Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, kamu görevlilerinin izin yasağının bugün itibarıyla kaldırıldığını duyurdu. Kurtulmuş, Kurban Bayramı tatilinin de 9 gün olabileceğini açıkladı. Kurtulmuş, Kurban Bayramı tatilinin de 9 güne çıkarılabileceğini açıkladı.
Numan Kurtulmuş, "Bugün itibariye kamu görevlilerinin izin yasağı kaldırılmıştır. Senelik izinlerini kullanabileceklerdir. Senelik izinlerini tekrar kendi programlarına koyabileceklerdir. Bildiğiniz gibi bu yasak vatandaşlarımızı herhangi bir şekilde zor durumda bırakmak için değil, memurlarımızı zor durumda bırakmak için değil, özellikle FETÖ'ya karşı yapılan operasyonlarda tedbiren alınmış bir karardı. Bugün itibariyle bu kararı kaldırıyoruz" diye konuştu.
Firari askerlerden 9'u general rütbesinde
Numan Kurtulmuş, "Şu ana kadar tam rakamını size vereyim. 186 TSK mensubu ve 30 Jandarma Genel Komutanlığı mensubu yani toplam 216 kişi firaridir. Bunlar kaçmıştır. Bunların içinde 9 tanesi de general rütbesinde olan kaçaklardır. Ancak söylediğini gibi bu kaçakların Kuzey Irak'ta başka bir terör örgütünün elinde olduğu bilgisi bizim resmi kaynaklarımız tarafından asla doğrulanmamıştır.
Bunlar şu anda bizim açımızdan spekülasyon mahiyetinde bir takım sözlerdir. Ama ortada bir vaka var. 216 askerin firari olduğu ortada" dedi.
Kurban Bayramı 9 gün tatil olacak mı?
Kurban Bayramı tatilinin de büyük bir ihtimalle 9 gün olacağını ifade eden Numan Kurtulmuş, kararın henüz Bakanlar Kurulu'na gelmediğini belirtti.
Demokrasi nöbetlerinde 25 milyon vatandaş
Numan Kurtulmuş, "Türkiye 7 Ağustos'ta Türkiye siyasi tarihinin en önemli belki de dünya siyasi tarihinin en kalabalık mitingine sahne olmuştur 15 Temmuz hain darbe girişiminin hemen ardından sokaklara çıkarak milletimiz eşkıyalara gerekli dersi vermiş, tanklar, uçakları, silahları göğsünü siper ederek durdurmuş ve Türkiye'yi uçurumun kenarından çekip kurtarmıştır. Türkiye'nin bu badireden kurtulmasına yardımcı olan tüm kardeşlerimize bir kez daha teşekkür ediyoruz. Bugüne kadar demokrasi nöbetlerinde emniyet kayıtlarına göre 25 milyon vatandaşımız bütün illerimizde ilçelerimizde katılmıştır. Dün yine emniyetin kayıtlarına göre 5 milyon vatandaşımız bir araya gelmiş, Türkiye genelinde diğer 80 ildeki toplantılarda da yaklaşık 10 milyona yakın insan eş zamanlı olarak Türkiye'nin meydanlarını doldurarak ülkesine sahip çıktı ve demokrasiye bir kez daha dosta düşmana göstermiştir" dedi.
"Artçı etkileri görülecek"
Numan Kurtulmuş, "Bu miting 7 Ağustos'ta gerçekleştirilen ve bitmiş olan bir miting değildir. Bu mitingin bundan sonraki artçı etkileri de görülecektir. Dünyanın birçok yerinde şimdiye kadar bu darbeci teröristleri, FETÖ çetesini anlamayan yada anlamak istemeyen çevrelerin Türkiye'de 15 Temmuz'da ne olduğunu anlamak istemeyene çevrelerin öyle zannediyorum ki Türkiye'de halkın demokrasiye sahip çıkan bu kararlılığı karşısında anlamakta zorlandıkları bazı şeyleri şimdi daha kolay anlamaya başlayacaklarını göreceğiz. Dolasıyla bu FETÖ'cü eşkıyaların ortaya koyduğu darbe teşebbüsü bütün dünyada çok daha açık ve çok daha yalın bir şekilde görülecek ve dünyadaki birçok çevre istese de istemese de milletin bu kararlığı karşısında Türkiye demokrasisinden yana tavır alma mecburiyetinde olacaktır" diye konuştu.
ABD'ye mesaj
Numan Kurtulmuş, "Bu miting sonra ABD'nin yetkililerinin Gülen'i orada saklamak, korumak, kollamak ciddi tereddütler geçirmeye başladıklarını zannediyorum. Bundan sonra 79 milyon büyük bir kararlılıkla İstanbul'daki büyük bir kalabalıkla ve eş zamanlı olarak 10 milyona yakın kişinin katıldığı büyük mitinglerle bu terör örgütüne ve bu terör örgütünün elebaşısı Pensilvalya'daki kişiye insanlar bu kadar açık bir şekilde tavırlarını ortaya koyduktan sonra ABD yöneticilerinin de tutumlarını yeniden gözden geçireceklerine hiç şüphemiz yoktur. Bundan sonra ABD'li yetkililer tercih yapma durumundalar. Bu tercihin yakın bir zamanda siyasi bir tercihe dönüşmesini ümit ediyoruz" dedi.
"Yenikapı Türkiye için yeni bir kapının açılması olmuştur"
Numan Kurtulmuş, "Yenikapı, Türkiye için yeni bir kapının açılması olmuştur. Yenikapı milli birliğe ve toplumsal bütünlüğüne açılan yeni bir kapı olmuştur. Yeni bir siyaset diline ve yeni bir siyaset tarzına Türkiye'nin dönüşmesi için yeni bir kapı olmuştur. Yeni ve güçlü Türkiye'ye geçiş için önemli yeni bir kapı olmuştur" diye konuştu.
"Anlamak istemedkleri için anlamıyorlar"
Numan Kurtulmuş, "15 Temmuz darbe girişiminin ardından kamu diplomasisi alanında önemli faaliyetler yürütüyoruz. İlgili kurumu ve kuruluşlar Türkiye'deki darbe gerçeğini anlatmak ve darbenin arkasında bu FETÖ'cu çetenin nasıl bir dünya görüşüne sahip olduğunu bütün dünya ile paylaşmak için kolları sıvadı ve çalışıyor. Ancak ifade ettiğim gibi hangi çalışmayı yaparsak yapalım anlamak istemeyenler ortadaki gerçek ne kadar yalan olursa olsun bunları anlamak istemiyorlar. Anlayamadıkları için değil, anlamak istemedikleri için anlamıyorlar" dedi.
"Türkiye ekonomisi etkilenmedi"
Numan Kurtulmuş, "Halkımız ve ekonomi çevreleri şundan rahat olsunlar ki asla ve asla bu darbe girişimi ve sonrasındaki gelişmeler Türkiye ekonomisini etkilememiştir. Etkileri ilk 1 hafta marjinal etkilerdir. Ondan sora süratle ekonomi yönetimi olarak kararlarımıza sadık bir şekilde yolumuza devam ediyoruz" dedi.
Meclis'e gönderilecek kanun tasarısı
Numan Kurtulmuş, "Bugün itibariyle TBMM'ye göndereceğimiz bir Kanun Tasarısı var. Ekonomik reform paketlerimizin içerisinde söylediğimiz husus şuydu; 'İşadamlarının taşınır mallarının alet, makina, teçhizat ve diğer taşınırlarının bankalara teminat olarak verilmesini kolaylaştırılması' Özellikle KOBİ'leri rahatlatan çok önemli bir teklifti bu. Bunu yasallaştırıyoruz inşallah" dedi.
"ASLINDA BEKLEDİKLERİ TÜRKİYE'NİN DİRLİĞİ VE BİRLİĞİDİR"
Numan Kurtulmuş, "Vatandaşlarımızın içinde uzun saatler boyu kaldık. Bu millete devam derseniz millet bundan çok memnun. Meydanları sabahlara kadar bekliyorlar. Aslında bekledikleri Türkiye'nin dirliği ve birliğidir. Ama bu mitingler zinciri ve dünkü mitingin bunu taçlandırılmasıdır. Çarşambaya kadar bunların sürdürülmesini sayın Cumhurbaşkanımız talep etmiştir" diye konuştu.
"KAMU GÖREVLİLERİNİN İZİN YASAĞI KALDIRILMIŞTIR"
Numan Kurtulmuş, "Bugün itibariye kamu görevlilerinin izin yasağı kaldırılmıştır. Senelik izinlerini kullanabileceklerdir. Senelik izinlerini tekrar kendi programlarına koyabileceklerdir. Bildiğiniz gibi bu yasak vatandaşlarımızı herhangi bir şekilde zor durumda bırakmak için değil, memurlarımızı zor durumda bırakmak için değil, özellikle FETÖ'ya karşı yapılan operasyonlarda tedbiren alınmış bir karardı. Bugün itibariyle bu kararı kaldırıyoruz" diye konuştu.
Meclis 19 Ağustos'ta tatile girebilir
Numan Kurtulmuş, "Muhtemelen çok kesin olmamakla birlikte ayın 19 itibariyle TBMM bir tatile girebilir. 1 aylık bir süre olacak bu tatil. Henüz konuşulmadığı için ihtimal diyorum. 19 Eylül'e kadar sürebilir. Ondan sonra tekrar ... bu sene biraz erken başlayacağız. Bayram tatilinden sonra Meclis çalışmalarına tekrar başlayacak" diye konuştu. YENİ KHK'LAR Numan Kurtulmuş, "KHK'lar ile ilgili de bütün KHK'lar üzerinde en ince teferruatına kadar çalışıyoruz. 669 sayılı KHK ile gündeme getirilen TSK'nin yeniden yapılandırılması ile ilgili çalışmalar tesadüfen hazırlanmış çalışmalar değildir. Her birisi üzerinde uzun uzun üzerinde konuşulmuş ve tartışılmış hususlardır. Bunlar olgunlaştığında meclise gelecek ve yasalaşarak çıkacaktır.
Ferhat Sarıkaya'nın açıklamaları
Bazı televizyon kanallarından Ferhat Sarıkaya'nın yaptığı açıklamalara ilişkin soruya Numan Kurtulmuş, "Televizyonlarda her gün her akşam konuşuyor. Bu açıklamaların hepsi aslında savcılar bakımından işlem yapabilecekleri veri oluşturuyor" dedi.
10 yabancı uyruklu kişi hakkında işlem yapıldı
Numan Kurtulmuş, "Şu ana kadar geniş kapsamlı bir soruşturma devam ediyor. Bu çerçevede bizim elimizde bilgiler şu ana kadar 10 yabancı uyruklu hakkında işlem yapılmıştır. Bu rakamın artabileceğini söyleyebilirim" dedi.
"Gülen'in orada kalmasının ABD'ye zarar vereceğini düşünüyorum"
Numan Kurtulmuş, "Bu millet tek yumruk olarak darbeye karşı çıktığını ortaya koydu. Herkes ortaya çıktı. Herkes 'Bu FETÖ'den nefret ediyoruz bize verin' dedi. Bu kadar yakın iki ülkenin birinde bir terör elebaşı oturacak bu siyaseten anlamlı değildir. 79 milyonun tamamı darbeye FETÖ'ye karşı. Tamamı bu eşkıya başının Türkiye'ye getirilmesini istiyor. Terör elebaşının orada kalmaya devam etmesinin ABD'ye zarar vereceğini düşünüyorum" diye konuştu.
RTÜK'ün reklam payı düşürüldü
Numan Kurtulmuş, "RTÜK'ün reklam gelirlerinden aldığı payın düşürülmesi konunda yoğun talepler oldu. 15 Temmuz akşamı Türk medyası yıldızlı pekiyi ile demokrasi sınavından mezun olmuştur. Türk medyasının bu tavrı olmasaydı darbe karşısında milletimizin sokaklara çıkması da pek mümkün olmayacaktı. Şükranımızın bir göstergesi olarak bir karar aldık ve yüzde 3'lük RTÜK'ün reklam payını yüzde 1.5'e düşürdük" dedi.
14 Ağustos iddiası
Numan Kurtulmuş, "Bir daha Türkiye'de askeri darbe yaparak yönetime el koyma şeklinde bir operasyon yapmaları mümkün değildir. Bir darbe tehdidi kalmadığının rahatlıkla söyleyebilirim. Ama bu örgüt geride kalan unsurları ve işbirlikçileriyle Türkiye ye karşı hareket etmeye devam edecekler. En ufak bir istihbarat bile değerlendiriliyor. Uyanık olacağız. Siber saldırı mı başka saldırı mı yaparlar hepsini önleyecek saldırılarımız devam ediyor. Allah fırsat vermesin. Allah fırsat vermedi millet de fırsat vermedi. Bu fırsatı bulamayacaklar" diye konuştu. DHA
8 Ağustos 2016 Pazartesi
Milyoner sayısı ilk yarıda 100 bine dayandı
Hesabında 1 milyon lira veya üzeri parası olan yurt içi yerleşik mudilerin sayısı ilk yarıda 100 bine dayandı.
AA muhabirinin Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerinden derlediği bilgilere göre, Haziran 2016 itibarıyla Türkiye'de hesabında 1 milyon lira ve üzeri parası olan 97 bin 827 mudi bulunuyor. Bu mudilerin banka hesaplarındaki tutar ise 611 milyar 800 milyon liraya denk geliyor.
Geçen yılın aralık sonu itibarıyla bakıldığında, hesabında 1 milyon lira ve üzeri parası bulunan mudi sayısı 93 bin 8 iken, bu kişilerin hesaplarındaki tutar ise 594 milyar 661,1 milyon lira düzeyinde gerçekleşti.
Böylece milyoner sayısı, bu yılın haziran ayında 2015 sonuna kıyasla yüzde 5,2 artış kaydederken, söz konusu kişilerin banka hesaplarındaki tutar ise 6 ayda 17 milyar 138,9 milyon lira yükselmiş oldu.
Yurt dışı yerleşiklerin mevduatı 675,9 milyon liraya ulaştı
Türkiye'de, geçen yılın aralık ayında 64 milyon 657 bin 257 düzeyinde bulunan banka hesap sayısı, haziran sonu itibarıyla 70 milyon 903 bin 661'e ulaştı. Böylece geçen 6 aylık sürede hesap sayısı 6 milyon 246 bin 404 daha arttı.
Söz konusu hesapların büyük çoğunluğuna, toplamda 10 bin liraya kadar parası bulunan 67 milyon 795 bin 920 mudinin sahip olduğu görüldü. Hesabında 10 bin ila 50 bin arasında meblağı olan 4 milyon 934 bin 32 mudi bulunurken, 2 milyonu aşkın kişinin 50 ile 250 bin lira arasında parası olduğu belirlendi.
Öte yandan yurt dışı yerleşik mudilerin hesapları da dikkate alındığında bankalarda 1 milyon ve üzeri tutarda para bulunan toplam mevduat haziran sonunda 675 milyar 898,9 milyon liraya ulaştı. Aynı dönemde bankalardaki toplam mevduat ise 1 trilyon 310 milyar 171,4 milyon lirayı buldu.
BDDK verilerine göre, Aralık 2015 ve Haziran 2016 dönemlerinde mudi ve hesaplarındaki tutar şöyle:
Haziran 2016 Aralık 2015
Bir Milyon TL Üzeri Toplam Bir Milyon TL Üzeri Toplam
Toplam Mevduat - Yurt İçi Yerleşik 611.800,03 1.215.347,74 594.661,11 1.160.854,90
Mudi Sayısı - Yurt İçi Yerleşik 97.827,00 70.903.661,00 93.008,00 64.657.257,00
Toplam Mevduat - Yurt Dışı Yerleşik 64.098,91 94.823,63 55.332,79 84.010,09
Mudi Sayısı - Yurt Dışı Yerleşik 5.755,00 708.072,00 5.489,00 627.198,00
Toplam Mevduat 675.898,93 1.310.171,37 649.993,90 1.244.864,99
AA muhabirinin Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerinden derlediği bilgilere göre, Haziran 2016 itibarıyla Türkiye'de hesabında 1 milyon lira ve üzeri parası olan 97 bin 827 mudi bulunuyor. Bu mudilerin banka hesaplarındaki tutar ise 611 milyar 800 milyon liraya denk geliyor.
Geçen yılın aralık sonu itibarıyla bakıldığında, hesabında 1 milyon lira ve üzeri parası bulunan mudi sayısı 93 bin 8 iken, bu kişilerin hesaplarındaki tutar ise 594 milyar 661,1 milyon lira düzeyinde gerçekleşti.
Böylece milyoner sayısı, bu yılın haziran ayında 2015 sonuna kıyasla yüzde 5,2 artış kaydederken, söz konusu kişilerin banka hesaplarındaki tutar ise 6 ayda 17 milyar 138,9 milyon lira yükselmiş oldu.
Yurt dışı yerleşiklerin mevduatı 675,9 milyon liraya ulaştı
Türkiye'de, geçen yılın aralık ayında 64 milyon 657 bin 257 düzeyinde bulunan banka hesap sayısı, haziran sonu itibarıyla 70 milyon 903 bin 661'e ulaştı. Böylece geçen 6 aylık sürede hesap sayısı 6 milyon 246 bin 404 daha arttı.
Söz konusu hesapların büyük çoğunluğuna, toplamda 10 bin liraya kadar parası bulunan 67 milyon 795 bin 920 mudinin sahip olduğu görüldü. Hesabında 10 bin ila 50 bin arasında meblağı olan 4 milyon 934 bin 32 mudi bulunurken, 2 milyonu aşkın kişinin 50 ile 250 bin lira arasında parası olduğu belirlendi.
Öte yandan yurt dışı yerleşik mudilerin hesapları da dikkate alındığında bankalarda 1 milyon ve üzeri tutarda para bulunan toplam mevduat haziran sonunda 675 milyar 898,9 milyon liraya ulaştı. Aynı dönemde bankalardaki toplam mevduat ise 1 trilyon 310 milyar 171,4 milyon lirayı buldu.
BDDK verilerine göre, Aralık 2015 ve Haziran 2016 dönemlerinde mudi ve hesaplarındaki tutar şöyle:
Haziran 2016 Aralık 2015
Bir Milyon TL Üzeri Toplam Bir Milyon TL Üzeri Toplam
Toplam Mevduat - Yurt İçi Yerleşik 611.800,03 1.215.347,74 594.661,11 1.160.854,90
Mudi Sayısı - Yurt İçi Yerleşik 97.827,00 70.903.661,00 93.008,00 64.657.257,00
Toplam Mevduat - Yurt Dışı Yerleşik 64.098,91 94.823,63 55.332,79 84.010,09
Mudi Sayısı - Yurt Dışı Yerleşik 5.755,00 708.072,00 5.489,00 627.198,00
Toplam Mevduat 675.898,93 1.310.171,37 649.993,90 1.244.864,99
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan AB'ye 'vize' resti
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fransız gazetesi Le Monde'a, Türkiye'nin vizesiz seyahat talebi ile ilgili açıklamalarda bulundu. Erdoğan, vize muafiyeti talebinin yerine getirilmemesi durumunda Avrupa Birliği ile varılan sığınmacı anlaşmasının devam etmesinin mümkün olmayacağını söyledi.
"AB Türkiye'ye samimi davranmıyor" ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk vatandaşlarına yönelik vize muafiyetinin 1 Haziran'dan itibaren uygulanması gerektiğini ancak bu sözün tutulmadığını belirtti.
Erdoğan, Türkiye'nin taleplerinin karşılanmaması durumunda mültecilerin "geri kabullerinin artık mümkün olmayacağını" söyledi.
"Türkiye 72 şartı yerine getirirse..."
cnntürk'ün haberine göre; Türkiye'deki hain darbe girişimi ve ardından yaşanan gelişmeler, Ankara ile AB arasındaki mülteci anlaşmasının özellikle Avrupa'da yeniden sorgulanmasına neden olmuştu.
Erdoğan, "Avrupa Türkiye'ye samimi davranmıyor. Tüm dünya Charlie Hebdo saldırılarına tepki gösterirken bizim başbakanımız Paris sokaklarında eyleme katıldı. Batı dünyası liderlerinin de tıpk Charlie Hebdo saldırısında olduğu gibi Türkiye'deki darbe girişimine karşı tepki göstermelerini beklerdim. Ancak klişe açıklamaların ötesine geçilemedi" dedi.
Konuya ilişkin son açıklama ise AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker'den gelmişti. Alman "Tagesspiegel" gazetesine konuşan ve Türkiye-AB mülteci anlaşmasını savunan Juncker, vize serbestisiyle ilgili ise şöyle konuşmuştu:
"Bu konuda AB Komisyonu başından beri çok açık tavır koydu ve bizim tavrımızda bir değişiklik yok. Türkiye 72 şartı yerine getirmeyi kabul etti. Bu yerine geldikten sonra Türk vatandaşlarına vize uygulamasını kaldıracağız. Vize serbestisinin ne zaman uygulamaya konulacağı, önemli ölçüde Türkiye'nin elinde. Biz her zaman gerekli reformlarda destek vermeye hazır olduğumuzu ilettik. İnsan hakları, ifade ve basın özgürlüğü konusunda bizim pozisyonumuz çok açık."
Fethullah Gülen gözünü açıp, 'Zaman'ın tirajı' demiş
FETÖ soruşturmasında, bir derviş edasında yaşayan Fethullah Gülen'in paraya yönelik düşkünlüğüne dair anlatımları da ortaya çıkarıyor. Gözaltındaki iş adamlarından biri bu konuda anlatımlarda bulundu. Buna göre, kalp krizi geçiren Fethullah Gülen gözlerini açar açmaz yanındakilere, "Zaman gazetesinin tirajını 1 milyon 250 bine çıkartın" diye talimat vermiş.
Konya'daki FETÖ soruşturmasında gözaltına alınan iş adamlarının ifadeleri örgütün para toplama konusundaki yöntemlerini ortaya koydu. Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesinde ifadesine başvurulan iş adamları örgütün himmet adı altında bağış ve yardım paralarını nasıl topladığını, iş adamları üzerinde baskı oluşturduğunu anlattı.
Kalp krizi geçiren Gülen, gözünü açar açmaz gazete tirajını söylemiş
İş adamlarından R.Ş, Gülen Cemaatinin kendisinden çok fazla yardım talebinde bulunduğunu, bundan duyduğu sıkıntıyı 'hocalardan' birine aktardığında ise, olanları anlattı. R.Ş., "Hocalardan birine sıkıntımı anlattım. O da bana taleplerden kurtulmam için 'cemaat içerisinde mütevelli olmam gerektiğini, mütevelli olduğumda kimsenin gelip herhangi bir talepte bulunamayacağını' söyledi. Ben de mütevelli oldum. Son dönemlerde çok fazla himmet, kurban, burs adı altında paralar toplanmaya başlanmıştı" dedi.
2013'te hacca gitmeye hazırlanırken mütevelli grubu hocasının kendisine, "Kurban dönemi hizmet etmek daha önemli, sen hacca gitme" dediğini aktaran R.Ş. şöyle devam etti:
"Hac dönüşü aynı hoca iş yerime gelerek, hacca gidip gelmemle ilgili bir şey söylemeden direkt, 'Fetullah Gülen'in kalp krizi geçirdiğini, hastanede yattığını, gözlerini açar açmaz yanında bulunanlara Zaman gazetesinin tirajının 1 milyon 250 bine çıkartılmasını söylediğini', bu yüzden gazete aboneliğiyle ilgili çok çalışmamız gerektiğini belirtti. Paris-Brüksel gezisinde Brüksel'deki cemaate ait okulda namazı bizlere gizli yerlerde kıldırarak, orada görevli öğretmen ve öğrencilerin görmesini istememeleri beni cemaatten iyice soğuttu. Mütevelli toplantılarında dini konularla ilgili herhangi bir konunun konuşulmaması ve sırf maddi konuların konuşulması beni iyice cemaatten soğuttu. 2013'te cemaatle tüm bağlarımı koparttım."
İş adamı N.K. da Gülen Cemaatinin amacını, kendilerini ve mensuplarını zengin etmek olduğunu söyleyerek, şunları anlattı:
"Benim üç çocuğum da Gülen cemaatine ait okullarda okudular. Yurtta 'abla' konumuna getirdikleri kızım bizim aile yaşantımıza uygunsuz hareketler yaparak bizden uzaklaşmaya başlayınca yurttan aldım. Kızımı cemaatin elinden kurtardım. Firmalardan sürekli para isterlerdi. Vermeyen firmalara maliye denetimi yapılacağı söylerlerdi. Bir otelde Konya esnafından yaklaşık 600 kişiyi topladılar. Bu esnaflardan cemaate ait Mevlana Üniversitesi Hastanesi yapımı için 25 bin Amerikan doları himmet vermeyi taahhüt ettirdiler. Verdiğim paralar karşılığında bana herhangi bir makbuz ya da belge vermediler. Himmet toplantılarına katıldım. Sanki orada müzayede salonu gibi açık artırmayla bir şey satılıyormuş gibi sürekli para miktarı artırılıyor. Hatta bazı kişiler ziynet eşyası ve gayrimenkullerini veriyorlardı. Bu himmet toplantısı, benim gibi yeni katılanlar için hazırlanan bir tuzak mıydı tam olarak bilemiyorum. Fakat gelen insanları etkileyip galeyana getirerek çok para almak için yapılmış olabileceğini düşünüyorum."
Himmet için "psikolojik baskı"
İş adamı A.T. ise, himmet toplantılarında il dışından gelen hitabeti yüksek hatiplerin konuşma yaptıktan sonra, anons sistemiyle herkesin ne kadar "himmet" adı altında yardım yapacağının söylendiğini bildirdi. Taahhüt edilen paraların görevlilere teslim edildiğini belirten A.T, "Bu toplantılarda yapacağım yardım miktarının sesli zikredilmesini istemiyordum. Ortamda oluşturulan psikolojik baskıdan rahatsızlık duyuyordum. Hatta bu durumu grup hocalarına, 'Neden himmet toplantılarında alenen herkesin yapacağı yardım miktarı soruluyor, insanlar kendini baskı altında hissediyor?' diye sorduğumda, bu uygulamayı özellikle bir rekabet ortamı oluşturup, hizmete daha çok para toplamak için yaptıklarını söylemişlerdi" diye konuştu.
Konya'daki FETÖ soruşturmasında gözaltına alınan iş adamlarının ifadeleri örgütün para toplama konusundaki yöntemlerini ortaya koydu. Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesinde ifadesine başvurulan iş adamları örgütün himmet adı altında bağış ve yardım paralarını nasıl topladığını, iş adamları üzerinde baskı oluşturduğunu anlattı.
Kalp krizi geçiren Gülen, gözünü açar açmaz gazete tirajını söylemiş
İş adamlarından R.Ş, Gülen Cemaatinin kendisinden çok fazla yardım talebinde bulunduğunu, bundan duyduğu sıkıntıyı 'hocalardan' birine aktardığında ise, olanları anlattı. R.Ş., "Hocalardan birine sıkıntımı anlattım. O da bana taleplerden kurtulmam için 'cemaat içerisinde mütevelli olmam gerektiğini, mütevelli olduğumda kimsenin gelip herhangi bir talepte bulunamayacağını' söyledi. Ben de mütevelli oldum. Son dönemlerde çok fazla himmet, kurban, burs adı altında paralar toplanmaya başlanmıştı" dedi.
2013'te hacca gitmeye hazırlanırken mütevelli grubu hocasının kendisine, "Kurban dönemi hizmet etmek daha önemli, sen hacca gitme" dediğini aktaran R.Ş. şöyle devam etti:
"Hac dönüşü aynı hoca iş yerime gelerek, hacca gidip gelmemle ilgili bir şey söylemeden direkt, 'Fetullah Gülen'in kalp krizi geçirdiğini, hastanede yattığını, gözlerini açar açmaz yanında bulunanlara Zaman gazetesinin tirajının 1 milyon 250 bine çıkartılmasını söylediğini', bu yüzden gazete aboneliğiyle ilgili çok çalışmamız gerektiğini belirtti. Paris-Brüksel gezisinde Brüksel'deki cemaate ait okulda namazı bizlere gizli yerlerde kıldırarak, orada görevli öğretmen ve öğrencilerin görmesini istememeleri beni cemaatten iyice soğuttu. Mütevelli toplantılarında dini konularla ilgili herhangi bir konunun konuşulmaması ve sırf maddi konuların konuşulması beni iyice cemaatten soğuttu. 2013'te cemaatle tüm bağlarımı koparttım."
İş adamı N.K. da Gülen Cemaatinin amacını, kendilerini ve mensuplarını zengin etmek olduğunu söyleyerek, şunları anlattı:
"Benim üç çocuğum da Gülen cemaatine ait okullarda okudular. Yurtta 'abla' konumuna getirdikleri kızım bizim aile yaşantımıza uygunsuz hareketler yaparak bizden uzaklaşmaya başlayınca yurttan aldım. Kızımı cemaatin elinden kurtardım. Firmalardan sürekli para isterlerdi. Vermeyen firmalara maliye denetimi yapılacağı söylerlerdi. Bir otelde Konya esnafından yaklaşık 600 kişiyi topladılar. Bu esnaflardan cemaate ait Mevlana Üniversitesi Hastanesi yapımı için 25 bin Amerikan doları himmet vermeyi taahhüt ettirdiler. Verdiğim paralar karşılığında bana herhangi bir makbuz ya da belge vermediler. Himmet toplantılarına katıldım. Sanki orada müzayede salonu gibi açık artırmayla bir şey satılıyormuş gibi sürekli para miktarı artırılıyor. Hatta bazı kişiler ziynet eşyası ve gayrimenkullerini veriyorlardı. Bu himmet toplantısı, benim gibi yeni katılanlar için hazırlanan bir tuzak mıydı tam olarak bilemiyorum. Fakat gelen insanları etkileyip galeyana getirerek çok para almak için yapılmış olabileceğini düşünüyorum."
Himmet için "psikolojik baskı"
İş adamı A.T. ise, himmet toplantılarında il dışından gelen hitabeti yüksek hatiplerin konuşma yaptıktan sonra, anons sistemiyle herkesin ne kadar "himmet" adı altında yardım yapacağının söylendiğini bildirdi. Taahhüt edilen paraların görevlilere teslim edildiğini belirten A.T, "Bu toplantılarda yapacağım yardım miktarının sesli zikredilmesini istemiyordum. Ortamda oluşturulan psikolojik baskıdan rahatsızlık duyuyordum. Hatta bu durumu grup hocalarına, 'Neden himmet toplantılarında alenen herkesin yapacağı yardım miktarı soruluyor, insanlar kendini baskı altında hissediyor?' diye sorduğumda, bu uygulamayı özellikle bir rekabet ortamı oluşturup, hizmete daha çok para toplamak için yaptıklarını söylemişlerdi" diye konuştu.
Meral Akşener Melih Gökçek hakkında suç duyurusunda bulundu
MHP genel başkanlığına adaylığını açıklayan eski milletvekili Meral Akşener, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek hakkında, Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) ilişkin kendisiyle ilgili ifadeleri nedeniyle suç duyurusunda bulundu.
Avukatı Feridun Bahşi aracılığıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına başvuru yapan Akşener, Gökçek hakkında kamu davası açılmasını talep etti. Dilekçesinde özellikle 15 Temmuz darbe girişimi sonrası kendisinin FETÖ/PDY örgütüyle ilişkilendirilmeye çalışıldığını vurgulayan Akşener, 28 Mayıs 2016 tarihinde Bolu'da yaptığı konuşmasında Başbakan olduğunda hem FETÖ hem de PKK'yı yok edeceğini ifade ettiğini belirtti. Kendisine "iftira edildiğini" savunan Akşener'in dilekçesinde, şunlar kaydedildi:
'Koca Büyükşehir imkanlarını...'
"Bu açıklama ve benzeri birçok açıklamadan da anlaşıldığı gibi müvekkil, FETÖ/PDY yapılanmasını, bugün kendisine hakaret edip iftira atanlar 'hocaefendi' deyip el etek öperek her türlü desteği sağladığı, koca büyükşehir imkanlarını parsel parsel satıp bu örgüte peşkeş çektiği dönemlerde bile terör örgütü olarak nitelendirmiştir. Bu konuşmanın videosu ise FETÖ/PDY örgütüne yakın sitelerde paylaşılarak kendilerinin PKK ile aynı kefeye konduğundan bahisle müvekkilimize olmadık hakaretler ve tehditler savrulmuştur. Ancak tüm bunlara rağmen müvekkil Sayın Meral Akşener, daha önce FETÖ/PDY silahlı terör örgütünü en yakından destekleyenler özellikle de Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı şüpheli İ. Melih Gökçek tarafından haksız bir şekilde iftiraya maruz kalmakta, kendisine hakaret edilmektedir. Müvekkil defalarca televizyon programlarında açıkça 'FETÖ ile herhangi bir ilgim veya ilişkim yoktur, bana iftira atılmaktadır. Olduğuna dair elinde belge, bilgi veya delil olanlar mahkemelere veya cumhuriyet savcılarına versinler, iddiasını ispatlayamayanlar şerefsizdir alçaktır müfteridir.' şeklinde açıklamalarda bulunmuştur.
'İftira ve ağır hakaret twitleri'
Tüm bu ispata davet açıklamalarına rağmen şüpheli kendi adına açmış olduğu Twitter hesabında müvekkilim Sayın Meral Akşener’in darbecilerle işbirliği içinde olduğu, kendisinin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyesi olduğu şeklinde iftira ve ağır hakaret boyutuna varacak derecede twitler yayınlamaktadır."
Suç duyurusunda Akşener'in, Türk Ceza Kanununda ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası öngörülmüş bir fiili işlemekle itham edildiği belirtildi. Dilekçede, Gökçek'in, "5237 sayılı Türk Ceza Kanunun 309. Maddesinde ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla cezalandırılacak kadar ağır bir davranış olarak tarif edilen 'darbecilik' taraftarı olmakla itham ederek ağır hakarette bulunduğu, aynı kanunun 125. Maddesinde tarif edilen suçu işleyip hakaret ettiği" savunuldu. Suç duyurusu dilekçesinde, ayrıca Gökçek'in "hakaretleri basın ve yayın yolu ile yaparak yasanın 267. Maddesinde düzenlenen iftira suçunu da işlediği ve işlemeye devam ettiği" öne sürüldü. Gökçek'in "hakaret ve iftira" suçlarından cezalandırılması için kamu davası açılması istenen dilekçeye, konuyla ilgili haber ve videoların linkleri de eklendi. cnntürk)
İsviçre'den vatandaşlarına Türkiye uyarısı
İsviçre Seyahat Acenteleri Federasyonu, yurt dışına çıkacak vatandaşlarına terör riski yüksek olmasından dolayı Türkiye başta olmak üzere İspanya ve Portekiz'deki indirim fırsatlarına kanmamaları gerektiğini söyledi.
Hürriyet'te yer alan habere göre İsviçre Seyahat Acenteleri Federasyonu yurt dışına gidecek vatandaşlarına seyahat uyarısında bulundu.
Federasyon, "Türkiye başta olmak üzere İspanya ve Portekiz'de turistlere yönelik fiyat indirimlerine aldanılmaması gerekiyor. Bu ülkelerde terör olaylarının yaşanma riski yüksek. Bu ülkelere seyahat edilmemesini öneriyoruz" şeklinde açıklamada bulundu.
Hürriyet'te yer alan habere göre İsviçre Seyahat Acenteleri Federasyonu yurt dışına gidecek vatandaşlarına seyahat uyarısında bulundu.
Federasyon, "Türkiye başta olmak üzere İspanya ve Portekiz'de turistlere yönelik fiyat indirimlerine aldanılmaması gerekiyor. Bu ülkelerde terör olaylarının yaşanma riski yüksek. Bu ülkelere seyahat edilmemesini öneriyoruz" şeklinde açıklamada bulundu.
7 Ağustos 2016 Pazar
Marmara ve Akdeniz'de deprem
Marmara Denizi'nde Tekirdağ, Güzelköy açıklarında ve Akdeniz’ de Antalya’nın Gazipaşa ilçesi açıklarında depremler meydana geldi.
Kandilli Rasathanesi'nden alınan bilgiye göre, Tekirdağ Güzelköy açıklarında saat 18:40'ta meydana gelen 3.2 büyüklüğündeki deprem 14.1 km derinlikte meydana geldi.
AFAD'dan yapılan açıklamada ise, Akdeniz’ de Antalya’nın Gazipaşa ilçesi açıklarında saat 19.08’ de 4.1 büyüklüğünde deprem meydana geldiği belirtildi.
Son dakika: Yenikapı'daki mitinge kaç milyon kişi katıldı?
Yenikapı'dan son dakika haberleri gelmeye devam ediyor. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından 'Demokrasi ve Şehitler Mitingi'nin düzenlendiği Yenikapı'daki alanda büyük çoşku vardı. Meydan tıklım tıklım doldu. Bugünkü mitingin Türkiye tarihinin en büyük mitingi olması bekleniyor. Havadan çekilen görüntülere çok büyük katılım var. Mitingde MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Binali Yıldırım, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan konuşma yaptı. AA'nın 21.03'te geçtiği habere göre mitinge katılım sayısı 5 milyon dolayında...
İstanbul Yenikapı bugün tarihi bir güne sahne oldu. İşte bugün Yenikapı'daki Demokrasi ve Şehitler Mitingi'nde yaşananlar...
MİTİNGE NE KADAR KATILIM OLDU
AA'nın geçtiği habere göre Yenikapı Miting Alanı'nda düzenlenen "Demokrasi ve Şehitler Mitingi"ne yaklaşık 5 milyon kişinin katıldığı bildirildi.Emniyet kaynaklarından alınan bilgiye göre, polis helikopteriyle havadan yapılan metrekareye düşen kişi sayısı analiziyle, "Demokrasi ve Şehitler Mitingi"ne katılım ölçümü yapıldı. Yenikapı Miting Alanı, şehir merkezi ara sokaklar ve Kennedy Caddesi'nin Eminönü ve Zeytinburnu istikametlerinde yapılan ölçümlerde, katılımcı sayısının yaklaşık 5 milyon olduğu belirlendi.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN KONUŞTU
Yenikapı'daki mitingde son olarak kürsüye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan çıktı.
BAŞBAKAN KONUŞMASINDA NAZIM HİKMET VE AHMED ARİF ŞİİRİ OKUDU
19:55 Genelkurmay Başkanı Akar'ın ardından Başbakan Binali Yıldırım ve TBMM Başkanı İsmail Kahraman konuşmalarını yaptı. Yıldırım, konuşmasında Nazım Hikmet, Ahmet Arif, Ahmed Cevad ve Necip Fazıl'dan şiirler okudu. Yıldırım, "15 Temmuz gecesi milletimize zehir eden terör örgütü lideri FETÖ Türkiye’ye gelecek hesabını verecektir." dedi.
ORGENERAL AKAR SÜRPRİZİ
19.30 Mitingde CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun konuşmasının ardından bir süpriz yaşandı. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar kürsüye çıktı.
KILIÇDAROĞLU 12 MADDE AÇIKLADI
19.15 MHP lideri Devlet Bahçeli'nin ardından bu kez CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu kürsüye çıktı. CHP lideri Kılıçdaroğlu konuşmasında 12 madde açıkladı.
18:50 Kürsüye ilk olarak MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli çıktı. Bahçeli, alandan büyük alkış aldı. Bahçeli, "Bahtiyarım çünkü Türkiyemizin şahlanışını gururla izliyorum. Mutluyum çünkü millet burada, irade burada, inanç burada. Bükülmez bilek, eğilmez baş, yenilmez milli kudret burada, bu meydandadır." dedi. MHP lideri konuşmasında Fetullah Gülen'e çok sert tepki gösterdi. Mitinge katılanlar ise Gülen'i yuhaladı. Bahçeli, "Zalimler, hainler, emperyalizmin maşaları, bu defa Türk askeri kılığına girdiler, milletin silahını yine millete çevirdiler, milletin imkanlarını kullanarak yine millete öldürücü darbe vurmak istediler. Alim ve hoca görünümlü bir terörist, sığındığı Pensilvanya'dan getirdiği beddua seanslarıyla, nefret söylemleriyle, öfke nöbetleriyle cinayet örgütüne Türkiye'ye 'vur' emri verdi. İblis'e ruhunu satan bu vaiz, Müslüman görünümlü bu Voyvoda, ihanetle, Türk ve Türkiye düşmanlığıyla doruğa çıktı, fitne ve münafıklıkta rekor kırdı. Haçlı emellerinin taşıyıcılığını yapan FETÖ, Türkiye'nin kalbine nişan aldı" dedi.
18:41: Darbe gecesi Boğaziçi köprüsünde darbecilerin kurşunlarıyla gazi olan bir vatandaş sahnede yaşananları anlatıyor: Onların tankları, tüfekleri vardı. Bizim imanımız vardı. Tankların üzerine yürümeye devam ettik. Bizim üzerimize açılan ateşte o hain kurşunlardan nasibimizi aldık.
Arkadaşlarımız bizi hastaneye götürmek için can siparane mücadele ettiler. Öyle ki bindirildiğim aracın kurşunlandığını hatırlıyorum. Yanımda bacağıma tampon yapan bir arkadaşımın sözlerini hiç unutmuyorum. 'Kardeşim, sen vuruldun. Allah şehitlik nasip ederse hakkım helal olsun. Fakat ben kalıyorum. Bu ablukayı kırmalıyız'... Allah tüm milletimizden razı olsun" O gece yeni Çanakkale'ydi, yeni bir İstiklal mücadelesiydi...
18:30 Şehitler için Kuran okunmaya başlandı. Kuran tilavetinin ardından Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez kürsüye çıktı. Görmez, şehitler için dua etti.
18:13 Şehitler için 1 dakikalık saygı duruşunda bulunuldu, ardından İstiklal Marşı okundu
17:50 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan eşi Emine Erdoğan ile birlikte sahnede vatandaşları selamladı.
17:40 Başbakan Binali Yıldırım eşi ile birlikte sahneden mitinge katılan vatandaşları selamladı.
BAHÇELİ VE KILIÇDAROĞLU SAHNEDE
17: 35:Miting alanında önce MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ardından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu sahneye çıktı, vatandaşları selamladı.
17.11: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, saat 17.10'da helikopterle Yenikapı miting alanına geldi. Mitingin başlamasına dakikalar kala eşi Emine Erdoğan’la miting alanına gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan, alana inmeden önce bir süre havadan kalabalığı izledi. Erdoğan’ı taşıyan helikopter bir süre kalabalık üzerinde tur attıktan sonra miting alanına iniş yaptı. Alana inen Cumhurbaşkanı Erdoğan, eşi Emine Erdoğan’la beraber kalabalığı selamladı.
AKAR VE GÜL DE MİTİNG ALANINA GELDİ
17.04: 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ve Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Yenikapı'daki miting alanına geldi. Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu da alanda.
BAŞBAKAN'IN HELİKOPTERİNE SİKORSKY EŞLİK ETTİ
16.56: Başbakan Binali Yıldırım, helikopterle Yenikapı'ya geldi. Yıldırım'ın helikopterine Sikorsky tipi askeri helikopter eşlik etti.
UYARIDAN SONRA ALKIŞLAR YÜKSELDİ
Alanda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın anonscusu Orhan Karakurt, liderlerin bu büyük buluşmada bir arada olacağını hatırlatıp isimlerini anons etti. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun ismini anons ettiğinde kalabalık içinden bir grubun yuhalamasına tepki gösteren Karakurt, "Asla, bugün bütün liderleri bağrımıza basacağız. Gün birlik günü" dedi. Ardından Kılıçdaroğlu’nun ismini yeniden anons etti. Bu kez kalabalıktan alkış sesleri yükseldi. Aynı şekilde MHP lideri Devlet Bahçeli’nin ismi anons edildiğinde de kalabalıktan alkışlar yükseldi.
15.58: Miting alanında Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Mehtar Bölümü'nün Mehter gösterisi başladı. Şehitleri anmak amacıyla mehter takımında 240 mehteran bulunuyor.Yüzbinlerce vatandaşın Kazlıçeşme'den miting alanına yürüyüşü sürüyor.
14.50: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Yıldırım, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin birlikte katılacağı ilk miting olma özelliğine sahip "Demokrasi ve Şehitler Mitingi" için tüm hazırlıklar tamamlandı. Meydana çıkan yolların trafiğe kapatılması nedeniyle vatandaşlar ellerinde Türk bayrakları, üzerilerinde Türk bayraklı tişörtlerle alana yürüyerek gidiyor. Ayrıca, bazı vatandaşlar da deniz yoluyla alana geliyor. Bundan dolayı da alanın çevresi kırmızı-beyaz insan selini andırıyor. Bazı vatandaşların Doğu Türkistan, Azerbaycan ve diğer Türk devletlerinin bayraklarını taşıdığı görülüyor. Mitingin başlamasına saatler kalmasına rağmen alanın büyük oranda dolduğu göze çarpıyor. Güvenlik kontrolünden geçirilen vatandaşlar, kendilerine verilen Türk bayrağı ve şapkalarla alana giriş yapıyor. Sesin tüm miting alanından duyulması için 35 kulede kurulan toplam 1 milyon Watt'lık ses sistemiyle çeşitli marşlar çalınıyor.
TÜRK BAYRAĞI DIŞINDA BAYRAK OLMASIN ANONSU
13: 26: Mitinge katılanlara kürsüden anonslarla, Türk bayrağı dışında başka bayrak açmamaları, döviz ve flama taşımamaları uyarısında bulunuldu. Alandaki görevlilerden kurallara aykırı bayrak ve flamaların toplanması istendi. Arama yapan görevlilere arama noktasından geçişlerde Türk bayrağı dışındaki bayrak flama ve dövizlere izin verilmemesi istendi. Miting alanında Afganistan, Azerbaycan, Arnavutluk, hatta özgür Suriye Ordusu’nun bayrağını taşıyanlar olması dikkat çekti.
KALPAKLI ATATÜRK POSTERİ
Miting alanında kürsünün hemen yanına aynı büyüklükte, kalpaklı Atatürk, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan posterleriyle Türk bayrağı asıldı.
GÜVENLİK İÇİN SAVAŞ GEMİLERİ YENİ KAPI AÇIKLARINDA
Yenikapı miting alanını vatandaşlar tarafından doldurulurken denizde de savaş gemilerinin yer alması dikkat çekti. Saat 13:00’den itibaren Deniz Kuvvetlerine bağlı savaş gemileri Yenikapı açıklarında görüldü. Gemilerin güvenlik gerekçesiyle bölgede bulundukları öğrenildi.
13.20: Polisin trafiğe kapattığı caddelerden yürüyerek gelen vatandaşlar, güvenlik kontrol noktasına kurulan metal dedektörleri ve xray cihazlarıyla arandıktan sonra miting alanına alındı. Sıcak hava nedeniyle mitinge katılan vatandaşlar için alanın çeşitli bölgelerine koliler halinde içme suyu yerleştirildi. Arama noktasının hemen arkasında da Türk bayrakları dağıtıldı. Sahnenin sol tarafında kalan basın platformunun hemen önüne geniş bir protokol alanı oluşturulurken sahnenin her iki yanına da Atatürk ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dev posterlerinin asıldığı görüldü. Ayrıca basın plantformunun hemen üstüne 15 Temmuz darbe girişimi sırasında şehit olanların isimlerinin yazıldığı her iki yanına da "Vatan size minnettardır" notunun yazıldığı pankart asıldı.
KAPILAR 3 SAAT ÖNCESİNDEN AÇILDI
10.30: 13:30 civarında girişlerin başlaması beklenirken vatandaşların yoğun ilgisi nedeniyle polisler saat 10:30 gibi vatandaşları miting alanına almaya başladılar.
Yenikapı miting alanına 60 metrelik sahne kuruldu. Miting alanında sahnenin sağında ve solunda üçer bin kişilik podyum kuruldu. Protokolün büyük bölümü, şehit aileleri ve gaziler için ayrıldı. Deniz yolu için 204 tekne kiralandı. Bu tekneler İstanbul'un 12 değişik noktasından seferler gerçekleştirecek. Ayrıca 50 tekne de Eyüp, Üsküdar, Beşiktaş ve Kadıköy gibi noktalardan ring yapacak. Vatandaşlar, kurulan 165 metal dedektörlü arama kapısından geçtikten sonra şapka ve bayraklarını alarak miting alanına girecekler.
SADECE TÜRK BAYRAĞI
Hiçbir siyasi partinin amblem, flama ve bayrağının olmayacağı, sadece Türk bayraklarının dalgalanacağı Yenikapı Mitingi’nin Türkiye tarihinin en büyük mitinglerinden birisi olması bekleniyor. Mitingde 15 bin polis ile 15 bin sivil görev alacak.
(Kaynak:hürriyet.com.tr)
Çocuklarını kurtarmak isteyen baba, oğlu ile birlikte öldü
Denize giren iki çocuğunun akıntıya kapılması üzerine, onları kurtarmak için denize atlayan baba, 9 yaşındaki oğlu ile boğuldu.
Antalya’nın Manavgat ilçesinde bir aile faciası yaşandı. Denize giren iki çocuğunun akıntıya kapıldığını fark eden baba, onları kurtarmak için denize girdi ancak kendisi de akıntıya kapıldı. Baba ve oğlu hayatını kaybederken, 15 yaşındaki kızı ise kurtarıldı.
Edinilen bilgiye göre, Çenger Mahallesindeki sahilde denize giren 9 yaşındaki İ.Y. ile ablası 15 yaşındaki H.S.Y., akıntıya kapıldı. Çocukların yardım çığlıklarını duyan 45 yaşındaki baba Bülent Y. çocuklarını kurtarmak için denize atladı. Bir süre sonra baba Bülent Y. de akıntıya kapılarak boğulma tehlikesi geçirdi.
Baba ve kızı çevrede bulunan vatandaşlar tarafından kıyıya çıkartılırken, kayıp olan İ.Y. için Sahil Güvenlik ekiplerinden yardım istendi. İ.Y. de sahil güvenlik ekipleri tarafından kısa sürede bulunarak denizden karaya çıkartıldı. Sağlık ekiplerinin olay yerindeki ilk müdahalesinin ardından baba ile oğul Manavgat Devlet Hastanesine, kızı H.Y. ise Özel Side Anadolu Hastanesine kaldırıldı. Baba-oğul tüm müdahaleye rağmen hayatını kaybederken, H.S.Y.’nin ise yoğun bakımda tedavisi sürüyor.
Konya'da veteriner hekim olarak çalışan Bülent Y.’nin, eşi öğretmen Havva Y. ve çocukları ile birlikte önce tatil için Konya'dan Gündoğmuş'un bir yaylasına geldikleri, sabah saatlerinde ise akrabaları ile birlikte denize girmek için Manavgat'ın Çenger Mahallesindeki sahile geldikleri belirtildi. Sözcü
Antalya’nın Manavgat ilçesinde bir aile faciası yaşandı. Denize giren iki çocuğunun akıntıya kapıldığını fark eden baba, onları kurtarmak için denize girdi ancak kendisi de akıntıya kapıldı. Baba ve oğlu hayatını kaybederken, 15 yaşındaki kızı ise kurtarıldı.
Edinilen bilgiye göre, Çenger Mahallesindeki sahilde denize giren 9 yaşındaki İ.Y. ile ablası 15 yaşındaki H.S.Y., akıntıya kapıldı. Çocukların yardım çığlıklarını duyan 45 yaşındaki baba Bülent Y. çocuklarını kurtarmak için denize atladı. Bir süre sonra baba Bülent Y. de akıntıya kapılarak boğulma tehlikesi geçirdi.
Baba ve kızı çevrede bulunan vatandaşlar tarafından kıyıya çıkartılırken, kayıp olan İ.Y. için Sahil Güvenlik ekiplerinden yardım istendi. İ.Y. de sahil güvenlik ekipleri tarafından kısa sürede bulunarak denizden karaya çıkartıldı. Sağlık ekiplerinin olay yerindeki ilk müdahalesinin ardından baba ile oğul Manavgat Devlet Hastanesine, kızı H.Y. ise Özel Side Anadolu Hastanesine kaldırıldı. Baba-oğul tüm müdahaleye rağmen hayatını kaybederken, H.S.Y.’nin ise yoğun bakımda tedavisi sürüyor.
Konya'da veteriner hekim olarak çalışan Bülent Y.’nin, eşi öğretmen Havva Y. ve çocukları ile birlikte önce tatil için Konya'dan Gündoğmuş'un bir yaylasına geldikleri, sabah saatlerinde ise akrabaları ile birlikte denize girmek için Manavgat'ın Çenger Mahallesindeki sahile geldikleri belirtildi. Sözcü
Fethullah Gülen yazılı saat ve kalem
Van merkezli 6 ilde Fethullahçı Terör Örgütü'ne yönelik (FETÖ) operasyonda 13 kişi gözaltına alındı. Operasyonda çok sayıda mühimmat, 1 dolarlar, örgüte ait döküman ve üzerinde yazılı saatler ve kalem ele geçirildi.
Alınan bilgiye göre Van Emniyet Müdürlüğünce, FETÖ'nün darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında Van, Antalya, Bayburt, Erzurum, Trabzon ve Uşak illerinde örgütün mütevelli heyeti ve sivil ayağına yönelik operasyon düzenlendi. Operasyonda 13 kişi gözaltına alındı.
Üzerinde F. Gülen yazan saat ve kalem ele geçti
Operasyonda 2 adet üzerinde "F.Gülen" yazılı saatler, üzerinde "F.Gülen" yazılı dolma kalem, 3 tabanca, av tüfeği, çok sayıda fişek, örgüt kimliği olarak kullanıldığı belirtilen 8 adet 1 ABD doları, örgütün mesajlaşmada kullandığı çok sayıda pusula kağıdı, örgütün toplantı fotoğrafları, örgütün propaganda yayınları ve dijital materyaller ele geçirildi.
Olayla ilgili 13 kişi gözaltına alındı. Zanlıların emniyetteki işlemlerinin sürdüğü öğrenildi. cnntürk
Alınan bilgiye göre Van Emniyet Müdürlüğünce, FETÖ'nün darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında Van, Antalya, Bayburt, Erzurum, Trabzon ve Uşak illerinde örgütün mütevelli heyeti ve sivil ayağına yönelik operasyon düzenlendi. Operasyonda 13 kişi gözaltına alındı.
Üzerinde F. Gülen yazan saat ve kalem ele geçti
Operasyonda 2 adet üzerinde "F.Gülen" yazılı saatler, üzerinde "F.Gülen" yazılı dolma kalem, 3 tabanca, av tüfeği, çok sayıda fişek, örgüt kimliği olarak kullanıldığı belirtilen 8 adet 1 ABD doları, örgütün mesajlaşmada kullandığı çok sayıda pusula kağıdı, örgütün toplantı fotoğrafları, örgütün propaganda yayınları ve dijital materyaller ele geçirildi.
Olayla ilgili 13 kişi gözaltına alındı. Zanlıların emniyetteki işlemlerinin sürdüğü öğrenildi. cnntürk
"FETÖ’nün imamları ayda 45 bin TL maaş alıyordu"
Eskişehir’de başlatılan FETÖ soruşturmasında ‘Adil Gerçek’ kod adlı gizli tanık, kentte erkek öğrenciler için 250, kızlar için 100 ev bulunduğunu söyledi. Yılda 6-7 milyon TL himmet toplandığını anlatan tanık, imamların 45 bin TL maaş aldığını iddia etti.
Eskişehir Valiliği, 20 Mart 2015’te Eskişehir Yöneticileri Derneği hakkında bir rapor hazırladı. Habertürk'te yeralan habere göre, Derneğin Fethullah Gülen Cemaati’nin kolu gibi faaliyet gösterdiği anlatılan raporda, “Afrika ülkelerindeki Cemaat’e ait okullara yardım parası toplandığı, il müdürlerine dağıtılan toplu zarflarla kamu kurumlarının etkisinden faydalanarak maddi yardım sağlandığı ve kayıt tutulmadığı” bilgileri yer aldı. Bu bilgiler üzerine Eskişehir Cumhuriyet Savcısı Hasan Karagöz, FETÖ/PDY’nin Eskişehir’deki yapılanması hakkında soruşturma başlattı.
Savcı Karagöz, 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunduğu ve mahkemece kabul edilen FETÖ/PDY iddianamesinde FETÖ’cü memurların, 17/25 Aralık’ın ardından ‘Zaman Gazetesi aboneli- ğini iptal edenlere’, ‘Cemaat sohbetlerine gitmeyenlere’, ‘burs vermekten vazgeçenlere’ ve ‘Bank Asya’nın pos cihazını iptal edenlere’ çeşitli bahanelerle cezalar yazıldığını ileri sürdü.
"350 cemaat evi var"
Savcı Karagöz’ün hazırladığı soruşturma dosyasında, ‘Adil Gerçek’ kod adlı gizli tanık, FETÖ’nün Eskişehir ayağı hakkında çarpıcı bilgiler verdi. Kentte Cemaat’e ait yurtlar ve evler bulunduğunu anlatan gizli tanık, “Üniversite kayıt dönemlerinde Eskişehir dışından gelen öğrencilerle iletişim kurularak güvenleri kazanılmaktadır” dedi. Gizli tanık, kentte erkekler için yaklaşık 250, kızlar içinse 100 ev olduğunu iddia etti.
Eskikşehir'de 25 imam
Örgütün Eskişehir’de biri Osmangazi, diğeri Anadolu Üniversitesi’ne atanmış 2’si eyalet imamı olmak üzere 25 civarında imamı oldu- ğunu ileri süren Adil Gerçek, “Bu imamlar toplanan paralardan aylık 45 bin TL maaş almaktadırlar” diye konuştu. Gizli tanık, FETÖ’nün mali işlerini düzenleyen ve kayıt larını tutan özel bir ekip olduğunu söyledi.
Kod isim kullanan abi ve ablaların Cemaat evlerinde ve yurtlarında toplantılar yaptığını belirten gizli tanık, FETÖ’nün Eskişehir’de yıllık 6-7 milyon TL himmet parası topladığını ileri sürdü. Gizli tanık, “Eskişehir’de 200 kadar ‘mütevelli’ denilen örgüt yöneticisi işadamı var. Ayrıca yaklaşık 150 işçi mütevelli, 100 civarında da memur mütevelli bulunmaktadır. Eyalet imamı kendisine bağlı mütevellilere her yıl için toplamaları gereken himmetin oranını bildirir. Eskişehir’de toplanan himmet her yıl bir ülkeye gönderilir. Son olarak da Yemen’e gönderildi” diye ifade verdi.
"Haberleşme gizlidir"
FETÖ’cülerin, sık sık telefon hattı değiştirdi- ğini belirten gizli tanık Ger- çek, Facebook, WhatsApp gibi uygulamaları kullanmadıklarını ‘Kakao Talk’ ve ‘ByLock’ gibi şifreli programları tercih ettiklerini ileri sürdü. İddianameye yansıyan telefon görüşmelerinde Eskişehir’de büyük bölge imamı olduğu iddia edilen F.G., Enes kod adlı kişiyle yaptığı görüşmede, iletişimin ByLock’tan yapılması talimatı veriyor. İddianamede Eskişehir’deki FETÖ yapılanmasının listesi de çıkarıldı. Listeye göre eyalet imamı, il imamı, büyük bölge ve küçük bölge imamları ile ev imamları şeklinde FETÖ’nün yapılandığı belirlendi. Listeye göre il imamı olduğu ileri sürülen Mehmet M.’nin tutuklu olduğu öğrenildi.
"Sorular verildi"
2010 yılında hem KPSS hem de polislik sınavının yazılı sorularının FETÖ tarafından ele geçirildi- ğini belirten Adil Gerçek, “Eskişehir’de memurluğa girecek kişilerle yapılacak görüşmelerin, Metin isimli kişi tarafından yapılmakta olduğunu biliyorum. 2011, 2012 ve 2013 yıllarında da soruların verilmiş olma ihtimalini yüksek görüyorum” ifadesini kullandı.
Minik Ela otel havuzunda boğuldu
Antalya Side'de babasıyla tatil yapan 7 yaşındaki Ela Demirtaş, kaldığı otelin büyüklere ait havuzunda boğuldu.
Olay, dün saat 11.30 sıralarında 5 yıldızlı bir otelin havuzunda meydana geldi. Babası ile birlikte tatil yapacakları 5 yıldızlı otele önceki gün giriş yapan Ela Demirtaş, dün sabah küçüklere ait havuza girip çıktı.
Küçük çocuk, ardından babanın bir anlık dalgınlığı sonucu büyüklerin havuzuna girdi. Ela'nın havuzda çırpındığını gören otelin cankurtaranı, hemen suya atlayıp çıkardı.
Ela Demirtaş, gelen sağlık ekipleri tarafından Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'ne götürüldü. Küçük çocuk burada yapılan müdahaleye rağmen kurtarılamadı.
Ela Demirtaş'ın cenazesi, otopsi ardından defnedilmek üzere Çankırı Karaören Köyü'ne götürüldü. DHA
Olay, dün saat 11.30 sıralarında 5 yıldızlı bir otelin havuzunda meydana geldi. Babası ile birlikte tatil yapacakları 5 yıldızlı otele önceki gün giriş yapan Ela Demirtaş, dün sabah küçüklere ait havuza girip çıktı.
Küçük çocuk, ardından babanın bir anlık dalgınlığı sonucu büyüklerin havuzuna girdi. Ela'nın havuzda çırpındığını gören otelin cankurtaranı, hemen suya atlayıp çıkardı.
Ela Demirtaş, gelen sağlık ekipleri tarafından Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'ne götürüldü. Küçük çocuk burada yapılan müdahaleye rağmen kurtarılamadı.
Ela Demirtaş'ın cenazesi, otopsi ardından defnedilmek üzere Çankırı Karaören Köyü'ne götürüldü. DHA
ABD’deki Türk derneklerinden New York Times’a 'FETÖ' ilanı
ABD’deki Türk Amerikan derneklerinin çatı kuruluşu olan Türk Amerikan Yönlendirme Komitesi (TASC), ülkenin önde gelen gazetelerinden New York Times’a tam sayfa ilan vererek 15 Temmuz gecesi Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) kanlı darbe girişimini protesto etti.
ABD’deki yaklaşık 150 Türk Amerikan derneğini bir araya getiren TASC’ın New York Times’ın bugünkü baskısında yayımlanan ilanında 15 Temmuz gecesi yaşananlar hatırlatıldı.
“Fetullahçı Terör Örgütü o gece demokrasiye ve hukuk kurallarına karşı bir darbe girişimi gerçekleştirdi.” ifadesine yer verilen ilanda, örgütün girişimine karşı her kesimden insanların sokaklara döküldüğü ve Türk demokrasisini ve demokratik yollarla seçilmiş hükümeti korumak için hayatlarını tehlikeye attığı anımsatıldı.
Bildiride, Türk halkının sergilediği kahramanca duruşun, Türkiye’nin olgun bir demokrasiye sahip olduğunu ve Türk halkının evrensel demokratik değerleri canları pahasına korumaya bağlı kaldığı gerçeğini gözler önüne serdiği ifade edildi.
Yaşanan süreçte Batı’nın, demokrasilerini korumak için canlarını feda etmeye hazır bir halka sahip Türkiye gibi bir müttefikle dayanışma göstermekten ziyade darbe girişimini haklı çıkarmaya çalıştığına hayal kırıklığı içinde tanıklık edildiği vurgulandı.
Tam sayfa bildiride, “Batı dünyası, ortak değerlerimizi savunan Türk halkını yüzüstü bırakarak demokrasi sınavından başarısız oluyor” denildi.
Bildiride şu ifadelere yer verildi:
“ABD’de ve dünyada gerçekten demokrasi ve özgürlüğe inanan herkese Türkiye’nin demokratik ve seçilmiş hükümeti ile meclisinin yanında yer alma, onları destekleme çağrısında bulunuyoruz. Çünkü Türkiye’de demokrasiyi savunmak aynı zamanda ABD’de ve dünyada demokrasiyi savunmaktır. Buna kayıtsız kalamayız.”
Hürriyet
ABD’deki yaklaşık 150 Türk Amerikan derneğini bir araya getiren TASC’ın New York Times’ın bugünkü baskısında yayımlanan ilanında 15 Temmuz gecesi yaşananlar hatırlatıldı.
“Fetullahçı Terör Örgütü o gece demokrasiye ve hukuk kurallarına karşı bir darbe girişimi gerçekleştirdi.” ifadesine yer verilen ilanda, örgütün girişimine karşı her kesimden insanların sokaklara döküldüğü ve Türk demokrasisini ve demokratik yollarla seçilmiş hükümeti korumak için hayatlarını tehlikeye attığı anımsatıldı.
Bildiride, Türk halkının sergilediği kahramanca duruşun, Türkiye’nin olgun bir demokrasiye sahip olduğunu ve Türk halkının evrensel demokratik değerleri canları pahasına korumaya bağlı kaldığı gerçeğini gözler önüne serdiği ifade edildi.
Yaşanan süreçte Batı’nın, demokrasilerini korumak için canlarını feda etmeye hazır bir halka sahip Türkiye gibi bir müttefikle dayanışma göstermekten ziyade darbe girişimini haklı çıkarmaya çalıştığına hayal kırıklığı içinde tanıklık edildiği vurgulandı.
Tam sayfa bildiride, “Batı dünyası, ortak değerlerimizi savunan Türk halkını yüzüstü bırakarak demokrasi sınavından başarısız oluyor” denildi.
Bildiride şu ifadelere yer verildi:
“ABD’de ve dünyada gerçekten demokrasi ve özgürlüğe inanan herkese Türkiye’nin demokratik ve seçilmiş hükümeti ile meclisinin yanında yer alma, onları destekleme çağrısında bulunuyoruz. Çünkü Türkiye’de demokrasiyi savunmak aynı zamanda ABD’de ve dünyada demokrasiyi savunmaktır. Buna kayıtsız kalamayız.”
Hürriyet
Emekli Albay Ali Türkşen darbe uyarısını 5 yıl önce yapmış
Emekli Albay Ali Türkşen'in, beraat ettiği Balyoz davasının 22. duruşmasında yaptığı savunmada, "Bu komplo çetesinin mimar ve askerleri, bu komplolara alet olup göz yumanlar şunu unutmasın. Bugün kendi öz evladına zulümde ortaklık ettiğiniz şeytanlar, yarın toprağınız, malınız, namusunuz ve canınız için kapınıza dayanacaklar. Bugün silah arkadaşını sırtından bıçaklayan, yarın vatanını haydi haydi satar’’ sözleriyle adeta 15 Temmuz gecesi yaşananlara 5 yıl önceden dikkat çektiği ortaya çıktı.
Sözcü gazetesinin haberine göre, Balyoz davasındaki savunmasını yaklaşık 5 yıl önce, 22 Ağustos 2011 günü yapan Emekli Albay Ali Türkşen, ”Bir ömür ülkesine sadakat ile hizmet etmiş, kendi ülkesinin masum askerlerini hukuksuz dijital veriler ile yargılamak, kendilerine kurulan komploları görmezden gelmek ve onları hapiste çürütmek için mi hukuk var” diye sordu.
BUNU UNUTMAYIN
Türkşen savunmasında, "10. Ağır Ceza Mahkemesi Heyeti, gözlerinizi ve kulaklarınızı gerçeklere, akla ve bilime kapatmayınız. Gerçeği susturmaya çalışanlara, müsaade etmeyiniz. Unutmayın, gerçeği susturup yerin altına gömerseniz, gelişir büyür ve o denli büyük bir patlama gücü elde edilir ki patladığı gün yoluna çıkan her şeyi havaya uçurur" dedi.
YALANLARA ALET OLMAYIN
"Büyük bir aşk ve özveri ile icra ettiğim meslek yaşantımın sonunda, insanların gözünün içine baka baka yalan söyleyen, çocuk katili, bombacı, darbeci bir şahıs durumuna düşürüldüm" diyen Ali Türkşen, "Bunların hepsini, bu komplonun mimarları ve uygulayıcıları yönünden anlayabiliyorum ancak devlet bu yalanlara ve iftiralara alet olmamalı. Hiçbir devlet, hiçbir ulus, yüreği vatan sevgisi ile dolu öz evlatlarına komplo kuranlara göz yumarak, mutlu, refah, huzurlu, onurlu ve gururlu olamaz" sözleriyle yaşananlara tepkisini dile getirdi.
'HAİNLERE GÜVENMEYİN' DEMİŞ
Türkşen savunmasına şöyle devam etti:
"Bu komplo çetesinin mimar ve askerleri, bu komplolara alet olanlar ve göz yumanlar şunu da unutmasınlar. Bugün kendi öz evladına zulümde ortaklık ettiğiniz şeytanlar, yarın toprağınız, malınız, namusunuz, en sonda canınız için kapınıza dayanacaklar. O gün geldiğinde, haksız yere yargılanan, yüreği vatan ve millet sevgisi ile dolu Türk askerini hatırlayınız. Türk Silahlı Kuvvetlerinin içindeki, hain işbirlikçilere güvenmeyiniz."
YARIN VATANI SATARLAR
"Bugün silah arkadaşını sırtından bıçaklayıp satan, yarın duyduğu ilk mermi sesinde, vatanını haydi haydi satar. Bu hain komplonun mimarları ve koruyanları, kendi ayaklarına değil, şakaklarına kurşun sıktıklarının farkında değiller. Fark ettiklerinde ise artık çok geç olacak. Ancak o zamanda biz, bize ihtiyaç duyulduğu yer ve zamanda yine görevimizin başında hazır olacağız. Çünkü biz Atamızdan, söz konusu vatansa, gerisi teferruattır diye öğrendik."
Sözcü gazetesinin haberine göre, Balyoz davasındaki savunmasını yaklaşık 5 yıl önce, 22 Ağustos 2011 günü yapan Emekli Albay Ali Türkşen, ”Bir ömür ülkesine sadakat ile hizmet etmiş, kendi ülkesinin masum askerlerini hukuksuz dijital veriler ile yargılamak, kendilerine kurulan komploları görmezden gelmek ve onları hapiste çürütmek için mi hukuk var” diye sordu.
BUNU UNUTMAYIN
Türkşen savunmasında, "10. Ağır Ceza Mahkemesi Heyeti, gözlerinizi ve kulaklarınızı gerçeklere, akla ve bilime kapatmayınız. Gerçeği susturmaya çalışanlara, müsaade etmeyiniz. Unutmayın, gerçeği susturup yerin altına gömerseniz, gelişir büyür ve o denli büyük bir patlama gücü elde edilir ki patladığı gün yoluna çıkan her şeyi havaya uçurur" dedi.
YALANLARA ALET OLMAYIN
"Büyük bir aşk ve özveri ile icra ettiğim meslek yaşantımın sonunda, insanların gözünün içine baka baka yalan söyleyen, çocuk katili, bombacı, darbeci bir şahıs durumuna düşürüldüm" diyen Ali Türkşen, "Bunların hepsini, bu komplonun mimarları ve uygulayıcıları yönünden anlayabiliyorum ancak devlet bu yalanlara ve iftiralara alet olmamalı. Hiçbir devlet, hiçbir ulus, yüreği vatan sevgisi ile dolu öz evlatlarına komplo kuranlara göz yumarak, mutlu, refah, huzurlu, onurlu ve gururlu olamaz" sözleriyle yaşananlara tepkisini dile getirdi.
'HAİNLERE GÜVENMEYİN' DEMİŞ
Türkşen savunmasına şöyle devam etti:
"Bu komplo çetesinin mimar ve askerleri, bu komplolara alet olanlar ve göz yumanlar şunu da unutmasınlar. Bugün kendi öz evladına zulümde ortaklık ettiğiniz şeytanlar, yarın toprağınız, malınız, namusunuz, en sonda canınız için kapınıza dayanacaklar. O gün geldiğinde, haksız yere yargılanan, yüreği vatan ve millet sevgisi ile dolu Türk askerini hatırlayınız. Türk Silahlı Kuvvetlerinin içindeki, hain işbirlikçilere güvenmeyiniz."
YARIN VATANI SATARLAR
"Bugün silah arkadaşını sırtından bıçaklayıp satan, yarın duyduğu ilk mermi sesinde, vatanını haydi haydi satar. Bu hain komplonun mimarları ve koruyanları, kendi ayaklarına değil, şakaklarına kurşun sıktıklarının farkında değiller. Fark ettiklerinde ise artık çok geç olacak. Ancak o zamanda biz, bize ihtiyaç duyulduğu yer ve zamanda yine görevimizin başında hazır olacağız. Çünkü biz Atamızdan, söz konusu vatansa, gerisi teferruattır diye öğrendik."
Etiketler:
cemaat,
darbe,
fethullah gülen,
haber
İşte Atalay Demirci'nin ifadesi
Komedyen Atalay Demirci, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, Fetullahçı Terör Örgütü'nün darbe girişimine yönelik başlattığı soruşturma kapsamında tutuklandı. Demirci emniyetteki ifadesinde, bir televizyon kanalında yayınlanan yarışma programını kazanmasında "kendisi için oy kullanan örgüt mensuplarının payı olduğunu düşündüğünü" söyledi.
Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince gözaltına alınan Demirci, emniyetteki işlemlerinin ardından Ankara Adliyesine getirildi. Savcılık sorgusunun ardından, "terör örgütüne üye olma" suçundan tutuklanmasıyla Ankara 4. Sulh Ceza Hakimliğine sevk edilen Demirci, tutuklandı.
Demirci'nin, sosyal medya hesabından, FETÖ'nün elebaşı Fetullah Gülen'e yakınlığıyla bilinen eski futbolcu ve milletvekili Hakan Şükür ve basketbolcu Enes Kanter'le yazışmaları ortaya çıkmıştı. Atalay Demirci ifadesinde, Kanter, Şükür ile yazıştığını, bu kişilerle ara sıra görüştüğünü söyledi.
Fetullah Gülen ile tanıştığını da kabul eden Demirci, "Tanıdığım abiler, Fetullah Gülen ile tanıştığımda bana 'Sen özel bir insansın, hoca efendi seni sevmiş, yoksa görüşemezdin' dediler" diye konuştu.
'Fetullah Gülen'le tanıştım'
Tutuklanan Demirci emniyette verdiği ifadesinde, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ile tanıştığını itiraf ederek, örgüt ile irtibatını anlattı.
Dünya Radyo'da 2000 yılında işe başladığını ve "Kelalaka" adlı programı 7 yıl sunduğunu aktaran cnntürk'e göre; Atalay Demirci, bu süre içerisinde FETÖ ile bağlantılı dershaneler, okullar ve derneklerde gösteri yaptığını ve radyo programcısı olarak yurt dışında düzenlenen birçok programa katıldığını anlattı. Atlanta'da 2005 yılında katıldığı bir festival öncesinde, kod adı "Vefa" olan Muhammet Yusuf Kulaksız'ın, tanıştırmak için kendisini FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'e götürdüğünü belirten Demirci, bu görüşmenin yaklaşık 1 saat sürdüğünü dile getirdi.
Atalay Demirci, ifadesinde, ziyarete ilişkin şunları söyledi: "2005 yılında Muhammet Yusuf Kulaksız isimli şahıs ile birlikte gittiğimizde yine bu şahıs aracılığıyla tanıştık. Bundan başka da Fetullah Gülen isimli şahıs ile bir görüşmem herhangi bir şekilde olmadı. Sonraki süreçte de yakınımda bulunan insanlardan, 'Bak, artık hocaefendi ile de tanıştın, hal ve hareketlerine daha çok dikkat etmelisin' anlamında çok sözler duydum. Bu sözleri de genelde tüm yurt yetkilileri, dershane görevlileri, radyo çalışanlarından duydum. Yusuf Kulaksız benim huzura alındığımı her program öncesinde, gittiğimiz her yerde dile getirdiği için bu söylemlere muhatap olurdum. Bu ziyaretten dolayı gittiğimiz gösterilerden de Fetullah Gülen'i ziyaret etmenin manevi hazzı sebebi ile herhangi bir ücret kazancım olmadı."
'Cemaat sayesinde popülaritem arttı'
Meslekte ilerlemesinde örgütün rolü olup olmadığı ve örgütten bir destek alıp almadığı sorulan Demirci, ifadesinde bu soruyu ise şöyle yanıtladı: "Bu örgütten direkt olarak bir destek gördüm diyemem, ancak Dünya Radyo'da çalışmamdan dolayı kabul etmeliyim ki çevremde daha çok bunlara hizmet eden insanlar olmakla beraber popülaritem daha da arttı. 2007 yılında Dünya Radyo'dan ayrılmama rağmen 2013 yılındaki 'Yetenek Sizsiniz' yarışmasında benim adıma cemaat tarafından oy kullanan şahısların olduğunu düşünüyorum. Benim ayrılmam üst kademedeki Muhammet Yusuf Kulaksız ile olmuştur. Alt kademedeki cemaate bağlı kişilerin bundan haberleri olmadığını düşünüyorum. Ancak ben cemaate bağlı hiç kimseyi arayıp, destek olmalarını istemedim."
Twitter hesabının hacklenmesi
Atalay Demirci, Hakan Şükür ve Enes Kanter ile sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı yazışmalara ilişkin sorulara ise şu cevapları verdi: "Hakan Şükür ve Enes Kanter ile yaptığım yazışmalar, 'benim örgüt içerisinde bir faaliyette bulunduğum' algısı oluşturularak internete servis edildi. Kullanmış olduğum telefonuma abuk subuk, tehdit ve hakaret dolu mesajlar aldım. O andan sonra bana bir kötülük yapabileceklerini düşünerek, Beysukent'te bulunan polis merkezine giderek suç duyurusunda bulundum. Hatta yıllardır tüm arkadaşlarımı kaydettiğim numaramı ve telefonumu değiştirme ihtiyacı hissettim." Devlete ve millete ihanet etmediğini belirten Demirci, aralarında Şükür, Kanter, Fetullah Gülen'in yeğeni Kemal Gülen ile Ekrem Dumanlı'nın da bulunduğu, tanıdığı kişilerin isimlerini verdi.
Atalay Demirci, "Zamanında bu insanlarla, örgüt mensubu değil de bir hayırlı iş yapan grup olarak bildiğim için aynı safta göründüm ve çalıştım. Şu an bu düşüncelerimin yanlış olduğunun farkındayım. Bugüne kadar onlarla geçirdiğim her anım yüzünden büyük bir pişmanlık ve üzüntü duymaktayım." diye konuştu. İfadesinde mal varlığına ilişkin de bilgi veren Demirci, ortalama 2 milyon lira değerinde bahçeli bir ev ve lüks bir otomobili ile Ankara Gölbaşı'nda 2 dönüm arsası bulunduğunu söyledi. Yaklaşık 2 milyon lira borcu olduğunu da iddia eden Atalay Demirci, Enes Kanter'den mayıs ayında 100 bin dolar borç aldığını ve yaptığı telefon görüşmesinde de borcu söz verdiği tarihte ödeyemeyeceğini söylediğini aktardı.
Ankara 4. Sulh Ceza Hakimliği tarafından tutuklanan Demirci, cezaevine konuldu.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)