvet pazarlığı dinlemeye takıldı. Jandarmanın mahkemeye sunmadığı bu kayıtlarda açık açık rüşvet konuşmaları yer alıyor. Oğulları Hakan-Volkan Bayer’in tutuklanmasıyla panikleyen Ahmet Bayer’in, bir avukat aracılığıyla bir başka avukat Hakan T.’a para ulaştırdığı ses kayıtlarına yansıdı. Bayer, avukatıyla bir konuşmasında ise Ayşe Arman'la yaptığı röportajı hatırlatarak, 'Ayşe Arman'la güzel bir röportaj yaptık. Hakkımızda iyi olacak' dediği ortaya çıktı.

İşte o şok diyaloglar:

Bize biraz itimat edin yeter!

A.B.: Sizi aradım. Hakan Bey’in hazırlığı ne alemde nedir ne değildir?
C.: Vardır onun bir bildiği.
Merak etmeyin. İtimat edin. Koyverin kendinizi
A.B.: Yok yok itimat ediyorum
A. B.: Hani belki her şeyi söylemek istemiyor. Kendi kafasında her şey ama biz de hani
C.: Yok fazla paylaşmak istemedi.
Rahat olun merak etmeyin. Siz hakikatten rahat olun bu arada şeyinizi de kendisine teslim ettirdim
A. B.: Aldım diye haber geldi
C.: Geldi tamam. Ben şimdi konuşacağım. Biraz paylaşmasını rica edeceğim. Bazı şeyleri yarın gelince yüz yüze paylaşırız.

Ayşe Arman ile müspet bir röportaj yaptık

Verdiği röportajlarda Aslı’nın psikolojik sorunları olduğunu söyleyen Ahmet Bayer, avukatı Mukaddes C. ile şu konuşmaları yapıyor:
A.B.: Çocukların durumları nasıl?
M. C. : Hallerinden memnunlar. Şu anda 12 kişilik koğuşta kalıyorlar. Bahçeleri çok geniş. Futbol oynuyorlar
A.B. : Çok güzel
M.C. : Başka bir gelişme var mı?
A. B. : Ayşe Arman ile bir röportaj yaptık. Bu Pazar günü hakkımızda müspet bir röportaj çıkacak. Bu bizim için çok iyi olacak.

Kalanı iş bitince

A.B.: Siz şimdi H. Bey’i arayıp kalan ücreti aldım deseniz?
C.: Aldım desem o zaman hemen vermem lazım.
A.B.: Hayır teslimat zaten iş bittikten sonra
C.: O zaman ben konuşacağım. Merak etmeyin
A.B.: Herhalde o  rakam için güveniniz vardır?
C.: Yıllardır tanıyorum sizi. Merak etmeyin
A.B.: Yarın bir de onun stresini yaşamayalım
C.: Tamam
A.B.: Zaten taahhüdümüz olayı neticelendirdiği zaman tamamını ödeyeceğiz.
C.: Hiçbir şüphe yok zaten.
A.B.: Takasla olan çeklerin tahsilatı iki gün sürüyormuş maalesef
C. : Problem yok
A.B.: Diğer çekler gibi değilmiş, bloke çekler
C.: Merak etmeyin.