Mersin Tarsus’ta vahşi bir cinayete kurban giden üniversite öğrencisi Özgecan Arslan’ın okulunda da yas var. Özgecan’ın hocalarından Betül Durukan, aileye okulca gittikleri taziye ziyareti sonrası Hürriyet’e konuştu: “Naif, çalışkan ve saygılı bir öğrenciydi. Bölümünü çok severek gelmişti. Ailesi perişan.” Üniversite de Özgecan’ın ismini psikoloji laboratuvarında yaşatma kararı aldı.
Türkiye, Mersin Tarsus’ta vahşi cinayete kurban giden Özgecan’a ağlıyor. Katil zanlıların açıklamaları öfkeleri arttırırken, Çağ Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü 1’inci sınıf öğrencisi Özgecan Aslan’ın okulunda da yas tutuluyor. Bugün arkadaşları ve hocaları Özgecan’ın sınıfında anma töreni düzenledi. 18 Şubat Çarşamba günü ise okul genelinde bir anma töreni gerçekleşecek. Hürriyet’e konuşan Özgecan’ın hocalarından Hazırlık Okulu Müdür Yardımcısı Betül Durukan Özgecan’ı ve yaşanan gelişmeleri şöyle anlattı:
“Özgecan’ın bir ay dersine girdim ama müdür yardımcısı olduğum için bütün öğrencileri biliyorum, tanıyorum. Özgecan’la bir ay derste beraberdik. İnanılmaz, naif, çalışkan, içine kapanık, sessiz, kibar, saygılı bir öğrenciydi. Arkadaşlarına çok iyi uyum sağlayan, yardımsever, İngilizce’ye inanılmaz derecede özen gösteren ve bölümünü çok severek gelen bir öğrenciydi.
Öğrencilerden öğrendim
Perşembe günü aynı sınıftan iki öğrenci gelerek çok ürkek bir şekilde ‘Hocam size bir kötü haber vereceğiz’ dediler. ‘Buyrun’ dedim. Hocalarıyla ilgili bir problem mi diye düşündüm. Çünkü burada ne olabilir en fazla hocalarından şikâyetçi olabilirler. ‘Özgecan arkadaşımız çarşamba günü akşam 8’den itibaren kayıp. Haber alınamıyor. Devamsızlık için haber vermek istedik’ dediler. Gelmeyen öğrencinin devamsızlığı sistem olarak önemli. ‘Devamsızlık önemli değil, arkadaşınız önemli. Aile ne yapıyorlar?’ dedim. ‘Polise haber verdiler’ dediler. Perşembe öğlen 1’de haberim oldu. Sürekli takipteydik. Cuma günü 10 gibi müdürümüz Hamdi Bey’den kötü haberi aldım. Jandarma İl Komutanlığı Rektörlüğü arayıp bu kötü haberi vermiş. Ondan sonra detaylar arka arkaya geldi.
Ailenin yanından geliyorum. Baba yaşayan bir ölü, abla bitkisel hayatta gibi...
O kadar yoğun bir gün ki. Ailesinin evinden 15-20 dakika önce geldim. Bu psikolojide ders yapmamız mümkün değil. Kalabalık bir şekilde, bütün okul taziyeye gittik. Ailenin yanından geliyorum. Çok kötüler tabii söylemeye gerek bile yok. Baba yaşayan bir ölü. Anne bir nebze kendinde. Abla bitkisel hayatta gibi zaten... Ne konuştuklarının, ne yaptıklarının farkında değiller. Çok üzgünler.
Sabahtan beri televizyon, medya geldi. Herkes tepkili, kim nereye kızacağının farkında değil. Ricayla birkaç cümle konuştu arkadaşlarla. Konuşuldu, anıldı. Çarşamba günü yine bir toplantı var. Cumadan beri kimse kendinde değil. Gerçekten buna anlam veremiyorsunuz. İnsanlık dışı bir olay, vahşet. Biraz önce jandarmadan gelen sorgu ifadesinin detayını aldım. Detaylar çok ürkütücü. Neye inanacağınıza şaşırıyorsunuz. Anlattıklarına göre olay çok farklı gelişiyor. Çok üzücü.
16 senedir ben burada çalışıyorum. Kurulduğundan beri neredeyse. TOK (Özgecan’ın öldürüldüğü minibüsün bağlı olduğu ulaşım hattı) tereddütsüz binen insanlarız. Güvenle. Genel anlamda onları da suçlamak yanlış olur. Üç tane insanlık dışı yaratık için. Ama onların da kriter belirlemesi lazım. İşçiyi alırken ne tür bir insan ölçmeli. Çok ürkütücü. Bütün okul olarak kınıyoruz. Kendimize gelemiyoruz.”
Adı psikoloji laboratuvarına verilecek
Üniversiteden yapılan yazılı açıklamaya göre de Özgecan Aslan için 18 Şubat Çarşamba günü anma töreni düzenlenecek. “11 Şubat 2015 tarihinde menhur bir saldırı sonucu yitirdiğimiz değerli öğrencimiz Özgecan Aslan’ın vefatından derin üzüntü duymaktayız” denilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Değerli öğrencimiz Özgecan Aslan’ın mesleki hayallerini ve ideallerini ölümsüzleştirmek adına, üniversitemizde yeni kurulmuş olan psikoloji laboratuvarının, 16 Şubat 2015 tarihinde üniversite senatosu tarafından alınan kararla ‘Özgecan Aslan Psikoloji Laboratuvarı’ adı verilerek isminin ve ideallerinin üniversitemizde ölümsüzleştirilmesine karar verilmiştir. Çağ Üniversitesi Hukuk Fakültesi’de davaya müdahil olup, gelişmeleri sonuna kadar yakından izleyecek. 18 Şubat 2015 tarihinde değerli öğrencimiz Özgecan Aslan için tüm öğrencilerimizin katılımı ile üniversitemizde anma töreni gerçekleştirilecektir.”
Rektör: Yüreğimiz yanıyor
Tüm Türkiye’yi ayağa kaldıran olayla ilgili Çağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. H. Çetin Bedestenci, üniversitenin sitesinden yaptığı açıklamada, “Çağ ailesi olarak yüreğimiz yanıyor” dedi. Bedestenci mesajında şunları söyledi:
“Sevgili öğrencimiz Özgecan Aslan’ı elim bir olay sonucu kaybetmenin derin üzüntü içerisindeyiz. Ailesine, Çağ camiasına ve sevenlerine sabır diliyorum. Unutulmamalıdır ki, hepimiz bir ailenin evladı, hepimiz bir anne-babanın canıyız. Hiçbir birey, hiçbir koşulda şiddeti hak etmez. Suçlular en ağır şekilde cezalandırılırken; potansiyel suçlular, suça teşvik edilmeden topluma kazandırılarak, sosyal bilinç düzeyi artırılmalı ve sağduyulu, birbirine saygılı bir toplumun ivedilikle temellerinin atılması için çalışılmalı. Bu elim olayı şiddetle kınıyor, hiçbir hafifletici gerekçesi olmayan bu vahşeti işleyen gözü dönmüş suçluların en ağır cezalar ile yargılanacağı ve hüküm giyeceği konusunda adalete güveniyor, ‘kadına yönelik şiddet vakaları’nın ivedilikle önüne geçilmesi için acil önlemler alınması gerektiğine inanıyorum. Hepimizin başı sağolsun.”
16 Şubat 2015 Pazartesi
Tecavüz mağduru M.N.: Özgecan bana umut ışığı oldu
KAYSERİ’de dün düzenlenen Özgecan Aslan eyleminde tecavüz mağduru olduğunu anlatınca herkesi ağlatan 16 yaşındaki M.N., "Yaşadıklarım aklıma geldi. 'Madem ki kaçamadım o zaman Özgecan'a ben de sahip çıkacağım, ben de yaşadıklarımı anlatacağım' dedim. Böyle devam ederse hiçbirimiz rahat etmeyecek. Herkes başından geçen varsa, lütfen çekinmeden konuşsun" dedi.
Üniversite öğrencisi 20 yaşındaki Özgecan'ın hunharca katledilmesi, tüm Türkiye'de olduğu gibi dün Kayseri'de de protesto edildi. Kadın Dayanışma Derneği öncülüğü'nde Cumhuriyet Meydanı'nda biraraya gelen kadınlar, sloganlar attı, basın açıklaması yaptı. Daha sonra megafonu eline alan M.N., tecavüz mağduru olduğunu anlatınca, eyleme katılan herkesi ağlattı. 2013 yılı Temmuz ayında yaşadığı olayın ardından psikolojisinin bozulduğunu ve o anı hiç unutamadığını ifade eden M.N., Özgecan olayının kendisi için umut ışığı olduğunu söyledi.
'ÖZGECAN İLE İLGİLİ HABERLERDEN KAÇMAK İSTEDİM AMA KAÇAMADIM'
M.N., bugün de yaşadıklarını ve duygularını, DHA muhabirlerine anlattı. Özgecan’ın ailesine, yakınlarına, sevdiklerine, dostlarına, herkese başsağlığı dileklerini ileten M.N., Özgecan haberini internetten okuduktan sonra o haberden kaçmak istediğini dile getirerek, şunları söyledi:
"Özgecan ile ilgili haberlerden kaçmak istedim. Çünkü haberler, beni derinden yaraladı. Yaşadıklarım aklıma geldi. 'Madem ki kaçamadım o zaman Özgecan'a ben de sahip çıkacağım, ben de yaşadıklarımı anlatacağım' dedim. 'Özgecan’a destek çıkarak, ben de herkesten yardım isteyeceğim' dedim. Benim için Özgecan umut ışığı oldu. 'Başkaları için de ben umut ışığı olurum' dedim. Buradan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a, Başbakanımız sayın Ahmet Davutoğlu’na sesleniyorum; Lütfen bana da yardım edin. Çünkü yaşadıklarım hiç kolay şeyler değil."
'SESİMİZ HERKES DUYSUN DİYORUM'
15 yaşındayken 23 yaşındaki C.A.'nın tecavüzüne uğradığını anlatan M.N., bunları anlatmanın kendisi için çok zor olduğunu kaydetti. M.N., "Artık bazı şeyler benim canıma tak etti. Sesimizi herkes duysun istiyorum. Kolay kolay anlatamazdım. Susmanın nedeni buydu. Şimdiye kadar sustum, herkesin tepkisinden korktum. Anneme, babama anlatamadım. Onlar kendileri bu olayı öğrendi. Bir gün okula giderken telefonu evde unuttum ve halam her şeyi öğrendikten sonra aileme anlatmış. Bu şekilde ailem haberdar oldu" diye konuştu.
'ÖZGECAN OLAYI GÖRDÜĞÜMDE HABERİ İZLEDİĞİMDE KENDİMİ GÖRDÜM'
Yetkililere de seslenen M.N., "Artık birileri bu tecavüzcülere 'Dur' desin. Lütfen adalet yerini bulsun artık, tek isteğim bu. 'Artık yeter' diyorum. Birileri bunlara 'Dur' demezse bugün ben, Özgecan, yarın başkası mağdur olacak ve bunun sonu gelmeyecek. Benim ve annemin gözlerinde yaş dinmedi. Geceleri sürekli ağladım. Özgecan olayını gördüğümde, haberi izlediğimde kendimi gördüm. Defalarca ağladım, birileri artık bizim gözlerimizdeki bu yaşları silsin" dedi.
'KARŞI TARAF BANA TEHDİT DAVASI AÇTI'
Kendisi ile ilgili davanın öncelikle Sulh Ceza Mahkemesi’nde görüldüğünü ve daha sonra mahkemenin bunun 'nitelikli cinsel istismar' suçuna girdiğini belirterek, dosyayı 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdiğini belirten M.N., "Ben polise gidemedim. Sonra gittiğim psikolog tarafından yönlendirildim ve bana 'Sen hakkını aramazsan kimse aramaz' dedi. Bunun üzerine şikâyetçi oldum. 19 Kasım 2014 tarihinde mahkeme görüldü. Hakim o gün 15 yaşından gün aldığım için 'Rıza var' dedi. Ve ilk duruşmada karar verildi. 2 yıl hapis cezası, benim hayatıma karşılık verildi. Karara itiraz ettim ve Yargıtay’da şu an dava. Bunun yanında karşı taraf, ben mahkemede verilen kararın ardından 'Öldüreceğim' diye bağırınca bana tehdit davası açtı. Oysa ben karara tepki için kendimi öldürmek istediğimi haykırdım. Şimdi o kişi ve babasının tehdit iddiasıyla şikayetlerinin ardından 16 Nisan 2015 tarihinde Çocuk Mahkemesi’nde hakim karşısına çıkacağım. Bu olayı dahi kabullenmek çok zor" dedi.
'HİÇBİRİMİZ RAHAT ETMEYECEK'
Bu konuda verilecek yargı kararlarının önemli olduğunu da dile getiren M.N., kendisi gibi mağdur olan diğer kadınlara da seslenerek, şunları söyledi:
"Ne ben, ne başkası, ne Özgecan'ın ruhu, eğer böyle devam ederse hiçbirimiz rahat etmeyecek. Bu ülkenin kadınları, kızları elini kolunu sallaya salya gezemeyecekler. Herkes başından geçen varsa, lütfen çekinmeden konuşsunlar. Çünkü aileleri, herkes onlara sahip çıkacaktır. Ben bunu çok iyi anladım."
Üniversite öğrencisi 20 yaşındaki Özgecan'ın hunharca katledilmesi, tüm Türkiye'de olduğu gibi dün Kayseri'de de protesto edildi. Kadın Dayanışma Derneği öncülüğü'nde Cumhuriyet Meydanı'nda biraraya gelen kadınlar, sloganlar attı, basın açıklaması yaptı. Daha sonra megafonu eline alan M.N., tecavüz mağduru olduğunu anlatınca, eyleme katılan herkesi ağlattı. 2013 yılı Temmuz ayında yaşadığı olayın ardından psikolojisinin bozulduğunu ve o anı hiç unutamadığını ifade eden M.N., Özgecan olayının kendisi için umut ışığı olduğunu söyledi.
'ÖZGECAN İLE İLGİLİ HABERLERDEN KAÇMAK İSTEDİM AMA KAÇAMADIM'
M.N., bugün de yaşadıklarını ve duygularını, DHA muhabirlerine anlattı. Özgecan’ın ailesine, yakınlarına, sevdiklerine, dostlarına, herkese başsağlığı dileklerini ileten M.N., Özgecan haberini internetten okuduktan sonra o haberden kaçmak istediğini dile getirerek, şunları söyledi:
"Özgecan ile ilgili haberlerden kaçmak istedim. Çünkü haberler, beni derinden yaraladı. Yaşadıklarım aklıma geldi. 'Madem ki kaçamadım o zaman Özgecan'a ben de sahip çıkacağım, ben de yaşadıklarımı anlatacağım' dedim. 'Özgecan’a destek çıkarak, ben de herkesten yardım isteyeceğim' dedim. Benim için Özgecan umut ışığı oldu. 'Başkaları için de ben umut ışığı olurum' dedim. Buradan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a, Başbakanımız sayın Ahmet Davutoğlu’na sesleniyorum; Lütfen bana da yardım edin. Çünkü yaşadıklarım hiç kolay şeyler değil."
'SESİMİZ HERKES DUYSUN DİYORUM'
15 yaşındayken 23 yaşındaki C.A.'nın tecavüzüne uğradığını anlatan M.N., bunları anlatmanın kendisi için çok zor olduğunu kaydetti. M.N., "Artık bazı şeyler benim canıma tak etti. Sesimizi herkes duysun istiyorum. Kolay kolay anlatamazdım. Susmanın nedeni buydu. Şimdiye kadar sustum, herkesin tepkisinden korktum. Anneme, babama anlatamadım. Onlar kendileri bu olayı öğrendi. Bir gün okula giderken telefonu evde unuttum ve halam her şeyi öğrendikten sonra aileme anlatmış. Bu şekilde ailem haberdar oldu" diye konuştu.
'ÖZGECAN OLAYI GÖRDÜĞÜMDE HABERİ İZLEDİĞİMDE KENDİMİ GÖRDÜM'
Yetkililere de seslenen M.N., "Artık birileri bu tecavüzcülere 'Dur' desin. Lütfen adalet yerini bulsun artık, tek isteğim bu. 'Artık yeter' diyorum. Birileri bunlara 'Dur' demezse bugün ben, Özgecan, yarın başkası mağdur olacak ve bunun sonu gelmeyecek. Benim ve annemin gözlerinde yaş dinmedi. Geceleri sürekli ağladım. Özgecan olayını gördüğümde, haberi izlediğimde kendimi gördüm. Defalarca ağladım, birileri artık bizim gözlerimizdeki bu yaşları silsin" dedi.
'KARŞI TARAF BANA TEHDİT DAVASI AÇTI'
Kendisi ile ilgili davanın öncelikle Sulh Ceza Mahkemesi’nde görüldüğünü ve daha sonra mahkemenin bunun 'nitelikli cinsel istismar' suçuna girdiğini belirterek, dosyayı 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdiğini belirten M.N., "Ben polise gidemedim. Sonra gittiğim psikolog tarafından yönlendirildim ve bana 'Sen hakkını aramazsan kimse aramaz' dedi. Bunun üzerine şikâyetçi oldum. 19 Kasım 2014 tarihinde mahkeme görüldü. Hakim o gün 15 yaşından gün aldığım için 'Rıza var' dedi. Ve ilk duruşmada karar verildi. 2 yıl hapis cezası, benim hayatıma karşılık verildi. Karara itiraz ettim ve Yargıtay’da şu an dava. Bunun yanında karşı taraf, ben mahkemede verilen kararın ardından 'Öldüreceğim' diye bağırınca bana tehdit davası açtı. Oysa ben karara tepki için kendimi öldürmek istediğimi haykırdım. Şimdi o kişi ve babasının tehdit iddiasıyla şikayetlerinin ardından 16 Nisan 2015 tarihinde Çocuk Mahkemesi’nde hakim karşısına çıkacağım. Bu olayı dahi kabullenmek çok zor" dedi.
'HİÇBİRİMİZ RAHAT ETMEYECEK'
Bu konuda verilecek yargı kararlarının önemli olduğunu da dile getiren M.N., kendisi gibi mağdur olan diğer kadınlara da seslenerek, şunları söyledi:
"Ne ben, ne başkası, ne Özgecan'ın ruhu, eğer böyle devam ederse hiçbirimiz rahat etmeyecek. Bu ülkenin kadınları, kızları elini kolunu sallaya salya gezemeyecekler. Herkes başından geçen varsa, lütfen çekinmeden konuşsunlar. Çünkü aileleri, herkes onlara sahip çıkacaktır. Ben bunu çok iyi anladım."
Özgecan ismi okullarda yaşayacak!
Özgecan isminin ölümsüzleştirilmesi için, Çağ Üniversitesi yeni açılacak psikoloji laboratuvarına, Milli Eğitim Vakfı da Mersin'de yaptıracakları bir okula Özgecan Aslan'ın adının verileceğini açıkladı.
Mersin’de sosyal paylaşım siteleri ve çeşitli platformlardan örgütlenen, çoğunluğu öğrenci yaklaşık 3 bin kişi, üniversite öğrencisi Özgecan Aslan‘ın hunharca öldürülmesini protesto ederek, ailesine baş sağlığı dileğinde bulundu.
Özgecan‘ın arkadaşları da eğitim gördüğü Çağ Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi’ndeki derslikte bir araya geldi. Özgecan’ın oturduğu sıraya karanfiller bırakan arkadaşları gözyaşlarına boğuldu. Kürsüye koyulan anı defterine Özgecan’a ait anılarını ve düşüncelerini yazan öğrenciler zaman zaman birbirlerine sarılarak acılarını paylaştı.
“KİTAP OKUYAN, KENDİ HALİNDE BİR KIZDI”
Sınıf arkadaşlarından Hazal Yeşiltepe, Özgecan‘ın sessiz bir kişiliğe sahip olduğunu belirterek, “Kitap okuyan, kendi halinde bir kızdı. Son konuşmamızda ben kendisine bir kitap vermiştim. Kitabın altını çizsem sorun olur mu? demişti. Ben Özgecan’ı hiçbir zaman morali bozuk yada öfkeli bir halde görmedim. Şu saatten sonra bizim acımızı ifade edebilecek bir kelime yok” dedi.
“O MİNİBÜSE BEN DE BİNDİM”
Özgecan’ın öldürüldüğü minibüse kendisinin de daha önce bindiğini belirten öğrencilerden Merve Tekekoğlu, “Bundan bir ay o minibüse biz de bindik. Dikiz aynasındaki o iğrenç bakışları biz de yaşadık. Yaşadığı acı büyük, hunharca öldürüldü. Bunu yapanlara en ağır cezalar verilsin”diye konuştu.
Çağ Üniversitesi, Tarsus ilçesinde öldürülen psikoloji bölümü öğrencileri, Özgecan Aslan’ın adını, üniversitede yeni kurulan psikoloji laboratuvarına verecek.
” DAVANIN SONUNA KADAR TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ”
Üniversitenin internet sitesinde yer alan ‘Özgecan’ı Ölümsüzleştiriyoruz’ başlığı altındaki açıklamada şu ifadelere yer verildi:
” 11 Şubat 2015 tarihinde menfur bir saldırı sonucu yitirdigimiz Öğrencimiz Özgecan Aslan’ı kaybetmenin derin üzüntüsü içindeyiz. Bu hunharca saldırıyı şiddetle kınıyoruz.
Kadına şiddet gibi insanlık dışı olayların sosyal ve psikolojik temelleri ivedilikle tespit edilmelidir. Bu bağlamda senato olarak universitemizde kurulan psikoloji laboratuvarına “Özgecan Aslan” öğrencimizin adını vererek, onun mesleğine dair hayallerinin yaşatılması ve isminin ölümsüzleştirilmesi kararı alınmıştır.
Toplumsal travmaya yol açan bu elim olayın bir daha tekrarlanmaması için bilimin ışığında; saygıya ve sevgiye dayalı adil bir toplumun yaratılması için kurumlar ve kişiler uzerlerine düşen görevleri yapmalıdırlar. Bu vahşeti yaşatan suçluların en ağır cezalarla yargılanacaklarına dair adalete güvenimiz tamdır. Çağ Üniversitesi Hukuk Fakültesi olarak davaya müdahil olacak ve sonuna kadar takipçisi olacağız.
Öğrencimize Allah’tan rahmet; ailesine, sevenlerine ve milletimize başsağlığı dileriz.”
MİLLİ EĞİTİM VAKFI DA HAREKETE GEÇTİ!
Milli Eğitim Vakfı da Mersin’de yaptıracakları bir okula Özgecan Aslan‘ın isminin verileceğini açıkladı.
Sözcü’ye konuşan Milli Eğitim Vakfı Başkanı İhsan Özçukurlu “Şu ana kadar 128 okul yaptırdık ve çok sayıda öğrenciye burs verdik. Son yaşanan olay herkesi olduğu gibi bizi de derinden etkiledi. Vakıf yönetimi olarak Mersin’de yaptıracağımız bir okula Özgecan Aslan’ın ismini vermeyi kararlaştırdık” diye konuştu. Sözcü
Mersin’de sosyal paylaşım siteleri ve çeşitli platformlardan örgütlenen, çoğunluğu öğrenci yaklaşık 3 bin kişi, üniversite öğrencisi Özgecan Aslan‘ın hunharca öldürülmesini protesto ederek, ailesine baş sağlığı dileğinde bulundu.
Özgecan‘ın arkadaşları da eğitim gördüğü Çağ Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi’ndeki derslikte bir araya geldi. Özgecan’ın oturduğu sıraya karanfiller bırakan arkadaşları gözyaşlarına boğuldu. Kürsüye koyulan anı defterine Özgecan’a ait anılarını ve düşüncelerini yazan öğrenciler zaman zaman birbirlerine sarılarak acılarını paylaştı.
“KİTAP OKUYAN, KENDİ HALİNDE BİR KIZDI”
Sınıf arkadaşlarından Hazal Yeşiltepe, Özgecan‘ın sessiz bir kişiliğe sahip olduğunu belirterek, “Kitap okuyan, kendi halinde bir kızdı. Son konuşmamızda ben kendisine bir kitap vermiştim. Kitabın altını çizsem sorun olur mu? demişti. Ben Özgecan’ı hiçbir zaman morali bozuk yada öfkeli bir halde görmedim. Şu saatten sonra bizim acımızı ifade edebilecek bir kelime yok” dedi.
“O MİNİBÜSE BEN DE BİNDİM”
Özgecan’ın öldürüldüğü minibüse kendisinin de daha önce bindiğini belirten öğrencilerden Merve Tekekoğlu, “Bundan bir ay o minibüse biz de bindik. Dikiz aynasındaki o iğrenç bakışları biz de yaşadık. Yaşadığı acı büyük, hunharca öldürüldü. Bunu yapanlara en ağır cezalar verilsin”diye konuştu.
Çağ Üniversitesi, Tarsus ilçesinde öldürülen psikoloji bölümü öğrencileri, Özgecan Aslan’ın adını, üniversitede yeni kurulan psikoloji laboratuvarına verecek.
” DAVANIN SONUNA KADAR TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ”
Üniversitenin internet sitesinde yer alan ‘Özgecan’ı Ölümsüzleştiriyoruz’ başlığı altındaki açıklamada şu ifadelere yer verildi:
” 11 Şubat 2015 tarihinde menfur bir saldırı sonucu yitirdigimiz Öğrencimiz Özgecan Aslan’ı kaybetmenin derin üzüntüsü içindeyiz. Bu hunharca saldırıyı şiddetle kınıyoruz.
Kadına şiddet gibi insanlık dışı olayların sosyal ve psikolojik temelleri ivedilikle tespit edilmelidir. Bu bağlamda senato olarak universitemizde kurulan psikoloji laboratuvarına “Özgecan Aslan” öğrencimizin adını vererek, onun mesleğine dair hayallerinin yaşatılması ve isminin ölümsüzleştirilmesi kararı alınmıştır.
Toplumsal travmaya yol açan bu elim olayın bir daha tekrarlanmaması için bilimin ışığında; saygıya ve sevgiye dayalı adil bir toplumun yaratılması için kurumlar ve kişiler uzerlerine düşen görevleri yapmalıdırlar. Bu vahşeti yaşatan suçluların en ağır cezalarla yargılanacaklarına dair adalete güvenimiz tamdır. Çağ Üniversitesi Hukuk Fakültesi olarak davaya müdahil olacak ve sonuna kadar takipçisi olacağız.
Öğrencimize Allah’tan rahmet; ailesine, sevenlerine ve milletimize başsağlığı dileriz.”
MİLLİ EĞİTİM VAKFI DA HAREKETE GEÇTİ!
Milli Eğitim Vakfı da Mersin’de yaptıracakları bir okula Özgecan Aslan‘ın isminin verileceğini açıkladı.
Sözcü’ye konuşan Milli Eğitim Vakfı Başkanı İhsan Özçukurlu “Şu ana kadar 128 okul yaptırdık ve çok sayıda öğrenciye burs verdik. Son yaşanan olay herkesi olduğu gibi bizi de derinden etkiledi. Vakıf yönetimi olarak Mersin’de yaptıracağımız bir okula Özgecan Aslan’ın ismini vermeyi kararlaştırdık” diye konuştu. Sözcü
İnsan suretindeki yaratıklar
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, üniversite öğrencisi Özgecan Aslan’ın vahşice öldürülmesine ilişkin, “Bu saldırıyı lanetlemek yetmez, kınamak kafi gelmez” dedi.
Bahçeli, sosyal medya platformu Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, şunları yazdı: “Dilin kalpten geçenleri tam anlatamadığı, kuytuda fokur fokur kaynayan hislere tercüman olamadığı zamanlar vardır. Söz kimi zaman düğüm düğüm olur boğazı mühürler. Bir şey söylemek isterseniz, ama yine de yutkunup susmayı tercih edersiniz. Haricinizde yaşanmış bazı acıları en derininizde duyarsınız. Vicdanınız sanki zelzele geçirmiş gibi olur, hüzünlenir, kederle dolarsınız.
Özgecan kızımızın vahşete kurban gittiğini öğrenmek bana bunları düşündürdü. İnsan olmakla insani davranmak aynı şey değildir. İnsanlığını her yönüyle tekzip eden, insanlığın ortak miras ve emanetini tepeleyen bir alçağa emin olun tahammül edilemeyecektir. Özgecan, gencecik yaşta felaketle tanıştı ve hunharca katledildi. Ailesinin ve hepimizin ciğeri yandı. Başımız sağ olsun. İnsan suretindeki yaratıklar mazlum kızımızın kanını döktü, en iğrenç şekilde, gün yüzünü çok az görmüş işkencelerle canını aldı. Bu saldırıyı lanetlemek yetmez, kınamak kafi gelmez. Çünkü hiçbir söz kızımızın yaşadıklarını ve canileri tarif etmez, edemez. İnsanlığın yüz karası canavarların hak ettiği cezayı bulması önce Rabbim’den niyazım, sonra da hukuk insanlarından isteğimdir. Saray’daki diyordu ya, ‘biz siyasiler ülkemizde işlenen cinayetlerin sorumlusuyuz.’ O zaman sorumlu ve suçlular ayağa kalkmalıdır. Yine de umutsuz olmayın, yılgın durmayın.
Bahçeli, sosyal medya platformu Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, şunları yazdı: “Dilin kalpten geçenleri tam anlatamadığı, kuytuda fokur fokur kaynayan hislere tercüman olamadığı zamanlar vardır. Söz kimi zaman düğüm düğüm olur boğazı mühürler. Bir şey söylemek isterseniz, ama yine de yutkunup susmayı tercih edersiniz. Haricinizde yaşanmış bazı acıları en derininizde duyarsınız. Vicdanınız sanki zelzele geçirmiş gibi olur, hüzünlenir, kederle dolarsınız.
Özgecan kızımızın vahşete kurban gittiğini öğrenmek bana bunları düşündürdü. İnsan olmakla insani davranmak aynı şey değildir. İnsanlığını her yönüyle tekzip eden, insanlığın ortak miras ve emanetini tepeleyen bir alçağa emin olun tahammül edilemeyecektir. Özgecan, gencecik yaşta felaketle tanıştı ve hunharca katledildi. Ailesinin ve hepimizin ciğeri yandı. Başımız sağ olsun. İnsan suretindeki yaratıklar mazlum kızımızın kanını döktü, en iğrenç şekilde, gün yüzünü çok az görmüş işkencelerle canını aldı. Bu saldırıyı lanetlemek yetmez, kınamak kafi gelmez. Çünkü hiçbir söz kızımızın yaşadıklarını ve canileri tarif etmez, edemez. İnsanlığın yüz karası canavarların hak ettiği cezayı bulması önce Rabbim’den niyazım, sonra da hukuk insanlarından isteğimdir. Saray’daki diyordu ya, ‘biz siyasiler ülkemizde işlenen cinayetlerin sorumlusuyuz.’ O zaman sorumlu ve suçlular ayağa kalkmalıdır. Yine de umutsuz olmayın, yılgın durmayın.
Özgecan'ın katilini savunacak avukat konuştu
20 yaşındaki Özgecan Aslan'ın katil zanlısı Suphi Altındöken'e yardım edenler arasında bulunan Fatih Gökçe'nin avukatı "Savunma hakkı diye bir şey var" dedi.
Mersin'in Tarsus ilçesinde tecavüz girişimine direndikten sonra öldürülen 20 yaşındaki Özgecan Aslan'ın katil zanlısı Suphi Altındöken'e yardım edenler arasında bulunan Fatih Gökçe'nin avukatı Evrensel gazetesine çarpıcı açıklamalarda bulundu.
"AVUKATLIĞIN NE OLDUĞUNU BİLMİYORUZ"
Avukat Nazmi Karataylı, Baro'nun "zanlıları savunmayacağız" kararıyla ilgili "Benim kendime göre sebeplerim var, savunma hakkı diye bir şey var ve ben bir savunma yapmaya çalışıyorum. Avukatlığın ne olduğunu bilmemek gibi bir sorunumuz var" dedi.
"BU SİZİ İLGİLENDİRMEZ"
"Nasıl bir savunma yapmayı düşünüyorsunuz" sorusuna sinirlenen Karataylı "Bu sizi ilgilendirmez" yanıtını verdi. Baro tarafından görevlendirilmeyen Avukat Nazmi Karataylı kişisel olarak Gökçe'nin avukatlığını üstlendi.
1600 AVUKAT İSTEMEDİ
Mersin Baro Başkanı Antmen Özgecan'ın ailesine dava sürecinde destek vereceklerini belirterek, " Mersin Barosu'nun 1600 avukatı böyle bir caninin yanında olmak istemediklerini beyan etti" açıklamasını yapmıştı. (milliyet.com.tr)
Mersin'in Tarsus ilçesinde tecavüz girişimine direndikten sonra öldürülen 20 yaşındaki Özgecan Aslan'ın katil zanlısı Suphi Altındöken'e yardım edenler arasında bulunan Fatih Gökçe'nin avukatı Evrensel gazetesine çarpıcı açıklamalarda bulundu.
"AVUKATLIĞIN NE OLDUĞUNU BİLMİYORUZ"
Avukat Nazmi Karataylı, Baro'nun "zanlıları savunmayacağız" kararıyla ilgili "Benim kendime göre sebeplerim var, savunma hakkı diye bir şey var ve ben bir savunma yapmaya çalışıyorum. Avukatlığın ne olduğunu bilmemek gibi bir sorunumuz var" dedi.
"BU SİZİ İLGİLENDİRMEZ"
"Nasıl bir savunma yapmayı düşünüyorsunuz" sorusuna sinirlenen Karataylı "Bu sizi ilgilendirmez" yanıtını verdi. Baro tarafından görevlendirilmeyen Avukat Nazmi Karataylı kişisel olarak Gökçe'nin avukatlığını üstlendi.
1600 AVUKAT İSTEMEDİ
Mersin Baro Başkanı Antmen Özgecan'ın ailesine dava sürecinde destek vereceklerini belirterek, " Mersin Barosu'nun 1600 avukatı böyle bir caninin yanında olmak istemediklerini beyan etti" açıklamasını yapmıştı. (milliyet.com.tr)
Özgecan'ın babası konuştu
Türkiye'yi yasa boğan Özgecan cinayetine tepkiler yurt genelinde dalga dalga sürerken, hunharca öldürülen genç kızın babası, tüm insanlığın ibret alması gereken açıklamalarda bulundu. Acılı baba Mehmet Aslan, "Sevmekten başka bir çıkar yolumuz yok. Bu vahim olayı yapanlara zulmedilmesin, adaletin karşısına çıkıp cezalarını çeksinler. Allah onların analarına, babalarına da yardımcı olsun" dedi.
Mersin'in Tarsus ilçesinde hunharca öldürülen üniversite öğrencisi Özgecan Aslan'ın, Barış Mahallesi'nde oturan ailesinin evine taziye ziyaretleri sürüyor. Bu kapsamda TRT Çukurova Bölge Müdürü Sebahattin Kahraman da acılı aileyi ziyaret ederek başsağlığı dileklerinde bulundu. Ziyaret sırasında konuşan baba Mehmet Aslan, tüm insanlığa örnek olacak açıklamalarda bulundu.
"DÜNYANIN BARIŞA VE SEVGİYE İHTİYACI VAR"
Yaşadıkları olay nedeniyle Cumhurbaşkanı ve Başbakan dahil tüm devlet büyüklerinin kendisini arayarak baş sağlığı dileklerinde bulunduğunu anlatan Mehmet Aslan, "Devletimiz zeval görmesin. Milletimiz necip, güzel bir millet. Güzel gönüllü insanlar var. Bir çok haber kanalından konuşmak için, röportaj yapmak için geliyorlar ama hiç birini kabul etmedim fakat böyle bir konuşma yapmak mecburiyeti aslında doğuyor. Çünkü memleketimizin, hatta dünyanın aslında öncelikle barışa ve sevgiye ihtiyacı var. Ben öncelikle kendim için şunu söyleyeyim; ben günahkarların günahkarı, fakirlerin fakiri, acizlerin acizi bir garibim. Rabbim özel yaratmış, güzel yaratmış, çok sevdi yanına aldı. Bu memlekette artık ikilik olmasın. Bu vahim olayı yapan insanlara da zulmedilmesin, adaletin karşısına çıkıp cezalarını çeksinler. Allah onların analarına, babalarına da yardımcı olsun" diye konuştu.
"SEVMEKTEN BAŞKA BİR ÇIKAR YOLUMUZ YOK"
"Sevmekten başka bir çıkar yolumuz yok" diyen acılı baba, insanların barışta iken teslim olması gerektiğini, savaş çıktıktan sonra bunun bir kıymeti olmayacağını belirterek, şöyle devam etti: "Teslim olursak içimizdeki bütün güzellikler ortaya çıkacak. Savaşırsak, sonunda nefsimiz kazanacak ve analar, babalar ağlayacak, meleklerin kanatları koparılacak, meleklerin çığlıklarını kimse duymayacak. Duyduğumuz kulaklarımızın, gördüğümüz gözlerin aslında bir anlamı yok. Memlekette herkes bir şey söylüyor; biz ne ocuyuz, ne bucuyuz, şanı yücelerden yüce olan Türk milletinin bir ferdiyim, evladıyım. Allah devletimize zeval vermesin. Güzel gönüllere sahip olan bu milletten Allah razı olsun. Devlet büyükleri, ali cenapları teker teker herkes aradı, baş sağlığında bulundu. Hepsine ayrı ayrı şükranlarımı ve minnetimi bildirmek istiyorum."
"DOĞRU YOLU BULMAK, DOĞRU YOLU SEÇMEK, DOĞRU YOLDA YÜRÜMEK ÇOK ZOR"
Kendisinin çok akıllı bir insan olmadığını, ancak dilinin döndüğü kadar Kur'an-ı Kerim okuduğunu ifade eden Mehmet Aslan, "Ben milletimizden çok şey bilmem ama, Ma'un Suresi'nin, Ali İmran Suresi'nin 103. ayetini ve Asr Suresi'ni okumalarını tavsiye ediyorum. Bu ayetler bana göre çok önemli. Doğru yolu bulmak, doğru yolu seçmek, doğru yolda yürümek çok zor. Malum, dünya geçimini sürdürmek için çalışıyoruz. Gözümüz körleşiyor, kulaklarımız sağırlaşıyor. Herkes kalbindeki sesi iyi dinlesin. Bana yıllarca neler olabileceğini anlattılar ama ben anlamadım. Gözlerim kör, kulaklarım sağır vaziyette dünyanın peşinde koştum durdum. Elbette ki çalışacağız, memleket için, ailemiz için, çocuklarımız için ama arada sırada da şöyle bir durup düşünmemiz lazım" ifadelerini kullandı.
"İNSAN OLAN BUNU YAPAMAZ"
Anne Songül Aslan ise, kızlarını hep dürüst olarak yetiştirdiğini ve dürüst olmalarını istediğini belirterek, şu ifadeleri kullandı:
"Çok kaliteli bir kızım vardı, çok sağlam, çok yürekli. Hep ben meleğim diye severdim kızımı, melek yüzlü diye severdim. Her zaman dürüstlüğü öğrettim, namuslu olmayı öğrettim. Eline, beline, diline sahip ol derdim. Kızım bu uğurda mücadele etmiş. O pisliklerden namusunu korumak için canından oldu. Allah'ından bulsunlar. Allah bin mislisini onlara versin diyorum. Kızımın hiç bir günahı yoktu. Suçsuz bir çocuğu nasıl böyle katlederler. İnsan olan bunu yapamaz. Biraz vicdan olsa bunu yapmaz. Bunlar insan değil, cani."
Öte yandan, aileye ziyaretçi akını gün boyu devam ederken MHP Mersin milletvekilleri Mehmet Şandır ve Ali Öz ile birlikte Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz da acılıyı aileyi ziyaret ederek baş sağlığı dileklerinde bulundu. Taziye çadırında ise sürekli Kur'an-ı Kerim okunurken, açılan anı defterine insanlar Özgecan ile ilgili düşüncelerini yazdı. Milliyet
Mersin'in Tarsus ilçesinde hunharca öldürülen üniversite öğrencisi Özgecan Aslan'ın, Barış Mahallesi'nde oturan ailesinin evine taziye ziyaretleri sürüyor. Bu kapsamda TRT Çukurova Bölge Müdürü Sebahattin Kahraman da acılı aileyi ziyaret ederek başsağlığı dileklerinde bulundu. Ziyaret sırasında konuşan baba Mehmet Aslan, tüm insanlığa örnek olacak açıklamalarda bulundu.
"DÜNYANIN BARIŞA VE SEVGİYE İHTİYACI VAR"
Yaşadıkları olay nedeniyle Cumhurbaşkanı ve Başbakan dahil tüm devlet büyüklerinin kendisini arayarak baş sağlığı dileklerinde bulunduğunu anlatan Mehmet Aslan, "Devletimiz zeval görmesin. Milletimiz necip, güzel bir millet. Güzel gönüllü insanlar var. Bir çok haber kanalından konuşmak için, röportaj yapmak için geliyorlar ama hiç birini kabul etmedim fakat böyle bir konuşma yapmak mecburiyeti aslında doğuyor. Çünkü memleketimizin, hatta dünyanın aslında öncelikle barışa ve sevgiye ihtiyacı var. Ben öncelikle kendim için şunu söyleyeyim; ben günahkarların günahkarı, fakirlerin fakiri, acizlerin acizi bir garibim. Rabbim özel yaratmış, güzel yaratmış, çok sevdi yanına aldı. Bu memlekette artık ikilik olmasın. Bu vahim olayı yapan insanlara da zulmedilmesin, adaletin karşısına çıkıp cezalarını çeksinler. Allah onların analarına, babalarına da yardımcı olsun" diye konuştu.
"SEVMEKTEN BAŞKA BİR ÇIKAR YOLUMUZ YOK"
"Sevmekten başka bir çıkar yolumuz yok" diyen acılı baba, insanların barışta iken teslim olması gerektiğini, savaş çıktıktan sonra bunun bir kıymeti olmayacağını belirterek, şöyle devam etti: "Teslim olursak içimizdeki bütün güzellikler ortaya çıkacak. Savaşırsak, sonunda nefsimiz kazanacak ve analar, babalar ağlayacak, meleklerin kanatları koparılacak, meleklerin çığlıklarını kimse duymayacak. Duyduğumuz kulaklarımızın, gördüğümüz gözlerin aslında bir anlamı yok. Memlekette herkes bir şey söylüyor; biz ne ocuyuz, ne bucuyuz, şanı yücelerden yüce olan Türk milletinin bir ferdiyim, evladıyım. Allah devletimize zeval vermesin. Güzel gönüllere sahip olan bu milletten Allah razı olsun. Devlet büyükleri, ali cenapları teker teker herkes aradı, baş sağlığında bulundu. Hepsine ayrı ayrı şükranlarımı ve minnetimi bildirmek istiyorum."
"DOĞRU YOLU BULMAK, DOĞRU YOLU SEÇMEK, DOĞRU YOLDA YÜRÜMEK ÇOK ZOR"
Kendisinin çok akıllı bir insan olmadığını, ancak dilinin döndüğü kadar Kur'an-ı Kerim okuduğunu ifade eden Mehmet Aslan, "Ben milletimizden çok şey bilmem ama, Ma'un Suresi'nin, Ali İmran Suresi'nin 103. ayetini ve Asr Suresi'ni okumalarını tavsiye ediyorum. Bu ayetler bana göre çok önemli. Doğru yolu bulmak, doğru yolu seçmek, doğru yolda yürümek çok zor. Malum, dünya geçimini sürdürmek için çalışıyoruz. Gözümüz körleşiyor, kulaklarımız sağırlaşıyor. Herkes kalbindeki sesi iyi dinlesin. Bana yıllarca neler olabileceğini anlattılar ama ben anlamadım. Gözlerim kör, kulaklarım sağır vaziyette dünyanın peşinde koştum durdum. Elbette ki çalışacağız, memleket için, ailemiz için, çocuklarımız için ama arada sırada da şöyle bir durup düşünmemiz lazım" ifadelerini kullandı.
"İNSAN OLAN BUNU YAPAMAZ"
Anne Songül Aslan ise, kızlarını hep dürüst olarak yetiştirdiğini ve dürüst olmalarını istediğini belirterek, şu ifadeleri kullandı:
"Çok kaliteli bir kızım vardı, çok sağlam, çok yürekli. Hep ben meleğim diye severdim kızımı, melek yüzlü diye severdim. Her zaman dürüstlüğü öğrettim, namuslu olmayı öğrettim. Eline, beline, diline sahip ol derdim. Kızım bu uğurda mücadele etmiş. O pisliklerden namusunu korumak için canından oldu. Allah'ından bulsunlar. Allah bin mislisini onlara versin diyorum. Kızımın hiç bir günahı yoktu. Suçsuz bir çocuğu nasıl böyle katlederler. İnsan olan bunu yapamaz. Biraz vicdan olsa bunu yapmaz. Bunlar insan değil, cani."
Öte yandan, aileye ziyaretçi akını gün boyu devam ederken MHP Mersin milletvekilleri Mehmet Şandır ve Ali Öz ile birlikte Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz da acılıyı aileyi ziyaret ederek baş sağlığı dileklerinde bulundu. Taziye çadırında ise sürekli Kur'an-ı Kerim okunurken, açılan anı defterine insanlar Özgecan ile ilgili düşüncelerini yazdı. Milliyet
Canan Karatay: Beni de taciz ettiler
Diyetisyen Canan Karatay, konuk olduğu programda Özgecan Aslan cinayetine isyan etti.
Özgecan cinayetine isyan eden diyetisyen Canan Karatay, Show Tv’de yayınlanan Her Şey Dahil programına, yıllar önce Türk Tabipler Birliğine giderken bir çöpçü tarafından nasıl taciz edildiğini anlattı.
Karatay tacizi şöyle aktardı: "- Beni de taciz ettiler. Başımdan geçen olayı anlatmak istiyorum. 96-97 yıllarında, ya bir belge alacağım ya da vereceğim. Çekçekle çöp toplayan insanlar vardır hani. Ben 55 yaşındayım bana laf attı.
-Ay afedersiniz dedi, bana çimdik attı. "Ne güzel poponuz var" dedi.
-Ben çok sinirlendim suratına vurdum çantayla. Çantadakiler yere döküldü toplamaya başladım. O gün yüzük takmamıştım bana ne diyor bakın "Ay daha evli bile değilsin neden itiraz ediyorsun."
Türkiye'deki zihniyet bu. Böyle insanlar var.”
Özgecan cinayetine isyan eden diyetisyen Canan Karatay, Show Tv’de yayınlanan Her Şey Dahil programına, yıllar önce Türk Tabipler Birliğine giderken bir çöpçü tarafından nasıl taciz edildiğini anlattı.
Karatay tacizi şöyle aktardı: "- Beni de taciz ettiler. Başımdan geçen olayı anlatmak istiyorum. 96-97 yıllarında, ya bir belge alacağım ya da vereceğim. Çekçekle çöp toplayan insanlar vardır hani. Ben 55 yaşındayım bana laf attı.
-Ay afedersiniz dedi, bana çimdik attı. "Ne güzel poponuz var" dedi.
-Ben çok sinirlendim suratına vurdum çantayla. Çantadakiler yere döküldü toplamaya başladım. O gün yüzük takmamıştım bana ne diyor bakın "Ay daha evli bile değilsin neden itiraz ediyorsun."
Türkiye'deki zihniyet bu. Böyle insanlar var.”
Ünlü avukat yaşadığı dehşeti anlattı "Belediye otobüsü şoförü beni kaçırdı"
Ünlü avukat Hülya Gülbahar üç yıl önce bir belediye otobüsü şoförü tarafından kaçırılmak istendiğini açıkladı.
Özgecan Aslan’ın hunharca katledilişinin ardından kadına yönelik taciz ve şiddete tepki çığ gibi büyüyor.
Kadınlar sosyal medya üzerinden yaşadıklarını anlatırken tacizcilere ve kadına şiddet uygulayanlara cezaların artırılması tartışılıyor.
Kanaltürk’te canlı yayına katılan kadın hakları savunucusu ünlü avukat Hülya Gülbahar da 3 yıl önce İzmir’de başından geçen kan donduran bir olayı izleyicilerle paylaştı.
Canlı yayına katılan ismini vermek istemeyen bir izleyicinin yaşadığı taciz olayını gözyaşlarıyla anlatmasının ardından Hülya Gülbahar “3 yıl önce İzmir’de bir belediye otobüsü şoförü beni kaçırdı. Telefonla avukat arkadaşımdan yardım isteyerek kurtulabildim” dedi.
Gülbahar, şoförün arkadaşlarının kendisini engellediğini ve “siz gittikten sonra aramızda tutanak tutar, ‘alkollüydü burada rezalet çıkardı’ yazarız” şeklinde tehdit ettiklerini söyledi.
Hülya Gülbahar avukat arkadaşının olayı takip ettiğini ve sendika üyesi olan şoförün bu süreç sonunda disiplin cezası aldığını sözlerine ekledi.
Özgecan Aslan’ın hunharca katledilişinin ardından kadına yönelik taciz ve şiddete tepki çığ gibi büyüyor.
Kadınlar sosyal medya üzerinden yaşadıklarını anlatırken tacizcilere ve kadına şiddet uygulayanlara cezaların artırılması tartışılıyor.
Kanaltürk’te canlı yayına katılan kadın hakları savunucusu ünlü avukat Hülya Gülbahar da 3 yıl önce İzmir’de başından geçen kan donduran bir olayı izleyicilerle paylaştı.
Canlı yayına katılan ismini vermek istemeyen bir izleyicinin yaşadığı taciz olayını gözyaşlarıyla anlatmasının ardından Hülya Gülbahar “3 yıl önce İzmir’de bir belediye otobüsü şoförü beni kaçırdı. Telefonla avukat arkadaşımdan yardım isteyerek kurtulabildim” dedi.
Gülbahar, şoförün arkadaşlarının kendisini engellediğini ve “siz gittikten sonra aramızda tutanak tutar, ‘alkollüydü burada rezalet çıkardı’ yazarız” şeklinde tehdit ettiklerini söyledi.
Hülya Gülbahar avukat arkadaşının olayı takip ettiğini ve sendika üyesi olan şoförün bu süreç sonunda disiplin cezası aldığını sözlerine ekledi.
Anlattıkları ağlattı fenalaştı
Kayseri’de Kadın Dayanışma Derneği öncülünde bazı siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile birlikte toplananlar, Mersin’de minibüs şoförü tarafından öldürülüp yakılan üniversite öğrencisi Özgecan Aslan için eylem yaptı. Eylemde kadınlardan bazıları katillerin idam edilmesini isterken bazıları "Eğer yeterli ceza verilmeyecekse, onları buraya getirin, cezasını biz kadınlar verelim" dedi. Eylemde tecavüz mağduru olduğunu anlatan bir genç kızın sözleri herkesi ağlattı.
Cumhuriyet Meydanı’nda bir araya gelen grup ’Erkek adalet değil gerçek adalet’, ’Yaşasın kadın dayanışması’, ’Erkek yakıyor, devlet koruyor’, ’Susma, suça ortak olma’, ’Kadın, yaşam, özgürlük’ , ’Özgecan Aslan isyanımızdır’ diye slogan attı.
"TECAVÜZ ETMEK ERKEKLİKSE BİZ ERKEK DEĞİLİZ"
’Erkek-devlet-yargı-medya işbirliği ile kadın katliamlarına davetiye çıkaran bu düzene karşı yasımızla ve isyanımızla sokaklardayız’ yazılı pankartı açan Kadın Dayanışma Derneği üyeleri ve eyleme destek veren kadınlar, ayrıca ellerinde ’Özgecan Aslan’ın katillerinden hesap soracağız’, ’Erkek vuruyor sistem koruyor’, ’Özgecan’ın çığlığını duydunuz mu?’, ’Kadın katliamı var meclis acil toplansın’, ’Fıtratımızda ölüm yok adalet istiyoruz’, ’Çocuk katillerine idam’, ’Cinsel açlığın Afrikası’dır Türkiye’ yazılı dövizler dikkat çekti. Eylemde bir grup lise öğrencisi ’Tecavüz etmek erkeklikse biz erkek değiliz’ pankartı açtı.
Kayseri Kadın Dayanışma Derneği Başkanı Fatma Karaaslan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam’ın, Özgecan’ın katilleri için yine "Elleri kırılsın" demekle mi yetineceğini sorarken, "İktidar sözcüleri tüm Türkiye’nin Özgecan için sokağa döküldüğünü görmezden gelerek, kadın katliamlarına rol oynayanların üstünü örtmek için mi uğraşıyor? Artık yeter" dedi.
Karaaslan, tecavüzlere karşı ‘çocuklarınıza çığlık atmayı öğretin’ diyen Bakanların Özgecan’ın çığlığını duyup- duymadığını sorduktan sonra "Tecavüzcü, kürtaj yaptıran tecavüz kurbanından daha masumdur?’ diyen AKP milletvekilleri Özgecan’ın katili sizler değil misiniz?" diye konuştu.
Bu olaydan etkilendiğini, sabaha kadar uyuyamadığını belirten Döne Demir, Özgecan Aslan’ın katiline en ağır cezanın verilmesini isterken bazı öğrenciler ailelerinin daha önce kendilerinden eylemlere katılmamalarını istemesine rağmen bu kez gitmelerini istediklerini söyledi.
ANLATTIKLARI AĞLATTI, FENALAŞTI
Tecavüz mağduru olduğunu ifade eden bir kadın da söz alarak, "Artık yeter, cinayetlerin, tecavüzlerin bunların sonu nereye kadar. Hakim, 16 yaşından gün aldı diye rıza diyor, artık yeter" diye konuştu. Mağdur olduğunu dile getiren ve yaşadığı dava sürecini ağlayarak anlatan bir kadın M.N., tecavüz davası açtığını hakimin "Rıza var" diye karar verdiği için sanığın elini kolunu sallayarak salondan ayrıldığını söyledikten sonra fenalaştı.
Yapılan basın açıklamasının ardından kadınlar sloganlarla Meydan’dan, Düvenönü yönüne doğru sloganlarla, yürüyüşe geçti. Bu sırada çevredeki bazı kişiler de alkışları ile eyleme destek verdi. (hürriyet.com.tr)
"TECAVÜZ ETMEK ERKEKLİKSE BİZ ERKEK DEĞİLİZ"
’Erkek-devlet-yargı-medya işbirliği ile kadın katliamlarına davetiye çıkaran bu düzene karşı yasımızla ve isyanımızla sokaklardayız’ yazılı pankartı açan Kadın Dayanışma Derneği üyeleri ve eyleme destek veren kadınlar, ayrıca ellerinde ’Özgecan Aslan’ın katillerinden hesap soracağız’, ’Erkek vuruyor sistem koruyor’, ’Özgecan’ın çığlığını duydunuz mu?’, ’Kadın katliamı var meclis acil toplansın’, ’Fıtratımızda ölüm yok adalet istiyoruz’, ’Çocuk katillerine idam’, ’Cinsel açlığın Afrikası’dır Türkiye’ yazılı dövizler dikkat çekti. Eylemde bir grup lise öğrencisi ’Tecavüz etmek erkeklikse biz erkek değiliz’ pankartı açtı.
Kayseri Kadın Dayanışma Derneği Başkanı Fatma Karaaslan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam’ın, Özgecan’ın katilleri için yine "Elleri kırılsın" demekle mi yetineceğini sorarken, "İktidar sözcüleri tüm Türkiye’nin Özgecan için sokağa döküldüğünü görmezden gelerek, kadın katliamlarına rol oynayanların üstünü örtmek için mi uğraşıyor? Artık yeter" dedi.
Karaaslan, tecavüzlere karşı ‘çocuklarınıza çığlık atmayı öğretin’ diyen Bakanların Özgecan’ın çığlığını duyup- duymadığını sorduktan sonra "Tecavüzcü, kürtaj yaptıran tecavüz kurbanından daha masumdur?’ diyen AKP milletvekilleri Özgecan’ın katili sizler değil misiniz?" diye konuştu.
Bu olaydan etkilendiğini, sabaha kadar uyuyamadığını belirten Döne Demir, Özgecan Aslan’ın katiline en ağır cezanın verilmesini isterken bazı öğrenciler ailelerinin daha önce kendilerinden eylemlere katılmamalarını istemesine rağmen bu kez gitmelerini istediklerini söyledi.
ANLATTIKLARI AĞLATTI, FENALAŞTI
Tecavüz mağduru olduğunu ifade eden bir kadın da söz alarak, "Artık yeter, cinayetlerin, tecavüzlerin bunların sonu nereye kadar. Hakim, 16 yaşından gün aldı diye rıza diyor, artık yeter" diye konuştu. Mağdur olduğunu dile getiren ve yaşadığı dava sürecini ağlayarak anlatan bir kadın M.N., tecavüz davası açtığını hakimin "Rıza var" diye karar verdiği için sanığın elini kolunu sallayarak salondan ayrıldığını söyledikten sonra fenalaştı.
Yapılan basın açıklamasının ardından kadınlar sloganlarla Meydan’dan, Düvenönü yönüne doğru sloganlarla, yürüyüşe geçti. Bu sırada çevredeki bazı kişiler de alkışları ile eyleme destek verdi. (hürriyet.com.tr)
Benim kızımın başına böyle bir olay gelseydi elime silahı alır cezasını kendim verirdim
Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, Mersin'in Tarsus İlçesi'nde vahşice öldürülen Özgecan Aslan cinayetiyle ilgili konuştu. Bozkır, ''Şayet benim kızımın başına böyle bir olay gelseydi ben elime silahı alır bunun cezasını kendim verirdim. Bunun cezasına da katlanırdım. Ama devletlerin reaksiyonlarının bu şekilde olmaması gerekir. Devlete insan öldürmek bir anlamda yakışmaz diye düşünüyorum'' dedi. TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya da idam ve hadım seçeneklerinin tartışılması gerektiğini söyledi.
Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, Jean Monnet Kürsü Başkanları'nı kahvaltılı toplantıda ağırladı.
Ankara'daki toplantıda Özgecan Aslan cinayeti ile ilgili konuşan Bozkır, cinayetle gündeme gelen idam cezası hakkında değerlendirmede bulunarak "Hem bir insan olarak hem baba olarak beni de derinden yaralamıştır. Özgecan'a Allah'tan rahmet diliyorum. Acılı ailesinin de kederini yürekten paylaşıyorum. Ancak idam cezası konusunu değerlendirirken sanıyorum bugün içinde bulunduğumuz psikoloji içinde değil çok daha sağlıklı bir ortamda değerlendirmemizin doğru olacağını düşünüyorum. İdam cezası Türkiye'de 2000 yılında kaldırılırken çok uzun tartışılmış bir cezadır. 1986 yılından beri Türkiye'de idam cezası olmasına rağmen de bu gerçekleştirilmemiştir. Burada kişisel hislerle devletin reaksiyonunu ayırmak gerektiğini düşünüyorum. Şayet benim kızımın başına böyle bir olay gelseydi ben elime silahı alır bunun cezasını kendim verirdim. Bunun cezasına da katlanırdım. Ama devletlerin reaksiyonlarının bu şekilde olmaması gerekir. Devlete insan öldürmek bir anlamda yakışmaz diye düşünüyorum. Devletin görevi suçluyu yakalamaktır ve hak ettiği en ağır cezayı vermektir. Devlet herkese adalet çerçevesinde yaklaşmak durumundadır. Özgecan'ı öldürenleri lanetliyorum. Son günlerini cezaevinde acı, pişmanlık ve utanç içinde geçirmelerinin onlara verilecek en büyük ceza olduğunu düşünüyorum. Mevcut kanunlarımızdaki en ağırlaştırılmış müebbet cezasının bu tip suçlar için idam cezası yerine uygulanmasının daha doğru olacağını düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
'İDAM VE HADIM TARTIŞILSIN'
TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya, idam cezasıyla ilgili olarak açıklama yaptı.İyimaya, kadına karşı şiddete ve vahşete dayalı öldürmelerde idam cezası, ölümle sonuçlanmayan cinsel şiddette niteliğe göre süreli veya sürekli olarak erkeklik gücünü yok etme cezası seçeneklerinin yeniden tartışılması gerektiğini açıkladı.
İyimaya, yaptığı yazılı açıklamada, Özgecan Aslan'ın muhatap olduğu cinsel şiddet ve vahşice öldürülmenin, insanlığa düşülmüş ağır bir leke olduğunu belirterek, "Hukukun mümkün kıldığı en katı cezayı katile tatbik etmek; bizleri sorumluluktan kurtarmaz. Ağır travmalardan ders çıkarmak ve sistemi buna göre düzeltmek; vicdanın, aklın ve bilimin gereğidir" dedi.
Büyük Meclis'in tabii misyonunun en başta yaşama hakkını korumak ve ona yönelik tehditleri caydırıcı-hukuk ile bertaraf etmek olduğunu kaydeden İyimaya, şunları kaydetti:
"Bu anlayış içinde; kadına karşı şiddete ve vahşete dayalı öldürmelerde idam cezası, ölümle sonuçlanmayan cinsel şiddette niteliğe göre süreli veya sürekli olarak erkeklik gücünü yok etme cezası seçenekleri yeniden tartışılmalıdır. Bu tür cezalara, yasama organının af veya benzeri azaltıcı yasalarla müdahalesini önleyecek çekirdek Anayasa normlarını üretmeliyiz. (Aksi takdirde cezalar, çoğu kez ödüle dönüşmektedir). En başta yaşama hakkı olmak üzere, temel hakları koruma misyonu uhdesinde bulunan Büyük Meclisin değerli Başkanına, iş bu misyondan kaynaklanan görev düşmektedir: Partiler, Başkanımız tarafından bu gündemle ziyaret edilerek, toplumun güvenini tazeleyecek ve caydırıcı hukuku yürürlüğe koyacak kısa süreli ve sınırlı bir norm çalışmasının sağlanmasının uygun olacağını düşünmekteyim. Yasama iktidarı, daha çok bu günler için vardır. Türkiye'mizin, Özgecan'ın ailesinin, dostlarının, hepimizin başı sağolsun. Özgecan'a Allah'tan rahmet diliyorum." Hürriyet
Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, Jean Monnet Kürsü Başkanları'nı kahvaltılı toplantıda ağırladı.
Ankara'daki toplantıda Özgecan Aslan cinayeti ile ilgili konuşan Bozkır, cinayetle gündeme gelen idam cezası hakkında değerlendirmede bulunarak "Hem bir insan olarak hem baba olarak beni de derinden yaralamıştır. Özgecan'a Allah'tan rahmet diliyorum. Acılı ailesinin de kederini yürekten paylaşıyorum. Ancak idam cezası konusunu değerlendirirken sanıyorum bugün içinde bulunduğumuz psikoloji içinde değil çok daha sağlıklı bir ortamda değerlendirmemizin doğru olacağını düşünüyorum. İdam cezası Türkiye'de 2000 yılında kaldırılırken çok uzun tartışılmış bir cezadır. 1986 yılından beri Türkiye'de idam cezası olmasına rağmen de bu gerçekleştirilmemiştir. Burada kişisel hislerle devletin reaksiyonunu ayırmak gerektiğini düşünüyorum. Şayet benim kızımın başına böyle bir olay gelseydi ben elime silahı alır bunun cezasını kendim verirdim. Bunun cezasına da katlanırdım. Ama devletlerin reaksiyonlarının bu şekilde olmaması gerekir. Devlete insan öldürmek bir anlamda yakışmaz diye düşünüyorum. Devletin görevi suçluyu yakalamaktır ve hak ettiği en ağır cezayı vermektir. Devlet herkese adalet çerçevesinde yaklaşmak durumundadır. Özgecan'ı öldürenleri lanetliyorum. Son günlerini cezaevinde acı, pişmanlık ve utanç içinde geçirmelerinin onlara verilecek en büyük ceza olduğunu düşünüyorum. Mevcut kanunlarımızdaki en ağırlaştırılmış müebbet cezasının bu tip suçlar için idam cezası yerine uygulanmasının daha doğru olacağını düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
'İDAM VE HADIM TARTIŞILSIN'
TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya, idam cezasıyla ilgili olarak açıklama yaptı.İyimaya, kadına karşı şiddete ve vahşete dayalı öldürmelerde idam cezası, ölümle sonuçlanmayan cinsel şiddette niteliğe göre süreli veya sürekli olarak erkeklik gücünü yok etme cezası seçeneklerinin yeniden tartışılması gerektiğini açıkladı.
İyimaya, yaptığı yazılı açıklamada, Özgecan Aslan'ın muhatap olduğu cinsel şiddet ve vahşice öldürülmenin, insanlığa düşülmüş ağır bir leke olduğunu belirterek, "Hukukun mümkün kıldığı en katı cezayı katile tatbik etmek; bizleri sorumluluktan kurtarmaz. Ağır travmalardan ders çıkarmak ve sistemi buna göre düzeltmek; vicdanın, aklın ve bilimin gereğidir" dedi.
Büyük Meclis'in tabii misyonunun en başta yaşama hakkını korumak ve ona yönelik tehditleri caydırıcı-hukuk ile bertaraf etmek olduğunu kaydeden İyimaya, şunları kaydetti:
"Bu anlayış içinde; kadına karşı şiddete ve vahşete dayalı öldürmelerde idam cezası, ölümle sonuçlanmayan cinsel şiddette niteliğe göre süreli veya sürekli olarak erkeklik gücünü yok etme cezası seçenekleri yeniden tartışılmalıdır. Bu tür cezalara, yasama organının af veya benzeri azaltıcı yasalarla müdahalesini önleyecek çekirdek Anayasa normlarını üretmeliyiz. (Aksi takdirde cezalar, çoğu kez ödüle dönüşmektedir). En başta yaşama hakkı olmak üzere, temel hakları koruma misyonu uhdesinde bulunan Büyük Meclisin değerli Başkanına, iş bu misyondan kaynaklanan görev düşmektedir: Partiler, Başkanımız tarafından bu gündemle ziyaret edilerek, toplumun güvenini tazeleyecek ve caydırıcı hukuku yürürlüğe koyacak kısa süreli ve sınırlı bir norm çalışmasının sağlanmasının uygun olacağını düşünmekteyim. Yasama iktidarı, daha çok bu günler için vardır. Türkiye'mizin, Özgecan'ın ailesinin, dostlarının, hepimizin başı sağolsun. Özgecan'a Allah'tan rahmet diliyorum." Hürriyet
Üniversite öğrencisi Esra Gündüz 7 gündür kayıp
Malatya’da ‘okula gidiyorum’ diyerek evden çıkan üniversite öğrencisi 21 yaşındaki Esra Gündüz’den 7 gündür haber alınamıyor.
Beydağı Mahallesi'nde yaşayan İnönü Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu öğrencisi Esra Gündüz, 7 gün önce 'okula gidiyorum' diyerek evden çıktı. Daha sonra eve dönmeyen Gündüz’ün yakınları kızlarının kayıp olduğunu polise bildirdi. Polis, genç kızın bulunması için çalışma başlattı. Mobese kameraları ve güvenlik kameraları incelendi. Ancak halen bir iz bulunamadı.
Baba Metin Gündüz, kızının ‘okula gidiyorum’ diyerek evden ayrıldığını ve geri dönmediğini belirtti. Yetkililere konuya eğilmeleri için çağrıda bulunan Gündüz, kızını gören vatandaşların da kendileriyle irtibata geçmesini istedi. Anne Saadet Gündüz de tek isteğinin kızının geri dönmesi olduğunu söyledi. Hürriyet
Beydağı Mahallesi'nde yaşayan İnönü Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu öğrencisi Esra Gündüz, 7 gün önce 'okula gidiyorum' diyerek evden çıktı. Daha sonra eve dönmeyen Gündüz’ün yakınları kızlarının kayıp olduğunu polise bildirdi. Polis, genç kızın bulunması için çalışma başlattı. Mobese kameraları ve güvenlik kameraları incelendi. Ancak halen bir iz bulunamadı.
Baba Metin Gündüz, kızının ‘okula gidiyorum’ diyerek evden ayrıldığını ve geri dönmediğini belirtti. Yetkililere konuya eğilmeleri için çağrıda bulunan Gündüz, kızını gören vatandaşların da kendileriyle irtibata geçmesini istedi. Anne Saadet Gündüz de tek isteğinin kızının geri dönmesi olduğunu söyledi. Hürriyet
Sibirya soğukları geliyor
Meteoroloji, bütün yurtta bugünden itibaren çok soğuk ve kar yağışlı bir havanın etkisini göstereceğini duyurdu. Peki ama hava durumu nasıl olacak. Kar yağışı hangi şehirlerde, ne kadar sürecek. Sibirya kökenli olan soğuk hava nedeniyle İstanbul'da sıcaklıklar bugün 8, yarın 3, çarşamba günü ise 2 derece hissedilecek. Benzer şekilde başta Ankara ve İzmir olmak üzere Türkiye'de genelinde düşüşler cuma gününe kadar devam edecek.
Meteoroloji tarafından yapılan yazılı açıklamada soğuk ve yağışlı havanın Sibirya kökenli olduğu belirtilerek "Yurdumuzun; bugünden itibaren Karadeniz üzerinden gelen Sibirya kökenli çok soğuk ve yağışlı havanın etkisine gireceği tahmin ediliyor. Yarın; Güney ve Kıyı Ege ile Van ve Hakkari dışında kalan ülke genelinde yağış bekleniyor. Yağışların; iç bölgelerde karla karışık yağmur ve kar, kıyı kesimlerde yağmur, akşam saatlerinden sonra Batı Karadeniz kıyı kesiminde de kar şeklinde olması tahmin ediliyor" ifadeleri kullanıldı.
"HAVA SICAKLIKLARI 6-10 DERECE AZALACAK"
Meteoroloji, yağışlı sistemin cuma günü yurdu terk edeceğini kaydederek "Yağışlı sistemin; cuma günü doğu bölgelerimizde etkili olduktan sonra yurdumuzu terk edeceği bekleniyor. Hava sıcaklıklarının; Salı gününden itibaren ülkemizin kuzey ve batı kesimlerinde hissedilir derecede (6 ila 10 derece) azalacağı ve mevsim normallerinin altında seyredeceği tahmin ediliyor.
HER GÜN DÜŞECEK
İstanbul'da hava sıcaklıkları bugün 8, salı 3, çarşamba 2 derece hissedilecek...
Başkent'te de benzer şekilde bugün 5, salı 1, çarşamba ise -1 derece olacak.
İzmir'de ise İstanbul ve Ankara kadar soğuk olmasa da sıcaklıklar benzer şekilde düşüş gösterecek. Bugün 11, yarın 8, çarşamba günü ise 6 derece hissedilecek.
Rüzgarın; bugün akşam saatlerinden itibaren hızını artırarak, Salı ve Çarşamba günleri Marmara, Ege, Batı Akdeniz ve Batı Karadeniz'de kuzey ve kuzeydoğu yönlerden kuvvetli ve zaman zaman fırtına (40-70 km/saat) şeklinde eseceği tahmin ediliyor. Bu hafta beklenilen kuvvetli ve yer yer yoğun kar yağışları ile hissedilir derecede azalacak hava sıcaklığına karşı ilgilileri ve vatandaşların dikkatli ve tedbirli olmaları gerekmektedir" açıklamasında bulundu. Meteoroloji Genel Müdürlüğü, ayrıca soğuk ve yağışlı hava nedeni ile buzlanma, don olayı, soba ve doğalgaz kaynaklı baca gazı zehirlenmesi, çığ tehlikesi ve ulaşımda aksamalar gibi oluşması muhtemel risklere karşı dikkatli olunması konusunda uyardı.
SALI
Meteoroloji Genel Müdürlüğü: "Salı günü Marmara’nın güney ve doğusu, Karadeniz, İç Anadolu , Doğu ve Güneydoğu Anadolu, Doğu Akdeniz ile İç Ege ve Göller yöresinde görülecek yağışların genellikle kar, Doğu Akdeniz kıyıları ile Güneydoğu Anadolu’nun güney kesimlerinde yağmur şeklinde olması tahmin ediliyor"
ÇARŞAMBA
Meteoroloji Genel Müdürlüğü: "Çarşamba ve perşembe günleri Marmara’nın batısı, Kıyı Ege ve Batı Akdeniz kıyı kesimi dışında ülke genelinde devam etmesi beklenen yağışların; genellikle kar, Doğu Akdeniz kıyıları ile Güneydoğu Anadolu’nun güney kesimlerinde yağmur şeklinde olması tahmin ediliyor. Salı ve Çarşamba günü beklenen kar yağışlarının Marmara’nın doğusu, Karadeniz ile Doğu Anadolu bölgelerinde kuvvetli ve yer yer yoğun kar şeklinde olacağı tahmin ediliyor"
Meteoroloji tarafından yapılan yazılı açıklamada soğuk ve yağışlı havanın Sibirya kökenli olduğu belirtilerek "Yurdumuzun; bugünden itibaren Karadeniz üzerinden gelen Sibirya kökenli çok soğuk ve yağışlı havanın etkisine gireceği tahmin ediliyor. Yarın; Güney ve Kıyı Ege ile Van ve Hakkari dışında kalan ülke genelinde yağış bekleniyor. Yağışların; iç bölgelerde karla karışık yağmur ve kar, kıyı kesimlerde yağmur, akşam saatlerinden sonra Batı Karadeniz kıyı kesiminde de kar şeklinde olması tahmin ediliyor" ifadeleri kullanıldı.
"HAVA SICAKLIKLARI 6-10 DERECE AZALACAK"
Meteoroloji, yağışlı sistemin cuma günü yurdu terk edeceğini kaydederek "Yağışlı sistemin; cuma günü doğu bölgelerimizde etkili olduktan sonra yurdumuzu terk edeceği bekleniyor. Hava sıcaklıklarının; Salı gününden itibaren ülkemizin kuzey ve batı kesimlerinde hissedilir derecede (6 ila 10 derece) azalacağı ve mevsim normallerinin altında seyredeceği tahmin ediliyor.
HER GÜN DÜŞECEK
İstanbul'da hava sıcaklıkları bugün 8, salı 3, çarşamba 2 derece hissedilecek...
Başkent'te de benzer şekilde bugün 5, salı 1, çarşamba ise -1 derece olacak.
İzmir'de ise İstanbul ve Ankara kadar soğuk olmasa da sıcaklıklar benzer şekilde düşüş gösterecek. Bugün 11, yarın 8, çarşamba günü ise 6 derece hissedilecek.
Rüzgarın; bugün akşam saatlerinden itibaren hızını artırarak, Salı ve Çarşamba günleri Marmara, Ege, Batı Akdeniz ve Batı Karadeniz'de kuzey ve kuzeydoğu yönlerden kuvvetli ve zaman zaman fırtına (40-70 km/saat) şeklinde eseceği tahmin ediliyor. Bu hafta beklenilen kuvvetli ve yer yer yoğun kar yağışları ile hissedilir derecede azalacak hava sıcaklığına karşı ilgilileri ve vatandaşların dikkatli ve tedbirli olmaları gerekmektedir" açıklamasında bulundu. Meteoroloji Genel Müdürlüğü, ayrıca soğuk ve yağışlı hava nedeni ile buzlanma, don olayı, soba ve doğalgaz kaynaklı baca gazı zehirlenmesi, çığ tehlikesi ve ulaşımda aksamalar gibi oluşması muhtemel risklere karşı dikkatli olunması konusunda uyardı.
SALI
Meteoroloji Genel Müdürlüğü: "Salı günü Marmara’nın güney ve doğusu, Karadeniz, İç Anadolu , Doğu ve Güneydoğu Anadolu, Doğu Akdeniz ile İç Ege ve Göller yöresinde görülecek yağışların genellikle kar, Doğu Akdeniz kıyıları ile Güneydoğu Anadolu’nun güney kesimlerinde yağmur şeklinde olması tahmin ediliyor"
ÇARŞAMBA
Meteoroloji Genel Müdürlüğü: "Çarşamba ve perşembe günleri Marmara’nın batısı, Kıyı Ege ve Batı Akdeniz kıyı kesimi dışında ülke genelinde devam etmesi beklenen yağışların; genellikle kar, Doğu Akdeniz kıyıları ile Güneydoğu Anadolu’nun güney kesimlerinde yağmur şeklinde olması tahmin ediliyor. Salı ve Çarşamba günü beklenen kar yağışlarının Marmara’nın doğusu, Karadeniz ile Doğu Anadolu bölgelerinde kuvvetli ve yer yer yoğun kar şeklinde olacağı tahmin ediliyor"
Etiketler:
ankara,
hava durumu,
istanbul,
izmir,
meteoroloji,
Türkiye
Kanımız dondu
ÖZGECAN Aslan’ın vahşice katledilmesi ile ayaklanan Türkiye’de, infial dün de sürdü.
İstanbul, Bursa, Edirne, Çanakkale, Kütahya Trabzon, Konya, Şanlıurfa, Elazığ, Sinop, Samsun, Zonguldak, Çorum, Karabük, Manisa, Adıyaman, Tokat ve Sivas’ta dün protesto gösterileri yapıldı. İstanbul’da Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) üyesi erkekler, Özgecan Aslan’ın öldürülmesini protesto etmek için “Erkekler eylemde” sloganıyla Galatasaray Meydanı’nda toplandı. “Erkeklik Özgecanları katlediyor, erkek yargı aklıyor, erk’eklik buysa biz erkek değiliz” yazılı pankartı açan grup, “Özgecan’ın katili erkek egemen sistemi” sloganı attı. “Kadına Şiddete Karşı Müslümanlar İnisiyatifi” adlı bir grup, Fatih Camisi’nde Özgecan Aslan için gıyabi cenaze namazı kıldı. DHA
5 kadına ‘Özgecan’ gözaltısı
TAKSİM’de de Özgecan Aslan’ın öldürülmesi protesto edildi.
Taksim Meydanı girişinde bir restoranın terasına çıkan ve kendilerini “Anarşist Kadınlar” oluşumu olarak tanıtan 5 kişi, “Katledilen kadınlar ve Özgecan isyanımızdır” yazılı pankart açtı, slogan attı. Eylemci gruba vatandaşlar da destek verdi. Polis 5 kadını gözaltına aldı. Polisin sert müdahalesi tepkiye neden oldu.
Kadınlar bugün siyah giyecek
Sosyal medyada 'Özgecan için siyah giy' kampanyası başlatıldı. Kadınlar bugün siyah giyinip sokağa çıkacak
İstanbul, Bursa, Edirne, Çanakkale, Kütahya Trabzon, Konya, Şanlıurfa, Elazığ, Sinop, Samsun, Zonguldak, Çorum, Karabük, Manisa, Adıyaman, Tokat ve Sivas’ta dün protesto gösterileri yapıldı. İstanbul’da Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) üyesi erkekler, Özgecan Aslan’ın öldürülmesini protesto etmek için “Erkekler eylemde” sloganıyla Galatasaray Meydanı’nda toplandı. “Erkeklik Özgecanları katlediyor, erkek yargı aklıyor, erk’eklik buysa biz erkek değiliz” yazılı pankartı açan grup, “Özgecan’ın katili erkek egemen sistemi” sloganı attı. “Kadına Şiddete Karşı Müslümanlar İnisiyatifi” adlı bir grup, Fatih Camisi’nde Özgecan Aslan için gıyabi cenaze namazı kıldı. DHA
5 kadına ‘Özgecan’ gözaltısı
TAKSİM’de de Özgecan Aslan’ın öldürülmesi protesto edildi.
Taksim Meydanı girişinde bir restoranın terasına çıkan ve kendilerini “Anarşist Kadınlar” oluşumu olarak tanıtan 5 kişi, “Katledilen kadınlar ve Özgecan isyanımızdır” yazılı pankart açtı, slogan attı. Eylemci gruba vatandaşlar da destek verdi. Polis 5 kadını gözaltına aldı. Polisin sert müdahalesi tepkiye neden oldu.
Kadınlar bugün siyah giyecek
Sosyal medyada 'Özgecan için siyah giy' kampanyası başlatıldı. Kadınlar bugün siyah giyinip sokağa çıkacak
ŞOK iddia! Fuat Avni o isim mi?
Akşam Gazetesi, Twitter'da 'Fuat Avni' rumuzuyla operasyonları önceden yazan kişinin eski emniyetçi ve Taraf Gazetesi yazarı Emre Uslu olduğunu iddia etti. Uslu, iddiaya kendi internet sitesinden yanıt verdi: ''Ben değilim''
Haberde, Emniyet'teki bazı polislerle irtibat halinde olan Uslu'nun operasyon bilgilerini sızdıran polislerin hesaplarına para yatırdığı ve terfi sözü verdiği ileri sürüldü.
Emre Uslu'nun polislerle Twitter üzerinden direkt mesaj iletişim kurduğu da öne sürüldü.
Akşam Gazetesi'ndeki iddialara kendi internet sitesinden yanıt veren Emre Uslu, şunları söyledi:
''Daha önce de Fuat Avni’nin ben olduğuma dair kumpas haberleri çıkmıştı. Bu haberlere karşı davalarımız açtık. Davalar devam ediyor. Erdoğan’la olaylı bir şekilde ayrılan Fidan veya çevresi Erdoğan cephesinden gelecek “Fuat Avni’yi bile bulamadı. Nasıl MİT müsteşarı?” eleştirilerinin önünü almak için böylesi bir girişimde bulunmuş olabilir. Eğer Fuat Avni ben isem, veya Fuat Avni hesabını ben kullanıyorsam, herhangi bir zamanda ben kullandıysam, Allah beni kahretsin, perma perişan etsin.''
Haberde, Emniyet'teki bazı polislerle irtibat halinde olan Uslu'nun operasyon bilgilerini sızdıran polislerin hesaplarına para yatırdığı ve terfi sözü verdiği ileri sürüldü.
Emre Uslu'nun polislerle Twitter üzerinden direkt mesaj iletişim kurduğu da öne sürüldü.
Akşam Gazetesi'ndeki iddialara kendi internet sitesinden yanıt veren Emre Uslu, şunları söyledi:
''Daha önce de Fuat Avni’nin ben olduğuma dair kumpas haberleri çıkmıştı. Bu haberlere karşı davalarımız açtık. Davalar devam ediyor. Erdoğan’la olaylı bir şekilde ayrılan Fidan veya çevresi Erdoğan cephesinden gelecek “Fuat Avni’yi bile bulamadı. Nasıl MİT müsteşarı?” eleştirilerinin önünü almak için böylesi bir girişimde bulunmuş olabilir. Eğer Fuat Avni ben isem, veya Fuat Avni hesabını ben kullanıyorsam, herhangi bir zamanda ben kullandıysam, Allah beni kahretsin, perma perişan etsin.''
Özgecan'ın katillerine avukat bulunamadı
Tarsus İlçe Jandarma Komutanı Yavuz Bulut, Mersin Barosu'na yazı yazarak, soruşturmanın resmi olarak tamamlanabilmesi için avukat tahsis edilmesini istedi. Baro Başkanı Alpay Antmen, "Avukat tahsis edilmesi kararına baro olarak direnmeyi düşünüyoruz ancak, saldırgan avukatsız olarak sorguya çıkarılamaz, bu ihtimal üzerine de düşünüyoruz" dedi. Gece saatlerinde cinayet zanlıları adliyeye çıkarıldı
Radikal'den İsmail Saymaz'ın haberine göre; Mersin’in Tarsus ilçesinde hunharca katledilen Özgecan Aslan cinayetine karışan 3 zanlı için avukat tahsis edilmemesi soruşturmayı çıkmaza soktu. Tarsus İlçe Jandarma Komutanı Yavuz Bulut, Mersin Barosu’na yazı yazarak, zanlılardan Necmettin Palandöken’e ısrarla talep edilmesine karşın baro tarafından avukat gönderilmediğini bildirdi.
SORUŞTURMANIN TAMAMLANMASI İÇİN...
Jandarma Komutanı Bulut, soruşturmanın resmi olarak tamamlanabilmesi ve savcılığa sevk işleminin bitirilebilmesi için acilen avukat atamasının yapılmasını istedi.
Bu yazı üzerine Mersin Barosu Başkanı Alpay Antmen, baro olarak toplantı yaptıklarını belirterek, “Yarın sabah 15.00’e kadar gözaltı süresi bulunuyor. Kendisine avukat tahsis edilmesi gerekiyor. Avukat tahsis edilmesi kararına baro olarak direnmeyi düşünüyoruz ancak, saldırgan avukatsız olarak sorguya çıkarılamaz, bu ihtimal üzerine de düşünüyoruz” dedi.
Radikal'den İsmail Saymaz'ın haberine göre; Mersin’in Tarsus ilçesinde hunharca katledilen Özgecan Aslan cinayetine karışan 3 zanlı için avukat tahsis edilmemesi soruşturmayı çıkmaza soktu. Tarsus İlçe Jandarma Komutanı Yavuz Bulut, Mersin Barosu’na yazı yazarak, zanlılardan Necmettin Palandöken’e ısrarla talep edilmesine karşın baro tarafından avukat gönderilmediğini bildirdi.
SORUŞTURMANIN TAMAMLANMASI İÇİN...
Jandarma Komutanı Bulut, soruşturmanın resmi olarak tamamlanabilmesi ve savcılığa sevk işleminin bitirilebilmesi için acilen avukat atamasının yapılmasını istedi.
Bu yazı üzerine Mersin Barosu Başkanı Alpay Antmen, baro olarak toplantı yaptıklarını belirterek, “Yarın sabah 15.00’e kadar gözaltı süresi bulunuyor. Kendisine avukat tahsis edilmesi gerekiyor. Avukat tahsis edilmesi kararına baro olarak direnmeyi düşünüyoruz ancak, saldırgan avukatsız olarak sorguya çıkarılamaz, bu ihtimal üzerine de düşünüyoruz” dedi.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)