7 Ocak 2015 Çarşamba

Paris'te katliam 12 ölü...

Fransa'nın başkenti Paris'te mizah dergisi Charlie Hebdo'nun merkezine silahlı kişilerce saldırıldı. En az 12 kişinin ölümüne neden olan saldırganlar kaçtı. Derginin 'Coco' adını kullanan çizeri, yaşananları anlattı ve "Giriş kodunu girdim ve kapıyı ben açtım. Beş dakika sürdü" ifadelerini kullandı.

Derginin Paris'in 11'inci bölgesindeki Nicolas Apper Caddesi'nde bulunan merkezine saat 11.30 sularında (TSİ 12.30) silahlı en az iki kişi tarafından saldırı düzenlendi. Saldırıda ikisi polis, en az 12 kişinin yaşamını yitirdiği bildirildi. Saldırıda dördü ağır 11 kişinin yaralandığı belirtildi.  İlerleyen saatlerden İçişleri Bakanı Bernard Cazeneuve saldırıyı düzenleyenlerin üç kişi olduklarını söyledi.

Öldürülen iki polisin, saldırı anında dergide olan Genel Yayın Yönetmeni Stephane Charbonnier'yi korumakta oldukları belirtildi. Ölüm tehditleri alan Charbonnier, uzun süredir polis tarafından korunuyordu.

Kalaşnikof ve roketatarlı saldırganlar, kaçarken olay yerinin yakınında bulunan bir polis aracını da hedef aldı. Görgü tanıkları, saldırı sırasında en az 30 silah sesi duyduklarını belirtti.
SİYAH ARAÇLA KAÇTILAR
Fransız iTele, saldırganların siyah bir araçla olay yerinden uzaklaştığını ve Porte de Pantin yakınlarında bir başka otomobili durdurarak bu araçla kaçmaya devam ettiklerini bildirdi.

Saldırganların kullanıp terk ettiği araç
Siyah araçtan inen iki saldırgan, polisle böyle çatıştı.
Saldırganlardan biri, yaralı güvenlik görevlisini böyle öldürdü.

FRANSA EN ÖNEMLİ KARİKATÜRİSTLERİNİ KAYBETTİ
Fransa basınında yer alan haberlerde derginin genel yayın yönetmeni Stephane Charbonnier ve Jean Cabut'nün de aralarında bulunduğu Fransa'nın en önemli karikatüristleri ölenler arasında yer alıyor. Uzun süredir ölüm tehditleri alan Charbonnier, polis korumasında yaşıyordu.

Fransız ekonomi uzmanı, yazar, gazeteci ve aynı zamanda Charlie Hebdo'nun ortaklarından olan Bernard Maris de saldırıda yaşamını yitirdi.

'YAZI İŞLERİ TOPLANTISI VARDI'
Le Monde gazetesi, Charlie Hebdo'dan bir gazetecinin verdiği bildiye dayanarak saldırının olduğu saatlerde dergide yazı işleri toplantısının yapıldığını ve saldırganların büyük olasılıkla bunu bildiğini söyledi. Gazetenin haberinde "Haftanın diğer günlerinde dergide çok fazla kişi olmaz, bunu biliyorlardı" ifadeleri yer aldı.
Charlie Hebdo çizerlerinden Coco

'GİRİŞ KODUNU GİRDİM VE KAPIYI AÇTIM'
L'Humanite isimli internet sitesinde ise derginin çizerlerinden Coco, olay anını şöyle anlattı:
"Kızımı almak için kreşe gitmiştim. Dergi binasına geri döndüğümde kapının önünde maskeli ve silahlı iki kişi vardı ve etrafa tehditler savuruyorlardı. İçeri girmek istiyorlardı. Giriş kodunu tuşladım. Wolinski ve Cabu'ya ateş ettiler. Beş dakika sürdü. Ben bir masanın altına saklanmıştım. Çok iyi Fransızca konuşuyorlardı. El Kaide diyorlardı."

Saldırının ardından Fransa'da bayraklar yarıya indirilirken Paris ve çevresini kapsayan Ile-de-France bölgesinde alarm seviyesi en üst düzeye çıkarıldı.

DANİMARKA GAZETESİ GÜVENLİK ÖNLEMLERİNİ ARTIRDI
Charlie Hebdo dergisine gerçekleştirilen silahlı saldırı sonrasında Danimarka’da yayın yapan Jylland-Posten Gazetesi de güvenlik önlemlerini artırma kararı aldı.
2005 yılında yayınladığı çizimlerle karikatür krizinin patlak vermesine vesile olan Jyyland-Posten Gazetesi’nin Kopenhag’daki ofisi etrafındaki güvenlik önlemleri artırıldı.

HOLLANDE OLAY YERİNE GİTTİ
Cumhurbaşkanı François Hollande ise kısa bir süre sonra olay yerine gitti. Hollande, buradaki ilk açıklamasında "Saldırının karşılıksız bırakılmayacağı" mesajı verdi. Le Monde gazetesi ise saat 14.00'te bakanlar düzeyinde toplantı yapılması planlandığı yer aldı. Bu arada İçişleri Bakanı Bernard Cazeneuve ve Paris Belediye Başkanı Anne Hidalgo da olay yerine gitti.
Paris Emniyeti, silahlı saldırı olayının dergi binasının girişinde yaşandığını doğruladı. Twitter'da dergi çalışanlarının bazılarının çatıya sığındığını gösteren fotoğraflar paylaşıldı.

BAŞBAKAN 'TERÖR TEHDİDİ' DEMİŞTİ
Fransa Başbakanı Manuel Valls, geçtiğimiz haftalarda yaptığı bir açıklamasında "Ülkemiz hiç olmadığı kadar ciddi bir terör tehdidi altında" demişti.

Charlie Hebdo 2012’de Hz. Muhammed karikatürleri yayımladı. O dönemde bu karikatür infial yaratmış, alarma geçen Fransa 20 ülkedeki elçilik ve okullarını derginin yayımlandığı cuma günü geçici olarak kapatma kararı almıştı.



Brezilyalı çizer Carlos Latuff, saldırıyı böyle karikatürize etti.

(Kaynak:hürriyet.com.tr)

İstanbul'da büyük elektrik kesintisi

BAKIM ve onarım çalışmaları nedeniyle 10 Ocak Cumartesi günü İstanbul’un Avrupa ve Anadolu Yakası’ndaki bazı ilçelerine belirli saatlerde elektrik verilemeyecek.


Elektriği kesilecek yerler ve saatleri şöyle:

AVRUPA YAKASI

BEYLİKDÜZÜ: Saat 11:00-14:00 arası 19 Mayıs Mahallesi, Gonca Sokak, Kahraman Sokak, Leyla Sokak ve civarı.

Saat 18:00-00:00 arası Yakuplu Mahallesi, Bakırcılar Sanayi Sitesi, Açelya Caddesi, 1. Cadde ve civarı.

ARNAVUTKÖY: Saat 09:00-16:00 arası Hadımköy Mahallesi, Dr. Mithat Martı Caddesi ve civarı 

ÇATALCA: Saat 08:00-16:00 arası Nakkaş Köyü.

BAŞAKŞEHİR: Saat 08:00-18:00 arası Bahçeşehir Mahallesi, Bülbül Caddesi, Cengiz Süzer Caddesi, İskete Çıkmazı, Badem Villaları ve civarı.

BAĞCILAR: Saat 08:00-17:00 arası Bağlar Mahallesi, Batik Örme Sanayi, Petrol Ofisi A.Ş, Anadolu Restoran İşletmeleri (MC Donald’s) 

AVCILAR: Saat 09:00-12:00 arası Ambarlı Mahallesi, Öğretmenler Caddesi, Çelik Sokak ve civarı.

BEŞİKTAŞ (LEVENT): Saat 10:00-13:00 arası Akatlar Mahallesi, 6. Gazeteciler Sitesi, Hare Sokak, Yıldırım Oğuz Göker Sokak, Menekşe Sokak, Uğur Mumcu Caddesi, Beşiktaş Koleji.

GAZİOSMANPAŞA: Saat 06:00-18:00 arası Cebeci Caddesi, 106, 16, 653. Sokaklar, Galeri Caddesi, Realkom (Bossa) ve civarı.

ESENYURT: Saat 13:00-17:00 arası Atatürk Mahallesi, Kazım Karabekir Caddesi, Fırtına Sokak ve civarı.

ANADOLU YAKASI

BEYKOZ: Saat 08:00-18:00 arası Anadolu Feneri Mahallesi, Anadolu Feneri Yolu, Fener-Revir, Menekşe Sokak.

TUZLA: Saat 10:00-13:00 arasında Evliya Çelebi Mahallesi, Tersaneler Sokak.

ÜSKÜDAR: Saat 07:00-18:45 arasında İcadiye Mahallesi, Temaşa, Ayarcıbaşı, İcadiye Bağlarbaşı, Haşacı Raif, Cemil Meriç, Cumhuriyet, Altunizade, Kısıklı, Haluk Türksoy Sokak.

ÜMRANİYE: Saat 08:00-18:00 arasında Esenevler Mahallesi, Kültür Sokak. 

İstanbul'da okullar tatil edilecek mi

İstanbul Valiliği, kar yağışının etkisini yitirmesi beklendiği içtin yarın tüm okullarda öğretime devam edileceğini açıkladı.

Valilik'ten yapılan açıklama şöyle:

"Meteorolojik verilere göre  perşembe günü itibariyle İstanbul'da kar yağışının etkisini yitirmesi beklendiğinden 8 Ocak 2015 tarihinde tüm eğitim kurumlarımızda öğretime devam edilecektir. Öğrenci servisleri başta olmak üzere sürücülerimizin kış şartlarına ve trafik kurallarına uygun hareket etmeleri önem arz etmektedir."

Hastanelerde imam dönemi

Sağlık Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı arasında imzalanan protokole göre din görevlileri hasta ile yakınlarına manevi destek ve moral verecek

Sağlık Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı arasında protokol imzalandı. Protokole göre din görevlileri hasta ile yakınlarına manevi destek ve moral verecek.

Bugün imzalanan protokol ile manevi destek ve moral, hasta ve yakınlarının talebi doğrultusunda Diyanet İşleri'nde görevli ve pedagojik eğitim almış din görevlileri tarafından verilecek.

radikal.com.tr'nin haberine göre, Sağlık Bakanlığı ve Diyanet İşleri 2012 yılından beri çalışma yürütüyordu, 20 din adamı konuyla ilgili eğitildi pilot bölgelerde de 15 gün içinde hizmete başlayacaklar.

İlk pilot bölge ise Ankara olacak. Onkoloji Hastanesi'nde uygulama başlayacak. İlerleyen dönemlerde aynı hizmet diğer dini inançlara sahip olanlara da verilecek.

6 Ocak 2015 Salı

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Onların nerelerde paralar savurduğunu biliyoruz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda, Büyükelçiler Konferansı dolayısıyla verilen öğle yemeğinde yaptığı konuşmada "Nerelere nasıl paralar savurduğunu biliyoruz. Nerelerde kendilerine yemek masası ayırt ettiklerini bunu da biliyoruz. Arkadaşlar biz onlardan daha güçlüyüz. Öyleyse şu anda milli siyaset belgesi içerisinde yer almaya namzet olan bu paralel yapı artık dünyada gereken yere oturacaktır. MGK bununla ilgili tavsiye kararını almıştır. Hükümetimiz bakanlar kurulundan bunu geçirmiştir. Şimdi 2015 milli siyaset belgesi içinde yerini alacaktır. Bu artık böyle bir örgüttür. Büyükelçilerimizin tüm personelleriyle gerçeklerin duyurulması için daha gayretli olmaları gerektiği açıktır" dedi.

Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları:

Eskiden olduğu gibi Türkiye faiz kan savaş lobilerinin servetlerine servet kattıkları bir ülke olacaktı. 17-25 Aralık darbesinde başarısız olanlar ümitsizlik içinde yeni bir takım operasyonları devreye almak için uğraştılar, uğraşıyorlar. Dört eski bakan üzerinden kurgulanan süreç, tamamen umutsuz bir süreçtir. Orada başaramadılar, acaba burada başarabilir miyiz?

O zaman başbakanım. Başbakan olarak, illa bununla ilgili soruşturma komisyonu kuralım dedikleri zaman, ‘e kuralım’ dedik. Bizim bundan kaçınacak yanımız yok. Kurduk. Kurduktan sonra komisyon çalıştı nihayet dün kararını verdi.

"DERT BAŞKA"
Bilirkişi raporları vesaire. Şimdi tabi komisyonun adeta bu ara karar. Bundan sonraki süreç tabi ki parlamento genel kurul. Ama dert bu mu? Dert başka. Acaba buradan biz ne elde edebiliriz, bunun gayreti içerisindeler.

Ben inanıyorum ki bu parlamento, şu anda özellikle komisyonun aldığı üzerinde çalışılmış bu karar neticesinde nihai kararını en adil, ideal şekilde verecektir ve Türkiye bu tür oyalama süreçleri içerisinde üzerinde spekülasyonların yapılacağı bir ülke değildir.  Olmadığını da bu parlamento gösterecektir.

17-25 Aralık iddiaları, 30 Mart ve ardından 10 Ağustos seçimlerinde millet tarafından yargılanmıştır, millet kararını sandıkta vermiştir. Asıl önemlisi, 17-25 Aralık mahkemelerde yargılanmış ve oyun o mahkemelerde bozulmuştur. Şimdi yargı içindeki bir takım odakların, siyaseti dizayn etme arzularına öyle umuyorum ki izin verilmeyecektir.

"YAPAY SORUNLARDAN ZİYADE..."
Yeni Türkiye’nin inşası, Türkiye’nin tüm kurumlarıyla normalleşmesi, geri döndürülemez şekilde hedefine ilerleyecektir. Değerli büyükelçiler, yaşanan bütün badireler karşısında gösterdiği kararlılıkla Türkiye büyüklüğünü göstermiştir. Türkiye üzerinde yapılmak istenen ameliyatlar milletin gücü karşısında erimiştir. Mevcut sorunları da aşarak artık enerjimizi içerdeki yapay sorunlardan ziyade güçlü ekonomiye yoğunlaştırmak zorundayız.

"BUNLARIN YÜZÜNE YÜZENE ÇALMANIZ LAZIM"
Büyükelçilerimizin bütün bu operasyonlara karşı son derece dikkatli olmaları gereken bir süreçten geçiyoruz. Özellikle batıda medya ve bazı odaklar Türkiye’ye karşı yoğun bir algı operasyonu içindeler. Batı medyasında türkiye2deki hadiselere ilişkin olarak çok sayıda haber yorum, bunların yanında Türkiye’nin demokrasiden nasibini almamış bir ülke gibi gösterme gayretleri bizlerin de dikkati çekiyor. Tüm bu haberlerin yalan olduğunu görüyoruz. Geliyorlar, bizimle oturuyorlar konuşuyorlar, belgeleri gösteriyoruz, bunlara rağmen bildiklerini okuyorlar. Ben özellikle şunu istiyorum, bunların karşısında dik durun. Onlara yaptıkları ahlaki olmayan bütün bu yalan haberleri, bu asparagas haberleri bunların yüzüne yüzüne çalmanız lazım.

"BUNU BOZACAK OLAN SİZSİNİZ"
Bakıyorsunuz bir haşhaşi grup buralarda senatolarında parlamentolarında her türlü haberi her türlü oralarda kumpaslar vesaireler bunları yürütüyorlar. Bunu bozacak olan kim? Siz değerli büyükelçilerimiz olacaksınız. Bize ulaştırılması gereken neyse o bilgileri belgeleri bizlere aktarın. Biz gümbür gümbür bunları konuşuruz. Geri adım atmak gibi asla söz konusu olamaz. Üzerlerine üzerlerine gideceğiz. Kimse bizim gündemimizi belirleyemez.

"NERELERDE YEMEK MASASI AYIRTTIKLARINI BİLİYORUZ"

Türkiye'de çok büyük bir hezimet yaşayan bu paralel yapının kendisini kiralayacak yeni efendiler aradığını ve bu amaçla milletine ihaneti uluslararası medya üzerinden gerçekleştirmek istediğini görüyoruz. Nerelere nasıl paralar savurduğu bunu da biliyoruz. Nerelerde nasıl kendilerine yemek masaları ayırt ettiklerini bunu da biliyoruz. Bütün bu olayların altında yatan gerçek nedir? Oralarda kendileri için lobiler oluşturmak, kulisler yapabilmek.

Arkadaşlar biz onlardan daha güçlüyüz. Öyleyse şu anda milli siyaset belgesi içerisinde yer almaya namzet olan bu paralel yapı artık dünyada gereken yere oturacaktır. MGK bununla ilgili tavsiye kararını almıştır. Hükümetimiz bakanlar kurulundan bunu geçirmiştir. Şimdi 2015 milli siyaset belgesi içinde yerini alacaktır. Bu artık böyle bir örgüttür. Büyükelçilerimizin tüm personelleriyle gerçeklerin duyurulması için daha gayretli olmaları gerektiği açıktır.

"BASIN ÖZGÜR DEĞİLMİŞ"
Basın özgürlüğü üzerinden teröre karşı alınan tedbirler üzerinden, terör örgütleri üzerinden Türkiye kötülenmek isteniyor. Bakıyorsunuz bir tahşiye olayı çıkıyor bu olaydan dolayı bir operasyon. Hemen olay basın özgürlüğü, basın özgür değilmiş. İddia ile konuşuyorum. Ne Avrupa’sında ne diğer ülkelerinde, türkiye’deki basın kadar özgür bir medya yoktur. Bunların hepsini gördük. Sıkıysa siz oralarda kalkın, cumhurbaşkanına başbakana saldırın, saldıramazsınız. Amerika’da almanya’da Rusya’da yapamazsınız. Bunların yüzüne yüzüne, onların görsel medyada çıkan şeylerini önlerine koymanız lazım.

''AB, TÜRKİYE POLİKASINI GÖZDEN GEÇİRMEK ZORUNDA''
Bir kez daha ifade ediyorum. Türkiye hiçbir kimsenin parmak sallayarak büyük bir kibir içinde itham edeceği bir ülke değildir. Eski alışkanlıklarıyla Türkiye’ye parmak sallamaya azarlamaya kalkışanlar karşılarında artık yeni bir Türkiye’nin olduğunu görsünler. Özellikle AB, Türkiye politikasını artık gözden geçirmek durumundadır. Yeterince oyaladılar, vakit kaybettirdiler.

Her gün Müslümanlara yönelik, camilere yönelik alçakça saldırılar düzenleniyor. Irkçı örgütler daha fazla sempati kazanıyor. Bizim sürekli dikkat çektiğimiz ve tedbir alınması için uyardığımız islamofobi Avrupa’da ciddi bir teşkil ediyor. Romanlara neler yaptığını biliyorsunuz bunların. Bugün de mesele ciddiye alınmazsa, AB ve Avrupa değerleri artık tartışma konusu yapılır. Türkiye’nin Suriye konusundaki duruşunun haklılığı her geçen gün doğrulanıyor, ama adını koymuyorlar.

''İKİ AY GEÇTİ, DÜŞTÜ MÜ?''
Yanılmıyorsam dün Rasmussen bir konuşma yapıyor. Konuşmasında sadece hava harekâtıyla bu iş çözülmez diyor, kara harekatı da olması gerekiyor diyor. E biz bu işi ta başından söyledik. Sadece dostlar alışverişte görsün başka bir şey olmaz. Ve Ayn el-Arap’ta bizim bir görüşmemiz oldu. Sayın başkan ile yaptığımız görüşmede dedik ki niye Kobani Ayn el-Arap? Sizin stratejik önemi mi var? Ne dedi biliyor musunuz? Biz buraya mühimmat desteğini vermezsek iki gün içerisinde Kobani düşer. İki ay geçti, düştü mü? Gönderdikleri mühimmatın da bir kısmı DEAŞ’a gitti, bir kısmı da oradaki savaşçılara. Ne oldu? Hala süreç devam ediyor. Kendilerine biz Fransa ziyaretinde Holland’a onu söyledim. Stratejik olan yer burası değil, Halep’tir dedik, çalışmanız var mı dedik. Gerçekçi olmaya mecburuz.
Sizin hassasiyetiniz ne? Irak için petrol anlıyoruz. Suriye için ne? Orada yeni bir yapılanma…

İsrail, başta Kudüs olmak üzere işgal altındaki Filistin topraklarındaki saldırganlığını artırarak sürdürmüştür. Filistin’in vazgeçilmez hakları için görüşlerimizi içeren mektubu BM Güvenlik Konseyi'ne ileterek, harekete geçmeye çağırdığım da malumunuzdur. Biz bu konudaki çabalarımıza devam edecek, ayrımcı politikaların sona ermesi için gayret göstermeyi sürdüreceğiz. Temennimiz Filistin’in daha fazla vakit kaybetmeden uluslararası alanda hak ettiğini almasıdır.

Ermenistan enerjisini sözde soykırım meselesine odaklanarak harcamayı tercih ediyor. Meseleyi siyasallaştırarak kendi bakış açısını empoze etmeye devam ediyor. Bu konuda dışişleri bakanlığımızın yoğun ve derinlemesine çalışmalar yaptığını biliyorum. 2015 boyunca gerek Dışişleri Bakanlığımız, gerek ilgili kurumlarımız koordinasyon içinde inanıyorum ki bu iddiaların üzerine gidecektir.

Libya’da çatışmaların sürmesinden, hava saldırılarının sivil halka zarar vermesinden, taraflar arasında siyasi diyalogun başlamamasından endişe duyuyoruz. (Hürriyet)

"Geçme namerd köprüsünden..."

Başbakan Ahmet Davutoğlu AK Parti grup toplantısında konuştu. Davutoğlu’nun MİT’i tebrik ettiği sırada AK Parti izleyici sıralarından “İşte ordu işte komutan” sloganları yükseldi. Davutoğlu bu sloganlara, “İşte millet işte hizmetkarınız” cevabını verdi.

İşte Davutoğlu’nun konuşmasından satır başları:       
 
Yeni yıl ile birlikte TBMM olarak ilk kaybımız verdik. HDP Milletvekili Murat Bozlak’ı kaybettik. Taziyelerimi iletiyorum
Kayıp astsubayımızı da MİT’in başarılı bir operasyonu ile yurda getirdik. Milli İstihbarat Teşkilatımızı bir kez daha kutluyorum.
Bir sene önceyi göz önüne getirin. Geçen sene o vakitlerde biz TBMM'de çalışırken birileri de 19 Ocak’ta yapacakları MİT TIR'larına yönelik operasyonların çalışması içindeydi.
Gün hesap verme günüdür. Herkes bilsin biz hesap sorma makamındayız.
Ne yapmak istiyorlardı? İç ve dış işbirlikçileriyle üç hedefleri vardı, siyasi istikrarsızlık doğurmak ekonomik kriz çıkartmak ve Türkiye’yi uluslararası alanda yalnızlaştırmak.
Bu hedeflere ulaşamadılar. Ulaşamayacaklar.
12 yıllık bizim en büyük başarımız demokratik istikrardı. 9 kez milletimizin önüne gittik ve her seferinde milletimiz teveccüh gösterdi.
Geçmişte olduğu gibi bir takım odalara kapanarak mühendislik yapmaya çalıştılar, başarısız oldular.
Hala arayış içindeler. Ama bir yıl sonra bu sene başında gür bir sesle diyoruz ki elhamdülillah millet emanete sahip çıkmıştır.
Ak Parti grubumuzun her bir ferdini bağrıma basıyorum. 2002’den beri her türlü tuzağa karşı en büyük dayanağımız millet en büyük gücümüz AK Parti grubu olmuştur.
İleride Türki siyasetinin tarihçesi yazıldığında AK parti grubunun her bir ferdi bu tarihe adını altın harflerle yazdıracaktır.

“EKONOMİNİN GÜCÜ AK PARTİ’NİN TEMİZ SİYASETİ”
Enflasyonda iniş trendi devam edecek. İstanbul borsası son iki yılın rekorunu kırdı.
Dün bu iki rekorla Türk ekonomisi sağlamlığını ispat etti. Cari açık 10 yıl içinde yüzde 37 düştü.
Artık Türk ekonomisi her zamankinden daha güçlüdür. Çünkü bu ekonominin gücü kaynağı AK parti kadrolarının temiz siyasetidir.
Bunun arkasında o ekonomiyi ahlakla yürüten o kadrolar var.
Sayın Bahçeli kendi dönemini hatılasın. ‘Yolsuzluk’ dediğinde biz 2001 krizini hatırlatırız. Hortumları, bir gecede yüzde 1000’lere çıkan faizleri hatırlatırız.
Ekonomik kriz bekleyenlere mesajımız çok açıktır: Daha çok beklerler. Biz bu toprakların bereketini temsil ediyoruz.

“ULUSLARARASI MEDYA KARALAMAK İSTEDİ”
Bunu Van Minute kadar götürebilirsiniz ama son dört yılda uluslar arası medyanın her türlü karalamasına maruz kaldık.
Tek hedefleri vardı bir başarı hikayesini karalamak. Neden? Soğuk savaştan bu yana İslam dünyası hep bir kara dünya olarak nitelendirildi.
Bir hikaye tüm bu algıyı bozdu. Ak Partinin başarı hikayesi sürekli karalanan İslam dünyası mazlum milletlerin hepsinde bir ümit uyandırdı.
Bu başarı hikayesini karalama çabası var.
Bu bir yıl içinde iki iddia sürekli gündeme tutuldu: 1 - Otoriterleşme iddiası 2- Türkiye’nin teröre destek verdiği iddiası.
Ortadoğu’daki gençler Ak Parti’nin başarı hikayesini görerek yola çıktılar.
Biz biliyoruz ki, Somalili’nin kalbinde de AK parti var, Filistin’de Suriye’de de kalplerinde ay yıldız var.
Makedonya’da bana demişlerdi ki, ‘bize bayrak gönderir misiniz.’ Ben de dedim ki sadece bayrak değil isteyen herkese bayrakla beraber, Türkçe mealli Kuran-ı Kerim ve Türkçe sözlük de göndereceğiz.

KOMİSYON’UN YÜCE DİVAN KARARI
Bu oyunlar bozduk biz. Ve bugün Türkiye demokratik istikrarını ispat etmiş ekonomik kalkınması sürdüren bir ülkedir. Bu imajı bozacak he türlü çalışmanın karşısındayız.
Komisyon kararı hangi yönde olmuş olsaydı dahi, geçen sene yaşadıklarımız ve 7 Şubat MİT Müsteşarının ifadeye çağrılması, Gezi provokasyonu, 17-25 Aralık provokasyonları, Dışişlerinin dinlenmesi bir darbe süreciydi bir vesayet kurma çabasıydı.
Birileri Türkiye’de demö0krasiye darbe vurmak istedi. Türkiye’nin uluslararası itibarını bozmak istediler.
Bu darbe teşebbüsü akim kalmıştır ve bunu yapanlar tarih ve millet önünde hem mahcup hem de mahkumdurlar.
Paralel çete bu hesaplar içine girmişken tek başına değildi. Muhalefetle işbirliği yaptı. Hiçbir gelişme bu gerçeği örtemez.
Türkiye’de AK parti istikrarı savunurken CHP ve MHP bu paralel çeteyle seçimlere koalisyonla girdiler.

CHP’YE ŞİŞLİ ELEŞTİRİSİ
Şişli’ye bir bakın. Aralarında bir protokol yapıyorlar. Yeni seçilen başkanın görevi eski başkanın oğluna bırakması için. Sonra bu bozuluyor, araya mafya giriyor ve hepsi sonunda ortaya çıkıyor.
Burada bir babadan oğula geçene vesayet kültürü var. Şişli’de bile bunu başaramayanlar Türkiye’de bunu başarabilirler mi?
2 aydır Şişli sorunun çözemediler. Çünkü bu zihniyet sorunu. Bunların hiçbir zaman demokratik zihniyetleri olmadı.

“KOMİSYONA MÜDAHALE ETMEDİK”
Geçen sene bakanlarla ilgili iddialar ortaya atıldığında bakanlar görevlerinden istifa ettiler. Ak Parti’nin talebiyle soruşturma komisyonu kuruldu. Komisyon kurulduktan sonra ihsası reyde bulunmak suçtur.
Biz bu süreç içinde hiçbir şekilde komisyona müdahil olmadık, komisyon üyelerine telkinde bulunmadık. Ama muhalefete baktığınızda her gün ihsası reyde bulundular. Soruşturma komisyonu çalışırken ihsası reyde bulunmak suçtur.
Şimdi herkesin rapora saygı duyması gerekir. Yüce meclisimiz kararını aynı hukuki normlar içinde verecek.
Küçük hesaplar içine girenlerin yaptığı kampanyaya dikkatinizi çekmek isterim. Bir şekilde kendi kanaatleri yönünde meclisi ve Ak Parti kadrolarını yönlendirme gayreti içinde olanlar var.
Bilemeleri gereken şey şu Ak Parti bir vicdan, ahlak ve reform hareketidir.

'GEÇME NAMERD KÖPRÜSÜ'NDEN... 
Birileri AK Parti içinde bir tartışma çıkarmak isterse onlara vereceğimiz cevap da açıktır…
4.Murat’a atfedilen güzel bir söz vardır:
Geçme namerd köprüsünden
Koaparsın su seni,
Yatma tilki gölgesinde
Ko yesin aslan seni.
Biz tilki gölgesinde hiçbir zaman yatmadık. Ak Parti birliğini hiç bozmadı. Yoluna hep kendi tayin ettiği şekilde devam etti.
Bizim milletimiz de bizi asla aslanlara yem etmedi. Biz aslanlara karşı mücadele ettik ama arkamızda hep milletin gücü vardı.
Soruşturma komisyonun raporuna saygı duyarız. Meclisimizin kararına saygı duyarız ve kaldığımız yerden yolumuza devam ederiz.
Her hafta bir reform paketini kamuoyuyla paylaşacağız.
Geçmişte çok hesabı bozduk bundan sonra da bozarız.
Değerli milletvekillerimiz, önümüzdeki süreç içinde birliğimiz ve beraberliğimizi koruyarak milletimizle yolumuza devam edeceğiz.
Her zamankinden daha güçlü bir sesle milli irade demeye devam edeceğiz.

"Size acıyorsam namerdim"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada "Siz kimsiniz ki bu kadar açıkça ortaya çıkmış yolsuzluk dosyalarını kapatıyorsunuz. Hangi yüzle çocuklarınızın yüzüne bakacaksınız. Eşi şöyle bakmıştır, “bizim hırsızın hamisi geldi” diye. Onların çocukları, torunları ne diyecekler? Size acıyorsam namerdim. Çocuklarınıza acıyorum" dedi.

İşte Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından satır başları: 

Bizde de onurlu insanlar var. Halkına saygı duyan insanlar var. Suat Hayri Ürgüplü. Kayseri milletvekili. Gümrük Bakanlığı yapıyordu. Bakanlığı ile ilgili yolsuzluk iddiaları ortaya çıkıyor. O da diyor ki; "Teftiş heyetinin selametle çalışabilmesi için benim bakanlık koltuğundan ayrılmam gerekiyor. O nedenle siyasi ahlak gereği bakanlıktan istifa ediyorum"

"KAYSERİLİLER NE KADAR ÖVÜNSE AZDIR"
Yetti mi hayır bir dilekçe daha verdi TBMM Başkanlığı’na ve "Aklanmak istiyorum" dedi. "Beni lütfen Yüce Divan’a gönderin" dedi. Gitti oraya aklandı ve alnını akıyla parlamentoya geri döndü. Daha sonra bu halk onu Başbakanlık koltuğuna oturttu. Kayserililer Ürgüplü ile ne kadar övünse azdır.

"KABİNEYE ÇETE YERLEŞTİRDİLER"
Peki AKP ne vaatlerde bulunmuştu. 2001’de ne demişler. Yolsuzluklarla mücadele için kapsamlı bir program hazırlanıp derhal uygulamaya konulacaktır. AKP’ye oy veren vatandaşlarımıza sesleniyorum. Siz hiç yolsuzluklarla mücadele için kapsamlı bir program hazırlanıp uygulamaya konulduğunu gördünüz mü? Biz görmedik. Kamu ihale kurumu rahmetli Ecevit’in başbakanlığı döneminde kuruldu. Bunlar geldiler tam 114 kez değiştirdiler. Yetmedi kabineye çete yerleştirdiler.

"BU PARALAR NEREDEN ÖDERİYOR"
STK’lar yolsuzluk denetimlerine katılacak diyor AKP 2001’de. Ne kadar güzel. Hiçbir zaman hiçbir dönemde son 12 yılda AKP yolsuzluklar konusunda hiçbir STK’ya danışmadı. Ama hırsızları koruma STK’ları oluşturdular. Bu gazete ilanlarının parasını kimler ödedi? Biz parti olarak hazineden yardım almamıza rağmen, gazetelerin arka sayfalarına ilan vermek dünyanın parası? Bu paraları nereden ödeniyor? Hazineden mi örtülü ödenekten mi? Hayırsever iş adamlarından mı?

"İNSANLAR NEREDE AKLANACAK"
O ilanda diyor ki “Anayasa Mahkemesi aklanma yeri değildir” Peki insanlar nerede aklanacak. Siyasi kariyerlerini ve kazanımlarını sağlam iradenin gölgesine borçlu olanlar, yani bakansın milletvekilisin bana borçlusun diyor. O kim? Davutoğlu’nun abisi. Sadece siyasi kariyerleri değil kazanımları diyor. Sen malı götürdün bana borçlusun diyor. Ve bu hırsızlarla dayanışma platformunun ilanında yer alan bir ifade. Soruşturma komisyonu eğer bizi yüce divana gönderirse biz konuşacağız şantajı var o ilanda. İlk konuşan Bayraktar’dı. Konuşulursa iş kime varacak herkes biliyor. Recep’e, Bilal’e varacak o işin sonu herkes biliyor.

Hemen ertelediler toplantıyı. Sonra havuz medyasında bir kampanya başladı. Darbe darbe dediler. Hukuk darbesi yaptılar. Vicdanları satın aldılar


“BREH, BREH, BREH”
Davutoğlu “milletin hakkına uzanacak eli kardeşimiz olsa koparırız” dedi. Breh, breh, breh ne güzel… Elin kalmadı kolun kalmadı bacağın da kalmadı. Maskotsun maskot. Eline almış yalın kılıcı boşuna konuşuyor. Sana boşuna mı dedim boynuna davulu asmışlar ama tokmak abinin elinde diye. Kendisi şu anda başbakanlık koltuğunda oturan etkisiz eleman. Başbakanlık koltuğu boş şu anda. Şeyh Edebali’yi ağzına alma. Büyük lokma ye ama büyük laf etme demiş atalarımız. Ne asabilirsin ne kesebilirsin. Sen etkisiz elamansın. Sana talimat verilir sen talimatı yaparsın. Sen başbakanlığa da kongreden önce artandın. Farkında değil misin.

Siyasi hırsızların yeri bakanlık değil Yüce Divandır. Bir adım kaldı. Genel Kurul'da oynanacak. İnşallah parlamento vicdanın sesi olur ve dört bakan da kürsüye çıkıp “Biz yargılanmak istiyoruz ki çocuklarımıza şaibeli bir geçmiş bırakmak istemiyoruz” der.
Biz bunu onların çocukları ve torunları için isteriz. Eğer parlamento onları Yüce Divan’a gönderirse yeni bir dönem başlamış olur. Bunların arsızlıkları aslında deniz feneri ile başladı. Almanya’da yargılandılar mahkum oldular. Alman hakim asıl failler Türkiye’de dediler.
Soruşturma son aşamaya gelince 3 savcıyı görevden alıp yargıladılar.

"ALLAH'TAN DA MI KORKMADINIZ"
Eğer Deniz Feneri’nin gereği yapılsaydı devleti soymaya cesaret edemezlerdi. Tüm bu 17-25 Aralık olaylarından sonra bir komisyon kuruldu. Komisyon dün kararını verdi. 9 AKP milletvekili 4 bakanın Yüce Divan’a gitmemesi yönünde oy kullandılar. Bunların isimlerini tekrar aymak istiyorum. Hakkı Köylü, Bilal Uçar, Mustafa Akış, Ayşe Türkmenoğlu, İsmet Su, İlknur İncesöz, Mustafa Kemal Şerbetçioğlu, Yılmaz Tunç, Yusuf Başer…

Bu milletvekilleri hırsızların hamiliğine soyunmuş milletvekilleridir. Herkes böyle bilsin. Hadi kuldan utanmadınız Allah’tan da mı korkmadınız. Nasıl bir vicdan var sizde. Nasıl vicdanınızı kiralarsınız. Siz kimsiniz ki bu kadar açıkça ortaya çıkmış yolsuzluk dosyalarını kapatıyorsunuz.Hangi yüzle çocuklarınızın yüzüne bakacaksınız.

"SİZE ACIYORSAM..."
Eşi şöyle bakmıştır, “bizim hırsızın hamisi geldi” diye. Onların çocukları, torunları ne diyecekler? Size acıyorsam namerdim. Çocuklarınıza acıyorum. Onlara sormak istiyorum. Hiç aklınıza geldi mi acaba. 17 Aralık’tan 8 ay önce zamanın başbakanının önüne bir MİT raporu kondu. Raporda Reza Zarrab’ın Zafer Çağlayan ve Muammer Güler ile mevcut ilişkisinin ortaya çıkması halinde söz konusu hususların hükümet aleyhine kullanılabileceği değerlendirilmiştir deniyor. Bu dokuz kişinin, Ey zamanın başbakanı sen o raporun gereğini yaptın mı yapmadın mı diye sorması gerekiyor.

Çünkü vicdanının, ahlakını, imanını, inancını sattın. Para kasalarını, ayakkabı kutularını sormadınız. Çünkü siz satılık insanlarsınız. Bir bakana 700 milyarlık kol saati veriliyor. Siz bunu bile sormadınız. Sizde iman, vicdan, din var mı? Sizde ne var? Çikolata kutularının içinde 500-500 bin dolar gönderiyorlar. Her Cuma bakara makara diyerek bir ayet sallıyorum diyor.

Bu bile siz rahatsız etmedi. Nasıl insanlarsınız siz. Zarrab’ın önüne yatan bir İçişleri Bakanı sizin onurunuza dokunmadı mı? Siz onursuz musunuz? Ne yaptıysam Başbakan’ın talimatı üzerine yaptım diyen kabine arkadaşı. Senin milletvekilin benim değil. Sen bu soruyu kendi ahlakına inancına sormadın mı? Nasıl milletvekilisiniz siz. Hırsıza sahip çıkmak daha büyük hırsızlıktır. Siz bunu bilmiyor musunuz?

En son MASAK raporu geldi. "Bakanların malvarlıkları ile gelirleri orantılı değil" diyor. Daha ne desinler. Sen bu soruyu sordun mu? sormadın. Senin bunları ağzına alma hakkın yok. böyle bir ahlaksızlığa dünya tarihi şahit olmamıştır. Bunların inancı şu. Rüşveti hediye, hırsızlığı helal, israfı itibar olarak görüyorlar. 9 vekile soruyorum bunları kabul eden bir din, mezhep, kitap, iman var mı? Ahlaklı insanlar üzerlerine toz konduğunda mahkemeye başvururlar. Eğer birisi kaçıyorsa suçluluğu baştan ortaya çıkmıştır. 9 kişiye soruyorum: Sizde ahlak, şeref var mı acaba.

"SERT KONUŞTUĞUMU BİLİYORUM AMA..."
Sert konuştuğumu biliyorum ama kimse kusura bakmasın. Her şeye tahammül ederim ama kul hakkı yiyene tahammül edemem. 10 milyon emekli vatandaşıma sesleniyorum. Aldığım para iyi diyorsan sözüm yok. ama bu yapılan zam dilenciye bile verilmez diyorsan kendine gel ve uyan. Oturacaksınız ve düşüneceksiniz. Senin hakkını en çok savunan parti başkanı benim. Nereye gitsem ağzımı açtığımda emeklinin hakkı diyorum.

Buradan AKP milletvekillerine seslenmek istiyorum. Olay gene kurula gelecek. Hiçbir konuşmamda AKP grubunu hiçbir zaman eleştirmedim. Onlara belli olaylar konusunda eleştirilerim oldu ama hükümetle bir tutmadım. En büyük eleştirim siz hükümeti şımartıyorsunuz oldu. Yasama ile yürütmeyi birbirine karıştırmadım. O nedenle AKP’nin vicdanlı bütün milletvekillerine sesleniyorum. Lütfen istirham ediyorum. Neye inanıyorsanız vicdanınıza sorun ve poyunuzu öyle kullanın. Sizin kullanacağınız oy Türkiye’yi itibarsızlaştırabilir. İtibar kazandırabilir.

"ADAMSANIZ..."
Eğer 4 bakan Yüce Divan’a gitmek istemiyorsa sebebi vardır. Mahkum olacaklarını biliyorlar. Biz toplumun çıkarlarını savunmak zorundayız. Hırsızların haklarını savunmak TBMM’ye yakışmaz. Emin olun tüm dünyada alay konusu olacağız. Vicdanınıza sesleniyorum sizin vicdanınıza. O dört kişi Yüce Divan’a gitsin gitmesin. Umurumda değil.  Türkiye’nin ve parlamentonun itibarını korumak zorundayız. Dört bakana da rica ediyorum adamsanız çıkarsınız “Yüce Divan’a bizi gönderin dersiniz. Maden suçunuz yok neden korkuyorsunuz?

Ortada darbe marbe yok. Bunların hepsi hikaye ne darbesi kardeşim. Hangi darbeden bahsediyorsunuz siz. Biliyorum olay büyüyebilir… Alman cumhurbaşkanı ne yaptıysa senin abin de onu yapmak zorundandır Davutoğlu bunu unutma.

MHP lideri Devlet Bahçeli: Sağlık Bakanı'nın sağlık sorunu var

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli, AK Partili dört eski bakanın Yüce Divan kararıyla ilgili "Bakanlar korunmuş ve milli vicdan iğfal edilmiştir" dedi. Bahçeli'ye grup toplantısının çıkışta gazeteciler Sağlık Bakanı Müezzinoğlu'nun ''Yüce Divan'a güvenmiyoruz'' şeklindeki açıklaması da soruldu. Bahçeli, bu soruya şu yanıtı verdi: ''Sağlık Bakanı'nın sağlık sorunu vardır. Bu sorunu Anayasa Mahkemesi'nde değil Sağlık Bakanlığına bağlı güzide hastanelerden bir tanesinde aramalıdır''



İşte Bahçeli’nin konuşmasından satır başları: 

Sosyal ve siyasal anlaşmazlıklar keskinleşmiştir. Şiddet ve cinayet haberleri çoğalmıştır. Çeteler kol gezmektedir. Gücünün yettiğine saldırmaktadır. Mafyatik oluşumlar dehşet saçmaktadır. Sokaklar gözü dönmüşlerin denetimindedir. Türkiye buhran içinde buhran yaşamaktadır. Suça gömülmüş bir ülkenin toparlanması imkansızdır

SAĞLIK BAKANI'NA 'YÜCE DİVAN' YANITI 
Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nın ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin "Sağlık Bakanının 'Yüce Divan'a güvenmiyoruz' yönünde bir açıklaması oldu. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" şeklindeki sorusuna Bahçeli, şu yanıtı verdi: "Sağlık Bakanı, AKP'nin geçmişini inkar eden, onların seçtiği Cumhurbaşkanı ile ülkeyi 5 yıl yöneten başta Sayın Abdullah Gül olmak üzere herkese hakaret etmektedir. Bugün Anayasa Mahkemesi'nin çoğunluğu Sayın Gül'ün atadıklarıdır. Dolayısıyla Sağlık Bakanı'nın sağlık sorunu vardır. Bu sorunu Anayasa Mahkemesi'nde değil Sağlık Bakanlığına bağlı güzide hastanelerden bir tanesinde aramalıdır."

"HELAL İLE HARAM YER DEĞİŞTİRMİŞTİR"

İktidarın varlığı bile milli güvenlik sorunudur. Yeni baştan kırmızı kitap yazma hedefinde olan iktidarın asıl kendi bir numaralı tehdit kaynağıdır. AKP 1000 yıllık kardeşliğe tehdittir. Geleceğe tehdittir. Hukuka çengel, huzura engeldir, günah kaynağıdır. AKP yalana bin yalan katmıştır. Helalle haramı yer değiştirmiştir. Sahte alimler iblisin fetvalarına sözcülük yapmışlardır. Siyasi bağlantıları olan yolsuzlu çeteleri siyasi malzeme haline getirilmişlerdir. Cumhurbaşkanlığı seçimi her türlük ayak oyunlarına sahne olmuştur.

"PARALEL VARSA SORUMLUSU ERDOĞANDIR"
Çirkinlik, çirkeflikle ağız birliği yapmıştır, milli irade ikiye ayrılmıştır. Demokrasi dinamitlenmiştir. Başbakan 2014’ü demokrasinin altın yılı ilan etmiştir ama bu sözler gerçeğin sadece bir yönüdür. Evet 2014 altın yılıdır ama bu altın yılı hırsızın, uğursuzun parlak yılıdır. Erdoğan’ın ağzında paralel kelimesi her defasında kurun gibi çıkmıştır. Erdoğan’ın dost bildiği çevrelerin 17-25 Aralık sonrası Haşhaşi olarak nitelendirilmesi ilginçtir. Paralel varsa sorumlusu Erdoğan’dır.

“ERDOĞAN’IN ‘YANILDIK’ DEMEYE LÜKSÜ YOK…”
Bir hükümet dostu düşmanı ayırt edemiyorsa durum vahimdir. Erdoğan’ın “yanıldık” diyerek kurtulmaya çalışması nafiledir. Devletin “pardon” deme lüksü yoktur. AKP hükümeti yıllarca her olumsuzluğu Ergenekon’a bağlamıştır. Dün Ergenekon diyorlardı bugün paralel demişlerdir. Kozmik odalara dalavere ile girenler sanki masum gibi takdim edilmiştir.

"PKK ÇITAYI YÜKSELTMİŞTİR"
Dün askere saldıranlar bugün polise hedef seçti.  Geçen hafta AKP’den ihale alan bir terör militanın çakma suikast girişimi akıllara zarardır. 1000 yıllık kardeşlik duyguları kan kaybetmiştir. Yüzleşme adı altında ecdadımızı karartma alçakça artarak zirve yapmıştır. PKK çıtayı iyice yükseltmiştir. İktidar, İmralı canisinin ağzına bakan, Kandil’den gelen haberlere bakan, sinmiş, pısmış bir hürriyettedir… Anadilde eğitim için son etaba girilmiştir. Anayasa ve yasalarda değişiklik planlanmaktadır, Çözüm süreciyle ilgili yeni tasarılar vardır. Canibaşının önce ev hapsi sonra da serbest kalması için anlaşıldığı anlaşılmaktadır. PKK, HDP ve İmralı canisinin bildiği AKP vekillerinin ise hemen hemen tamamının haberi olmadığı bölücülük Türkiye’nin kan kaybıdır.

"BAŞBAKAN BU SORUYA CEVAP VERMELİDİR"
Azılı bir haydut Erdoğan ve Davutoğlu tarafından ayağa kaldırılmıştı, Kandil’e selam durmuşlardır. İmralı canisi tarafından çatısı örüldüğü zehirli mutabakatta neler vardır, neler yazılıdır? Çok dar bir kadronun bildiği ihanet taslağında neler verdiniz açıklayınız? Başbakan bu sorulara cevap vermelidir. Şerefi varsa, onurlu ise yüreklice konuşmalıdır. PKK’nın gönlünü eden ve çözüm süreci denilen kıyımdır, ihanettir. İmralı canisine özgür kalacağı müjdesini verdilerse bu ihanettir. Şımaran PKK iyice azıtmıştır.

"CİZRE'DE YAŞANANLAR VAHŞETTİR"

AKP iktidarı Doğu’dan kademe kademe geri çekilmektedir. Tehlike hiç olmadığı kadar büyüktür. Türkiye çatır çatır parçalanmaktadır. Cizre’de yaşananlar kelimenin tam anlamıyla vahşettir. Bunun gereği yapılacak diyen Davutoğlu kimi kandırmaktadır? Şu düşürülen hale bakınız. Davutoğlu Amanoslar gibi dimdik durduklarını söylüyorlar. Başbakan’ın dağ olup yerinde çakılı kalmasına gerek yoktur. Terör her yerdedir, meclis koridorlarındadır. Metropollere inmişlerdir.

Kürdistan ateşi her geçen gün büyümektedir. AKP’nin içine yuvalanmış bazı simalar PKK uzantısı ve ajan olarak sürekli fail halindedir. Bu hazin durum kaderimiz olmayacaktır. Daha düne kadar çözüm sürecinde engelleri aştık diyen Davutoğlu fason Başbakan değilse çözüm süreci ihanetinin Türkiye’nin başında bela olduğunu görmelidir.
Erdoğan ve Davutoğlu’ndan Türkiye kurtulamazsa Türkiye’nin sonu felakettir. Çatışmalar önlenmezse yanan ateş herkesi vuracaktır. Erdoğan başkanlık sevdasıyla Türkiye’yi bombalamaktadır. Çözüm sürecini umut görenler işgal artığıdır, ayrık otlarıdır. Bu otları temizlemek Türkiye’ye sahip çıkmak namus ve varlık meselesidir. Karanlık geceyi üç hilalle yaracağız. 2015 bizim yılımız olacak. 13 yıla giren kayıp sahnesinin son perdesi 2015’te kapanacaktır. Aziz Türk milleti bunu yapacaktır.

Beştepe hanedanlık Türkiye’yi avucuna almıştır. Cumhurbaşkanı olduğundan beri Türkiye’nin hayat damarlarını daha fazla kesmeye başlamıştır. 19 Ocak’ta başkanlık kararıdır şimdi ki sorun… 19 Ocak’ı açıklamadan önce eski bir bakan devreye girerek açıklama yapmıştır. Arınç’tan anında eleştiri gelmiştir. Erdoğan’ın farklı para trafiği yönettiği belli olan bu bakanın açıklamalarına eleştiri gelmiştir. Kaçak sarayda Davutoğlu’nun hükmü yoktur, sözü geçmemektedir.

"ERDOĞAN TEK ADAMLIĞA SOYUNMUŞTUR"
Sarayın oyuncağı olmaya gönüllüdür. Arınç bakanlar kurulu toplantısından sonra çark etmiştir. Erdoğan’ın gerekli gördüğü hallerde bakanlar kuruluna başkanlık etmesi mümkündür ancak bu istisnai bir durumdur. Davutoğlu’nun başaramadığı ne vardır da Erdoğan’ devreye girerek kendini müdahil etmiştir. 

Bundan sonra Sayın Ahmet Davutoğlu nasıl bağıracak kurulmuş plak gibi nasıl ses çıkaracaktır. Erdoğan neden müdahil olduğunu açıklamak zorundadır. Davutoğlu zincirlidir. Davutoğlu iradesini çaldırmıştır. Bize göre sorunların kaynağı sakat anlayışlardadır. Erdoğan yasak yetkilerini kullandığını söylemektedir. Madem o kadar anayasaya bağlı o maddeye ne diyecektir. Aldığı görevi tarafsız yerine getirmek için yemin etmiştir. Erdoğan tek adamlığa soyunmuştur. İranlı kaçakçıyı yargının elinde alan bir şahsiyet hukuktan bahsedecek kadar temizlik taşımalıdır.

"MİLLİ VİCDAN İĞFAL EDİLMİŞTİR"

Erdoğan tek adamlığa soyunmuştur. Erdoğan bu kadar hukuk sevdalısı ise üzerine yapışan rüşvet iddialarından arınmalıdır. Savcılar açığa alınmaktadır, polislere operasyon düzenlenmektedir. Gazetecilerin evlerine baskınlar düzenlenmektedir. Rüşvetçi eski bakanlar, malum evlatlar emniyettedir.  4 eski bakan için utanç verici karar alınmıştır. Davutoğlu korku filmlerindeki aktörler gibi kol kesmekten bahsederken bakanlar korunmuştur. Bakanlar korunmuş ve milli vicdan iğfal edilmiştir. 9 üye hukuk cinayeti işlemiş, isimlerini lekelemişlerdir. Kimseden itiraz gelmemiştir. Hakkında yığınla iddia bulunan bakanlar korunmuştur. Aziz meclise parmak sallamak, ayar vermek hiç kimsenin harcı değildir, 17-25 kadrosunun da harcı değildir.

O eski bakanlar eninde sonunda tıpış tıpış adaletin önüne çıkacak, gereken bedeli ödeyeceklerdir. Bakara suresiyle alay ederler kimseden ses çıkmaz. Hırsızlığı ayetlerle örtmeye çalışırlar, İslam ile kandırırlar kimseden ses gelmez. Peygamber benim kardeşim diyen sapıklar hiçbir yaptırım görmez. Bu nasıl bir ülkedir? Türkiye yanarken bekamızla vahim gelişmeler yaşanırken Erdoğan’ın karanlık saraya Türkiye’yi sıkıştırmaya çalışması dayatmadır. Böyle bir oldu bitti görülmemiştir. Yeni Türkiye diyerek Türklüğe süre biçenler demokrasi ipini tutunamaz. Başımızı kuma gömmeyelim.
MHP’nin göbeği vatan sevgisiyle kesilmiştir. MHP 2015’te Türk milletini zafere taşıyacaktır. Ülkemize kast edilmesine izin vermeyiz. Bostancıbaşılarının ülkeyi boğazlamasına kayıtsız kalmayız. Bu sene AKP duracak, MHP koşacaktır

AKP düşecek Türkiye kanatlanacaktır. Sözün sahibi millettir. 

Hürriyet

7 Ocak Çarşamba hava durumu nasıl olacak? (Kar Yağışı)

Hava durumu raporuna göre İstanbul, Ankara, İzmir, Muğla, Eskişehir, Konya, Balıkesir, Kütahya ve Afyon yoğun kar altında. Meteoroloji son açıklaması ne, yarın hava nasıl olacak, 7 Ocak 2015 tatil mi? İşte yarınki hava durumu…

Yapılan son değerlendirmelere göre; Marmara'nın batısı ve Kuzey Ege kıyıları dışında ülke genelinin yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. Güney Ege kıyıları, Akdeniz kıyıları, Doğu Karadeniz Kıyıları ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yağmur ve sağanak; yağış alan diğer yerlerde karla karışık yağmur ve kar şeklinde yağışlar görülecek. İşte haberin detayları ve yurttan kar manzaraları...

KAR YAĞIŞI İÇİN UYARI VERİLEN BÖLGELER
Meteorolojinin sitesinde yayınlanan son dakika kar uyarısında bugün yoğun ve kuvvetli kar yağışından etkilenecek bölgeler şöyle sıralandı;

-Marmara'nın doğusu,
-İç Anadolu'nun kuzey ve batısı,
-İç Ege, Göller Yöresi
-Batı ve Orta Karadeniz'in iç kesimlerinde kuvvetli (10-20) ve yer yer yoğun (20 cm üzeri) kar yağışları bekleniyor. Yoğun kar yağışının ulaşımda aksamalara sebep olacağı, aşırı soğukların ise don yaratacağı bildirildi.

Marmara'nın doğusu, Antalya'nın doğu ilçeleri, İç Anadolu'nun kuzey ve doğusu, Batı ve Orta Karadeniz, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin doğusu ile Isparta, Afyonkarahisar, Kütahya, Giresun, Trabzon, Gümüşhane, Bayburt, Erzurum, Muş, Bitlis, Şırnak, Hakkari ve Şanlıurfa çevrelerinde kuvvetli; Doğu Anadolu'nun batısı, Hatay, Osmaniye, Kahramanmaraş, Adana, Gaziantep, Kilis ve Adıyaman çevrelerinde çok kuvvetli ve yer yer şiddetli olması bekleniyor.
Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nden alınan tahminlere göre, hava sıcaklığının iç ve batı kesimlerde 4 ila 8 derece azalacağı, diğer yerlerde önemli bir değişiklik olmayacağı tahmin ediliyor.


SOĞUKTA DİKKAT!
"Ani sıcaklık düşüşlerinin yaşandığı ve olumsuz hava şartlarının hüküm sürdüğü günlerde;
-Yaşlı, çocuk, hamile bayanlar ile kalp ve akciğer hastalığı olanların mecbur kalmadıkça dışarı çıkmaması,
-Hava koşullarına uygun giysilerin giyilmesi,
-Zorunlu olmadıkça av, gezi, piknik amaçlı açık araziye çıkılmaması,
-Kapalı alanlarda mangal gibi aparatların kullanılmaması, baca zehirlenmelerine karşı sobaların dikkatli kullanılması,
-Tamirhane ve benzeri kapalı mekanlarda ısınma amacıyla otomobil çalıştırılmaması,
-Vatandaşlarımızın sağlığı ile can ve mal güvenliği açısından büyük önem arz etmektedir."



ACİL TELEFONLAR
İstanbul Valiliği ayrıca, vatandaşların ihtiyaç duydukları durumlarda, İstanbul Valiliği İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü'nün (İstanbul AFAD) 0 212 455 70 00 ve Büyükşehir Belediye Başkanlığı Afet Koordinasyon Merkezi'nin (AKOM) 0 212 444 25 66 numaralı telefonlarını arayabileceklerini duyurdu.

ANİ KAR YAĞIŞI, PANİK ATAĞA YOL AÇABİLİR
Uzmanlar kar paniğine bağlı olarak panik atak gelişmesi de yaşanabileceği konusunda uyarıyor. Yapılan bilimsel araştırmalar sonucunda kış aylarında panik atak hastalığı olan kişilerin uzun süre evlerinden dışarı çıkmadıkları görülebiliyor. Bu durumu oluşturan nedenler araştırıldığında hastaların ev dışına çıktıklarında başlarına bir felaket gelmesinden korktukları gözlemleniyor.

SAHİPSİZ HAYVANLAR AÇ KALMIYOR
İzmir Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı havaların soğuması ile birlikte sokakta yaşayan sahipsiz hayvanlar için kentin çeşitli noktalarına kuru mama bıraktı. İzmir kent merkezi ve 21 ilçede 18 ekip, 180 personel 500 noktaya mama dağıttı.

ÇOK SAYIDA İLDE OKULLAR TATİL
Kar yağışı nedeniyle İstanbul Valiliği, bu geceden itibaren etkili olması beklenen kar yağışı nedeniyle salı günü (6 Ocak) anaokulları ile ilk, orta ve liselerde 1 gün tatil ilan etti. 7 Ocak Çarşamba gününün tatil olup olmayacağı hakkında ise net bir bilgi bulunmuyor.



Kar yağışı sonrası çok sayıda ilde okullar tatil edildi. 6 Ocak’ta tatil olan iller şöyle: Ankara'nın 6 ilçesi, Çorum, Çankırı, Erzurum (Karayazı), Sakarya (taşımalı sistem) Samsun (Bazı ilçeler), Kırıkkale (Bazı ilçeler) İstanbul, Kastamonu (Kent merkezi ve tüm köyler 2 gün) Bursa (Keles), Kars (Bazı ilçeler), Ordu (Bazı ilçeler) Afyon, Kocaeli, Sakarya (Taşımalı eğitim yapan okullar) Isparta, Kütahya, Denizli, Manisa, Balıkesir, Uşak, Bingöl, Bitlis, Burdur, Malatya (Arapgir-Arguvan), Konya (Merkez ve 27 ilçe), Tunceli, Elazığ (33 köy), Gümüşhane (Taşımalı eğitim yapan okullar)

(kaynak:hürriyet.com.tr)

YSK genel seçim tarihini açıkladı

Yüksek Seçim Kurulundan (YSK), 7 Haziran 2015 milletvekili seçimlerinde aday olabilmek için kanun gereği görevinden çekilmesi veya ayrılması gerekenlerin, en geç 10 Şubat 2015 Salı günü mesai bitimine kadar görevden ayrılma isteğinde bulunmaları gerektiği belirtildi.

Yüksek Seçim Kurulu (YSK), 25. Dönem Milletvekili Genel Seçimi'nde aday olabilmek için kanun gereği çekilmesi ya da görevlerinden ayrılması gerekenlerin çekilme veya görevden ayrılma isteğinde bulunma tarihlerinin belirlenmesi amacıyla toplandı.

Kurulun, kanun kapsamına girenlerin görevden ayrılma veya çekilme tarihine ilişkin oy birliğiyle aldığı kararda, Anayasa'nın 77. maddesinin birinci fıkrasında ve 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu'nun 6. maddesinin birinci fıkrasında, Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimlerinin dört yılda bir yapılacağının öngörüldüğü, aynı kanunun 6. maddesinin ikinci fıkrasında ise "Bir önceki seçimin yapıldığı tarihten itibaren dört yılın dolmasından önceki son pazar günü oy verilir. Oy verme gününden geriye doğru hesaplanacak doksan günlük sürenin il günü seçimin başlangıç tarihidir" hükmünün yer aldığı anımsatıldı.

Bir önceki milletvekili seçimi 12 Haziran 2011 Pazar günü gerçekleştirildiği için 25. Dönem Milletvekili Genel Seçimi'nin 7 Haziran 2015 Pazar günü yapılması gerektiği kaydedilen kararda, şu ifadelere yer verildi:

"Anayasanın 76. maddesinin son fıkrasında, hakimler ve savcılar, yüksek yargı organları mensupları, yüksek öğretim kurumlarındaki öğretim elemanları, Yükseköğretim Kurulu, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu üyeleri, kamu kurumu ve kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri ile yaptıkları hizmet bakımından işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri ve Silahlı Kuvvetler mensuplarının  görevlerinden çekilmedikçe aday olamayacakları ve milletvekili seçilemeyecekleri belirtilmiştir.

2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu'nun 'Adaylık için görevden çekilmesi gerekenler' başlıklı 18. maddesi uyarınca 7 Haziran 2015 tarihinde yapılacak milletvekili genel seçimlerinde aday olmak isteyen hakim ve savcılar, yüksek yargı organlarının mensupları, yüksek öğretim kurumlarındaki öğretim elemanları, Yükseköğretim Kurulu üyeleri, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu üyeleri, kamu kurumu ve kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri ile yaptıkları hizmet bakımından işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri, belediye başkanları, subaylar ile astsubaylar, siyasi partilerini il, ilçe yönetim kurulu başkan ve üyeleri, belediye meclisi üyeleri, il genel meclisi üyeleri, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile sendikalar, kamu bankaları ile üst birliklerin ve bunların üst kuruluşlarının, katıldıkları teşebbüs veya ortaklıkların yönetim ve denetim kurullarında görev alanların seçimin başlangıç tarihinden bir ay önce görevlerinden ayrılma isteğinde bulunmaları gerektiği sonucuna varılmıştır."

SON TARİH 10 ŞUBAT

2839 sayılı Kanun'un 18. maddesinde aday adayı olabilmek için belirli bir tarihte görevden ayrılma isteğinde bulunma koşulu getirildiği, söz konusu koşulun istifa şeklinde ayrılma ile sınırlı olduğu, emeklilik suretiyle daha sonra vaki olacak ayrılmalarda bu tarihin aranmayacağı yolunda bir hükme yer verilmediği hatırlatılan kararın devamında şöyle denildi:

"Başka bir anlatımla istifa veya emeklilik suretiyle ayrılma arasında fark aranmadan, görevden ayrılma biçiminde kapsayıcı bir ifade kullanılmıştır. Bu nedenle, 2839 sayılı kanunun 18. maddesi kapsamına girenlerin, 7 Haziran 2015 tarihinde yapılacak olan milletvekili genel seçimlerinde aday olabilmeleri için istifa veya emeklilik yoluyla ayrılanlar arasında ayrım yapılmaksızın istifa veya emeklilik dilekçelerini öngörülen sürede vermiş olmaları gerekir. Öngörülen tarihten sonra emeklilik veya istifa isteminde bulunanların 7 Haziran 2015 tarihinde yapılacak seçimde aday olmalarına kanunen imkan bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle aday olmak isteyen hakim ve savcılar, yüksek yargı organlarının mensupları, yüksek öğretim kurumlarındaki öğretim elemanları, Yükseköğretim Kurulu üyeleri, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu üyeleri, kamu kurumu ve kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri ile yaptıkları hizmet bakımından işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri, belediye başkanları, subaylar ile astsubaylar, siyasi partilerin il, ilçe yönetim kurulu başkan ve üyeleri, belediye meclisi üyeleri, il genel meclisi üyeleri, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile sendikalar, kamu bankaları ile üst birliklerin ve bunların üst kuruluşlarının, katıldıkları teşebbüs veya ortaklıkların yönetim ve denetim kurullarında görev alanların, en geç 10 Şubat 2015 Salı günü saat 17.00'ye kadar görevden ayrılma isteğinde bulunmaları gerektiğine ve ayrıca bunlar için aynı kanunun 19. maddesinde yer alan görevden ayrılmaya ilişkin hükümlerin uygulanmasına, kamu görevlilerinden emeklilik dilekçesi verip aday olacakların en geç 10 Şubat 2015 Salı gününden geçerli olmak üzere emeklilik isteğini belirten dilekçelerini en geç 10 Şubat 2015 Salı günü 17.00'ye  kadar vermeleri gerektiğine oy birliğiyle karar verildi."

IŞİD'çi kardeş televizyon yıldızı ablasını öldürdü!

Suriyeli televizyon yıldızı Şinda Halil, Danimarka'nın Horsens kentinde, IŞİD'e katılmak isteyen kardeşi tarafından öldürüldü.

Danimarka’nın Horsens kentinde yaklaşık üç yıldır ailesiyle birlikte yaşayan 28 yaşındaki Suriyeli oyuncu Şinda Halil’in, 27 Aralık’ta IŞİD’e katılmak üzere para isteyen kardeşi tarafından öldürüldüğü açıklandı. Korkunç olay tartışma yarattı.

Danimarka ve Arap gazetelerinde yer alan habere göre, Halil’in 24 yaşındaki kardeşi, terör örgütü IŞİD’e katılmak üzere Suriye’ye gitmek amacıyla ablasından 100 euro istedi. Bunun üzerine, parayı vermeyi reddeden Suriyeli oyuncu, kardeşi tarafından yüzünden ve vücudunun çeşitli bölgelerinden bıçaklandı ve boğazı kesilerek öldürüldü. Yetkililer, olay anında IŞİD’e katılmak isteyen adamın alkollü olabileceği ihtimalini araştırıyor.
(Radikal)

5 Ocak 2015 Pazartesi

İstanbul'da okullar tatil!

İstanbul'da yarın okullar tatil edildi. İstanbul valiliği, ana okulları ile ilk, orta ve liselerde okulların tatil edilmesine karar verdi. 

İstanbul Valiliği, bu geceden iti.baren etkili olması beklenen kar yağışı nedeniyle yarın anaokulları ile ilk, orta ve liselerde 1 gün tatil ilan etti.

Valilik tarafından yapılan açıklamada, Meteoroloji yetkililerince, İstanbul'da bu geceden itibaren başlayacak kar yağışının yarın öğle saatlerine kadar aralıklarla hafif, öğleden sonra ise etkisini artırarak yer yer yoğun olacağının tahmin edildiği vurgulandı.

Açıklamada şöyle denildi:

"Bilhassa, öğleden sonra etkisini artırması beklenen kar yağışının ve buna bağlı olarak mevsim normallerinin altında seyredecek düşük sıcaklık, kuvvetli poyraz fırtınası ve akşam saatlerinden itibaren görülecek buzlanma ve don olayının ara cadde ve sokaklar başta olmak üzere araç trafiği ve yaya ulaşımında yol açacağı olumsuz etkiler ile İstanbul'un özel durumu göz önüne alınarak, herhangi bir olumsuzluğa veya mağduriyete meydan vermemek amacıyla anaokulları ile ilk, orta ve liselerde eğitim ve öğretime 6 Ocak Salı günü bir gün süre ile ara verilmesi uygun görülmüştür.
Aynı gün kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan engelli personel ile hamile personel idari izinli sayılacaklardır."

İşte okulların tatil edildiği şehirler...




UŞAK

Uşak'ta olumsuz hava koşulları nedeniyle il genelinde eğitime bir gün ara verildi. Uşak Valiliğinden yapılan açıklamada, Uşak Meteoroloji Müdürlüğünün hava tahmin raporlarında bildirilen mevcut hava şartları, yağış durumu ve en son meteorolojik veriler nedeniyle il genelinde tüm yaygın ve örgün eğitim kurumlarında 06 Ocak Salı eğitime bir gün ara verildiği bildirildi. Açıklamada ayrıca, kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapan hamile ve engelli personelin de yarın bir gün süreyle idari izinli sayılacağı belirtildi.

KASTAMONU

Şenpazar ilçesinde kar yağışı nedeniyle köylerdeki ilkokul ve ortaokullarda eğitime iki gün ara verildi. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünden alınan bilgiye göre, dün geceden beri devam eden etkili kar yağışı nedeniyle ilçeye bağlı köylerdeki ilkokul ve ortaokullarda eğitime 06-07 Ocak 2015 tarihlerinde ara verildi.

ORDU

Ordu'da kar yağışı nedeniyle bazı ilçelerde eğitime bir  gün ara verildi.

  İl Mili Eğitim Müdürlüğünden yapılan yazılı açıklamada, bölgede devam  edem kar yağışı sonucu Gölköy, Gürgentepe, Korgan ve Mesudiye ilçelerinin  tamamında, Kabadüz ilçesinin Yokuşdibi ve Derinçay, İkizce ilçesinin Özpınar,  Devecik, Yoğunoluk, Kaynartaş, Şenbolluk mahallelerinde, Çaybaşı ilçesinin merkez  hariç tüm mahalleleri ile Akkuş ilçesinde Akkuş Yatılı Bölge Ortaokulu hariç  merkez ve tüm mahallelerde eğitime 6 Ocak Salı günü ara verildiği belirtildi.

BİNGÖL

Bingöl'de, kar yağışı nedeniyle kent merkezindeki ilk ve orta dereceli okulların yarın tatil edildiği bildirildi.

Milli Eğitim Müdürlüğünden yapılan açıklamada, kentte yoğun kar yağışı nedeniyle il merkezi ile bağlı köylerdeki ilk ve orta dereceli okulların 06 Ocak Salı tatil edildiği belirtildi.

Öte yandan, Bingöl'de dün akşam saatlerinde başlayan ve aralıksız devam eden kar yağışı kent merkezi ile yüksek kesimlerde etkili oldu.

TUNCELİ

Tunceli merkez ve ilçelerde, bugün sabah saatlerinden itibaren başlayan kar yağışı nedeniyle okullar tatil edilirken, 350 köy yolu da kar yağışı nedeniyle ulaşıma kapandı.

Tunceli ve bağlı ilçelerde bugün sabah saatlerinden itibaren etkili olan kar yağışı nedeniyle okullar tatil edildi. Kar yağışı nedeniyle Nazimiye, Pülümür ve Hozat İlçeleri’nde okullar yarından itibaren 2 gün, Ovacık ve Mazgirt’te 1 gün, il merkezi ve Çemişgezek İlçesi’nde de taşımalı eğitim yapılan okullar 1 gün valilik kararı ile tatil edildi.

Ayrıca Tunceli merkez ve ilçelere bağlı 350 köy yolu da kar yağışı nedeniyle ulaşıma kapandı.

BİTLİS

Bitlis'teki olumsuz hava koşulları nedeniyle eğitime iki gün ara verildiği bildirildi.

Valilikten yapılan yazılı açıklamada, kent merkezinde etkili olan yoğun kar yağışı ve tipi nedeniyle, il merkezi ile bağlı köylerde okulların salı ve çarşamba günleri tatil edildiği belirtildi.

Öğrencilerin herhangi bir olumsuzlukla karşılaşmaması amacıyla eğitime ara verildiği kaydedilen açıklamada, ilçelerde okulların tatil edilmesi kararının kaymakamlıklar tarafından alınacağı ifade edildi.

KASTAMONU

Şenpazar ilçesinde kar yağışı nedeniyle köylerdeki  ilkokul ve ortaokullarda eğitime iki gün ara verildi.

  İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünden alınan bilgiye göre, dün geceden beri  devam eden etkili kar yağışı nedeniyle ilçeye bağlı köylerdeki ilkokul ve  ortaokullarda eğitime 06-07 Ocak 2015 tarihlerinde ara verildi.

Sarıkamış'ta okullar 1,5 gün tatil edildi

Kars'ın Sarıkamış ilçesinde etkili olan kar yağışı dolayısıyla ilçe  merkezi ve tüm köylerdeki okulların bugün öğleden sonra ve yarın tatil edildiği  bildirildi.    Kaymakam Muhammed Gürbüz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kar yağışı  ve tipi nedeniyle ilçe merkezi ile köylerde eğitime bugün öğleden sonra ve yarın  ara verildiğini söyledi.

Okullar tatil edildi!

Kar yağışı, bazı illerde okulların tatil edilmesine neden oldu. İşte okulların tatil edildiği şehirler...

ORDU

Ordu'da  kar yağışı nedeniyle bazı ilçelerde eğitime bir  gün ara verildi.

  İl Mili Eğitim Müdürlüğünden yapılan yazılı açıklamada, bölgede devam  edem  kar yağışı sonucu Gölköy, Gürgentepe, Korgan ve Mesudiye ilçelerinin  tamamında, Kabadüz ilçesinin Yokuşdibi ve Derinçay, İkizce ilçesinin Özpınar,  Devecik, Yoğunoluk, Kaynartaş, Şenbolluk mahallelerinde, Çaybaşı ilçesinin merkez  hariç tüm mahalleleri ile Akkuş ilçesinde Akkuş Yatılı Bölge Ortaokulu hariç  merkez ve tüm mahallelerde eğitime 6 Ocak Salı günü ara verildiği belirtildi.

BİNGÖL

Bingöl'de,  kar yağışı nedeniyle kent merkezindeki ilk ve orta dereceli okulların yarın tatil edildiği bildirildi.

Milli Eğitim Müdürlüğünden yapılan açıklamada, kentte yoğun  kar yağışı nedeniyle il merkezi ile bağlı köylerdeki ilk ve orta dereceli okulların 06 Ocak Salı tatil edildiği belirtildi.

Öte yandan, Bingöl'de dün akşam saatlerinde başlayan ve aralıksız devam eden  kar yağışı kent merkezi ile yüksek kesimlerde etkili oldu.

TUNCELİ

Tunceli merkez ve ilçelerde, bugün sabah saatlerinden itibaren başlayan  kar yağışı nedeniyle okullar tatil edilirken, 350 köy yolu da  kar yağışı nedeniyle ulaşıma kapandı.

Tunceli ve bağlı ilçelerde bugün sabah saatlerinden itibaren etkili olan  kar yağışı nedeniyle okullar tatil edildi.  Kar yağışı nedeniyle Nazimiye, Pülümür ve Hozat İlçeleri’nde okullar yarından itibaren 2 gün, Ovacık ve Mazgirt’te 1 gün, il merkezi ve Çemişgezek İlçesi’nde de taşımalı eğitim yapılan okullar 1 gün valilik kararı ile tatil edildi.

Ayrıca Tunceli merkez ve ilçelere bağlı 350 köy yolu da  kar yağışı nedeniyle ulaşıma kapandı.

BİTLİS

Bitlis'teki olumsuz hava koşulları nedeniyle eğitime iki gün ara verildiği bildirildi.

Valilikten yapılan yazılı açıklamada, kent merkezinde etkili olan yoğun  kar yağışı ve tipi nedeniyle, il merkezi ile bağlı köylerde okulların salı ve çarşamba günleri tatil edildiği belirtildi.

Öğrencilerin herhangi bir olumsuzlukla karşılaşmaması amacıyla eğitime ara verildiği kaydedilen açıklamada, ilçelerde okulların tatil edilmesi kararının kaymakamlıklar tarafından alınacağı ifade edildi.

Sarıkamış'ta okullar 1,5 gün tatil edildi

Kars'ın Sarıkamış ilçesinde etkili olan  kar yağışı dolayısıyla ilçe  merkezi ve tüm köylerdeki okulların bugün öğleden sonra ve yarın tatil edildiği  bildirildi.    Kaymakam Muhammed Gürbüz, AA muhabirine yaptığı açıklamada,  kar yağışı  ve tipi nedeniyle ilçe merkezi ile köylerde eğitime bugün öğleden sonra ve yarın  ara verildiğini söyledi.

B akanlık açıkladı; Orası da özelleşti

Ünlü İngiliz gazete The Times’ın 1 numaralı açık alan seçtiği İztuzu Sahili şu sıralar Türkiye çevre gündeminin de 1 numaralı maddesi. Muğla’nın Dalyan beldesinde bulunan tesis ihaleyle İngiliz ortaklı DALÇEV isimli firmaya verildi. Bölgede yaşayan vatandaşlar ise duruma tepkili. Sahili işletecek yeni şirketin çevre hassasiyetine önem vermeyeceğini düşünen halk yedi gündür sahilin önünde eylem yapıyor. Tesisin mevcut işletmecisi Ortaca Belediyesi elinde mahkeme kararı olduğunu söyleyerek tesisi boşaltmak istemiyor. DALÇEV de elinde mahkeme kararı olduğunu söyleyerek tesisin işletmesini almak istiyor. Bugün ise Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İztuzu'yla ilgili olarak yürütmeyi durdurma kararınının iptali kapsamında alanın teslim alındığını açıkladı ve alanın DALÇEV tarafından teslim alındığını belirtti.



Yeni büyükşehir yasasının yürürlüğe girmesiyle birlikte nüfusu 500 binin üzerinde olan her il büyükşehir statüsü kazandı. Yeni büyükşehir kanununun en çok etkilediği il ise Muğla oldu. Muğla’da eskiden belde belediyelerinin işlettiği tesisler belde belediyeleri yeni kanunla ortadan kalktığı için ihale düzenlenmesi adına il yönetimlerine (valilik) devredildi.

Vatandaşlar sahilin önünde özelleştirmeyi protesto ediyor.

DALÇEV KAZANDI
Valilikler ise kendilerine devredilen tesisler için ihale kanunu uyarınca ihaleler düzenledi. İşte İztuzu için her şey burada başladı. İngiliz The Times gazetesinin Avrupa’nın 1 numaralı açık alanı seçtiği İztuzu sahili bu yıl yaz aylarına kadar Dalyan Belediyesi tarafından işletiliyordu. Yılda binlerce yerli ve yabancı turisti ağırlayan tesis için daha sonra bir ihale açıldı. İhaleye iki talip vardı. Bunlardan biri artık Dalyan’ın bağlı olduğu Ortaca Belediyesi biri ise İngiliz ortaklı DALÇEV isimli şirketti. Sahilin işletilme ihalesini 8 milyon lira bedelle DALÇEV kazandı. CHP’li Ortaca belediyesi ise sahil için düzenlenen ihalenin kendilerine haber verilmeden yapıldığını iddia etti.

Belediye ve özel şirket ekipleri karşı karşıya gelince jandarma sahile indi.

YÜRÜTMEYİ DURDURMA VERİLDİ
DALÇEV’in ihaleyi kazanmasının ardından Ortaca Belediyesi ihalenin iptali için dava açtı. İdare mahkemesi 23 Haziran 2014 tarihinde DALÇEV’e verilen sahilin ihalesini iptal etti. İptalin gerekçesi olarak kararda, "Uygulanması halinde telafisi güç zarar doğura bilecek nitelikte bulunması, davalı idarenin savunması ve ara kararın cevabı alınıp ya da savunma ve ara kararı cevap verme süresi geçip yeni bir karar verilinceye kadar dava konusuna ilişkin yürütmeyi durdurulması kararı verilmiştir" denildi. Tarihler 15 Ekim’i gösterdiğinde ise Muğla 1’inci idare mahkemesi İztuzu’na yönelik olarak önceden verdiği yürütmenin durdurulması kararını yapılan itiraz üzerine bozdu.

KONU MECLİSE TAŞINDI
Sahilin bu durumu CHP Muğla Milletvekili Nurettin Demir tarafından meclise de taşındı. Nurettin Demir Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce’nin yanıtlaması sahilin son korunma durumunu öğrenmek için bir soru önergesi verdi. Mahkemenin ihalenin iptali kararını bozmasından sonra Dalyan sakinleri eylemler yaparak yargı sürecini protesto etti. 24 Kasım’da düzenlenen bu eylemlerin bir tanesinde Ortaca Belediye Başkanı Hasan Karaçelik’in tansiyonu 24’e fırladı. Karaçelik hastanelik oldu.

GECE GELDİLER
Bugün gelinen süreçte ise İztuzu plajı hiç olmadığı kadar Türkiye gündemine oturdu. Plajın işletme hakkını alan İngiliz ortaklı özel şirket DALÇEV yetkilileri, mahkemenin yürütmenin durdurulması isteminin reddine karar vermesi üzerine 30 Aralık gecesi Boğazağzı Mevkisi’ndeki tesisleri devralmaya geldi. Ortaca Belediye Başkanı Karaçelik, ellerinde Ortaca 1’inci Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından alınan işletme protokolünün hükümlerinin uygulanmasının tedbiren durdurulması dair karar olduğunu belirtip, duruma tepki gösterdi. Jandarma tesislerde geniş güvenlik önlemi alırken, tesislerin bulunduğu bölgeye deniz ve karadan kimse sokulmadı.

HAZİRAN’DA ALMAMIZ GEREKİYORDU
Olayla ilgili olarak konuşan DALÇEV Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Oruç "Normalde Haziran’da işletmeyi teslim almamız gerekiyordu. Ancak, Ortaca Belediyesi’ndeki tesisler bize teslim edilmedi. Belediye bize birçok dava açtı. Adalete olan saygımız nedeniyle bugüne kadar herhangi bir işlem yapmadık. Davanın neticesini bekledik. Elimizde tutanak var. Biz kapıyı kırıp açmadık. Açıktı girdik. Valilik, mahkeme kararını dün saat 17.00’de tebliğ etti. Biz de tesislere geldik. İşgalci değiliz. Karar sabah tebliğ edilmiş olsa sabah gelirdik. Hukuk mücadelesini biz kazandık. Bundan sonra herkes işine bakacak" dedi.

ELİMİZDE KARAR VAR 
Ortaca Belediye Başkanı Hasan Karaçelik, "Elimizde Ortaca 1’inci Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından alınmış karar var. 25 Aralık’ta verilen bu kararda işletme protokolünün hükümlerinin uygulanmasının tedbiren durdurulması yazıyor. Buna göre ihaleyi alan firmanın gece yarısı bu uygulamayı yapmasına bir anlam veremiyorum" diyerek, tepkisini dile getirdi.

BAKANLIK: ARAZİ TESLİM ALINDI 
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bugün İztuzu Plajı'yla ilgili olarak yaptığı açıklamada alanın teslim alındığını açıkladı. Açıklamada şu ifadeler kullanıldı: Muğla ili sınırları içerisinde bulunan İztuzu plajı 1990 yılından bu güne kadar koruma-kullanma esasları kapsamında kiralanmaktadır. Söz konusu kiralanan alan kıyı kenar çizgisinin deniz tarafında kalan alan olup hiçbir şekilde imara açılmamaktadır. Günübirlik ziyaretçilerin ihtiyaçlarını karşılamak üzere sadece sunulan hizmetlere (otopark, şemsiye, şezlong, büfe gibi) karşılık ücret talep edilmekte olup, bunun dışındaki alan kullanımı ve alana girişlerden ücret talep edilmemektedir. Yani İztuzu plajı halkımızın kullanımına bugüne kadar açık olduğu gibi bundan sonrada açık olacaktır. 29.12.2014 tarihinde 2014/1251 esası ile Muğla 2. İdare Mahkemesi tarafından İztuzu kumsalında bulunan günübirlik alanın tahliyesine ilişkin yürütmeyi durdurma kararı kalkmıştır. Mahkeme kararı doğrultusunda alan teslim alınmış olup, alanla ilgili her türlü tasarruf Bakanlığımız’a(TVKGM) aittir.

‘PARA İÇİN KİRAYA VERİLMEMELİ’
DALÇEV’in gece yarısı tesisi devralmak için gelmesinden sonra Dalyan halkı ayaklandı. İztuzu Kurtarma Platformu (İKUP) sözcüsü Murat Demirci de İztuzu'nun Türkiye'deki diğer kumsallardan farklı olduğunu ve el değmemiş bir doğası bulunduğunu kaydetti.  Bu gibi alanların korunarak, para için kiraya verilmemesi gerektiğini dile getiren Demirci, "Burasının belediye tarafından rant gütmeden işletilmesini istiyoruz. Onun için buradayız ve tüm kararlılığımızla devam edeceğiz" diye konuştu.

35 BİN İMZA TOPLANDI
Demirci, plajın belediye tarafından işletilmesi için 10 bini ıslak olmak üzere 35 binin üzerinde imza topladıklarını ve plaj girişinde imza tablosu oluşturduklarını belirtti. Dalyan’da yaşayan Hollandalı Çevre aktivisti emekli İngilizce öğretmeni Maria Joker ise "Buraya destek için geldim. Yapılan bu işlem gerçekten çok kötü oldu. Anlamıyorum neden şirketin ismi DALÇEV. Çünkü bunlar çevre dostu değil. Biz buranın eski düzende işletilmesinden yanayız" dedi.

İZTUZU HALKIN ELİNDEN ALINMAMALI
Ege Yolcu Motor Grubu Başkanı Nadir Şahin de "İztuzu halkındır halkın elinden kalmalıdır" diyerek şöyle konuştu: "Bu gece buraya eyleme destek olmak için geldik. Çadırlarımızı kuracağız ve geceyi burada geçireceğiz. Süreci basından takip ediyoruz. Ortaca Belediye Başkanı’nın açıklamalarına ve konuya vakıfız. Başkanın bütün söylediklerine aynen katılıyoruz. İztuzu’nun herhangi bir şirkete ve şahsa verilmesine değil, burada hukuksuz bir ihale süreci var, şikayetimiz sadece bunadır." 

5.4 KİLOMETRE UZUNLUĞUNDA
5.4 kilometre uzunluğundaki İztuzu sahili caretta caretta kaplumbağlarının önemli bir yumurtalama alanı
(kaynak:hürriyet.com.tr)

Emekli 24 lira zam alacak

Aralık ayı enflasyon rakamlarının açıklanmasıyla Türkiye’de sayıları yaklaşık 9 milyonu bulan SSK ve Bağ-kur emeklisinin maaşlarına 2015 yılı başında alacakları zam oranı belli oldu. SSK ve Bağ-kur emeklisinin maaşlarına 2015 yılı başında alacakları zam oranı yüzde 2,32 oldu. Şu anda en düşük SSK emekli maaşı 1047 lira. Yüzde 2,32'luk oran üstünden bu maaşa 24 lira zam gelecek ve maaş 1071 liraya ulaşacak.

SSK ve Bağ-Kur emeklileri, her yılın Ocak ve Temmuz aylarında bir önceki 6 aylık dönemde gerçekleşen enflasyon oranında zam alıyor. Aralık ayı enflasyon rakamlarının açıklanmasıyla sayıları yaklaşık 9 milyonu bulan SSK ve Bağ-kur emeklisinin maaşlarına 2015 yılı başında alacakları zam oranı belli oldu.

Enflasyon rakamları, Temmuz’da yüzde 0,45, Ağustos’ta 0,09, Eylül’de yüzde 0,14, Ekim’de yüzde 1,90, Kasım’da ise yüzde 0,18 artmış ve 5 ayın toplamında yüzde 2,76’ya ulaşmıştı. Aralık ayı enflasyonun yüzde 0,44 düşmesiyle SSK ve Bağ-kur emeklisinin maaşlarına 2015 yılı başında alacakları zam oranı yüzde 2,32 oldu.

‘EMEKLİLER GEÇİNEMİYOR’ 
Bu artışa tepki gösteren İşçi, Memur ve BAĞ-KUR Emeklileri Derneği (İMBED) Başkanı Hamdi Öz, "TÜİK hükümetin isteği doğrultusunda enflasyonu zayıf gösteriyor. Açıklanan bu rakamın gerçek enflasyonla ilgisi yok, bu hayal mahsulü bir rakamdır. TÜİK Başkanı Birol Aydemirherhalde seçimlerde milletvekili adayı olmayı bekliyor mükafat olarak. Emekliler geçinemiyor. Ama o kadar onurlu insanlar ki 70 yaşındaki bile bir yerlerde temizlik işçiliği yapıyor. Pazarlarda akşamları hava karardıktan sonra, atıkları toplayarak geçimini sürdürmeye çalışıyor" dedi.

Başkan Öz, 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasanın tek çatı yasası olması nedeniyle işçi, memur BAĞ-KUR emeklisi diye bir ayrım kalmadığını ancak hükümetin hala emeklileri bu şekilde ayırdığını söyledi. Öz, bu ayrımın yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek dernek olarak dava açtıklarını belirtti.