Van'ın Çaldıran ilçesinde teröristlerin yere tuzakladığı bombanın patlaması sonucu 6 asker şehit oldu.
Van’ın Çaldıran ve Ağrı’nın Doğubayazıt ilçeleri arasındaki karayolunda bugün aralarında TIR’ların da bulunduğu 12 aracı ateşe veren PKK’lı teröristlerin, zırhlı askeri araca bombalı ve roketatarlı saldırısında 1’i binbaşı 4 asker şehit oldu, 4 asker yaralandı. Yaralı askerlerden 2’si de kaldırıldıkları hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı ve şehit sayısı 6’ya yükseldi.
PKK’lı teröristler Çaldıran- Doğubayazıt karayolunu saat 13.00 sıralarında kesti. Çaldıran’a yaklaşık 60 kilometre uzaklıkta bulunan Tendürek Dağı eteklerindeki Soğuksu bölgesinde araçları durduran teröristler sürücüleri indirdi. Teröristler, aralarında uluslararası nakliyat TIR’larının da bulunduğu 12 aracı ateşe verdi.
OPERASYON BAŞLATILDI
Olayın haber alınması üzerine bölgeye takviye birlikler sevk edildi ve helikopter destekli operasyon başlatılırken, Çaldıran- Doğubayazıt kara yolu güvenlik gerekçesiyle kapatıldı.
Saat 17.00 sıralarında bölgeye giden zırhlı askeri araçların geçişi sırasında teröristler yola önceden tuzakladıkları el yapımı patlayıcıyı, uzaktan kumandayla infilak ettirdi, ardından da roketatarla ateş açtı. Askerler de karşılık verince çatışma çıktı.
Teröristlerin açtığı ilk ateşle 1’i binbaşı 6 asker şehit oldu, 2 asker de yaralandı. Yaralılar helikopterle Van’a getirilerek tedavi altına alındı.
Olay üzerine bölgeye çok sayıda asker sevk edilerek, teröristlerin etkisizi hale getirilmesi için geniş kapsamlı operasyon başlatıldı.
VALİLİKTEN AÇIKLAMA
“İlimiz Çaldıran İlçesi’nde 24.05.2016 günü Çaldıran-Doğu Bayazıt karayolu üzerinde bolücü terör örgütü mensuplarınca durdurulan araçların ateşe verildiği bilgisi üzerine olay yerine güvenlik kuvvetlerimiz sevk edilmiştir. Bölücü terör örgütü mensuplarınca önceden yola döşyenen patlayıcı, zırhlı aracın geçişi sırasında infilak ettirilmiş. Patlamanın etkisiyle 6 askerilmiz şehit olmuş, 2 askerimiz yaralanmıştır. Bölgede başlatılan hava destekli operasyon sürdürülmeaktedir.” DHA
24 Mayıs 2016 Salı
Erdoğan'dan vize resti
AB ile vize serbestisine ilişkin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan flaş açıklamalar geldi. Erdoğan, "30 Haziran itibarıyla vize noktasında adım atılacaktı. Arkadaşlarımız görüşmeleri yapacak. Bu görüşmelerde netice alındı alındı, alınmadığı taktirde bu Türkiye Cumhuriyeti Parlamentosu'nda geri kabul anlaşmasına ilişkin yasa çıkmaz" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan BM Dünya İnsani Zirvesinde BM Genel Sekreteri Ban ki Mun’la ortak basın toplantısı düzenledi.
Erdoğan AB’nin Suriyeli mülteciler için Türkiye’ye vermeyi taahhüt ettiği 3 milyar Euro ile ilgili soruya cevap verdi.
Erdoğan şunları söyledi:
Temmuz ayına kadar 1 milyar Euro’nun verileceğine dair arkadaşlarımdan dün bana bir bilgi geldi.
Bu para Türkiye’ye bir lütuf değil. Türkiye zaten yardımları yapıyor. Ama biz dürüstlük bekliyoruz.Bu bir yere kadar tahammül edilir. Bir yere kadar çekilir. Ondan sonra Türkiye kararını verir. Ondan sonra da siz düşünün denir.
Vize konusunda. Latin Amerika ülkelerine Türkiye’den istenen şartlar isteniyor mu? Hayır.
Türkiye’den müzakereci bir ülke ve gümrük birliğine üye bir ülke olması hasebiyle siz neden bunları istiyorsunuz.
1 Haziran itibarıyla geri kabul anlaşmasına yönelik bir adım 30 Haziran itibarıyla da vize konusunda bir adım atılacaktı.
Arkadaşlarımız görüşmeleri yapacaklar. AB bakanımız, Dışişleri bakanlarımız…
Ve bu görüşmelerde netice alındı alındı. Alınamadığı takdirde bu, Türkiye parlamentosunda geri kabul anlaşmasına yönelik yasa çıkmaz. Hürriyet
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan BM Dünya İnsani Zirvesinde BM Genel Sekreteri Ban ki Mun’la ortak basın toplantısı düzenledi.
Erdoğan AB’nin Suriyeli mülteciler için Türkiye’ye vermeyi taahhüt ettiği 3 milyar Euro ile ilgili soruya cevap verdi.
Erdoğan şunları söyledi:
Temmuz ayına kadar 1 milyar Euro’nun verileceğine dair arkadaşlarımdan dün bana bir bilgi geldi.
Bu para Türkiye’ye bir lütuf değil. Türkiye zaten yardımları yapıyor. Ama biz dürüstlük bekliyoruz.Bu bir yere kadar tahammül edilir. Bir yere kadar çekilir. Ondan sonra Türkiye kararını verir. Ondan sonra da siz düşünün denir.
Vize konusunda. Latin Amerika ülkelerine Türkiye’den istenen şartlar isteniyor mu? Hayır.
Türkiye’den müzakereci bir ülke ve gümrük birliğine üye bir ülke olması hasebiyle siz neden bunları istiyorsunuz.
1 Haziran itibarıyla geri kabul anlaşmasına yönelik bir adım 30 Haziran itibarıyla da vize konusunda bir adım atılacaktı.
Arkadaşlarımız görüşmeleri yapacaklar. AB bakanımız, Dışişleri bakanlarımız…
Ve bu görüşmelerde netice alındı alındı. Alınamadığı takdirde bu, Türkiye parlamentosunda geri kabul anlaşmasına yönelik yasa çıkmaz. Hürriyet
'Kadınları aşağılama' suçundan ifade verdi
Bir televizyon kanalında kadınlara yönelik sarf ettiği sözlerde, “Halkın bir kesimini sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılama” suçunu işlediği gerekçesiyle hakkında soruşturma başlatılan işadamı Ali Ağaoğlu, ifade verdi.
İfadesinde soruşturmaya neden olan cümleyi kurmadığını, sadece gecelik ilişkilerden hoşlanmadığını anlatmaya çalıştığını belirten Ağaoğlu, “Konuşmada, ‘gecelik ilişkilerden hoşlansaydım İstanbul’da şeyler yetmez’ dedim. Orada kast ettiğim kadınlar değildi” dedi.
İşadamı Ali Ağaoğlu, bir televizyon kanalında kadınlara yönelik sarf ettiği sözleri nedeniyle Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hakkında başlatılan soruşturma kapsamında ifade verdi.
Sabah saatlerinde Bakırköy Adalet Sarayı’na gelen Ağaoğlu, Avukatı Murat Balcı ile birlikte soruşturmayı yürüten Bakırköy Cumhuriyet Savcısı Ertuğrul Sarıyar’ın odasına çıktı. Savcının yanında yaklaşık 20 dakika süreyle kalan Ağaoğlu’nun ifadesinde, 30 Nisan 2016 tarihinde bir televizyon kanalında yayınlanan bir programa konuk olduğunu, bu programda kendisine özel hayatıyla ilgili bazı soruların sorulduğunu söyledi. Programda kendisine, “Çapkın mısınız?” şeklinde bir soru sorulduğunu belirten Ağaoğlu, bu soruyu,“Gecelik ilişkilerden hoşlanmıyorum” diyerek yanıtladığını söyledi.
‘GECELİK İLİŞKİLERDEN HOŞLANSAYDIM İSTANBUL’DA ŞEYLER YETMEZ DEDİM’
Ağaoğlu, ifadesinin devamında şunları söyledi:
“Konuşmanın devamında, ‘gecelik ilişkilerden hoşlansaydım İstanbul’da şeyler yetmez’ dedim. Orada kast ettiğim kadınlar değildi. Soyut bir kavramdan bahsettim. Bizim örf ve ananemize göre kadın kutsaldır. Maksadım kendimi ifade etmekti. Gecelik ilişkilerden hoşlanmadığımı anlatmaya çalışıyordum. Buradan yanlış bir anlam çıkmışsa benim suç işleme kastım yoktur. Ben sadece çapkın olmadığımı anlatmaya çalışıyordum. Bunu anlatırken yanlış bir anlam çıkmışsa da bu olayı çarpıtarak halka yanlış bir şekilde sundular. Atılı suçlamayı kesinlikle kabul etmiyorum.”
BASIN AÇIKLAMASI YAPTI
Ali Ağaoğlu, ifadesinin ardından adliyenin önünde bekleyen basın mensuplarına kısa bir açıklama yaptı. Bir televizyon programında yaptığı konuşma ile ilgili olarak ifade vermeye geldiğini söyleyen Ağaoğlu, “Bir programla ilgili ifade verdim. Programda kadın diye bir kelime kesinlikle söylemedim. Orada söylediğim, ben gecelik ilişki yaşamam, sevmem. Lafım bu. Kadın kelimesi kesinlikle geçmiyor. Ben kadınlara çok saygı duyan bir insanım. Kadının kutsal olduğuna inanan bir insanım. Bu kültürden gelen bir insanım. Orada benim ifade etmek istediğim gecelik ilişki yaşamayı ben sevmiyorum. Söylediğim de bu. Programı bir daha izleyin, kadın kelimesi ağzımdan çıkan bir kelime kesinlikle değildir. Anam var, karım var, kızım var. Kadınlara hakaret kesinlikle söz konusu değil.
Yeni kabinenin tek kadın bakanı
Başbakan Binali Yıldırım başkanlığında kurulan 65. hükümetin tek kadın bakanı, İstanbul Milletvekili Fatma Betül Sayan oldu.
Sayan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu'nun yerine getirildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 2012 yılına kadar Ak Parti Genel Başkan Danışmanı olarak görev yapan Sayan, New York Üniversitesi’nde Biyomedikal Mühendisliği Fakültesi’nden doktora bursu kazandı, meme kanserinin termal görüntülenmesi üzerine çalışmalar yaptı. AK Parti İstanbul İl Teşkilatı’nın Sosyal Medya Yapılanmasını kurdu.
Yeni bakanlar açıklandı.. İşte bakanların tam listesi...
Bakanlar Kurulu az önce belli oldu.. Başbakan Binali Yıldırım, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın onayladığı 65. Hükümet'in Bakanlar Kurulu listesini Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde açıkladı. 65. Hükümette Başbakan Yardımcıları Nurettin Canikli, Mehmet Şimşek, Numan Kurtulmuş, Tuğrul Türkeş ve Veysi Kaynak oldu.Listede Yalçın Akdoğan, Sema Ramazanoğlu, Volkan Bozkır gibi 8 isim yok. Merak edilen isimlerden Mehmet Şimşek kabinedeki yerini korudu. Recep Akdağ, Sağlık Bakanı olarak geri döndü. Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Milli Eğitim Bakanlığı görevine getirildi. Milli Savunma Bakanlığı ise Fikri Işık'a emanet. Berat Albayrak Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı olarak devam edecek. Kayseri Milletvekili Mehmet Özhasaki de Çevre Bakanı olarak kabineye girdi. Binali Yıldırım'ın Ulaştırma Bakanlığı koltuğuna ise Ahmet Arslan getirildi. Süleyman Soylu da yerini koruyan isimlerden. Ekonomi Bakanlığı görevi ise Nihat Zeybekçi'nin.
Başbakan olarak görevlendirilen Binali Yıldırım Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın onayladığı yeni kabineyi az önce açıkladı. 8 Bakan yeni kabinede yer almazken, bazı bakanların da görev yerleri değiştirildi. İşte koltuğundan olan bakanlar: Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, AB Bakanı Volkan Bozkır, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu, Çevre ve Şehircilik Bakanı Fatma Güldemet Sarı, Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaş, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan
KABİNEYE YENİ GİREN BAKANLAR
Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, AB Bakanlığı'na Ömer Çelik, Ekonomi Bakanlığı'na Nihat Zeybekci, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'na Fatma Betül Sayan Kaya, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na Mehmet Özhaseki, Başbakan Yardımcılığı'na Veysi Kaynak, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'na da Faruk Özlü, Sağlık Bakanlığı'na Recep Akdağ, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı'na Ahmet Arslan.
YERİ DEĞİŞENLER
Kabinedeki bazı isimler ise farklı bakanlık koltuğuna oturdu.
İşte o isimler:
Lütfi Elvan: Başbakan Yardımcılığı’ndan ayrıldı, Kalkınma Bakanı oldu.
Nabi Avcı: Milli Eğitim Bakanlığı’ndan ayrıldı, Kültür ve Turizm Bakanı oldu.
İsmet Yılmaz: Milli Savunma Bakanlığı’ndan ayrıldı, Milli Eğitim Bakanı oldu.
Fikri Işık: Bilim sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan ayrıldı, Milli Savunma Bakanı oldu.
İLK TOPLANTI CUMHURBAŞKANLIĞI SARAYI'NDA
Binali yıldırım başbakanlığında kurulan 65. Hükümetin ilk bakanlar kurulu toplantısı yarın Cumhurbaşkanlığı sarayında yapılacak
KABİNEYE YENİ GİREN BAKANLAR
Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, AB Bakanlığı'na Ömer Çelik, Ekonomi Bakanlığı'na Nihat Zeybekci, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'na Fatma Betül Sayan Kaya, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na Mehmet Özhaseki, Başbakan Yardımcılığı'na Veysi Kaynak, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'na da Faruk Özlü, Sağlık Bakanlığı'na Recep Akdağ, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı'na Ahmet Arslan.
YERİ DEĞİŞENLER
Kabinedeki bazı isimler ise farklı bakanlık koltuğuna oturdu.
İşte o isimler:
Lütfi Elvan: Başbakan Yardımcılığı’ndan ayrıldı, Kalkınma Bakanı oldu.
Nabi Avcı: Milli Eğitim Bakanlığı’ndan ayrıldı, Kültür ve Turizm Bakanı oldu.
İsmet Yılmaz: Milli Savunma Bakanlığı’ndan ayrıldı, Milli Eğitim Bakanı oldu.
Fikri Işık: Bilim sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan ayrıldı, Milli Savunma Bakanı oldu.
İLK TOPLANTI CUMHURBAŞKANLIĞI SARAYI'NDA
Binali yıldırım başbakanlığında kurulan 65. Hükümetin ilk bakanlar kurulu toplantısı yarın Cumhurbaşkanlığı sarayında yapılacak
İŞTE YENİ KABİNE (BAKANLAR)
Başbakan Yardımcıları: Nurettin Canikli, Mehmet Şimşek, Numan Kurtulmuş, Tuğrul Türkeş, Veysi Kaynak
Adalet Bakanı: Bekir Bozdağ
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı: Fatma Betül Sayan Kaya
Avrupa Birliği Bakanı: Ömer Çelik
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı: Faruk Özlü
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı: Süleyman Soylu
Çevre ve Şehircilik Bakanı: Mehmet Özhaseki
Dışişleri Bakanı: Mevlüt Çavuşoğlu
Ekonomi Bakanı: Nihat Zeybekci
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı: Berat Albayrak
Gençlik ve Spor Bakanı: Akif Çağatay Kılıç
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı: Faruk Çelik
Gümrük ve Ticaret Bakanı: Bülent Tüfenkci
İçişleri Bakanı: Efkan Ala
Kalkınma Bakanı: Lütfi Elvan
Kültür ve Turizm Bakanı: Nabi Avcı
Maliye Bakanı: Naci Ağbal
Milli Eğitim Bakanı: İsmet Yılmaz
Milli Savunma Bakanı: Fikri Işık
Orman ve Su İşleri Bakanı: Veysel Eroğlu
Sağlık Bakanı: Recep Akdağ
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı: Ahmet Arslan
Etiketler:
ak parti,
başbakan,
binali yıldırım,
haber
Sivil plakayla geldi '0002' ile çıktı
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne sivil plakalı araçla gelen Başbakan Binali Yıldırım, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmesinin ardından '0002' plakalı araçla çıkış yaptı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a kabine listesini sunan AK Parti Genel Başkanı Binali Yıldırım, sivil plakalı araçla girdiği Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nden 0002 plakalı Başbakanlık makam aracıyla çıktı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın onayından sonra 65. Hükümet'te Başbakan Binali Yıldırım, Başbakan Yardımcıları ile Bakanlar ve üst düzey bürokratlar, yüksek yargı organlarının başkanlarının makam araçlarında kullanacağı kırmızı plakaların numaraları da belli oldu.
İşte kırmızı plaka sıralaması:
0001 İSMAİL KAHRAMAN TBMM BAŞKANI
0002 BİNALİ YILDIRIM BAŞBAKAN
0003 ZÜHTÜ ARSLAN ANAYASA MAHKEMESİ BAŞKANI
0004 HULUSİ AKAR GENELKURMAY BAŞKANI
0005 NURETTİN CANİKLİ BAŞBAKAN YARDIMCISI
0006 MEHMET ŞİMŞEK BAŞBAKAN YARDIMCISI
0007 NUMAN KURTULMUŞ BAŞBAKAN YARDIMCISI
0008 TUĞRUL TÜRKEŞ BAŞBAKAN YARDIMCISI
0009 VEYSİ KAYNAK BAŞBAKAN YARDIMCISI
0010 İSMAİL RÜŞTÜ CİRİT YARGITAY BAŞKANI
0011 ZERRİN GÜNGÖR DANIŞTAY BAŞKANI
0012 BEKİR BOZDAĞ ADALET BAKANI
0013 FATMA BETÜL KAYA AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI
0014 ÖMER ÇELİK AVRUPA BİRLİĞİ BAKANI
0015 FARUK ÖZLÜ BİLİM SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI
0016 SÜLEYMAN SOYLU ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI
0017 MEHMET ÖZHASEKİ ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI
0018 MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU DIŞİŞLERİ BAKANI
0019 NİHAT ZEYBEKÇİ EKONOMİ BAKANI
0020 BERAT ALBAYRAK ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI
0021 AKİF ÇAĞATAY KILIÇ GENÇLİK VE SPOR BAKANI
0022 FARUK ÇELİK GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI
0023 BÜLENT TÜFENKCİ GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI
0024 EFKAN ALA İÇİŞLERİ BAKANI
0025 LÜTFİ ELVAN KALKINMA BAKANI
0026 NABİ AVCI KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI
0027 NACİ AĞBAL MALİYE BAKANI
0028 İSMET YILMAZ MİLLİ EĞİTİM BAKANI
0029 FİKRİ IŞIK MİLLİ SAVUNMA BAKANI
0030 VEYSEL EROĞLU ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI
0031 RECEP AKDAĞ SAĞLIK BAKANI
0032 AHMET ASLAN ULAŞTIRMA DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI
0033 SALİH ZEKİ ÇOLAK KARA KUVVETLERİ KOMUTANI
0034 BÜLENT BOSTANOĞLU DENİZ KUVVETLERİ KOMUTANI
0035 ABİDİN ÜNAL HAVA KUVVETLERİ KOMUTANI
0036 GALİP MENDİ JANDARMA GENEL KOMUTANI
0037 YAŞAR GÜLER GENELKURMAY İKİNCİ BAŞKANI
0038 RECAİ AKYEL SAYIŞTAY BAŞKANI
0039 MEHMET AKARCA YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI
0040 SERDAR ÖZGÜLDÜR UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ BAŞKANI
0041 DANIŞTAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI
0042 YEKTA SARAÇ YÖK BAŞKANI
0043 FERİDUN SİNİRLİOĞLU DIŞİŞLERİ MÜSTEŞARI
0044 SEYFULLAH HACIMÜFTÜOĞLU MGK GENEL SEKRETERİ
0045 MEHMET GÖRMEZ DİYANET İŞLERİ BAŞKANI
0046-0051 YABANCI KONUKLAR
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın onayından sonra 65. Hükümet'te Başbakan Binali Yıldırım, Başbakan Yardımcıları ile Bakanlar ve üst düzey bürokratlar, yüksek yargı organlarının başkanlarının makam araçlarında kullanacağı kırmızı plakaların numaraları da belli oldu.
İşte kırmızı plaka sıralaması:
0001 İSMAİL KAHRAMAN TBMM BAŞKANI
0002 BİNALİ YILDIRIM BAŞBAKAN
0003 ZÜHTÜ ARSLAN ANAYASA MAHKEMESİ BAŞKANI
0004 HULUSİ AKAR GENELKURMAY BAŞKANI
0005 NURETTİN CANİKLİ BAŞBAKAN YARDIMCISI
0006 MEHMET ŞİMŞEK BAŞBAKAN YARDIMCISI
0007 NUMAN KURTULMUŞ BAŞBAKAN YARDIMCISI
0008 TUĞRUL TÜRKEŞ BAŞBAKAN YARDIMCISI
0009 VEYSİ KAYNAK BAŞBAKAN YARDIMCISI
0010 İSMAİL RÜŞTÜ CİRİT YARGITAY BAŞKANI
0011 ZERRİN GÜNGÖR DANIŞTAY BAŞKANI
0012 BEKİR BOZDAĞ ADALET BAKANI
0013 FATMA BETÜL KAYA AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI
0014 ÖMER ÇELİK AVRUPA BİRLİĞİ BAKANI
0015 FARUK ÖZLÜ BİLİM SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI
0016 SÜLEYMAN SOYLU ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI
0017 MEHMET ÖZHASEKİ ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI
0018 MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU DIŞİŞLERİ BAKANI
0019 NİHAT ZEYBEKÇİ EKONOMİ BAKANI
0020 BERAT ALBAYRAK ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI
0021 AKİF ÇAĞATAY KILIÇ GENÇLİK VE SPOR BAKANI
0022 FARUK ÇELİK GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI
0023 BÜLENT TÜFENKCİ GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI
0024 EFKAN ALA İÇİŞLERİ BAKANI
0025 LÜTFİ ELVAN KALKINMA BAKANI
0026 NABİ AVCI KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI
0027 NACİ AĞBAL MALİYE BAKANI
0028 İSMET YILMAZ MİLLİ EĞİTİM BAKANI
0029 FİKRİ IŞIK MİLLİ SAVUNMA BAKANI
0030 VEYSEL EROĞLU ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI
0031 RECEP AKDAĞ SAĞLIK BAKANI
0032 AHMET ASLAN ULAŞTIRMA DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI
0033 SALİH ZEKİ ÇOLAK KARA KUVVETLERİ KOMUTANI
0034 BÜLENT BOSTANOĞLU DENİZ KUVVETLERİ KOMUTANI
0035 ABİDİN ÜNAL HAVA KUVVETLERİ KOMUTANI
0036 GALİP MENDİ JANDARMA GENEL KOMUTANI
0037 YAŞAR GÜLER GENELKURMAY İKİNCİ BAŞKANI
0038 RECAİ AKYEL SAYIŞTAY BAŞKANI
0039 MEHMET AKARCA YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI
0040 SERDAR ÖZGÜLDÜR UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ BAŞKANI
0041 DANIŞTAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI
0042 YEKTA SARAÇ YÖK BAŞKANI
0043 FERİDUN SİNİRLİOĞLU DIŞİŞLERİ MÜSTEŞARI
0044 SEYFULLAH HACIMÜFTÜOĞLU MGK GENEL SEKRETERİ
0045 MEHMET GÖRMEZ DİYANET İŞLERİ BAŞKANI
0046-0051 YABANCI KONUKLAR
23 Mayıs 2016 Pazartesi
Rusya’dan o şirketlere ‘Türkiye’ davası
Rusya, Türkiye'ye tatil satan Rus şirketlere dava açtı.
Moskova yönetiminin, son 6 ay içerisinde Türkiye’ye tatil satan 400 Rus şirketi hakkında adli ve idari dava açtığı açıklandı.
Rusya İnsan Sağlığı ve Tüketici Hakları Koruma Kurumu (Rospotrebnadzor), son 6 içinde 1700 Rus şirketini denetleyerek Türkiye tatili satıp satmadıklarının kontrol edildiğini açıkladı.
Tass ajansının haberine göre Rusya İnsan Sağlığı ve Tüketici Hakları Koruma Kurumu (Rospotrebnadzor) tarafından yapılan açıklamada, “Aralık 2015’ten 13 Mayıs 2016 tarihleri arasında kurumumuz tarafından yapılan 1700 habersiz denetim sırasında 160 idari vaka ve 240 idari suç tespit edilmiştir” denildi.
Rospotrebnadzor, Türkiye’ye internet üzerinden tur satışı yapılıp yapılmadığını da denetlemeye devam edildiğini bildirdi.
Daha önce Ankara’dan yapılan açıklamada, 2016 yılının ilk çeyreğinde Türkiye’ye gelen yabancı turist sayısının yüzde 10,3 azalarak 4,5 milyondan 4,1 milyona gerilediği duyurulmuştu. Sözcü
Moskova yönetiminin, son 6 ay içerisinde Türkiye’ye tatil satan 400 Rus şirketi hakkında adli ve idari dava açtığı açıklandı.
Rusya İnsan Sağlığı ve Tüketici Hakları Koruma Kurumu (Rospotrebnadzor), son 6 içinde 1700 Rus şirketini denetleyerek Türkiye tatili satıp satmadıklarının kontrol edildiğini açıkladı.
Tass ajansının haberine göre Rusya İnsan Sağlığı ve Tüketici Hakları Koruma Kurumu (Rospotrebnadzor) tarafından yapılan açıklamada, “Aralık 2015’ten 13 Mayıs 2016 tarihleri arasında kurumumuz tarafından yapılan 1700 habersiz denetim sırasında 160 idari vaka ve 240 idari suç tespit edilmiştir” denildi.
Rospotrebnadzor, Türkiye’ye internet üzerinden tur satışı yapılıp yapılmadığını da denetlemeye devam edildiğini bildirdi.
Daha önce Ankara’dan yapılan açıklamada, 2016 yılının ilk çeyreğinde Türkiye’ye gelen yabancı turist sayısının yüzde 10,3 azalarak 4,5 milyondan 4,1 milyona gerilediği duyurulmuştu. Sözcü
İnsanı insan yapan yüzde 4’lük fark
Üsküdar Üniversitesi 13. Uluslararası Kognitif Nörobilim Kongresi'nde “Hayvan Zihni ve Kognisyonu” konuşuldu. İnsan beynini anlamak için önce hayvan zihninin iyice öğrenilmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ, insan beyni ile hayvan beyni arasında önemli benzerliklerin olduğunu söyledi. Tanrıdağ, aradaki farkın sadece yüzde 4, insan olmanın da bu yüzde 4'te gizli olduğunu kaydetti.
13. Uluslararası Kognitif Nörobilim Kongresi, 19-22 Mayıs 2016 tarihlerinde Üsküdar Üniversitesi Altunizade Yerleşkesi'nde gerçekleştirildi. Bu yılki ana teması “Hayvan Zihni ve Kognisyonu” olarak belirlenen kongrenin komite başkanlığını Üsküdar Üniversitesi Nörobilim Anabilim Dalı Başkanı ve
NPİSTANBUL Hastanesi nöroloji uzmanı Prof.Dr. Oğuz Tanrıdağ yaptı.
Açılış töreni Nermin Tarhan Konferans Salonu'nda yapılan kongrede, Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ da bir konuşma yaptı.
Prof. Tanrıdağ, insan beynini anlamak için önce hayvan zihninin iyice öğrenilmesi gerektiğini belirterek “Kognitif sadece insan için değil. İnsan beyni için önce hayvan zihninin iyi algılamamız gerekiyor. Bu kongrenin insan beyni araştırmaları için çok önemli ufuklar açacağını düşünüyorum” dedi.
“HAYVANLARIN BEYİN SAHİBİ OLDUĞUNU UNUTTULAR”
Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ, “Hayvan Beynini ve Davranışlarını Nasıl Değerlendiriyoruz?” başlıklı sunumunda insanların çoğunun kendi beyinlerinin ne denli karmaşık bir yapı olduğunu söyleyerek beyin çağından dem vurduğunu söyledi. Prof. Dr. Tanrıdağ, “Hayvanların beyin sahibi olduğunu unuturlar. Oysa beyinden söz edeceksek ilk kabul etmemiz gereken beyin değil, beyinler olduğu gerçeğidir. İnsan zihninin diğer canlıları düşünürken verdiği örnekler ve yaptığı yorumlar da bu anlayışın doğal bir uzantısıdır. İnsanlar hayvan zihnininin işleyişini yorumlarken ne düşünürler ne de hayal ederler. Yaptıkları tek şey hayvan davranışlarının nedenlerini insan zihninini genellemeleri içinde açıklamalarıdır. Bu yaklaşım da doğal olarak zihnin evriminin kurallarına aykırıdır. Bu yaklaşıma antropomorfizm yani insanmerkezcilik deniyor. Antropomorfist yaklaşım sadece biyolojide tek bir standart sahibi olma anlamına gelmiyor. Aynı zamanda madde ve fizik kurallarına aykırıdır. Çünkü madde ve fizik olayları biyoloji, gibi aynı kurala bağlıdır: Karmaşık olguları anlamanın yolu daha basit olguların anlaşılmasından geçer” dedi.
“BÜTÜN KONU ORANLAR MESELESİ”
İnsan beyni ile hayvan beyni arasında önemli benzerliklerin olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Tanrıdağ, sadece yüzde 4'lük bir farklılık olduğunu belirterek “Ama zihin beyin ilişkisiyle uğraşan insanlar olarak bu oranın genel bir benzeşme ifade ettiğini ama insan olmanın da bu yüzde 4'te gizli olduğunu genetik olarak söylememiz gerekiyor. İnsan beyninde diğer beyinlerden özellikle de primat beyninden yeni ve farklı bir alan yoktur. Bütün konu oranlar meselesidir” dedi.
“ÖDÜL VE HAZ MEKANİZMASI YETERİNCE ÇALIŞMAYINCA DEPRESYONA GİRİYORUZ”
Beyindeki ayna nöronların varlığının keşfi ile beraber taklit, empati ve sosyal öğrenme ile ilgili bilinmeyenlerin anlaşıldığını belirten Prof. Dr. Tanrıdağ, “90'ların ortasında bir gün elindeki, muzu yiyen maymunun karşısında bulunan maymunun beyninde de benzer dalgaların oluştuğu gözlenince sosyal nörobilimin anahtarı da çözülmüş oldu. O gün sosyal nörobilim başlamış oldu. Çünkü empati ve sosyal öğrenme taklit ayna nöronlara bağlıdır. Ayna nöronların farklı canlılardaki varlığı bunların onda olduğunu gösterir. Daha yakın bir zamanda beynin rasyonel bir organ değil aslında ödül ve haz organı olduğunu gösteren, beynin bir inanç motoru olduğunu gösteren, herkesin haz ve ödül duyduğu için inandığını ve neye inandığından çok inanmasının önemli olduğunu bize gösteren deneyleri beynin limbik sistemle prefontal korteksi arasında güçlü bir ödül ve haz mekanizması olduğunu gösteriyor.
Ödül ve haz mekanizması abartılı bir şekilde çalıştığından ödül ve haz peşinde koşmaktan kendimiz alamıyoruz, ödül ve haz mekanizması yeterince çalışmayınca depresyona giriyoruz. Bu kadar net. Dolayısıyla bunu çalıştıran maddenin de özellikle dopamin olduğunu hatırlarsak tam anlamıyla hipotez tamamlanıyor. Beynin en önemli mekanizmalarından bir tanesi ödül ve haz mekanizmasıdır. Normal sayılan insan beyni bunun kontrolünde çalışır ve sadece insan beyni değil onun bilgilerinin üzerinden geldiği hayvanlarda da..” diye konuştu.
Yeni hükümet ne zaman kurulacak
Davutoğlu'nun görevi bırakmasıyla Ankara'da gerçekleştirilen AKP 2. Olağanüstü Büyük Kongresinde 1405 delegenin oyunu alan Binali Yıldırım yeni Başbakan ve AKP Genel Başkanı oldu.
Binali Yıldırım, kongrede yaptığı ilk konuşmasında başkanlık ve yeni anayasa vurgusu yaparak, “Cumhurbaşkanı'mız Türkiye sevdalısıdır. En önemli iş, fiili durumu yasal hale getirmek, kafa karışıklığını sona erdirmektir. Bunun yolu da yeni bir Anayasa'dır, yeni Anayasa'da başkanlık sistemidir” dedi. Bu mesajın ardından Davutoğlu, kendisini saat 18.00'de kabul eden Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a mevcut hükümetin istifasını sundu. Yaklaşık yarım saat süren görüşmenin ardından Cumhurbaşkanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, Erdoğan'ın sunulan istifayı kabul ettiği bildirildi, “Bugüne kadar geçen hizmetleri için teşekkürlerini ifade eden Sayın Cumhurbaşkanı'mız, Bakanlar Kurulu'nun, yeni hükümet kurulana kadar göreve devam etmesini istemiştir” denildi.
65. HÜKÜMETİ KURMA GÖREVİ BİNALİ YILDIRIM’A VERİLDİ
Davutoğlu'nun ayrılmasından kısa süre sonra, AKP’nin yeni genel başkanı Binali Yıldırım Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne çıktı. Görüşmede Erdoğan, 65. hükümeti kurma görevini Yıldırım'a verdi.
Hükümetin istifası ve yeni görevlendirme, Resmi Gazete'nin akşam saatlerinde yayımlanan mükerrer sayısında da yer aldı.
Görevlendirmenin ardından 65. hükümet için Meclis'te hızlı bir takvim işleyecek. AKP Grubu'nun hazırladığı takvime göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından onaylanması beklenen 65. hükümetin programı TBMM Genel Kurulu'nda okunacak.
Hükümet programlarının okunmasından 2 tam gün sonra, üzerinde görüşmeler yapılabiliyor. Bu nedenle 65. hükümetin programı üzerindeki görüşmeler en erken cuma günü gerçekleştirilecek, siyasi parti gruplarının sözcüleri programa ilişkin görüşlerini anlatacak. 65. hükümet için güvenoylaması,
29 Mayıs Pazar, en geç 30 Mayıs Pazartesi günü yapılacak.
Meclis Genel Kurulu, bu hafta 65. hükümetin kuruluş takvimi dışında başka işleri görüşmeyecek. Siyasi partiler yarın grup toplantısı yapacak. AKP'nin 2 hafta ara verdiği grup toplantısının yarın yapılması bekleniyor.
HÜKÜMET YARIN AÇIKLANACAK
AKP'nin dünkü kongrede seçilen MKYK'sı, bugün 13.00'te ilk toplantısını yapacak. MKYK, genel başkanın partideki A takımı olarak bilinen ve genel başkan yardımcılarının oluşturduğu merkez yürütme kurulunu (MYK) belirleyecek. Öte yandan yeni hükümetin yarın akşam saatlerinde açıklanması bekleniyor.
Binali Yıldırım'ın da yarın akşam 65. hükümetin listesini Erdoğan'a sunacağı belirtiliyor. Sözcü
Binali Yıldırım, kongrede yaptığı ilk konuşmasında başkanlık ve yeni anayasa vurgusu yaparak, “Cumhurbaşkanı'mız Türkiye sevdalısıdır. En önemli iş, fiili durumu yasal hale getirmek, kafa karışıklığını sona erdirmektir. Bunun yolu da yeni bir Anayasa'dır, yeni Anayasa'da başkanlık sistemidir” dedi. Bu mesajın ardından Davutoğlu, kendisini saat 18.00'de kabul eden Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a mevcut hükümetin istifasını sundu. Yaklaşık yarım saat süren görüşmenin ardından Cumhurbaşkanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, Erdoğan'ın sunulan istifayı kabul ettiği bildirildi, “Bugüne kadar geçen hizmetleri için teşekkürlerini ifade eden Sayın Cumhurbaşkanı'mız, Bakanlar Kurulu'nun, yeni hükümet kurulana kadar göreve devam etmesini istemiştir” denildi.
65. HÜKÜMETİ KURMA GÖREVİ BİNALİ YILDIRIM’A VERİLDİ
Davutoğlu'nun ayrılmasından kısa süre sonra, AKP’nin yeni genel başkanı Binali Yıldırım Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne çıktı. Görüşmede Erdoğan, 65. hükümeti kurma görevini Yıldırım'a verdi.
Hükümetin istifası ve yeni görevlendirme, Resmi Gazete'nin akşam saatlerinde yayımlanan mükerrer sayısında da yer aldı.
Görevlendirmenin ardından 65. hükümet için Meclis'te hızlı bir takvim işleyecek. AKP Grubu'nun hazırladığı takvime göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından onaylanması beklenen 65. hükümetin programı TBMM Genel Kurulu'nda okunacak.
Hükümet programlarının okunmasından 2 tam gün sonra, üzerinde görüşmeler yapılabiliyor. Bu nedenle 65. hükümetin programı üzerindeki görüşmeler en erken cuma günü gerçekleştirilecek, siyasi parti gruplarının sözcüleri programa ilişkin görüşlerini anlatacak. 65. hükümet için güvenoylaması,
29 Mayıs Pazar, en geç 30 Mayıs Pazartesi günü yapılacak.
Meclis Genel Kurulu, bu hafta 65. hükümetin kuruluş takvimi dışında başka işleri görüşmeyecek. Siyasi partiler yarın grup toplantısı yapacak. AKP'nin 2 hafta ara verdiği grup toplantısının yarın yapılması bekleniyor.
HÜKÜMET YARIN AÇIKLANACAK
AKP'nin dünkü kongrede seçilen MKYK'sı, bugün 13.00'te ilk toplantısını yapacak. MKYK, genel başkanın partideki A takımı olarak bilinen ve genel başkan yardımcılarının oluşturduğu merkez yürütme kurulunu (MYK) belirleyecek. Öte yandan yeni hükümetin yarın akşam saatlerinde açıklanması bekleniyor.
Binali Yıldırım'ın da yarın akşam 65. hükümetin listesini Erdoğan'a sunacağı belirtiliyor. Sözcü
4.500 mil uçtu, tanımadığı çocuğun hayatını kurtardı
13 yaşındaki Mahendra Ahirwar’ 'in boynu doğuştan 180 derece eğriydi. Bu yaşına kadar 50’den fazla doktora götürülen Mahendra’ya kimse çözüm bulamadı. Ta ki hayatına hiç tanımadığı Julie Jones girene kadar…
Konjenital miyopati (birbirinden bağımsız bazı yapısal kas değişiklikleri ile kendilerini gösteren bir grup kas hastalığı) hastalığı olan 13 yaşındaki Mahendra Ahirwar'in boynu 180 derece eğri.
Daily Mail'in haberine göre; Ailesi Ahirwar'ı Hindistan'da 50 doktora götürdüğünü ama tedavilerin başarısızlıkla sonuçlandığını söyledi.
Görüntüsü nedeniyle dışlanan çocuğun hayatını değiştirmek için Liverpool'dan Julie Jones bir fon oluşturdu. Tedavisi için 12 bin sterlin toplandı.
Konjenital miyopati denilen nadir bir hastalıktan muzdarip olan Mahendra Ahirwar'in ailesi Mukesh Ahirwar (41) ve annesi Sumitra Ahirwar (36), çocuklarına yardımcı olabilmek için yıllarını harcadılar ama hiçkimse onlara yardımcı olamadı. Ama şimdi her şey daha farklı... Liverpool'dan açılan yardım sayfasında 12 bin sterlin toplandı ve Mahendra Ahirwar'ın hayatını değiştirdi. Tedaviyi mümkün kılan Julie Jones, çocuğun Delhi'den Omurilik cerrahı Dr. Rajagopalan Krishnan'a ameliyat olmasını sağladı.
OPERASYON 10 SAAT SÜRDÜ
Dr. Krishnan ve ekibi, 10 saat süren operasyonda Mahendra Ahirwar'in boynundaki diskleri çıkarıp, leğen kemiğinden kemik grefti ile değiştirdiler. Ardından çocuğun boynunu sabitlemek için metal bir plaka kullandılar.
Ahirwar'ı annesi besliyor, banyo yaptırıyor ve giydiriyordu.
8 yaşındaki kız kardeşleri Manisha ve Surendra okula giderken, abisi Lalit ise çalışmak için onu evde yalnız bırakıyorlardı. Arkadaşları bile onu oyunlarına almıyor, sadece izlemesine izin veriyorlardı. Bu trajik durumu okuyan Julie Jones, bu çocuğa yardım etmek için kolları sıvadı.
"TEK DÜŞÜNEBİLDİĞİM KENDİ OĞLUMDU"
Jones, "Çok trajik bir olaydı. Tek düşünebildiğim kendi oğlumdu ve eğer bu durumda olsaydı ben nasıl hissederdim diye düşünmeye başladım" dedi.
Bunun üzerine bir hesap oluşturan Jones, yardım toplamaya başladı. 28 gün içinde sayfada 12 bin sterlin yardım toplandı.
"İSPANYA'DAN ÖTEYE GİTMEMİŞTİM, KORKUYORDUM AMA..."
Delhi'ye uçmaya karar veren Jones, "Tatile bile İspanya'dan öteye gitmemiştim ve uçmaktan korkuyordum. Ama kanlı canlı Mahendra ile tanışmak için gitmeye karar verdim. Delhi'ye geldiğimde gürültü ve egzotik kokular anında beni vurdu. Zor olacaktı, yüzüme kameralar tutuluyordu. Kendimi savunmasız hissettim ve ilk gece zar zor uyudum ama sonunda hastanede Mahendra ve ailesi ile tanıştığımda her şeye değerdi" dedi.
13 yaşındaki Mahendra Ahirwar’ 'in boynu doğuştan 180 derece eğriydi. Bu yaşına kadar 50’den fazla doktora götürülen Mahendra’ya kimse çözüm bulamadı. Ta ki hayatına hiç tanımadığı Julie Jones girene kadar… cnntürk
Konjenital miyopati (birbirinden bağımsız bazı yapısal kas değişiklikleri ile kendilerini gösteren bir grup kas hastalığı) hastalığı olan 13 yaşındaki Mahendra Ahirwar'in boynu 180 derece eğri.
Daily Mail'in haberine göre; Ailesi Ahirwar'ı Hindistan'da 50 doktora götürdüğünü ama tedavilerin başarısızlıkla sonuçlandığını söyledi.
Görüntüsü nedeniyle dışlanan çocuğun hayatını değiştirmek için Liverpool'dan Julie Jones bir fon oluşturdu. Tedavisi için 12 bin sterlin toplandı.
Konjenital miyopati denilen nadir bir hastalıktan muzdarip olan Mahendra Ahirwar'in ailesi Mukesh Ahirwar (41) ve annesi Sumitra Ahirwar (36), çocuklarına yardımcı olabilmek için yıllarını harcadılar ama hiçkimse onlara yardımcı olamadı. Ama şimdi her şey daha farklı... Liverpool'dan açılan yardım sayfasında 12 bin sterlin toplandı ve Mahendra Ahirwar'ın hayatını değiştirdi. Tedaviyi mümkün kılan Julie Jones, çocuğun Delhi'den Omurilik cerrahı Dr. Rajagopalan Krishnan'a ameliyat olmasını sağladı.
OPERASYON 10 SAAT SÜRDÜ
Dr. Krishnan ve ekibi, 10 saat süren operasyonda Mahendra Ahirwar'in boynundaki diskleri çıkarıp, leğen kemiğinden kemik grefti ile değiştirdiler. Ardından çocuğun boynunu sabitlemek için metal bir plaka kullandılar.
Ahirwar'ı annesi besliyor, banyo yaptırıyor ve giydiriyordu.
8 yaşındaki kız kardeşleri Manisha ve Surendra okula giderken, abisi Lalit ise çalışmak için onu evde yalnız bırakıyorlardı. Arkadaşları bile onu oyunlarına almıyor, sadece izlemesine izin veriyorlardı. Bu trajik durumu okuyan Julie Jones, bu çocuğa yardım etmek için kolları sıvadı.
"TEK DÜŞÜNEBİLDİĞİM KENDİ OĞLUMDU"
Jones, "Çok trajik bir olaydı. Tek düşünebildiğim kendi oğlumdu ve eğer bu durumda olsaydı ben nasıl hissederdim diye düşünmeye başladım" dedi.
Bunun üzerine bir hesap oluşturan Jones, yardım toplamaya başladı. 28 gün içinde sayfada 12 bin sterlin yardım toplandı.
"İSPANYA'DAN ÖTEYE GİTMEMİŞTİM, KORKUYORDUM AMA..."
Delhi'ye uçmaya karar veren Jones, "Tatile bile İspanya'dan öteye gitmemiştim ve uçmaktan korkuyordum. Ama kanlı canlı Mahendra ile tanışmak için gitmeye karar verdim. Delhi'ye geldiğimde gürültü ve egzotik kokular anında beni vurdu. Zor olacaktı, yüzüme kameralar tutuluyordu. Kendimi savunmasız hissettim ve ilk gece zar zor uyudum ama sonunda hastanede Mahendra ve ailesi ile tanıştığımda her şeye değerdi" dedi.
13 yaşındaki Mahendra Ahirwar’ 'in boynu doğuştan 180 derece eğriydi. Bu yaşına kadar 50’den fazla doktora götürülen Mahendra’ya kimse çözüm bulamadı. Ta ki hayatına hiç tanımadığı Julie Jones girene kadar… cnntürk
20 Mayıs 2016 Cuma
Eğitimsiz ve işsiz genç sayısında şampiyonuz
Gençlik 19 Mayıs’ı hüzünlü kutladı
Türkiye, OECD'ye üye 34 ülke içinde, 15-29 yaş arasında yüzde 28.4'lük oranla işsiz ve eğitimsiz genç sayısında lider…
Gazi Mustafa Kemal'in Samsun'a ayak basmasının 97'nci yılını kutlarken, büyük bir bölümü işsiz olan gençlerin bir günü daha hüzünlü geçti. Gençlerimizin bugünkü nüfusu 89 yıl önceki Türkiye nüfusunu neredeyse yakaladı. İlk sayım yılı olan 1927'de nüfusumuz 13.6 milyondu. 2015 yılına gelindiğinde 15-25 yaş arasındaki genç nüfusumuz tam 12.9 milyon oldu.
HER 3 GENÇTEN BİRİ İŞSİZ
Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) raporuna göre üye 34 ülke içinde 15-29 yaş arasında işsiz ve eğitimsiz genç oranın en yüksek olduğu ülke Türkiye. Buna göre ülkemizdeki her yüz gençten 28.4'ü işsiz ve eğitimsiz. Bizden sonra yüzde 26.7 oranıyla Yunanistan geliyor. Bu oranın en düşük olduğu ülke ise yüzde 6.5 ile Lüksemburg. OECD'nin ortalaması ise yüzde 14.0. Yani bizdeki eğitimsiz ve işsiz genç oranı, OECD ülkeleri ortalamasının tam 2 katı.
İş aramayıp çalışmaya hazır olan genç işsizleri de kattığımızda, yüzde 30.9 ile Türkiye'de üç gençten birinin işsiz olduğu gerçeği ortaya çıkıyor. Gençler arasında yüksek öğrenimde okullaşma oranı 2014/2015 öğrenim döneminde yüzde 39.5 olarak gerçekleşti. Kadınlar arasında yüksek öğrenimde okullaşma oranı daha yüksek yüzde 41.1, erkekler arasında ise daha düşük oranla yüzde 38 oldu. Uzmanlar, “Kadınların daha fazla yükseköğrenim görmesi, Avrupa yolunda modern toplum olmanın önemli bir göstergesidir” yorumunu yaptı.
Gençler arasında işsizliğin yüksek olmasının bazı psikolojik sonuçlara ve sosyal sorunlara neden olduğunu vurgulayan psikologlar, işsizliğingençlerde, stres ve depresyon yaratıp, kaygı düzeyinde artışa neden olduğuna dikkat çekti. Uzmanlar, “Özgüven kaybının yanı sıra topluma ve aileye karşı isyankarlığa ve çatışmaya neden oluyor. Genci yetiştirip, okutup işsiz bırakmak ortalama verimliliğin düşmesi ve toplumsal maliyetin zayi olması demektir” açıklamasında bulundu.
Türkiye, OECD'ye üye 34 ülke içinde, 15-29 yaş arasında yüzde 28.4'lük oranla işsiz ve eğitimsiz genç sayısında lider…
Gazi Mustafa Kemal'in Samsun'a ayak basmasının 97'nci yılını kutlarken, büyük bir bölümü işsiz olan gençlerin bir günü daha hüzünlü geçti. Gençlerimizin bugünkü nüfusu 89 yıl önceki Türkiye nüfusunu neredeyse yakaladı. İlk sayım yılı olan 1927'de nüfusumuz 13.6 milyondu. 2015 yılına gelindiğinde 15-25 yaş arasındaki genç nüfusumuz tam 12.9 milyon oldu.
HER 3 GENÇTEN BİRİ İŞSİZ
Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) raporuna göre üye 34 ülke içinde 15-29 yaş arasında işsiz ve eğitimsiz genç oranın en yüksek olduğu ülke Türkiye. Buna göre ülkemizdeki her yüz gençten 28.4'ü işsiz ve eğitimsiz. Bizden sonra yüzde 26.7 oranıyla Yunanistan geliyor. Bu oranın en düşük olduğu ülke ise yüzde 6.5 ile Lüksemburg. OECD'nin ortalaması ise yüzde 14.0. Yani bizdeki eğitimsiz ve işsiz genç oranı, OECD ülkeleri ortalamasının tam 2 katı.
İş aramayıp çalışmaya hazır olan genç işsizleri de kattığımızda, yüzde 30.9 ile Türkiye'de üç gençten birinin işsiz olduğu gerçeği ortaya çıkıyor. Gençler arasında yüksek öğrenimde okullaşma oranı 2014/2015 öğrenim döneminde yüzde 39.5 olarak gerçekleşti. Kadınlar arasında yüksek öğrenimde okullaşma oranı daha yüksek yüzde 41.1, erkekler arasında ise daha düşük oranla yüzde 38 oldu. Uzmanlar, “Kadınların daha fazla yükseköğrenim görmesi, Avrupa yolunda modern toplum olmanın önemli bir göstergesidir” yorumunu yaptı.
Gençler arasında işsizliğin yüksek olmasının bazı psikolojik sonuçlara ve sosyal sorunlara neden olduğunu vurgulayan psikologlar, işsizliğingençlerde, stres ve depresyon yaratıp, kaygı düzeyinde artışa neden olduğuna dikkat çekti. Uzmanlar, “Özgüven kaybının yanı sıra topluma ve aileye karşı isyankarlığa ve çatışmaya neden oluyor. Genci yetiştirip, okutup işsiz bırakmak ortalama verimliliğin düşmesi ve toplumsal maliyetin zayi olması demektir” açıklamasında bulundu.
877 bin genç işsizimiz var
TÜRKİYE Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Enstitüsü (DİSK-AR) 19 Mayıs 2016'nın genç işsizliğini değerlendirdi. Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) geçtiğimiz pazartesi günü açıkladığı Şubat 2016 dönemi Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçlarına dayalı DİSK-AR araştırmasında şöyle denildi:
“Genç işsizliği (15-24 yaş) yüzde 18.6, tarım dışı genç işsizliği yüzde 20.8 olarak gerçekleşti. Genç işsiz sayısı son iki yılda 117 bin artarak 877 bine ulaştı. Genç kadın işsizliği, yüzde 20.7'ye tarım dışı genç kadın işsizliği ise yüzde 24.4'e ulaştı. Genç ve eğitimli işsizliğinde çarpıcı artışlar var. Son iki yılda 181 bin üniversite mezunu işsizler ordusuna katıldı. Üniversite mezunu işsizler 670 bine ulaştı. Üniversiteli işsizlikte iki yıllık artış yüzde 35 oldu.” (Taylan Büyükşahin / Sözcü)
Reza’dan Emine Hanım’ın derneğine bağış yağmış!
Amerika Birleşik Devletleri'nde tutuklu bulunan 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasının kilit ismi Reza Zarrab, New York Güney Bölge Mahkemesi'ne 22 sayfalık kefalet teklifi gönderdi. Avukatlar Zarrab'ın yardımseverliğini kanıtlamak için mahkemeye 176 sayfalık ek belgeler sundu. Belgelerde Zarrab'ın yardımsever bir kişi olduğunu, hayır için 5 milyon dolar bağışta bulunduğunu dekontlarla ispat etmeye çalıştılar.
Bu liste Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde, eşi Emine Erdoğan'ın öncülüğünde kurulan Toplumsal Gelişim Merkezi Eğitim ve Sosyal Dayanışma Derneği'ne (TOGEMDER) yüklü para yardımı yaptığını ortaya çıkardı.
150 BAĞIŞ. 4.6 MİLYON DOLAR
Başkanlığını Emine Erdoğan'ın yengesi Saadet Gülbaran'ın yaptığı derneğin yönetim kurulu üyeleri arasında, 17 Aralık yolsuzluk soruşturmasının ardından istifa eden eski Bakan Egemen Bağış'ın eşi Beyhan Bağış da bulunuyor.
Zarrab'ın avukatları tarafından mahkemeye sunulan kefalet dilekçesinde, belgeleriyle sunulan listeye göre 10 Ekim 2013'te başlayan yardımlar aralıksız devam etti. Zarrab, TOGEMDER'e 2013'te 850 bin dolar, 2014'te 1.5 milyon dolar, 2016'da da 2 milyon 300 bin dolar bağışta bulundu. Zarrab, 17 Aralık 2013'ten 28 Şubat 2014'e kadar yaklaşık 100 gün hapiste kaldı. Mahkemeye sunulan bağış çetelesindeki tarihler, Reza Zarrab'ın hapisteyken bile Emine Erdoğan'ın derneği TOGEMDER'e bağış yaptığını ortaya koyuyor. Zarrab'ın, 28 Şubat 2014'te tahliye edildikten bir hafta sonra, 3 Mart 2014'te bir günde 2 milyon lira değerindeki 7 havaleyi yine TOGEMDER'e yaptığı görülüyor.
TOGEMDER'e 150 ayrı bağışta bulunulmuş. Bağışların çoğu, Zarrab'ın şirketleri Volgam Gıda ve Royal Denizcilik aracılığı ile gerçekleşmiş. Zarrab'ın TOGEMDER'e bağışının miktarı yaklaşık 4 milyon 650 bin dolar. Yapılan bağışların belgeleri ile kefalet dilekçesinde sunulmasına karşın, TOGEMDER'in sitesinde yer alan ‘Hayırseverlerimiz' listesinde Zarrab'ın adı bulunmuyor. Bu arada Zarrab, mahkemeye Türkiye'de hapis yattığını söylemedi. (sözcü.com.tr)
Bu liste Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde, eşi Emine Erdoğan'ın öncülüğünde kurulan Toplumsal Gelişim Merkezi Eğitim ve Sosyal Dayanışma Derneği'ne (TOGEMDER) yüklü para yardımı yaptığını ortaya çıkardı.
150 BAĞIŞ. 4.6 MİLYON DOLAR
Başkanlığını Emine Erdoğan'ın yengesi Saadet Gülbaran'ın yaptığı derneğin yönetim kurulu üyeleri arasında, 17 Aralık yolsuzluk soruşturmasının ardından istifa eden eski Bakan Egemen Bağış'ın eşi Beyhan Bağış da bulunuyor.
Zarrab'ın avukatları tarafından mahkemeye sunulan kefalet dilekçesinde, belgeleriyle sunulan listeye göre 10 Ekim 2013'te başlayan yardımlar aralıksız devam etti. Zarrab, TOGEMDER'e 2013'te 850 bin dolar, 2014'te 1.5 milyon dolar, 2016'da da 2 milyon 300 bin dolar bağışta bulundu. Zarrab, 17 Aralık 2013'ten 28 Şubat 2014'e kadar yaklaşık 100 gün hapiste kaldı. Mahkemeye sunulan bağış çetelesindeki tarihler, Reza Zarrab'ın hapisteyken bile Emine Erdoğan'ın derneği TOGEMDER'e bağış yaptığını ortaya koyuyor. Zarrab'ın, 28 Şubat 2014'te tahliye edildikten bir hafta sonra, 3 Mart 2014'te bir günde 2 milyon lira değerindeki 7 havaleyi yine TOGEMDER'e yaptığı görülüyor.
TOGEMDER'e 150 ayrı bağışta bulunulmuş. Bağışların çoğu, Zarrab'ın şirketleri Volgam Gıda ve Royal Denizcilik aracılığı ile gerçekleşmiş. Zarrab'ın TOGEMDER'e bağışının miktarı yaklaşık 4 milyon 650 bin dolar. Yapılan bağışların belgeleri ile kefalet dilekçesinde sunulmasına karşın, TOGEMDER'in sitesinde yer alan ‘Hayırseverlerimiz' listesinde Zarrab'ın adı bulunmuyor. Bu arada Zarrab, mahkemeye Türkiye'de hapis yattığını söylemedi. (sözcü.com.tr)
Etiketler:
abd,
ebru gündeş,
haber,
reza zarrab,
rıza sarraf
Erdoğan’dan sağlık durumu açıklaması
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Futbol oynarken kilom 75'ti fakat şu anda 95. Emine hanım kendisine bazı kürler uyguluyor ben onları uygulamıyorum.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dün akşam katıldığı canlı yayın programında özel hayatına ilişkin de bilgiler verdi. Sağlık durumu ile ilgili bir soruyu yanıtlayan Erdoğan “Sağlık durumum gayet iyi. Haftada bazen 2 bazen 3 gün kapalı ya da açık salonda spor yapıyorum. Mevsim de bizim için elverişli hale geldi. Futbol oynarken kilom 75’ti fakat şu anda 95… Emine hanım kendisine bazı kürler uyguluyor ben onları uygulamıyorum” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dün akşam katıldığı canlı yayın programında özel hayatına ilişkin de bilgiler verdi. Sağlık durumu ile ilgili bir soruyu yanıtlayan Erdoğan “Sağlık durumum gayet iyi. Haftada bazen 2 bazen 3 gün kapalı ya da açık salonda spor yapıyorum. Mevsim de bizim için elverişli hale geldi. Futbol oynarken kilom 75’ti fakat şu anda 95… Emine hanım kendisine bazı kürler uyguluyor ben onları uygulamıyorum” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Pazar günü hükümeti kurma görevini vereceğim
Erdoğan, 22 Mayıs'ta gerçekleşecek olan AKP Olağanüstü Kongresi'ne ilişkin açıklama yaptı. AKP'yi anlatırken 'partimizin' diyen Erdoğan, "Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun istifası sonrası hükümeti kurma görevini vereceğim" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan katıldığı canlı yayında, gençlerin kendisine yönelttiği soruları yanıtladı. Erdoğan, 22 Mayıs’ta gerçekleşecek olan AKP Olağanüstü Kongresi’ne ilişkin açıklama yaptı. Erdoğan, “Tabii bu soruyu cevaplarken, kurucu genel başkanı olduğum partinin yeni bir kongre sürece söz konusu. Olağanüstü bir kongre süreci. Sayın Genel Başkan aldı bu kararı. Temayül yoklamaları alındı. Bu süreci arkadaşlar bitirdiler. Bugün de parti sözcüsü neticeyi açıkladı. Bu olağanüstü Genel Kurula,. temayül tek adayla gidilmesi noktasında. Genel Kurul ve tüm delegeler, oradaki adayla ilgili kararını verecek ve pazar akşamı gerek partimizin diyeceğim, çünkü kurucu genel başkanı olduğum için söylüyorum. Bundan sonraki sürece yönelik, başbakan kim olacak sorusunun cevabı da, o gün Başbakanımız Ahmet Bey istifasını verecektir ve hemen o akşam yeni başbakanı görevlendirip, süratle kabinesini oluşturma imkanını verelim istiyorum. Zira hafta için MGK var, Pazartesi günü Dünya İnsani Zirvesi var. 60 ülke devlet başkanı ve başkanı geliyor. O program 2 gün sürüyor ve sonra Ankara’ya gelip, duruma göre kabineyi görmüş olacağız.” dedi. İşte Erdoğan açıklamasından öne çıkan bölümler;
DOĞU VE GÜNEYDOĞU’DA DEVAM EDEN TERÖR OPERASYONLARI
“Evlerini terk edenlere çağrım var; Evlerini tamir etmesinler. Bu yapıları biz yıkalım ve yeniden inşa edelim. Kentsel dönüşümü buralarda uygulayalım. Ondan sonra yeni evlerine gelsinler”
DOKUNULMAZLIK OYLAMALARI
“Dokunulmazlık konusu, fezlekelerle alakalı bir konudur. Bu fezlekeler, belli miktardaki milletvekillerini ilgilendiren bir konudur. 4 siyasi partinin de milletvekillerinin belli oranlarda fezleke var. Buradaki dokunulmazlığın kaldırılması konusu, bu fezlekenin parlamentoda raflara yerleştirilmesi değil, bunu kim gönderdi, yargı gönderdi. Burada dursun diye değil. Parlamento şu kararı alacak. Biz değerlendirmemizi yapıyoruz, biz bunu tekrar yargıya gönderiyoruz. Yargı ne yapacak? Bu fezlekelerin yargılama sürecini başlatacak. Biliyorsunuz, referandumla çözülürse, tamamının yargılanma yolu açılmış olur. Dikkat edilirse şu anda bir sıkıntı var. Şu anda aklımda kaldığı kadarıyla 138 milletvekilinin fezlekesi var. Şimdi bunlar orada ne yapacak? Yargıya açılacak ve yargı alacak, bunların hepsinin değerlendirmesini yapıp, nihai kararı yargı verecek.
İki şey çok garip. Hodri meydan diyorsanız, açın önünü, hepsi yargılansın. Burada kaçmanın bir anlamı var mı? Bugün yargılanmasa, zaten milletvekilliğin bittiği anda yargılanacaksın. TBMM’nin başına dert olmayın.
Dokunulmazlık olayının bu kararıyla birlikte, Türkiye’nin önünde demokrasi mücadelesinde bir sınav kazanılmış olacak. Bu sınavı yarın Türkiye Cumhuriyeti’nin parlamentosu verecektir kanaatindeyim. Bu sürece destek veren milletvekili arkadaşımızı kutluyorum.”
YENİ ANAYASA VE BAŞKANLIK SİSTEMİ
“Tabii başkanlık sistemi ve yeni anayasa konusu, geçmişte gerek sayın Demirel’in gerek Erbakan’ın, Turgut Özal’ın ısrarla söyledikleri tezlerdir. Başkanlık sistemini, ülkenin birliği beraberliği ve bütünlüğü için ileri sürmüşlerdir. Bakın dünyada G20 ülkelerine bakın, yarıdan fazlası başkanlık sistemiyle yönetiliyor. Acaba niye? Demek ki başkanlık sisteminin getirisi, götürüsünden çok daha fazla. Başta ABD olmak üzere Latin Amerika ülkelerinin tamamı başkanlık sistemidir. Rusya öyledir, Fransa yarı başkanlık sistemidir. Avrupa’da daha fazla parlamenter sistem vardır. Ama en gelişmiş ülkelerde başkanlık vardır.
Bu halk niçin bir darbe anayasası ile yönetilsin ki. Kendi iradesi var. Kendi iradesiyle ortaya koyabileceği anayasa var. Bu anayasa ile çok daha demokratik biçimde yönetilebiliriz. 4 siyasi parti, başbakanlığım döneminde bu işe adım attık.”
İSRAİL TÜRKİYE İLİŞKİLERİ
“Filistin meselesi bizim için kanayan bir yaradır. Bildiğiniz gibi orada 3 maddemiz vardı. Bir tanesi Mavi Marmara gemisine yapılan operasyonla alakalı, bizden özür dilemeleri gerekir. Obama’nın ziyareti esnasında İsrail Başbakanı arayarak özür diledi. İkinci safha, tazminat konusuydu. Tazminat da büyük ölçü de halledildi. Üçüncü husus da ambargonun kaldırılmasıydı. Gazze’ye günde 3-4 saat elektrik veriliyor. Bu insani değil… Susuzluk sorunu var ve bu gibi sorunlar devam ediyor. Bunların düzeltilmesiyle birlikte biz de İsrail’e büyükelçi atamamızı yapacağız.”
ERDOĞAN’IN SAĞLIK DURUMU
“Sağlık durumum gayet iyi. Haftada bazen 2 bazen 3 gün kapalı ya da açık salonda spor yapıyorum. Mevsim de bizim için elverişli hale geldi. Futbol oynarken kilom 75’ti fakat şu anda 95… Emine hanım kendisine bazı kürler uyguluyor ben onları uygulamıyorum.”
CUMHURBAŞKANI ERDOĞANDAN VİZE AÇIKLAMASI
“Yani verdik-veriyoruz havasına girdiler. Haziran ayı sonu dediler. Son gelişmelere baktığımız zaman biraz yan çiziyor gibi gözüküyorlar. Genç kardeşlerime sesleniyorum. Biz buralara vizeyle gelmedik. Bize verirler vermezler. Er ya da geç Türkiye’ye vize vereceklerien inanıyorum. Eğer vermezlerse bunu kendime dert edinmiyorum. Avrupa şu anda ikiyüzlülük yapıyor. Latin Amerika ülkelerine vize veriyorlar. Ne alakası var bunların AB ile? Onlara veriyorsun da Türkiye’ye neden vermiyorsun? Türkiye’ye 53 yıldır Avrupa ile bu görüşmeleri yapıyor. Ben görüşmelere katıldığım zaman 15 ülke vardı, şimdi 27-28 ülkeye çıkardılar ama atılması gereken adımları atmadılar.
AB’nin içinde halkı müslüman olan ülke yok. Halkı müslüman olan ülkelere tavır değişik. Bize bu tür yaklaşımla gelmeleri bizi üzüyor. Bunu Suriye’de de gördük. Vizeyi Suriye’ye koz olarak kullanıyorlar. Ben farklı çıkış yapınca beyefendiler rahatsız olmuşlar. Temennim odur ki bir sonuç alınır”
SÜMEYYE ERDOĞAN’IN DÜĞÜNÜ
“Bir taraftan üzgündüm. Bir anne baba olarak bir an önce kızımızı evlendirelim istedim. Ve hamd olsun, eski bir arkadaşımın çocuğuyla evlilik tecelli edince her iki tarafta bu işte mutlu oldular. Rabbim evliliklerini daim etsin, bu evlilikten de torun bekliyorum. Şu an 5 tane torunum var ama bunu yetersiz buluyorum. Sümeyye kızıma küçükken hep ceylanım diyordum. Şimdi nazlı ceylanım kaçtı gitti. Geç evlilik bana göre iyi değildir, bana göre erken evlilik daha iyidir. Nasip çıktığı zaman evliliği yapmakta fayda var.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan katıldığı canlı yayında, gençlerin kendisine yönelttiği soruları yanıtladı. Erdoğan, 22 Mayıs’ta gerçekleşecek olan AKP Olağanüstü Kongresi’ne ilişkin açıklama yaptı. Erdoğan, “Tabii bu soruyu cevaplarken, kurucu genel başkanı olduğum partinin yeni bir kongre sürece söz konusu. Olağanüstü bir kongre süreci. Sayın Genel Başkan aldı bu kararı. Temayül yoklamaları alındı. Bu süreci arkadaşlar bitirdiler. Bugün de parti sözcüsü neticeyi açıkladı. Bu olağanüstü Genel Kurula,. temayül tek adayla gidilmesi noktasında. Genel Kurul ve tüm delegeler, oradaki adayla ilgili kararını verecek ve pazar akşamı gerek partimizin diyeceğim, çünkü kurucu genel başkanı olduğum için söylüyorum. Bundan sonraki sürece yönelik, başbakan kim olacak sorusunun cevabı da, o gün Başbakanımız Ahmet Bey istifasını verecektir ve hemen o akşam yeni başbakanı görevlendirip, süratle kabinesini oluşturma imkanını verelim istiyorum. Zira hafta için MGK var, Pazartesi günü Dünya İnsani Zirvesi var. 60 ülke devlet başkanı ve başkanı geliyor. O program 2 gün sürüyor ve sonra Ankara’ya gelip, duruma göre kabineyi görmüş olacağız.” dedi. İşte Erdoğan açıklamasından öne çıkan bölümler;
DOĞU VE GÜNEYDOĞU’DA DEVAM EDEN TERÖR OPERASYONLARI
“Evlerini terk edenlere çağrım var; Evlerini tamir etmesinler. Bu yapıları biz yıkalım ve yeniden inşa edelim. Kentsel dönüşümü buralarda uygulayalım. Ondan sonra yeni evlerine gelsinler”
DOKUNULMAZLIK OYLAMALARI
“Dokunulmazlık konusu, fezlekelerle alakalı bir konudur. Bu fezlekeler, belli miktardaki milletvekillerini ilgilendiren bir konudur. 4 siyasi partinin de milletvekillerinin belli oranlarda fezleke var. Buradaki dokunulmazlığın kaldırılması konusu, bu fezlekenin parlamentoda raflara yerleştirilmesi değil, bunu kim gönderdi, yargı gönderdi. Burada dursun diye değil. Parlamento şu kararı alacak. Biz değerlendirmemizi yapıyoruz, biz bunu tekrar yargıya gönderiyoruz. Yargı ne yapacak? Bu fezlekelerin yargılama sürecini başlatacak. Biliyorsunuz, referandumla çözülürse, tamamının yargılanma yolu açılmış olur. Dikkat edilirse şu anda bir sıkıntı var. Şu anda aklımda kaldığı kadarıyla 138 milletvekilinin fezlekesi var. Şimdi bunlar orada ne yapacak? Yargıya açılacak ve yargı alacak, bunların hepsinin değerlendirmesini yapıp, nihai kararı yargı verecek.
İki şey çok garip. Hodri meydan diyorsanız, açın önünü, hepsi yargılansın. Burada kaçmanın bir anlamı var mı? Bugün yargılanmasa, zaten milletvekilliğin bittiği anda yargılanacaksın. TBMM’nin başına dert olmayın.
Dokunulmazlık olayının bu kararıyla birlikte, Türkiye’nin önünde demokrasi mücadelesinde bir sınav kazanılmış olacak. Bu sınavı yarın Türkiye Cumhuriyeti’nin parlamentosu verecektir kanaatindeyim. Bu sürece destek veren milletvekili arkadaşımızı kutluyorum.”
YENİ ANAYASA VE BAŞKANLIK SİSTEMİ
“Tabii başkanlık sistemi ve yeni anayasa konusu, geçmişte gerek sayın Demirel’in gerek Erbakan’ın, Turgut Özal’ın ısrarla söyledikleri tezlerdir. Başkanlık sistemini, ülkenin birliği beraberliği ve bütünlüğü için ileri sürmüşlerdir. Bakın dünyada G20 ülkelerine bakın, yarıdan fazlası başkanlık sistemiyle yönetiliyor. Acaba niye? Demek ki başkanlık sisteminin getirisi, götürüsünden çok daha fazla. Başta ABD olmak üzere Latin Amerika ülkelerinin tamamı başkanlık sistemidir. Rusya öyledir, Fransa yarı başkanlık sistemidir. Avrupa’da daha fazla parlamenter sistem vardır. Ama en gelişmiş ülkelerde başkanlık vardır.
Bu halk niçin bir darbe anayasası ile yönetilsin ki. Kendi iradesi var. Kendi iradesiyle ortaya koyabileceği anayasa var. Bu anayasa ile çok daha demokratik biçimde yönetilebiliriz. 4 siyasi parti, başbakanlığım döneminde bu işe adım attık.”
İSRAİL TÜRKİYE İLİŞKİLERİ
“Filistin meselesi bizim için kanayan bir yaradır. Bildiğiniz gibi orada 3 maddemiz vardı. Bir tanesi Mavi Marmara gemisine yapılan operasyonla alakalı, bizden özür dilemeleri gerekir. Obama’nın ziyareti esnasında İsrail Başbakanı arayarak özür diledi. İkinci safha, tazminat konusuydu. Tazminat da büyük ölçü de halledildi. Üçüncü husus da ambargonun kaldırılmasıydı. Gazze’ye günde 3-4 saat elektrik veriliyor. Bu insani değil… Susuzluk sorunu var ve bu gibi sorunlar devam ediyor. Bunların düzeltilmesiyle birlikte biz de İsrail’e büyükelçi atamamızı yapacağız.”
ERDOĞAN’IN SAĞLIK DURUMU
“Sağlık durumum gayet iyi. Haftada bazen 2 bazen 3 gün kapalı ya da açık salonda spor yapıyorum. Mevsim de bizim için elverişli hale geldi. Futbol oynarken kilom 75’ti fakat şu anda 95… Emine hanım kendisine bazı kürler uyguluyor ben onları uygulamıyorum.”
CUMHURBAŞKANI ERDOĞANDAN VİZE AÇIKLAMASI
“Yani verdik-veriyoruz havasına girdiler. Haziran ayı sonu dediler. Son gelişmelere baktığımız zaman biraz yan çiziyor gibi gözüküyorlar. Genç kardeşlerime sesleniyorum. Biz buralara vizeyle gelmedik. Bize verirler vermezler. Er ya da geç Türkiye’ye vize vereceklerien inanıyorum. Eğer vermezlerse bunu kendime dert edinmiyorum. Avrupa şu anda ikiyüzlülük yapıyor. Latin Amerika ülkelerine vize veriyorlar. Ne alakası var bunların AB ile? Onlara veriyorsun da Türkiye’ye neden vermiyorsun? Türkiye’ye 53 yıldır Avrupa ile bu görüşmeleri yapıyor. Ben görüşmelere katıldığım zaman 15 ülke vardı, şimdi 27-28 ülkeye çıkardılar ama atılması gereken adımları atmadılar.
AB’nin içinde halkı müslüman olan ülke yok. Halkı müslüman olan ülkelere tavır değişik. Bize bu tür yaklaşımla gelmeleri bizi üzüyor. Bunu Suriye’de de gördük. Vizeyi Suriye’ye koz olarak kullanıyorlar. Ben farklı çıkış yapınca beyefendiler rahatsız olmuşlar. Temennim odur ki bir sonuç alınır”
SÜMEYYE ERDOĞAN’IN DÜĞÜNÜ
“Bir taraftan üzgündüm. Bir anne baba olarak bir an önce kızımızı evlendirelim istedim. Ve hamd olsun, eski bir arkadaşımın çocuğuyla evlilik tecelli edince her iki tarafta bu işte mutlu oldular. Rabbim evliliklerini daim etsin, bu evlilikten de torun bekliyorum. Şu an 5 tane torunum var ama bunu yetersiz buluyorum. Sümeyye kızıma küçükken hep ceylanım diyordum. Şimdi nazlı ceylanım kaçtı gitti. Geç evlilik bana göre iyi değildir, bana göre erken evlilik daha iyidir. Nasip çıktığı zaman evliliği yapmakta fayda var.”
Yıllık izinde yeni dönem
Yıllık izinde 10 günlük blok dışındaki izinlerin istenildiği kadar bölünebileceği yeni dönem bu yaz başlıyor.
İş Kanunu'na tabi olarak çalışanların yıllık izin haklarında nisan ayında gerçekleştirilen değişiklik ilk kez, bu yaz tatilinden itibaren uygulanmaya başlanacak. 10 günlük kısmı aşan izin süreleri sınırsız olarak bölünebilecek. Habertürk’ten Ahmet Kıvanç ve Tahsin Akça’nın haberine göre izin süresi ne kadar bölünürse o kadar daha çok tatil imkânı doğacak. Hafta içine denk gelen Kurban ve Ramazan bayramlarında 1 gün, 1.5 gün izin kullanan 9 güne kadar tatil yapabilecek.
Şimdiye kadar izin süreleri; bir bölümü 10 günden az olmamak üzere, en fazla üçe bölünebiliyordu. Yeni dönemde işçiler, blok kullanılacak 10 gün dışındaki izinlerini isterlerse 1'er gün kullanabilecek. Bu, işçilere büyük bir avantaj sağlayacak. Ulusal ve dini bayramların başına ya da sonuna yıllık izin eklemek suretiyle hafta sonuyla da birleştirilerek daha uzun izin yapmak mümkün olacak.
2016 yılında Ramazan Bayramı 5 Temmuz Salı günü başlayacak, perşembe günü sona erecek. Pazartesi öğleye kadar ve cuma günü izin alan bir işçi bayram tatiliyle birlikte 9 güne kadar izin yapabilecek. Kurban Bayramı'nda 9 gün tatil yapmak için ise sadece 1 gün izin yeterli olacak. Çünkü Kurban Bayramı 12 Eylül Pazartesi başlayıp, perşembe gününe kadar devam edecek. İşveren, 10 günlük blok kullanılabilecek izni bölemeyecek. Bölerse işçi başına 285 lira idari para cezası ödeyecek.
KAÇ YIL ÇALIŞAN KAÇ GÜN İZİN KULLANABİLİYOR?
Yıllık izin hakkı, işyerindeki hizmet sürelerine göre şöyle:
Bir yıldan beş yıla (dahil) kadar olanlara: 14 gün
Beş yıldan fazla onbeş yıldan az olanlara: 20 gün
Onbeş yıl ve daha fazla olanlara: 26 gün
Hizmet süresi ne olursa olsun 18 yaşından küçük, 50 yaşından büyük işçilere: 20 gün
İZİN SIRASINDA BAŞKA YERDE ÇALIŞMAK YASAK
Geçim derdinde olan çoğu işçi yıllık izin döneminde para kazanmak için başka işte çalışabiliyor. Ancak, kanuna göre izin döneminde başka bir işte çalışmak yasak. Yakalanmazsa sorun yok ama yakalanırsa işveren izin dönemi için ödediği ücreti isteme hakkına sahip bulunuyor.
MEMURLARIN YILLIK İZİN HAKKI EN AZ 20 GÜN
İşçilerden farklı olarak devlet memurlarının yıllık izin süresi 20 günden başlıyor. Hizmeti 1 yıldan on yıla kadar olan memurlar 20 gün, hizmeti on yıldan fazla olanlar ise yılda 30 gün izin hakkına sahip. Zorunlu hallerde, bu sürelere gidiş ve dönüşte ikişer gün eklenebiliyor.
İşçiler kullanmadıkları iznin parasını alma hakkına sahip ancak memurların böyle bir hakkı bulunmuyor. Memurların kullanılmayan izin hakları en fazla iki yıl devredilebiliyor. Kullanılmayan izinler iki yıldan sonra yanıyor.
İŞTE UCUZ TATİLİN 41 ADRESİ İŞTE UCUZ TATİLİN 41 ADRESİ
Devlet memurları, isterlerse bir yıla kadar süreyle maaş almadan izin hakkını kullanabilirler. Bu izni çalışma yaşamları boyunca iki defa kullanma hakkına sahipler. Ücretsiz izin hakkından yararlanabilmek için memurun en az beş yıl hizmet süresinin olması gerekiyor.
HAFTA SONU TATİLİ İZİN GÜNÜNDEN SAYILAMAZ
Yıllık izinde işçi ile işvereni karşı karşıya getiren uygulamalardan biri, hafta sonuna rastlayan günlerin izinden sayılıp sayılmaması. Kanuna göre, yıllık ücretli izin günlerinin hesabında izin süresine rastlayan ulusal bayram, hafta tatili ve genel tatil günleri izin süresinden sayılmıyor. Pazartesiden başlayarak 5 gün izin alan işçi, hafta sonunu da ekleyerek daha uzun izin yapabilir.
YILLIK İZİN HAKKINDAN VAZGEÇİLEMEZ
İşçinin yılın belli dönemlerinde dinlenme hakkını kullanabilmesi ve işverenin suiistimal etmesini önlemek amacıyla kanunda koruyucu bir hüküm bulunuyor. Buna göre, işçi istese de izin hakkından vazgeçemez.
İZİN HAKKI 1 YIL ÇALIŞTIKTAN SONRA DOĞUYOR
Yıllık izin hakkını elde edebilmek için işçinin işyerinde işe başladığı günden itibaren bir yıl çalışmış olması gerekli. İlk defa işe başlayan gençler için deneme süresi de hesaba dahil ediliyor. Çalışma süresi arttıkça yıllık izin süresi de artıyor. Bir yıldan beş yıla kadar 14 gün, beş yıldan 15 yıla kadar 20 gün, 15 yıl ve daha fazla olan işçilere de 26 gün yıllık izin verilmesi gerekiyor. Ancak bunlar asgari süreler. Toplu sözleşmelerle bu sürenin üzerine çıkılabiliyor.
AYNI İŞYERİNDEKİ SÜRESİ DİKKATE ALINIYOR
Yıllık izinlerin hesaplanmasında çalışma hayatındaki toplam süre değil, aynı işverenin işyerlerindeki hizmet süreleri dikkate alınıyor. Bankalar veya çok şubeli şirketlerin farklı işyerlerinde geçen hizmet süreleri, yıllık iznin hesabında birleştiriliyor. Kaza veya hastalık nedeniyle işe gidilemeyen günler, kadın işçilerin doğumdan önce ve sonra çalıştırılmadığı süreler, yıllık izin hesabında çalışılmış gibi kabul ediliyor.
MADENCİ 4 GÜN FAZLA İZİN YAPIYOR
Madenler ve diğer yeraltı işlerinde çalışan işçiler çok ağır koşullarda görev yaptıkları için geçen yıldan itibaren onlara fazladan 4 gün izin hakkı sağlandı. Çalışma süreleri itibarıyla diğer işçilere kaç gün izin hakkı tanınıyorsa, yeraltı işçilerine 4 gün daha ilave ediliyor.
18 YAŞ ALTI VE 50 YAŞ ÜSTÜNE EN AZ 20 GÜN
18 yaşından küçük ve 50 yaşından büyük işçiler, çalışma süreleri kaç yıl olursa olsun yıllık en az 20 gün izin hakkına sahip.
İŞÇİLER İZİN PARASINI PEŞİN İSTEME HAKKINA SAHİP
İşveren, izin dönemine ilişkin ücreti işçiye, izne çıkmadan önce peşin olarak ödemek veya avans olarak vermek zorunda. Örneğin, normalde ücretini çalışma bitiminde alan işçi, ayın 1'i ile 15'i arasında izne çıkacaksa, o sürenin parasını avans veya peşin olarak alabilir.
İZİN YERİNE PARASINI İSTEME HAKKI BULUNMUYOR
Bazen işçiler “Ben bu sene izin yapmayayım, bana izin paramı ödeyin” diyebiliyor. Kanuna göre bu mümkün değil. Çünkü işçinin izin hakkından vazgeçmesi mümkün değil. İzin parasını almak, ancak işten ayrılma halinde söz konusu olabiliyor.
İş Kanunu'na tabi olarak çalışanların yıllık izin haklarında nisan ayında gerçekleştirilen değişiklik ilk kez, bu yaz tatilinden itibaren uygulanmaya başlanacak. 10 günlük kısmı aşan izin süreleri sınırsız olarak bölünebilecek. Habertürk’ten Ahmet Kıvanç ve Tahsin Akça’nın haberine göre izin süresi ne kadar bölünürse o kadar daha çok tatil imkânı doğacak. Hafta içine denk gelen Kurban ve Ramazan bayramlarında 1 gün, 1.5 gün izin kullanan 9 güne kadar tatil yapabilecek.
Şimdiye kadar izin süreleri; bir bölümü 10 günden az olmamak üzere, en fazla üçe bölünebiliyordu. Yeni dönemde işçiler, blok kullanılacak 10 gün dışındaki izinlerini isterlerse 1'er gün kullanabilecek. Bu, işçilere büyük bir avantaj sağlayacak. Ulusal ve dini bayramların başına ya da sonuna yıllık izin eklemek suretiyle hafta sonuyla da birleştirilerek daha uzun izin yapmak mümkün olacak.
2016 yılında Ramazan Bayramı 5 Temmuz Salı günü başlayacak, perşembe günü sona erecek. Pazartesi öğleye kadar ve cuma günü izin alan bir işçi bayram tatiliyle birlikte 9 güne kadar izin yapabilecek. Kurban Bayramı'nda 9 gün tatil yapmak için ise sadece 1 gün izin yeterli olacak. Çünkü Kurban Bayramı 12 Eylül Pazartesi başlayıp, perşembe gününe kadar devam edecek. İşveren, 10 günlük blok kullanılabilecek izni bölemeyecek. Bölerse işçi başına 285 lira idari para cezası ödeyecek.
KAÇ YIL ÇALIŞAN KAÇ GÜN İZİN KULLANABİLİYOR?
Yıllık izin hakkı, işyerindeki hizmet sürelerine göre şöyle:
Bir yıldan beş yıla (dahil) kadar olanlara: 14 gün
Beş yıldan fazla onbeş yıldan az olanlara: 20 gün
Onbeş yıl ve daha fazla olanlara: 26 gün
Hizmet süresi ne olursa olsun 18 yaşından küçük, 50 yaşından büyük işçilere: 20 gün
İZİN SIRASINDA BAŞKA YERDE ÇALIŞMAK YASAK
Geçim derdinde olan çoğu işçi yıllık izin döneminde para kazanmak için başka işte çalışabiliyor. Ancak, kanuna göre izin döneminde başka bir işte çalışmak yasak. Yakalanmazsa sorun yok ama yakalanırsa işveren izin dönemi için ödediği ücreti isteme hakkına sahip bulunuyor.
MEMURLARIN YILLIK İZİN HAKKI EN AZ 20 GÜN
İşçilerden farklı olarak devlet memurlarının yıllık izin süresi 20 günden başlıyor. Hizmeti 1 yıldan on yıla kadar olan memurlar 20 gün, hizmeti on yıldan fazla olanlar ise yılda 30 gün izin hakkına sahip. Zorunlu hallerde, bu sürelere gidiş ve dönüşte ikişer gün eklenebiliyor.
İşçiler kullanmadıkları iznin parasını alma hakkına sahip ancak memurların böyle bir hakkı bulunmuyor. Memurların kullanılmayan izin hakları en fazla iki yıl devredilebiliyor. Kullanılmayan izinler iki yıldan sonra yanıyor.
İŞTE UCUZ TATİLİN 41 ADRESİ İŞTE UCUZ TATİLİN 41 ADRESİ
Devlet memurları, isterlerse bir yıla kadar süreyle maaş almadan izin hakkını kullanabilirler. Bu izni çalışma yaşamları boyunca iki defa kullanma hakkına sahipler. Ücretsiz izin hakkından yararlanabilmek için memurun en az beş yıl hizmet süresinin olması gerekiyor.
HAFTA SONU TATİLİ İZİN GÜNÜNDEN SAYILAMAZ
Yıllık izinde işçi ile işvereni karşı karşıya getiren uygulamalardan biri, hafta sonuna rastlayan günlerin izinden sayılıp sayılmaması. Kanuna göre, yıllık ücretli izin günlerinin hesabında izin süresine rastlayan ulusal bayram, hafta tatili ve genel tatil günleri izin süresinden sayılmıyor. Pazartesiden başlayarak 5 gün izin alan işçi, hafta sonunu da ekleyerek daha uzun izin yapabilir.
YILLIK İZİN HAKKINDAN VAZGEÇİLEMEZ
İşçinin yılın belli dönemlerinde dinlenme hakkını kullanabilmesi ve işverenin suiistimal etmesini önlemek amacıyla kanunda koruyucu bir hüküm bulunuyor. Buna göre, işçi istese de izin hakkından vazgeçemez.
İZİN HAKKI 1 YIL ÇALIŞTIKTAN SONRA DOĞUYOR
Yıllık izin hakkını elde edebilmek için işçinin işyerinde işe başladığı günden itibaren bir yıl çalışmış olması gerekli. İlk defa işe başlayan gençler için deneme süresi de hesaba dahil ediliyor. Çalışma süresi arttıkça yıllık izin süresi de artıyor. Bir yıldan beş yıla kadar 14 gün, beş yıldan 15 yıla kadar 20 gün, 15 yıl ve daha fazla olan işçilere de 26 gün yıllık izin verilmesi gerekiyor. Ancak bunlar asgari süreler. Toplu sözleşmelerle bu sürenin üzerine çıkılabiliyor.
AYNI İŞYERİNDEKİ SÜRESİ DİKKATE ALINIYOR
Yıllık izinlerin hesaplanmasında çalışma hayatındaki toplam süre değil, aynı işverenin işyerlerindeki hizmet süreleri dikkate alınıyor. Bankalar veya çok şubeli şirketlerin farklı işyerlerinde geçen hizmet süreleri, yıllık iznin hesabında birleştiriliyor. Kaza veya hastalık nedeniyle işe gidilemeyen günler, kadın işçilerin doğumdan önce ve sonra çalıştırılmadığı süreler, yıllık izin hesabında çalışılmış gibi kabul ediliyor.
MADENCİ 4 GÜN FAZLA İZİN YAPIYOR
Madenler ve diğer yeraltı işlerinde çalışan işçiler çok ağır koşullarda görev yaptıkları için geçen yıldan itibaren onlara fazladan 4 gün izin hakkı sağlandı. Çalışma süreleri itibarıyla diğer işçilere kaç gün izin hakkı tanınıyorsa, yeraltı işçilerine 4 gün daha ilave ediliyor.
18 YAŞ ALTI VE 50 YAŞ ÜSTÜNE EN AZ 20 GÜN
18 yaşından küçük ve 50 yaşından büyük işçiler, çalışma süreleri kaç yıl olursa olsun yıllık en az 20 gün izin hakkına sahip.
İŞÇİLER İZİN PARASINI PEŞİN İSTEME HAKKINA SAHİP
İşveren, izin dönemine ilişkin ücreti işçiye, izne çıkmadan önce peşin olarak ödemek veya avans olarak vermek zorunda. Örneğin, normalde ücretini çalışma bitiminde alan işçi, ayın 1'i ile 15'i arasında izne çıkacaksa, o sürenin parasını avans veya peşin olarak alabilir.
İZİN YERİNE PARASINI İSTEME HAKKI BULUNMUYOR
Bazen işçiler “Ben bu sene izin yapmayayım, bana izin paramı ödeyin” diyebiliyor. Kanuna göre bu mümkün değil. Çünkü işçinin izin hakkından vazgeçmesi mümkün değil. İzin parasını almak, ancak işten ayrılma halinde söz konusu olabiliyor.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)