9 Mayıs 2016 Pazartesi

Demirhan'ın cesedi bulundu

İstanbul Esenyurt'taki evinden dün sabah saatlerinde arkadaşlarıyla oyun oynamak için çıkan 10 yaşındaki Demirhan Dir'in cansız bedeni bulundu.


Avcılar’da kaybolan 10 yaşındaki Demirhan Dir’in cenazesi balık adamlar tarafından derede bulundu. Annesi ve yakınları acı haberi alınca gözyaşlarına boğuldu.

10 yaşındaki Demirhan Dir, dün sabah saat 11.00 sıralarında arkadaşlarıyla oyun oynamak için Esenyurt’taki evlerinden çıktı. Akşam geç saatler olmasına rağmen Demirhan evine gelmedi. Çocuklarının eve gelmediğini gören aile Demirhan’ı sormak için birlikte oyun oynadığı arkadaşlarının yanına gitti. Bunun üzerine arkadaşları Demirhan’ın ailesine kendilerini köpeğin kovaladığını ve Demirhan’ın da Avcılar’daki boş araziye doğru kaçtığını söyledi. Çocukların tarif ettiği tarlaya giden aile, aramalarına rağmen bulamayarak, durumu hemen polise bildirdi. Gece olması nedeniyle olayın meydana geldiği yerde geniş çaplı arama yapamayan polis ekipleri, İstanbul Valiliği Afet ve Acil Durum Arama ve Kurtarma Birliği’den (AFAD) yardım istedi. Gece saat 03:00 sıralarında AFAD ekipleri bölgeye gelerek kayıp Demirhan Dir’i aramaya başladı. Arama çalışmalarına polis ekipleri ve küçük çocuğun ailesi de eşlik etti.

"SADECE BENİM ÇOCUĞUM GELMEDİ"

Kayıp çocuğun babası Abdülkerim Dir, "4 tane çocuk oynamaya gelmişler ve köpek onları kovalamış. Yanındaki arkadaşının dediğine göre Demirhan böyle aşağı doğru koştu, ben geri döndüm eve geldim onlar gelmedi. Onlar da evine gitmiş, benim çocuğum gelmedi. Diğer 3 çocukların hepsi gelmiş sadece benim çocuğum gelmedi. Ve ayrıca benim çocuğun misketleri diğer çocukta, çocuk kayıp olsa o misketlerin onda ne işi var. Akşam 17:30’dan beri arıyorum. Polisten yardım istedim" dedi.

BALIK ADAMLAR DEREDE ARADI

Bu sırada polis ekipleri kayıp Demirhan’ın gündüz beraber oyun oynadığı iki arkadaşını evlerinden alıp oynadıkları yere getirdi. Polis ekipleri çocuklara gündüz nerede oynadıklarını sordu. Polis ve AFAD ekipleri aramaları çocukların gösterdiği yerlerde yapmaya başladı. Burada herhangi bir ize rastlanmayınca Haramidere’de köprüsü yakınlarında arama başlatıldı. Kayıp çocuğun giysileri bulununca arama, derede yoğunlaştı. İstanbul İtfaiyesine bağlı bir balık adam dereye girerek arama çalışması yaptı. 1 saat süren çalışmalara rağmen herhangi bir şeye rastlanamadı. Bu sırada AFAD’a bağlı su altı ekibi geldi. Dalgıç kıyafetlerini giyen 2 balık adam dereye girdi.

DEMİRHAN’A KOŞTULAR

Derede yapılan yarım saatlik aramanın ardından 10 yaşındaki Demirhan’ın cesedine ulaşıldı. Demirhan’in cenazesi çıkarılarak ceset torbasına konuldu. Bu sırada Demirhan’ın yakınları cenazenin bulunduğu noktaya koştu. Demirhan’ın cenazesi ambulansa konuldu. Sinir krizi geçiren anne yakınları tarafından sakinleştirilmeye çalışıldı. Demirhan’in cenazesi Büyükçekmece Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı. DHA






Reza Zarrab'ın mahkeme tutanakları ortaya çıktı

New York'ta Savcı Preet Bharara'nın hakkında hazırladığı iddianamede dört ayrı suçlamadan yargılanan Reza Zarrab'ın davasında mahkeme tutanaklarını yayımladı.


New York'ta Savcı Preet Bharara'nın hakkında hazırladığı iddianamede dört ayrı suçlamadan yargılanan Reza Zarrab'ın davasında savcıların mahkemeye yeni deliller sunmak için çalışmalarını yoğunlaştırdığı öğrenildi. Amerika'nın Sesi'nden Can Kamiloğlu, davaya ilişkin mahkeme tutanaklarını yayımladı. Habere göre; yeni delilleri mahkemeye sunmak için sayıları yüzbinlerle ifade edilen belgeler, yazışmalar ve telefon kayıtları inceleniyor. Yeni delillerle ilgili çalışmaların en geç bu ay sonu tamamlanması bekleniyor. Hukukçular ise dava iddianamesine savcının yeni delillerle ek yapabileceği görüşünde.

Hazırlanan ek iddianameyle Türkiye'nin de suçun işlendiği yer olarak iddianameye girmesinin ardından Türkiye ile ilgili delillerin ne olduğu konusunda veya yeniden bir ek iddianame hazırlanıp hazırlanmadığı konusunda ise savcılık kaynakları bilgi vermiyor ve yorum yapmıyor. Sarraf ile ilgili yeni deliller Amerikan ceza yasalarına göre 16 Haziran'da yapılacak duruşmanın öncesinde, müvekkillerini savunabilmeleri için Zarrab'ın avukatlarına da sunulacak.

Mahkeme tutanaklarında değişiklik veya redaksiyon amacıyla henüz itiraz süresi dolmadığı için duruşma tutanakları adli sistemde yayınlanmadı. Ancak bu tutanaklarda, Amerikan devleti adına iddia makamının yeni deliller bulmak için çok sayıda belgeyi araştırdığı, mahkemeden en az 30 gün ek süre istediği ve sayıları yüzbinlerle ifade edilen belgelerin incelendiği belirtiliyor. Tutanaklarda; duruşmayı dinleyiciler sırasında izleyen, ancak hiç konuşmayan New York Güney Bölgesi Savcısı Preet Bharara'nın da dinleyici değil, davayı açan federal savcı olarak geçtiği yazıyor.

Mahkeme yargıcı Richard Berman'ın karşısına Rıza Sarraf'ın yanı sıra Amerikan devletini temsilen Savcı Preet Bharara, savcı yardımcısı Sid Kamaraju, Sarrafın avukatları Benjamin Brafman, Mare Anglefilo, Joshua Krishner, Zarrab soruşturmasını yapan ekipte yer alan iki FBI ajanı ve Türkçe simultane çeviri yapan bir tercüman yer aldı.


TEK KELİME ÇEVİRMEN İÇİN

Rıza Sarraf'ın duruşma boyunca resmi kayıtlara geçen tek sözü İngilizce olarak söylediği 'I understand' (Anladım) kelimesi oldu. Hakim Berman ve Rıza Sarraf arasında geçen bu diyalog tutanaklara ise şöyle yansıdı:

Hakim Richard Berman: "Başlangıçta bilmenizi istediğim bir şey var Sayın Brafman ve sanırım biliyorsunuz. Türkçe bir çevirmen ayarladım."

Avukat Benjamin Brafman: "Evet efendim. Günaydın. Bu duruşmada olmak her zaman için bir onur. Çevirmen ayarladığınız için teşekkürler. Sabah müvekkilimle İngilizce konuştuk. Onun tercihi mahkeme sürecinde tercüman kullanılması. Bize bunu sağladığınız için teşekkürler. Sabah müvekkilimle konuşma fırsatımız oldu ve duruşma için hazırız."

Hakim Richard Berman: "Duruşmada sonradan değil, anında tercüme yapılacak"
Avukat Benjamin Brafman: "Evet"

Hakim Richard Berman: Rıza Sarraf'a dönerek; "Bay Sarraf, bu duruşmayı çevirmen yardımıyla izleyeceksiniz"

Sanık Rıza Sarraf: "I understand (Anladım)"

SAVCILIK 30 GÜN İSTEDİ

Duruşma tutanaklarına geçen diğer bir ayrıntıda, iddia makamının yeni delilleri araştırdıkları ve sayıları yüzbinlerle ifade edilen belgeleri araştıran savcılığın çalışmaları tamamlamak için mahkemeden en az 30 gün daha istemesi de tutanaklara şöyle yansıdı:

Hakim Richard Berman: "Sayın Brafman, bu davada iddiaları kabul etmeyip (müvekkilinizin) suçsuz olduğunu beyan ettiniz. Bu arada devlet (iddia makamı) ile zamanlama konusunda bir tercih ve bir sonraki aşama için bir görüşmeniz oldu mu?"

Avukat Benjamin Brafman: "Evet efendim. Devlet bu konuda oldukça nazik davrandı. Biz bugün bir kefalet karşılığında salıverilme talebinde bulunmayacağız. Bu talebimizi mahkemenin ve devletin daha uygun bir zamanında yapacağız. Bu konuyu (Kefalet duruşmasını kast ediyor) bir anlaşmayla çözme umudunu taşıyoruz. Bu konuda mahkemeniz bize uygun bir zamanlama ve fırsat verirse, hazırlayacağımız kefalet paketini sizin önceden daha gözden geçirme şansınız olacaktır. Devlet bize bu sabah soruşturma sürecini hızlandıracağını beyan etti. Tahmin edebileceğiniz gibi sayfalarca belgelerin içerisindeler. Bir şekilde bize ivedi bir format içerisinde mümkün olan en kısa zamanda verecekler. Konuşmamıza göre bu işin onların açısından bitmesi ve mahkemeye devam edilmesi için 30 gün gerekiyor. Biz de bu süreç öncesinde mahkemenize de bildireceğimiz kefalet duruşması talebimizi ileteceğiz."

Hakim Richard Berman: "Bu konuda bir araya gelip konuşup uzlaşırsanız mutlu olurum. Bu şekilde daha iyi olur. Bu konuda anlaşamazsınız zamanı gelince beni size de önceden bildirilmek kaydıyla bir duruşma zamanı veririm."

Devlet Savcısı Sid Kamaraju: "Efendim, mahkemeye sunulacak deliller konusunda, soruşturmayı bir kaç ayrı bölümde sürdürüyoruz. Ana elektronik posta belgeleri, banka kayıtları, telefon kayıtları gibi. Burada konusunu ettiğimiz binlerce, yüzbinlerce sayfa. Savunma avukatıyla bunu konuştuk. Onlara da müşterek çalışıp en kısa süre içerisinde onlara da vereceğiz. Mahkemeden 30 gün daha istiyoruz"
Hakim Richard Berman: "Buraya yeniden gelmek için otuz gün mü dediniz?"

Federal Savcı Sid Kamaraju: "Esas olarak üzerinde halen çalıştığımız soruşturmayı tamamlamamız için otuz güne ihtiyacımız var demek istedim. Duruşma günü bu süreden sonra belirlenebilir"
Hakim Richard Berman: "Bay Brafman sizin için uygun mu?"

Avukat Benjamin Brafman: "Tamamıyla efendim." (Cnn Türk)


Fransa'da hamile kadınlara sigarayı bırakmaları için 300 euro

Fransa'da hamile kadınlara sigarayı bırakmaları için 300 euro’ya (yaklaşık 1000 lira) kadar para ödeyecek.

Uygulama, 'mali teşvikin, nikotin bırakılmasına nasıl etki ettiğini' inceleme amaçlı yapılan bir deney kapsamında gerçekleştirilecek.

Deney, sağlık bakanının Avrupa'da sigara içen hamile kadınların sayısının en fazla Fransa'da olduğunu açıklamasının ardından yapılıyor.

Hamile kadınlara önce 20 euro ödenecek ve bu kademeli olarak artacak.

Independent'ın haberine göre eğer tekrar sigara içmeye başlamazlarsa, ödenecek miktar 300 euro’ya kadar çıkabilecek.

Paris'taki devlet hastaneleri ile Ulusal Kanser Enstitüsü'nün ortak çalışması, para vermenin gebelikte tütün tüketimini azaltmaya teşvik edip etmediğini inceleyecek.

Avrupa'da en çok sigara içilen ülke

Deneye, 18 yaş üstü en az dört aydır hamile olan ve her gün beşten fazla sigara içen kadınlar katılabilecek.

Çalışma kapsamında elektronik sigara ve diğer tütün maddeleri ise yasak.

Hamile kadınlar kurallara uyup uymadıklarının tespit edilebilmesi için düzenli olarak kontrolden geçecek.

Geçen yılın verilerine göre her beş Fransız kadından biri hamilelik döneminde sigarayı bırakmadı.

Fransa Sağlık Bakanı Marisol Touraine, "Avrupa ülkeleri arasında sigara içen en fazla hamile kadının Fransa'da olduğunu" söyledi.

Sigara içmek gebelik süresince cenine oksijen tedarikini azaltır ve düşük riskini, prematüre veya düşük doğum ağırlığı riskini arttırır. BBC Türkçe

'Aşıklar Sokağı'nda eş arayışı

Çanakkale'nin Bayramiç ilçesi Muratlar köyünde düzenlenen "hayır yemeği"nde bir araya gelen bekar gençler, "Aşıklar Sokağı" olarak bilinen bölgede eş adaylarıyla tanışma imkanı buldu.

Her yıl köylüler tarafından organize edilen ve Muratlar ile çevre yerleşim birimlerinden pek çok kişinin katıldığı geleneksel yemek için toplanan bekar erkek ve kızlar, "Aşıklar Sokağı"nda gezdi. Eş adaylarını arayan gençlerin yanı sıra il dışından gelen ve bu sokağı merak edenler de bu yılki etkinliğe ilgi gösterdi.

Birbirleriyle tanışma imkanı bulan gençlerden bazıları, gelecekte kurmayı planladıkları yuvalar için ilk adımları attı.

Köy Muhtarı İsa Korkmaz, gazetecilere yaptığı açıklamada, kendisinin de eşiyle bu sokakta tanıştığını söyledi.

Genç kızların yöresel kıyafetlerini giyip yaklaşık 1 kilometre uzunluğundaki yolda yürüdüğünü belirten Korkmaz, "Erkekler de bu yolda yürüyerek eşlerini arıyor. Bu gelenek çok eskiye dayanıyor. Gençlerimiz burada birbirlerini görüp beğeniyor. Köydeki evli çiftlerin yüzde 90'ının bu sokakta eşlerini bulduğunu söyleyebilirim" diye konuştu.

Korkmaz, son yıllarda gazete, televizyon ve sosyal medyada çıkan haberler üzerine sokağı görmek için ülkenin birçok ilinden ziyaretçi geldiğini, bunun da yeni dostluklara, arkadaşlıklara imkanlar oluşturduğunu ifade etti.

Köylülerden Mehmet Aydoğan ise Muratlar'ın "Aşıklar Sokağı" ile tanınmasından mutluluk duyduklarını belirtti. DHA





19 yaşındaki Hayriye'nin acı kaderi

Gümüşhane'de, 150 metrelik yamaca yuvarlanan otomobilde bulunan 19 yaşındaki Hayriye Yalın ölürken, kazada 4 kişi de yaralandı.


Edinilen bilgiye göre, Ertuğrul Orak (25) yönetimindeki 61 VY 285 plakalı otomobil, saat 23.50 sıralarında Grup köy yolundan Süleymaniye Mahallesine dönerken sürücüsünün kontrolünü kaybetmesi sonucu yolun altındaki dik yamaca yuvarlandı. Kazada, yamaçtan taklalar atarak yuvarlanan ve yoldan yaklaşık 150 metre aşağıda durabilen otomobilde bulunan 5 kişinin tamamı araçtan fırlarken, kaza yerine ilk olarak bölgeye yakın yerde bulunan vatandaşlar ulaştı.

Kazayı görür görmez 112 acil servise bilgi veren vatandaşlar bu sırada yol kenarına çıkan yaralıyla konuşarak aracı buldu. Kısa süre olay yerine gelen ambulanslar, vatandaşlar tarafından bulunan 2 yaralıyı Gümüşhane Devlet Hastanesine götürürken, İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğüne bağlı ekipler ise halat yardımıyla uçuruma yuvarlanan diğer yaralılar için çalışma başlattı.

Zor şartlar altında yapılan tespitin ardından yaralılar sedye yardımıyla vatandaşların da desteğiyle yolda bekleyen ambulanslara yetiştirildi. Kazada yaralanan sürücü Orak ile araçta bulunan Emre Uzunosmanoğlu (28), Ceylin Şeyma Boz (22) ve Tuğçe Kahraman (21) da Gümüşhane Devlet Hastanesi'nde tedavi altına alındı. Orak, daha sonra Trabzon Kanuni Araştırma Hastanesine sevk edildi.

Kazada, Hayriye Yalın (19) adlı genç kızın olay yerinde öldüğü tespit edildi. Yalın'ın cesedi Cumhuriyet Savcısının bölgeye gelerek inceleme yapmasının ardından İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü ekipleri tarafından bulunduğu yerden çıkarılarak Gümüşhane Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı.

Kaza haberini alan yaralı yakınları ve arkadaşları Gümüşhane Devlet Hastanesi'ne akın etti. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı. Hürriyet

Süleyman Demirel'in kardeşi hayatını kaybetti

Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in kardeşi işadamı 90 yaşındaki Şevket Demirel, tedavi gördüğü İstanbul’daki Amerikan Hastanesi’nde sabaha karşı yaşamını yitirdi.


Isparta’da çimento üretimi yapan Göltaş A.Ş, orman ürünleri üretimi yapan Orma A.Ş’nin ve TED Koleji Yönetim Kurulu Başkanı Şevket Demirel, geçen hafta içinde evinde rahatsızlandı.
Yaşlılığa bağlı hastalıklardan dolayı İstanbul Amerikan Hastanesi’nde tedaviye alınan Şevket Demirel, saat 03.39’da yaşamını yitirdi. Şevket Demirel’in cenazesi havayoluyla Isparta’ya getirilerek, Atabey İlçesi’ne bağlı İslamköy’deki aile kabristanında toprağa verilecek. (Mehmet ERÇAKIR/ ISPARTA - DHA)


8 Mayıs 2016 Pazar

Nusaybin’den acı haber: Üç şehit

Mardin’ in Nusaybin ilçesi’nde operasyonların sürdüğü Abdulkadirpaşa mahallesinde meydana gelen patlamada 2 askerin şehit oldu bir asker ağır yaralandı.


Yaralı asker, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak şehit oldu.
Nusaybin ilçesinde asker ve polisin ortaklaşa gerçekleştirdiği operasyonlar devam ederken, bugün ilçenin Fırat Mahallesi Kordon sokakta bir evde arama tarama faaliyeti gerçekleştirildi. Arama çalışmaları sürerken, teröristlerce önceden eve yerleştirilen el yapımı patlayıcıyının infilak etmesi sonucu 3 asker ağır yaralandı.  Ancak yaralı askerlerden kurtulan olmadı. DHA

Yılmaz Özdil'in Can Dündar yazısı olay oldu

Sözcü yazarı Yılmaz Özdil, bugünkü köşesinde kaleme aldığı "Can Dündar" başlıklı yazısıyla sosyal medyada gündem oldu.


Yılmaz Özdil'in yazısı şöyle..

Milli futbolcu Emre Belözoğlu sabah namazına giderken otomobiliyle yayaya çarptı, yaya öldü, Emre derhal serbest bırakıldı, karakoldan çıkarken “Türkiye seninle gurur duyuyor” tezahüratı yapıldı.
*
Milleti dolandırmaktan aranan Jet Fadıl, havalimanının VIP kapısından Türkiye'ye giriş yaptı, “Türkiye seninle gurur duyuyor” diye alkışlandı, tutuklandı, bi süre yattı, hapisten çıkarken “Türkiye seninle gurur duyuyor” diye alkışlandı.
*
Abdi İpekçi'nin katili Mehmet Ali Ağca'yı sokağa saldılar, yoluna güller döküldü, “Türkiye seninle gurur duyuyor” diye bağırıldı, bilahare, yanlış hesapladıkları, erken saldıkları ortaya çıktı, gene içeri tıktılar, biraz daha yattı, gene saldılar, yoluna karanfiller döküldü, “Türkiye seninle gurur duyuyor” diye bağırıldı.
*
Hrant Dink'in katili Ogün Samast duruşmalara girerken “Türkiye seninle gurur duyuyor” sloganları atıldı, cinayet haftasında oynanan futbol maçlarına Ogün Samast gibi beyaz bere takarak gelen taraftarlar “Türkiye seninle gurur duyuyor” diye tezahürat yaptı.
*
İnsanları domuz bağıyla öldürüp, mezar evlerine gömen Hizbullahçıları serbest bıraktılar, hapishane kapısında karşılayanlar “Türkiye sizinle gurur duyuyor” sloganlarıyla halay çekti.
*
Kerkük'e karışırsanız Diyarbakır'a karışırım diyerek Türkiye'ye posta koyan, Pkk'nın evsahibi Barzani, Akp kongresinde onur konuğu yapıldı, “Türkiye seninle gurur duyuyor” diye ayakta tempo tutuldu.
*
“Barutun kokusu düştü burnuma, dört bir yanı istiyorum dibinden patlatayım, ya ölüm ya kurtuluş, artık savaş zamanıdır, tutmak istiyorum Kürdistanımı” şeklinde hümanist (!) şarkılar söyleyen Şivan Perver, Akp mitinginde asrın liderimizle elele sahneye çıktı, düet yaptı, “Türkiye sizinle gurur duyuyor” diye alkışlandı.
*
Polat Alemdar üniversitede konferans verdi, salon inim inim inledi, “Türkiye seninle gurur duyuyor!”
*
Hakan Şükür henüz Akp'liyken, henüz yurtdışına kaçmamışken, ben aslında Türk falan değilim dedi, yandaş medyada “Türkiye seninle gurur duyuyor” manşetleri atıldı.
*
78 yaşındaki Hüseyin Üzmez, 13 yaşındaki kız çocuğuna cinsel istismardan tutuklandı, bi ara bırakıldı, televizyon televizyon dolaşıp “hovardayım, benim hayatıma giren kadınlar benimle beraber olmasalardı fahişe olurlardı” dedi, “müslüman olduğun için sana iftira atılıyor, Türkiye seninle gurur duyuyor” diye makaleler yazıldı.
*
Gezi protestosuna katılan gençler hakkında “yaptığınız eylemi si.eyim, vatan hainleri, meydanı Ermenilere bıraktınız, Allah belanızı versin çapulcular” diye tweetler atan güreşçiye “Türkiye seninle gurur duyuyor” adıyla facebook sayfası açıldı.
*
Gezi protestoları sırasında katil polis Ethem Sarısülük'ün suratına ateş etti, öldürdü, ertesi gün Ethem'in vurulduğu yere “değerli Türk polisi, Ankara sizinle gurur duyuyor” yazılı pankart asıldı.
*
Keriz Feneri'nin sanığı Zahid Akman serbest bırakıldı, kapıda karşılayanlar “Türkiye seninle gurur duyuyor” diye alkışladı.
*
17/25'te oğlu tutuklanan ekonomi bakanı, oğlu tutuklanan içişleri bakanı, oğlu gözaltına alınan toki bakanı ve bakara makaracı devlet bakanı, sanki UEFA kupasını kazanmışlar gibi otobüsün üstüne çıkıp, elele poz verdiler, rabia işareti yaptılar, ahaliyi selamladılar, sayın ahalimiz de “Türkiye sizinle gurur duyuyor” diye alkışladı.
*
Kendi ellerimizle beslediğimiz, tırlarla silah-cephane gönderdiğimiz köktendinci teröristler, Reyhanlı'yı havaya uçurdu, 52 insanımız hayatını kaybetti, asrın liderimiz Reyhanlı'ya taziyeye gideceğine, atladı uçağa ABD'ye gitti, dolaştı, geldi, anca 15 gün sonra lütfedip Reyhanlı'ya gitti, otobüslerle şakşakçı taşıdılar, “Türkiye seninle gurur duyuyor” diye tezahürat yaptırdılar.
*
Soma'da 301 madencimizi diri diri gömdüler, Ermenek'te 18 madencimizi diri diri boğdular, Ermenek'e giden enerji bakanı Taner Yıldız'a “Türkiye seninle gurur duyuyor” diye tezahürat yaptılar.
*
Ensar Vakfı'ndaki sapık, oğlan çocuklarına üç sene boyunca tecavüz etti, aile bakanı Sema Ramazanoğlu “buna bir kere rastlanmış, Ensar Vakfı'yla gurur duyuyoruz” dedi, o hafta Akp grup toplantısında ayakta alkışlandı, “Türkiye seninle gurur duyuyor” sloganları atıldı.
*
Hal böyleyken…
Malum şahsın tetikçisi olan hırt, gazeteci Can Dündar'a kurşun sıktı. Niye yaptın diye sordular, “vatan haini olduğu için” dedi.
*
Akp Türkiyesi'nin özeti.
*
Hırsızsan katilsen dolandırıcıysan sapıksan, Türkiye seninle gurur duyuyor, övünebilirsin.

Yok eğer malum şahsın canını sıkıyorsan, sana da sıkarlar, vatan hainisin.

Cübbeli'den Ahmet Hakan'a: Sen hangi kafadasın?

Cübbeli Ahmet Hoca ve gazeteci Ahmet Hakan arasında 23 Nisan nedeniyle başlayan tartışma devam ediyor. Cübbeli Ahmet Hoca katıldığı bir televizyon programında Ahmet Hakan'a büyük tepki gösterdi.

23 Nisan gösterileri için söylediği sözler sonrası Ahmet Hakan'la tartışmaya giren Ahmet Mahmut Ünlü, katıldığı bir programda konuya açıklık getirdi.

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı gösterileri öncesinde söylemiş olduğu sözlerin yanlış anlaşıldığını belirten Cübbeli Ahmet lakaplı Ahmet Mahmut Ünlü, katıldığı televizyon programında konuya açıklık getirdi.

İşte Cübbeli'nin o sözleri:

AHMET HAKAN NEDEN HEDEF ALIYOR BİLMİYORUM

"Ahmet Hakan'ın beni neden hedef aldığını bilmiyorum. Bana köşe ayırmış ve orada 'Baldır, bacak' gibi ifadelerin benim ağzımdan söylendiğini yazmış. Ben böyle bir cümle kullanmadım bile. Sen hangi kafadasın Ahmet Hakan!..

BALDIR BACAK DEMİŞSEM...

O konuşmamda şunu söylemiştim 'Küçücük çocukların orada oynatılmasından rahatsız oluyorum.' Bir de küçücük kız çocuklarının üzerinden böyle bir polemik konusu yaratmak oldukça yanlış. Eğer baldır-bacak demişsem bile onu ergenliğe erişmiş kızlar için söylemişimdir. Çünkü İslam buna izin vermez. Ama Ahmet Hakan'ın da hakkını yemeyelim...

AHMET HAKAN'IN BENDE HAKKI VAR

Benim hapishanede olduğum süreçte beni ziyarete gelmişti. Bu yüzden bende hakkı var. Eski bir aile tanışıklığı da var Ahmet Hakan'la... Ben ona o günlerde 'Yine aynı görüşte misin (Münlüman mısın)' diye sormuştum. O da bana 'evet aynı görüşteyim' demişti. O günlerde bana bunları söyleyen biri benim görüşlerime nasıl aykırı bir yazı yazar onu da anlamış değilim."

internethaber

7 Mayıs 2016 Cumartesi

Can Dündar'a silahlı saldırının en net görüntüleri

Can Dündar'a adliye önünde iki el ateş edildi. Kurşun isabet etmeyen Can Dündar'ın durumu iyi. Kurşunlardan biri Dündar'ın yakınında bulunan NTV muhabiri Yağız Şenkal'in bacağını sıyırdı.

Silahlı saldırgan olay sonrası gözaltına alındı. Can Dündar’a yönelik saldırıyı gerçekleştiren kişinin 1976 doğumlu Murat Şahin olduğu belirlendi. Şahin'in tehdit, hakaret ve yaralama suçlarından suç kayıtları var. Silahın ruhsatsız olduğu, Şahin'in İstanbul'da bir firmada montajcı olarak çalıştığı belirtiliyor.

MİT TIR'ları davasının bugünkü duruşmasında mahkeme heyeti karar için ara verdi. Bu sırada adliye önünde Can Dündar gazetecilerin sorularını yanıtlarken bir şahıs yanına yaklaşıp slogan atarak ayaklarına doğru iki el ateş etti.

Dündar silahlı saldırıda herhangi bir yara almazken, yanında bulunan NTV muhabiri Yağız Şenkal'in bacağını bir kurşun sıyırdı. Dündar ve Şenkal'in sağlık durumu iyi. Polisler şahsa hemen müdahale ederek gözaltına aldı. Can Dündar saldırı girişiminin ardından adliyeye döndü. Dündar, "Kim olduğunu bilmiyorum. Sadece bana yönelik silahını yönelttiğini gördüm. Kimlerin bizi hedef gösterdiğini biliyoruz. Umarım onlar ders alır" diye konuştu.


SALDIRGANIN 3 SUÇ KAYDI VAR

Gazeteci Can Dündar’a silahlı saldırı girişiminde bulunan 40 yaşındaki Murat Şahin’in poliste 3 suç kaydı var. Şahin’in Sivas’ın Hafik ilçesi Çimenyenice köyü nüfusuna kayıtlı olduğu ortaya çıktı. Ailesi yıllar önce Sivas’tan göç eden Şahin’in İstanbul’da dünyaya geldiği belirtildi. 4 üvey ve 5 öz olmak üzere 9 kardeşi bulunan Şahin’in evli ve 8 yaşında bir kız çocuk sahibi olduğu öğrenildi. İstanbul Gaziosmanpaşa’da ikamet eden ve işçi olarak çalıştığı öğrenilen Şahin’in 2011 yılında kasten yaralama, aynı yıl tehdit ve hakaret, 2014 yılı içerisinde ise kapkaç nedeni ile suç kaydının bulunduğu, hakkında bir kaç kez gözaltı ve yakalama kararı çıkarıldığı öğrenildi.

 Bazı görgü tanıkları saldırganın "Seni yaşatmayacağım vatan haini" diye bağırdıktan sonra silahını ateşlediğini söyledi.

İLK İFADESİ ORTAYA ÇIKTI

Olayın ardından gözaltına alınarak götürüldüğü Çağlayan Polis Merkezi'nde ilk ifadesi alınan saldırgan Asayiş Şube Müdürlüğü'ne sevk edildi. Saldırganın bir süre inşaatlarda çalıştığı, uzun süre işsiz kaldıktan sonra bir firmada montajcı olarak işe başladığı belirtiliyor. İfadesinde kendisini azmettiren olmadığın iddia etti. Saldırganın "Şehitler hakkında ileri geri konuşuldu, davayı dUyunca Çağlayan Adliyesi'ne gittim" diye ifade verdiği öğrenildi. Şahin'in, telefon dökümleri çok yönlü olarak incelenecek. Saldırıda kullanılan silah ise ruhsatsız.
DİLEK DÜNDAR O ANLARI ANLATTI
Can Dündar’ın eşi Dilek Dündar’da saldırı girişimini anlattı. Dilek Dündar, "Silahı görünce üzerine gittim. O sırada ’vatan hainisin’ deyip iki defa ateş açtı. Can’ı o sırada başka bir yere kaçırdılar" dedi.
ADLİYEDE YOĞUN GÜVENLİK
Bu arada Can Dündar'a yönelik silahlı saldırının ardından Çağlayan Adliyesi binasına sarı basın kartı sahibi gazeteciler ve milletvekilleri haricinde kimsenin alınmadığı belirtildi.

Çamaşır makinesi öldürüyordu

Antalya'da kuru temizleme fabrikasında çalışan 28 yaşındaki Ayşegül Altınbilek, durduğunu sandığı çamaşır makinesi kapağından sarkan masa örtüsünü tuttuğu sırada sağ kolunu dönen mekanizmaya kaptırdı. Sağ dirseği kırılan kadın, hastanede tedaviye alındı.


Güzeloba Mahallesi'ndeki bir kuru temizleme fabrikasında işçi olarak çalışan Ayşegül Altınbilek, geçen 1 Mayıs günü çamaşır makinesinin kapağını açarak çamaşırları çıkartmak istedi. Bu sırada açık kapaktan sarkan masa örtüsünün ucu, Altınbilek'in sağ koluna dolandı. Tamburanın dönme hızıyla bir anda kolunu kaptıran Ayşegül Altınbilek, o hızla vücudunun yarısına kadar makinenin içine girdi. Makinenin durdurulmasıyla kurtarılan Altınbilek'in, sağ kol dirseğinin kırıldığı görüldü. İşyerindekilerin çağırdığı ambulansla Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'ne götürülen Altınbilek, Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Levent Altınel tarafından ameliyata alındı. Dirseğinden çıkan kemiği de yerine yerleştirilen Altınbilek'e başarılı operasyon yapıldı.
Kazanın yaşanış şeklini anlatan Ayşegül Altınbilek, "Makine durduğunda alarm düğmesi çalıyor. Alarm durduğunda ise kapağı açabiliyoruz. Alarmın durmasının ardından kapağı açtığımda, makinenin de durduğunu varsayarak sarkan masa örtüsünü tuttum. Masa örtüsü koluma dolandı. Makine beni çevirmeye başladı. Kolumun kırıldığını hissettim. Birkaç kez kafamı çarptım. Bu arada belime kadar makinenin içine girdim, birkaç kez de havada döndüm. Daha sonra nasıl dışarı çıktığımı hatırlamıyorum" diye konuştu.

Kendine geldiğinde yerde yattığını hatırladığını aktaran Ayşegül Altınbilek, "Allahtan soğukkanlı bir insanım. Sağ kolumun temiz bir bezle örtülmesini istedim. Patronumuz kolumu bağladı. Sanırım kısa süre sonra ambulans geldi. Beni hastaneye getirdiler. Sigortam henüz yapılmadığı için patronumuz o esnada kulağıma, 'Bugün işe başladığını söyle veya bir arkadaşını ziyaret amaçlı burada bulunduğunu söyle' dedi" diye konuştu.

KAZA GÜNÜ SİGORTAMI BAŞLATTI

Hastanedeki süreçte patronunun yine gelip gitmeye başladığını ve kazanın olduğu gün sigorta girişinin yapıldığını öğrendiğini belirten Altınbilek, "Ben burada 11 Nisan'da işe başladım. Normalde sigortasız bir işyerinde çalışmak istemem. Fakat sigortamın yapılacağını söyledikleri için belki bir süre idare edebilirim diye düşünmüştüm" dedi.

Hastanın durumuyla ilgili bilgi veren Prof. Dr. Levent Altınel, "Geldiğinde dirsek ekleminden çıkmış
ve kemiğin alt kısmı tamamen dışardaydı. Bütün bağları kopmuştu. Acil olarak ameliyata aldık. Dirseğini temizleyerek tekrar içeri koyduk ve mevcut bağlarını tamir ettik. Ufak bir sinir hasarımız var. Onun da zaman içinde iyileşmesini bekliyoruz. Son işlemlerin ardından dirsek hareketlerine de başlayacağız. Daha sonra da eski sağlığına kavuşabilmesi için fizik tedaviye başlayacağız" diye konuştu. DHA

Kilis’e 2 roket daha atıldı

Kilis'e Suriye tarafından saat 13.20 sıralarında 2 roket mermisi atıldı.


Suriye’nin IŞİD denetimindeki Bab Bölgesi’nden Ocak ayından bu yana atılan ve 21 kişinin yaşamını yitirmesine neden olan roketlerin hedefindeki Kilis’e, saat 13.20 sıralarında yine 2 katyuşa roketi atıldı. Necmettin Erbakan Mahallesi’nde boş araziye düşen roketlerin patlama sesi kentte paniğe yol açtı.

Patlama sesi ardından bölgeye giden ekiplerin yaptığı incelemede, roketlerin boş araziye düştüğü saptandı. Kimsenin yaralanmadığı olayın ardından sınırda konuşlu topçu birlikleri; Fırtına obüsleri, çok namlulu roketatar bataryası ile Sakarya adlı roketatarlar ile saldırının yapıldığı IŞİD denetimindeki bölgeyi angajman kuralları kapsamında ateş altına aldı

“KİLİS’TE TC VATANDAŞI KALMAYACAK”

Aylardır roket saldırısı altında bulunan ve 21 kişinin öldüğü Kilis’te hayat durdu, herkes kentten kaçıyor. CHP milletvekili Birol Ertem de ”Yakında sadece Suriyeliler kalacak, TC vatandaşları hergün şehri terkediyor, ölü sayısı gizleniyor. Gezici roket rampalarını, sabit hedefe atış yapabilen obüs toplarıyla vurmaya çalışıyoruz, nerede Türk Hava Kuvvetlerinin uçakları” dedi.
Bugüne kadar yaşanan saldırılarda 21 kişinin öldüğü, onlarca insanın yaralandığı ilçedeki hukukçular, sanayiciler ve esnaflar da bildiri yayınlayıp, kent için acil çağrıda bulunmuştu. CHP’li Birol Erdem de  yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Kilis ilimizde yaşayan insanlarımızın artık içinde bulundukları şartlara tahammül edecekleri bir durum kalmamıştır. Esnaf kepenk kapattı, hükûmetin ilgisizliğini protesto etmektedir. Gerçekleri gizleyerek ve ölü sayılarını olduğundan az göstererek Kilis'teki duruma çözüm bulunamaz. Yakında Kilis'te, Türk insanı da kalmayacak, halk Kilis'i terk etmektedir. Türkiye Cumhuriyeti olarak yılbaşından beri sürekli roket saldırıları altında olan Kilis şehrimizi koruyacak gücümüz yok mudur? Gezici roket atıcıları, sabit hedefe atış yapabilen obüs toplarıyla vurmak ne derece akılcıdır. Türk Hava Kuvvetlerimizin uçakları neden kullanılmıyor? NATO’nun 2'nci büyük silahlı kuvvetleri olan Türk Silahlı Kuvvetlerini ülkeyi koruyamaz pozisyona düşürüldü” Sözcü

Erkek oldu hamile kaldı

İzlanda'da yaşayan Henry Steinn bir kadın olarak dünyaya geldikten sonra cinsiyet değiştirerek erkek oldu.

Henry, hormon tedavisi sürerken aynı zamanda erkek arkadaşıyla da aynı evde yaşamaya başladı. Ancak onları farklı bir sürpriz bekliyordu. Hala kadın cinsiyetine dair işlevleri süren Henry hamile kaldı.

"HİÇ ÖNYARGI İLE KARŞILAŞMADIM MUTLUYUM"

Çocuk sahibi olmayı düşünmemesine rağmen Henry bunun için hayatındaki belki de tek fırsat olduğu için aile kurmaya karar verdi. Geçtiğimiz Şubat ayından beri sevgilisi Thorir Leo Petursson ile birlikte olan ama yıllardır arkadaş olan Henry durumunu şöyle anlatıyor, "Burada yaşayan herkes benim seçimlerimden haberdar ve gerçekten önyargı ile karşılaşmadığım için memnunum. Hiçbir zaman kendimi yüzde yüz erkek gibi hissetmesem de yine de bu cinsiyete ait olmaktan dolayı daha mutluyum. Bebeğimi emzirmeyi bıraktıktan sonra hormon tedavime devam edeceğim."


BÜYÜKBABANIN KAFASI KARIŞIK

2014 yılında ailesine cinsiyet değiştirme ameliyatı olmayı planladığını söyleyen Henry'nin babası da şu anda kafasının karışık olduğunu belirtiyor, "Kızımın oğlum olacağını öğrendikten sonra bir de bebeği olacağını ve kızı olacağını öğrendim." Hürriyet


Epilepsi havuzda yakaladı

Balıkesir Ayvalık’tan 3 gün önce kafa dinlemek için tek başına Muğla Bodrum’a tatile giden 1 çocuk annesi Zeynep Kabakçıoğlu (20), Gümbet’te bir otele yerleşti.


Genç kadın önceki gün otelin havuzunda yüzerken fenalaştı. 112 Acil Servis ekibi, Kabakçıoğlu’nun epilepsi nöbeti geçirip çok su yuttuğunu, buna bağlı olarak da kalp krizi geçirdiğini belirledi. Eşinden yeni boşanan Kabakçıoğlu dün sabaha karşı yaşamını yitirdi.  DHA

'Kadın kalmaz'dan ifadeye çağrıldı

İstanbul Bakırköy Cumhuriyet Savcısı Ertuğrul Sarıyer, CNN Türk yayınında söylediği “Tek gecelik ilişkilerden hoşlanmam. Hoşlansaydım İstanbul'da kadın kalmazdı” sözleri nedeniyle işadamı Ali Ağaoğlu hakkında soruşturma başlattı.


Savcı, "Halkın bir kesimini sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılama" suçundan açtığı soruşturma kapsamında Ali Ağaoğlu'nu tebligat çıkararak ifadeye davet etti.