2017 yılı için kamuya 61 bin 500 personel alımı yapılacak. İstihdam seferberliğine en büyük katkıyı veren kamu kurum ve kuruluşları alımlar için ilanlarını vermeye başladı bile; 20 bin öğretmen, 24 bin asker, 15 bin büro çalışanı ve 2 bin 500 polis.
Kamu kuruluşları ihtiyaç duyulan kadrolara alım için ilana çıktı. Bu kapsamda, milli savunma bakanlığına alınacak 24 bin personel için 3 Mart itibarıyla başlayan başvurular, 1 Aralık 2017’ye kadar devam edecek.
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 3 bin 570 sınıf öğretmeni, 2 bin 193 ingilizce öğretmeni, 2 bin 143 din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni başta olmak üzere toplam 20 bin öğretmen alımı yapılacak. Bakanlık ayrıca, Ağustos ayından sonra da ilave 10 bin öğretmen alımı için ilana çıkacak.
İçişleri Bakanlığı da valilik, kaymakamlık, il ve ilçe nüfus birimlerinde istihdam edilmek üzere bin 545 sözleşmeli büro personeli alımı yapacak.
Polis Akademisi Başkanlığı’na bağlı polis meslek yüksekokullarına da 2017-2018 eğitim-öğretim dönemi için 2 bin 250’si erkek, 250’si kadın olmak üzere toplam 2 bin 500 öğrenci alınacak.
Tüm kamu kurum ve kuruluşlarının personel alım ilanlarına Devlet Personel Başkanlığı’nın www.dpb.gov.tr internet sitesi üzerinden ulaşılabilecek. Sözcü
16 Mayıs 2017 Salı
15 Mayıs 2017 Pazartesi
Beşiktaş Gençlik Festivali başlıyor!
Beşiktaş Belediyesi, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı kapsamında "Beşiktaş Gençlik Festivali"nin 3’üncüsünü düzenliyor. Festival kapsamında Mabel Matiz, Adamlar, Can Bonomo, Pinhani, Redd gibi isimler katılımcılarla buluşacak.
Beşiktaş Belediyesi, 19 Mayıs'ta üçüncü kez ‘Beşiktaş Gençlik Festivali’ni düzenliyor. #GençlikBeşiktaşta etiketiyle duyurulan etkinlik, ‘İlk Adım Yürüyüşü’ ile yarın başlayacak. Mustafa Kemal Atatürk’ün Beşiktaş’tan milli mücadele için ilk adımı attığı noktaya gerçekleştirilecek olan yürüyüş, 19.30'da Akaretler'den başlayacak. Törenin ardından saat 21.00'de Barbaros Meydanı'nda Can Bonomo konseri düzenlenecek. 17 Mayıs Çarşamba günü saat 21.00'de ‘Adamlar’, 18 Mayıs Perşembe günü yine saat 21.00'de Mabel Matiz, Beşiktaş Gençlik Festivali kapsamında sahnede olacak. Konserler Barbaros Meydanı’nda düzenlenecek.
19 MAYIS’TA RENGARENK BİR KOŞU
Beşiktaş Belediyesi'nin Gençlik Festivali kapsamında ‘Colour Up’ koşusu organize edecek. 19 Mayıs Cuma günü saat 17.00'de Bebek girişinden başlayacak olan koşuda on binlerce genç boyaların içine girerek rengarenk görüntüler yaratacak. Kuruçeşme'de sona erecek olan koşunun ardından müzik eşliğinde ‘Colour’ gösterileri gençlerle buluşacak. Saat 18.00'den sonra ise Kuruçeşme'deki sahne gösterileri ve konserler ile Beşiktaş Gençlik Festivali sona erecek. 19 Mayıs günü festival kapsamında sahnede olacak isimler ve müzik grupları ise; DJ Mahmut Orhan, Piiz, Gece Yolcuları, Pinhani ve Redd…
Beşiktaş Belediyesi, 19 Mayıs'ta üçüncü kez ‘Beşiktaş Gençlik Festivali’ni düzenliyor. #GençlikBeşiktaşta etiketiyle duyurulan etkinlik, ‘İlk Adım Yürüyüşü’ ile yarın başlayacak. Mustafa Kemal Atatürk’ün Beşiktaş’tan milli mücadele için ilk adımı attığı noktaya gerçekleştirilecek olan yürüyüş, 19.30'da Akaretler'den başlayacak. Törenin ardından saat 21.00'de Barbaros Meydanı'nda Can Bonomo konseri düzenlenecek. 17 Mayıs Çarşamba günü saat 21.00'de ‘Adamlar’, 18 Mayıs Perşembe günü yine saat 21.00'de Mabel Matiz, Beşiktaş Gençlik Festivali kapsamında sahnede olacak. Konserler Barbaros Meydanı’nda düzenlenecek.
19 MAYIS’TA RENGARENK BİR KOŞU
Beşiktaş Belediyesi'nin Gençlik Festivali kapsamında ‘Colour Up’ koşusu organize edecek. 19 Mayıs Cuma günü saat 17.00'de Bebek girişinden başlayacak olan koşuda on binlerce genç boyaların içine girerek rengarenk görüntüler yaratacak. Kuruçeşme'de sona erecek olan koşunun ardından müzik eşliğinde ‘Colour’ gösterileri gençlerle buluşacak. Saat 18.00'den sonra ise Kuruçeşme'deki sahne gösterileri ve konserler ile Beşiktaş Gençlik Festivali sona erecek. 19 Mayıs günü festival kapsamında sahnede olacak isimler ve müzik grupları ise; DJ Mahmut Orhan, Piiz, Gece Yolcuları, Pinhani ve Redd…
Kadıköy’de ’19 Mayıs Gençlik ve Spor Şöleni’ zamanı
Kadıköy Belediyesi, 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı coşkusunu doyasıya yaşamak isteyenlere kapılarını açıyor. Yurttaşlar, bayram dolayısıyla hem Cumhuriyetimiz'in kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ü anacak, hem de etkinliklerde buluşacak.
Kadıköy Belediyesi, 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı için iyi bir program hazırladı. ’19 Mayıs Gençlik ve Spor Şöleni’ kutlamaları kapsamında Bisiklet Turu, Pop Orkestrası, DJ Performansından Rugby, Lakros, Frizbi maçlarının yanı sıra, ‘Ata’ya Saygı Gençlik Dalışı’ da yapılacak.
Kadıköy Belediyesi 19 Mayıs Gençlik ve Spor Şöleni 2017 temalı kutlamalar Kalamış Atatürk Parkı'nda 10.45'te Harman Folklor Kulübü'nün halkoyunları gösterisiyle başlayacak. Yurttaşlar dilerse, DJ eşliğinde müziklerle salto, trambolin, şut becerisi, balon futbolu oynayabilecek ve kurulacak olan tırmanma duvarında tırmanma yapabilecek.
12 KİLOMETRELİK BİSİKLET TURU
Etkinlikler kapsamında Bisiklet Turu da düzenlenecek. Yaklaşık 12 kilometrelik parkurdan oluşan Bisiklet Turu 11.00'de Kalamış Atatürk Parkı'ndan başlayacak ve 13.00'te Kalamış Atatürk Parkı'nda tamamlanacak.
“ATA'YA SAYGI GENÇLİK DALIŞI”
Derinlere Saygı Dalış Topluluğu, Marmara Üniversitesi Su Altı Topluluğu ile Koç Üniversitesi Su Altı Topluluğu 11.30'da “Ata'ya Saygı Gençlik Dalışı” gerçekleştirecek. 12.00'de Aikido ve Judo gösterileri, ardından 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı Kaykay Yarışması düzenlenecek. Ayrıca 13.00'te Piri Reis Üniversitesi Bando Takımı'nın gösterisiyle 18.00'de Kadıköy Belediyesi Çocuk Sanat Merkezi Pop Orkestrası'nın gösterileri programda yer alıyor. Kutlamaların en renkli bölümlerinden bir kaçı da Rugby ve Lakros gösteri maçları olacak. 13.00-14.00 arasında önce Kadıköy Bulls Kadın Rugby Takımı'nın, 14.00-15.00 arasında da Kadıköy Bulls ve Bosphorus gösteri maçları var.
15.00-16.00 arasında ise Türkiye Karması ile İstanbul Sultanlar arasında yapılacak olan Lakros gösteri maçıyla Lakros izlenebilir. Yaz gelince sahillerde keyifle oynanan frizbi de kutlama programında kendine yer buldu. 17.00'de Caddebostan Olympics Frizbi gösteri maçını izlenebilir.
COŞKU MÜZİKLE ARTACAK
Etkinlikler sırasında, Kalamış Atatürk Parkı’nda saat 19.30'da Özge Fışkın, 21.00'de de Manga konserleriyle coşku artacak. Kadıköy Belediyesi 17.00-19.00 saatleri arasında şölen alanına yarım saat arayla Haldun Taner Tiyatrosu, Söğütlüçeşme Metrobüs durağı, Bostancı Lunapark ve Göztepe SSK Hastanesi önünden ring seferleri düzenleyecek.
Kadıköy Belediyesi 19 Mayıs Gençlik ve Spor Şöleni 2017 temalı kutlamalar Kalamış Atatürk Parkı'nda 10.45'te Harman Folklor Kulübü'nün halkoyunları gösterisiyle başlayacak. Yurttaşlar dilerse, DJ eşliğinde müziklerle salto, trambolin, şut becerisi, balon futbolu oynayabilecek ve kurulacak olan tırmanma duvarında tırmanma yapabilecek.
12 KİLOMETRELİK BİSİKLET TURU
Etkinlikler kapsamında Bisiklet Turu da düzenlenecek. Yaklaşık 12 kilometrelik parkurdan oluşan Bisiklet Turu 11.00'de Kalamış Atatürk Parkı'ndan başlayacak ve 13.00'te Kalamış Atatürk Parkı'nda tamamlanacak.
“ATA'YA SAYGI GENÇLİK DALIŞI”
Derinlere Saygı Dalış Topluluğu, Marmara Üniversitesi Su Altı Topluluğu ile Koç Üniversitesi Su Altı Topluluğu 11.30'da “Ata'ya Saygı Gençlik Dalışı” gerçekleştirecek. 12.00'de Aikido ve Judo gösterileri, ardından 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı Kaykay Yarışması düzenlenecek. Ayrıca 13.00'te Piri Reis Üniversitesi Bando Takımı'nın gösterisiyle 18.00'de Kadıköy Belediyesi Çocuk Sanat Merkezi Pop Orkestrası'nın gösterileri programda yer alıyor. Kutlamaların en renkli bölümlerinden bir kaçı da Rugby ve Lakros gösteri maçları olacak. 13.00-14.00 arasında önce Kadıköy Bulls Kadın Rugby Takımı'nın, 14.00-15.00 arasında da Kadıköy Bulls ve Bosphorus gösteri maçları var.
15.00-16.00 arasında ise Türkiye Karması ile İstanbul Sultanlar arasında yapılacak olan Lakros gösteri maçıyla Lakros izlenebilir. Yaz gelince sahillerde keyifle oynanan frizbi de kutlama programında kendine yer buldu. 17.00'de Caddebostan Olympics Frizbi gösteri maçını izlenebilir.
COŞKU MÜZİKLE ARTACAK
Etkinlikler sırasında, Kalamış Atatürk Parkı’nda saat 19.30'da Özge Fışkın, 21.00'de de Manga konserleriyle coşku artacak. Kadıköy Belediyesi 17.00-19.00 saatleri arasında şölen alanına yarım saat arayla Haldun Taner Tiyatrosu, Söğütlüçeşme Metrobüs durağı, Bostancı Lunapark ve Göztepe SSK Hastanesi önünden ring seferleri düzenleyecek.
14 Mayıs 2017 Pazar
Diyanet İşleri Bakanı Görmez'den Twitter uyarısı
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, "sabah namazı buluşmaları" kapsamında geldiği Konya'da gençlere, "Sevgili gençler 140 karakterli lüzumsuz ifadelerden uzak durun. İnternette sosyal medyada beyninizi teslim alan yüreğinizi işgal eden her türlü görüntüden, lüzumsuz sözden ve yazıdan uzak durun." uyarısında bulundu.
Görmez, "Sabah namazı buluşmaları" kapsamında tarihi bedesten içerisinde yer alan Kapu Camisi'nde sabah namazını kıldırıp, vaaz verdi.
Vaazında sabah namazının faziletlerini anlatan Görmez, "Peygamber Efendimiz bir hadisi şerifinde, 'Eğer siz sabah namazını bu şekilde cemaatle kılmanın faziletini bilseydiniz ve gücünüz yetmeseydi sürünerek gelirdiniz.' buyuruyor. Elhamdülillah biz ayakta geliyoruz. Sürekli bu nimeti Yüce Mevlamızdan niyaz ediyorum. Sevgili gençler bu nimetten kendinizi mahrum bırakmayın." diye konuştu.
Gençlere çeşitli nasihatlarda bulunan Görmez, müminin hayatını cennete dönüştürmek için anlamsız, faydasız ve lüzumsuz sözlerden, davranışlardan, tartışmalardan uzak durması gerektiğini söyledi.
Günde beş vakit kılmanın önemine değinen Yılmaz, şu değerlendirmede bulundu:
"Sevgili gençler 140 karakterli lüzumsuz ifadelerden uzak durun. İnternette sosyal medyada beyninizi teslim alan yüreğinizi işgal eden her türlü görüntüden, lüzumsuz sözden ve yazıdan uzak durun. Ta ki kimse gelip kalbinizi cep telefonuyla işgal etmeye ve cep telefonuyla aklınızı ve ruhunuzu teslim almaya kalkmasın."
Kılınan beş vakit namazla Allah ile buluşulduğunu aktaran Görmez, gençlerden Onunla konuşmaktan, secdede muhabbet etmekten kendilerini mahrum bırakmamalarını isteyerek, "Cenabıhak bizleri bu büyük nimetten hiçbir zaman mahrum bırakmasın, Müslüman zürriyetini kıyamet sabahına kadar ibadetsiz, namazsız, niyazsız eylemesin inşallah." diye konuştu. Cumhuriyet
Görmez, "Sabah namazı buluşmaları" kapsamında tarihi bedesten içerisinde yer alan Kapu Camisi'nde sabah namazını kıldırıp, vaaz verdi.
Vaazında sabah namazının faziletlerini anlatan Görmez, "Peygamber Efendimiz bir hadisi şerifinde, 'Eğer siz sabah namazını bu şekilde cemaatle kılmanın faziletini bilseydiniz ve gücünüz yetmeseydi sürünerek gelirdiniz.' buyuruyor. Elhamdülillah biz ayakta geliyoruz. Sürekli bu nimeti Yüce Mevlamızdan niyaz ediyorum. Sevgili gençler bu nimetten kendinizi mahrum bırakmayın." diye konuştu.
Gençlere çeşitli nasihatlarda bulunan Görmez, müminin hayatını cennete dönüştürmek için anlamsız, faydasız ve lüzumsuz sözlerden, davranışlardan, tartışmalardan uzak durması gerektiğini söyledi.
Günde beş vakit kılmanın önemine değinen Yılmaz, şu değerlendirmede bulundu:
"Sevgili gençler 140 karakterli lüzumsuz ifadelerden uzak durun. İnternette sosyal medyada beyninizi teslim alan yüreğinizi işgal eden her türlü görüntüden, lüzumsuz sözden ve yazıdan uzak durun. Ta ki kimse gelip kalbinizi cep telefonuyla işgal etmeye ve cep telefonuyla aklınızı ve ruhunuzu teslim almaya kalkmasın."
Kılınan beş vakit namazla Allah ile buluşulduğunu aktaran Görmez, gençlerden Onunla konuşmaktan, secdede muhabbet etmekten kendilerini mahrum bırakmamalarını isteyerek, "Cenabıhak bizleri bu büyük nimetten hiçbir zaman mahrum bırakmasın, Müslüman zürriyetini kıyamet sabahına kadar ibadetsiz, namazsız, niyazsız eylemesin inşallah." diye konuştu. Cumhuriyet
Silikon mağduru hemşire ameliyat oldu
Silikon yaptırdıktan sonra dudaklarını kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya kalan hemşire Merve Keleş ameliyat oldu. Peki hemşirenin son durumu ne?
Adana’da kendisini doktor olarak tanıtan bayan kuaförüne dudak silikonu yaptırdıktan sonra dudaklarını kaybetme korkusu yaşayan hemşire Merve Keleş, sosyal paylaşım sitesinden ameliyat olduğunu ve iyileşmeye başladığını bildirdi.
Çukurova Üniversitesi Balcalı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Göğüs Hastalıkları Polikliniği'nde hemşire olarak görev yapan 22 yaşındaki Merve Keleş’in hayatı bir anda alt üst olmuştu. Keleş, yaklaşık 1.5 ay önce arkadaşı aracılığıyla internette kendisini estetik uzmanı olarak tanıtan bayan kuaförü Soner G. ile tanışmış, doğuştan sol alt dudağında şekil bozukluğu olduğu için dudağını kalınlaştırmak isteyerek, Azerbaycan’da eğitim gördüğünü öne süren Soner G.’ye önce 500 TL'ye geçici dolgu yaptırmış, daha sonra dolgu bir haftada eriyince, bu kez bin liraya silikon dolgu yapılması konusunda anlaşmış, kliniği tadilatta olduğu için işlemi evde yapacağını söyleyen kuaför, 12 Nisan Çarşamba günü hemşire Merve Keleş’e operasyonu yapmıştı. Operasyondan hemen sonra Keleş’in dudakları şişmeye başlamış ve dudaklarını kaybetme ile karşı karşıya kalınca hastaneye başvurmuştu. Keleş o günden beri hastanede kalıp dudaklarını kaybetmemek için tedavi görüyor. Keleş, geçtiğimiz günlerde sosyal paylaşım sitesinden dudağının fotoğrafını çekip “ameliyattan küçük bir iz” diye paylaşım yaptı. Daha sonra da yine fotoğrafını çekip “İyileşiyorum eve gideceğim günü iple çekiyorum” mesajını paylaştı.
Bayan kuaförü Soner G. bir süre önce hırsızlık suçundan 5 yıl 3 ay hapis cezası aldığı için yakalanıp cezaevine gönderilmişti. ‘Silikon’ vakasıyla alakalı da 4 kadın Cumhuriyet Savcılığı’na şikayette bulununca Soner G. hakkında “unvan dolandırıcılığı ve yaralama” suçundan soruşturma başlatıldı. Yapılan soruşturma sonucunda Soner G.’nin bu suçlardan da tutuklu yargılanmasına karar verildi. Sözcü
Çukurova Üniversitesi Balcalı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Göğüs Hastalıkları Polikliniği'nde hemşire olarak görev yapan 22 yaşındaki Merve Keleş’in hayatı bir anda alt üst olmuştu. Keleş, yaklaşık 1.5 ay önce arkadaşı aracılığıyla internette kendisini estetik uzmanı olarak tanıtan bayan kuaförü Soner G. ile tanışmış, doğuştan sol alt dudağında şekil bozukluğu olduğu için dudağını kalınlaştırmak isteyerek, Azerbaycan’da eğitim gördüğünü öne süren Soner G.’ye önce 500 TL'ye geçici dolgu yaptırmış, daha sonra dolgu bir haftada eriyince, bu kez bin liraya silikon dolgu yapılması konusunda anlaşmış, kliniği tadilatta olduğu için işlemi evde yapacağını söyleyen kuaför, 12 Nisan Çarşamba günü hemşire Merve Keleş’e operasyonu yapmıştı. Operasyondan hemen sonra Keleş’in dudakları şişmeye başlamış ve dudaklarını kaybetme ile karşı karşıya kalınca hastaneye başvurmuştu. Keleş o günden beri hastanede kalıp dudaklarını kaybetmemek için tedavi görüyor. Keleş, geçtiğimiz günlerde sosyal paylaşım sitesinden dudağının fotoğrafını çekip “ameliyattan küçük bir iz” diye paylaşım yaptı. Daha sonra da yine fotoğrafını çekip “İyileşiyorum eve gideceğim günü iple çekiyorum” mesajını paylaştı.
Bayan kuaförü Soner G. bir süre önce hırsızlık suçundan 5 yıl 3 ay hapis cezası aldığı için yakalanıp cezaevine gönderilmişti. ‘Silikon’ vakasıyla alakalı da 4 kadın Cumhuriyet Savcılığı’na şikayette bulununca Soner G. hakkında “unvan dolandırıcılığı ve yaralama” suçundan soruşturma başlatıldı. Yapılan soruşturma sonucunda Soner G.’nin bu suçlardan da tutuklu yargılanmasına karar verildi. Sözcü
Türkiye Barolar Birliği Başkanı yeniden Metin Feyzioğlu oldu
Türkiye Barolar Birliği (TBB) 34'üncü Olağan Genel Kurulu'nun kesin olmayan sonuçlarına göre, Metin Feyzioğlu, 419 oyla TBB başkanlığına yeniden seçildi,
TBB Olağan Genel Kurulu'nda başkanlık seçimleri için 504 delegeden 486'sı oy kullanırken, 420 geçerli oy sayıldı. Kesin olmayan sonuçlara göre, Metin Feyzioğlu, 419 oyla TBB başkanlığına yeniden seçildi.
TBB Olağan Genel Kurulu'nda başkanlık seçimleri için 504 delegeden 486'sı oy kullanırken, 420 geçerli oy sayıldı. Kesin olmayan sonuçlara göre, Metin Feyzioğlu, 419 oyla TBB başkanlığına yeniden seçildi.
Donald Trump’ın satışa çıkardığı 28 milyon dolarlık evi
ABD Başkanı Donald Trump, 20 milyon dolara satın aldığı malikanesini 28 milyon dolara satışa çıkardı.
ABD Başkanı Donald Trump, Karayipler’deki lüks malikanesini satışa çıkardı.
Trump, Le Château des Palmiers adlı malikaneyi 2013 yılında satın almıştı.
Beş dönümlük arazide ana ev ve misafir evi olmak üzere iki ev ve toplam 11 yatak odası bulunuyor.
Trump, 2013 yılında 20 milyon dolara satın aldığı malikanesini 28 milyon dolara satıyor.
Trump bu malikanede hiç oturmadı, sadece kiraya verdi.
Başkanın kiralamadan yılsa 100 bin dolar ile bir milyon dolar arasında gelir elde ettiği öğrenildi.
İşte Trump’ın satışa çıkardığı malikanesinin fotoğrafları…
ABD Başkanı Donald Trump, Karayipler’deki lüks malikanesini satışa çıkardı.
Trump, Le Château des Palmiers adlı malikaneyi 2013 yılında satın almıştı.
Beş dönümlük arazide ana ev ve misafir evi olmak üzere iki ev ve toplam 11 yatak odası bulunuyor.
Trump, 2013 yılında 20 milyon dolara satın aldığı malikanesini 28 milyon dolara satıyor.
Trump bu malikanede hiç oturmadı, sadece kiraya verdi.
Başkanın kiralamadan yılsa 100 bin dolar ile bir milyon dolar arasında gelir elde ettiği öğrenildi.
İşte Trump’ın satışa çıkardığı malikanesinin fotoğrafları…
13 Mayıs 2017 Cumartesi
Genelkurmay Başkanı Akar'dan 'Zübeyde Hanım'lı Anneler Günü mesajı
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, 14 Mayıs Anneler Günü mesajında, "Milletimizin, devletimizin kurtuluş ve kuruluşunun mimarı Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü yetiştiren Zübeyde Hanım; köklü tarihimize değer katan büyüklerimizi yetiştiren annelerimiz ile şehit ve gazi anneleri başta olmak üzere hepimizin, bütün annelere daima en yüksek saygı ve en derin sevgiyi göstermesi, en anlamlı görevlerimiz arasında yer almaktadır" ifadelerini kullandı.
Orgeneral Hulusi Akar, 14 Mayıs Anneler Günü mesajı şöyle:
"Türk Silahlı Kuvvetlerinin Değerli Mensupları ve Çok Kıymetli Annelerimiz,Asil Türk milletinin köklü ve birleştirici değerlerinden olan aile kurumunu; sevgisi, şefkati, merhameti ve özverisi ile ayakta tutan; özüne bağlı, başarılı ve sağlıklı nesillerin yetiştirilmesinde en önemli paya sahip olan; son derece onurlu ve bir o kadar da sorumluluk gerektiren annelik vazifesini fedakârca yerine getiren saygıdeğer annelerimizin 'Anneler Günü'nü, en içten duygularımla kutluyorum. Ebedi Başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 'Bu millet, esas terbiyesini aileden almaktadır. Türk milleti öyle analara sahiptir ki her devrin büyük adamlarını, bu analar yetiştirmiştir. Türk kadını, daha yüksek nesiller yetiştirmeye kabiliyetlidir.' vecizesi; değerli annelerimizin millet, toplum ve aile hayatı için taşıdığı önemi, açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Milletimizin, devletimizin kurtuluş ve kuruluşunun mimarı Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü yetiştiren Zübeyde Hanım; köklü tarihimize değer katan büyüklerimizi yetiştiren annelerimiz ile şehit ve gazi anneleri başta olmak üzere hepimizin, bütün annelere daima en yüksek saygı ve en derin sevgiyi göstermesi, en anlamlı görevlerimiz arasında yer almaktadır. Türk aile yapısının asli unsuru olan annelerimiz, yüreğinde taşıdığı evlat sevgisini kendisine yaşam kaynağı yapmış; hiçbir karşılık beklemeden ömrünü evladına adamış ve başka annelerin çocuklarına da kendi çocukları gibi şefkat göstermekten kaçınmamıştır. Yeri geldiğinde ise Kurtuluş Savaşı'nın unutulmaz kahramanlarından Şerife Bacı gibi, evladının üzerinden alıp cephanenin üzerine örttüğü yorganla milletin selametini, daima kendi evladının selametinden bile önce tutmuştur. Türk Silahlı Kuvvetleri; gözbebekleri gibi bakıp yetiştirdikleri Mehmetçiklerimizi, 'önce vatan' diyerek peygamber ocağına uğurlamanın haklı gururunu yaşayan fedakâr annelerimizin sevgi, güven ve desteğinden aldığı güçle bayraklaşan vatan topraklarının, millî birlik ve beraberliğin, ülke huzur ve güvenliğinin en önemli güvencesi olmaya devam edecektir. Bu anlamlı gün vesilesiyle başta bizleri vatan, millet ve yüksek değerlerimiz uğrunda sorumluluk ve görev üstlenmek üzere yetiştiren saygıdeğer annelerimiz; çocuklarımızı millî kültürümüz çerçevesinde yetiştiren ve huzur içerisinde çalışmamıza imkân tanıyan sevgili eşlerimiz ve annelik vasfını taşıyan kıymetli personelimiz olmak üzere, sevgili annelerimizin 'Anneler Günü'nü bir kez daha kutluyor; ebediyete intikal etmiş bütün annelerimizi de saygı ve rahmetle anıyorum. Her türlü sevginin kaynağı çok kıymetli annelerimizin; aileleri, evlatları ve tüm sevdikleriyle birlikte sağlık, mutluluk ve huzur dolu bir ömür geçirmeleri dileklerimle sevgi ve saygılarımı sunuyorum."
Orgeneral Hulusi Akar, 14 Mayıs Anneler Günü mesajı şöyle:
"Türk Silahlı Kuvvetlerinin Değerli Mensupları ve Çok Kıymetli Annelerimiz,Asil Türk milletinin köklü ve birleştirici değerlerinden olan aile kurumunu; sevgisi, şefkati, merhameti ve özverisi ile ayakta tutan; özüne bağlı, başarılı ve sağlıklı nesillerin yetiştirilmesinde en önemli paya sahip olan; son derece onurlu ve bir o kadar da sorumluluk gerektiren annelik vazifesini fedakârca yerine getiren saygıdeğer annelerimizin 'Anneler Günü'nü, en içten duygularımla kutluyorum. Ebedi Başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 'Bu millet, esas terbiyesini aileden almaktadır. Türk milleti öyle analara sahiptir ki her devrin büyük adamlarını, bu analar yetiştirmiştir. Türk kadını, daha yüksek nesiller yetiştirmeye kabiliyetlidir.' vecizesi; değerli annelerimizin millet, toplum ve aile hayatı için taşıdığı önemi, açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Milletimizin, devletimizin kurtuluş ve kuruluşunun mimarı Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü yetiştiren Zübeyde Hanım; köklü tarihimize değer katan büyüklerimizi yetiştiren annelerimiz ile şehit ve gazi anneleri başta olmak üzere hepimizin, bütün annelere daima en yüksek saygı ve en derin sevgiyi göstermesi, en anlamlı görevlerimiz arasında yer almaktadır. Türk aile yapısının asli unsuru olan annelerimiz, yüreğinde taşıdığı evlat sevgisini kendisine yaşam kaynağı yapmış; hiçbir karşılık beklemeden ömrünü evladına adamış ve başka annelerin çocuklarına da kendi çocukları gibi şefkat göstermekten kaçınmamıştır. Yeri geldiğinde ise Kurtuluş Savaşı'nın unutulmaz kahramanlarından Şerife Bacı gibi, evladının üzerinden alıp cephanenin üzerine örttüğü yorganla milletin selametini, daima kendi evladının selametinden bile önce tutmuştur. Türk Silahlı Kuvvetleri; gözbebekleri gibi bakıp yetiştirdikleri Mehmetçiklerimizi, 'önce vatan' diyerek peygamber ocağına uğurlamanın haklı gururunu yaşayan fedakâr annelerimizin sevgi, güven ve desteğinden aldığı güçle bayraklaşan vatan topraklarının, millî birlik ve beraberliğin, ülke huzur ve güvenliğinin en önemli güvencesi olmaya devam edecektir. Bu anlamlı gün vesilesiyle başta bizleri vatan, millet ve yüksek değerlerimiz uğrunda sorumluluk ve görev üstlenmek üzere yetiştiren saygıdeğer annelerimiz; çocuklarımızı millî kültürümüz çerçevesinde yetiştiren ve huzur içerisinde çalışmamıza imkân tanıyan sevgili eşlerimiz ve annelik vasfını taşıyan kıymetli personelimiz olmak üzere, sevgili annelerimizin 'Anneler Günü'nü bir kez daha kutluyor; ebediyete intikal etmiş bütün annelerimizi de saygı ve rahmetle anıyorum. Her türlü sevginin kaynağı çok kıymetli annelerimizin; aileleri, evlatları ve tüm sevdikleriyle birlikte sağlık, mutluluk ve huzur dolu bir ömür geçirmeleri dileklerimle sevgi ve saygılarımı sunuyorum."
İnsanı yaşat ki devlet yaşasın
Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan'ın gündeminde bugün Ankara'da KHK ile işten çıkartılan iki akademisyenin yürüttüğü açlık grevini var.
NURİYE ve Semih isimli iki akademisyen...
65 gündür açlık grevindeler.
Her geçen gün ölüme doğru koşuyorlar.
Bir teklifim var:
İçinde dört partiden isimlerin yer aldığı bir arabulucu ekibi kurulsun...
Bu ekip hem devlet yetkilileriyle hem de iki akademisyenle görüşsün.
Ve açlık grevinin son bulmasını sağlasın.
Bu ekip için teklif ettiğim isimler şunlardır:
AK Parti’den: Mehmet Ali Şahin, Ayşenur Bahçekapılı ve Metin Külünk...
MHP’den: Ruhi Ersoy, Abdurrahman Başkan ve Erkan Haberal...
CHP’den: Bülent Tezcan, Engin Altay ve Aykut Erdoğdu...
HDP’den: Ahmet Türk, Altan Tan ve Meral Danış Beştaş...
Haydi! Bir şeyler yapın.
Harekete geçin.
İnsanı yaşatın ki devlet yaşasın.
Haydi!
NURİYE ve Semih isimli iki akademisyen...
65 gündür açlık grevindeler.
Her geçen gün ölüme doğru koşuyorlar.
Bir teklifim var:
İçinde dört partiden isimlerin yer aldığı bir arabulucu ekibi kurulsun...
Bu ekip hem devlet yetkilileriyle hem de iki akademisyenle görüşsün.
Ve açlık grevinin son bulmasını sağlasın.
Bu ekip için teklif ettiğim isimler şunlardır:
AK Parti’den: Mehmet Ali Şahin, Ayşenur Bahçekapılı ve Metin Külünk...
MHP’den: Ruhi Ersoy, Abdurrahman Başkan ve Erkan Haberal...
CHP’den: Bülent Tezcan, Engin Altay ve Aykut Erdoğdu...
HDP’den: Ahmet Türk, Altan Tan ve Meral Danış Beştaş...
Haydi! Bir şeyler yapın.
Harekete geçin.
İnsanı yaşatın ki devlet yaşasın.
Haydi!
12 Mayıs 2017 Cuma
Atlara fayton işkencesi
Adalar'da tur yapmak için kullanılan faytonlara koşulan atlar Hayvan Hakları İzleme Komitesi'nin (HAKİM) raporuna göre en fazla iki yıl yaşayabiliyor.
Bianet'ten Çiçek Tahaoğlu'nun haberine göre, atların faytonda çalıştırılması Adalar’a has bir gelenek değil. Antalya, Kuşadası, Eskişehir, İzmir, birçok ilde fayton hala turistik bir ulaşım aracı. Yine de en çok sömürü Adalar’da, Kınalı Ada hariç. Faytona Binme Atlar Ölüyor İnisiyatifi'ne göre, Adalar toplamındaki 272 faytonun yaklaşık 230’u Büyükada’da bulunuyor.
Elif Narin, “Atların ortalama ömrü 20 yıl. Faytonda çalıştırılan atlar ise çalıştırılmaya başladıktan sonra en fazla iki yıl yaşıyor” diyor:
“Adalar’ın çok dik yokuşları var. Asfalt yolda ve dik yokuşlarda koşmak atların doğasına aykırı. Özetle Adalar’da faytonda çalıştırılmak atların doğasına aykırı. Ayrıca asfaltlar parçalandığında, atların ayağı takılıyor ve yaralanıyorlar. Yaralandıklarında da artık koşamayacakları için ölüme terkediliyorlar.”
Aç ve susuz koşmak zorundalar
Elif Narin, koşturulan atların çok fazla yememesi ve su içmemesi gerektiğini söylüyor.
“Atlarda ‘çatlama’ diye bir durum var. Eğer yemek yiyip, su içip üzerine koşarlarsa çatlama yaşayabilirler. Bu nedenle aç ve susuz koşturuluyorlar. Çok acı bir şey bu. İnsanlar da sıraya giriyor, sonra üstlerine binip geziyorlar. Hamile atlar, yeni doğum yapmış atları koşturuyorlar.”
Adalar’a teknelerle taşınıyorlar
Bu atların Adalar’a nasıl getirildiğini Narin şöyle anlatıyor:
“Yurdun çeşitli yerlerinde yetiştirilen atlar önce Kartal’a getiriliyor. Burada teknelere yüklenip Adalar’a taşınıyorlar, köle gibi tıklım tıklım teknelerde… Yaralanmış, koşamayacak durumda olan atların denize atıldığına dair duyumlar da alıyoruz. Bunlar ne kadar doğru bilmiyoruz ama denizin dibinde at cesetlerinin görüntülendiği fotoğrafları gördük.”
“Taksi plakası gibi kiralıyorlar”
Narin, Büyükada’da faytonculuğun tekelleştiğini ve faytonların taksi plakası gibi kiralandığını anlatıyor:
“Büyükada’daki faytonların tümü birkaç kişinin elinde. Taksi plakası kiralandığı gibi faytonlar da kiralanıyor. Mesela 6 aylığına belli bir ücret karşılığında faytonu kiralıyorlar, alan kişi de verdiği parayı çıkartabilmek için atları canı çıkana kadar sömürüyor.
“Atlar faytonu kullanan kişilerle birlikte kalıyor. Kaldıkları yerleri ziyaret ettik ve ne hayvan ne de insan için uygun olmayan yerler olduğunu gördük. İnsan sağlığı için de atlarla beraber yaşam koşulları uygun değil.”
Büyükada’da atlar için sağlık merkezi yok
Narin’in dikkat çektiği bir diğer konu, faytonlarıyla ünlü Adalar’da atlara yönelik bir tedavi merkezi olmaması.
“Her yerde faytonlar var ama atların bakımını yapacak bir merkez, bir veteriner yok. Atlara araç muamelesi yapılıyor, faytonlar İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı ve fiyat tarifeleri belirleniyor ama sağlıklarına dair bir çalışma yok.
“Adalar’ın elektrikli araçlar, bisikletler ve faytonların oluşturduğu keşmekeşinde sürekli fayton kazaları oluyor. At düşüp bacağı kırıldığında, inşaattan kepçe çağrılıyor ve at kepçeyle taşınıp ormana atılıyor. Orada kaderine terkediliyor.”
Bianet'ten Çiçek Tahaoğlu'nun haberine göre, atların faytonda çalıştırılması Adalar’a has bir gelenek değil. Antalya, Kuşadası, Eskişehir, İzmir, birçok ilde fayton hala turistik bir ulaşım aracı. Yine de en çok sömürü Adalar’da, Kınalı Ada hariç. Faytona Binme Atlar Ölüyor İnisiyatifi'ne göre, Adalar toplamındaki 272 faytonun yaklaşık 230’u Büyükada’da bulunuyor.
Elif Narin, “Atların ortalama ömrü 20 yıl. Faytonda çalıştırılan atlar ise çalıştırılmaya başladıktan sonra en fazla iki yıl yaşıyor” diyor:
“Adalar’ın çok dik yokuşları var. Asfalt yolda ve dik yokuşlarda koşmak atların doğasına aykırı. Özetle Adalar’da faytonda çalıştırılmak atların doğasına aykırı. Ayrıca asfaltlar parçalandığında, atların ayağı takılıyor ve yaralanıyorlar. Yaralandıklarında da artık koşamayacakları için ölüme terkediliyorlar.”
Aç ve susuz koşmak zorundalar
Elif Narin, koşturulan atların çok fazla yememesi ve su içmemesi gerektiğini söylüyor.
“Atlarda ‘çatlama’ diye bir durum var. Eğer yemek yiyip, su içip üzerine koşarlarsa çatlama yaşayabilirler. Bu nedenle aç ve susuz koşturuluyorlar. Çok acı bir şey bu. İnsanlar da sıraya giriyor, sonra üstlerine binip geziyorlar. Hamile atlar, yeni doğum yapmış atları koşturuyorlar.”
Adalar’a teknelerle taşınıyorlar
Bu atların Adalar’a nasıl getirildiğini Narin şöyle anlatıyor:
“Yurdun çeşitli yerlerinde yetiştirilen atlar önce Kartal’a getiriliyor. Burada teknelere yüklenip Adalar’a taşınıyorlar, köle gibi tıklım tıklım teknelerde… Yaralanmış, koşamayacak durumda olan atların denize atıldığına dair duyumlar da alıyoruz. Bunlar ne kadar doğru bilmiyoruz ama denizin dibinde at cesetlerinin görüntülendiği fotoğrafları gördük.”
“Taksi plakası gibi kiralıyorlar”
Narin, Büyükada’da faytonculuğun tekelleştiğini ve faytonların taksi plakası gibi kiralandığını anlatıyor:
“Büyükada’daki faytonların tümü birkaç kişinin elinde. Taksi plakası kiralandığı gibi faytonlar da kiralanıyor. Mesela 6 aylığına belli bir ücret karşılığında faytonu kiralıyorlar, alan kişi de verdiği parayı çıkartabilmek için atları canı çıkana kadar sömürüyor.
“Atlar faytonu kullanan kişilerle birlikte kalıyor. Kaldıkları yerleri ziyaret ettik ve ne hayvan ne de insan için uygun olmayan yerler olduğunu gördük. İnsan sağlığı için de atlarla beraber yaşam koşulları uygun değil.”
Büyükada’da atlar için sağlık merkezi yok
Narin’in dikkat çektiği bir diğer konu, faytonlarıyla ünlü Adalar’da atlara yönelik bir tedavi merkezi olmaması.
“Her yerde faytonlar var ama atların bakımını yapacak bir merkez, bir veteriner yok. Atlara araç muamelesi yapılıyor, faytonlar İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı ve fiyat tarifeleri belirleniyor ama sağlıklarına dair bir çalışma yok.
“Adalar’ın elektrikli araçlar, bisikletler ve faytonların oluşturduğu keşmekeşinde sürekli fayton kazaları oluyor. At düşüp bacağı kırıldığında, inşaattan kepçe çağrılıyor ve at kepçeyle taşınıp ormana atılıyor. Orada kaderine terkediliyor.”
Bordo Bereli subay ABD'nin verdiği madalyayı reddetti
ABD'li Albay Kevin Leahy, İncirlik Üssü'nde gösterdiği üstün başarılarından ötürü Bordo Bereli Türk Subay'a madalya ve berat verdi. Düzenlenen törende konuşan Türk subay, "Bu madalyayı verenler, benim düşmanım olan YPG ile işbirliği içindedir. Onurum bu madalyayı kabul etmeme müsaade etmemektedir” diyerek kabul etmedi.
İncirlik Üssü'nde görevli bir Türk subay, ABD’li komutanın kendisine verdiği madalya ve beratı, “Bu madalyayı verenler, benim düşmanım olan YPG ile işbirliği içindedir. Onurum bu madalyayı kabul etmeme müsaade etmemektedir” diyerek kabul etmedi. Subayın Suriye’de DEAŞ’la mücadelede kurulan Türkiye-ABD Ortak Koalisyon Karargâhı’nda görevli Özel Kuvvetler (Bordo Bereli) mensubu olduğu öğrenildi.
Hürriyet gazetesinde yer alan habere göre Güvenlik uzmanı Abdullah Ağar’ın sosyal medyada paylaştığı ve ilgili makamlarca doğrulanan olay İncirlik’teki koalisyon karargâhında önceki gün yaşandı. ABD Komutanlığı tarafından, gösterdiği üstün başarılarından ötürü bir Türk subayına madalya ve berat takdimi için veda ve madalya töreni düzenlendi.
Salon buz kesti
Alanında en üst ikinci düzeyde olan madalyayı, ‘Doğal Kararlılık Harekâtı Komutanlığı’ adına ABD’li Albay Kevin Leahy, Türk subaya takıp beratı takdim etti. Ardından Türk subayı tören usulünce konuşmaya başladı. Türk subayın, konuşmasının son bölümündeki sözleri ise bir anda salonda buz gibi bir havanın esmesine neden oldu. Ağar’ın paylaşımına göre, Türk subayı şunları söyledi: “Sizleri yaralamak ve üzmek istemem. Fakat bu madalyayı kabul etmem mümkün değildir. Çünkü bu madalyayı verenler, benim düşmanım olan YPG ile işbirliği içindedir. Onurum bu madalyayı kabul etmeme müsaade etmemektedir.”
Tebrik mesajları yağdı
Türk subayı konuşmasını tamamladıktan sonra kendisine verilmiş olan madalya ve beratı iade etti. Törene katılanlar bu tutum karşısında sessizliğe büründü. Türk subayı madalya ve beratı masaya bıraktıktan sonra salondan ayrıldı. Türk subaya bu davranışı sonrası Türkiye’nin birçok askeri birliğinden de tebrik mesajları yağdığı öğrenildi.
İncirlik Üssü'nde görevli bir Türk subay, ABD’li komutanın kendisine verdiği madalya ve beratı, “Bu madalyayı verenler, benim düşmanım olan YPG ile işbirliği içindedir. Onurum bu madalyayı kabul etmeme müsaade etmemektedir” diyerek kabul etmedi. Subayın Suriye’de DEAŞ’la mücadelede kurulan Türkiye-ABD Ortak Koalisyon Karargâhı’nda görevli Özel Kuvvetler (Bordo Bereli) mensubu olduğu öğrenildi.
Hürriyet gazetesinde yer alan habere göre Güvenlik uzmanı Abdullah Ağar’ın sosyal medyada paylaştığı ve ilgili makamlarca doğrulanan olay İncirlik’teki koalisyon karargâhında önceki gün yaşandı. ABD Komutanlığı tarafından, gösterdiği üstün başarılarından ötürü bir Türk subayına madalya ve berat takdimi için veda ve madalya töreni düzenlendi.
Salon buz kesti
Alanında en üst ikinci düzeyde olan madalyayı, ‘Doğal Kararlılık Harekâtı Komutanlığı’ adına ABD’li Albay Kevin Leahy, Türk subaya takıp beratı takdim etti. Ardından Türk subayı tören usulünce konuşmaya başladı. Türk subayın, konuşmasının son bölümündeki sözleri ise bir anda salonda buz gibi bir havanın esmesine neden oldu. Ağar’ın paylaşımına göre, Türk subayı şunları söyledi: “Sizleri yaralamak ve üzmek istemem. Fakat bu madalyayı kabul etmem mümkün değildir. Çünkü bu madalyayı verenler, benim düşmanım olan YPG ile işbirliği içindedir. Onurum bu madalyayı kabul etmeme müsaade etmemektedir.”
Tebrik mesajları yağdı
Türk subayı konuşmasını tamamladıktan sonra kendisine verilmiş olan madalya ve beratı iade etti. Törene katılanlar bu tutum karşısında sessizliğe büründü. Türk subayı madalya ve beratı masaya bıraktıktan sonra salondan ayrıldı. Türk subaya bu davranışı sonrası Türkiye’nin birçok askeri birliğinden de tebrik mesajları yağdığı öğrenildi.
11 Mayıs 2017 Perşembe
"Atatürk’e hakaret eden alçakların ortak özellikleri"
Hürriyet gazetesi köşe yazarı Ahmet Hakan, Atatürk'e hakaret tartışmasını yorumladı. Ahmet Hakan'ın konuyla ilgili yazısı;
- İlber Hoca’nın tabiriyle... İstisnasız hepsi hödüktür.
*
- Geçimlerini Atatürk’e iftira ve hakaretten sağlamaktadırlar.
*
- Dakikada 49 iftira atma becerisine sahiptirler.
*
- İftira atmak ve hakaret etmek dışında Atatürk’e dair yapabilecekleri tek bir şey bile yoktur.
*
- “Keşke Yunan işgali başarılı olsaydı” diyecek kadar kafadan çatlaktırlar.
*
- Kafayı Atatürk’ün yatak odasına takacak kadar sapıktırlar.
*
- İffetli bir kadına iftira atmanın öteki dünyadaki bedelini unutacak kadar alçalmışlardır.
*
- Haysiyet nedir bilmezler.
*
- Atatürk’e dil uzatmanın çok riskli olduğu dönemlerde susacak kadar korkaktırlar.
*
- Müslümanlık adına ahlaksızlık yapılabileceğine inanacak kadar Müslümanlıktan uzaktırlar.
*
- Zihinleri, ilgileri, merakları... Hep bellerinin altındadır.
Yazının tamamını okumak için tıklayınız.
- İlber Hoca’nın tabiriyle... İstisnasız hepsi hödüktür.
*
- Geçimlerini Atatürk’e iftira ve hakaretten sağlamaktadırlar.
*
- Dakikada 49 iftira atma becerisine sahiptirler.
*
- İftira atmak ve hakaret etmek dışında Atatürk’e dair yapabilecekleri tek bir şey bile yoktur.
*
- “Keşke Yunan işgali başarılı olsaydı” diyecek kadar kafadan çatlaktırlar.
*
- Kafayı Atatürk’ün yatak odasına takacak kadar sapıktırlar.
*
- İffetli bir kadına iftira atmanın öteki dünyadaki bedelini unutacak kadar alçalmışlardır.
*
- Haysiyet nedir bilmezler.
*
- Atatürk’e dil uzatmanın çok riskli olduğu dönemlerde susacak kadar korkaktırlar.
*
- Müslümanlık adına ahlaksızlık yapılabileceğine inanacak kadar Müslümanlıktan uzaktırlar.
*
- Zihinleri, ilgileri, merakları... Hep bellerinin altındadır.
Yazının tamamını okumak için tıklayınız.
Mahkemeden ‘booking’ kararı
Türkiye'deki faaliyetleri askıya alınan booking.com ve otelcilerin, karara yaptığı itiraz mahkeme tarafından reddedildi. Booking için Türkiye operasyonlarına uygulanan engel bir sonraki duruşmaya kadar devam edecek.
Booking.com’un, Türkiye’deki faaliyetlerin durdurulmasına yönelik karar sonrası yaptığı itiraz reddedildi. Dünya Gazetesi’nden Emre Eser’in haberine göre online rezervasyon portalının Türkiye operasyonlarına uygunanan tedbir kararı bir sonraki duruşmaya kadar devam edecek.
Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) tarafından, haksız rekabetin önlenmesi amacıyla daha önce açılan davada, online rezervasyon portalı Booking.com’un Türkiye’deki faaliyetlerine tedbiren durdurma kararı verilmişti. Karara başta Booking olmak üzere aralarında Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) gibi birliklerinde bulunduğu çok sayıda taraf itiraz etti.
İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde bugün görülen davada mahkeme, Booking.com ve TÜROB tarafından yapılan itirazı değerlendirdi. İlk itiraz duruşmasında mahkeme, tedbir kararının devamına karar verdi. Bir sonraki duruşma iki hafta sonra.
İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2015/1174 E. sayılı dosyası ile açılan davanın 29.03.2017 tarihli duruşmasında Booking.com benzeri şirketinin, Booking.com internet adresi üzerinden veya oluşturacakları başka bir adres üzerinden, Türkiye'de yerleşik otel, konaklama tesislerinin pazarlanması ve pazarlanmasına aracılık edilmesi yönündeki faaliyetin durdurulmasına, bu konuda Bilgi Teknolojileri Kurumu'na yazı yazılmasına karar veririlmişti.
Booking.com’un, Türkiye’deki faaliyetlerin durdurulmasına yönelik karar sonrası yaptığı itiraz reddedildi. Dünya Gazetesi’nden Emre Eser’in haberine göre online rezervasyon portalının Türkiye operasyonlarına uygunanan tedbir kararı bir sonraki duruşmaya kadar devam edecek.
Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) tarafından, haksız rekabetin önlenmesi amacıyla daha önce açılan davada, online rezervasyon portalı Booking.com’un Türkiye’deki faaliyetlerine tedbiren durdurma kararı verilmişti. Karara başta Booking olmak üzere aralarında Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) gibi birliklerinde bulunduğu çok sayıda taraf itiraz etti.
İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde bugün görülen davada mahkeme, Booking.com ve TÜROB tarafından yapılan itirazı değerlendirdi. İlk itiraz duruşmasında mahkeme, tedbir kararının devamına karar verdi. Bir sonraki duruşma iki hafta sonra.
İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2015/1174 E. sayılı dosyası ile açılan davanın 29.03.2017 tarihli duruşmasında Booking.com benzeri şirketinin, Booking.com internet adresi üzerinden veya oluşturacakları başka bir adres üzerinden, Türkiye'de yerleşik otel, konaklama tesislerinin pazarlanması ve pazarlanmasına aracılık edilmesi yönündeki faaliyetin durdurulmasına, bu konuda Bilgi Teknolojileri Kurumu'na yazı yazılmasına karar veririlmişti.
32 kilo olan Yağız bebeğin sağlığı, 15 bin TL’lik ilaca bağlı
Yağız bebek yardım bekliyor. Henüz 1,5 yaşında olmasına rağmen, "Leptin hormonu eksikliği" nedeniyle sürekli kilo alan 32 kiloya ulaşan Yağız bebeğin ailesi, yurt dışından getirilen ve değeri 15 bin TL olan ilaç için Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan yardım istiyor.
Sedat ve Sevda Bekte çifti, ikinci çocukları Yağız'ı 5 aylıkken kilo problemi nedeniyle doktora götürdü. Yapılan araştırmalar sonucu çocuğa “leptin hormonu eksikliği” teşhisi konuldu. Doktorlar, aileye bebeğin tedavisi için yurt dışında bulunan ve SGK kapsamı dışında olan 4 bin 441 dolar değerindeki ilacın kullanması gerektiğini söyledi.
İlacın hastalık tanısının dışında kaldığını söyleyen aile, ilacı alacak güçlerinin olmadığını belirtti. Bebeklerinin hastalık tanısına göre ilacın SGK kapsamına alınmasını isteyen aile, bu konuda Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan yardım istiyor. İlacın bir kutusunun 4 bin 441 dolar olduğunu belirten baba Sedat Bekte, ilacın bir kutusunun 3 gün gittiğini söyledi. Bebeğinin aşırı yemekten kilo almadığını vurgulayan anne Sevda Bekte, bebeğinin sadece anne sütüyle bile ayda iki kilo aldığına dikkat çekti.
“DAHA ÖNCE ÜÇ DEFA İLAÇ İÇİN BAŞVURDUK FAKAT REDDEDİLDİK”
Sanayide oto tamir dükkanında çalışan 32 yaşındaki Sedat Bekte, “Yağız 1,5 yaşında ve leptin hastası. Devamlı ve hızlı bir şekilde kilo alıyor. Alınması gereken ilaç Sağlık Bakanlığı tarafından onaylı fakat farklı bir tanıda. Farklı bir tanıda onaylı olduğu için ilacı alamıyoruz. Bu ilacın SGK’dan Yağız’ın tanısına göre onaylanması ve yayınlanması gerekiyor. Yayınlanırsa biz ilacı alıp tedaviye başlayabiliyoruz. Daha önce üç defa ilaç için başvurduk fakat tanı kapsamında olmadığı için talebimiz reddedildi. Bu ilacın SGK’dan onaylanmasını istiyorum. Sayın Cumhurbaşkanıma buradan sesleniyorum. SGK’dan bu ilacın tanımlanmasını ve Yağız’ın tedavisine başlanmasını istiyorum. Yağızın kullanması gereken ilacın bir kutusu 4 bin 441 dolar. Yağız bu ilacı doktorlar kesmediği sürece ömür boyu kullanacak. Türk lirası olarak yaklaşık 15 bin TL. İlacın bir kutusu 3 gün gidiyor. 3 aylık rapora göre 20 kutu ilaç kullanması gerekiyor. Dolar bugün 3,5 TL ise üç aylık ilacı tahminen 300 bin TL gibi bir rakam tutuyor. Yağız bu ilacı kullanmazsa kilo almaya devam edecek, yürüyemeyecek, koşamayacak, nefes almakta sıkıntı çekecek. Şu anda 12 santim karaciğer yağlanması var. Her geçen gün kilo alıyor. Sayın Cumhurbaşkanımızdan isteğimiz ilacımızın bir an önce onaylanıp, Yağız'ın tedavisine başlamak” dedi.
YAĞIZ’A BAYRAM HEDİYESİ OLSUN
Yağız’ın bir an önce sağlığına kavuşmasını istediğini belirten 26 yaşındaki Sevda Bekte, “Yağız’ın her çocuk gibi koşup yürümesini istiyorum. Yağız gerçekten çok zor durumda. Bir yıldır gitmediğimiz yer kalmadı. Nereye gittiysek elimiz boş döndük. Çalışma yapan arkadaşlarımız var ama zaman sabır diyorlar. Ben sabrımın bittiği yerdeyim şu anda. Sayın Cumhurbaşkanımızın bize yardım etmesini istiyorum. Bu ilacı Yağız’a Ramazan Bayramı hediyesi olarak vermesini rica ediyorum. Kendilerine buradan sesimi duyurmak istiyorum. Şu an ilaç olarak Yağız’a hiçbir tedavi uygulanmıyor. Yağız sürekli yemek yemek istiyor. Ben onu oyalamaya çalışıyorum ama Yağız 32 kilo. Artık sıkıntılarımız başladı. Yağız dışarı çıkmak istiyor, yürümek istiyor, oynamak istiyor, kucağıma gelmek istiyor. Diyet falan dediler fakat Yağız’ın tedavisi diyetlik değil. Anne sütü alırken bile ayda 2 kilo alıyordu. Şu anda ek gıda alıyor ama hala ayda 2-2,5 kilo alıyor. Bu hastalığı 5 aylıkken doktora götürdüm araştırmalar yapıldı ve hormon eksikliği çıktı. Sağ olsun vatandaşlar yardım etmek istiyor ama ilaç pahalı olduğu için bu da zor oluyor. Bu ilacı devlet aracılığıyla bir doktor kontrolünde alabiliyoruz. Bunu da yapsa yapsa bize Cumhurbaşkanımız yapar, bakanlarımız yapar sağlık bakanımız yapar” diye konuştu. ntvmsnc
İlacın hastalık tanısının dışında kaldığını söyleyen aile, ilacı alacak güçlerinin olmadığını belirtti. Bebeklerinin hastalık tanısına göre ilacın SGK kapsamına alınmasını isteyen aile, bu konuda Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan yardım istiyor. İlacın bir kutusunun 4 bin 441 dolar olduğunu belirten baba Sedat Bekte, ilacın bir kutusunun 3 gün gittiğini söyledi. Bebeğinin aşırı yemekten kilo almadığını vurgulayan anne Sevda Bekte, bebeğinin sadece anne sütüyle bile ayda iki kilo aldığına dikkat çekti.
“DAHA ÖNCE ÜÇ DEFA İLAÇ İÇİN BAŞVURDUK FAKAT REDDEDİLDİK”
Sanayide oto tamir dükkanında çalışan 32 yaşındaki Sedat Bekte, “Yağız 1,5 yaşında ve leptin hastası. Devamlı ve hızlı bir şekilde kilo alıyor. Alınması gereken ilaç Sağlık Bakanlığı tarafından onaylı fakat farklı bir tanıda. Farklı bir tanıda onaylı olduğu için ilacı alamıyoruz. Bu ilacın SGK’dan Yağız’ın tanısına göre onaylanması ve yayınlanması gerekiyor. Yayınlanırsa biz ilacı alıp tedaviye başlayabiliyoruz. Daha önce üç defa ilaç için başvurduk fakat tanı kapsamında olmadığı için talebimiz reddedildi. Bu ilacın SGK’dan onaylanmasını istiyorum. Sayın Cumhurbaşkanıma buradan sesleniyorum. SGK’dan bu ilacın tanımlanmasını ve Yağız’ın tedavisine başlanmasını istiyorum. Yağızın kullanması gereken ilacın bir kutusu 4 bin 441 dolar. Yağız bu ilacı doktorlar kesmediği sürece ömür boyu kullanacak. Türk lirası olarak yaklaşık 15 bin TL. İlacın bir kutusu 3 gün gidiyor. 3 aylık rapora göre 20 kutu ilaç kullanması gerekiyor. Dolar bugün 3,5 TL ise üç aylık ilacı tahminen 300 bin TL gibi bir rakam tutuyor. Yağız bu ilacı kullanmazsa kilo almaya devam edecek, yürüyemeyecek, koşamayacak, nefes almakta sıkıntı çekecek. Şu anda 12 santim karaciğer yağlanması var. Her geçen gün kilo alıyor. Sayın Cumhurbaşkanımızdan isteğimiz ilacımızın bir an önce onaylanıp, Yağız'ın tedavisine başlamak” dedi.
YAĞIZ’A BAYRAM HEDİYESİ OLSUN
Yağız’ın bir an önce sağlığına kavuşmasını istediğini belirten 26 yaşındaki Sevda Bekte, “Yağız’ın her çocuk gibi koşup yürümesini istiyorum. Yağız gerçekten çok zor durumda. Bir yıldır gitmediğimiz yer kalmadı. Nereye gittiysek elimiz boş döndük. Çalışma yapan arkadaşlarımız var ama zaman sabır diyorlar. Ben sabrımın bittiği yerdeyim şu anda. Sayın Cumhurbaşkanımızın bize yardım etmesini istiyorum. Bu ilacı Yağız’a Ramazan Bayramı hediyesi olarak vermesini rica ediyorum. Kendilerine buradan sesimi duyurmak istiyorum. Şu an ilaç olarak Yağız’a hiçbir tedavi uygulanmıyor. Yağız sürekli yemek yemek istiyor. Ben onu oyalamaya çalışıyorum ama Yağız 32 kilo. Artık sıkıntılarımız başladı. Yağız dışarı çıkmak istiyor, yürümek istiyor, oynamak istiyor, kucağıma gelmek istiyor. Diyet falan dediler fakat Yağız’ın tedavisi diyetlik değil. Anne sütü alırken bile ayda 2 kilo alıyordu. Şu anda ek gıda alıyor ama hala ayda 2-2,5 kilo alıyor. Bu hastalığı 5 aylıkken doktora götürdüm araştırmalar yapıldı ve hormon eksikliği çıktı. Sağ olsun vatandaşlar yardım etmek istiyor ama ilaç pahalı olduğu için bu da zor oluyor. Bu ilacı devlet aracılığıyla bir doktor kontrolünde alabiliyoruz. Bunu da yapsa yapsa bize Cumhurbaşkanımız yapar, bakanlarımız yapar sağlık bakanımız yapar” diye konuştu. ntvmsnc
Emekli, gemi ile tatile çıkıyor
Terör gerekçesiyle dünyanın önde gelenkruvaziyer firmaları Türk limanlarındançekildi. Ancak Yunanlı Celestyal Cruises,Türklere düşük bütçeli tatil imkanı sunuyor.
Kruvaziyer firmalarının Türkiye limanlarından çekildiği 2016 yılında, Yunanistan bayraklı Celestyal Cruises gemileri 165 defa İzmir, Çeşme ve Kuşadası'na uğradı. Böylece Celestyal Cruises Türkiye limanlarına en çok uğrayan cruise şirketi oldu.
İLGİ YUNAN ADALARINA
Celestyal Cruises Türkiye Direktörü Özgü Alnıtemiz; 2015 yılında 25 bin, 2016 yılında 32 bin Türk yolcuyu Ege sularında gezdirdiklerini söyledi. Alnıtemiz, “Dünyada ve bölgemizde yaşanan olaylar nedeniyle cruise gemileri Türk limanlarından çekilirken, Celestyal Cruises Türkiye'ye olan inancından asla vazgeçmedi. Birkaç yıl içinde Türkiye'deki yolcu sayısını 80 bine çıkarmayı hedefliyoruz” dedi. Türk tatilcilerin son dönemlerde en çok tercih ettiği destinasyonların başında Yunan adalarının geldiğini belirten Alnıtemiz, Celestyal Cruises'ta bu turların 229 Euro'dan başladığına dikkat çekti. Alnıtemiz sözlerini şöyle sürdürdü:
“Üstelik her şey dahil konseptiyle çalışıyorlar. Özellikle vizesiz turlar cruise tatilini çok ekonomik ve çok avantajlı hale getiriyor. Antalya'daki her şey dahil otellerin fiyatlarıyla kıyaslandığında fiyatlar son derece makul kalıyor. 3, 4 ve 7 gecelik paketler var.
Yolcu profilinde avukattan doktora, öğretmenden öğrenciye, emekliden mühendise geniş bir dağılım mevcut.”
ANTEPLİLER GEMİYİ SEVDİ
Özgü Alnıtemiz, 2016 sezonuna ilişkin misafir memnuniyet anket sonuçlarını açıkladı. Alnıtemiz şöyle devam etti:
‘‘Sonuçlar ilginç bir veriyi ortaya koydu. Turlara katılanların yüzde 72.6'sı ilk kez bizim gemilerimizde bir cruise tecrübesini yaşadığını söyledi. Cruise turlarını tercih edenlerin bölgeleri karşılaştırıldığında ise 1. sırada yüzde 26.8 ile İstanbul; ikinci sırada yüzde 23.2 ile İzmir yer aldı. Gaziantep, Trabzon gibi iller olmak üzere Anadolu'dan katılımın ise yüzde 40 düzeyinde olduğunu gördük. Bu da bize doğru yolda olduğumuzu; cruise bilinirliğini artırdığımızı ve artık ülkemizde tatil planlarında cruise seyahatinin yer aldığını gösterdi.'' (Ferda Öngün / Sözcü)
Kruvaziyer firmalarının Türkiye limanlarından çekildiği 2016 yılında, Yunanistan bayraklı Celestyal Cruises gemileri 165 defa İzmir, Çeşme ve Kuşadası'na uğradı. Böylece Celestyal Cruises Türkiye limanlarına en çok uğrayan cruise şirketi oldu.
İLGİ YUNAN ADALARINA
Celestyal Cruises Türkiye Direktörü Özgü Alnıtemiz; 2015 yılında 25 bin, 2016 yılında 32 bin Türk yolcuyu Ege sularında gezdirdiklerini söyledi. Alnıtemiz, “Dünyada ve bölgemizde yaşanan olaylar nedeniyle cruise gemileri Türk limanlarından çekilirken, Celestyal Cruises Türkiye'ye olan inancından asla vazgeçmedi. Birkaç yıl içinde Türkiye'deki yolcu sayısını 80 bine çıkarmayı hedefliyoruz” dedi. Türk tatilcilerin son dönemlerde en çok tercih ettiği destinasyonların başında Yunan adalarının geldiğini belirten Alnıtemiz, Celestyal Cruises'ta bu turların 229 Euro'dan başladığına dikkat çekti. Alnıtemiz sözlerini şöyle sürdürdü:
“Üstelik her şey dahil konseptiyle çalışıyorlar. Özellikle vizesiz turlar cruise tatilini çok ekonomik ve çok avantajlı hale getiriyor. Antalya'daki her şey dahil otellerin fiyatlarıyla kıyaslandığında fiyatlar son derece makul kalıyor. 3, 4 ve 7 gecelik paketler var.
Yolcu profilinde avukattan doktora, öğretmenden öğrenciye, emekliden mühendise geniş bir dağılım mevcut.”
ANTEPLİLER GEMİYİ SEVDİ
Özgü Alnıtemiz, 2016 sezonuna ilişkin misafir memnuniyet anket sonuçlarını açıkladı. Alnıtemiz şöyle devam etti:
‘‘Sonuçlar ilginç bir veriyi ortaya koydu. Turlara katılanların yüzde 72.6'sı ilk kez bizim gemilerimizde bir cruise tecrübesini yaşadığını söyledi. Cruise turlarını tercih edenlerin bölgeleri karşılaştırıldığında ise 1. sırada yüzde 26.8 ile İstanbul; ikinci sırada yüzde 23.2 ile İzmir yer aldı. Gaziantep, Trabzon gibi iller olmak üzere Anadolu'dan katılımın ise yüzde 40 düzeyinde olduğunu gördük. Bu da bize doğru yolda olduğumuzu; cruise bilinirliğini artırdığımızı ve artık ülkemizde tatil planlarında cruise seyahatinin yer aldığını gösterdi.'' (Ferda Öngün / Sözcü)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)