28 Mayıs 2015 Perşembe

Mutlu Kaya, 2 saat boyunca makinesiz nefes aldı

Diyarbakır’ın Ergani ilçesinde uğradığı silahlı saldırı sonucu ağır yaralanan ve 9 günden bu yana makineye bağlı nefes alan Mutlu Kaya’nın, dün 2 saat boyunca destek almadan nefes aldığı bildirildi.

Özel bir televizyon kanalında yayınlanan ‘Sesi Çok Güzel’ yarışması ile adını tüm Türkiye’ye duyuran ve Sibel Can’ın ‘Veliahtım’ dediği Mutlu Kaya, 18 Mayıs’ta erkek arkadaşının açtığı ateş sonucu başından ağır yaralanmıştı.

Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılan ve 21 Mayıs’a kadar uyutulan Mutlu Kaya’yı, bu tarihten itibaren uyandırma sürecine geçildi. Aradan geçen 6 günün ardından doktorları tarafından makine bağlantısı kesilen Mutlu’nun dün 2 saat boyunca destek almadan nefes alıp verdiği öğrenildi.

Mutlu Kaya’nın babası Mehmet Kaya İHA muhabirine yaptığı açıklamada, “Mutlu’nun kendi kendine nefes alması için makine bağlantısı kesildi. Kızım 2 saat boyunca hiçbir destek almadan nefes alıp verdi 2 saat boyunca. 2 saatin sonunda doktorlar zorlama yaşamaması için tekrar makineye bağladı” dedi.

26 Mayıs 2015 Salı

Cübbeli: O şarkıları söyleyen de dinleyen de cehennemlik

Cübbeli Ahmet Hoca olarak tanınan Ahmet Mahmut Ünlü, Vahdet gazetesindeki yazısında içinde isyan geçen şarkıları söyleyen ve dinleyen herkesin cehenneme gideceğini söyledi.


“Cübbeli Ahmet Hoca” olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü, Vahdet gazetesinde bugün yayımlanan “Bize şairlik lazım değil” başlıklı yazısında “kahpe felek”, “adaletin nerede?”, “isyanım tanrıya” ifadeleri geçen şiirleri yazan şairin, bu şiiri besteleyen, okuyan şarkıcının ve bu şarkıyı dinleyenlerin de cehennemlik olduğunu iddia etti.

Cübbeli yazısında, “Şiirlerinde ve şarkılarında Allah’a isyan eden, kadere, feleğe küfreden kişiler Berat gecesinde de af olmazlar. Allah hiç kimseye zerre kadar zulmetmez. Kişilerin, toplumların başına gelen şeylerin arkasında mutlaka ilahi adalet vardır” ifadelerini kullandı.

"ŞARKI SÖYLEYENLER VE DİNLEYENLER CEHENNEME GİDECEK"

“Kader, felek, isyan” geçen şiirleri ve şarkıları yazanın, okuyanın, besteleyenin ve dinleyenin cehenneme gideceğini söyleyen Cübbeli yazısında şu ifadeleri kullandı: “Şiirlerinde ve şarkılarında ‘Kahpe felek nerede?’ diyenler, ‘Adaletin nerede?’ diyenler, ‘İsyanım tanrıya’ diyenler maalesef berat gecesi de af olmazlar. Bu şairlerin şarkılarını söyleyenler, bir de bunları efkârlanıp da dinleyenler, cehennemde bir efkârlanacaksın ki sen, hakiki efkârı orada göreceksin. Sigara da yok ki tüttüresin. Her taraf ateş zaten nerde neyi tüttüreceksin. Efkârlanmış! Ne efkarlanıyorsun?!”

CHP'li kadın aday Elif Doğan Türkmen'e silahlı saldırı

CHP'nin Adana 1'inci sıra milletvekili adayı avukat Elif Doğan Türkmen, bir etkinliğe katılmak için bu sabah saat 09.00'da gittiği bir restoranda silahlı saldırıda yaralandı. Adana Valisi Mustafa Büyük, olayın siyasi boyutunun olmadığını, ön değerledirmelere göre saldırının nedeninin avukat müvekkil ilişkisinden kaynaklandığını söyledi. Geçtiğimiz günlerde AK Parti Milletvekili adayı Ramazan Demir de bıçaklanmıştı.


ADANA’da, CHP 1’inci sıra milletvekili adayı avukat Elif Doğan Türkmen, uğradığı silahlı saldırıda bacaklarından yaralandı. Beyaz renkli otomobilden ateş eden saldırganlar kaçarken, 3 kurşun isabet eden Türkmen, tedaviye alındı. Hayati tehlikesi bulunmayan Türkmen, yaptığı ilk açıklamada, saldırının korkutma amacıyla yapılmış olabileceğini söyledi.

Olay, bugün saat 09.00 sıralarında merkez Çukurova İlçesi Karslı Mahallesi’ndeki Park Zirve restoranın girişinde meydana geldi. Çukurova Genç İşadamları Derneği’nin (ÇUGİAD) kahvaltısına katılmak üzere restorana gelen CHP Adana 1’inci sıra Milletvekili adayı avukat Elif Doğan Türkmen, otomobilden inip, merdivenlere doğru yöneldiği sırada, kiralık otomobille gelen saldırganlar tabancayla 3 el ateş etti. Bacaklarından yaralanan Elif Doğan Türkmen, kaldırıldığı özel bir hastanede tedaviye alınırken, saldırganlar da geldikleri araçla kaçtı.


Elif Doğan Türkmen'in vurulma anı

İhbar üzerine alarma geçen polis ekipleri, saldırıyı gerçekleştiren şüphelilerin kullandığı otomobili merkez Çukurova İlçesi Güzelyalı Mahallesi’nde terk edilmiş halde buldu. Otomobil incelemeye alınırken kaçan şüpheliler aranıyor.

KORKUTMA AMAÇLI

Özel Medline Hastanesi’nde acil müdahale edilen ve her iki bacağının diz altında 3 kurşun yarası olduğu saptanan Elif Doğan Türkmen’in sağlık durumunun iyi olduğu bildirildi. Filmleri çekilen Türkmen, yaptığı ilk açıklamada, "Ben iyiyim. Saldırı korkutma amaçlı yapılmıştır. Sağlık durumum iyi, saldırıyı abartmayın" dedi.

DOLANDIRICILIK SUÇLAMASI

Yapılan ilk incelemede, saldırıda kullanılan otomobili Ali Fuat Elibol adında bir kişinin kiraladığı tesbit edildi. Elibol’un da avukat Türkmen’in milletvekili adaylığının kesinleşmesinin hemen ardından, basın kuruluşlarına Türkmen’in kendisini dolandırdığı iddiasıyla döküman göndermişti. Ancak, iddiaya rağmen Türkmen hakkında dolandırıcılık iddiasıyla açılmış herhangi bir davanın bulunmadığı anlaşılırken, Elibol’un da bir dolandırıcılık davasından ceza aldığı ortaya çıktı.



Elif Doğan Türkmen, hastanede tedavi altına alındı

AK PARTİ ADAYI DA BIÇAKLANMIŞTI

AK Parti Adana 12’inci sıra milletvekili adayı Ramazan Demir de 23 Mayıs’ta seçim çalışmaları için gittiği Adana’nın Aladağ İlçesi’nde bıçaklı saldırıda karın bölgesinden yaralanmıştı. Halen Adana Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tedavisi süren Demir’i 3 bıçak darbesiyle yaraladığı iddiasıyla yakalanan 31 yaşındaki Faruk S. tutuklanırken, 22 yaşındaki Muhammet F. ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı.

Ayağına isabet eden kurşunlarla yaralanan Elif Doğan Türkmen hastaneye kaldırıldı. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.



ADANA VALİSİ: DİZLERİNDEN VURULDU

Adana Valisi Mustafa Büyük, CHP Adana 1. sıra milletvekili adayı Elif Doğan Türkmen'in kahvaltı programına giderken, bir araçtan açılan ateş sonucu dizlerinden yaralandığını, hastaneye kaldırılan Türkmen'in hayati tehlikesinin olmadığını bildirdi. Vali Büyük, saldırıda kullanılan ve kiralık olduğu belirlenen aracın terk edilmiş halde bulunduğunu, zanlıların arandığını açıkladı.      

Adana Valisi Mustafa Büyük, milletvekili adayı Türkmen'in seçim çalışmaları için Çukurova Genç İşadamları Derneğince merkez Çukurova ilçesinde bir restoranda düzenlenen kahvaltı programına giderken, silahlı saldırıya uğradığını söyledi.
     
Türkmen'e bir araçtan ateş açıldığını aktaran Büyük, "Dizlerinden yaralanarak hastaneye kaldırılan Elif Doğan Türkmen'in hayati tehlikesi bulunmuyor" dedi.    



ELİF DOĞAN TÜRKMEN KİMDİR?

1962 Adana Doğumlu Avukat Elif Doğan Türkmen, ilk, orta ve lise eğitimini Adana'da tamamladı. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun oldu. 1986 yılından beri Adana'da avukat olarak meslek yaşamına devam edem Türkmen, SODEP üyeliği, SHP İl Kadın Kolları'nın kurucu üyeliğinin yanı sıra CHP'nin ikinci kez kurulması ile birlikte CHP'ye geçerek CHP'de şuan görev yaptığı seçim ve hukuk komisyonu gibi bir çok komisyonda görev aldı ve 1994-1999 yılları arasında CHP Belediye üyeliği yaptı.

Türkmen, İŞKAD olarak "Geleceğin Lider Kadınları" projesi ile AB hibe programından ilk kez fon kazanılmasını sağladı. Sivil toplum örgütlerindeki çalışmalarının sonucu olarak Adana'da ilk kez yılın kadını seçilme başarısını gösterdi.

(hürriyet.com.tr)

Bir köy 7 yıl boyunca tecavüzü seyretti

Elazığ'ın Karakoçan İlçesi'ne bağlı bir köyde yaşayan S.A. 8 yaşındaydı. Yedi yıl boyunca yüzlerce kez 20 erkeğin tecavüzüne uğradı. Annesi bile onu suçladı. Tüm köyün sessiz kaldığı vahşetle ilgili sanıklara 22 yıla kadar hapis istendi.


Taraf Gazetesi'nden Bahar Kılıçgedik'in haberine göre, S.A.'ya yaşları 14 ile 70 arasında değişen 20 kişi tarafından 7 yıl boyunca yüzlerce kez tecavüz edildi. Olayı anlattığı öz ağabeyi tarafından da tecavüze uğrayan küçük kız, annesi tarafından suçlanarak dayak yedi. S.A., 15 yaşına kadar derdini kimseye anlatamadı.

S.A.'nın yanına gelen her erkek, ''Onunla olmuşsun, benimle de olacaksın'' diye tehdit ederek istismarı sürdürdü. Tüm köyün bildiği ama kimsenin dur demediği bu utanç, sınır anlaşmazlığı yüzünden köye gelen Jandarma tarafından tesadüfen ortaya çıkarıldı.

2013 yılında Jandarma iki köy arasında nöbet tutarken, sohbet ettiği köylülerden bazıları cinsel istismar olayından söz etti. Bu olay Jandarma astsubayın dikkatini çekti. Jandarma astsubay başka köylülerle de sohbet edince, olayın boyutunu anladı. Jandarma olayla yakından ilgilenerek gizli tanıkların ifadesi doğrultusunda soruşturma başlattı.

S.A. ifadesinde aralarında ağabeyi ve 70 yaşındaki G.E.'nin de bulunduğu yaklaşık 20 kişinin ismini vererek, başına gelenleri detaylı bir şekilde anlattı. Jandarmanın soruşturma kapsamında cinsel istismarda bulundukları tespit edilen 7 kişiyi gözaltına almasıyla olay yargıya taşınmış oldu.

S.A. ifadesinde ilkokul 2. sınıfta iken köy halkından olan K.E.'nin kendisine cinsel tacizde bulunduğunu, durumu öğretmenlerine anlatması üzerine bu kişinin öğretmenler tarafından okula çağırılıp uyarıldığını söyledi.

S.A. uyarının ardından K.E.'nin kendisinden bir süre uzak durduğunu, 6. sınıfa geçtiğinde kendisini evine çağırıp zorla tecavüz ettiğini anlattı.

S.A., 6 gün sonra verdiği ifadesinde korktuğu için isimlerini söylemediği kişiler olduğunu belirtip ifadesinde yaşadığı diğer tecavüzleri de anlattı. Ağabeyinin sanıklardan K.E.'den para istemeye zorlandığını anlatan S.A., M.A'nın da ''F.B. ile birlikte olmuşsun'' diyerek kendisine cinsel istismarda bulunduğunu söyledi.

M.A.'nın durumu anlatması üzerine F.A.'nın da mağdure S.A.'yı tehdit ederek cinsel ilişkiye girdiğini, F.A.'nın yaşadıklarını kardeşi M.A.'ya anlatması üzerine bu kişi tarafından da tecavüze uğradığını anlattı.

Bu durumu bütün köy halkının bildiğini söyleyen S.A. aralarında çocukların da bulunduğu 6 kişinin de cinsel tacizine uğradığını belirtti.

Hiçbir cinsel münasebeti kendi rızasıyla yaşamadığını, saymış olduğu tüm bu isimlerin kendisine baskı yaptıklarını anlatan S.A., bu kişilerin tehdit ettiğini ifadesinde söyledi.

9 SANIĞA DAVA
9 sanık hakkında 'nitelikli cinsel istismar' suçundan dava açıldı. 11 şüphelinin ise yaşlarının küçük olması nedeniyle dava dosyaları ayrıldı. Elazığ Cumhuriyet Savcısı Nevzat Kandırmaz tarafından hazırlanan iddianame, Elazığ 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Sanıklar K.E., E.E., S.K., M.E., K.A., Ö.A., İ.K., S.A. ve M.A.'nın 12 yıldan 22 yıla kadar hapis cezası ile yargılanmaları talep edildi. Tüyler ürperten tecavüzün tüm detayları iddianamede yer aldı.

Fuat Avni, KPSS operasyonunu duyurmuştu

Operasyonları Twitter'dan önceden duyurmasıyla bilinen 'Fuat Avni' 24 Mayıs'ta attğı bir tweette bu sabah Ankara merkezli 19 ilde başlayan operasyonu duyurmuştu.



Fuat Avni, paylaştığı mesajında ''Salı günü 3227 KPSS Kumpası'na ilişkin 3. operasyonu yapıp 50 kişiyi gözaltına almayı planlıyorlar'' diye yazmıştı.

Hastasıyla ilişkiye giren fizyoterapiste soruşturma!

Yeni Zelanda’da hastasıyla cinsel ilişkiye giren fizyoterapist hakkında açılan soruşturma tamamlandı.

Soruşturmaya konu olay yerel basında şöyle aktarıldı: 2003 yılında spor salonunda sakatlanan bir kadın, fizyoterapistle tedaviye başladı. Bundan önce de ikili birbirini spor salonu ve kiliseden tanıyordu. Beş hafta boyunca fizyoterapist, hastasına dokuz seans tedavi uyguladı ve son randevunun ardından ikili daha samimi bir sohbete başladı, kişisel sorunları üzerine konuştu.

Bunu karşılıklı mesajlaşma takip etti ve fizyoterapist hastasına DVD ödünç vermeyi teklif etti. O gece birkaç aksiyon filmi DVD’si bırakmak için kadının evine gitti. İkili evde birlikte pizza yiyip, film izledi. Sonrasında ise birkaç kez cinsel ilişkiye girdiler.

HASTA KADININ BABASI ŞİKÂYETÇİ OLDU

Sonraki gün fizyoterapist bir bağlantıları olduğunu söyleyerek sürekli hastasıyla iletişim kurmaya çalıştı, fakat kadın ilişki yaşamak istemediğini söyledi. Bu durum üzerine kadının babası Sağlık Şubesi’ne şikâyette bulundu.

Fizyoterapist savunmasında, hastasıyla tedavi sırasındaki ilişkisinin gayet profesyonel olduğunu, tedavi bittikten sonra da sadece bir kez “daha ileri gittiklerini” söyledi. Fakat kadının anlattıkları hiç de böyle değildi ve "onunla yattığı dönemde bile kendini fizyoterapistin hastası olarak" hissediyordu.

OLAYLAR TEK TEK DEĞERLENDİRİLDİĞİNDE...

Soruşturmayı tamamlayan Sağlık ve Engelliler Şubesi Müdürü Hill, hastayı haklı buldu ve tedavi esnasında ikili arasında kişisel bilgi paylaşımı olmadan bir ilişkinin bu kadar çabuk başlamayacağına karar verdi. Hill, “Her bir olayın tek başına büyük bir kaygı nedeni olmamasına karşın, toplamda profesyonel sınırların gözetilmesi noktasında bir eksikliğe işaret ettiğini” ifade etti.

Fizyoterapist hakkındaki karar, Sağlık Şubesi bünyesinde faaliyet gösteren bir üst makam tarafından verilecek.

(hürriyet.com.tr)

25 Mayıs 2015 Pazartesi

4 ayda 3 çocukları öldü

Kars’ın Arpaçay ilçesinde Güler çiftinin 3 çocuğu 4 ay içinde yaşamını yitirdi.


Arpaçay ilçesine bağlı Tomarlı Köyünde oturan 25 yaşındaki Zeynep ve 35 yaşındaki Hacı Güler çiftinin 3.5 yaşındaki kızları Aybüke Güler, 21 Şubat günü televizyon izledikten sonra uyudu.

Anne Zeynep Güler, bir süre sonra yemek yedirmek için kızını uyandırmak istedi ancak nefes almadığını fark etti.

Hastaneye götürülen minik Aybüke'nin yaşamıni yitirdiği belirtildi ama ölüm nedeni belirlenemedi.

Güler çiftinin 5 yaşındaki oğulları Enes, 7 Nisan’da yemek yedikten sonra, 5 aylık kızları Gözde ise mama yedirilip uyutulduktan sonra yaşamını yitirdi.

Baba Hacı Güler 6.5 yaşındaki kızı Irmak'ın hayatından endişe ettiklerini söyledi.
Çocuklarının ölüm nedeninin belirlenmesi için Erzurum Adli Tıp Kurumu'nda yapılan otopsi sonucu beklediklerini vurgulayan baba Güler "Ölüm nedenlerinin tıbbi olarak açıklığa kavuşsun istiyoruz. Eve girmeye korkar olduk. O odanın kapısını kapadık ve akrabalarımızın yanında kalıyoruz. Çocuklarım neden öldü merak ediyoruz" dedi.


Anne Zeynep Güler ise 3 çocuğunun ani ölümünün ardından yıkıldığını belirterek "Benim içim yanıyor. Ne olduğunu anlayamadan çocuklarımı bir bir kaybediyorum. Buradan tüm ilgilere sesleniyorum, lütfen bizimle ilgilensinler. Üç evlat acısını yüreğimde yaşıyorum. Hayatta kalan tek evladım olan Irmak'ın yaşamından endişe ediyorum" diye konuştu. (ntvmsnc)


'Özgecan Aslan sahte rapor kurbanı'

İTO Meclis Üyesi Osman Oral, ticari araç kullananlara zorunlu olan psikoteknik değerlendirme raporunun suistimal edildiğini belirterek, "Sahte raporlar yüzünden trafikte can kayıpları oluyor, Özgecan'lar bu yüzden ölüyor" dedi.


Asır'dan Kadir Kemaloğlu'nun haberine göre Anadolu'nun pek çok kentinden İzmir'e gönderilen dosyalarla sürücülerin İzmir'e gelmeden psikoteknik değerlendirme raporu aldığını öne süren Oral, "İnsanlar ellerinde çanta çevre il ve ilçelerden dosyaları alıp İzmir'den psikoteknik değerlendirme raporlarını adrese teslim gönderiyorlar. Ondan sonra Özgecan haberleri, trafik can aldı haberleri geliyor. Ben Özgecan'ın katilinin psikoteknik değerlendirme belgesinin olduğuna inanmıyorum. Olsa bile farklı yollardan almıştır. Lütfen bu konuda denetimler artırılsın" dedi.

İTO Meclis Üyesi Osman Oral, karayolu taşıma kanununa göre ticari taşıt şoförlerinin alması zorunlu olan psikoteknik belgesinin verilmesi ile ilgili çarpıcı bir iddia ortaya attı. Bugün işini doğru yapan Psikoteknik kurumlarının teker teker kapandığını aktaran Oral, kendi kurumunda günde ortalama 8 ile 10 tane rapor verdiklerini ancak işin kurnazlığına gidenlerin günde 50 taneye kadar sahte rapor verdiğini ileri sürdü.

15 dakikada korsan programlarla Türkiye'nin çeşitli yerlerinden kişiler adına rastgele rapor verildiğini anlatan Oral, Psikoteknik testinde kişinin araç hakimiyeti, dikkati, öfkesi, saldırgan bir yapıya sahip olup olmadığı gibi birçok konuda tespit yapıldığını belirtti. Söz konusu testlerden geçemeyen ticari araç sürücülerine psikoteknik değerlendirme belgesi verilmediği için araç da kullanamadıklarını hatırlatan Oral, "Bu testler düzenli olmadığı ve kanunlara uygun bir şekilde verilmediği sürece trafikte üzücü olaylar hep olacak" diye konuştu.

Kurumlar kapandı

Devlet adına Psikoteknik belgesi veren kurumun kapattığını anlatan Psikolog Muhsin Uyan, "Yasal olmayan yollara başvuranlar günde tanesi 86 lira olan testlerden 50 tane değerlendirme raporunu hiç görmedikleri insanlara korsan programlarla uyguluyorlar. Belgelerini de Türkiye'nin neresindeyse evlerine gönderiyorlar. Sürücülerde zaman kaybetmemek ve ayaklarına kadar gelen belgeler için yasadışı iş yapan bu merkezlere gidiyorlar. Bu nedenle masrafların altından kalkamadım ve işyerimi kapattım" dedi.



24 Mayıs 2015 Pazar

‘PKK konuşur AKP yapar’ demeyi sürdür

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın partili cumhurbaşkanı fikrini fiilen uygulamaya geçirdiğini belirterek, “Devamlı Mısır Cumhurbaşkanı Sisi’yi eleştiren ve tanımadığını söyleyen Erdoğan, tam manasıyla Sisi’nin metotlarını takip etmektedir” dedi.


Bahçeli, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun HDP binalarına yapılan saldırılara yönelik “HDP’nin MHP’ye pas attığı” sözlerine de “Davutoğlu futbola fazla merak salmıştır. Attığı uyduruk mizansen üç golden de anladığı budur, fakat Başbakan’ın bonservisi çoktan HDP ve PKK’nın elindedir” tepkisini gösterdi. Bahçeli, Kırşehir ve Kayseri mitinglerinde özetle şunları söyledi:

FİİLEN UYGULAMAYA GEÇİRDİ

“Başbakan iyice çirkefleşmiş, çamura yatmıştır. AKP’nin iktidardan paldır küldür düştüğünü görmektedir. Erdoğan tüm kozlarını oynamakta, elindeki bütün imkân ve güçleri genel seçimler için seferber etmektedir. Erdoğan partili cumhurbaşkanı sistemini fiilen uygulamaya geçirmiştir.

ADALET KAÇKINI CUMHURBAŞKANI

Recep Tayyip Erdoğan düzmece de olsa, açılıştan açılışa koşmaktadır. Erdoğan Anayasa’ya darbe yapmaktadır. Devamlı Mısır Cumhurbaşkanı Sisi’yi eleştiren ve tanımadığını söyleyen Erdoğan, tam manasıyla Sisi’nin metotlarını takip etmektedir. Erdoğan 7 Haziran için artık gizli kapaklı ve şifreli konuşmaktan vazgeçmelidir. Türk milleti böylesi bir kanun tanımaz Cumhurbaşkanı’nı ilk kez görmüştür. Kırşehirli, adalet kaçkını bir Cumhurbaşkanı’na ilk defa tanıklık etmektedir.

SEN GİT PKK’YLA OYNA

Bu Davutoğlu bizim için ‘İç Anadolu’da milliyetçilik oynar’ diyor. Davutoğlu, bil ki milliyetçilik oyun değildir, oynanmaz. Ey Davutoğlu, sen git PKK’yla ve HDP’yle orta oyunu oyna. Yetmezse sarayda rüşvet oyunu oyna, yolsuzluk alıştırması yapmayı dene. ‘PKK konuşur, AKP yapar’ demeyi sürdür. Davutoğlu, Ordu-Giresun Havalimanı’nın açılış töreninde ‘Tarık bin Ziyad gibi bütün gemileri yakmış çıkmışız’ diyor. Sayın Davutoğlu, haberi yok galiba; gemiler yakılmadı, yenileri yapıldı, yenileri alındı, haram limanlarında sizi bekliyor. Mahdumlar İsrail’e yük taşıyor, Mescidi Aksa’yı çiğneyen Siyonist emellerle ticaret yapıyor. ”      

YAVRU İLE KATİP GİBİLER

Bahçeli, Erdoğan ile Davutoğlu’nu Türkiye’de “Yavru ile Katip” olarak bilinen ünlü İtalyan komedi ikilisi “Franco ve Ciccio”ya benzetti. Erdoğan’ın zırhlı araba vereceği Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in pazartesi istifa etmesi gerektiğini belirten Bahçeli, partisinin siyasetteki hedefini de üçgen şeklindeki “hedefler hiyerarşisi” ile anlattı: “ En altı gerçekleşebilir hedeftir. Üst katı ulaşılabilir hedeftir. Burası ise nihai hedeftir.”

(Umut Erdem / hürriyet.com.tr)

23 Mayıs 2015 Cumartesi

66 yaşında dördüz annesi oldu

13 çocuk annesi 66 yaşındaki Annegret Raunigk dördüz bebeklerini kucağına aldı.


Alman RTL televizyonuna göre bebeklerini Berlin'deki bir hastanede sezaryenle dünyaya getiren Raunigk'in üç oğlu bir kızı oldu. 26 haftalık, prematüre olarak doğan bebeklerin hayatta kalma ihtimallerinin yüksek olduğu belirtiliyor.

Dünyada dördüz doğuran en yaşlı kadın olan Raunigk, küçük kardeş sahibi olmak isteyen dokuz yaşındaki kızı Leila'nın dileğini yerine getirmek için hamile kalmaya karar verdiğini belirtmişti.

Annegret Raunigk, Ukrayna’daki bir klinikte kimliği bilinmeyen bir erkekten alınan sperm ve yine kimliği bilinmeyen bir kadından alınan yumurtalarla hamile kaldı.

Olasılık 13 milyonda bir

Almanya’da bu uygulama yasal değil.

Döllenen yumurtalar Raunigk’in rahmine yerleştirildi ve doktorların tahminlerinin aksine sonuç başarılı oldu.



Doğal yollardan dördüzlere hamile kalma olasılığı 13 milyonda bir.

İlkokul öğretmeni olan ve emekliye ayrılmayı planlayan Raunigk, yaşı nedeniyle bebeklerini emziremeyecek.

Beşinci eşinden de ayrılan Raunigk, çocuklarını büyütmesine yardım edecek başka bir erkek istemediğini söyledi.

65 yaşında hamilelik nasıl mümkün?



Menopoza giren kadınların yardım almadan hamile kalmaları mümkün değil.

Hamile kalabilmeleri için ya başka bir kadının, ya da önceden dondurdukları kendi yumurtalarını kullanmaları gerekiyor.

35'ten sonra...

Kadınların doğurganlığı yaş ilerledikçe düşüyor. Kişiden kişiye farklılık göstermesine karşın bu süreç genellikle 35'inden sonra hızlanıyor.

Her şey yumurtalara bağlı.



Kız çocukları, hayatları boyunca sahip olacakları yumurtalarla doğuyor ve menstürasyon ile birlikte bunları kaybetmeye başlıyorlar.

40 yaşlarına geldiklerinde kadınların iyi kalitedeki yumurtalarının sayısı hızla azalıyor.

Döllenmiş yumurtanın kullanılabilmesi için doktorların ana rahminin buna uygun olduğuna bakması gerekiyor.



Doktorlar, kadınlara kısa süreli östrojen tedavisi verebilirler. Bu, rahim zarını kalınlaştırmak ve embriyo için ortamı hazırlamak amacıyla yapılıyor.

Risk fazla

Döllenmiş yumurtanın rahme yerleştirilmesinden sonra kadının hamileliğini desteklemesi için daha fazla hormon almaya devam etmesi gerekiyor. Çünkü yumurtalıkları tam olarak çalışan daha genç kadınların aksine, kendi kendilerine hormon üretemiyorlar.



İngiltere'nin Birmingham kentinden IVF uzmanı Dr. Sue Avery, "Yumurtalıkları alınan kadınlara uygulanan yöntemin büyük ölçüde aynısı" diyor.

Dr. Avery daha yaşlı hamile kadınların daha dikkatli izlenmesi gerektiğini, çünkü yüksek tansiyon ve gebelik şekeri gibi hamilelikle bağlantılı komplikasyonlara daha açık olduklarını söylüyor.

Yumurta genç bir kadından alınırsa...

Ancak yumurta genç bir anneden alınmışsa, bu durum değişebiliyor.

Dr. Avery "Kadının kendi yaşlı olmasına rağmen, yumurta genç bir kadına ait olduğu için hamilelik hormonal olarak destekleniyor. Sanki genç bir kadın hamile kalmış gibi oluyor" diyor.



ABD'de 101 hamile kadınla yapılan bir araştırmada, başkasından alınan yumurtayla hamile kalan 50 yaşın üstündeki kadınlarda sorunla karşılaşma riskinin bu yolla hamile kalan daha genç kadınlardaki gibi olduğu tespit edildi.

Sonuç olarak bu annenin yaşına değil fiziksel açıdan ne kadar güçlü olduğuna bağlı.

Genç hamileliği gibi

Uzmanlara göre Raunigk'in hamileliğindeki en önemli risk faktörü, taşıdığı bebeklerin sayısı.

Çoklu hamilelikler, - ikiz, üçüz, dördüz ya da daha çoğu - doktorlar tarafından her zaman daha riskli değerlendiriliyor.

Bu yüksek tansiyon vepre-eklampsinin yanı sıra (gebeliğin ikinci yarısında gelişebilen bir hastalık) prematüre doğum olasılığını ve bebeğin az kilolu doğma riskini artırıyor.

BBC Türkçe

Genç kızı linç edip yaktılar!

Guetemala'da bir taksicini ölümüne neden olduğu iddia edilen genç kız kalabalık bir grup tarafından önce linç edildi, ardından yakıldı.


Guatemala'da 16 yaşındaki bir genç kız "bir taksi şoförünün ölümüne yol açtığını" öne süren yaklaşık 25 kişiden oluşan kalabalık tarafından yakılarak öldürüldü.

Independent’ın haberine göre, Rio Bravo’daki bir köyde meydana gelen olayda, kalabalık genç kızı, 68 yaşındaki taksi şoförü Carlos Enrique Gonzalez Noriega’nın ölümüne neden olan grubun içinde yer almakla suçluyordu. İddialara göre, Noriega’ya saldıran grup olaydan sonra kaçtı, ancak genç kız köydekiler tarafından yakalandı. Genç kızın öldürülmesini yaşlı kadın ve çocukların da izlediği görülürken, polis henüz öldürülen kızın kimliğini belirleyemedi.

Benzer bir olay Mart ayında da meydana gelmiş ve araba çalmakla suçlanan iki kişi linç edildikten sonra yakılmıştı. (medyafaresi.com.tr)

Tuğçe Albayrak davasında şok iddia!..

Almanya'nın Offenbach kentinde tacize uğrayan iki Alman kızına yardım etmek isterken hayatını kaybeden Tuğçe Albayrak'ı doktor hatası mı öldürdü?


Vatan'da yer alan habere göre davanın beşinci duruşmasında, Tuğçe'nin yanlış müdahale sonucu hayatını kaybettiği iddia edildi.

YANLIŞ TEDAVİ UYGULANDI

Stern Onlinein bildirdiğine göre, kendi rızasıyla polisleri arayan Offenbach kliniğinde çalışan bir anestezi uzmanı, Albayraka yapılan ilk yardım müdahalesinde yanlışlık yapıldığını itiraf etti.

Savcı, anastezi uzmanı doktorun polislere verdiği önemli bilgilerin inceleme aşamasında olduğunu ve gerekli araştırmaların yapılacağını açıkladı.

Anestezi uzmanının bir sonraki duruşmada dinlenilmesi için davet edildiği kaydedildi.

Darmstadt Eyalet Mahkemesinde görüşülen davada, katil zanlısı Sırp genci Sanel M. (18) yaralamaya bağlı olarak ölüme sebebiyet verme suçlamasıyla yargılanıyor.

OLAY NASIL OLMUŞTU?

Tuğçe Albayrak 15 Kasım 2014 tarihinde bir restoranda tacize uğrayan 15 yaşlarında iki Alman kıza yardım etmek isteyince, Sanel M. ile aralarında tartışma çıkmış ve Sırp gencinin yumruk darbesiyle başını yere çarpan Tuğçe komaya girmişti. Günlerce makinelere bağlı olarak kalan Tuğçe Albayrak'ı hayata bağlayan makinaların fişi, ailesinin kararıyla 22.nci doğum günü olan 28 Kasımda çekilmişti.

Güzellik kraliçesinin acı sonu

Venezuela'nın eski güzellik kraliçelerinden Damarys Ruiz, hayatının son 15 yılını evsiz geçirmenin ardından yaşamını yitirdi. Ailesi ise cesedi teşhis etmek üzere hastaneye gitmeyeceklerini açıkladı...

1973’te Miss Venezuela seçilen Damarys Ruiz, hayatının son 15 yılını evsiz geçirdikten sonra başkent Caracas’taki bir parkta ölü bulundu. Bir dönem ülkesinde top model olan 68 yaşındaki Ruiz’in cesedini teşhis etmek üzere hastaneye çağrılan ailesi, yetkililere olumsuz yanıt verdi.
Daily Mail’in haberine göre, hukuk mezunu olan eski güzellik kraliçesi, 26 yaşındayken Miss Venezuela yarışmasına katıldı. Birinci seçilen Ruiz, ülkesinde hızlı bir şekilde üne kavuştu. Ne var ki Ruiz, ülkedeki popülaritesine rağmen hiçbir zaman uluslararası üne sahip olmadı. Mezun olduğu hukuk alanında çalışmamaya karar veren Ruiz, Caracas’ta ev yapımı takılar satmaya başladı.

'KARDEŞİM BENİ AÇ BIRAKIRDI'


Uzun dönemli bir ilişkisi bulunmayan Ruiz, bir dönem erkek kardeşiyle yaşadı. Güzellik kraliçesinin arkadaşları, kardeşinin Ruiz’i kıskandığını ve kendisine hiçbir şekilde özgür bir alan tanımadığını söylüyordu. 2005’te verdiği bir söyleşide Ruiz de arkadaşlarını doğrulayarak, “Kardeşim beni aç bırakırdı. Sıklıkla tehdit ederdi ve beni döverdi. Polisi tekrar tekrar aradım ama hiçbir zaman bir şey yapmadılar” demişti.

AİLESİ HASTANEYE GİTMİYOR

Gördüğü şiddet nedeniyle 2000 yılında kardeşinin yanından ayrılmaya karar veren eski Miss Venezuela, sokakta yaşamaya başladı. Rosalba Gomes, son iki yıldır tanığı Ruiz’i şu sözlerle anlattı:
“Hayatı, ailesi veya arkadaşlarından destek almadan, olağanüstü depresyonla sona erdi. İçinde bulunduğu kapandan kaçmak için herhangi bir yol bulamadı. İçinde ve dışında çok güzel bir kadındı. Benim sevimli, küçük, yaşlı kadınım. Bu kadın mükemmeldi, bilgiliydi ve muhteşem sohbet ederdi. Avukattı ve birkaç yıl üniversitede eğitim gördü. Her şeyle ilgili bir fikri vardı. Onu, hikayelerini ve anekdotlarını dinlemeyi çok severdim, her şey hakkında konuşurduk.”
Ruiz’in cesedinin bulunduğu hastanenin sözcüsü, cesedin henüz resmi olarak teşhis edilmediğini belirtti. Sözcü, aileyi hastaneye çağırdıklarını, ancak ailenin kendilerine olumsuz yanıt verdiğini de sözlerine ekledi. (radikal.com.tr)

22 Mayıs 2015 Cuma

Ailesi konsere gitmesine izin vermeyince...

Mersin’in Bozyazı ilçesinde, 16 yaşındaki lise öğrencisi, aşırı dozda ilaç içerek intihar etti. Genç öğrencinin, ailesinin konsere gitmesine izin vermemesi üzerine bunalıma girerek intihar ettiği öne sürüldü.

Edinilen bilgiye göre, olay, dün akşam saatlerinde Bozyazı ilçesi Gözce Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, Bozyazı Çok Programlı Anadolu Lisesi 10. Sınıf öğrencisi A.D., motosiklet ile Bozyazı’da konsere gitmek istedi. A.D., ailesinin konsere gitmesine izin vermemesine kızarak, odasına çekildi. Uzun süre ses gelmemesi üzerine, A.D.’nin odasına giren yakınları, genç öğrenciyi yerde hareketsiz yatar şekilde buldu. Durumun Jandarma ve 112 Acil Servisi’ne bildirilmesi üzerine olay yerine gelen 112 Acil ekipleri, A.D.’yi Bozyazı Devlet Hastanesi’ne götürdü. Hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayan lise öğrencisini yaşamını yitirdi.

A.D’nin, aşırı dozda ilaç aldığı belirtilirken, cenazesi Adana Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. Lise öğrencisinin kesin ölüm nedeninin burada yapılacak otopsi sonucunda belirleneceği kaydedildi. Jandarmanın ise çok yönlü soruşturma başlattığı öğrenildi.

Öğrencinin ölümü, okulunda büyük üzüntüyle karşılanırken, Bozyazı Çok Programlı Anadolu Lisesi’nde adeta yas ilan edildi. Arkadaşlarının intihar ederek öldüğünü duyan öğrenciler, derse girmeyerek ailesine destek olmak için A.D.’nin evine gitti. Okul Müdürü Galip Göl, üzüntülü olduğunu belirterek, A.D.’ye Allah’tan rahmet, ailesine ve arkadaşlarına başsağlığı diledi. Göl, “Öğrencim derslerinde başarılıydı. Arkadaşları tarafından sevilen birisiydi. Çok üzüntülüyüm, söyleyecek kelime bulamıyorum. Allah rahmet eylesin. Mekanı cennet olsun. Allah ailesine sabır versin” dedi. (milliyet.com.tr)

34 bin liraya iki kavun!

Japonya'nın Saporra kentindeki Yubari kavunu üreticileri yılda yaklaşık 18 milyon euro ciro yapıyor.

Milliyet'in haberine göre; Japonya’nın Saporra kentindeki sebze-meyve halinde yapılan açık artırmada iki kavun için yaklaşık 34 bin lira (15 bin yen) ödendi. Ülkede bir prestij objesi olarak görülen Yubari kavunlarının ilk ürünleri değer görüyor. Normalde, 50-150 Euro arası satılan lüks kavunlardan, sezonun ilk ürününü satın almak kentte yaşayan zenginler için çok önemli.

2008 yılında iki kavun için yaklaşık 60 bin lira ödenmişti. Kentteki yaklaşık 150 Yubari kavunu üreticisi yılda yaklaşık 18 milyon euro ciro yapıyor. Adını Yubari kentinden alan kavunlar, tatlı ve oldukça sulu olarak biliniyor. Oldukça yoğun bakım isteyen ve sert kış aylarında yetiştirilen kavunların olgunlaşması için yaklaşık 105 gün gerekiyor.