2 Mayıs 2016 Pazartesi

Bulut: Tuncay Özkan’ın karaciğerinde DDT izine rastlandı

CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan’ın, 6 yıl kaldığı Silivri Cezaevi’ndeki koşullar nedeniyle hasar gören karaciğerine Almanya’nın Frankfurt kentinde kök hücre tedavisi uygulandı. Cumartesi gecesi İzmir’e dönen Özkan, 3 ay boyunca evinden çıkamayacak, maskeyle dolaşacak ve kimseye dokunmayacak. Özkan, Ağustos ayında kök hücre tedavisinin ikinci uygulaması için yeniden Almanya’ya gidecek. Yakın arkadaşı gazeteci Adnan Bulut, yapılan biyopside Özkan’ın karaciğerinde DDT bulunduğunu öne sürdü.


Ergenekon Soruşturması ardından 6 yıl cezaevinde kalan CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan’ın karaciğerine Almanya’nın Frankfurt kentinde kök hücre tedavisi uygulandı. Bu yöntem Türkiye’de uygulanmadığı için Almanya’ye giden ve tedavi olmadığı takdirde doktorların 2 yıl ömür biçtiği Özkan, cumartesi gecesi İzmir’e döndü. Eşi Duygu Dikmenoğlu Özkan ve 1 yaşındaki oğlu Güneş ile birlikte yaşayan Özkan’ın enfeksiyon riskine karşı evin içinde maskeyle dolaştığı ve kimseyle temas etmediği öğrenildi.

Yakın arkadaşı gazeteci Adnan Bulut, yapılan biyopside Özkan’ın karaciğerinde DDT bulunduğunu öne sürerek şöyle konuştu:

"Silivri’deki cezaevi koşulları nedeniyle Tuncay Özkan’ın karaciğeri 3’te 1 oranında hasar gördü. Kök hücre tedavisine karar verildi, ancak Türkiye’de uygulanmadığı için Almanya’ya gitti. Orada yapılan tahlillerde ve karaciğerinden alınan biyopside radyasyon ve yediği yiyeceklerden kaynaklı DDT (böcek ilacı) izine rastlandı. Bunda bir kasıt var mı yok mu bilmiyoruz. Bu nedenle karaciğere kök hücre yüklemeleri yapıldı. Karaciğerin temiz hücresi alındı ve kök hücre tedavisi ile karaciğere nakledildi. Bir hafta boyunca bu uygulama gerçekleşti. Üç ay sonra kök hücre yeniden yapılacak. Doktorlar tedavi olmazsa iki yıl içinde öleceğini söylediler. Şu anda evinin bir odasında karantinada gibi yaşıyor. Dokunmak yasak. Hasta olmaması gerekiyor." DHA

İlçede dev yılan korkusu

Rize’nin Çamlıhemşin ilçesinde bir ay arayla öldürülen ikinci büyük yılan korkuya neden oldu.



Rize’nin Çamlıhemşin ilçesi Dikkaya köyünde 2.5 metre uzunluğunda bir yılan ölü olarak bulundu.

Ölü olarak bulunan dev yılanın bölgede neredeyse hiç karşılaşılmayan bir yılan türü olduğu belirtildi.

Bir ay önce ayrı köyde yine 2 metre uzunluğunda başka bir yılan daha görülerek öldürülmüştü.

Köyde bir çok kişinin benzer büyüklükte yılanlar gördüğüne dair söylentilerin de artması ilçede korkuya neden oldu.

Obama’dan çok konuşulacak veda!

Yemeğe eşi Michelle Obama ile katılan Barack Obama; medya, siyaset, sanat, eğlence ve iş dünyasından çok sayıda ünlü ismi de davet etti. 


ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, Demokrat Parti’nin başkan aday adaylarından Vermont Senatörü Bernie Sanders ve IMF Başkanı Christine Lagarde gibi isimler de katılımcıların arasında yer aldı.

DONALD TRUMP’I TİYE ALDI

Yemeğe katılmayan Donald Trump’a da uzun uzun takılan Obama, “Bu akşam burada olmamasından biraz incindim. Geçen sefer çok eğlenmiştik.

Bu şaşırtıcı biraz, oda gazetecilerle, ünlülerle, kameralarla dolu ve o gelmiyor. Bu yemek Donald için çok mu sıradan? Ne yapıyor olabilir bu akşam yemeğe katılmanın yerine? Evde mi, Angela Merkel’e hakaret etmek için tweet mi atıyor?” dedi.

Basın özgürlüğünü de es geçmeyen Başkan Obama, Beyaz Saray muhabirlerine teşekkür etti.

ŞAŞIRTAN SON

Başkan Obama, konuşmasını sonlandırağı esnada, “Söyleyebileceğim iki kelime daha var: Obama kaçar” dedi ve elindeki mikrofonu aniden yere bıraktı. Bu hareket salonda büyük etki yarattı ve uzun süre alkışlandı.

Çayı geç koydun tokadına 2 yıl hapis

Ağrı'da ‘çayı geç koydun’ diye eşini tokatlayan adama 2 yıl hapis cezası verildi.


Ağrı’da, Türkiye’nin kanayan yarası “kadına şiddet vakaları” için emsal teşkil edecek bir karara imza atıldı. Mahkeme “çayı geç koyduğu için” eşini tokatlayan şahsı 2 yıl hapis cezasına çarptırdı.
habertürk’ten Fevzi Çakır’ın haberine göre; Diyadin İlçesi’nde ikamet eden M.Ç. ile Z.Ç. çiftinin arası, evlenmelerinin üzerinden kısa bir süre geçmesinin ardından bozulmaya başladı. Koca M.Ç., çayı geç koyduğu iddiasıyla hiddetlenerek, eşinin üstüne yürüdü. Eşi Z.Ç.’ye “Seni öldüreceğim” diyerek tehditler savuran M.Ç., bununla da yetinmeyerek kadını tokatladı. Olay sonrası evi terk ederek ailesinin yanına yerleşen Z.Ç., kocasından şikâyetçi oldu.

“CEZALANDIRILSIN”

Olayı soruşturan Diyadin Cumhuriyet Başsavcılığı, dayakçı koca M.Ç. hakkında “kasten yaralama” ve “tehdit” suçundan dava açtı. M.Ç., Diyadin Asliye Ceza Mahkemesi’nde hâkim karşına çıktı. Suçlamaları reddeden M.Ç., “Şiddet uygulamadım” diyerek beraatını istedi. Bu arada Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın davaya müdahilliği de kabul edildi. Mağdur eş Z.Ç. ise eşinin “Çayı geç koydun” tartışması sonrası kendisini hakaretler eşliğinde darp ettiğini belirterek, “Şikâyetim devam ediyor, cezalandırılsın” dedi.

Hâkim Tolga Onur, eşine şiddet uygulayan kocayı “kasten basit yaralama” ve “tehdit” suçlarından üst sınırdan 2 yıl hapis cezasına çarptırdı. M.Ç. hakkında iyi hal indirimi uygulanmasına yer olmadığına karar veren Hâkim Onur, ayrıca hükmün açıklanmasının geri bırakılması talebini de kabul etmedi. Karar Yargıtay tarafından onanırsa dayakçı koca cezaevine girecek.

‘OLUMLU KANAAT OLUŞMADI’

Kararın gerekçesinde, “Kadına karşı şiddet uygulayan sanığın sosyal ilişkileri yönünden mahkememizce olumlu kanaat oluşmasının mümkün olmaması nedeniyle ve hükmonulan cezanın sanık ve toplum açısından olumlu sonuçları olacağı kanaatine varıldığından, hükmonulan cezada Türk Ceza Kanunu’nun 62. maddesi uyarınca takdiri indirim uygulanmasına yer olmadığına… Sanığın kişilik özellikleri yönünden yeniden suç işlemeyeceği yönünde mahkememizce olumlu kanaat oluşmadığından hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve hapis cezasının seçenek yaptırıma çevrilmesine yer olmadığına karar verilmiştir” denildi.

Yedi şehit daha!

Hainler 1 Mayıs'ta da ülkeyi kana buladı. Askerimizi polisimizi şehit etti. Son 24 saatte yedi güvenlik görevlimiz şehit düştü, 63 kişi de yapılan saldırılarda yaralandı.

IŞİD’li teröristler Gaziantep’te Emniyet Müdürlüğüne bombalı araçla saldırdı 2 kahraman polisimiz şehit düştü. Mardin Nusaybinde PKK’lı hainler ilçeyi hendek ve bombalı tuzaklardan temizlemeye çalışan askerlerimize roket attı… Yine ocaklara ateş düştü, yine yüreğimiz yandı 3 askerimiz şehit düştü. Diyarbakır Lice’de PKK’lı teröristler Jandarma Tabur Komutanlığı’na bombalı araçla saldırdılar 1 askerimiz şehit düştü. Şırnak’ta operasyonlarda da yine PKK’lılarla çıkan çatışmada 1 askerimiz şehit düştü. Tüm bu kahpe saldırılarda 59’u güvenlik görevlisi 63 kişi de yaralandı.

GAZİANTEP’TE IŞİD BOMBALI ARAÇLA EMNİYET BİNASINA SALDIRDI

Teröristler emniyet müdürlüğünü önce silahla taradı… Ardından bir terörist bombalı araçla binaya daldı… Ortalık savaş alanına döndü…

Dinci terör örgütü IŞİD; Diyarbakır, Şanlıurfa, Ankara, İstanbul ve Bursa’dan sonra dün de Gaziantep’i hedef aldı. Emniyet Müdürlüğü, vergi dairesi ve belediyenin bulunduğu kentin kalbinde saldırı gerçekleştirdi.

PATLAMA TÜM KENTTE DUYULDU

Önce taranan sonra bombalı araçla patlatılan kamu binaları harabeye döndü… Arkadaşları için kendini feda eden polis memuru Serdar Şakir (46) ve polis memuru Yusuf Erin (33) isimli kahraman polislerimiz şehit oldu. 15’i polis 19 kişi de yaralandı.

BÖLÜCÜ PKK NUSAYBİN’DE SALDIRDI

Türkiye dün ikinci terör şokunu Nusaybin’den gelen acı haberle yaşadı. Çağçağ Caddesi’ne tuzaklanan bombayı imha etmeye çalışan askerlere roketli saldırı düzenlendi. Şiddetli patlamada Uzman Çavuş Hakan Duyğal (35), Uzman Çavuş Serdar Yıldırım (25) ve Uzman Çavuş Sinan Oruç şehit düştü. 14 askerimiz de yaralandı… Yaralı askerler tedaviye alınırken bölücü hainler etkisiz hale getirildi.

DİYARBAKIR’DA TABUR KOMUTANLIĞINA BOMBALI SALDIRI

Diyarbakır Dicle’de PKK’lı teröristler Jandarma Tabur Komutanlığı’na bombalı araçla saldırı düzenlendi. Hain saldırıda 35 yaşındaki Jandarma Özel Harekat Uzman Çavuş Hacı Osman Ayyıldız şehit düştü. Lojmanlar ve komutanlıkta bulunan 30 kişi de yaralandı.

ŞIRNAK’TA BİR ŞEHİT

Şırnak kent merkezinde patlayıcılarla tuzaklanan çukurların ve barikatların bertaraf edilmesi için yapılan operasyonlarda çıkan çatışmada teröristlerin ateş açması sonucu bir asker ağır yaralandı. Şırnak Askeri Hastanesi’ne kaldırılan asker, burada yapılan tüm müdahalelere rağmen şehit oldu. Kentteki operasyonda etkisiz hale getirilen terörist sayısı 281 olarak açıklandı.

Meteoroloji saat vererek uyardı

Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nden alınan son bilgilere göre, akşam saatlerinden itibaren sağanak ve yer yer gök gürültülü sağanak geliyor. Yağışlı havanın yurdun büyük bölümünde cumartesi gününe kadar devam edeceği tahmin ediliyor.


Meteorolojinin hava tahmini verilerine göre yurdun büyük bölümünde yağışlı hava yine etkili olacak. Yağışların cumartesi gününe kadar devam edeceği tahmin ediliyor. Bugün ise akşam saatlerinde başlayacak yağışın gece şiddetini artıracağı ifade edildi. Özellikle Doğu Anadolu’nun doğusu, Edirne ve Çanakkale ile öğleden sonra Afyonkarahisar ve Isparta çevrelerinin, akşam ve gece saatlerinde ise Marmara'nın batısı ve Kuzey Ege kıyılarının aralıklı sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı geçeceği belirtiliyor.

Yağışların; gece saatlerinde Edirne ve Çanakkale çevreleri ile Balıkesir'in batı kıyı ilçelerinde ve İzmir'in kıyı kesimlerinde yerel olarak kuvvetli olması bekleniyor.

Hava sıcaklığının yurt genelinde artarak mevsim normallerinin üzerinde seyretmeye devam edeceği tahmin ediliyor. Rüzgar, batı kesimlerde kuzey ve kuzeydoğu, iç ve güney kesimlerde batı ve güneybatı yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette, Marmara ile Batı Karadeniz kıyılarında kuvvetlice (30-50 km/sa) esmesi bekleniyor.

Bazı illerde beklenen hava durumuyla günün en yüksek sıcaklıkları ise şöyle:

Ankara: Az bulutlu ve açık, zamanla parçalı bulutlu 25

İstanbul: Parçalı yer yer çok bulutlu, gece saatlerinden itibaren sağanak ve yer yer gök gürültülü sağanak yağışlı 18

İzmir: Parçalı zamanla çok bulutlu, akşam saatlerinden itibaren aralıklı sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı (Yağışların; gece saatlerinde kıyı ilçelerinde yerel olarak kuvvetli olması bekleniyor) 23

Bursa: Parçalı yer yer çok bulutlu 23

Adana: Parçalı bulutlu 30

Antalya: Parçalı bulutlu 25

Samsun: Az bulutlu ve açık, zamanla parçalı bulutlu 17

Trabzon: Parçalı bulutlu 18

Erzurum: Parçalı ve çok bulutlu, yerel olmak üzere sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı 17

Diyarbakır: Parçalı yer yer çok bulutlu 27

1 Mayıs 2016 Pazar

5 aylık bebek süt içerken boğuldu

Siirt'in Eruh ilçesinde gece bebeğine süt verdiği esnada uyuduğu öne sürülen kadının 5 aylık bebeği öldü.

İddiaya göre, Eruh İlçesine bağlı Kalender Köyünde ikamet eden B.Y, gece saat 00.30 sıralarında yeni doğan 5 aylık Arin isimli bebeğine süt verdiği sırada uyuyakaldı. B.Y, gece 03.00 sıralarında uyandığı esnada çocuğunun hayatını kaybettiğini farketti.
Bebeğin cesedi, yapılan otopsinin ardından köy mezarlığına defnedildi.

Otopsi raporunda, "Baş bölgesinde herhangi bir darp cebir, travma izine rastlanmadı. Siirt Devlet Hastanesinde yapılan klasik otopsi sonucunda, kesin ölüm nedeninin mide içeriği aspirasyonuna bağlı mekanik askfiksi sonucu meydana geldiği." ifadelerine yer verildi. Hürriyet

Salıncağın ipine dolanıp öldü

Karaman’da 8 yaşındaki Emine Uluer, evlerinin önündeki ağaca kurulan salıncakta sallandığı sırada boynunu ipe dolaması sonucu boğularak yaşamını yitirdi. Emine Uluer’in cenazesi bugün Akpınar Köyü’nde toprağa verildi.


Olay, dün saat 18.30 sıralarında merkeze bağlı Akpınar Köyü’nde meydana geldi. Emine Uluer, evlerinin önündeki ağaca kurulan salıncakta sallandığı sırada, salıncağın ipi boynuna dolandı. Kendi imkanlarıyla dolanan ipi çözmeyi başaran Emine, yere düştü.

Bu sırada durumu fark eden baba Ali Uzuner, yere düşen kızını otomobille hastaneye götürmek için yola çıktı. Minik Emine, yolda çağrılan ambulansla nakletildi. Ambulansla Karaman Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Emine, yapılan tüm müdahaleye rağmen yaşamını yitirdi. Boynunun ipe dolanması sonucu boğularak öldüğü saptanan Emine’nin cenazesi bugün Akpınar Köyü’nde gözyaşları içinde köy mezarlığına defnedildi. Emine Uluer’in yakınları cenaze sırasında sinir krizi geçirdi.

Ali Ağaoğlu kredi kartı limitini açıkladı

Ünlü iş adamı Ali Ağaoğlu, canlı yayında kredi kartı limitinin 50 bin TL olduğunu söyledi. Sunucunun isteğiyle cebindeki paraları saydırdı. Ağaoğlu'nun üzerinden 8 bin 400 lira çıktı.


CNN Türk'te Ekin Olcayto'nun sunduğu 'Bazı Şeyler' programına konuk olan iş adamı Ali Ağaoğlu, kredi kartı limitinin 50 bin TL olduğunu söyledi.

Tek kartı olduğunu ve bunun kendisine yettiğini söyleyen Ağaoğlu, "Hayatımda alış verişte hiç taksit yaptırmadım. Kartımın limitini söylesem inanmazsınız. 50 bin lira ve bir tane kredi kartım var." dedi.

CEBİNDEN 8400 LİRA ÇIKTI

Sunucu Olcayto'nun "cebinizde kaç para var" sorusu üzerine "Valla bilmiyorum" diyen Ağaoğlu, sunucunun "Valla bir şey istemiyeceğim" demesi üzerine "çıkarayım mı" diye sorduktan sonra cebindeki paraları çıkarttı.

Ağaoğlu sunucuya "Baya var, istersen say" dedi, sunucu canlı yayında paraları saydı.
Türkiye'nin en zengin iş adamlarından olan Ali Ağaoğlu'nun cebinden 8 bin 400 lira çıktı.


Çocuklarına vermediği parayı yankesiciye kaptırdı

Adana’da 86 yaşındaki İzzettin Arslan, ’Çocuklar alıp harcar’ korkusuyla cebinde taşıdığı bütün birikimi olan 12 bin 800 lirayı yankesiciye kaptırdı. Yankesicinin parasını aldığını son anda fark edip müdahale etmeye çalışırken düşüp kolundan yaralanan Arslan, "Çocuklarıma vermedim, yankesiciye nasip oldu. Kısmetten çıkmış" dedi.


Merkez Seyhan İlçesi’nin Dağlıoğlu Mahallesi’nde oturan İzzettin Arslan’ın çocukları paraya ihtiyaç duyduklarını söyleyerek babalarından yardım istedi. Arslan ise 12 bin 800 lirası olmasına rağmen hiç parasının kalmadığını söyledi. Parayı evinde saklayan Arslan, çocuklarının almasından korkarak 12 bin 800 TL’yi gömlek cebine koydu.

’DEDECİĞİM NASILSIN’ DEYİP SARILDI, PARAYI ALDI

Obalar Caddesi’nde yürüyen yaşlı adamın yanına hiç tanımadığı iki genç yaklaştı. Gençlerden biri, ’Dedeciğim nasılsın’ diyerek Arslan’ın boynuna sarıldı. Gencin yakınlık göstermesine sevinen Arslan da karşılık verdi. Dede- torun gibi bir süre samimi şekilde kucaklaşma devam etti. Tanımadığı genç, İzzettin Arslan’a fark ettirmeden gömlek cebindeki bütün parasını aldı. Gençler arkasını dönüp İzzettin Arslan’ın yanından uzaklaştı. Birkaç adım attıktan sonra gömlek cebindeki parasının yerinde olmadığını fark eden Arslan, gençleri yakalamak için hamle yaptı, ancak başarılı olamadı.
İzzettin Arslan, yankesicinin arkasından koşmak isterken düşüp kolundan yaralandı.

’KISMETTEN ÇIKMIŞ’

Çocuklarına vermediği bütün birikimini yankesicilere kaptıran Arslan, polisten yardım istedi. Yaşlı adam sağlık kontrolü için getirildiği Adli Tıp Birimi’nde başından geçenleri anlatırken, "Çocuklar istedi vermedim. Onlar alıp harcamasın diye de yanımda taşıyordum. Başkası cebimden alıp gitti, o para kısmetten çıkmış" diye konuştu. Polis, Arslan’ın parasını alıp kaçan yankesiciyi yakalamak için çalışmasını sürdürüyor.
Fatih KARAÇALI / ADANA, (DHA)

Kayınvalide ile yaşamak boşanma sebebi

Yargıtay kararıyla kayınvalide ile aynı evde yaşamak boşanma sebebi sayılabilecek. Karar mahkemeler için bağlayıcı örnek karar niteliği taşıyor.


Dava dosyasına göre Osmaniye’de yeni evlenen çift, damadın ailesiyle aynı evde yaşamaya başladı. Durumdan rahatsız olan gelin, eşine ayrı bir eve çıkma talebini iletti. Ancak kocasından olumsuz yanıt alan gelin “Kayınvalidemle aynı evde yaşamak istemiyorum” diyerek boşanma davası açtı.

MAHKEME BOŞAMADI

Yerel mahkeme davayı reddederek çiftin bu sebepten boşanamayacağına hükmetti. Davacı gelin kararı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nda (YHGK) temyiz etti. Kurul, boşanmak isteyen davacı gelini haklı buldu. Yargıtay, Türk Medeni Kanunu’na göre, kocanın ayrı bir konut açmamasını “kusurlu bir hareket” olarak değerlendirdi.

'KARISINI OTURMAYA ZORLADI'

YARGITAY Hukuk Genel Kurulu oy çokluğuyla aldığı kararda özetle şöyle dedi: “Kadının bağımsız konutta oturma isteğine rağmen kocanın bu isteği karşılamada yeterli çabayı sarf etmediği, eşini kendi ailesiyle birlikte oturmaya zorladığı anlaşıldığına göre, boşanmaya karar verilmesine işaret eden ve YHGK’ca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi yerinde değildir.” Hürriyet

30 Nisan 2016 Cumartesi

“17 milyon yoksulumuz var”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “17 milyon yoksulumuz var bunlar 4.5 milyon hanede oturuyorlar. Yoksulluğun ailede pek çok soruna yol açtığı ifade edildi” dedi.


CHP lideri Kılıçdaroğlu, kadın dernekleri ve sivil toplum örgütleri ile bir araya geldi. Basına kapalı olarak gerçekleşen toplantıdan sonra açıklamalar yapan Kılıçdaroğlu, kadın temsilciler ile ortak bir metin oluşturulduğunu belirtti. Kılıçdaroğlu, mutabık kalınan maddeleri şöyle sıraladı:

CHP lideri Kılıçdaroğlu, kadın dernekleri ve sivil toplum örgütleri ile bir araya geldi. Basına kapalı olarak gerçekleşen toplantıdan sonra açıklamalar yapan Kılıçdaroğlu, kadın temsilciler ile ortak bir metin oluşturulduğunu belirtti. Kılıçdaroğlu, mutabık kalınan maddeleri şöyle sıraladı:

“Kadın erkek eşitliğinin Anayasada yazmasına rağmen uygulamada yeterince alan bulmadığı, kadınların bir anlamda ikinci sınıf yurttaş olarak gözlemlendiği ifade edildi. Küresel cinsiyet eşitsizliği konusunda 142 ülke arasında Türkiye 125. sırada. Siyasette daha centilmence bir dilin kullanılmasının daha doğru olacağı yönünde ortak bir görüş ifade edildi.

17 milyon yoksulumuz var bunlar 4.5 milyon hanede oturuyorlar. Yoksulluğun ailede pek çok soruna yol açtığı ifade edildi. Yoksul semtlerde kreşlerin açılarak annelerin şu veya bu şekilde düşük bir maliyetle de olsa çocuklarını kreşe bırakmaları önemli bir yol olduğu ifade edildi.

Merdiven altı atölyelerde çalışan çok sayıda kadın var ve bunların büyük bir kısmı sigortasız oysa bunların sigortalı olması lazım, düzenli gelir elde etmeleri lazım yasal güvence altında çalışmaları gerekiyor.

Kadına yönelik şiddet konusunda özel bir çalışmanın yapılması gerektiği, toplumsal bir çalışmanın yapılması gerektiği vurgulandı. Kadına yönelik şiddetin ve mağduriyetin sadece Türkiye’de yaşayan kadınlar için değil mülteci olan kadınlar için de geçerli olduğu ifade edildi. Mülteci kadınların da yaşadığı sorunların da bir şekliyle ele alınıp çözülmesi gerektiği konusunda ortak bir görüş sağlandı.
Kadınlar siyasette daha fazla yer almalı, kadın-erkek eşitliğinden söz ediliyor, kadın haklarından söz ediliyor ama siyasete gelince kadınlar büyük ölçüde dışlanıyor. Siyasi partiler yasasında cinsiyet kotasının getirilmesini kadınların en büyük güvencelerinden birisi olabileceği ifade edildi.

Kadına ve çocuklara karşı cinsel istismar olayı veya genç gelinler olayı dile getirildi ve bu konuda hükümetlerin, devletlerin, siyasi partilerin daha sağlıklı ve tutarlı bir yol izlemeleri gerektiği ifade edildi.”

Sümeyye Erdoğan ile Selçuk Bayraktar'ın nikahının nerede kıyılacağı belli oldu

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kızı Sümeyye Erdoğan ile işadamı Selçuk Bayraktar, 20 Mart'ta İstanbul Tarabya Köşkü'nde nişanlanmıştı.


Posta Gazetesi'nde yer alan habere göre çiftin nikahının İstanbul Küçükçekmece'de bulunan 10 bin seyirci kapasiteli Yahya Kemal Beyatlı Gösteri Merkezi'nde 14 Mayıs'ta kıyılacağı iddia edildi.

Yaralı polis Rüzgar Çetin'den tazminat istedi

İstanbul Beşiktaş’ta lüks otomobiliyle çarptığı ekip otosunda bir polis memurunun şehit olmasına birinin de yaralanmasına neden olan ünlü yönetmen Sinan Çetin’in oğlu Rüzgar Çetin’e ikinci dava açıldı.

Habertürk Gazetesi'nden Hayati Arıgan'ın haberine göre, yaralı polis memuru Emre Tetik, 22.5 yıl hapis talebiyle tutuklu yargılanan Çetin’den 250 bin TL manevi tazminat istedi.

29 yaşındaki polis memuru Emre Tetik, İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılan davanın dilekçesinde kazanın ardından yaşadıklarını da anlattı.

Defalarca ameliyat olmasına rağmen sağlığına kavuşamadığını söyleyen Tetik, mesai arkadaşı İsmet Fatih Alagöz’ün acısı nedeniyle psikolojisinin de bozulduğunu belirtti.

Kaza tespit tutanağında Rüzgar Çetin’in tam ve asli kusurlu olduğunun belirtildiği dava dilekçesinde, ağır yaralı kurtulan Emre Tetik’in vücut fonksiyonlarını kaybettiği anlatıldı.

Bakıma muhtaç olduğu için Tokat’ta ailesinin yanında yaşamak zorunda kalan Tetik’in, alkollü bir şekilde direksiyona geçerek hız yaptığı için kazaya neden olan Rüzgar Çetin’e açtığı dava önümüzdeki günlerde görülecek.

29 Nisan 2016 Cuma

Erdoğan: Tarihimizi 1919'dan başlatan tarih anlayışını reddediyorum

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'nde Kut-ül Amare zaferin 100. yılı programında konuştu. Cumhurbaşkanı konuşmasında ,'Milletimizin, medeniyetimizin binlerce yıllık tarihini, neredeyse 1919 yılından başlatan bir tarih anlayışını reddediyorum" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şu şekilde;

"Milletimizin, medeniyetimizin binlerce yıllık tarihini, neredeyse 1919 yılından başlatan bir tarih anlayışını reddediyorum. Her kim ki zaferleriyle ve yenilgileriyle son 200 yılımızı, hatta son 600 yılımızı soyutlayıp eski Türk tarihinden Cumhuriyete atlıyorsa biliniz ki o kişi milletimizin de devletimizin de hasmıdır.

'1. DÜNYA SAVAŞI VE KURTULUŞ SAVAŞI MİLLETİMİZİN ŞAHLANIŞIDIR'

Batı medeniyetinde Türk, belli bir kavmin adı değil tüm Müslümanları ifade eden bir isimdir. Dünyada 200 milyonun üzerinde bir varlığa sahip Türkçe konuşan toplumlar denince de akla önce bizim milletimiz gelir. Millet olarak temsil ettiğimiz bu geniş algının gerisindeki büyük mücadeleyi ve fedakarlıkları çok iyi görmek, çok iyi değerlendirmek ve idrak etmek mecburiyetindeyiz. Ülkemizde maalesef, nesillere bu büyük fotoğrafı gösterecek bir tarih anlayışı mevcut değil.
Tüm cepheleriyle Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı milletimizin kıyamıdır. Yani ayağa kalkışı, şahlanışıdır. Tarih kitaplarında bizim milletimiz için ne denir? Asker millet veya ordu millet ifadesi kullanılır. Çünkü biz gerektiğinde tüm fertleriyle inancı, vatanı, bayrağı, devleti uğruna savaşabilen, bunu göze alabilen bir milletiz. Yani bizim ordumuz sadece muvazzaf değildir. Ayrıca bizim bir de mobil ordumuz vardır. O da milletin ta kendisidir.

'RESMİ TARİHİMİZİ İNGİLİZLERİN İSTEDİĞİ GİBİ DÜZENLEDİK'

Maalesef biz resmi tarihimizi yıllarca tam da İngilizlerin istediği gibi düzenledik. Birinci Dünya Savaşı'nın her cephesinde, başta İngilizler olmak üzere düşmanlarımızın öfkeyle, dostlarımızın ümitle ama tüm dünyanın şaşkınlıkla takip ettiği bir mücadele ortaya koyduk. Ateşkes anlaşması imzalandığında Osmanlı ordusu tüm cephelerde savaşmaya devam ediyordu. Yani ortada çökmüş, bitmiş, teslim olmuş bir ordu, bir devlet yoktu. Bizim bu dönemde başımızı yakan, klasik sorunumuz olan cephede kazanıp masada kaybetme işidir, yani diplomasi eksikliğidir.

Böyle bir milletin tarihindeki zenginlikleri anlatmaya değil kitaplar, kütüphaneler bile yetmez. Bunu böyle görüyoruz. Ama biz ne yapmışız? Kendi tarihimizin üzerine kara bir örtü örtmeye çalışmışız. Kendi tarihimizi gömmeye çalışmışız. Kendimize ait olan pek çok başarıyı sanki bizimle ilgisi yokmuş gibi kısaca anlatıp geçenler veya hiç değinmeyenler, hem ecdadımıza saygısızlık hem de gelecek nesillere çok büyük kötülük yapmışlardır. Hürriyet