15 Nisan 2016 Cuma

Nazlı Çelik'ten HDP'li vekile yanıt geldi

Star Haber Genel Yayın Yönetmeni Nazlı Çelik, kendisini elelştiren HDP Hakkari Milletvekili Abdullah Zeydan'a canlı yayında cevap verdi. Çelik, Yüksekova haberini canlı yayında tekrar ekrana getirerek, "Bu görüntüdeki yer, Hollywood'da film seti değil. Asker ve polisler de figuran değil." dedi.

HDP Hakkari Milletvekili Abdullah Zeydan, Hakkari Yüksekova'da Star Haber Genel Yayın Yönetmeni Nazlı Çelik'in Yüksekova haberini Meclis'e taşımıştı. Nazlı Çelik, Yüksekova haberini canlı yayında tekrar ekrana getirerek, "Bu görüntüdeki yer, Hollywood'da film seti değil. Asker ve polisler de figuran değil." dedi.

"GAZETECİ, SAVAŞ KIŞKIRTICILIĞINA ARAÇ OLMAMALI"

HDP'li vekil Ulaştırma Haberleşme ve Denizcilik Bakanı Binali Yıldırım'ın yanıtlaması talebiyle soru önergesi verdi. Önergesinde "6 Nisan 2016 günü Star haber genel yayın yönetmeni Nazlı Çelik sokağa çıkma yasağının olduğu Hakkari'nin Yüksekova ilçesine operasyonlardan görüntüler almak için gitmiştir" diyen HDP'li Zeydan, "Bir gazeteci, şiddeti özendirici, insani değerleri incitici, savaş kışkırtıcılığına araç olmamalıdır." ifadelerini kullanmıştı.

HDP'Lİ VEKİLE ÇOK SERT YANIT

Nazlı Çelik'ten HDP'li vekilin bu önergesine yanıt geldi. Çelik, Yüksekova haberini canlı yayında tekrar ekrana getirerek, HDP'li vekilin iddialarına cevap verdi.

"ASKER VE POLİSLER DE FİGURAN DEĞİL"

Çelik, Yüksekova'yı ekrana getirerek şunları söyledi:

"Bu görüntüdeki yer, Hollywood'da film seti değil. Asker ve polisler de figuran değil. Çevredeki binaların üzerindeki delikler de matkap deliği değil. Onlarca şehidin verildiği, pek çok teröristin öldürüldüğü Yüksekova'nın ta kendisi."

Binlerce Suriyeli Türkiye sınırına geliyor

Suriye'nin kuzeyinde terör örgütü IŞİD ile Suriyeli muhalifler arasında şiddetlenen çatışmalardan kaçan binlerce kişi Türkiye sınırına yöneliyor.


İnsan Hakları İzleme Örgütü, son 48 saatte 30 bin kişinin çatışma bölgesinden kaçtığını belirtti.
Örgüt, sınırlarını açması için Türkiye'ye çağrıda bulundu.

İnsan Hakları İzleme Örgütü araştırmacısı Gerry Simpson, kaçanların büyük bölümünü, sınır hattında kurulan acil durum kamplarında kalan Suriyelilerin oluşturduğunu söyledi.

Karayolları’na Kıvırcık Ali cezası

Danıştay, İstanbul 5. İdare Mahkemesi'nce, hizmet kusuru bulunduğu gerekçesiyle Karayolları Genel Müdürlüğü aleyhine ilk defa verilen tazminat kararını onadı.


Çatalca- Büyükçekmece yolunda geçirdiği trafik kazasında ölen ses sanatçısı Kıvırcık Ali'nin (Ali Özütemiz) eski eşi ile kızı ve oğlunun açtığı davada mahkeme, Karayolları'nı olay yerindeki trafik tanzim ve işaretleme eksikliği nedeniyle yüzde 25 kusurlu bulmuştu.

Sanatçının iki çocuğuna toplam 50 bin TL manevi, 245 bin TL maddi tazminat ödenmesine hükmetmişti.

Sanatçının eski eşine ise tazminat uygun görülmemişti. Karayolları'nın itirazını görüşen Danıştay 15. Dairesi, temyiz istemini reddetti. Kararın, emsal niteliği taşıdığı belirtildi. Sabah

Psikolog Tülay Gülen'i ölüme götüren neden ortaya çıktı

Kadıköy Caddebostan Kültür Merkezi'nde ikinci kattan kendini boşluğa bırakan Tülay Gülen'in arkasında geriye bir dram kaldı. Gülen'in, yıllar sonra evlatlık verildiğini öğrendiği için bunalıma girdiği iddia edildi.

Kadıköy Caddebostan Kültür Merkezi'nde 10 Nisan günü meydana gelen olayda uzman psikolog Tülay Gülen, merkezin ikinci katında sandalyeye çıkarak kendini boşluğu bırakmıştı. Gülen'in hayatını kaybettiği olay saniye saniye güvenlik kameralarına yansımıştı. İntiharın ardından ise tam bir dram çıktı.

Gülen'in Balıkesir'de yaşayan bir ailenin yedinci çocuğu olarak dünyaya geldiği öğrenildi. Doğar doğmaz Kadıköy'de varlıklı bir aileye evlat verildiği öğrenilen Gülen, yıllar sonra evlatlık verildiğini öğrenince gerçek ailesini bulmak için Balıkesir'e gitti. Burada ailesini bulan genç kadın, ailesinin kendisinden devamlı para istemesi üzerine de bunalıma girdiği öğrenildi. Üvey babasını da bir süre önce kaybeden Tülay Gülen'in intihardan bir gün önce de sosyal paşlaşım sitesinde "Offline" (Çevrimdışı) mesajını paylaştığı öğrenildi. DHA

14 Nisan 2016 Perşembe

Kayıp kız çocuğu metruk alandaki kuyuda bulundu

İstanbul'da dün kaybolan 6 yaşındaki kız çocuğu, metruk alandaki bir kuyuda bulundu.


İstanbul'da ailesi tarafından kayıp başvurusunda bulunulan 6 yaşındaki kız çocuğu Fatih'te metruk alandaki bir kuyuda bulunarak, polis ekipleri tarafından kurtarıldı.

6 yaşındaki Nazlı Yakut Fatih'te evinin önünde oyun oynarken dün ortadan kayboldu.
Ailesinin Fatih Polis Merkezi'ne kayıp başvurusunda bulunmasının ardından olayla ilgili çalışma başlatan İstanbul Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şube Müdürlüğü ekipleri güvenlik kameralarını incelemeye aldı.

Kamera görüntülerinden yola çıkarak arama çalışmalarını sürdüren ekipler Yakut'un Küçük Ayasofya Mahallesi'nde metruk bir alanda bulunan eski bir hamamın kuyusuna düştüğünü tespit etti.
Polis ekiplerinin halat yardımıyla kuyudan çıkardığı 6 yaşındaki kız çocuğu olay yerinde yapılan ilk müdahalenin ardından, ambulansla Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldırılırken hayati tehlikesinin bulunmadığı belirtildi.

Yakut'un erik toplamak için o alana geldiği, daha sonra kuyuya düştüğü, geceyi baygın bir halde kuyuda geçirdiği ve korktuğu için seslenemediği tespit edildi.

Arama çalışmaları İl Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan'ın koordinesinde gerçekleşirken, Çalışkan'ın sürekli olay hakkında bilgi aldığı öğrenildi. ntv




"Bedava tatil kazandınız" mesajlarına kanmayın!

Tüketici Sorunları Derneği Genel Başkanı Yıldız, cep telefonlarına ve e-posta adreslerine gelen "tatil fırsatı" mesajlarının mağduriyetlere yol açtığını belirterek, vatandaşları dikkatli olmaları konusunda uyardı.

Tüketici Sorunları Derneği (TÜSODER) Genel Başkanı Rıdvan Yıldız, vatandaşların cep telefonlarına gelen mesajlar ya da ne olduğu belirsiz internet sitelerinden dolandırıcıların tuzaklarına düşerek paralarını kaybedebildiğini söyledi.

Bazı tatil rezervasyonlarının beklenen kaliteyi sağlamadığını, "indirimli" diye sunulduğu halde aslında normalin çok üzerinde pahalı olduğunu, bunun da mağduriyetlere yol açtığını aktaran Yıldız, "Geçtiğimiz yıl Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) tarafından uygulamaya geçirilen tatil meleğiyle tüketicilerin özellikle internetten yapılacak alışverişlerde mağdur olmasının kısmen de olsa önüne geçilebilir" dedi.

"SON PİŞMANLIK FAYDA VERMEYEBİLİR"

Yıldız, TÜRSAB'ın kendi üyesi olan acentelerin, ayırt edilebilmesi için karekodlu internet sitesi uygulamasına geçtiğine işaret ederek, bu sayede tüketicinin yetkisiz ve merdiven altı işletmeyle TÜRSAB üyesi acenteyi ayırt edebilme imkanına kavuştuğunu kaydetti.

Tatil rezervasyonu yapacak tüketicilerin ilk tedbiri kendileri alması, kayıtlı olmayan, kare kodu bulunmayan acentelerden uzak durması gerektiğini vurgulayan Yıldız, şu tavsiyelerde bulundu:
"Aksi halde son pişmanlık fayda vermeyebilir. Tatil sezonunun yaklaşmasıyla birtakım art niyetli kimseler 'bedava tatil kazandınız' mesajlarıyla vatandaşların aklını çelerek lüks yerlerde ağırlamaktalar. Loş ortamlarda, vatandaşlara sözleşme ve senet imzalatılarak devre tatil satılmakta ancak vatandaşlar söz konusu devre tatili kullanamadıkları gibi senetlerin icraya verilmesiyle haciz tehdidiyle karşı karşıya da kalmaktadırlar. Her ne kadar tüketicinin cayma hakkı bulunsa da kendilerine imzalatılan senetler, üçüncü kişilere ciro edilmekte ve vatandaşlar zor durumda kalmaktadırlar. Bu sebeple tatil alayım derken dert almamak için bu gibi tuzaklara kanılmamalıdır." ntv

Soma Kömür hem tazminatı ödemedi, üstüne icra takibi başlattı

Soma Kömür İşletmeleri, facia sonrası tazminat kazanan işçi ailesine ödeme yapmazken, üstüne bir de icra takibi başlattı.

Manisa’nın Soma İlçesi’nde iki yıl önce meydana gelen ve ülkeyi yasa boğan faciada yaşamını yitiren 301 madenciden Özay Eren’in anne, baba ve 7 kardeşine, 395 bin lira tazminat ödemeye mahkum olan ancak parayı ödemeyen Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.’nin avukatları vicdan yaralayan bir girişime imza attı. Şirket avukatları, madencinin ailesinin istediği tazminatın kabul edilmeyen bölümü için alacakları 8 bin 300 lira vekalet ücretinin tahsili için acılı aileye icra takibi başlattı.
Soma’da 13 Mayıs 2014 tarihinde, Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.’ye bağlı maden ocağında yaşanan kazada 301 işçi hayatını kaybetti. Türkiye’ye derinden sarsan facia sonrasında, adli soruşturmada suçları olduğu gerekçesiyle, 6′sı tutuklu 46 sanık hakkında, ‘olası kastla öldürme’, ‘bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma’, ‘neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama’ suçlarından 301 kez, 2 yıldan 25 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Bir yandan da 301 madencinin aileleri de, Soma 2′nci Asliye Hukuk Mahkemesi’ne, tazminat davaları açtı. Ailelerin istekleri üzerine şirketini mal varlığına ihtiyati haciz kararı uygulandı.

ŞİRKET ÖDEMEDİ, AVUKATLARI AİLEYİ İCRAYA VERDİ

Soma İş Mahkemesi, geçen Aralık ayında, ailelerin açtığı ilk tazminat davasını sonuçlandırdı. Mahkeme, ölen Özay Eren’in, anne ve babası için 75′er bin TL, 7 kardeş için de 35′er bin lira tazminat ödenmesi istendi. Özay Eren’in eş ve çocukları için de, ayrıca mahkemenin devam ettiği öğrenildi.

Ailelerin tazminat alacaklarına karşı geliştirdiği yöntem sonrasında Soma Kömür İşletmeleri A.Ş., ödemelerini yapmadı. Ancak şirketin avukatları kazandıkları tazminatı alamayan Özay Eren’in ailesine karşı, vicdan yaralayan bir yöntemle icra takibi başlattı. Şirket avukatları, madencinin kardeşlerinin istediği 40 bin lira tazminat yerine Soma İş Mahkemesi’nin 35 bin liraya hükmetmesi üzerine, arada kalan 5 bin liralık fark için vekalet ücreti almaya hak kazandı. Yedi kardeş için toplam 8 bin 300 lira tutan bu vekalet ücreti için şirketin avukatları, Bakırköy 5′inci İcra Müdürlüğü’ne başvurup ölen madencinin kardeşlerinden tahsilat yapılmasını talep etti.

AİLELERİ YARALADI

Karar sonrasında yaşananlara tepki gösteren CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, “Bu girişim, Soma A.Ş.’nin ölmüş madencinin ailesine karşı ne kadar acımasız ve duygusuz olduğunu gösteriyor. Şirket dirisine sahip çıkmadığı maden şehitlerinden geriye kalan ailelerine de bırak sahip çıkmayı, onları da daha da yaralayan bir tavırla hareket ediyorlar. Kendisi 395 bin lirayı ödememek için her yola başvuruyor. Beş parası olmayan aileden ise karardan hemen sonra icrayla parasını istiyor. Avukat da olsa şirkete bağlılar. Bu kabul edilemez, vicdan yaralayan bir durumdur. İşçisini öldürdü, şimdi ailelerine sahip çıkmak bir yana para istiyor. Ölmüş şehitlere saygısızlık yapıyor. Ben üzüldüm ama hiç şaşırmadım. Geleneksel tavırlarını sürdürüyorlar. Madenciler onlar için ölü diri fark etmiyor. Para almaya devam ediyor” dedi.

ŞİRKETİN OYUNU, SAYIŞTAY RAPORUNDA ORTAYA ÇIKMIŞTI

Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.’nin ölen madencilerinin ailelerinin dava açıp kazanacağı tazminatları ödememek için şirketin uyguladığı yöntem ise Sayıştay raporunda ortaya çıkmıştı.
Sayıştay raporuna göre, ocağı işleten Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.’nin, faciadan 36 gün sonra, işçi ailelerinin tazminat alacaklarına karşı hileli (muvazaalı) bir yönteme başvurdu. Şirketin TKİ’den gelecekte çıkartacağı kömür için aldığı 182 milyon 134 bin 867 lirayı, bir bankaya temlik gösterdiği, bankanın da buna istinaden başlattığı icra takibiyle, ailelere göre öncelikli alacaklı durumuna geldiği saptanmıştı. DHA

Çek Cumhuriyeti’nin adı Çekya olacak

Çek Cumhuriyeti resmi olarak adını değiştirmeye hazırlanıyor.


Dışişleri bakanı Lubomir Zaoralek hükümetin, ülkenin resmi adının değiştirilmesi için karar aldığını ve bu konudaki yasa taslağının bu hafta içinde parlamentoya sunulacağını açıkladı. Buna göre ülkenin adı bundan böyle Çekya olacak.

Bakan, Çek parlamentosunun kararının ardından da Birleşmiş Milletlere resmen başvurularak ülkenin yeni adının kayıtlara bu şekilde alınmasını talep edeceğini de söyledi. Bakan, hükümetin görüş birliği içinde aldığı bu kararın gerisinde, ülkenin adının değişik dillerde farklı bir şekilde söylenmesinden duyulan huzursuzluğun yattığını vurguladı.

ÇEKİSTAN YERİNE ÇEKYA

Çekhiya’nın (İngilizce olarak Czechia) altı dünya dilinde, yani Arapca, Çince İngilizce, İspanyolca, Fransızca ve Rusça’da aynı şekilde söylenmesinin rahatlık yaratacağı ve bunun da ülke ulusal kimliği açısından faydalı olacağını umuluyor Çek Cumhuriyeti’nde aslında isim tartışmaları bir süredir devam ediyordu.

Bir kısım politikacının önerdiği Czechia (Çekya) adına karşın bazıları ise ülkenin adının Czechlands (Çekistan) olmasını savunuyorlardı. Devlet başkanı Milos Zeman bir süredir İngilizce konuşmalarında ülkesini Czechia olarak adlandırıyordu. BBC


Roma'da kişi başına iki fare düşüyor

İtalya’nın başkenti Roma’da toplanmayan çöplerin de etkisiyle fare sayısının kent nüfusunun iki katına çıktı. Bazı müze ve turistik alanlarda yaşanan fare baskınlarının da "fare alarmı" başlıklarıyla haber olması üzerine belediye 1 milyon 250 bin euro’luk bir eylem planı hazırladı.


Çevre ve tüketici hakları dernekleri birliği Codacons tarafından yayımlanan verilere göre Roma'daki fare sayısı 6 milyona ulaştı.

Codacons bu fare istilasını "acil durum" olarak nitelerken İtalyan basını da her Romalı başına yaklaşık 2 fare düştüğüne dikkat çekti.

Son olarak bu hafta içinde, Roma'nın en popüler turistik alanlarından İmparatorluk Forumu'nda bir gişe sıçanlar yüzünden kapatıldı.

Palazzo Massimo müzesinde çalışanların da sıçan baskınından şikayetçi olduğu belirtildi.
Belediyenin arkeoloji sorumlusu Francesco Prosperetti ise, Codacons'un "acil durum" alarmı ve basındaki fare istilası haberlerine karşı çıkarak bunların münferit vakalar olduğunu savundu.

'KEDİLER KISIRLAŞTIRILDI, FARE NÜFUSU ARTTI'

Prosperetti, Forum'daki gişenin kapatılmasının 'tavan arasında ölen bir sıçanın kanının gişe bölümüne damlamasından' kaynaklandığını, Palazzo Massimo'daki farelerin ise yakındaki bir yol çalışması yüzünden müzeye musallat olduğunu söyledi.

Ancak Prosperetti'nin bu açıklaması da kaygıları dindirmeye yetmedi.

Basındaki haberlerde, kentte toplanmayan çöplerin fare istilasında etkili olduğu vurgulanırken belediye soruna gözlerini kapamakla ve sorumluluğunu kabul etmemekle suçlandı.

La Stampa gazetesi de Roma’nın simgelerinden olan kedilerin kısırlaştırılmasının da fare sayısının artmasına yol açtığını savundu.

Roma’da gelecek aylarda yapılması planlanan belediye seçimlerinde muhalefetteki 5 Yıldız Hareketi’nden aday olan Virginia Raggi de kent yönetimini suçlayarak durumun “utanç verici” olduğunu söyledi.

BBC Türkçe

Numan Kurtulmuş: Diriliş'ten Replikler Kullanıyorum

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Radyo Televizyon Gazetecileri Derneği'nin ödül töreninde "Siyasi konuşmalar içerisinde Diriliş'ten bazı replikleri kullanıyorum" şeklinde konuştu.

Radyo Televizyon Gazetecileri Derneği'nin düzenlediği Geleneksel Medya Oscarları Ödülleri Töreni, Ankara Rixos Otel'de yapıldı. Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Çevre ve Şehircilik Bakanı Fatma Güldemet Sarı, MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin ve pek çok tanınmış ismin yer aldığı törende medya ödülleri sahiplerine ulaştı.

NUMAN KURTULMUŞ: DİZİDEN REPLİKLER KULLANIYORUM

Ödülleri takdim etmek üzere kürsüye gelen Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Diriliş Ertuğrul dizisi oyuncularına ve dizinin senaristi Mehmet Bozdağ'a En İyi Dizi Ödülünü takdim ederken "Kötü bir televizyon izleyicisiyim. Ama denk getirirsem çarşamba akşamları Diriliş'i izlemeye özel önem veriyorum. Çok güzel, başarılı bir dizi. Arkadaşlarımızın hem oyunculuk hem senaryonun gücü gerçekten takdire şayan. Şunu da açıkça söyleyeyim bazen siyasi konuşmalar içerisinde de Diriliş'ten bazı replikleri kullanmıyor değilim. Ellerinize, yüreklerinize sağlık, hepinizi tebrik ediyorum" şeklinde konuştu.

SGK’lı hastaneye neden fark öder?

Tüm çalışanlar ve emekliler, özel sağlık kuruluşları da dahil hastanelere gidip, tedavi oluyor, ücretin bir kısmını SGK karşılıyor, üstünü cepten ödüyorlar. Ama neden ve ne kadar fark ödediklerini bilmiyorlar. İşte bu konuda merak edilenler.


Bugüne kadar çalışmayan kesimin Genel Sağlık Sigortası (GSS) haklarını anlattık. Sıra geldi, çalışan kesime, emeklilere, yani Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) çatısı altındaki 67 milyona. Öncelikle iki önemli tespitte bulunayım. Bir, eminim kimi kesimler itiraz edecektir ama kabul edelim, son yıllarda devletin sunduğu sağlık hizmetinin kalitesi yükseldi ve vatandaş, daha ucuza kaliteli sağlık hizmeti alabiliyor. Kamu hastanelerinden çok cuzi ücretle sağlık hizmeti alındığını hesaba katarsanız ne demek istediğim daha iyi anlaşılır. İki; tüm çalışanlar ve emekliler, özel sağlık kuruluşları da dahil hastanelere gidip, tedavi oluyor, ücretin bir kısmını SGK karşılıyor, üstünü cepten ödüyorlar. Ama ne kadar fark ödedikleri, ilave ücretin ne kadar olduğunu, hangi durumlarda fark ödenmeyeceğini maalesef bilmiyorlar. Bilmediklerinden de fatura yüksek çıkınca ya SGK’ya ya da özel hastanelere tepki gösteriyorlar.

ÜÇ ÖNEMLİ KONU
Hürriyet'ten Noyan Doğan'ın haberine göre;Önce sağlık sistemi hakkında bilmeniz gerek önemli birkaç hususu paylaşayım, sonra sistemin nasıl işlediğini soru-cevaplarla anlatayım. Aslında o kadar da karmaşık değil. Bilinmesi gereken üç önemli husus var. Bunların başında da kısa adı SUT olan Sağlık Uygulama Tebliği geliyor. Çünkü SGK, tüm sağlık harcamalarını SUT üzerinden yapıyor. Muayene, tahlil, doktor, ameliyat, tıbbi malzeme dahil SGK; hem kamu hem de özel hastane ve polikliniklere, vatandaş adına ödeyeceği rakamı belirleyip, açıklıyor. Bu sisteme SUT deniyor. İkincisi, kamu hastanelerine gittiğinizde cebinizden beş kuruş ödemeden tedavi olup, çıkabiliyorsunuz.

ÖZEL HASTANEDE FARK
Üçüncüsü, bugün SGK, büyük şehirlerdeki bazı hastanelerin –ki, bunların da sayısı bir elin parmaklarını geçmez- dışında tüm özel hastane ve polikliniklerle anlaşmalı. Acilin dışında, özel hastane, üniversite hastanesine ya da branş hastanesine gidip tedavi olduğunuzda; SGK, SUT üzerinden, sağlık gideriniz için bir ödeme yapıyor, özel hastanenin ise SGK’nın ödediğinin iki katına kadar sizden para talep etme hakkı var. İşte, bu talep edilen tutara da fark ücreti deniyor. Gelelim, GSS sistemi hakkında merak edilenlere:

BUNLARI OKUMADAN HASTANEYE GİTMEYİN!

* Kamu hastanelerinde ücretsiz tedavi görebilir miyim?
SGK kapsamı altında nüfusun tamamı kamu hastanelerinde tedavi olur ve hiçbir ödeme yapmaz. Sadece kişilerden muayene katılım payı kesilir.

* Muayene katılım payı ne demek?
GSS kapsamında sağlık hizmetlerinden yararlanmak için hem kişiler hem de bakmakla yükümlü olduklarının ödedikleri bedel, muayene katılım payıdır. Aile hekimleri dışında, tüm doktorlar, diş hekimleri, ayakta tedavide kullanılan ilaçlar, vücut dışı protezler ve tüp bebek için muayene katılım payı ödeniyor.

* Muayene katılım ücreti ne kadar?
Kamu hastaneleri ve eczanelerde 5 lira, özel sağlık kuruluşlarında 12 lira. Ücret kesintisi, eczanelerde kişilerin kendisinden, sağlık kuruluşlarında ise kişilerin aylıklarından kesiliyor.

* Özel hastanelerin tümünde tedavi olabilir, tahlil yaptırabilir miyim?
SGK ile anlaşmalı olan tüm özel hastaneler, polikliniklerde tedavi olabilir, tahlil yaptırabilirsiniz.

* Özel hastanelerde para ödeyecek miyim?
SGK, Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) üzerinden özel hastanede, tedavi gördüğünüz sağlık sorununuza göre farklı farklı ödemeler yapıyor. SGK’nın ödediğinin üzeri için de özel hastaneler sizden fark alıyor.

* Fark ücreti neye göre belirleniyor?
Fark ücreti, SUT üzerinde belirleniyor ve hastanenin sizden talep edeceği rakamın oranını da yine SGK belirliyor. SGK’nın ödemediği sağlık giderlerini hastane sizden fark ücreti talep edemiyor.

* Fark ücreti ne kadar?
Özel hastaneler, SGK’nın sizin için ödediği ücretin en fazla iki katına kadar sizden fark alabilir, daha fazlasını talep edemez. Örneğin, özel hastanede muayene oldunuz, SGK, 40 lira ödedi; hastane sizden en fazla 80 lira fark ücreti alabilir. Ya da tahlil yaptırdınız, SGK, o tahlil için 15 lira ödedi, hastane 30 lira fark alabilir. Veya da ameliyat geçirdiniz ve SGK, 3 bin lira ödedi, hastane sizden 6 bin lira talep edebilir.

* Her durumda da fark ücreti ödemek zorunda mıyım?
Kaza geçirdiniz ya da evdeyken apandistiniz patladı ve hastaneye acile gittiniz, hastane sizden fark ücreti alamaz. Yani, fark ücreti, acilin dışındaki haller için geçerli. Bunun dışında; yoğun bakım hizmetleri, yanık tedavisi, kanser tedavisi (radyoterapi, kemoterapi, radyo izotop tedavisi), yeni doğmuş çocuklara veriler sağlık hizmeti, orta-doku-hücre nakli, doğum nedeniyle yapılan cerrahi işlemler, diyaliz tedavisi, kalp-damak cerrahisi için hastaneler fark ücreti alamıyorlar.

* Acil sonrasında özel hastanede tedavim devam ederse, fark öder miyim?
Acil durumun sona ermesi sonrası iki alternatifiniz var. Ya kendinizi kamu hastanesine nakil ettireceksiniz ki, hiçbir ücret ödemeyin. Ya da bulunduğunuz özel hastanede tedaviniz devam edecek, o zaman da hastane sizden fark ücreti alacak.

* Fark ücreti hangi hastaneler için geçerli?
Kamu dışındaki tüm özel, üniversite, vakıf, branş hastaneleri ile özel poliklinikler için geçerli.

* Gözlük bedelini SGK ödüyor mu?
Ödüyor ama GSS kapsamındaki kişilerin tamamı malzeme katkı payı ödemek zorunda.

* Malzeme katkı payı nedir?
Sağlık hizmetinden yararlanabilmek için ödenecek tutar. Katılım payı ödenecek tıbbi malzemeler ise şunlar: Görmeye yardımcı malzemeler, ağız protezleri, protezler.

* Katılım payı için ne kadar ve kime ödeyeceğim?
SGK’nın ödediğinin yüzde 10’u ve yüzde 20’si oranında katılım payı ödenir. Örneğin, SGK, proteziniz için 50 lira ödediyse, 5 lira katılım payı ödersiniz. Görmeye yardımcı malzemeler ile ağız protezleri SGK’ya bağlı kişilerin aylıklarında kesilir. İş kazasına uğrayan veya meslek hastalığına tutulan sigortalıdan, bu durumları nedeniyle sağlanan tıbbi malzemeler için katılım payı ödenmez.

* İlaç katılım payı nasıl hesaplanıyor?
SGK’nın, SUT kapsamında açıkladığı ilaçların bazılarından ilaç katılım payı alınmıyor. Bu listenin dışındaki tüm ilaçlar için bir pay ödemek zorundasınız. Ayakta tedaviler için sağlanan ilaçlardan yüzde 10 katılım payı ödeyeceksiniz. Katılım payı, SGK’dan aylık alanlar ile bakmakla yükümlü olduğu kişiler için gelir ve aylıklarından kesiliyor. Diğer kişiler ise SGK ile sözleşmeli eczanelere ödeme yapıyor.

4 aylık Nejla'nın kahreden ölümü

Bursa’da 4 aylık bebek, beşiğinde uyurken battaniyenin yüzünü kapatmasıyla havasız kalarak hayatını kaybetti.


Olay, merkez Yıldırım ilçesi Ulus Mahallesi'nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre anne S.A., 4 aylık kızı Nejla’yı emzirdikten sonra beşiğine yatırdı. Minik Nejla, uyurken üzerindeki battaniye yüzünü kapattı.

Annesi bir süre sonra beşikte yatan kızına baktığında yüzündeki battaniye hemen kaldırdı. Hareketsiz olduğu fark edilen minik kız, yakınları tarafından Şevket Yılmaz Eğitim Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı.

Minik Nejla, doktorların tüm çabalarına rağmen kurtarılamadı. Kızlarının ölümü anne ve babasını yasa boğdu. Cumhuriyet Savcısı 4 aylık bebeğin kesin ölüm sebebinin belirlenmesi için cesedini otopsi yapılmak üzere Adli Tıp Kurumu’na kaldırttı. Polis olayla ilgili tahkikatı sürdürüyor.

İnternetten tanıştığı 'eskort'a havale yapınca dolandırıldı

Bursa'da bir kişi internet sitesi üzerinden iletişime geçtiği eskort kadın tarafından 2 bin lira dolandırıldı.

Olay, merkez Nilüfer ilçesi İhsaniye Mahallesi'nde gece saatlerinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, L.A., internet sitesi üzerinden bir eskortla tanıştı. L.A., eskort kadının vermiş olduğu numarayı arayıp buluşmak istedi. Kadın, L.A.'nın, hesabına 2 bin lira para yatırmasını daha sonra buluşmanın gerçekleşeceğini söyledi. Eskort kadına inanan L.A., ATM'ye giderek 2 bin lira havale etti. L.A., daha sonra cep telefonundan eskort kadını aradı. Kadının telefonunun kapalı olduğunu gören L.A., dolandırıldığını anlayarak polise başvurdu. Polis ekipleri, 2 bin lirayı alıp kayıplara karışan eskortun peşine düştü.

3,5 milyon affına onay çıktı

Torba tasarının 7 maddesi daha TBMM Genel Kurulu'nda kabul edildi. Buna göre 3,5 milyon genci ilgilendiren 25 yaş altı gençlerin genel sağlık sigortası prim borçları silinecek. İşçiler, bir bölümü 10 günden az olmamak ve anlaşmak kaydıyla izin süresini istediği kadar bölebilecek. 15 bin polis ve 2 bin 610 sosyal güvenlik denetmeni kadrosu ihdas edilecek
65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve KHK'larda değişiklik yapan tasarının 17 ile 23. maddeleri arasındaki 7 madde kabul edildi.
TBMM Genel Kurulunda kabul edilen maddelere göre, izin süresini, bir kısmı 10 günden az olmamak üzere, en fazla üçe bölebilen işçi, tasarının yasalaşmasıyla yine bir bölümü 10 günden az olmamak ve tarafların anlaşması kaydıyla, izin süresini daha fazla bölebilecek.
Tasarıyla 15 bin polis ve 2 bin 610 sosyal güvenlik denetmeni kadrosu ihdas edilecek.


Genel sağlık sigortalılarının 25 yaşını doldurdukları güne kadar olan genel sağlık sigortası primlerinin tahsilinden vazgeçilecek. Düzenlemeden önce ödenen primler ise iade ve mahsup edilmeyecek.

Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun'da sayılan işlemlerin, mal varlığının aklanması veya terörün finansmanı suçuyla ilişkili olduğuna dair şüphe bulunması üzerine; Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığınca şüpheyi teyit etmek, işlemi analiz etmek ya da gerekli görüldüğünde analiz sonuçlarını yetkili makamlara aktarmak amacıyla 7 işgünü süreyle askıya almaya veya bu işlemlerin aynı süreyle gerçekleşmesine izin vermemeye Maliye Bakanı yetkili olacak.

Bu yetki; yabancı bir muadil kuruluşun işlemin askıya alınması veya gerçekleşmesine izin verilmemesi yönündeki gerekçeli talebinde yer alan işlemler hakkında da aklama veya terörün finansmanı suçu ile ilişkili olduğuna dair şüphe görülmesi şartıyla, mütekabiliyet ilkesi gözetilerek kullanılabilecek.

Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun çerçevesinde belirlenen alanların sınırları içinde olup, riskli yapılar dışında kalan diğer yapılardan uygulama bütünlüğü bakımından Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca gerekli görülenler, değerleme çalışmalarında yapının riskli olmadığı gözetilmek kaydıyla söz konusu yasa hükümlerine tabi olacak.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, TOKİ veya idare, riskli alanlarda ve rezerv yapı alanlarında her türlü imar ve yapılaşma işlemlerini 2 yıl süreyle geçici olarak durdurabilecek. Uygulamanın gerektirmesi halinde imar ve yapılaşma işlemlerinin geçici olarak durdurulması 1 yıl daha uzatılabilecek. Anayasa Mahkemesi, söz konusu düzenlemedeki durdurmanın, süre belirtilmeden geçici yapılabileceği hükmünü iptal etmişti.

TBMM Başkanvekili Pervin Buldan, verdiği aranın ardından komisyonun yerinde olmaması üzerine, birleşimi saat 14.00'te toplanmak üzere kapattı.

Zarrab, Miami’den New York’a 4 farklı cezaevinde yatarak gidecek

Miami’de tutuklanan İran asıllı Türk işadamı Reza Zerrab, New York’a otobüs ile nakledilecek. New York Güney Bölgesi Savcılık Ofisi Basın Sözcüsü James Margolin, “Ancak otobüste başka eyaletlerdeki farklı cezaevlerine nakledilecek tutuklular da bulunacağından yolculuk süresince en az 4 geceyi farklı cezaevlerinde yatarak geçirebilecek” dedi.


ABD’nin Miami kenti havalimanından, ülkeye giriş yapmak isterken FBI ajanları tarafından gözaltına alındıktan sonra çıkarıldığı mahkemede tutuklanan İran asıllı Türk işadamı Reza Zerrab (Rıza Sarraf) hakkındaki iddianame dosyasını hazırlayan New York Güney Bölge Başsavcısı Preet Bharara ile New York Güney Bölgesi Savcılık Ofisi Basın Sözcüsü James Margolin Hürriyet’e özel açıklamalar yaptılar.

ABD’de, renk, dil, din, ırk, ekonomik güce bakılmaksızın, yasalar önünde koşulsuz eşitlik, demokrasi, şeffaflık, insan hakları ile güç ve iktidarın hesap verme sorumluluğu gibi konularında çalışmalar yapan Ortak Amaç (Common Cause) adli sivil toplum kuruluşunun New York’ta University Club’da düzenlediği toplantı sonrasında konuştuğumuz James Margolin, Reza Zarrab davası ile ile ilgili çok özel açıklamalarda bulundu. 

4 FARKLI CEZAEVİ

Reza Zarrab’ın New York’a nakledilmesinin 2 hafta daha sürebileceğini belirten Margolin, “Halen Miami’de tutuklu bulunan Zarrab, Amerikan Federal Güvenlik birimi tarafından otobüsle New York’a nakledilecek. Ancak otobüste başka eyaletlerdeki farklı cezaevlerine nakledilecek tutuklular da bulunacağından yolculuk süresince en az 4 geceyi farklı cezaevlerinde yatarak geçirebilecek” dedi.
Zarrab’ın New York’a gelir gelmez hakim karşısına çıkarılacağını belirten Margolin, ilk duruşmada avukatların kefaletle serbest yargılanma isteğinde bulunabileceğini, ayrıca duruşmaların en erken eylül ayında başlamasının beklendiğini söyledi.


TÜRKLER UMUT ARIYOR

Başsavcı Preet Bharara ise hiç kimsenin hukuktan üstün olmadığını ve bunun en ideal demokrasi olduğunu belirterek, “Bu yalnızca New Yorkluların ya da Amerikalıların değil, dünyanın her yerinde, her kıtasında, İzlanda’dan Hindistan’a, Brezilya’dan Türkiye’ye kadar herkesin umudu” diye konuştu. ABD’li bir savcı olarak yaptığı işte Türkiye ile gündeme gelmesinin, FBI’nın Türk iş adamı Reza Zarrab’ı İran’a olan yaptırımları delme, kara para aklama suçlamaları gözaltına almasıyla başladığını anlatan Bharara şöyle konuştu: “Anlaşıldı ki bu kişi Türkiye’de de çok gündemde olan bir kişiymiş. Tutuklamayı yaptığımız gün Twitter’da 8 bin 100 takipçim vardı. Bir kaç gün içinde 270 bini geçti. Bu akşamki yemek öncesinde, 298 bini buldu ve hemen hepsi Türk takipçiler. Ancak durum şu ki, hiç ülkelerine bile gitmemiş olduğum, adımı zor söyleyebilen hatta hiç duymamış, İngilizce bilmeyen, Türkçe mesajlar yazan yüzbinlerce insan, temiz bir yönetim konusunda umut arayışı içinde. Bu hepimiz için, dürüst ve şeffaf, hukukun üstün olduğu yönetimlere özlem duyulduğunun açık bir göstergesi.”

TÜRKÇE ÖĞRENDİĞİM İLK SÖZCÜK ‘ADALET’

Türkiye’de bazı medya kuruluşlarının kendisini ‘Gezi Parkı’ olayları ile ilintilendirme iddialarına da yanıt veren Bharara, “Hayatım boyunca Türkiye’de bulunmadım. Türkiye’de belki de özgür olmayan bazı basın kuruluşlarını söylediğinin tersine; ne turist olarak, ne protestocu olarak, ne de direniş yada protestolar organize eden biri olarak bulunmadım. Ama bir gün Türkiye’yi ziyaret etmeyi çok isterim” diye konuştu. Konuşmasının ardından Türk gazetecilere kısa bir açıklama yapan Bharara, “Bizim önemsediğimiz bir şey var o da adalet. Türkçe öğrendiğim ilk sözcük de ‘adalet’ ve biz bunu önemsiyoruz” dedi.

DÜRÜST HÜKÜMET EVRENSEL BİR ÖZLEM

Ortak Amaç (Common Cause) toplantısında kürsüye, “Yaklaşık iki hafta önce ünlü bir Türk işadamını tutuklattığı için, 273 bin Türk’ün Twitter’da izlemeye başladığı savcı” diye tanıtılarak çağrılan Başsavcı Bharara, konuşmasında, hukukun üstünlüğüne ve yasalar önünde herkesin eşit olduğu ilkesine vurgu yaptı. Yolsuzlukla mücadelenin temel görevleri olduğunu, yolsuzluğun ABD’ye özgü bir durum olmadığını, uluslararası boyutları olduğunu anlatan Bharara, yaptığı soruşturmalar yüzünden, Rusya’ya girişinin yasaklandığını, doğduğu ülke olan Hindistan’a bir süre girişinin engellendiğini, İsviçre, Fransa ve Jamaika gibi ülkelerde de pek sevilen biri olmadığını, ancak adaleti yerine getirmenin kendisine huzur ve mutluluk verdiğini belirtti. Yolsuzluğa karışmış hükümetlerle ve yolsuzluklarla mücadele etmenin, demokrasiyi korumanın temel yollarından biri olduğuna değinen Bharara, “Amaç, şeffaf ve dürüst bir hükümet rüyasını gerçekleştirmek. Benim ofisimde, kendilerini işlerini adamış arkadaşlarımın, belki başka yerlerde daha çok kazanacak olabilmelerine karşın, her gün çok zorlu işler yapmalarının bir nedeni var. Toplumlarını ve ülkelerine katkı sağlamak. Amaç yasaları çiğneyen politikacıya ceza vermek değil ancak bu da tabii ki gerekli. Amaç, bozulmuş politik sistemin gelişmesini ve iyileşmesini sağlamak. Sonuçta hepimiz aynı şeyi istiyoruz. İşleyen ve yurttaşlarının yaşamlarını daha da iyileştiren yönetimler istiyoruz” dedi. Kaynak:hürriyet.com.tr