7 Nisan 2015 Salı

Metin Feyzioğlu: Teröristler, 'yandan buyrun' la geçmişler

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, adliyelerin güvenliğinin sağlanması için alınacak tedbirleri görüşmek üzere Adalet Bakanı Kenan İpek'i makamında ziyaret etti.


Feyzioğlu, Bakan İpek ile görüşmesinin ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulunarak "Öncelikle devir yapıcı olma devri. Herkes açısından yapıcı olma ve birlik olma devri. Biz kanunların tam olarak uygulanmasını istiyoruz. Mevzuata ilişkin bir sıkıntı yok, uygulamaya ilişkin farklılıklar ve keyfilikler var" dedi. TBB Başkanı Feyzioğlu, ayrıca Savcı Mehmet Selim Kiraz'ın şehit edildiği Çağlayan Adliyesi'ndeki olayla ilgili "Koluna avukat cübbesi almış teröristler, avukatlara mahsus girişten ve kimlik kartlarını okutarak değil, özel güvenliğin güvenlik şeridini kaldırıp 'yandan buyrun' demesiyle geçmişler. Bu da kare kare izlediğimizde sabit oldu, sizler de göreceksiniz" ifadelerini kullandı.

"SİLAH YOĞUNLUĞUNA SİNYAL VERİR ŞEKİLDE AYARLANACAK"
Avukatların adliye girişlerinde aranmasına ilişkin tartışmalara değinen Feyzioğlu, "Adliyelerimizde ve kamu kurumlarında genel olarak bir güvenlik zaafı olduğu aşikar. Bu noktada biz 'Türkiye terörle yaşamaya devam edecek gibi görünüyor, neler yapabiliriz' diye son derece yapıcı bir yaklaşım sergiledik. Dün büyük Bursa mitinginden sonra 40'a yakın baro başkanımızla toplandık ve tam bir fikir birliğine vardık neler yapacağımız konusunda. Bugün de yönetim kurulu kararına bağladık. Sabah da İstanbul Barosu Başkanımız, İstanbul Çağlayan'da Başsavcı ile görüştü. Onlar da el sıkıştılar dünkü baro başkanları istişare toplantısında varılan fikir birliği çerçevesinde. Turnikeden o şekilde geçecekler. Bu uygulamayı güvenlik görevlileri aksatmayacak. Biz zaten aksatılmasını istemiyoruz. Yani İstanbul'da aksatılan uygulama bir daha yapılmayacak. Güvenlik görevlileri, bu konuda bizim de talebimiz bu. Hassas davranacaklar. Çantalarımızı x-ray'a koymakta bir sakınca görmüyoruz ve duyarlı kapıda da taramadan geçmekte bir sakınca görmüyoruz. Ancak Avukatlık Kanunu'nun 58. maddesinin, yurttaşlarımızın sırlarını saklama yükümlülüğümüz gereği tam olarak uygulanmasından da asla feragat etmeyiz. Bu çerçevede çantamızın içini elle ve gözle aramaya izin veremeyiz. Çünkü sır saklama yükümlülüğümüz vardır, yani vatandaşımızın sırrını saklıyoruz. Bize emanet namusumuzdur o bizim ve üstü elle aramayı kabul etmiyoruz. Diyelim ki duyarlı kapıdan geçerken sinyal verdi duyarlı kapı. Duyarlı kapılar sadece silah boyutlarına sinyal verir şekilde ayarlanacak. Yani bir toplu iğneye, bir sütyen kopçasına, bir basit broşa sinyal verir değil. Silah yoğunluğuna sinyal verir şekilde ayarlanacak" diye konuştu.

"BİRİNİN KUSURU VARSA BUNUN ÜZERİNE GİDİLİR BİZ DE TAKİPÇİSİYİZ"
Savcı Mehmet Selim Kiraz'ın şehit edildiği olaya ilişkin yürütülen soruşturma hakkında konuşan Feyzioğlu, "Soruşturan savcıların da en titiz şekilde soruşturmasını hem biz hem de bütün savcılar ve hakimler de titizlikle takip edecektir. Bu konuda bir endişeniz olmasın. Soruşturma tamamlandığında zaten dava noktasına geldiğinde hepimiz göreceğiz. Kaldı ki soruşturma dosyasına mutlaka müdahillikler olacaktır, savcının ailesi tarafından. Onlar da görecektir. Gizli bir şey kalmaz. Burada gizli bir şey kalacakmış endişesi içinde değiliz. Geçmişe yönelik olarak bu olayın hangi istihbarat zaafından kaynaklandığını bir daha kaynaklanmaması açısından doğru tetkik etmek lazım. Ve aşama aşama teröristlere karşı yapılan operasyonun masaya yatırılıp 'bir daha Allah göstermesin böyle bir üzücü olay gerçekleşirse acaba bir eksik var mıydı, daha profesyonel nasıl davranılabilirdi'yi çözmek açısından yine incelenmesi lazım. Birinin kusuru varsa da bunun üzerine gidilir, biz de takipçisiyiz" açıklamasında bulundu. (hürriyet.com.tr)

Mehmet Haberal'ın oğlu gözaltına alındı

İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’nın yürüttüğü bir soruşturma çerçevesinde CHP Milletvekili Mehmet Haberal’ın MHP’den milletvekili adayı olan oğlu Erkan Haberal sabah gözaltına alındı ve İstanbul’a götürüldü.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin yürüttüğü bir soruşturma kapsamında gözaltına alınan Haberal, Ankara Emniyet Müdürlüğündeki işlemlerin ardından İstanbul'a gönderildi.

MHP MYK üyesi olan Erkan Haberal 2015 Genel Seçimleri için MHP’den aday adayı olmuştu.
 
MHP'DEN İLK TEPKİ
MHP Milletvekili aday adayı Erkan Haberal'ın gözaltına alınmasıyla ilgili olarak MHP'den ilk tepki Genel Başkan Yardımcısı Tuğrul Türkeş'ten geldi. Türkeş, "Zamanlama manidar. Allah'ın her günü bitti de milletvekili aday listelerinin verileceği bugün mü kaldı" dedi.

Türkeş, Erkan Haberal'ın hangi soruşturma çerçevesinde gözaltına alındığını bilmediğini söyledi.


Zekeriya Öz'ün davaları birleştirildi

CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan'ın Twitter'dan yaptığı paylaşımlar ve kendisiyle ilgili hakaret içeren tweetleri retweetlemesi nedeniyle şikayetçi olduğu, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun görevden uzaklaştırdığı Bolu Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz hakkındaki iki dava birleştirilirken, duruşma 28 Mayıs tarihine ertelendi.


Hürriyet'in haberine göre;Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun görevden uzaklaştırdığı Zekeriya Öz hakkında "Kamu görevlisine hakaret ve tehdit" suçlarından açılan dava bugün Düzce Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye devam edildi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Zekeriya Öz'ün twitter'dan yaptığı paylaşımlar nedeniyle açtığı ilk dava ile kendisiyle ilgili hakaret içeren tweetleri retweetlemesi nedeniyle açtığı ikinci dava birleştirildi.

Bugün görülen duruşmaya Erdoğan ile Öz'ün avukatları katılmadı. Öz'ün, Erdoğan'a hakaret içeren tweetleri retweetlemesi nedeniyle daha önceki duruşmada İstanbul Anadolu Adliyesi Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesi ile Bakırköy Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesi'ne ayrı ayrı talimat yazılırken, Öz'ün ifade vermediği belirtilerek, duruşma 28 Mayıs tarihine ertelendi.

Boynuna perde dolanan Neslişah öldü

Uşak’ın Cumhuriyet mahallesinde yaşayan Kavlak Ailesi’nin kızları Neslişah Melek (4), cumartesi günü evin salonunda oyuncaklarıyla oynarken stor perdenin ipi boynuna dolandı.


Bir süre sonra odaya giren annesi Figen Kavlak asılı kalan kızını dolandığı ipten kurtararak, hemen hastaneye kaldırdı. Neslişah tüm müdahaleye rağmen kurtarılamadı. Polis olayla ilgili soruşturma başlattı.

Üniversitede merhaba bebişim davası!

İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde görevli S.A., üniversitenin genel sekreter yardımcısı Adnan Ecevit hakkında kendisine tacizde bulunduğu iddiasıyla suç duyurusunda bulundu.


İstanbul Ticaret Üniversitesinde kariyer planlama merkezinde uzman yardımcısı olarak görev yapan S.A., üniversitede genel sekreter yardımcısı olarak görev yapan Adnan Ecevit hakkında savcılığa tacize uğradığı iddiasıyla şikayette bulundu.

Şikayet dilekçesinde, Adnan Ecevit’in kendisine önce sözlü olarak ardından da mail yoluyla tacizde bulunduğunu iddia ederek, “Bir defasında odasına çağırıp bana ‘merhaba bebişim’ diye hitap etti. Bunu dil sürçmesi olarak düşünürken odasından ayrıldığım sırada bana ‘teşekkür ederim kuzum’ deyince sözlerinin taciz olduğunu anladım.

Aynı gün mailime taciz mesajları da atınca bulunduğu konum nedeniyle bir çalışanı baskı altına alıp manevi değerlerimi rencide eden bu eylemin cezasız kalmaması için bu şikayeti yapıyorum” dedi.

Mail yazışmalarını, kamera kayıtlarını ve diğer delillerin de iddiasını kanıtladığını belirten S.A., Adnan Ecevit’in ceza almasını istedi.

Taciz iddiasıyla çalkalanan İstanbul Ticaret Üniversitesi yönetimi ise konu ile ilgili inceleme başlattı. Taciz iddiasıyla gündeme gelen Adnan Ecevit’in ifadesini alan yönetimin önümüzdeki günlerde Ecevit ile ilgili kararını vermesi bekleniyor.

Kaynak: Çağdaş Ulus-Vatan

6 Nisan 2015 Pazartesi

Liseli Çağla beyin kanamasından öldü

SAKARYA’nın Geyve İlçesi’nde Teknik ve Meslek Lisesi son sınıf öğrencisi 17 yaşındaki Çağla Yalçın, geçirdiği beyin kanaması sonucu yaşamını yitirdi.


Hürriyet'in haberine göre; Geyve Teknik Lise son sınıf öğrencisi 17 yaşındaki Çağla Yalçın 5 gün önce evinde birden fenalaştı. Önce Geyve Devlet Hastanesi’ne burada yapılan ilk müdahelenin ardından da Sakarya Eğitim ve Araştıma Hastanesi’ne (SEAH) kaldırılan Çağla, Genel Yoğun Bakım Ünitesi’nde uyutularak gözetim altında tutuldu. Ancak dün gece Çağla Yalçın yaşam mücadelesini kaybetti.

Ana Okulu öğretmeni olmayı hayal eden Çağla’nın ölümü okulda büyük üzüntü yarattı

Yasağa twitter’dan tepki

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, sosyal medyaya getirilen erişim yasağını, attığı tweet ile deldi.


Kılıçdaroğlu, Twitter'a erişim yasağına rağmen, resmi Twitter hesabından bir mesaj paylaşarak, hükümeti eleştirdi.

Kılıçdaroğlu mesajında, "Vatandaşın bilgi erişimi ve ifade özgürlüğü bir kez daha engelleniyor ! İktidarınızı yasakların arkasına saklanarak mı koruyacaksınız?" dedi.

Kılıçdaroğlu tweetlerine şöyle devam etti;
"Elektrikleri de kesseniz, sosyal medya erişimini de engelleseniz bilgi edinme ve ifade özgürlüğünü asla engelleyemezsiniz. İletişim ve teknoloji çağında, sebebi ne olursa olsun, çağ dışı yöntemlerle özgürlüklerin kısıtlanması, ülkemize sadece zarar getirir. Siz yasakladıkça, daha çok tweet atılıyor, hala farkında değil misiniz? "

Türkiye'deki erişim yasağı dış basında

Türkiye'de Twitter ile YouTube'a getirilen erişim yasağı dış basınında da yer aldı.


Uluslararası haber ajansları, gelişmeleri böyle duyurdu:

AFP: Türkiye, geçen haftaki esir krizinde öldürülen savcının görüntülerinin yayımlanması nedeniyle Twitter, Facebook ve YouTube'a erişimi engelledi.

Associated Press: Türkiye Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, bir savcının internet sağlayıcılarına verdiği talimatla Twitter ve YouTube'un da aralarında bulunduğu sosyal medya sitelerinin engellendiğini açıkladı.

Türkiye geçen yıl da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yakın çevresiyle ilgili yolsuzluk iddialarını içeren ses kayıtlarının sızmasının ardından YouTube ve Twitter'a erişimi engellemişti.

Reuters: Türk savcı, geçen hafta bir meslektaşına tabanca tutulan görüntülerin yayımlanmasının ardından sosyal medya sitelerine yasak getirilmesini istedi. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, "Bu, savcının görüntüsünün yayımlanmasıyla ilgili. Savcının öldürülmesinin ardından yaşananlar, olayın kendisi kadar üzücü" dedi.

Twitter ve Youtube'a yasak (Twitter ve YouTube kapatıldı mı?)

Anadolu Ajansı, Erişim Sağlayıcıları Birliği’nin, şehit Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz'ın rehin alınması görüntülerinin yer aldığı Twitter ile YouTube'a erişimin, mahkeme kararı doğrultusunda engellendiğini bildirdiğini duyurdu. Savcının şehit edilmesiyle son bulan terör baskınının fotoğraflarının yer aldığı bazı haber linklerine erişim yasağı getirildi. Yasaklama kararının uygulanma sürecinde sosyal medyaya erişimde sıkıntı yaşanıyor. Reuters'a konuşan bir yetkili ise savcıyla ilgili görüntülerin kaldırılmasını Youtube ve Twitter'dan talep ettiklerini bir cevap gelmeyince mahkeme kararı aldıklarını söyledi. Twitter ve YouTube ise yasak kararının ardından sorunu ortadan kaldırmak için çalışmaların devam ettiğini kaydetti.

ESB'nin kararının TTNET, Turkcell, SuperOnline, Avea ve diğer erişim sağlayıcılara iletilmesi bekleniyor. İlk gelen bilgilere göre TTNET kararı uygulamaya aldığı için sosyal medyadaki bu haberlere bu kanaldan ulaşım sağlanamıyor. Diğer operaratörlerin de adım adım bu kararı uygulaması bekleniyor.

TALEP ETTİK, CEVAP GELMEDİ
Erişim engeli ile ilgili Reuters'a bilgi veren üst düzey bir yetkili de Savcı Kiraz'ın ailesinin görüntülerin yayınlanmasından rahatsız olduğunu belirtti ve "Hem Twitter hem de Youtube'a söz konusu görüntü ve paylaşımların kaldırılması yönünde bir bildirimde bulunuldu ancak onlar kabul etmedi, herhangi bir yanıt da verilmedi. Bu nedenle engelleme talebi doğrultusunda İstanbul'daki bir mahkeme kanalıyla bu karar alındı. Facebook için şu an için bir karar yok" dedi.

YOUTUBE AÇIKLAMA YAPACAK
Öte yandan önümüzdeki saatlerde Youtube'un sahibi Google'ın yasak kararıyla ilgili bir açıklama yapması bekleniyor.

ERİŞİMDE SORUN DEVAM EDİYOR
Hürriyet Dünyası'na birkaç saat önce konuşan Erişim Sağlayıcılar Birliği Başkanı (ESB) Bülent Kent, Cumhuriyet Savcılığı'ndan bu yönde bir yazının kendilerine geldiğini bildirdi. Yasaklama kararı internet servis sağlayıcısı şirketlere TTNET, Turkcell, Vodafone, Avea ve SuperOnline iletildi. Servis sağlayıcıları ilgili linklerle ilgili karartma işlemlerini sürdürürken sosyal medya kanallarına erişimde sıkıntı yaşandı. Halen söz konusu sitelere erişimde sorun devam ediyor.

CUMHURBAŞKANLIĞI SÖZCÜSÜ AÇIKLADI 
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, bir savcının internet sağlayıcılarına verdiği talimatla Twitter ve YouTube'un da aralarında bulunduğu sosyal medya sitelerinin engellendiğini açıkladı.  (AP)

FACEBOOK'TAN İLK AÇIKLAMA
Reuters'un haberine göre Facebook, Türkiye'de mahkemenin bazı içeriklere erişimi kısıtlama kararına uyduğunu açıkladı.

YOUTUBE'TAN YASAK SONRASI İLK AÇIKLAMA

YouTube sözcüsünün yaptığı açıklamada; '“YouTube’a Türkiye’de erişimin engellendiği doğrultusunda bilgiler alıyoruz. Hizmetin kullanıcılara bir an önce yeniden sunulabilmesi için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.”

TWITTER'DAN FLAŞ TÜRKİYE AÇIKLAMASI

Twitter'ın YouTube ile birlikte öğlen saatlerinde erişim yasağının gelmesiyle Twitter, Türkiye'de yaşanan kesintinin farkında olduklarını ve siteye erişimin tekrar açılması için çalışmaların sürdüğünü kaydetti.

ERİŞİM HANGİ KANUNLA ENGELLENİYOR 
Twitter ve Youtube yasağıyla ilgili olarak Hürriyet Dünyası’na açıklama yapan Avukat Burçak Ünsal, “Sayın savcımızın şehit düşmesi ve kurtarma operasyonu ile ilgili bir yayın yasağı olduğunu biliyoruz. Bu yayın yasağından hareketle sosyal medyaya yansıyan 170 kadar URL adresine erişimi engelleyen bir de mahkeme kararı var. Ancak spesifik URL'nin ötesinde bütün bir hizmetin engellenebilmesi için 5651 sayılı Yasanın 9(4) Maddesi uyarınca yine bir hakim kararı gerekir. Yani, hakim spesifik bir URL'ye erişimin engellenmesiyle ihlalin engellenemeyeceğine kanaat getirirse tüm hizmete (Twitter veya Facebook'un tamamının kapatılması) erişimi engelleme kararı verebiliyor. Bu karar var mı yok mu, bilemiyoruz.” diye konuştu.

İşte erişimin engellenmesiyle ilgili mahkeme kararı:



'İÇERİKLER ÇIKARILMAZSA SİTELERE TAMAMEN ERİŞİM ENGELLENEBİLİR'

Bilişim Avukatı Gökhan Ahi konuyla ilgili Hürriyet'e yaptığı açıklamada şunları kaydetti:

"Mahkemenin kararı, sadece URL adreslerine erişim engelleme yönünde. Eğer teknik olarak yapılamazsa veya ilgili siteler bu içerikleri çıkarmazsa, o sitelere tümden erişim engelleme yapılabilir. Karar daha Cuma günü verilmiş, Cumartesi günü Erişim Sağlayıcılar Birliği sadece URL’lere erişim engellemesi yönünde yazışma yapmış. Henüz bu kararın Twitter, Facebook ve Youtube’a ulaşıp ulaşmadığı belli değil. Karar onlara ulaşsa, zaten daha öncekiler gibi hemen URL’leri engelleme veya çıkarma yoluna gidiyorlar. Öğrendiğimiz kadarıyla, İstanbul Başsavcılığı Erişim Sağlayıcılar Birliği’ne yazıp bugün saat 12’ye kadar içeriklerin çıkarılmasını ve bilgi verilmesini istiyor. Erişim Sağlayıcılar Birliği, URL adreslerini tek tek engellemek yerine sitelerin tamamının kapatılmasını istiyor. Bu durum, bana göre Erişim Sağlayıcılar Birliği’nin işgüzarlığıdır.  Kaldı ki Erişim Sağlayıcıları Birliği Danıştay kararına göre yok hükmündedir. Erişim Sağlayıcılar Birliği yetkilileri açık açık, Türk Ceza Kanunu’nun 124. maddesindeki Haberleşmenin Engellenmesi suçunu işlemiştir." (hürriyet.com.tr)

"Atatürk'ü zehirlediler" haberine büyük tepki!

Yeni Şafak gazetesinin, bugünkü birinci sayfasından “ Atatürk’ün ölümündeki sır perdesini aralayan tarihi kanıtlara ulaştık” iddiasıyla duyurduğu ve “Atatürk’ün zehirlenerek öldürüldüğünü” öne süren haber , sosyal medyada hem büyük tepki çekti, hem de espri konusu oldu.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün, silah arkadaşı İsmet İnönü’nün de aralarında olduğu ‘dönemin muktedirleri’nin organize ettiği bir suikasta kurban gittiği iddiasını “Atatürk’ü böyle zehirlediler” başlığıyla manşetine taşıyan Yeni Şafak gazetesi bu iddiasına ‘kanıt’ olarak da bazı ‘belgeler’ yayınladı. Atatürk’ün bir suikasta kurban gittiği iddiasının “77 yıldır sadece kulaktan kulağa konuşulan iddia” olduğunu yazan ve bu iddiayı kanıtladığını öne süren gazetenin yayınladığı ‘belge’lerdeki bazı detaylar ise özellikle sosyal medya kullanıcıları arasında alay konusu oldu.

AKP hükümetine yakınlığıyla bilinen Yeni Şafak gazetesi, Atatürk’ün ölümünün ardından ikinci cumhurbaşkanı olan İsmet İnönü, dönemin CHP Genel Sekreteri Kasım Gülek ve İçişleri Bakanları Şükrü Kaya ile Hıfzı Oğuz Bekata'nın yazışmaları olduğunu iddia ettiği bazı belgeler aracılığıyla, bu kişilerin Atatürk’e bir suikast düzenlediklerini öne sürdü. Gazete, Atatürk’ün “Beni Türk hekimlerine emanet ediniz” sözünü de yabancı doktorlardan kuşkulanması üzerine söylediğini iddia etti.



‘ZAMAN MAKİNESİ’NDE YOLCULUK!

Gazete, Şükrü Kaya'nın 30 Haziran 1938'de, yani Atatürk'ün ölümünden 4,5 ay önce İsmet İnönü'ye gönderdiği yazıdaki “Tahsis ettiğimiz doktorun görevini layıkı ile yaptığı kanısındayım. Her şey yolunda ve mecrasında seyir etmektedir. Sizleri Cumhurreisi olarak görmek arzusu hepimizde hasıl olmuştur. Hürmetle ellerinizden öperim efendim" sözlerini aktardı.

Bu mektuba göre Atatürk, doktorlardan kuşkulandığı için yabancı doktorları kendinden uzaklaştırıyor ve “Beni Türk doktorlarına emanet edin" talimatı veriyor.

‘BU KONU SENİ DE BENİ DE AŞAR’

İkinci belge ise Atatürk'ün zehirlendiği tartışmalarının, 20 yıl sonra devletin zirvesindeki bazı isimlerin başını ağrıtacak ve ölüm tehditlerine bile sebep olacak şekilde yeniden gündeme geldiğini öne sürüyor. CHP Genel Sekreteri Kasım Gülek, 26 Şubat 1959 tarihindeki yazısında daha sonra İçişleri Bakanlığı da yapacak olan Hıfzı Oğuz Bekata'yı, “Bu konu seni de beni de aşar, altından kalkamayız. Sen de altında kalırsın ben de. Birileri de altında kalır. Geçmişte yapılan hataları telafi etmemizin ihtimali dahi olmadığını iyi bilmektesin” diyerek uyarıyor.

Ancak tüm bu iddiaları inandırıcılıktan uzak bulan okuyucular gazetenin haberine bir yandan tepki gösterirken bir yandan da alaya aldılar. Ekşi Sözlük, Twitter ve Facebook’ta, kullanıcıların büyük bir çoğunluğu belgelerin ‘imal edilmiş’ olduğunu yazdı ve buna ilişkin bazı ‘teknik kanıtlar’ geliştirdi.

1930’larda yazıldığı iddia edilen belgelerde, dönemin yaygın dil ve sözcük tercihleri yerine daha çağdaş bir dil kullanılması dikkat çekti. Örneğin Atatürk’ün Eylül 1938’de sarf ettiği, "Beni Türk hekimlerine emanet ediniz" sözünün, belge olarak sunulan kağıtlarda “Beni Türk doktorlarına emanet ediniz” diye aktarılması dikkat çekti. Üstelik ‘doktor’ sözcüğünün kullanıldığı bu ‘yazışma’ Atatürk’ün bu sözü söylemesinden 3 ay önce Haziran 1938’de yapılmış gibi gösteriliyor.

SOSYAL MEDYADA BÜYÜK TEPKİ ÇEKTİ

Bazı Twitter kullanıcılarının gazetenin haberiyle ilgili yazdıkları yorumlar şöyle:

Gülsin Harman / ?@gulsinharman

İsmet İnönü işini Twitter'da Yeni Şafak'la dalga geçmek için insanlar uydurdu zannettim, yemin ederim. Gazeteyi şu an gördüm konuşamıyorum.

Helmuth Von Moltke / ?@aethewulf

Adam belgeyi dahiliye vekili diye imzalıyor ama belgede "hekim" yerine "doktor", "ecnebi" yerine "yabancı" kelimeleri geçiyor.

belgenin doğru olduğunu iddia etmek için hem Şükrü Kaya'nın modern Türkçe kullandığını hem de zamanda seyahat ettiğini ispatlamak lazım

ne hikmetse 1938'de Şükrü Kaya'nın yazı yazdığı kağıt ve daktilo, Fethullah Gülen'in mason olduğunu gösteren belgeyle aynı

yetvart danzikyan / @yozgatedirnetra

atatürk'ü zehirlediler çünkü akp'yi kurma hazırlıkları yapıyordu..

Kerem ALTIPARMAK / @KeremALTIPARMAK

Yeni Şafak yakında İsmet İnönüyle Fuat Avni arasındaki direk mesajlaşmayı da paylaşır. Beraber Atatürk'e suikast planı konuştukları

Özgür Mumcu / @ozgurmumcu

Parti antetli kağıtla Atatürk'e suikastten bahsetmişler. Yeni Şafak, mon amour

İbrahim Kiras / @ibrahimkiras

İnönü adına Atatürk'ü zehirlettiği söylenen Şükrü Kaya aslında İnönü'nün en büyük rakibiydi ve hatta İnönü'yü ortadan kaldırmaya çalışmıştı!

@KaNggReN

Atatürk'ün ölürken söylediği son sözler ele geçirildi, Atatürk "bu ismet beni öldürecek, en iyisi başkanlık sistemi" demiş.

@OzgurAbaciNL

Biri Yeni Şafak'a Atatürk ile İnönü'nün öldüğünü, aralarında kavga çıkarmak için çok geç kaldıklarını söylesin (RADİKAL)


TEİAŞ Genel Müdürü istifa etti Twitter yıkıldı

Enerji Bakanı Taner Yıldız TEİAŞ Genel Müdürü Kemal Yıldır'ın görevinden istifa ettiğini açıkladı. Bu açıklamanın ardından kullanıcılar ilk tepkilerini sosyal medyada dile getirdi; Twitter'da en çok konuşulan başlıklardan biri TEİAŞ Genel Müdürü oldu.



TEİAŞ Genel Müdürü Kemal Yıldır'ın istifasının ardından Twitter çalkalanıyor. Kullanıcılar istifayla birlikte ilk tepkilerini Twitter üzerinden dile getirirken, binlerce tweet ard arda geliyor.

İşte ilk tepkilerden bazıları;

@acemicaylaak
TEİAŞ genel müdürü istifa etmiş ama elektrik kesintisiyle ilgili açıklama yok 1 haftadır.
murat erdin ?@muraterdin
TEİAŞ Genel Müdürü elektrik kesintisi nedeniyle istifa etti. Peki kesintinin nedeni nedir ? Hala bilmiyoruz.

denzer ?@denizerdoganbkm
Bizde normalde hep istifade edilir TEİAŞ genel müdürü istifa etmiş darısı olmayanların başına!:)

Malthusun Amcaoğlu ?@MalthusAmcaoglu
TEİAŞ Genel Müdürü istifa etmiş. Yapmayın olm böyle şeyler. Alışık değiliz biz!

Net olmalı insan. ?@GAgrkaya  11 dk.11 dakika önce
TEİAŞ Genel müdürü görevini yapamadıgı için istifa etti nihayet örnek bir haber.

TEİAŞ Genel Müdürü Kemal Yıldır istifa etti

Enerji Bakanı Taner Yıldız, geçtiğimiz hafta salı günü yaşanan elektrik kesintisi ile ilgili konuştu. Yıldız TEİAŞ Genel Müdürü Kemal Yıldır'ın görevinden istifa ettiğini açıkladı.


Enerji Bakanı Taner Yıldız, geçtiğimiz hafta salı günü yaşanan elektrik kesintisi ile ilgili konuştu. Bakan Yıldız, bağlantı hattı çalışmaları nedeni ile 5 tane iletim hattı devre dışı kaldığına işaret etti.

Bakan Yıldız “Toplam 7 hattın üzerinde, gerek arıza gerek salınımdan kaynaklı güç salınımı gerekçesi ile devre dışı kalıyor. Doğu ile Batı’nın bağı devre dışı kalıyor. Toplam 12 saniye içinde birbirine tetikliyor.”

Bakan Yıldız “Teknik bir arıza olmakla birlikte, bir işletim hatası olduğu tarafımızdan değerlendiriliyor” dedi.

TEİAŞ GENEL MÜDÜRÜ İSTİFA ETTİ
Bakan TEİAŞ Genel Müdürü Kemal Yıldır'ın görevinden istifa ettiğini açıkladı. Bazı görevlilerin de açığa alındığını bildirdi.

KEMAL YILDIR KİMDİR? 
1958 yılında Akşehir’de (Konya) doğdu. 1981 yılında İstanbul Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi Elektrik Mühendisliği bölümünden mezun oldu. 1977 yılında özel sektörde çalıştı. 1981 yılından itibaren de sırasıyla, TEK, TEAŞ ve TEİAŞ’ta İletim Hatları Proje Daire Başkanlığında Mühendis, Orta Anadolu Şebeke İşletme Grup Müdürlüğü Ankara Röle Ölçü Aletleri Müdürlüğünde Mühendis, Başmühendis, Müdür olarak görev yaptı. Tesis ve İşletme Grup Müdürlüklerinin 04.08.2003 tarihinde aynı çatı altında birleştirilmesi sonucu kurulan 8. İletim Tesis ve İşletme Grup Müdürlüğüne–ANKARA Grup Müdürü olarak atandı.

Bakan Yıldız, kesintinin yaşandığı sürenin mühendislik açısından uzun bir süre olmadığına işaret ederek, kesintinin nedenini ortaya çıkarmak için yürüttükleri çalışmayı dün akşam itibari ile tamamladıklarını belirtti.

Bakan Yıldız “Bu teknik arıza bir iletim hattında başlamıştır. Bununla ilgili bütün detaylar teknik taraflar ile paylaşılacaktır” dedi.

AŞIRI RİSK ALINMIŞ OLABİLİR
Bakan Yıldız, konu ile ilgili gazetecilerin sorularına verdiği yanıtlara ise “Burada gerçekleşen konu sistem güvenilir bir sistemdir. Son 12 yıl içerisinde bu şebekeyi 2 katına çıkardık. Bütün bunlar başarı ile işletilmeye devam ediyor. Arz güvenliği ile ilgi bir sorun yok. Arkadaşlarımız bir kısım noktalarda aşırı risk almış olabilirler” şeklinde yanıt verdi. (hürriyet.com.tr)

Yeni Şafak’ın ‘bomba’ manşetine İnönü ailesinden tepki

Yeni Şafak’ın “Atatürk’ü İnönü zehirleyerek öldürdü” manşeti sosyal medyada sabah saatlerinin en çok konuşulan konusu oldu. Antetli kağıtla yapılan “suikast” yazışmalarını Hürriyet’e değerlendiren İnönü ailesi, “Asıl bu haberi yapanlar Türk halkını zehirlemeye çalışıyor” açıklaması yaptı. Sosyal medyada en çok yankı bulan tweetlerden biri ise şu oldu: “Atatürk’ün son sözünde ‘bu İsmet beni öldürecek, en iyisi başkanlık sistemi’ demiş”



Türkiye'nin Kurucu Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk'ün, kendisine en yakın isimlerden, silah arkadaşı, Türkiye'nin İkinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü tarafından "zehirlendiği" iddiası, İnönü ailesini harekete geçirdi.

İsmet İnönü'nün torunu Gülsüm Bilgehan, Yeni Şafak’ın “tarihi sır perdesini aralıyoruz” vurgusuyla manşetine taşıdığı iddiaları "deli saçması" olarak nitelendirerek, İnönü Vakfı ve İnönü ailesinin haberler hakkında "suç duyurusunda bulunacaklarını" açıkladı.

Bilgehan, "asıl bu haberleri yapanlar, Türk halkını zehirlemeye çalışıyorlar ama bu topraklarda Cumhuriyet'in kurucularına o kadar büyük bir sevgi var ki, ne yapsalar olmuyor" dedi.

"DELİ SAÇMASI"
Bilgehan, Hürriyet'e şu açıklamayı yaptı;

"Büyük Atatürk ve İsmet  İnönü ile ilgili iftiralar saçmalık düzeyindeydi, bu haberle birlikte “deli saçması” haline geldi.

 Asıl bu haberleri yapanlar, Türk halkını zehirlemeye çalışıyorlar ama bu topraklarda Cumhuriyet’in kurucularına o kadar büyük bir sevgi var ki ne yapsalar olmuyor. İnönü Vakfı ve İnönü ailesi, hiçbir tarihi gerçeklikle bağdaşmayan bu haberle ilgili suç duyurusunda bulunarak yasal yollara başvuracaktır."

"İNÖNÜ, ATATÜRK'Ü ZEHİRLEDİ" İDDİASI SOSYAL MEDYAYI SALLADI

İsmet İnönü'nün, CHP'de dönemin ileri gelen isimleri Kasım Gülek, Şükrü Kaya'nın içinde bulunduğu bir grup tarafından zehirlendiği iddiaları, sosyal medyada da geniş yankı buldu.
Habere ilişkin pek çok tweet paylaşıldı. İşte o tweetlerden bazıları;

@KaNggReN : Atatürk'ün ölürken söylediği son sözler ele geçirildi, Atatürk "bu ismet beni öldürecek, en iyisi başkanlık sistemi" demiş.

@OzgurAbaciNL : Biri Yeni Şafak'a Atatürk ile İnönü'nün öldüğünü, aralarında kavga çıkarmak için çok geç kaldıklarını söylesin.

yetvart danzikyan ?@yozgatedirnetra
atatürk'ü zehirlediler çünkü akp'yi kurma hazırlıkları yapıyordu..

Kerem ALTIPARMAK ?@KeremALTIPARMAK
Yeni Şafak yakında İsmet İnönüyle Fuat Avni arasındaki direk mesajlaşmayı da paylaşır. Beraber Atatürk'e suikast planı konuştukları

Özgür Mumcu ?@ozgurmumcu
Parti antetli kağıtla Atatürk'e suikastten bahsetmişler. Yeni Şafak, mon amour

İbrahim Kiras ?@ibrahimkiras
İnönü adına Atatürk'ü zehirlettiği söylenen Şükrü Kaya aslında İnönü'nün en büyük rakibiydi ve hatta İnönü'yü ortadan kaldırmaya çalışmıştı!

(Zeynep Gürcanlı / hürriyet.com.tr)

5 Nisan 2015 Pazar

Bomba iddia: Özgecan’ın katili ölü bulundu

Mersin'de üniversite öğrencisi Özgecan Aslan'ı hunharca katleden Suphi Altındöken'in cezaevinde ölü olarak bulunduğu iddia edildi.


Mersin’de üniversite öğrencisi Özgecan Aslan’ı hunharca katleden Suphi Altındöken’in cezaevinde ölü olarak bulunduğu öne sürüldü. Sosyal medya ve bazı internet sitelerindeki yer alan çarpıcı iddiaya göre bu sabah saat: 09.40 sıralarında ölü bulunan Suphi Altındöken’i koğuş arkadaşları tarafından öldürdü. Ancak bu bilgi şimdiye kadar resmi makamlar tarafından doğrulanmadı. (sözcü.com.tr)


Prof. Dr. İlber Ortaylı: Ne başkanlığı kardeşim ya

Prof. Dr. İlber Ortaylı, CNN Türk'te Hakan Çelik'in programına katıldı. Ortaylı, başkanlık sistemiyle ilgili çarpıcı açıklamalar yaptı. 'Türk tipi başkanlık sistemi'ni eleştiren Ortaylı 'Ne başkanlığı kardeşim ya? Burası Uruguay mı?' yorumunu yaptı.


Ünlü tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, Hakan Çelik'in "Türkiye'de başkanlık sistemi olur mu? İhtiyaç var mı" sorusuna şu sözlerle yanıt verdi:

"O SİSTEM İLERİDE ÇÖKER"
"Onun canı başkan olmak istiyor, birilerinin. Hayırlı olsun. O nasıl olsa çöker ileride, kaldıramaz Türkiye. Kaldırmaz kardeşim. Ne başkanı ya, burası Uruguay mı yani yürümez. 40 bin tane problem çıkar. Bunlar sadece çatışmayı hızlandırır. İsteyen istediğiniz yapsın. 300 mebusumuz var, 400 mebusumuz var. Rey veririz, referanduma gideriz. Referandumda da millet verir. Bizim milletin verdiği reylerin üzerinde tartışmak gerekir. Yüzde 92 Evren'in ve darbecilerin anayasasına evet dediler. Ne demek bu? Kabul ettik sizi. 82'de yüzde 92 almış yüzde 52 de değil.

ÖNÜMÜZDEKİ SEÇİMLERDE 'AMAN CANIM'
Yüzde 92 orada evet dediler, şimdi de verirler. Sonra da söylenirler. Burada bir kavram var. "Gemüt" rahatlık değil lakayiti var. Anayasa konusunda Türk milletinde müthiş bir lakayiti var. Ne istediğinin, ne yaptığının farkında değil.

Verelim de diyor, şu şamata bitsin diyor. 'Aman canım' diye bir lafı vardır Anadolu'nun. Bu aman canım böyle ev kadınları söyler, kahvedeki herifler söyler. Esnaf söyler. Daha da büyük akıllı adama yakışmaz bu laf. Fakat onların da mantığı vardır.