Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, evde yaşlı anne babasına bakmakta güçlük çeken evlatlar ile engelli çocuğu olan ailelerin derdini 'kreş' ile çözmeye hazırlanıyor. Bakanlık, 2016 yılından itibaren 'gündüz bakım hizmetleri' adı altında büyük şehirlerde ihtiyaç olan mahallelerde, cep merkezi, kreş gibi merkezler açmayı planlıyor. Bürokratlar, "Yaşlınız veya engelliniz varsa, sabah işinize giderken bu merkeze bırakırsınız, akşama kadar ona bakılır. Akşam eve döndüğünüzde de eve götürürsünüz" diyor.
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Araştırma Merkezi, Galatasaray Üniversitesi ve İstanbul Şehir Üniversitesi'nin katkılarıyla, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün desteğiyle düzenlenen "Yaşlılık Atölyesi" başladı.
İstanbul Üniversitesinin Beyazıt'taki Kongre ve Kültür Merkezinde gerçekleşen programın açılışında konuşan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürü İshak Çiftçi, yaşlıların toplumun en önemli zenginlik kaynaklarından biri olduğunu belirterek, onların bir toplumun hem geçmişi hem hafızası olduğunu; hem de kuşaklar arsında bir köprü görevi gördüğünü anlattı.
Huzurevinin yaşlılar için en son çare olarak başvurulması gerektiğini söyleyen Çiftçti, "Bakanlığımızda da yaşlılarımızın kendi aile ortamlarında hayatlarını sürdürmelerini öncelikli olarak destekliyor ve bu politikayı benimsiyoruz. Yeni başlattığımız modeli, kendi toplumumuza uygun olsun diye uğraşıyoruz. Gündüzlü bakım hizmetleri başlatıyoruz. 2016 yılı hizmetlerine bu projeyi koyduk. Modern hayatın getirdiği zorunluluktur. Büyükşehirlerde ihtiyaç olan mahallelerde, cep merkezi, kreş gibi merkezler yapmayı planlıyoruz. Yaşlınız veya engelliniz varsa, sabah işinize giderken bu merkeze bırakırsınız, akşama kadar ona bakılır. Akşam da eve dönerken alırsınız. Hiç olmazsa bağınızı kesmez, gece hizmetinizi görürsünüz. Sabah yine gelir bırakırsınız bizim kültürümüze uygun olan budur" dedi.
İstanbul Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Halis Yunus Ersöz ise yaşlılığın giderek önemi artan temel konulardan biri olduğunu belirterek, Yaşlılık Atölyesinin yol gösterici önemli bir program olduğunu söyledi. Türkiye'de 2012'de 65 yaş üstü nüfusun yüzde 7 iken 2023'te bunun yüzde 10'lara çıkmasının beklendiğini ifade eden Ersöz, yaşlılığın üniversitelerde ele alınması gerektiği üzerinde durdu. "Bu alanla ilgili bilimsel bilgi üretmek ve bu alanda karar alıcılara, politikacılara yön verebilmek, katkı sağlayabilmek üniversitelerin temel görevidir" dedi.
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Başkanı ve Sosyoloji Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. İsmail Coşkun, üretim odaklı çalışmak istedikleri için atölye dizileriyle başlayacaklarını ve bugün başlayan atölyenin ilki olduğunu aktardı. Önümüzdeki dönemlerde tarihsel sosyoloji gibi birçok alanda bir dizi atölye çalışması yapacaklarını dile getiren Coşkun, kamuoyu yararına bilgi üretmek istediklerini belirtti. "Yaşlılıkla ilgili bu atölyeyi daha kapsamlı ve düzenli kılmak istiyoruz. Amacımız burayı işbirliğiyle uluslararası zemine taşımak" dedi.
Açılışın ardından başlayan oturumda yaşlılık, yaşlanma ve demografi konusunda önemli çalışmaları bulunan akademisyenler sunum yaptı. Prof. Dr. Esin Küntay'ın gerçekleştirdiği oturumda, İstanbul Bilgi Üniversitesi Prof. Dr. Alan Duben, "Yaşlılık ve Kuşaklar: Disiplinlerarası Yaklaşımlar", Hacettepe Üniversitesi Prof. Dr. Banu Akadlı Ergöçmen, "Türkiye’nin Demografik Dönüşümü ve Yaşlanma", Hacettepe Üniversitesi Prof. Dr. İlhan Tomanbay, "Yaşlılık ve Güncel Sosyal Hizmet Uygulamaları" ve Akdeniz Üniversitesi Prof. Dr. İsmail Tufan, "Yaşlanan İnsanın ve Toplumun Bugünü ve Geleceği: Gerontolojinin Ödevleri ve Müdahale Olanakları" başlıklı konularla ilgili sunum yaptı.
"Yaşlılık Atölyesi", İstanbul Türkiye'de yaşlılık ve yaşlanma alanında çalışan akademisyenleri, kamu kurum ve kuruluşlarını, STK’leri ve özel sektör çalışanlarını bir araya getirerek yaşlılık meselesini çeşitli boyutları ile ele almayı amaçlıyor. Program, 21 Ekim'de de devam edecek. Hürriyet