Memurların Ocak ayında alacağı zam belli oldu. Toplu iş sözleşmesi çerçevesinde yüzde 6 olarak belirlenen zam oranına göre, en düşük memur zammı 122 lira, en yüksek memur maaşı ise 494 liraya yükselecek. Memurların maaşlarına enflasyon farkı da Mart ayında eklenecek.
En düşük memur emeklisi maaşı da 90 lira yükselecek.
Milliyet gazetesinde yer alan hesaplamada, halen 2 bin 29 lira olan en düşük memur maaşı, 2 bin 151 liraya yükselecek. Böylece en düşük memur maaşı olan 15'inci derecenin birinci kademesindeki hizmetlinin maaşında 122 lira artış gerçekleşecek. En yüksek memur maaşı olan müsteşar maaşı da 8 bin 218 liradan 8 bin 712 liraya çıkacak.
Müsteşar maaşında 494 lira artış yaşanacak. Yüzde 6 zamla; halen 2 bin 699 lira olan 3'üncü derecenin 1'inci kademesindeki öğretmen maaşı 161 lira artışla 2 bin 860 liraya, 4 bin 62 lira olan 1'inci derecenin 1'inci kademesindeki pratisyen hekim maaşı 244 lira yükselişle 4 bin 306 liraya, 3 bin 703 lira olan 2'nci derecenin 1'inci kademesindeki avukat maaşı 222 lira artışla 3 bin 925 liraya ulaşacak.
Hemşire maaşları da 2 bin 479 liradan 2 bin 628 liraya çıkacak. Böylece hemşire maaşında 149 liralık artış olacak. 3'üncü derecenin 2'nci kademesindeki memur maaşı ise 2 bin 412 liradan 145 lira yükselişle 2 bin 557 lirayı bulacak. Memur emeklileri de yüzde 6 zam alacak. Halen bin 515 lira olan en düşük memur emeklisi maaşı, bin 605 liraya çıkacak.
GÖZLER ENFLASYONDA
Ayrıca memurlara ve memur emeklilerine 2015 yılından enflasyon farkı çıkarsa, bu da Ocak maaşına eklenecek. Şu ana kadarki enflasyon verileri fark alınacağını gösteriyor. Enflasyon farkında kesin sonuç, Ocak ayı başında ortaya çıkacak.
EK ARTIŞLAR DA VAR
Öğretmenlere nöbet ücreti ödenecek. Aylık nöbet ücretinin tutarı Ocak'tan itibaren brüt 98.56 lira olarak belirlendi. Hafta sonu yapılan merkezi sınavlarda görev ücreti oturum başına 140.91 lira olacak. 4C'liler oransal zammın yanında 159 TL ek ödeme kazanımına kavuşacak. KİT'lerde görev yapan baş müdür, kombina, fabrika, müessese ve işletme müdürleri 84, mühendis, mimar ve veteriner hekimler 100 lira ilave zam alacak. Şef kadrolarındaki personel 59, koruma ve güvenlik görevlileri 42 lira ilave zamdan yararlanacak.
14 Aralık 2015 Pazartesi
ABD’den Gülen'e 21 gün süre
Ankara’nın, Fethullah Gülen ve takipçilerine yönelik yürüttüğü mücadele, Türk hükümetinin de anlaştığı Londra merkezli Amsterdam Hukuk Bürosu’nun Fethullah Gülen’e yönelik hafta içi ABD’de açtığı davayla yeni bir aşamaya geçti.
Dava dilekçesi Gülen Hareketi tarafından mağdur edildiklerini savunan üç Türk vatandaşı adına hazırlandı. Türkiye’nin resmi olarak dahil olmadığı davayla hem iade kararının en önemli ayağı sayılan ABD’de bir mahkemenin Gülen’e ilişkin bir suç tespit etmesi şartının yerine getirilmesi süreci başlatılmış oldu hem de resmi bir iade talebinin iki ülke ilişkileri üzerinde ilave bir baskı kurmasının önüne geçildi.
4 AY İÇİNDE TOPLANACAK
Hürriyet’in Pensilvanya’daki dava dosyasından ulaştığı bilgilere göre dava dilekçesini ‘3:15−CV−02354−RDM’ dosya numarasıyla işleme koyan Yargıç Robert Mariani, 7 Aralık 2015’te bir yazı hazırlayarak Gülen’den 21 gün içinde suçlamalara cevap vermesini istedi. Mariani, şikâyetçilerin avukatlarına gönderdiği 9 Aralık 2015 tarihli yazıda ise 4 ay içinde davaya ilişkin bir toplantı düzenleyeceğini duyurdu. Davayı açan avukat Robert Amsterdam, Hürriyet’e yaptığı açıklamada, “Bizim çalışmamız Gülen Hareketi’ne yönelik hem bir hukuk mücadelesi hem de aynı zamanda politik bir mücadele ve bir soruşturma. Mart ya da nisan ayında çabalarımızın ilk sonuçlarına dair bir rapor da sunacağız “diye konuştu. Amsterdam, Gülen Hareketi’ne yönelik suçlamaların bu davanın ötesinde olduğunu belirterek, “İnsan kaçakçılığı, vergi sahtekârlığı, göçmen yasasının ihlali gibi alanlarda Gülen Hareketi’ne yönelik ciddi suçlamalar var” dedi.
Şikâyet dilekçesinin en ilginç kısmı avukatların, Türkiye’nin Gülen’in iadesini gayrıresmi olarak istediğini belirttikleri bölüm. Dilekçenin 8. maddesinde şöyle deniliyor: “Sayın Gülen, yasal olarak seçilmiş bir hükümeti devirmek için önemli devlet kurumlarına sızma nedeniyle Türkiye’de resmi olarak suçlandı. Türk Hükümeti, yargılanması için Gülen’in iadesini gayriresmi olarak istedi ancak Sayın Gülen ABD’de kalıyor ve bu mahkemenin uhdesindeki bölgede yaşıyor.” Amerikan yönetimi, mahremiyet ilkesi gereği iade başvurularına dair yorum yapmıyor. Ancak daha önce konuyla ilgili Hürriyet’e bilgi veren üst düzey bir Amerikalı yetkili, “Bu konunun asıl muhatabı Adalet Bakanlığı. Şimdiye kadar Adalet Bakanlığı’na resmi bir başvuru yapılmadı. Türkiye belgeler eşliğinde resmi başvurusunu yaptığında Adalet Bakanlığı ne yapabileceğine bakar” demiş ve Gülen’in iadesi için ABD mahkemeleri nezdinde de bir suça iştirak ettiğinin kanıtlanması gerektiğine işaret etmişti.
İADE HÜKÜMETLER ARASI
Amsterdam Hukuk Bürosu’nun sahibi Robert Amsterdam, “Bu dava Gülen Hareketi’nin ABD’de de dokunulmaz olmadığını gösterecek” dedi. Amsterdam, 7 Aralık 2015’te Gülen’in yaşadığı Pensilvanya Eyaleti’ndeki Orta Bölge Mahkemesi’ne Amerikalı hukuk Bürosu Fox Rothschild ile ortak verdikleri dilekçenin Türkiye’nin iade başvurusundan ayrı olduğunu söyledi. Amsterdam, sahibi olduğu hukuk bürosunun Türkiye’nin Gülen’e yönelik iade başvurusunun herhangi bir aşamasına dahil olup olmadığı sorusuna yorum yapmayıp “İade meselesi hükümetler arasında bir meseledir” demekle yetindi. Dilekçede, Amsterdam ve avukatlar liderliğini Mehmet Doğan’ın yaptığı iddia edilen, 40 sanıklı ‘Tahşiye Davası’ nedeniyle ‘terör örgütüne üye olma’ suçlamasıyla yargılanan ve hapis yatan üç Türk vatandaşını temsil ediyor. Amsterdam, “Benim müvekilim Türk Hükümeti. Fakat bu davada Gülen Hareketi’nce mağdur edilmiş üç kurbanı savunuyoruz” derken, bu kişilerden ücret alıp almadığına açıklık getirmedi.
TALİMAT GÜLEN’DEN GİTTİ
Dava dilekçesinde, ‘dünya genelinde 10 milyon takipçisi’ olduğu, ‘25 milyar dolarlık bir varlığı ve ABD’de 120’nin üzerinde ‘charter’ diye adlandırılan, devlet destekli yarı özel okulu kontrol ettiği’ belirtilen Gülen’in talimatıyla, Türkiye’de polisin Tahşiye grubu üyelerini mağdur ettiği savunuldu. Dilekçede Gülen’in bu konudaki talimatını önce 2009 Nisan başı, takipçileri tarafından yönetilen www.herkul.org adlı sitede, sonra yine Gülen Hareketi’nin sahibi olduğu Samanyolu televizyonu kanalında ‘Tek Türkiye’ adlı bir dizi aracılığıyla verdiği belirtiliyor. Gülen’e yönelik suçlamalar şöyle: “Yabancıya Kötü Muamele Yasası’ ihlal edilerek Mehmet Doğan Hareketi üyelerine eziyet. Bu suça yardım ve suç ortaklığı. Şikâyetçilerin keyfi olarak gözaltına alınıp uzun süre tutuklu kalmaları. Suça yardım ve suç ortaklığı. Haksız yere hapse atma. Sivil komplo.”
‘Yabancıya Kötü Muamele Yasası’ (ATS), 1789’dan beri ABD kanunlarında yer alan, 1980’lerden beri de Amerikan vatandaşı olmayan kişilerin ABD dışında uğradıkları insan hakları ihlalleri nedeniyle Amerikan mahkemelerinde açtıkları davalara gerekçe olarak kullanılan bir madde.
(Tolga Tanış / hürriyet.com.tr)
Dava dilekçesi Gülen Hareketi tarafından mağdur edildiklerini savunan üç Türk vatandaşı adına hazırlandı. Türkiye’nin resmi olarak dahil olmadığı davayla hem iade kararının en önemli ayağı sayılan ABD’de bir mahkemenin Gülen’e ilişkin bir suç tespit etmesi şartının yerine getirilmesi süreci başlatılmış oldu hem de resmi bir iade talebinin iki ülke ilişkileri üzerinde ilave bir baskı kurmasının önüne geçildi.
4 AY İÇİNDE TOPLANACAK
Hürriyet’in Pensilvanya’daki dava dosyasından ulaştığı bilgilere göre dava dilekçesini ‘3:15−CV−02354−RDM’ dosya numarasıyla işleme koyan Yargıç Robert Mariani, 7 Aralık 2015’te bir yazı hazırlayarak Gülen’den 21 gün içinde suçlamalara cevap vermesini istedi. Mariani, şikâyetçilerin avukatlarına gönderdiği 9 Aralık 2015 tarihli yazıda ise 4 ay içinde davaya ilişkin bir toplantı düzenleyeceğini duyurdu. Davayı açan avukat Robert Amsterdam, Hürriyet’e yaptığı açıklamada, “Bizim çalışmamız Gülen Hareketi’ne yönelik hem bir hukuk mücadelesi hem de aynı zamanda politik bir mücadele ve bir soruşturma. Mart ya da nisan ayında çabalarımızın ilk sonuçlarına dair bir rapor da sunacağız “diye konuştu. Amsterdam, Gülen Hareketi’ne yönelik suçlamaların bu davanın ötesinde olduğunu belirterek, “İnsan kaçakçılığı, vergi sahtekârlığı, göçmen yasasının ihlali gibi alanlarda Gülen Hareketi’ne yönelik ciddi suçlamalar var” dedi.
Şikâyet dilekçesinin en ilginç kısmı avukatların, Türkiye’nin Gülen’in iadesini gayrıresmi olarak istediğini belirttikleri bölüm. Dilekçenin 8. maddesinde şöyle deniliyor: “Sayın Gülen, yasal olarak seçilmiş bir hükümeti devirmek için önemli devlet kurumlarına sızma nedeniyle Türkiye’de resmi olarak suçlandı. Türk Hükümeti, yargılanması için Gülen’in iadesini gayriresmi olarak istedi ancak Sayın Gülen ABD’de kalıyor ve bu mahkemenin uhdesindeki bölgede yaşıyor.” Amerikan yönetimi, mahremiyet ilkesi gereği iade başvurularına dair yorum yapmıyor. Ancak daha önce konuyla ilgili Hürriyet’e bilgi veren üst düzey bir Amerikalı yetkili, “Bu konunun asıl muhatabı Adalet Bakanlığı. Şimdiye kadar Adalet Bakanlığı’na resmi bir başvuru yapılmadı. Türkiye belgeler eşliğinde resmi başvurusunu yaptığında Adalet Bakanlığı ne yapabileceğine bakar” demiş ve Gülen’in iadesi için ABD mahkemeleri nezdinde de bir suça iştirak ettiğinin kanıtlanması gerektiğine işaret etmişti.
İADE HÜKÜMETLER ARASI
Amsterdam Hukuk Bürosu’nun sahibi Robert Amsterdam, “Bu dava Gülen Hareketi’nin ABD’de de dokunulmaz olmadığını gösterecek” dedi. Amsterdam, 7 Aralık 2015’te Gülen’in yaşadığı Pensilvanya Eyaleti’ndeki Orta Bölge Mahkemesi’ne Amerikalı hukuk Bürosu Fox Rothschild ile ortak verdikleri dilekçenin Türkiye’nin iade başvurusundan ayrı olduğunu söyledi. Amsterdam, sahibi olduğu hukuk bürosunun Türkiye’nin Gülen’e yönelik iade başvurusunun herhangi bir aşamasına dahil olup olmadığı sorusuna yorum yapmayıp “İade meselesi hükümetler arasında bir meseledir” demekle yetindi. Dilekçede, Amsterdam ve avukatlar liderliğini Mehmet Doğan’ın yaptığı iddia edilen, 40 sanıklı ‘Tahşiye Davası’ nedeniyle ‘terör örgütüne üye olma’ suçlamasıyla yargılanan ve hapis yatan üç Türk vatandaşını temsil ediyor. Amsterdam, “Benim müvekilim Türk Hükümeti. Fakat bu davada Gülen Hareketi’nce mağdur edilmiş üç kurbanı savunuyoruz” derken, bu kişilerden ücret alıp almadığına açıklık getirmedi.
TALİMAT GÜLEN’DEN GİTTİ
Dava dilekçesinde, ‘dünya genelinde 10 milyon takipçisi’ olduğu, ‘25 milyar dolarlık bir varlığı ve ABD’de 120’nin üzerinde ‘charter’ diye adlandırılan, devlet destekli yarı özel okulu kontrol ettiği’ belirtilen Gülen’in talimatıyla, Türkiye’de polisin Tahşiye grubu üyelerini mağdur ettiği savunuldu. Dilekçede Gülen’in bu konudaki talimatını önce 2009 Nisan başı, takipçileri tarafından yönetilen www.herkul.org adlı sitede, sonra yine Gülen Hareketi’nin sahibi olduğu Samanyolu televizyonu kanalında ‘Tek Türkiye’ adlı bir dizi aracılığıyla verdiği belirtiliyor. Gülen’e yönelik suçlamalar şöyle: “Yabancıya Kötü Muamele Yasası’ ihlal edilerek Mehmet Doğan Hareketi üyelerine eziyet. Bu suça yardım ve suç ortaklığı. Şikâyetçilerin keyfi olarak gözaltına alınıp uzun süre tutuklu kalmaları. Suça yardım ve suç ortaklığı. Haksız yere hapse atma. Sivil komplo.”
‘Yabancıya Kötü Muamele Yasası’ (ATS), 1789’dan beri ABD kanunlarında yer alan, 1980’lerden beri de Amerikan vatandaşı olmayan kişilerin ABD dışında uğradıkları insan hakları ihlalleri nedeniyle Amerikan mahkemelerinde açtıkları davalara gerekçe olarak kullanılan bir madde.
(Tolga Tanış / hürriyet.com.tr)
Öğretmenler Cizre ve Silopi’yi terk ediyor
Cizre ile Silopi'de görevli öğretmenlere SMS ile mesaj gönderilerek 'hizmet içi eğitime' alındıkları bildirilince ilçeleri terk etmeye başladılar.
Cizre’de otogardaki yoğunluk nedeniyle araç bulamayan öğretmenler yanlarındaki bavullarla 5 kilometre yürüyerek İpek Yolu’na çıkarak bulabildikleri araçlara bindi.
“SEMİNERLERİ MEMLEKETİNİZDE ALABİLİRSİNİZ”
Şırnak’ın Cizre İlçesi’nde öğretmenlere bugün öğle saatlerinde cep telefonlarına SMS mesajları gönderildi. Mesajlarda tüm öğretmen ve yöneticilerin Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 14 Aralık 2015 tarihinden itibaren hizmet içi eğitim seminerine alındığı belirtilirken, “Öğretmenlerimiz seminerlerini memleketlerinde alabilir” yazılı mesaj gönderildi.
Cizre’de 104 okulda 431 bin 127 öğrenciye eğitim veren 1298 öğretmenden aileleri başka il ve ilçelerde oturan öğretmenler bunun üzerine ilçeyi terk etmeye başladı. Önce bankalar önünde para çekmek için uzun kuyruklar oluşturan öğretmenler, ardından yanlarına aldıkları bavullarla birlikte ayrılmaya başladı. Özel araçları bulunan öğretmenler araçlarıyla, olmayanlar ile minibüs ve yaya olarak otogara akın etti. Otogarda yoğunluk nedeniyle büyük hareketlilik yaşandı. İlçeden ayrılmak için otobüs bulamayan öğretmenler yaya olarak 5 kilometre uzaklıkta bulunan uluslararası İpek Yolu’na çıktı. Öğretmenler burada otostop yaparak bulabildikleri araçlara binerek ayrıldı. Araç bulamayan öğretmenler ise yağmur altında beklemek zorunda kaldı.
HALK TEDİRGİN OLDU
Cizre’de öğretmenlerin ayrılması ilçe halkı arasında da tedirginlik yarattı. İlçe sakinleri, Cizre’de sokağa çıkma yasağı uygulanacağı tahmininde bulunarak, fırın, market, manavlara akın ederek alışveriş yaptı. Özellikle fırın ve marketlerin önünde saatlerce uzun kuyrukları oluştu. Cizre’de polis ilçe giriş ve çıkışlarını zırhlı araçlarla tutarak yoğun güvenlik önlemleri aldığı görüldü.
SİLOPİ’DE 3 GÜN İZİN
Şırnak’ın Cizre ve Silopi ilçelerinde Milli Eğitim Müdürlükleri SMS aracılığıyla öğretmenlere mesaj atarak, izinli oldukları bildirildi. 68 okulda 39 bin 128 öğrencinin bulunduğu ve 1701 öğretmenin görev yaptığı Silopi’de İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü Sait Uysal tarafından öğretmenlere gönderilen mesajda, “Merkez okullarında görev yapan öğretmenler 14-15-16.12.2015 tarihlerinde hizmet içi eğitime alınacağından belirtilen tarihlerde okullar tatil edilmiştir. İş-Kur personelleri belirtilen tarihlerde okullarda hazır tutulacaktır. Okullarda bulunmayan personellerin işlerine son verilecektir. Bilgilerinize rica ederim” denildi. Silopi’de son günlerde halk arasında ‘sokağa çıkma yasağı’ ilan edilecek söylentilerinin ardından öğretmenlere gönderilen mesajların ardından, öğretmenler yanlarına aldıkları kişisel eşyaları ile birlikte ilçeyi terk etmeye başladı. İlçe otogarında da öğretmenlerin ayrılması nedeniyle hareketli anlar yaşadı. Silopi’de köylerden gelen öğrencilerin kaldığı pansiyon ve yurtlarda boşaltılarak, öğrenciler evlerine gönderildi. DHA
Cizre’de otogardaki yoğunluk nedeniyle araç bulamayan öğretmenler yanlarındaki bavullarla 5 kilometre yürüyerek İpek Yolu’na çıkarak bulabildikleri araçlara bindi.
“SEMİNERLERİ MEMLEKETİNİZDE ALABİLİRSİNİZ”
Şırnak’ın Cizre İlçesi’nde öğretmenlere bugün öğle saatlerinde cep telefonlarına SMS mesajları gönderildi. Mesajlarda tüm öğretmen ve yöneticilerin Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 14 Aralık 2015 tarihinden itibaren hizmet içi eğitim seminerine alındığı belirtilirken, “Öğretmenlerimiz seminerlerini memleketlerinde alabilir” yazılı mesaj gönderildi.
Cizre’de 104 okulda 431 bin 127 öğrenciye eğitim veren 1298 öğretmenden aileleri başka il ve ilçelerde oturan öğretmenler bunun üzerine ilçeyi terk etmeye başladı. Önce bankalar önünde para çekmek için uzun kuyruklar oluşturan öğretmenler, ardından yanlarına aldıkları bavullarla birlikte ayrılmaya başladı. Özel araçları bulunan öğretmenler araçlarıyla, olmayanlar ile minibüs ve yaya olarak otogara akın etti. Otogarda yoğunluk nedeniyle büyük hareketlilik yaşandı. İlçeden ayrılmak için otobüs bulamayan öğretmenler yaya olarak 5 kilometre uzaklıkta bulunan uluslararası İpek Yolu’na çıktı. Öğretmenler burada otostop yaparak bulabildikleri araçlara binerek ayrıldı. Araç bulamayan öğretmenler ise yağmur altında beklemek zorunda kaldı.
HALK TEDİRGİN OLDU
Cizre’de öğretmenlerin ayrılması ilçe halkı arasında da tedirginlik yarattı. İlçe sakinleri, Cizre’de sokağa çıkma yasağı uygulanacağı tahmininde bulunarak, fırın, market, manavlara akın ederek alışveriş yaptı. Özellikle fırın ve marketlerin önünde saatlerce uzun kuyrukları oluştu. Cizre’de polis ilçe giriş ve çıkışlarını zırhlı araçlarla tutarak yoğun güvenlik önlemleri aldığı görüldü.
SİLOPİ’DE 3 GÜN İZİN
Şırnak’ın Cizre ve Silopi ilçelerinde Milli Eğitim Müdürlükleri SMS aracılığıyla öğretmenlere mesaj atarak, izinli oldukları bildirildi. 68 okulda 39 bin 128 öğrencinin bulunduğu ve 1701 öğretmenin görev yaptığı Silopi’de İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü Sait Uysal tarafından öğretmenlere gönderilen mesajda, “Merkez okullarında görev yapan öğretmenler 14-15-16.12.2015 tarihlerinde hizmet içi eğitime alınacağından belirtilen tarihlerde okullar tatil edilmiştir. İş-Kur personelleri belirtilen tarihlerde okullarda hazır tutulacaktır. Okullarda bulunmayan personellerin işlerine son verilecektir. Bilgilerinize rica ederim” denildi. Silopi’de son günlerde halk arasında ‘sokağa çıkma yasağı’ ilan edilecek söylentilerinin ardından öğretmenlere gönderilen mesajların ardından, öğretmenler yanlarına aldıkları kişisel eşyaları ile birlikte ilçeyi terk etmeye başladı. İlçe otogarında da öğretmenlerin ayrılması nedeniyle hareketli anlar yaşadı. Silopi’de köylerden gelen öğrencilerin kaldığı pansiyon ve yurtlarda boşaltılarak, öğrenciler evlerine gönderildi. DHA
13 Aralık 2015 Pazar
'32 gazetecinin hapiste olması en büyük ayıplardan birisi'
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül’ü ziyaret etmek için Silivri Cezaevi’ne gitti. Kılıçdaroğlu, yaklaşık 2 saat süren ziyaretin ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, "Şu anda 32 gazeteci hapiste. 21. yüzyılın Türkiyesi'nde 32 gazetecinin hapiste olması en büyük ayıplardan birisidir" dedi.
Kılıçdaroğlu, Grup Başkanvekili Levent Gök, Genel Sekreter Gürsel Tekin ve İstanbul İl Başkanı Murat Karayalçın ile Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül'ü ziyaret etti. Demokrasiye ve özgürlüklere ihtiyaç olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, "haber yaptı" diye gazetecilerin tutuklanması, gözaltına alınması ve hapse atılmasının doğru ve kabul edilir olmadığını söyledi.
Dündar ve Gül'ün moralinin iyi olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Aslında içerideler mi dışarıdalar mı emin olun çok büyük bir farkı da yok bu işin. Çünkü Türkiye bir yarı açık cezaevine dönüştürüldü. İnsan hakları ihlal ediliyor, demokrasi askıya alınmış gibi bir hava, atmosfer var" ifadelerini kullandı.
'32 GAZETECİ HAPİSTE'
Kılıçdaroğlu, grup toplantısında Başbakan Ahmet Davutoğlu'na "Gazeteci arkadaşlar tutuklanmasın, tutuksuz yargılansınlar, arzu ediyorsanız bir kanun teklifiyle bu işi çözelim ve Türkiye'yi bu ayıptan kurtaralım" diye çağrıda bulunduğunu hatırlatarak, şunları kaydetti:
"Şu anda 32 gazeteci hapiste. 21. yüzyılın Türkiyesi'nde 32 gazetecinin hapiste olması en büyük ayıplardan birisidir. Bakın Türkiye bugün dünyada tutuklu gazeteciler nedeniyle gündemde oluyor. Neden olsun, hangi gerekçeyle? Yazık günah değil mi bu insanlara? 'Haber yapıyor' diye gazeteciye alıyorsunuz, hapse atıyorsunuz, üstelik yapılan haberlerin tamamı doğru. Dünyanın bildiği bir gerçeği gazetede manşete çektiler diye insanlar hapse mi atılır? Bunları doğru bulmuyoruz. Bu ülkede huzur içinde yaşayacaksak, özgürce bir şeyleri tartışacaksak, hükümetin yanlışlarını özgürce gazeteciler köşelerine veyahut manşetlerine taşıyıp, haber yapacaklarsa bundan üzüntü değil, gurur duymamız gerekir. Demokrasinin gelişmiş olduğunu anlamış oluruz. Güç, kendisine en azından sınırlama getirmiş olur. Hem 'güçlü olacağım' diyeceksiniz hem insanları tutuklayacaksınız, hapse atacaksınız ve bunun adına 'ileri demokrasi' diyeceksiniz. Bunu asla kabul etmiyoruz."
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, söylediklerinin 32 gazeteci içinde de geçerli olduğunu dile getirerek, "Türkiye Cumhuriyeti hapishanelerinde 32 gazetecimiz var ve bunu asla doğru bulmuyoruz. 32 gazetecinin de serbest bırakılmasını istiyoruz" diye konuştu. Kılıçdaroğlu, açıklamasının ardından vatandaşlarla fotoğraf çektirdi. DHA
Kılıçdaroğlu, Grup Başkanvekili Levent Gök, Genel Sekreter Gürsel Tekin ve İstanbul İl Başkanı Murat Karayalçın ile Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül'ü ziyaret etti. Demokrasiye ve özgürlüklere ihtiyaç olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, "haber yaptı" diye gazetecilerin tutuklanması, gözaltına alınması ve hapse atılmasının doğru ve kabul edilir olmadığını söyledi.
Dündar ve Gül'ün moralinin iyi olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Aslında içerideler mi dışarıdalar mı emin olun çok büyük bir farkı da yok bu işin. Çünkü Türkiye bir yarı açık cezaevine dönüştürüldü. İnsan hakları ihlal ediliyor, demokrasi askıya alınmış gibi bir hava, atmosfer var" ifadelerini kullandı.
'32 GAZETECİ HAPİSTE'
Kılıçdaroğlu, grup toplantısında Başbakan Ahmet Davutoğlu'na "Gazeteci arkadaşlar tutuklanmasın, tutuksuz yargılansınlar, arzu ediyorsanız bir kanun teklifiyle bu işi çözelim ve Türkiye'yi bu ayıptan kurtaralım" diye çağrıda bulunduğunu hatırlatarak, şunları kaydetti:
"Şu anda 32 gazeteci hapiste. 21. yüzyılın Türkiyesi'nde 32 gazetecinin hapiste olması en büyük ayıplardan birisidir. Bakın Türkiye bugün dünyada tutuklu gazeteciler nedeniyle gündemde oluyor. Neden olsun, hangi gerekçeyle? Yazık günah değil mi bu insanlara? 'Haber yapıyor' diye gazeteciye alıyorsunuz, hapse atıyorsunuz, üstelik yapılan haberlerin tamamı doğru. Dünyanın bildiği bir gerçeği gazetede manşete çektiler diye insanlar hapse mi atılır? Bunları doğru bulmuyoruz. Bu ülkede huzur içinde yaşayacaksak, özgürce bir şeyleri tartışacaksak, hükümetin yanlışlarını özgürce gazeteciler köşelerine veyahut manşetlerine taşıyıp, haber yapacaklarsa bundan üzüntü değil, gurur duymamız gerekir. Demokrasinin gelişmiş olduğunu anlamış oluruz. Güç, kendisine en azından sınırlama getirmiş olur. Hem 'güçlü olacağım' diyeceksiniz hem insanları tutuklayacaksınız, hapse atacaksınız ve bunun adına 'ileri demokrasi' diyeceksiniz. Bunu asla kabul etmiyoruz."
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, söylediklerinin 32 gazeteci içinde de geçerli olduğunu dile getirerek, "Türkiye Cumhuriyeti hapishanelerinde 32 gazetecimiz var ve bunu asla doğru bulmuyoruz. 32 gazetecinin de serbest bırakılmasını istiyoruz" diye konuştu. Kılıçdaroğlu, açıklamasının ardından vatandaşlarla fotoğraf çektirdi. DHA
Etiketler:
can dündar,
chp,
kemal kılıçdaroğlu,
medya
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kızıma ve oğluma iftira atılıyor
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, El Cezire Arapça kanalına verdiği röportajda kızına ve oğluna iftira atıldığını belirterek, “Oğlumun petrolle alakası yok. Gıda sektöründe küçük çaplı işle uğraşıyor. Kızım güya DAEŞ’in (IŞİD) yaralılarını Türkiye’de tedavi ettirip gönderiyormuş. Yalan. Bu bir alçaklıktır” dedi. Erdoğan, özetle şunları söyledi:
MUHARİP GÜÇ DEĞİLLER(MUSUL’DAKİ TÜRK ASKERİ BİRLİĞİNİN DEĞİŞİMİ)
“Sayın İbadi’nin 2014’teki Türkiye ziyaretinde eğitim amaçlı bizden talepleri oldu ve o zaman Başika Kampı’nı kurduk. Eğit - donatı bu askerlerimiz yerine getirecek. Yani bu sayı yetmeyebilir, daha da bunun artması gerekebilir. Yeterli sayı neyse o sayı kadar orada eleman, araç - gereç bulundurulacaktır. (Irak’ın konuyu BM Güvenlik Konseyine taşıma hazırlığı) Irak’ın bu adımını İran’ın, Rusya’nın bölgedeki attığı adımlar üzerine atılmış bir adım olarak görüyorum. İnanıyorum ki BMGK, bu adımın samimi olmadığını görecek, kararlarını buna göre vereceklerdir.
KAYITLARIMIZI DOĞRULUYOR
(Düşürülen uçağın kara kutu kayıtlarının incelenmesiyle Moskova’nın iddiaları doğrulanabilir mi sorusu üzerine ) Neyi incelerlerse incelesinler, radar tespitlerimiz ortada. Sınırımıza nasıl yaklaştıkları ve 5 dakika içinde 10 kez uyarı yapmamıza rağmen sınır ihlalini yaptıkları ortada. NATO’daki müttefiklerin de kayıtları Türkiye’ye ulaştı. Onların kayıtları da kayıtlarımızı doğruluyor.
BUNLAR ÇOCUKÇA ŞEYLER
Boğazlarımızdan geçen bir Rus gemisinde, bir askerleri omuzunda füzeyle görüntü veriyor. Bunlar çok duygusal, çocukça şeyler. Bununla ne yapmak istiyorsunuz? Aynı dönemde Sarayburnu’nda 3 NATO gemisi var. Gerilimden yana olsak durum farklı olur. Bir an önce diplomatik yollarla bir çözümü bulmaktan yanayız.
79 MİLYON LİTRE KAÇAK PETROL(RUSYA’NIN TÜRKİYE’NİN IŞİD’DEN PETROL ALDIĞI İDDİALARI)
Mare-Hercele hattında koalisyon güçleri olarak operasyonlar yapıldı, DAEŞ ciddi kayıplar verdi. Bu kayıpları verdiren Türkiye, nasıl oluyor da DAEŞ’le böyle bir anlaşmanın içerisinde oluyor. Türkiye, bin 500 - bin 600’e yakın DAEŞ militanı olarak belirlenen kişiyi gözaltına aldı. 6 bin kişi yurtdışı yapıldı ve 26 bin kişinin Türkiye’ye girişine izin verilmedi. 2014’te 79 milyon litre kaç petrol ele geçirdik. Gümrük Ticaret Bakanlığı’nca gerekli işlemler yapılarak yok edildi. DAEŞ’ten petrol almak gibi bir durumumuz yok.
BU BİR ALÇAKLIK
Oğluma ve kızıma iftira atılıyor. Oğlumun petrolle yakından veya uzaktan alakası yok. Gıda sektöründe küçük çaplı bir işle uğraşıyor. Doktora tezini bitirmek için İtalya’da. Kızıma büyük iftira attılar, güya DAEŞ’in yaralılarını alıyormuş, Türkiye’de tedavi ettirip gönderiyormuş. Tamamıyla yalan, bu bir alçaklıktır, bu bir iftiradır oğluma da, kızıma da yapılanlar.
İSPAT ETMESİ LAZIM
ABD Hazine Bakanlığı’nın belgeleri var, kimin neyin ticaretini yaptığı belli. Yılda 29 milyar metreküp Rusya’dan doğalgaz alıyoruz, böyle bir iftirayı nasıl atarsın? Baş başa böyle konuşmuyordun şimdi kalkıp iftira at, tutmazsa iz bırakır. Putin’in itiraflarını ispat etmesi gerek.”
İRAN’LA İLK TEMAS
erdoğan Türkmenistan’da Tarafsızlık Anıtı’na çelenk koydu. Erdoğan, kaldığı otelde İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı İshak Cihangiri ile bir araya geldi. Görüşme İran ile olan gerilimin ardından ilk temas olarak dikkat çekti.
BİRİLERİ GİBİ BOTLARI ŞİŞLEMİYORUZ
“Suriye’den göç edenler için adımlar atılması gerekiyor. Akdeniz’de, Ege’de Sahil Güvenlik ekiplerinin çıkardığı insan sayısı 84 bine ulaştı. Biz birileri gibi botları şişleyerek batırmıyoruz, Sahil Güvenlik botlarımız kurtarıyor ve tekrar memleketlerine gönderiyor. Harcadığımız para 9 milyar dolara ulaştı. Uçuşa yasak bölge ilan edelim ve onların güvenliğini sağlama alalım ve bunları kendi toprakları üzerinde iskan edelim. 500’er metrekare içinde herkese birer konut yapsak, bu insanlar hem kendi topraklarına dönerler, göçü durdururuz. 2.5 - 3 milyon insanı nereye kadar besleyeceğiz. Suriye sorununu Esed’le çözmek mümkün değil. Esed’siz DAEŞ, DAEŞ’siz Esed düşünülemez. “ (hürriyet.com.tr)
MUHARİP GÜÇ DEĞİLLER(MUSUL’DAKİ TÜRK ASKERİ BİRLİĞİNİN DEĞİŞİMİ)
“Sayın İbadi’nin 2014’teki Türkiye ziyaretinde eğitim amaçlı bizden talepleri oldu ve o zaman Başika Kampı’nı kurduk. Eğit - donatı bu askerlerimiz yerine getirecek. Yani bu sayı yetmeyebilir, daha da bunun artması gerekebilir. Yeterli sayı neyse o sayı kadar orada eleman, araç - gereç bulundurulacaktır. (Irak’ın konuyu BM Güvenlik Konseyine taşıma hazırlığı) Irak’ın bu adımını İran’ın, Rusya’nın bölgedeki attığı adımlar üzerine atılmış bir adım olarak görüyorum. İnanıyorum ki BMGK, bu adımın samimi olmadığını görecek, kararlarını buna göre vereceklerdir.
KAYITLARIMIZI DOĞRULUYOR
(Düşürülen uçağın kara kutu kayıtlarının incelenmesiyle Moskova’nın iddiaları doğrulanabilir mi sorusu üzerine ) Neyi incelerlerse incelesinler, radar tespitlerimiz ortada. Sınırımıza nasıl yaklaştıkları ve 5 dakika içinde 10 kez uyarı yapmamıza rağmen sınır ihlalini yaptıkları ortada. NATO’daki müttefiklerin de kayıtları Türkiye’ye ulaştı. Onların kayıtları da kayıtlarımızı doğruluyor.
BUNLAR ÇOCUKÇA ŞEYLER
Boğazlarımızdan geçen bir Rus gemisinde, bir askerleri omuzunda füzeyle görüntü veriyor. Bunlar çok duygusal, çocukça şeyler. Bununla ne yapmak istiyorsunuz? Aynı dönemde Sarayburnu’nda 3 NATO gemisi var. Gerilimden yana olsak durum farklı olur. Bir an önce diplomatik yollarla bir çözümü bulmaktan yanayız.
79 MİLYON LİTRE KAÇAK PETROL(RUSYA’NIN TÜRKİYE’NİN IŞİD’DEN PETROL ALDIĞI İDDİALARI)
Mare-Hercele hattında koalisyon güçleri olarak operasyonlar yapıldı, DAEŞ ciddi kayıplar verdi. Bu kayıpları verdiren Türkiye, nasıl oluyor da DAEŞ’le böyle bir anlaşmanın içerisinde oluyor. Türkiye, bin 500 - bin 600’e yakın DAEŞ militanı olarak belirlenen kişiyi gözaltına aldı. 6 bin kişi yurtdışı yapıldı ve 26 bin kişinin Türkiye’ye girişine izin verilmedi. 2014’te 79 milyon litre kaç petrol ele geçirdik. Gümrük Ticaret Bakanlığı’nca gerekli işlemler yapılarak yok edildi. DAEŞ’ten petrol almak gibi bir durumumuz yok.
BU BİR ALÇAKLIK
Oğluma ve kızıma iftira atılıyor. Oğlumun petrolle yakından veya uzaktan alakası yok. Gıda sektöründe küçük çaplı bir işle uğraşıyor. Doktora tezini bitirmek için İtalya’da. Kızıma büyük iftira attılar, güya DAEŞ’in yaralılarını alıyormuş, Türkiye’de tedavi ettirip gönderiyormuş. Tamamıyla yalan, bu bir alçaklıktır, bu bir iftiradır oğluma da, kızıma da yapılanlar.
İSPAT ETMESİ LAZIM
ABD Hazine Bakanlığı’nın belgeleri var, kimin neyin ticaretini yaptığı belli. Yılda 29 milyar metreküp Rusya’dan doğalgaz alıyoruz, böyle bir iftirayı nasıl atarsın? Baş başa böyle konuşmuyordun şimdi kalkıp iftira at, tutmazsa iz bırakır. Putin’in itiraflarını ispat etmesi gerek.”
İRAN’LA İLK TEMAS
erdoğan Türkmenistan’da Tarafsızlık Anıtı’na çelenk koydu. Erdoğan, kaldığı otelde İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı İshak Cihangiri ile bir araya geldi. Görüşme İran ile olan gerilimin ardından ilk temas olarak dikkat çekti.
BİRİLERİ GİBİ BOTLARI ŞİŞLEMİYORUZ
“Suriye’den göç edenler için adımlar atılması gerekiyor. Akdeniz’de, Ege’de Sahil Güvenlik ekiplerinin çıkardığı insan sayısı 84 bine ulaştı. Biz birileri gibi botları şişleyerek batırmıyoruz, Sahil Güvenlik botlarımız kurtarıyor ve tekrar memleketlerine gönderiyor. Harcadığımız para 9 milyar dolara ulaştı. Uçuşa yasak bölge ilan edelim ve onların güvenliğini sağlama alalım ve bunları kendi toprakları üzerinde iskan edelim. 500’er metrekare içinde herkese birer konut yapsak, bu insanlar hem kendi topraklarına dönerler, göçü durdururuz. 2.5 - 3 milyon insanı nereye kadar besleyeceğiz. Suriye sorununu Esed’le çözmek mümkün değil. Esed’siz DAEŞ, DAEŞ’siz Esed düşünülemez. “ (hürriyet.com.tr)
10 Aralık 2015 Perşembe
Hamza Yerlikaya, Cumhurbaşkanı Baş Danışmanı oldu
Eski dünya ve olimpiyat şampiyonu güreşçi Hamza Yerlikaya, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Baş Danışmanı oldu.
Spor hayatındaki başarılar nedeniyle Asrın Güreşçisi olarak anılan eski AK Parti Sivas Milletvekili, Güreş Federasyonu Başkanı, Olimpiyat, Dünya ve Avrupa Şampiyonu Hamza Yerlikaya, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Baş Danışmanı oldu.
Kararnamesinin bugün Cumhurbaşkanı tarafından imzaladığı ve Yerlikaya'nın pazartesi günü yeni görevine başlayacağı öğrenildi.
HAMZA YERLİKAYA KİMDİR?
1976 yılında Sivas'ta dünyaya gelen Hamza Yerlikaya, 17 yaşında Büyükler kategorisinde dünya şampiyonu oldu. Sporculuk kariyerinde 2 Olimpiyat, 3 Dünya ve 8 Avrupa şampiyonluğu kazanarak, gelmiş geçmiş en başarılı güreşçiler arasında yer aldı.
Ercan ATA / DHA
Spor hayatındaki başarılar nedeniyle Asrın Güreşçisi olarak anılan eski AK Parti Sivas Milletvekili, Güreş Federasyonu Başkanı, Olimpiyat, Dünya ve Avrupa Şampiyonu Hamza Yerlikaya, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Baş Danışmanı oldu.
Kararnamesinin bugün Cumhurbaşkanı tarafından imzaladığı ve Yerlikaya'nın pazartesi günü yeni görevine başlayacağı öğrenildi.
HAMZA YERLİKAYA KİMDİR?
1976 yılında Sivas'ta dünyaya gelen Hamza Yerlikaya, 17 yaşında Büyükler kategorisinde dünya şampiyonu oldu. Sporculuk kariyerinde 2 Olimpiyat, 3 Dünya ve 8 Avrupa şampiyonluğu kazanarak, gelmiş geçmiş en başarılı güreşçiler arasında yer aldı.
Ercan ATA / DHA
Nobel Ödülleri sahiplerine verildi
2015 yılı barış, fizik, tıp, kimya, edebiyat ve ekonomi dallarındaki Nobel ödülleri, Oslo ve Stockholm'de düzenlenen törenlerle sahiplerine verildi.
DNA onarımı hakkındaki çalışmasıyla Nobel Kimya Ödülü’ne layık görülen Prof. Dr. Aziz Sancar, ödülünü bugün Stockholm’de düzenlenen törenle İsveç Kralı 16′ncı Gustaf’ın elinden aldı.
Bu yılki Nobel Barış Ödülü’ne layık görülen Tunus Ulusal Diyalog Dörtlüsü’ne ödül Norveç’in başkenti Oslo’da düzenlenecek törenle sunuldu. Ulusal Diyalog Dörtlüsü, “Arap Baharı’nın ardından Tunus’ta çoğulcu bir demokrasi için gösterdiği çabalardan ötürü” ödüle layık görülmüştü.
Fizik, tıp, kimya, edebiyat ve ekonomi dallarındaki Nobel ödülleri ise İsveç’in başkenti Stockholm’de düzenlenecek törenle İsveç Kralı XVI. Carl Gustaf tarafından dağıtıldı.
TIP VE FİZİK ÖDÜLLERİ
Nobel Tıp ödülünü bu yıl İrlandalı William Campbell, Japon Satoshi Omura ile Çinli Youyou Tu paylaştı. William Campbell ve Satoshi Omura’nın milyonlarca kişiyi etkileyen nehir körlüğüne karşı geliştirdikleri ilaç dikkate alındı. Nehir körlügü mikroskobik boyutlarda bir kurtçuk taşıyan bir çeşit karasineğin ısırması ile bulaşıyor. Ödülü paylaşan üçüncü araştırmacı Çinli Youyou Tu da sıtmaya karşı geliştirdiği yeni tedavi yöntemiyle adını duyurdu.
Temel parçacıklardan nötrinonun bir kütleye sahip olduğunu ortaya koyan araştırmacılar Takaaki Kajita ve Kanadalı Arthur McDonald Nobel Fizik Ödülü’ne layık görüldü.
MARDİNLİ AZİZ SANCAR DA ÖDÜLÜNÜ ALDI
Çalışmalarını ABD’de sürdüren Mardin doğumlu genetik bilimci Prof. Dr. Aziz Sancar, bu yılki Nobel Kimya Ödülü’nü İsveçli Tomas Lindahl ve ABD’li Paul Modrich ile paylaştı.
Edebiyat Ödülünü ise Belaruslu yazar Svetlana Aleksandrovna Aleksiyeviç kazandı.
Tüketim, yoksulluk ve refah konularındaki analizleri, İngiliz iktisatçı Angus Deaton’a Ekonomi Ödülü’nü kazandırdı.
Her biri 850 bin euro değerindeki ödüller, Alfred Nobel’in ölüm tarihi olan 10 Aralık’ta törenle sahiplerine sunuluyor. Sözcü
Asgari ücret bin 300 TL
Davutoğlu: Asgari ücret bin 300 TL'ye yükseltilecek. Asgari ücret artışında işvereni zafiyete uğratmayacağız.
Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından kamuoyuna açıklanan 64.Hükümet’in eylem planında, siyasi etik kanunu ve siyasetin finansmanının şeffaflığını artıracak düzenlemelerin Mart ayı sonuna kadar kanunlaşacağı belirtildi. Davutoğlu “Asgari ücret 1,300 TL’ye yükseltilecek. Asgari ücret artışında işvereni zafiyete uğratmayacağız, KOBİ’lere olan yükü minimize edeceğiz. Yem ve gübreden KDV almayacağız”
7 Haziran seçimleri öncesinde de Davutoğlu şeffaflık paketini gündeme getirmiş ancak düzenleme yasalaşamamıştı. Basında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın bu düzenlemeye yönelik bazı itirazları olduğuna dair haberler yer almıştı.
1 Kasım’da yapılan tekrar seçimde ise AKP yüzde 49.4 oy ve 317 milletvekiliyle yeniden tek başına iktidara gelince, Davutoğlu açıkladığı hükümet programında şeffaflık düzenlemesinin bu defa hayata geçirileceğini açıklamıştı.
Bugün açıklanan eylem planındaki şeffaflık düzenlemesinde, siyasi partilerin seçim harcamalarının şeffaflaşacağı, milletvekili ve belediye başkan adaylarına yapılacak nakti yardımların, kendi adlarına açılacak seçim hesaplarına yatırılması, siyasi partilere yapılan bağış miktarının elektronik ortamda ilan edilmesi düzenlemeleri yer alıyor.
Davutoğlu’nun günlük programına son anda eklenen bir maddeyle de bu akşam 2100′de AKP Siyasi Erdem ve Etik Kurulu’nun toplanması kararlaştırıldı. Siyasi Etik Kanun taslağı ve şeffaflık düzenlemesine son şeklinin bu kurulda verilmesi bekleniyor.
İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİNDEN KAMUYA PAY
Hükümetin eylem planında ilk üç ayda hayata geçecek diğer düzenlemeleri de açıklayan Davutoğlu, “İmar planı eğişiklikleri sonucu ortaya çıkacak değer artışından kamunun pay almasını sağlayacak düzenlemeleri çıkaracağız. Çalışma hayatına destek sağlayacak düzenlemeler de Mart sonuna kadar yürürlükte olacak. İmalat sanayi makine-teçhizat yatırımlarının finansmanında Mart sonuna kadar BSMV istisnası getirilecek” dedi.
Planda Haziran sonuna kadar yapılacak düzenlemeler arasında ise vergi mevzuatının enerji verimliliğini teşvik edecek şekilde gözden geçirilmesi, Devlet Demiryolları’nın (TCDD) yeniden yapılandırılmasının tamamlanması ve demiryolu işletmeciliğinin serbestleşmesi de bulunuyor.
Düzenlemeler arasında Kanal İstanbul Projesi’nin yasal altyapısının oluşturulması da yer alırken, önümüzdeki bir yıl içinde yeni bir seçim kanunu ile siyasi partiler kanununun çıkarılması, kamu ihale kanununun güncellenmesi ve damga vergisi kanununun yenilenmesinden de söz ediliyor.
REFORM İZLEME GRUBU OLUŞTURULUYOR
Hükümetin vaat ve reformlarının ilerleyişinin sıkı takip edileceğini de dile getiren Davutoğlu, “Bir hafta içinde reformların izlenmesi ve reform grubu oluşturacağız.. Seçim vaatlerinin bütününü ilk üç ay içinde hayata geçireceğiz” diye konuştu.
Kasım ayının son günü parlamentodan güvenoyu alan hükümette Lütfi Elvan, ilk kez reformlardan sorumlu başbakan yardımcısı sıfatıyla yer alıyor.
Seçim meydanlarında gündeme getirilen ve kanuni düzenleme gerektirmeyen vaatlerin de bir an önce uygulamaya ireceğini söyleyen Davutoğlu, şöyle devam etti:
“Asgari ücret 1,300 TL’ye yükseltilecek. Asgari ücret artışında işvereni zafiyete uğratmayacağız, KOBİ’lere olan yükü minimize edeceğiz. Yem ve gübreden KDV almayacağız”
Davutoğlu bu yıl için ekonomik büyümenin yüzde 3.5-4 arasında olacağını, 2016′da bunun daha yükseleceğini de kaydetti.
Hükümetin temel hak ve özgürlüklere dönük vaatleri arasında ise Alevi ve Romanlara dönük adımlar bulunuyor. Planda cemevlerine hukuki statü verileceği belirtilirken, statünün ayrıntısı yer almıyor.
Geçen hafta Reuters’a değerlendirmede bulunan AKP Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ cemevlerinin kültür adacıkları sıfatıyla yaşatılması gerektiğini belirtirken, AKP’li bir başka yetkili “Türkiye’nin artık cemevlerine ibadethane statüsü verecek olgunluğa eriştiğini” söylemişti. Sözcü
Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından kamuoyuna açıklanan 64.Hükümet’in eylem planında, siyasi etik kanunu ve siyasetin finansmanının şeffaflığını artıracak düzenlemelerin Mart ayı sonuna kadar kanunlaşacağı belirtildi. Davutoğlu “Asgari ücret 1,300 TL’ye yükseltilecek. Asgari ücret artışında işvereni zafiyete uğratmayacağız, KOBİ’lere olan yükü minimize edeceğiz. Yem ve gübreden KDV almayacağız”
7 Haziran seçimleri öncesinde de Davutoğlu şeffaflık paketini gündeme getirmiş ancak düzenleme yasalaşamamıştı. Basında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın bu düzenlemeye yönelik bazı itirazları olduğuna dair haberler yer almıştı.
1 Kasım’da yapılan tekrar seçimde ise AKP yüzde 49.4 oy ve 317 milletvekiliyle yeniden tek başına iktidara gelince, Davutoğlu açıkladığı hükümet programında şeffaflık düzenlemesinin bu defa hayata geçirileceğini açıklamıştı.
Bugün açıklanan eylem planındaki şeffaflık düzenlemesinde, siyasi partilerin seçim harcamalarının şeffaflaşacağı, milletvekili ve belediye başkan adaylarına yapılacak nakti yardımların, kendi adlarına açılacak seçim hesaplarına yatırılması, siyasi partilere yapılan bağış miktarının elektronik ortamda ilan edilmesi düzenlemeleri yer alıyor.
Davutoğlu’nun günlük programına son anda eklenen bir maddeyle de bu akşam 2100′de AKP Siyasi Erdem ve Etik Kurulu’nun toplanması kararlaştırıldı. Siyasi Etik Kanun taslağı ve şeffaflık düzenlemesine son şeklinin bu kurulda verilmesi bekleniyor.
İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİNDEN KAMUYA PAY
Hükümetin eylem planında ilk üç ayda hayata geçecek diğer düzenlemeleri de açıklayan Davutoğlu, “İmar planı eğişiklikleri sonucu ortaya çıkacak değer artışından kamunun pay almasını sağlayacak düzenlemeleri çıkaracağız. Çalışma hayatına destek sağlayacak düzenlemeler de Mart sonuna kadar yürürlükte olacak. İmalat sanayi makine-teçhizat yatırımlarının finansmanında Mart sonuna kadar BSMV istisnası getirilecek” dedi.
Planda Haziran sonuna kadar yapılacak düzenlemeler arasında ise vergi mevzuatının enerji verimliliğini teşvik edecek şekilde gözden geçirilmesi, Devlet Demiryolları’nın (TCDD) yeniden yapılandırılmasının tamamlanması ve demiryolu işletmeciliğinin serbestleşmesi de bulunuyor.
Düzenlemeler arasında Kanal İstanbul Projesi’nin yasal altyapısının oluşturulması da yer alırken, önümüzdeki bir yıl içinde yeni bir seçim kanunu ile siyasi partiler kanununun çıkarılması, kamu ihale kanununun güncellenmesi ve damga vergisi kanununun yenilenmesinden de söz ediliyor.
REFORM İZLEME GRUBU OLUŞTURULUYOR
Hükümetin vaat ve reformlarının ilerleyişinin sıkı takip edileceğini de dile getiren Davutoğlu, “Bir hafta içinde reformların izlenmesi ve reform grubu oluşturacağız.. Seçim vaatlerinin bütününü ilk üç ay içinde hayata geçireceğiz” diye konuştu.
Kasım ayının son günü parlamentodan güvenoyu alan hükümette Lütfi Elvan, ilk kez reformlardan sorumlu başbakan yardımcısı sıfatıyla yer alıyor.
Seçim meydanlarında gündeme getirilen ve kanuni düzenleme gerektirmeyen vaatlerin de bir an önce uygulamaya ireceğini söyleyen Davutoğlu, şöyle devam etti:
“Asgari ücret 1,300 TL’ye yükseltilecek. Asgari ücret artışında işvereni zafiyete uğratmayacağız, KOBİ’lere olan yükü minimize edeceğiz. Yem ve gübreden KDV almayacağız”
Davutoğlu bu yıl için ekonomik büyümenin yüzde 3.5-4 arasında olacağını, 2016′da bunun daha yükseleceğini de kaydetti.
Hükümetin temel hak ve özgürlüklere dönük vaatleri arasında ise Alevi ve Romanlara dönük adımlar bulunuyor. Planda cemevlerine hukuki statü verileceği belirtilirken, statünün ayrıntısı yer almıyor.
Geçen hafta Reuters’a değerlendirmede bulunan AKP Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ cemevlerinin kültür adacıkları sıfatıyla yaşatılması gerektiğini belirtirken, AKP’li bir başka yetkili “Türkiye’nin artık cemevlerine ibadethane statüsü verecek olgunluğa eriştiğini” söylemişti. Sözcü
Etiketler:
Ahmet Davutoğlu,
başbakan,
haber,
ücret
Netanyahu’nun köpeği konuklara saldırdı!
Netanyahu'nun köpekleri dün akşam resmi konutta verdiği davete katılan misafirlerini ısırdı
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, dün akşam resmi konutunda verdiği bir davette köpeğinin konuklara saldırması yüzünden zor durumda kaldı.
Binyamin Netanyahu’nun “Kaiya” adlı köpeği, Yahudilerin dini Hanuka Bayramı veslesiyle yapılan mum yakma töreni sırasında iki konuğu ısırdı. “Kaiya”nın gazabına uğrayanlar, Netanyahu’nun partisi Likud’un milletvekillerinden Sharren Haskel ile İsrail dışişleri bakan yardımcısının eşi Or Alon.
Köpeğin, Haskel’in kendisini beslemek istemesine tepki gösterdiği bildiriliyor. Netanyahu ailesi bir süre önce dişi köpeği bir hayvan kurtarma merkezinden almıştı. 10 yaşındaki köpeğin ilk kez konutta böylesi bir skandala neden olduğu belirtiliyor.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Ağustos ayında Twitter sayfasında yeni köpeği ile birlikte çekilmiş bir fotoğrafını yayımlamıştı. Netanyahu, “Kaiya evimize o kadar çok ışık getirdi ki!” diye yazmıştı. Sözcü
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, dün akşam resmi konutunda verdiği bir davette köpeğinin konuklara saldırması yüzünden zor durumda kaldı.
Binyamin Netanyahu’nun “Kaiya” adlı köpeği, Yahudilerin dini Hanuka Bayramı veslesiyle yapılan mum yakma töreni sırasında iki konuğu ısırdı. “Kaiya”nın gazabına uğrayanlar, Netanyahu’nun partisi Likud’un milletvekillerinden Sharren Haskel ile İsrail dışişleri bakan yardımcısının eşi Or Alon.
Köpeğin, Haskel’in kendisini beslemek istemesine tepki gösterdiği bildiriliyor. Netanyahu ailesi bir süre önce dişi köpeği bir hayvan kurtarma merkezinden almıştı. 10 yaşındaki köpeğin ilk kez konutta böylesi bir skandala neden olduğu belirtiliyor.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Ağustos ayında Twitter sayfasında yeni köpeği ile birlikte çekilmiş bir fotoğrafını yayımlamıştı. Netanyahu, “Kaiya evimize o kadar çok ışık getirdi ki!” diye yazmıştı. Sözcü
Ehliyetlerini değiştirmek isteyen sürücülerden biyometrik fotoğraf, sağlık raporu ve parmak izi istenecek. Ehliyet verme işlemleri de 1 yıl içinde Emniyet Genel Müdürlüğü yetkisinden alınarak nüfus müdürlüklerine devredilecek.
İçişleri Bakanlığı yetkililerinden alınan bilgiye göre, Karayolları Trafik Yönetmeliğinde yapılan değişiklikle mevcut sürücü belgeleri 1 Ocak 2016'dan itibaren değiştirilmeye başlanacak. Bu kapsamda mevcut sürücü belgeleri 5 yıl içinde yeni tip sürücü belgeleriyle değiştirilecek. Yeni sürücü belgeleri, uluslararası standartlara sahip olduğu için diğer ülkelerde de kullanılabilecek.
Yeni sürücü belgeleri için vatandaşlardan şu belge ve işlemler istenecek:
"Tek hekimden alınan 'Sürücü olur' sağlık raporu, 1 biyometrik fotoğraf, parmak izi, sürücü belgesi değerli kağıt bedeli ile hizmet bedeli olan 15 liranın anlaşmalı bankalara yatırıldığını gösteren ödendi belgesi."
Vatandaşlar bu belgelerle emniyet müdürlüklerinin trafik tescil şube müdürlüklerine başvuracak.
POSTAYLA TESLİM EDİLECEK
Yeni tip ehliyetler tek basım merkezinde basılıp sürücülerin adresine postayla gönderilecek. Yeni tip sürüsü belgeleri, minibüs, otobüs, kamyon ve çekici sınıfları için 5 yıl, motosiklet, otomobil, traktör ve iş makinesi sınıfları için 10 yıl geçerli olacak. Ehliyetler, bu sürenin sonunda, sürücü sağlık kontrolünden geçirilerek yeniden düzenlenecek. İlk defa sürücü belgesi alanlar ile herhangi bir sebeple sürücü belgesi iptal edilmiş olup da yeniden sürücü belgesi alanlar, belgenin alındığı tarihten itibaren 2 yıl süreyle aday sürücü olarak kabul edilecekler.
17 SINIF OLACAK
9 sınıftan oluşan mevcut sürücü belgelerinin aksine yeni tip sürücü belgesi 17 sınıftan oluşacak. Otomobil ve kamyonet kullanmak için B, kamyon ve çekici kullanmak için C, minibüs kullanmak için D1, minibüs ve otobüs kullanmak için D sınıfı ehliyete ihtiyaç duyulacak. Lastik tekerlekli traktör kullanacaklar F, iş makinesi kullanacaklar ise G sınıfı sürücü belgesi alacaklar. B sınıfı sürücü belgesiyle kullanılan araçlara takılan ve azami yüklü ağırlığı 3 bin 500 kilogramı geçmeyen römork içeren birleşik araçları kullanmak içi "BE" sınıfı ehliyet istenecek.
Azami yüklü ağırlığı 3 bin 500 kilogramın üzerinde olan ve 7 bin 500 kilogramı geçmeyen kamyon ve çekiciler için C1 sınıfı ehliyet gerekecek. C sınıfı sürücü belgesiyle kullanılan araçlara takılan ve azami yüklü ağırlığı 750 kilogramı geçen römork veya yarı römorktan oluşan birleşik araçlar için "CE" sınıfı ehliyet istenecek.
İki, üç ve dört tekerlekli motorlu bisikletler için M, silindir hacmi 125 santimetreküpü, gücü 11 kilovatı ve gücünün ağırlığına oranı 0,1'i geçmeyen sepetli veya sepetsiz iki tekerlekli motosiklet ile gücü 15 kilovatı geçmeyen 3 tekerlekli motosikletler için A1 sınıfı ehliyet gerekecek.
NÜFUS MÜDÜRLÜKLERİ YETKİLİ
Meclis'te bekleyen yeni yasa tasarısı ile ehliyet verme işlemleri 1 yıl içinde Emniyet Genel Müdürlüğü yetkisinden alınarak nüfus müdürlüklerine devredilecek. Ancak hükümet isterse bu süreyi uzatabilecek.
İçişleri Bakanlığı yetkililerinden alınan bilgiye göre, Karayolları Trafik Yönetmeliğinde yapılan değişiklikle mevcut sürücü belgeleri 1 Ocak 2016'dan itibaren değiştirilmeye başlanacak. Bu kapsamda mevcut sürücü belgeleri 5 yıl içinde yeni tip sürücü belgeleriyle değiştirilecek. Yeni sürücü belgeleri, uluslararası standartlara sahip olduğu için diğer ülkelerde de kullanılabilecek.
Yeni sürücü belgeleri için vatandaşlardan şu belge ve işlemler istenecek:
"Tek hekimden alınan 'Sürücü olur' sağlık raporu, 1 biyometrik fotoğraf, parmak izi, sürücü belgesi değerli kağıt bedeli ile hizmet bedeli olan 15 liranın anlaşmalı bankalara yatırıldığını gösteren ödendi belgesi."
Vatandaşlar bu belgelerle emniyet müdürlüklerinin trafik tescil şube müdürlüklerine başvuracak.
POSTAYLA TESLİM EDİLECEK
Yeni tip ehliyetler tek basım merkezinde basılıp sürücülerin adresine postayla gönderilecek. Yeni tip sürüsü belgeleri, minibüs, otobüs, kamyon ve çekici sınıfları için 5 yıl, motosiklet, otomobil, traktör ve iş makinesi sınıfları için 10 yıl geçerli olacak. Ehliyetler, bu sürenin sonunda, sürücü sağlık kontrolünden geçirilerek yeniden düzenlenecek. İlk defa sürücü belgesi alanlar ile herhangi bir sebeple sürücü belgesi iptal edilmiş olup da yeniden sürücü belgesi alanlar, belgenin alındığı tarihten itibaren 2 yıl süreyle aday sürücü olarak kabul edilecekler.
17 SINIF OLACAK
9 sınıftan oluşan mevcut sürücü belgelerinin aksine yeni tip sürücü belgesi 17 sınıftan oluşacak. Otomobil ve kamyonet kullanmak için B, kamyon ve çekici kullanmak için C, minibüs kullanmak için D1, minibüs ve otobüs kullanmak için D sınıfı ehliyete ihtiyaç duyulacak. Lastik tekerlekli traktör kullanacaklar F, iş makinesi kullanacaklar ise G sınıfı sürücü belgesi alacaklar. B sınıfı sürücü belgesiyle kullanılan araçlara takılan ve azami yüklü ağırlığı 3 bin 500 kilogramı geçmeyen römork içeren birleşik araçları kullanmak içi "BE" sınıfı ehliyet istenecek.
Azami yüklü ağırlığı 3 bin 500 kilogramın üzerinde olan ve 7 bin 500 kilogramı geçmeyen kamyon ve çekiciler için C1 sınıfı ehliyet gerekecek. C sınıfı sürücü belgesiyle kullanılan araçlara takılan ve azami yüklü ağırlığı 750 kilogramı geçen römork veya yarı römorktan oluşan birleşik araçlar için "CE" sınıfı ehliyet istenecek.
İki, üç ve dört tekerlekli motorlu bisikletler için M, silindir hacmi 125 santimetreküpü, gücü 11 kilovatı ve gücünün ağırlığına oranı 0,1'i geçmeyen sepetli veya sepetsiz iki tekerlekli motosiklet ile gücü 15 kilovatı geçmeyen 3 tekerlekli motosikletler için A1 sınıfı ehliyet gerekecek.
NÜFUS MÜDÜRLÜKLERİ YETKİLİ
Meclis'te bekleyen yeni yasa tasarısı ile ehliyet verme işlemleri 1 yıl içinde Emniyet Genel Müdürlüğü yetkisinden alınarak nüfus müdürlüklerine devredilecek. Ancak hükümet isterse bu süreyi uzatabilecek.
Başbakan: Öğrenci bursları bugünden itibaren zamlı
Başbakan Davutoğlu, hükümetin eylem planını açıklıyor. Davutoğlu, bugün imzalanan kararla lisans öğrencilerinin aldığı burs ve kredi miktarının 350 liradan 400 liraya çıkarıldığını duyurdu.
Başbakan Davutoğlu, "Bir haftayı beklemeden, bugün imzalanan kararla lisans öğrencilerinin aldığı 350 Türk lirası burs ve kredi miktarını bugünden itibaren 400 Türk lirasına çıkardığımızın müjdesini veriyorum" dedi.
YURTDIŞINDA YAŞAYANLARIN ASKERLİK BEDELLERİ
Davutoğlu, yurtdışında yaşayan vatandaşların askerlik bedellerinde de indirime gidildiğine işaret etti ve şöyle dedi:
"Yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın askerlik bedelini 6 bin Euro'dan bin Euro'ya düşürüyoruz."
İLK KEZ İŞ BULANLARIN 1 YILLIK DEVLETTEN
Davutoğlu,"İlk kez iş bulan her gencimizin bir yıl boyunca ücretini devlet ödeyecek. İlk 3 ay içinde yapacağımız düzenlemeyle gençlerimizin ilk yıl maaşı bizden” diye konuştu.
KAMUDA 'ASIL İŞİ YAPAN' TAŞERON İŞÇİLER KADROYA ALINACAK
Başbakan Davutoğlu'nun açıkladığı reformlar milyonlarca çalışanı yakından ilgilendiriyor.
3 ay içinde yapılacak reform paketi içinde en dikkat çeken başlıklardan birini 'kıdem tazminatı' ile esnek çalışma oluşturdu.
Buna göre kamu yönetimi ve şeffaflık paketi çerçevesinde;
- İmar değişikliklerinden sağlanan ranttan vergi alınması için düzenleme yapılacak.
- Çalışma hayatına esneklik sağlayacak düzenlemeler yapılacak.
- Özel istihdam büroları faaliyetleri geçici iş ilişkisini de içine alacak şekilde genişletilecek.
- Kıdem tazminatı düzenlemesi, ilgili taraflarla istişare içinde yapılacak.
- Kamuda 'asıl işi yapan taşeron işçiler' kadroya alınacak.
Hükümet programına göre;
- Gençlerin Genel sağlık sigortası prim borcu sıfırlanacak.
- Lise veya üniversite mezunlarının GSS primleri, 2 yıl süreyle, gelir testi yapılmasına gerek kalmaksızın, devlet tarafından ödenecek.
ÖĞRENİM GÖREN ÖĞRENCİLERE PASAPORT HARCI YOK
Başbakan Davutoğlu, "Öğrenim gören gençlerimizin pasaport harcını kaldırıyoruz. Öğrenim gören gençlerimiz pasaport alırken harç ödemeyecekler” diye devam etti.
YEM VE GÜBREDE KDV KALKIYOR
Başbakan, "Yemde ve gübrede KDV'yi tamamen kaldırıyoruz. Genç çiftçilerimize proje karşılığı 30 bin lira karşılıksız destek veriyoruz. Kırsal kalkınma desteklerinin 81 ile yaygınlaştırılmasını sağlamaya yönelik programlar hazırlıyoruz” dedi.
KİMLİKLER ELEKTRONİK OLACAK
Başbakan, elektronik TC kartı dağıtımına başlanacağını da ifade etti.
ROMAN VATANDAŞLAR İÇİN ÇALIŞMALAR
Başbakan Davutoğlu, "Darbe dönemlerinden kalan mevzuat gözden geçirilerek anti demokratik hükümler kaldırılacak. Kişisel verilerin korunmasına ilişkin yasal düzenlemeler hayata geçirilecek. Geleneksel irfan merkezleri ve Cemevlerine hukuki statü tanınacak. Roman vatandaşlarımızın sorunlarının çözümüne yönelik daha önce atılmış adımlar değerlendirilerek yeni çalışmalar yapılacak" diye devam etti.
ÖĞRETMEN AKADEMİSİ KURULACAK
Davutoğlu,"Öğretmen akademisi kurulacak. Öğretmenlerimizin bu akademilerde meslek içinde kendilerini geliştirmeleri için onlara her türlü imkan sunulacak. Okul bazlı bütçe yönetimine geçilecek. Kaynakları, öğrenciye, okula ve yerele özgü farklılıkları dikkate alacak şekilde kapsayıcı ve eşitlikçi şekilde kullanacağız" dedi.
64.hükümetin 2016 Eylem Planı'na göre;
-Yoksul ailelere belirli miktarda ücretsiz internet erişimi sağlanacak.
- Kentsel dönüşüm şartıyla izinsiz yapılara elektrik ve su bağlanacak.
- Türk tarihinin önemli şahsiyet ve olayları ile masal kahramanlarının dizi, çizgi film ile tanıtılmalarını; bilgisayar ve animasyon yapılmasına devlet desteği sağlanacak.
- Küçük esnafın yıllık 40 bin liraya kadar olan gelirinden vergi alınmayacak.
İŞ KURAN GENCE 3 YIL VERGİ MUAFİYETİ
- İş kuran gençlerden ilk 3 yıl boyunca vergi alınmayacak.
- Öğrenim gören gençlerden pasaport harcı alınmayacak.
Başbakan Davutoğlu, "Bir haftayı beklemeden, bugün imzalanan kararla lisans öğrencilerinin aldığı 350 Türk lirası burs ve kredi miktarını bugünden itibaren 400 Türk lirasına çıkardığımızın müjdesini veriyorum" dedi.
YURTDIŞINDA YAŞAYANLARIN ASKERLİK BEDELLERİ
Davutoğlu, yurtdışında yaşayan vatandaşların askerlik bedellerinde de indirime gidildiğine işaret etti ve şöyle dedi:
"Yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın askerlik bedelini 6 bin Euro'dan bin Euro'ya düşürüyoruz."
İLK KEZ İŞ BULANLARIN 1 YILLIK DEVLETTEN
Davutoğlu,"İlk kez iş bulan her gencimizin bir yıl boyunca ücretini devlet ödeyecek. İlk 3 ay içinde yapacağımız düzenlemeyle gençlerimizin ilk yıl maaşı bizden” diye konuştu.
KAMUDA 'ASIL İŞİ YAPAN' TAŞERON İŞÇİLER KADROYA ALINACAK
Başbakan Davutoğlu'nun açıkladığı reformlar milyonlarca çalışanı yakından ilgilendiriyor.
3 ay içinde yapılacak reform paketi içinde en dikkat çeken başlıklardan birini 'kıdem tazminatı' ile esnek çalışma oluşturdu.
Buna göre kamu yönetimi ve şeffaflık paketi çerçevesinde;
- İmar değişikliklerinden sağlanan ranttan vergi alınması için düzenleme yapılacak.
- Çalışma hayatına esneklik sağlayacak düzenlemeler yapılacak.
- Özel istihdam büroları faaliyetleri geçici iş ilişkisini de içine alacak şekilde genişletilecek.
- Kıdem tazminatı düzenlemesi, ilgili taraflarla istişare içinde yapılacak.
- Kamuda 'asıl işi yapan taşeron işçiler' kadroya alınacak.
Hükümet programına göre;
- Gençlerin Genel sağlık sigortası prim borcu sıfırlanacak.
- Lise veya üniversite mezunlarının GSS primleri, 2 yıl süreyle, gelir testi yapılmasına gerek kalmaksızın, devlet tarafından ödenecek.
ÖĞRENİM GÖREN ÖĞRENCİLERE PASAPORT HARCI YOK
Başbakan Davutoğlu, "Öğrenim gören gençlerimizin pasaport harcını kaldırıyoruz. Öğrenim gören gençlerimiz pasaport alırken harç ödemeyecekler” diye devam etti.
YEM VE GÜBREDE KDV KALKIYOR
Başbakan, "Yemde ve gübrede KDV'yi tamamen kaldırıyoruz. Genç çiftçilerimize proje karşılığı 30 bin lira karşılıksız destek veriyoruz. Kırsal kalkınma desteklerinin 81 ile yaygınlaştırılmasını sağlamaya yönelik programlar hazırlıyoruz” dedi.
KİMLİKLER ELEKTRONİK OLACAK
Başbakan, elektronik TC kartı dağıtımına başlanacağını da ifade etti.
ROMAN VATANDAŞLAR İÇİN ÇALIŞMALAR
Başbakan Davutoğlu, "Darbe dönemlerinden kalan mevzuat gözden geçirilerek anti demokratik hükümler kaldırılacak. Kişisel verilerin korunmasına ilişkin yasal düzenlemeler hayata geçirilecek. Geleneksel irfan merkezleri ve Cemevlerine hukuki statü tanınacak. Roman vatandaşlarımızın sorunlarının çözümüne yönelik daha önce atılmış adımlar değerlendirilerek yeni çalışmalar yapılacak" diye devam etti.
ÖĞRETMEN AKADEMİSİ KURULACAK
Davutoğlu,"Öğretmen akademisi kurulacak. Öğretmenlerimizin bu akademilerde meslek içinde kendilerini geliştirmeleri için onlara her türlü imkan sunulacak. Okul bazlı bütçe yönetimine geçilecek. Kaynakları, öğrenciye, okula ve yerele özgü farklılıkları dikkate alacak şekilde kapsayıcı ve eşitlikçi şekilde kullanacağız" dedi.
64.hükümetin 2016 Eylem Planı'na göre;
-Yoksul ailelere belirli miktarda ücretsiz internet erişimi sağlanacak.
- Kentsel dönüşüm şartıyla izinsiz yapılara elektrik ve su bağlanacak.
- Türk tarihinin önemli şahsiyet ve olayları ile masal kahramanlarının dizi, çizgi film ile tanıtılmalarını; bilgisayar ve animasyon yapılmasına devlet desteği sağlanacak.
- Küçük esnafın yıllık 40 bin liraya kadar olan gelirinden vergi alınmayacak.
İŞ KURAN GENCE 3 YIL VERGİ MUAFİYETİ
- İş kuran gençlerden ilk 3 yıl boyunca vergi alınmayacak.
- Öğrenim gören gençlerden pasaport harcı alınmayacak.
9 Aralık 2015 Çarşamba
ABD'de Fethullah Gülen'e dava
Uluslararası hukuk firmaları Amsterdam & Partners LLP ile Fox Rothschild LLP'nin yöneticileri, Fetullah Gülen hakkında çeşitli insan hakları ihlalleri suçlamalarıyla Gülen'in yaşadığı Pennsylvania'da dava açtıklarını bildirdi.
Amsterdam & Partners LLP şirketinin yöneticisi Robert Amsterdam ile Fox Rothschild LLP şirketinden avukat Patrick Egan, Washington'daki Ulusal Basın Kulübü'nde, "Paralel Yapı" ile ilgili yürütülen araştırmalar hakkında ve açılan dava ile ilgili basın toplantısı düzenledi.
Avukat Egan, davanın Pennsylvania'daki bölge mahkemesinde açıldığını, davacı Bünyamin Ateş, Turgut Yıldırım ve Murat Öztürk'ün Gülen'in öğretilerine karşı çıkan bir dini grubun üyeleri olduğunu söyledi. Mehmet Doğan adlı kişinin öğretilerini benimseyen bir grubun üyesi üç kişinin ve bu öğretileri benimseyen birçok kişinin 'Paralel Yapı'nın zulmüne uğradığını kaydeden Egan, şunları söyledi:
"Açtığımız davada Doğan'ın takipçilerine komplo kurulduğunu, haksız yere suçlandıklarını ve hapse gönderildiklerini, Gülen'in ve onun yardımcılarının direktifiyle bu hareketin mensuplarının yerleştirdiği sahte kanıtlarla suçlandıklarını, bu durumun ABD'nin yabancılarla ilgili haksız fiil yasasının ihlali olduğunu belirtiyoruz."
Egan, bu yasanın ABD'deki herhangi birinin eylemlerinin bir başka ülkedeki kişilerin uluslararası insan haklarını ihlali konusunu kapsadığı bilgisini verdi.
Egan, "Yaptığımız şikayet, uygun olmayan kanıtlarla, komplo ile yerleştirilmiş kanıtlarla davacıların hapsedildiği, bu kişilerin özgürlüklerinin 20 ay boyunca ellerinden alındığı yönündedir. Bu tamamen dini inançları nedeniyle ortaya çıkmış bir hak mahrumiyetidir ve ABD'deki yabancılarla iligili haksız fiil yasasının ihlalidir" dedi.
Davanın Fetullah Gülen dışında 'Paralel Yapı'nın üyeleri aleyhine de açıldığını ifade eden Egan, Gülen dışında davaya konu olacak kişilerin bazılarının isimlerine henüz ulaşamadıklarını, isimleri bilinen kişiler aleyhinde henüz yeterli bilgi bulunmadığını söyledi.
Egan, Amerikan mahkemesinden adil bir sonuç beklediklerini kaydetti. (hürriyet.com.tr)
Amsterdam & Partners LLP şirketinin yöneticisi Robert Amsterdam ile Fox Rothschild LLP şirketinden avukat Patrick Egan, Washington'daki Ulusal Basın Kulübü'nde, "Paralel Yapı" ile ilgili yürütülen araştırmalar hakkında ve açılan dava ile ilgili basın toplantısı düzenledi.
Avukat Egan, davanın Pennsylvania'daki bölge mahkemesinde açıldığını, davacı Bünyamin Ateş, Turgut Yıldırım ve Murat Öztürk'ün Gülen'in öğretilerine karşı çıkan bir dini grubun üyeleri olduğunu söyledi. Mehmet Doğan adlı kişinin öğretilerini benimseyen bir grubun üyesi üç kişinin ve bu öğretileri benimseyen birçok kişinin 'Paralel Yapı'nın zulmüne uğradığını kaydeden Egan, şunları söyledi:
"Açtığımız davada Doğan'ın takipçilerine komplo kurulduğunu, haksız yere suçlandıklarını ve hapse gönderildiklerini, Gülen'in ve onun yardımcılarının direktifiyle bu hareketin mensuplarının yerleştirdiği sahte kanıtlarla suçlandıklarını, bu durumun ABD'nin yabancılarla ilgili haksız fiil yasasının ihlali olduğunu belirtiyoruz."
Egan, bu yasanın ABD'deki herhangi birinin eylemlerinin bir başka ülkedeki kişilerin uluslararası insan haklarını ihlali konusunu kapsadığı bilgisini verdi.
Egan, "Yaptığımız şikayet, uygun olmayan kanıtlarla, komplo ile yerleştirilmiş kanıtlarla davacıların hapsedildiği, bu kişilerin özgürlüklerinin 20 ay boyunca ellerinden alındığı yönündedir. Bu tamamen dini inançları nedeniyle ortaya çıkmış bir hak mahrumiyetidir ve ABD'deki yabancılarla iligili haksız fiil yasasının ihlalidir" dedi.
Davanın Fetullah Gülen dışında 'Paralel Yapı'nın üyeleri aleyhine de açıldığını ifade eden Egan, Gülen dışında davaya konu olacak kişilerin bazılarının isimlerine henüz ulaşamadıklarını, isimleri bilinen kişiler aleyhinde henüz yeterli bilgi bulunmadığını söyledi.
Egan, Amerikan mahkemesinden adil bir sonuç beklediklerini kaydetti. (hürriyet.com.tr)
Kanuni Sultan Süleyman'ın mezarı bulundu!
Budapeşte'de Türkiye Büyükelçisi Şakir Fakılı'nın da katıldığı bir basın toplantısıyla Zigetvar yakınlarında Kanuni Sultan Süleyman'nın kayıp mezarının bulunduğu açıklandı.
1566'da Zigetvar kuşatmasında hayatını kaybeden Osmanlı padişahının iç organları orada defnedilmiş, naşı ise İstanbul'a nakledilmişti.
Daha sonra türbe haline gelen, ancak aradan geçen yıllar içinde izi kaybolan Zigetvar'daki mezarın tam olarak nerede bulunduğu için yıllar önce bir araştırma komitesi oluşturulmuştu.
OSMANLI'DAN İZLER TAŞIYOR
Macar ve Türk bilim adamlarından oluşan araştırma komitesinin havadan ve karadan yaptığı ölçümler sonucunda mezarın Zigetvar Üzüm tepesinde bulunduğu çarşamba günü Budapeşte'de yapılan basın toplantısında Profesör Norbert Pap tarafından açıklandı.
Macar bilim adamı, tepede sadece türbenin değil, türbe etrafında oluşan küçük Osmanlı kasabasının izlerine de rastlandığını duyurdu. Habertürk
Hükümet üç ayda 55 bin memur alacak
Hükümet, önümüzdeki yılın ilk 3 aylık döneminde toplam 55 bin yeni memur almayı planlıyor. Önümüzdeki yılın tamamında alınacak memur sayısı ise 74 bini bulacak.
Meclis’e sunulan Geçici Bütçe Yasa Tasarısı’na göre hükümet, 2016’nın Ocak-Mart döneminde açıktan atama ya da nakil suretiyle yapılacak devlet memuru atamalarının 51 bini serbest memur kadrolarına, 4 bini ise öğretim üyeleri hariç boş öğretim elemanı kadrolarına yapılacak.
MESAİ ÜCRETİNE YÜZDE 6.8 ZAM
Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, daha önce 2016 yılı bütçesini Meclis’e sunarken yaptığı açıklamada önümüzdeki yıl 74 bin memur alınacağını açıklamıştı. Geçici bütçeyle memurlara ödenecek fazla çalışma ücretlerine de yeni yıldan itibaren yüzde 6.8 oranında zam yapılacak. Sözcü
Meclis’e sunulan Geçici Bütçe Yasa Tasarısı’na göre hükümet, 2016’nın Ocak-Mart döneminde açıktan atama ya da nakil suretiyle yapılacak devlet memuru atamalarının 51 bini serbest memur kadrolarına, 4 bini ise öğretim üyeleri hariç boş öğretim elemanı kadrolarına yapılacak.
MESAİ ÜCRETİNE YÜZDE 6.8 ZAM
Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, daha önce 2016 yılı bütçesini Meclis’e sunarken yaptığı açıklamada önümüzdeki yıl 74 bin memur alınacağını açıklamıştı. Geçici bütçeyle memurlara ödenecek fazla çalışma ücretlerine de yeni yıldan itibaren yüzde 6.8 oranında zam yapılacak. Sözcü
8 Aralık 2015 Salı
17 maddede Vladimir Putin’in gizli hayatı
Uçak krizinin ardından, günlerimiz içinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in illaki yer aldığı haberlerle geçiyor. Peki ama kim bu Putin? Ülkesini neden evinden yönetiyor? En çok hangi videolara gülüyor? Danışmanlarını neden soğukta bekletiyor? Ona yakın olmanın göstergesi neden bir buz pisti? Okuduğu son kitapla arasında ne bağ var? Dahası, Moskova’yı neden sevmiyor?
Vladimir Putin’in ülkesini nasıl yönettiğinden haberdarız. 2000 yılında Rusya’da devletin başına geçmesiyle (2008-2012 arasında başbakanlığını da sayarsak 15 yıldır iktidarda) ülke uluslararası camiada siyaseten yükseldi ama onun döneminde muhalefet ve basın hep sıkıntı yaşadı. Sportif becerileri, spektaküler gösterileriyle hep gündemde kaldı ama gözlerden uzak hayatını nasıl yaşadığını hiç bilemedik. Bir istisna var. İngiliz gazeteci Ben Judah, defalarca Rusya’ya seyahat edip, Putin’in en yakınlarıyla görüşerek hazırladığı 2014’te çıkan kitabı ‘Fragile Empire. How Russia Fell In and Out of Love with Vladimir Putin - Kırılgan İmparatorluk. Rusya Putin’e Nasıl Âşık Oldu ve Ondan Nasıl Soğudu’ Rus devlet başkanının perde arkasındaki hayatı hakkında bugüne dek pek duyulmamış bilgilere yer verdi. Bazı yargıları özellikle sert:“Bol bol içip şişmanladığı Dresden’de ikinci sınıf bir KGB ajanından başka bir şey değildi; hayatının ilk 35 yılı sıfır başarıyla geçti.”
1- SOVYETLER'E NE ZAMAN KÜSTÜ?
Kitapta anlatılanlara göre Putin, bu dönemde insanlarla sağlıklı iletişim kurmakta zorlanıyordu. Ne işinde ne de özel hayatında işleri yolunda gidiyordu. Bir defa evliliğin eşiğinden döndü. Yarbaylıktan öteye ilerleyemediği KGB’de onu parlak bir gelecek bekliyor gibi görünmüyordu. Derken Sovyetler Birliği çöktü. Dresden’de görevli genç ajan Putin de çöken sistemden umudunu kesti. O sallantılı günlerde başından geçen bir olay bu konuda hayatına ve tercihlerine yön verecekti. Antikomünist bir grup Dresden’de KGB ofisinin önünde eylem yaparken Putin ne yapması gerektiğini Moskova’ya sormuş ve cevap alamamıştı. Kendisi o günü şöyle anlatıyor: “Bana ‘Moskova’dan emir gelmeden bir şey yapamayız ve Moskova şu an sessiz’ dediler. ‘Moskova sessiz’ denince ülkenin ortadan kalktığını anlamıştım. Belli ki ülke tedavisi olmayan bir hastalığa yakalanmıştı.”
Kitapta anlatılanlara göre Putin, bu dönemde insanlarla sağlıklı iletişim kurmakta zorlanıyordu. Ne işinde ne de özel hayatında işleri yolunda gidiyordu. Bir defa evliliğin eşiğinden döndü. Yarbaylıktan öteye ilerleyemediği KGB’de onu parlak bir gelecek bekliyor gibi görünmüyordu. Derken Sovyetler Birliği çöktü. Dresden’de görevli genç ajan Putin de çöken sistemden umudunu kesti. O sallantılı günlerde başından geçen bir olay bu konuda hayatına ve tercihlerine yön verecekti. Antikomünist bir grup Dresden’de KGB ofisinin önünde eylem yaparken Putin ne yapması gerektiğini Moskova’ya sormuş ve cevap alamamıştı. Kendisi o günü şöyle anlatıyor: “Bana ‘Moskova’dan emir gelmeden bir şey yapamayız ve Moskova şu an sessiz’ dediler. ‘Moskova sessiz’ denince ülkenin ortadan kalktığını anlamıştım. Belli ki ülke tedavisi olmayan bir hastalığa yakalanmıştı.”
2- AKIL HOCASI KİM?
Vladimir Putin, bugün geldiği yeri büyük ölçüde Anatoly Sobchak isimli bir hukuk profesörüne borçlu. Sobchak, Leningrad (St.Petersburg) Üniversitesi’nde Putin’in hocasıydı. Sovyetler dağıldıktan sonra onu önce üniversiteye geri çağırdı; ardından da St. Petersburg’un ilk seçilmiş belediye başkanı olduğunda yanına aldı. Hayatı boyunca da Putin’e akıl hocalığı yapmaya devam etti.
Vladimir Putin, bugün geldiği yeri büyük ölçüde Anatoly Sobchak isimli bir hukuk profesörüne borçlu. Sobchak, Leningrad (St.Petersburg) Üniversitesi’nde Putin’in hocasıydı. Sovyetler dağıldıktan sonra onu önce üniversiteye geri çağırdı; ardından da St. Petersburg’un ilk seçilmiş belediye başkanı olduğunda yanına aldı. Hayatı boyunca da Putin’e akıl hocalığı yapmaya devam etti.
3- YÜZERKEN KARAR ALIYOR
Kahvaltıdan sonraki ilk işi spor. En yakınlarının anlattığına göre Rus lider, Rusya’nın gidişatını en çok yüzerken düşünüyor. Sıradan bir günde, başkan havuzdan çıkınca soluğu spor salonunda alıyor. Bisikletle, koşu bandıyla ilgilenmiyor; hobisi ağırlık kaldırmak. Bu arada haber kanallarını seyrederek günün meselelerine de vâkıf oluyor. Görüşmek isteyen bakanlar, bürokratlar kapısında kuyruk oluyor. 2-3 saat beklemek vakai adiyeden.
Kahvaltıdan sonraki ilk işi spor. En yakınlarının anlattığına göre Rus lider, Rusya’nın gidişatını en çok yüzerken düşünüyor. Sıradan bir günde, başkan havuzdan çıkınca soluğu spor salonunda alıyor. Bisikletle, koşu bandıyla ilgilenmiyor; hobisi ağırlık kaldırmak. Bu arada haber kanallarını seyrederek günün meselelerine de vâkıf oluyor. Görüşmek isteyen bakanlar, bürokratlar kapısında kuyruk oluyor. 2-3 saat beklemek vakai adiyeden.
4- BUZ ADAM BUZ PİSTİNDE
Putin’in en sevdiği uğraşı buz hokeyi. Kaskını takıp piste çıktığında çevresinde ona en yakın insanları buluyor. Birkaç haftada bir organize edilen bu çok özel buz hokeyi maçlarına davet edilmek bugünün Rusya’sının en itibarlı olayı. Rusya’da gücü elinde tutanlar, oligarklar, bürokratik elit, yani en seçkinler orada. Hepsinden öte St. Petersburg kökenliler, yani eski arkadaşları, en güvendiği insanlar tribünlerde. Arkady ve Boris Rotenberg, Gennady Timchenko gibi işadamları bunlar. Daha o eski günlerde, her şeyin başında, Putin henüz belediye başkanı yardımcısıyken yedikleri içtikleri ayrı gitmeyen arkadaşlar. Zamanında Putin’e ‘Patron’ diye seslenen yakın dostlar (Şimdi de‘Çar’ diyorlar)... Oyuncularsa korumalardan ibaret. Bir tarafta Putin’in, diğer tarafta Başbakan Dimitri Medvedev’in korumaları yer alıyor. Çok seyrek de olsa Medvedev’in kendisi de maçlara katılıyor.
Putin’in en sevdiği uğraşı buz hokeyi. Kaskını takıp piste çıktığında çevresinde ona en yakın insanları buluyor. Birkaç haftada bir organize edilen bu çok özel buz hokeyi maçlarına davet edilmek bugünün Rusya’sının en itibarlı olayı. Rusya’da gücü elinde tutanlar, oligarklar, bürokratik elit, yani en seçkinler orada. Hepsinden öte St. Petersburg kökenliler, yani eski arkadaşları, en güvendiği insanlar tribünlerde. Arkady ve Boris Rotenberg, Gennady Timchenko gibi işadamları bunlar. Daha o eski günlerde, her şeyin başında, Putin henüz belediye başkanı yardımcısıyken yedikleri içtikleri ayrı gitmeyen arkadaşlar. Zamanında Putin’e ‘Patron’ diye seslenen yakın dostlar (Şimdi de‘Çar’ diyorlar)... Oyuncularsa korumalardan ibaret. Bir tarafta Putin’in, diğer tarafta Başbakan Dimitri Medvedev’in korumaları yer alıyor. Çok seyrek de olsa Medvedev’in kendisi de maçlara katılıyor.
5- HER GÜN ÜÇ DOSYA
Putin’in çalışma odasına bakanlar, ortama hâkim, ağır, ahşap bir masa görüyor. Masanın üzerinde ne bir ekran duruyor ne de bir bilgisayar. Öğleden sonraları,danışmanlar masanın etrafına toplanıp, devlet başkanını bilgilendiriyor. Bu toplantı sırasında, ileri teknoloji değil, Sovyet Rusya’dan miras eski usül yöntemler kullanılıyor. Yani sabit telefonlar ve büyük kırmızı dosyalar... Putin’in her gün özel önem atfettiği, mesai ayırdığı üç ayrı dosya var. Birincisi yerel istihbaratın (FSB) hazırladığı, Rusya’nın içişleri dosyası. İkinci dosya dış istihbarat (SVR) kaynaklı. Sonuncusu Putin’in yakın koruma ağının çabalarıyla hazırlanıyor. Bu dosyada kişiler hakkında bilgiler mevcut olduğu sanılıyor.
Putin’in çalışma odasına bakanlar, ortama hâkim, ağır, ahşap bir masa görüyor. Masanın üzerinde ne bir ekran duruyor ne de bir bilgisayar. Öğleden sonraları,danışmanlar masanın etrafına toplanıp, devlet başkanını bilgilendiriyor. Bu toplantı sırasında, ileri teknoloji değil, Sovyet Rusya’dan miras eski usül yöntemler kullanılıyor. Yani sabit telefonlar ve büyük kırmızı dosyalar... Putin’in her gün özel önem atfettiği, mesai ayırdığı üç ayrı dosya var. Birincisi yerel istihbaratın (FSB) hazırladığı, Rusya’nın içişleri dosyası. İkinci dosya dış istihbarat (SVR) kaynaklı. Sonuncusu Putin’in yakın koruma ağının çabalarıyla hazırlanıyor. Bu dosyada kişiler hakkında bilgiler mevcut olduğu sanılıyor.
6- EN BÜYÜK KORKUSU
Putin, yabancı bir ülkeyi ziyaret ettiğinde, bir otelde yaklaşık 200 oda tutuluyor ve ootel neredeyse Kremlin’e dönüştürülüyor. İstihbarat servisi, gerekli kontrolleri bir ay öncesinden yapıyor. Çarşaflar ve banyo takımları Rusya’dan özel ve yine mühürlü bir şekilde getirilen ürünlerle değiştiriliyor. Odaya sadece bizzat devlet başkanı girebiliyor. Ziyaretler esnasında Putin, maiyetinde sadece Rus aşçılar değil, garsonlar ve temizlik görevlileri de bulunduruyor. En büyük korkusu zehirlenmek. Kimse bu yüzden Putin’e bilgisi dışında yemek sunamıyor.
7- YENİ KRELMİN NOVO-OGARYOVO
Moskova trafiğinden hazzetmiyor. Trafikte vakit kaybetmeye tahammülü olmadığından, belki de rakip şehir St.Petersburg’dan geldiğinden başkentle başı çok hoş değil. Evden çalışıyor. Şehrin batısında, Novo-Ogaryovo’daki bir villayı daimi rezidansı seçtiğinden beri ülkesini genellikle buradan yönetiyor.
Moskova trafiğinden hazzetmiyor. Trafikte vakit kaybetmeye tahammülü olmadığından, belki de rakip şehir St.Petersburg’dan geldiğinden başkentle başı çok hoş değil. Evden çalışıyor. Şehrin batısında, Novo-Ogaryovo’daki bir villayı daimi rezidansı seçtiğinden beri ülkesini genellikle buradan yönetiyor.
8- BILDIRCIN YUMURTASIYLA KAHVALTI
Putin gün ağarmadan kalkıp işe koyulan devlet adamlarından değil. Geç uyanıyor. Güneş iyice yükseldiğinde, son derece sade kahvaltısını yapmaya başlıyor. Favorisi yumuşak beyaz peynir. Bazen omlet bazen yulaf lapası yiyor. Keyfi yerindeyse de bıldırcın yumurtası. Her şeyin çok taze olması şart; tüm yiyecekler Rusya’nın dört bir yanındaki köylerinden gönderiliyor.
9- PUTİN'İN RUTİNİ
Putin’in sabit, önceden kestirilebilir bir çalışma programı yok. Danışmanları hep tetikte ve hazır olmak zorunda. Üstelik internete ve bilgisayar ortamındaki bilgilere pek güvenmeyen başkanları yüzünden her şeyi eski usul, muntazaman dosyalamaları gerekiyor. Hava soğumuşken çalışmayı seviyor Putin. Zihin o zaman daha berrak oluyormuş. Danışmanlar da bu tempoya uymak zorunda.
Putin’in sabit, önceden kestirilebilir bir çalışma programı yok. Danışmanları hep tetikte ve hazır olmak zorunda. Üstelik internete ve bilgisayar ortamındaki bilgilere pek güvenmeyen başkanları yüzünden her şeyi eski usul, muntazaman dosyalamaları gerekiyor. Hava soğumuşken çalışmayı seviyor Putin. Zihin o zaman daha berrak oluyormuş. Danışmanlar da bu tempoya uymak zorunda.
10- İNTERNET KEYFİ
Danışmanlarının ona gösterdiği komik videolar... Kendisiyle dalga geçilen bu videoları ilgiyle izlediği söyleniyor.
Danışmanlarının ona gösterdiği komik videolar... Kendisiyle dalga geçilen bu videoları ilgiyle izlediği söyleniyor.
11- GAZETECİLERLE İLİŞKİSİ
Yıpratıcı. Bazen de hoyrat. Açıktan dalga geçtiği, onunla röportaj yapan kişilerin sorularını saçma bulup yüzüne güldüğü zamanlar da var, açıktan kabaca azarladığı da.
Yıpratıcı. Bazen de hoyrat. Açıktan dalga geçtiği, onunla röportaj yapan kişilerin sorularını saçma bulup yüzüne güldüğü zamanlar da var, açıktan kabaca azarladığı da.
12- RANDEVU DEFTERİ
Görüşme süresi 15 dakika. Ajandası dolu. Bazı görüşmeler için sonraki yıla randevu veriliyor.
Görüşme süresi 15 dakika. Ajandası dolu. Bazı görüşmeler için sonraki yıla randevu veriliyor.
13- FAZLA MESAİ
Cumartesi-pazar da işbaşında. Stalin’den beri en çok çalışan lider olduğu söyleniyor. Bir başka özelliği, Rusya’nın devasa coğrafyasında en çok yeri görmüş devlet başkanı olması.
Cumartesi-pazar da işbaşında. Stalin’den beri en çok çalışan lider olduğu söyleniyor. Bir başka özelliği, Rusya’nın devasa coğrafyasında en çok yeri görmüş devlet başkanı olması.
14- EN YAKINI
Koni isimli siyah Labrador köpeği. Ama ilişkileri Putin standardına göre biraz karmaşık. Devlet başkanına karşı keyfi davranan,ona isyan eden, yüzüne ‘bağıran’ tek canlı o.
Koni isimli siyah Labrador köpeği. Ama ilişkileri Putin standardına göre biraz karmaşık. Devlet başkanına karşı keyfi davranan,ona isyan eden, yüzüne ‘bağıran’ tek canlı o.
15- NE OKUYOR?
Kitaplarla arası yok. Danışmanlarına göre, görevi sırasında iki roman bitirdi. Bunlardan biri Latin Amerikalı hayali bir tarihçinin 2054’te geçen bir hikâyesi. Tarihçi ‘The Third Empire – Üçüncü İmparatorluk’ isimli bu macerada, bütün Rusya’yı bir araya getiren ‘Çar 2. Vladimir’in hayatını anlatıyor.
16- TARİHE İLGİSİ
En çok, bizde ‘Deli’, Batı’da ‘Muhteşem’ diye bilinen Çar Petro’nun hayatına meraklı.
En çok, bizde ‘Deli’, Batı’da ‘Muhteşem’ diye bilinen Çar Petro’nun hayatına meraklı.
17- AİLE YAŞANTISI
Eşi Lyudmilla’yla önceki yıl boşandı. İki kızı var. 30 yaşındaki Maria’yla (lakabı Maşa), 29 yaşındaki Ekaterina (Katya diye çağrılıyor).
Eşi Lyudmilla’yla önceki yıl boşandı. İki kızı var. 30 yaşındaki Maria’yla (lakabı Maşa), 29 yaşındaki Ekaterina (Katya diye çağrılıyor).
(Yenal Bilgici / Hürriyet)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)