TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın, laiklik ilkesinin anayasadan çıkarılması önerisi İzmir'de 'Laikliğe sahip çık' eylemi ile protesto edilecek.
TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın laiklik eleştirisine İzmir’den büyük tepki geldi. İzmirliler sosyal medya hesaplarındaki profil görünümlerini Atatürk fotoğrafları ve laiklik mesajları ile donattı. İzmir halkı bu akşam ise görkemli bir eyleme hazırlanıyor. Vatandaşlar saat 21:00’de Üçkuyular’dan Mavişehir’e kadar tüm İzmir Körfezi boyunca el ele tutuşacak. Kilometrelerce oluşacak insan zinciri eyleminin beşinci dakikasında İzmir Halkı meşaleler yakarak görsel bir şölen oluşturacak.
‘İZMİR'İN RUHUNA YAKIŞAN EYLEM’
Laikliğe saldırıyı protesto ve eylem çağrısını geçtiğimiz hafta Cumhuriyet Halk Partisi İzmir İl Başkanı Alaattin Yüksel yapmıştı. Eyleme İzmir’deki sivil toplum kuruluşlarının tamamına yakını da destek verdi. Yapılacak eylemin CHP'nin değil, İzmir'in eylemi ve laikliği sahiplenmesi anlamına geldiğini söyleyen Yüksel, “5 Mayıs Perşembe akşamı tüm İzmir Halkı’nı, laikliğe ve cumhuriyete sahip çıkmak, bu değerlerimize saldıranlara en iyi cevabı vermek için, evlerine en yakın sahil bandına çıkarak insan zincirine katılmaya çağırıyorum ”
LAİKLİĞE SALDIRIYA BÜYÜK CEVAP
Eylemin İzmir'in ruhuna ve duruşuna çok yakışacağını belirten Yüksel, ‘Bugün oturdukları tüm koltukları Atatürk'e ve onun kurduğu cumhuriyete borçlu olanlar, içlerindeki cumhuriyet ve laiklik düşmanlığını sık sık dışarı vurup, cumhuriyetimizin harcı olan laikliğimizi yok etme planlarını utanmadan, sıkılmadan açıkça dile getirebiliyorlar. Bu gaflete düşenler anlaşılan o ki, bu milletin içindeki Atatürk sevdasını, cumhuriyete olan bağlılığını ve laik düzene olan inancını hiçe saymaktadırlar. İşte biz İzmirliler olarak, bu hiçe sayışa, laikliğe saldıranlara en büyük cevabı İzmir'den vermek için yola çıktık. İlk eylemimiz 30 Nisan'da başlattığımız ve 8 Mayıs'a kadar sürecek olan her gün saat 21.00’deki 1 dakikalık ışık açma-kapama eylemi oldu. Ardından sosyal medya hesaplarımızın profil sayfalarını ve kişisel fotoğraflarımızı Atatürk resimleri ve laiklik hakkındaki avatarlarla süsledik. Bu eylem ve protestolarımıza halen destek veren İzmirli hemşehrilerimize gönülden teşekkür ediyorum’ diye konuştu.
STK’LARDAN BÜYÜK KATILIM
Yüksel “Türkiye'de ne zaman laikliğe, cumhuriyete, demokrasiye bir saldırı olsa tüm gözler CHP'nin vereceği tepkiye odaklanıyor. Bizler de tarihten gelen ve milletin bize yüklediği bu misyonun gereğini yaparak elbette ki vatandaşlarımızın beklentisini karşılayacak girişimlerde bulunuyoruz. Laiklik için insan zinciri de, bize bu misyonu yükleyen İzmirlilerle birlikte gerçekleştireceğimiz eylemdir. Bu akşam saat 21.00'de sahile inerek laikliğe sahip çıkmak için bu eylemi sahiplenen birçok kurum var. DİSK, KESK, KAMU-İŞ TÜRK-İŞ, Tabip Odası, Eczacılar Odası, TEMAD, Atatürkçü Düşünce Dernekleri, spor kulüplerimizin taraftarları, iş dünyasının dernekleri ve hemşehri dernekleri gibi, daha burada sayamadığım birçok kurum ve kuruluş, tabii ki evlerinden çıkarak kendilerine en yakın vapur iskelesine, sahil kenarına gidecek 7'den 77'ye tüm İzmirlilerle birlikte, laikliğe sahip çıkmak için Güzelbahçe'den, Mavişehir'e kadar olan sahil bandında el ele verecek ve ‘Türkiye laiktir laik kalacak’ sloganını birlikte atacağız’ ifadelerini kullandı.
SADECE TÜRK BAYRAKLARI TAŞINACAK
Laikliği savunan, cumhuriyete ve Atatürkçülüğe sahip çıkmak isteyen tüm vatandaşlarımızı İzmir'in sahillerine çıkmaya, el ele vermeye davet eden Yüksel, ‘Eyleme CHP dahil hiçbir kurum kendi kurumunu temsil eden flama ve bayrakla katılmayacak, eylemdeki tek bayrak ay yıldızlı bayrağımız olacak. Bu eylemde, ortak paydamız olan yüreğimizdeki Atatürk ve cumhuriyet sevdamızla birlikte zincirde bulaşacağız” dedi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu da eyleme katılacağını açıkladı ve İzmirliler’e çağrıda bulundu. (Gökmen Ulu / Sözcü)
5 Mayıs 2016 Perşembe
14 yaşında kalp krizinde öldü!
Tekirdağ'ın Çorlu İlçesi'nde 8'inci sınıf öğrencisi 14 yaşındaki Doğa Günan, derste geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi.
Alipaşa Mahallesi’nde bulanan Atakent Ortaokulu’nda öğrenim gören Doğa Günan, bugün saat 15.30 sıralarında derste aniden fenalaştı. Okul idaresi özel araçla küçük kızı Çorlu Devlet Hastanesi’ne götürdü. Tedaviye alınan Günan, doktorların yaptığı tüm müdahalelerine karşın kurtarılamadı.
İlk belirlemelere göre kalp krizi geçirdiği belirtilen Doğa Günan’ın ölüm haberi ailesi ve sınıf arkadaşlarını yasa boğdu. Çorlu Devlet Hastanesi’ndeki işlemleri tamamlanan Günan’ın cenazesi, ailesi tarafından toprağa verilmek üzere memleketi Samsun’a götürüldü. DHA
Reza Zarrab’ın kefalet başvurusu gecikti
ABD'nin Miami kentinde ülkeye giriş yapmak isterken gözaltına alınıp tutuklanan Reza Zarrab'ın kefalet başvurusu gecikti.
İran’a karşı uygulanan ABD ambargosunu delme, banka sahteciliği yapma ve kara para aklama suçlamaları ile, ABD’nin Miami kenti havalimanından ülkeye giriş yapmak isterken gözaltına alındıktan sonra, çıkarıldığı mahkemede tutuklanan Reza Zarrab’ın kefalet başvurusu gecikti.
Halen New York’un Manhattan semtinde Metropolitan Hapishanesi’nde tutuklu bulunan Zarrab’ın avukatı Benjamin Brafman, 27 Nisan’da yapılan ilk duruşmada, müvekkilinin kefaletle serbest bırakılması için 10 gün içerisinde mahkemeye başvuru yapacaklarını söylemişti. Bugüne kadar herhangi bir kefalet başvurusunun yapılmadığı öğrenilirken, Avukat Benjamin Brafman, DHA’ya yaptığı açıklamada sözkonusu başvurunun ‘önümüzdeki hafta veya ondan sonraki hafta’ olabileceğini söyledi.
Reza Zarrab, ilk duruşmada kendisine yöneltilen suçlamaları avukatı Brafman aracılığıyla kabul etmemiş ve suçsuz olduğunu bildirmişti. Zarrab, 16 Haziran’da yine yargıç karşısına çıkacak.
İran’a karşı uygulanan ABD ambargosunu delme, banka sahteciliği yapma ve kara para aklama suçlamaları ile, ABD’nin Miami kenti havalimanından ülkeye giriş yapmak isterken gözaltına alındıktan sonra, çıkarıldığı mahkemede tutuklanan Reza Zarrab’ın kefalet başvurusu gecikti.
Halen New York’un Manhattan semtinde Metropolitan Hapishanesi’nde tutuklu bulunan Zarrab’ın avukatı Benjamin Brafman, 27 Nisan’da yapılan ilk duruşmada, müvekkilinin kefaletle serbest bırakılması için 10 gün içerisinde mahkemeye başvuru yapacaklarını söylemişti. Bugüne kadar herhangi bir kefalet başvurusunun yapılmadığı öğrenilirken, Avukat Benjamin Brafman, DHA’ya yaptığı açıklamada sözkonusu başvurunun ‘önümüzdeki hafta veya ondan sonraki hafta’ olabileceğini söyledi.
Reza Zarrab, ilk duruşmada kendisine yöneltilen suçlamaları avukatı Brafman aracılığıyla kabul etmemiş ve suçsuz olduğunu bildirmişti. Zarrab, 16 Haziran’da yine yargıç karşısına çıkacak.
BBP lideri İsrail’de gözaltına alındı
Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici İsrail'in başkenti Tel Aviv'de gözaltına alındı. Destici'nin sorgusunun ardından serbest bırakıldığı öğrenildi.
Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici ve beraberindeki heyetin İsrail’de gözaltına alındığı bildirildi. Miraç Kandili ve bir dizi ziyaret için Kudüs’te bulunan BBP Lideri Mustafa Destici ve beraberindeki partililerin sorgusunun ardından serbest bırakıldığı öğrenildi.
Parti kaynaklarından alınan bilgiye göre, BBP lideri Destici ve eşiyle birlikte Genel Başkan Yardımcısı İlker Kayalıoğlu ve Genel Sekreter Üzeyir Tunç, Tel Aviv’deki havaalanında TSİ 07.30’da gözaltına alındı. Dönüş yolunda uçağa binerken gözaltına alınan heyetin gözaltı gerekçesi belirtilmezken genel başkan yardımcısının 1,5 saat sorgulandığı bildirildi. Parti yetkililerinden edinilen bilgiye göre, heyetteki isimlerin İsrail polisi tarafından ifadelerinin alındığı öğrenildi. İfadelerin alınmasının ardından serbest bırakılan BBP heyeti Türkiye2ye dönmek üzere yola çıktı.
BBP TWİTTER’DAN AÇIKLAMA YAPTI
BBP Medya’nın twitter hesabından konuya ilişkin bir açıklama yapıldı. Açıklamada,
“İsrail polisi havaalanında Genel Başkan Yardımcınız İlker KAYALIOĞLU ve partililerimizi bir buçuk saat sorguya aldı”
“Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici: Arkadaşlarım gelmeden pasaport kontrolüne gitmem uçağa binmem dedi”
denildi.
KUDÜS’TEN TWEET ATMIŞTI
BBP lideri Destici dün gece, “Mescid-i Aksa’da bir cenaze bir de nikah merasimine katıldık. Yafa’da Osmanlı topları ve ecdad eseri Mahmudiye Camisi” diye tweet atmıştı.
Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici ve beraberindeki heyetin İsrail’de gözaltına alındığı bildirildi. Miraç Kandili ve bir dizi ziyaret için Kudüs’te bulunan BBP Lideri Mustafa Destici ve beraberindeki partililerin sorgusunun ardından serbest bırakıldığı öğrenildi.
Parti kaynaklarından alınan bilgiye göre, BBP lideri Destici ve eşiyle birlikte Genel Başkan Yardımcısı İlker Kayalıoğlu ve Genel Sekreter Üzeyir Tunç, Tel Aviv’deki havaalanında TSİ 07.30’da gözaltına alındı. Dönüş yolunda uçağa binerken gözaltına alınan heyetin gözaltı gerekçesi belirtilmezken genel başkan yardımcısının 1,5 saat sorgulandığı bildirildi. Parti yetkililerinden edinilen bilgiye göre, heyetteki isimlerin İsrail polisi tarafından ifadelerinin alındığı öğrenildi. İfadelerin alınmasının ardından serbest bırakılan BBP heyeti Türkiye2ye dönmek üzere yola çıktı.
BBP TWİTTER’DAN AÇIKLAMA YAPTI
BBP Medya’nın twitter hesabından konuya ilişkin bir açıklama yapıldı. Açıklamada,
“İsrail polisi havaalanında Genel Başkan Yardımcınız İlker KAYALIOĞLU ve partililerimizi bir buçuk saat sorguya aldı”
“Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici: Arkadaşlarım gelmeden pasaport kontrolüne gitmem uçağa binmem dedi”
denildi.
KUDÜS’TEN TWEET ATMIŞTI
BBP lideri Destici dün gece, “Mescid-i Aksa’da bir cenaze bir de nikah merasimine katıldık. Yafa’da Osmanlı topları ve ecdad eseri Mahmudiye Camisi” diye tweet atmıştı.
Kılıçdaroğlu’ndan ilk yorum
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AKP'de olağanüstü kongre kararı alınacağının ortaya çıkması üzerine “Süreci izliyoruz” ifadesini kullandı.
Kemal Kılıçdaroğlu, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu'nun “Halktan Biri” oyununu Yenimahalle'deki Nazım Hikmet Kültür Merkezi'nde izledi. Kılıçdaroğlu, oyunun ardından AKP'de olağanüstü kongre kararı alınacağının ortaya çıktığına yönelik sorular üzerine “Süreci izliyoruz” cevabını verdi.
Kemal Kılıçdaroğlu, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu'nun “Halktan Biri” oyununu Yenimahalle'deki Nazım Hikmet Kültür Merkezi'nde izledi. Kılıçdaroğlu, oyunun ardından AKP'de olağanüstü kongre kararı alınacağının ortaya çıktığına yönelik sorular üzerine “Süreci izliyoruz” cevabını verdi.
İsmail Kahraman: “Cumhuriyet’i kuranlar pozitivistti”
Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün koltuğunda oturan Meclis Başkanı İsmail Kahraman'ın 2014'te yaptığı bir konuşmada "Cumhuriyeti kuran kadronun dinsiz" imasında bulunması, Atatürk'ten söz ederken sık sık 'adam adam' demesi ortaya çıkan bir video ile gündeme bomba gibi düştü.
Skandal ‘laiklik’ sözlerinin ardından Kahraman’ın bu konuşması tansiyonu daha da yükselteceğe benziyor… “Laiklik yeni anayasada olmamalıdır. Dindar anayasa olmalıdır” diyen Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İsmail Kahraman’ın 2014 yılında Eskişehir’de yaptığı bir konuşmasında Cumhuriyet’i kuran kadronun “dinsiz” olduğunu ima ettiği sözleri görülüyor.
İsmail Kahraman’ın “Cumhuriyeti kuran kadro pozitivisttir. Pozitivist nedir? Gördüğüne inanan. Pozitivizm Türkiye’ye geldi, ikinci Mahmut getirdi ve Cumhuriyeti kuranların ideolojisi oldu” şeklinde ifadeler kullandığı ortaya çıktı.
İŞTE ATATÜRK HAKKINDA SKANDAL İFADELER
Kaydedilen görüntülerde Hasan Polatkan Caddesi’nin adının “Atatürk Bulvarı” diye değiştirildiğini söyleyen Kahraman, devamında “Haa bugün matem günü ya. Atatürk öldü. Dünyanın hiçbir yerinde bir büyük adam öldü diye ağlanmaz. Bizim gibi gerici bir başka devlet yok. Her canlı ölümü tadacak. Vadesi geldi öldü. ‘o ölmez…’ e öldü. 76 senedir ölmüş adamı bırakmıyorlar.
Cumhuriyet’i kuran kadro pozitivistti. Pozitivist nedir? Gördüğüne ve tuttuğuna inanır. Peki ayeti tutuyor muyum? Hayır… Vahiy gördüm mü? Hayır… Ayeti reddederler. Şimdiki tabiri ile olguculuk. Pozitivizm Cumhuriyet’i kuranların ideolojisi oldu, dinden uzaklaştılar”
“Laiklik yeni anayasada olmamalıdır”
TBMM Başkanı İsmail Kahraman, İslam Ülkeleri Akademisyen ve Yazarlar Birliği AY-BİR'in düzenlediği konferansta, “Laiklik bir kere yeni anayasada olmamalıdır. Dünyada üç anayasada laiklik var. Fransa, İrlanda, bir de Türkiye'de var. Tarifi de yok. İsteyen, istediği gibi bunu yorumluyor. Böyle bir şey olmamalıdır. Dindar anayasa meselesinden anayasamızın kaçınmaması lazım. Dini olarak bahsetmesi lazım” demişti.
Kaynak:sözcü.com.tr
Skandal ‘laiklik’ sözlerinin ardından Kahraman’ın bu konuşması tansiyonu daha da yükselteceğe benziyor… “Laiklik yeni anayasada olmamalıdır. Dindar anayasa olmalıdır” diyen Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İsmail Kahraman’ın 2014 yılında Eskişehir’de yaptığı bir konuşmasında Cumhuriyet’i kuran kadronun “dinsiz” olduğunu ima ettiği sözleri görülüyor.
İsmail Kahraman’ın “Cumhuriyeti kuran kadro pozitivisttir. Pozitivist nedir? Gördüğüne inanan. Pozitivizm Türkiye’ye geldi, ikinci Mahmut getirdi ve Cumhuriyeti kuranların ideolojisi oldu” şeklinde ifadeler kullandığı ortaya çıktı.
İŞTE ATATÜRK HAKKINDA SKANDAL İFADELER
Kaydedilen görüntülerde Hasan Polatkan Caddesi’nin adının “Atatürk Bulvarı” diye değiştirildiğini söyleyen Kahraman, devamında “Haa bugün matem günü ya. Atatürk öldü. Dünyanın hiçbir yerinde bir büyük adam öldü diye ağlanmaz. Bizim gibi gerici bir başka devlet yok. Her canlı ölümü tadacak. Vadesi geldi öldü. ‘o ölmez…’ e öldü. 76 senedir ölmüş adamı bırakmıyorlar.
Cumhuriyet’i kuran kadro pozitivistti. Pozitivist nedir? Gördüğüne ve tuttuğuna inanır. Peki ayeti tutuyor muyum? Hayır… Vahiy gördüm mü? Hayır… Ayeti reddederler. Şimdiki tabiri ile olguculuk. Pozitivizm Cumhuriyet’i kuranların ideolojisi oldu, dinden uzaklaştılar”
“Laiklik yeni anayasada olmamalıdır”
TBMM Başkanı İsmail Kahraman, İslam Ülkeleri Akademisyen ve Yazarlar Birliği AY-BİR'in düzenlediği konferansta, “Laiklik bir kere yeni anayasada olmamalıdır. Dünyada üç anayasada laiklik var. Fransa, İrlanda, bir de Türkiye'de var. Tarifi de yok. İsteyen, istediği gibi bunu yorumluyor. Böyle bir şey olmamalıdır. Dindar anayasa meselesinden anayasamızın kaçınmaması lazım. Dini olarak bahsetmesi lazım” demişti.
Kaynak:sözcü.com.tr
Erdoğan-Davutoğlu krizi dış basında
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun 1 saat 40 dakika süren görüşmesinin ardından AKP'de olağanüstü kongre kararı alınması, Amerikan medyasında da geniş yankı uyandırdı.
The New York Times gazetesi, “Başbakan Davutoğlu, Erdoğan’la kan davasında kenara çekiliyor. Davutoğlu’nun kararı, Erdoğan ile iktidar mücadelesinin ardından geldi” başlığını kullandığı haberde, “Erdoğan, kendi gücünü artırmak için Başbakan Davutoğlu’nun AK Parti lideri olarak yetkilerini azaltma girişiminde bulundu” görüşüne yer verildi.
Washington Post gazetesi, Türkiye’de yaşanan krizi “Türk Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasındaki gerginlik şu yüzüne çıktı” başlığı ile duyurdu. Erdoğan ve Davutoğlu arasında süregeldiği söylenen gerginliğin iki tarafça da şimdiye kadar inkar edildiğini belirten gazete, “Siyasi gözlemcilere göre, ülkenin güçlü lideri Erdoğan, Başbakan Davutoğlu’nun yerine ‘arka koltukta’ oturmaya razı olacak başka birini getirmek istiyor” değerlendirmesi yapıldı.
ABD’de de yayınlanan The Financial Times gazetesi de, “Sonuçsuz kalan kriz görüşmesi Türk Başbakan’ı istifaya götürecek” başlıklı haberinde, “Türkiye’nin Başbakanı Ahmet Davutoğlu, Erdoğan’la yaptığı sonuçsuz görüşmelerin ardından pes edebilir” ifadelerini kullanarak, Davutoğlu’nun yakında istifa edebileceği sinyalini verdi.
The New York Times gazetesi, “Başbakan Davutoğlu, Erdoğan’la kan davasında kenara çekiliyor. Davutoğlu’nun kararı, Erdoğan ile iktidar mücadelesinin ardından geldi” başlığını kullandığı haberde, “Erdoğan, kendi gücünü artırmak için Başbakan Davutoğlu’nun AK Parti lideri olarak yetkilerini azaltma girişiminde bulundu” görüşüne yer verildi.
Washington Post gazetesi, Türkiye’de yaşanan krizi “Türk Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasındaki gerginlik şu yüzüne çıktı” başlığı ile duyurdu. Erdoğan ve Davutoğlu arasında süregeldiği söylenen gerginliğin iki tarafça da şimdiye kadar inkar edildiğini belirten gazete, “Siyasi gözlemcilere göre, ülkenin güçlü lideri Erdoğan, Başbakan Davutoğlu’nun yerine ‘arka koltukta’ oturmaya razı olacak başka birini getirmek istiyor” değerlendirmesi yapıldı.
ABD’de de yayınlanan The Financial Times gazetesi de, “Sonuçsuz kalan kriz görüşmesi Türk Başbakan’ı istifaya götürecek” başlıklı haberinde, “Türkiye’nin Başbakanı Ahmet Davutoğlu, Erdoğan’la yaptığı sonuçsuz görüşmelerin ardından pes edebilir” ifadelerini kullanarak, Davutoğlu’nun yakında istifa edebileceği sinyalini verdi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu istifa etti mi?
Başbakan Ahmet Davutoğlu ile Tayyip Erdoğan arasındaki kritik toplantı sonuçlandı. Peki Ahmet Davutoğlu istifa etti mi? Roplantından ne sonuç çıktı? İşte Başbakan Ahmet Davutoğlu ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki toplantıyla ilgili son durum...
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun yetkilerinin devri, pelikan dosyası derken gözler Ankara’ya, Recep Tayyip ERdoğan ile Davutoğlu arasındaki kritik görüşmeye çevrildi. Başbakan Davutoğlu’nun istifa edeceği hatta yerine gelecek kişinin şimdiden belirlendiği ve o simin Bekir Bozdağ olduğu konuşuluyor. Eroğdan ve Davutoğlu arasındaki toplantı’nın 18.00’da başlaması bekleniyordu. Peki Ahmet Davuoğlu istifa etti mi, toplantının sonucu ne oldu?
Cumhurbaşkanlığı görüşmenin rutin bir toplantı olduğu ve herhangi bir açıklama yapılmayacağı bilgisini verdi. Ayrıca yapılan açıklamada herhangi bir krizin var olmadığı, yani Davutoğlu'nun istifa etmesinin söz konusu olmadığı ve görüşmenin ‘olağan görüşme' olduğu belirtildi ancak Başbakanlık kaynaklarından alınan bilgiye göre AKP Kongreye gidecek.
DAVUTOĞLU YARIN AÇIKLAMA YAPACAK!
Başbakanlık kaynaklarından edinilen bilgiye göre, Başbakan Davutoğlu yarın saat 11'de AKP Genel Merkezi'nde gerçekleşecek MYK toplantısı sonrası bir basın toplantısı düzenleyecek. Bu toplantıda Davutoğlu son günler hakkında çıkan haberlere cevap vermiş olacak. Ayrıca yer alan başka bir bilgi ise, AKP'nin Mayıs'ta kongreye gideceği yönünde…
SÜREÇ NASIL BAŞLADI?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Katar'da iken MKYK üyesi isimleri çağırarak “Teşkilatları atama yetkisini yeniden kurula alın” talimatı verdi. Hatta MKYK toplantısı öncesinde tek tek isimlerin davet edilerek öneriye imza atmasının sağlanmasını istedi. Bu durumu da “Kim bizimle kim değil, görmüş oluruz” diyerek anlattı. Perşembe gecesi Adalet Bakanı Bozdağ'ın makamına MKYK üyeleri davet edilerek imzalar istendi. Sadece iki üye Selçuk Öztürk ve Mehmet Babaoğlu imza atmadı. Cemil Çiçek ise ‘Yeterli imza toplanmış, ben versem ne olur vermesem ne olur' diye imza koymadı. Genel Başkan Yardımcısı Ayhan Sefer Üstün ise birinci çağrıda ‘düşüneyim' deyip ikinci davette imza verdi.
Türkiye'ye döndüğünde MKYK operasyonundan haberi olan Ahmet Davutoğlu, Cuma sabahı 09.30'daki toplantıya gitmedi. Bir danışmanı ‘Toplantıya katılmayın, erteleyin, Cumhurbaşkanı ile görüşün çözüm bulun' diye önerdi. Bunun üzerine İstanbul'daki Erdoğan'la temasa geçildi. Bir süre dönüş olmadı. MKYK önce 11'e ertelendi, Cumhurbaşkanıyla gecikmeli görüşme yapılınca öğleden sonraya bırakıldı. Erdoğan, telefonda Davutoğlu'na “MKYK yetkisini tekrar alıyor, toplantıyı yapın, akşam zaten buraya geleceksin, o zaman konuşuruz” diyerek MKYK'yı toplamasını istedi. Çaresiz kalan Davutoğlu, 47 imzayı görünce ‘Benim kurula güvenim tam, ilk imzayı ben atıyorum' diyerek yetki devrini kabullenmek zorunda kaldı.
GERİ ÇEKİLMEYELİM!
MKYK'dan erken ayrılan Davutoğlu, hafta sonunu ‘ekibiyle' değerlendirme yaparak geçirdi. Pazar günü ise ‘Geri çekilmeyelim, mevzi kaybettikçe topal ördek pozisyonuna düşüyoruz' görüşü dile getirildi. Pazartesi günü Saray'da genişletilmiş Bakanlar Kurulu vardı. Erdoğan, bu toplantıya alışılmadık şekilde katılanlar oldu. Aralarında Yiğit Bulut, Şükrü Karatepe, Ayşe Gürcan'ın da olduğu 5 danışman kurula katıldı. Erdoğan, 5 ayrı konuda kendisine danışmanlık yapan isimleri toplantıya dahil ederek Davutoğlu'na mesaj verdi.
Akşam ise Salı günü grupta yapacağı konuşmaya çalıştı. Şimdiye kadar yaptığı en kısa grup konuşmasını (28 dakika) yaptı. “Bu hareket, tüzüklerle, kurullarla varlık kazanmış bir partiden çok daha fazlasıdır” diyerek yetki devrine gönderme yaptı. “Nefsimi ayaklar altına alırım, bir faninin terk etmeyeceği düşünülen her makamı elimin tersiyle iterim” diyerek istifa edebileceği sinyali verdi. Saat 18.00'de toplayacağı MYK'yı 15.00'e aldı. Bir saat süren toplantıda da ‘gerilim-kavganın' işaretlerini verdi. Genel Merkeze gitmesine rağmen makamına bile uğramadan partiden ayrıldı.
İŞTE O BELGE
SÖZCÜ, 29 Nisan 2016 tarihinde alınan MKYK kararına ulaştı. AKP'de yeni bir dönemi başlatan ‘yetki devri' başlıklı 233 nolu karar aynen şöyle:
“Merkez Karar ve Yönetim Kurulu'nun 10.11.2015 tarih ve 227 nolu kararıyla ‘münfesih hale gelen veya Merkez Karar ve Yönetim Kurulu ile işten el çektirilen teşkilatların yerine geçici yönetim kurulu oluşturma ve kongrelerini yaptırma' ve ‘sadece kademe başkanının işten el çektirilmesi veya herhangi bir nedenle başkanlığın boşalması hallerinde, Merkez Karar ve Yönetim Kurulu tarafından başkan ataması yapılır' yetkisinin tüzüğümüzün 152. Maddesi uyarınca, teşkilat Başkanlığına devredilmesine ilişkin kararın kaldırılmasına ve tüzüğümüzün 57. Maddesinde anılan yetkinin Merkez Karar ve Yönetim Kurulu uhdesine alınmasına KARAR verildi.”
‘BEKİR BOZDAĞ' SESLERİ
Davutoğlu'nun istifa edip etmeyeceği belli olmadan ‘veliaht' senaryoları hızlandı. Daha önceleri Binali Yıldırım ve Berat Albayrak isimleri konuşuluyordu. Ancak son krizden sonra sadece Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın ismi geçiyor. AKP'de 316 milletvekili içinde Davutoğlu'na kaç kişinin destek verdiği merak ediliyor. Saray'a yakın bir kaynağa göre Davutoğlu ile 50 civarında milletvekili ‘her şart altında beraber yürüme' kararlılığında. Bu milletvekili grubu da Erdoğan-Davutoğlu görüşmesini bekliyor. (Sözcü)
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun yetkilerinin devri, pelikan dosyası derken gözler Ankara’ya, Recep Tayyip ERdoğan ile Davutoğlu arasındaki kritik görüşmeye çevrildi. Başbakan Davutoğlu’nun istifa edeceği hatta yerine gelecek kişinin şimdiden belirlendiği ve o simin Bekir Bozdağ olduğu konuşuluyor. Eroğdan ve Davutoğlu arasındaki toplantı’nın 18.00’da başlaması bekleniyordu. Peki Ahmet Davuoğlu istifa etti mi, toplantının sonucu ne oldu?
Cumhurbaşkanlığı görüşmenin rutin bir toplantı olduğu ve herhangi bir açıklama yapılmayacağı bilgisini verdi. Ayrıca yapılan açıklamada herhangi bir krizin var olmadığı, yani Davutoğlu'nun istifa etmesinin söz konusu olmadığı ve görüşmenin ‘olağan görüşme' olduğu belirtildi ancak Başbakanlık kaynaklarından alınan bilgiye göre AKP Kongreye gidecek.
DAVUTOĞLU YARIN AÇIKLAMA YAPACAK!
Başbakanlık kaynaklarından edinilen bilgiye göre, Başbakan Davutoğlu yarın saat 11'de AKP Genel Merkezi'nde gerçekleşecek MYK toplantısı sonrası bir basın toplantısı düzenleyecek. Bu toplantıda Davutoğlu son günler hakkında çıkan haberlere cevap vermiş olacak. Ayrıca yer alan başka bir bilgi ise, AKP'nin Mayıs'ta kongreye gideceği yönünde…
SÜREÇ NASIL BAŞLADI?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Katar'da iken MKYK üyesi isimleri çağırarak “Teşkilatları atama yetkisini yeniden kurula alın” talimatı verdi. Hatta MKYK toplantısı öncesinde tek tek isimlerin davet edilerek öneriye imza atmasının sağlanmasını istedi. Bu durumu da “Kim bizimle kim değil, görmüş oluruz” diyerek anlattı. Perşembe gecesi Adalet Bakanı Bozdağ'ın makamına MKYK üyeleri davet edilerek imzalar istendi. Sadece iki üye Selçuk Öztürk ve Mehmet Babaoğlu imza atmadı. Cemil Çiçek ise ‘Yeterli imza toplanmış, ben versem ne olur vermesem ne olur' diye imza koymadı. Genel Başkan Yardımcısı Ayhan Sefer Üstün ise birinci çağrıda ‘düşüneyim' deyip ikinci davette imza verdi.
Türkiye'ye döndüğünde MKYK operasyonundan haberi olan Ahmet Davutoğlu, Cuma sabahı 09.30'daki toplantıya gitmedi. Bir danışmanı ‘Toplantıya katılmayın, erteleyin, Cumhurbaşkanı ile görüşün çözüm bulun' diye önerdi. Bunun üzerine İstanbul'daki Erdoğan'la temasa geçildi. Bir süre dönüş olmadı. MKYK önce 11'e ertelendi, Cumhurbaşkanıyla gecikmeli görüşme yapılınca öğleden sonraya bırakıldı. Erdoğan, telefonda Davutoğlu'na “MKYK yetkisini tekrar alıyor, toplantıyı yapın, akşam zaten buraya geleceksin, o zaman konuşuruz” diyerek MKYK'yı toplamasını istedi. Çaresiz kalan Davutoğlu, 47 imzayı görünce ‘Benim kurula güvenim tam, ilk imzayı ben atıyorum' diyerek yetki devrini kabullenmek zorunda kaldı.
GERİ ÇEKİLMEYELİM!
MKYK'dan erken ayrılan Davutoğlu, hafta sonunu ‘ekibiyle' değerlendirme yaparak geçirdi. Pazar günü ise ‘Geri çekilmeyelim, mevzi kaybettikçe topal ördek pozisyonuna düşüyoruz' görüşü dile getirildi. Pazartesi günü Saray'da genişletilmiş Bakanlar Kurulu vardı. Erdoğan, bu toplantıya alışılmadık şekilde katılanlar oldu. Aralarında Yiğit Bulut, Şükrü Karatepe, Ayşe Gürcan'ın da olduğu 5 danışman kurula katıldı. Erdoğan, 5 ayrı konuda kendisine danışmanlık yapan isimleri toplantıya dahil ederek Davutoğlu'na mesaj verdi.
Akşam ise Salı günü grupta yapacağı konuşmaya çalıştı. Şimdiye kadar yaptığı en kısa grup konuşmasını (28 dakika) yaptı. “Bu hareket, tüzüklerle, kurullarla varlık kazanmış bir partiden çok daha fazlasıdır” diyerek yetki devrine gönderme yaptı. “Nefsimi ayaklar altına alırım, bir faninin terk etmeyeceği düşünülen her makamı elimin tersiyle iterim” diyerek istifa edebileceği sinyali verdi. Saat 18.00'de toplayacağı MYK'yı 15.00'e aldı. Bir saat süren toplantıda da ‘gerilim-kavganın' işaretlerini verdi. Genel Merkeze gitmesine rağmen makamına bile uğramadan partiden ayrıldı.
İŞTE O BELGE
SÖZCÜ, 29 Nisan 2016 tarihinde alınan MKYK kararına ulaştı. AKP'de yeni bir dönemi başlatan ‘yetki devri' başlıklı 233 nolu karar aynen şöyle:
“Merkez Karar ve Yönetim Kurulu'nun 10.11.2015 tarih ve 227 nolu kararıyla ‘münfesih hale gelen veya Merkez Karar ve Yönetim Kurulu ile işten el çektirilen teşkilatların yerine geçici yönetim kurulu oluşturma ve kongrelerini yaptırma' ve ‘sadece kademe başkanının işten el çektirilmesi veya herhangi bir nedenle başkanlığın boşalması hallerinde, Merkez Karar ve Yönetim Kurulu tarafından başkan ataması yapılır' yetkisinin tüzüğümüzün 152. Maddesi uyarınca, teşkilat Başkanlığına devredilmesine ilişkin kararın kaldırılmasına ve tüzüğümüzün 57. Maddesinde anılan yetkinin Merkez Karar ve Yönetim Kurulu uhdesine alınmasına KARAR verildi.”
‘BEKİR BOZDAĞ' SESLERİ
Davutoğlu'nun istifa edip etmeyeceği belli olmadan ‘veliaht' senaryoları hızlandı. Daha önceleri Binali Yıldırım ve Berat Albayrak isimleri konuşuluyordu. Ancak son krizden sonra sadece Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın ismi geçiyor. AKP'de 316 milletvekili içinde Davutoğlu'na kaç kişinin destek verdiği merak ediliyor. Saray'a yakın bir kaynağa göre Davutoğlu ile 50 civarında milletvekili ‘her şart altında beraber yürüme' kararlılığında. Bu milletvekili grubu da Erdoğan-Davutoğlu görüşmesini bekliyor. (Sözcü)
Davutoğlu’nun yerine kim gelecek?
AKP kulislerinde, "Davutoğlu'nun yerine kimin Genel Başkan ve Başbakan yapılacağı" konuşulmaya başlandı. İşte ön plana çıkan isimler...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Ahmet Davutoğlu arasında “AKP'de yönetici atama yetkisi devri”yle tavan yapan kriz, dünkü ikili görüşmenin ardından sonuca bağlandı. Edinilen bilgiye göre AKP kongreye gidecek ve Ahmet Davutoğlu aday olmayacak. 1 saat 40 dakika süren görüşmenin hemen ardından AKP’de Erdoğan'a yakın ekibin kongre için imza toplamaya başladığı öğrenildi.
DAVUTOĞLU’NUN YERİNE KİM GELECEK?
AKP’de dünkü Cumhurbaşkanı-Başbakan görüşmesinin ardından kongre hazırlıkları başladı. Partinin en geç Haziran ayı başında kongreye gideceği ve yeni genel başkanını sececeği konuşuluyor. En kısa sürede MKYK'nın toplanarak olağanüstü kongreye gidilmesi görüşü benimsendi. Bu durumda Davutoğlu'nun genel başkanlığı bırakması bekleniyor.
Hükümete yakın kaynaklara göre ise Davutoğlu’nun yerine düşünülen isimler şöyle; Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, aynı zamanda Cumhurbaşkanı’nın damadı da olan Enerji Ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoglu ve Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş. (sözcü.com.tr)
AK Parti kongreye gidiyor
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Başbakan Ahmet Davutoğlu arasında “AK Parti’de yönetici atama yetkisi devri”yle zirveye ulaşan kriz, dün iki liderin görüşmesinde ele alındı. 1 saat 40 dakika süren görüşme AK Parti’nin olağanüstü kongreye gitme kararıyla sonuçlandı. Erdoğan’a yakın ekibin kongre için imza toplamaya geçen hafta başladığı öğrenildi. Davutoğlu ay sonundaki kurultayda aday olmayacak, başbakanlıktan ayrılacak.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Başbakan Ahmet Davutoğlu arasında “atama yetkisi devri” kriziyle zirveye ulaşan sorunlar, AK Parti’nin olağanüstü kongrede yeni bir genel başkan seçmesiyle sonuçlanacak. İki siyasinin 24 saat süreyle merakla beklenen görüşmesinden “sorun kongrede çözülsün” kararı çıktı. Davutoğlu, bugün yapacağı Bosna Hersek ziyaretini iptal etti.
29 NİSAN KRİZİ
AK Parti’nin 29 Nisan’daki MKYK’sında, Davutoğlu il ve ilçe başkanı atama yetkisini devretmek zorunda kaldı. Davutoğlu, 3 Mayıs’taki grup ve sonrasında toplanan MYK’da, “Nefsimi ayaklar altına alırım, bir faninin terk etmeyeceği düşünülen her makamı elimin tersiyle iterim” mesajını verince gözler, Erdoğan ile yapılacak haftalık olağan görüşmeye çevrildi.
Başbakan Davutoğlu’nun gruptaki konuşmasının ardından geçen 19 saat boyunca ilginç gelişmeler yaşandı. Erdoğan ile Davutoğlu’nun görüşeceği ilan edilen saatlere kadar iki siyasi arasında çok sayıda arabulucu görüşme yaptı. Erdoğan ile görüşenler arasında TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın olduğu da belirtildi. Partinin ileri gelenleri, sorunun Başbakan’ın istifası yerine iki liderin uzlaşmasıyla olağanüstü kongreye gidilerek çözülmesinin doğru olacağı mesajını ilettiler.
GECİKMELİ BAŞLADI
Davutoğlu, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na gitmeden önce Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ile başbakanlık konutunda 45 dakika görüştü. Dün saat 18.00 için planlanan buluşma 18.40’da başladı. 1 saat 40 dakika süren görüşmeyle ilgili Cumhurbaşkanlığı’ndan sadece tek kare fotoğraf servis edildi. Cumhurbaşkanlığı kaynakları, görüşmenin olağan bir görüşme olduğunu ve açıklama yapılmayacağını bildirdiler.
SORUNU KONGREDE ÇÖZELİM
Yanlış anlamalara ilişkin görüşleri açıkladıkları, birlikte çalışmanın zorluklarını dile getirdikleri görüşmede “Sorunu kongrede çözelim” kararı alındı. Hükümet krizi doğmaması için Başbakan’ın istifa etmemesi, kongre sürecinde partinin ve hükümetin başında kalmasının doğru olacağı benimsendi.
EKİPLER TOPLANDI
Davutoğlu, görüşmenin ardından Başbakanlık Konutu’nda Başbakan Yardımcısı Lütfi Elvan, Başbakan Danışmanı Kerim Özkul’un da aralarında bulunduğu danışman ve yakın çalışma arkadaşlarıyla bir araya geldi. Kısa süre sonra MYK üyelerinin cep telefonlarına, bugün saat 11.00’da Genel Merkez’de yapılacak MYK toplantısının ardından Davutoğlu’nun basın toplantısı düzenleyeceği mesajı ulaştı. Konut’taki toplantı sürerken Erdoğan da Saray’da Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, AK Parti Grup Başkanvekili Nurettin Canikli, Meclis Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop, AK Parti Genel Sekreteri Abdülhamit Gül ile bir değerlendirme toplantısı yaptı.
TARİH 28 MAYIS
Bu gelişmelerin ardından partinin olağanüstü kongresinin takvimi konuşulmaya başlandı. Ramazan öncesinde kongrenin mayıs sonunda toplanmasının uygun olacağı görüşü öne çıktı. Kongrenin 28 Mayıs’ta toplanması bekleniyor.
BİR HAFTA ÖNCE BAŞLADI
Kulislere yansıyan bilgilere göre, olağanüstü kongre hazırlıkları bir hafta önce başladı. Cumhurbaşkanına yakın ekibin imza toplamak için kendilerine yakın ekiple görüştüğü öğrenildi. Başbakan Davutoğlu’nun MKYK’da yetkilerini devretmesinin istenmesiyle olağanüstü kongre için imza toplama çalışmalarının eş zamanlı yürütüldüğü öğrenildi.
ERKEN SEÇİM İDDİASI
AK Parti olağanüstü kongresinde Davutoğlu aday olmayacak. Kongrede aday olarak çıkacak tek ismin de Binali Yıldırım olacağı öne sürülüyor. Kulislerde Erdoğan’ın, AK Parti’deki bu değişimin ardından sonbaharda erken seçime gitmeyi planladığı iddiaları da konuşulmaya başlandı. Erken seçimin, iç kargaşa yaşayan MHP’nin zayıfladığı, terörle mücadelenin yoğunlaştığı bir dönemde oy artışı yaratacağı hesabı yapılıyor. Böyle bir konjonktürde, MHP’nin yanı sıra HDP’nin de gücünü yitireceği, AK Parti’nin anayasayı değiştirecek parlamento çoğunluğuna ulaşabileceği, böylece başkanlık sistemini sağlayacak anayasa değişikliğinin yapılmasının hedeflendiği öne sürülüyor. Hürriyet
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Başbakan Ahmet Davutoğlu arasında “atama yetkisi devri” kriziyle zirveye ulaşan sorunlar, AK Parti’nin olağanüstü kongrede yeni bir genel başkan seçmesiyle sonuçlanacak. İki siyasinin 24 saat süreyle merakla beklenen görüşmesinden “sorun kongrede çözülsün” kararı çıktı. Davutoğlu, bugün yapacağı Bosna Hersek ziyaretini iptal etti.
29 NİSAN KRİZİ
AK Parti’nin 29 Nisan’daki MKYK’sında, Davutoğlu il ve ilçe başkanı atama yetkisini devretmek zorunda kaldı. Davutoğlu, 3 Mayıs’taki grup ve sonrasında toplanan MYK’da, “Nefsimi ayaklar altına alırım, bir faninin terk etmeyeceği düşünülen her makamı elimin tersiyle iterim” mesajını verince gözler, Erdoğan ile yapılacak haftalık olağan görüşmeye çevrildi.
Başbakan Davutoğlu’nun gruptaki konuşmasının ardından geçen 19 saat boyunca ilginç gelişmeler yaşandı. Erdoğan ile Davutoğlu’nun görüşeceği ilan edilen saatlere kadar iki siyasi arasında çok sayıda arabulucu görüşme yaptı. Erdoğan ile görüşenler arasında TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın olduğu da belirtildi. Partinin ileri gelenleri, sorunun Başbakan’ın istifası yerine iki liderin uzlaşmasıyla olağanüstü kongreye gidilerek çözülmesinin doğru olacağı mesajını ilettiler.
GECİKMELİ BAŞLADI
Davutoğlu, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na gitmeden önce Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ile başbakanlık konutunda 45 dakika görüştü. Dün saat 18.00 için planlanan buluşma 18.40’da başladı. 1 saat 40 dakika süren görüşmeyle ilgili Cumhurbaşkanlığı’ndan sadece tek kare fotoğraf servis edildi. Cumhurbaşkanlığı kaynakları, görüşmenin olağan bir görüşme olduğunu ve açıklama yapılmayacağını bildirdiler.
SORUNU KONGREDE ÇÖZELİM
Yanlış anlamalara ilişkin görüşleri açıkladıkları, birlikte çalışmanın zorluklarını dile getirdikleri görüşmede “Sorunu kongrede çözelim” kararı alındı. Hükümet krizi doğmaması için Başbakan’ın istifa etmemesi, kongre sürecinde partinin ve hükümetin başında kalmasının doğru olacağı benimsendi.
EKİPLER TOPLANDI
Davutoğlu, görüşmenin ardından Başbakanlık Konutu’nda Başbakan Yardımcısı Lütfi Elvan, Başbakan Danışmanı Kerim Özkul’un da aralarında bulunduğu danışman ve yakın çalışma arkadaşlarıyla bir araya geldi. Kısa süre sonra MYK üyelerinin cep telefonlarına, bugün saat 11.00’da Genel Merkez’de yapılacak MYK toplantısının ardından Davutoğlu’nun basın toplantısı düzenleyeceği mesajı ulaştı. Konut’taki toplantı sürerken Erdoğan da Saray’da Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, AK Parti Grup Başkanvekili Nurettin Canikli, Meclis Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop, AK Parti Genel Sekreteri Abdülhamit Gül ile bir değerlendirme toplantısı yaptı.
TARİH 28 MAYIS
Bu gelişmelerin ardından partinin olağanüstü kongresinin takvimi konuşulmaya başlandı. Ramazan öncesinde kongrenin mayıs sonunda toplanmasının uygun olacağı görüşü öne çıktı. Kongrenin 28 Mayıs’ta toplanması bekleniyor.
BİR HAFTA ÖNCE BAŞLADI
Kulislere yansıyan bilgilere göre, olağanüstü kongre hazırlıkları bir hafta önce başladı. Cumhurbaşkanına yakın ekibin imza toplamak için kendilerine yakın ekiple görüştüğü öğrenildi. Başbakan Davutoğlu’nun MKYK’da yetkilerini devretmesinin istenmesiyle olağanüstü kongre için imza toplama çalışmalarının eş zamanlı yürütüldüğü öğrenildi.
ERKEN SEÇİM İDDİASI
AK Parti olağanüstü kongresinde Davutoğlu aday olmayacak. Kongrede aday olarak çıkacak tek ismin de Binali Yıldırım olacağı öne sürülüyor. Kulislerde Erdoğan’ın, AK Parti’deki bu değişimin ardından sonbaharda erken seçime gitmeyi planladığı iddiaları da konuşulmaya başlandı. Erken seçimin, iç kargaşa yaşayan MHP’nin zayıfladığı, terörle mücadelenin yoğunlaştığı bir dönemde oy artışı yaratacağı hesabı yapılıyor. Böyle bir konjonktürde, MHP’nin yanı sıra HDP’nin de gücünü yitireceği, AK Parti’nin anayasayı değiştirecek parlamento çoğunluğuna ulaşabileceği, böylece başkanlık sistemini sağlayacak anayasa değişikliğinin yapılmasının hedeflendiği öne sürülüyor. Hürriyet
4 Mayıs 2016 Çarşamba
Özgecan Aslan’ın yaşamı kitap oldu
Çarşamba Perisi Özgecan, Özgecan Aslan'ın yaşamına ışık tutuyor.
11 Şubat 2015’te alışveriş merkezinden çıktıktan sonra evine gitmek için bindiği minibüste öldürülen Özgecan Aslan’ın hayatı, “Çarşamba Perisi Özgecan” isimli romana konu oldu.
Katledilişinin ardından herkesi yasa boğan Özgecan Aslan’ın yaşamı roman oldu. Özgecan Aslan’ın babası Mehmet Aslan’ın anlattığı bir rüyadan esinlenilerek yazılan roman, Mersin İl Kültür ve Turizm Müdürü Bahaettin Kabahasanoğlu imzasını taşıyor.
Kabahasanoğlu, kitapla ilgili yaptığı açıklamada, baba Mehmet Aslan’ın taziye sırasında anlattığı rüyanın kendisini çok etkilendiğini belirterek, olayı şöyle anlattı:
“Özgecan’ın babası, gece gördüğü rüyada kızının kendisine inci taneli bir tespih verdiğini anlattı. O sırada cebimdeki inci tespih aklıma geldi. Onu çıkarıp kendisine verince şaşırdı, çünkü tespihin uçlarında iki tane lale vardı. Mehmet Bey, ‘kızım bana iki lale de vermişti’ diyerek ağlamaya başladı. Sonra bana sarıldı, ben de üzüldüm, çok ağladım. Taziye evinden çıkarken kendisine, bu romanı yazmış olsam, romana buradan başlamayı isteyeceğimi ilettim. Acı azalmaz ama aradan zaman geçti ve beni ziyaret ettiğinde romanı yazmak istediğimi söyledim”
Kültürservisi’nin haberine göre; Kabahasanoğlu, romanın isminin Özgecan’ın günlüğünden geldiğini ifade etti: “Çarşamba günü, Azericede ‘ateş günü’ anlamına geliyor. Rahmetli kızımız da kendi günlüğünü yazarken, Çarşamba Perisi mi? olsun, Ateş Günü Perisi mi? olsun diye tereddüt ediyor ama ilk düşündüğü için Çarşamba Perisi adını koyuyor”
HER YERDE ÖZGECAN’IN ADI VAR
Kabahasanoğlu, roman yazma sürecinde yakından tanıma fırsatı bulduğu Özgecan Aslan’ı şu kelimelerle anlatıyor: “İnsanlara iyi davranan, asla onları üzmeyen, bunu kendi ailesinden başlatan bir karakteri var Özgecan’ın. Hayvanlara bakışı bile çok farklı. Çantasında güvercinler için buğday taşıyor. Küçük torbacıklara buğday koyup meydanlarda gördüğü güvercinleri besliyor. Dünyanın en iyi psikoloğu olmak istiyor. Sesi çok güzel bir kız. Rahmetli kızımızı ve ailesini daha iyi tanıma fırsatı buluyorsunuz kitapta. Kısacası bir periyi okuyacaklar. Özgecan şu an yok ama görevini yapmaya devam ediyor. Parklara, sokaklara adı veriliyor, yasalara adı veriliyor. Bir insan kendi bu dünyadan göçtükten sonra ancak bu kadar varlığını sürdürebilir. Her evin kızı. Afrika’da açılan pek çok kuyuya adı verilmiş”
11 Şubat 2015’te alışveriş merkezinden çıktıktan sonra evine gitmek için bindiği minibüste öldürülen Özgecan Aslan’ın hayatı, “Çarşamba Perisi Özgecan” isimli romana konu oldu.
Katledilişinin ardından herkesi yasa boğan Özgecan Aslan’ın yaşamı roman oldu. Özgecan Aslan’ın babası Mehmet Aslan’ın anlattığı bir rüyadan esinlenilerek yazılan roman, Mersin İl Kültür ve Turizm Müdürü Bahaettin Kabahasanoğlu imzasını taşıyor.
Kabahasanoğlu, kitapla ilgili yaptığı açıklamada, baba Mehmet Aslan’ın taziye sırasında anlattığı rüyanın kendisini çok etkilendiğini belirterek, olayı şöyle anlattı:
“Özgecan’ın babası, gece gördüğü rüyada kızının kendisine inci taneli bir tespih verdiğini anlattı. O sırada cebimdeki inci tespih aklıma geldi. Onu çıkarıp kendisine verince şaşırdı, çünkü tespihin uçlarında iki tane lale vardı. Mehmet Bey, ‘kızım bana iki lale de vermişti’ diyerek ağlamaya başladı. Sonra bana sarıldı, ben de üzüldüm, çok ağladım. Taziye evinden çıkarken kendisine, bu romanı yazmış olsam, romana buradan başlamayı isteyeceğimi ilettim. Acı azalmaz ama aradan zaman geçti ve beni ziyaret ettiğinde romanı yazmak istediğimi söyledim”
Kültürservisi’nin haberine göre; Kabahasanoğlu, romanın isminin Özgecan’ın günlüğünden geldiğini ifade etti: “Çarşamba günü, Azericede ‘ateş günü’ anlamına geliyor. Rahmetli kızımız da kendi günlüğünü yazarken, Çarşamba Perisi mi? olsun, Ateş Günü Perisi mi? olsun diye tereddüt ediyor ama ilk düşündüğü için Çarşamba Perisi adını koyuyor”
HER YERDE ÖZGECAN’IN ADI VAR
Kabahasanoğlu, roman yazma sürecinde yakından tanıma fırsatı bulduğu Özgecan Aslan’ı şu kelimelerle anlatıyor: “İnsanlara iyi davranan, asla onları üzmeyen, bunu kendi ailesinden başlatan bir karakteri var Özgecan’ın. Hayvanlara bakışı bile çok farklı. Çantasında güvercinler için buğday taşıyor. Küçük torbacıklara buğday koyup meydanlarda gördüğü güvercinleri besliyor. Dünyanın en iyi psikoloğu olmak istiyor. Sesi çok güzel bir kız. Rahmetli kızımızı ve ailesini daha iyi tanıma fırsatı buluyorsunuz kitapta. Kısacası bir periyi okuyacaklar. Özgecan şu an yok ama görevini yapmaya devam ediyor. Parklara, sokaklara adı veriliyor, yasalara adı veriliyor. Bir insan kendi bu dünyadan göçtükten sonra ancak bu kadar varlığını sürdürebilir. Her evin kızı. Afrika’da açılan pek çok kuyuya adı verilmiş”
Sivas çöp bebeği konuşuyor
Sivas'ta çöp konteynerlerinden atık malzeme toplayan bir kadının el arabasının içinde, atık malzemeler arasında oturan 3 yaşlarındaki kız çocuğu ilgi odağı oldu.
Sivas’ta çöp konteynerlerini dolaşarak bulduğu plastik malzemeler, pet şişeler ve cam şişeleri toplayıp satarak geçimini sağlayan bir kadının çocuğuyla görüntüsü dikkat çekti.
Kepenek Caddesi üzerinde bir konteynerde çöpleri karıştıran kadının bulduğu malzemeleri taşımada kullandığı el arabasının içindeki çuvala, pet şişe ve cam şişeler ile çöpten bulduğu çeşitli sebzeleri koyduğu görüldü.
Bu malzemelerin hemen üzerine ise küçük kızını oturttu. Bu şekilde işini yapmaya devam eden kadın, caddeden gelip geçenlerin ilgi odağı oldu. Bazıları küçük kızın fotoğraflarını çekerken, para yardımında bulunanlar da oldu. DHA
Sivas’ta çöp konteynerlerini dolaşarak bulduğu plastik malzemeler, pet şişeler ve cam şişeleri toplayıp satarak geçimini sağlayan bir kadının çocuğuyla görüntüsü dikkat çekti.
Kepenek Caddesi üzerinde bir konteynerde çöpleri karıştıran kadının bulduğu malzemeleri taşımada kullandığı el arabasının içindeki çuvala, pet şişe ve cam şişeler ile çöpten bulduğu çeşitli sebzeleri koyduğu görüldü.
Bu malzemelerin hemen üzerine ise küçük kızını oturttu. Bu şekilde işini yapmaya devam eden kadın, caddeden gelip geçenlerin ilgi odağı oldu. Bazıları küçük kızın fotoğraflarını çekerken, para yardımında bulunanlar da oldu. DHA
Ali Ağaoğlu hakkında soruşturma başlatıldı
İş adamı Ali Ağaoğlu hakkında “halkın bir kesimini sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılama” suçundan soruşturma başlatıldı.
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, 2 Mayıs 2016 tarihli Hürriyet Gazetesi’nin 4. sayfasında yer alan Ahmet Hakan Coşkun imzalı yazıda, yer alan Ali Ağaoğlu’nun sözleri olduğu iddiasıyla verilen “Gecelik ilişkilerden hoşlanmam. Hoşlansaydım İstanbul’da kadın kalmazdı” sözlerine resen soruşturma başlattı.
Ağaoğlu hakkındaki soruşturmanın “halkın bir kesimini sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılama” suçunu kapsadığı öğrenildi.
MİLYONLARCA KADINA HAKARET
Savcılık suç duyurusunda, anılan sözlerin milyonlarca kadına hakaret olduğu vurgulandı.
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, 2 Mayıs 2016 tarihli Hürriyet Gazetesi’nin 4. sayfasında yer alan Ahmet Hakan Coşkun imzalı yazıda, yer alan Ali Ağaoğlu’nun sözleri olduğu iddiasıyla verilen “Gecelik ilişkilerden hoşlanmam. Hoşlansaydım İstanbul’da kadın kalmazdı” sözlerine resen soruşturma başlattı.
Ağaoğlu hakkındaki soruşturmanın “halkın bir kesimini sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılama” suçunu kapsadığı öğrenildi.
MİLYONLARCA KADINA HAKARET
Savcılık suç duyurusunda, anılan sözlerin milyonlarca kadına hakaret olduğu vurgulandı.
AB Komisyonu’ndan tarihi öneri: Türk vatandaşlarına vize kalksın
Türkiye’nin Avrupa Birliği’nden en önemli beklentileri arasında yer alan vize muafiyeti konusunda Brüksel’den olumlu haber geldi. Bu gelişme üzerine Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ilk açıklamayı yaptı. Çavuşoğlu, "AB'nin sözünde durması gerekir" dedi.
Avrupa Birliği Komisyonu, Türk vatandaşlarına Schengen Bölgesi’ne girişte vize serbestisi uygulanması için karşılanması gereken kriterlere ilişkin değerlendirmesinin ardından vize muafiyeti tavsiyesinde bulundu.
Komisyon karşılanması gereken 72 kriterin tamamının olmasa bile çok büyük bölümünün karşılandığına kanaat getirdi. 67 kriteri yerine getirdiği belirtilen Türkiye’den eksikleri bir an önce gidermesi talep ediliyor.
AB Rekabet Komiseri Margrethe Vestager'ın Twitter'dan fotoğrafını paylaştığı belgenin üzerinde, "AB Komisyonu bugün Türk vatandaşları için vizelerin kaldırılmasını teklif etti" yazdığı görüldü. Ancak belgede, AB'nin belirlediği kriterlerin Türkiye tarafından "acilen" tamamlanması şartının bulunduğu belirtildi.
Metinde Türkiye'den, parmak izi bilgisinin de yer aldığı biyometrik pasaportların çıkarılması, Geri Kabul Anlaşması'nın uygulanmasına başlanması, terörle mücadele ve organize suçlarla mücadele kanunlarının temel haklara dikkat edilerek AB'ye uygun bir şekilde düzenlenmesi istendi. Bunların, vizesiz seyahat için şart olduğu ve aciliyet arz ettiği belirtildi. Türkiye'ye, biyometrik pasaportlar için sene sonuna kadar süre verilirken, parmak izi bilgisinin yer almadığı pasaportlarla vizesiz seyahatin mümkün olmayacağı ifade edildi.
TEKNİK YEŞİL IŞIK NİTELİĞİNDE
AB Komisyonu’nun Türkiye’nin vizeden muaf ülkeler listesine dahil edilmesi dolayısıyla vatandaşlarına vize serbestisi uygulanması yönündeki tavsiyesi sürecin devamı açısından yaşamsal öneme sahip. Bu tavsiye teknik yeşil ışık niteliğinde. Ancak vize muafiyetinin sağlandığı anlamı taşımıyor. Vize muafiyetinin sağlanabilmesi için siyasi onay sürecinin de olumlu şekilde sonuçlandırılması şart. Bu süreçte ise hem Avrupa Parlamentosu’nun hem de AB Konseyi’nin onayı aranacak.
TÜRKİYE'DEN İLK AÇIKLAMA
HAK-İŞ Konfederasyonu Genel Başkanı Mahmut Arslan'ı makamında ziyaret eden Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, burada AB Komisyonu'nun kararıyla ilgili yaptığı açıklamada, "Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları Avrupa ülkelerine, Schengen vizesi bölgesine vizesiz seyahati hak ediyor. Türkiye sözünde duran bir ülkedir. AB’nin de sözünde durması lazım. Ahde vefa çok önemli" dedi.
HAZİRAN SONUNDA
Görüşmede basın mensuplarının sorularını cevaplayan Çavuşoğlu, AB Komisyonu'nun Türk vatandaşları için vizelerin kaldırılmasını öngören tavsiye kararına ilişkin bir soru üzerine, AB ile Türkiye'nin 18 Mart'ta yeni bir anlaşmaya imza attığını hatırlatarak anlaşma çerçevesinde vize serbestisinin haziran sonunda gerçekleşeceğini söyledi.
Vize serbestisi anlaşmasının geri kabul anlaşmasıyla uygulanacağını anımsatan Çavuşoğlu, şöyle devam etti: "Türkiye'nin gerçekleştirmesi gereken kriterler vardı. Bu kriterleri yerine getirmek için de Türkiye gerekli çabaları sarf etti. Meclis'ten yasalarımız geçti ve atılması gereken teknik adımları da attık. 72 kriterin biz hepsini gerçekleştirmek için çaba sarf ettik. Bazı konularda AB'nin farklı görüşleri olabilir. Bizim samimiyetimiz konusunda kimsenin şüphesinin olmaması lazım. Biz inandığımız bir şey yaparız. Zorla baskıyla da hiçbir şey yapmayız. Anlaşma yaptığımız zaman da yükümlülüklerini yerine getiririz. Şu anda geldiğimiz noktada Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları Avrupa ülkelerine, Schengen vizesi bölgesine vizesiz seyahati hak ediyor. Biz de zaten pasaport dahil gerekli teknik düzenlemeleri tamamlamak üzereyiz. Ufak tefek eksiklikler varsa bu önümüzdeki süreçte Türkiye'nin kararlılığıyla giderilebilir. Türkiye sözünde duran bir ülkedir. AB'nin de sözünde durması lazım. Ahde vefa çok önemli."
Türk vatandaşlarının, AB'nin KKTC de dahil aldığı bazı kararların uygulanmamasından kaynaklanan yıllara dayalı şüpheci bir yaklaşımının olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, "Ama son yaptığımız anlaşma son derece nettir. AB sözünde durarak Türkiye'deki vatandaşlarımızın şüpheyle yaklaşımını da ortadan kaldırabilir. O güven tekrar tazelenebilir. Umarım tüm kararlar ve süreç olumlu yönde devam eder." diye konuştu. Bakan Çavuşoğlu, vize konusunda şartlı kabul gelmesi durumunda Türkiye'nin tavrının ne olacağı yöndeki bir soru üzerine, dış politikada varsayımlar üzerine konuşmanın doğru olmayacağını söyledi.
SÜREÇ NASIL İŞLEYECEK?
Önümüzdeki hafta başlaması öngörülen süreçte konu ilk olarak AP’nin Sivil Özgürlükler ve İçişleri Komisyonu’nda ele alınacak. AP’de komisyon düzeyinde yapılacak görüşmelerin ardından AP Genel Kurulu devreye girecek. Bu kurumda yapılacak oylama basit çoğunluğa dayalı olacak. AP’de Türkiye karşıtı havanın en yüksek seviyelerinden birinde olması bu kurumdaki oylamanın zorlu olması riskini artırıyor. AP’den olumlu karar çıkması büyük ölçüde ana siyasi grupların takınacağı tavra bağlı olacak.
AP’den olumlu karar çıkarsa vize muafiyeti için AB Konseyi’ndeki süreç başlayacak. Bu kurumdaki süreçte ise oybirliği yerine nitelikli çoğunluk uygulaması kullanılacak. Başka bir deyişle Kıbrıs, Hollanda ya da Fransa gibi ülkelerin tek başlarına kararı veto etme hakları olmayacak. Olumlu karar alınması için ise oylamaya katılan ülkelerin yüzde 55’inin lehte oy kullanması ve bu ülkelerin toplam nüfusunun oylamaya katılan ülkelerin toplam nüfusunun yüzde 65’ine denk düşmesi gerekecek. Bu da olumlu ya da olumsuz kararın ülkelerin oluşturacakları bloklara bağlı olacağı anlamına geliyor.
ÜÇ AYDAN KISA ZİYARETLERE VİZE KALKACAK
AB Konseyi’nden de onay çıkması halinde vize muafiyeti 1 Temmuz’dan itibaren devreye sokulacak.
Böylece Türk vatandaşları Schengen ülkelerine üç aydan kısa süreli ziyaretler için vize almak zorunda kalmayacak. Ancak anlaşma Türk vatandaşlarına AB ülkelerinde çalışma ve yerleşme hakkı vermiyor.
"TÜRKİYE'YE GÜVENİYORUZ"
Rapora dair açıklama, AB Komisyonu'nun birinci Başkan Yardımcısı Frans Timmermans ile AB Komisyonu'nun Göç, İçişleri ve Vatandaşlıktan Sorumlu Üyesi Dimitris Avramopoulos tarafından yapıldı.
Timmermans, “Türkiye, özellikle son haftalarda kriterleri yerine getirmek için etkileyici bir ilerleme sağladı. Acilen yapılası gereken işler hâlâ var ama bu ivmeyi sürdürmesi halinde Türkiye bunları da tamamlayabilir. Bu yüzden Avrupa Parlamentosu ve üye ülkelere, kriterler tamamlandığında vize mecburiyetini kaldırması için tavsiyede bulunduk” dedi.
Avramopoulos da Türk yetkililerin katettiği gelişmeyi övdü ve tüm kriterleri yerine getireceği konusunda Türkiye’ye güvendiklerini ifade etti.
KOSOVA'YA DA MÜJDELİ HABER
AB Komisyonu, biyometrik pasaporta sahip Kosova vatandaşlarından da Schengen Bölgesi'ne azami 90 günlük seyahat için vize istenmemesini tavsiye etti.
Kosova'nın kriterler konusunda büyük ilerleme kaydettiğini belirten Avramopoulos, Avrupa Parlamentosu ve üye ülkelerin tavsiye kararını hızlıca onaylayacağını umduğunu söyledi.
Daha önce Ukrayna ve Gürcistan vatandaşlarına da vizesiz seyahat imkanı tanınması için tavsiye kararı alınmıştı.
Avrupa Birliği Komisyonu, Türk vatandaşlarına Schengen Bölgesi’ne girişte vize serbestisi uygulanması için karşılanması gereken kriterlere ilişkin değerlendirmesinin ardından vize muafiyeti tavsiyesinde bulundu.
Komisyon karşılanması gereken 72 kriterin tamamının olmasa bile çok büyük bölümünün karşılandığına kanaat getirdi. 67 kriteri yerine getirdiği belirtilen Türkiye’den eksikleri bir an önce gidermesi talep ediliyor.
AB Rekabet Komiseri Margrethe Vestager'ın Twitter'dan fotoğrafını paylaştığı belgenin üzerinde, "AB Komisyonu bugün Türk vatandaşları için vizelerin kaldırılmasını teklif etti" yazdığı görüldü. Ancak belgede, AB'nin belirlediği kriterlerin Türkiye tarafından "acilen" tamamlanması şartının bulunduğu belirtildi.
Metinde Türkiye'den, parmak izi bilgisinin de yer aldığı biyometrik pasaportların çıkarılması, Geri Kabul Anlaşması'nın uygulanmasına başlanması, terörle mücadele ve organize suçlarla mücadele kanunlarının temel haklara dikkat edilerek AB'ye uygun bir şekilde düzenlenmesi istendi. Bunların, vizesiz seyahat için şart olduğu ve aciliyet arz ettiği belirtildi. Türkiye'ye, biyometrik pasaportlar için sene sonuna kadar süre verilirken, parmak izi bilgisinin yer almadığı pasaportlarla vizesiz seyahatin mümkün olmayacağı ifade edildi.
TEKNİK YEŞİL IŞIK NİTELİĞİNDE
AB Komisyonu’nun Türkiye’nin vizeden muaf ülkeler listesine dahil edilmesi dolayısıyla vatandaşlarına vize serbestisi uygulanması yönündeki tavsiyesi sürecin devamı açısından yaşamsal öneme sahip. Bu tavsiye teknik yeşil ışık niteliğinde. Ancak vize muafiyetinin sağlandığı anlamı taşımıyor. Vize muafiyetinin sağlanabilmesi için siyasi onay sürecinin de olumlu şekilde sonuçlandırılması şart. Bu süreçte ise hem Avrupa Parlamentosu’nun hem de AB Konseyi’nin onayı aranacak.
TÜRKİYE'DEN İLK AÇIKLAMA
HAK-İŞ Konfederasyonu Genel Başkanı Mahmut Arslan'ı makamında ziyaret eden Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, burada AB Komisyonu'nun kararıyla ilgili yaptığı açıklamada, "Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları Avrupa ülkelerine, Schengen vizesi bölgesine vizesiz seyahati hak ediyor. Türkiye sözünde duran bir ülkedir. AB’nin de sözünde durması lazım. Ahde vefa çok önemli" dedi.
HAZİRAN SONUNDA
Görüşmede basın mensuplarının sorularını cevaplayan Çavuşoğlu, AB Komisyonu'nun Türk vatandaşları için vizelerin kaldırılmasını öngören tavsiye kararına ilişkin bir soru üzerine, AB ile Türkiye'nin 18 Mart'ta yeni bir anlaşmaya imza attığını hatırlatarak anlaşma çerçevesinde vize serbestisinin haziran sonunda gerçekleşeceğini söyledi.
Vize serbestisi anlaşmasının geri kabul anlaşmasıyla uygulanacağını anımsatan Çavuşoğlu, şöyle devam etti: "Türkiye'nin gerçekleştirmesi gereken kriterler vardı. Bu kriterleri yerine getirmek için de Türkiye gerekli çabaları sarf etti. Meclis'ten yasalarımız geçti ve atılması gereken teknik adımları da attık. 72 kriterin biz hepsini gerçekleştirmek için çaba sarf ettik. Bazı konularda AB'nin farklı görüşleri olabilir. Bizim samimiyetimiz konusunda kimsenin şüphesinin olmaması lazım. Biz inandığımız bir şey yaparız. Zorla baskıyla da hiçbir şey yapmayız. Anlaşma yaptığımız zaman da yükümlülüklerini yerine getiririz. Şu anda geldiğimiz noktada Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları Avrupa ülkelerine, Schengen vizesi bölgesine vizesiz seyahati hak ediyor. Biz de zaten pasaport dahil gerekli teknik düzenlemeleri tamamlamak üzereyiz. Ufak tefek eksiklikler varsa bu önümüzdeki süreçte Türkiye'nin kararlılığıyla giderilebilir. Türkiye sözünde duran bir ülkedir. AB'nin de sözünde durması lazım. Ahde vefa çok önemli."
Türk vatandaşlarının, AB'nin KKTC de dahil aldığı bazı kararların uygulanmamasından kaynaklanan yıllara dayalı şüpheci bir yaklaşımının olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, "Ama son yaptığımız anlaşma son derece nettir. AB sözünde durarak Türkiye'deki vatandaşlarımızın şüpheyle yaklaşımını da ortadan kaldırabilir. O güven tekrar tazelenebilir. Umarım tüm kararlar ve süreç olumlu yönde devam eder." diye konuştu. Bakan Çavuşoğlu, vize konusunda şartlı kabul gelmesi durumunda Türkiye'nin tavrının ne olacağı yöndeki bir soru üzerine, dış politikada varsayımlar üzerine konuşmanın doğru olmayacağını söyledi.
SÜREÇ NASIL İŞLEYECEK?
Önümüzdeki hafta başlaması öngörülen süreçte konu ilk olarak AP’nin Sivil Özgürlükler ve İçişleri Komisyonu’nda ele alınacak. AP’de komisyon düzeyinde yapılacak görüşmelerin ardından AP Genel Kurulu devreye girecek. Bu kurumda yapılacak oylama basit çoğunluğa dayalı olacak. AP’de Türkiye karşıtı havanın en yüksek seviyelerinden birinde olması bu kurumdaki oylamanın zorlu olması riskini artırıyor. AP’den olumlu karar çıkması büyük ölçüde ana siyasi grupların takınacağı tavra bağlı olacak.
AP’den olumlu karar çıkarsa vize muafiyeti için AB Konseyi’ndeki süreç başlayacak. Bu kurumdaki süreçte ise oybirliği yerine nitelikli çoğunluk uygulaması kullanılacak. Başka bir deyişle Kıbrıs, Hollanda ya da Fransa gibi ülkelerin tek başlarına kararı veto etme hakları olmayacak. Olumlu karar alınması için ise oylamaya katılan ülkelerin yüzde 55’inin lehte oy kullanması ve bu ülkelerin toplam nüfusunun oylamaya katılan ülkelerin toplam nüfusunun yüzde 65’ine denk düşmesi gerekecek. Bu da olumlu ya da olumsuz kararın ülkelerin oluşturacakları bloklara bağlı olacağı anlamına geliyor.
ÜÇ AYDAN KISA ZİYARETLERE VİZE KALKACAK
AB Konseyi’nden de onay çıkması halinde vize muafiyeti 1 Temmuz’dan itibaren devreye sokulacak.
Böylece Türk vatandaşları Schengen ülkelerine üç aydan kısa süreli ziyaretler için vize almak zorunda kalmayacak. Ancak anlaşma Türk vatandaşlarına AB ülkelerinde çalışma ve yerleşme hakkı vermiyor.
"TÜRKİYE'YE GÜVENİYORUZ"
Rapora dair açıklama, AB Komisyonu'nun birinci Başkan Yardımcısı Frans Timmermans ile AB Komisyonu'nun Göç, İçişleri ve Vatandaşlıktan Sorumlu Üyesi Dimitris Avramopoulos tarafından yapıldı.
Timmermans, “Türkiye, özellikle son haftalarda kriterleri yerine getirmek için etkileyici bir ilerleme sağladı. Acilen yapılası gereken işler hâlâ var ama bu ivmeyi sürdürmesi halinde Türkiye bunları da tamamlayabilir. Bu yüzden Avrupa Parlamentosu ve üye ülkelere, kriterler tamamlandığında vize mecburiyetini kaldırması için tavsiyede bulunduk” dedi.
Avramopoulos da Türk yetkililerin katettiği gelişmeyi övdü ve tüm kriterleri yerine getireceği konusunda Türkiye’ye güvendiklerini ifade etti.
KOSOVA'YA DA MÜJDELİ HABER
AB Komisyonu, biyometrik pasaporta sahip Kosova vatandaşlarından da Schengen Bölgesi'ne azami 90 günlük seyahat için vize istenmemesini tavsiye etti.
Kosova'nın kriterler konusunda büyük ilerleme kaydettiğini belirten Avramopoulos, Avrupa Parlamentosu ve üye ülkelerin tavsiye kararını hızlıca onaylayacağını umduğunu söyledi.
Daha önce Ukrayna ve Gürcistan vatandaşlarına da vizesiz seyahat imkanı tanınması için tavsiye kararı alınmıştı.
Sonuçlar temiz dendi, 1 gün sonra yaşamını yitirdi
Karabük’te lise öğrencisi 19 yaşındaki Mersiye Ebru Çorbacıoğlu, göğsünde sıkışma şikayetiyle gittiği hastanede acil servisteki muayeneden 1 gün sonra staj gördüğü işyerine giderken kalp krizi geçirerek yaşamını yitirdi.
Yahya Kemal Beyatlı Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Grafik ve Fotoğraf Bölümü son sınıf öğrencisi Mersiye Ebru Çorbacıoğlu, staj gördüğü iş yerine gitmek için sabah saatlerinde Soğuksu Mahallesi Toki Konutlarındaki evinden çıktı. Çorbacıoğlu, yaklaşık 200 metre kadar yürüdükten sonra yere yığıldı. Çorbacıoğlu, çevredekilerin haber vermesiyle gelen sağlık ekipleri tarafından ambulansla Karabük Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Burada yapılan tüm müdahalelere rağmen Çorbacıoğlu yaşamını yitirdi.
Kalp krizi sonucu öldüğü tahmin edilen Çorbacıoğlu’nun kesin ölüm nedeni otopside belirlenecek. Karabük Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden yapılan açıklamada kalbi duran Çorbacıoğlu’nun yapılan müdahale sonrası yeniden hayata döndürüldüğü, anjiyoya alındığı, kalp damar yollarının ise açık olduğunun tespit edildiği, ancak genç kızın yeniden duran kalbinin müdahaleye rağmen çalıştırılamadığı belirtildi.
DÜN KALBİ SIKIŞINCA ACİLE KALDIRILMIŞ
Çorbacıoğlu’nun, dün işyerinde kalbinde sıkışma olduğunu söylemesi üzerine iş arkadaşları tarafından aynı hastanenin acil servisine kaldırıldığı, tetkiklerinin temiz çıktığı, Kardiyoloji doktoruna muayene olması istenerek gönderildiği öğrenildi.
Acı haberi alarak hastane morguna koşan genç kızın annesi Hatice ve babası İbrahim Çorbacıoğlu gözyaşlarına boğuldu. Sinir krizi geçiren İbrahim Çorbacıoğlu’nu yakınları teskin etmeye çalıştı. Çorbacıoğlu’nun ölümüyle ilgili hastane yönetimi tarafından inceleme başlatıldığı belirtildi.DHA
Yahya Kemal Beyatlı Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Grafik ve Fotoğraf Bölümü son sınıf öğrencisi Mersiye Ebru Çorbacıoğlu, staj gördüğü iş yerine gitmek için sabah saatlerinde Soğuksu Mahallesi Toki Konutlarındaki evinden çıktı. Çorbacıoğlu, yaklaşık 200 metre kadar yürüdükten sonra yere yığıldı. Çorbacıoğlu, çevredekilerin haber vermesiyle gelen sağlık ekipleri tarafından ambulansla Karabük Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Burada yapılan tüm müdahalelere rağmen Çorbacıoğlu yaşamını yitirdi.
Kalp krizi sonucu öldüğü tahmin edilen Çorbacıoğlu’nun kesin ölüm nedeni otopside belirlenecek. Karabük Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden yapılan açıklamada kalbi duran Çorbacıoğlu’nun yapılan müdahale sonrası yeniden hayata döndürüldüğü, anjiyoya alındığı, kalp damar yollarının ise açık olduğunun tespit edildiği, ancak genç kızın yeniden duran kalbinin müdahaleye rağmen çalıştırılamadığı belirtildi.
DÜN KALBİ SIKIŞINCA ACİLE KALDIRILMIŞ
Çorbacıoğlu’nun, dün işyerinde kalbinde sıkışma olduğunu söylemesi üzerine iş arkadaşları tarafından aynı hastanenin acil servisine kaldırıldığı, tetkiklerinin temiz çıktığı, Kardiyoloji doktoruna muayene olması istenerek gönderildiği öğrenildi.
Acı haberi alarak hastane morguna koşan genç kızın annesi Hatice ve babası İbrahim Çorbacıoğlu gözyaşlarına boğuldu. Sinir krizi geçiren İbrahim Çorbacıoğlu’nu yakınları teskin etmeye çalıştı. Çorbacıoğlu’nun ölümüyle ilgili hastane yönetimi tarafından inceleme başlatıldığı belirtildi.DHA
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)