Eski milli futbolcu ve milletvekili Hakan Şükür'ün dün gözaltına alınan babası Selmet Şükür, Sakarya Emniyet Müdürlüğünde fenalaşınca hastaneye kaldırıldı.
Alınan bilgiye göre, Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığının başlattığı soruşturma kapsamında, iki gün önce hakkında resen yakalama kararı çıkartılan ve dün Adapazarı ilçesinde gözaltına alınan Selmet Şükür, il emniyet müdürlüğünde sorgu sırasında fenalaştı.
Yüksek şeker sorunu bulunan Selmet Şükür, Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılarak tedavi altına alındı.
Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığının başlattığı soruşturma kapsamında, iki gün önce hakkında resen yakalama kararı çıkartılan Selmet Şükür, dün Adapazarı ilçesinde gözaltına alınmıştı.
13 Ağustos 2016 Cumartesi
İstanbul'da 8 ilçe elektriksiz kalacak
İstanbul'da Avcılar, Bayrampaşa, Esenler, Güngören, Zeytinburnu, Bahçelievler, Fatih ve Başakşehir'in bazı mahallelerinde yatırım, bakım ve onarım faaliyetleri dolayısıyla 15 Ağustus'ta elektrik kesintisi uygulanacak.
İstanbul'da 15 Ağustos'ta Avrupa Yakası'nın bazı ilçelerinde elektrik olmayacak.
Boğaziçi Elektrik AŞ'den yapılan açıklamaya göre, Avcılar'da Tahtakale Mahallesi Nar Sokak'ta 15 Ağostus'ta 08.00-13.00'te, Bayrampaşa'da Terazidere Mahallesi Elmas sokak ve civarına 08.00-18.00'de elektrik verilemeyecek.
Başakşehir'de Şahintepe Mahallesi Kaya sokak ve civarı aynı gün 09.00-18.00 saatleri arasında elektrik alamazken, Bayrampaşa Kocatepe Mahallesi Kocatepe, Pazar ve Cicoz Yolu ve 50 Yıl caddeleri ile Pınar, Rüzgar, Ömür, 24., 9., 15., 19., 26 sokakları, Yıldırım Mahallesi Tuna ve Tunca sokaklarında 09.00-12.00 saatleri arasında elektrik verilmeyecek.
Aynı gün, 09.00-12.00 saatleri arasında Fatih Hacı Kadın Mahallesi Muabbir, Azep Askeri, Darülhadis, Mühendis sokakları ile Vefa ve Katip Çelebi Caddeleri, Molla Hüsrev Mahallesi Akifpaşa, Himmet, sokakları ve Atatürk Bulvarı'nda,
Zeytinburnu'nda ise Merkezefendi Mahallesi 10. Yıl Caddesi ve civarına 15 Ağustos'ta 09.00-18.00'de elektrik verilmezken, Esenler Tuna Mahallesi 676 Sokak ve civarı da 09.00-16.00'da elektrik alamayacak.
Bahçelievler'de Soğanlı Mahallesi Çavuşpaşa Caddesi ile Seray, Gurbet, Karaca, İkbal, Akdeniz, Ceylan 2, İmarlı, Hülya, Karadeniz 1, Yiğiter sokakları ve civarında aynı gün 10.00-15.00 saatleri
Aynı gün, Güngören'de ise Haznedar Mahallesi İlkyuva, Kınalı ve Menderes caddeleri ile Menderes Çıkmazı, Sefa, Sönmez, Birlik, Ergene, Ege, Ordu. Yıldız sokakları ve civarına 10.00-18.00 saatleri arasında ve Avcılar Tahtakale Mahallesi Emir Sokak'ta 13.00-18.00 saatleri arasında elektrik yok.
İstanbul'da 15 Ağustos'ta Avrupa Yakası'nın bazı ilçelerinde elektrik olmayacak.
Boğaziçi Elektrik AŞ'den yapılan açıklamaya göre, Avcılar'da Tahtakale Mahallesi Nar Sokak'ta 15 Ağostus'ta 08.00-13.00'te, Bayrampaşa'da Terazidere Mahallesi Elmas sokak ve civarına 08.00-18.00'de elektrik verilemeyecek.
Başakşehir'de Şahintepe Mahallesi Kaya sokak ve civarı aynı gün 09.00-18.00 saatleri arasında elektrik alamazken, Bayrampaşa Kocatepe Mahallesi Kocatepe, Pazar ve Cicoz Yolu ve 50 Yıl caddeleri ile Pınar, Rüzgar, Ömür, 24., 9., 15., 19., 26 sokakları, Yıldırım Mahallesi Tuna ve Tunca sokaklarında 09.00-12.00 saatleri arasında elektrik verilmeyecek.
Aynı gün, 09.00-12.00 saatleri arasında Fatih Hacı Kadın Mahallesi Muabbir, Azep Askeri, Darülhadis, Mühendis sokakları ile Vefa ve Katip Çelebi Caddeleri, Molla Hüsrev Mahallesi Akifpaşa, Himmet, sokakları ve Atatürk Bulvarı'nda,
Zeytinburnu'nda ise Merkezefendi Mahallesi 10. Yıl Caddesi ve civarına 15 Ağustos'ta 09.00-18.00'de elektrik verilmezken, Esenler Tuna Mahallesi 676 Sokak ve civarı da 09.00-16.00'da elektrik alamayacak.
Bahçelievler'de Soğanlı Mahallesi Çavuşpaşa Caddesi ile Seray, Gurbet, Karaca, İkbal, Akdeniz, Ceylan 2, İmarlı, Hülya, Karadeniz 1, Yiğiter sokakları ve civarında aynı gün 10.00-15.00 saatleri
Aynı gün, Güngören'de ise Haznedar Mahallesi İlkyuva, Kınalı ve Menderes caddeleri ile Menderes Çıkmazı, Sefa, Sönmez, Birlik, Ergene, Ege, Ordu. Yıldız sokakları ve civarına 10.00-18.00 saatleri arasında ve Avcılar Tahtakale Mahallesi Emir Sokak'ta 13.00-18.00 saatleri arasında elektrik yok.
12 Ağustos 2016 Cuma
Melih Gökçek'ten 14 Ağustos ses ve montaj kaydı iddiası
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, 15 Temmuz darbe kalkışmasının ardından FETÖ’nün 14 Ağustos planlarını iddialı bir şekilde dile getirdi.. Gökçek, 14 Ağustos’ta yapılabilecek iki ihtimal bulunduğunu ve bunlardan birincisinin yeni montaj kaset ve ses kayıtları olduğunu, ikincisinin de bu tarihte ABD desteğiyle Marmara’da büyük bir deprem planlandığını açıkladı.
Gökçek iddiaları gündemi etkiledi.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Gökçek, bir televizyon programına konuk oldu. Programda konuşan Gökçek, açıklamaları sırasında gönlünden AK Parti ile MHP’nin koalisyon yapmasının geçtiğini de söyledi. Yaklaşık 3 saat süren programda gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Başkan Gökçek, FETÖ’nün 14 Ağustos’a ilişkin ihtimal dahilinde olan iki ayrı planı olduğunu iddia etti. Gökçek şöyle konuştu: “Fuat Avni’nin abisi olduğu iddia ediliyor. Mustafa Koçyiğit. ‘14 Ağustos 2016’da tekrar görüşmek dileğiyle, Hoşçakalın’ diye tweet atmış. Bir de Mevlana Üniversitesi bir tweet atıyor. ‘40 yıldır bin bir zahmetle ilmek ilmek örülen hizmet hareketinin bir kendini bilmez tarafından yıkılacağını mı sanıyorsunuz, bekleyin. 14 Ağustos’ta görüşmek üzere’ diye. Böyle tarihler veriliyor."
Kaset iddiası
cnntürk'ün haberine göre; İhtimallerden birincisini; “Yeniden montajlı kasetler sürüp, gündem oluşturmaya çalışacaklar. Bunların montaj olacağı yüzde de bir milyon yani” sözleriyle açıklayan Başkan Gökçek, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun montajlı ses ve görüntü kayıtlarının yer aldığı videoları yayınladı. Orjinallerinden ayırt edilemeyecek kadar ustaca yapılmış kayıtların izlenmesinin ardından Başkan Gökçek, “Gördünüz ayırt etmeniz mümkün mü? 17 -25 Aralık kasetleri de böyle. Çıkacak kasetler yüzde bir trilyon montaj kasetler olacak. Mesela ses bandı da yayınlayabilirler. Lütfen Sayın Kılıçdaroğlu alınmasın, tenkit etmek için değil ama netice itibariyle montajların nasıl olduğunu göstermek için bunları yayınladım. Ben bunları internetten buldum” dedi.
Deprem iddiası
14 Ağustos’a ilişkin ikinci ihtimali de “Çok enteresan bir mesele” olarak nitelendiren Başkan Gökçek, Gülen’in “Marmara’da deprem olacağı”na yönelik söylediği iki ayrı video kaydı da yayınlatarak şunları söyledi: “Ben olacağına inanmıyorum da ama bunu zorlayan görüntüler bunlar. FETÖ’cüler arasında yapılan propagandaya göre söylenmek istenen şu; daha önce Gölcük’te deprem oldu. Bunun nedeni internete girerseniz buradaki bir fay hattının özellikle İsrail ve Amerika tarafından bir deneyle patlatılması olarak ifade ediliyor. Nedir bu? Hatırlıyor musunuz Marmara depreminde bir ateş topunun yukarı yükseldiği herkes tarafından söylendi. Bununla ilgili bant da var. Fayların içerisinde biriken gazlar ve benzerleri bir anda düşük frekanslı elektromanyetik ışınla patlatılıyor ve deprem meydana geliyor. Amerikalılar bunu Alaska’daki araştırma üstlerinde geliştiriyorlar. Amerika, Kuzey Anadolu fay hattından elde edeceği bulguları California fay hattında görmek istiyor. Ama çok gizli risk taşıdığı için İsraillilere veriliyor iş. Gölcük’te de bir rütbe töreni var o dönemde. Bu törene ilk defa İsrailliler geliyor. Burada bir deneme yapmaya geliyorlar. Ama makineleri patlıyor ve deprem meydana geliyor. Bunu tartışıyorlar. Bu tip 4 patlama olmuş dünyada. Bir alev topu yükselmiş yukarıya doğru. Bu alev topu ancak bir patlama olursa söz konusu olabiliyormuş. Normal gerçekleşen hiçbir depremde bu patlama olmuyor. Ama 4 yerde bu oluyor. Ruslar da bu denemeleri yapıyor. Bu suretle tetikleme yaparak belli depremleri meydana getirdikleri iddia ediliyor.”
Gölcük depreminde ortaya çıkan ateş topunun yer aldığı video görüntüsünü de izleyicilerle paylaşan Başkan Gökçek, “Vatandaşlar ‘Gökçek komplo teorisi üretiyor’ demesin. Ben böyle olacak demiyorum. FETÖ’cülerin iddiası bu. ‘Amerikalılar böyle bir söz verdi ve AK Parti’nin kuruluş gününde bunu yapacaklar’ diyorlar. Ben olacağını düşünmüyorum üstüne basa basa” diye konuştu.
'İsrailli general geldi'
ABD, İsrail ve Rusya’da bu teknolojinin olduğuna dair açıklamalar bulunduğunu da kaydeden Başkan Gökçek, ABD’de San Andreas fay hattı bulunduğunu ve o hat üzerinde ufak tetiklemeler yaparak fayın etkisiz hale getirilmesinin planlandığını söyledi. Bunun denemelerinin de bu fay hattına benzer özellikler taşıyan Marmara fay hattında yapıldığını ifade eden Başkan Gökçek, “Ama patlama o kadar büyük oluyor ki İsrailliler de ölüyor. O dönem bir İsrail generali geldi, bana orada yaptığımız çalışmalar için teşekkür etti. Halbuki gelme nedenleri o bölgedeki artıklarını toplamak. Hepsi iddialar arasında” dedi.
'Makinenin ismi tesla'
Bu denemelerin yapıldığı makinenin adının da “Tesla” olduğunu açıklayan Gökçek, ABD ve İsrail’in bu çalışmaları yaptığına dair bilim adamları ve devlet başkanlarının açıklamalarını da izleyicilere belgeleriyle aktararak, “Amerika’nın, İsrail’in ve Rusya’nın elinde böyle bir silah var mı, yok mu bilmiyoruz. Ama 14’ünde böyle bir olay olursa bunu Amerika’nın yaptığı aleni ortaya çıkmış olur. Değilse de FETÖ’nün zırvalaması olduğu ortaya çıkar” diye konuştu.
Başkan Gökçek sözlerini, “Bugün 14 Ağustos’ta ne olacak en önemli konu oydu. Allah'ın izniyle hiçbir şey olmayacak. Bu palavracının palavrası yine ortaya çıkacak. Bundan sonra ABD bunu yaparsa temelli üstüne kalır. FETÖ, ‘Bu bir ayı şöyle böyle geçirelim de itiraflarda bulunmasın millet’ diyor. Bakalım 14 Ağustos’tan sonra neyi yumurtlayacak” diyerek tamamladı.
Gökçek iddiaları gündemi etkiledi.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Gökçek, bir televizyon programına konuk oldu. Programda konuşan Gökçek, açıklamaları sırasında gönlünden AK Parti ile MHP’nin koalisyon yapmasının geçtiğini de söyledi. Yaklaşık 3 saat süren programda gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Başkan Gökçek, FETÖ’nün 14 Ağustos’a ilişkin ihtimal dahilinde olan iki ayrı planı olduğunu iddia etti. Gökçek şöyle konuştu: “Fuat Avni’nin abisi olduğu iddia ediliyor. Mustafa Koçyiğit. ‘14 Ağustos 2016’da tekrar görüşmek dileğiyle, Hoşçakalın’ diye tweet atmış. Bir de Mevlana Üniversitesi bir tweet atıyor. ‘40 yıldır bin bir zahmetle ilmek ilmek örülen hizmet hareketinin bir kendini bilmez tarafından yıkılacağını mı sanıyorsunuz, bekleyin. 14 Ağustos’ta görüşmek üzere’ diye. Böyle tarihler veriliyor."
Kaset iddiası
cnntürk'ün haberine göre; İhtimallerden birincisini; “Yeniden montajlı kasetler sürüp, gündem oluşturmaya çalışacaklar. Bunların montaj olacağı yüzde de bir milyon yani” sözleriyle açıklayan Başkan Gökçek, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun montajlı ses ve görüntü kayıtlarının yer aldığı videoları yayınladı. Orjinallerinden ayırt edilemeyecek kadar ustaca yapılmış kayıtların izlenmesinin ardından Başkan Gökçek, “Gördünüz ayırt etmeniz mümkün mü? 17 -25 Aralık kasetleri de böyle. Çıkacak kasetler yüzde bir trilyon montaj kasetler olacak. Mesela ses bandı da yayınlayabilirler. Lütfen Sayın Kılıçdaroğlu alınmasın, tenkit etmek için değil ama netice itibariyle montajların nasıl olduğunu göstermek için bunları yayınladım. Ben bunları internetten buldum” dedi.
Deprem iddiası
14 Ağustos’a ilişkin ikinci ihtimali de “Çok enteresan bir mesele” olarak nitelendiren Başkan Gökçek, Gülen’in “Marmara’da deprem olacağı”na yönelik söylediği iki ayrı video kaydı da yayınlatarak şunları söyledi: “Ben olacağına inanmıyorum da ama bunu zorlayan görüntüler bunlar. FETÖ’cüler arasında yapılan propagandaya göre söylenmek istenen şu; daha önce Gölcük’te deprem oldu. Bunun nedeni internete girerseniz buradaki bir fay hattının özellikle İsrail ve Amerika tarafından bir deneyle patlatılması olarak ifade ediliyor. Nedir bu? Hatırlıyor musunuz Marmara depreminde bir ateş topunun yukarı yükseldiği herkes tarafından söylendi. Bununla ilgili bant da var. Fayların içerisinde biriken gazlar ve benzerleri bir anda düşük frekanslı elektromanyetik ışınla patlatılıyor ve deprem meydana geliyor. Amerikalılar bunu Alaska’daki araştırma üstlerinde geliştiriyorlar. Amerika, Kuzey Anadolu fay hattından elde edeceği bulguları California fay hattında görmek istiyor. Ama çok gizli risk taşıdığı için İsraillilere veriliyor iş. Gölcük’te de bir rütbe töreni var o dönemde. Bu törene ilk defa İsrailliler geliyor. Burada bir deneme yapmaya geliyorlar. Ama makineleri patlıyor ve deprem meydana geliyor. Bunu tartışıyorlar. Bu tip 4 patlama olmuş dünyada. Bir alev topu yükselmiş yukarıya doğru. Bu alev topu ancak bir patlama olursa söz konusu olabiliyormuş. Normal gerçekleşen hiçbir depremde bu patlama olmuyor. Ama 4 yerde bu oluyor. Ruslar da bu denemeleri yapıyor. Bu suretle tetikleme yaparak belli depremleri meydana getirdikleri iddia ediliyor.”
Gölcük depreminde ortaya çıkan ateş topunun yer aldığı video görüntüsünü de izleyicilerle paylaşan Başkan Gökçek, “Vatandaşlar ‘Gökçek komplo teorisi üretiyor’ demesin. Ben böyle olacak demiyorum. FETÖ’cülerin iddiası bu. ‘Amerikalılar böyle bir söz verdi ve AK Parti’nin kuruluş gününde bunu yapacaklar’ diyorlar. Ben olacağını düşünmüyorum üstüne basa basa” diye konuştu.
'İsrailli general geldi'
ABD, İsrail ve Rusya’da bu teknolojinin olduğuna dair açıklamalar bulunduğunu da kaydeden Başkan Gökçek, ABD’de San Andreas fay hattı bulunduğunu ve o hat üzerinde ufak tetiklemeler yaparak fayın etkisiz hale getirilmesinin planlandığını söyledi. Bunun denemelerinin de bu fay hattına benzer özellikler taşıyan Marmara fay hattında yapıldığını ifade eden Başkan Gökçek, “Ama patlama o kadar büyük oluyor ki İsrailliler de ölüyor. O dönem bir İsrail generali geldi, bana orada yaptığımız çalışmalar için teşekkür etti. Halbuki gelme nedenleri o bölgedeki artıklarını toplamak. Hepsi iddialar arasında” dedi.
'Makinenin ismi tesla'
Bu denemelerin yapıldığı makinenin adının da “Tesla” olduğunu açıklayan Gökçek, ABD ve İsrail’in bu çalışmaları yaptığına dair bilim adamları ve devlet başkanlarının açıklamalarını da izleyicilere belgeleriyle aktararak, “Amerika’nın, İsrail’in ve Rusya’nın elinde böyle bir silah var mı, yok mu bilmiyoruz. Ama 14’ünde böyle bir olay olursa bunu Amerika’nın yaptığı aleni ortaya çıkmış olur. Değilse de FETÖ’nün zırvalaması olduğu ortaya çıkar” diye konuştu.
Başkan Gökçek sözlerini, “Bugün 14 Ağustos’ta ne olacak en önemli konu oydu. Allah'ın izniyle hiçbir şey olmayacak. Bu palavracının palavrası yine ortaya çıkacak. Bundan sonra ABD bunu yaparsa temelli üstüne kalır. FETÖ, ‘Bu bir ayı şöyle böyle geçirelim de itiraflarda bulunmasın millet’ diyor. Bakalım 14 Ağustos’tan sonra neyi yumurtlayacak” diyerek tamamladı.
Etiketler:
abd,
ankara,
darbe,
deprem,
melih gökçek
Tijen Karaş gözaltına mı alındı?
TRT'de 15 Temmuz'da zorla darbe bildirisi okutturulan spiker Tijen Karaş'ın gözaltına alındığı iddiaları üzerine kurumdan açıklama geldi. Karakaş'ın gözaltına alınmadığı görevinin başında olduğu belirtildi.
TRT, darbe girişimi gecesi bildiriyi okuyan spiker Tijen Karaş'ın gözaltına alındığı haberlerine ilişkin açıklama yaptı.
Açıklamada, "FETÖ darbe girişimi soruşturması kapsamında dün TRT’de yapılan operasyonda 42 kişinin gözaltına alındığı belirtilmişti. Söz konusu gözaltılardan sonra bugün bazı internet siteleri ve sosyal medyada TRT spikeri Tijen Karaş’ın da gözaltına alındığı yönünde bazı haberlere yer verilmiştir. Söz konusu haberler gerçeği yansıtmamakla birlikte, spikerimiz Tijen Karaş kurumdaki görevine devam etmektedir. Kamuoyuna duyurulur" denildi.
TRT, darbe girişimi gecesi bildiriyi okuyan spiker Tijen Karaş'ın gözaltına alındığı haberlerine ilişkin açıklama yaptı.
Açıklamada, "FETÖ darbe girişimi soruşturması kapsamında dün TRT’de yapılan operasyonda 42 kişinin gözaltına alındığı belirtilmişti. Söz konusu gözaltılardan sonra bugün bazı internet siteleri ve sosyal medyada TRT spikeri Tijen Karaş’ın da gözaltına alındığı yönünde bazı haberlere yer verilmiştir. Söz konusu haberler gerçeği yansıtmamakla birlikte, spikerimiz Tijen Karaş kurumdaki görevine devam etmektedir. Kamuoyuna duyurulur" denildi.
Hakan Şükür ve babasının mal varlığına el konuldu
FETÖ'ye finansman sağladığı belirlenen Hakan Şükür ve babası Selmet Şükür'ün mal varlıklarına el konuldu.
Sakarya'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında eski milletvekili ve futbolcu Hakan Şükür ve babası Selmet Şükür'ün tüm mal varlıklarına el konulmasına karar verildi.
cnntürk'ün haberine göre; Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığı, haklarında resen yakalama kararı çıkarılan Hakan Şükür ve babası Selmet Şükür'ün FETÖ'ye finansman sağladıklarına ilişkin delillere ulaştı.
Bu kapsamda, başvuruyu inceleyen Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği, Hakan Şükür ve babası Selmet Şükür'ün taşınmazlarına, kara ulaşım araçlarına, banka veya diğer mali kurumlardaki hesaplarına, gerçek veya tüzel kişiler nezdindeki her türlü hak ve alacaklarına, uhdelerinde bulunan kıymetli evraklara, şirketlerdeki ortaklık paylarına, kiralık kasa mevcutlarına ve diğer mal varlığı değerlerine el konulmasına karar verdi.
Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığınca Hakan Şükür ve babası Selmet Şükür hakkında dün resen yakalama kararı çıkartılmıştı.
200 milyonluk servet
Hakan Şükür ve babası Sermet Şükür’ün yapılan ilk araştırmada gayri menkul zengini oldukları belirlendi. Hakan Şükür ve babasının Sakarya, Antalya, Bodrum, İstanbul Bakırköy, Beşiktaş, Büyükçekmece’de daireler, Adapazarı ve Sapanca’da bina, Kandıra’da arsaları olduğu tespit edildi. Sermet Şükür’ün, Sakarya’nın Serdivan ilçesinde 10 dönüm arsa üzerinde lüks villalar yaptırdığı belirlendi.
Hakan Şükür’ün, Adapazarı şehir merkezinde, Maliye Bakanlığı Vergi Denetim Kurulu Sakarya Grup Başkanlığı’na bağlı vergi müfettişleri tarafından FETÖ soruşturması tarafından kapatılan bir dershanesinin de bulunduğu belirlendi. Hakan ve babası Selmet Şükür’ün tüm mal varlıklarının değerinin yaklaşık 200 milyon lira civarında olduğu ifade ediliyor.
Sakarya'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında eski milletvekili ve futbolcu Hakan Şükür ve babası Selmet Şükür'ün tüm mal varlıklarına el konulmasına karar verildi.
cnntürk'ün haberine göre; Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığı, haklarında resen yakalama kararı çıkarılan Hakan Şükür ve babası Selmet Şükür'ün FETÖ'ye finansman sağladıklarına ilişkin delillere ulaştı.
Bu kapsamda, başvuruyu inceleyen Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği, Hakan Şükür ve babası Selmet Şükür'ün taşınmazlarına, kara ulaşım araçlarına, banka veya diğer mali kurumlardaki hesaplarına, gerçek veya tüzel kişiler nezdindeki her türlü hak ve alacaklarına, uhdelerinde bulunan kıymetli evraklara, şirketlerdeki ortaklık paylarına, kiralık kasa mevcutlarına ve diğer mal varlığı değerlerine el konulmasına karar verdi.
Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığınca Hakan Şükür ve babası Selmet Şükür hakkında dün resen yakalama kararı çıkartılmıştı.
200 milyonluk servet
Hakan Şükür ve babası Sermet Şükür’ün yapılan ilk araştırmada gayri menkul zengini oldukları belirlendi. Hakan Şükür ve babasının Sakarya, Antalya, Bodrum, İstanbul Bakırköy, Beşiktaş, Büyükçekmece’de daireler, Adapazarı ve Sapanca’da bina, Kandıra’da arsaları olduğu tespit edildi. Sermet Şükür’ün, Sakarya’nın Serdivan ilçesinde 10 dönüm arsa üzerinde lüks villalar yaptırdığı belirlendi.
Hakan Şükür’ün, Adapazarı şehir merkezinde, Maliye Bakanlığı Vergi Denetim Kurulu Sakarya Grup Başkanlığı’na bağlı vergi müfettişleri tarafından FETÖ soruşturması tarafından kapatılan bir dershanesinin de bulunduğu belirlendi. Hakan ve babası Selmet Şükür’ün tüm mal varlıklarının değerinin yaklaşık 200 milyon lira civarında olduğu ifade ediliyor.
Etiketler:
darbe,
fethullah gülen,
haber,
hakan şükür
Fethullah Gülen'in mal varlıklarına el kondu
Adana'da, "Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY)" yönelik soruşturma kapsamında açılan davada, firari sanıklar Fethullah Gülen ile Ömer Ekinci, Kemal Elibal ve Cemal Soncu’nun tüm mal varlıklarına el konulmasına karar verildi.
cnntürk'ün haberine göre; Adana Cumhuriyet Başsavcılığının yaptığı yazılı açıklamada, Adana Cumhuriyet Başsavcılığı Terör-Teknik ve Organize Suçlar Soruşturma Bürosunca FETÖ/PDY ile bağlantılı kişi ve kuruluşlara ait olan taşınmazların, imar planlarında usulsüz şekilde yapılan değişiklikle değerinin fahiş miktarda arttırılması sağlanarak FETÖ/PDY terör örgütüne finansman sağlanmasına yönelik iddianame doğrultusunda 17 şüpheli hakkında Adana 2. Ağır Ceza Mahkemesine dava açıldığı anımsatıldı.
Açıklamada, bir numaralı sanık olan Fethullah Gülen’in "Anayasal Düzeni Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs Etme" suçundan yargılandığı davada mahkeme heyetinin Gülen ile firari olan sanıklar Ömer Ekinci, Kemal Elibal ve Cemal Soncu hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarıldığı hatırlatıldı.
Firari 4 sanık için mahkemece kaçak olduklarına yönelik işlem yapılmasının kararlaştırıldığı aktarılan açıklamada şunlar kaydedildi:
Taşınmazlar, her türlü alacakalar...
"Adana 2. Ağır Ceza Mahkemesi, haklarındaki davanın sonuçsuz kalmasını sağlamak amacıyla yabancı ülkede bulunan ve bu nedenle kendisine ulaşamadığı için kaçak duruma düşen Fethullah Gülen, Ömer Ekinci, Kemal Elibal ve Cemal Soncu’nun 'Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 278/1 maddesi gereğince' tüm mal varlıklarına el koyulması kararı verdi. Mahkemenin bu kararıyla birlikte firari sanıklara ait Türkiye’deki taşınmazlar, kara-deniz ve hava ulaşım araçları, her türlü hak ve alacaklar, kıymetli evrak, ortağı bulunduğu şirket payları, kiralık kasa mevcutları ve banka hesapları dondurulmuş oldu."
Dava geçmişi
İlk duruşması 2 Mayıs'ta yapılan dava kapsamında, 17 sanıktan Fetullah Gülen'in "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüsten" ağırlaştırılmış müebbet, eski Adana Büyükşehir Belediye Başkanvekili Zihni Aldırmaz'ın da "terör örgütüne üye olmak, kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği, Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkındaki Kanun'a muhalefet, nitelikli dolandırıcılık" suçlarından 35 yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor. Diğer sanıklar için de 5 yıldan 27 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
İddianamede, vasfı üniversite alanı olan arazinin konut alanına çevrilerek, terör örgütü ile mensuplarına yüksek meblağlarda finansman sağlandığı, hiçbir faaliyette bulunulmamasına rağmen çeşitli ülkelere gidildiği ve masrafların belediyeye ödetildiğine yer verilmişti.
Güvenlik güçlerince 13 Ocak'ta düzenlenen operasyonda gözaltına alınan zanlılardan 5'i yargılama sürecinde tahliye edilmiş, 3 firari sanık hakkında da yakalama kararı çıkarılmıştı. Davada tutuklu sanık bulunmuyor.
cnntürk'ün haberine göre; Adana Cumhuriyet Başsavcılığının yaptığı yazılı açıklamada, Adana Cumhuriyet Başsavcılığı Terör-Teknik ve Organize Suçlar Soruşturma Bürosunca FETÖ/PDY ile bağlantılı kişi ve kuruluşlara ait olan taşınmazların, imar planlarında usulsüz şekilde yapılan değişiklikle değerinin fahiş miktarda arttırılması sağlanarak FETÖ/PDY terör örgütüne finansman sağlanmasına yönelik iddianame doğrultusunda 17 şüpheli hakkında Adana 2. Ağır Ceza Mahkemesine dava açıldığı anımsatıldı.
Açıklamada, bir numaralı sanık olan Fethullah Gülen’in "Anayasal Düzeni Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs Etme" suçundan yargılandığı davada mahkeme heyetinin Gülen ile firari olan sanıklar Ömer Ekinci, Kemal Elibal ve Cemal Soncu hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarıldığı hatırlatıldı.
Firari 4 sanık için mahkemece kaçak olduklarına yönelik işlem yapılmasının kararlaştırıldığı aktarılan açıklamada şunlar kaydedildi:
Taşınmazlar, her türlü alacakalar...
"Adana 2. Ağır Ceza Mahkemesi, haklarındaki davanın sonuçsuz kalmasını sağlamak amacıyla yabancı ülkede bulunan ve bu nedenle kendisine ulaşamadığı için kaçak duruma düşen Fethullah Gülen, Ömer Ekinci, Kemal Elibal ve Cemal Soncu’nun 'Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 278/1 maddesi gereğince' tüm mal varlıklarına el koyulması kararı verdi. Mahkemenin bu kararıyla birlikte firari sanıklara ait Türkiye’deki taşınmazlar, kara-deniz ve hava ulaşım araçları, her türlü hak ve alacaklar, kıymetli evrak, ortağı bulunduğu şirket payları, kiralık kasa mevcutları ve banka hesapları dondurulmuş oldu."
Dava geçmişi
İlk duruşması 2 Mayıs'ta yapılan dava kapsamında, 17 sanıktan Fetullah Gülen'in "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüsten" ağırlaştırılmış müebbet, eski Adana Büyükşehir Belediye Başkanvekili Zihni Aldırmaz'ın da "terör örgütüne üye olmak, kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği, Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkındaki Kanun'a muhalefet, nitelikli dolandırıcılık" suçlarından 35 yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor. Diğer sanıklar için de 5 yıldan 27 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
İddianamede, vasfı üniversite alanı olan arazinin konut alanına çevrilerek, terör örgütü ile mensuplarına yüksek meblağlarda finansman sağlandığı, hiçbir faaliyette bulunulmamasına rağmen çeşitli ülkelere gidildiği ve masrafların belediyeye ödetildiğine yer verilmişti.
Güvenlik güçlerince 13 Ocak'ta düzenlenen operasyonda gözaltına alınan zanlılardan 5'i yargılama sürecinde tahliye edilmiş, 3 firari sanık hakkında da yakalama kararı çıkarılmıştı. Davada tutuklu sanık bulunmuyor.
Öldükten 3 gün sonra hukuk fakültesini kazandı
Cumhuriyet Savcısı olma hayaliyle yaşarken 17 yaşında kalp krizi geçirerek yaşamını yitiren Deniz Ardıl Altun, ölümünden 3 gün sonra ÖSYM tarafından açıklanan sonuçlarda Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni kazandı.
Hatay'ın Payas İlçesi'nde yaşayan Necmi Asfuroğlu Anadolu Lisesi mezunu Deniz Ardıl Altun, tatil için gittiği memleketleri Artvin'in Şavşat İlçesi'nde geçen pazartesi günü kalp krizi geçirerek yaşamını yitirdi.
Öğretmen çift Sema-Namık Altun, tek çocukları Deniz'in ölümüyle büyük acı yaşarken, dün Payas'taki evlerinde mevlit okuttu.
Akrabaları, yakın dostları ile Deniz'in arkadaşlarının da katıldığı mevlit okunduğu sırada ÖSYM, LYS sonuçlarını açıkladı.
Aile, Türkiye'de ilk 8 bin içerisine giren oğulları Deniz Ardıl Altun'un Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne yerleştirildiğini öğrendi.;
'Atütürk'ün savcısı olacaktı'
Cumhuriyet Savcısı olma hayaliyle yaşayan ve bu hayalini gerçekleştirmek için tercihlerin hepsinde hukuk fakültesini işaretleyen Deniz Ardıl'ın annesi Sema Altun, sonuçların açıklanmasıyla
gözyaşlarına boğuldu.
Elinden düşürmediği oğlunun fotoğrafını sevip okşayan gözü yaşlı anne, Deniz'in tek hedefinin hukuk fakültesi olduğunu belirterek şöyle dedi:
"Kurban olduğum onun için hep çalıştı. Hiçbir rahatsızlığı yoktu çocuğumun. Savcı olmak istiyordu. Benim oğlum dobra dobra bir çocuktu. Ağzındaki ile yüreğindeki bir olan, haklıyı haksızı ayırt eden bir çocuktu. Hep hukuk istedi, eşitlik istedi. Atatürk'ün savcısı olacaktı. Cumhuriyetin savcısı bekçisi olacaktı."
Baba Namık Altun ise, "Memleketteydik, kalp krizi geçirdi iki dakika içinde gitti oğlum. 8 tercih yapmıştı, tercihlerini hepsi hukuktu. 4'üncü tercihi Marmara hukuk geldi. Adaletli dürüsttü, tertemizdi çocuğum" diye konuştu.
Hatay'ın Payas İlçesi'nde yaşayan Necmi Asfuroğlu Anadolu Lisesi mezunu Deniz Ardıl Altun, tatil için gittiği memleketleri Artvin'in Şavşat İlçesi'nde geçen pazartesi günü kalp krizi geçirerek yaşamını yitirdi.
Öğretmen çift Sema-Namık Altun, tek çocukları Deniz'in ölümüyle büyük acı yaşarken, dün Payas'taki evlerinde mevlit okuttu.
Akrabaları, yakın dostları ile Deniz'in arkadaşlarının da katıldığı mevlit okunduğu sırada ÖSYM, LYS sonuçlarını açıkladı.
Aile, Türkiye'de ilk 8 bin içerisine giren oğulları Deniz Ardıl Altun'un Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne yerleştirildiğini öğrendi.;
'Atütürk'ün savcısı olacaktı'
Cumhuriyet Savcısı olma hayaliyle yaşayan ve bu hayalini gerçekleştirmek için tercihlerin hepsinde hukuk fakültesini işaretleyen Deniz Ardıl'ın annesi Sema Altun, sonuçların açıklanmasıyla
gözyaşlarına boğuldu.
Elinden düşürmediği oğlunun fotoğrafını sevip okşayan gözü yaşlı anne, Deniz'in tek hedefinin hukuk fakültesi olduğunu belirterek şöyle dedi:
"Kurban olduğum onun için hep çalıştı. Hiçbir rahatsızlığı yoktu çocuğumun. Savcı olmak istiyordu. Benim oğlum dobra dobra bir çocuktu. Ağzındaki ile yüreğindeki bir olan, haklıyı haksızı ayırt eden bir çocuktu. Hep hukuk istedi, eşitlik istedi. Atatürk'ün savcısı olacaktı. Cumhuriyetin savcısı bekçisi olacaktı."
Baba Namık Altun ise, "Memleketteydik, kalp krizi geçirdi iki dakika içinde gitti oğlum. 8 tercih yapmıştı, tercihlerini hepsi hukuktu. 4'üncü tercihi Marmara hukuk geldi. Adaletli dürüsttü, tertemizdi çocuğum" diye konuştu.
Zaman gazetesinin eski muhabiri tutuklandı
Fetullahçı Terör Örgütü'ne (FETÖ) yönelik soruşturma kapsamında gözaltına alınan kapatılan Zaman gazetesinin eski muhabiri Ayşenur Parıldak, tutuklandı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının talimatıyla geçen hafta gözaltına alınan Parıldak, polis tarafından adliyeye getirildi.
Parıldak, Cumhuriyet Savcısı'nın tutuklama istemiyle sevk ettiği Ankara 1. Sulh Ceza Hakimliğindeki sorgusunun ardından tutuklandı.
Ayşenur Parıldak'ın geçmişte muhabirliğini yaptığı Zaman gazetesi, "Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler ile Bazı Kurum ve Kuruluşlara Dair Düzenleme Yapılması Hakkında Kararname" ile kapatılmıştı.
'FUAT AVNİ' TAKİP EDİYORDU
Parıldak, Twitter'da "Fuat Avni" adlı kullanıcı tarafından takip edilen öğrenci olarak gündeme gelmişti. Parıldık, geçtiğimiz cumartesi günü Ankara'da gözaltına alınmıştı. Hürriyet
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının talimatıyla geçen hafta gözaltına alınan Parıldak, polis tarafından adliyeye getirildi.
Parıldak, Cumhuriyet Savcısı'nın tutuklama istemiyle sevk ettiği Ankara 1. Sulh Ceza Hakimliğindeki sorgusunun ardından tutuklandı.
Ayşenur Parıldak'ın geçmişte muhabirliğini yaptığı Zaman gazetesi, "Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler ile Bazı Kurum ve Kuruluşlara Dair Düzenleme Yapılması Hakkında Kararname" ile kapatılmıştı.
'FUAT AVNİ' TAKİP EDİYORDU
Parıldak, Twitter'da "Fuat Avni" adlı kullanıcı tarafından takip edilen öğrenci olarak gündeme gelmişti. Parıldık, geçtiğimiz cumartesi günü Ankara'da gözaltına alınmıştı. Hürriyet
TRT'de FETÖ operasyonu: Haber spikeri de gözaltında
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma kapsamında aralarında haber spikeri ile müfettişlerin de bulunduğu 42 TRT çalışanı gözaltına alındı.
AA muhabirinin emniyet yetkililerinden aldığı bilgiye göre, Ankara Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma kapsamında TRT Genel Müdürlüğü binasına geldi.
Haklarında gözaltı kararı bulunan 42 kişi gözaltına alındı.
Aralarında haber spikeri ile müfettişlerin de bulunduğu 42 şüpheli, ifadeleri alınmak üzere Ankara Emniyet Müdürlüğü'ne getirildi.
Haklarındaki karara rağmen gözaltına alınamayanların yakalanması için çalışmaların sürdüğü öğrenildi.
AA muhabirinin emniyet yetkililerinden aldığı bilgiye göre, Ankara Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma kapsamında TRT Genel Müdürlüğü binasına geldi.
Haklarında gözaltı kararı bulunan 42 kişi gözaltına alındı.
Aralarında haber spikeri ile müfettişlerin de bulunduğu 42 şüpheli, ifadeleri alınmak üzere Ankara Emniyet Müdürlüğü'ne getirildi.
Haklarındaki karara rağmen gözaltına alınamayanların yakalanması için çalışmaların sürdüğü öğrenildi.
Antalya’da köpek katliamı
Antalya’nın Korkuteli ilçesinde köpek katliamı yaşandı. 40 köpek zehirlenerek öldürüldü.
İddiaya göre, Korkuteli ilçe merkezinde birçok sokakta ağaç altlarına bırakılan zehirli tavuk etinden yiyen köpekler telef oldu. Olay, sokakta köpeğini gezdiren Rabiye Küçük isimli kadının, Thor isimli köpeğinin zehirli yiyecekleri yemesinin ardından ölmesiyle ortaya çıktı. Sokak ve evcil hayvanların öldürülmesiyle ilgili Korkuteli Cumhuriyet Savcılığı tahkikat başlattı.
Duruma tepki gösteren hayvansever Burhan Uysal, “Korkuteli ilçe merkezinde köpeklerin hepsi değişik günlerde zehirlenerek öldürüldü. Hepsi evcil ve cins köpekler. 100. Yıl Atatürk Stadyumunda ve parklara bırakılan zehirli etleri yemeleriyle zehirlenerek öldürüldü. Kimseyi suçlamak istemiyorum ancak yapılan vahşet. Bunu yapana insan denemez. Zehirlenen köpekler, zehri atan caniden çok daha insancıl ve yardımsever. Dileğim bu caninin bir an önce yakalanması” dedi.
11 Ağustos 2016 Perşembe
Hakan Şükür ve babası için gözaltı kararı çıkarıldı
Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ/PDY soruşturması kapsamında Amerika'da bulunan Hakan Şükür ile babası Sermet Şükür hakkında gözaltı kararı çıkardı.
Sakarya Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin, Amerika Birleşik Devletleri'nde bulunan Hakan Şükür'ün İstanbul'da bulunan evinde arama yaptığı öğrenildi. Adapazarı'nda yaşayan Sermet Şükür ise bulunamadı.
Amerika'da bulunan Hakan Şükür için kırımızı bülten ile yakalama kararının da çıkarılacağı belirtildi. DHA
Sakarya Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin, Amerika Birleşik Devletleri'nde bulunan Hakan Şükür'ün İstanbul'da bulunan evinde arama yaptığı öğrenildi. Adapazarı'nda yaşayan Sermet Şükür ise bulunamadı.
Amerika'da bulunan Hakan Şükür için kırımızı bülten ile yakalama kararının da çıkarılacağı belirtildi. DHA
10 Ağustos 2016 Çarşamba
Erdoğan: O camiadan dostlarınızı ifşa edin
Cumhurbaşkanı Erdoğan iş adamlarına yaptığı konuşmada "O camiadan dostlarınız, arkadaşlarınız olabilir. Ben diyorum ki bunları da ifşa etmeniz lazım. Bunları savcılıklarımıza, emniyet teşkilatımıza bildirmeniz lazım. Niye? Bu, bizim üzerimize bir vatanseverlik borcudur. Onlar bu ülkeyi değil, biz onları çökerteceğiz" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, Türkiye İhracatçılar Meclisi üyeleriyle istişare toplantısında bir araya geldi.
Burada yaptığı konuşmada Erdoğan şu ifadeleri kullandı:
"17-25 Aralık yargı ve polis darbe girişimini, benim şahsi meselem olarak görüp 15 Temmuz silahlı darbe girişimiyle hala gerçekleri kavrayamayanlar, bu örgütün iflah olmaz parçalarıdır. Ülkesine ve milletine acımayana bizim acıma hakkımız yoktur."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu millet büyük bir millet, güçlü bir millet. Bu millet ürkek, korkak, kaçak bir millet değil, kaçaklar belli. Onlar şu anda kaçtılar, biz de kovalıyoruz. Bunu da bir intikam hırsıyla yapmadığımızı da söyleyeyim, bunu da hukuk içinde, adalet çerçevesinde yapıyoruz, yapacağız." diye konuştu.
"Bunları da ifşa etmeniz lazım"
Erdoğan, iş adamlarından, yurtdışındaki tüm muhataplarına darbe girişiminin gerçek yüzünü, Fetullahçı Terör Örgütü'nün sadece Türkiye için değil tüm dünya için bir tehdit olduğunu anlatmalarını isteyerek, "Hatta o camiadan dostlarınız, arkadaşlarınız olabilir. Ben diyorum ki bunları da ifşa etmeniz lazım. Bunları savcılıklarımıza, emniyet teşkilatımıza bildirmeniz lazım. Niye? Bu, bizim üzerimize bir vatanseverlik borcudur. Onlar bu ülkeyi değil, biz onları çökerteceğiz." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Finans altyapısı olmayan hiçbir örgütün, gücünü muhafaza edebilmesi mümkün değildir. FETÖ'yü, silahlı kuvvetleriyle, yargısıyla, polisiyle, diğer kurumlarıyla bürokrasiden nasıl kazıyorsak, iş dünyasından da aynı şekilde temizlememiz şarttır. Yürüttüğümüz mücadeleyi ancak bu şekilde, örgütün finans kaynaklarını da kurutarak başarıya ulaştırabiliriz." diye konuştu.
"Ben bunu 'ihanet' diye değerlendiririm"
Erdoğan, "Finans sektöründe bazı engellemelerin vesaire olduğuna dair bilgiler edindim. Bu konularda konuşmak suretiyle, ama kamu bankaları ama özel sektör bankaları, bunu eğer fırsata dönüştürmeye kalkarlarsa, kusura bakmasınlar biz de devlet olarak üzerimize ne düşerse onun gereğini yaparız ve onlar da ondan sonra kapımızı kolay kolay açamazlar, çalamazlar. Zaten milletin parasıyla çalışıyorsunuz. Milletin parasıyla çalıştığınız böyle bir dönemde eğer kalkıp da bu ülkede yatırımcımızın önünü açmaz, onu daha da daraltır ve hemen basit bir olayda geriye çağırma gibi bir anlayışın, mantığın içerisine girerse kusura bakmasınlar, açık ve net söylüyorum, ben bunu 'ihanet' diye değerlendiririm." diye konuştu.
"Fırsata dönüştürmeye kalkanlar karşısında bizi bulacak"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Mali disiplinden asla taviz vermedik ve vermeyeceğiz. Bankacılık sektörümüz güçlü ama gücünü böyle bir dönemde fırsata dönüştürmeye kalkarsa onlar da karşısında bizi bulacaktır." dedi.
Erdoğan, "Hiçbir banka, karı azaldığı için kalıcı zarar görmez ancak faiz ve kredi politikasında olumsuz yönde kırılma gördüğümüz bankaları not etmekten ve kurallar çerçevesinde kendilerinden bunun hesabını sormaktan da çekinmeyiz. Bunu da buradan açıklıyorum." diye konuştu.
"Bankalarımızın önünde yeni bir dönem açılacak"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ben diyorum ki faizler düştüğü, kredi imkanları genişletildiği zaman hem ülkemizin hem yatırımcıların hem de bankalarımızın önünde yeni bir dönem açılacaktır. Ülkemizin bu döneminde kredi vermekten imtina etmek şöyle dursun, uyduruk bahanelerle kredileri geri çağıran bankalar kendilerine bir saf belirlemiş demektir, bunu da duyurmak istiyorum." dedi.
Erdoğan, "Şu andan itibaren tüm bankalarımızdan ülkemizin ve milletimizin içinde bulunduğu birlik ve beraberlik ruhuna uygun adımlar atmasını bekliyorum. İhracatçılarımızla birlikte ekonomimizin tüm aktörlerine diyorum ki, 'Ülkemizin üzerinde oynanan oyunu beraber bozduk, hedeflerimizi de beraber hayata geçireceğiz.' Bunun için devletin, hükümetin üzerine ne düşüyorsa, Cumhurbaşkanı olarak hepsinin takipçisi olacağım." diye konuştu. cnntürk
Hüseyin Avni Mutlu hakkında yolsuzluk iddiası
Diyarbakır eski Valisi Hüseyin Avni Mutlu ve Vali Yardımcısı Erol Özer hakkında terör tazminatlarının ödenmesi konusunda yolsuzluk yaptıkları gerekçesiyle suç duyurusunda bulunan avukat Muzaffer Ava, trilyonlarca yolsuzluk yapıldığını ve bunun Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) tarafından sümen altı edildiğini ileri sürdü. Muzaffer Ava, Vali Mutlu'nun masa başında 30 milyarı 300 milyar yaptığını ve dönemin baro başkanının Vali Yardımcısı Özer'e, avukatlara "yolsuzluk yapılmadığına" ilişkin imza atmaları önerisinde bulunduğunu iddia etti.
FETÖ soruşturması çerçevesinde tutuklanan Diyarbakır eski Valisi Hüseyin Avni Mutlu ile Yardımcısı Erol Özer hakkında, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na aralarında resmi evrakta sahtecilik ve dolandırıcılık suçlamalarının da bulunduğu 8 ayrı suçtan, suç duyurusunda bulunan avukat Muzaffer Ava, dikkat çekici iddialarda bulundu. Ava, OHAL bölgesinde özellikle 1987 ile 2004 yılları arasında meydana gelen şiddet olaylarından ötürü zarara uğrayan vatandaşların zararlarının giderilmesi için 5233 sayılı kanunla bu kanunun amacı ve pratikteki nüfuzunun farklılık gösterdiğini belirterek, tarım arazilerinin fazla gösterilip devletin trilyonlarca lira zarar uğratıldığını söyledi. Ava, "Bu yasa kapsamında teşekkül eden komisyonlarda bazı yolsuzlukları zamanında tespit ettik ve bunu ilgili yerlere aktardık. Ancak özellikle herhangi bir ilerleme sağlayamadık. İşin peşini bırakmadık. Yolsuzlukları kağıt üzerinde tespit ettik" dedi.
cnntürk'ün haberine göre;Keşif mahalline gidilmeyerek, keşif tutanaklarının düzenlendiğini ve de bir kısım başvuruculara ait tarım arazilerinin gerçeğe aykırı olarak fazla gösterilip devletin trilyonlarca lira zarara uğratıldığını tespit ettiklerini aktaran Ava, "Burası çok önemli. Çünkü bu konuda İçişleri Bakanlığı da müfettiş tayin etmişti. Hatta o dönemin Mülkiye Başmüfettişi S.G. tarafından yapılan yolsuzluklar tespit edilmişti. S.G. tarafından tespit edilen yolsuzluklara ilişkin rapor sümen altı edildi. Tabii ki bunun nedenini biz İçişleri Bakanlığı'na Bilgi Edinme Yasası gereğince sorduk. Bize herhangi bir cevap verilmedi" diye konuştu.
"Bir menfaat çarkı var"
"İlk tespitin yapıldığı andan, sürnameler tanzim edilip, imzalandığı ana kadar bir menfaat çarkının olduğunu tespit ettik" diyen Ava, şunları anlattı:
"Bu menfaat çarkının içerisinde en alt düzeydeki memurdan, üzülerek söylüyorum ki avukatlar ve sorumluluk merciindeki en üst mevkide yer alan devlet personellerine kadar iştiraklerin olduğunu da biz şikayet dilekçemizde zikrettik. Başvuruculara ait tarım arazileri gerçeğe aykırı olarak fazla gösteriliyor ve devlet trilyonlarca lira zarara uğratılıyor. Ancak burada dikkatimi çeken şu oldu. Şunu belirtmeden geçemeyeceğim. Kendilerini insan hakları savunucusu şeklinde gösterip bu konuda militanca davranan insanların iştiraklerinin de olduğunu söylemek zorundayım. Öyle bir şey ki bir taraftan bakıyorsunuz insan hakları savunucusu mazlumların yanındayım diye sürekli bunun edebiyatını yapan, militanlığını yapan insanlarla, vatan millet Sakarya deyip milliyetçiliğin bayraktarlığını yapan insanların ortak bir siyasal, ortak bir duygusal zeminde buluştuğunu fark ettim. Bu duygusal zeminin ne demek olduğunu herkes de biliyor. Bunu tespit ettikten sonra defalarca İçişleri Bakanlığı'na müfettişlik raporunun ne aşamada olduğunu sormamıza rağmen tarafımıza herhangi bir cevap verilmedi. Yani menfaat çarkının içindeki insanların hüviyetleri, siyasal düşünceleri, bu işin vahametini ortaya koymaktadır. Tarım arazileri fazla gösterilip, örneğin 10 dönümse 100 dönüm gösterilip o 10 dönemin parası verilmiştir. Geriye kalan 90 dönümde bu menfaat çarkı içinde bölüştürülmüştür. Dosyalar incelendiğinde olayın vahameti ortaya çıkacaktır. Yargılama aşamasında hiçbir ilerleme kaydedemedik, idari aşamada da hiçbir ilerleme kaydedememiştik."
"Yolsuzluk olayı Mutlu'nun 500 milyarlık yolsuzluk olayından kat be kat fazla"
FETÖ yapılanmasının devletin tüm sinir uçlarına yayıldığını ifade eden Ava, soruşturmanın derinleştirilmesi durumunda yolsuzluk olayının Hüseyin Avni Mutlu'nun 500 milyarlık yolsuzluk olayından kat be kat fazla olduğunu iddia etti. Ava, şunları söyledi:
"Bağırsakların temizlenmesi gerekiyorsa aslında özelikle bu zıt kutuplarda görülüp ortak paydada buluşan insanların birlikteliklerinin de tespit edilip buna göre bir soruşturmanın derinletilmesi lazım. Görülecektir ki, bu yasa kapsamındaki yolsuzlukların daha önce Vali Hüseyin Avni Mutlu'ya atfedilen 500 milyarlık yolsuzluk olayından kat be kat daha fazla trilyonlarca lira yolsuzluğun olduğu görülecektir. Geriye dönük olarak mal varlıkları tespit edilebilir. Dosyalar getirebilir, tekrar keşfe çıkılabilir. A şahsının gerçekte ne kadar arazisi var, ne kadar yazılmış bunların hepsi kolaylıkla ortaya çıkabilecek erguvanlardır. Dolayısıyla hazır Türkiye'de bir değişim yaşanırken, yapısal anlamda biz de geçen hafta sorumluluk merciinde olan ki soruşturma derinleştirilirse daha fazla sorumlu insan ortaya çıkacaktır."Sorumluluk merciinde olan dönemin Diyarbakır Valisi Hüseyin Avni Mutlu ve özellikle vali yardımcı Erol Özer hakkında şikayette bulunduklarını anımsatan Ava, "Erol Özer sonradan duydum ki Mülkiye başmüfettişi olmuş. Aynen Hrant Dink'in davasında olduğu gibi bir istihbarat şefi o kadar ihmalkarlığına rağmen sonradan terfi almıştı. Ne şekil terfi aldığı şu an ortaya çıkıyor. Ama demek ki ilahi adalet bu dünyada da gerçekleşiyor. Erol Özer, geçen ay görevden alındı. Mahkemelerin vereceği kararla da en azından bu tescillenmiş olacak" ifadelerinde bulundu.
"Vali Mutlu masa başında 30 milyarı 300 milyar yapıyordu"
O dönem Hüseyin Avni Mutlu ile görüştüğünü aktaran Ava, "Vali Mutlu bana, İçişleri Bakanlığı'ndan tazminat talep edilirken 30 milyarın masa başında 300 milyar yapıldığını söyledi. Tabi ben nereden bileyim o dönemde Erol Özer'in, Hüseyin Avni Mutlu'nun FETÖ'den olduğunu. Tabi bu konuda yargı kararını verecek. Adalet ağır işleyen bir makine ama eninde sonunda tecelli edecektir. Kimsenin yaptığı haksızlık yanına kâr kalmayacaktır. Takke düştü her kesim için kel göründü" diye konuştu.
Vali Yardımcısı Erol Özer'in bir yolsuzlukla ilgili olarak o dönem Baro Başkanını aradığını ve başkanın Özer'e avukatlara yolsuzluk yapılmadığını dair kağıt imzalatmasını önerdiği iddialarında bulunan Ava, şöyle dedi:
"Bir anekdot anlatayım; Yine Kulp ilçesine bağlı bir köyde bir yolsuzluk yapıldığı gerekçesiyle başvuruculardan biri İçişleri Bakanlığı'na şikayet dilekçesi verdi. İçişleri Bakanlığı da gerekli incelemenin yapılması için Erol Özer'i görevlendiriyor. Erol Özer o köyde dosyası bulunan, vekilliği bulunan tüm avukatları vilayetteki odasına davet etti. O köyde benim iki tane dosyam vardı. Odaya girdiğimde benden önce bazı avukatlarla birlikte çaylar, sigaralar içilmişti. Oturduk. Durumu anlattı ve biz ne yapabiliriz diye sordu. Ben orada Erol Özer'e şunu söyledim, 'Eğer yolsuzluk dediğimiz varsa vardır, yoksa yoktur. Kaldı ki bunun üstüne sizin gitmeniz lazım. Soruşturma başlatacaksınız. Soruşturma neticesinde rapor düzenleyeceksiniz ve savcılığa vereceksiniz.
Bizi çağırmanızdaki amaç ne?' Bana söylediği şey şuydu, 'Ben avukat baro başkanını aradım. Bana o köyde bulunan başvurucuların avukatları çağırın, öyle bir yolsuzluk yapılmamıştır diye imzalarını alın, o şekilde tutanağı alın İçişleri Bakanlığı'na gönderin' dedi. Bunu söylediğinde ben şaşırdım. Erol Özer'in arayabileceği başka avukat yok mu? Kaldı ki orada ucuz bir taktik izledi. Yani işte baro başkanını aradım o da siz de aynısını yapın demeye getirmişti. Kesinlikle imzalamam demişti. İnsan hakları savunucusuyum diyorsan şunu söylemelisin. Sayın valim beni aramışsınız da böyle bir iddia varsa bunu önce siz soruşturun. Mağduriyete sebep verilmemesi için böyle demesi gerekirken tüm avukatları toplayın, böyle bir yolsuzluk yoktur diye imzalarını alın gönderin diyor. Bu sadece bana söylenmedi. Oradaki bir sürü avukat vardı. O avukatların huzurunda söylendi bu. Tabiî ki o avukatlar gelip ifade verir mi? Bilemem."
FETÖ soruşturması çerçevesinde tutuklanan Diyarbakır eski Valisi Hüseyin Avni Mutlu ile Yardımcısı Erol Özer hakkında, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na aralarında resmi evrakta sahtecilik ve dolandırıcılık suçlamalarının da bulunduğu 8 ayrı suçtan, suç duyurusunda bulunan avukat Muzaffer Ava, dikkat çekici iddialarda bulundu. Ava, OHAL bölgesinde özellikle 1987 ile 2004 yılları arasında meydana gelen şiddet olaylarından ötürü zarara uğrayan vatandaşların zararlarının giderilmesi için 5233 sayılı kanunla bu kanunun amacı ve pratikteki nüfuzunun farklılık gösterdiğini belirterek, tarım arazilerinin fazla gösterilip devletin trilyonlarca lira zarar uğratıldığını söyledi. Ava, "Bu yasa kapsamında teşekkül eden komisyonlarda bazı yolsuzlukları zamanında tespit ettik ve bunu ilgili yerlere aktardık. Ancak özellikle herhangi bir ilerleme sağlayamadık. İşin peşini bırakmadık. Yolsuzlukları kağıt üzerinde tespit ettik" dedi.
cnntürk'ün haberine göre;Keşif mahalline gidilmeyerek, keşif tutanaklarının düzenlendiğini ve de bir kısım başvuruculara ait tarım arazilerinin gerçeğe aykırı olarak fazla gösterilip devletin trilyonlarca lira zarara uğratıldığını tespit ettiklerini aktaran Ava, "Burası çok önemli. Çünkü bu konuda İçişleri Bakanlığı da müfettiş tayin etmişti. Hatta o dönemin Mülkiye Başmüfettişi S.G. tarafından yapılan yolsuzluklar tespit edilmişti. S.G. tarafından tespit edilen yolsuzluklara ilişkin rapor sümen altı edildi. Tabii ki bunun nedenini biz İçişleri Bakanlığı'na Bilgi Edinme Yasası gereğince sorduk. Bize herhangi bir cevap verilmedi" diye konuştu.
"Bir menfaat çarkı var"
"İlk tespitin yapıldığı andan, sürnameler tanzim edilip, imzalandığı ana kadar bir menfaat çarkının olduğunu tespit ettik" diyen Ava, şunları anlattı:
"Bu menfaat çarkının içerisinde en alt düzeydeki memurdan, üzülerek söylüyorum ki avukatlar ve sorumluluk merciindeki en üst mevkide yer alan devlet personellerine kadar iştiraklerin olduğunu da biz şikayet dilekçemizde zikrettik. Başvuruculara ait tarım arazileri gerçeğe aykırı olarak fazla gösteriliyor ve devlet trilyonlarca lira zarara uğratılıyor. Ancak burada dikkatimi çeken şu oldu. Şunu belirtmeden geçemeyeceğim. Kendilerini insan hakları savunucusu şeklinde gösterip bu konuda militanca davranan insanların iştiraklerinin de olduğunu söylemek zorundayım. Öyle bir şey ki bir taraftan bakıyorsunuz insan hakları savunucusu mazlumların yanındayım diye sürekli bunun edebiyatını yapan, militanlığını yapan insanlarla, vatan millet Sakarya deyip milliyetçiliğin bayraktarlığını yapan insanların ortak bir siyasal, ortak bir duygusal zeminde buluştuğunu fark ettim. Bu duygusal zeminin ne demek olduğunu herkes de biliyor. Bunu tespit ettikten sonra defalarca İçişleri Bakanlığı'na müfettişlik raporunun ne aşamada olduğunu sormamıza rağmen tarafımıza herhangi bir cevap verilmedi. Yani menfaat çarkının içindeki insanların hüviyetleri, siyasal düşünceleri, bu işin vahametini ortaya koymaktadır. Tarım arazileri fazla gösterilip, örneğin 10 dönümse 100 dönüm gösterilip o 10 dönemin parası verilmiştir. Geriye kalan 90 dönümde bu menfaat çarkı içinde bölüştürülmüştür. Dosyalar incelendiğinde olayın vahameti ortaya çıkacaktır. Yargılama aşamasında hiçbir ilerleme kaydedemedik, idari aşamada da hiçbir ilerleme kaydedememiştik."
"Yolsuzluk olayı Mutlu'nun 500 milyarlık yolsuzluk olayından kat be kat fazla"
FETÖ yapılanmasının devletin tüm sinir uçlarına yayıldığını ifade eden Ava, soruşturmanın derinleştirilmesi durumunda yolsuzluk olayının Hüseyin Avni Mutlu'nun 500 milyarlık yolsuzluk olayından kat be kat fazla olduğunu iddia etti. Ava, şunları söyledi:
"Bağırsakların temizlenmesi gerekiyorsa aslında özelikle bu zıt kutuplarda görülüp ortak paydada buluşan insanların birlikteliklerinin de tespit edilip buna göre bir soruşturmanın derinletilmesi lazım. Görülecektir ki, bu yasa kapsamındaki yolsuzlukların daha önce Vali Hüseyin Avni Mutlu'ya atfedilen 500 milyarlık yolsuzluk olayından kat be kat daha fazla trilyonlarca lira yolsuzluğun olduğu görülecektir. Geriye dönük olarak mal varlıkları tespit edilebilir. Dosyalar getirebilir, tekrar keşfe çıkılabilir. A şahsının gerçekte ne kadar arazisi var, ne kadar yazılmış bunların hepsi kolaylıkla ortaya çıkabilecek erguvanlardır. Dolayısıyla hazır Türkiye'de bir değişim yaşanırken, yapısal anlamda biz de geçen hafta sorumluluk merciinde olan ki soruşturma derinleştirilirse daha fazla sorumlu insan ortaya çıkacaktır."Sorumluluk merciinde olan dönemin Diyarbakır Valisi Hüseyin Avni Mutlu ve özellikle vali yardımcı Erol Özer hakkında şikayette bulunduklarını anımsatan Ava, "Erol Özer sonradan duydum ki Mülkiye başmüfettişi olmuş. Aynen Hrant Dink'in davasında olduğu gibi bir istihbarat şefi o kadar ihmalkarlığına rağmen sonradan terfi almıştı. Ne şekil terfi aldığı şu an ortaya çıkıyor. Ama demek ki ilahi adalet bu dünyada da gerçekleşiyor. Erol Özer, geçen ay görevden alındı. Mahkemelerin vereceği kararla da en azından bu tescillenmiş olacak" ifadelerinde bulundu.
"Vali Mutlu masa başında 30 milyarı 300 milyar yapıyordu"
O dönem Hüseyin Avni Mutlu ile görüştüğünü aktaran Ava, "Vali Mutlu bana, İçişleri Bakanlığı'ndan tazminat talep edilirken 30 milyarın masa başında 300 milyar yapıldığını söyledi. Tabi ben nereden bileyim o dönemde Erol Özer'in, Hüseyin Avni Mutlu'nun FETÖ'den olduğunu. Tabi bu konuda yargı kararını verecek. Adalet ağır işleyen bir makine ama eninde sonunda tecelli edecektir. Kimsenin yaptığı haksızlık yanına kâr kalmayacaktır. Takke düştü her kesim için kel göründü" diye konuştu.
Vali Yardımcısı Erol Özer'in bir yolsuzlukla ilgili olarak o dönem Baro Başkanını aradığını ve başkanın Özer'e avukatlara yolsuzluk yapılmadığını dair kağıt imzalatmasını önerdiği iddialarında bulunan Ava, şöyle dedi:
"Bir anekdot anlatayım; Yine Kulp ilçesine bağlı bir köyde bir yolsuzluk yapıldığı gerekçesiyle başvuruculardan biri İçişleri Bakanlığı'na şikayet dilekçesi verdi. İçişleri Bakanlığı da gerekli incelemenin yapılması için Erol Özer'i görevlendiriyor. Erol Özer o köyde dosyası bulunan, vekilliği bulunan tüm avukatları vilayetteki odasına davet etti. O köyde benim iki tane dosyam vardı. Odaya girdiğimde benden önce bazı avukatlarla birlikte çaylar, sigaralar içilmişti. Oturduk. Durumu anlattı ve biz ne yapabiliriz diye sordu. Ben orada Erol Özer'e şunu söyledim, 'Eğer yolsuzluk dediğimiz varsa vardır, yoksa yoktur. Kaldı ki bunun üstüne sizin gitmeniz lazım. Soruşturma başlatacaksınız. Soruşturma neticesinde rapor düzenleyeceksiniz ve savcılığa vereceksiniz.
Bizi çağırmanızdaki amaç ne?' Bana söylediği şey şuydu, 'Ben avukat baro başkanını aradım. Bana o köyde bulunan başvurucuların avukatları çağırın, öyle bir yolsuzluk yapılmamıştır diye imzalarını alın, o şekilde tutanağı alın İçişleri Bakanlığı'na gönderin' dedi. Bunu söylediğinde ben şaşırdım. Erol Özer'in arayabileceği başka avukat yok mu? Kaldı ki orada ucuz bir taktik izledi. Yani işte baro başkanını aradım o da siz de aynısını yapın demeye getirmişti. Kesinlikle imzalamam demişti. İnsan hakları savunucusuyum diyorsan şunu söylemelisin. Sayın valim beni aramışsınız da böyle bir iddia varsa bunu önce siz soruşturun. Mağduriyete sebep verilmemesi için böyle demesi gerekirken tüm avukatları toplayın, böyle bir yolsuzluk yoktur diye imzalarını alın gönderin diyor. Bu sadece bana söylenmedi. Oradaki bir sürü avukat vardı. O avukatların huzurunda söylendi bu. Tabiî ki o avukatlar gelip ifade verir mi? Bilemem."
Etiketler:
cemaat,
darbe,
fethullah gülen,
haber,
istanbul
Gülen hakkında resen yakalama kararı çıkartıldı
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığ'ınca, Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fethullah Gülen hakkında resen yakalama kararı çıkartıldı.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığından yapılan açıklamada, "Cumhuriyet Başsavcılığımızca FETÖ/PDY'ye finans sağlama ve terör örgütü üyeliği suçları ile ilgili yürütülen soruşturma kapsamında Selahattin Eyyubi Üniversitesi'ne ait tüm yerleşkeleri ile üniversitenin bağlı bulunduğu İhtiyat Eğitim Kültür ve Sağlık Vakfı'nın merkezi ile tüm birimlerinde arama el koyma ve dijital inceleme işlemleri yapılmasına karar verilmiştir.
cnntürk'ün haberine göre; Ayrıca, Cumhuriyet Başsavcılığımızca FETÖ/PDY'ye yönelik 'darbeye teşebbüs' suçundan yürütülen soruşturma kapsamında şüpheli Fethullah Gülen hakkından resen yakama kararı çıkartılmıştır" denildi.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığından yapılan açıklamada, "Cumhuriyet Başsavcılığımızca FETÖ/PDY'ye finans sağlama ve terör örgütü üyeliği suçları ile ilgili yürütülen soruşturma kapsamında Selahattin Eyyubi Üniversitesi'ne ait tüm yerleşkeleri ile üniversitenin bağlı bulunduğu İhtiyat Eğitim Kültür ve Sağlık Vakfı'nın merkezi ile tüm birimlerinde arama el koyma ve dijital inceleme işlemleri yapılmasına karar verilmiştir.
cnntürk'ün haberine göre; Ayrıca, Cumhuriyet Başsavcılığımızca FETÖ/PDY'ye yönelik 'darbeye teşebbüs' suçundan yürütülen soruşturma kapsamında şüpheli Fethullah Gülen hakkından resen yakama kararı çıkartılmıştır" denildi.
FETÖ'cü Harbiyelilere öptürdükleri Gülen'in eli
Gizli bir odası ortaya çıkarılan FETÖ'ye ait İzmir'deki okulda Fethullah Gülen'in elinin alçıdan bir modeli de bulundu. Okuldan yetişen Harp Okulu mezunlarının örgüte bağlılık yemini ettiği belirtilen bu gizli odada, daha sonra Gülen'in alçıdan elini öpüp başlarına koydukları öne sürüldü.
Duvardaki alçıdan yapılan el modelini "Gülen'in eli" diye öpüp alınlarına koyuyorlardı. İddiaya göre bu, İzmir'de FETÖ'ye ait olduğu gerekçesiyle el konulan ve gizli bir bölmesi ortaya çıkartılan okulda gerçekleşiyordu.
İzmir’de gizli bir odası ortaya çıkartılan FETÖ’ye ait olduğu gerekçesiyle el konulan eski Yamanlar İlkokulu ve Ortaokulu binasında, bulunan alçıdan elin sırrı dudak uçuklatacak cinsten. İddiaya göre, Fethullah Gülen’in elinin modeli alınarak yapılan alçıdan eli, örgüt üyeleri “Gülen’in eli” diye öpüp başlarına koyuyordu.
Yamanlar Koleji’nde yetişen “seçilmiş öğrencilerin”, Harp Okullarından mezun olmalarının ardından kolejdeki bu odada “Gülen’e bağlılık yemini” ettikleri ve “himmet sözü” verdikleri ileri sürüldü. Örgüt üyeleri daha sonra da “Gülen’in eli” diye bu alçıdan yapılan el modelini öpüp alnına koyuyordu.
Gizli odada Deniz Kuvvetleri’ne ait olduğu sanılan tören kılıçları bulunmuştu.
İnceleme yapanlarca, tavanındaki işlemeleri Sultan Süleyman'ın mührü ile Siyon yıldızına benzetilen odadaki oturma düzeninin de mason localarını andırdığı belirtildi.
El konulan okul binasında başka gizli bölmeler olabileceği şüphesiyle incelemeler devam ediyor. cnntürk
Duvardaki alçıdan yapılan el modelini "Gülen'in eli" diye öpüp alınlarına koyuyorlardı. İddiaya göre bu, İzmir'de FETÖ'ye ait olduğu gerekçesiyle el konulan ve gizli bir bölmesi ortaya çıkartılan okulda gerçekleşiyordu.
İzmir’de gizli bir odası ortaya çıkartılan FETÖ’ye ait olduğu gerekçesiyle el konulan eski Yamanlar İlkokulu ve Ortaokulu binasında, bulunan alçıdan elin sırrı dudak uçuklatacak cinsten. İddiaya göre, Fethullah Gülen’in elinin modeli alınarak yapılan alçıdan eli, örgüt üyeleri “Gülen’in eli” diye öpüp başlarına koyuyordu.
Yamanlar Koleji’nde yetişen “seçilmiş öğrencilerin”, Harp Okullarından mezun olmalarının ardından kolejdeki bu odada “Gülen’e bağlılık yemini” ettikleri ve “himmet sözü” verdikleri ileri sürüldü. Örgüt üyeleri daha sonra da “Gülen’in eli” diye bu alçıdan yapılan el modelini öpüp alnına koyuyordu.
Gizli odada Deniz Kuvvetleri’ne ait olduğu sanılan tören kılıçları bulunmuştu.
İnceleme yapanlarca, tavanındaki işlemeleri Sultan Süleyman'ın mührü ile Siyon yıldızına benzetilen odadaki oturma düzeninin de mason localarını andırdığı belirtildi.
El konulan okul binasında başka gizli bölmeler olabileceği şüphesiyle incelemeler devam ediyor. cnntürk
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)