23 Ocak 2016 Cumartesi

Kadın popçuya erkek arkadaş yasağı kalktı

Japonya’da genç kadınlardan oluşan pop gruplarının üyelerine getirilen “erkek arkadaş yasağı” mahkeme kararıyla iptal oldu.

Adı açıklanmayan 23 yaşındaki kadın şarkıcının bir erkek arkadaşının olduğu ortaya çıkınca, bağlı olduğu müzik şirketi, bu duruma karşı önceden hazırladığı anlaşmayı gündeme getirerek, 59 bin sterlin (250 bin TL) tazminat talep etti. Ancak mahkeme, anlaşmaya rağmen bunun Japon anayasasının garanti altına aldığı kişinin bireysel özgürlüğünün ihlali olduğuna karar vererek, şirketin talebini reddetti. 

Nihat Özdemir’in eşi vefat etti

Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir’in eşi Gülseren Özdemir bir süredir tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti.
Hayatını kaybeden Gülseren Özdemir'in eşi Nihat Özdemir uzun yıllar Fenerbahçe Spor Kulübü'nde yöneticilik yapmıştı. Gülseren Özdemir'in vefatından sonra Fenerbahçe yayımladığı taziye mesajında Gülseren Özdemir'in uzun süredir Amerika'da bir hastanede tedavi gördüğünü belirtti.
İşte Fenerbahçe'nin o açıklaması: 

Dondu, 13 gün sonra dirildi

Donarak öldüğü sanılan genç, doktorların çabasıyla 13 gün sonra uyandırıldı. Uzmanlar, donan insanların günler sonra bile hayatlarının kurtarılma şansı olduğunu açıkladı.


ABD'nin Pennsylvania eyaletinin Tresckow kasabasında bir yıl önce donmuş halde bulunan ve doktorların müdahalesi sonucu 13 gün sonra uyanan Justin Smith (26), yaşadıklarını “Bir rüyadan uyanmış gibiydim ama rüya değildi” diye anlattı.
Smith, bir eğlence mekânından eve yürüyerek dönerken yolda donmuş ve onu aramaya çıkan babası tarafından bulunmuştu.
ÖNCE ÖLDÜĞÜNÜ SANDILAR
İlk işaretler 12 saattir kar altında kaldığı düşünülen gencin öldüğünü gösteriyordu.
Lehigh Valley Hastanesi’nden Dr. Gerald Coleman, saatlerce kalp masajı yapmış ve bedene kan pompalayan bir makinenin yardımıyla Justin Smith’in kalbini yeniden çalıştırmayı başarmıştı.
13 gün sonra da gözlerini açan Smith yaşama döndü.

Kamer Genç'in vasiyeti

Türk siyasi hayatının en renkli isimlerinden olan eski CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç 76 yaşında hayatını kaybetti. Genç, bir süredir kanser tedavisi görüyordu. 76 yaşındayken hayatını kaybeden Kamer Genç için pazar günü saat 14.00'te Kartal Cemevi'nde cenaze töreni düzenlenecek. Genç'in cenazesi Pazartesi günü ise Tunceli Cemevi'nde saat 10.00'da, Nazimiye Cemevi'nde de saat 12.00'de yapılacak törenlerin ardından, vasiyeti üzerine Ramazan Köyü'nde toprağa verilecek. Genç'in son günlerinde yakınlarına ''Beni Tunceli'ye tabutuma sarılı Türk bayrağı ile götürün'' dediği öğrenildi.

Pankreas kanseri nedeniyle İstanbul Gayrettepe’deki Florance Nightingale Hastanesi’nde tedavi gören Genç, dün akşam 17.10 sıralarında yaşamını yitirdi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da dün öğle saatlerinde Genç’i hastanede ziyaret ederek, “Allah şifalar versin, sağlık versin demenin ötesinde bir şey söylemek çok zor” demişti.
Hastalığı nedeniyle, 7 Haziran 2015 seçimlerinde milletvekili adayı gösterilmeyen Genç, tedavi için ABD’ye gitmişti. 28 Ekim 2015 tarihinde Pankreas kanseri teşhisiyle bir süre ABD’de tedavi gören Genç, Sağlık Bakanlığı’na ait bir ambulans uçakla New York’tan Türkiye’ye getirilmişti. Siyasi yaşamı boyunca renkli simalardan biri olan Genç, siyasi tartışmalarıyla hafızalarda yer edinmişti.
4 DÖNEM VEKİL SEÇİLDİ
23 Şubat 1940’ta Tunceli Nazimiye’de doğan Genç, 1960’da Ankara’da Maliye Okulu’na yatılı olarak girdi. 1966’da Ankara İktisadi Ticari İlimler Akademisi’ni bitirdi. Yüksek lisansını Paris Uluslararası Amme İdaresi Enstitüsü’nde tamamladı.
1966 yılında girdiği Danıştay sınavını kazanan tek isim oldu. Danıştay Tetkik Hâkimliği ve Savcılığı görevlerinde bulundu. 1983-1987’de mali müşavirlik yapan Genç, 4 dönem peş peşe milletvekili seçildi.
14 Aralık 1987 tarihinde 18.dönem SHP Tunceli milletvekili seçilen Kamer Genç, ardınan 6 Kasım 1991 tarihinde 19. Dönem SHP Tunceli milletvekili, 8 Ocak 1996 tarihinde 20. Dönem DYP Tunceli milletvekili, 18 Nisan 1999 tarihinde 21. Dönem DYP Tunceli milletvekili seçildi.
23. ve 24. dönem CHP Tunceli milletvekilliği yapan Genç, 1993’ten 1995’e kadar, 1996’dan 1999’a kadar ve 2001-2002 arası TBMM Başkanvekilliği yaptı.
İyi düzeyde Fransızca bilen Genç, 1967 yılında Sevim Genç ile evlenmiş, Seçkin ve Seçil adında iki çocuğu bulunuyordu.
VASİYETİ TUNCELİ’DE SONSUZLUĞA UĞURLANMAK
İstanbul'da tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden CHP eski Tunceli Milletvekili 76 yaşındaki Kamer Genç'in vasiyeti üzerine memleketi Tunceli'nin Nazımiye İlçesi Ramazan Köyü'nde toprağa verilmesi bekleniyor.
Genç'in son anlarında yanında ailesi ve yakın arkadaşlarının bulunduğu belirtildi. Genç'in son anlarında yakınları ile sürekli Tunceli'nin Nazımiye ve Pülümür ilçelerindeki akrabalarından bahsettiği öğrenildi. 
TÜRK BAYRAĞI İSTEĞİ

Tuncelilerden kente sahip çıkmalarını istediği belirtilen Genç'in daha önce Tunceli'de defnedilmesi vasiyet ettiği ortaya çıkmıştı. Genç, yakınlarına, "Ben iyileşmezsem ve ölüme yenik düşersem beni kesinlikle memleketim Tunceli'nin Nazımiye İlçesi Ramazan Köyü'nde gömün. Beni Tunceli'ye tabutuma sarılı Türk bayrağı ile götürün" dediği öğrenildi.
Kamer Genç'in yakınları ile CHP genel merkezi yetkilileri cenaze programı yaptıkları ve Ankara'da yapılacak törenlerin ardından Tunceli'ye getirileceği belirtildi.
PAZAR GÜNÜ KARTAL CEMEVİ'NDE TÖREN
76 yaşındayken hayatını kaybeden Kamer Genç için pazar günü saat 14.00'te Kartal Cemevi'nde cenaze töreni düzenlenecek. Genç'in cenazesi Pazartesi günü ise Tunceli Cemevi'nde saat 10.00'da, Nazimiye Cemevi'nde de saat 12.00'de yapılacak törenlerin ardından, vasiyeti üzerine Ramazan Köyü'nde toprağa verilecek. 
BAHÇELİ'DEN KAMER GENÇ'İN EŞİNE TAZİYE MESAJI

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Kamer Genç'in eşine taziye mesajı gönderdi.
Bahçeli, baş sağlığı mesajında Kamer Genç'e Allah'tan rahmet dileyerek "Değerli Siyaset Adamı Eski Tunceli Milletvekili Saygıdeğer Eşiniz Kamer Genç Bey'in vefatını derin bir üzüntü ile öğrenmiş bulunmaktayım. Türk Siyasi hayatına büyük katkıları olan Merhum Kamer Genç Bey'e Yüce Allah'tan rahmet; başta şahsınız olmak üzere, tüm yakınlarına, sevenlerine ve aziz milletimize başsağlığı diliyorum" ifadelerini kullandı. 
KILIÇDAROĞLU: BİR VEDANIN YAŞANDIĞINI HİSSETMİŞTİM
 CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Tunceli eski Milletvekili Kamer Genç'in vefatı dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Kılıçdaroğlu, "Kendisini bugün tedavisinin sürdüğü hastanede ziyaret ettiğimde, bir son buluşmanın, bir vedanın yaşandığını hissetmiştim. Ancak Cemal Süreya'nın 'Her ölüm erken ölümdür' dizesinin anımsattığı duyguyla anmak isterim ki ölümü kendisine yakıştırmak istememiştim" dedi.
"KAMER GENÇ'İ DOĞDUĞU TOPRAKLARA, TUNCELİ'YE DEFNEDECEĞİZ"
İstanbul'da tedavi gördüğü hastanede 76 yaşında hayatını kaybeden Kamer Genç için taziye mesajı yayımlayan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Genç'i tedavisinin sürdüğü hastanede ziyaret ettiğinde hissettiklerini anlattı. Kılıçdaroğlu'nun baş sağlığı mesajı şöyle:
"Türkiye siyasetinin, demokrasi mücadelesiyle özdeş ismi Sayın Kamer Genç'i kaybettik. 1940 yılında Tunceli'nin Nazimiye ilçesinde doğan Kamer Genç, son nefesini verdiği bugüne kadar Cumhuriyetimizin kurucu ilkelerine bağlı bir Cumhuriyet çocuğu olarak yaşadı.
İnşaat işçiliğiyle başlayan yaşam mücadelesini, Vergi Denetmenliği, Danıştay Tetkik Hâkimliği ve Serbest Müşavirlik yaparak sürdürdü. 12 Eylül Askeri Darbesi sonrasında üyesi olduğu Danışma Meclisi'nde parlamenter demokrasinin ve insan haklarının yılmaz savunucusu oldu. Danışma Meclisi'nden istifa ettiği 1983 yılına kadar inandığı ilkelerden vazgeçmeksizin görev yaptı. TBMM'de görev aldığı 6 yasama döneminde de hakkın, adaletin, eşitliğin ve siyasi ahlakın öncüsü oldu. Tunceli'nin 'Kamer Ağabeyi' Kamer Genç, benim için her zaman 'Kamer Bey' diye hitap etmekten onur duyduğum örnek bir isimdi. Kendisini bugün tedavisinin sürdüğü hastanede ziyaret ettiğimde, bir son buluşmanın, bir vedanın yaşandığını hissetmiştim. Ancak Cemal Süreya'nın 'Her ölüm erken ölümdür' dizesinin anımsattığı duyguyla anmak isterim ki ölümü kendisine yakıştırmak istememiştim. Cumhuriyet Halk Partisi ailesinin eşsiz üyelerinden biri olan Sayın Kamer Genç'i doğduğu topraklara, Tunceli'ye defnedeceğiz. O'nun yokluğunun yaratacağı eksikliği, kendisini yürekten bağlı hissettiği Cumhuriyetimizi daha da yücelterek gidereceğiz. Bu duygularla Sayın Kamer Genç'e Allah'tan rahmet; ailesine, tüm sevdiklerine, Tuncelililere ve Türkiye Cumhuriyeti'nin tüm vatandaşlarına başsağlığı diliyorum"
KAMER GENÇ KİMDİR
Kamer Genç, 23 Şubat 1940'da Tunceli Nazimiye'de doğdu. Babasının adı Ali, annesinin adı Hadice'dir.
Vergi Denetmenliği, Danıştay Tetkik Hâkimliği ve Savcılığı; Ankara İktisadî ve Ticarî İlimler Akademisini bitirdi. Yüksek lisansını Paris Uluslararası Amme İdaresi Enstitüsü'nde tamamladı.

Danıştay Tetkik Hâkimliği ve Savcılığı görevlerinde bulundu. Serbest mali müşavir olarak çalıştı. İki kitabı yayınlandı.

Danışma Meclisi Tunceli Üyesi oldu. 1983'de Danışma Meclisi Üyeliğinden istifa etti. Danışma Meclisi Başkanlık Divanı Kâtip Üyeliği görevinde bulundu. 

18, 19, 20, 21 ve 23. Dönemde Tunceli Milletvekili seçildi. 20 ve 21. Dönemde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekilliği görevini yürüttü.
İyi düzeyde Fransızca bilen Genç, evli ve 2 çocuk babasıydı.
EŞİ, KAMER GENÇ’İ BÖYLE ANLATMIŞTI
Kamer Genç’in eşi, emekli öğretmen Sevim Genç, 2011’de Hürriyet’e verdiği bir röportajda ünlü siyasetçiyi şöyle anlatmıştı:
“Siyasi hayatımız 1981’de Danışma Meclisi üyeliğiyle başladı. Bir gün arabada gidiyoruz. Radyoda haberler var. ‘Mehmet Ali Ağca’nın idam dosyası oylamasında 149 kabule karşılık bir ret oyu çıktı’ denildi. 
‘Hangi akılsız Ağca’nın idamına ret oyu verdi’ dedim. Eşim ‘Ben’ dedi. Eşim tüm idamlara karşıydı, Ağca’ya mahsus değildi bu tepkisi. Askeri dönemde de çok çıkışları oldu ve Danışma Meclisi üyeliğinden istifasını vererek ayrıldı. Bir albayla konuşurken eşimin askerlere çıkışından çok endişe ettiğimi söylemiştim. ‘Askerler cesur insanları sever, hiç merak etmeyin’ demişti. Çok da takdir görmüştü o dönem. Sonra milletvekili olarak girdi TBMM’ye.
Bir keresinde uçakta rahmetli Alparslan Türkeş ile ihtilaf olmuş aralarında. Bir sürü ölüm tehditleri aldık. Çok endişeye kapıldığım anlar oldu. Telefon geceyarısı da gelse hiçbir zaman kapatmadık. Hemşerilerimizi evde ağırladığımız da olmuştur.
Bir keresinde kadının biri Almanya’ya gidecek, hırkayla gelmiş, montumu giydirip göndermiştim. Ben de severim insanları, kimseyle kırgınlığımız olmadı, hep memnun ayrılmışlardır. Ama terör olayları nedeniyle ben Kamer’le birlikte hiç gidemedim Tunceli’ye. Kamer istemedi daha doğrusu. Orada PKK yüzünden ev yapmayı da düşünmedik.
Eşime ‘Siyasete girme ya da yeter bırak’ demedim hiç. İnsanlara faydalı olmayı seviyor. Ailede özveri daha çok kadınlara kalıyor. İki çocuk ve bütün evin sorumluluğunu yıllardır ben taşıdım, hâlâ da öyle. Gel ocağı yak desen yakamaz. Herhalde ben de fırsat vermedim ev işleriyle ilgilenmesine.
Tatillere de hep çocuklarımla gittim. Eşimle doğru dürüst tatil yapamadık. Hatta çocuklar küçükken ‘Anne, babam da olsa aile oluruz değil mi’ diyorlardı. Şimdi kız ABD’de, oğlan burada. Hâlâ evlenmediler. Eşimin milletvekilliği bize insanların saygısını, sevgisini kazandırdı. Milletvekili eşleri tanıtılırken ‘Kamer Genç’in eşi’ dendiğinde en fazla alkışı ben alırdım.” Hürriyet

22 Ocak 2016 Cuma

Kamer Genç hayatını kaybetti

Eski Tunceli milletvekili Kamer Genç tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bugün kamer Genç'i hastanede ziyaret etmişti.


Kamer Genç rahatsızlığı nedeniyle bir süredir tedavi görüyordu.
KAMER GENÇ KİMDİR
Kamer Genç, 23 Şubat 1940'da Tunceli Nazimiye'de doğdu. BabaCHP Genel Başkanı kemal kılıçdaroğlu sının adı Ali, annesinin adı Hadice'dir.
Vergi Denetmenliği, Danıştay Tetkik Hâkimliği ve Savcılığı; Ankara İktisadî ve Ticarî İlimler Akademisini bitirdi. Yüksek lisansını Paris Uluslararası Amme İdaresi Enstitüsü'nde tamamladı.

Danıştay Tetkik Hâkimliği ve Savcılığı görevlerinde bulundu. Serbest mali müşavir olarak çalıştı. İki kitabı yayınlandı.

Danışma Meclisi Tunceli Üyesi oldu. 1983'de Danışma Meclisi Üyeliğinden istifa etti. Danışma Meclisi Başkanlık Divanı Kâtip Üyeliği görevinde bulundu. 

18, 19, 20, 21 ve 23. Dönemde Tunceli Milletvekili seçildi. 20 ve 21. Dönemde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekilliği görevini yürüttü.
İyi düzeyde Fransızca bilen Genç, evli ve 2 çocuk babasıdır.
EŞİ, KAMER GENÇ’İ BÖYLE ANLATMIŞTI
Kamer Genç’in eşi, emekli öğretmen Sevim Genç, 2011’de Hürriyet’e verdiği bir röportajda ünlü siyasetçiyi şöyle anlatmıştı:
“Siyasi hayatımız 1981’de Danışma Meclisi üyeliğiyle başladı. Bir gün arabada gidiyoruz. Radyoda haberler var. ‘Mehmet Ali Ağca’nın idam dosyası oylamasında 149 kabule karşılık bir ret oyu çıktı’ denildi. 
‘Hangi akılsız Ağca’nın idamına ret oyu verdi’ dedim. Eşim ‘Ben’ dedi. Eşim tüm idamlara karşıydı, Ağca’ya mahsus değildi bu tepkisi. Askeri dönemde de çok çıkışları oldu ve Danışma Meclisi üyeliğinden istifasını vererek ayrıldı. Bir albayla konuşurken eşimin askerlere çıkışından çok endişe ettiğimi söylemiştim. ‘Askerler cesur insanları sever, hiç merak etmeyin’ demişti. Çok da takdir görmüştü o dönem. Sonra milletvekili olarak girdi TBMM’ye.
Bir keresinde uçakta rahmetli Alparslan Türkeş ile ihtilaf olmuş aralarında. Bir sürü ölüm tehditleri aldık. Çok endişeye kapıldığım anlar oldu. Telefon geceyarısı da gelse hiçbir zaman kapatmadık. Hemşerilerimizi evde ağırladığımız da olmuştur.
Bir keresinde kadının biri Almanya’ya gidecek, hırkayla gelmiş, montumu giydirip göndermiştim. Ben de severim insanları, kimseyle kırgınlığımız olmadı, hep memnun ayrılmışlardır. Ama terör olayları nedeniyle ben Kamer’le birlikte hiç gidemedim Tunceli’ye. Kamer istemedi daha doğrusu. Orada PKK yüzünden ev yapmayı da düşünmedik.
Eşime ‘Siyasete girme ya da yeter bırak’ demedim hiç. İnsanlara faydalı olmayı seviyor. Ailede özveri daha çok kadınlara kalıyor. İki çocuk ve bütün evin sorumluluğunu yıllardır ben taşıdım, hâlâ da öyle. Gel ocağı yak desen yakamaz. Herhalde ben de fırsat vermedim ev işleriyle ilgilenmesine.
Tatillere de hep çocuklarımla gittim. Eşimle doğru dürüst tatil yapamadık. Hatta çocuklar küçükken ‘Anne, babam da olsa aile oluruz değil mi’ diyorlardı. Şimdi kız ABD’de, oğlan burada. Hâlâ evlenmediler. Eşimin milletvekilliği bize insanların saygısını, sevgisini kazandırdı. Milletvekili eşleri tanıtılırken ‘Kamer Genç’in eşi’ dendiğinde en fazla alkışı ben alırdım.” DHA

Uyumsoft, i-Dönüşümde pazar payını %20’ye çıkarttı

Yerli yazılım ve danışmanlık firması Uyumsoft Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri AŞ, 2015 yılında i-Dönüşüm (e-Fatura, e-Defter, e-Arşiv vd) süreçlerinde hizmet verdiği e-Fatura mükellefi olan müşteri sayısını, 4500 müşteriye çıkartarak, yaklaşık 2 kat büyüdü.   


Geçtiğimiz yılsonu itibariyle 4500 e-Fatura mükellefine hizmet veren Uyumsoft, özel entegratörler arasındaki pazar payını %20’ye çıkarttı. Bu yıl, pazar payını arttırmayı hedefliyor.

i-Dönüşüm sürecinde sektör liderleri arasında yer aldıklarını kaydeden Uyumsoft Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri AŞ Başkanı Mehmet Önder, “2015 yılında i-Dönüşüm (e-Fatura, e-Defter, e-Arşiv vd) süreçlerinde başarılı bir yıl geçirdik. İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Tokat ofislerimiz ve 262 çözüm ortağımızla, ülke genelindeki e-Fatura mükellefi olan müşterilerimize hizmet veriyoruz. 2016 yılında, gerek i-Dönüşüm projelerinde, gerek Kurumsal Kaynak Planlama (ERP)’de yeni başarılara imza atmaya devam edeceğiz” dedi.

2016’nın ilk yarısında ‘Uyumsoft Bulut ERP’ anonsu yapılıyor    

Kurumsal Kaynak Planlama (ERP) yazılımı ve danışmanlığında sektörün liderleri arasında yer alan Uyumsoft’un, bu yılın ilk yarısında ‘Uyumsoft Bulut ERP’ çözümünü anons edeceğini ifade eden Mehmet Önder, şunları söyledi:

“Bu yıl itibariyle Bulut ERP, iş dünyasının daha yoğun gündemine giriyor. Bulut teknolojisiyle firmalara, daha ekonomik yazılım ve danışmanlık hizmeti sağlanacak. Sanal ortamda; danışmanlıklar, eğitimler, bunları destekleyen video çözümleri ve örnek çalışmalar; müşteriler ile daha fazla buluşacak. Bu arada, ülkemiz ERP konusunda ciddi bir potansiyeli de barındırıyor. Ülkemizde ilk 50 binin içinde yer alan firmaların, yaklaşık 40 bini iş süreçlerini basit ticari muhasebe uygulamalarıyla yapıyor. Bu firmaların önümüzdeki süreçte büyümesiyle, ERP çözümlerine olan talepleri artacaktır ve ERP pazarı büyümesini sürdürecektir. Uyumsoft olarak bu yılın ilk yarısında Uyumsoft Bulut ERP çözümümüzün anonsunu yapacağız” diye konuştu.

Bulut üzerinden takip edilecek smartcity, eğitim, akıllı binalar, enerji verimliliği, sağlık gibi onlarca yeni iş modeli fırsatlarının bulunduğunu da anlatan Mehmet Önder, bu yıl içinde eğitim sektörüne yönelik bir projenin anonsunu yapacaklarını açıkladı. Uyumsoft Merkez Ofisinin Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Teknopark’ında olduğunu kaydeden Mehmet Önder, yurtiçi ve yurtdışı müşterilerine, İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Tokat ve Azerbaycan-Bakü ofisleriyle hizmet götürmeye devam ettiklerini sözlerine ekledi

Sokakta kağıt toplayandan mal alana 140 bin TL ceza

Türkiye’de 2.5 milyon insana geçim kapısı olan geri dönüşüm sektöründeki yeni düzenlemeler tartışılıyor. Geri Dönüşüm İşçileri Derneği Başkan Yardımcısı Tahsin Karaman yaptığı açıklamada, “Sokakta kağıt toplayanlara kağıdı sattığı takdirde 20 bin TL ceza, bizden kağıt alan firmalara ise 140 bin TL ceza kesilecek” diye konuştu.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın düzenlemesine göre sokakta atık kağıtları toplayan insanlardan kağıt alan geri dönüşüm şirketleri 140 bin TL cezaya çarptırılacak.
20 BİN TL CEZA
Hürriyet'in haberine göre;Kağıt toplayan kişiye de geri dönüşüm şirketine kağıdı sattığının tespit edilmesi halinde 20 bin TL’ye kadar varan cezalar kesilmesi gündemde.
Konuyla ilgili olarak açıklamalarda bulunan Geri Dönüşüm İşçileri Derneği Başkan Yardımcısı Tahsin Karaman, “Büyük firmalar bu işten çok kazanç sağlayacak biz ağır bir iş yapıyoruz.
'EN FAZLA 2 BİN TL KAZANIYORUZ'
Ayda 20 gün işe çıkıyoruz. En fazla ayda 2 bin TL kazanıyoruz. Fakat ekonomiye katkımız çok büyük” diye konuştu.  
Bundan sonra kendileri yerine büyük firmaların elemanlarının kağıt toplayacağını belirten Karaman, “Pazartesi günü bakanlık ile randevumuz var. Bütün sıkıntılarımızı orada anlatacağız. 2.5 milyon insan geri dönüşüm sektöründen ekmek yiyor” dedi.

Ege'de kaçak faciası: 34 ölü

Ege Denizi’nde sabaha karşı kaçakları taşıyan iki teknenin batması sonucu ölenlerin sayısı 34’e yükseldi. Denizin ortasında soğuk suda ölüm kalım mücadelesi veren insanların imdadına Sahil Güvenlik Komutanlığı'na bağlı gemiler yetişti. Can yelekleri ile hayatta kalmaya çalışan bir anne kızın kurtarılma anlarında yaşadıkları korku ve dehşet kameralara böyle yansıdı.

Alınan bilgiye göre, Kilimli Adası açıklarında içinde en az 100 kişinin bulunduğu tahmin edilen yelkenlinin batmasının ardından bölgede arama kurtarma çalışmalarını sürdüren Yunan sahil güvenlik ekipleri, şu ana kadar 26 kişiyi kurtarırken, 11’i çocuk, 16’sı kadın toplam 34 cesedi sudan çıkardı. 



Yunan Haber Ajansı ANA-MPA, teknede kaç kişinin bulunduğunun bilinmemesi nedeniyle kazanın meydana geldiği Kalolimni bölgesinde arama kurtarma çalışmalarının sürdüğünü, kurtarılanların Leros Adası’na sevk edildiğini duyurdu. 



Öte yandan; Yunan Sahil Güvenlik batları ile helikopteri, bölgede arama kurtarma çalışmalarını sürdürüyor. Yunan ekipler saat 14.00'te, Kardak kayalıklarını geçerek Çavuş Adası açıklarından sık sık Türk karasularına girince, Türk Sahil Güvenlik ekipleri de bölgeye geldi.


Sahil Güvenlik Komutanlığı'nın denizden ve havadan arama çalışması başlatmasıyla bulunan 6 yaralı ile 3 ceset Aydın'ın Didim ilçesindeki yat limanına getirildi.


Hürriyet

13 bin erkeğin sakalı zorla kesildi

Orta Asya ülkelerinden Tacikistan’da hükümet ülkeyi tehdit ettiğini düşündüğü radikal dincilikle mücadele bahanesiyle 13 bin erkeğin sakalını zorla keserken, bin 700 kadını da başörtülerini çıkarmaya ‘ikna etti.’
Tacikistan resmi haber ajansının haberine göre polis, ‘ülkeyi yabancı etkilerden koruma önlemleri’ çerçevesinde son haftalarda 13 bin erkeğin sakalının ‘çok uzun’ veya ‘hırpani’ olduğu gerekçesiyle tıraş edildiğini açıkladı. 
Polis, bin 700 kadını başörtülerini çıkarmaya ‘ikna etmenin’ yanı sıra, kara çarşaf giyen 89 kadını fuhuş yaptıkları suçlamasıyla tutukladığını duyurdu. Kara çarşaf satan 169 mağaza da kapatıldı. 

Tacik parlamentosu geçen hafta yeni doğan çocuklara Arapça isim verilmesini yasaklamıştı.  DHA

Pamuk Prenses'e 'müstehcen içerik' yasağı

Katar'ın Başkenti Doha'da bir okul, öğrenci velisinden gelen 'müstehcen içerik' şikâyeti üzerine Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler masal kitabını okul kütüphanesinden çıkardı.

Katar'da yayınlanan El-Şark gazetesi, velinin şikâyetini Yüksek Eğitim Konseyi'ne ilettiğini, Konsey'in de Uluslararası SEK okuluna kitabı kütüphaneden çıkarması yönünde talimat verdiğini yazdı.
Velinin, Grimm kardeşler masalı Pamuk Prenses ve Yeni Cüceler'in Disney versiyonu olan kitapta hem cinsel çağrışımlar yapan çizimler olduğunu, hem de metinde benzer çağrışımların bulunduğunu söylediği ifade ediliyor.
Kitaptaki hangi görsellerin şikâyet nedeni olduğu bilinmiyor. Ancak İngiltere'de yayınlanan Guardian gazetesi masal kitabının kapağında Pamuk Prenses ve ona sarılan prensin görüldüğünü aktarıyor.
OKUL ÖZÜR DİLEDİ
SEK okulu müdürü Vivian Arif, şikâyetin okula iletilmesinden sonra hemen harekete geçtiklerini ve kitabı kütüphaneden çıkardıklarını söyledi.
Yazılı bir açıklama da yapan okul müdürü, "Uluslararası SEK okulu, Katar'da köklü bir geçmişe sahiptir. Bu istenmeyen olayın yarattığı rahatsızlıktan dolayı üzüntülerimizi iletiriz" dedi.
2013'te açılan SEK okulunun Doha'da 27 farklı ülkeden 150'den fazla öğrencisi bulunuyor. Okul 3 yaştan 18 yaşa kadar öğrencilere eğitim veriyor.
Katar bu yıl Oscar'a aday gösterilen Danish Girl - Danimarkalı Kız filminin gösterimini de yasaklamıştı. BBC Türkçe

Koç aile şirketindeki ilginç kural

Mustafa Koç daha önce verdiği bir röportajında Koç Grubu'nun nasıl yönetildiğine yönelik açıklamalar yapmış ve aile prensipleri geregi damat ve gelinlere şirkette iş verilmediğini söylemişti.

İşte Mustafa Koç'un geçmişte yaptığı röportajlardan birinde yaptığı açıklamalar:


Damat ve gelinlere de şirkette yer yokmuş öyle mi?
Mümkün olduğu kadar daha çok profesyonellerin işin başında olmasını istiyoruz; en uygun pozisyona en iyi yöneticiyi getirmek. Amacımız şirket değerini en yüksek oranda tutmak. O bakımdan işin içine aile fertleri girince bu işi en iyi şekilde yapmanın zor olduğu kanaatine vardık. Onlar istiyorlarsa kendi işlerini kurarlar, ama şirket içinde çalışmamaları gibi ortak bir prensip kararı var.

Mustafa Koç'un eşi Caroline Giraud Koç kimdir?

Geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybeden ünlü işadamı Mustafa Koç’un eşi Caroline Giraud kimdir? Hayatı, nereli, kaç yaşında, kariyeri? İşte ünlü işadamı Mustafa Koç’un merak edilen eşi ile ilgili detaylar…
Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç, geçirdiği kalp krizi sonrası kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Ünlü işadamının ölümünün ardından gözler eşi Caroline Giraud’a çevrildi. Koç Holding’in 3. Nesil üyesi olan Mustafa Koç ile çok genç yaşta tanışan Caroline Giraud, 21 yaşında evlenmiştir.
1969 doğumlu olan Caroline Giraud, İzmir’in en tanınmış ailelerinden biri olan Giraud’ların kızıdır. Büyükbabasından dolayı Fransa kökenlidir. Büyükbabasının dedesi Fransa’dan göç ederek İzmir’e yerleşmiştir. Ailesi İzmir’e geldikten sonra 1700’lü yıllarda pamuk, yün, iplik işine girmiş, kısa sürede bu işin ticaretini yapmaya başlamış.
Caroline Giraud kendini bildi bileli ailesi bu işle uğraşmakta ve şuan İzmir’de bulunan İzmir Yün Mensucat’ın sahibidir. Çok küçük yaşlardan itibaren modayı yakından takip etmeye başlamış. Hayvanlara olan aşırı düşkünlüğü nedeniyle gençlik yıllarında veteriner olmaya karar vermiş ancak zamanla bu kararından vazgeçerek aile büyüklerinin yönlendirmeleriyle Boston’da İşletme okumaya başlamıştır. Onun için İşletme okumak, hayatın her alanında bilgi sahibi olmak anlamına gelmekteydi.
Ancak okulu bitirir bitirmez henüz 21 yaşında iken o yıllarda Türkiye’nin önde gelen ailelerinden Koç ailesinin oğulları Mustafa Koç’a aşık olmuş, bu gelişmenin hemen ardından da evlenmiştir.
Evliliğinin ilk yıllarında çocuk sahibi olmadı. Kayınpederi Rahmi Koç, onun için ilgi duyduğu moda alanında bir iş kurmuştur. İngiliz tarzında kıyafetler satan erkek giyimin öncülerinden Edwards’ın ilk şubesini Hisar’da açmıştır. Dört yıl boyunca çalışmalarına devam etmiş, ilk kızı Esra doğduktan sonra ise bir süre ara vermiştir. İkinci kızı Aylin’in dünyaya gelmesinin ardından çalışma hayatına yeniden atılmıştır. Çocukları henüz küçük yaşlarda olmasına rağmen yoğun bir şekilde kendini çalışmaya adayan Caroline Giraud, uzun süredir üzerinde çalıştığı bir projeyi hayata geçirdi. Play Barn projesi kapalı yerlerde çocuklar için oyun alanı oluşturmak. Çalışmayı çok seven Caroline Giraud, yaptığı açıklamalarda sürekli insanlığa faydalı birşeyler yapmadığı zamanlarda kendini mutsuz hissettiğini belirtmiş.
Azmi ve çalışkanlığı ile büyük işler başaran Caroline Giraud, son projesi bir ev tekstil markası olan Haremlique’yi hayata geçirmiştir.
Caroline Giraud, Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç ile evlidir. Bu evliliğinden Esra ve Aylin adında iki kız çocuğu vardır. 
 






Putin: Lenin Rusya'nın altına atom bombası koydu

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Sovyetler Birliği’nin kurucu lideri Vladimir Lenin hakkında ilginç bir çıkışa imza attı. Putin, politikalarını eleştirdiği Lenin'i Rusya'nın altına atom bombası koymakla suçladı.

Putin bu sözlerini, Rusya’daki üniversite ve yüksek eğitim kurumları rektörlerinin katıldığı toplantıda Lenin’i öven Kurçatovsk Enstitüsü Müdürü Mihail Kovalçuk’a cevaben kullandı. Kremlin'den de bu ifadelerle ilgili açıklama yapıldı. Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov, "Öfkeye gerek yok, başkan kendi düşüncesini dile getirdi." dedi. 

Putin, Moskova’da Bilim ve Eğitim Konseyi toplantısına katıldı. Rusya’daki birçok üniversite ve yüksek eğitim kurumunun rektörlerinin yer aldığı toplantında dün 92'nci ölüm yıldönümünde anılan Sovyet lideri Lenin de anıldı. 
LENİN BİR DÜŞÜNCE AKIMINI YÖNETTİ

Burada bir konuşma yapan Kurçatovsk Enstitüsü Müdürü Mihail Kovalçuk, Boris Pasternak'ın 'Yüksek Hastalık' adlı şiirinden bir alıntı yaparak Lenin’in Ekim Devrimi’ndeki rolünü övdü. Lenin’in bir düşünce akımını da yönettiğini savunan Kovalçuk, eğitim alanında düşünce akımını yöneten kuruluşlar bulma tavsiyesinde bulundu.
Rus lider Putin ise Kovalçuk bu sözlerine itiraz ederek, Lenin’i eleştiren sözler sarf etti. Putin, “Düşünce akımını yönetmek doğru bir şey ancak bu düşüncenin Vladimir İlyiç'in (Lenin) yaptığının aksine doğru sonuçlara yol açması gerekir. Çünkü en nihayetinde bu düşünce Sovyetler Birliği'nin çöküşüne sebep oldu, yol açtığı şey bu. O dönemde otonomi ve birçok farklı fikir vardı. Rusya denilen binanın altına bir atom bombası yerleştirdiler ve daha sonra onu patlattılar. Bizim küresel bir devrime ihtiyacımız da yoktu. Ama o dönemde bu düşünce de vardı” ifadelerini kullandı.
ÖFKEYE GEREK YOK, PUTİN’İN ŞAHSİ GÖRÜŞÜ 

Putin’in bu açıklamalarının ardından Kremlin’den yeni bir açıklama gecikmedi. Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov, Putin’in bu sözlerinin bir öfkeye yol açmaması gerektiğini ve söylenenlerin Putin’in şahsi sözleri olduğunu belirtti.
Peskov, “Başkan kendi düşüncesini dillendirmiştir. Bunun bir öfkeye neden olması söz konusu değildir, belki büyük ihtimalle anlaşmazlığa yol açabilir. Ama ortada öfke duyulacak bir durum yok.” dedi.
Peskov, “Herkes, buna başkan da dahil, tarihteki bir kişinin rolü hakkında kendi tutumuna oluşturma hakkına sahiptir.” dedi. DHA

Somali'de Eş Şebab saldırısı: En az 20 ölü

Somali'nin başkenti Mogadişu'da deniz kenarındaki bir restorana Eş Şebab tarafından saldırı düzenlendi. Olayda en az 20 kişi hayatını kaybetti.

Associated Press'in haberine göre; güvenlik güçleri bugün erken saatlerde Eş Şebab militanlarını etkisiz hale getirdi. 



Somali Güvenlik Bakanı Abdurrezzak Ömer, basın açıklamasında, güvenlik güçlerinin saldırganlarla yaklaşık 10 saat süren çatışmanın ardından lokantanın kontrolünü sağladığını söyledi.  

AA'nın haberine göre; Ömer, çatışmada aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu çoğu sivil en az 20 kişinin hayatını kaybettiğini, saldırıyı düzenleyen gruptan dört kişinin öldürüldüğünü ve başkanlarının sağ olarak ele geçirildiğini belirtti.



Olay yerinden açıklama yapan güvenlik yetkilisi Muhammed Hüseyin, güvenlik güçlerinin restoranda kalan birçok sivili kurtardığını aktardı.



Somali'deki Eş-Şebab örgütü, kendilerine ait Endülüs Radyosu'nun internet sitesinden bir açıklama yaparak saldırıyı kendilerinin yaptığını duyurdu.

Yerel kaynaklar, Mogadişu'da hükümet yetkililerinin de gittiği bir kafenin otoparkında bomba yüklü aracın infilak ettiğini, ilk belirlemelere göre beş kişinin yaşamını yitirdiğini ve saldırıda yaralıların da olduğunu aktarmıştı.



Patlamanın ardından arka kapıdan kafeye sızan silahlı bir grup ile güvenlik görevlileri arasında çatışma çıktığı ifade edilmişti. (Hürriyet)

Suudi Arabistan Başmüftüsü: Satranç haram, yasaklanmalı

Suudi Arabistan Başmüftüsü Şeyh Abdülaziz el-Şeyh verdiği fetvada İslam dinine uygun olmadığını savunduğu satrancın zaman kaybı olduğu ve kumarı teşvik ettiği gerekçesiyle yasaklanması gerektiğini söyledi.

Satrancı 'haram' ve 'vakit kaybı' olarak niteleyen Başmüftü, "Oyunu oynayanlar arasında düşmanlığa yol açıyor" dedi.

Irak'ın en önemli Şii din adamı Ayetullah Ali el-Sistani de daha önce satrancın yasaklanması gerektiğini söylemişti.

Satranç oyunu, 1988'e kadar İran'da da 'haram' olarak kabul edildiği için yasaklanmıştı.

Ancak İran'ın eski dini lideri Ayetullah Humeyni, kumar oyunu olarak kullanılmadığı sürece satranca izin verileceğini söylemişti. 
İran'ın uluslararası turnuvalara katılan bir ulusal satranç federasyonu da bulunuyor.

İngiltere, de yayınlanan Guardian gazetesi, "Satrancı yasaklamaya yönelik adımlar şaşkınlıkla karşılanıyor. 7. yüzyılda bugün İran'ın bulunduğu toprakları fetheden Müslümanlar satranç oyununu benimseyip Avrupa'ya kadar taşımışlardı" diyor.

Gazetenin haberinde Müslüman din adamlarının satrancı şanstan çok beceriye dayalı bir oyun olduğu için kumardan ayrıştırdığı da hatırlatılıyor.

BBC'ye konuşan İngiltere satranç şampiyonu Nigel Short, Suudi Arabistan'ın satrancı yasaklamasının 'büyük bir trajedi' olacağını ifade etti ve "Satrancın toplum için bir tehdit olduğunu düşünmüyorum. Ayetullah Humeyni bile zamanında satrancı yasaklayarak aşırıya kaçtığını kabul etmişti" dedi.

Bir soruya yanıt olarak verildiği için fetvanın daha çok tavsiye olarak görüleceği tahmin ediliyor ve bir yasağa dönüşmesi beklenmiyor.

BBC Türkçe