Rusya'nın Londra Büyükelçiliği'nin resmi Twitter hesabından yapılan küstah paylaşım tepkilere neden oldu.
Söz konusu hesaptan "Birinci Dünya Savaşı'nın 100'üncü yıldönümünü anıyoruz. 1915'ten muhteşem bir Rus poster sanatı" notuyla paylaşılan resimde, cüce olarak çizilen bir Osmanlı paşasının bir Rus askerine vurmaya çalıştığı görülüyor.
Türkleri küçük düşürmeyi amaçlayan savaş propagandasına girişen Rusya'nın bu hamlesi, başta Twitter olmak üzere sosyal medyada büyük tepki çekti. (Hürriyet)
27 Kasım 2015 Cuma
Bodrum ve Çanakkale'da facia: 6 çocuk öldü
3 yaşındaki Suriyeli Aylan, Bodrum kıyılarında yüzükoyun yatan cesediyle tüm dünyayı sarsmıştı. Dün gece Bodrum’da yine facia vardı. Bu kez batan teknede bulunan iki küçük kardeş Beren ve Dlen hayatını kaybetti. Teknede bulunan ve boğulma tehlikesi geçiren küçük Ceylan ise sağlık ekiplerinin müdahalesiyle hayata döndürüldü. Ceylan’ın korku dolu bakışları her şeyi anlatmaya yetti. Yürek sızlatan bu habere de, tüm dünyayı ayağa kaldıran Aylan bebeğin fotoğrafını çeken Doğan Haber Ajansı muhabiri Nilüfer Demir ve Yaşar Anter imza attı.Bodrum’da iki küçük kardeş can verirken aynı saatlerde Çanakkale’de de gece yarısı batan botta 4 çocuk boğuldu.
TEKNE ALABORA OLDU
Bodrum’un Bitez Mahallesi sahilinden yasadışı yollarla Yunanistan’a geçmek isteyen Suriyeli kaçakların bulunduğu tekne fırtına yüzünden sahilden açıldıktan bir süre sonra alabora oldu. İhbar üzerine bölgeye gelen sahil güvenlik ekipleri deniz yüzeyindeki 15 kaçağı bota alarak kurtardı. Ekiplerin yaptığı çalışmada 2 çocuk cesedine ulaşıldı. Kurtarılan kaçaklar sahil güvenlik botuyla karaya çıkarıldı. Batan teknede ilk belirlemelere göre 20 Suriyeli kaçağın bulunduğu öğrenildi.
ÖLEN ÇOCUKLAR KARDEŞ ÇIKTI
Teknenin batması sonucu boğularak hayatını kaybeden 2 çocuğun kız kardeş oldukları belirlendi. 4 yaşındaki Beren Halil Hüseyin ve 1 yaşındaki Dlven Halil Hüseyin’in cesetleri ambulansla Bodrum Devlet Hastanesi’ne getirildi. Aynı sedyede taşınan iki kardeşi cesetleri, yakınları tarafından teşhis edildikten sonra Muğla Adli Tıp Kurumu’na gönderildi.
4 YAŞINDAKİ CEYLAN’IN KORKU DOLU BAKIŞLARI
Yine faciayla biten umut yolculuğunda sahilde 4 yaşında Ceylan Nesrin Solar Omar isimli bir kız çocuğu bulundu. Boğulma tehlikesi geçiren Ceylan, polis ve sağlık ekiplerinin müdahalesiyle hayata döndürüldü. Ekipler tarafından ambulansa alınan küçük Ceylan Bodrum Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Hastaneye kaldırılırken Ceylan’ın gözlerindeki korku objektiflere yansıdı.
AYVACIK’TA FACİA: 4 ÇOCUK ÖLDÜ
Çanakkale’nin Ayvacık İlçesi Sivrice Koyu'ndan denize açıldıkları belirlenen kaçakları taşıyan lastik bot gece yarısı battı. Dört çocuğun cesedine ulaşılırken, 51 kişi kişi ise sağ olarak sahil güvenlik tarafından kurtarıldı. Kurtarılan kaçaklar Babakale Limanı'na getirildi.
“HAYATA DÖNDÜREMEDİK”
Bodrum’da çocuklara suni teneffüs yaparak kurtarmaya çalışan Kenan Şahin, yaptığı açıklamada, "Bizi yoldan çevirdiler. Suni teneffüs yaptık ama uzun bir zaman olmuştu, herhalde hayata döndüremedik" dedi.
“UMUT YOLCULUĞU YİNE DRAMLA BİTTİ”
Teknesi batan ve sahile çıkan kaçakların yardımına koşan vatandaşlardan Hüseyin Sarsılmaz, "Gece yarısı sesleri çığlıkları duyduk tekne battığını anladık. Hemen ilgili makamlara telefon edip yardım istedik. Çünkü her zaman buradan kaçmaya çalışıyorlar. Hemen arkadaşlarımla sahile gidip yardım ettik. İki çocuğun öldüğünü öğrendik, umut yolculuğu yine bir dram ile bitti" diye konuştu. DHA
TEKNE ALABORA OLDU
Bodrum’un Bitez Mahallesi sahilinden yasadışı yollarla Yunanistan’a geçmek isteyen Suriyeli kaçakların bulunduğu tekne fırtına yüzünden sahilden açıldıktan bir süre sonra alabora oldu. İhbar üzerine bölgeye gelen sahil güvenlik ekipleri deniz yüzeyindeki 15 kaçağı bota alarak kurtardı. Ekiplerin yaptığı çalışmada 2 çocuk cesedine ulaşıldı. Kurtarılan kaçaklar sahil güvenlik botuyla karaya çıkarıldı. Batan teknede ilk belirlemelere göre 20 Suriyeli kaçağın bulunduğu öğrenildi.
ÖLEN ÇOCUKLAR KARDEŞ ÇIKTI
Teknenin batması sonucu boğularak hayatını kaybeden 2 çocuğun kız kardeş oldukları belirlendi. 4 yaşındaki Beren Halil Hüseyin ve 1 yaşındaki Dlven Halil Hüseyin’in cesetleri ambulansla Bodrum Devlet Hastanesi’ne getirildi. Aynı sedyede taşınan iki kardeşi cesetleri, yakınları tarafından teşhis edildikten sonra Muğla Adli Tıp Kurumu’na gönderildi.
4 YAŞINDAKİ CEYLAN’IN KORKU DOLU BAKIŞLARI
Yine faciayla biten umut yolculuğunda sahilde 4 yaşında Ceylan Nesrin Solar Omar isimli bir kız çocuğu bulundu. Boğulma tehlikesi geçiren Ceylan, polis ve sağlık ekiplerinin müdahalesiyle hayata döndürüldü. Ekipler tarafından ambulansa alınan küçük Ceylan Bodrum Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Hastaneye kaldırılırken Ceylan’ın gözlerindeki korku objektiflere yansıdı.
AYVACIK’TA FACİA: 4 ÇOCUK ÖLDÜ
Çanakkale’nin Ayvacık İlçesi Sivrice Koyu'ndan denize açıldıkları belirlenen kaçakları taşıyan lastik bot gece yarısı battı. Dört çocuğun cesedine ulaşılırken, 51 kişi kişi ise sağ olarak sahil güvenlik tarafından kurtarıldı. Kurtarılan kaçaklar Babakale Limanı'na getirildi.
“HAYATA DÖNDÜREMEDİK”
Bodrum’da çocuklara suni teneffüs yaparak kurtarmaya çalışan Kenan Şahin, yaptığı açıklamada, "Bizi yoldan çevirdiler. Suni teneffüs yaptık ama uzun bir zaman olmuştu, herhalde hayata döndüremedik" dedi.
“UMUT YOLCULUĞU YİNE DRAMLA BİTTİ”
Teknesi batan ve sahile çıkan kaçakların yardımına koşan vatandaşlardan Hüseyin Sarsılmaz, "Gece yarısı sesleri çığlıkları duyduk tekne battığını anladık. Hemen ilgili makamlara telefon edip yardım istedik. Çünkü her zaman buradan kaçmaya çalışıyorlar. Hemen arkadaşlarımla sahile gidip yardım ettik. İki çocuğun öldüğünü öğrendik, umut yolculuğu yine bir dram ile bitti" diye konuştu. DHA
26 Kasım 2015 Perşembe
Can Dündar ve Erdem Gül tutuklandı
MİT TIR'larıyla ilgili yayımladıkları haber ve görüntüler nedeniyle haklarında başlatılan soruşturma kapsamında savcılıkta ifade verdikten sonra tutuklanma talebiyle nöbetçi mahkemeye sevk edilen Dündar ve Gül, Nöbetçi 7. Sulh Ceza Hakimliği'nde de ifade verdi. Mahkeme, Dündar ve Gül'ün tutuklanmasına karar verdi. Can Dündar, mahkemenin kararını Twitter hesabından "Tutuklandık" diye duyurdu.
21.35 - Can Dündar "Üzülmeye gerek yok. Bunlar bizim için şeref madalyası. İçeride ve dışarıda mücadelemiz devam edecek." yorumunda bulundu.
21:30 - Tutuklama kararının ardından Can Dündar, salona giremediği için kararı duyamayanların yanına gelerek “Arkadaşlar tutuklandık” dedi. Dündar ve Erdem’e destek için adliyeye gelenlerden bazıları, “Özgür basın susturulamaz” diye slogan attı.
21.20 - Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve gazetenin Ankara Temsilcisi Erdem Gül, sevk edildikleri İstanbul Nöbetçi 7. Sulh Ceza Hakimliği tarafından tutuklandı.
20.25 - CHP milletvekili Mahmut Tanal, adliye koridorunda gazetecilere konuştu: "Burada hukukun kırıntısını arıyoruz. Hukukun kırıntısı varsa zaten serbest bırakırlar."
20.10 – Basın mensupları ve milletvekillerinin bekleyişi sürüyor. Can Dündar ve Erdem Gül bir süre için dışarıda tutulan izleyicilerin yanına geldi. Morallerinin yüksek olduğu gözlendi. Güvenlik görevlilerinin araya girmesinin ardından iki gazeteci salona döndü.
19.50 – Sorgu bitti, karar için duruşmaya ara verildi.
18.22 - Dündar ve Gül'ün çıkarıldığı 7. Sulh Ceza Hakimliği'nin bulunduğu kata savcılık kararıyla giriş yasağı getirildi.
18.00 – Destek için gelenlerin sayısı artıyor.
17.00 – Can Dündar ve Erdem Gül’ün İstanbul Nöbetçi 7. Sulh Ceza Hakimliğindeki sorgusu başladı.
SORUŞTURMA MAYIS AYINDA BAŞLATILDI
Can Dündar ve Erdem Gül hakkında geçtiğimiz Mayıs ayında MİT’e ait TIR’larda yapılan aramaların fotoğraflarının ve kamera görüntüsünün Cumhuriyet Gazetesi ve internet sitesinde yayınlanmasının ardından soruşturma başlatılmıştı.
İFADELERİ İKİ SAAT SÜRDÜ
Dündar ve Gül, bu sabah saatlerinde soruşturma kapsamında ifade vermek üzere İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na geldi. Dündar ve Gül, soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili İrfan Fidan'a “şüpheli” sıfatıyla yaklaşık 2 saat ifade verdi.
DÜNDAR VE GÜL'E TUTUKLAMA TALEBİ
Başsavcıvekili Fidan, iki gazetecinin “Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin etmek”, “Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri siyasal veya askeri casusluk maksadıyla açıklamak” ve “silahlı örgüte üye olmak” suçlarından tutuklanmaları talebiyle nöbetçi hakimliğe sevk etti.
Dündar ve Gül'e destek için CHP ve HDP'li milletvekilleri ile meslektaşları adliye koridorlarında yalnız bırakmadı.
CAN DÜNDAR ANLATTI
Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar, savcıya ifade verdikten sonra açıklamalarda bulundu. Dündar'ın açıklamaları esnasında Cumhuriyet Gazetesi Ankara temsilcisi Erdem Gül ifade veriyordu. Dündar ifadesiyle ilgili şunları anlattı:
"İfademizi verdik. Savcı bu yayınladığımız haberin kaynağını sordu. Nedenini sordu. Tabi bu tür şeylerde gazetecilerin kaynağını açıklamama hakkı var, bunu hatırlattık. Kaynağımızı açıklamak zorunda değiliz dedik.
Ama öte yandan neden yaptınız sorusunun nedeni çok açık. Burada kamuoyunun bilgilenme hakkı, devletin bir suç işliyorsa bunun ortaya çıkarılması bir gazetecilik görevidir, bunun altını çizdik. Uluslararası örnekleri verdik. Watergate'ten Wikileaks'e kadar pek çok örneği var. Ulusal güvenlikle ifade özgürlüğünün çıkar çatışması yaşadığı... Türkiye'de de bu olay bunun bir örneğidir.
Biz üstümüze düşeni yaptık ve bunun cemaatle hiçbir ilgisi olmadığını da anlattık"
GAZETECİLERDEN DESTEK
Aralarında 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Başdanışmanı Ahmet Sever'in de bulunduğu çok sayıda gazeteci arkadaşı, Can Dündar'a destek vermek amacıyla Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'ne geldi.
SORUŞTURMA NASIL BAŞLADI?
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Cumhuriyet gazetesinde, 29 Mayıs'ta MİT TIR'ları ilgili yayımlanan fotoğraflı haber üzerine, "Devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme, siyasi ve askeri casusluk, gizli kalması gereken bilgileri açıklama, terör örgütünün propagandasını yapma" suçlarından, Dündar ve Gül hakkında soruşturma başlattı.
Başsavcılığın talebi üzerine nöbetçi İstanbul 8. Sulh Ceza Hakimliği, internet sitelerindeki söz konusu yayınların içeriklerinin engellenmesine karar verdi.
ERDOĞAN'IN AVUKATI DA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDU
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatı Muammer Cemaloğlu da 2 Haziran'da İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmek üzere, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na, Can Dündar hakkında, genel yayın yönetmeni olduğu Cumhuriyet gazetesinde geçen yıl Hatay ve Adana'da, MİT'e ait yardım tırlarının durdurulmasıyla ilgili, "gerçeğe aykırı bazı görüntü ve bilgiye yer verdiği" gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu.
Soruşturmayı İstanbul cumhuriyet başsavcıvekillerinden İrfan Fidan yürütüyor. DHA
21.35 - Can Dündar "Üzülmeye gerek yok. Bunlar bizim için şeref madalyası. İçeride ve dışarıda mücadelemiz devam edecek." yorumunda bulundu.
21:30 - Tutuklama kararının ardından Can Dündar, salona giremediği için kararı duyamayanların yanına gelerek “Arkadaşlar tutuklandık” dedi. Dündar ve Erdem’e destek için adliyeye gelenlerden bazıları, “Özgür basın susturulamaz” diye slogan attı.
21.20 - Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve gazetenin Ankara Temsilcisi Erdem Gül, sevk edildikleri İstanbul Nöbetçi 7. Sulh Ceza Hakimliği tarafından tutuklandı.
20.25 - CHP milletvekili Mahmut Tanal, adliye koridorunda gazetecilere konuştu: "Burada hukukun kırıntısını arıyoruz. Hukukun kırıntısı varsa zaten serbest bırakırlar."
20.10 – Basın mensupları ve milletvekillerinin bekleyişi sürüyor. Can Dündar ve Erdem Gül bir süre için dışarıda tutulan izleyicilerin yanına geldi. Morallerinin yüksek olduğu gözlendi. Güvenlik görevlilerinin araya girmesinin ardından iki gazeteci salona döndü.
19.50 – Sorgu bitti, karar için duruşmaya ara verildi.
18.22 - Dündar ve Gül'ün çıkarıldığı 7. Sulh Ceza Hakimliği'nin bulunduğu kata savcılık kararıyla giriş yasağı getirildi.
18.00 – Destek için gelenlerin sayısı artıyor.
17.00 – Can Dündar ve Erdem Gül’ün İstanbul Nöbetçi 7. Sulh Ceza Hakimliğindeki sorgusu başladı.
SORUŞTURMA MAYIS AYINDA BAŞLATILDI
Can Dündar ve Erdem Gül hakkında geçtiğimiz Mayıs ayında MİT’e ait TIR’larda yapılan aramaların fotoğraflarının ve kamera görüntüsünün Cumhuriyet Gazetesi ve internet sitesinde yayınlanmasının ardından soruşturma başlatılmıştı.
İFADELERİ İKİ SAAT SÜRDÜ
Dündar ve Gül, bu sabah saatlerinde soruşturma kapsamında ifade vermek üzere İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na geldi. Dündar ve Gül, soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili İrfan Fidan'a “şüpheli” sıfatıyla yaklaşık 2 saat ifade verdi.
DÜNDAR VE GÜL'E TUTUKLAMA TALEBİ
Başsavcıvekili Fidan, iki gazetecinin “Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin etmek”, “Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri siyasal veya askeri casusluk maksadıyla açıklamak” ve “silahlı örgüte üye olmak” suçlarından tutuklanmaları talebiyle nöbetçi hakimliğe sevk etti.
Dündar ve Gül'e destek için CHP ve HDP'li milletvekilleri ile meslektaşları adliye koridorlarında yalnız bırakmadı.
CAN DÜNDAR ANLATTI
Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar, savcıya ifade verdikten sonra açıklamalarda bulundu. Dündar'ın açıklamaları esnasında Cumhuriyet Gazetesi Ankara temsilcisi Erdem Gül ifade veriyordu. Dündar ifadesiyle ilgili şunları anlattı:
"İfademizi verdik. Savcı bu yayınladığımız haberin kaynağını sordu. Nedenini sordu. Tabi bu tür şeylerde gazetecilerin kaynağını açıklamama hakkı var, bunu hatırlattık. Kaynağımızı açıklamak zorunda değiliz dedik.
Ama öte yandan neden yaptınız sorusunun nedeni çok açık. Burada kamuoyunun bilgilenme hakkı, devletin bir suç işliyorsa bunun ortaya çıkarılması bir gazetecilik görevidir, bunun altını çizdik. Uluslararası örnekleri verdik. Watergate'ten Wikileaks'e kadar pek çok örneği var. Ulusal güvenlikle ifade özgürlüğünün çıkar çatışması yaşadığı... Türkiye'de de bu olay bunun bir örneğidir.
Biz üstümüze düşeni yaptık ve bunun cemaatle hiçbir ilgisi olmadığını da anlattık"
GAZETECİLERDEN DESTEK
Aralarında 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Başdanışmanı Ahmet Sever'in de bulunduğu çok sayıda gazeteci arkadaşı, Can Dündar'a destek vermek amacıyla Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'ne geldi.
SORUŞTURMA NASIL BAŞLADI?
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Cumhuriyet gazetesinde, 29 Mayıs'ta MİT TIR'ları ilgili yayımlanan fotoğraflı haber üzerine, "Devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme, siyasi ve askeri casusluk, gizli kalması gereken bilgileri açıklama, terör örgütünün propagandasını yapma" suçlarından, Dündar ve Gül hakkında soruşturma başlattı.
Başsavcılığın talebi üzerine nöbetçi İstanbul 8. Sulh Ceza Hakimliği, internet sitelerindeki söz konusu yayınların içeriklerinin engellenmesine karar verdi.
ERDOĞAN'IN AVUKATI DA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDU
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatı Muammer Cemaloğlu da 2 Haziran'da İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmek üzere, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na, Can Dündar hakkında, genel yayın yönetmeni olduğu Cumhuriyet gazetesinde geçen yıl Hatay ve Adana'da, MİT'e ait yardım tırlarının durdurulmasıyla ilgili, "gerçeğe aykırı bazı görüntü ve bilgiye yer verdiği" gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu.
Soruşturmayı İstanbul cumhuriyet başsavcıvekillerinden İrfan Fidan yürütüyor. DHA
Can Dündar’a tutuklama talebi
MİT TIR'ları davasında gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül tutuklanma talebiyle mahkemeye sevk edildi.
Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve gazetenin Ankara temsilcisi Erdem Gül, MİT TIR’larıyla ilgili yayınlanan haberlerden dolayı ifade verdiği savcı tarafından tutuklanma istemiyle mahkemeye sevk edildi.
Gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül’ü tutuklama istemiyle mahkemeye sevkeden savcılık, “Silahlı Terör Örgütü Üyeliği, Siyasal ve Askeri Casusluk, Gizli Kalması Gereken Bilgileri Açığa Çıkarmak” suçlarının işlendiğini iddia ediyor.
CAN DÜNDAR VE ERDEM GÜL’ÜN BULUNDUĞU KATA GİRİŞ YASAĞI
Dündar ve Gül’ü tutuklama istemiyle mahkemeye sevkeden savcılık, “Silahlı Terör Örgütü Üyeliği, Siyasal ve Askeri Casusluk, Gizli Kalması Gereken Bilgileri Açığa Çıkarmak” suçlarının işlediğini iddia ediyor. Dündar ve Gül’e destek için CHP ve HDP’li milletvekilleri ve meslektaşları adliye koridorlarında yalnız bırakmadı.
Ancak bir süre sonra Can Dündar’ın çıkarıldığı 7. Sulh Ceza Hakimliği’nin bulunduğu kata savcılık kararıyla ‘giriş yasağı’ getirildi.
WIKILEAKS’TEN CAN DÜNDAR MESAJLARI
Dünyaca ünlü sızıntı sitesi Wikileaks de, Gazeteci Can Dündar’ın Suriye’deki militanlara gönderilen silah konvoylarının fotoğraflarını yayınladığı için casuslukla suçlanıp mahkemeye çıkarıldığını duyurdu.
Wikileaks resmi twitter hesabından şu mesajları attı:
TGC VE TGS’DEN CAN DÜNDAR AÇIKLAMASI
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) ve Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Erdem Gül’ün tutuklanmaları istemiyle mahkemeye sevk edilmesine tepki gösterdi. Yapılan açıklamada, “Söz konusu haberin yayınlanması gazetecinin halka karşı görevidir. Halkın haber alma hakkının teminatıdır. Gazetecinin görevi devletin çıkarını korumak değildir. Devletin çıkarını koruyacak merciler bellidir. Herkes kendi görevini yapmaktadır” denildi.
Konuyla ilgili açıklamada şu görüşlere yer verildi: “Cumhuriyet Gazetesi’nin MİT tırlarıyla ilgili yaptığı haber gerçek bir olayın halka iletilmesidir. Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ndeki, “gazeteci basın özgürlüğünü, halkın doğru haber alma, bilgi edinme hakkı adına dürüst biçimde kullanır. Bu amaçla her türlü sansür ve otosansürle mücadele etmeli, halkı da bu yönde bilgilendirmelidir. Gazetecinin halka karşı sorumluluğu, başta işverenine ve kamu otoritelerine karşı olmak üzere, öteki tüm sorumluluklardan önce gelir” maddesine uygundur. Gazeteci tüm bilgi kaynaklarına serbestçe ulaşma ve kamu yaşamını belirleyen, halkı ilgilendiren tüm olayları izleme, araştırma hakkına sahiptir.
Tüm bunların ışığında meslektaşlarımız Can Dündar ve Erdem Gül’ün tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edilmesi başta TC Anayasası, 5187 Sayılı Basın Kanunu, Türk Ceza Kanunu, Avrupa Birliği İnsan Hakları Sözleşmesi, mevcut Anayasa Mahkemesi kararlarına aykırıdır.
Söz konusu haberin yayınlanması gazetecinin halka karşı görevidir. Kaldı ki, gazetecinin görevi devletin çıkarını korumak değildir. Devletin çıkarını koruyacak merciler Anayasamız tarafından belirlenmiştir. Gazeteci, devleti yönetenlerin belirlediği ulusal ve uluslararası politika konularında ön yargılara değil, halkın haber alma hakkına dayanır. Onu mesleğin temel ilkeleri ve özgürlükçü demokrasi kaygıları yönlendirir. Herkes kendi görevini yapmalıdır.
64. Hükümet reform hükümeti olarak kamuoyuna sunulmuştur. İktidara basın ve düşünceyi ifade özgürlüğü üzerindeki engelleri kaldırıp, gazetecileri tutuklanmadan mesleklerini yapabilir hale getirecek reformlara başlamayı öneriyoruz.” (Kaynak:sözcü.com.tr)
Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve gazetenin Ankara temsilcisi Erdem Gül, MİT TIR’larıyla ilgili yayınlanan haberlerden dolayı ifade verdiği savcı tarafından tutuklanma istemiyle mahkemeye sevk edildi.
Gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül’ü tutuklama istemiyle mahkemeye sevkeden savcılık, “Silahlı Terör Örgütü Üyeliği, Siyasal ve Askeri Casusluk, Gizli Kalması Gereken Bilgileri Açığa Çıkarmak” suçlarının işlendiğini iddia ediyor.
CAN DÜNDAR VE ERDEM GÜL’ÜN BULUNDUĞU KATA GİRİŞ YASAĞI
Dündar ve Gül’ü tutuklama istemiyle mahkemeye sevkeden savcılık, “Silahlı Terör Örgütü Üyeliği, Siyasal ve Askeri Casusluk, Gizli Kalması Gereken Bilgileri Açığa Çıkarmak” suçlarının işlediğini iddia ediyor. Dündar ve Gül’e destek için CHP ve HDP’li milletvekilleri ve meslektaşları adliye koridorlarında yalnız bırakmadı.
Ancak bir süre sonra Can Dündar’ın çıkarıldığı 7. Sulh Ceza Hakimliği’nin bulunduğu kata savcılık kararıyla ‘giriş yasağı’ getirildi.
WIKILEAKS’TEN CAN DÜNDAR MESAJLARI
Dünyaca ünlü sızıntı sitesi Wikileaks de, Gazeteci Can Dündar’ın Suriye’deki militanlara gönderilen silah konvoylarının fotoğraflarını yayınladığı için casuslukla suçlanıp mahkemeye çıkarıldığını duyurdu.
Wikileaks resmi twitter hesabından şu mesajları attı:
TGC VE TGS’DEN CAN DÜNDAR AÇIKLAMASI
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) ve Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Erdem Gül’ün tutuklanmaları istemiyle mahkemeye sevk edilmesine tepki gösterdi. Yapılan açıklamada, “Söz konusu haberin yayınlanması gazetecinin halka karşı görevidir. Halkın haber alma hakkının teminatıdır. Gazetecinin görevi devletin çıkarını korumak değildir. Devletin çıkarını koruyacak merciler bellidir. Herkes kendi görevini yapmaktadır” denildi.
Konuyla ilgili açıklamada şu görüşlere yer verildi: “Cumhuriyet Gazetesi’nin MİT tırlarıyla ilgili yaptığı haber gerçek bir olayın halka iletilmesidir. Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ndeki, “gazeteci basın özgürlüğünü, halkın doğru haber alma, bilgi edinme hakkı adına dürüst biçimde kullanır. Bu amaçla her türlü sansür ve otosansürle mücadele etmeli, halkı da bu yönde bilgilendirmelidir. Gazetecinin halka karşı sorumluluğu, başta işverenine ve kamu otoritelerine karşı olmak üzere, öteki tüm sorumluluklardan önce gelir” maddesine uygundur. Gazeteci tüm bilgi kaynaklarına serbestçe ulaşma ve kamu yaşamını belirleyen, halkı ilgilendiren tüm olayları izleme, araştırma hakkına sahiptir.
Tüm bunların ışığında meslektaşlarımız Can Dündar ve Erdem Gül’ün tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edilmesi başta TC Anayasası, 5187 Sayılı Basın Kanunu, Türk Ceza Kanunu, Avrupa Birliği İnsan Hakları Sözleşmesi, mevcut Anayasa Mahkemesi kararlarına aykırıdır.
Söz konusu haberin yayınlanması gazetecinin halka karşı görevidir. Kaldı ki, gazetecinin görevi devletin çıkarını korumak değildir. Devletin çıkarını koruyacak merciler Anayasamız tarafından belirlenmiştir. Gazeteci, devleti yönetenlerin belirlediği ulusal ve uluslararası politika konularında ön yargılara değil, halkın haber alma hakkına dayanır. Onu mesleğin temel ilkeleri ve özgürlükçü demokrasi kaygıları yönlendirir. Herkes kendi görevini yapmalıdır.
64. Hükümet reform hükümeti olarak kamuoyuna sunulmuştur. İktidara basın ve düşünceyi ifade özgürlüğü üzerindeki engelleri kaldırıp, gazetecileri tutuklanmadan mesleklerini yapabilir hale getirecek reformlara başlamayı öneriyoruz.” (Kaynak:sözcü.com.tr)
Rusya’dan Türkiye’ye ilginç teklif
Rusya, SU-24 tipi savaş uçağının düşürülmesini ilginç bir bakış açısıyla değerlendirerek, 'Ayasofya' talebinde bulundu.
Rusya Duma Meclisi Milletvekili Sergey Gavrilov, sınır ihlali neticesinde düşürülen Rus uçağına işaret ederek Türkiye için şaşırtan bir açıklama yaptı.
Milletvekili Gavrilov, Türkiye’nin dostça bir adım atarak Ayasofya’yı Ortodoks Kilisesi’ne iade etmesini beklediklerini ifade ederek, bu adımın İslam ve Türkiye’nin üst düzey siyasetteki iyi niyetinin göstergesi olabileceğini açıkladı.
Ayrıca Gavrilov, “Türk-Rus ilişkileri bir dayanıklılık testinden geçiyor. Böyle bir dönemde dostça girişimler ve teklifler büyük önem taşıyor. Ayasofya’nın Ortodoks Kilisesi’ne iade edilmesi için Türkiye’den samimi adım bekliyoruz” dedi. (sözcü.com.tr)
Rusya Duma Meclisi Milletvekili Sergey Gavrilov, sınır ihlali neticesinde düşürülen Rus uçağına işaret ederek Türkiye için şaşırtan bir açıklama yaptı.
Milletvekili Gavrilov, Türkiye’nin dostça bir adım atarak Ayasofya’yı Ortodoks Kilisesi’ne iade etmesini beklediklerini ifade ederek, bu adımın İslam ve Türkiye’nin üst düzey siyasetteki iyi niyetinin göstergesi olabileceğini açıkladı.
Ayrıca Gavrilov, “Türk-Rus ilişkileri bir dayanıklılık testinden geçiyor. Böyle bir dönemde dostça girişimler ve teklifler büyük önem taşıyor. Ayasofya’nın Ortodoks Kilisesi’ne iade edilmesi için Türkiye’den samimi adım bekliyoruz” dedi. (sözcü.com.tr)
Küs kardeşlerin ezeli rekabeti
AK Parti siyaseti son 10 yıldan beri iki kız kardeşin rekabetine sahne oluyor. Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı yapan Selma Kavaf’ın ablası Sema Ramazanoğlu, 6 yıl sonra kardeşinin yürüttüğü görevi üstlendi ve bakan oldu.
Uzun bir süredir birbiriyle görüşmeyen kardeşler, 7 Haziran’da ayrı illerden milletvekili adayı olmuş ancak ikisi de listeye konulmamıştı. Hatta küs kız kardeşlerin rekabeti nedeniyle 2011’de Sema Ramazanolu’nun eşi Mehmet Ramazanoğlu aradan sıyrılıp milletvekili seçilmişti. Bu kez, 1 Kasım’da abla Sema Ramazanoğlu hem kardeşini, hem kocasını geride bırakarak, önce aday, sonra da bakan oldu. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın yakın dostu ve aile doktoru olan 56 yaşındaki Sema Ramazanoğlu, AK Parti’nin kurucularından. Sema Razamanoğlu, türbanlı olduğu için o yıllarda milletvekili yapılamayınca, daha çok partinin Kadın Kolları Başkanlığı’ndaki çalışmalara ağırlık verdi. Aynı dönemlerde kız kardeşi Selma Kavaf sahneye çıktı.
Başı açık olan Selma Kavaf, kısa sürede AK Parti içerisinde yer edindi. Kavaf, 2009’da Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı görevini üstlendi. Yıldırım Mehmet Ramazanoğlu’nun Haziran 2011’de milletvekili seçildiğinde iki kız kardeş arasında ipler tamamen koptu. 7 Haziran seçimleri iki kız kardeşi yine karşı karşıya getirdi. Selma Kavaf Denizli’den, Sema Ramazanoğlu da İstanbul’dan adaylık başvurusunda bulundu. İki kız kardeş arasındaki yarış ikisine de yaramadı ve 7 Haziran seçimlerinde listeye konulmadılar. Erken seçim kararı abla Sema Ramazanoğlu’na yaradı. Tek başına yarışa katılan Selma Ramazanoğlu, önce milletvekili, ardından kardeşinin 6 yıl önce yaptığı bakanlığı üstlendi. Milletvekili seçilmek için 13 yıl beklemek zorunda kalan Selma Ramazanoğlu, aileden çıkan üçüncü milletvekili oldu.
(Nuray Babacan / hürriyet.com.tr)
Uzun bir süredir birbiriyle görüşmeyen kardeşler, 7 Haziran’da ayrı illerden milletvekili adayı olmuş ancak ikisi de listeye konulmamıştı. Hatta küs kız kardeşlerin rekabeti nedeniyle 2011’de Sema Ramazanolu’nun eşi Mehmet Ramazanoğlu aradan sıyrılıp milletvekili seçilmişti. Bu kez, 1 Kasım’da abla Sema Ramazanoğlu hem kardeşini, hem kocasını geride bırakarak, önce aday, sonra da bakan oldu. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın yakın dostu ve aile doktoru olan 56 yaşındaki Sema Ramazanoğlu, AK Parti’nin kurucularından. Sema Razamanoğlu, türbanlı olduğu için o yıllarda milletvekili yapılamayınca, daha çok partinin Kadın Kolları Başkanlığı’ndaki çalışmalara ağırlık verdi. Aynı dönemlerde kız kardeşi Selma Kavaf sahneye çıktı.
Başı açık olan Selma Kavaf, kısa sürede AK Parti içerisinde yer edindi. Kavaf, 2009’da Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı görevini üstlendi. Yıldırım Mehmet Ramazanoğlu’nun Haziran 2011’de milletvekili seçildiğinde iki kız kardeş arasında ipler tamamen koptu. 7 Haziran seçimleri iki kız kardeşi yine karşı karşıya getirdi. Selma Kavaf Denizli’den, Sema Ramazanoğlu da İstanbul’dan adaylık başvurusunda bulundu. İki kız kardeş arasındaki yarış ikisine de yaramadı ve 7 Haziran seçimlerinde listeye konulmadılar. Erken seçim kararı abla Sema Ramazanoğlu’na yaradı. Tek başına yarışa katılan Selma Ramazanoğlu, önce milletvekili, ardından kardeşinin 6 yıl önce yaptığı bakanlığı üstlendi. Milletvekili seçilmek için 13 yıl beklemek zorunda kalan Selma Ramazanoğlu, aileden çıkan üçüncü milletvekili oldu.
(Nuray Babacan / hürriyet.com.tr)
25 Kasım 2015 Çarşamba
Bu yıl sıcaklık rekoru kırılacak
Yapılan açıklamada 2015'in en sıcak yıl olarak kayıtlara geçeceği bildirildi. Dünya Meteoroloji Örgütü, 2016'nın bu yıldan daha sıcak olmasını tahmin ediyor.
Dünya Meteoroloji Örgütü (DMÖ), 2015'in muhtemelen en sıcak yıl olarak kayıtlara gireceğini duyurdu.
Dünya Meteoroloji Örgütü (DMÖ), 2015'in muhtemelen en sıcak yıl olarak kayıtlara gireceğini duyurdu.
DMÖ'nün küresel hava değişikliği hakkında yayımladığı beş yıllık raporunda, dünyada iklim değişikliğinin El Nino ve insan kaynaklı küresel ısınmadan kaynaklandığı ifade edildi.
Raporda, iklim değişikliğinin sembolik sınırları aştığı ve ağır hava şartlarını tetiklediği uyarısı yapıldı.
BM Cenevre Ofisi'nde düzenlenen basın toplantısı düzenleyen DMÖ Genel Direktörü Michel Jarraud, "2015 muhtemelen en sıcak yıl olarak kayıtlara geçecek. Hava sıcaklığında bir santigratlık eşiğin aşılması ihtimal dahilinde. Bu da dünya için tamamen kötü bir haber" dedi.
Atmosferde sera etkisine neden olan gazların en yoğun seviyeye ulaştığını ifade eden Jarraud, bunun da küresel iklim durumunun tarihinin en kötü düzeyinde bulunmasının nedenlerinden biri olduğunu söyledi.
Jarraud, "İklim değişikliğine neden olan sera gazı salınımı kontrol altına alınabilir. Harekete geçmek için yeterli bilgiye sahibiz. Bizim seçeneğimiz varken gelecek nesillerin bir seçeneği yok" değerlendirmesinde bulundu.
"2016 DAHA SICAK OLACAK"
Raporda, iklim değişikliğinin sembolik sınırları aştığı ve ağır hava şartlarını tetiklediği uyarısı yapıldı.
BM Cenevre Ofisi'nde düzenlenen basın toplantısı düzenleyen DMÖ Genel Direktörü Michel Jarraud, "2015 muhtemelen en sıcak yıl olarak kayıtlara geçecek. Hava sıcaklığında bir santigratlık eşiğin aşılması ihtimal dahilinde. Bu da dünya için tamamen kötü bir haber" dedi.
Atmosferde sera etkisine neden olan gazların en yoğun seviyeye ulaştığını ifade eden Jarraud, bunun da küresel iklim durumunun tarihinin en kötü düzeyinde bulunmasının nedenlerinden biri olduğunu söyledi.
Jarraud, "İklim değişikliğine neden olan sera gazı salınımı kontrol altına alınabilir. Harekete geçmek için yeterli bilgiye sahibiz. Bizim seçeneğimiz varken gelecek nesillerin bir seçeneği yok" değerlendirmesinde bulundu.
"2016 DAHA SICAK OLACAK"
Jarraud, "Güçlü ve devamlı olarak artış gösteren El Nino olaylarına şahitlik ediyoruz. El Nino'nun küresel ısınma üzerindeki etkisinin 2016 yılında da devam etmesini bekliyoruz" dedi.
El Nino, yarattığı ısıtıcı etki nedeniyle kasırgalara, şiddetli yağışlara, taşkınlara, kuraklıklara, yangınlara ve tarımsal ürün kayıplarına yol açıyor, bunların sonucunda salgın hastalıklar artabiliyor ve çok sayıda ölüm yaşanabiliyor.
DMÖ, gelecek yılın bu yıldan daha sıcak olacağını tahmin ediyor. ntvmsnc
El Nino, yarattığı ısıtıcı etki nedeniyle kasırgalara, şiddetli yağışlara, taşkınlara, kuraklıklara, yangınlara ve tarımsal ürün kayıplarına yol açıyor, bunların sonucunda salgın hastalıklar artabiliyor ve çok sayıda ölüm yaşanabiliyor.
DMÖ, gelecek yılın bu yıldan daha sıcak olacağını tahmin ediyor. ntvmsnc
IŞİD’den korkunç infaz
IŞİD'e katılan Bosnalı kızlardan biri saldırıda hayatını kaybederken, diğerini IŞİD militanları kafasını çekiçle ezerek öldürdü
Avusturya’dan geçen yıl Nisan ayında, “Allah adına savaşmaya gidiyoruz. Bizi aramayın” diyerek kaçan ve Suriye’ye gidip IŞİD’e katılan 18 ve 16 yaşındaki iki Müslüman kız can verdi.
İlk olarak bu yıl 16’sına basacak olan Sabina Selimovic’in, bir saldırıda hayatını keybettiği belirtildi. 18 yaşındaki Samra’yı ise, IŞİD militanlarının kafasına çekiçle vurarak öldürdüğü açıklandı.
RAKKA’DAN KAÇACAKTI
18 yaşına yeni girdiği söylenen Samra Kesinoviç’in IŞİD’e katıldıktan sonra, burkalı ve kara çarşaflı fotoğraflarını paylaştığı görülüyordu. Ancak Samra bir süre sonra IŞİD zulmünden kaçmak istedi. Rakka’dan firar etmeye çalışan Samra’yı yakalayan IŞİD, ağır şekilde dövdükten sonra kafasını çekiçle ezerek infaz etti.
BİR DE ÇOCUĞU OLDU
Daha önce bir saldırıda öldüğü söylenen Sabina gibi, Bosnalı bir ailenin kızı olan Samra’nın çok sayıda kadınla bir arada tutulduğu, hatta bir çocuğunun olduğu açıklandı. Samra’nın çocuğuyla birlikte kaçmaya çalıtığı belirtiliyor. sözcü.com.tr
Avusturya’dan geçen yıl Nisan ayında, “Allah adına savaşmaya gidiyoruz. Bizi aramayın” diyerek kaçan ve Suriye’ye gidip IŞİD’e katılan 18 ve 16 yaşındaki iki Müslüman kız can verdi.
İlk olarak bu yıl 16’sına basacak olan Sabina Selimovic’in, bir saldırıda hayatını keybettiği belirtildi. 18 yaşındaki Samra’yı ise, IŞİD militanlarının kafasına çekiçle vurarak öldürdüğü açıklandı.
RAKKA’DAN KAÇACAKTI
18 yaşına yeni girdiği söylenen Samra Kesinoviç’in IŞİD’e katıldıktan sonra, burkalı ve kara çarşaflı fotoğraflarını paylaştığı görülüyordu. Ancak Samra bir süre sonra IŞİD zulmünden kaçmak istedi. Rakka’dan firar etmeye çalışan Samra’yı yakalayan IŞİD, ağır şekilde dövdükten sonra kafasını çekiçle ezerek infaz etti.
BİR DE ÇOCUĞU OLDU
Daha önce bir saldırıda öldüğü söylenen Sabina gibi, Bosnalı bir ailenin kızı olan Samra’nın çok sayıda kadınla bir arada tutulduğu, hatta bir çocuğunun olduğu açıklandı. Samra’nın çocuğuyla birlikte kaçmaya çalıtığı belirtiliyor. sözcü.com.tr
Kamuya açık alanda burka giyene 28 bin TL ceza
İsviçre'nin Ticino kantonunda kamuya açık alanlarda burka giymek yasaklandı. Yasağa uymayanlara 28 bin TL'ye kadar para ceza verilecek.
İsviçre'nin Ticino kantonunda kamuya açık alanlarda burka giyen kadınlar 10 bin Frank'a kadar (28 bin TL) ceza ile karşı karşıya.
İsviçre'nin Ticino kantonunda kamuya açık alanlarda burka giyen kadınlar 10 bin Frank'a kadar (28 bin TL) ceza ile karşı karşıya.
Yerel meclisin aldığı karar çerçevesinde kadınların kamuya açık binalar, restoran ve mağazalarda yüzlerini kapatması yasaklandı.
Ülkenin İtalyanca konuşulan güney bölgesinde yer alan Ticino'da söz konusu karar yapılan referandumun arıdından eylül 2013'te alınmıştı.
MİNİMUM CEZA 280 TL
Yasaya karşı gelen kadınlara minimum 100 Frank (280 TL) ceza verilmeye başlanacak. Alınan karar çerçevesinde kadınlara verilebilecek maksimum para cezası ise 10 bin Frank (28 bin TL)
"PROTESTOCULARIN MASKELERİ DE HEDEFTE"
Yerel medyada yer alan haberlere göre, söz konusu karar sadece burkaları kapsamıyor. Yerel hükümetin protestolarda göstericilerin giydiği maskeleri de yasaklanmaya hazırlandığı iddia ediliyor. ntvmsnc
İşte 64. hükümetin bakanları
Cumhurbaşkanı Erdoğan Başbakan Davutoğlu Başbakanlığı'nda kurulan 64. Cumhuriyet hükümetini onayladı. Başbakan Davutoğlu Cumhurbaşkanı Erdoğan'la yaptığı görüşmenin ardından yeni hükümeti açıkladı.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, 64. Cumhuriyet Hükümetini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın onayının ardından Çankaya Köşkü'nde açıkladı.
Bakanlar Kurulu, şu isimlerden oluştu:
Başbakan Ahmet Davutoğlu,
Başbakan Yardımcıları Numan Kurtulmuş, Mehmet Şimşek, Yalçın Akdoğan, Yıldırım Tuğrul Türkeş, Lütfi Elvan,
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ,
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu,
Avrupa Birliği Bakanı Volkan Bozkır,
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık,
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu,
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik,
Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkçi,
İçişleri Bakanı Efkan Ala,
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz,
Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal,
Maliye Bakanı Naci Ağbal,
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı,
Milli Savunma Bakanlığı İsmet Yılmaz,
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Fatma Güldemet Sarı,
Dışişleri Bakanlığı Mevlüt Çavuşoğlu,
Ekonomi Bakanlığı Mustafa Elitaş,
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Berat Albayrak,
Gençlik ve Spor Bakanlığı Akif Çağatay Kılıç,
Orman ve Su İşleri Bakanlığı Veysel Eroğlu,
Sağlık Bakanlığı Mehmet Müezzinoğlu,
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Binali Yıldırım.
Ali Babacan yer almıyor
Yeni hükümette en dikkat çeken noktalardan biri eski Başbakan Yardımcısı ve AK Parti Milletvekili Ali Babacan’ın kabinede yer almaması oldu.
24 Kasım 2015 Salı
Cumhurbaşkanlığı Sarayı ziyarete açılıyor
Cumhurbaşkanlığı Sarayı, internet üzerinden bireysel olarak yapılacak başvurular yoluyla vatandaşların ziyaretine açılıyor.
Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nı ziyaret etmek isteyen vatandaşlar, başvurularını Cumhurbaşkanlığının resmi internet sitesinde yer alan "Külliye Ziyareti Başvurusu” linki aracılığı ile gerçekleştirebilecek.
Sadece internet üzerinden yapılacak başvurular, TC Kimlik No ve iletişim bilgileri girilerek yapılacak.
ÖNCE BAŞVURU SONRA TELEFON
ÖNCE BAŞVURU SONRA TELEFON
Başvurunun ardından vatandaşlara, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın programına ve başvuruların yoğunluğuna göre belirli seçenekler sunulacak ve başvuru sahiplerine kesin teyit için son bildirim, telefon üzerinden Halkla İlişkiler Başkanlığı'nca yapılacak.
ZİYARET 90 DAKİKA SÜRECEK
Ziyaretlerin cuma günleri, öğleden önce ve öğleden sonra olmak üzere iki grup halinde gerçekleşmesi planlanırken, her bir grubun yaklaşık 40 kişiden oluşması, ziyaretin rehber eşliğinde ortalama 90 dakika sürmesi öngörülüyor.
Vatandaşlar Cumhurbaşkanlığı Sarayı ziyareti kapsamında sırasıyla idari binalar, Külliye bahçesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın makamının da bulunduğu ana binanın zemin katı ve halihazırda halkın kullanımına açık olarak hizmet veren Beştepe Millet Camisi'ni gezebilecek. Hürriyet
Vatandaşlar Cumhurbaşkanlığı Sarayı ziyareti kapsamında sırasıyla idari binalar, Külliye bahçesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın makamının da bulunduğu ana binanın zemin katı ve halihazırda halkın kullanımına açık olarak hizmet veren Beştepe Millet Camisi'ni gezebilecek. Hürriyet
Ruslar geçici olarak tur satışlarını durduruyor
Tass haber ajansının geçtiği habere göre, Rusya'da tur operatörleri yakın zamanda Türkiye'ye tur satışlarını geçici olarak durdurma kararı aldı. Buna ek olarak Rusya parlamentosundan "Türkiye ile hava yolu taşımacılığını kapatalım” teklifi geldi.
Rusya’nın Türkiye’ye tur satan en büyük tur operatörlerinden biri olan Natalie Tours geçici olarak Türkiye’ye tur satışlarını durdurduğu duyurdu.
Reuters, Rusya’nın Rostourism adlı ajansının da Türkiye’ye tur paketi satışlarını durdurulmasını tavsiye ettiğini belirtti.
Haberin RIA haber ajansından geldiği belirtildi.
RUSYA MALİYE BAKANI: REZERV VAR
Rusya Maliye Bakanı, tur operatörlerini destekleyecek rezervleri olduğunu söyledi.
Bu yaz ekonomilerinde yaşanan sorunlar nedeniyle, yurtdışı seyahatlerini azaltan Ruslar, Antalya'ya gelmemiş ve bölge ekonomisinde yaklaşık 5 milyar dolarlık kayıp yaratmışlardı.
2014'TE 4,5 MİLYON RUS TURİST GELDİ
Rusya’dan Türkiye’ye geçtiğimiz yıl 4.5 milyon turist gelmişti. Rusya’da yaşanan mali sıkıntılar nedeni ile bu sayıda, bu yıl için yüzde 25’lik bir düşüş yaşanması bekleniyordu.
Son olarak Mısır'a giden Rus uçağının düşürülmesinin ardından, tur operatörleri Mısır yerine Türkiye seçeneğini yeniden sunmaya başlamıştı.
RUS PARLAMENTOSUNDAN ŞOK TEKLİF
Rusya parlamentosundan “Türkiye ile hava yolu taşımacılığını kapatalım” teklifi geldi.
Rusya Parlamentosu alt kanadı Duma Başkan Yardımcısı Nikolay Leviçev, Türkiye-Suriye sınır bölgesinde Rus savaş uçağının vurulması ardından Rusya ile Türkiye arasında sivil havacılık taşımacılığının durdurulmasını istedi.
Rusya parlamentosundaki bir grup milletvekili adından yayınlanan çağrıda şöyle denildi: “Türkiye, savaş uçağımızı vurarak teröre karşı savaşta hangi cephede yer aldığını net olarak göstermiştir. Türkiye’de İŞİD terör örgütünün faaliyet gösterdiğini göz önünde bulundurarak bu ülke ile tüm yolcu uçak seferlerinin iptal edilmesini istiyoruz”. hürriyet.com.tr
Rusya’nın Türkiye’ye tur satan en büyük tur operatörlerinden biri olan Natalie Tours geçici olarak Türkiye’ye tur satışlarını durdurduğu duyurdu.
Reuters, Rusya’nın Rostourism adlı ajansının da Türkiye’ye tur paketi satışlarını durdurulmasını tavsiye ettiğini belirtti.
Haberin RIA haber ajansından geldiği belirtildi.
RUSYA MALİYE BAKANI: REZERV VAR
Rusya Maliye Bakanı, tur operatörlerini destekleyecek rezervleri olduğunu söyledi.
Bu yaz ekonomilerinde yaşanan sorunlar nedeniyle, yurtdışı seyahatlerini azaltan Ruslar, Antalya'ya gelmemiş ve bölge ekonomisinde yaklaşık 5 milyar dolarlık kayıp yaratmışlardı.
2014'TE 4,5 MİLYON RUS TURİST GELDİ
Rusya’dan Türkiye’ye geçtiğimiz yıl 4.5 milyon turist gelmişti. Rusya’da yaşanan mali sıkıntılar nedeni ile bu sayıda, bu yıl için yüzde 25’lik bir düşüş yaşanması bekleniyordu.
Son olarak Mısır'a giden Rus uçağının düşürülmesinin ardından, tur operatörleri Mısır yerine Türkiye seçeneğini yeniden sunmaya başlamıştı.
RUS PARLAMENTOSUNDAN ŞOK TEKLİF
Rusya parlamentosundan “Türkiye ile hava yolu taşımacılığını kapatalım” teklifi geldi.
Rusya Parlamentosu alt kanadı Duma Başkan Yardımcısı Nikolay Leviçev, Türkiye-Suriye sınır bölgesinde Rus savaş uçağının vurulması ardından Rusya ile Türkiye arasında sivil havacılık taşımacılığının durdurulmasını istedi.
Rusya parlamentosundaki bir grup milletvekili adından yayınlanan çağrıda şöyle denildi: “Türkiye, savaş uçağımızı vurarak teröre karşı savaşta hangi cephede yer aldığını net olarak göstermiştir. Türkiye’de İŞİD terör örgütünün faaliyet gösterdiğini göz önünde bulundurarak bu ülke ile tüm yolcu uçak seferlerinin iptal edilmesini istiyoruz”. hürriyet.com.tr
Mülteciler birbirlerinin ağızlarını dikti
Yunanistan - Makedonya sınırında geçişlerine izin verilmeyen sığınmacılar, alışılmadık bir protesto yöntemine başvurdu.
Makedon sınır görevlileri bir süredir yalnızca belirli milliyetlerden sığınmacıların geçişine izin veriyor. İdomeni sınır kapısında bu nedenle cuma gününden bu yana yüzlerce sığınmacı birikti.
İran'dan geldiklerini belirten 5 kadar sığınmacı, ağızlarını dikerek uygulamayı protesto etti. Göğüslerine çeşitli sloganlar yazan protestocular, açlık grevine başlama tehdidinde bulundu.
Balkan ülkeleri Makedonya, Sırbistan ve Hırvatistan perşembe gününden bu yana yalnızca Suriye, Afganistan ve Irak vatandaşlarının geçişine izin veriyor.
İDOMENİ'DEN BİNDEN FAZLA SIĞINMACI BİRİKTİ
İdomeni sınır kapısında biriken binden fazla sığınmacı Pakistan, İran, Fas, Bangladeş ve Cezayir'den geliyor. Makedon görevliler bunların geçişine izin vermiyor.
Balkan güzergâhı adı verilen ve Makedonya, Sırbistan ve Hırvatistan'ın yer aldığı hat üzerinden şimdiye kadar yüz binlerce kişi Batı Avrupa ülkelerine ulaştı. Sığınmacıların büyük kısmı Almanya'ya gitmek istiyor.
Birçoğu iç savaşın devam ettiği Suriye'den ya da Irak ve Afganistan gibi çatışmaların devam ettiği ülkelerden geliyor.
Otoriter rejimle idare edilen Eritre de sığınmacıların geldiği Afrika ülkelerinin başında yer alıyor.
(Kaynak:hürriyet.com.tr)
Etiketler:
Afganistan,
afrika,
Irak,
mülteci,
Türkiye,
yunanistan
23 Kasım 2015 Pazartesi
Sürücüler dikkat! Son 1 hafta…
1 Aralık’ta başlayacak kar lastiği uygulamasına uymayanlara yılbaşına kadar 571, 1 Ocak’tan itibaren 602 lira para cezası kesilecek.
TŞOF Başkanı Fevzi Apaydın, yaklaşan kış mevsimi nedeniyle sürücüleri uyararak, “Sürücülerimiz araçlarının bakımını yaptırarak, kış lastiklerini takmalı, eksiklerini gidermeliler. 1 Aralık’ta başlayacak kar lastiği zorunlu uygulamasına uymayanlara yılbaşına kadar 571 TL para cezası kesilecektir. Bu cezalar 1 Ocak 2016 tarihinden itibaren artarak 602 lira olarak uygulanacak” dedi.
Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu (TŞOF) Başkanı Fevzi Apaydın, havaların ülke genelinde soğuması ve yaklaşan kış mevsimi nedeniyle sürücüleri uyararak, “Kış mevsimi başlıyor. Bu sene hazırlıksız yakalanmayın. Sürücülerimiz araçlarının bakımını yaptırarak, kış lastiklerini takmalı, eksiklerini gidermeliler. 1 Aralık’ta başlayacak kar lastiği zorunlu uygulamasına uymayanlara yılbaşına kadar 571 TL para cezası kesilecektir. Bu cezalar 1 Ocak 2016 tarihinden itibaren artarak 602 lira olarak uygulanacak. Tabi zorunluluk yalnız ticari araçlar için geçerli. Ancak, özel araçların da kış lastiği takması hem kendileri adına hem de karşı yönden gelen sürücüler adına güvenli olacaktır. Çünkü ticari araçlar kaza yapar, özel araçlar kaza yapmaz diye bir kural yoktur” ifadelerini kullandı.
“KIŞLIK BAKIM KEYFİYET DEĞİL, ZORUNLULUK”
Uzmanlarca yıllardır yapılan çalışmaların ve tecrübelerin sonunda ortaya çıkan kış mevsiminin ağır şartlarına uygun olarak yapılması gereken kışlık bakımın yasal bir zorunlulukta olduğunu da hatırlatan Apaydın, “Havaların soğumasıyla bazı bölgelerimizde kış yüzünü göstermeye başladı. Uzun ve yorucu bir kış bizi beklemektedir. Kışın olan kazaların nedenlerinden; yollardaki buzlanma, aracımızı yolun durumuna göre kullanmamak ve kış koşullarına göre araçlarımızı hazırlamamak başta gelmektedir. Bunun için aracımızın lastiğinden, zincirine kontrol edilmeli, fren, direksiyon, şanzıman, diferansiyel ile motorun yağ bakımı yapılmalıdır. Ayrıca, akülere asit, radyatörlere ise antifriz biran önce konulmalıdır. Balatalar, diskler, elektronik aksam, kalorifer-klima sistemi kısaca araçtaki bütün mekanizmalar gözden geçirilerek araçlarımızı kışa hazır hale getirilmeliyiz. Bilhassa kar lastiği kullanmak aracımızın yolu daha iyi kavramasını, kısa mesafede durmasını ve güvenilir bir şekilde hızlanmasını sağlayacağından özel-ticari ayırmadan her aracın kullanmasında büyük fayda vardır. Dişleri aşınmış bir lastikle kışa girmek başınıza büyük dertler açabilir. Hatta yedek lastiğinizi bile kontrol etmeyi ihmal etmeyin” diye konuştu. (Sözcü)
TŞOF Başkanı Fevzi Apaydın, yaklaşan kış mevsimi nedeniyle sürücüleri uyararak, “Sürücülerimiz araçlarının bakımını yaptırarak, kış lastiklerini takmalı, eksiklerini gidermeliler. 1 Aralık’ta başlayacak kar lastiği zorunlu uygulamasına uymayanlara yılbaşına kadar 571 TL para cezası kesilecektir. Bu cezalar 1 Ocak 2016 tarihinden itibaren artarak 602 lira olarak uygulanacak” dedi.
Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu (TŞOF) Başkanı Fevzi Apaydın, havaların ülke genelinde soğuması ve yaklaşan kış mevsimi nedeniyle sürücüleri uyararak, “Kış mevsimi başlıyor. Bu sene hazırlıksız yakalanmayın. Sürücülerimiz araçlarının bakımını yaptırarak, kış lastiklerini takmalı, eksiklerini gidermeliler. 1 Aralık’ta başlayacak kar lastiği zorunlu uygulamasına uymayanlara yılbaşına kadar 571 TL para cezası kesilecektir. Bu cezalar 1 Ocak 2016 tarihinden itibaren artarak 602 lira olarak uygulanacak. Tabi zorunluluk yalnız ticari araçlar için geçerli. Ancak, özel araçların da kış lastiği takması hem kendileri adına hem de karşı yönden gelen sürücüler adına güvenli olacaktır. Çünkü ticari araçlar kaza yapar, özel araçlar kaza yapmaz diye bir kural yoktur” ifadelerini kullandı.
“KIŞLIK BAKIM KEYFİYET DEĞİL, ZORUNLULUK”
Uzmanlarca yıllardır yapılan çalışmaların ve tecrübelerin sonunda ortaya çıkan kış mevsiminin ağır şartlarına uygun olarak yapılması gereken kışlık bakımın yasal bir zorunlulukta olduğunu da hatırlatan Apaydın, “Havaların soğumasıyla bazı bölgelerimizde kış yüzünü göstermeye başladı. Uzun ve yorucu bir kış bizi beklemektedir. Kışın olan kazaların nedenlerinden; yollardaki buzlanma, aracımızı yolun durumuna göre kullanmamak ve kış koşullarına göre araçlarımızı hazırlamamak başta gelmektedir. Bunun için aracımızın lastiğinden, zincirine kontrol edilmeli, fren, direksiyon, şanzıman, diferansiyel ile motorun yağ bakımı yapılmalıdır. Ayrıca, akülere asit, radyatörlere ise antifriz biran önce konulmalıdır. Balatalar, diskler, elektronik aksam, kalorifer-klima sistemi kısaca araçtaki bütün mekanizmalar gözden geçirilerek araçlarımızı kışa hazır hale getirilmeliyiz. Bilhassa kar lastiği kullanmak aracımızın yolu daha iyi kavramasını, kısa mesafede durmasını ve güvenilir bir şekilde hızlanmasını sağlayacağından özel-ticari ayırmadan her aracın kullanmasında büyük fayda vardır. Dişleri aşınmış bir lastikle kışa girmek başınıza büyük dertler açabilir. Hatta yedek lastiğinizi bile kontrol etmeyi ihmal etmeyin” diye konuştu. (Sözcü)
“Banyo küvetleri yasaklansın”
İsveç Kralı Carl XVI Gustaf, Paris’te düzenlenecek Küresel İklim Zirvesi öncesinde Svenska Dagbladet gazetesine verdiği röportajda, çevreyi korumak için bütün banyo küvetlerinin yasaklanmasını önerdi.
Aynı zamanda Dünya Doğa Fonu Başkanı olan İsveç Kralı Carl XVI Gustaf, 30 Kasım – 11 Aralık tarihleri arasında Paris’te düzenlenecek Küresel İklim Zirvesi öncesinde Svenska Dagbladet gazetesine röportaj verdi. Nükleer enerji, küresel ısınma ve iklim üzerine önerilerini paylaşan Gustaf, çevreyi korumak adına ”bütün banyo küvetlerinin yasaklandığını bir düşünsenize” dedi.
”O AN GERÇEKTEN UTANDIM”
Al Jazeera Türk’ün Thelocal.se, Svenska Dagbladet’ten aktardığı habere göre bu fikrin, röportajdan bir gün önce banyo küvetinde yıkanmak zorunda kaldığı için aklına geldiğini söyleyen kral Gustaf, ”Banyo küvetinde yıkanmak çok fazla temiz su ve enerji tüketiyor. Bir küvette banyo yapmak zorunda kaldığımda bunu açık bir şekilde anladım. Küvette banyo yapmak hiç de akıllıca değil. O an gerçekten ama gerçekten küvette banyo yaptığıma utandım” diye konuştu. Röportajın sonrasında Gustaf, bu öneriyi şakayla karışık şekilde yaptığını belirtti.
”ELEKTRİKLİ ARAÇ KULLANIYORUM”
Çevre korumacılığı konusunda radikal önerileriyle tanınan Gustaf, 30 Kasım – 11 Aralık tarihlerinde Küresel İklim Zirvesine katılmak üzere Paris’te olacak. Geniş otomobil filosu yüzünden eleştirilen Gustaf, ”Şimdi şehre elektrikli araç kullanarak gidiyorum” dedi. sözcü,com.tr
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)