17 Temmuz 2016 Pazar

Başına silah dayadılar, boğazını kemerle sıktılar

TBMM Genel Kurulu'na izleyici olarak katılan Hulusi Akar, basın mensuplarına kendisini emir subayı ve özel kaleminin gözaltına almaya çalıştığını anlattı. Bu esnada Genelkurmay Başkanı Akar'ın başına silah dayandığı ve boğazının kemerle sıkıldığı ortaya çıktı.


NTV'nin haberine göre, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın darbeci askerlere uzun süre direndiği ortaya çıktı.

BAŞINA SİLAH DAYANDI, BOĞAZI KEMERLE SIKILDI

Darbeci askerler Orgeneral Hulisi Akar’a darbe bildirisi imzalatmak istediler. Başına silah dayanan Orgeneral Akar’ın boğazı da kemerle sıkıldı. Hulusi Akar’a “Bildiyi imzalarsanız hayati tehlikeniz olmaz” denildi.

Akar, yanındaki komutanlarla birlikte helikopterle Akıncı Üssü’ne getirildi. Burada ayrı ayrı odalarda tutulan Akar ve arkadaşlarına su ve yemek verilmedi.
Tuvalet ihtiyaçlarının karşılanmasında bile sıkıntılar yaşandı. Bu konuda tartışmalar yaşandı.

OPERASYONDAN SONRA İLK KEZ

Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, Ankara'daki Akıncı Hava Üssü'ne düzenlenen operasyon sonrasında ilk kez Çankaya'da görüntülendi. Akar sonrasında Başbakan Binali Yıldırım'la birlikte gazetecilerin karşısına çıktı. Genelkurmay Başkanı öğleden sonra ise Meclis'teki özel oturuma katılıp; toplantı sonrasında, TBMM Başkanı, muhalefet liderleri, yüksek yargı organlarının başkanlarıyla kameralara birliktelik pozu verdi.


NASIL REHİN ALINDIĞINI ANLATTI

CNN Türk’ün haberine göre, Genelkurmay Başkanı Akar darbe girişiminin başlamasıyla birlikte, kendisini yakın çalışma arkadaşları, emir subayı ve özel kaleminin gözaltına almaya çalıştığını anlattı.

BOYNUNDAKİ MORLUK...

Genelkurmay Başkanı kendisine silah doğrultulduğunu, karşı koyunca da arbede yaşandığını söyledi. Akar’ın boynundaki morluğun da bu sırada oluştuğu öğrenildi.

Akar yaşadıklarını, TBMM Başkanı, Başbakan, CHP ve MHP liderleriyle Meclis’te yaptığı görüşmede anlattı. Görüşme yaklaşık 40 dakika sürdü.

BOĞAZI KESİLEREK ÖLDÜRÜLDÜĞÜ İDDİA EDİLEN ASKER...

Toplantıda boğazı kesilerek öldürüldüğü iddia edilen asker de gündeme geldi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’e bu konuda açıklama yapmasının faydalı olacağını söyledi. Kılıçdaroğlu’nun sözleri üzerine Akar, “Bu görüntüler gerçek mi?” diye sordu. Kılıçdaroğlu da “Bayağı gerçek” yanıtını verdi.

'Milletimiz rahat olsun, hayat artık normale döndü'

Başbakan Binali Yıldırım, "Paralel terör örgütü çeteleri mağlup olmuştur. Bu darbe kesinlikle başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Milletimiz rahat olsun, hayat artık normale döndü" dedi.
Başbakan Binali Yıldırım şöyle devam etti:


"Ankara Kızılay, İstanbul Taksim başta olmak üzere her yerde adeta bir şenlik havasında demokrasi nöbetlerine devam edeceğiz. Gündüz normal hayat devam ediyor. İşimize gücümüze bakıyoruz. Çünkü çoluğumuzun, çocuğumuzun, ülkemizin işlerinin geri kalmaması lazım, maişetlerimizi temin etmemiz lazım. Ama akşam hem demokrasi nöbetine devam edeceğiz hem de demokrasi şöleni devam edecek. Bir müddet daha böyle devam edecek."

"Bir bela daha defedilmiştir. Milletimiz rahat bir nefes almıştır. Ancak işimiz bitmedi. Bundan sonra temizlik harekatını süratle yapacağız. Bir daha milletin iradesine karşı gelmeye çalışma cesaretini hiç kimse gösteremeyecek şekilde bu darbeci bozuntularının hak ettikleri cezayı vereceğiz."

"Silahlı Kuvvetlerle, vatanını, milletini, bayrağını seven her düzeydeki askerlerle onların kıyafetinin içine gizlenmiş paralel terör çetelerini birbirine karıştırmayalım. Onlar asker değil. Onlar vatandaşın üzerine acımasızca tankları süren, onları tarayan ve milletini öldürmek için gözünü bile kırpmayan canilerdir. Hak ettikleri her türlü cezayı alacaklardır."

"Vatandaşlarım sakin olsun. Olayın tazeliğiyle, heyecanıyla aşırı tepkiler vermekten sakınalım. Silahlı Kuvvetler bizim geleceğimizdir, güvencemizdir. Silahlı Kuvvetlerimize zarar verecek bir davranış içinde olmayalım. Kurumsal kimliğini zedeleyen bir davranış içinde asla olmayalım."

Marmara Denizi'nde deprem

Saat 11.55'te merkez üssü Yalova açıkları (Marmara Denizi) olan 4 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi.

Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırmaları Enstitüsü'nün verilerine göre Yalova açıklarında meydana gelen deprem İstanbul'dan da hissedilirken, 7.7 kilometre derinlikte meydana geldi.

AFAD'ın da Yalova'nın Çınarcık ilçesi açılarında meydana gelen depremin büyüklüğü 3.9 olarak açıklandı.

İstanbullular sokaklarda! Yollar kilit

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım'ın 'Bu gece de meydanlardayız" diyerek yaptıkları çağrılar üzerine İstanbul'da vatandaşlar sokaklara çıkarak meydanlarda toplandı. Vatan Caddesi, Sultanbeyli ve Taksim'de binlerce insan demokrasi nöbeti tuttu.


AB Bakanı Ömer Çelik “Bu gece de artçı darbeler olabilir” diyerek, Milli Savunma Bakanı Fikri Işık da ‘Darbe tehlikesi tümüyle geçti demek yanlış olur' diyerek vatandaşların bu gece de sokaklarda olmasını istemişti.

Sokaklara dökülen vatandaşların araçları nedeni ile bağlantı yollarında zaman zaman yoğunluk yaşandı.

Küçükçekmece ve Avcılar’da toplanan binlerce kişi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan lehine sloganlar atarak, tekbir getirip darbe girişimini protesto etti. Avcılar Kaymakamı Hulusi Doğan, sosyal medya hesabından Reşit Paşa Caddesi’nde saat 21.00’de başlayan protesto gösterisine herkesin katılmasını isterken, caddedeki belediye otobüsünün üzerine çıkarak, demokrasiye karşı darbe indirmek isteyenlere halkın gerekli yanıtı verdiğini söyledi.

Ellerinde Türk bayrağı bulunan binlerce kişi uzun araç konvoyları oluşturarak, ece geç saatlere kadar ilçede klaksyon çalıp tur attı.




Nice’deki terör saldırısında 2 Türk’ün öldüğü ortaya çıktı!

Fransa'nın Nice kentinde yaşanan kamyonlu terörün kurbanları arasında iki Türk'ün olduğu ortaya çıktı.

Berlin Paula-Fürst Okulu öğrencisi 19 yaşındaki Şilan A. ile arkadaşı Selma’nın, 84 kişinin canına mâl olan terör saldırısında öldüğü öğrenildi.

Şilan ile Selma’nın Berlin’den Almanca öğretmenleri gözetiminde 28 kişilik öğrenci grubuyla Nice’e gittiği belirtildi.

Şilan A’nın adı kayıplar arasında geçiyordu. Önceki gün Germanwings Havayolları’na ait bir uçakla sadece bavulu geri döndü Şilan’ın. 7 kardeşi onu umutla bekledi, aradı ama telefonu hep kapalıydı. Sonunda Şilan A’nın korkunç olayda can verdiği ortaya çıktı.

Şilan'la birlikte tatile giden arkadaşı Selma ve Almanca öğretmeni Saskia S’nin de kayıp olduğu açıklanmıştı

Ancak, Berlin-Charlottenburg ilçe yönetimi, iki kız öğrenci ile bir kadın öğretmenin öldüğünü açıkladı.

Belediye Başkanı Reinhard Neumann, “Yıkıldık. Çok büyük acı içindeyiz” açıklamasını yaptı.

Öte yandan, Fransa polisi bugün Nice saldırısıyla bağlantılı olduğundan şüphelenilen iki kişiyi gözaltına aldı.

Erdoğan'dam muhalefete teşekkür

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu akşam TBMM Başkanı İsmail Kahraman'ı, muhalefet liderlerinden ise CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi telefonla aradı.


Cumhurbaşkanlığı kaynaklarından edinilen bilgiye göre Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz’daki darbe girişimine karşı TBMM’nin onurlu bir duruş sergilenmesinden dolayı Kahraman’ı ve onun şahsında milletvekillerini tebrik etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın aynı çerçevede Kılıçdaroğlu ve Bahçeli’yi de arayarak, iktidar partisiyle birlikte demokrasiye ve millet iradesine sahip çıkarak darbe girişimine prim vermemelerinden dolayı teşekkürlerini ilettiği belirtildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın demokrasiye sahip çıkma konusunda tüm partilerin ortak tavır sergilemelerinin önemini de vurguladığı öğrenildi. DHA

Fethullah Gülen darbe girişimi sonrası basın toplantısı düzenledi

ABD'nin darbe girişiminden sonra kendisi ile irtibata geçmediğini belirten Fethullah Gülen, "Hakkında hep Allah'a, ona (Cumhurbaşkanı Erdoğan) da bana da istikamet versin diye duada bulunuyorum" dedi.


Türkiye, 15 Temmuz gecesi tarihinin utanç saatlerine ev sahipliği yaptı. Türk Silahlı Kuvvetleri içerisindeki bir grup asker demokrasiye darbe girişiminde bulundu. Hain girişim halkın direnişi sayesinde saatler sonra püskürtüldü. Kalkışma sonrası gözler TSK içerisinde yapılandığı bilinen Fethullah Gülen cemaatine çevrildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile hükümetin darbe girişiminden sorumlu tuttuğu Fethullah Gülen, yaşamakta olduğu ABD’nin Pennsylvania eyaletine bağlı Saylorsburg kasabasındaki çiftlik evinde basın toplantısı düzenledi.  Gülen, “Askeri müdahaleye hiçbir zaman olumlu gözle bakmadım. Demokrasi bu yöntem ile sağlanmaz” dedi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan için “her zaman dua ettiğini” iddia etti.

‘BİRİNE ALERJİ DUYAN KİŞİLER BU NEDENLE BAŞKALARINA SEMPATİ DUYABİLİR’

Gülen basın toplantısında bir gazetecinin “Türkiye´deki bu girişimde size takip çevrenizin bir rolü oldu mu” sorusuna verdiği yanıtta, “Ben takipçilerimi bilmiyorum aslında. Yapılan şeyden dolayı sempati duyanlar olabilir. Ben tüm samimiyetimle söylüyorum takipçilerimin yüzde birini bile tanımam, takipçilerimi tanımam ki rolleri var mı bileyim. Birine alerji duyan kişiler bu nedenle başkalarına sempati duyabilir. Bu CHP olabilir, MHP olabilir, siz olabilirsiniz, ben olabilirim” dedi.

“ÇOĞU ZAMAN DÜNYADA LİDERLERİN DE KENDİLERİNE GÖRE MUHALİF ÇIKARMALARI OLMUŞTUR, SUİKAST TEŞEBBÜSLERİNDE BULUNMALARI DA OLMUŞTUR”

Gülen, kendisine yöneltilen “Bazı medya organlarında bu olayı esasında Erdoğan´ın ordu içindeki gücünü arttırmak için böyle bir senaryoyu uygulamaya koydurduğuna ilişkin yorumlar var. Siz ne düşünüyorsunuz” sorusunu da, “Bu bir senaryo demek bir mümin için yalan olur, iftira olur. Ama bazıları öyle bir yorumda bulunur ki geçmişte yaşananlara göre yorumda bulunurlarsa ben ona bir şey diyemem. Daha önce yaşanmış olaylardır bunlar. Çoğu zaman dünyada liderlerin de kendilerine göre muhalif çıkarmaları olmuştur, suikast teşebbüslerinde bulunmaları da olmuştur ama kalkıp bundan dolayı bunlar bu işi yaptı demek başkaları gibi bizim iftiraya düşmemize sebebiyet verir. Ben de öyle bir şeyden Allah´a sığınırım” diye karşılık verdi.

KERRY´NİN AÇIKLAMASINA GÜLEN: “DAHA ÖNCE BÖYLE İSTEKLER OLDU”

Genel olarak Pensilvanya’da yaşadığı yeri basına kapalı tutan ancak Türkiye´de yaşanan darbe girişiminin sorumlusu olarak gösterilmesinin ardından kapılarını basına açan Gülen, “Bu sabah Dışişleri Bakanı Kerry sizinle alakalı, `Bizden bir iade istemi olmadı. Bu konuda bir kanıtları varsa getirsinler bakalım´ dedi. Sizin bu konuda yorumunuz var mı” sorusuna, “Daha önce böyle istekler oldu aslında. 17 Aralık, 25 Aralık hadisesi nedeniyle yine taraftarları yaptı dediler. Ben o konuda da söyleyeyim, yeminle içlerindekilerin binde birini tanımam. Ama onlar beni tanıyabilirler, dünyada da tanıyanlar var haddim olmayarak. Tanınacak bir insan değilim, sıradan bir insanımdır. Ama ektiğiniz şeyler, yazdığınız çizdiğiniz şeyler, bazen de bir takım arkadaşların yaptıkları şeylerde siz de içinde bulunduğunuzdan dolayı, size mal edilmesi nedeniyle tanınabilirsiniz. Yani sizi tanımış olabilirler. Adliyedekiler, emniyettekiler böyle tanımış olabilirler. Ben buradaydım o zaman. Kanaati acizanem, evvela askerleri emniyetçiler ile derdest ettirdiler, sonra adliyeciler ile onları mahkum ettirdiler. Zannediyorum askeri vesayet altına aldılar.

‘ASLI ASTARI YOKTU’

O mesele bittikten sonra bu defa, tam onlar gibi düşünmeyen, biat etmeyen, bir yönüyle vaat ettikleri şeyler açısından demokrasi, insan hakları, Avrupa Birliği dediler. Ben referandum zamanı buradan arkadaşları teşvik ettim. Bu yönlerinden dolayı yanlarındaydık. Ancak onlar yanlarında kendileri dışında yanlarında birini istemedikleri için sonradan size yakın emniyetçiler, adliyeciler bu işi yaptılar dediler. 17 – 25 Aralık hadisesini sanki cemaat yapmış gibi gösterdiler. Aslı astarı yoktu. O da bir iftiraydı. Biraz önce onlara hakkında iftiradan sakındığım gibi, bu iftirayı da aynı çirkinlik ile karşılıyorum” dedi.

“FBI BİRİNİ YAKALADI GALİBA. BURADA ORMAN İÇİNDE KALMIŞ BİR ŞEYLER YAPMAK İÇİN”

Fethullah Gülen, “Bir sizin buradaki günlük güvenliğiniz açısından endişeniz var mı? İki demokrasinin Türkiye´deki geleceği açısından endişeniz var mı” sorusunu “Buradaki emniyet açısından sorunum yok. Önceden ufak binada kalıyordum, sonradan yangın ihtimaline karşı uyardılar, FBI´da birini de yakaladı galiba. Burada orman içinde kalmış bir şeyler yapmak için. Orada mütevazı bir yerim vardı. Burada da kendi dünyama göre bir odam var. Türkiye´deki demokrasi endişesi, şu anda o nurlu ufukları açık, engin düşünen insanlar, kendi objektiflerinden, kendileri değerlendirdikleri zaman Türkiye´de demokrasi var mı yok mu buna kendilerinin cevap vermesini isterim. Ben seneler önce bir panelde `demokrasi´ dedim.

“ONLARDAN EVVEL CUMHURİYETÇİ OLDUĞUMU SÖYLEDİM”

Ben bugün mevcut iktidarı intizam eden o gazeteler tarafından taarruza maruz kaldım. `Demokrasi geriye dönüşü olmayan bir vetiredir esasen´ dedim. Cumhuriyete de öyle baktım. Onlardan evvel cumhuriyetçi olduğumu söyledim. O zaman cumhuriyetin ve demokrasinin aleyhindeydiler. Laikliğin de aleyhinde konuşuyorlardı. Fakat o mevzuda vahitleri bulundukları için biz de belli ölçüde muhakkakken sevenler, sayanlar oylarını o istikamette kullanmışlardı. Ama şu anda Türkiye´de demokrasi var mı yok mu? O demokrasinin gelecek için vaat ettiği şeyler nelerdir? Bunların cevabını o nurları engin ufuklarına bırakıyorum” diye yanıtladı.

“ÖZLÜYORUM AMA GERÇEK O Kİ, ÇOĞU ZAMAN İÇİMDEN BURADA KALMAK GEÇİYOR”

Uluslararası basına açık olan toplantıda Gülen, “Dün darbe teşebbüsünün başarılı olduğu gibi göründüğü bir an oldu. O an ülkenize dönmeyi düşündünüz mü? Bu darbe teşebbüsü başarılı olsaydı ülkenize döner miydiniz? Biliyoruz ki vatanınızı özlüyorsunuz” sorusuna Gülen, “Özlüyorum ama gerçek o ki, çoğu zaman içimden burada kalmak geçiyor. Asude iki senedir bu binadan dışarı çıkmadım. İnzivada yaşıyorum. Bana fazla ilişmiyorlar. Dolayısıyla insanın hürriyetine ilişilmemesi, hürriyet çok önemlidir insan için, belki Hürriyet insan demek. İslam hukuk sisteminde de, modern hukuk sisteminde de korunması gereken 5 – 6 şey var, bunlardan bir tanesi hürriyettir. Kendimi burada hür hissettiğimden dolayı darbeler görmüşüm, askeri darbelerde tavzif görmüşüm. Dolayısıyla da 28 Şubat hadisesi olduğu zaman buradaki Meyo Kliniği´ne tedaviye gelmiştim. Sonrasında Haziran fırtınası oldu, kıyamet kopardılar o mahkemeden beraat etmiştim. O zaman ortada kaldım. Burası da temiz bir yer, çevrede de temiz insanlar var, bende burada bir iki arkadaş ile öyle kalakaldım işin doğrusu. Ancak sıla hasreti, vatan sevdası, kaldığım yerler, onları özlemiyor değilim. Fakat insan hür iradesi ile bir şeyler yapacağı yerde kalmayı tercih eder herhalde. Mülasam da ona bağlı devam ediyor. Sonra ikincisi, darbe yapanlar beni hep tazyik ettiler, preslediler. Bunların da aynı şeyi yapmayacağını nereden bileyim. Gittiğim zaman aynı insanlar derdest edebilirler. Güvenli olmaz. En yakın olan insanların bile fazla alternatife tahammüle yoktur. Haset ve kıskançlık dediğimiz şeyler, bazen küfrün ötesinde, dalaletin ötesinde insana kötülükler yaptırır” yanıtını verdi.

“HEP DUA EDİYORUM”

Gülen, “Bir zamanlar müttefikiniz ve dostunuz olan Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Türk halkına göndermek istediğiniz bir mesajınız var mı” sorusuna, “Erdoğan benim mesajımı kabul etmez. Onu hakaret sayar. Zaten daha işin aslı astarı belli olmadan, neyin ne olduğu ortaya açıkça çıkmadan, ben kendim dinlemedim de dinleyen arkadaşlar naklettiler, meseleyi bize fatura etmek suretiyle acı acı konuşuyor iki gündür. O yüzden en iyi mesajlarımı bile hüsnü kabule yanaşmayacağını düşünüyorum. Hakkında hep Allah´a, ona da bana da istikamet versin diye duada bulunuyorum. Türk halkına söyleyeceğim ise şu olur, biz askeri darbelerden, 27 Mayıs´ta daha askere gitmemiştim, Edirne´de bir camide imamdım o zamanlar. O darbeyi de yedim. 12 Mart muhtırasında da aldılar içeriye. O zaman mahkemede aklandım. Sonra 12 Eylül´de, 6 sene kadar takip ettiler ardından takipsizlik verildi. Yine 28 Şubat´ta işte burada Haziran fırtınası diyeceğimiz olayda, Nuh Mete Yüksel dava açmıştı, burada, New Jersey´de gittim bir savcıya ifade verdim, ondan da beraat ettim. Yargıtay o mevzu da onayladım. O açıdan darbelerden hep darbe yemiş biri olarak, Türk toplumunun darbelere sıcak bakmaması tavsiyesinde bulunabilirim. Darbeler ile demokrasinin gelmeyeceğini, cumhuriyetin korunamayacağına, Türkiye´nin dünya ile entegre olamayacağına inananlardan biriyim. Bu açıdan da, şahsen hep darbelere karşı oldum. Fakat bildiğiniz gibi terminolojide de darbe farklı şekillerde kullanılmaya başladı. Hani birileri hakikaten o suistimalatı, irtikabı, ihtilası, rüşveti falan yapmıştı, yapmamıştı o beni alakadar etmez, muhakemelerim mevzu fakat öyle bir konuda üzerlerine giden adliyecilere ve emniyetçilere de darbeciler dediler. Orada da meseleyi bize mallettiler yani. Bu türlü darbenin de aleyhindeyiz. Kimseye karşı öyle bir darbe yapılsın, onu da istemeyiz” karşılığını verdi.

‘MESAJ GELMEDİ’

Gülen, “Bu teşebbüsten sonra ABD hükümetinden size veya yakınlarınıza bir mesaj geldi mi” sorusunu “Hayır, öyle bir şey olmadı” diye yanıtladı. Fethullah Gülen başka bir soruya verdiği yanıtta da, “Zannediyorum daha evvel bahsettiğim gibi bir hazımsızlık var. Sempati duyan insanların dünya çapında yaptıkları önemli bir iş var. Yoksa ben de hayranlık ile seyrettim, böyle SS´ler gibi bazı müesseselerin basılması, Hitler´in adamlarının yaptıkları gibi bazı müesseselere girilmesi, kapıların kırılması, hakaret görülmesi televizyonda seyrettim. Takdir ile karşıladığım bir şey oldu, oradaki arkadaşların bir teki bile sesini yükseltmedi. Başkalarına o türlü şeyler yapılsaydı, onlara yapılsaydı, onlara ait medyadan birisine yapılsaydı kıyamet koparırlardı. Nitekim Hürriyet gazetesindeki bir adamı dövdüler, tartakladılar. Gazeteyi bastılar. Başka bir yayın müessesinin bayrağını indirdiler aşağıya. Orada toplandılar, bağışlayın, yuhaladılar. Ancak orada burada görünenlerin onda biri bile olmadı. Öğretmen kadınlar, hekimler, belki hamile, belki çocuğu kucağında götürürlerken, ne kendileri tarafından ne beyleri ne kardeşleri tarafından onlarla aynı çizgiyi paylaşan kişiler tarafından olumsuz bir çizgi olmadı. Bu da yürünen yolun doğru olduğunu gösteriyor. Ben şahsen takdir ile karşıladım. Ve zannediyorum o mezalim devam ediyor, o baskılar devam ediyor. Belli bahaneler ile, kuvvetli şüphe gibi hukuk literatüründe olmayan bahaneler ile derdest edilip götürülürken gülümsediler. Hapislere girdiler, bu da milletimizin karakterli insanlar olduklarını gösterdi. Yani çok karakterli insanlar. Tarihin sayfalarına döküldüğü zaman o taraf bu taraf, analizler yapılacaktır, kimin ne olduğu ortaya çıkacaktır. Şunu da açıklamakta yarar var belki, bu baştaki zat ile iki kez görüştüm. Biri parti kuracağı zaman yanıma geldi, `Necmettin Erbakan´dan ayrılacağım. Samimi bir Müslüman görünümünde olduğu için ben de o zatı tamamen karşısına almamasını, aynı zamanda temkinli davranmasını, Türkiye´de hala askeri vesayet var, temkinli olmasını, ona güvenerek söyledim. Unutmuşum ben, 20 senelik mesele bu. Benden ayrılırken, asansör biri ile iniyor, yanındakine önce bunların hakkından gelmek lazım demiş. Yani ta 20 sene evvel kendilerinin dışında her hangi bir hareket, cereyan, insanları Cennet´e, iyiye, güzelliğe götürecek bir hareket dahi olsa, yanlarında olmasını hazmedemediklerini sonradan bana söylediler. Daha sonra bu hislerini içlerinde tutuyorlarmış. 17 – 25 Aralık hadisesinde ki, bu meselenin aslı bazı şeyler çalma, rüşvet alma, gecekondudan gelip böyle saraylar yapmak, beş on yerde evler yapmak. Ben bunları bilmiyordum. Medyaya düşünce gördüm bunları. O montaj, dublaj dedi. Başkalarının elinde de bunlar var. Onları yapan insanları da bizden görerek, onlara karşı darbe yapılmış olarak gördüler. O vakit ne yapalım edelim bunları terör örgütü içerisinde gösterelim dediler. Bunu güvenlik konseyinde imzaladılar, dünyanın başka yerlerine de dosyalar halinde gönderdiler. Mahşeri vicdanının buna inanacağını sanmıyorum. Onların yaptıkları belli. Bu insanların yaptıkları belli. Ben burada bile bir sürü okul olduğundan bahsediyorlar, bir tanesi inşaat halindeyken götürdüler, gezdirdiler. Birine gitmedim yani öyle. Görünmeden hoşlanmayan bir tipim. Ancak konuştuğunuz, yazdığınız şeylerden ilham alan kişiler, buna layık mıyım değil miyim onu Allah bilir, yaptıkları şeyler yapıyorlar. Fakat bu hazmedilemiyor. Kendileri dışında başka kimseyi hazmedemiyorlar. Bu Cennet´e götürme hareketi olsa bile tahammülleri olmadığı için sizi değişik namlar ile karalamak istiyorlar. Bu durum da onların hazırladığı bir senaryo mu, bir jaluzi aralığından bakmak gibi bir şey, kapı aralığı demiyorum da yani ihtimal. Mülahaza dairesi açık” dedi. (DHA)

16 Temmuz 2016 Cumartesi

'85 bin camide bütün şehitlerimiz için selalar verilecek'

Diyanet İşleri Başkanı Prof Mehmet Görmez, yarın (pazar günü) saat 12.00'de Türkiye genelindeki 85 bin camide bütün şehitler için sela okunacağını bildirdi. 


Ülke TV canlı yayınında konuşan Prof Mehmet Görmez, sela okuma sayısını azalttıklarını belirterek, "Ben milletimize yönelmiş tankların namlularından, F16 uçaklarının sesinden rahatsız olmayan, Davudi sala sesinden rahatsız olacak bu topraklarda kimse görmüyorum. Bu gelenek devam edecek" dedi.

Prof Görmez, yarın (pazar günü) bütün şehitler için saat 12.00'de 85 bin camide selalar okunacağını sözlerine ekledi.

Fethullah Gülen'den darbe açıklaması

Amerika'da İngiliz Financial Times gazetesinin sorularını yanıtlayan Fethullah Gülen, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kendisi hakkında darbe girişimi suçlamalarını reddederken, Amerika'dan sınırdışı edilmekten de endişe etmediğini söyledi.


Gülen Cemaati lideri Fethullah Gülen, ikamet ettiği ABD’nin Pensilvanya kentinde İngiliz Financial Times gazetesinin sorularını yanıtladı.

‘DARBE GİRİŞİMİYLE İLGİLİ SUÇLAMALARIN TAMAMI YERSİZ’

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın darbe girişiminin ardından Türkiye’ye iadesinin talep edilmesinin istenmesi hakkında konuşan Gülen, Türkiye’ye iade edilmekten endişe duymadığını ifade ederek, kendisine yöneltilen darbe girişimi ile ilgili suçlamaların tamamen yersiz olduğunu söyledi.

‘AK PARTİ’NİN BU DARBE GİRİŞİMİNİ DÜZENLEME İHTİMALİ VAR’

Gülen, “Erdoğan’ın bana karşı yaptığı suçlamaları dünyanın ciddiye aldığını sanmıyorum. AK Parti’nin bu darbe girişimini düzenleme ihtimali var. Bu da orduya ve Gülen Cemaati’ne karşı daha fazla suçlamayı beraberinde getirecektir” diye konuştu.

Amerika’dan sınırdışı edilmekten de endişe etmediğini dile getiren Gülen, AK Parti liderliği ve
Cumhurbaşkanı Erdoğan arasında açık bir hoşgörüsüzlük olduğu belirtti.

‘ORDU YÖNETİMİNİN HER ÇEŞİDİNE KARŞIYIM’

Gülen, AK Parti’nin demokrasiyi tehlikeye sokmasına karşın ordu yönetiminin her çeşidine karşı olduğunu, geçmişte buna benzer bir ayaklanmanın kurbanı olduğunu söyledi. DHA

Özel Harekat Daire Başkanlığı savaş alanına döndü

Darbecilerin en ağır saldırısını yaptığı Ankara Gölbaşı'nda yer alan Özel Harekat Daire Başkanlığı ve Polis Havacılık Daire Başkanlığı tam anlamıyla savaş alanına döndü. Saldırıda 42 kişi şehit oldu.


Darbe girişimi sırasında en ağır saldırı Gölbaşı Özel Harekat Daire Başkanlığı ve Polis Havacılık Daire Başkanlığı’na yapıldı. Dün saat 23.00 ve 24.00 sıralarında iki büyük patlama meydana geldi. Gölbaşı Cumhuriyet Savcılığı patlamalarla birlikte Gölbaşı’nda şehit sayısını 42 olarak açıklarken, Gölbaşı Devlet hastanes’ndeki duyuru panosunda ise yakınlarının bilgi alması için 43 yaralının bulunduğu belirtildi.

Patlama sonrası şehit olan ve yaralanan polisler, Gölbaşı Hasvak Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Hastanede bugün saat 15.00 itibariyle hiçbir şehidin bulunmadığı ve 43 yaralının bulunduğu öğrenildi. Şehit olan polislerin Keçiören Adli Tıp Morguna sevk edildiği öğrenildi.


SAVAŞ ALANINA GİBİ

Dün gece meydana gelen patlamanın ardından Gölbaşı Polis Özel Harekat Daire Başkanlığı’na giriş ve çıkışlar yasaklandı. Özel Harekat polisleri, Daire Başkanlığı’na giden yolda ellerinde uzun namlulu silahlarla nöbet tutarak, gelen vatandaşları uyardı, giriş- çıkışların yasak olduğunu belirtti. Patlamanın ardından Polis Özel Harekat Daire Başkanlığı’nın çekilen görüntü ve fotoğraflarında adeta savaş alanına döndüğü görüldü. Gölbaşı Yağlıpınar Mahallesinde bulunan TÜRKSAT’a yapılan saldırılar sonucu 2 güvenlik görevlisininin hayatını kaybettiği öğrenildi. (Mehmet DEMİR/ GÖLBAŞI/DHA)




Jandarma Genel Komutanlığı'ndan alınanlar spor salonunda

İstanbul ve Ankara'da darbe girişimine katılan askerler çıplak biçimde gözaltına alındı.

Dün akşam saatlerinde başlayan, askeri hareketlilikte ortalık yangın yerine döndü. Darbe girişimine kalkışanlar yakalanıp gözaltına alınırken MİT ve emniyet güçlerinin nokta operasyonları tamamlandı.


Erdoğan: ABD'ye sesleniyorum o zatı teslim edin!

TSK’daki cunta yapılanması tarafından düzenlenen darbe girişiminin başarısız olmasının ardından İstanbul’a dönen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı Barack Obama'ya çağrı yaparak "'Pensilvanya’daki dört yüz dönüm arazinin içindeki bu zatı ya deport edin ya da bize verin' demiştim. İhanet içerisinde olduğunu sizlere söyledim ama dinletemedim. Şimdi buyrun, bu darbe girişiminden sonra tekrar sesleniyorum. Pensilvanya’daki bu zatı artık Türkiye’ye teslim edin. 'Eğer biz, stratejik ortaksak model ortaksak, o zaman ortağınızın bu talebini lütfen yerine getirin' diyorum" dedi.


Erdoğan, Kısıklı’daki konutunun yakınlarında düzenlediği mitingde konuştu. Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:

"Kısıklı’da toplanmış bulunuyorsunuz. Bu paralel devlet yapılanmasından çok çektik. Tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı ihanet olan bu yapıdan çok çekti. Bildiğiniz gibi bu milletin zekatından, fitresinden, sadakasına kadar her şeyini emdiler. Sonra bu milleti Amerika’sından Avrupa’sına kadar bu devleti, bu ülkeyi yalan yanlış haberlerle adeta şikayet ettiler. Şimdi Amerika’ya sesleniyorum: Sayın Başkan’a sesleniyorum. Sayın Başkan, sizin kendinize bunu söyledim. Pensilvanya’daki dört yüz dönüm arazinin içindeki bu zatı ya deport edin ya da bize verin demiştim. İhanet içerisinde olduğunu sizlere söyledim ama dinletemedim. Şimdi buyrun, bu darbe girişiminden sonra tekrar sesleniyorum. Pensilvanya’daki bu zatı artık Türkiye’ye teslim edin. Eğer biz, stratejik ortaksak model ortaksak, o zaman ortağınızın bu talebini lütfen yerine getirin diyorum. Siz bizden hangi teröristi istediyseniz teslim ettik. Şimdi artık terörlistemizde yer alan bu zatı da biliyorsunuz, stratejik belgede yer almış vaziyettedir, bize teslim edin.

KULA KULLUK ETMEK BİZE YAKIŞMAZ

İstedikleri gibi sonuçlanmadı, bekledikleri gibi sonuçlanmadı çünkü biz şuna inanmıştık. Kaderin üstünde bir kader vardır demiştik. Biz buna inanmıştık. Ve nitekim öyle oldu. Şu anda, hiç endişeniz olmasın. Biz sadece Allah’ın huzurunda rükûda eğiliriz. Kula kulluk etmek bize yakışmaz.
"Bunlar, silahlı kuvvetlerimiziniçinde bir ur, temizleniyorlar.

AZINLIĞIN YAPTIĞI EYLEMLER

Ne yazık ki polislerimizden şehitlerimiz oldu, sivillerimizden şehitlerimiz oldu. Ben tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Yaralılarımıza da şifalar diliyorum. Hepsi benim yol arkadaşım. Kardeşlerim, şunu özellikle söylemem lazım, bu süreç içinde gerçekten bu olaylar Silahlı Kuvvetlerimizin içinde bir azınlığın yaptığı eylemlerdir. Yoksa Silahlı Kuvvetler’in kendisinin değil. Silahlı Kuvvetlerimizin içinde bunlar bir urdu ur. Şimdi bu ur temizleniyor. Silahlı Kuvvetlerimiz inşallah kendine yakışır bir noktaya gelecek fakat bu arada yargıya da çok teşekkür ederim. Yargı dört bir yanında ülkemizin, makamlarına, mevkilerine, rütbelerine bakmadan, kim olursa olsun, emniyet teşkilatıyla el ele vermek suretiyle tutuklama kararlarını verdiler ve bunları tutukladılar.

Parlamento toplantısını yaptı ve gerçekten güzel de bir bildiri yayınladılar ve bu ortak bildiri aynı zamanda bizim de bildirimizdir. Biz de bunun altına imzamızı koyarız. İşte bu bildiriye, bu beraberliğe, bu dayanışmaya her zaman ihtiyacımız var. Bunu yaptığımız anda bizim aşamayacağımız hiç bir engel yoktur. Zaten bu olanlar Türkiye'nin yükselişini hazmedemeyenlerin, hazmedemeyen büyük patronların operasyonudur bu.

YARGIYA DA ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUM

Bu arada yargıya da çok teşekkür ediyorum, çünkü yargı; dört bir yanında ülkemizin, makamlarına, mevkilerine rütbelerine bakmadan, kim olursa olsun emniyet teşkilatıyla el ele vermek suretiyle bunları toplayarak tutuklama kararlarını verdiler ve bunları tutukladılar.

Sizin ilk andan itibaren millet olarak meydanlara çıkmanız var ya, o meydanlara çıkışınız her şeyi alt üst etmiştir. Diyorum ki, rehavet yok ve hafta boyu biz bu birlikteliğimizi devam ettirmeliyiz. Bu noktada hemfikir miyiz? cnntürk

İşte darbe girişiminin perde arkası

Yaşanan darbe girişiminin ardında Hava Kuvvetleri eski komutanı Orgeneral Akın Öztürk ile damadı Yarbay Hakan Karakuş çıktı. İşte yaşananlar...


Orgeneral Akın Öztürk, Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na Balyoz operasyonu sonrasında birçok komutanın tutuklanmasının ardından 2013 yılında getirildi.

İki yıl komutanlık yaptıktan sonra Ağustos 2015’te görevi Orgeneral Abidin Ünal’a devretti. Orgeneral Öztürk, kalan bir yıllık görev süresini Yüksek Askeri Şura üyesi olarak devam ettirip önümüzdeki 30 Ağustos’ta emekli edilecekti.

BİR YIL ÖNCE UYARILDI

Geçen yıl Fettullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile bağlantıları olduğu iddia edilen Akın Öztürk’ün ‘darbe yapabilecek potansiyele sahip olduğu’ geçen yıl bir grup subay tarafından Genelkurmay Başkanlığı’na bildirildiği öğrenildi.

Türk Silahlı Kuvvetleri, devletten temizlenmeye başlanan FETÖ bağlantılarına sahip general ve amirallerin önümüzdeki günlerde yapılacak olan Yüksek Askeri Şura’da emekli edileceklerinin belli olması üzerine Orgeneral Öztürk’ün Kara Kuvvetleri Eğitim ve Doktrin Komutanlığı (EDOK) Muhabere ve Destek Eğitim Komutanı Korgeneral Metin İyidil ile birlikte düğmeye bastığı ortaya atılan iddialar arasında. Eğer darbe başarılı olsaydı, Akın Öztürk Genelkurmay Başkanı olacaktı.

DARBE GECESİ DÜĞÜN VARDI, BİR TEK O KATILMADI

Dün gece, Eskişehir’de bulunan ve Hava Kuvvetleri’nin tüm vurucu güçlerinin komutanı olan Muharip Hava Kuvveti ve Hava Füze Savunma Komutanı Korgeneral İlhan Şanver’in kızının İstanbul’da düğünü vardı.

Moda Deniz Kulübü’ndeki düğüne tüm Hava Kuvvetleri üst düzey komuta kademesi davetliydi. Başta Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal olmak üzere tüm havacı generaller ve üst düzey komutanlar İstanbul’a gelmişti.

Düğüne katılmayan tek komutan ise Orgeneral Akın Öztürk’tü.

ANKARA’DA DÜĞMEYE BASILDI

Orgeneral Akın Öztürk, dün gece 22.00’da Ankara Akıncı 4. Ana Jet Üs Komutanlığı’ndan F-16’ların kaldırılması ile operasyon için düğmeye bastı.

Bu operasyon, Öztürk’ün damadı Hava Pilot Kurmay Yarbay Hakan Karakuş’un komutanı olduğu Akıncı Üssü’ndeki 141. Filo’da başladı.

ERKEN PAYDOS VERİLDİ

Yarbay Karakuş, iki yıl önce Ankara’da Kuveytli diplomatlarla kavga etmiş ve çıkan arbedede darp edilerek ismi gündeme gelmişti.

Hava Kuvvetleri’nin karargâh filosu olarak bilinen 141. Filo’nun personeli dün öğleden sonra ‘Bugün filo komutanının emriyle erken paydos edilecek’ denilerek lojmana gönderilmişti.

TANKER UÇAKLAR GÖNDERİLDİ

F-16’ların uzun süre havada kalabilmesi için İncirlik Hava Üssü’nden KC135R tipi iki tanker uçak görevlendirildi. Bu uçaklar önce Ankara’da sonra da İstanbul’da görev yaparak F-16’ların saatlerce havada kalmasını sağladı.

MODA’YA HELİKOPTER İNDİ

Korgeneral İlhan Şanver’in kızının Moda’daki düğününe Ankar’da F-16’lar uçarken bir Sikorsky S-70 tipi helikopter indi. Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal başta olmak üzere tüm komuta heyeti helikoptere alınarak bilinmeyen bir yere götürüldü. Hava Kuvvetleri üst düzey ekibin darbeciler tarafından kaçırılması, üs ve filoların hızlı reaksiyon vermesini önledi.

KARA HAVACILIK’TAN DESTEK

Darbe girişimine Hava Kuvvetleri’nden Ankara Akıncı 4. Ana Jet Üssü ile İncirlik Adana’daki 10. Tanker Üs Komutanlığı’nın yanı sıra Ankara Güvercinlik’teki Kara Havacılık ve Jandarma Havacılık birliklerinden bazı desteklerin verildiği de ifade edildi. Kalkan Sikorsky S-70’lerin yanı sıra Ankara’da AH-1 Cobra helikopterlerinin uçtuğu, farklı bölgelerde ateş açtığı belirlendi.

VUR EMRİ VERİLDİ

Bu gelişmeler üzerine Hava Kuvvetleri, her an kalkışa hazır tüm üslerdeki F-16 uçaklarını havalandırarak İstanbul ve Ankara’da uçan darbeci güçlerin kontrolündeki F-16’ların peşine düştü.
Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından darbecilerin kontrolündeki F-16’lara ‘vur emri’ verildi.
Bir S-70 helikopteri ise Hava Kuvvetleri’ne ait bir F-16 tarafından vuruldu.

TC-ATA UÇAĞI İNERKEN ÜZERİNDEN F-16’LAR GEÇTİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dalaman’dan TC-ATA tescilli VIP uçağına binerek, İstanbul Atatürk Havalimanı’na hareket etti. Bir saate yakın Biga semalarında bekleme yapan uçağa, F-16’lar eşlik etti.

Ancak uçağın İstanbul Atatürk Havalimanı’na 03.18’de inmesinden sonra darbeci F-16’lar Bandırma’dan kalkan F-16’lar tarafından kovalandı.

TC-ATA uçağı indikten sonra Florya tarafındaki Genel Havacılık apronuna geçti. Bu sırada iki F-16 uçağının Atatürk Havalimanı üzerinden ses hızını aşarak çok alçaktan uçtu. Bazı hangarların camları kırıldı. Bu sırada uçakların İstanbul hava sahasında KC135R tanker uçaklarından yakıt ikmali yaptığı belirlendi. (sözcü.com.tr)

Çok sayıda general ve amiral gözaltında! İl il gözaltı listesi

Dün gece yaşanan darbe girişimiyle ilgili aralarında önemli birliklerin komuta kademesinde çok sayıda general ve amiralin bulunduğu askerler ya gözaltına alındı, ya da yakalama kararıyla aranmalarına başlandı.

Darbe teşebbüsü soruşturması kapsamında 1.Ordu Harekat Başkanı Tuğgeneral Eyyüp Gürler ile İstanbul İl Jandarma Komutanı Gürcan Sercan gözaltına alındı.

DHA muhabirlerinin geçtiği haberlere göre işte il il gözaltına alınan ya da haklarında yakalama kararı verilenler:

* İZMİR: 18 asker gözaltına alındı. Ege Ordusu Kurmay Başkanı Tümgeneral Memduh Hakbilen Ege Ordu Komutan Yardımcısı Tuğgeneral Memduh Hakbilen, Tuğamiral Halil İbrahim Yıldız, 57'nci Topçu Tugayı Komutanı Tuğgeneral Mehmet Nuri Başol, 2. Ana Jet Üs Kurmay Başkanı Kurmay Albay Ramazan Elmas, Albay Ramazan Gencer, Albay Oksal Çelik, Albay Alican Özcan, Albay Yener Karaduman, 2. Komando Tugay Kurmay Başkanı Kurmay Yarbay Bülent Eryılmaz, Yarbay Faik Baran, Kurmay Pilot Binbaşı Fatih Sarıçay, Yüzbaşı Kadir Silay, Üsteğmen Yasin Yılmaz, Teğmen Rıdvan Mecnur, Astsubay Taner Çakal, Astsubay Cihangir Özcan, Uzman Çavuş Hakan Yalçın,, Yüzbaşı Eser Birgül, Deniz Yüzbaşı Haldun Gülmez, Astsubay Mehmet Doğru gözaltına alındı. Marmaris'e 3 helikopter Çiğli'den gitti. İzmir'in Narlıdere İlçesi'ndeki Ege Ordu Komutanlığı nizamiyesinin belediye otobüsü ve TOMA ile kapatıldı. Ege Ordu Komutanlığı'ndan askeri araç çıkışı durduruldu.

*ANKARA: Hava Kuvvetleri eski komutanı Orgeneral Akın Öztürk, Ankara Kazan İlçesi’ndeki Akıncı 4’üncü Ana Jet Üs Komutanlığı’nda gözaltına alındı.

* KOCAELİ: Donanma Komutanlığı Harekat Başkanlığı görevlisi Tuğamiral Tezcan Kızılelma, Tuğamiral Sinan Azmi Tosun, Tuğamiral Hayrettin İmral , 1 Albay için yakalama kararı verildi, 34 asker gözaltına alındı. Tanklar kışlalardan çıktı. Polis müdahale ederek durdurdu ve el koydu.

* BALIKESİR: Bakım Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanı Tümgeneral Mehmet Akyürek gözaltına alındı.

* ADANA: TÜRK-ABD Ortak Savunma Tesisi olan Adana'daki İncirlik Hava Üssü'ndeki 10'uncu Tanker Üs Komutanı Hava Pilot Tuğgeneral Bekir Ercan Van, Topçu Kurmay Albay Turgut Çelebi, 1 albay, üsteğmen rütbesinde 2 askeri hakim gözaltına alındı.

* MUĞLA: Aksaz Demiz Üs Komutanı Tuğamiral Namık Alper gözaltına alındı.

* HAKKARİ: Bolu Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral İsmail Güneşer, Hakkari İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Demiray Demirci gözaltına alındı.

* ISPARTA: Eğirdir Dağ Komando Tugayı Komutanı Tümgeneral Metin Akkaya ile Isparta Garnizon Komutanı Tuğgeneral Mustafa Kurutmaz gözaltına alındı.

* ERZİNCAN: 3. Ordu Harekat Kurmay Başkanı Tuğgeneral Ekrem Çağlar gözaltına alındı.

* AMASYA: 15'İNCİ Piyade Eğitim Tugay Komatanı Tuğgeneral Mustafa Yılmaz gözaltına alındı.

* SİVAS: 5'inci Piyade Er Eğitim Tugay Komutanı Tuğgeneral Fatih Celalettin Sağır gözaltına alındı.

* MERSİN: Garnizon Komutanı ve Akdeniz Bölge Komutanı Tuğamiral Nejat Atilla Demirhan ile İl Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Eski Müdürü Hasan Basri Dağdelen.

* HATAY: 9'uncu Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Hasan Polat ile Kayseri'den Hatay Havaalanı'na gelen kargo uçağındaki 6 askeri personel.

* ÇANAKKALE: Boğaz ve Garnizon Komatanı Tuğamiral Serdar Ahmet Gündoğdu gözaltına alındı.

* KONYA: Konya 3. Ana Jet Üs Komutanı Tümgeneral Haluk Şahan için yakalama kararı verildi. Jandarma Bölge Komutanlığı Kurmay Başkanı Albay Mustafa Sakaoğlu gözaltına alındı.

* ESKİŞEHİR: Muharip Hava Kuvveti ve Hava Füze Savunma Komutanlığı Kurmay Başkanı Tümgeneral Suat Murat Semiz ile 1'inci Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezi Komutanı Tuğgeneral Recep Ünal, 1'inci Ana Jet Üs Komutanı Tuğgeneral Dursun Pak gözaltına alındı.

* KIRKLARELİ: 55. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Bekir Koçak ve Lüleburgaz 65. Mekanize Piyade Komutanı Tuğgeneral Cemalettin Doğun gözaltına alındı.

* TOKAT: Tokat Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Adnan Arslan gözaltına alındı.

* MANİSA: Manisa Garnizon Komutanı Tuğgeneral Yavuz Ekrem Arslan gözaltına alındı.

* ŞANLIURFA: 20. Zırhlı Tugay Komutanı Tuğgeneral Metin Alpcan ve 1 subay gözaltına alındı.

* BİTLİS: 10. Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral Arif Settar Afşar gözaltına alındı.

* ARDAHAN: 2. Hudut Tugay Komutanı Tuğgeneral Erdem Kargın gözaltına alındı.

* TRABZON: 4. Piyade Tugay Komutan Vekili Kurmay Albay Bahadır Dalgıç gözaltına alındı.

* GAZİANTEP: 5.Zırhlı Tugay Komutanı Tuğgeneral Murat Soysal gözaltına alındı

* BİNGÖL: 49'uncu Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral Yunus Kotaman gözaltına alındı.

* EDİRNE: 54. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Hidayet Arı gözaltına alındı.

* AĞRI: 1'inci Zırhlı Tugay Komutanı Tuğgeneral Mehmet Özan gözaltına alındı.

* MALATYA: Elazığ Yolu üzerindeki 2. Ordu karargahında geceden beri silah sesleri geliyor. Karargaha giriş- çıkış yok. Ak Parti öncülüğünde darbe protestosu yapıldı.

* KAYSERİ: Hava Pilot Albay Erhan Baltacıoğlu izinsiz 6 uçak kaldırdığı için gözaltına alındı. Halk darbe karşıtı protestoda bulundu.

* SAKARYA: Valilik tanklarla basıldı. 69 asker gözaltına alındı.

* KARS: 14. Mekanize Tugay Komutanı Tuğgeneral Ali Avcı, Sarıkamış 9'uncu Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral Murat Yetkin gözaltına alındı. Kazım Karabekir Kışlası'ndan çıkan askerlere halk engel oldu. 20 asker gözaltına alındı.

* BURSA: Jandarma Komutanı Albay Yurdakul Akkuş ile 7 asker gözaltına alındı.

* BURDUR: Burdur Garnizon Komutanı ve 58. Piyade Eğitim Alay Komutanı Albay Metin Karagöz gözaltına alındı.

* BURSA: 3. Ordu Komutanı Erdal Öztük Bursa İnegöl’de gözaltına alındı

* MALATYA: Malatya’da, Türk Silahlı Kuvvetleri’nde bir grubun darbe girişiminin önlenmesinin ardından başlatılan soruşturma kapsamında, 2. Ordu Komutanı Orgeneral Adem Huduti ile 2. Ordu Kurmay Başkanı ve Malatya Garnizon Komutanı Tümgeneral Avni Ongun gözaltına alındı.

Atatürk Havalimanı’nda darbe yorgunluğu

Darbe girişimi sırasında polisin en kısa sürede hayatı normale döndürdüğü Atatürk Havalimanı'nda bir Albay komutasındaki 10 muvazzaf subay toplam 67 asker gözaltına alındı. Havaalanında mahsur kalan uykusuz yolcular ise yerlere uzanarak uyudular.


Uzun geçen bir gecenin ardından  yolcular yiyecek içecek reyonları önünde uzun kuyruklar oluşturdu.

Darbe girişimi sırasında polisin en kısa sürede hayatı normale döndürdüğü Atatürk Havalimanı’nda bir Albay komutasındaki 10 muvazzaf subay toplam 67 asker gözaltına alındı. Atatürk Havalimanı karakolunda gözaltında tutulan askerlerden erler kendilerini buraya tatbikat amaçlı olarak getirildiğini bildiklerini söylediler.

İlk sorguları yapılan gözaltındaki erler tatbikat yaptıklarını zannettiklerini belirterek, “Ne zamanki halk gelip tankların üzerine çıkmaya başladı gerçeği o zaman anladık” dedikleri öğrenildi.
Askerlerin başında bulunan Albay’ın darbe girişiminde bulunduklarını kabul ettiğini belirterek polisler karşısına geldiği zaman ” Tamam geri çekiliyoruz” dediği öğrenildi.


POLİS SİLAHINI ALBAY’A DOĞRULTTU

Darbe teşebbüsü sırasında Atatürk Havalimanı’na gelen askeri birliğin başındaki Albay Emniyet Müdürlüğü binasına giderek Müdür makamına geçmek istedi. Ancak burada bulunan bir polis silahını çekerek Albay’a doğrulttu ve “Buraya girerseniz ateş edeceğim” deyince Albay geri adım attı. Ve birliğinin başına döndü.

Yetkililerden alınan bilgiye göre uçuş trafiğinin normale döndüğü ancak yolculardan büyük bölümünün ve görevli personelin havalimanına ulaşamaması nedeniyle öğle saatlerinde sonra tüm seferlerin başlıyacağı bildirildi.

F-16’LAR FLORYA ÜZERİNDE

Bu arada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olayları Atatürk Havalimanı Devlte Konukevi’nde takip ederken bir anda saat 10.35 sıralarında Florya üzerinde iki adet F-16 savaş uçağının geçmesi heyecan yarattı.

Kütahya’daki Jet Hava Üssünden kalktığı belirlenen F 16 uçakları derhal Uçuş Kulesi tarafından uyarılarak kendilerinden bilgi alında. Savaş uçakları daha sonra üslerine döndü.

Bu arada havalimanı girişinde bir otobüsün üzerinde halka bir konuşma yapan AKP Milletvekili Hüseyin Bürge şunları söyledi:

” Rabbim şimdi yanınızda olsun. Şimdi Başbakanımız ve Meclis Başkanımızın çağrısıyla doğru sizin bizi gönderdiği yere meclise gidiyoruz. O kahpelere oradan da sesleneceğiz. Allahım onalra fırsat vermeyecek.İyi ki varsınız. Aziz millet Cumhurbaşkanımız diyor ki ya “Ben kefeni alıp çıkıtım. Bu yere sizde onu göze alarak çıktınız.”

Öte yandan bazı küçük guruplar hala havalimanını terk etmiyor. Gölgelik alan da yerlerde oturuyor. Uçuşlar için hazırlıklar süratle devam ediyor. İç hatlar terminali gidiş katında uçuş yapılması beklenirken dış hatar gidiş ve geliş katı boş pasaport kontrol noktaları boş havalimanı içerisinde bulunan büfe ve kafeteryaların önünde kuyruklar oluştu. Transit yolcular ise yolcu salonlarında yerlerde yatıyor. DHA