Yapılan son değerlendirmelere göre, Akdeniz, Doğu Karadeniz, İç Anadolu'nun kuzeybatısı, Afyonkarahisar, Çorum, Ordu, Erzincan ve Ardahan çevrelerinin kısa süreli ve yerel olmak üzere sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı geçeceği tahmin ediliyor.
Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nden alınan tahminlere göre hava sıcaklığı mevsim normalleri civarında seyredecek. Rüzgarın genellikle kuzey ve kuzeydoğu, Güney Ege, Akdeniz kıyıları ile güneydoğu kesimlerde batı ve güneybatı yönlerden hafif ara sıra orta, yağış anında yer yer kuvvetlice (30-50 km/sa) esmesi bekleniyor.
Bazı illerde beklenen hava durumuyla günün en yüksek sıcaklıkları ise şöyle:
Ankara: Parçalı ve çok bulutlu, il geneli kısa süreli ve yerel olmak üzere aralıklı sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı 29
İstanbul: Parçalı ve az bulutlu 29
İzmir: Az bulutlu 30
Bursa: Parçalı ve az bulutlu 28
Adana: Parçalı bulutlu, kıyıları ile zamanla il genelinin aralıklı sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı 32
Antalya: Az bulutlu ve açık, zamanla parçalı bulutlu, öğle saatlerinden sonra kısa süreli ve yerel olmak üzere sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı 30
Samsun: Parçalı bulutlu 27
Trabzon: Parçalı bulutlu, yerel olmak üzere sağanak yağışlı 26
Erzurum: Parçalı ve az bulutlu 25
Diyarbakır: Az bulutlu ve açık, öğleden sonra parçalı bulutlu 34
14 Eylül 2016 Çarşamba
Canan Karatay haklıymış: Şeker şirketleri rüşvet dağıtmış
ABD’de yeni ortaya çıkarılan tarihi belgeler, şeker şirketlerinin 1960’larda bilim adamlarına para ödeyerek kalp hastalıklarında “doymuş yağları” günah keçisi yaptığını gösteriyor.
California Üniversitesi araştırmacısı Stanton Glantz’ın ortaya çıkardığı belgeler, bugün ABD Şeker Derneği olarak bilinen Şeker Araştırma Vakfı’na ait. Belgeler, 1967’de yapılan ve bugün bile referans olarak kullanılan bir araştırmaya ilgili.
JAMA Internal Medicine tıp dergisinde yayınlanan ve New York Times tarafından da haberleştirilen belgelere göre söz konusu kuruluş, şeker ve yağların kalp hastalıkları üzerindeki etkisini araştıran Harvard Üniversitesi’nin üç uzmanına 50 bin dolar ödemiş.
Hürriyet'in aktardığı habere göre bu araştırma, şeker ve kalp sağlığı arasında ciddi bir bağlantının bulunmadığını, kalp hastalıklarından doymuş yağların sorumlu olduğunu savunuyordu.
Söz konusu araştırmayı yapan uzmanlar bugün hayatta değil.
Günümüzde Harvard’ın beslenme bölümünü yöneten Dr. Walter Willett ise şöyle diyor: “Bugün elimizde olan verilere bakarak, rafine karbonhidratların ve özellikle şekerle tatlandırılmış içeceklerin kalp hastalıklarında risk faktörleri olduğunu, ancak gıdadaki yağ tiplerinin de çok önemli olduğunu göstermiş durumdayız.”
New York Times’a göre gıda endüstrisinin, beslenme bilimi üstündeki etkisi bugün de sürüyor.
California Üniversitesi araştırmacısı Stanton Glantz’ın ortaya çıkardığı belgeler, bugün ABD Şeker Derneği olarak bilinen Şeker Araştırma Vakfı’na ait. Belgeler, 1967’de yapılan ve bugün bile referans olarak kullanılan bir araştırmaya ilgili.
JAMA Internal Medicine tıp dergisinde yayınlanan ve New York Times tarafından da haberleştirilen belgelere göre söz konusu kuruluş, şeker ve yağların kalp hastalıkları üzerindeki etkisini araştıran Harvard Üniversitesi’nin üç uzmanına 50 bin dolar ödemiş.
Hürriyet'in aktardığı habere göre bu araştırma, şeker ve kalp sağlığı arasında ciddi bir bağlantının bulunmadığını, kalp hastalıklarından doymuş yağların sorumlu olduğunu savunuyordu.
Söz konusu araştırmayı yapan uzmanlar bugün hayatta değil.
Günümüzde Harvard’ın beslenme bölümünü yöneten Dr. Walter Willett ise şöyle diyor: “Bugün elimizde olan verilere bakarak, rafine karbonhidratların ve özellikle şekerle tatlandırılmış içeceklerin kalp hastalıklarında risk faktörleri olduğunu, ancak gıdadaki yağ tiplerinin de çok önemli olduğunu göstermiş durumdayız.”
New York Times’a göre gıda endüstrisinin, beslenme bilimi üstündeki etkisi bugün de sürüyor.
13 Eylül 2016 Salı
Darbe girişiminden sonra görevden alınanlara ne olacak?
Türkiye'de 15 Temmuz darbe girişiminden sonra ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) çerçevesinde düzenlenen kanun hükmünde kararnamelerle (KHK) görevden alınan on binlerce kişinin hukuki durumlarıyla ilgili tartışmalar, yoğunluğu artarak sürüyor. Pek çok hukukçu, görevden almaların anayasaya aykırı olduğu görüşünde. CHP, AYM yolunda. Bazı hukukçular, görevden alınanların Danıştay ya da AYM'de dava açmasını önerirken, doğrudan AİHM'e gidilmesini önerenler de var.
Ana muhalefetteki Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) geçen hafta bazı KHK'ların iptali için anayasa mahkemesine gideceğini duyururken, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hükümeti de hata sonucu görevden alınanların iadesi için yeni KHK'lar düzenleyebileceğini bildirdi.
AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan'ın geçen Cuma günü yaptığı açıklamaya göre, 15 Temmuz'dan bu yana 70 binden fazla kişi görevden alındı. Bu rakamın 100 bini geçtiği yolunda tahminler de var. Bunun 40 bine yakınını öğretmenler oluşturuyor. 9 bin 500'e yakın emniyet görevlisi, 4 bin 500'den fazla asker, 3 bin 400'e yakın hakim ve savcı, 2 bin 300'den fazla akademisyen görevden alınanlar arasında.
KHK'lar yoluyla görevden almalar iki şekilde yapılıyor. Birincisi, kamu görevinden çıkarma; ikincisi açığa alma. Kamu görevinden çıkarılanlar, KHK'lar uyarınca bir daha devlet memurluğu görevi yapamadığı gibi, kamuyla alakalı işlerde de çalışamıyor. Yargıya gitme yolları da kapalı. Örneğin, 1 Eylül'de yayınlanan KHK ile resmi olarak "Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ)" diye anılan örgütle bağlantılı olduğu gerekçesiyle görevden alınan 40 binden fazla kişi bu çerçevede. Geçen Perşembe günü Doğu ve Güneydoğu'da PKK ile bağlantısı olduğu gerekçesiyle görevden alınan 11 bin 200'den fazla öğretmen ise, açığa alınanlar kapsamında.
"Açığa almalar tedbir amaçlı"
DW Türkçe'nin görüşüne başvurduğu Kocaeli Üniversitesi'nden çalışma hayatı uzmanı Doçent Aziz Çelik, aradaki farkı şöyle açıklıyor: "Açığa almalar tedbir amaçlıdır. Dolayısıyla, tedbir geçici bir işlem olduğu için, bu kişiler haklarında açılan soruşturmada aklanırlarsa görevlerine dönebilir. Bu süreçte maaşlarının üçte ikisini de almaya devam ederler. Göreve döndüklerinde maaş farkları ve diğer hakları da iade edilir."
Geçen hafta 11 bin 200'den fazla öğretmenin açığa alınması, okulların açılmasının neredeyse 10 gün öncesine rastladı. CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu, bu uygulamanın bölgede zaten var olan fırsat eşitsizliğini arttıracağını söyledi. Diyarbakır'daki öğretmenlerin dörtte birinin, Tunceli'dekilerin yarıya yakınının görevden alındığını belirten Tanrıkulu, DW Türkçe'nin sorularını yanıtlarken, hükümetin atama bekleyen yeni mezun öğretmenler arasından yapacağı atamaların da eğitimdeki kalite açısından sorunlu olacağını kaydetti.
"Görevden almaların demokrasiyle ilgisi yok"
Doğu ve Güneydoğu'da açığa alınan öğretmenlerin büyük çoğunluğu sol görüşlü olarak bilinen Eğitim-Sen üyesi. CHP milletvekili Tanrıkulu, bu görevden almaların 15 Temmuz darbe girişimiyle mücadele ya da demokrasiyle ilgili olmadığı görüşünde. "Darbe girişimiyle alakası olmayan ve bu darbe girişimcilerinin hedefi olmuş bu öğretmenleri görevden almak, siyasi ahlakla da bağdaşmaz" diyor.
Doçent Aziz Çelik'e göre, hem kamu görevinden çıkarmalar, hem de açığa almalar hukuka ve anayasaya aykırı. Bu görüşü paylaşan pek çok hukukçu da var. İşten çıkarmalar konusunda temel görüş, KHK'ların yalnızca OHAL dönemlerinde uygulanabileceği ve olağan dönemlere yansıyan kalıcı sonuçları olamayacağı yönünde. Ancak, adalet için önerdikleri yöntemler farklı. Bazı hukukçular, KHK'ların anayasaya göre yok hükmünde olduğunu söylüyor ve görevden alınanları normal süreçlerde olduğu gibi, en geç 60 gün içinde Danıştay'a dava açmaya çağırıyor. Burada sonuç alınamazsa, bir sonraki adres Anayasa Mahkemesi (AYM). Diğer görüş, doğrudan AYM'ye başvurulması.
AİHM yolu açık
Ankara Üniversitesi'nden insan hakları hukuku uzmanı Yardımcı Doçent Kerem Altıparmak'a göre ise, doğrudan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) gitme yolu şimdiden açık. KHK'lar hakkında anayasaya aykırılık ileri sürülemediği için, tüketilecek iç hukuk yolu kalmadığı kanaatinde. Altıparmak, DW Türkçe'nin sorularını yanıtlarken, şöyle devam ediyor: "AİHM bu başvuruları kabul edilebilir bulursa, yani iç hukuku tüketmeyi sorun etmezse, yüzde yüz ihlal bulur. Çünkü içtihatlarından biliyoruz ki mahkeme, adil yargılama olmaksızın insanların bu şekilde kamu hizmetlerinden çıkarılmasını Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırı buluyor."
AKP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu eski üyelerinden ve Anayasa Mahkemesi eski raportörü Profesör Osman Can ise, 15 Temmuz'dan bu yana çıkarılmış KHK'larda, hem AYM içtihadı açısından, hem de akademik açıdan pek çok tartışmalı nokta olduğunu söylüyor. Ancak, normal koşullarda OHAL döneminde çıkarılan KHK'ların yargısal denetiminin mümkün olmadığını belirtiyor.
Profesör Can'ın bu konuda DW Türkçe'ye aktardığı görüşü şöyle: "AYM, OHAL'in gerektirdiği ölçülerin dışına taşma durumunda bir denetim yapabileceğini kabul ediyor. OHAL yetkilerini aşan durumlar, tedbirler ya da düzenlemeler söz konusuysa, bu durumda 'Ben bakarım, gerekiyorsa iptal ederim' diyor. Onun dışında açık bir hüküm, açık bir fıkra yok."
Deutsche Welle Türkçe
Ana muhalefetteki Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) geçen hafta bazı KHK'ların iptali için anayasa mahkemesine gideceğini duyururken, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hükümeti de hata sonucu görevden alınanların iadesi için yeni KHK'lar düzenleyebileceğini bildirdi.
AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan'ın geçen Cuma günü yaptığı açıklamaya göre, 15 Temmuz'dan bu yana 70 binden fazla kişi görevden alındı. Bu rakamın 100 bini geçtiği yolunda tahminler de var. Bunun 40 bine yakınını öğretmenler oluşturuyor. 9 bin 500'e yakın emniyet görevlisi, 4 bin 500'den fazla asker, 3 bin 400'e yakın hakim ve savcı, 2 bin 300'den fazla akademisyen görevden alınanlar arasında.
KHK'lar yoluyla görevden almalar iki şekilde yapılıyor. Birincisi, kamu görevinden çıkarma; ikincisi açığa alma. Kamu görevinden çıkarılanlar, KHK'lar uyarınca bir daha devlet memurluğu görevi yapamadığı gibi, kamuyla alakalı işlerde de çalışamıyor. Yargıya gitme yolları da kapalı. Örneğin, 1 Eylül'de yayınlanan KHK ile resmi olarak "Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ)" diye anılan örgütle bağlantılı olduğu gerekçesiyle görevden alınan 40 binden fazla kişi bu çerçevede. Geçen Perşembe günü Doğu ve Güneydoğu'da PKK ile bağlantısı olduğu gerekçesiyle görevden alınan 11 bin 200'den fazla öğretmen ise, açığa alınanlar kapsamında.
"Açığa almalar tedbir amaçlı"
DW Türkçe'nin görüşüne başvurduğu Kocaeli Üniversitesi'nden çalışma hayatı uzmanı Doçent Aziz Çelik, aradaki farkı şöyle açıklıyor: "Açığa almalar tedbir amaçlıdır. Dolayısıyla, tedbir geçici bir işlem olduğu için, bu kişiler haklarında açılan soruşturmada aklanırlarsa görevlerine dönebilir. Bu süreçte maaşlarının üçte ikisini de almaya devam ederler. Göreve döndüklerinde maaş farkları ve diğer hakları da iade edilir."
Geçen hafta 11 bin 200'den fazla öğretmenin açığa alınması, okulların açılmasının neredeyse 10 gün öncesine rastladı. CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu, bu uygulamanın bölgede zaten var olan fırsat eşitsizliğini arttıracağını söyledi. Diyarbakır'daki öğretmenlerin dörtte birinin, Tunceli'dekilerin yarıya yakınının görevden alındığını belirten Tanrıkulu, DW Türkçe'nin sorularını yanıtlarken, hükümetin atama bekleyen yeni mezun öğretmenler arasından yapacağı atamaların da eğitimdeki kalite açısından sorunlu olacağını kaydetti.
"Görevden almaların demokrasiyle ilgisi yok"
Doğu ve Güneydoğu'da açığa alınan öğretmenlerin büyük çoğunluğu sol görüşlü olarak bilinen Eğitim-Sen üyesi. CHP milletvekili Tanrıkulu, bu görevden almaların 15 Temmuz darbe girişimiyle mücadele ya da demokrasiyle ilgili olmadığı görüşünde. "Darbe girişimiyle alakası olmayan ve bu darbe girişimcilerinin hedefi olmuş bu öğretmenleri görevden almak, siyasi ahlakla da bağdaşmaz" diyor.
Doçent Aziz Çelik'e göre, hem kamu görevinden çıkarmalar, hem de açığa almalar hukuka ve anayasaya aykırı. Bu görüşü paylaşan pek çok hukukçu da var. İşten çıkarmalar konusunda temel görüş, KHK'ların yalnızca OHAL dönemlerinde uygulanabileceği ve olağan dönemlere yansıyan kalıcı sonuçları olamayacağı yönünde. Ancak, adalet için önerdikleri yöntemler farklı. Bazı hukukçular, KHK'ların anayasaya göre yok hükmünde olduğunu söylüyor ve görevden alınanları normal süreçlerde olduğu gibi, en geç 60 gün içinde Danıştay'a dava açmaya çağırıyor. Burada sonuç alınamazsa, bir sonraki adres Anayasa Mahkemesi (AYM). Diğer görüş, doğrudan AYM'ye başvurulması.
AİHM yolu açık
Ankara Üniversitesi'nden insan hakları hukuku uzmanı Yardımcı Doçent Kerem Altıparmak'a göre ise, doğrudan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) gitme yolu şimdiden açık. KHK'lar hakkında anayasaya aykırılık ileri sürülemediği için, tüketilecek iç hukuk yolu kalmadığı kanaatinde. Altıparmak, DW Türkçe'nin sorularını yanıtlarken, şöyle devam ediyor: "AİHM bu başvuruları kabul edilebilir bulursa, yani iç hukuku tüketmeyi sorun etmezse, yüzde yüz ihlal bulur. Çünkü içtihatlarından biliyoruz ki mahkeme, adil yargılama olmaksızın insanların bu şekilde kamu hizmetlerinden çıkarılmasını Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırı buluyor."
AKP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu eski üyelerinden ve Anayasa Mahkemesi eski raportörü Profesör Osman Can ise, 15 Temmuz'dan bu yana çıkarılmış KHK'larda, hem AYM içtihadı açısından, hem de akademik açıdan pek çok tartışmalı nokta olduğunu söylüyor. Ancak, normal koşullarda OHAL döneminde çıkarılan KHK'ların yargısal denetiminin mümkün olmadığını belirtiyor.
Profesör Can'ın bu konuda DW Türkçe'ye aktardığı görüşü şöyle: "AYM, OHAL'in gerektirdiği ölçülerin dışına taşma durumunda bir denetim yapabileceğini kabul ediyor. OHAL yetkilerini aşan durumlar, tedbirler ya da düzenlemeler söz konusuysa, bu durumda 'Ben bakarım, gerekiyorsa iptal ederim' diyor. Onun dışında açık bir hüküm, açık bir fıkra yok."
Deutsche Welle Türkçe
12 Eylül 2016 Pazartesi
Ege'de korkutan depremler
Manisa'nın Akhisar İlçesi'nde saat 11.26'da, Kandilli verilerine göre 5, AFAD verilerine göre 4.6 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Deprem İzmir'in yanı sıra Bursa, Balıkesir, Çanakkale'de de hissedildi. Akhisar saat 12.29'da AFAD verilerine göre 4.5 büyüklüğünde bir depremle ikinci kez sallandı.
Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü'nün verilerine göre; bugün saat 11.26'da, merkez üssü Akhisar olan yerin 6.5 kilometre derinliğinde 5 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Deprem, İzmir kent merkezi ile Foça ve Ödemiş'te hafif şekildi hissedildi.
AFAD "4,6" OLARAK DUYURDU
Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) Deprem Veri Merkezi, depremin büyüklüğünü 4,6 diye duyurdu. AFAD, depremin derinliğini ise 22,92 km olarak açıkladı.
Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) Deprem Veri Merkezine göre 11.26'da Akhisar'da gerçekleşen deprem Manisa, İzmir ve çevresinde hissedildi. Akhisar Kaymakamı Kaan Peker, depremi ilçe merkezinde şiddetli biçimde hissettiklerini ve ekiplerin hemen hasar tespit çalışması gerçekleştirdiğini bildirdi. İlk bilgilere göre depremde can kaybı ya da yaralanan olmadığını ifade eden Peker, "Şu ana kadar çok şükür can kaybı yok, maddi kayıp var mı diye tespit başlattık. Vatandaşlarımızın bu güzel bayram gününde soğukkanlı olmasını rica ediyorum. Geçmiş olsun." dedi. Bu arada, 11.26'daki depremin ardından 2 büyüklüğünde 3 artçı daha oldu. Deprem, İzmir'in yanı sıra Bursa, Balıkesir ve Çanakkale'de de hissedildi.
İKİNCİ DEPREM
AFAD, Merkezüssü Manisa’ nın Akhisar ilçesinde saat 12.29'da 4.5 büyüklüğünde bir deprem daha meydana geldiğini bildirdi.
YÜZEYE YAKIN OLDUĞU İÇİN ÇOK HİSSEDİLDİ
Jeofizik mühendisi Prof. Dr. Zafer Akçığ, depremin yüzüye çok yakın olduğu için çok hissedildiğini söyledi. Prof. Dr. Akçığ, Manisa Akhisar’da aktif faylar olduğunu belirterek, "Ben İzmir Bostanlı’da yaşıyorum evde çok hissettim. Çünkü çok derinde değil yüzeye yakın. 5 de orta büyüklükte bir deprem. Akhisar’da aktif faylar var. Bunlar olağan depremler. Panik yok" dedi. Hürriyet
Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü'nün verilerine göre; bugün saat 11.26'da, merkez üssü Akhisar olan yerin 6.5 kilometre derinliğinde 5 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Deprem, İzmir kent merkezi ile Foça ve Ödemiş'te hafif şekildi hissedildi.
AFAD "4,6" OLARAK DUYURDU
Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) Deprem Veri Merkezi, depremin büyüklüğünü 4,6 diye duyurdu. AFAD, depremin derinliğini ise 22,92 km olarak açıkladı.
Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) Deprem Veri Merkezine göre 11.26'da Akhisar'da gerçekleşen deprem Manisa, İzmir ve çevresinde hissedildi. Akhisar Kaymakamı Kaan Peker, depremi ilçe merkezinde şiddetli biçimde hissettiklerini ve ekiplerin hemen hasar tespit çalışması gerçekleştirdiğini bildirdi. İlk bilgilere göre depremde can kaybı ya da yaralanan olmadığını ifade eden Peker, "Şu ana kadar çok şükür can kaybı yok, maddi kayıp var mı diye tespit başlattık. Vatandaşlarımızın bu güzel bayram gününde soğukkanlı olmasını rica ediyorum. Geçmiş olsun." dedi. Bu arada, 11.26'daki depremin ardından 2 büyüklüğünde 3 artçı daha oldu. Deprem, İzmir'in yanı sıra Bursa, Balıkesir ve Çanakkale'de de hissedildi.
İKİNCİ DEPREM
AFAD, Merkezüssü Manisa’ nın Akhisar ilçesinde saat 12.29'da 4.5 büyüklüğünde bir deprem daha meydana geldiğini bildirdi.
YÜZEYE YAKIN OLDUĞU İÇİN ÇOK HİSSEDİLDİ
Jeofizik mühendisi Prof. Dr. Zafer Akçığ, depremin yüzüye çok yakın olduğu için çok hissedildiğini söyledi. Prof. Dr. Akçığ, Manisa Akhisar’da aktif faylar olduğunu belirterek, "Ben İzmir Bostanlı’da yaşıyorum evde çok hissettim. Çünkü çok derinde değil yüzeye yakın. 5 de orta büyüklükte bir deprem. Akhisar’da aktif faylar var. Bunlar olağan depremler. Panik yok" dedi. Hürriyet
Ünlü işadamı İshak Alaton hayatını kaybetti
Alarko Holding'in kurucusu ünlü işadamı İshak Alaton 89 yaşında hayatını kaybetti.
Alarko Holding'in kurucusu ve Onursal Başkanı iş adamı İshak Alaton, 89 yaşında hayatını kaybetti. Holding yetkililerinden alınan bilgiye göre, Alaton, son dönemde yaşlılığa bağlı hastalıklar nedeniyle tedavi gördüğü hastaneden 9 Eylül Cuma günü taburcu oldu. Bugün kalp yetmezliği nedeniyle Beylikdüzü'nde özel bir hastaneye kaldırılan Alaton, burada yaşamını yitirdi. Alaton'un cenaze törenine ilişkin bilgilerin henüz belli olmadığı öğrenildi.
Kılıçdaroğlu'ndan İshak Alaton mesajı
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Alarko Holding'in kurucusu işadamı İshak Alaton'un hayatını kaybettiği ile ilgili sosyal paylaşım sitesi twitter'dan bir mesaj paylaştı. Kılıçdaroğlu, mesajında "Ülkemiz için çok değerli hizmetlerde bulunan vatansever iş adamı İshak Alaton'u kaybettik. Sevenlerine ve ailesine başsağlığı diliyorum" dedi.
Alarko Holding'in sitesinde İshak Alaton'un hayatıyla ilgili şu bilgiler yer alıyor:
2 Eylül 1927 tarihinde İstanbul’da doğan Alarko Holding Onursal Başkanı İshak Alaton, 1942 yılına kadar Şişli Terakki Lisesi’nde okudu.
1946’ da Saint Michel Fransız Lisesi’nden mezun olduktan sonra, askerliğini 1947-1948 yıllarında yedek subay olarak Polatlı Topçu Okulu’nda yaptı.
Onursal Başkanımız İshak Alaton, 1951 yılında İsveç’e giderek, iş hayatına Motala Lokomotif Fabrikası'nda kaynak işçisi olarak başladı. Bir yıllık kaynak işçiliği sırasında gece kurslarına giderek teknik resim öğrendi ve aynı fabrikada teknik ressam olarak iki yıl daha çalıştı.
1954 yılı başında Türkiye’ye dönen İshak Alaton, aynı yıl Dr. Üzeyir Garih ile birlikte Karaköy’de Vefai Han’ın ufak bir yazıhanesinde Alarko Holding’in nüvesini oluşturan Alarko Kolektif Şirketi’nin kuruluşuna imza attı. 1954 yılında, Üzeyir Garih ve İshak Alaton’dan oluşan Alarko Holding’in iki kişilik kadrosu, apartman kaloriferi tesisatçılığı hizmeti ile Türk sanayi dünyasındaki ilk adımı gerçekleştirdi.
1973 yılında Alarko’nun halka açık bir Holding olmasından beri üstlendiği Alarko Holding A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini 15 Mayıs 2015 tarihinde Alarko’yu birlikte kurduğu merhum Dr. Üzeyir Garih’in oğlu Yönetim Kurulu Üyesi İzzet Garih’e devrederek “Alarko Holding Onursal Başkanı” unvanını aldı.
İsveççe, İngilizce, Fransızca ve İspanyolca bilen İshak Alaton, Türkiye Sosyal ve Ekonomik Etüdler Vakfı (TESEV) ve Açık Toplum Vakfı kurucularındandır.
Ayrıca, 1998-2012 yılları arasında Güney Afrika İstanbul Fahri Başkonsolosluğu görevini üstlenmiş olup İsveç “Birinci Sınıf Kuzey Yıldızı Nişanı” ve “İspanya Kraliyet Sivil Liyakat Nişanı” sahibidir.
1958 yılında İsveç’ de Margarete von Proschek ile evlenen İshak Alaton, iki çocuk, üç torun sahibidir.
Alarko Holding'in kurucusu ve Onursal Başkanı iş adamı İshak Alaton, 89 yaşında hayatını kaybetti. Holding yetkililerinden alınan bilgiye göre, Alaton, son dönemde yaşlılığa bağlı hastalıklar nedeniyle tedavi gördüğü hastaneden 9 Eylül Cuma günü taburcu oldu. Bugün kalp yetmezliği nedeniyle Beylikdüzü'nde özel bir hastaneye kaldırılan Alaton, burada yaşamını yitirdi. Alaton'un cenaze törenine ilişkin bilgilerin henüz belli olmadığı öğrenildi.
Kılıçdaroğlu'ndan İshak Alaton mesajı
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Alarko Holding'in kurucusu işadamı İshak Alaton'un hayatını kaybettiği ile ilgili sosyal paylaşım sitesi twitter'dan bir mesaj paylaştı. Kılıçdaroğlu, mesajında "Ülkemiz için çok değerli hizmetlerde bulunan vatansever iş adamı İshak Alaton'u kaybettik. Sevenlerine ve ailesine başsağlığı diliyorum" dedi.
Alarko Holding'in sitesinde İshak Alaton'un hayatıyla ilgili şu bilgiler yer alıyor:
2 Eylül 1927 tarihinde İstanbul’da doğan Alarko Holding Onursal Başkanı İshak Alaton, 1942 yılına kadar Şişli Terakki Lisesi’nde okudu.
1946’ da Saint Michel Fransız Lisesi’nden mezun olduktan sonra, askerliğini 1947-1948 yıllarında yedek subay olarak Polatlı Topçu Okulu’nda yaptı.
Onursal Başkanımız İshak Alaton, 1951 yılında İsveç’e giderek, iş hayatına Motala Lokomotif Fabrikası'nda kaynak işçisi olarak başladı. Bir yıllık kaynak işçiliği sırasında gece kurslarına giderek teknik resim öğrendi ve aynı fabrikada teknik ressam olarak iki yıl daha çalıştı.
1954 yılı başında Türkiye’ye dönen İshak Alaton, aynı yıl Dr. Üzeyir Garih ile birlikte Karaköy’de Vefai Han’ın ufak bir yazıhanesinde Alarko Holding’in nüvesini oluşturan Alarko Kolektif Şirketi’nin kuruluşuna imza attı. 1954 yılında, Üzeyir Garih ve İshak Alaton’dan oluşan Alarko Holding’in iki kişilik kadrosu, apartman kaloriferi tesisatçılığı hizmeti ile Türk sanayi dünyasındaki ilk adımı gerçekleştirdi.
1973 yılında Alarko’nun halka açık bir Holding olmasından beri üstlendiği Alarko Holding A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini 15 Mayıs 2015 tarihinde Alarko’yu birlikte kurduğu merhum Dr. Üzeyir Garih’in oğlu Yönetim Kurulu Üyesi İzzet Garih’e devrederek “Alarko Holding Onursal Başkanı” unvanını aldı.
İsveççe, İngilizce, Fransızca ve İspanyolca bilen İshak Alaton, Türkiye Sosyal ve Ekonomik Etüdler Vakfı (TESEV) ve Açık Toplum Vakfı kurucularındandır.
Ayrıca, 1998-2012 yılları arasında Güney Afrika İstanbul Fahri Başkonsolosluğu görevini üstlenmiş olup İsveç “Birinci Sınıf Kuzey Yıldızı Nişanı” ve “İspanya Kraliyet Sivil Liyakat Nişanı” sahibidir.
1958 yılında İsveç’ de Margarete von Proschek ile evlenen İshak Alaton, iki çocuk, üç torun sahibidir.
11 Eylül 2016 Pazar
Şehidin 20 aylık kızı şehitlikte yürekleri dağladı
Mardin'in Nusaybin ilçesinde PKK'lı teröristler tarafından bir eve tuzaklanan bombanın patlaması sonucu şehit olan Uzman Çavuş Kadir Demiryürek'in 20 aylık kızı Lara, Kurban Bayramı öncesi babasının mezarını ziyaret etti. Babasının resmini öpen küçük kız, babası da kendisini öpsün diye bekledi.
Kurban Bayramı’nın Arife günü Adana’daki Asri Mezarlık’ta bulunan garnizon şehitliğine şehit yakınları akın etti. Bu şehit yakınlarından en küçüğü ise 12 Nisan 2016 tarihinde Mardin’in Nusaybin ilçesinde PKK’lı teröristler tarafından bir eve tuzaklanan bombanın patlaması sonucu şehit olan Uzman Çavuş Kadir Demiryürek’in 20 aylık kızı Lara Demiryürek oldu.
Lara, babaannesi Hatice ve annesi Gülcan Demiryürek ile birlikte geldiği babasının kabristanı başında herkesi ağlattı. Şehidin kızı babasının mezar taşındaki fotoğrafına yüzünü koyup babasının öpmesini isterken, daha sonra da babasını eliyle sevip öpmesi herkesi duygulandırdı. Lara, her şeyden habersiz babasının mezar taşının üzerinde bir süre oyun oynadı.
Babaanne Hatice Demiryürek, torununun babasının mezarına sık sık gelip daha sonra da eve gelip kendilerine anlattığını, bu durumun kendilerini çok duygulandırdığını belirtti. Demiryürek, “İlk kez bir Kurban Bayramı’nı onsuz geçiriyorum. Çok üzüntülüyüm. Elimizden bir şey gelmiyor. Ben onu sabah erken kaldırmaya kıyamıyordum ama kıydılar” diyerek gözyaşlarına boğuldu. Sözcü
Kurban Bayramı’nın Arife günü Adana’daki Asri Mezarlık’ta bulunan garnizon şehitliğine şehit yakınları akın etti. Bu şehit yakınlarından en küçüğü ise 12 Nisan 2016 tarihinde Mardin’in Nusaybin ilçesinde PKK’lı teröristler tarafından bir eve tuzaklanan bombanın patlaması sonucu şehit olan Uzman Çavuş Kadir Demiryürek’in 20 aylık kızı Lara Demiryürek oldu.
Lara, babaannesi Hatice ve annesi Gülcan Demiryürek ile birlikte geldiği babasının kabristanı başında herkesi ağlattı. Şehidin kızı babasının mezar taşındaki fotoğrafına yüzünü koyup babasının öpmesini isterken, daha sonra da babasını eliyle sevip öpmesi herkesi duygulandırdı. Lara, her şeyden habersiz babasının mezar taşının üzerinde bir süre oyun oynadı.
Babaanne Hatice Demiryürek, torununun babasının mezarına sık sık gelip daha sonra da eve gelip kendilerine anlattığını, bu durumun kendilerini çok duygulandırdığını belirtti. Demiryürek, “İlk kez bir Kurban Bayramı’nı onsuz geçiriyorum. Çok üzüntülüyüm. Elimizden bir şey gelmiyor. Ben onu sabah erken kaldırmaya kıyamıyordum ama kıydılar” diyerek gözyaşlarına boğuldu. Sözcü
Arı sokan kişi hayatını kaybetti
Bingöl'ün Solhan ilçesinde 44 yaşındaki Mehmet Gülen, arı sokması sonucu hayatını kaybetti.
Solhan ilçesinin Arakonak beldesinde yaşayan Mehmet Gülen, arı sokması sonucu hayatını kaybetti.
Yakınları tarafından hastaneye kaldırılırken yolda hayatını kaybeden Gülen'in arılara karşı alerjisi olduğu ve daha önce de 1 kez arı sokması sonucu komaya girdiği öğrenildi.
Doktorlar tarafından arı sokmasına karşı ilaç verildiğ belirtilen Gülen'in arı soktuğu sırada yanında ilacı bulunmadığı ifade edildi. DHA
Solhan ilçesinin Arakonak beldesinde yaşayan Mehmet Gülen, arı sokması sonucu hayatını kaybetti.
Yakınları tarafından hastaneye kaldırılırken yolda hayatını kaybeden Gülen'in arılara karşı alerjisi olduğu ve daha önce de 1 kez arı sokması sonucu komaya girdiği öğrenildi.
Doktorlar tarafından arı sokmasına karşı ilaç verildiğ belirtilen Gülen'in arı soktuğu sırada yanında ilacı bulunmadığı ifade edildi. DHA
Bayram namazı saatleri
Bayram namazı Ankara'da saat 07.06, İstanbul'da 07.22, İzmir'de 07.29, Iğdır'da ise 06.22'de kılınacak.
Diyanet İşleri Başkanlığı verilerine göre, illerdeki bayram namazı saatleri şöyle:
Adana: 06.57
Adıyaman: 06.45
Afyonkarahisar: 07.16
Ağrı: 06.26
Aksaray: 07.02
Amasya: 06.54
Antalya: 07.15
Ardahan: 06.27
Artvin: 06.30
Aydın: 07.27
Balıkesir: 07.26
Bartın: 07.08
Batman: 06.34
Bayburt: 06.37
Bilecik: 07.18
Bingöl: 06.36
Bitlis: 06.29
Bolu: 07.11
Burdur: 07.17
Bursa: 07.21
Çanakkale: 07.32
Çankırı: 07.03
Çorum: 06.58
Denizli: 07.22
Diyarbakır: 06.37
Düzce: 07.13
Edirne: 07.31
Elazığ: 06.41
Erzincan: 06.40
Erzurum: 06.33
Eskişehir: 07.16
Gaziantep: 06.49
Giresun: 06.44
Gümüşhane: 06.40
Hakkari: 06.23
Hatay: 06.54
Isparta: 07.16
Kahramanmaraş: 06.50
Karabük: 07.07
Karaman: 07.05
Kars: 06.25
Kastamonu: 07.02
Kayseri: 06.56
Kırıkkale: 07.04
Kırklareli: 07.29
Kırşehir: 07.01
Kilis: 06.50
Kocaeli: 07.18
Konya: 07.08
Kütahya: 07.18
Malatya: 06.45
Manisa: 07.28
Mardin: 06.35
Mersin: 07.00
Muğla: 07.25
Muş: 06.32
Nevşehir: 06.59
Niğde: 06.59
Ordu: 06.46
Osmaniye: 06.53
Rize: 06.36
Sakarya: 07.16
Samsun: 06.52
Siirt: 06.30
Sinop: 06.57
Sivas: 06.50
Şanlıurfa: 06.43
Şırnak: 06.28
Tekirdağ: 07.28
Tokat: 06.51
Trabzon: 06.39
Tunceli: 06.40
Uşak: 07.20
Van: 06.24
Yalova: 07.21
Yozgat: 06.59
Zonguldak: 07.10
KKTC'nin başkenti Lefkoşa'da ise bayram namazı, saat 07.04'te kılınacak.
Diyanet İşleri Başkanlığı verilerine göre, illerdeki bayram namazı saatleri şöyle:
Adana: 06.57
Adıyaman: 06.45
Afyonkarahisar: 07.16
Ağrı: 06.26
Aksaray: 07.02
Amasya: 06.54
Antalya: 07.15
Ardahan: 06.27
Artvin: 06.30
Aydın: 07.27
Balıkesir: 07.26
Bartın: 07.08
Batman: 06.34
Bayburt: 06.37
Bilecik: 07.18
Bingöl: 06.36
Bitlis: 06.29
Bolu: 07.11
Burdur: 07.17
Bursa: 07.21
Çanakkale: 07.32
Çankırı: 07.03
Çorum: 06.58
Denizli: 07.22
Diyarbakır: 06.37
Düzce: 07.13
Edirne: 07.31
Elazığ: 06.41
Erzincan: 06.40
Erzurum: 06.33
Eskişehir: 07.16
Gaziantep: 06.49
Giresun: 06.44
Gümüşhane: 06.40
Hakkari: 06.23
Hatay: 06.54
Isparta: 07.16
Kahramanmaraş: 06.50
Karabük: 07.07
Karaman: 07.05
Kars: 06.25
Kastamonu: 07.02
Kayseri: 06.56
Kırıkkale: 07.04
Kırklareli: 07.29
Kırşehir: 07.01
Kilis: 06.50
Kocaeli: 07.18
Konya: 07.08
Kütahya: 07.18
Malatya: 06.45
Manisa: 07.28
Mardin: 06.35
Mersin: 07.00
Muğla: 07.25
Muş: 06.32
Nevşehir: 06.59
Niğde: 06.59
Ordu: 06.46
Osmaniye: 06.53
Rize: 06.36
Sakarya: 07.16
Samsun: 06.52
Siirt: 06.30
Sinop: 06.57
Sivas: 06.50
Şanlıurfa: 06.43
Şırnak: 06.28
Tekirdağ: 07.28
Tokat: 06.51
Trabzon: 06.39
Tunceli: 06.40
Uşak: 07.20
Van: 06.24
Yalova: 07.21
Yozgat: 06.59
Zonguldak: 07.10
KKTC'nin başkenti Lefkoşa'da ise bayram namazı, saat 07.04'te kılınacak.
15 ilde internet kesintisi!
Doğu ve Güneydoğu bölgesinde internet kesintisi yaşanıyor..
Doğu ve Güneydoğu bölgesinde birçok ilde bugün sabah saatlerinden itibaren internet erişiminin kesildiği, sabit hatlar ve 3G internet erişiminin sağlanamadığı bildirildi.
İnternet erişiminin sağlanamadığı illerin Diyarbakır, Batman, Siirt, Mardin, Tunceli, Elazığ, Bingöl, Van, Hakkari, Şanlıurfa, Gaziantep, Adıyaman, Kahramanmaraş, Kilis ve Erzurum olduğu kaydedildi. Kesintinin nedeniyle ilgili henüz açıklama yapılmadı. (hurriyet.com.tr)
Doğu ve Güneydoğu bölgesinde birçok ilde bugün sabah saatlerinden itibaren internet erişiminin kesildiği, sabit hatlar ve 3G internet erişiminin sağlanamadığı bildirildi.
İnternet erişiminin sağlanamadığı illerin Diyarbakır, Batman, Siirt, Mardin, Tunceli, Elazığ, Bingöl, Van, Hakkari, Şanlıurfa, Gaziantep, Adıyaman, Kahramanmaraş, Kilis ve Erzurum olduğu kaydedildi. Kesintinin nedeniyle ilgili henüz açıklama yapılmadı. (hurriyet.com.tr)
10 yaşında çocuğa taciz
Beypazarı ilçesinde kız çocuğunu taciz ettiği ileri sürülen kişi tutuklandı.
Alınan bilgiye göre, S.E. (70), Ayvaşık Mahallesi'nde ikamet eden kız çocuğu S.V'yi (10) taciz ettiği iddiası üzerine gözaltına alındı. Emniyet Müdürlüğüne götürülen şüpheli, işlemlerinin ardından sevk edildiği mahkemece tutuklandı.
Alınan bilgiye göre, S.E. (70), Ayvaşık Mahallesi'nde ikamet eden kız çocuğu S.V'yi (10) taciz ettiği iddiası üzerine gözaltına alındı. Emniyet Müdürlüğüne götürülen şüpheli, işlemlerinin ardından sevk edildiği mahkemece tutuklandı.
10 Eylül 2016 Cumartesi
İl il görevden alınan öğretmen sayıları
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından terör örgütü ile bağlantılı oldukları gerekçesiyle 11 bin 285 personel açığa alındı. İşte il il görevden alınan öğretmen sayısı...
Ülke genelinde, bölücü terör örgütüne destek verici nitelikte faaliyetlerde bulunduğu tespit edilen 11 bin 285 öğretmen dün açığa alındı. Bakanlık tarafından illere gönderilen yazıda, ekli listede adları ve görevlerine yer verilen bakanlık personelinin, güvenlik kuvvetlerince bölücü terör örgütüne karşı yürütülen iç güvenlik operasyonları ile güvenlik amacıyla alınan diğer tedbirleri ve bazı illerde ilan edilen sokağa çıkma yasağını akamete uğratmak ve eğitim öğretim hakkını engelleyici nitelikte eylemlere katılarak terör örgütüne destek verici nitelikte faaliyetlerde bulunduğunun tespit edildiği ifade edildi.
BİNGÖL: 97
Soruşturma kapsamında Bingöl'de il genelinde 97 öğretmen açığa alındı. İl Milli Eğitim Müdürlüğü, açığa alınan öğretmenlere kararı bugün sabah tebliğ etti.
BİTLİS: 97
Bitlis’te de PKK ile bağlantılı oldukları gerekçesiyle 97 öğretmenin açığa alındığı bildirildi.
TUNCELİ: 418
Tunceli Valiliği tarafından yapılan açıklamada ise “İlimizde Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı olarak görev yapmakta olan 418 öğretmen, 86 memur ve diğer görevlerde istihdam edilen personeller olmak üzere toplamda 504 personel hakkında, Milli Eğitim Bakanlığı’nca görevden uzaklaştırma kararı verilmiştir” denildi.
SİVEREK: 120
Siverek Milli Eğitim Müdürlüğü’nde görevli 120 öğretmen, ‘657 sayılı kanuna uygun hareket etmedikleri’ ve terör örgütü PKK propagandası yaptıkları gerekçesiyle açığa alındı.
DİYARBAKIR: 4 BİN 313
Diyarbakır'da, terör örgütü ile ilişiği olduğu iddiasıyla 4 bin 313 öğretmen açığa alındı. Diğer yandan, Eğitim-Sen'in Diyarbakır İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde yapacağı eyleme polis izin vermedi. Müdahalede 31'i öğretmen 33 kişi gözaltına alındı.
MUŞ’TA 155, ŞANLIURFA’DA 462 KİŞİ
Muş’ta 155, Şanlıurfa’da 462 öğretmen soruşturma kapsamında açığa alındı.
BATMAN: 700
Batman'da, terör örgütü PKK ve uzantılarına destek verici nitelikte faaliyetlerde bulunduğu tespit edilen 700 öğretmen açığa alındı. (sözcü.com.tr)
Ülke genelinde, bölücü terör örgütüne destek verici nitelikte faaliyetlerde bulunduğu tespit edilen 11 bin 285 öğretmen dün açığa alındı. Bakanlık tarafından illere gönderilen yazıda, ekli listede adları ve görevlerine yer verilen bakanlık personelinin, güvenlik kuvvetlerince bölücü terör örgütüne karşı yürütülen iç güvenlik operasyonları ile güvenlik amacıyla alınan diğer tedbirleri ve bazı illerde ilan edilen sokağa çıkma yasağını akamete uğratmak ve eğitim öğretim hakkını engelleyici nitelikte eylemlere katılarak terör örgütüne destek verici nitelikte faaliyetlerde bulunduğunun tespit edildiği ifade edildi.
BİNGÖL: 97
Soruşturma kapsamında Bingöl'de il genelinde 97 öğretmen açığa alındı. İl Milli Eğitim Müdürlüğü, açığa alınan öğretmenlere kararı bugün sabah tebliğ etti.
BİTLİS: 97
Bitlis’te de PKK ile bağlantılı oldukları gerekçesiyle 97 öğretmenin açığa alındığı bildirildi.
TUNCELİ: 418
Tunceli Valiliği tarafından yapılan açıklamada ise “İlimizde Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı olarak görev yapmakta olan 418 öğretmen, 86 memur ve diğer görevlerde istihdam edilen personeller olmak üzere toplamda 504 personel hakkında, Milli Eğitim Bakanlığı’nca görevden uzaklaştırma kararı verilmiştir” denildi.
SİVEREK: 120
Siverek Milli Eğitim Müdürlüğü’nde görevli 120 öğretmen, ‘657 sayılı kanuna uygun hareket etmedikleri’ ve terör örgütü PKK propagandası yaptıkları gerekçesiyle açığa alındı.
DİYARBAKIR: 4 BİN 313
Diyarbakır'da, terör örgütü ile ilişiği olduğu iddiasıyla 4 bin 313 öğretmen açığa alındı. Diğer yandan, Eğitim-Sen'in Diyarbakır İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde yapacağı eyleme polis izin vermedi. Müdahalede 31'i öğretmen 33 kişi gözaltına alındı.
MUŞ’TA 155, ŞANLIURFA’DA 462 KİŞİ
Muş’ta 155, Şanlıurfa’da 462 öğretmen soruşturma kapsamında açığa alındı.
BATMAN: 700
Batman'da, terör örgütü PKK ve uzantılarına destek verici nitelikte faaliyetlerde bulunduğu tespit edilen 700 öğretmen açığa alındı. (sözcü.com.tr)
'Arı Adam' Guinness'e girmek istiyor
Van'ın Çatak ilçesinde arıcılık yapan Abdulvahap Semo, Guinness Rekorlar Kitabı'na girebilmek için üzerine binlerce arı çekti. Semo, takipçileri tarafından "Arı Adam" ilan edildi.
Semo, yaptığı açıklamada, internette arıcılıkla ilgili araştırma yaparken Guinness'in "üzerine en çok arı toplama rekoru" hakkında bir yazıyla karşılaştığını anlattı. Bunun üzerine kardeşi Hadi Semo'nun da yardımıyla üzerinde binlerce arı toplayarak bir kaç deneme yaptığını belirten Semo, "Denemelerimiz başarılı olunca kovan sayısını 6'ya çıkardım. Binlerce arı üzerimi kapladı. Çevremdekilerden bazıları canımı tehlikeye attığımı düşünse de çok güzel tepkiler aldım." dedi. Semo, üzerinde topladığı arıların kendisini birçok kez soktuğunu ifade etti.
Çocukluğundan beri yaptığı arıcılık mesleğinin riskli yanları olduğunu vurgulayan Semo, şöyle konuştu:
"Özellikle arılar üzerimdeyken ani ve onları kızdıracak hareketler yapmamaya dikkat ediyorum. Hemen her gün beni ısırıyorlar. Ben arılarla büyüdüm sayılır. Yaklaşık 30 yıldır arıların içindeyim. Artık vücudum arı sokmasına karşı bağışıklık kazandı. Onların dilini iyi bilirim. Arıları üzerime çekmek için hiçbir şey kullanmadım. Temiz bir kıyafet yeterli. Onlarla uğraşırken eldiven ve çoğu zaman başlık da kullanmıyorum. Yalnızca kovanı alıp üzerime boşalttım. Destek verildiği takdirde hedefim Guinness Rekorlar Kitabı'na girerek ülkemizin adını tüm dünyaya duyurmak."
Son denemesini cep telefonuyla görüntüleyen ve sosyal medyada paylaşan Semo, takipçileri tarafından "Arı Adam" ilan edildi.
Semo, yaptığı açıklamada, internette arıcılıkla ilgili araştırma yaparken Guinness'in "üzerine en çok arı toplama rekoru" hakkında bir yazıyla karşılaştığını anlattı. Bunun üzerine kardeşi Hadi Semo'nun da yardımıyla üzerinde binlerce arı toplayarak bir kaç deneme yaptığını belirten Semo, "Denemelerimiz başarılı olunca kovan sayısını 6'ya çıkardım. Binlerce arı üzerimi kapladı. Çevremdekilerden bazıları canımı tehlikeye attığımı düşünse de çok güzel tepkiler aldım." dedi. Semo, üzerinde topladığı arıların kendisini birçok kez soktuğunu ifade etti.
Çocukluğundan beri yaptığı arıcılık mesleğinin riskli yanları olduğunu vurgulayan Semo, şöyle konuştu:
"Özellikle arılar üzerimdeyken ani ve onları kızdıracak hareketler yapmamaya dikkat ediyorum. Hemen her gün beni ısırıyorlar. Ben arılarla büyüdüm sayılır. Yaklaşık 30 yıldır arıların içindeyim. Artık vücudum arı sokmasına karşı bağışıklık kazandı. Onların dilini iyi bilirim. Arıları üzerime çekmek için hiçbir şey kullanmadım. Temiz bir kıyafet yeterli. Onlarla uğraşırken eldiven ve çoğu zaman başlık da kullanmıyorum. Yalnızca kovanı alıp üzerime boşalttım. Destek verildiği takdirde hedefim Guinness Rekorlar Kitabı'na girerek ülkemizin adını tüm dünyaya duyurmak."
Son denemesini cep telefonuyla görüntüleyen ve sosyal medyada paylaşan Semo, takipçileri tarafından "Arı Adam" ilan edildi.
'Dersler 'beddua seansı ile başlıyordu'
Darbe sonrası başlatılan soruşturmada tanık olarak ifade veren eski bir öğretmen, cemaat okullarında derslere her sabah, aslında "Recep Tayyip Erdoğan'a bir beddua seansı" olan "Hacet duası" ile başlandığını ileri sürdü. Tanık eski öğretmen, okullarda denetimlere karşı teneffüs zili sesinin değiştirilerek önlem alındığını da anlattı. Kırklareli'ndeki soruşturmada da okul, kolej ve dershanelerdeki öğrenciler ile velilerinin örgüte yakınlığına göre "1" ila "5" arasında numaralandırılarak fişlendikleri ortaya çıktı.
Çorum Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) soruşturması kapsamında ifade veren ve örgüte ait bir okulda belgesiz olarak çalıştırılan öğretmen A.K., cemaat okullarında her sabah derslere, aslında "Recep Tayyip Erdoğan'a bir beddua seansı" olan "Hacet duası" ile başlandığını iddia etti. A.K. ayrıca örgüte ait eğitim kurumlarında yasal olmayan uygulamaların nasıl yapıldığını da anlattı. Tanık sıfatıyla ifade veren A.K., kurumlarda görev yapan öğretmenlerin bazılarının belgesiz olarak çalıştırıldığını, kendisinin de belgesi olmadan öğretmenlik yaptığını söyledi.
'Müfettiş geleceğinde zil sesinin tonu değiştiriliyordu'
Kurumda belgesiz öğretmenlerin çalıştırılması nedeniyle okullarda denetim yapılacağı zaman farklı bir yolla görevlilerin uyarıldığını söyleyen A.K, şunları ifade etti:
"Okula müfettiş geleceği zaman teneffüs zili normalden farklı bir tonda çalıyordu. Biz bu zil sesini duyduğumuzda okula denetlemeye gelindiğini anlıyorduk. Benden, bu zili duyduğum zaman normal günlük kıyafetlerimle dışarı çıkmam, 'bir öğrencinin velisi olduğumu ve sınıfın asıl öğretmeninin de raporlu olduğunu' söylemem isteniyordu. Bu şekilde denetlemeler atlatılıyordu. Çoğu denetlemelerde zaten müdürlerimiz 'Bizden birisi geliyor' diyorlardı."
Samsun'da, örgütün okullarda görev yapanları toplayarak bölge toplantısı yaptığını belirten A.K, bu toplantılara girişte cep telefonlarının toplandığını, erkeklerin önde, kadınların arkada oturtulduğunu anlattı. Söz konusu toplantılarda Fetullah Gülen'in videolarının izlettirildiğini aktardı. A.K, toplantılarda himmetin nasıl toplanması gerektiği, Zaman gazetesinin tirajının yüksek olması gerektiği, kurban, zekat ve fitrelerin toplanmasına ilişkin meseleler ile velilerin nasıl ikna edileceğinin ele alındığını söyledi.
Her gün Gülen'in kitaplarından 100'er sayfa okutturulduğunu ifade eden A.K, bilgileri toplanan velileri meslek gruplarına göre ayırdıklarını, sohbetlere asker eşlerinin alınmadığını belirtti. A.K., "asker eşlerine güvenmeyin" şeklinde talimatlar verildiğini dile getirdi. Pazartesi günleri Ankara'dan gündem geldiğini ve Salı günleri de mesai çıkışında okulda toplantı yapıldığını aktaran A.K, şöyle devam etti:
"Toplantılarda Fetullah Gülen tarafından yayımlanan 'Bam Teli' sohbetleri zorunlu olarak dinlettiriliyordu. Bu sohbetlerden notlar almamız zorunlu kılınıyordu. Sonra Ankara'dan gündem geliyordu. Bu gündemi bölge abisi Ankara'ya gidip bizzat alıp geliyordu. Bölge abisi bizi iki ayda bir denetliyordu."
Okullarda görevli kadrolu öğretmenlerin her yıl 2 bin lira himmet verdiğini ve bazı öğretmenlerin maaşlarından bu rakamların tahsil edildiğini bildiren A.K, 2012-2013 yıllarında örgüte yönelik operasyonlar yapıldığı sıralarda yurt dışına gitmek isteyenlerin "hicret etmek" istediklerine yönelik bölge sorumlularına yazılar yazdıklarını anlattı.
Günlük zorunlu beddua okutmuşlar
Tanık A.K, örgüte ait okulların, operasyon yapıldığı dönemlerde gözetlendiği gerekçesiyle, toplantıların başka yerlerde yapıldığını bildiren A.K, "Her hafta kim müsait ise onun evinde toplantı yapılıyordu. Okul açılışlarında 'Hacet duası' diye bir dua okunuyordu. Bu dua aslında Recep Tayyip Erdoğan'a bir beddua seansı idi. Her sabah zorunlu olarak topluca bu dua okunur, sonra da derslerimize geçerdik" ifadelerini kullandı.
Öğrencileri numaralandırarak fişliyorlarmış
Öte yandan Kırklareli Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturmada da FETÖ'ye ait okul, kolej ve dershanelerde eğitim gören öğrenciler ile velilerinin örgüte yakınlığına göre "1" ila "5" arasında numaralandırılarak fişlendikleri ortaya çıktı.
Cemaatin dershanesinde öğretmenlik yapan M.Y, emniyet ifadesinde, öğrencilerin numaralandırılmasına ilişkin bilgi verdi. M.Y. ifadesinde, örgütün kolej, okul ve dershanelerinde eğitim gören öğrencilere öğretmenler tarafından 1'lik, 2'lik, 3'lük, 4'lük ve 5'lik şeklinde numaralar verildiğini söyledi.
"1" numara verilen öğrencilerin örgütle ilgisinin bulunmadığını, 5 numara verilen öğrencilerin ise tamamen örgüte yakın olduklarını anlatan M.Y, numaralandırma işlemlerinden öğretmen Ö.Ş'nin sorumlu olduğunu öne sürdü. Okul ve kolejde sürekli FETÖ ile ilgili toplantılar düzenlendiğini aktaran M.Y, şu bilgileri verdi:
"FETÖ'nün dershanesinde öğretmenlik yapan Ö.Ş, dershanedeki öğrencilerle yakından ilgilenirdi. Yapının içerisinde öğrencilere 1'lik, 2'lik, 3'lük, 4'lük ve 5'lik şeklinde numaralar verilirdi. 5'lik denilen öğrencilerle Ö.Ş. daha iyi ilgileniyordu. 1'lik öğrenci, yapıyla hiçbir alakası olmayan ve bu yapının fikri yapılarına uymayan ve karşı görüş sergileyen öğrenciydi. Sigara ve alkol kullanan, erkek arkadaşı olan öğrenciler bu gruptaydı. 2'lik öğrenci, 1'lik öğrencilere göre daha ılımlı olan ancak erkek arkadaşı olan öğrencilerdi. 3'lük öğrenci, Kur'an bilen ve okuyan, üzerinde çalışılırsa kazanılabilecek
öğrencilerdendi, bunlar tesettürlü olabilirdi, olmayabilirdi. 4'lük öğrenci, tesettürlü ve namazını 5 vakit kılanlardı. 5'lik öğrenciler ise tesettürlü ve namazını 5 vakit kılan, bu yapıya bağı sıkı olan, ailesi de bu yapıyla bağı bulunan, yapının rahatlıkla kullanabileceği ve Fetullah Gülen'i tanıyan öğrencilerdi." cnntürk.com.tr
Çorum Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) soruşturması kapsamında ifade veren ve örgüte ait bir okulda belgesiz olarak çalıştırılan öğretmen A.K., cemaat okullarında her sabah derslere, aslında "Recep Tayyip Erdoğan'a bir beddua seansı" olan "Hacet duası" ile başlandığını iddia etti. A.K. ayrıca örgüte ait eğitim kurumlarında yasal olmayan uygulamaların nasıl yapıldığını da anlattı. Tanık sıfatıyla ifade veren A.K., kurumlarda görev yapan öğretmenlerin bazılarının belgesiz olarak çalıştırıldığını, kendisinin de belgesi olmadan öğretmenlik yaptığını söyledi.
'Müfettiş geleceğinde zil sesinin tonu değiştiriliyordu'
Kurumda belgesiz öğretmenlerin çalıştırılması nedeniyle okullarda denetim yapılacağı zaman farklı bir yolla görevlilerin uyarıldığını söyleyen A.K, şunları ifade etti:
"Okula müfettiş geleceği zaman teneffüs zili normalden farklı bir tonda çalıyordu. Biz bu zil sesini duyduğumuzda okula denetlemeye gelindiğini anlıyorduk. Benden, bu zili duyduğum zaman normal günlük kıyafetlerimle dışarı çıkmam, 'bir öğrencinin velisi olduğumu ve sınıfın asıl öğretmeninin de raporlu olduğunu' söylemem isteniyordu. Bu şekilde denetlemeler atlatılıyordu. Çoğu denetlemelerde zaten müdürlerimiz 'Bizden birisi geliyor' diyorlardı."
Samsun'da, örgütün okullarda görev yapanları toplayarak bölge toplantısı yaptığını belirten A.K, bu toplantılara girişte cep telefonlarının toplandığını, erkeklerin önde, kadınların arkada oturtulduğunu anlattı. Söz konusu toplantılarda Fetullah Gülen'in videolarının izlettirildiğini aktardı. A.K, toplantılarda himmetin nasıl toplanması gerektiği, Zaman gazetesinin tirajının yüksek olması gerektiği, kurban, zekat ve fitrelerin toplanmasına ilişkin meseleler ile velilerin nasıl ikna edileceğinin ele alındığını söyledi.
Her gün Gülen'in kitaplarından 100'er sayfa okutturulduğunu ifade eden A.K, bilgileri toplanan velileri meslek gruplarına göre ayırdıklarını, sohbetlere asker eşlerinin alınmadığını belirtti. A.K., "asker eşlerine güvenmeyin" şeklinde talimatlar verildiğini dile getirdi. Pazartesi günleri Ankara'dan gündem geldiğini ve Salı günleri de mesai çıkışında okulda toplantı yapıldığını aktaran A.K, şöyle devam etti:
"Toplantılarda Fetullah Gülen tarafından yayımlanan 'Bam Teli' sohbetleri zorunlu olarak dinlettiriliyordu. Bu sohbetlerden notlar almamız zorunlu kılınıyordu. Sonra Ankara'dan gündem geliyordu. Bu gündemi bölge abisi Ankara'ya gidip bizzat alıp geliyordu. Bölge abisi bizi iki ayda bir denetliyordu."
Okullarda görevli kadrolu öğretmenlerin her yıl 2 bin lira himmet verdiğini ve bazı öğretmenlerin maaşlarından bu rakamların tahsil edildiğini bildiren A.K, 2012-2013 yıllarında örgüte yönelik operasyonlar yapıldığı sıralarda yurt dışına gitmek isteyenlerin "hicret etmek" istediklerine yönelik bölge sorumlularına yazılar yazdıklarını anlattı.
Günlük zorunlu beddua okutmuşlar
Tanık A.K, örgüte ait okulların, operasyon yapıldığı dönemlerde gözetlendiği gerekçesiyle, toplantıların başka yerlerde yapıldığını bildiren A.K, "Her hafta kim müsait ise onun evinde toplantı yapılıyordu. Okul açılışlarında 'Hacet duası' diye bir dua okunuyordu. Bu dua aslında Recep Tayyip Erdoğan'a bir beddua seansı idi. Her sabah zorunlu olarak topluca bu dua okunur, sonra da derslerimize geçerdik" ifadelerini kullandı.
Öğrencileri numaralandırarak fişliyorlarmış
Öte yandan Kırklareli Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturmada da FETÖ'ye ait okul, kolej ve dershanelerde eğitim gören öğrenciler ile velilerinin örgüte yakınlığına göre "1" ila "5" arasında numaralandırılarak fişlendikleri ortaya çıktı.
Cemaatin dershanesinde öğretmenlik yapan M.Y, emniyet ifadesinde, öğrencilerin numaralandırılmasına ilişkin bilgi verdi. M.Y. ifadesinde, örgütün kolej, okul ve dershanelerinde eğitim gören öğrencilere öğretmenler tarafından 1'lik, 2'lik, 3'lük, 4'lük ve 5'lik şeklinde numaralar verildiğini söyledi.
"1" numara verilen öğrencilerin örgütle ilgisinin bulunmadığını, 5 numara verilen öğrencilerin ise tamamen örgüte yakın olduklarını anlatan M.Y, numaralandırma işlemlerinden öğretmen Ö.Ş'nin sorumlu olduğunu öne sürdü. Okul ve kolejde sürekli FETÖ ile ilgili toplantılar düzenlendiğini aktaran M.Y, şu bilgileri verdi:
"FETÖ'nün dershanesinde öğretmenlik yapan Ö.Ş, dershanedeki öğrencilerle yakından ilgilenirdi. Yapının içerisinde öğrencilere 1'lik, 2'lik, 3'lük, 4'lük ve 5'lik şeklinde numaralar verilirdi. 5'lik denilen öğrencilerle Ö.Ş. daha iyi ilgileniyordu. 1'lik öğrenci, yapıyla hiçbir alakası olmayan ve bu yapının fikri yapılarına uymayan ve karşı görüş sergileyen öğrenciydi. Sigara ve alkol kullanan, erkek arkadaşı olan öğrenciler bu gruptaydı. 2'lik öğrenci, 1'lik öğrencilere göre daha ılımlı olan ancak erkek arkadaşı olan öğrencilerdi. 3'lük öğrenci, Kur'an bilen ve okuyan, üzerinde çalışılırsa kazanılabilecek
öğrencilerdendi, bunlar tesettürlü olabilirdi, olmayabilirdi. 4'lük öğrenci, tesettürlü ve namazını 5 vakit kılanlardı. 5'lik öğrenciler ise tesettürlü ve namazını 5 vakit kılan, bu yapıya bağı sıkı olan, ailesi de bu yapıyla bağı bulunan, yapının rahatlıkla kullanabileceği ve Fetullah Gülen'i tanıyan öğrencilerdi." cnntürk.com.tr
Etiketler:
cemaat,
darbe,
fethullah gülen,
haber,
öğretmen
Melih Gökçek: İstanbul'da suni bir deprem planlıyorlar
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, "Basit gibi gözüken haberleri iyi tahlil ederseniz oyunu rahatlıkla çözerseniz. Ekonomimizi çökertmek için dış güçler İstanbul'da suni bir deprem planlıyorlar...Dünya bilsin... " dedi
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Twitter hesabından açıklamalarda bulundu. Gökçek, dış güçler ve FETÖ terör örgütünün İstanbul'da suni bir deprem yapacağı iddiasını yineleyerek "Basit gibi gözüken haberleri iyi tahlil ederseniz oyunu rahatlıkla çözerseniz... Söylediklerim kesinlikle hayâl mahsülü değil.. İnanarak ve ısrarla söylüyorum... Ekonomimizi çökertmek için dış güçler İstanbul'da sunî bir deprem planlıyorlar... Dünya bilsin... İşte söylediklerimin somut ve taze ispatı... Kuzey Kore denizde nükleer deneme yaptı, 5.3 deprem oldu..." mesajını paylaştı.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Twitter hesabından açıklamalarda bulundu. Gökçek, dış güçler ve FETÖ terör örgütünün İstanbul'da suni bir deprem yapacağı iddiasını yineleyerek "Basit gibi gözüken haberleri iyi tahlil ederseniz oyunu rahatlıkla çözerseniz... Söylediklerim kesinlikle hayâl mahsülü değil.. İnanarak ve ısrarla söylüyorum... Ekonomimizi çökertmek için dış güçler İstanbul'da sunî bir deprem planlıyorlar... Dünya bilsin... İşte söylediklerimin somut ve taze ispatı... Kuzey Kore denizde nükleer deneme yaptı, 5.3 deprem oldu..." mesajını paylaştı.
Ahmet Altan ve Mehmet Altan gözaltına alındı
Gazeteci-yazar Ahmet Altan ile kardeşi Prof. Dr. Mehmet Altan bu sabah gözaltına alındı.Gözaltına alınma gerekçesinin ise bir TV programındaki açıklamaları olduğunu söyledi.
Kapatılan Taraf Gazetesi'nin eski Genelyayın Yönetmeni Ahmet Altan ile kardeşi gazeteci yazar Mehmet Altan bu sabah İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü soruşturma kapsamında Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından gözaltına alındı.
Avukatı Veysel Ok, Altan'ların gözaltına alındıklarını doğrulayarak, henüz yanlarına ulaşmadığını bildirdi. Ahmet ve Mehmet Altan'ın emniyete götürüldüğünü söyleyen avukat Ok, polislerin müvekkillerine, bir TV programındaki açıklamaları nedeniyle gözaltına alındıklarını bildirdiğini ifade etti.
FETÖ'ye ait olduğu iddiasıyla darbe girişiminden sonra KHK kararı ile kapatılan Can Erzincan TV'de, Ahmet ve Mehmet Altan'ın darbe girşiminden bir gün önce Nazlı Ilıcak ile birlikte katıldıkları bir TV programındaki sözleri basına yansımıştı. Altan kardeşlerin bu programdaki siyasi analizleri ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hedef alan sözleri, "darbe olacağını açık açık söyledikleri" şeklinde yorumlanarak, bazı yayın organlarında ve sosyal medyada hedef alınmalarına neden olmuştu.
Bağımsız Gazetecilik Platformu (P24) da Twitter'dan paylaştığı mesaj da Ahmet Altan ile Mehmet Altan gözaltına alındığını duyurdu. Hürriyet
Kapatılan Taraf Gazetesi'nin eski Genelyayın Yönetmeni Ahmet Altan ile kardeşi gazeteci yazar Mehmet Altan bu sabah İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü soruşturma kapsamında Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından gözaltına alındı.
Avukatı Veysel Ok, Altan'ların gözaltına alındıklarını doğrulayarak, henüz yanlarına ulaşmadığını bildirdi. Ahmet ve Mehmet Altan'ın emniyete götürüldüğünü söyleyen avukat Ok, polislerin müvekkillerine, bir TV programındaki açıklamaları nedeniyle gözaltına alındıklarını bildirdiğini ifade etti.
FETÖ'ye ait olduğu iddiasıyla darbe girişiminden sonra KHK kararı ile kapatılan Can Erzincan TV'de, Ahmet ve Mehmet Altan'ın darbe girşiminden bir gün önce Nazlı Ilıcak ile birlikte katıldıkları bir TV programındaki sözleri basına yansımıştı. Altan kardeşlerin bu programdaki siyasi analizleri ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hedef alan sözleri, "darbe olacağını açık açık söyledikleri" şeklinde yorumlanarak, bazı yayın organlarında ve sosyal medyada hedef alınmalarına neden olmuştu.
Bağımsız Gazetecilik Platformu (P24) da Twitter'dan paylaştığı mesaj da Ahmet Altan ile Mehmet Altan gözaltına alındığını duyurdu. Hürriyet
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)