Saime-Salih Konca Anadolu Lisesi’nde öğrenim gören Deniz A., cinsel yönelimi sebebiyle Borsa Kız Meslek Lisesi’ne zorla naklinin istendiği gerekçesiyle şikayette bulundu.
Antalya’da Saime-Salih Konca Anadolu Lisesi’nde öğrenim gören Deniz A., cinsel yönelimi sebebiyle okul yönetiminin baskısına maruz kaldığını, dayak yediğini, hakarete uğradığını ve sonunda başka okula sürgün edilmek istendiğini iddia ederek şikayetçi oldu. Hurriyet.com.tr'de yer alan habere göre, daha önce cinsel yönelimi sebebiyle bir öğrenci tarafından dövüldüğünü ve burnunun kırıldığını belirten Deniz A., saldırgan öğrencinin okuldan uzaklaştırıldığını, ama kendi üzerindeki baskının da daha fazla arttığını söyledi.
Zorla nakil kağıdı
Okul idaresinin kendisiyle diğer öğrenciler arasında çifte standart uyguladığını söyleyen Deniz A., okul müdürü Hüseyin Yurdakul’un da Emniyet Müdürlüğü’ne, ‘Bu çocuk gay’ şeklinde yazı gönderdiğini ileri sürdü. Bunun üzerine Antalya Emniyeti Çocuk Şube Müdürlüğü’nün babasını karakola çağırdığını belirten öğrenci, babasına karakolda, “Oğlunuz eşcinsel bu gelip geçici bir heves olabilir, biz takibe alacağız” dendiğini dile getirdi. Okul müdürünün kendisine hakaret ettiğini de ileri süren liseli öğrenci Deniz A., “Odasına gittiğimde ve kendisine ben bir öğrenciyim okumak istiyorum, burası benim okulum, bu benim özel hayatım dediğimde, kendisi, ‘gerizekalı, senin özel hayatın olamaz, senin özel hayatını ben çizerim’ dedi. Babamı okula çağırıp, okuldan gitmem için nakil kâğıdını imzalattırdı” diye konuştu
Kız lisesine sürgün
Cinsel yönelimi nedeniyle zorla Borsa Kız Meslek Lisesi’ne naklinin yapılmak istendiğini söyleyen Deniz A., “Babama imzalatmam için verilen nakil kağıdını o sinirle imzalattım ama henüz okula vermedim. Başka bir okula geçiş yapacağım. Ama okul yönetimi istediği için değil. Hem daha demokratik şartlarda okumak istediğim için, hem de müdürün öğretmenleri örgütleyip okul puanımı düşürmesini istemediğim için başka bir okula geçeceğim. Ben özgür bir ortamda, laik, bilimsel bir eğitim anlayışıyla, kimsenin kimsenin özel hayatına karışmadığı şartlarda okumak istiyorum. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nin Tekstil ve Moda Tasarım Bölümünü kazanmak için çalışıyorum. Hedefim moda tasarımcısı olmak. Beni toplum dışına iterek okumama engel olmaya çalışıyorlar ama ben inatla hedeflerimi başarmak için çalışacağım” dedi.
Halk-Lis sahiplendi.
Deniz A.’ya CHP’nin lise örgütlenmesi Halk-Lis sahip çıktı. Yazılı bir açıklama yapan Halk-Lis Antalya İl Başkanı İrem Taşkın, “Öğrenci kardeşimizin yaşadığı dram bizleri üzmekte, aynı zamanda sinirlerimizi bozmaktadır. Türkiye’nin her yerinde bu zihniyetin sahip olduğu insanlar tarafından yapılan baskıların, ayrımcılıkların sadece bir tanesine şahit oluyoruz. Okullarda uyuşturucunun, ahlaksızlığın, disiplinsizliğin kol gezdiği bu dönemlerde idareciler, kimin görüşünün ne olduğu, kimin ne tercihlerde olduğunu kendilerine iş güç edinmişler. Okulun işi şu bu ayrımı yapmadan insanları eğitmek, öğretmenin işi ayrım yapmadan eğitim öğretin hayatında öğrenciye bir şeyler katmaktır, kesinlikle sen şöylesin böylesin diye ayrım yapmak değildir, eğer işini bilmeyen kişi veya kişiler varsa derhal oturduğu koltukları terk etmelilerdir” ifadelerini kullandı.
eşcinsel etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
eşcinsel etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
13 Ekim 2016 Perşembe
7 Mayıs 2016 Cumartesi
Erkek oldu hamile kaldı
İzlanda'da yaşayan Henry Steinn bir kadın olarak dünyaya geldikten sonra cinsiyet değiştirerek erkek oldu.
Henry, hormon tedavisi sürerken aynı zamanda erkek arkadaşıyla da aynı evde yaşamaya başladı. Ancak onları farklı bir sürpriz bekliyordu. Hala kadın cinsiyetine dair işlevleri süren Henry hamile kaldı.
"HİÇ ÖNYARGI İLE KARŞILAŞMADIM MUTLUYUM"
Çocuk sahibi olmayı düşünmemesine rağmen Henry bunun için hayatındaki belki de tek fırsat olduğu için aile kurmaya karar verdi. Geçtiğimiz Şubat ayından beri sevgilisi Thorir Leo Petursson ile birlikte olan ama yıllardır arkadaş olan Henry durumunu şöyle anlatıyor, "Burada yaşayan herkes benim seçimlerimden haberdar ve gerçekten önyargı ile karşılaşmadığım için memnunum. Hiçbir zaman kendimi yüzde yüz erkek gibi hissetmesem de yine de bu cinsiyete ait olmaktan dolayı daha mutluyum. Bebeğimi emzirmeyi bıraktıktan sonra hormon tedavime devam edeceğim."
BÜYÜKBABANIN KAFASI KARIŞIK
2014 yılında ailesine cinsiyet değiştirme ameliyatı olmayı planladığını söyleyen Henry'nin babası da şu anda kafasının karışık olduğunu belirtiyor, "Kızımın oğlum olacağını öğrendikten sonra bir de bebeği olacağını ve kızı olacağını öğrendim." Hürriyet
Henry, hormon tedavisi sürerken aynı zamanda erkek arkadaşıyla da aynı evde yaşamaya başladı. Ancak onları farklı bir sürpriz bekliyordu. Hala kadın cinsiyetine dair işlevleri süren Henry hamile kaldı.
"HİÇ ÖNYARGI İLE KARŞILAŞMADIM MUTLUYUM"
Çocuk sahibi olmayı düşünmemesine rağmen Henry bunun için hayatındaki belki de tek fırsat olduğu için aile kurmaya karar verdi. Geçtiğimiz Şubat ayından beri sevgilisi Thorir Leo Petursson ile birlikte olan ama yıllardır arkadaş olan Henry durumunu şöyle anlatıyor, "Burada yaşayan herkes benim seçimlerimden haberdar ve gerçekten önyargı ile karşılaşmadığım için memnunum. Hiçbir zaman kendimi yüzde yüz erkek gibi hissetmesem de yine de bu cinsiyete ait olmaktan dolayı daha mutluyum. Bebeğimi emzirmeyi bıraktıktan sonra hormon tedavime devam edeceğim."
BÜYÜKBABANIN KAFASI KARIŞIK
2014 yılında ailesine cinsiyet değiştirme ameliyatı olmayı planladığını söyleyen Henry'nin babası da şu anda kafasının karışık olduğunu belirtiyor, "Kızımın oğlum olacağını öğrendikten sonra bir de bebeği olacağını ve kızı olacağını öğrendim." Hürriyet
6 Mayıs 2016 Cuma
Sosyal medyada günün konusu 'eşcinsel hastasıyla dalga geçen doktor'
Ankaralı jinekolog doktor Cüneyt Genç'in Facebook'ta, eşcinsel erkek bir hastasıyla ilgili yaptığı paylaşım bugün, Ekşi Sözlük'te ve Twitter'da günün konusu oldu. hurriyet.com.tr olarak görüşünü almak istediğimiz Genç'in internet sitesinde yer alan numaralardan yaptığımız aramalar ise sonuç vermedi.
Genç'in daha sonra sildiği paylaşımda, muayenehanesine gelen hastanın haberi olmadan çekilmiş fotoğrafının üzerinde, "Bana ne ben de Cüneyt'e muayene olmak istiyorum" yazıyor.
Genç'in tepki toplayan paylaşımına dikkat çeken ve sosyal medyanın gündemine taşıyan ise Twitter kullanıcısı @myriamonde'un "Merhaba, ben Cüneyt Genç. Bir insanın muayene olmak için beni seçme bahtsızlığına düşmesini caps yaparak kutluyorum" tweet'i oldu.
Cüneyt Genç'in internet sitesindeki hakkımızda kısmından bir görsel de paylaşan @myriamonde'un tweet'ine çok sayıda cevap geldi.
Genç'in sosyal medya hesaplarını tarayan başka kullanıcılar, çok sayıda farklı paylaşımın ekran görüntülerini alarak eleştirilerini sürdürdü.
Konu "eşcinsel hastasıyla dalga geçen doktor" başlığıyla Ekşi Sözlük'te de günün en çok konuşulan meselelerinden biri oldu.
Tweet'lerde ve Ekşi Sözlük entry'lerinde kullanıcıların çoğu, doktorun tavrını homofobik bularak eleştirdi.
Paylaşımın "Hipokrat yemininin hiçe sayılması" olduğunu savunan çok sayıda kullanıcı, Genç'in cezalandırılması amacıyla, Sağlık Bakanlığı'na ve Ankara Tabip Odası'na sunulacak dilekçe örnekleri paylaştı. Öte yandan yine hem Twitter ve Facebook'ta hem de Ekşi Sözlük'te, Genç'in haklı olduğunu savunan çok sayıda mesaj da geldi. Genç'e destek yorumlarında özellikle "eşcinsel bir erkeğin neden jinekoloğa gittiği" ve Genç'e gelen tepkilerin bir "sindirme kampanyası" olduğu yönünde ifadeler dikkat çekti.
Bu arada Genç de yaşanan tartışma üzerine Facebook sayfasından söz konusu fotoğrafı kaldırıp aşağıdaki iletiyi yazdı:
Facebook ne düşünüyorsun diye soruyor, Türkiye'de gördüğümün çok üzerinde eşcinsel olduğunu ve bunları onaylayan, sempati duyan, pozitif ayrımcılığı hakkettiklerine inanan insanlar olduğunu düşünüyorum. Ve tüm bu insanların eşcinsel sevicilik maskesi altında pozitif ayrımcılık istediklerini düşünüyorum. Şimdilik eşcinsel paylaşımını kaldırdım. O da ben rahatsız olduğum için değil beni seven, anlayan ve düşünen arkadaşlarım aleyhime başlatılan kampanyadan rahatsız olup beni korumak için gereksiz bir çaba içine girmelerini istemiyorum. En çok güldüğüm de Ulusal Af Örgütünden aradılar abi. Ben de affettim onları. İlerleyen süreçte bu tercihteki arkadaşların tavrına bakarak onlara pozitif ayrımcılığın en güzel örneklerini sunmaktan geri kalmayacağım. Ne çirkefmişsiniz be.
(cnntürk.com.tr)
Genç'in daha sonra sildiği paylaşımda, muayenehanesine gelen hastanın haberi olmadan çekilmiş fotoğrafının üzerinde, "Bana ne ben de Cüneyt'e muayene olmak istiyorum" yazıyor.
Genç'in tepki toplayan paylaşımına dikkat çeken ve sosyal medyanın gündemine taşıyan ise Twitter kullanıcısı @myriamonde'un "Merhaba, ben Cüneyt Genç. Bir insanın muayene olmak için beni seçme bahtsızlığına düşmesini caps yaparak kutluyorum" tweet'i oldu.
Cüneyt Genç'in internet sitesindeki hakkımızda kısmından bir görsel de paylaşan @myriamonde'un tweet'ine çok sayıda cevap geldi.
Genç'in sosyal medya hesaplarını tarayan başka kullanıcılar, çok sayıda farklı paylaşımın ekran görüntülerini alarak eleştirilerini sürdürdü.
Konu "eşcinsel hastasıyla dalga geçen doktor" başlığıyla Ekşi Sözlük'te de günün en çok konuşulan meselelerinden biri oldu.
Tweet'lerde ve Ekşi Sözlük entry'lerinde kullanıcıların çoğu, doktorun tavrını homofobik bularak eleştirdi.
Paylaşımın "Hipokrat yemininin hiçe sayılması" olduğunu savunan çok sayıda kullanıcı, Genç'in cezalandırılması amacıyla, Sağlık Bakanlığı'na ve Ankara Tabip Odası'na sunulacak dilekçe örnekleri paylaştı. Öte yandan yine hem Twitter ve Facebook'ta hem de Ekşi Sözlük'te, Genç'in haklı olduğunu savunan çok sayıda mesaj da geldi. Genç'e destek yorumlarında özellikle "eşcinsel bir erkeğin neden jinekoloğa gittiği" ve Genç'e gelen tepkilerin bir "sindirme kampanyası" olduğu yönünde ifadeler dikkat çekti.
Bu arada Genç de yaşanan tartışma üzerine Facebook sayfasından söz konusu fotoğrafı kaldırıp aşağıdaki iletiyi yazdı:
Facebook ne düşünüyorsun diye soruyor, Türkiye'de gördüğümün çok üzerinde eşcinsel olduğunu ve bunları onaylayan, sempati duyan, pozitif ayrımcılığı hakkettiklerine inanan insanlar olduğunu düşünüyorum. Ve tüm bu insanların eşcinsel sevicilik maskesi altında pozitif ayrımcılık istediklerini düşünüyorum. Şimdilik eşcinsel paylaşımını kaldırdım. O da ben rahatsız olduğum için değil beni seven, anlayan ve düşünen arkadaşlarım aleyhime başlatılan kampanyadan rahatsız olup beni korumak için gereksiz bir çaba içine girmelerini istemiyorum. En çok güldüğüm de Ulusal Af Örgütünden aradılar abi. Ben de affettim onları. İlerleyen süreçte bu tercihteki arkadaşların tavrına bakarak onlara pozitif ayrımcılığın en güzel örneklerini sunmaktan geri kalmayacağım. Ne çirkefmişsiniz be.
(cnntürk.com.tr)
26 Aralık 2015 Cumartesi
Eşcinsel erkeklere kan bağışı izni
ABD’de eşcinsel erkeklerin kan bağışı yapmasını engelleyen 30 yıllık yasak kaldırıldı. Ancak ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından kaldırılan yasağa rağmen son bir yıl içerisinde cinsel ilişkiye girmiş olan erkekler kan veremeyecek.
Aynı politika İngiltere, Avustralya ve Japonya dâhil olmak üzere pek çok ülkede uygulanıyor. Kanada’da ise bu kısıtlama 5 yıl.Ancak ABD’de bazı eşcinsel aktivistler, ‘son bir yıl’ uygulamasının ayrımcılık olduğunu savunuyor.
İtalya, Meksika, Polonya, Portekiz, Rusya ve İspanya’da eşcinsellerin kan vermesine ilişkin herhangi bir yasak yok. Fakat bu ülkelerde kan bağışında bulunmak isteyen eşcinseller daha katı bir sorgulama sürecinden geçiyor.
İtalya, Meksika, Polonya, Portekiz, Rusya ve İspanya’da eşcinsellerin kan vermesine ilişkin herhangi bir yasak yok. Fakat bu ülkelerde kan bağışında bulunmak isteyen eşcinseller daha katı bir sorgulama sürecinden geçiyor.
“EŞCİNSEL ERKEKLERİ DAMGALAMAK HAKLI GÖSTERİLEMEZ”
İnsan Hakları Kampanyası Sözcüsü David Stacy, karar için “Doğru yönde atılmış bir adım” yorumunu yaptı. Stacy yine de FDA’in daha fazla adım atması gerektiği görüşünde:”FDA, eşcinsel ve biseksüel erkekleri damgalamaya devam ediyor. Mevcut bilimsel araştırmalar ışığında ve gelişmiş kan tarama teknolojisiyle bu haklı gösterilemez.” Yasak kaldırılmadan önce, ABD’de 1977’den sonraki zaman diliminde erkeklerle cinsel ilişkiye giren erkeklerin kan bağışında bulunmasına izin verilmiyordu.
BBC Sağlık
23 Aralık 2015 Çarşamba
Yunanistan'da eşcinsel partnerliğe onay çıktı
Yunanistan’da, eşçinsellerin birlikte yaşama sözleşmesi imzalamalarını sağlayan yasa, hem koalisyon hükümetinde krize, hem ana muhalefetin bölünmesine, hem de kilisenin sert tepkisine neden oldu. Başbakan Aleksis Çipras ise bugüne kadar haklarını teslim edemedikleri için eşcinsellerden özür diledi.
Adalet Bakanlığı’nın hazırladığı ve eşcinsellere birlikte yaşama sözleşmesi imzalamaları hakkı tanıyan tasarı, 300 üyeli parlamentoda 56’ya karşı 193 oyla kabul edilirken, 51 milletvekili oylamaya katılmadı.
Tasarı, muhalefet partilerinin desteği sayesinde kabul edildi. Çipras Hükümeti’nin küçük ortağı popülist milliyetçi Bağımsız Yunanlar (ANEL) partisinin 5 milletvekili tasarı aleyhinde oyu kullanırken, partinin lideri ve Savunma Bakanı Panos Kammenos oylamaya katılmadı.
Tasarıya, anamuhalefet partisi merkez sağcı Yeni Demokrasi’den 19 milletvekili “evet”, 29 milletvekili ise “hayır” oyu verdi. Bu partinin de 27 milletvekili oylamaya katılmadı.
ÇİPRAS: BU YASA YILLAR ÖNCE ÇIKMALIYDI
Muhalefete göre; yeni yasa, eşcinsel çiftlere evlilik ve evlat edinme kapılarını da aralıyor. Adalet Bakanı Nikos Paraskevopulos ise yasanın bu iddiaları öngörmediğini söyledi.
Başbakan Aleksis Çipras konuşmasında, “Haklarından mahrum bırakılan ve barbarlığı yaşayan binlerce vatandaşımızdan özür dilerim. Bu yasa yıllar önce çıkmalıydı. Felaket ve korku tellallarının aksine, Yunan toplumu eşitlik ve insan onuruna saygıdan yanadır. Yunan Parlamentosu ve Hükümet bu tarihi kararı ile iftihar ediyor” dedi.
Parlamentodaki oylamada bazı eşcinsel derneklerin üyeleri de hazır bulunurken, sonuç açıklandıktan sonra partnerleri ile öpüştü.
ORTODOKS KİLİSESİ KARŞI ÇIKIYOR
2008 yılında iki çiftin yaptırdığı sivil partnerlik kaydı, bir yıl sonra yargı kararıyla iptal edilmişti. Özellikle Ortodoks Kilisesi yasaya karşı çıkıyor.
Yasanın onaylandığı saatlerde meclis önünde toplanan yüzlerce kişi, “Aşk günah değildir” sloganı altında eşcinseller için tüm hakların kabul edilmesini talep etti.
Yasa partnerliğe izin verse de eşcinsel çiftlerin evlat edinmesi hâlâ yasak. Hürriyet
Adalet Bakanlığı’nın hazırladığı ve eşcinsellere birlikte yaşama sözleşmesi imzalamaları hakkı tanıyan tasarı, 300 üyeli parlamentoda 56’ya karşı 193 oyla kabul edilirken, 51 milletvekili oylamaya katılmadı.
Tasarı, muhalefet partilerinin desteği sayesinde kabul edildi. Çipras Hükümeti’nin küçük ortağı popülist milliyetçi Bağımsız Yunanlar (ANEL) partisinin 5 milletvekili tasarı aleyhinde oyu kullanırken, partinin lideri ve Savunma Bakanı Panos Kammenos oylamaya katılmadı.
Tasarıya, anamuhalefet partisi merkez sağcı Yeni Demokrasi’den 19 milletvekili “evet”, 29 milletvekili ise “hayır” oyu verdi. Bu partinin de 27 milletvekili oylamaya katılmadı.
ÇİPRAS: BU YASA YILLAR ÖNCE ÇIKMALIYDI
Muhalefete göre; yeni yasa, eşcinsel çiftlere evlilik ve evlat edinme kapılarını da aralıyor. Adalet Bakanı Nikos Paraskevopulos ise yasanın bu iddiaları öngörmediğini söyledi.
Başbakan Aleksis Çipras konuşmasında, “Haklarından mahrum bırakılan ve barbarlığı yaşayan binlerce vatandaşımızdan özür dilerim. Bu yasa yıllar önce çıkmalıydı. Felaket ve korku tellallarının aksine, Yunan toplumu eşitlik ve insan onuruna saygıdan yanadır. Yunan Parlamentosu ve Hükümet bu tarihi kararı ile iftihar ediyor” dedi.
Parlamentodaki oylamada bazı eşcinsel derneklerin üyeleri de hazır bulunurken, sonuç açıklandıktan sonra partnerleri ile öpüştü.
ORTODOKS KİLİSESİ KARŞI ÇIKIYOR
2008 yılında iki çiftin yaptırdığı sivil partnerlik kaydı, bir yıl sonra yargı kararıyla iptal edilmişti. Özellikle Ortodoks Kilisesi yasaya karşı çıkıyor.
Yasanın onaylandığı saatlerde meclis önünde toplanan yüzlerce kişi, “Aşk günah değildir” sloganı altında eşcinseller için tüm hakların kabul edilmesini talep etti.
Yasa partnerliğe izin verse de eşcinsel çiftlerin evlat edinmesi hâlâ yasak. Hürriyet
Etiketler:
cinsiyet,
eşcinsel,
haber,
yunanistan
6 Haziran 2015 Cumartesi
İngiliz bakan eşcinsel sevgilisiyle evleneceğini açıkladı
İngiltere’de bir bakan, 29 yıldır gizlice eşcinsel birliktelik yaşadığı sevgilisiyle evleneceğini söyledi.
Okullardan sorumlu devlet bakanı Nick Gibb (54), Populus anket şirketinin yöneticisi Michael Simmonds'la olan birlikteliğini sonunda kamuoyuna açıkladı.
Muhafazakar Partili bakan, Times gazetesine verdiği röportajda, “Sanırım Annem başlangıçta şoke oldu ancak sonrasında desteğini esirgemedi. Tek istediği, benim mutlu olmamdı" dedi.
Gibb, "Benim için de annem için de sevgi dolu bir aile olmak her şeyden önemli” şeklinde konuştu.
Daily Mail, çiftin, Kasım ayında evlenmeyi planladığını belirtti.
Bakan Gibb, 29 yıllık sırrını açıkladı.
(hürriyet.com.tr)
Okullardan sorumlu devlet bakanı Nick Gibb (54), Populus anket şirketinin yöneticisi Michael Simmonds'la olan birlikteliğini sonunda kamuoyuna açıkladı.
Muhafazakar Partili bakan, Times gazetesine verdiği röportajda, “Sanırım Annem başlangıçta şoke oldu ancak sonrasında desteğini esirgemedi. Tek istediği, benim mutlu olmamdı" dedi.
Gibb, "Benim için de annem için de sevgi dolu bir aile olmak her şeyden önemli” şeklinde konuştu.
Daily Mail, çiftin, Kasım ayında evlenmeyi planladığını belirtti.
Bakan Gibb, 29 yıllık sırrını açıkladı.
(hürriyet.com.tr)
17 Mayıs 2015 Pazar
Başbakanı'nın eşcinsel evliliği!
Lüksemburg'un ilk eşcinsel Başbakanı Xavier Bettel, uzun yıllardır birlikte olduğu hayat arkadaşı Gauthier Destenay ile evlendi.
Milliyet'te yer alan habere göre 42 yaşındaki Lüksemburg Başbakanı Xavier Bettel böylece eşcinsel evlilik yapan ilk AB lideri oldu. Bettel, Belçika vatandaşı, mimar Gauthier Destenay ile dünya evine girdi.
Lüksemburg'daki nikah töreninde Belçika Başbakanı Charles Michel de hazır bulundu. Charles Michel, "Bir dostumun düğünü için geldim. Bu büyük anda yanlarında olmak istedim" dedi.
Bettel ve Destenay nikahın kıyıldığı belediye başkanlığı binasına el ele ve yürüyerek geldiler. Bu sırada bina önünde bekleyen 200 kadar kişi alkışlarla çifti karşıladı.
Nikahı Lüksemburg Belediye Başkanı Lydie Polfer kıydı. Xavier Bettel 2013 yılı sonunda başbakan olmadan önce Lüksemburg belediye başkanlığı görevinde bulunuyordu.
Çiftin hafta sonu boyunca evliliğini kutlayacağı, düğüne 500 kadar kişinin davetli olduğu bildirildi.
Bettel, Los Angeles Times'a geçen yıl verdiği bir demeçte evlilik kararını duyurmuştu. Lüksemburg başbakanı, "Evlenme teklif etti. Ben de evet dedim" sözlerini kullanmıştı.
Milliyet'te yer alan habere göre 42 yaşındaki Lüksemburg Başbakanı Xavier Bettel böylece eşcinsel evlilik yapan ilk AB lideri oldu. Bettel, Belçika vatandaşı, mimar Gauthier Destenay ile dünya evine girdi.
Lüksemburg'daki nikah töreninde Belçika Başbakanı Charles Michel de hazır bulundu. Charles Michel, "Bir dostumun düğünü için geldim. Bu büyük anda yanlarında olmak istedim" dedi.
Bettel ve Destenay nikahın kıyıldığı belediye başkanlığı binasına el ele ve yürüyerek geldiler. Bu sırada bina önünde bekleyen 200 kadar kişi alkışlarla çifti karşıladı.
Nikahı Lüksemburg Belediye Başkanı Lydie Polfer kıydı. Xavier Bettel 2013 yılı sonunda başbakan olmadan önce Lüksemburg belediye başkanlığı görevinde bulunuyordu.
Çiftin hafta sonu boyunca evliliğini kutlayacağı, düğüne 500 kadar kişinin davetli olduğu bildirildi.
Bettel, Los Angeles Times'a geçen yıl verdiği bir demeçte evlilik kararını duyurmuştu. Lüksemburg başbakanı, "Evlenme teklif etti. Ben de evet dedim" sözlerini kullanmıştı.
27 Şubat 2015 Cuma
Türkiye'nin ilk trans milletvekili adayı
Muhalefet kanadında dönüm noktası olarak görülen haziran seçimleri için adaylar ince elenip sık dokunuyor. Kemal Kılıçdaroğlu'nun kaderini belirleyecek seçimlerde CHP'de en çok dikkat çeken adaylardan biri de CHP İstanbul 3. Bölgeden milletvekili aday adayı olan Niler Albayrak...
Albayrak'ı diğer aday adaylarından farklı kılan bir özelliği var. Albayrak, Türkiye'nin ilk transeksüel kadın milletvekili adayı olma özelliğini taşıyor.
ADAYLIK BAŞVURU BELGESİNİ ALDI
Türkiye'deki tüm Lezbiyen, Gay, Biseksüel, Transgender ve İnterseks Birliği'nin desteğini aldığını belirten Albayrak, adaylık başvuru belgesini aldıktan sonra seçim için startı verdi.
Albayrak'ı diğer aday adaylarından farklı kılan bir özelliği var. Albayrak, Türkiye'nin ilk transeksüel kadın milletvekili adayı olma özelliğini taşıyor.
ADAYLIK BAŞVURU BELGESİNİ ALDI
Türkiye'deki tüm Lezbiyen, Gay, Biseksüel, Transgender ve İnterseks Birliği'nin desteğini aldığını belirten Albayrak, adaylık başvuru belgesini aldıktan sonra seçim için startı verdi.
Etiketler:
chp,
eşcinsel,
haber,
milletvekili,
seçim
2 Şubat 2015 Pazartesi
Eşcinsel diye binadan böyle attılar!
IŞİD, Suriye’nin Rakka kentinde bir kişiyi eşcinsel olduğu iddiasıyla yüksek katlı bir binadan aşağı attı.
IŞİD sosyal medya hesaplarından Rakka kentinde eşcinsellik ile suçladıkları kişinin yüksek bir binanın tepesinden atıldığını gösteren fotoğraflar yayınlandı.
IŞİD’ın kontrolünü Özgür Suriye Ordusu’ndan aldığı Rakka kentinde meydana gelen olayda, infaz gerçekleştirilmeden önce halka bu tür suçların şeriat hükümleri gereği uygulandığının anlatıldığı kaydedildi.
Örgüt, son dönemlerde kontrol ettiği bölgelerde kafa kesme, kurşuna dizme ve insanları yüksek binalardan atma şeklinde birçok yöntem kullanıyor. IŞİD militanları geçtiğimiz haftalarda da Musul'da iki kişiyi eşcinsel oldukları gerekçesiyle yüksek bir binanın tepesinden atarak öldürmüşü.
IŞİD sosyal medya hesaplarından Rakka kentinde eşcinsellik ile suçladıkları kişinin yüksek bir binanın tepesinden atıldığını gösteren fotoğraflar yayınlandı.
IŞİD’ın kontrolünü Özgür Suriye Ordusu’ndan aldığı Rakka kentinde meydana gelen olayda, infaz gerçekleştirilmeden önce halka bu tür suçların şeriat hükümleri gereği uygulandığının anlatıldığı kaydedildi.
Örgüt, son dönemlerde kontrol ettiği bölgelerde kafa kesme, kurşuna dizme ve insanları yüksek binalardan atma şeklinde birçok yöntem kullanıyor. IŞİD militanları geçtiğimiz haftalarda da Musul'da iki kişiyi eşcinsel oldukları gerekçesiyle yüksek bir binanın tepesinden atarak öldürmüşü.
30 Ocak 2015 Cuma
Trans kadını içeri almayan hamamcıya, ayrımcılık suçundan 3 bin TL ceza
Trans kadını hamama sokmayan işletmeciye ayrımcılık suçundan ceza verildi. Avukat Eren Keskin, ilk kez trans bireylerle ilgili bu maddeden bir ceza verilmiş olduğunu ifade ederek, "Bence bu karar, bu konuda trans bireylere güven sağlayacak bir karar olacak. Yargıtay da bu kararı onarsa biraz daha rahat bir hayat yaşayabilirler" dedi.
İstanbul ’da, kadın arkadaşıyla gittiği tarihi Galatasaray Hamamı’nda “Sizin gibi dönmeleri almıyoruz, kendi hamamınıza gidin!” diyerek içeriye sokulmayan İpek Kırancı adlı trans bireyin şikâyeti üzerine iş yeri sahibine Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 122. maddesinde düzenlenen “ayrımcılık” suçundan 3 bin TL para cezası verildi. Bu maddeden ilk kez ceza verildiğini kaydeden Kırancı’nın avukatı Eren Keskin, “Bence bu karar, bu konuda trans bireylere güven sağlayacak bir karar olacak. Yargıtay da bu kararı onarsa biraz daha rahat bir hayat yaşayabilirler” dedi.
İstanbul’da yaşayan ve yıllar önce cinsiyetini değiştirerek kadın olan İpek Kırancı, iddiaya göre 26 Aralık 2013’te arkadaşı Helga Maria Margereta Binder ile birlikte yıkanmak için Galatasaray Hamamı’na gitti. Hamamı işleten Ahmet Karagüney, pembe nüfus cüzdanını göstermesine rağmen, “İçeriye kesinlikle giremezsin!” diyerek, Kırancı ve arkadaşını geri çevirdi. Bunun üzerine Kırancı, avukat Eren Keskin aracılığıyla şikayetçi oldu. Karagüney hakkında Türk Ceza Kanunu’nun 122. maddesinde düzenlenen “Kişiler arasında dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım yapmak” suçlamasıyla altı aydan bir yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.
İstanbul 42. Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın ilk duruşması, geçen yıl 13 Kasım’da görüldü. Sanık Karagüney, o gün Paskalya tatiliyle ilgili yoğunluk yaşandığını ve rezervasyonla çalıştıklarını belirterek, “Kırancı yanında yabancı uyruklu bir kadınla geldi. Tek kişilik yerimiz olduğunu, misafirlerini ağırlayabileceğimizi söyledik. Başka yerimiz olmadığını, kendilerini kabul edemeyeceğimizi söyledik. Ayrıldılar” dedi. Kırancı ise İstanbul LGBTT adlı eşcinsel örgütünün başkanlığını yaptığını, yirmi yıl önce ameliyatla kadın olduğunu ve kimliğini değiştirdiğini söyledi. Kırancı, o gün öğleden sonra arkadaşıyla hamama gittiklerinde kendilerine Karagüney’in “İçerisi dolu, sizin gibi dönmeleri almıyoruz. Kendi hamamınıza gidin, sadece arkadaşınızı alabiliriz” dediğini anlattı.
Davanın dün görülen ikinci duruşmasında, Kırancı’nın arkadaşı Binder, tanık olarak dinlendi. Binder “Sanık bize ‘Siz buraya giremezsiniz, emri ben verdim’ dedi. İpek, ‘Benim pembe kimliğim var. Neden bizi içeri almıyorsunuz?’ diye itiraz etti. Sanık da bağırarak, almayacağını söyledi. Bana da ‘Yalnızca siz girebilirsiniz’ dedi. İpek’e de ‘Sen kendi hamamına gir, buraya giremezsin’ dedi” diye konuştu.
Hakim Gönül Doğan, ayrımcılık suçunu işlediği için Karagüney’i 150 gün adli para cezasına mahkum etti. Bunu da 3 bin TL para cezasına çeviren Hakim Doğan, beş yıllık denetimli serbestlik uygulaması koyarak, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına hükmetti. Avukat Eren Keskin, ilk kez trans bireylerle ilgili bu maddeden bir ceza verilmiş olduğunu ifade ederek, “Bence bu karar, bu konuda trans bireylere güven sağlayacak bir karar olacak. Yargıtay da bu kararı onarsa biraz daha rahat bir hayat yaşayabilirler” dedi. Radikal
İstanbul ’da, kadın arkadaşıyla gittiği tarihi Galatasaray Hamamı’nda “Sizin gibi dönmeleri almıyoruz, kendi hamamınıza gidin!” diyerek içeriye sokulmayan İpek Kırancı adlı trans bireyin şikâyeti üzerine iş yeri sahibine Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 122. maddesinde düzenlenen “ayrımcılık” suçundan 3 bin TL para cezası verildi. Bu maddeden ilk kez ceza verildiğini kaydeden Kırancı’nın avukatı Eren Keskin, “Bence bu karar, bu konuda trans bireylere güven sağlayacak bir karar olacak. Yargıtay da bu kararı onarsa biraz daha rahat bir hayat yaşayabilirler” dedi.
İstanbul’da yaşayan ve yıllar önce cinsiyetini değiştirerek kadın olan İpek Kırancı, iddiaya göre 26 Aralık 2013’te arkadaşı Helga Maria Margereta Binder ile birlikte yıkanmak için Galatasaray Hamamı’na gitti. Hamamı işleten Ahmet Karagüney, pembe nüfus cüzdanını göstermesine rağmen, “İçeriye kesinlikle giremezsin!” diyerek, Kırancı ve arkadaşını geri çevirdi. Bunun üzerine Kırancı, avukat Eren Keskin aracılığıyla şikayetçi oldu. Karagüney hakkında Türk Ceza Kanunu’nun 122. maddesinde düzenlenen “Kişiler arasında dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım yapmak” suçlamasıyla altı aydan bir yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.
İstanbul 42. Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın ilk duruşması, geçen yıl 13 Kasım’da görüldü. Sanık Karagüney, o gün Paskalya tatiliyle ilgili yoğunluk yaşandığını ve rezervasyonla çalıştıklarını belirterek, “Kırancı yanında yabancı uyruklu bir kadınla geldi. Tek kişilik yerimiz olduğunu, misafirlerini ağırlayabileceğimizi söyledik. Başka yerimiz olmadığını, kendilerini kabul edemeyeceğimizi söyledik. Ayrıldılar” dedi. Kırancı ise İstanbul LGBTT adlı eşcinsel örgütünün başkanlığını yaptığını, yirmi yıl önce ameliyatla kadın olduğunu ve kimliğini değiştirdiğini söyledi. Kırancı, o gün öğleden sonra arkadaşıyla hamama gittiklerinde kendilerine Karagüney’in “İçerisi dolu, sizin gibi dönmeleri almıyoruz. Kendi hamamınıza gidin, sadece arkadaşınızı alabiliriz” dediğini anlattı.
Davanın dün görülen ikinci duruşmasında, Kırancı’nın arkadaşı Binder, tanık olarak dinlendi. Binder “Sanık bize ‘Siz buraya giremezsiniz, emri ben verdim’ dedi. İpek, ‘Benim pembe kimliğim var. Neden bizi içeri almıyorsunuz?’ diye itiraz etti. Sanık da bağırarak, almayacağını söyledi. Bana da ‘Yalnızca siz girebilirsiniz’ dedi. İpek’e de ‘Sen kendi hamamına gir, buraya giremezsin’ dedi” diye konuştu.
Hakim Gönül Doğan, ayrımcılık suçunu işlediği için Karagüney’i 150 gün adli para cezasına mahkum etti. Bunu da 3 bin TL para cezasına çeviren Hakim Doğan, beş yıllık denetimli serbestlik uygulaması koyarak, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına hükmetti. Avukat Eren Keskin, ilk kez trans bireylerle ilgili bu maddeden bir ceza verilmiş olduğunu ifade ederek, “Bence bu karar, bu konuda trans bireylere güven sağlayacak bir karar olacak. Yargıtay da bu kararı onarsa biraz daha rahat bir hayat yaşayabilirler” dedi. Radikal
19 Ocak 2015 Pazartesi
Yüzbaşı cinsiyet değiştirdi.
İngiliz ordusunun cinsiyet değiştiren ilk subayı olan Yüzbaşı Hannah Winterbourne, “Bir erkek bedeninde yaşarken kendimi kandırıyordum” dedi. Cinsiyet değiştirmenin ordudaki kariyerinin sona ermesine neden olabileceğini düşündüğünü söyleyen Winterbourne, ordunun onu olduğu gibi kabullendiğini görünce çok mutlu olduğunu ve rahatladığını söyledi.
Basına ilk kez konuşan 27 yaşındaki Winterbourne, Afganistan’daki Bastion Kampı’nda görev yaparken kadın olmak istediğine karar verdiğini söyledi.
Winterbourne, İngiliz Sun gazetesine verdiği röportajda “Cinsiyet değiştirmek Afganistan’da savaşmaktan çok daha zordu” dedi.
Winterbourne, “Her şey değişim için gereken cesareti bulmakta bitiyor. Ve bu hiç de kolay değil. Afganistan’dayken sürekli rol yapıyordum. Kaldığımız barınakta yedi erkek neredeyse üst üste yaşıyordu. Kendim olabileceğim hiçbir alan yoktu. Sonunda cinsel tercihlerimi açıklamayı ve hem kendimi hem de yaşam biçimimi değiştirmeyi seçtim” diye konuştu.
Kararını verdikten sonra cinsiyet değiştirmek istediğini üstlerine söylediğini belirten Winterbourne, bundan sonra hormon terapisine başladığını, sakallarını aldırdığını ve ameliyat olduğunu söyledi.
Geçirdiği değişimin en zorlu kısmının yeni bir isim seçmek olduğunu belirten Winterbourne, “Ama insanlar beni yeni ismimle çağırmaya başladığında kendimle gurur duydum. Bu süreç ailem için çok zordu. Benim için endişeleniyor, artık normal bir hayat süremeyeceğimi düşünüyorlardı. Ama sonunda bu süreçle nasıl baş ettiğimi görünce benimle gurur duydular” dedi.
Cinsiyet değiştirmenin ordudaki kariyerinin sona ermesine neden olabileceğini düşündüğünü söyleyen Winterbourne, ordunun onu olduğu gibi kabullendiğini görünce çok mutlu olduğunu ve rahatladığını belirtti.
Orduya genç yaşta girdiğini ve ordu sponsorluğunda üniversitede elektrik-elektronik mühendisliği eğitimi aldığını söyleyen Winterbourne “İnsanlar ordunun tutucu bir erkekler kulübü olduğunu düşünüyor. Ancak aslında İngiliz ordusu çok ileri görüşlü bir kurum” dedi.
Şu anda Kraliyet Elektrik Mühendisleri Birliği’nde yüzbaşı olarak görev yapan ve cinsiyet değiştirmek isteyen askerlere destek hizmeti veren Winterbourne, “Ben aslında ordudaki binlerce yüzbaşıdan sadece biriyim. Umarım beni görmek, benzer sorunlarla yüzleşen askerlere umut oluyordur” dedi.
İngiliz ordusunun cinsiyet değiştiren ilk pilotu olan 30 yaşındaki Ayla Holdom da “Kurumun geçirdiği değişime tam destek verdiğini” söylemiş ve “orduda hiçbir ayrımcılığa maruz kalmadığını” belirtmişti. (hürriyet.com.tr)
Basına ilk kez konuşan 27 yaşındaki Winterbourne, Afganistan’daki Bastion Kampı’nda görev yaparken kadın olmak istediğine karar verdiğini söyledi.
Winterbourne, İngiliz Sun gazetesine verdiği röportajda “Cinsiyet değiştirmek Afganistan’da savaşmaktan çok daha zordu” dedi.
Winterbourne, “Her şey değişim için gereken cesareti bulmakta bitiyor. Ve bu hiç de kolay değil. Afganistan’dayken sürekli rol yapıyordum. Kaldığımız barınakta yedi erkek neredeyse üst üste yaşıyordu. Kendim olabileceğim hiçbir alan yoktu. Sonunda cinsel tercihlerimi açıklamayı ve hem kendimi hem de yaşam biçimimi değiştirmeyi seçtim” diye konuştu.
Kararını verdikten sonra cinsiyet değiştirmek istediğini üstlerine söylediğini belirten Winterbourne, bundan sonra hormon terapisine başladığını, sakallarını aldırdığını ve ameliyat olduğunu söyledi.
Geçirdiği değişimin en zorlu kısmının yeni bir isim seçmek olduğunu belirten Winterbourne, “Ama insanlar beni yeni ismimle çağırmaya başladığında kendimle gurur duydum. Bu süreç ailem için çok zordu. Benim için endişeleniyor, artık normal bir hayat süremeyeceğimi düşünüyorlardı. Ama sonunda bu süreçle nasıl baş ettiğimi görünce benimle gurur duydular” dedi.
Cinsiyet değiştirmenin ordudaki kariyerinin sona ermesine neden olabileceğini düşündüğünü söyleyen Winterbourne, ordunun onu olduğu gibi kabullendiğini görünce çok mutlu olduğunu ve rahatladığını belirtti.
Orduya genç yaşta girdiğini ve ordu sponsorluğunda üniversitede elektrik-elektronik mühendisliği eğitimi aldığını söyleyen Winterbourne “İnsanlar ordunun tutucu bir erkekler kulübü olduğunu düşünüyor. Ancak aslında İngiliz ordusu çok ileri görüşlü bir kurum” dedi.
Şu anda Kraliyet Elektrik Mühendisleri Birliği’nde yüzbaşı olarak görev yapan ve cinsiyet değiştirmek isteyen askerlere destek hizmeti veren Winterbourne, “Ben aslında ordudaki binlerce yüzbaşıdan sadece biriyim. Umarım beni görmek, benzer sorunlarla yüzleşen askerlere umut oluyordur” dedi.
İngiliz ordusunun cinsiyet değiştiren ilk pilotu olan 30 yaşındaki Ayla Holdom da “Kurumun geçirdiği değişime tam destek verdiğini” söylemiş ve “orduda hiçbir ayrımcılığa maruz kalmadığını” belirtmişti. (hürriyet.com.tr)
16 Ocak 2015 Cuma
İlk eşcinsel okulu yolda
Guardian gazetesi, İngiltere'de mevcut eğitim sistemi içinde zorluk çeken LGBT (Lezbiyen, gay, biseksüel, transseksüel) öğrencilere hizmet verecek okulun üç yıl içinde açılabileceğini bildirdi.
Habere göre okul Manchester'da açılacak ve 40 öğrencisi olacak. Ayrıca 20 öğrenciye başka bir okulda eğitim görürken bu okulda da yarı zamanlı eğitim hizmeti verecek.
Okul projesinin arkasında bulunan yardım kuruluşu Kuzey Batı LGBT Gençliği'nin stratejik müdürü Amelia Lee, "Bu, hayat kurtarmakla ilgili" diye konuştu.
Lee şunları söyledi: "Eşcinselleri homofobik hakaret ve kötü muameleden karşısında korumayı amaçlayan yasalara rağmen gerçek şu ki, özellikle de okullarda, hakaret ve kötü muamele hala inanılmaz ölçüde yaygın. Bu durum, gençleri tecrit edilmiş ve yabancılaşmış hissetmelerine neden oluyor. Bu da sıklıkla okulu asmaya, en kötü senaryo da da intihara sebep oluyor."
EĞİTİM ÜCRETLİ OLACAK
Eylül ayında 14 yaşındaki Elizabeth Lowe adlı öğrenci, lezbiyen olduğunu ebeveynlerine söylemek korktuğu için Manchester'da kendini asmıştı.
Lee, "Lowe tek çarenin kendini öldürmek olduğunu hissetti. Bolton'da da benzer bir hikayesi olan bir kız vardı" diyor.
Yardım kuruluşu olarak yılda 9 bin öğrenci ve bin öğretmenle çalışarak onları eşcinsellik konusunda eğittiklerini söyleyen Lee şöyle devam ediyor:
"Ya tüm okulların kapsayıcı olduğunu umabiliriz ya da henüz orada olmadığımızı kabul ederiz. Böylece bugün için daha özel okullara ihtiyacımız olduğunu kabul ederiz."
Yeni kurulacak okul, gittikleri okullarda zorluk yaşayan LGBT öğrenciler için projelendirildi.
Ancak okulda LGBT olmayan, küçük yaştaki bakıcılar, ebeveynler ve akli problemleri olanlara da yer verilecek.
Lee, "Okul LGBT'leri kapsayıcı olacak ama kimseyi dışlayıcı olmayacak" diyor.
Proje devletten ve yerel yönetimden alınan 63 bin sterlinlik yardımla hayata geçirilecek.
Okulda eğitim paralı olacak. (hürriyet.com.tr)
Habere göre okul Manchester'da açılacak ve 40 öğrencisi olacak. Ayrıca 20 öğrenciye başka bir okulda eğitim görürken bu okulda da yarı zamanlı eğitim hizmeti verecek.
Okul projesinin arkasında bulunan yardım kuruluşu Kuzey Batı LGBT Gençliği'nin stratejik müdürü Amelia Lee, "Bu, hayat kurtarmakla ilgili" diye konuştu.
Lee şunları söyledi: "Eşcinselleri homofobik hakaret ve kötü muameleden karşısında korumayı amaçlayan yasalara rağmen gerçek şu ki, özellikle de okullarda, hakaret ve kötü muamele hala inanılmaz ölçüde yaygın. Bu durum, gençleri tecrit edilmiş ve yabancılaşmış hissetmelerine neden oluyor. Bu da sıklıkla okulu asmaya, en kötü senaryo da da intihara sebep oluyor."
EĞİTİM ÜCRETLİ OLACAK
Eylül ayında 14 yaşındaki Elizabeth Lowe adlı öğrenci, lezbiyen olduğunu ebeveynlerine söylemek korktuğu için Manchester'da kendini asmıştı.
Lee, "Lowe tek çarenin kendini öldürmek olduğunu hissetti. Bolton'da da benzer bir hikayesi olan bir kız vardı" diyor.
Yardım kuruluşu olarak yılda 9 bin öğrenci ve bin öğretmenle çalışarak onları eşcinsellik konusunda eğittiklerini söyleyen Lee şöyle devam ediyor:
"Ya tüm okulların kapsayıcı olduğunu umabiliriz ya da henüz orada olmadığımızı kabul ederiz. Böylece bugün için daha özel okullara ihtiyacımız olduğunu kabul ederiz."
Yeni kurulacak okul, gittikleri okullarda zorluk yaşayan LGBT öğrenciler için projelendirildi.
Ancak okulda LGBT olmayan, küçük yaştaki bakıcılar, ebeveynler ve akli problemleri olanlara da yer verilecek.
Lee, "Okul LGBT'leri kapsayıcı olacak ama kimseyi dışlayıcı olmayacak" diyor.
Proje devletten ve yerel yönetimden alınan 63 bin sterlinlik yardımla hayata geçirilecek.
Okulda eğitim paralı olacak. (hürriyet.com.tr)
27 Aralık 2014 Cumartesi
Cezaevindeki eşcinseller Kuran kursuna alınmıyor
Eskişehir H Tipi Cezaevi'nde CHP'li vekillerle görüşen LGBTİ mahkûmlar, cezaevindeki Kuran kursuna cinsel tercihleri nedeniyle gönderilmemekten yakındılar.
CHP Cezaevi İnceleme ve İzleme Komisyonu üyeleri, 9 Aralık’ta çıkan isyanla gündeme gelen Eskişehir H Tipi Cezaevi’ndeki mahkûmlarla görüştü. Hürriyet gazetesinden Bülent Sarıoğlu'nun haberine göre rapor hazırlayan CHP heyetinin bazı tespitleri şöyle:
Bizim de Allah'ımız var: LGBTİ (lezbiyen, gey, biseksüel, transseksüel ve interseksüel) mahkûmlar, kendilerine sevk çıkmadığını ve açıkcezaevi haklarının kullandırılmadığını, yalnızca izin haklarını kullanabildiklerini belirtiyorlar. Bazıları Kuran kursuna gitmek istediklerini, ancak cinsel kimlikleri sebebiyle gönderilmediklerini ifade ediyorlar. ‘Müslümanız, Kuran kursuna gönderilmiyoruz. Sanki bizim Allah’ımız yokmuş gibi davranıyorlar’ diyorlar. Tehdit edildiklerini ve kendilerine küfredildiğini ifade ediyorlar. 112 servisinden ambulans çağırma hakkının sadece kendilerine tanınmadığını belirtiyorlar.
Spor da yasak: Berber olan bir LGBTİ mahkûm, eşcinsel olduğu için kendi mesleğini yaptırmadıklarını ifade ediyor. ‘Eşcinselsen aşçılık, berberlik kursu ve spor yapmak yasak’ diyorlar. Sinemaya diğer mahkûmlar gidebildiği halde kendilerine izin verilmediğini ifade ediyorlar
CHP heyeti, cezaevi ziyareti sırasında Eskişehir Odunpazarı Belediyesi’nin kadın mahkûmlar ve çocukları için hazırldığı yardım paketini de ilettiler.
Çocukların oyuncakları yok: Cezaevinde 1470 mahkûm ve 70 tutuklu olmak üzere 1540 mahpus var. Mahpusların 82’si kadın ve 7 de çocuk bulunuyor. Kadın mahkûmlar, ekonomik durumları iyi olmadığı için kadın pedi ve çocuk bezi alamadıklarını ifade etmişlerdir. Çocukların aşılarının düzenli yapıldığını, ancak çocuk kıyafeti ve oyuncak temin edemediklerini, çocuklara ayrı yemek çıkmadığını söylüyorlar.
Yağlı yemekleri yıkıyorlar: Yemekleri yağlı ve sağlıksız olması sebebiyle yıkayarak yediklerini belirtiyorlar. Bütün bir yıl hiç balık yemediklerini söylüyorlar. Yün ve örgü de yasak.
CHP Cezaevi İnceleme ve İzleme Komisyonu üyeleri, 9 Aralık’ta çıkan isyanla gündeme gelen Eskişehir H Tipi Cezaevi’ndeki mahkûmlarla görüştü. Hürriyet gazetesinden Bülent Sarıoğlu'nun haberine göre rapor hazırlayan CHP heyetinin bazı tespitleri şöyle:
Bizim de Allah'ımız var: LGBTİ (lezbiyen, gey, biseksüel, transseksüel ve interseksüel) mahkûmlar, kendilerine sevk çıkmadığını ve açıkcezaevi haklarının kullandırılmadığını, yalnızca izin haklarını kullanabildiklerini belirtiyorlar. Bazıları Kuran kursuna gitmek istediklerini, ancak cinsel kimlikleri sebebiyle gönderilmediklerini ifade ediyorlar. ‘Müslümanız, Kuran kursuna gönderilmiyoruz. Sanki bizim Allah’ımız yokmuş gibi davranıyorlar’ diyorlar. Tehdit edildiklerini ve kendilerine küfredildiğini ifade ediyorlar. 112 servisinden ambulans çağırma hakkının sadece kendilerine tanınmadığını belirtiyorlar.
Spor da yasak: Berber olan bir LGBTİ mahkûm, eşcinsel olduğu için kendi mesleğini yaptırmadıklarını ifade ediyor. ‘Eşcinselsen aşçılık, berberlik kursu ve spor yapmak yasak’ diyorlar. Sinemaya diğer mahkûmlar gidebildiği halde kendilerine izin verilmediğini ifade ediyorlar
CHP heyeti, cezaevi ziyareti sırasında Eskişehir Odunpazarı Belediyesi’nin kadın mahkûmlar ve çocukları için hazırldığı yardım paketini de ilettiler.
Çocukların oyuncakları yok: Cezaevinde 1470 mahkûm ve 70 tutuklu olmak üzere 1540 mahpus var. Mahpusların 82’si kadın ve 7 de çocuk bulunuyor. Kadın mahkûmlar, ekonomik durumları iyi olmadığı için kadın pedi ve çocuk bezi alamadıklarını ifade etmişlerdir. Çocukların aşılarının düzenli yapıldığını, ancak çocuk kıyafeti ve oyuncak temin edemediklerini, çocuklara ayrı yemek çıkmadığını söylüyorlar.
Yağlı yemekleri yıkıyorlar: Yemekleri yağlı ve sağlıksız olması sebebiyle yıkayarak yediklerini belirtiyorlar. Bütün bir yıl hiç balık yemediklerini söylüyorlar. Yün ve örgü de yasak.
17 Aralık 2014 Çarşamba
Transeksüelin şaşırtan isteği
Yaklaşık 36 bin lira harcayıp kadın olan Chelsea Attonley'nin şaşırtan isteği; "Kadın olmak zor geldi, ben tekrar erkek olmak istiyorum."
İngiltere’de yaşayan 30 yaşındaki Chelsea Attonley, Matthew adında bir erkek çocuğu olarak dünyaya geldi. Ancak daha sonra erkek olmak istemediğini fark eden Matthew, yaklaşık 36 bin liralık ameliyat masraflarını da Ulusal Sağlık Servisine ödeterek kadın oldu ve adını değiştirdi.
İngiliz basınından The Daily Mail'in sitesinde yer alan habere göre; büyüdüğü Chesterfield bölgesinde, kimliğini saklayarak büyümenin zorluklarından bahseden Chelsea, hep, ameliyat olarak kadın olması gerektiğini hissettiği belirtti. Çocukken bile kadın elbiseleri giyiyordu. Ancak Chelsea Attonley, kadın olmaktan da vazgeçti. Her gün makyaj yapmanın, süslenmenin, yüksek topuklu ayakkabılarla yürümenin çok zor ve yorucu olduğunu söyleyen transseksüel kadın, şimdi yeniden ameliyatla erkek olmak istiyor. Yaklaşık 50 bin lira tutarındaki ameliyatı yine Ulusal Sağlık Servisine yaptırmak isteyen Chelsea testosteron iğnesi yaptırmaya başladı bile.
İngiltere’de yaşayan 30 yaşındaki Chelsea Attonley, Matthew adında bir erkek çocuğu olarak dünyaya geldi. Ancak daha sonra erkek olmak istemediğini fark eden Matthew, yaklaşık 36 bin liralık ameliyat masraflarını da Ulusal Sağlık Servisine ödeterek kadın oldu ve adını değiştirdi.
İngiliz basınından The Daily Mail'in sitesinde yer alan habere göre; büyüdüğü Chesterfield bölgesinde, kimliğini saklayarak büyümenin zorluklarından bahseden Chelsea, hep, ameliyat olarak kadın olması gerektiğini hissettiği belirtti. Çocukken bile kadın elbiseleri giyiyordu. Ancak Chelsea Attonley, kadın olmaktan da vazgeçti. Her gün makyaj yapmanın, süslenmenin, yüksek topuklu ayakkabılarla yürümenin çok zor ve yorucu olduğunu söyleyen transseksüel kadın, şimdi yeniden ameliyatla erkek olmak istiyor. Yaklaşık 50 bin lira tutarındaki ameliyatı yine Ulusal Sağlık Servisine yaptırmak isteyen Chelsea testosteron iğnesi yaptırmaya başladı bile.
6 Aralık 2014 Cumartesi
2 transtan 1’i polis mağduru
Kırmızı Şemsiye Derneği, Türkiye’de transkadın seks işçilerine yönelik şiddet raporu hazırladı. Birleşmiş Milletler’e de sunulacak rapora göre, transkadınların yüzde 50’si polisten fiziksel şiddet, yüzde 31’i de cinsel şiddet görüyor.
KIRMIZI Şemsiye Derneği Başkanı Kemal Ördek, “Türkiye’de Transkadın Seks İşçilerine Yönelik Şiddet” çalışması yaparak 233 transkadın seks işçisine ulaştı. Çalışmayı raporlaştıran Ördek, ayrıntılarını şöyle anlattı:
CİNAYETLER TÜRKİYE’DEN
“233 transkadın seks işçisinden 171’i şiddet görüyor. Bunların yüzde 49.70’i polisten şiddet gördüğünü, yüzde 31.20’si de yine polis tarafından cinsel şiddete (tecavüz vs.) maruz kaldığını bildirmiş. Transkadın seks işçilerinin şiddet gördükleri diğer kişiler arasında müşteriler, gençler, komşular bulunuyor. Avrupa’daki trans cinayetlerinin yüzde 40’ı Türkiye’de raporlanmış. Türkiye’yi, yüzde 27 ile İtalya takip ediyor.”
ÇOĞU HAKKINI ARAYAMIYOR
“Cinsel şiddet mağduru transkadın seks işçilerinin yüzde 75’i, vakaların hiçbirinden sonra suç duyurusunda bulunmadıklarını ifade ediyor. Bunların yüzde 54.41’i adalete güvenmediği, yüzde 18.38’i dava ile uğraşmak istemediği, yüzde 13.24’ü saldırganların tehditlerinden korktuğu, yüzde 9.56’sı vaka sonrası ne yapması gerektiğini bilmediği, yüzde 3.68’i ekonomik sebeplerle, yüzde 1.47’si ise faillerle anlaştığı için suç duyurusunda bulunmadığını ifade ediyor.”
GELİRLERİ SEKS İŞÇİLİĞİ
ÇALIŞMA İstanbul, Ankara, Antalya, Gaziantep, Bursa, İzmir, Eskişehir, Mersin, Diyarbakır, İzmit ve Sivas’ta yapıldı. Katılımcıların yüzde 13.30’u üniversite mezunu. Yüzde 1.72’lik bir kesimin okuması yazması yok. 233 katılımcının 220’si, seks işçiliği dışında başka bir gelir kaynağına sahip değil. (hürriyet.com.tr)
KIRMIZI Şemsiye Derneği Başkanı Kemal Ördek, “Türkiye’de Transkadın Seks İşçilerine Yönelik Şiddet” çalışması yaparak 233 transkadın seks işçisine ulaştı. Çalışmayı raporlaştıran Ördek, ayrıntılarını şöyle anlattı:
CİNAYETLER TÜRKİYE’DEN
“233 transkadın seks işçisinden 171’i şiddet görüyor. Bunların yüzde 49.70’i polisten şiddet gördüğünü, yüzde 31.20’si de yine polis tarafından cinsel şiddete (tecavüz vs.) maruz kaldığını bildirmiş. Transkadın seks işçilerinin şiddet gördükleri diğer kişiler arasında müşteriler, gençler, komşular bulunuyor. Avrupa’daki trans cinayetlerinin yüzde 40’ı Türkiye’de raporlanmış. Türkiye’yi, yüzde 27 ile İtalya takip ediyor.”
ÇOĞU HAKKINI ARAYAMIYOR
“Cinsel şiddet mağduru transkadın seks işçilerinin yüzde 75’i, vakaların hiçbirinden sonra suç duyurusunda bulunmadıklarını ifade ediyor. Bunların yüzde 54.41’i adalete güvenmediği, yüzde 18.38’i dava ile uğraşmak istemediği, yüzde 13.24’ü saldırganların tehditlerinden korktuğu, yüzde 9.56’sı vaka sonrası ne yapması gerektiğini bilmediği, yüzde 3.68’i ekonomik sebeplerle, yüzde 1.47’si ise faillerle anlaştığı için suç duyurusunda bulunmadığını ifade ediyor.”
GELİRLERİ SEKS İŞÇİLİĞİ
ÇALIŞMA İstanbul, Ankara, Antalya, Gaziantep, Bursa, İzmir, Eskişehir, Mersin, Diyarbakır, İzmit ve Sivas’ta yapıldı. Katılımcıların yüzde 13.30’u üniversite mezunu. Yüzde 1.72’lik bir kesimin okuması yazması yok. 233 katılımcının 220’si, seks işçiliği dışında başka bir gelir kaynağına sahip değil. (hürriyet.com.tr)
20 Kasım 2014 Perşembe
Gay çıkan kocasının sevgilisiyle...
İngiliz kadın, kocasına erkek arkadaşıyla birlikte kendisine taşınmaya davet etti. Kocasının sevgilisine iki çocuğunun babası olma teklifini götürdü.
Mirror gazetesinde, İngiltere'de sıra dışı bir ailenin hikayesi yer aldı. Jardine Smith, 10 yıllık kocası Paul Hartley'in ilişkisi olduğunu öğrenince yıkıldı. Ancak sadece bir yıl sonra, kocası ve sevgilisi kendi evine taşındı. Bununla yetinmeyen kadın, kocasının sevgilisi Leo'ya çocuklarının babası olma teklifini de yaptı.
Üçlü çift, yaşamlarının geleneksel olmadığını ancak "her şeyi birlikte" yaptıklarını söyledi.
Kocası Paul için "o benim ruh ikizim ve en iyi arkadaşım, Leo da çok iyi bir insan, birlikte iyi bir takım olduk" diyen Jardine Smith, "Eğer hayatıma gelecekte bir erkek girerse, gey kocalarımı kabul etmek zorunda, çünkü onları bir daha ne kendimden ne de çocuklarımdan uzaklaştırmam." şeklinde konuştu.
İlişkileri Smith'in telefonda bulduğu uygunsuz mesajlardan sonra ortaya çıkan Paul ve Leo, gey sevgilinin evinde yaşamaya başladı. Çiftin birlikte yaptığı 4, kendisinin daha önceki ilişkisinden olan 2 çocuğuyla birlikte kalan Jardine Smith, Paul'ün çocukları özlediği ve geri dönme isteğini kıramadı.
Paul'ün yokluğunda hamile kalan Jardine, doğacak çocuğuna babalık etmesi için Leo'ya teklif götürdü. Smith'in bir diğer ilişkisinden de hamile kalması ve ayrılması sonrası, o çocuğunun da babası Leo oldu.
Jardine Smith, 3 ve 5 yaşındaki çocuklarının babası olan Leo hakkında, "Onun hiç çocuğu yoktu. Şu an ailemizin 8 çocuğundan 2'si ona baba diyor. İnsanlar bana inanılmaz olduğumu söylese de ben Leo'ya baba olma hediyesini sunduğum için çok mutluyum" dedi. medyafresi.com.tr
Mirror gazetesinde, İngiltere'de sıra dışı bir ailenin hikayesi yer aldı. Jardine Smith, 10 yıllık kocası Paul Hartley'in ilişkisi olduğunu öğrenince yıkıldı. Ancak sadece bir yıl sonra, kocası ve sevgilisi kendi evine taşındı. Bununla yetinmeyen kadın, kocasının sevgilisi Leo'ya çocuklarının babası olma teklifini de yaptı.
Üçlü çift, yaşamlarının geleneksel olmadığını ancak "her şeyi birlikte" yaptıklarını söyledi.
Kocası Paul için "o benim ruh ikizim ve en iyi arkadaşım, Leo da çok iyi bir insan, birlikte iyi bir takım olduk" diyen Jardine Smith, "Eğer hayatıma gelecekte bir erkek girerse, gey kocalarımı kabul etmek zorunda, çünkü onları bir daha ne kendimden ne de çocuklarımdan uzaklaştırmam." şeklinde konuştu.
İlişkileri Smith'in telefonda bulduğu uygunsuz mesajlardan sonra ortaya çıkan Paul ve Leo, gey sevgilinin evinde yaşamaya başladı. Çiftin birlikte yaptığı 4, kendisinin daha önceki ilişkisinden olan 2 çocuğuyla birlikte kalan Jardine Smith, Paul'ün çocukları özlediği ve geri dönme isteğini kıramadı.
Paul'ün yokluğunda hamile kalan Jardine, doğacak çocuğuna babalık etmesi için Leo'ya teklif götürdü. Smith'in bir diğer ilişkisinden de hamile kalması ve ayrılması sonrası, o çocuğunun da babası Leo oldu.
Jardine Smith, 3 ve 5 yaşındaki çocuklarının babası olan Leo hakkında, "Onun hiç çocuğu yoktu. Şu an ailemizin 8 çocuğundan 2'si ona baba diyor. İnsanlar bana inanılmaz olduğumu söylese de ben Leo'ya baba olma hediyesini sunduğum için çok mutluyum" dedi. medyafresi.com.tr
16 Kasım 2014 Pazar
Eşcinsellerin cami bilmecesi
Almanya’nın başkenti Berlin’de Leadership (Berlin’de Liderlik) adlı bir kuruluş, ‘önyargıları kırmak’ amacıyla “Meet2respeckt” (Saygı Buluşması) projesi başlattı. Proje çerçevesinde İslamofobi ve homofobiye karşı çalışan kuruluş, etkinlik takvimine de ‘alınan izinle’ 24 Kasım için Berlin Şehitlik Camisi’ni ziyareti ekledi.
Eşcinsellerin yapmayı planladığı bu ziyaret, hem Almanya hem de Türkiye’deki bazı basın organlarına “Eşcinselleri camiye davet ettiler” diye yansıyınca, Diyanet İşleri Başkanlığı devreye girdi. Diyanet, Almanya’da Şehitlik Camisi’nin de bağlı bulunduğu çatı kuruluşu Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’ni (DİTİB), merkezi Köln’de bulunan DİTİP ise Berlin Başkonsolosluğu’ndaki din hizmetleri ataşesini, ataşe de cami yöneticilerini arayarak bilgi istedi. Ardından da DİTİP olağanüstü toplantıyla ziyareti iptal etti.
‘ERTELENDİ İZLENİMİ’
Leadership Başkanı Bernhard Heider, “Ben ziyaretin iptal değil, ertelendiği izlenimi aldım. İptal edilirse İslam’ın herkese açık olmadığı önyargısı pekişir. Yazılı açıklamayı bekliyoruz” dedi.
‘Kapımız açık’
Şehitlik Camisi Derneği Başkanı Ender Çetin, bu ziyaretin bu biçimiyle iptal edildiğini, normal bir cami rehberliği için randevu talebinde bulunulursa, bunu değerlendireceklerini ve hiçbir gruba kapılarını kapalı tutmayacaklarını söyledi. Çetin, ziyaret talebinin gruptan geldiğini belirtti. Hürriyet
11 Kasım 2014 Salı
Camiden eşcinsellere çağrı
Almanya'nın başkenti Berlin'de, Diyanet İşleri Türk İslam Birliği'ne (DİTİB) bağlı Şehitlik Camisi, eşcinselleri camiye davet etti. Camide eşcinsellerin katılımıyla "İslam ve Homofobi" konulu panel düzenlenecek.
Eşcinseller 24 Kasım günü saat 19.00'da önce camiyi gezecek, daha sonra ise “İslam ve Homofobi" konulu panele katılacaklar. Etkinliğe katılım çağrısı Leadership Derneği, Göçmen Lezbiyen ve Homoseksüeller Derneği ile Şehitlik Camisi Derneği tarafından yapıldı.
Etkinlik, Leadership Derneği'nin yürüttüğü "Meet2respect" projesi kapsamında düzenleniyor.
“Diğerleriyle Karşılaş" parolasıyla yürütülen proje hoşgörüsüzlük, ayrımcılık ve şiddetin ortadan kaldırılmasını hedefliyor.
Queer.de adlı İnternet sitesinde yer alan haberde, camiyi ziyaret edeceklerin 19 Kasım tarihine kadar daniel.woratvk-online.de elektronik posta adresine başvurmaları istendi.
DİTİB Şehitlik Camisi ile Eşcinsellerin çatı kuruluşu LSVD arasında yıllardır iyi bir diyalog bulunuyor.
LSVD 2008 yılında üyelerine camideki açık kapı gününe katılmaları çağrısı yapmıştı. Yine 2012 yılında eşcinseller, ırkçı saldırılara karşı cami ile dayanışma göstermişlerdi. Medyafaresi
Eşcinseller 24 Kasım günü saat 19.00'da önce camiyi gezecek, daha sonra ise “İslam ve Homofobi" konulu panele katılacaklar. Etkinliğe katılım çağrısı Leadership Derneği, Göçmen Lezbiyen ve Homoseksüeller Derneği ile Şehitlik Camisi Derneği tarafından yapıldı.
Etkinlik, Leadership Derneği'nin yürüttüğü "Meet2respect" projesi kapsamında düzenleniyor.
“Diğerleriyle Karşılaş" parolasıyla yürütülen proje hoşgörüsüzlük, ayrımcılık ve şiddetin ortadan kaldırılmasını hedefliyor.
Queer.de adlı İnternet sitesinde yer alan haberde, camiyi ziyaret edeceklerin 19 Kasım tarihine kadar daniel.woratvk-online.de elektronik posta adresine başvurmaları istendi.
DİTİB Şehitlik Camisi ile Eşcinsellerin çatı kuruluşu LSVD arasında yıllardır iyi bir diyalog bulunuyor.
LSVD 2008 yılında üyelerine camideki açık kapı gününe katılmaları çağrısı yapmıştı. Yine 2012 yılında eşcinseller, ırkçı saldırılara karşı cami ile dayanışma göstermişlerdi. Medyafaresi
6 Kasım 2014 Perşembe
Ya cinsiyetini değiştirirsin ya da seni öldürürüz!
İran'da eşcinseller ölüm tehlikesiyle karşı karşıya. Başka bir cinsiyetle dünyaya gelinebileceğini kabul eden yönetim, ameliyat edilmesini şart koşuyor.
İran, eşcinselliğin idamla cezalandırıldığı nadir ülkelerden biri olarak biliniyor. Ama dini alimler, bir insanın yanlış bir bedende vücut bulmuş olabileceği fikrini kabul edilebilir bularak eşcinselleri cinsiyet değiştirme ameliyatı olmaya zorlayabiliyor. Ameliyat olmak istemeyenler ise baskı ve ölüm tehditlerine maruz kalıyor. Birçok eşcinselin de ameliyattan kaçmak için ülkeyi terk ettiği belirtiliyor.
YA CİNSİYET DEĞİŞTİR YA ÖLDÜRÜRÜZ
BBC Farsça, İran'da eşcinsellerin yaşadığı baskıyı haberleştirdi.
21 yaşında bir eşcinsel olan Soheil de bu baskıyı yaşayanlardan biri.
Psikologların cinsiyet değiştirme ameliyatı önerdiği Soheil'e ailesi de büyük baskı yapmış. Soheil "Babam iki akrabamızla beraber Tahran'da beni ziyarete geldi... Benim hakkımda ne yapacaklarına karar vermek için bir buluşma gerçekleştirmişler. Bana 'Ya ameliyatı olur cinsiyetini değiştirirsin ya da seni öldürürüz, bu ailede yaşamana izin vermeyiz' dediler" diyor.
Ailesi Soheil'i Bandar Abbas isimli liman kentinde evde tutup izlemeye alıyor. Ameliyat için kararlaştırılan günden bir gün önce, bazı arkadaşlarının yardımı ile kaçmayı başarıyor. Ona bir uçak bileti alıyorlar ve Türkiye'ye gidiyor.
"Eğer polise gidip onlara eşcinsel olduğumu söyleseydim, hayatım ailemle olduğunda daha da fazla tehlikeye girerdi" diyor.
FETVAYI HUMEYNİ VERDİ
Habere göre eşcinsel kadın ya da erkekleri cinsiyet değiştirme operasyonuna zorlamak, resmi bir hükümet politikası değil. Ama baskı çok yoğun olabiliyor. 1980'li yıllarda cumhuriyetin kurucusuAyetullah Humeyni, cinsiyet değiştirme operasyonlarını serbest bırakan bir fetva yayınladı. Bu fetvayı, bir erkek bedeninde hapsolduğunu anlatan bir kadınla tanıştıktan sonra yayınladığı düşünülüyor.
İran'da bir devlet kliniğinde psikolog olarak çalışan ve güvenlik gerekçesiyle takma isimle konuşan Şebnem, eşcinsellerden bazılarının ameliyata itildiğini söylüyor. Şebnem doktorların eşcinsellere "hasta olduklarını" ve tedaviye ihtiyaç duyduklarını anlattıklarını aktarıyor. Doktorlar eşcinselleri genellikle dini alimlere yönlendiriyor, onlar da namazlarını aksatmamalarını ve bu şekilde inançlarını güçlendirmeleri öğüdünde bulunuyor.
Tıbbi tedaviler de öneriliyor. Şebnem'e göre yetkililer "kimlik ile cinsellik arasındaki farkı bilmedikleri için" doktorlar eşcinsellere cinsiyet değiştirme öneriyor.
KAÇ KİŞİ CİNSİYET DEĞİŞTİRDİ?
İran'da bugüne kadar kaç cinsiyet değiştirme operasyonu yapıldığına dair sağlıklı bir veri bulunmuyor.
Hükümet yanlısı bir haber ajansı olan Haberonline sayının 2006 yılında 170 iken 2010 yılında 370'e çıktığını yazıyor. Ama İran'daki hastanelerin birinde çalışan doktorlardan biri BBC'ye sadece kendisinin her yıl 200 ameliyat gerçekleştirdiğini söylüyor.
2005 yılında İran'dan Türkiye'ye trenle gelen eşcinsellerden biri olan Arsham Parsi Kayseri'de yaşadığı dönemde dayak yediğini, çıkmış omzunu tedavi ettirmek için hastaneye kabul edilmediğini söylüyor.
Bu olaylardan sonra Kanada'ya taşınan Parsi, Eşcinsel Göçmenler İçin İran Demiryolu isimli destek grubunu kuruyor. Parsi her hafta yüzlerce kişinin grupla temasa geçtiğini, son 10 yılda yaklaşık 1000 kişiye İran'dan çıkmaları için yardım ettiğini söylüyor. Parsi'ye göre cinsiyet değiştirme ameliyatı olanların yüzde 45'i trans değil, eşcinsel. Parsi'ye göre birçoğu aradaki farkı dahi bilmiyor. Medyafaresi
İran, eşcinselliğin idamla cezalandırıldığı nadir ülkelerden biri olarak biliniyor. Ama dini alimler, bir insanın yanlış bir bedende vücut bulmuş olabileceği fikrini kabul edilebilir bularak eşcinselleri cinsiyet değiştirme ameliyatı olmaya zorlayabiliyor. Ameliyat olmak istemeyenler ise baskı ve ölüm tehditlerine maruz kalıyor. Birçok eşcinselin de ameliyattan kaçmak için ülkeyi terk ettiği belirtiliyor.
YA CİNSİYET DEĞİŞTİR YA ÖLDÜRÜRÜZ
BBC Farsça, İran'da eşcinsellerin yaşadığı baskıyı haberleştirdi.
21 yaşında bir eşcinsel olan Soheil de bu baskıyı yaşayanlardan biri.
Psikologların cinsiyet değiştirme ameliyatı önerdiği Soheil'e ailesi de büyük baskı yapmış. Soheil "Babam iki akrabamızla beraber Tahran'da beni ziyarete geldi... Benim hakkımda ne yapacaklarına karar vermek için bir buluşma gerçekleştirmişler. Bana 'Ya ameliyatı olur cinsiyetini değiştirirsin ya da seni öldürürüz, bu ailede yaşamana izin vermeyiz' dediler" diyor.
Ailesi Soheil'i Bandar Abbas isimli liman kentinde evde tutup izlemeye alıyor. Ameliyat için kararlaştırılan günden bir gün önce, bazı arkadaşlarının yardımı ile kaçmayı başarıyor. Ona bir uçak bileti alıyorlar ve Türkiye'ye gidiyor.
"Eğer polise gidip onlara eşcinsel olduğumu söyleseydim, hayatım ailemle olduğunda daha da fazla tehlikeye girerdi" diyor.
FETVAYI HUMEYNİ VERDİ
Habere göre eşcinsel kadın ya da erkekleri cinsiyet değiştirme operasyonuna zorlamak, resmi bir hükümet politikası değil. Ama baskı çok yoğun olabiliyor. 1980'li yıllarda cumhuriyetin kurucusuAyetullah Humeyni, cinsiyet değiştirme operasyonlarını serbest bırakan bir fetva yayınladı. Bu fetvayı, bir erkek bedeninde hapsolduğunu anlatan bir kadınla tanıştıktan sonra yayınladığı düşünülüyor.
İran'da bir devlet kliniğinde psikolog olarak çalışan ve güvenlik gerekçesiyle takma isimle konuşan Şebnem, eşcinsellerden bazılarının ameliyata itildiğini söylüyor. Şebnem doktorların eşcinsellere "hasta olduklarını" ve tedaviye ihtiyaç duyduklarını anlattıklarını aktarıyor. Doktorlar eşcinselleri genellikle dini alimlere yönlendiriyor, onlar da namazlarını aksatmamalarını ve bu şekilde inançlarını güçlendirmeleri öğüdünde bulunuyor.
Tıbbi tedaviler de öneriliyor. Şebnem'e göre yetkililer "kimlik ile cinsellik arasındaki farkı bilmedikleri için" doktorlar eşcinsellere cinsiyet değiştirme öneriyor.
KAÇ KİŞİ CİNSİYET DEĞİŞTİRDİ?
İran'da bugüne kadar kaç cinsiyet değiştirme operasyonu yapıldığına dair sağlıklı bir veri bulunmuyor.
Hükümet yanlısı bir haber ajansı olan Haberonline sayının 2006 yılında 170 iken 2010 yılında 370'e çıktığını yazıyor. Ama İran'daki hastanelerin birinde çalışan doktorlardan biri BBC'ye sadece kendisinin her yıl 200 ameliyat gerçekleştirdiğini söylüyor.
2005 yılında İran'dan Türkiye'ye trenle gelen eşcinsellerden biri olan Arsham Parsi Kayseri'de yaşadığı dönemde dayak yediğini, çıkmış omzunu tedavi ettirmek için hastaneye kabul edilmediğini söylüyor.
Bu olaylardan sonra Kanada'ya taşınan Parsi, Eşcinsel Göçmenler İçin İran Demiryolu isimli destek grubunu kuruyor. Parsi her hafta yüzlerce kişinin grupla temasa geçtiğini, son 10 yılda yaklaşık 1000 kişiye İran'dan çıkmaları için yardım ettiğini söylüyor. Parsi'ye göre cinsiyet değiştirme ameliyatı olanların yüzde 45'i trans değil, eşcinsel. Parsi'ye göre birçoğu aradaki farkı dahi bilmiyor. Medyafaresi
19 Ekim 2014 Pazar
5 yaşındaki çocuğa tecavüz etseydiniz....
Türkiye'nin ilk evli eşcinsel çifti kendilerine yönelik baskı ve tehditleri anlattı: 'Senin annen de pislik, sana her zaman destek verdi' diyorlar.
Emrullah Tüzün ve Ekin Keser İstanbul’da düzenledikleri bir düğün töreni ile Türkiye’nin ilk evli eşcinsel çifti oldu. Resmi olmasa da alternatif bir düğün töreni düzenleyen çift düğünün ardından çok sayıda tehdit aldıklarını, evlerinden işlerinden olduklarını ifade etti.
Böyle bir tören düzenlemekten pişman olmadıklarını ifade eden çiftten Ekin, “Hayatımızın en doğru şeyini yaptık. Ayrıca ben eşcinselim diye mutsuz da değilim. Bir daha dünyaya gelsem, yine bu bedende, aynı şekilde doğmak isterim. Evet, homofobik bir ülkede yaşıyoruz, transları direkt öldürüyorlar, bizi doğduğumuza pişman etmeye çalışıyorlar. Yine de halimden memnunum” diye konuştu.
Eşcinsel bir düğün düzenlemenin LGBTİ bireylere yönelik ayrımcılığın son bulması açısından önemli bir aktivizm olduğunu kaydeden çift, düğün kararını, düğün sonrasında yaşadıklarını kendilerine gelen tehditleri Hürriyet gazetesinde Ayşe Arman’a anlattı:
Ekin ve Emrullah... Sizi evlenen ilk gay çift olarak tanıdık. Hakkınızda bir sürü haber çıktı. Büyük tantana koptu. Şu an neler yaşıyorsunuz?
Emrullah: Başımıza gelmeyen kalmadı! Hayatımız kaydı. Evimize bile gidemiyoruz. Zaten artık evimiz de yok...
Neden?
Ekin: Ev sahibi kovdu.
Emrullah: "Ne haltlar karıştırdığınızı öğrendim. Komşularımızdan imza topladım, sizi evimden attıracağım!" diye mesajlar attı.
Ekin: Biz de son derece kibar bir şekilde, "Evinize bir zarar mı verdik ki, bizi çıkarmak istiyorsunuz?" diye sorduk. Kem küm etti. Ama açıkça, "Siz eşcinselsiniz! Sizin gibilere ev-mev vermek istemiyorum" da diyemediği için kıvırttı durdu.
Komşulardan imza toplamış. Biz, orada kimseyi tanımıyoruz ki, bizim hakkımızda nasıl kötü bir şey söylemiş olabilirler? Kime ne zarar vermişiz? Kendi halinde iki insanız. Bir taşkınlığımız yok, bir şeyimiz yok. Ama eşcinsel olduğumuzu öğrendi ya, üstüne bir de evlendik ya, bizi kapıya koyma hakkını görüyor kendinde...
Emrullah: "Ne haltlar çevirdiğinizi öğrendim!" diyor. Bu nasıl bir küstahlıktır! Birbirimizi seviyoruz, evlendik, var mı? İzin mi alacağız ondan! Bizim özelimiz bu, kimseyi ilgilendirmez. Ev sahibiyle aramızdaki tek olay kira. Onun dışında başka hiçbir münasebetimiz yok.
Ekin: Bu nasıl bir homofobiyse yeni ev de bulamıyoruz. Birkaç emlakçıya telefonla sorduk, "Tamam gelin bakalım" dediler, buluşunca bizi tanıdılar, "Başka yerlere bakın. Size verecek evimiz yok!" dediler. Çaresizlikten arkadaşlarımızda kalıyoruz.
Bu kadar mı yaşadığınız zorluk?
Ekin: Olur mu? Daha kötüsü de var. Bir sürü tehdit alıyoruz. Ben Antakyalıyım. Oradan mesajlar geliyor, "Antakya'nın adını kötüye çıkardın, buraya gelirsen, kafana bir tane sıkacağız..." diye. Ama tabii bu mesajlara pabuç bırakacak halim yok! Allah'tan "Antakya'dan ancak senin kadar cesur ve sevgi dolu biri çıkabilirdi! Tebrik ediyoruz" diyenler de var.
"Annen de pislik, seni her zaman destekledi"
Peki aile çevresi?
Ekin: Babam ve babamın tarafı, "Sen rezilsin! Hemen soyadını değiştir, bizim ailemizle ilişkini kes!" diyor. Bunun, benim için zerre kadar önemi yok. Zaten 12 yaşından beri eşcinsel olduğumu açıkça söylüyorum. Onlar için mümkün olsa da ölüp gitsem, yok ölmeyeceksem de eşcinselliğimi gizleyeyim. Bu ikiyüzlülük de midemi bulandırıyor. Sen ister kabul et, ister etme. Ben buyum! Böyle doğdum. Kendimi de seviyorum. Şimdi, en az kendim kadar sevdiğim bir de eşim var.
Benim bir kadınla birlikte olabilmem imkânsız. Bunu akılları almıyor. Nasıl heteroseksüel bir erkeğin, bir erkekle birlikte olması mümkün değilse, benim de bir kadınla birlikte olmam mümkün değil. Ama kardeşim, anlatamadım gitti! Akıllarınca beni reddediyorlar. Peki sorsalar ya, ben o ailenin bir ferdi olmakistiyor muyum? Hayır! Asıl ben onları reddediyorum! Sildirin beni kütüğünüzden. Sürekli "Allah senin belanı versin!" diye telefonlar geliyor, "Senin annen de pislik, sana her zaman destek verdi" diyorlar. Annem tek kelimeyle canımdır. Her zaman, her konuda destekçimdir. Emrullah, annem ve ben fotoğraf çektirmişiz. "Bu iki sapıkla nasıl aynı karede olursun? Sen rezil bir kadınsın! Nasıl o fotoğrafı Facebook'a koyarsın" diyorlar. Eşcinseliz ya, analarımız da bizi sevmesin istiyorlar! Bir annenin çocuğunu sevmemesi mümkün mü? Ama bak, babalar konusunda bir şey diyemeyeceğim.
Annen burada mı yaşıyor?
Ekin: Hayır Antakya'da, 40 yaşında daha. Çok genç, çok tatlı bir annem var.
Peki sen Emrullah? Sen de bir kafede garsonluk yapıyordun değil mi? Bu evlilik yüzünden başına gelen bir şey var mı?
Emrullah: Evet. Ben de işimi kaybettim. Kimseye bulaşmayan, ölçülü, sessiz biriyim. Bir problemimiz yoktu. Haberler çıkınca, çekindiler. Onları da anlıyorum. Zeki Müren'i seviyorlar Bülent Ersoy dinliyorlar.
Senin ailenin tepkisi ne oldu?
Emrullah: O biraz problemli. Ben Ekin gibi cesur değildim hiçbir zaman. O 12 yaşından beri kafa tutuyor. "Ben buyum, yerse!" diyor, diyebiliyor. Ben yapamadım. Eşcinsel olduğumu kimseye itiraf edemedim. Şunun şurasında son üç yıldır kendim gibiyim. Çevremden de kimse bilmiyordu. Hele ailem, akrabalarım hiç... Şimdi hepsi öğrenmiş oldu.
Emrullah: Evet. Ve tabii şok geçirdiler. Ama öncesinde söylemiş olsaydım da bir şey değişmeyecekti. Onlarda algı sabittir, değişmez. "Böyle bir şey varsa bu hastalıktır! Bunu düzeltmeye çalışacağız" diye düşünüyorlar. Ne yazık ki bu ülkenin çoğunluğu, eşcinselliği hâlâ hastalık olarak görüyor. Siyasetçiler farklı mı? Hayır! Günah olarak görüyorlar. Gel gelelim Zeki Müren'i seviyorlar, Bülent Ersoy dinliyorlar ama eşcinselliğin gizli yaşanması gerektiğini düşünüyorlar. Ortalıkta olmayacaksın. Kötü bir şey yapıyorsun. İki erkek, el ele yürürse özendirici olur diye düşünüyorlar. Varsın evlerinden atsınlar, ne yapacaklarsa yapsınlar. Benim ailem de aklınca beni düzeltecekti.
Gurur duyuyoruz, artık kimseden korkmuyoruz
Nasıl yapacaktı?
Ekin: Herhalde evlendireceklerdi Emrullah'ı! Bir sürü eşcinsel, baskılara karşı gelemediği için evleniyor, hatta çocukları oluyor. Yazıktır o kadınlara! Sonunda bütün herkes mutsuz oluyor.
Emrullah: Bizimkilerin istediği bu olayın tamamen unutulması. Onlara göre utanç verici bir şey yaptık. Oysa biz, çok istediğimiz, hayalimiz olan bir şeyi gerçekleştirdik. Ve kendimizle gurur duyuyoruz. Üç yıl öncesine kadar herkese kapalıydım. Sadece zaman kolluyordum. Gün gelecek eşcinsel olduğumu haykırabileceğim, sevdiğim kişiyi bulacağım ve bundan böyle bütün hayatı birlikte yaşayacağız, paylaşacağız. Bana sadece sevgi değil, cesaret de verdi Ekin. Artık kimseden korkumuz yok!
Yani siz, başınıza bunca şey gelmesine rağmen pişman filan değilsiniz...
Ekin: Tabii ki değiliz. Hayatımızın en doğru şeyini yaptık. Ayrıca ben eşcinselim diye mutsuz da değilim. Bir daha dünyaya gelsem, yine bu bedende, aynı şekilde doğmak isterim. Evet, homofobik bir ülkede yaşıyoruz, transları direkt öldürüyorlar, bizi doğduğumuza pişman etmeye çalışıyorlar. Yine de halimden memnunum. 19 yaşındayım, kendimle yüzleştim. Kendimi olmadığım biri gibi göstermeye de çalışmıyorum.
Marmara Üniversitesi'nde okuyorsun değil mi?
Ekin: Evet ama bu olaylar yüzünden şu aralar okula gitmiyorum.
Biz böyle doğduk cinsel tercih filan değil
Diyorlar ki, "Eşcinsellik cinsel tercih!" Saçma! Nedir bu, marjinal bir duruş mu sergiliyoruz biz? Meslek mi seçiyoruz? "Seçmek" ne demek? Biz, böyle doğduk. Seçmedik. Doğamız bu. Bu, bir tercih değil yani.
Tanıştığımız andan itibaren hiç ayrılmadık
Nasıl tanıştınız?
Ekin: Bir gece kulübünde. Ben bir kız arkadaşımla dans ediyordum. Birden Emrullah'ı gördüm, "Melis, bak ne kadar tatlı bir çocuk!" dedim. Sonra tanıştık, dans ettik. Zaten sabah olmuştu, bizim eve geldik.
Emrullah: Birbirimizi tanıdığımız andan itibaren hiç ayrılmadık. Zaten çok kısa süre sonra da birlikte yaşamaya başladık.
Ekin: İlişkimizin üçüncü ayında fiilen evli gibiydik. Kedilerimiz, çocuklarımızdı. Biz birbirimize karşı çok dürüst ve saygılıyız. İçimiz titriyor birbirimiz için. Her şeyi paylaşıyoruz. Zevklerimiz ortak. Hobilerimiz ortak. İleriye dönük hayallerimiz var. Bizim için ortada hiçbir sorun yok, iki erkek olmamız dışında. Bize göre o da sorun değil ama millete dert oldu.
Emrullah: Birlikte yaşamaya karar verdiğimiz zaman Ekin'e söylediğim bir şey vardı: "Gün içinde ne olursa olsun, kavga da etmiş olsak, gece aynı yatağa gireceğiz, aynı yastığa baş koyacağız. Salonda yatma gibi bir şey olmayacak."
Kavga da ettiğimiz oluyordu ama yatağa hiçbir zaman küs girmedik. Hiçbir zaman ayrı odalarda yatmadık. Düğünümüzü şimdiye kadar biriktirdiğimiz parayla yaptık.
Çok eleştirildi o kırmızı kuşak... Niye bağladın beline evlenirken?
Ekin: Bir kere biz, birbirimizi kesinlikle kimlikleştirmiyoruz. "Sen bu ilişkide erkeksin, ben kadınım" gibi bir şey yok. Biz ikimiz de gay'iz. O kırmızı kurdeleyi de şöyle açıklayayım: Ben sanatçı olarak eğitim alıyorum, düğünüm başlı başına bir mesajdı ama düğünümün içinde ayrı bir mesaj da vermek istedim. Bekâretin önemsiz olduğunu anlatıyor o belimdeki kırmızı kuşak. Yoksa, ben bir erkeğim, benim nerem bakire? Ben dışa- vurumculuk yapıp, bu şekilde ifade etmeye çalıştım kendimi. Mesajımı çok güzel alanlar oldu, yanlış değerlendirenler de...
Emrullah: Bu bizim düğünümüz, nasıl istersek öyle yaparız. İnsanlar buna niye bu kadar takıldılar anlayamadık.
Kimleri davet ettiniz düğününüze?
Emrullah: Sevdiklerimizi, yakın çevremizi. Orada olmasını istediğimiz 90 kişiyi...
Parayı nereden buldunuz?
Ekin: Şimdiye kadar biriktirdiğimiz parayla yaptık. Destek olan arkadaşlar da vardı. Sağ olsunlar. Ama takılarımı bile oraya bıraktım.
Siz bu işi ciddiye almış mıydınız yoksa geyik mi yaptınız?
Ekin: Tabii ki ciddiye aldığımız bir şey yaptık! Biz zaten duygusal olarak evliydik, orada imza atman bir şey değiştirmiyor ki. Zaten evli olarak yaşıyorduk. Biz bunu bir düğünle taçlandırmak istedik. Zaten davetiyemize de "Sadece sizin dilekleriniz eşliğinde kaygılarımızdan arınacağımızı düşünüyoruz" diye yazdık.
Şu an ne hissediyorsunuz?
Ekin: Bu kadar hakareti ve aşağılanmayı hak edecek bir şey yapmadık biz. Birbirimizi sevdik o kadar. Kimseyi öldürmedik, kimseye tecavüz etmedik. Bana gelen korkunç bir mesaj var. Çok çok ayıp bir şey. Nefretin seviyesizliğine bakın, "5 yaşındaki bir çocuğa tecavüz etseydiniz sindirebilirdik ama bunu sindiremeyiz!" demişler.
Bir şeyleri değiştirebildiysek ne mutlu bize...
Ya senin aile hikâyen...
Emrullah: Batmanlıyım. Kürt'üm. Ama 26 yıldır İstanbul'dayız. Heteroseksüel gibi gezdim, dolaştım, davrandım. 25 yaşına kadar sadece kendi içimde yaşadım. En yakın arkadaşlarımla bile hiçbir şey paylaşmadım. Ekin'e her zaman söylüyorum, onun cesaretine hayranım. Onun sayesinde ben de kendim olabildim. Biz bir şeyleri değiştirmişsek ne mutlu bize...
Hedef tahtası olmayı göze aldık
Evliliğinizi, dünya âleme duyurmak nereden aklınıza geldi? Gerekçeniz neydi?
Ekin: Biz aslında sadece eşcinsel camiaya seslenmek, onlara cesaret vermek istemiştik. "Yalnız değilsiniz! Sizin gibi başka insanlar da var. Biz de onlardanız. O kadar da güçsüz, aciz değiliz. Korkmayın!" demek istemiştik. Akit gazetesi dışında, bütün gazeteler sadece haberi verdiler. Teşekkür ediyoruz. Tamam internet sitelerinde birtakım feci yorumlar vardı. Akit, "Sapıklar düğün yaptı, yetkililerin soruşturma başlatmasını bekliyoruz" diye yazdı ama genel olarak 'iki eşcinsel evlendi' diye verildi haber. Biz homofobiklere hedef tahtası olmayı göze almıştık. Ülkemizde de gay evlilikleri başlasın diye yaptık. Kim ne derse desin, eşcinsel özgürlük mücadelesinde bir yerimiz olduğunu düşünüyorum.
Üniversitenin resim bölümlerini birincilikle kazandım
Eşcinsel olduğunu ne zaman fark ettin?
Ekin: Kendimi bildim bileli... Bir çocuk dergisi vardı. Oradaki bir erkek çocuğu beğeniyordum. Kızlarla oldum olası bir alakam olmadı. Annem durumu fark edince, doktor doktor dolaştık, kadıncağız perişan, herkese soruyordu: "Ekin, trans mı, gay mi, nedir, bana söyleyin!" Bir gün bütün aileyi topladım, "Bırakın artık doktorlara gitmeyi" dedim, "Ben eşcinselim." Söyleyiverdim. Nasıl rahatladım anlatamam. Hüngür hüngür ağladık annemle birlikte. Sonra tabii amcalarım filan dahil oldu. "Ekin'i okula yollamayacağız, okul hayatı bitmiştir!" dediler.
Neden?
Ekin: Beni hetero yapacaklar da ondan! "İşe başlasın, inşaata girsin!" Erkeksi bir iş ya, kendimi erkek gibi hissedeceğimi düşünüyorlar. İki sene ev hapsi yaşadım. Sonra Güzel Sanatlar Lisesi'ne kaydolmamı kabul ettiler. Babam bırakıp, getiriyordu. Bıçak çekenler oldu, küfür edenler oldu, arkamdan "Travesti!" diye bağıranlar oldu. Benim tek kurtuluşum İstanbul'du. Üç yıl boyunca gözümü kırpmadan çalıştım. Benimle hazırlanan hocam şahit. Mersin Güzel Sanatlar Fakültesi birinciliği, Hacettepe Resim Bölümü birinciliği, Eskişehir Anadolu Üniversitesi Resim Bölümü birinciliği... Ama ben Marmara Üniversitesi'ni tercih ettim. Çok tatlı bir hocam var. Diyor ki, "Ekin, ben seni kaybetmek istemiyorum. Çok yeteneklisin!" Üçüncü sınıftayım ama şu aralar tehditler yüzünden devam edemiyorum.
Emrullah Tüzün ve Ekin Keser İstanbul’da düzenledikleri bir düğün töreni ile Türkiye’nin ilk evli eşcinsel çifti oldu. Resmi olmasa da alternatif bir düğün töreni düzenleyen çift düğünün ardından çok sayıda tehdit aldıklarını, evlerinden işlerinden olduklarını ifade etti.
Böyle bir tören düzenlemekten pişman olmadıklarını ifade eden çiftten Ekin, “Hayatımızın en doğru şeyini yaptık. Ayrıca ben eşcinselim diye mutsuz da değilim. Bir daha dünyaya gelsem, yine bu bedende, aynı şekilde doğmak isterim. Evet, homofobik bir ülkede yaşıyoruz, transları direkt öldürüyorlar, bizi doğduğumuza pişman etmeye çalışıyorlar. Yine de halimden memnunum” diye konuştu.
Eşcinsel bir düğün düzenlemenin LGBTİ bireylere yönelik ayrımcılığın son bulması açısından önemli bir aktivizm olduğunu kaydeden çift, düğün kararını, düğün sonrasında yaşadıklarını kendilerine gelen tehditleri Hürriyet gazetesinde Ayşe Arman’a anlattı:
Ekin ve Emrullah... Sizi evlenen ilk gay çift olarak tanıdık. Hakkınızda bir sürü haber çıktı. Büyük tantana koptu. Şu an neler yaşıyorsunuz?
Emrullah: Başımıza gelmeyen kalmadı! Hayatımız kaydı. Evimize bile gidemiyoruz. Zaten artık evimiz de yok...
Neden?
Ekin: Ev sahibi kovdu.
Emrullah: "Ne haltlar karıştırdığınızı öğrendim. Komşularımızdan imza topladım, sizi evimden attıracağım!" diye mesajlar attı.
Ekin: Biz de son derece kibar bir şekilde, "Evinize bir zarar mı verdik ki, bizi çıkarmak istiyorsunuz?" diye sorduk. Kem küm etti. Ama açıkça, "Siz eşcinselsiniz! Sizin gibilere ev-mev vermek istemiyorum" da diyemediği için kıvırttı durdu.
Komşulardan imza toplamış. Biz, orada kimseyi tanımıyoruz ki, bizim hakkımızda nasıl kötü bir şey söylemiş olabilirler? Kime ne zarar vermişiz? Kendi halinde iki insanız. Bir taşkınlığımız yok, bir şeyimiz yok. Ama eşcinsel olduğumuzu öğrendi ya, üstüne bir de evlendik ya, bizi kapıya koyma hakkını görüyor kendinde...
Emrullah: "Ne haltlar çevirdiğinizi öğrendim!" diyor. Bu nasıl bir küstahlıktır! Birbirimizi seviyoruz, evlendik, var mı? İzin mi alacağız ondan! Bizim özelimiz bu, kimseyi ilgilendirmez. Ev sahibiyle aramızdaki tek olay kira. Onun dışında başka hiçbir münasebetimiz yok.
Ekin: Bu nasıl bir homofobiyse yeni ev de bulamıyoruz. Birkaç emlakçıya telefonla sorduk, "Tamam gelin bakalım" dediler, buluşunca bizi tanıdılar, "Başka yerlere bakın. Size verecek evimiz yok!" dediler. Çaresizlikten arkadaşlarımızda kalıyoruz.
Bu kadar mı yaşadığınız zorluk?
Ekin: Olur mu? Daha kötüsü de var. Bir sürü tehdit alıyoruz. Ben Antakyalıyım. Oradan mesajlar geliyor, "Antakya'nın adını kötüye çıkardın, buraya gelirsen, kafana bir tane sıkacağız..." diye. Ama tabii bu mesajlara pabuç bırakacak halim yok! Allah'tan "Antakya'dan ancak senin kadar cesur ve sevgi dolu biri çıkabilirdi! Tebrik ediyoruz" diyenler de var.
"Annen de pislik, seni her zaman destekledi"
Peki aile çevresi?
Ekin: Babam ve babamın tarafı, "Sen rezilsin! Hemen soyadını değiştir, bizim ailemizle ilişkini kes!" diyor. Bunun, benim için zerre kadar önemi yok. Zaten 12 yaşından beri eşcinsel olduğumu açıkça söylüyorum. Onlar için mümkün olsa da ölüp gitsem, yok ölmeyeceksem de eşcinselliğimi gizleyeyim. Bu ikiyüzlülük de midemi bulandırıyor. Sen ister kabul et, ister etme. Ben buyum! Böyle doğdum. Kendimi de seviyorum. Şimdi, en az kendim kadar sevdiğim bir de eşim var.
Benim bir kadınla birlikte olabilmem imkânsız. Bunu akılları almıyor. Nasıl heteroseksüel bir erkeğin, bir erkekle birlikte olması mümkün değilse, benim de bir kadınla birlikte olmam mümkün değil. Ama kardeşim, anlatamadım gitti! Akıllarınca beni reddediyorlar. Peki sorsalar ya, ben o ailenin bir ferdi olmakistiyor muyum? Hayır! Asıl ben onları reddediyorum! Sildirin beni kütüğünüzden. Sürekli "Allah senin belanı versin!" diye telefonlar geliyor, "Senin annen de pislik, sana her zaman destek verdi" diyorlar. Annem tek kelimeyle canımdır. Her zaman, her konuda destekçimdir. Emrullah, annem ve ben fotoğraf çektirmişiz. "Bu iki sapıkla nasıl aynı karede olursun? Sen rezil bir kadınsın! Nasıl o fotoğrafı Facebook'a koyarsın" diyorlar. Eşcinseliz ya, analarımız da bizi sevmesin istiyorlar! Bir annenin çocuğunu sevmemesi mümkün mü? Ama bak, babalar konusunda bir şey diyemeyeceğim.
Annen burada mı yaşıyor?
Ekin: Hayır Antakya'da, 40 yaşında daha. Çok genç, çok tatlı bir annem var.
Peki sen Emrullah? Sen de bir kafede garsonluk yapıyordun değil mi? Bu evlilik yüzünden başına gelen bir şey var mı?
Emrullah: Evet. Ben de işimi kaybettim. Kimseye bulaşmayan, ölçülü, sessiz biriyim. Bir problemimiz yoktu. Haberler çıkınca, çekindiler. Onları da anlıyorum. Zeki Müren'i seviyorlar Bülent Ersoy dinliyorlar.
Senin ailenin tepkisi ne oldu?
Emrullah: O biraz problemli. Ben Ekin gibi cesur değildim hiçbir zaman. O 12 yaşından beri kafa tutuyor. "Ben buyum, yerse!" diyor, diyebiliyor. Ben yapamadım. Eşcinsel olduğumu kimseye itiraf edemedim. Şunun şurasında son üç yıldır kendim gibiyim. Çevremden de kimse bilmiyordu. Hele ailem, akrabalarım hiç... Şimdi hepsi öğrenmiş oldu.
Emrullah: Evet. Ve tabii şok geçirdiler. Ama öncesinde söylemiş olsaydım da bir şey değişmeyecekti. Onlarda algı sabittir, değişmez. "Böyle bir şey varsa bu hastalıktır! Bunu düzeltmeye çalışacağız" diye düşünüyorlar. Ne yazık ki bu ülkenin çoğunluğu, eşcinselliği hâlâ hastalık olarak görüyor. Siyasetçiler farklı mı? Hayır! Günah olarak görüyorlar. Gel gelelim Zeki Müren'i seviyorlar, Bülent Ersoy dinliyorlar ama eşcinselliğin gizli yaşanması gerektiğini düşünüyorlar. Ortalıkta olmayacaksın. Kötü bir şey yapıyorsun. İki erkek, el ele yürürse özendirici olur diye düşünüyorlar. Varsın evlerinden atsınlar, ne yapacaklarsa yapsınlar. Benim ailem de aklınca beni düzeltecekti.
Gurur duyuyoruz, artık kimseden korkmuyoruz
Nasıl yapacaktı?
Ekin: Herhalde evlendireceklerdi Emrullah'ı! Bir sürü eşcinsel, baskılara karşı gelemediği için evleniyor, hatta çocukları oluyor. Yazıktır o kadınlara! Sonunda bütün herkes mutsuz oluyor.
Emrullah: Bizimkilerin istediği bu olayın tamamen unutulması. Onlara göre utanç verici bir şey yaptık. Oysa biz, çok istediğimiz, hayalimiz olan bir şeyi gerçekleştirdik. Ve kendimizle gurur duyuyoruz. Üç yıl öncesine kadar herkese kapalıydım. Sadece zaman kolluyordum. Gün gelecek eşcinsel olduğumu haykırabileceğim, sevdiğim kişiyi bulacağım ve bundan böyle bütün hayatı birlikte yaşayacağız, paylaşacağız. Bana sadece sevgi değil, cesaret de verdi Ekin. Artık kimseden korkumuz yok!
Yani siz, başınıza bunca şey gelmesine rağmen pişman filan değilsiniz...
Ekin: Tabii ki değiliz. Hayatımızın en doğru şeyini yaptık. Ayrıca ben eşcinselim diye mutsuz da değilim. Bir daha dünyaya gelsem, yine bu bedende, aynı şekilde doğmak isterim. Evet, homofobik bir ülkede yaşıyoruz, transları direkt öldürüyorlar, bizi doğduğumuza pişman etmeye çalışıyorlar. Yine de halimden memnunum. 19 yaşındayım, kendimle yüzleştim. Kendimi olmadığım biri gibi göstermeye de çalışmıyorum.
Marmara Üniversitesi'nde okuyorsun değil mi?
Ekin: Evet ama bu olaylar yüzünden şu aralar okula gitmiyorum.
Biz böyle doğduk cinsel tercih filan değil
Diyorlar ki, "Eşcinsellik cinsel tercih!" Saçma! Nedir bu, marjinal bir duruş mu sergiliyoruz biz? Meslek mi seçiyoruz? "Seçmek" ne demek? Biz, böyle doğduk. Seçmedik. Doğamız bu. Bu, bir tercih değil yani.
Tanıştığımız andan itibaren hiç ayrılmadık
Nasıl tanıştınız?
Ekin: Bir gece kulübünde. Ben bir kız arkadaşımla dans ediyordum. Birden Emrullah'ı gördüm, "Melis, bak ne kadar tatlı bir çocuk!" dedim. Sonra tanıştık, dans ettik. Zaten sabah olmuştu, bizim eve geldik.
Emrullah: Birbirimizi tanıdığımız andan itibaren hiç ayrılmadık. Zaten çok kısa süre sonra da birlikte yaşamaya başladık.
Ekin: İlişkimizin üçüncü ayında fiilen evli gibiydik. Kedilerimiz, çocuklarımızdı. Biz birbirimize karşı çok dürüst ve saygılıyız. İçimiz titriyor birbirimiz için. Her şeyi paylaşıyoruz. Zevklerimiz ortak. Hobilerimiz ortak. İleriye dönük hayallerimiz var. Bizim için ortada hiçbir sorun yok, iki erkek olmamız dışında. Bize göre o da sorun değil ama millete dert oldu.
Emrullah: Birlikte yaşamaya karar verdiğimiz zaman Ekin'e söylediğim bir şey vardı: "Gün içinde ne olursa olsun, kavga da etmiş olsak, gece aynı yatağa gireceğiz, aynı yastığa baş koyacağız. Salonda yatma gibi bir şey olmayacak."
Kavga da ettiğimiz oluyordu ama yatağa hiçbir zaman küs girmedik. Hiçbir zaman ayrı odalarda yatmadık. Düğünümüzü şimdiye kadar biriktirdiğimiz parayla yaptık.
Çok eleştirildi o kırmızı kuşak... Niye bağladın beline evlenirken?
Ekin: Bir kere biz, birbirimizi kesinlikle kimlikleştirmiyoruz. "Sen bu ilişkide erkeksin, ben kadınım" gibi bir şey yok. Biz ikimiz de gay'iz. O kırmızı kurdeleyi de şöyle açıklayayım: Ben sanatçı olarak eğitim alıyorum, düğünüm başlı başına bir mesajdı ama düğünümün içinde ayrı bir mesaj da vermek istedim. Bekâretin önemsiz olduğunu anlatıyor o belimdeki kırmızı kuşak. Yoksa, ben bir erkeğim, benim nerem bakire? Ben dışa- vurumculuk yapıp, bu şekilde ifade etmeye çalıştım kendimi. Mesajımı çok güzel alanlar oldu, yanlış değerlendirenler de...
Emrullah: Bu bizim düğünümüz, nasıl istersek öyle yaparız. İnsanlar buna niye bu kadar takıldılar anlayamadık.
Kimleri davet ettiniz düğününüze?
Emrullah: Sevdiklerimizi, yakın çevremizi. Orada olmasını istediğimiz 90 kişiyi...
Parayı nereden buldunuz?
Ekin: Şimdiye kadar biriktirdiğimiz parayla yaptık. Destek olan arkadaşlar da vardı. Sağ olsunlar. Ama takılarımı bile oraya bıraktım.
Siz bu işi ciddiye almış mıydınız yoksa geyik mi yaptınız?
Ekin: Tabii ki ciddiye aldığımız bir şey yaptık! Biz zaten duygusal olarak evliydik, orada imza atman bir şey değiştirmiyor ki. Zaten evli olarak yaşıyorduk. Biz bunu bir düğünle taçlandırmak istedik. Zaten davetiyemize de "Sadece sizin dilekleriniz eşliğinde kaygılarımızdan arınacağımızı düşünüyoruz" diye yazdık.
Şu an ne hissediyorsunuz?
Ekin: Bu kadar hakareti ve aşağılanmayı hak edecek bir şey yapmadık biz. Birbirimizi sevdik o kadar. Kimseyi öldürmedik, kimseye tecavüz etmedik. Bana gelen korkunç bir mesaj var. Çok çok ayıp bir şey. Nefretin seviyesizliğine bakın, "5 yaşındaki bir çocuğa tecavüz etseydiniz sindirebilirdik ama bunu sindiremeyiz!" demişler.
Bir şeyleri değiştirebildiysek ne mutlu bize...
Ya senin aile hikâyen...
Emrullah: Batmanlıyım. Kürt'üm. Ama 26 yıldır İstanbul'dayız. Heteroseksüel gibi gezdim, dolaştım, davrandım. 25 yaşına kadar sadece kendi içimde yaşadım. En yakın arkadaşlarımla bile hiçbir şey paylaşmadım. Ekin'e her zaman söylüyorum, onun cesaretine hayranım. Onun sayesinde ben de kendim olabildim. Biz bir şeyleri değiştirmişsek ne mutlu bize...
Hedef tahtası olmayı göze aldık
Evliliğinizi, dünya âleme duyurmak nereden aklınıza geldi? Gerekçeniz neydi?
Ekin: Biz aslında sadece eşcinsel camiaya seslenmek, onlara cesaret vermek istemiştik. "Yalnız değilsiniz! Sizin gibi başka insanlar da var. Biz de onlardanız. O kadar da güçsüz, aciz değiliz. Korkmayın!" demek istemiştik. Akit gazetesi dışında, bütün gazeteler sadece haberi verdiler. Teşekkür ediyoruz. Tamam internet sitelerinde birtakım feci yorumlar vardı. Akit, "Sapıklar düğün yaptı, yetkililerin soruşturma başlatmasını bekliyoruz" diye yazdı ama genel olarak 'iki eşcinsel evlendi' diye verildi haber. Biz homofobiklere hedef tahtası olmayı göze almıştık. Ülkemizde de gay evlilikleri başlasın diye yaptık. Kim ne derse desin, eşcinsel özgürlük mücadelesinde bir yerimiz olduğunu düşünüyorum.
Üniversitenin resim bölümlerini birincilikle kazandım
Eşcinsel olduğunu ne zaman fark ettin?
Ekin: Kendimi bildim bileli... Bir çocuk dergisi vardı. Oradaki bir erkek çocuğu beğeniyordum. Kızlarla oldum olası bir alakam olmadı. Annem durumu fark edince, doktor doktor dolaştık, kadıncağız perişan, herkese soruyordu: "Ekin, trans mı, gay mi, nedir, bana söyleyin!" Bir gün bütün aileyi topladım, "Bırakın artık doktorlara gitmeyi" dedim, "Ben eşcinselim." Söyleyiverdim. Nasıl rahatladım anlatamam. Hüngür hüngür ağladık annemle birlikte. Sonra tabii amcalarım filan dahil oldu. "Ekin'i okula yollamayacağız, okul hayatı bitmiştir!" dediler.
Neden?
Ekin: Beni hetero yapacaklar da ondan! "İşe başlasın, inşaata girsin!" Erkeksi bir iş ya, kendimi erkek gibi hissedeceğimi düşünüyorlar. İki sene ev hapsi yaşadım. Sonra Güzel Sanatlar Lisesi'ne kaydolmamı kabul ettiler. Babam bırakıp, getiriyordu. Bıçak çekenler oldu, küfür edenler oldu, arkamdan "Travesti!" diye bağıranlar oldu. Benim tek kurtuluşum İstanbul'du. Üç yıl boyunca gözümü kırpmadan çalıştım. Benimle hazırlanan hocam şahit. Mersin Güzel Sanatlar Fakültesi birinciliği, Hacettepe Resim Bölümü birinciliği, Eskişehir Anadolu Üniversitesi Resim Bölümü birinciliği... Ama ben Marmara Üniversitesi'ni tercih ettim. Çok tatlı bir hocam var. Diyor ki, "Ekin, ben seni kaybetmek istemiyorum. Çok yeteneklisin!" Üçüncü sınıftayım ama şu aralar tehditler yüzünden devam edemiyorum.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)