Ankara'da bir sergi sonrası konuşma yaparken saldırıya uğrayan Rusya Büyükelçisi Andrey Karlov ağır yaralı şekilde hastaneye kaldırıldı. Andrey Karlov kimdir? Rusya Büyükelçisi Andrey Karlov daha önce hangi görevlerde bulunmuştur?
Rusya Büyükelçisi Andrey Karlov suikaste uğradı: Andrey Karlov kimdir?
Rusya’nın Ankara Büyük Elçisi Andrey Gennadiyeviç Karlov katıldığı sergi sonrasında silahlı saldırıya uğradı, saldırı sonucunda ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılan Andrey Karlov kimdir? Rusya Büyükelçisi Andrey Karlov’un önceki görevleri ve hayatı hakkında ayrıntılar…
ANDREY KARLOV KİMDİR?
Rusya Federasyonu Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov silahlı saldırıya uğradı ve ağır yaralandı. Andrey Karlov kimdir? Yüksek eğitimini Moskova Devlet Ulsulararası İlişkiler Entistütüsünde gerçekleştiren Karlov, 1992 yılında Diplomasi Akademisinden mezun olmuş ve eğitim hayatını tamamlamıştır. Uzun yıllardır diplomat olan Andrey Karlov SSCB döneminde de hizmet vermiştir. Rusya Federasyonu Dışişleri Bakanlığı Merkez teşkilatı ve yurtdışında yer alan temsilciliklerde görev almış, 1976-1981, 1984-1990 yıllarında SSCB Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti Büyükelçiliğinde, 1992-1997 yıllarında Rusya Federasyonu Kore Cumhuriyeti Büyükelçiliğinde görev almıştır. Temmuz 2013'de Rusya Federasyonu Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçiliğine atandı. Büyükelçi diplomatik ünvanına sahiptir. (sözcü.com.tr)
19 Aralık 2016 Pazartesi
2017 Resmi tatil günleri belli oldu | 2017’de hangi günler tatil olacak?
2017 yılına sayılı günler kala vatandaşlar yeni yılda kutlanacak bayramların ve resmi tatillerin hangi günlere denk geleceğini merak etmeye başladı. Resmi tatillerin belli olmasının ardından birçok vatandaş erken rezervasyon indiriminden yararlanmak için harekete geçti. Peki 2017 yılındaki resmi tatiller hangi günlere denk gelecek?
Tur şirketlerinin kampanyalarını hazırlayacağı ve tatilcilerin erken rezervasyon indiriminden yararlanacağı resmi tatiller açıklandı. Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramı’nın her yıl farklı tarihlere denk gelmesi nedeniyle erken rezervasyon yaptıramayan vatandaşlar tatil günlerinin belli olmasının ardından tur şirketleri ile görüşmelere başladı.
Öğrencileri, çalışanları ve devlet kurumlarını yakından ilgilendiren resmi tatil günlerinin süreleri hakkında kesin karar ise 2017 yılında verilecek. Bayram tatillerinin ikisinin de bir bölümünün hafta sonuna denk gelmesi nedeniyle 2017 yılındaki resmi tatiller içerisinde 9 günlük tatilin yapılması beklenmiyor.
2017’nin ilk tatili çalışanları ve öğrencileri etkilemeyecek
Ertesi günü resmi tatil olarak kabul edilen yılbaşının 31 Aralık Cumartesi gününe denk gelmesi nedeniyle normal şartlarda tatil olan 1 Ocak Pazar gününde herhangi bir değişiklik yaşanmayacak.
23 Nisan’da da tatil yok
Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak kutlanan ve resmi tatil günleri içerisinde yer alan 23 Nisan’ın da Pazar gününe denk gelmesi nedeniyle programlarda herhangi bir değişiklik yaşanmayacak.
1 Mayıs 2017’nin ilk tatili
2017 yılının iş ve okul hayatını etkileyen ilk tatili 1 Mayıs’ta gerçekleşecek. Emek ve Dayanışma Günü günü olarak kutlanan 1 Mayıs Pazartesi gününe denk geldiği için resmi tatil sayılacak.
19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı da tatil
2017’nin resmi tatilleri içerisinde hafta arasına giren bir diğer tatil günü 19 Mayıs olacak. Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı olarak kutlanan 19 Mayıs Cuma gününe denk gelecek.
Ramazan Bayramı tatili 2 günü etkileyecek
Tatillerin bu yıl hafta sonuna denk gelmesi nedeniyle en uzun tatiller arasında yer alan Ramazan Bayramı tatili 2. ve 3. Günlerinde iş hayatını etkileyecek. Ramazan Bayramı’nın 1. Günü olan 25 Haziran Pazar gününe denk gelirken, 26 ve 27 Haziran Pazartesi ve Salı günleri resmi tatil oalrak kabul edilecek.
15 Temmuz da hafta sonu
Darbe girişiminin ardından alınan kararlar ile resmi tatil ilan edilen 15 Temmuz da bu yıl haftasonuna denk gelecek. 2017’de ilk kez kutlanacak olan 15 Temmuz Cumartesi gününe denk gelecek.
30 Ağustos Zafer Bayramı
Bu yıl yaşanan olaylar nedeniyle daha sade törenlerle kutlanan 30 Ağustos Zafer Bayramı 2017 yılında Çarşamba gününe denk gelecek.
2017’nin en uzun tatili Kurban Bayramı
31 Ağustos Perşembe gününe denk gelen Arife günü nedeniyle 31 Ağustos günü öğleden sonra resmi tatil olacak. Bu günleri takip eden 1 Eylül Cuma, 2 Eylül Cumartesi, 3 Eylül Pazar ve 4 Eylül Pazartesi resmi tatil olarak kabul edilecek.
29 Ekim de Pazar günü
2017 yılının son resmi tatili olan 29 Ekim ise Pazar gününe denk gelmesi nedeniyle kamuyu etkilemeyecek.
Öğrencileri, çalışanları ve devlet kurumlarını yakından ilgilendiren resmi tatil günlerinin süreleri hakkında kesin karar ise 2017 yılında verilecek. Bayram tatillerinin ikisinin de bir bölümünün hafta sonuna denk gelmesi nedeniyle 2017 yılındaki resmi tatiller içerisinde 9 günlük tatilin yapılması beklenmiyor.
2017’nin ilk tatili çalışanları ve öğrencileri etkilemeyecek
Ertesi günü resmi tatil olarak kabul edilen yılbaşının 31 Aralık Cumartesi gününe denk gelmesi nedeniyle normal şartlarda tatil olan 1 Ocak Pazar gününde herhangi bir değişiklik yaşanmayacak.
23 Nisan’da da tatil yok
Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak kutlanan ve resmi tatil günleri içerisinde yer alan 23 Nisan’ın da Pazar gününe denk gelmesi nedeniyle programlarda herhangi bir değişiklik yaşanmayacak.
1 Mayıs 2017’nin ilk tatili
2017 yılının iş ve okul hayatını etkileyen ilk tatili 1 Mayıs’ta gerçekleşecek. Emek ve Dayanışma Günü günü olarak kutlanan 1 Mayıs Pazartesi gününe denk geldiği için resmi tatil sayılacak.
19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı da tatil
2017’nin resmi tatilleri içerisinde hafta arasına giren bir diğer tatil günü 19 Mayıs olacak. Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı olarak kutlanan 19 Mayıs Cuma gününe denk gelecek.
Ramazan Bayramı tatili 2 günü etkileyecek
Tatillerin bu yıl hafta sonuna denk gelmesi nedeniyle en uzun tatiller arasında yer alan Ramazan Bayramı tatili 2. ve 3. Günlerinde iş hayatını etkileyecek. Ramazan Bayramı’nın 1. Günü olan 25 Haziran Pazar gününe denk gelirken, 26 ve 27 Haziran Pazartesi ve Salı günleri resmi tatil oalrak kabul edilecek.
15 Temmuz da hafta sonu
Darbe girişiminin ardından alınan kararlar ile resmi tatil ilan edilen 15 Temmuz da bu yıl haftasonuna denk gelecek. 2017’de ilk kez kutlanacak olan 15 Temmuz Cumartesi gününe denk gelecek.
30 Ağustos Zafer Bayramı
Bu yıl yaşanan olaylar nedeniyle daha sade törenlerle kutlanan 30 Ağustos Zafer Bayramı 2017 yılında Çarşamba gününe denk gelecek.
2017’nin en uzun tatili Kurban Bayramı
31 Ağustos Perşembe gününe denk gelen Arife günü nedeniyle 31 Ağustos günü öğleden sonra resmi tatil olacak. Bu günleri takip eden 1 Eylül Cuma, 2 Eylül Cumartesi, 3 Eylül Pazar ve 4 Eylül Pazartesi resmi tatil olarak kabul edilecek.
29 Ekim de Pazar günü
2017 yılının son resmi tatili olan 29 Ekim ise Pazar gününe denk gelmesi nedeniyle kamuyu etkilemeyecek.
18 Aralık 2016 Pazar
11.5 milyon kişiye sicil affı geliyor
Türkiye ticaretinde beyaz bir sayfa açmayı hedefleyen sicil affı ile 11.5 milyon kişi ile 2.3 milyon şirket kara listeden çıkacak. Bunun için kişilerin ve şirketlerin 6 ay içinde borçlarını ödemesi veya yeniden yapılandırması gerekiyor.
Meclis’e geçtiğimiz cuma günü sunulan torba yasada yer alan sicil affı, 11 milyon 561 bin 202 kişi ve 2 milyon 331 bin 460 şirketin sicillerini sıfırlama imkanı getirecek. Kişi ve şirketlere, kullandırılan kredilerden dolayı da bankalara veya finans kuruluşlarına herhangi bir hukuki cezai sorumluluk yüklenemeyecek.
Hürriyet'in haberine göre, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın rakamlarına göre düzenlemenin yürürlüğe girmesi ile birlikte, 12 Aralık 2016 itibariyle halen ödenmemiş çeki olan 566 bin 116 kişi, 31 Ekim itibarıyla kredi kartı nedeniyle yasal takip borcu bulunan 2 milyon 233 bin 188 kişi sicil affından yararlanabilecek. Aynı şekilde 31 Ekim 2016 tarihi itibariyle tüketici kredileri ve diğer bireysel kredilerden yasal takip borcu bulunan 1 milyon 729 bin 846 kişi ve yine 31 Ekim itibariyle ticari kredilerden yasal takip borcu bulunan 533 bin 379 şahıs şirketi ve 99 bin 928 sermaye şirketi de kapsama girecek. Bu kişilerin ve şirketlerin 6 ay içinde borçlarını ödemesi veya yeniden yapılandırması gerecek. Bu şartı yerine getirirlerse, bankaların kara listesinden çıkabilecek.
1,5 milyon şahıs şirketi
Ayrıca kara listeye giren ancak borcunu daha önceden ödemiş bulunan kişiler de, aftan yararlanacak. Bu nitelikte bulunan karşılıksız çek borçlusu 198 bin 434 kişi, bireysel kredi kartı müşterisi olan 3 milyon 975 bin 423 kişi, tüketici kredisi ve diğer bireysel kredi müşterisi 2 milyon 858 bin 195 kişi, ticari nitelikli kredisi kullanan 1 milyon 573 bin 758 şahıs şirketi ile 122 bin 394 sermaye şirketi de doğrudan düzenleme kapsamına girecek. Bu kişiler ve şirketler için herhangi bir ön koşul söz konusu olmadan, sicil temizleme işlemi gerçekleştirilecek.
Esnaf bekliyor
Sicil affını özellikle esnaf yoğun bir şekilde talep ediyordu. TESK Başkanı Bendevi Palandöken, “Ekonominin çarklarının dönmesi için etkin bir sicil affı gerekiyor. Çünkü bankalar esnafa sicillerine göre kredi veriyor. Atılan bu adım ekonominin çarklarını hareketlendirecek. Can suyu kredisi çok önemli” demişti. Kredi kartı veya bireysel kredilerini ödeyememiş veya takibe düştükten sonra ödemiş yurttaşların, kara listeye bağlı olarak 5 yıllık süreçte kredi işlemlerinin olumsuz etkilenmesi nedeniyle de, sicil affı önem taşıyor.
Kayıtlar Risk Merkezi'nde
DAHA önce Merkez Bankası tarafından tutulan mali sicil bilgileri, 2011 yılında çıkarılan kanunla Bankalar Birliği bünyesindeki Risk Merkezi’ne devredildi. Buna göre kredi kuruluşları ile Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nca uygun görülecek finansal kuruluşların müşterilerinin risk bilgileri bu merkezde toplanıyor ve söz konusu bilgiler bu kuruluşlarla, gerçek veya tüzel kişilerin kendileriyle paylaşılıyor. Kişilerin onay vermeleri koşuluyla, risk bilgileri özel hukuk tüzel kişileri ve üçüncü gerçek kişilerle de paylaşılabiliyor.
Meclis’e geçtiğimiz cuma günü sunulan torba yasada yer alan sicil affı, 11 milyon 561 bin 202 kişi ve 2 milyon 331 bin 460 şirketin sicillerini sıfırlama imkanı getirecek. Kişi ve şirketlere, kullandırılan kredilerden dolayı da bankalara veya finans kuruluşlarına herhangi bir hukuki cezai sorumluluk yüklenemeyecek.
Hürriyet'in haberine göre, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın rakamlarına göre düzenlemenin yürürlüğe girmesi ile birlikte, 12 Aralık 2016 itibariyle halen ödenmemiş çeki olan 566 bin 116 kişi, 31 Ekim itibarıyla kredi kartı nedeniyle yasal takip borcu bulunan 2 milyon 233 bin 188 kişi sicil affından yararlanabilecek. Aynı şekilde 31 Ekim 2016 tarihi itibariyle tüketici kredileri ve diğer bireysel kredilerden yasal takip borcu bulunan 1 milyon 729 bin 846 kişi ve yine 31 Ekim itibariyle ticari kredilerden yasal takip borcu bulunan 533 bin 379 şahıs şirketi ve 99 bin 928 sermaye şirketi de kapsama girecek. Bu kişilerin ve şirketlerin 6 ay içinde borçlarını ödemesi veya yeniden yapılandırması gerecek. Bu şartı yerine getirirlerse, bankaların kara listesinden çıkabilecek.
1,5 milyon şahıs şirketi
Ayrıca kara listeye giren ancak borcunu daha önceden ödemiş bulunan kişiler de, aftan yararlanacak. Bu nitelikte bulunan karşılıksız çek borçlusu 198 bin 434 kişi, bireysel kredi kartı müşterisi olan 3 milyon 975 bin 423 kişi, tüketici kredisi ve diğer bireysel kredi müşterisi 2 milyon 858 bin 195 kişi, ticari nitelikli kredisi kullanan 1 milyon 573 bin 758 şahıs şirketi ile 122 bin 394 sermaye şirketi de doğrudan düzenleme kapsamına girecek. Bu kişiler ve şirketler için herhangi bir ön koşul söz konusu olmadan, sicil temizleme işlemi gerçekleştirilecek.
Esnaf bekliyor
Sicil affını özellikle esnaf yoğun bir şekilde talep ediyordu. TESK Başkanı Bendevi Palandöken, “Ekonominin çarklarının dönmesi için etkin bir sicil affı gerekiyor. Çünkü bankalar esnafa sicillerine göre kredi veriyor. Atılan bu adım ekonominin çarklarını hareketlendirecek. Can suyu kredisi çok önemli” demişti. Kredi kartı veya bireysel kredilerini ödeyememiş veya takibe düştükten sonra ödemiş yurttaşların, kara listeye bağlı olarak 5 yıllık süreçte kredi işlemlerinin olumsuz etkilenmesi nedeniyle de, sicil affı önem taşıyor.
Kayıtlar Risk Merkezi'nde
DAHA önce Merkez Bankası tarafından tutulan mali sicil bilgileri, 2011 yılında çıkarılan kanunla Bankalar Birliği bünyesindeki Risk Merkezi’ne devredildi. Buna göre kredi kuruluşları ile Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nca uygun görülecek finansal kuruluşların müşterilerinin risk bilgileri bu merkezde toplanıyor ve söz konusu bilgiler bu kuruluşlarla, gerçek veya tüzel kişilerin kendileriyle paylaşılıyor. Kişilerin onay vermeleri koşuluyla, risk bilgileri özel hukuk tüzel kişileri ve üçüncü gerçek kişilerle de paylaşılabiliyor.
Üniversite sınavı kalkıyor
Üniversite sınav sistemi değişiyor. Yükseköğretime Geçiş Sınavı kalkıyor, üniversiteye sınavsız geçiş geliyor. Öğrenciler, iki yıllık ön lisans programları ile bazı dört yıllık lisans programlarına, lise puanıyla yerleşebilecek.
Her yıl milyonlarca öğrencinin iyi bir gelecek hayaliyle ter döktüğü üniversite sınavı değişiyor. 2010 yılındaYükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) ve Lisans Yerleştirme Sınavı (LYS) olarak iki aşamalı hale getirilen sınavın ilk ayağı kalkıyor. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ve Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) ortaklaşa çalıştığı yeni modelle üniversiteye sınavsız geçiş hedefleniyor. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ve Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) ortak çalışması olan yeni sistemin 2017’de son şeklini alması ve 2018’de uygulamaya geçirilmesi öngörülüyor. Sınavsız sistemin detayları şöyle:
TOEG benzeri merkezi sınav
Öğrencilerin lise diploma puanları üniversiteye geçişte kullanılacak. Diploma puanlarının esas alınacak olması nedeniyle MEB, lisede de Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) sınavı benzeri merkezi sınav yapılması için çalışma yürütüyor. Buna göre liselerde her yıl bir sınav, merkezi sistemle yapılacak. Açık uçlu sorularla yapılması öngörülen sınavla hormonlu notların önüne geçilmesi planlanıyor.
YGS’yle iki yıllık ön lisans programlarına yerleşen yaklaşık 100 bin öğrenci için sınava girmeden lise diploma puanıyla kayıt yaptırabileceği bölümler açıklanacak. Öğrenci, lise diploma puanına göre bu bölümlerden birine doğrudan kayıt yaptırabilecek. Açıklanan listeden tercih etmeyen öğrenciler, LYS’ye girebilecek. Yeni sistemin bazı 4 yıllık lisans programlarında da uygulanması planlanıyor.
Mezunlar ne yapacak?
Mevcut sistemde öğrencilerin YGS barajını aştıktan sonra 4 yıllık lisans programlarına yerleşmek için girdiği LYS devam edecek. Yüksek puanlı lisans programlarına yerleşmek isteyen adaylar, bu sınava girmek için başvuruda bulunacak. Meslek lisesi öğrencilerine kendi alanlarında özel kontenjan ayrılması için de çalışma yapılıyor.
Geçmiş yıllarda mezun olanlar da yeni sistemde diploma puanlarıyla önlisans ve bazı lisans programlarına kayıt yaptırabilecek. Mezunlar da liseden yeni mezun olan öğrenciler gibi LYS’ye girebilecek.
6 yıldır üniversiteye giriş iki sınavla
Üniversiteye giriş sınavı, 1999-2010 yılları arasında tek sınav olarak uygulanırken, 2010’da iki sınav uygulamasına geçilerek son şeklini aldı. Buna göre; ortaöğretimden yükseköğretime geçişte iki aşamalı sınavın birinci aşaması YGS, ortak ve tek sınav olarak yapılıyor. YGS, ortaöğretimini başarı ile tamamlayan ve yükseköğrenim görmek isteyen kişilere uygulanıyor. Bu sınavla, açıköğretim programları ile örgün ön lisans programlarına yerleştirilmesinde esas alınacak olan başarı puanı, lisans programlarına yerleştirme amacıyla yapılacak LYS’ye girebilmek için aranan asgari başarı puanı belirleniyor.
İkinci aşama
İkinci aşama olan LYS ise adayların bilgi ve yeteneklerini ölçen ve açıköğretim dışındaki örgün lisans programlarına yerleştirmedeki puanını belirleyen sınavlar. Bu sınavlar LYS 1 (Matematik – Geometri), LYS 2 (Fizik – Kimya – Biyoloji), LYS 3 (Türk Dili ve Edebiyatı – Coğrafya 1), LYS 4 (Tarih – Coğrafya 2 – Felsefe) ve LYS 5 (Yabancı Dil) olmak üzere beş alanda, iki hafta sonunda ve ayrı ayrı oturumlarda yapılıyor
Her yıl milyonlarca öğrencinin iyi bir gelecek hayaliyle ter döktüğü üniversite sınavı değişiyor. 2010 yılındaYükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) ve Lisans Yerleştirme Sınavı (LYS) olarak iki aşamalı hale getirilen sınavın ilk ayağı kalkıyor. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ve Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) ortaklaşa çalıştığı yeni modelle üniversiteye sınavsız geçiş hedefleniyor. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ve Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) ortak çalışması olan yeni sistemin 2017’de son şeklini alması ve 2018’de uygulamaya geçirilmesi öngörülüyor. Sınavsız sistemin detayları şöyle:
TOEG benzeri merkezi sınav
Öğrencilerin lise diploma puanları üniversiteye geçişte kullanılacak. Diploma puanlarının esas alınacak olması nedeniyle MEB, lisede de Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) sınavı benzeri merkezi sınav yapılması için çalışma yürütüyor. Buna göre liselerde her yıl bir sınav, merkezi sistemle yapılacak. Açık uçlu sorularla yapılması öngörülen sınavla hormonlu notların önüne geçilmesi planlanıyor.
YGS’yle iki yıllık ön lisans programlarına yerleşen yaklaşık 100 bin öğrenci için sınava girmeden lise diploma puanıyla kayıt yaptırabileceği bölümler açıklanacak. Öğrenci, lise diploma puanına göre bu bölümlerden birine doğrudan kayıt yaptırabilecek. Açıklanan listeden tercih etmeyen öğrenciler, LYS’ye girebilecek. Yeni sistemin bazı 4 yıllık lisans programlarında da uygulanması planlanıyor.
Mezunlar ne yapacak?
Mevcut sistemde öğrencilerin YGS barajını aştıktan sonra 4 yıllık lisans programlarına yerleşmek için girdiği LYS devam edecek. Yüksek puanlı lisans programlarına yerleşmek isteyen adaylar, bu sınava girmek için başvuruda bulunacak. Meslek lisesi öğrencilerine kendi alanlarında özel kontenjan ayrılması için de çalışma yapılıyor.
Geçmiş yıllarda mezun olanlar da yeni sistemde diploma puanlarıyla önlisans ve bazı lisans programlarına kayıt yaptırabilecek. Mezunlar da liseden yeni mezun olan öğrenciler gibi LYS’ye girebilecek.
6 yıldır üniversiteye giriş iki sınavla
Üniversiteye giriş sınavı, 1999-2010 yılları arasında tek sınav olarak uygulanırken, 2010’da iki sınav uygulamasına geçilerek son şeklini aldı. Buna göre; ortaöğretimden yükseköğretime geçişte iki aşamalı sınavın birinci aşaması YGS, ortak ve tek sınav olarak yapılıyor. YGS, ortaöğretimini başarı ile tamamlayan ve yükseköğrenim görmek isteyen kişilere uygulanıyor. Bu sınavla, açıköğretim programları ile örgün ön lisans programlarına yerleştirilmesinde esas alınacak olan başarı puanı, lisans programlarına yerleştirme amacıyla yapılacak LYS’ye girebilmek için aranan asgari başarı puanı belirleniyor.
İkinci aşama
İkinci aşama olan LYS ise adayların bilgi ve yeteneklerini ölçen ve açıköğretim dışındaki örgün lisans programlarına yerleştirmedeki puanını belirleyen sınavlar. Bu sınavlar LYS 1 (Matematik – Geometri), LYS 2 (Fizik – Kimya – Biyoloji), LYS 3 (Türk Dili ve Edebiyatı – Coğrafya 1), LYS 4 (Tarih – Coğrafya 2 – Felsefe) ve LYS 5 (Yabancı Dil) olmak üzere beş alanda, iki hafta sonunda ve ayrı ayrı oturumlarda yapılıyor
Kayseri saldırısının çarpıcı detayları
Kayseri’de 14 askerin şehit olduğu terör saldırısına ilişkin talimatın terör örgütü PKK’nın uzantısı TAK’ın Lice kırsalındaki hücresi tarafından verildiği belirlendi. Teröristin yakın zamanda Kobani’den gelip Suruç üzerinden Türkiye’ye yasadışı yollardan giriş yaptığı, Diyarbakır’ın Lice kırsalında bomba yüklü arabayı aldıktan sonra Kayseri’ye geldiği kaydedildi. Sabah saatlerinde nöbetçi askerler tarafından fark edilen teröristin askerlere “Burada bir akrabam askerlik yapıyor. Servisler kaçta çıkıyor, akrabamı alacağım” dediği öğrenildi.
Hürriyet'te yer alan habere göre Kayseri'de önceki gün çarşı iznine çıkan komandoları taşıyan halk otobüsünün hedef alındığı terör saldırısıyla ilgili soruşturma derinleştirildi. Soruşturma kapsamında gözaltına alınan 15 kişi arasında halk otobüsünü kullanan şoförün de olduğu öğrenildi. Patlamada yaralanan ve şüpheli sıfatıyla ifadesi alınan sürücü, tedavi için tekrar hastaneye gönderildi. Şoförün olayla ilgili bağlantıları araştırılırken, cep telefonuna ait görüşmeleri gösteren HTS kayıtları da çıkarıldı. HDP mitinglerine katıldığı iddia edilen şoförün saldırıyı yapan teröristle bağlantılı olup olmadığı araştırılıyor.
Şanlıurfa’dan çalınmış
Saldırıda kullanılan araçla ilgili detaylara ulaşıldı. Kapalı kasa beyaz renkli hafif ticari araç saldırıdan 2 gün önce Şanlıurfa’dan çalındı. Diyarbakır Lice kırsalına götürülen araca burada bomba yüklendi ve düzenek oluşturuldu. Saldırı talimatını terör örgütü PKK’nın uzantısı TAK’ın Lice kırsal sorumluları verdi. Azad Sisar kod isimli E.G. ve Hoca kod isimli S.Ç.’nin saldırıyı organize ettiği bildirildi. Patlayıcı yüklenen araç Malatya üzerinden Kayseri’ye geldi.
Bomba yüklü araç, saat 00.30’da Kayseri’ye giriş yaptı. Pınarpaşı ilçesinde bir akaryakıt istasyonunda benzin alırken görüntülerine ulaşılan araç, daha sonra patlamanın yaşandığı bölgeye geldi. Terörist, sabaha kadar bu bölgede araç içerisinde bekledikten sonra sabah 08.00’de Komando Tugayı’nın girişine gitti. Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcılarının aldığı görgü tanıkları ifadelerine göre, tugayın girişinde bekleyen araç nöbetçi askerler tarafından fark edildi. Nöbetçi askerler, teröriste neden beklediğini sordu. Teröristin de “Burada bir akrabam askerlik yapıyor. Servisler kaçta çıkıyor, akrabamı alacağım” dediği öğrenildi.
Kroki ve sahte kimlik çıktı
Teröristin üstündeki kıyafette Komando Tugayı’nın krokisi ile bölgedeki hassas noktaları gösteren çizimlerin çıktığı da öğrenildi. Örgüt içinde ‘Çektar’ ve ‘Botan’ kod adlarını kullandığı belirlenen teröristin üzerinden Mehmet Oluk adına düzenlenmiş sahte kimlik ve sürücü belgesi çıktı. Teröristin gerçek kimliğinin belirlenmesi için DNA eşleşmeleri yapılıyor. Yapılan incelemelerde teröristin Suriye’den Türkiye’ye giriş yaptığı da belirlendi. Terör örgütü PKK’nın Suriye kolu PYD’nin kontrolündeki Kobani bölgesinde bomba ve silah eğitimi aldığı belirlenen teröristin, Kobani’den yasadışı yollardan Suruç ilçesi kırsal bölgesinden Türkiye’ye giriş yaptığı da kaydedildi. Yakın zamanda Türkiye’ye giriş yaptığı değerlendirilen teröristin Diyarbakır’ın Lice ilçesi kırsalına gittiği, oradan bomba yüklü aracı aldıktan sonra da Kayseri’ye geldiği belirtildi. Araçta ve olay yerinde yapılan kriminal incelemede, saldırıda TNT, RDX patlayıcı ile mazot karışımı 200 kilo patlayıcı kullandığı belirlendi.
Hürriyet'te yer alan habere göre Kayseri'de önceki gün çarşı iznine çıkan komandoları taşıyan halk otobüsünün hedef alındığı terör saldırısıyla ilgili soruşturma derinleştirildi. Soruşturma kapsamında gözaltına alınan 15 kişi arasında halk otobüsünü kullanan şoförün de olduğu öğrenildi. Patlamada yaralanan ve şüpheli sıfatıyla ifadesi alınan sürücü, tedavi için tekrar hastaneye gönderildi. Şoförün olayla ilgili bağlantıları araştırılırken, cep telefonuna ait görüşmeleri gösteren HTS kayıtları da çıkarıldı. HDP mitinglerine katıldığı iddia edilen şoförün saldırıyı yapan teröristle bağlantılı olup olmadığı araştırılıyor.
Şanlıurfa’dan çalınmış
Saldırıda kullanılan araçla ilgili detaylara ulaşıldı. Kapalı kasa beyaz renkli hafif ticari araç saldırıdan 2 gün önce Şanlıurfa’dan çalındı. Diyarbakır Lice kırsalına götürülen araca burada bomba yüklendi ve düzenek oluşturuldu. Saldırı talimatını terör örgütü PKK’nın uzantısı TAK’ın Lice kırsal sorumluları verdi. Azad Sisar kod isimli E.G. ve Hoca kod isimli S.Ç.’nin saldırıyı organize ettiği bildirildi. Patlayıcı yüklenen araç Malatya üzerinden Kayseri’ye geldi.
Bomba yüklü araç, saat 00.30’da Kayseri’ye giriş yaptı. Pınarpaşı ilçesinde bir akaryakıt istasyonunda benzin alırken görüntülerine ulaşılan araç, daha sonra patlamanın yaşandığı bölgeye geldi. Terörist, sabaha kadar bu bölgede araç içerisinde bekledikten sonra sabah 08.00’de Komando Tugayı’nın girişine gitti. Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcılarının aldığı görgü tanıkları ifadelerine göre, tugayın girişinde bekleyen araç nöbetçi askerler tarafından fark edildi. Nöbetçi askerler, teröriste neden beklediğini sordu. Teröristin de “Burada bir akrabam askerlik yapıyor. Servisler kaçta çıkıyor, akrabamı alacağım” dediği öğrenildi.
Kroki ve sahte kimlik çıktı
Teröristin üstündeki kıyafette Komando Tugayı’nın krokisi ile bölgedeki hassas noktaları gösteren çizimlerin çıktığı da öğrenildi. Örgüt içinde ‘Çektar’ ve ‘Botan’ kod adlarını kullandığı belirlenen teröristin üzerinden Mehmet Oluk adına düzenlenmiş sahte kimlik ve sürücü belgesi çıktı. Teröristin gerçek kimliğinin belirlenmesi için DNA eşleşmeleri yapılıyor. Yapılan incelemelerde teröristin Suriye’den Türkiye’ye giriş yaptığı da belirlendi. Terör örgütü PKK’nın Suriye kolu PYD’nin kontrolündeki Kobani bölgesinde bomba ve silah eğitimi aldığı belirlenen teröristin, Kobani’den yasadışı yollardan Suruç ilçesi kırsal bölgesinden Türkiye’ye giriş yaptığı da kaydedildi. Yakın zamanda Türkiye’ye giriş yaptığı değerlendirilen teröristin Diyarbakır’ın Lice ilçesi kırsalına gittiği, oradan bomba yüklü aracı aldıktan sonra da Kayseri’ye geldiği belirtildi. Araçta ve olay yerinde yapılan kriminal incelemede, saldırıda TNT, RDX patlayıcı ile mazot karışımı 200 kilo patlayıcı kullandığı belirlendi.
İstanbul Lisesi’nde Noel yasağı
Alman haber ajansı dpa’nın haberine göre İstanbul Lisesi yönetimi Noel yortusunun derslerde gündem edilmesini Alman öğretmenlere bir yazı göndererek yasakladı.
Alman haber ajansı dpa'nın haberine göre İstanbul Lisesi yönetimi tarafından okulun Alman bölümüne bir elektronik posta gönderildi. Habere göre öğretmenlerden "derslerde Noel adetleri ve Hristiyan yortusu üzerine paylaşımlarda bulunulmaması, konu olarak işlenmemesi ve Noel şarkıları söylenmemesi” istendi. Habere göre Almanya'nın İstanbul Başkonsolosluğu'nda yapılan geleneksel Noel törenine okul korosunun bu yılki katılımı da engellendi.
Alman hükümeti konuyla ilgili bir açıklama yaptı. Açıklamada "İstanbul Lisesi yönetiminin sürpriz kararını anlamış değiliz. Uzun Alman-Türk geleneğine sahip bir okulda Noel arifesinde kültürlerarası değişim geleneğine bu yıl ara verilmiş olması yazık” denildi. Alman Dışişleri konuyu Türk tarafıyla görüşeceğini açıkladı.
İstanbul Erkek Lisesi olarak da bilinen İstanbul Lisesi anadolu lisesi olmanın yanı sıra "yurtdışındaki Alman okulu” statüsü taşıyor. Okulda görev yapan 35 Alman öğretmen, Almanya tarafından finanse ediliyor.
Türkiye ile Almanya arasında 1957'de imzalanan Kültür Anlaşması'nın 12'inci maddesinde "Taraflar, diğer memleketin kültür zenginlikleri hakkında bilgi vermek hususunda karşılıklı yardımda bulunmaya gayret sarfedeceklerdir" ifadesine yer veriliyor. Okul yönetiminin attığı adımın bu maddeyle de çeliştiği ileri sürüldü. cnntürk
Alman haber ajansı dpa'nın haberine göre İstanbul Lisesi yönetimi tarafından okulun Alman bölümüne bir elektronik posta gönderildi. Habere göre öğretmenlerden "derslerde Noel adetleri ve Hristiyan yortusu üzerine paylaşımlarda bulunulmaması, konu olarak işlenmemesi ve Noel şarkıları söylenmemesi” istendi. Habere göre Almanya'nın İstanbul Başkonsolosluğu'nda yapılan geleneksel Noel törenine okul korosunun bu yılki katılımı da engellendi.
Alman hükümeti konuyla ilgili bir açıklama yaptı. Açıklamada "İstanbul Lisesi yönetiminin sürpriz kararını anlamış değiliz. Uzun Alman-Türk geleneğine sahip bir okulda Noel arifesinde kültürlerarası değişim geleneğine bu yıl ara verilmiş olması yazık” denildi. Alman Dışişleri konuyu Türk tarafıyla görüşeceğini açıkladı.
İstanbul Erkek Lisesi olarak da bilinen İstanbul Lisesi anadolu lisesi olmanın yanı sıra "yurtdışındaki Alman okulu” statüsü taşıyor. Okulda görev yapan 35 Alman öğretmen, Almanya tarafından finanse ediliyor.
Türkiye ile Almanya arasında 1957'de imzalanan Kültür Anlaşması'nın 12'inci maddesinde "Taraflar, diğer memleketin kültür zenginlikleri hakkında bilgi vermek hususunda karşılıklı yardımda bulunmaya gayret sarfedeceklerdir" ifadesine yer veriliyor. Okul yönetiminin attığı adımın bu maddeyle de çeliştiği ileri sürüldü. cnntürk
Şehit askerler memleketlerinde son yolculuğa uğurlanıyor
Türkiye'de farklı şehirlerde bugün aynı acı yaşanıyor. Kayseri'de şehit olan askerler memleketlerinde son yolculuğa uğurlanıyor. Şehit askerlerden 12'si memleketlerinde toprağa verildi.
Ankara'da şehit piyade er Yunus Emre Duran için Ahmet Hamdi Akseki Camii'nde cenaze töreni düzenlendi.
Başbakan Binali Yıldırım, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP lideri Devlet Bahçeli de törendeydi. Cenaze töreninin ardından şehit Yunus Emre Duran son yolculuğa uğurlandı.
Şehit piyade çavuş Fehmi Barçın için İstanbul Bayrampaşa Ulu Camii'nde tören düzenlendi. Şehidin teskeresine 20 gün kalmıştı. Nişanlı olan Fehmi Barçın terhisinden iki hafta sonra evlenecekti. Ancak Kayseri'de terör saldırısında şehit düştü. Fehmi Barçın'ın ailesi törende güçlükle ayakta durabildi.
12'Sİ TOPRAĞA VERİLDİ
Şehit Serdar Amak ise İzmir'de düzenlenen cenaze töreninin ardından son yolculuğuna uğurlandı. Kayseri'deki saldırıda şehit olan 14 askerden 12'si memleketlerinde toprağa verildi.
KAYSERİ'DE 5 ŞEHİT İÇİN TÖREN
Kayseri'deki bombalı saldırıda şehit olan 14 askerden 5 için sabah saatlerinde tören düzenlenmişti. Törene İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki de katılmıştı.
Şehitler İstanbul, Osmaniye, Kocaeli, Erzurum ve Rize'ye uğurlandı.
DÜN DE 7 ŞEHİT MEMLEKETLERİNE UĞURLANDI
Kayseri'deki bombalı saldırıda şehit olan 14 askerden 7'si için Erkilet 12. Hava Üssü'nde dün tören düzenlenmişti. Şehitlerin aileleri güçlükle ayakta durdu.
Uğurlama törenine İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ve Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak katılmıştı.
Sehitlerin naaşı toprağa verilmek üzere memleketlerine uğurlanmıştı. Kocaelili Abdulsamet Özen ve Raşit Yücel yakın arkadaştı. İki komando birlikte çıktıkları çarşı izninde şehit oldu.
ŞEHİTLERE VEDA
Şehit Abdulsamet Özen Hakkari'de sınırın kritik noktalarında görev yaptıktan sonra 12 gün önce birliğine döndü. 20 yaşındaki şehit Raşit Yücel ise 2 aylık askerdi.
Şehit asker 3 hafta önce sosyal paylaşım sitesinde "vatanıma canım feda" yazarak birliğinde çekilmiş fotoğrafını paylaşmıştı.
20 yaşındaki komando er Hasan İlhan 8 aylık askerdi. Şehidin Denizli'deki ailesine acı haber sağlık ekipleri eşliğinde verildi.
Elektronik teknikeri olan Hasan İlhan'ın terhisinden sonra da asker olarak görev yapmak istediği öğrenildi.
Afyonkarahisarlı şehit Kamil Tunç 20 yaşındaydı, 4 aylık askerdi. 2 ay önce dağıtım izni için gittiği ailesine bu kez acı haberi ulaştı.
Komando er Göksel Mustafa Ağaçyetiştiren 23 gün sonra terhis olacaktı. İstanbul Kartal'daki babaevine acı haber verildi.
23 yaşındaki onbaşı Mustafa Cihan'ın terhisine 1 ay vardı. Haberi öğrenen şehit babası fenalaşarak hastaneye kaldırıldı. Yakınları şehidin Osmaniye'deki baba evine akın etti.
Zonguldaklı 22 yaşındaki şehit Kenan Döngel askere gitmeden önce bir berber dükkanında kalfalık yapıyordu. Çarşı izninde özel harekata başvuru işlemlerini tamamlayacaktı. ntvmsnc
Ankara'da şehit piyade er Yunus Emre Duran için Ahmet Hamdi Akseki Camii'nde cenaze töreni düzenlendi.
Başbakan Binali Yıldırım, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP lideri Devlet Bahçeli de törendeydi. Cenaze töreninin ardından şehit Yunus Emre Duran son yolculuğa uğurlandı.
Şehit piyade çavuş Fehmi Barçın için İstanbul Bayrampaşa Ulu Camii'nde tören düzenlendi. Şehidin teskeresine 20 gün kalmıştı. Nişanlı olan Fehmi Barçın terhisinden iki hafta sonra evlenecekti. Ancak Kayseri'de terör saldırısında şehit düştü. Fehmi Barçın'ın ailesi törende güçlükle ayakta durabildi.
12'Sİ TOPRAĞA VERİLDİ
Şehit Serdar Amak ise İzmir'de düzenlenen cenaze töreninin ardından son yolculuğuna uğurlandı. Kayseri'deki saldırıda şehit olan 14 askerden 12'si memleketlerinde toprağa verildi.
KAYSERİ'DE 5 ŞEHİT İÇİN TÖREN
Kayseri'deki bombalı saldırıda şehit olan 14 askerden 5 için sabah saatlerinde tören düzenlenmişti. Törene İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki de katılmıştı.
Şehitler İstanbul, Osmaniye, Kocaeli, Erzurum ve Rize'ye uğurlandı.
DÜN DE 7 ŞEHİT MEMLEKETLERİNE UĞURLANDI
Kayseri'deki bombalı saldırıda şehit olan 14 askerden 7'si için Erkilet 12. Hava Üssü'nde dün tören düzenlenmişti. Şehitlerin aileleri güçlükle ayakta durdu.
Uğurlama törenine İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ve Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak katılmıştı.
Sehitlerin naaşı toprağa verilmek üzere memleketlerine uğurlanmıştı. Kocaelili Abdulsamet Özen ve Raşit Yücel yakın arkadaştı. İki komando birlikte çıktıkları çarşı izninde şehit oldu.
ŞEHİTLERE VEDA
Şehit Abdulsamet Özen Hakkari'de sınırın kritik noktalarında görev yaptıktan sonra 12 gün önce birliğine döndü. 20 yaşındaki şehit Raşit Yücel ise 2 aylık askerdi.
Şehit asker 3 hafta önce sosyal paylaşım sitesinde "vatanıma canım feda" yazarak birliğinde çekilmiş fotoğrafını paylaşmıştı.
20 yaşındaki komando er Hasan İlhan 8 aylık askerdi. Şehidin Denizli'deki ailesine acı haber sağlık ekipleri eşliğinde verildi.
Elektronik teknikeri olan Hasan İlhan'ın terhisinden sonra da asker olarak görev yapmak istediği öğrenildi.
Afyonkarahisarlı şehit Kamil Tunç 20 yaşındaydı, 4 aylık askerdi. 2 ay önce dağıtım izni için gittiği ailesine bu kez acı haberi ulaştı.
Komando er Göksel Mustafa Ağaçyetiştiren 23 gün sonra terhis olacaktı. İstanbul Kartal'daki babaevine acı haber verildi.
23 yaşındaki onbaşı Mustafa Cihan'ın terhisine 1 ay vardı. Haberi öğrenen şehit babası fenalaşarak hastaneye kaldırıldı. Yakınları şehidin Osmaniye'deki baba evine akın etti.
Zonguldaklı 22 yaşındaki şehit Kenan Döngel askere gitmeden önce bir berber dükkanında kalfalık yapıyordu. Çarşı izninde özel harekata başvuru işlemlerini tamamlayacaktı. ntvmsnc
Devlet Bahçeli'den kritik açıklama
MHP lideri Devlet Bahçeli'den provokasyon uyarısı geldi. Bahçeli twitter'dan paylaştığı mesajda, "Devlet güçlüdür, ihanetin hakkından gelecektir. Zira başka çare yoktur. Bize düşen omuz vermek, dua etmek, mücadeleyi kolaylaştırmaktır. İçimiz yansa da, provokasyonların cazip davetine tamam diyemeyiz. Binaların kundaklanmasını doğru ve makul göremeyiz. Hainlerin amacı milli aklı karıştırmak, toplumsal düzeni baltalamak, herkesin kendine göre kurguladığı hak arayışını hızlandırmaktır. Türk-Kürt arasına nifak sokarak kanlı boğuşmaya çekmek hiçbir şerefsizin ulaşamayacağı kör bir gayedir. Millet birliğine sahip çıkacaktır" dedi.
Bahçeli'nin mesajları şöyle:
-Türkiye bir yanda 15 Temmuz ve sonrası şiddeti artan terörle mücadele ederken diğer yanda özlem ve hayallerini diri tutmaya çalışıyor.
-Terör devasa bir milletin ocağına ateş düşürüyor! Kalkmak, doğrulmak istiyoruz; ne var ki her seferinde yeni bir ateşle yanıyoruz.
-Son bir hafta içinde önce Beşiktaş, ardından Kayseri derken, 58 şehidimizin acısıyla kavrulduk. Farkında mısınız, sürekli can veriyoruz.
-Terör örgütleri aralarında kurduğu zalim ittifakla Türkiye’ye meydan okuyor. FETÖ’nün bıraktığı yerden PKK, PYD ve diğerleri devam ediyor.
-Milli mukavemetimizi kırmak, milli birliğimizi yıkmak için büyük bir oyun sahneleniyor. Birbirimize düşmemiz planlanıp provoke ediliyor.
-Şu anda muhtaç olduğumuz şey, merhum Cemil Meriç’in ifadesiyle söyleyecek olursam; ölçüdür, dengedir, soğukkanlılıktır. Gerisi maceradır.
-Ne kadar haklı olsak da, ne kadar dayanılmaz saldırılara maruz kalsak da, sağduyumuzu kaybetmeyeceğiz, dahası oraya buraya savrulmayacağız.
-Hainler sokakların karışmasını istiyor. Dağda yapamadıklarını şehirlerde görmeyi umuyor. Oyuna gelemeyiz, oyunculara kanamayız.
ONLAR FİSTAN GİYİP SIKIYI GÖRÜNCE KAÇIYORLAR
-Bir vatanımız, bir istikbalimiz var. Geçmişte daha korkunç tuzak ve tahrikleri bertaraf etmiş bir milletin henüz yazılmamış destanları var.
-Çarşı iznine çıkmış savunmasız evlatlarımıza kast etmiş korkak ve alçakların Türkiye’yi karıştırmasına müsaade etmeyiz, etmeyeceğiz.
-Onlar fistan giyip sıkıyı görünce kaçıyorlardı. Onlar insanlık tarihinin yüz karaları, onlar yaratılmışların en aşağısıdır. Ve onlar katildir.
-Türkiye’nin gündemini katiller belirleyemez. Hassasiyetlerimizi kaşıyarak ülkemizi iç kargaşa ve çatışma ortamına sürüklemeyi başaramazlar.
-Devlet güçlüdür, ihanetin hakkından gelecektir. Zira başka çare yoktur. Bize düşen omuz vermek, dua etmek, mücadeleyi kolaylaştırmaktır.
BİNA KUNDAKLANMASINI MAKUL GÖREMEYİZ
-İçimiz yansa da, provokasyonların cazip davetine tamam diyemeyiz. Binaların kundaklanmasını doğru ve makul göremeyiz.
-Hainlerin amacı milli aklı karıştırmak, toplumsal düzeni baltalamak, herkesin kendine göre kurguladığı hak arayışını hızlandırmaktır.
-Huzursuzluk ve istikrarsızlık kendi içinde yeni cevaplar üretecek, yeni arayışlara kapı açacaktır. Ve bu demokratik sınırlarda olacaktır.
KÜRT KÖKENLİ KARDEŞLERİM TERÖRÜN CEFASINI ÇEKMİŞLERDİR
-Kürt kökenli kardeşlerim de terörün cereme ve cefasını çekmişlerdir. Bombacı canavarlara en kesif tepkiyi mutlaka göstereceklerdir.
-Türk-Kürt arasına nifak sokarak kanlı boğuşmaya çekmek hiçbir şerefsizin ulaşamayacağı kör bir gayedir. Millet birliğine sahip çıkacaktır.
-Terör zulümdür ve zulüm karşısında tarafsız kalmak günaha, dökülen kanlara, ihanete ortak olmaktır. Millet zulme rıza göstermeyecektir.
-Türk tarihi aynı zamanda kardeşliğin, kaynaşmanın ve kucaklaşmanın tarihidir.Bu tarihi tersine çevirmek iblis uşaklarına nasip olmayacaktır. Hürriyet
Bahçeli'nin mesajları şöyle:
-Türkiye bir yanda 15 Temmuz ve sonrası şiddeti artan terörle mücadele ederken diğer yanda özlem ve hayallerini diri tutmaya çalışıyor.
-Terör devasa bir milletin ocağına ateş düşürüyor! Kalkmak, doğrulmak istiyoruz; ne var ki her seferinde yeni bir ateşle yanıyoruz.
-Son bir hafta içinde önce Beşiktaş, ardından Kayseri derken, 58 şehidimizin acısıyla kavrulduk. Farkında mısınız, sürekli can veriyoruz.
-Terör örgütleri aralarında kurduğu zalim ittifakla Türkiye’ye meydan okuyor. FETÖ’nün bıraktığı yerden PKK, PYD ve diğerleri devam ediyor.
-Milli mukavemetimizi kırmak, milli birliğimizi yıkmak için büyük bir oyun sahneleniyor. Birbirimize düşmemiz planlanıp provoke ediliyor.
-Şu anda muhtaç olduğumuz şey, merhum Cemil Meriç’in ifadesiyle söyleyecek olursam; ölçüdür, dengedir, soğukkanlılıktır. Gerisi maceradır.
-Ne kadar haklı olsak da, ne kadar dayanılmaz saldırılara maruz kalsak da, sağduyumuzu kaybetmeyeceğiz, dahası oraya buraya savrulmayacağız.
-Hainler sokakların karışmasını istiyor. Dağda yapamadıklarını şehirlerde görmeyi umuyor. Oyuna gelemeyiz, oyunculara kanamayız.
ONLAR FİSTAN GİYİP SIKIYI GÖRÜNCE KAÇIYORLAR
-Bir vatanımız, bir istikbalimiz var. Geçmişte daha korkunç tuzak ve tahrikleri bertaraf etmiş bir milletin henüz yazılmamış destanları var.
-Çarşı iznine çıkmış savunmasız evlatlarımıza kast etmiş korkak ve alçakların Türkiye’yi karıştırmasına müsaade etmeyiz, etmeyeceğiz.
-Onlar fistan giyip sıkıyı görünce kaçıyorlardı. Onlar insanlık tarihinin yüz karaları, onlar yaratılmışların en aşağısıdır. Ve onlar katildir.
-Türkiye’nin gündemini katiller belirleyemez. Hassasiyetlerimizi kaşıyarak ülkemizi iç kargaşa ve çatışma ortamına sürüklemeyi başaramazlar.
-Devlet güçlüdür, ihanetin hakkından gelecektir. Zira başka çare yoktur. Bize düşen omuz vermek, dua etmek, mücadeleyi kolaylaştırmaktır.
BİNA KUNDAKLANMASINI MAKUL GÖREMEYİZ
-İçimiz yansa da, provokasyonların cazip davetine tamam diyemeyiz. Binaların kundaklanmasını doğru ve makul göremeyiz.
-Hainlerin amacı milli aklı karıştırmak, toplumsal düzeni baltalamak, herkesin kendine göre kurguladığı hak arayışını hızlandırmaktır.
-Huzursuzluk ve istikrarsızlık kendi içinde yeni cevaplar üretecek, yeni arayışlara kapı açacaktır. Ve bu demokratik sınırlarda olacaktır.
KÜRT KÖKENLİ KARDEŞLERİM TERÖRÜN CEFASINI ÇEKMİŞLERDİR
-Kürt kökenli kardeşlerim de terörün cereme ve cefasını çekmişlerdir. Bombacı canavarlara en kesif tepkiyi mutlaka göstereceklerdir.
-Türk-Kürt arasına nifak sokarak kanlı boğuşmaya çekmek hiçbir şerefsizin ulaşamayacağı kör bir gayedir. Millet birliğine sahip çıkacaktır.
-Terör zulümdür ve zulüm karşısında tarafsız kalmak günaha, dökülen kanlara, ihanete ortak olmaktır. Millet zulme rıza göstermeyecektir.
-Türk tarihi aynı zamanda kardeşliğin, kaynaşmanın ve kucaklaşmanın tarihidir.Bu tarihi tersine çevirmek iblis uşaklarına nasip olmayacaktır. Hürriyet
Vietnam Savaşı'nın simgesi olan fotoğrafı anlattı
UNESCO İyi Niyet Elçisi Kim Phuc, Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç'e Livaneli'nin 50. Sanat Yılı anısına düzenlenen "Barış ve Özgürlüğe Adanmış Bir Yaşam" sempozyumunda Vietnam Savaşı'nın simgesi olan "o fotoğraf"ı anlattı. Phuc, "Savaş beni de, umutlarımı ve geleceğimi de öldüremedi" dedi.
Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç'e 'O Fotoğrafı' hediye eden Kim Phuc, "Bu resim benim hayatımla ilgili, bunu başkanımıza vermek istiyorum. Başkanımız, hediyemle bu küçük kızı hatırlayacak. Benim arkadaşımın güzel gününe yaptığı katkıdan, barışa harcadığı emekten dolayı ve yaptığı tüm çalışmalardan dolayı çok teşekkür ederim başkanımıza. Yaptığınız ev sahipliğinden de, sevginizden de gerçekten çok etkilendim. Şahsınızda tüm Türkiye'ye barış dolu günler diler, emek veren herkese teşekkür ederim. Siz olmasaydınız bu günü yaşayamazdık. Arkadaşım Zülfü Beyi tekrar tebrik ederim. Kim Vakfı savaşta zarar görmüş çocuklara yardım ediyor, bu fotoğrafın parası da, işte o çocuklara gidiyor" ifadelerini kullandı.
'Savaş beni de, umutlarımı ve geleceğimi de öldüremedi'
UNESCO İyi Niyet Elçisi Kim Phuc, 'O Fotoğraf'a ilişkin şu ifadeleri kullandı: "Bu fotoğrafa bakmanın yeni bir bakış açısını da söyleyeceğim size. Biliyorsunuz ki bu fotoğraf benim eski bir fotoğrafım ama aynı zamanda bu fotoğraf yeni de bir fotoğraf. Oğlum Thomas ve ben. Fotoğrafı gördüğünüz zaman onun yüzünü göremezsiniz. Ama aramızdaki bağı görebilirsiniz, kalbi görebiliyor musunuz sevgi tam da burada. İşte bu benim aşkım. Arka planda ise benim geçmişim, sadece yara değil bundan daha fazlası var. Bütün bu fotoğraf benim geçmişim. Halen daha geçmişimi önemsiyor, unutmak istemiyorum. Tam burada aldığım fiziksel hasarı görebiliyorsunuz. Thomas'ın ise ne kadar pürüzsüz bir cildi var. Benim yaralarım ve onun bu taze cildi yeni bir şeylerin olabileceğine umut veriyor. Benim gülümsemem ise umut demek. Üç şey var hatırlayacağımız: Birincisi savaş beni de, umutlarımı ve geleceğimi de öldüremedi. Görüyorsunuz benim dudaklarım, oğlumun kulağına yakın. Oğlumun kulağına fısıldıyorum. Annen küçükken başına neler geldi? Kulağı ne kadar ağzıma yakın, beni ne kadar dikkatlice dinliyor. Oğlum geçmişime bakmıyor, geleceğime bakıyor. Bu yüzden onun yüzünü göremiyorsunuz. İşte bu benim misyonum. Bugün neden buradayım? Aslında bütün dünyadaki insanlara bunu anlatmak, savaş ne kadar kötü diyebilmek için buradayım. Bütün dünyadaki insanlara barışı anlatacağım. Herkes birbirini severse, ne kadar güzel bir dünya olabileceğini göstermek istiyorum. Affetmek, umut etmek ve sevmek eğer herkes bunu öğrenirse kesinlikle savaşların olmayacağını... Herkes için bu itici unsur, eğer buradaki küçük kız bunu başarabildiyse, herkes yapabilir. Tarihi geçmişi değiştiremeyiz fakat sevgiyle geleceği şekillendirebiliriz. İşte yaşamın sanatı da burada."
Başkan Genç, "Gerçekten geçmişin en önemli fotoğraflarından biri bu. Biz bugün bir şey öğrendik. Fotoğrafta kardeşi Kim ile birlikte, ağabeyi ve kuzeni de var" diye konuştu. DHA
Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç'e 'O Fotoğrafı' hediye eden Kim Phuc, "Bu resim benim hayatımla ilgili, bunu başkanımıza vermek istiyorum. Başkanımız, hediyemle bu küçük kızı hatırlayacak. Benim arkadaşımın güzel gününe yaptığı katkıdan, barışa harcadığı emekten dolayı ve yaptığı tüm çalışmalardan dolayı çok teşekkür ederim başkanımıza. Yaptığınız ev sahipliğinden de, sevginizden de gerçekten çok etkilendim. Şahsınızda tüm Türkiye'ye barış dolu günler diler, emek veren herkese teşekkür ederim. Siz olmasaydınız bu günü yaşayamazdık. Arkadaşım Zülfü Beyi tekrar tebrik ederim. Kim Vakfı savaşta zarar görmüş çocuklara yardım ediyor, bu fotoğrafın parası da, işte o çocuklara gidiyor" ifadelerini kullandı.
'Savaş beni de, umutlarımı ve geleceğimi de öldüremedi'
UNESCO İyi Niyet Elçisi Kim Phuc, 'O Fotoğraf'a ilişkin şu ifadeleri kullandı: "Bu fotoğrafa bakmanın yeni bir bakış açısını da söyleyeceğim size. Biliyorsunuz ki bu fotoğraf benim eski bir fotoğrafım ama aynı zamanda bu fotoğraf yeni de bir fotoğraf. Oğlum Thomas ve ben. Fotoğrafı gördüğünüz zaman onun yüzünü göremezsiniz. Ama aramızdaki bağı görebilirsiniz, kalbi görebiliyor musunuz sevgi tam da burada. İşte bu benim aşkım. Arka planda ise benim geçmişim, sadece yara değil bundan daha fazlası var. Bütün bu fotoğraf benim geçmişim. Halen daha geçmişimi önemsiyor, unutmak istemiyorum. Tam burada aldığım fiziksel hasarı görebiliyorsunuz. Thomas'ın ise ne kadar pürüzsüz bir cildi var. Benim yaralarım ve onun bu taze cildi yeni bir şeylerin olabileceğine umut veriyor. Benim gülümsemem ise umut demek. Üç şey var hatırlayacağımız: Birincisi savaş beni de, umutlarımı ve geleceğimi de öldüremedi. Görüyorsunuz benim dudaklarım, oğlumun kulağına yakın. Oğlumun kulağına fısıldıyorum. Annen küçükken başına neler geldi? Kulağı ne kadar ağzıma yakın, beni ne kadar dikkatlice dinliyor. Oğlum geçmişime bakmıyor, geleceğime bakıyor. Bu yüzden onun yüzünü göremiyorsunuz. İşte bu benim misyonum. Bugün neden buradayım? Aslında bütün dünyadaki insanlara bunu anlatmak, savaş ne kadar kötü diyebilmek için buradayım. Bütün dünyadaki insanlara barışı anlatacağım. Herkes birbirini severse, ne kadar güzel bir dünya olabileceğini göstermek istiyorum. Affetmek, umut etmek ve sevmek eğer herkes bunu öğrenirse kesinlikle savaşların olmayacağını... Herkes için bu itici unsur, eğer buradaki küçük kız bunu başarabildiyse, herkes yapabilir. Tarihi geçmişi değiştiremeyiz fakat sevgiyle geleceği şekillendirebiliriz. İşte yaşamın sanatı da burada."
Başkan Genç, "Gerçekten geçmişin en önemli fotoğraflarından biri bu. Biz bugün bir şey öğrendik. Fotoğrafta kardeşi Kim ile birlikte, ağabeyi ve kuzeni de var" diye konuştu. DHA
Yazar Beki İkala Erikli'nin katili tutuklandı
Yazar Beki İkala Erikli’yi ofisinin bulunduğu apartmanda öldüren ve 26 saat sonra suç aleti tabancayla birlikte yakalanan Sinem Koç (31) çıkarıldığı nöbetçi mahkeme tarafından tutuklandı.
Koç, polisteki sorgusunda, Erikli’nin kitaplarını okuduktan sonra dengesinin bozulduğunu belirterek, “İnsanlara zararlı bir kişi olduğu kanaatine vardım. Başkalarına zarar vermesin diye öldürmeye karar verdim” dedi. Eşinden 4 yıl önce boşandıktan sonra annesiyle yaşamaya başlayan Sinem Koç, dün adliyeye sevk edildi.
Hakim: İntihar eğilimi var
Sinem Koç, nöbetçi sulh ceza hakimliğindeki ifadesinde şunları söyledi: “Beki İkala’nın seminerlerine katıldım. Sonra şeytan ve diğer varlıkları görmeye başladım. İki aydır uyuyamıyordum. Öldürmekle bir çok kişinin aynı problemleri yaşamasını engellemiş oldum.”
Koç’un “kasten öldürmek”ten tutuklanmasına karar veren hakim, ayrıca “intihar eğiliminin bulunduğu, ifadesi sırasında ellerini açıp kapatmak, ağlamak, sabit bir noktaya bakmak gibi sıradışı hareketlerde bulunduğunu da tutanağa geçirdi. Hakimlik, Koç’un akıl dengesinin yerinde olup olmadığının ve bu kişinin davranışları üzerindeki etkisinin tespit edilmesi için bir sağlık kuruluşunda gözlem altına alınmasına karar verdi.
Üzerinden not çıktı
Koç’un yakalandığında üzerinden intihar notu çıktı. Notta, “Çok güzel bir hayatım vardı. Bu kadını tanıyana kadar. Meleklerle Yaşamak kitabı beni çok cezbetti, okuduktan sonra hayatım mahvoldu. Güzel kahkahalarım vardı hepsini aldı, uykularımı çaldı. Bu kadını öldürdüm şimdi kendimi öldürüyorum.”
'Sen enerji bedeni ne biliyor musun?'
Savcıya ifade vermek için bekletilen Sinem Koç, yanındaki kadın polislerden ısrarla kelepçelerinin çıkarılmasını istedi. Koç kadın polislere, “Sıkı tutma elimi, çek elini. Senin gibi bir insan değilim. Enerji bedeni ne biliyor musun” dedi. Koç’un oldukça rahat tavırlar sergilediği ve beklediği süre boyunca kafasını aşağı yukarı sallayarak kendi kendine bir şeyler söylediği gözlemlendi. Hürriyet
Koç, polisteki sorgusunda, Erikli’nin kitaplarını okuduktan sonra dengesinin bozulduğunu belirterek, “İnsanlara zararlı bir kişi olduğu kanaatine vardım. Başkalarına zarar vermesin diye öldürmeye karar verdim” dedi. Eşinden 4 yıl önce boşandıktan sonra annesiyle yaşamaya başlayan Sinem Koç, dün adliyeye sevk edildi.
Hakim: İntihar eğilimi var
Sinem Koç, nöbetçi sulh ceza hakimliğindeki ifadesinde şunları söyledi: “Beki İkala’nın seminerlerine katıldım. Sonra şeytan ve diğer varlıkları görmeye başladım. İki aydır uyuyamıyordum. Öldürmekle bir çok kişinin aynı problemleri yaşamasını engellemiş oldum.”
Koç’un “kasten öldürmek”ten tutuklanmasına karar veren hakim, ayrıca “intihar eğiliminin bulunduğu, ifadesi sırasında ellerini açıp kapatmak, ağlamak, sabit bir noktaya bakmak gibi sıradışı hareketlerde bulunduğunu da tutanağa geçirdi. Hakimlik, Koç’un akıl dengesinin yerinde olup olmadığının ve bu kişinin davranışları üzerindeki etkisinin tespit edilmesi için bir sağlık kuruluşunda gözlem altına alınmasına karar verdi.
Üzerinden not çıktı
Koç’un yakalandığında üzerinden intihar notu çıktı. Notta, “Çok güzel bir hayatım vardı. Bu kadını tanıyana kadar. Meleklerle Yaşamak kitabı beni çok cezbetti, okuduktan sonra hayatım mahvoldu. Güzel kahkahalarım vardı hepsini aldı, uykularımı çaldı. Bu kadını öldürdüm şimdi kendimi öldürüyorum.”
'Sen enerji bedeni ne biliyor musun?'
Savcıya ifade vermek için bekletilen Sinem Koç, yanındaki kadın polislerden ısrarla kelepçelerinin çıkarılmasını istedi. Koç kadın polislere, “Sıkı tutma elimi, çek elini. Senin gibi bir insan değilim. Enerji bedeni ne biliyor musun” dedi. Koç’un oldukça rahat tavırlar sergilediği ve beklediği süre boyunca kafasını aşağı yukarı sallayarak kendi kendine bir şeyler söylediği gözlemlendi. Hürriyet
17 Aralık 2016 Cumartesi
Bursa'da tehlikeli gerginlik, HDP binasını ateşe verdiler
Bursa'da HDP Yıldırım İlçe Başkanlığı'nin binası, kimliği belirsiz kişilerce ateşe verildi. İtfaiyenin müdahalesi sonucu söndürülen yangında, bina kullanılmaz hale geldi.
Bursa'da HDP Yıldırım İlçe Başkanlığı'nin binası, kimliği belirsiz kişilerce ateşe verildi. İtfaiyenin müdahalesi sonucu söndürülen yangında, bina kullanılmaz hale geldi. Merkez Yıldırım İlçesi Ankara yolu üzerindeki HDP İlçe Başkanlığı'na giren kimliği belirsiz kişiler, kapı ve pencereleri kırıp eşyalara zarar verdikten sonra binayı ateşe verdi. Şüpheliler kaçarken, ihbar üzerine olay yerine polis ve itfaiye ekipleri sevk edildi.
Polis çalışma başlattı
Polis bina çevresinde önlem alırken, itfaiye ekiplerinin müdahalesi sonucu yangın, kısa sürede söndürüldü. Bursa İl Emniyet Müdürü Selami Yıldız olay yerine gelerek incelemelerde bulundu. Yangında bina kullanılmaz hale gelirken, polis, kaçan şüphelileri yakalamak için çalışma başlattı. DHA
Bursa'da HDP Yıldırım İlçe Başkanlığı'nin binası, kimliği belirsiz kişilerce ateşe verildi. İtfaiyenin müdahalesi sonucu söndürülen yangında, bina kullanılmaz hale geldi. Merkez Yıldırım İlçesi Ankara yolu üzerindeki HDP İlçe Başkanlığı'na giren kimliği belirsiz kişiler, kapı ve pencereleri kırıp eşyalara zarar verdikten sonra binayı ateşe verdi. Şüpheliler kaçarken, ihbar üzerine olay yerine polis ve itfaiye ekipleri sevk edildi.
Polis çalışma başlattı
Polis bina çevresinde önlem alırken, itfaiye ekiplerinin müdahalesi sonucu yangın, kısa sürede söndürüldü. Bursa İl Emniyet Müdürü Selami Yıldız olay yerine gelerek incelemelerde bulundu. Yangında bina kullanılmaz hale gelirken, polis, kaçan şüphelileri yakalamak için çalışma başlattı. DHA
Çocukları sosyal medyada korkutup taciz eden adam tutuklandı
Tekirdağ'da sosyal medya üzerinden çocuklarla iletişime geçip onları korkutarak cinsel tacizde bulunduğu öne sürülen 33 yaşındaki G.K. tutuklanarak cezaevine gönderildi. G.K.'nin en son 2 kız çocuğundan cinsel içerikli fotoğraf ve görüntü istediği öne sürüldü.
Tekirdağ’da sosyal medya üzerinden çocuklarla iletişime geçip onları korkutarak, cinsel tacizde bulunduğu ileri sürülen şahıs, çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine konuldu .Edinilen bilgiye göre Tekirdağ’da sosyal medyadan yaşları 9 ile 15 arasında değişen çocuklarla iletişim kurarak, cinsel tacizde bulunduğu öne sürülen 33 yaşındaki G.K. 2 kız çocuğuyla iletişime geçti.
Aileler şikayetçi oldu
Sosyal medya üzerinden 2 kız çocuğuyla iletişim kuran G.K. çocuklara baskı kurarak ve korkutarak onlardan cinsel içerikli fotoğraf ve görüntü istedi. Çocukları tarafından durumdan haberdar olan aileler ise durumu polis ekiplerine bildirdi. Bunun üzerine hareket geçen polis ekipleri, G.K.’yi kaldığı evde kıskıvrak yakaladı. Polis ekipleri tarafından gözaltına alınan G.K. emniyetteki işlemlerinin ardından, adliyeye sevk edildi. Adliyeye sevk edilen G.K. çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Tekirdağ’da sosyal medya üzerinden çocuklarla iletişime geçip onları korkutarak, cinsel tacizde bulunduğu ileri sürülen şahıs, çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine konuldu .Edinilen bilgiye göre Tekirdağ’da sosyal medyadan yaşları 9 ile 15 arasında değişen çocuklarla iletişim kurarak, cinsel tacizde bulunduğu öne sürülen 33 yaşındaki G.K. 2 kız çocuğuyla iletişime geçti.
Aileler şikayetçi oldu
Sosyal medya üzerinden 2 kız çocuğuyla iletişim kuran G.K. çocuklara baskı kurarak ve korkutarak onlardan cinsel içerikli fotoğraf ve görüntü istedi. Çocukları tarafından durumdan haberdar olan aileler ise durumu polis ekiplerine bildirdi. Bunun üzerine hareket geçen polis ekipleri, G.K.’yi kaldığı evde kıskıvrak yakaladı. Polis ekipleri tarafından gözaltına alınan G.K. emniyetteki işlemlerinin ardından, adliyeye sevk edildi. Adliyeye sevk edilen G.K. çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.
İşveren uzlaşmak için işçiye ev verebilecek
Yeni yılda işçi ve işveren arasındaki uyuşmazlıklar mahkemeye taşınmadan zorunlu arabuluculukla bir satte çözüme kavuşturulabilecek. Arabuluculuk yöntemiyle işçi ve işveren arasındaki uyuşmazlıklarda işçinin çocuğunun veya bir yakınının işe alınması, işçiye ev alınması gibi ilk kez öngörülen farklı yöntemlerle anlaşma sağlanabilecek.
Adalet Bakanlığı’nca hazırlanan ve milyonlarca çalışanı ilgilendiren İş Mahkemeleri Kanunu Tasarı Taslağı’nda sona gelindi. Hürriyet gazetesinin haberine göre, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun katıldığı Üçlü Danışma Kurulu toplantısında taslak tartışıldı. Öneriler doğrultusunda taslağa son şeklini Adalet Bakanlığı verecek.
Taslağa göre kanundan, bireysel ve toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan işçi ve işveren alacak ve tazminatları ile işe iade taleplerinde dava açmadan önce arabulucuya başvurmak zorunlu olacak. Tarafların ilk 2 saatlik arabulucu huzurunda görüşme ücreti Hazine tarafından, iki saati aşan kısmın ücreti ise taraflar tarafından eşit şekilde karşılanacak. Ancak bu şartların sağlanamaması ve tarafların uzlaşamaması durumunda taraflar İş Mahkemesinde dava açabilecek. Arabulucudan önce doğrudan mahkemeye gidilemeyecek.
Az masrafla çözümler
Zorunlu arabuluculuk uygulaması ile birlikte iş uyuşmazlıklarının, kısa süre içinde ve daha az masrafla çözümlenmesine imkan sağlanacak. Arabuluculuk müzakerelerinin gizli yapılacak olması nedeniyle iki tarafın sırları korunacak. Arabuluculuk yöntemiyle işçi ve işveren arasındaki uyuşmazlıklarda işçinin, çocuğunun veya bir yakınının işe alınması, işçiye ev alınması gibi değişik yöntemlerle anlaşmalar sağlanabilecek.
Dosyalar Yargıtay'da birikiyor
Adalet Bakanlığı verilerine göre iş davalarının görülme süresi ortalama 14 ay, Yargıtay’a gönderilen dosyalar için ise bu süre, işe iade davalarında 5 ay, işçi alacaklarına ilişkin davalarda 2 yıl, hizmet tespiti davalarında 6 ay, rücu davalarında ise 1 yıl olduğu tespit edildi. Yeni düzenlemenin yürürlüğe girmesi durumunda İş Mahkemelerinin iş yükünde büyük bir azalma olacak. Bakanlık verilerine göre, 2014 yılında 424 bin 890, 2015 yılında ise 455 bin 984 dosya iş mahkemelerinde görüldü. Hukuk mahkemelerinin toplam iş yükünün yüzde 18’i, iş uyuşmazlıklarından oluşuyor. Yargıtay’da sadece bu işe bakan 5 daire, toplam hukuk davalarının yüzde 31’ini inceliyor.
1 saatte çözüm planı
Yeni düzenleme ile işçi ve işveren arasındaki uyuşmazlıklar mahkemeye taşınmadan 1 günde ilk 1 saat içinde davaya gerek kalmadan ücretsiz çözüme kavuşturulabilecek. Örneğin işçi alacaklarına ilişkin 2 yıl süren iş davaları, yasa yürürlüğe girince mahkemeden önce zorunlu olarak arabulucuya gidecek. İşçi ve işveren tarafı, ücreti Hazine tarafından ödenecek arabulucu huzurunda görüşmede uzlaşma arayacak. Bu uzlaşma sağlanırsa tazminat alacağı konusu bir saatte çözülebilecek. Ancak bu şartların sağlanamaması ve tarafların uzlaşamaması durumunda taraflar İş Mahkemesine gidip dava açabilecek.
Yüzde 97 başarılı
Adalet Bakanlığı tarafından alternatif çözüm yolu olarak getirilen ‘Arabuluculuk’ 3 yıldır uygulamada bulunuyor. İş mahkemeleri dışında kullanılan arabuluculuk yöntemine yaklaşık 3 yılda başvurulan 5 bin 289 dosyanın 5 bin 46’sında anlaşma sağlandı. Arabuluculara gelen başvuruların 4 bin 222’sini (yüzde 80) işçi-işveren uyuşmazlıkları oluşturuyor. İş uyuşmazlıklarındaki arabuluculuğa giden dosyaların yüzde 97’sinde taraflar uzlaşarak mahkemeye gitmeden çözüm buluyor. cnntürk
Adalet Bakanlığı’nca hazırlanan ve milyonlarca çalışanı ilgilendiren İş Mahkemeleri Kanunu Tasarı Taslağı’nda sona gelindi. Hürriyet gazetesinin haberine göre, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun katıldığı Üçlü Danışma Kurulu toplantısında taslak tartışıldı. Öneriler doğrultusunda taslağa son şeklini Adalet Bakanlığı verecek.
Taslağa göre kanundan, bireysel ve toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan işçi ve işveren alacak ve tazminatları ile işe iade taleplerinde dava açmadan önce arabulucuya başvurmak zorunlu olacak. Tarafların ilk 2 saatlik arabulucu huzurunda görüşme ücreti Hazine tarafından, iki saati aşan kısmın ücreti ise taraflar tarafından eşit şekilde karşılanacak. Ancak bu şartların sağlanamaması ve tarafların uzlaşamaması durumunda taraflar İş Mahkemesinde dava açabilecek. Arabulucudan önce doğrudan mahkemeye gidilemeyecek.
Az masrafla çözümler
Zorunlu arabuluculuk uygulaması ile birlikte iş uyuşmazlıklarının, kısa süre içinde ve daha az masrafla çözümlenmesine imkan sağlanacak. Arabuluculuk müzakerelerinin gizli yapılacak olması nedeniyle iki tarafın sırları korunacak. Arabuluculuk yöntemiyle işçi ve işveren arasındaki uyuşmazlıklarda işçinin, çocuğunun veya bir yakınının işe alınması, işçiye ev alınması gibi değişik yöntemlerle anlaşmalar sağlanabilecek.
Dosyalar Yargıtay'da birikiyor
Adalet Bakanlığı verilerine göre iş davalarının görülme süresi ortalama 14 ay, Yargıtay’a gönderilen dosyalar için ise bu süre, işe iade davalarında 5 ay, işçi alacaklarına ilişkin davalarda 2 yıl, hizmet tespiti davalarında 6 ay, rücu davalarında ise 1 yıl olduğu tespit edildi. Yeni düzenlemenin yürürlüğe girmesi durumunda İş Mahkemelerinin iş yükünde büyük bir azalma olacak. Bakanlık verilerine göre, 2014 yılında 424 bin 890, 2015 yılında ise 455 bin 984 dosya iş mahkemelerinde görüldü. Hukuk mahkemelerinin toplam iş yükünün yüzde 18’i, iş uyuşmazlıklarından oluşuyor. Yargıtay’da sadece bu işe bakan 5 daire, toplam hukuk davalarının yüzde 31’ini inceliyor.
1 saatte çözüm planı
Yeni düzenleme ile işçi ve işveren arasındaki uyuşmazlıklar mahkemeye taşınmadan 1 günde ilk 1 saat içinde davaya gerek kalmadan ücretsiz çözüme kavuşturulabilecek. Örneğin işçi alacaklarına ilişkin 2 yıl süren iş davaları, yasa yürürlüğe girince mahkemeden önce zorunlu olarak arabulucuya gidecek. İşçi ve işveren tarafı, ücreti Hazine tarafından ödenecek arabulucu huzurunda görüşmede uzlaşma arayacak. Bu uzlaşma sağlanırsa tazminat alacağı konusu bir saatte çözülebilecek. Ancak bu şartların sağlanamaması ve tarafların uzlaşamaması durumunda taraflar İş Mahkemesine gidip dava açabilecek.
Yüzde 97 başarılı
Adalet Bakanlığı tarafından alternatif çözüm yolu olarak getirilen ‘Arabuluculuk’ 3 yıldır uygulamada bulunuyor. İş mahkemeleri dışında kullanılan arabuluculuk yöntemine yaklaşık 3 yılda başvurulan 5 bin 289 dosyanın 5 bin 46’sında anlaşma sağlandı. Arabuluculara gelen başvuruların 4 bin 222’sini (yüzde 80) işçi-işveren uyuşmazlıkları oluşturuyor. İş uyuşmazlıklarındaki arabuluculuğa giden dosyaların yüzde 97’sinde taraflar uzlaşarak mahkemeye gitmeden çözüm buluyor. cnntürk
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Milli seferberlik ruhuyla mücadele edeceğiz
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kayseri'deki saldırıyla ilgili konuştu. Erdoğan, 'Terör eylemleri, asker ve polislerimizle birlikte 79 milyon vatandaşımızın tamamını hedef almaktadır. Teröre karşı milli seferberlik ruhuyla mücadele edeceğiz'' dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sabah 13 askerin şehit olduğu 55 kişinin yaralandığı Kayseri saldırısı hakkında konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Kayseri'de yaşanan bombalı saldırı ile ilgili yazılı açıklaması şöyle:
"Bugün Kayseri'de, çarşı iznine çıkan askerlerimizin bulunduğu halk otobüsünü hedef alan bir canlı bomba saldırısı yapılmıştır. 13 şehidimiz ve 55 yaralımız vardır. Geçtiğimiz Cumartesi gecesi İstanbul'da Beşiktaş'ta yaşanan hadise neticesinde halen yüreklerimiz yanarken, Kayseri'de yapılan bu bombalı saldırı acımızı daha da artırmıştır. Terör eylemleri, asker ve polislerimizle birlikte 79 milyon vatandaşımızın tamamını hedef almaktadır. Türkiye, terör örgütlerinin ortak saldırısı altındadır. Özellikle bölücü terör örgütü, tüm imkanlarını kullanmaktadır. Eylemlerin biçimi ve hedefleri, bölücü terör örgütünün asıl gayesinin Türkiye'nin önünü kesmek, ayağına çelme takmak, gücünü ve enerjisini başka yönlere yoğunlaştırmak olduğunu tüm açıklığıyla ortaya koymaktadır.
Maruz kaldığımız bu saldırıların, bölgemizde yaşanan olaylardan, özellikle Suriye ve Irak'taki gelişmelerden, hatta ekonomideki dalgalanmalardan bağımsız olmadığını biliyoruz. Bu terör örgütlerine karşı, milletimizle birlikte, bir milli seferberlik ruhu içerisinde hep birlikte kararlılıkla mücadele edeceğiz. Gün farklılıklar üzerinden kısır çekişmelerle enerjimizi heba etme, kavga etme değil, "Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet" ilkeleri çerçevesinde bir olma, beraber olma, kardeş olma, hep birlikte Türkiye olma günüdür. Kayseri'deki saldırıda hayatlarını kaybeden şehitlerimize Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Yaralılarımıza Rabbimden acil şifalar niyaz ediyorum. Rabbim yar ve yardımcımız olsun." cnntürk
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sabah 13 askerin şehit olduğu 55 kişinin yaralandığı Kayseri saldırısı hakkında konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Kayseri'de yaşanan bombalı saldırı ile ilgili yazılı açıklaması şöyle:
"Bugün Kayseri'de, çarşı iznine çıkan askerlerimizin bulunduğu halk otobüsünü hedef alan bir canlı bomba saldırısı yapılmıştır. 13 şehidimiz ve 55 yaralımız vardır. Geçtiğimiz Cumartesi gecesi İstanbul'da Beşiktaş'ta yaşanan hadise neticesinde halen yüreklerimiz yanarken, Kayseri'de yapılan bu bombalı saldırı acımızı daha da artırmıştır. Terör eylemleri, asker ve polislerimizle birlikte 79 milyon vatandaşımızın tamamını hedef almaktadır. Türkiye, terör örgütlerinin ortak saldırısı altındadır. Özellikle bölücü terör örgütü, tüm imkanlarını kullanmaktadır. Eylemlerin biçimi ve hedefleri, bölücü terör örgütünün asıl gayesinin Türkiye'nin önünü kesmek, ayağına çelme takmak, gücünü ve enerjisini başka yönlere yoğunlaştırmak olduğunu tüm açıklığıyla ortaya koymaktadır.
Maruz kaldığımız bu saldırıların, bölgemizde yaşanan olaylardan, özellikle Suriye ve Irak'taki gelişmelerden, hatta ekonomideki dalgalanmalardan bağımsız olmadığını biliyoruz. Bu terör örgütlerine karşı, milletimizle birlikte, bir milli seferberlik ruhu içerisinde hep birlikte kararlılıkla mücadele edeceğiz. Gün farklılıklar üzerinden kısır çekişmelerle enerjimizi heba etme, kavga etme değil, "Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet" ilkeleri çerçevesinde bir olma, beraber olma, kardeş olma, hep birlikte Türkiye olma günüdür. Kayseri'deki saldırıda hayatlarını kaybeden şehitlerimize Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Yaralılarımıza Rabbimden acil şifalar niyaz ediyorum. Rabbim yar ve yardımcımız olsun." cnntürk
Devlet Bahçeli, "Terör her yerde, teröristler her taraftadır"
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli Kayseri'de gerçekleşen terör saldırısına ilişkin, "Terör her yerde, teröristler her taraftadır" açıklamasında bulundu.
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli Kayseri'de gerçekleşen terör saldırısına ilişkin açıklama yaptı.
Devlet Bahçeli'nin açıklaması şöyle,
"Türk milleti felaket üstüne felaket yaşamaktadır. Türkiye Cumhuriyeti korkunç ve kanlı nitelikli kolektif bir terör kuşatması altındadır. Her Türk vatandaşımız, vicdan ve vatan sevgisine sahip her insanımız terörizmin hain saldırılarına karşı nefret ve öfke doludur.
Artık bıçak kemiği delmiş, sabır taşı çatlamış, tahammül eşiği geçilmiştir. Bugün Kayseri'de, acımasız terörist eylem serisine bir yenisi daha eklenmiştir. Sabah saatlerinde, Kayseri Komando Tugay Komutanlığı'ndan izne çıkan er ve erbaşlarımızı taşıyan araca canlı bomba saldırısı düzenlenmiştir. Ne acıdır ki, 13 evladımız şehit, 6'sı ağır olmak üzere 55 evladımız da yaralanmıştır.
Geçen hafta Beşiktaş'ta vuku bulan menfur saldırının acıları henüz sarılmamışken, 44 şehidimizin hüznü henüz çok yeniyken, bu defa da Kayseri'de ortaya çıkan teröristler milletimizi bir kez daha can evinden vurmuşlardır. Kayseri'de yerleşik 1.Komando Tugayı'nın terörle mücadelede aktif ve yüksek bir payı olduğu göz önüne alındığında, saldırının hedef ve stratejisinin muhtevası net bir şekilde anlaşılacaktır. Terör her yerde, teröristler her taraftadır. Bundan böyle teröre karşı mücadele tüm vatan sathında, devletin bütün imkan ve kuvvetinin öncülüğünde, milli dayanışma ruh ve fedakarlığıyla yerine getirilmelidir. Türkiye'nin beka ve birliğine yönelmiş ağır tehditlerin yok edilmesi ve odağında imhası muhakkak sağlanmalıdır. "
"ELBETTE TÜRKİYE, TERÖRLE MÜCADELESİNDE HAKLI VE MEŞRUDUR"
"Bomba yüklü araçları, bedenlerine bomba sarmış alçakları milletimizin üzerine gönderen iç ve dış mihraklarla çok etkin, çok çetin ve acımasız bir mücadele süratle devreye alınmalıdır. Gerek vatan topraklarında, gerekse de sınır ötesinde, terörün ürediği kaynakları tamamen kurutmak amacıyla olağanüstü bir irade ve kararlılık sergilenmelidir. Karşımıza kim çıkarsa çıksın tesirsiz hale getirmek şarttır. Elbette Türkiye, terörle mücadelesinde haklı ve meşrudur.
Bilinsin ki, demokrasi, özgürlük ve insan hakları iddialarının ardına saklanarak terörle mücadeleyi sekteye uğratmaya çabalayan bölücü ve yıkıcı çevrelerin gerçek kirli yüz ve niyetleri gün gibi meydandadır. Açıktır ki, ülkemizin Suriye ve Irak'a dönüştürülmesi konusunda rekabet halinde olan dış güçlere, derin bağlantılara, kiralık çetelere, işbirlikçi oluşumlara merhamet gösterilmesi, boyun eğilmesi zulme ortak olmak anlamına gelecektir.
Türk milletinin böyle bir acizliği ve teslimiyeti kabul etmesi düşünülemeyecektir. Terörizm varlığımıza kast etmek için yarıştadır. Terörizm bin yıllık kardeşlik hukukunu bozmak, fitili tutuşturulmak istenen etnik ve mezhep kaosunu tırmandırmak için çırpınmaktadır. Ortadoğu'nun haritasını yeni baştan çizmek için masaya kurulan, iş başı yapan zalim güçlerin en temel gayesi Türkiye'yi çözmek ve çöküşünü sağlamaktır."
"TERÖRÜN PANZEHRİ MİLLİ BİRLİK VE KUCAKLAŞMA HALİNİ GÜÇLENDİRMEKTİR"
"Nihai gaye Kürdistan'dır. Oynanan oyun hiç kuşku yok ki vahşidir. Türk milleti tamamıyla terör namlusunun karşısındadır. Her hafta patlayan bombalar, devletin inandırıcılığını sorgulatmakla kalmayıp provokasyon ihtimalini de arttırmaktadır. İç savaş şartlarını oluşturmak için yoğun ve şeytani planlar yapanlara karşı her zamankinden daha fazla bir ve beraber olmak kaçınılmaz bir ihtiyaçtır. Düşmanları sevindirmemek lazımdır.
Türkiye'ye tuzak kurmak için her fırsatı değerlendirenlere koz vermemek için Türk milleti yediden yetmişe, doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine milli bir uyanışla kenetlenmeli, hıyaneti emelleriyle birlikte def etmelidir. Terörün panzehri milli birlik ve kucaklaşma halini güçlendirmektir. Siyasi ve ideolojik farklılıkların ikinci plana atılması, suni anlaşmazlıkların geride bırakılması acilen sağlanmalı; Türk milleti ortak mukadderatını, tarihsel miras ve emanetlerini cansiperane savunmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti'ni terörle alt ve tasfiye etmek için pusuda bekleyenlere milletin kudret ve azameti gösterilmelidir.
Aksi halde yıkım ve parçalanma tufanı kapımıza dayanmıştır. Teröre destek veren, terörün büyümesi ve kök salması için açık veya gizli mücadele yürüten siyasetçisinden sanatçısına kadar kim olursa olsun yakasından tutmak, hak ettikleri cezayı kesmek devletin tarihi görevidir."
"İLGİLİLERDEN HESAP SORULMASI GEREKTİĞİ TARTIŞMASIZ ORTADADIR"
"Kayseri'de hepimizi kedere boğan saldırının asıl faillerinin deşifre edilmesinin yanı sıra, askerlerimizi tedbirsiz şekilde izne çıkartan, lazım gelen güvenlik önlemlerini sırasıyla almayan sorumlular hakkında da adli ve idari işlemler yapılmalıdır. İstihbarat ve güvenlik zaaflarından doğan boşluğu kullanarak bombacıların ülkemizde cirit attığı, bu itibarla ilgililerden hesap sorulması gerektiği tartışmasız ortadadır. Milletimizin daha fazla kaybıyla birlikte, otomatiğe bağlanan cinayetlere milli ruhun daha fazla katlanmasını hiç kimse beklememelidir. Çünkü hiçbir millet, hiçbir toplum bu kadar ağır bir yükü uzun süre kaldıramayacaktır. Bu düşüncelerle, Kayseri'de şehit olan kahramanlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum. Acılı ailelerine, silah arkadaşlarına ve milletimize başsağlığı niyaz ediyorum. Yaralı kardeşlerimize şifalar temenni ediyorum. Tekrar vurguluyor, tekrar haykırıyorum ki, Türkiye'yi bölmeye, milleti birbirine düşürmeye hiçbir alçak ve namert hevesin gücü yetmeyecektir. Şanlı tarihimizde görüldüğü üzere, bir öldüysek bin doğacağımızı, şehit ve şühedanın hatırasına yüz çevirmeyeceğimizi, vatan ve bayrağa yan gözle bakan eşkıya ve ortaklarını perişan edeceğimizi herkesin bilmesinde fayda görüyorum." ntvmsnc
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli Kayseri'de gerçekleşen terör saldırısına ilişkin açıklama yaptı.
Devlet Bahçeli'nin açıklaması şöyle,
"Türk milleti felaket üstüne felaket yaşamaktadır. Türkiye Cumhuriyeti korkunç ve kanlı nitelikli kolektif bir terör kuşatması altındadır. Her Türk vatandaşımız, vicdan ve vatan sevgisine sahip her insanımız terörizmin hain saldırılarına karşı nefret ve öfke doludur.
Artık bıçak kemiği delmiş, sabır taşı çatlamış, tahammül eşiği geçilmiştir. Bugün Kayseri'de, acımasız terörist eylem serisine bir yenisi daha eklenmiştir. Sabah saatlerinde, Kayseri Komando Tugay Komutanlığı'ndan izne çıkan er ve erbaşlarımızı taşıyan araca canlı bomba saldırısı düzenlenmiştir. Ne acıdır ki, 13 evladımız şehit, 6'sı ağır olmak üzere 55 evladımız da yaralanmıştır.
Geçen hafta Beşiktaş'ta vuku bulan menfur saldırının acıları henüz sarılmamışken, 44 şehidimizin hüznü henüz çok yeniyken, bu defa da Kayseri'de ortaya çıkan teröristler milletimizi bir kez daha can evinden vurmuşlardır. Kayseri'de yerleşik 1.Komando Tugayı'nın terörle mücadelede aktif ve yüksek bir payı olduğu göz önüne alındığında, saldırının hedef ve stratejisinin muhtevası net bir şekilde anlaşılacaktır. Terör her yerde, teröristler her taraftadır. Bundan böyle teröre karşı mücadele tüm vatan sathında, devletin bütün imkan ve kuvvetinin öncülüğünde, milli dayanışma ruh ve fedakarlığıyla yerine getirilmelidir. Türkiye'nin beka ve birliğine yönelmiş ağır tehditlerin yok edilmesi ve odağında imhası muhakkak sağlanmalıdır. "
"ELBETTE TÜRKİYE, TERÖRLE MÜCADELESİNDE HAKLI VE MEŞRUDUR"
"Bomba yüklü araçları, bedenlerine bomba sarmış alçakları milletimizin üzerine gönderen iç ve dış mihraklarla çok etkin, çok çetin ve acımasız bir mücadele süratle devreye alınmalıdır. Gerek vatan topraklarında, gerekse de sınır ötesinde, terörün ürediği kaynakları tamamen kurutmak amacıyla olağanüstü bir irade ve kararlılık sergilenmelidir. Karşımıza kim çıkarsa çıksın tesirsiz hale getirmek şarttır. Elbette Türkiye, terörle mücadelesinde haklı ve meşrudur.
Bilinsin ki, demokrasi, özgürlük ve insan hakları iddialarının ardına saklanarak terörle mücadeleyi sekteye uğratmaya çabalayan bölücü ve yıkıcı çevrelerin gerçek kirli yüz ve niyetleri gün gibi meydandadır. Açıktır ki, ülkemizin Suriye ve Irak'a dönüştürülmesi konusunda rekabet halinde olan dış güçlere, derin bağlantılara, kiralık çetelere, işbirlikçi oluşumlara merhamet gösterilmesi, boyun eğilmesi zulme ortak olmak anlamına gelecektir.
Türk milletinin böyle bir acizliği ve teslimiyeti kabul etmesi düşünülemeyecektir. Terörizm varlığımıza kast etmek için yarıştadır. Terörizm bin yıllık kardeşlik hukukunu bozmak, fitili tutuşturulmak istenen etnik ve mezhep kaosunu tırmandırmak için çırpınmaktadır. Ortadoğu'nun haritasını yeni baştan çizmek için masaya kurulan, iş başı yapan zalim güçlerin en temel gayesi Türkiye'yi çözmek ve çöküşünü sağlamaktır."
"TERÖRÜN PANZEHRİ MİLLİ BİRLİK VE KUCAKLAŞMA HALİNİ GÜÇLENDİRMEKTİR"
"Nihai gaye Kürdistan'dır. Oynanan oyun hiç kuşku yok ki vahşidir. Türk milleti tamamıyla terör namlusunun karşısındadır. Her hafta patlayan bombalar, devletin inandırıcılığını sorgulatmakla kalmayıp provokasyon ihtimalini de arttırmaktadır. İç savaş şartlarını oluşturmak için yoğun ve şeytani planlar yapanlara karşı her zamankinden daha fazla bir ve beraber olmak kaçınılmaz bir ihtiyaçtır. Düşmanları sevindirmemek lazımdır.
Türkiye'ye tuzak kurmak için her fırsatı değerlendirenlere koz vermemek için Türk milleti yediden yetmişe, doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine milli bir uyanışla kenetlenmeli, hıyaneti emelleriyle birlikte def etmelidir. Terörün panzehri milli birlik ve kucaklaşma halini güçlendirmektir. Siyasi ve ideolojik farklılıkların ikinci plana atılması, suni anlaşmazlıkların geride bırakılması acilen sağlanmalı; Türk milleti ortak mukadderatını, tarihsel miras ve emanetlerini cansiperane savunmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti'ni terörle alt ve tasfiye etmek için pusuda bekleyenlere milletin kudret ve azameti gösterilmelidir.
Aksi halde yıkım ve parçalanma tufanı kapımıza dayanmıştır. Teröre destek veren, terörün büyümesi ve kök salması için açık veya gizli mücadele yürüten siyasetçisinden sanatçısına kadar kim olursa olsun yakasından tutmak, hak ettikleri cezayı kesmek devletin tarihi görevidir."
"İLGİLİLERDEN HESAP SORULMASI GEREKTİĞİ TARTIŞMASIZ ORTADADIR"
"Kayseri'de hepimizi kedere boğan saldırının asıl faillerinin deşifre edilmesinin yanı sıra, askerlerimizi tedbirsiz şekilde izne çıkartan, lazım gelen güvenlik önlemlerini sırasıyla almayan sorumlular hakkında da adli ve idari işlemler yapılmalıdır. İstihbarat ve güvenlik zaaflarından doğan boşluğu kullanarak bombacıların ülkemizde cirit attığı, bu itibarla ilgililerden hesap sorulması gerektiği tartışmasız ortadadır. Milletimizin daha fazla kaybıyla birlikte, otomatiğe bağlanan cinayetlere milli ruhun daha fazla katlanmasını hiç kimse beklememelidir. Çünkü hiçbir millet, hiçbir toplum bu kadar ağır bir yükü uzun süre kaldıramayacaktır. Bu düşüncelerle, Kayseri'de şehit olan kahramanlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum. Acılı ailelerine, silah arkadaşlarına ve milletimize başsağlığı niyaz ediyorum. Yaralı kardeşlerimize şifalar temenni ediyorum. Tekrar vurguluyor, tekrar haykırıyorum ki, Türkiye'yi bölmeye, milleti birbirine düşürmeye hiçbir alçak ve namert hevesin gücü yetmeyecektir. Şanlı tarihimizde görüldüğü üzere, bir öldüysek bin doğacağımızı, şehit ve şühedanın hatırasına yüz çevirmeyeceğimizi, vatan ve bayrağa yan gözle bakan eşkıya ve ortaklarını perişan edeceğimizi herkesin bilmesinde fayda görüyorum." ntvmsnc
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)