Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nden alınan son bilgilere göre, akşam saatlerinden itibaren sağanak ve yer yer gök gürültülü sağanak geliyor. Yağışlı havanın yurdun büyük bölümünde cumartesi gününe kadar devam edeceği tahmin ediliyor.
Meteorolojinin hava tahmini verilerine göre yurdun büyük bölümünde yağışlı hava yine etkili olacak. Yağışların cumartesi gününe kadar devam edeceği tahmin ediliyor. Bugün ise akşam saatlerinde başlayacak yağışın gece şiddetini artıracağı ifade edildi. Özellikle Doğu Anadolu’nun doğusu, Edirne ve Çanakkale ile öğleden sonra Afyonkarahisar ve Isparta çevrelerinin, akşam ve gece saatlerinde ise Marmara'nın batısı ve Kuzey Ege kıyılarının aralıklı sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı geçeceği belirtiliyor.
Yağışların; gece saatlerinde Edirne ve Çanakkale çevreleri ile Balıkesir'in batı kıyı ilçelerinde ve İzmir'in kıyı kesimlerinde yerel olarak kuvvetli olması bekleniyor.
Hava sıcaklığının yurt genelinde artarak mevsim normallerinin üzerinde seyretmeye devam edeceği tahmin ediliyor. Rüzgar, batı kesimlerde kuzey ve kuzeydoğu, iç ve güney kesimlerde batı ve güneybatı yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette, Marmara ile Batı Karadeniz kıyılarında kuvvetlice (30-50 km/sa) esmesi bekleniyor.
Bazı illerde beklenen hava durumuyla günün en yüksek sıcaklıkları ise şöyle:
Ankara: Az bulutlu ve açık, zamanla parçalı bulutlu 25
İstanbul: Parçalı yer yer çok bulutlu, gece saatlerinden itibaren sağanak ve yer yer gök gürültülü sağanak yağışlı 18
İzmir: Parçalı zamanla çok bulutlu, akşam saatlerinden itibaren aralıklı sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı (Yağışların; gece saatlerinde kıyı ilçelerinde yerel olarak kuvvetli olması bekleniyor) 23
Bursa: Parçalı yer yer çok bulutlu 23
Adana: Parçalı bulutlu 30
Antalya: Parçalı bulutlu 25
Samsun: Az bulutlu ve açık, zamanla parçalı bulutlu 17
Trabzon: Parçalı bulutlu 18
Erzurum: Parçalı ve çok bulutlu, yerel olmak üzere sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı 17
Diyarbakır: Parçalı yer yer çok bulutlu 27
2 Mayıs 2016 Pazartesi
1 Mayıs 2016 Pazar
5 aylık bebek süt içerken boğuldu
Siirt'in Eruh ilçesinde gece bebeğine süt verdiği esnada uyuduğu öne sürülen kadının 5 aylık bebeği öldü.
İddiaya göre, Eruh İlçesine bağlı Kalender Köyünde ikamet eden B.Y, gece saat 00.30 sıralarında yeni doğan 5 aylık Arin isimli bebeğine süt verdiği sırada uyuyakaldı. B.Y, gece 03.00 sıralarında uyandığı esnada çocuğunun hayatını kaybettiğini farketti.
Bebeğin cesedi, yapılan otopsinin ardından köy mezarlığına defnedildi.
Otopsi raporunda, "Baş bölgesinde herhangi bir darp cebir, travma izine rastlanmadı. Siirt Devlet Hastanesinde yapılan klasik otopsi sonucunda, kesin ölüm nedeninin mide içeriği aspirasyonuna bağlı mekanik askfiksi sonucu meydana geldiği." ifadelerine yer verildi. Hürriyet
İddiaya göre, Eruh İlçesine bağlı Kalender Köyünde ikamet eden B.Y, gece saat 00.30 sıralarında yeni doğan 5 aylık Arin isimli bebeğine süt verdiği sırada uyuyakaldı. B.Y, gece 03.00 sıralarında uyandığı esnada çocuğunun hayatını kaybettiğini farketti.
Bebeğin cesedi, yapılan otopsinin ardından köy mezarlığına defnedildi.
Otopsi raporunda, "Baş bölgesinde herhangi bir darp cebir, travma izine rastlanmadı. Siirt Devlet Hastanesinde yapılan klasik otopsi sonucunda, kesin ölüm nedeninin mide içeriği aspirasyonuna bağlı mekanik askfiksi sonucu meydana geldiği." ifadelerine yer verildi. Hürriyet
Salıncağın ipine dolanıp öldü
Karaman’da 8 yaşındaki Emine Uluer, evlerinin önündeki ağaca kurulan salıncakta sallandığı sırada boynunu ipe dolaması sonucu boğularak yaşamını yitirdi. Emine Uluer’in cenazesi bugün Akpınar Köyü’nde toprağa verildi.
Olay, dün saat 18.30 sıralarında merkeze bağlı Akpınar Köyü’nde meydana geldi. Emine Uluer, evlerinin önündeki ağaca kurulan salıncakta sallandığı sırada, salıncağın ipi boynuna dolandı. Kendi imkanlarıyla dolanan ipi çözmeyi başaran Emine, yere düştü.
Bu sırada durumu fark eden baba Ali Uzuner, yere düşen kızını otomobille hastaneye götürmek için yola çıktı. Minik Emine, yolda çağrılan ambulansla nakletildi. Ambulansla Karaman Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Emine, yapılan tüm müdahaleye rağmen yaşamını yitirdi. Boynunun ipe dolanması sonucu boğularak öldüğü saptanan Emine’nin cenazesi bugün Akpınar Köyü’nde gözyaşları içinde köy mezarlığına defnedildi. Emine Uluer’in yakınları cenaze sırasında sinir krizi geçirdi.
Ali Ağaoğlu kredi kartı limitini açıkladı
Ünlü iş adamı Ali Ağaoğlu, canlı yayında kredi kartı limitinin 50 bin TL olduğunu söyledi. Sunucunun isteğiyle cebindeki paraları saydırdı. Ağaoğlu'nun üzerinden 8 bin 400 lira çıktı.
CNN Türk'te Ekin Olcayto'nun sunduğu 'Bazı Şeyler' programına konuk olan iş adamı Ali Ağaoğlu, kredi kartı limitinin 50 bin TL olduğunu söyledi.
Tek kartı olduğunu ve bunun kendisine yettiğini söyleyen Ağaoğlu, "Hayatımda alış verişte hiç taksit yaptırmadım. Kartımın limitini söylesem inanmazsınız. 50 bin lira ve bir tane kredi kartım var." dedi.
CEBİNDEN 8400 LİRA ÇIKTI
Sunucu Olcayto'nun "cebinizde kaç para var" sorusu üzerine "Valla bilmiyorum" diyen Ağaoğlu, sunucunun "Valla bir şey istemiyeceğim" demesi üzerine "çıkarayım mı" diye sorduktan sonra cebindeki paraları çıkarttı.
Ağaoğlu sunucuya "Baya var, istersen say" dedi, sunucu canlı yayında paraları saydı.
Türkiye'nin en zengin iş adamlarından olan Ali Ağaoğlu'nun cebinden 8 bin 400 lira çıktı.
CNN Türk'te Ekin Olcayto'nun sunduğu 'Bazı Şeyler' programına konuk olan iş adamı Ali Ağaoğlu, kredi kartı limitinin 50 bin TL olduğunu söyledi.
Tek kartı olduğunu ve bunun kendisine yettiğini söyleyen Ağaoğlu, "Hayatımda alış verişte hiç taksit yaptırmadım. Kartımın limitini söylesem inanmazsınız. 50 bin lira ve bir tane kredi kartım var." dedi.
CEBİNDEN 8400 LİRA ÇIKTI
Sunucu Olcayto'nun "cebinizde kaç para var" sorusu üzerine "Valla bilmiyorum" diyen Ağaoğlu, sunucunun "Valla bir şey istemiyeceğim" demesi üzerine "çıkarayım mı" diye sorduktan sonra cebindeki paraları çıkarttı.
Ağaoğlu sunucuya "Baya var, istersen say" dedi, sunucu canlı yayında paraları saydı.
Türkiye'nin en zengin iş adamlarından olan Ali Ağaoğlu'nun cebinden 8 bin 400 lira çıktı.
Çocuklarına vermediği parayı yankesiciye kaptırdı
Adana’da 86 yaşındaki İzzettin Arslan, ’Çocuklar alıp harcar’ korkusuyla cebinde taşıdığı bütün birikimi olan 12 bin 800 lirayı yankesiciye kaptırdı. Yankesicinin parasını aldığını son anda fark edip müdahale etmeye çalışırken düşüp kolundan yaralanan Arslan, "Çocuklarıma vermedim, yankesiciye nasip oldu. Kısmetten çıkmış" dedi.
Merkez Seyhan İlçesi’nin Dağlıoğlu Mahallesi’nde oturan İzzettin Arslan’ın çocukları paraya ihtiyaç duyduklarını söyleyerek babalarından yardım istedi. Arslan ise 12 bin 800 lirası olmasına rağmen hiç parasının kalmadığını söyledi. Parayı evinde saklayan Arslan, çocuklarının almasından korkarak 12 bin 800 TL’yi gömlek cebine koydu.
’DEDECİĞİM NASILSIN’ DEYİP SARILDI, PARAYI ALDI
Obalar Caddesi’nde yürüyen yaşlı adamın yanına hiç tanımadığı iki genç yaklaştı. Gençlerden biri, ’Dedeciğim nasılsın’ diyerek Arslan’ın boynuna sarıldı. Gencin yakınlık göstermesine sevinen Arslan da karşılık verdi. Dede- torun gibi bir süre samimi şekilde kucaklaşma devam etti. Tanımadığı genç, İzzettin Arslan’a fark ettirmeden gömlek cebindeki bütün parasını aldı. Gençler arkasını dönüp İzzettin Arslan’ın yanından uzaklaştı. Birkaç adım attıktan sonra gömlek cebindeki parasının yerinde olmadığını fark eden Arslan, gençleri yakalamak için hamle yaptı, ancak başarılı olamadı.
İzzettin Arslan, yankesicinin arkasından koşmak isterken düşüp kolundan yaralandı.
’KISMETTEN ÇIKMIŞ’
Çocuklarına vermediği bütün birikimini yankesicilere kaptıran Arslan, polisten yardım istedi. Yaşlı adam sağlık kontrolü için getirildiği Adli Tıp Birimi’nde başından geçenleri anlatırken, "Çocuklar istedi vermedim. Onlar alıp harcamasın diye de yanımda taşıyordum. Başkası cebimden alıp gitti, o para kısmetten çıkmış" diye konuştu. Polis, Arslan’ın parasını alıp kaçan yankesiciyi yakalamak için çalışmasını sürdürüyor.
Fatih KARAÇALI / ADANA, (DHA)
Merkez Seyhan İlçesi’nin Dağlıoğlu Mahallesi’nde oturan İzzettin Arslan’ın çocukları paraya ihtiyaç duyduklarını söyleyerek babalarından yardım istedi. Arslan ise 12 bin 800 lirası olmasına rağmen hiç parasının kalmadığını söyledi. Parayı evinde saklayan Arslan, çocuklarının almasından korkarak 12 bin 800 TL’yi gömlek cebine koydu.
’DEDECİĞİM NASILSIN’ DEYİP SARILDI, PARAYI ALDI
Obalar Caddesi’nde yürüyen yaşlı adamın yanına hiç tanımadığı iki genç yaklaştı. Gençlerden biri, ’Dedeciğim nasılsın’ diyerek Arslan’ın boynuna sarıldı. Gencin yakınlık göstermesine sevinen Arslan da karşılık verdi. Dede- torun gibi bir süre samimi şekilde kucaklaşma devam etti. Tanımadığı genç, İzzettin Arslan’a fark ettirmeden gömlek cebindeki bütün parasını aldı. Gençler arkasını dönüp İzzettin Arslan’ın yanından uzaklaştı. Birkaç adım attıktan sonra gömlek cebindeki parasının yerinde olmadığını fark eden Arslan, gençleri yakalamak için hamle yaptı, ancak başarılı olamadı.
İzzettin Arslan, yankesicinin arkasından koşmak isterken düşüp kolundan yaralandı.
’KISMETTEN ÇIKMIŞ’
Çocuklarına vermediği bütün birikimini yankesicilere kaptıran Arslan, polisten yardım istedi. Yaşlı adam sağlık kontrolü için getirildiği Adli Tıp Birimi’nde başından geçenleri anlatırken, "Çocuklar istedi vermedim. Onlar alıp harcamasın diye de yanımda taşıyordum. Başkası cebimden alıp gitti, o para kısmetten çıkmış" diye konuştu. Polis, Arslan’ın parasını alıp kaçan yankesiciyi yakalamak için çalışmasını sürdürüyor.
Fatih KARAÇALI / ADANA, (DHA)
Kayınvalide ile yaşamak boşanma sebebi
Yargıtay kararıyla kayınvalide ile aynı evde yaşamak boşanma sebebi sayılabilecek. Karar mahkemeler için bağlayıcı örnek karar niteliği taşıyor.
Dava dosyasına göre Osmaniye’de yeni evlenen çift, damadın ailesiyle aynı evde yaşamaya başladı. Durumdan rahatsız olan gelin, eşine ayrı bir eve çıkma talebini iletti. Ancak kocasından olumsuz yanıt alan gelin “Kayınvalidemle aynı evde yaşamak istemiyorum” diyerek boşanma davası açtı.
MAHKEME BOŞAMADI
Yerel mahkeme davayı reddederek çiftin bu sebepten boşanamayacağına hükmetti. Davacı gelin kararı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nda (YHGK) temyiz etti. Kurul, boşanmak isteyen davacı gelini haklı buldu. Yargıtay, Türk Medeni Kanunu’na göre, kocanın ayrı bir konut açmamasını “kusurlu bir hareket” olarak değerlendirdi.
'KARISINI OTURMAYA ZORLADI'
YARGITAY Hukuk Genel Kurulu oy çokluğuyla aldığı kararda özetle şöyle dedi: “Kadının bağımsız konutta oturma isteğine rağmen kocanın bu isteği karşılamada yeterli çabayı sarf etmediği, eşini kendi ailesiyle birlikte oturmaya zorladığı anlaşıldığına göre, boşanmaya karar verilmesine işaret eden ve YHGK’ca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi yerinde değildir.” Hürriyet
Dava dosyasına göre Osmaniye’de yeni evlenen çift, damadın ailesiyle aynı evde yaşamaya başladı. Durumdan rahatsız olan gelin, eşine ayrı bir eve çıkma talebini iletti. Ancak kocasından olumsuz yanıt alan gelin “Kayınvalidemle aynı evde yaşamak istemiyorum” diyerek boşanma davası açtı.
MAHKEME BOŞAMADI
Yerel mahkeme davayı reddederek çiftin bu sebepten boşanamayacağına hükmetti. Davacı gelin kararı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nda (YHGK) temyiz etti. Kurul, boşanmak isteyen davacı gelini haklı buldu. Yargıtay, Türk Medeni Kanunu’na göre, kocanın ayrı bir konut açmamasını “kusurlu bir hareket” olarak değerlendirdi.
'KARISINI OTURMAYA ZORLADI'
YARGITAY Hukuk Genel Kurulu oy çokluğuyla aldığı kararda özetle şöyle dedi: “Kadının bağımsız konutta oturma isteğine rağmen kocanın bu isteği karşılamada yeterli çabayı sarf etmediği, eşini kendi ailesiyle birlikte oturmaya zorladığı anlaşıldığına göre, boşanmaya karar verilmesine işaret eden ve YHGK’ca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi yerinde değildir.” Hürriyet
30 Nisan 2016 Cumartesi
“17 milyon yoksulumuz var”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “17 milyon yoksulumuz var bunlar 4.5 milyon hanede oturuyorlar. Yoksulluğun ailede pek çok soruna yol açtığı ifade edildi” dedi.
CHP lideri Kılıçdaroğlu, kadın dernekleri ve sivil toplum örgütleri ile bir araya geldi. Basına kapalı olarak gerçekleşen toplantıdan sonra açıklamalar yapan Kılıçdaroğlu, kadın temsilciler ile ortak bir metin oluşturulduğunu belirtti. Kılıçdaroğlu, mutabık kalınan maddeleri şöyle sıraladı:
CHP lideri Kılıçdaroğlu, kadın dernekleri ve sivil toplum örgütleri ile bir araya geldi. Basına kapalı olarak gerçekleşen toplantıdan sonra açıklamalar yapan Kılıçdaroğlu, kadın temsilciler ile ortak bir metin oluşturulduğunu belirtti. Kılıçdaroğlu, mutabık kalınan maddeleri şöyle sıraladı:
“Kadın erkek eşitliğinin Anayasada yazmasına rağmen uygulamada yeterince alan bulmadığı, kadınların bir anlamda ikinci sınıf yurttaş olarak gözlemlendiği ifade edildi. Küresel cinsiyet eşitsizliği konusunda 142 ülke arasında Türkiye 125. sırada. Siyasette daha centilmence bir dilin kullanılmasının daha doğru olacağı yönünde ortak bir görüş ifade edildi.
17 milyon yoksulumuz var bunlar 4.5 milyon hanede oturuyorlar. Yoksulluğun ailede pek çok soruna yol açtığı ifade edildi. Yoksul semtlerde kreşlerin açılarak annelerin şu veya bu şekilde düşük bir maliyetle de olsa çocuklarını kreşe bırakmaları önemli bir yol olduğu ifade edildi.
Merdiven altı atölyelerde çalışan çok sayıda kadın var ve bunların büyük bir kısmı sigortasız oysa bunların sigortalı olması lazım, düzenli gelir elde etmeleri lazım yasal güvence altında çalışmaları gerekiyor.
Kadına yönelik şiddet konusunda özel bir çalışmanın yapılması gerektiği, toplumsal bir çalışmanın yapılması gerektiği vurgulandı. Kadına yönelik şiddetin ve mağduriyetin sadece Türkiye’de yaşayan kadınlar için değil mülteci olan kadınlar için de geçerli olduğu ifade edildi. Mülteci kadınların da yaşadığı sorunların da bir şekliyle ele alınıp çözülmesi gerektiği konusunda ortak bir görüş sağlandı.
Kadınlar siyasette daha fazla yer almalı, kadın-erkek eşitliğinden söz ediliyor, kadın haklarından söz ediliyor ama siyasete gelince kadınlar büyük ölçüde dışlanıyor. Siyasi partiler yasasında cinsiyet kotasının getirilmesini kadınların en büyük güvencelerinden birisi olabileceği ifade edildi.
Kadına ve çocuklara karşı cinsel istismar olayı veya genç gelinler olayı dile getirildi ve bu konuda hükümetlerin, devletlerin, siyasi partilerin daha sağlıklı ve tutarlı bir yol izlemeleri gerektiği ifade edildi.”
CHP lideri Kılıçdaroğlu, kadın dernekleri ve sivil toplum örgütleri ile bir araya geldi. Basına kapalı olarak gerçekleşen toplantıdan sonra açıklamalar yapan Kılıçdaroğlu, kadın temsilciler ile ortak bir metin oluşturulduğunu belirtti. Kılıçdaroğlu, mutabık kalınan maddeleri şöyle sıraladı:
CHP lideri Kılıçdaroğlu, kadın dernekleri ve sivil toplum örgütleri ile bir araya geldi. Basına kapalı olarak gerçekleşen toplantıdan sonra açıklamalar yapan Kılıçdaroğlu, kadın temsilciler ile ortak bir metin oluşturulduğunu belirtti. Kılıçdaroğlu, mutabık kalınan maddeleri şöyle sıraladı:
“Kadın erkek eşitliğinin Anayasada yazmasına rağmen uygulamada yeterince alan bulmadığı, kadınların bir anlamda ikinci sınıf yurttaş olarak gözlemlendiği ifade edildi. Küresel cinsiyet eşitsizliği konusunda 142 ülke arasında Türkiye 125. sırada. Siyasette daha centilmence bir dilin kullanılmasının daha doğru olacağı yönünde ortak bir görüş ifade edildi.
17 milyon yoksulumuz var bunlar 4.5 milyon hanede oturuyorlar. Yoksulluğun ailede pek çok soruna yol açtığı ifade edildi. Yoksul semtlerde kreşlerin açılarak annelerin şu veya bu şekilde düşük bir maliyetle de olsa çocuklarını kreşe bırakmaları önemli bir yol olduğu ifade edildi.
Merdiven altı atölyelerde çalışan çok sayıda kadın var ve bunların büyük bir kısmı sigortasız oysa bunların sigortalı olması lazım, düzenli gelir elde etmeleri lazım yasal güvence altında çalışmaları gerekiyor.
Kadına yönelik şiddet konusunda özel bir çalışmanın yapılması gerektiği, toplumsal bir çalışmanın yapılması gerektiği vurgulandı. Kadına yönelik şiddetin ve mağduriyetin sadece Türkiye’de yaşayan kadınlar için değil mülteci olan kadınlar için de geçerli olduğu ifade edildi. Mülteci kadınların da yaşadığı sorunların da bir şekliyle ele alınıp çözülmesi gerektiği konusunda ortak bir görüş sağlandı.
Kadınlar siyasette daha fazla yer almalı, kadın-erkek eşitliğinden söz ediliyor, kadın haklarından söz ediliyor ama siyasete gelince kadınlar büyük ölçüde dışlanıyor. Siyasi partiler yasasında cinsiyet kotasının getirilmesini kadınların en büyük güvencelerinden birisi olabileceği ifade edildi.
Kadına ve çocuklara karşı cinsel istismar olayı veya genç gelinler olayı dile getirildi ve bu konuda hükümetlerin, devletlerin, siyasi partilerin daha sağlıklı ve tutarlı bir yol izlemeleri gerektiği ifade edildi.”
Sümeyye Erdoğan ile Selçuk Bayraktar'ın nikahının nerede kıyılacağı belli oldu
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kızı Sümeyye Erdoğan ile işadamı Selçuk Bayraktar, 20 Mart'ta İstanbul Tarabya Köşkü'nde nişanlanmıştı.
Posta Gazetesi'nde yer alan habere göre çiftin nikahının İstanbul Küçükçekmece'de bulunan 10 bin seyirci kapasiteli Yahya Kemal Beyatlı Gösteri Merkezi'nde 14 Mayıs'ta kıyılacağı iddia edildi.
Yaralı polis Rüzgar Çetin'den tazminat istedi
İstanbul Beşiktaş’ta lüks otomobiliyle çarptığı ekip otosunda bir polis memurunun şehit olmasına birinin de yaralanmasına neden olan ünlü yönetmen Sinan Çetin’in oğlu Rüzgar Çetin’e ikinci dava açıldı.
Habertürk Gazetesi'nden Hayati Arıgan'ın haberine göre, yaralı polis memuru Emre Tetik, 22.5 yıl hapis talebiyle tutuklu yargılanan Çetin’den 250 bin TL manevi tazminat istedi.
29 yaşındaki polis memuru Emre Tetik, İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılan davanın dilekçesinde kazanın ardından yaşadıklarını da anlattı.
Defalarca ameliyat olmasına rağmen sağlığına kavuşamadığını söyleyen Tetik, mesai arkadaşı İsmet Fatih Alagöz’ün acısı nedeniyle psikolojisinin de bozulduğunu belirtti.
Kaza tespit tutanağında Rüzgar Çetin’in tam ve asli kusurlu olduğunun belirtildiği dava dilekçesinde, ağır yaralı kurtulan Emre Tetik’in vücut fonksiyonlarını kaybettiği anlatıldı.
Bakıma muhtaç olduğu için Tokat’ta ailesinin yanında yaşamak zorunda kalan Tetik’in, alkollü bir şekilde direksiyona geçerek hız yaptığı için kazaya neden olan Rüzgar Çetin’e açtığı dava önümüzdeki günlerde görülecek.
Habertürk Gazetesi'nden Hayati Arıgan'ın haberine göre, yaralı polis memuru Emre Tetik, 22.5 yıl hapis talebiyle tutuklu yargılanan Çetin’den 250 bin TL manevi tazminat istedi.
29 yaşındaki polis memuru Emre Tetik, İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılan davanın dilekçesinde kazanın ardından yaşadıklarını da anlattı.
Defalarca ameliyat olmasına rağmen sağlığına kavuşamadığını söyleyen Tetik, mesai arkadaşı İsmet Fatih Alagöz’ün acısı nedeniyle psikolojisinin de bozulduğunu belirtti.
Kaza tespit tutanağında Rüzgar Çetin’in tam ve asli kusurlu olduğunun belirtildiği dava dilekçesinde, ağır yaralı kurtulan Emre Tetik’in vücut fonksiyonlarını kaybettiği anlatıldı.
Bakıma muhtaç olduğu için Tokat’ta ailesinin yanında yaşamak zorunda kalan Tetik’in, alkollü bir şekilde direksiyona geçerek hız yaptığı için kazaya neden olan Rüzgar Çetin’e açtığı dava önümüzdeki günlerde görülecek.
29 Nisan 2016 Cuma
Erdoğan: Tarihimizi 1919'dan başlatan tarih anlayışını reddediyorum
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'nde Kut-ül Amare zaferin 100. yılı programında konuştu. Cumhurbaşkanı konuşmasında ,'Milletimizin, medeniyetimizin binlerce yıllık tarihini, neredeyse 1919 yılından başlatan bir tarih anlayışını reddediyorum" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şu şekilde;
"Milletimizin, medeniyetimizin binlerce yıllık tarihini, neredeyse 1919 yılından başlatan bir tarih anlayışını reddediyorum. Her kim ki zaferleriyle ve yenilgileriyle son 200 yılımızı, hatta son 600 yılımızı soyutlayıp eski Türk tarihinden Cumhuriyete atlıyorsa biliniz ki o kişi milletimizin de devletimizin de hasmıdır.
'1. DÜNYA SAVAŞI VE KURTULUŞ SAVAŞI MİLLETİMİZİN ŞAHLANIŞIDIR'
Batı medeniyetinde Türk, belli bir kavmin adı değil tüm Müslümanları ifade eden bir isimdir. Dünyada 200 milyonun üzerinde bir varlığa sahip Türkçe konuşan toplumlar denince de akla önce bizim milletimiz gelir. Millet olarak temsil ettiğimiz bu geniş algının gerisindeki büyük mücadeleyi ve fedakarlıkları çok iyi görmek, çok iyi değerlendirmek ve idrak etmek mecburiyetindeyiz. Ülkemizde maalesef, nesillere bu büyük fotoğrafı gösterecek bir tarih anlayışı mevcut değil.
Tüm cepheleriyle Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı milletimizin kıyamıdır. Yani ayağa kalkışı, şahlanışıdır. Tarih kitaplarında bizim milletimiz için ne denir? Asker millet veya ordu millet ifadesi kullanılır. Çünkü biz gerektiğinde tüm fertleriyle inancı, vatanı, bayrağı, devleti uğruna savaşabilen, bunu göze alabilen bir milletiz. Yani bizim ordumuz sadece muvazzaf değildir. Ayrıca bizim bir de mobil ordumuz vardır. O da milletin ta kendisidir.
'RESMİ TARİHİMİZİ İNGİLİZLERİN İSTEDİĞİ GİBİ DÜZENLEDİK'
Maalesef biz resmi tarihimizi yıllarca tam da İngilizlerin istediği gibi düzenledik. Birinci Dünya Savaşı'nın her cephesinde, başta İngilizler olmak üzere düşmanlarımızın öfkeyle, dostlarımızın ümitle ama tüm dünyanın şaşkınlıkla takip ettiği bir mücadele ortaya koyduk. Ateşkes anlaşması imzalandığında Osmanlı ordusu tüm cephelerde savaşmaya devam ediyordu. Yani ortada çökmüş, bitmiş, teslim olmuş bir ordu, bir devlet yoktu. Bizim bu dönemde başımızı yakan, klasik sorunumuz olan cephede kazanıp masada kaybetme işidir, yani diplomasi eksikliğidir.
Böyle bir milletin tarihindeki zenginlikleri anlatmaya değil kitaplar, kütüphaneler bile yetmez. Bunu böyle görüyoruz. Ama biz ne yapmışız? Kendi tarihimizin üzerine kara bir örtü örtmeye çalışmışız. Kendi tarihimizi gömmeye çalışmışız. Kendimize ait olan pek çok başarıyı sanki bizimle ilgisi yokmuş gibi kısaca anlatıp geçenler veya hiç değinmeyenler, hem ecdadımıza saygısızlık hem de gelecek nesillere çok büyük kötülük yapmışlardır. Hürriyet
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şu şekilde;
"Milletimizin, medeniyetimizin binlerce yıllık tarihini, neredeyse 1919 yılından başlatan bir tarih anlayışını reddediyorum. Her kim ki zaferleriyle ve yenilgileriyle son 200 yılımızı, hatta son 600 yılımızı soyutlayıp eski Türk tarihinden Cumhuriyete atlıyorsa biliniz ki o kişi milletimizin de devletimizin de hasmıdır.
'1. DÜNYA SAVAŞI VE KURTULUŞ SAVAŞI MİLLETİMİZİN ŞAHLANIŞIDIR'
Batı medeniyetinde Türk, belli bir kavmin adı değil tüm Müslümanları ifade eden bir isimdir. Dünyada 200 milyonun üzerinde bir varlığa sahip Türkçe konuşan toplumlar denince de akla önce bizim milletimiz gelir. Millet olarak temsil ettiğimiz bu geniş algının gerisindeki büyük mücadeleyi ve fedakarlıkları çok iyi görmek, çok iyi değerlendirmek ve idrak etmek mecburiyetindeyiz. Ülkemizde maalesef, nesillere bu büyük fotoğrafı gösterecek bir tarih anlayışı mevcut değil.
Tüm cepheleriyle Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı milletimizin kıyamıdır. Yani ayağa kalkışı, şahlanışıdır. Tarih kitaplarında bizim milletimiz için ne denir? Asker millet veya ordu millet ifadesi kullanılır. Çünkü biz gerektiğinde tüm fertleriyle inancı, vatanı, bayrağı, devleti uğruna savaşabilen, bunu göze alabilen bir milletiz. Yani bizim ordumuz sadece muvazzaf değildir. Ayrıca bizim bir de mobil ordumuz vardır. O da milletin ta kendisidir.
'RESMİ TARİHİMİZİ İNGİLİZLERİN İSTEDİĞİ GİBİ DÜZENLEDİK'
Maalesef biz resmi tarihimizi yıllarca tam da İngilizlerin istediği gibi düzenledik. Birinci Dünya Savaşı'nın her cephesinde, başta İngilizler olmak üzere düşmanlarımızın öfkeyle, dostlarımızın ümitle ama tüm dünyanın şaşkınlıkla takip ettiği bir mücadele ortaya koyduk. Ateşkes anlaşması imzalandığında Osmanlı ordusu tüm cephelerde savaşmaya devam ediyordu. Yani ortada çökmüş, bitmiş, teslim olmuş bir ordu, bir devlet yoktu. Bizim bu dönemde başımızı yakan, klasik sorunumuz olan cephede kazanıp masada kaybetme işidir, yani diplomasi eksikliğidir.
Böyle bir milletin tarihindeki zenginlikleri anlatmaya değil kitaplar, kütüphaneler bile yetmez. Bunu böyle görüyoruz. Ama biz ne yapmışız? Kendi tarihimizin üzerine kara bir örtü örtmeye çalışmışız. Kendi tarihimizi gömmeye çalışmışız. Kendimize ait olan pek çok başarıyı sanki bizimle ilgisi yokmuş gibi kısaca anlatıp geçenler veya hiç değinmeyenler, hem ecdadımıza saygısızlık hem de gelecek nesillere çok büyük kötülük yapmışlardır. Hürriyet
Minik kızın kalbi daha fazla dayanamadı!
Denizli'nin Acıpayam İlçesi'nde babaannesinin yanında yaşayan primer pulmoner hastası (akciğer yüksek tansiyonu) 7 yaşındaki Gamze Yıldırım, yaşamını yitirdi.
Vücudundaki şişlikler nedeniyle hastaneye kaldırılan, bir yıldır nakil için uygun akciğer ve kalp bulunamayan minik Gamze, Acıpayam’da gözyaşları arasında toprağa verildi.
Acıpayam’da anne ve babası ayrı olduğu için babaannesinin yanında yaşayan Gamze Yıldırım, vücudunda oluşan şişlikler nedeniyle Denizli Devlet Hastanesi’ne getirildi. Yapılan tetkikler sonucu pirimer pulmoner hastası olduğu belirlenen Yıldırım, bir yıldır Pamukkale Üniversitesi Hastanesi’nde tedavi görüyordu. İyileşmesi için kalp ve akciğer nakli yapılması gereken Gamze Yıldırım’ın küçük bedeni, bir yıl dayanabildi. Küçük Gamze, tedavi gördüğü Pamukkale Üniversitesi Hastanesi’nde dün gece yaşamını yitirdi.
GÖZYAŞLARI İÇİNDE TOPRAĞA VERİLDİ
Uygun akciğer ve kalp bulunamadığı için yaşamını yitiren Gamze Yıldırım, bugün cuma namazının ardından Acıpayam’ın Hacıkurtlar Mahallesi’nde kılınan cenaze namazı sonrası toprağa verildi. Gamze için düzenlenen cenaze törenine AK Partili Acıpayam Belediye Başkanı Hulusi Şevkan, ailesi ve mahalle halkı katıldı. Minik kızın cenazesi namazın ardından mahalle mezarlığına gözyaşları içinde defnedildi.
Gamze’nin tedavisiyle bir yıldır yakından ilgilenen dayısı İbrahim Ekinci, çok üzgün olduğunu, bir yıl beklemelerine rağmen uygun donör bulunup nakil yapılamadığı için yeğeninin yaşamını yitirdiğini söyledi.
Vücudundaki şişlikler nedeniyle hastaneye kaldırılan, bir yıldır nakil için uygun akciğer ve kalp bulunamayan minik Gamze, Acıpayam’da gözyaşları arasında toprağa verildi.
Acıpayam’da anne ve babası ayrı olduğu için babaannesinin yanında yaşayan Gamze Yıldırım, vücudunda oluşan şişlikler nedeniyle Denizli Devlet Hastanesi’ne getirildi. Yapılan tetkikler sonucu pirimer pulmoner hastası olduğu belirlenen Yıldırım, bir yıldır Pamukkale Üniversitesi Hastanesi’nde tedavi görüyordu. İyileşmesi için kalp ve akciğer nakli yapılması gereken Gamze Yıldırım’ın küçük bedeni, bir yıl dayanabildi. Küçük Gamze, tedavi gördüğü Pamukkale Üniversitesi Hastanesi’nde dün gece yaşamını yitirdi.
GÖZYAŞLARI İÇİNDE TOPRAĞA VERİLDİ
Uygun akciğer ve kalp bulunamadığı için yaşamını yitiren Gamze Yıldırım, bugün cuma namazının ardından Acıpayam’ın Hacıkurtlar Mahallesi’nde kılınan cenaze namazı sonrası toprağa verildi. Gamze için düzenlenen cenaze törenine AK Partili Acıpayam Belediye Başkanı Hulusi Şevkan, ailesi ve mahalle halkı katıldı. Minik kızın cenazesi namazın ardından mahalle mezarlığına gözyaşları içinde defnedildi.
Gamze’nin tedavisiyle bir yıldır yakından ilgilenen dayısı İbrahim Ekinci, çok üzgün olduğunu, bir yıl beklemelerine rağmen uygun donör bulunup nakil yapılamadığı için yeğeninin yaşamını yitirdiğini söyledi.
Diyanet'ten AİHM'in Alevilik kararına ilk yorum
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM), Alevilerin din özgürlüğü haklarının ihlal edildiği yönündeki kararıyla ilgili, "Millet olarak birbirimizin hakkına ve hukukuna saygı konusunda vereceğimiz ortak kararın bütün mahkemelerin kararlarından yüce olduğuna inanırım" dedi.
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Karabük Üniversitesi Camii'nin açılış törenine katılmak için geldiği Karabük'te, Vali Orhan Alimoğlu'nu makamında ziyaret etti. Burada gazetecilerin sorularını cevaplandıran Görmez, AİHM'nin Alevilerin din özgürlüğü hakları konusunda verdiği kararı değerlendirdi. Görmez şöyle konuştu:
"Diyanet İşleri Başkanı olarak, bizim millet olarak birbirimizin hakkına ve hukukuna saygı konusunda vereceğimiz ortak kararın bütün mahkemelerin kararlarından çok daha yüksek ve yüce olduğuna inanırım. Bütün inanç farklılıklarımızla birlikte bizi bin yıldır millet kılan değerlerle birlikte birbirimize karşı vereceğimiz kararın çok daha önemli olduğunu düşünüyorum. Bizim daha çok millet olarak birbirimize karşı verdiğimiz ortak kararların önemli olduğunu ifade etmek isterim sadece."
Vali Orhan Alimoğlu, Görmez'e divan kitabı, Görmez de Alimoğlu'na Kuran-ı Kerim hediye etti. DHA
Cumhurbaşkanı'na hakaret eden eşinden boşandı
İzmir’in Torbalı ilçesinde, televizyonda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan çıkınca eşi G.D.'nin Cumhurbaşkanı'na devamlı küfür ve hakaret etmesi nedeniyle eşinin hakaretlerini ses kaydına alan ve savcılığa suç duyurusunda bulunan Ali D., eşinden tek celsede boşandı. Ali D., “Cumhurbaşkanımıza hakaret eden bir kişinin bana eş olamayacağını düşündüm. Bu evliliği fazla sürdürmeye gerek yoktu’’ dedi.
Torbalı ilçesinde şehir içi TIR şoförlüğü yapan Ali D. (40), yaklaşık 3 yıl önce ikinci evliliğini yaparak bir giyim firmasında ekip liderliği yapan G.D. (38) ile hayatını birleştirdi. İddiaya göre, evde akşam televizyon izlerken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan televizyona çıkınca G.D., Cumhurbaşkanı’na küfür ve hakaret etti. Eşinin Cumhurbaşkanına hakaret etmesini istemeyen Ali D., eşini sürekli uyarıyordu. Bütün uyarılara rağmen G.D., küfür ve hakaretlere devam edince Ali D., Cumhurbaşkanına hakaret eden eşini ses kaydına alıp savcılığa suç duyurusunda bulundu.
'CUMHURBAŞKANIMIZA HAKARET EDEN BİRİYLE YAŞAYAMAZDIM'
Bu olaydan sonra boşanma davası açtı. Bugün İzmir 10. Aile Mahkemesinde görülen davada, eşler anlaşmalı olarak tek celsede boşandı. Boşanma sonrası İhlas Haber Ajansına konuşan Ali D., “Ben anlaşmalı olarak boşanmak istedim. Bir an evvel bitsin istiyordum evliliğimizin. Cumhurbaşkanımıza hakaret eden bir kişinin bana eş olamayacağını düşündüm. Bu evliliği fazla sürdürmeye gerek yoktu’’ dedi.
HAKARETİ SES KAYDINA ALMIŞTI
Hakaret olayının nasıl gerçekleştiğini anlatan Ali D., şunları söyledi: "Evde haberleri izlediğimiz esnada devamlı Cumhurbaşkanımıza ağza alınmayacak ağır hakaretlerde bulunuyordu. Ben devamlı kendisini uyardım, Cumhurbaşkanımıza hakaret etme diye. Küfürleri tekrarlayınca en sonunda dayanamayıp eşime, ‘Senin hakaretlerini ses kaydına alırım, şikayette bulunurum’ dedim. O bana ses kaydını aç hakaretleri yapayım’ dedi. Bende ses kaydını açtım eşim hem bana hem de Cumhurbaşkanımıza hakaret etti. Cumhurbaşkanımıza ve bana ettiği hakaretler nedeniyle benim savcılığa suç duyurusunda bulunacağımı bildiği için benden önce davranıp bana boşanma davası açtı. Eski eşime geçen Ağustos ayında evi kendisinin üzerine yapmıştım. Bu devirden sonra huy ve hareketleri değişmişti.’’ Hürriyet
Torbalı ilçesinde şehir içi TIR şoförlüğü yapan Ali D. (40), yaklaşık 3 yıl önce ikinci evliliğini yaparak bir giyim firmasında ekip liderliği yapan G.D. (38) ile hayatını birleştirdi. İddiaya göre, evde akşam televizyon izlerken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan televizyona çıkınca G.D., Cumhurbaşkanı’na küfür ve hakaret etti. Eşinin Cumhurbaşkanına hakaret etmesini istemeyen Ali D., eşini sürekli uyarıyordu. Bütün uyarılara rağmen G.D., küfür ve hakaretlere devam edince Ali D., Cumhurbaşkanına hakaret eden eşini ses kaydına alıp savcılığa suç duyurusunda bulundu.
'CUMHURBAŞKANIMIZA HAKARET EDEN BİRİYLE YAŞAYAMAZDIM'
Bu olaydan sonra boşanma davası açtı. Bugün İzmir 10. Aile Mahkemesinde görülen davada, eşler anlaşmalı olarak tek celsede boşandı. Boşanma sonrası İhlas Haber Ajansına konuşan Ali D., “Ben anlaşmalı olarak boşanmak istedim. Bir an evvel bitsin istiyordum evliliğimizin. Cumhurbaşkanımıza hakaret eden bir kişinin bana eş olamayacağını düşündüm. Bu evliliği fazla sürdürmeye gerek yoktu’’ dedi.
HAKARETİ SES KAYDINA ALMIŞTI
Hakaret olayının nasıl gerçekleştiğini anlatan Ali D., şunları söyledi: "Evde haberleri izlediğimiz esnada devamlı Cumhurbaşkanımıza ağza alınmayacak ağır hakaretlerde bulunuyordu. Ben devamlı kendisini uyardım, Cumhurbaşkanımıza hakaret etme diye. Küfürleri tekrarlayınca en sonunda dayanamayıp eşime, ‘Senin hakaretlerini ses kaydına alırım, şikayette bulunurum’ dedim. O bana ses kaydını aç hakaretleri yapayım’ dedi. Bende ses kaydını açtım eşim hem bana hem de Cumhurbaşkanımıza hakaret etti. Cumhurbaşkanımıza ve bana ettiği hakaretler nedeniyle benim savcılığa suç duyurusunda bulunacağımı bildiği için benden önce davranıp bana boşanma davası açtı. Eski eşime geçen Ağustos ayında evi kendisinin üzerine yapmıştım. Bu devirden sonra huy ve hareketleri değişmişti.’’ Hürriyet
5 aylık ikizler şehit babalarını uğurladı
ŞIRNAK’ta teröristler tarafından açılan ateş sonucu şehit olan Jandarma Üsteğmen Rahim Çelik, 5 aylık ikizleri İrfan ve Eymen Rahim’in de katıldığı cenaze töreniyle son yolculuğuna uğurlandı. Yakınları tarafından puset içinde evden çıkarılan ikizler, babalarını uğurladı.
Pendik Sahil Camii’ne götürüldü. Şehit Üsteğmenin acılı eşi Gökçe Çelik, ikiz bebeklerini sırayla kucağına alarak eşinin Türk bayrağına sarılı tabutunun başına götürdü. O anlar herkesi duygulandırdı. "Benim yavrum ölmedi, Peygamber efendimize komşu gitti" diyerek feryat eden Şehit üsteğmenin annesi Binazer Çelik oğlunun tabutuna sarılarak gözyaşı döktü.
ORG. AKAR TEŞRİK TEKBİRİNE EŞLİK ETTİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı İsmail Kahraman, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar da cenaze törenine katıldı. Şehit Babası Güngör Çelik protokol üyelerinin taziyelerini kabul etti. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar cenaze öncesi cami hoparlörlerinden okunan teşrik tekbirine eşlik etti.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN ELİNİ KALBİNE GÖTÜRDÜ
Cuma namazının ardından kılınan cenaze namazından sonra şehit üsteğmenin cenazesi saygı geçişi için top arabasına konuldu. Geçiş sırasında askerler şehidi selamlarken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın elini kalbine götürüp bir süre tutması dikkat çekti.
Şehitin cenazesi, camideki törenin ardından evinin önüne getirilerek helallik alındı. Cenazeyi taşıyan aracın sokağa girdiği sırada şehidin yakınları gözyaşlarını tutamadı.
Helallik alınması ve duanın ardından şehidin cenazesi defnedilmek üzere Sultanbeyli’nde bulunan Fatih Sultan Mehmet Mezarlığı’na götürüldü.
Özgür ALTUNCU-İdris TİFTİKCi-Güven USTA/İSTANBUL, (DHA)
Pendik Sahil Camii’ne götürüldü. Şehit Üsteğmenin acılı eşi Gökçe Çelik, ikiz bebeklerini sırayla kucağına alarak eşinin Türk bayrağına sarılı tabutunun başına götürdü. O anlar herkesi duygulandırdı. "Benim yavrum ölmedi, Peygamber efendimize komşu gitti" diyerek feryat eden Şehit üsteğmenin annesi Binazer Çelik oğlunun tabutuna sarılarak gözyaşı döktü.
ORG. AKAR TEŞRİK TEKBİRİNE EŞLİK ETTİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı İsmail Kahraman, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar da cenaze törenine katıldı. Şehit Babası Güngör Çelik protokol üyelerinin taziyelerini kabul etti. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar cenaze öncesi cami hoparlörlerinden okunan teşrik tekbirine eşlik etti.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN ELİNİ KALBİNE GÖTÜRDÜ
Cuma namazının ardından kılınan cenaze namazından sonra şehit üsteğmenin cenazesi saygı geçişi için top arabasına konuldu. Geçiş sırasında askerler şehidi selamlarken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın elini kalbine götürüp bir süre tutması dikkat çekti.
Şehitin cenazesi, camideki törenin ardından evinin önüne getirilerek helallik alındı. Cenazeyi taşıyan aracın sokağa girdiği sırada şehidin yakınları gözyaşlarını tutamadı.
Helallik alınması ve duanın ardından şehidin cenazesi defnedilmek üzere Sultanbeyli’nde bulunan Fatih Sultan Mehmet Mezarlığı’na götürüldü.
Özgür ALTUNCU-İdris TİFTİKCi-Güven USTA/İSTANBUL, (DHA)
Sümeyye Erdoğan ve Selçuk Bayraktar'ın düğün tarihi belli oldu
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın kızı Sümeyye Erdoğan ile Selçuk Bayraktar’ın 14 Mayıs Cumartesi günü evleneceği öğrenildi.
Sümeyye Erdoğan ve insansız hava araçları imal eden Bayraktar Makina’nın sahibi Özdemir
Bayraktar’ın oğlu Selçuk bayraktar 20 Mart tarihinde Tarabya Köşkü’nde nişanlanmıştı.
Nişan töreni iki aile arasında gerçekleştirilmişti.
Sümeyye Erdoğan ve Selçuk Bayraktar’ın 14 Mayıs Cumartesi günü evleneceği öğrenilirken nikah töreninin nerede yapılacağı hakkında herhangi bir bilgi paylaşılmadı.
Sümeyye Erdoğan ve insansız hava araçları imal eden Bayraktar Makina’nın sahibi Özdemir
Bayraktar’ın oğlu Selçuk bayraktar 20 Mart tarihinde Tarabya Köşkü’nde nişanlanmıştı.
Nişan töreni iki aile arasında gerçekleştirilmişti.
Sümeyye Erdoğan ve Selçuk Bayraktar’ın 14 Mayıs Cumartesi günü evleneceği öğrenilirken nikah töreninin nerede yapılacağı hakkında herhangi bir bilgi paylaşılmadı.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)