Kredi ve Yurtlar Kurumu (KYK) burs başvurusu tarihi tam net değilken, KYK yurt başvurusu E-Devlet sitesinden yapılmaktadır. Sonuçların ve tercihlerin açıklamasından sonra öğrencilerin en çok beklediği KYK burs, yurt ve öğrenim kredisine dair haberler... Kredi ve Yurtlar Kurumu, kendi sitesinden kapatılan eğitim kurumlarındaki öğrencilerin aldığı burs ve öğrenim kredisi üzerine bir açıklama yaptı.
2016 KYK burs, öğrenim kredisi başvuru tarihleri net değilken, yurt başvuruları süresi başlamıştır. . ÖSYM/LYS tercih sonuçları açıklandıktan sonra gözler KYK'ya çevrilmiş durumda. LYS tercih sonuçlarının ardından öğrenciler, üniversite seçimin ardından kurum başvuruları kabul etmeye başlayacak. Kredi ve Yurtlar Kurumu burs alanında oldukça hassas davranıyor. Öğrencilerin ekonomik durumları baz alınarak burs ve kredi verilmektedir.
Kapatılan okullardaki öğrencilerim durumları
Kredi ve Yurlar Kurumu'nun sitesinden bir ilan yayımlandı. Buna göre "kanun hükmünde kararname" ile kapatılan eğitim kurumlarında yer alan öğrencilerin bursları iptal edilmiştir. Tekrardan dilekçe verilerek değerlendirme altına alınacaktır.
Yurtlara başvuru hakkı
ÖSYM'de herhangi bir üniversiteye giren öğrencinin hazırlık sınıfı, birinci sınıf dahili içerisinde başvuru hakkına sahiptir. Bu yurt başvuruları, kurumun kendi sitesinden yapılmaktadır.
Yurtta kalmayı hak kazanan öğrenciler, yüksek lisans veya özel yetenek sınavı sonrasında dilekçe vererek, yurtta kalma hakkına sahip olabilir. Dilekçeyi inceleyen kurum, onayladığında kaldığı yurtta veya başka bir yurtta kalabilir.
Bursa dair genel açıklama
Üniversitesi öğrencisi burs alırken, "öğrenci katkı payı"nı kuruma vermez. Katkı payını, öğrencinin yerine devlet karşılamaktadır. Bu durum 2012 yılından beri devam etmektedir. Resmi Gazete'de yayımlandıktan sonra işleme girmiştir.
Türkiye'deki üniversitelerde burs sistemi
Burs verilme durumu iki şekilde olmaktadır. Öğrenim gören Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı kendi alanında başarılı olduğunda burs verilir; TC vatandaşı olup üniversiteye giden ama "ihtiyaç" içinde olan öğrenciye burs verilmektedir.
Kimler burslardan yararlanabilir?
Kurumun en çok hassas olduğu alanlardan biri olarak kimlere burs veriliyor:
- Herhangi bir üniversitede "ön lisans" öğrencisi olana
- Bir üniversitede "lisans" öğrencisine
- Açık Öğretimde okuyan "önceliğe sahip olan öğrenciler"e. Önceliğe sahip olanlar: Şehit çocuğu veya kardeşi, gazi çocuğuna, anne ve babası ölü olanlara.
- İki yıllık bir üniversiteyi bitirdikten sonra, dört yıllık üniversiteye geçenlere.
- Öğrenci, yüksek lisans yapıyorsa veya doktora öğrencisiyse. (Dikkat edilmesi gereken husus: hazırlık sınıfında okuyan öğrencilere burs verilmemektedir.)
- ÖSYM'nin yaptığı sınavda ilk 100'e giren öğrencilere otomatik olarak verilmesi
- Öğrenci şayet "amatör milli sporcu" belgesine sahipse
Bu maddeleri karşılayanlara kurum tarafından burs verilmektedir.
Kimler burslardan yararlanamaz
- Kurumdan önceden burs alanlar öğrenim kredisi alan öğrencilere
- Öğrenciyken, öğretim yılına bir yıl ara verenlere
- Yabancı uyruklu öğrencilere (farklı bir kurum tarafından karşılanabilme durumuna sahipler)
- Polis akademisinde okuyan öğrencilere ve askeri okulda okuyan öğrencilere
- Normal eğitim süresi haricindeki süreçte olan öğrencilere
- Yüksek lisans veya mastır alanında "hazırlık sınıfı"nda okuyan öğrencilere
- Dilekçede "yalan" beyanda bulunan öğrencilere (Kurumun en çok dikkat ettiği bölüm)
- Burs alabilme konusunda yeterli sebeplere sahip olmayan öğrencilere
Öğrenim kredisi dair genel bilgi
Öğrenim kredisini alan öğrencinin kredi durumunu Türkiye İstatistik Kurumu Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksindeki artışlar belirler ve ona göre kredi hakkına sahip olur.
Öğrenim kredisi alabilen öğrenciler:
- Bursta olduğu gibi önlisan ve lisans ve açık öğretimde okuyan öğrenciler
- İki yıllıktan dört yıllığa ara vermeksizin geçen öğrencilere
- Yüksek lisans veya master yapan öğrencilere
öğrenim kredisi verilmektedir.
Öğrenim kredisi alamayan öğrenciler:
- Üniversitesi ile ilişkisi biten veya kesilen öğrenci veya mezunlar
- Ek süre zarfında öğrenim süresi uzayan öğrenciler
- Öğrencinin sağlık sebebi haricindeki öğrenimine ara veren öğrencilere
- Bursta olduğu gibi önceden burs veya öğrenim kredisi alan öğrencilere
- Yabancı uyruklu olan öğrencilere
- Kuruma ait yurtlarda süresiz çıkarma cezası alan öğrencilere
- Türkiye'de "kesin hükmü" bulunan öğrencilere
öğrenim kredisi verilmemektedir.
16 Ağustos 2016 Salı
Zaman'ın başyazarı Ali Ünal tutuklandı
Uşak'ta, Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan, Zaman gazetesi başyazarı Ali Ünal'ın da aralarında bulunduğu 4 kişi tutuklandı.
Uşak İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri, FETÖ'ye üye olmak ve yardım suçlarından aranan şüphelilere yönelik geçen 14 Ağustos'ta, eş zamanlı operasyon düzenlendi. Operasyonun Eşme ilçesi ayağında, aranan şüpheliler arasındaki Zaman Gazetesi başyazarı Ali Ünal, gözaltına alındı.
Ünal yoğun güvenlik önlemleri altında Uşak'a getirildi. Operasyonun Uşak ayağında ise mühedis ve avukatların aralarında bulunduğu 3 kişi daha gözaltına alındı. Dört şüpheli polisteki işlemlerinin ardından dün sevk edildikleri adliyede tutuklandı. cnntürk
Uşak İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri, FETÖ'ye üye olmak ve yardım suçlarından aranan şüphelilere yönelik geçen 14 Ağustos'ta, eş zamanlı operasyon düzenlendi. Operasyonun Eşme ilçesi ayağında, aranan şüpheliler arasındaki Zaman Gazetesi başyazarı Ali Ünal, gözaltına alındı.
Ünal yoğun güvenlik önlemleri altında Uşak'a getirildi. Operasyonun Uşak ayağında ise mühedis ve avukatların aralarında bulunduğu 3 kişi daha gözaltına alındı. Dört şüpheli polisteki işlemlerinin ardından dün sevk edildikleri adliyede tutuklandı. cnntürk
Etiketler:
cemaat,
darbe,
fethullah gülen,
haber
Gülen için istenen ceza belli oldu
Uşak Cumhuriyet Başsavcılığınca, FETÖ/PDY'nin finans ayağına yönelik yürütülen soruşturma kapsamında hazırlanan iddianamede, örgütün 15 Temmuz'daki darbe girişimine de yer verildi. FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in "bir numaralı sanık" olarak gösterildiği iddianamede, Gülen için 2 kez ağırlaştırılmış müebbet ile bin 900 yıl hapis cezası, 2 milyon 210 bin günü kapsayan adli para cezası talep edildi.
Uşak Cumhuriyet Başsavcılığınca Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) finans ayağına yönelik yaklaşık bir yıldır süren soruşturma kapsamında hazırlanan iddianamede, FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişimine yer verildi.
Başsavcılığın Eylül 2015'te başlattığı ve 13'ü tutuklu 111 sanık hakkında yürüttüğü FETÖ/PDY'ye yönelik soruşturma kapsamında hazırlanan 2 bin 527 sayfalık iddianame, Uşak 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.
FETÖ'nün elebaşı Fetullah Gülen için "Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek", "Silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek", "Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek", "Dini inanç ve duyguların istismarı suretiyle nitelikli dolandırıcılık" ve "Terörizmin finansmanı" suçlamasının yer aldığı iddianamede, Gülen hakkında diğer sanıkların işlediği suçların ceza miktarlarının da eklenmesiyle 2 kez ağırlaştırılmış müebbet ile bin 900 yıl hapis cezası, 2 milyon 210 bin günü kapsayan adli para cezası talep edildi.
Darbe girişimi görselleri iddianameye girdi
İddianamede, örgütün 15 Temmuz'daki darbe girişimine de yer verildi. "FETÖ/PDY'nin hükümete karşı darbe girişimleri ve cebir şiddet eylemleri" başlığı altındaki bölümde, 17-25 Aralık süreci, MİT tırları soruşturması, 15 Temmuz darbe girişimine atıfta bulunularak FETÖ'nün asıl amacının yargı, emniyet ve TSK içinde yapılanarak "Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanına suikast planlamak, TBMM'yi ortadan kaldırmak, Türkiye Cumhuriyeti hükumetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs" olduğu vurgulandı. cnntürk
Özgür Gündem gazetesi kapatıldı
Özgür Gündem gazetesi, terör örgütü PKK'nın propagandasını yaptığı gerekçesiyle, İstanbul 8. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından kapatıldı.
İstanbul 8. Sulh Ceza Hakimliği, "terör örgütü PKK propagandası yapıldığı ve örgütün yayın organı gibi hareket edildiği" iddiasına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında Özgür Gündem gazetesinin geçici olarak kapatılmasına karar verdi.
'Kurtlar Vadisi darbeyi önceden biliyordu' iddiası
Kurtlar Vadisi dizisinin yapım şirketi Pana Film, "Kurtlar Vadisi Darbe" isimli filmin çekileceğini duyurdu. Yapım şirketinin filmin "kurtlarvadisidarbe.com" alan adlı internet adresini 15 Temmuz darbe girişiminden yaklaşık 2 ay önce 18 Mayıs tarihinde satın aldığı iddia edildi. Pana Film'den konuyla ilgili herhangi bir açıklama gelmedi.
'Kurtlar Vadisi'nin yapımcısı Pana Film 15 Temmuz darbe girişimini önceden biliyor muydu? Sosyal medyada tartışma konusu olan iddia şirketin darbenin filmini çekeceğini duyurmasıyla ortaya atıldı.
Kafaları karıştıran iddiaya göre Pana Film 'kurtlarvadisidarbe.com" alan adlı internet adresini darbeden iki ay önce 18 Mayıs'ta satın aldı. Alan adını satın alan kişinin Pana Film yöneticisi Murat Özyer olduğu öne sürüldü.
'Kurtlar Vadisi'nin yapımcısı Pana Film 15 Temmuz darbe girişimini önceden biliyor muydu? Sosyal medyada tartışma konusu olan iddia şirketin darbenin filmini çekeceğini duyurmasıyla ortaya atıldı.
Kafaları karıştıran iddiaya göre Pana Film 'kurtlarvadisidarbe.com" alan adlı internet adresini darbeden iki ay önce 18 Mayıs'ta satın aldı. Alan adını satın alan kişinin Pana Film yöneticisi Murat Özyer olduğu öne sürüldü.
FETÖ’den "30 bin lira maaş" tuzağı
Terör örgütü FETÖ’nün, kamu kurum ve kuruluşlarında kritik yerleri ele geçirmek için uyguladığı ilginç taktikler ortaya çıktı. FETÖ, kazanamadığı ve örgüt için engel gördüğü kamu personelini ise “30 bin lira maaş” gibi cazip tekliflerle özel sektöre davet ettirerek uzaklaştırmaya çalışmış
Terör örgütü'nün FETÖ'nün kendi mensuplarını kilit noktalara getirmek için uyguladığı taktiklerin haddi hesabı yok. Türk Silahlı Kuvvetleri başta olmak üzere, kamu kurum ve kuruluşlarında kritik yerleri nasıl ele geçirdiği konusunda uyguladığı ilginç taktikler ortaya çıktı. Kazanamadığı bürokratı özel sektöre davet ettirme tuzağına başvuran FETÖ, kamuda yüksek lisans için 2 yıllığına görevli olarak ABD ve Avrupa ülkelerine gönderilen bürokratlar önce oradaki FETÖ'cü diğer bürokratlarla markaja almış.
İKNA OLMAZSA AÇIĞI ARANIR
FETÖ, kendisine yanaşmayan veya ikna olmayan bürokratların ayağının kaydırılması yöntemi devreye sokmuş. Bunun gibi yüksek lisans için 5 yıl önce gittiği ABD'de FETÖ unsurlarını yakından tanıyan, ancak çalıştığı bakanlıkta onlarla işbirliği yapmayan bir bürokratın başına da benzer oyun oynanmak istendi. ABD'deki FETÖ'cü kişiler bürokratı kendilerinden olmaya ikna etmeye çalıştı. Ancak bu bürokrat, namaz kıldıklarını dahi bir başka Müslüman kişiden gizlemelerinden şüphe duydu. Bu durumdan rahatsız olduğunu dile getirdi. Yurt dışındaki FETÖ'cülerin saflarına katamadığı bu personelden kurtulmak için bu sefer Ankara'da operasyon çekme süreci başlatıldı. Herhangi bir açığını bulamadıkları bu bürokratla ilgili son çareyi ise özel sektöre davet ettirmekte buldular.
ÜST DÜZEY YÖNETCİLİK TEKLİFİ
Türkiye'de faaliyetleri ile göz dolduran ancak üst düzey yöneticilerinin FETÖ ile irtibatlı olduğu belirlenen dev bir holdingden 3-4 yıl kadar önce bu bürokrata ciddi bir teklif gitti. Aylık 30 bin lira maaş ve çocuğunun eğitim masraflarının da şirket tarafından üstlenilmesi gibi imkanların sunulduğu teklifle karşılaşan bürokratı, bakanlıktaki FETÖ'cü unsurlar da 'Abi bu teklif kaçırılmaz' sözleriyle ikna etmeye çalıştı. Uzun bir süre, 'devlette kalıp yükselmekle, kazancının çok üstünde bir teklif' arasında kalan bürokratı son dakikada aynı bakanlıkta üst düzey yöneticilik yapan amiri ikna etti.
KENDİ ELEMANINI YERLEŞTİRİYOR
FETÖ'nün hedefindeki bürokrat, arkadaşı'nın “Seni bir yıl çalıştırıp işten çıkardığında yeniden buraya dönemezsin. Böylece bakanlıktaki pozisyonunu bir başkasına vermelerinin önünü açmış olursun" sözleriyle ikna olup bakanlıkta kalmayı tercih etti. Arkadaşını ikna eden bakanlığın üst düzey yönetici, bakanlıktaki belli noktalara FETÖ'cü olduğu bilinen kişilerin isimlerinin sürükli teklif edilmesinden huzursuz olunca durumdan şüphelendi ve arkadaşını yerini koruması gerektiği konusunda ikna etti.
Teklif eden CEO sıkıntılı çıkınca gitti
FETÖ'nün İstanbul merkezli ünlü şirketin üst düzey yöneticisi aracılığıyla yaptığı 30 bin liralık maaş teklifinin üzerinden yaklaşık 3,5 yıl geçti. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından geçtiğimiz günlerde o şirketin CEO'su ve yardımcısı da gözaltına alındı. Sorgulandıktan sonra serbest bırakılan iki üst düzey yönetici, çalıştıkları holdinge geri döndü. Ancak piyasada itibarlarını kaybetmemeleri için tüm hakları verilerek kendilerinin istifa etmeleri sağlanarak görevlerinden ayrılmalarının yolu açıldı. (Kaynak:hürriyet.com.tr)
Terör örgütü'nün FETÖ'nün kendi mensuplarını kilit noktalara getirmek için uyguladığı taktiklerin haddi hesabı yok. Türk Silahlı Kuvvetleri başta olmak üzere, kamu kurum ve kuruluşlarında kritik yerleri nasıl ele geçirdiği konusunda uyguladığı ilginç taktikler ortaya çıktı. Kazanamadığı bürokratı özel sektöre davet ettirme tuzağına başvuran FETÖ, kamuda yüksek lisans için 2 yıllığına görevli olarak ABD ve Avrupa ülkelerine gönderilen bürokratlar önce oradaki FETÖ'cü diğer bürokratlarla markaja almış.
İKNA OLMAZSA AÇIĞI ARANIR
FETÖ, kendisine yanaşmayan veya ikna olmayan bürokratların ayağının kaydırılması yöntemi devreye sokmuş. Bunun gibi yüksek lisans için 5 yıl önce gittiği ABD'de FETÖ unsurlarını yakından tanıyan, ancak çalıştığı bakanlıkta onlarla işbirliği yapmayan bir bürokratın başına da benzer oyun oynanmak istendi. ABD'deki FETÖ'cü kişiler bürokratı kendilerinden olmaya ikna etmeye çalıştı. Ancak bu bürokrat, namaz kıldıklarını dahi bir başka Müslüman kişiden gizlemelerinden şüphe duydu. Bu durumdan rahatsız olduğunu dile getirdi. Yurt dışındaki FETÖ'cülerin saflarına katamadığı bu personelden kurtulmak için bu sefer Ankara'da operasyon çekme süreci başlatıldı. Herhangi bir açığını bulamadıkları bu bürokratla ilgili son çareyi ise özel sektöre davet ettirmekte buldular.
ÜST DÜZEY YÖNETCİLİK TEKLİFİ
Türkiye'de faaliyetleri ile göz dolduran ancak üst düzey yöneticilerinin FETÖ ile irtibatlı olduğu belirlenen dev bir holdingden 3-4 yıl kadar önce bu bürokrata ciddi bir teklif gitti. Aylık 30 bin lira maaş ve çocuğunun eğitim masraflarının da şirket tarafından üstlenilmesi gibi imkanların sunulduğu teklifle karşılaşan bürokratı, bakanlıktaki FETÖ'cü unsurlar da 'Abi bu teklif kaçırılmaz' sözleriyle ikna etmeye çalıştı. Uzun bir süre, 'devlette kalıp yükselmekle, kazancının çok üstünde bir teklif' arasında kalan bürokratı son dakikada aynı bakanlıkta üst düzey yöneticilik yapan amiri ikna etti.
KENDİ ELEMANINI YERLEŞTİRİYOR
FETÖ'nün hedefindeki bürokrat, arkadaşı'nın “Seni bir yıl çalıştırıp işten çıkardığında yeniden buraya dönemezsin. Böylece bakanlıktaki pozisyonunu bir başkasına vermelerinin önünü açmış olursun" sözleriyle ikna olup bakanlıkta kalmayı tercih etti. Arkadaşını ikna eden bakanlığın üst düzey yönetici, bakanlıktaki belli noktalara FETÖ'cü olduğu bilinen kişilerin isimlerinin sürükli teklif edilmesinden huzursuz olunca durumdan şüphelendi ve arkadaşını yerini koruması gerektiği konusunda ikna etti.
Teklif eden CEO sıkıntılı çıkınca gitti
FETÖ'nün İstanbul merkezli ünlü şirketin üst düzey yöneticisi aracılığıyla yaptığı 30 bin liralık maaş teklifinin üzerinden yaklaşık 3,5 yıl geçti. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından geçtiğimiz günlerde o şirketin CEO'su ve yardımcısı da gözaltına alındı. Sorgulandıktan sonra serbest bırakılan iki üst düzey yönetici, çalıştıkları holdinge geri döndü. Ancak piyasada itibarlarını kaybetmemeleri için tüm hakları verilerek kendilerinin istifa etmeleri sağlanarak görevlerinden ayrılmalarının yolu açıldı. (Kaynak:hürriyet.com.tr)
15 Ağustos 2016 Pazartesi
Cinsel istismarda 15 yaş iptali
Anayasa Mahkemesi Başkanlığı'ndan yapılan açıklamada, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK), çocuğun cinsel yönden istismarına ilişkin cezaları düzenleyen 103. maddesinin birinci fıkrasındaki "15 yaşını tamamlamamış her çocuğa karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranışın cinsel istismar sayılacağı"na ilişkin hükmün iptaline ilişkin kararın, kategorik olarak 15 yaşından küçük çocuklara karşı işlenen cinsel istismar fiillerinin suç olmaktan çıkarılmasını ima dahi etmediği vurgulandı.
Anayasa Mahkemesi Başkanlığından yapılan açıklamada, bazı dış basın yayın organlarında Anayasa Mahkemesinin 26 Mayıs 2016 tarihli kararının çarpıtılmak suretiyle maksatlı haberlerin yapıldığı ve bunlar üzerinden Türkiye'nin karalanmak istendiği görüldüğünden açıklama yapılmasına gerek duyulduğu belirtildi.
İleri sürüldüğünün aksine anılan kararla 15 yaşından küçük çocuklara karşı işlenen cinsel istismar fiillerinin suç olmaktan çıkarılmadığı, TCK'nın 103. maddesinin (1) numaralı fıkrasında cezanın alt sınırı belirlenirken, somut olayın özelliklerine göre ihtiyaç duyulabilecek kademelendirmeye imkan tanınmamış olunmasının, "orantılılık ilkesi"ne aykırı bulunduğu hatırlatıldı.
"Söz konusu ceza hükmü halen yürürlüktedir"
Açıklamada, kuralın teknik, hukuki nedenlere dayanılarak iptal edildiği kaydedilerek, şöyle denildi: "Buna göre, Anayasa Mahkemesinin iptal kararı, kategorik olarak 15 yaşından küçük çocuklara karşı işlenen cinsel istismar fiillerinin suç olmaktan çıkarılmasını ima dahi etmemektedir. Nitekim iptal sonucu yasal boşluk doğmaması, böylelikle yeni düzenleme yapılıncaya kadar çocuklara yönelik cinsel istismar eylemlerinin suç olmaktan çıkıp cezasız kalmaması, yasama organına gerekçede belirtilen çerçevede yeni düzenleme yapma imkanı tanınması için iptal hükmünün Resmi Gazete'de yayımlanmasından 6 ay sonra yürürlüğe girmesine karar verilmiştir. Bu süre 13 Temmuz 2016 tarihinden itibaren işlemeye başlamıştır. Dolayısıyla yapılan tüm spekülasyonların aksine söz konusu ceza hükmü halen yürürlüktedir ve 15 yaşından küçük çocuklara karşı işlenen cinsel istismar fiilleri, Türk hukukunda suç olmaya devam etmektedir. Yasama organının belirlenen sürede iptal kararında belirtilen teknik hukuki sorunları karşılayacak yeni bir düzenleme yapma imkanı bulunmaktadır."
Anayasa Mahkemesi, TCK'nın 103. maddesinin birinci fıkrasındaki "15 yaşını tamamlamamış her çocuğa karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranışın cinsel istismar sayılacağı"na ilişkin hükmünü iptal etmişti. 6'ya karşı 7 üyenin oyu ile alınan iptal kararının 6 ay sonra yürürlüğe girmesine karar verilmişti.
Gerekçede, itiraz konusu kuralın, "bazı durumlarda somut olayın özellikleriyle bağdaşmayacak ve suçla yaptırım arasında bulunması gereken adil dengeyi ortadan kaldıracak ölçüde ağır cezaların verilmesi sonucunu ortaya çıkarabilecek bir niteliğe sahip olduğu" belirtilmişti. (cnntürk.com)
Anayasa Mahkemesi Başkanlığından yapılan açıklamada, bazı dış basın yayın organlarında Anayasa Mahkemesinin 26 Mayıs 2016 tarihli kararının çarpıtılmak suretiyle maksatlı haberlerin yapıldığı ve bunlar üzerinden Türkiye'nin karalanmak istendiği görüldüğünden açıklama yapılmasına gerek duyulduğu belirtildi.
İleri sürüldüğünün aksine anılan kararla 15 yaşından küçük çocuklara karşı işlenen cinsel istismar fiillerinin suç olmaktan çıkarılmadığı, TCK'nın 103. maddesinin (1) numaralı fıkrasında cezanın alt sınırı belirlenirken, somut olayın özelliklerine göre ihtiyaç duyulabilecek kademelendirmeye imkan tanınmamış olunmasının, "orantılılık ilkesi"ne aykırı bulunduğu hatırlatıldı.
"Söz konusu ceza hükmü halen yürürlüktedir"
Açıklamada, kuralın teknik, hukuki nedenlere dayanılarak iptal edildiği kaydedilerek, şöyle denildi: "Buna göre, Anayasa Mahkemesinin iptal kararı, kategorik olarak 15 yaşından küçük çocuklara karşı işlenen cinsel istismar fiillerinin suç olmaktan çıkarılmasını ima dahi etmemektedir. Nitekim iptal sonucu yasal boşluk doğmaması, böylelikle yeni düzenleme yapılıncaya kadar çocuklara yönelik cinsel istismar eylemlerinin suç olmaktan çıkıp cezasız kalmaması, yasama organına gerekçede belirtilen çerçevede yeni düzenleme yapma imkanı tanınması için iptal hükmünün Resmi Gazete'de yayımlanmasından 6 ay sonra yürürlüğe girmesine karar verilmiştir. Bu süre 13 Temmuz 2016 tarihinden itibaren işlemeye başlamıştır. Dolayısıyla yapılan tüm spekülasyonların aksine söz konusu ceza hükmü halen yürürlüktedir ve 15 yaşından küçük çocuklara karşı işlenen cinsel istismar fiilleri, Türk hukukunda suç olmaya devam etmektedir. Yasama organının belirlenen sürede iptal kararında belirtilen teknik hukuki sorunları karşılayacak yeni bir düzenleme yapma imkanı bulunmaktadır."
Anayasa Mahkemesi, TCK'nın 103. maddesinin birinci fıkrasındaki "15 yaşını tamamlamamış her çocuğa karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranışın cinsel istismar sayılacağı"na ilişkin hükmünü iptal etmişti. 6'ya karşı 7 üyenin oyu ile alınan iptal kararının 6 ay sonra yürürlüğe girmesine karar verilmişti.
Gerekçede, itiraz konusu kuralın, "bazı durumlarda somut olayın özellikleriyle bağdaşmayacak ve suçla yaptırım arasında bulunması gereken adil dengeyi ortadan kaldıracak ölçüde ağır cezaların verilmesi sonucunu ortaya çıkarabilecek bir niteliğe sahip olduğu" belirtilmişti. (cnntürk.com)
FETÖ'nün imamı konuştu: Hedef Erdoğan'ı öldürmekti
17- 25 Aralık'tan sonra FETÖ itirafçısı olan Eski FETÖ İmamı Hüseyin Sarıçiçek önemli açıklamalarda bulundu. FETÖ'nün asıl amacının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı öldürmek olduğunu söyledi.
Hüseyin Sarıçiçek'in Sabah gazetesinden Emirhan Ergen'e yaptığı açıklamalar şöyle:
Ameliyat masasında kalacaktı
"7 Şubat MİT krizinin yaşandığı gündü. Gülen'e en yakın 6 kişilik çok gizli heyette bulunan Ege Bölge İmamı Necdet İçel beni aradı, otogardan bir albayı alıp Torbalı'daki çiftliğine götürmemi istedi. Ben de o albayı alarak İçel'in Torbalı'daki çiftliğine götürdüm. Bu arada Necdet İçel'in bağırarak bahçeye fırladığını ve yanında bulunan 4. sınıf bir emniyet müdürüne saldırdığını gördüm. İçel, 'Ameliyata nasıl girmez? Allah kahretsin nereden uyandı bu adam? Nasıl ölmez' diye bağırıyordu. Ardından o dönemde başbakan olan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İstanbul'da gireceği bir ameliyattan son anda vazgeçtiğini öğrendim. Bunun üzerine örgütün o gün Erdoğan'ı ameliyat masasında öldüreceklerini anladım. Zaten Necdet İçel 7 Şubat ve 17-25 Aralık'tan hemen önce Amerika'ya gidip gelmişti.
Örgüt askeri liseler ve harp okullarındaki öğrencilere çok önem veriyordu. Bu öğrenciler, 'Fetullah Gülen'in dualarında bir numaradasınız' denilerek, manevi yönden tatmin ediliyorlardı. Bu öğrencilere ilk olarak kendisini nasıl gizleyeceğini, gözle nasıl namaz kılacağını öğretirdik.
Yolsuzluğu görünce tehdit edildi
FETÖ imamları milletten topladıkları himmet paralarında da yolsuzluk yapıyordu. Ben de, bazı polis imamlarının yolsuzluklarını fark ettim. Bunun üzerine Hrant Dink soruşturmasında Ogün Samast'ı sorgulayan savcı Fatih Genç, beni bir cinayet davası ile ilişkilendirerek 'Polis imamlarıyla uğraşma' diye tehdit etti. Ben de mecburen kabul ettim. Zaten Genç de FETÖ soruşturması kapsamında tutuklandı.
En tehlikeli birim: İKK timleri
"FETÖ'nün en tehlikeli birimi, istihbarata karşı koymak için kurulan İKK timleridir. Bu birimde olanlar genellikle saçlarını uzatır ve küpe takarak kamufle olur. Üniversitelerin genellikle güzel sanatlar fakültesini kendilerine üs olarak belirlerler. Kaset, şantaj, kumpas işlerini çok profesyonelce gerçekleştirirler.
Bendeki delilleri Cumhuriyet Başsavcı Vekili Okan Bato'ta teslim ettikten sonra bir çok tehdit telefonu aldım. Evim FETÖ polisleri tarafından 2 kez basıldı.
Darbe girişimin ardından tutuklanan Genelkurmay Başkanlığı İstihbarat Daire Başkanı Korgeneral Mustafa Özsoy, TSK içindeki en tehlikeli isimlerden biriydi. Özsoy, sık sık Ege Bölge İmamı Necdet İçel ile bir araya gelirdi.
Gülen'den ‘Hicret' talimatı
MİT’in deşifre ettiği kriptolu yazışmalara göre Fetullah Gülen’in, örgütü tekrar toplamak için talimat verdiği ortaya çıktı. Fetullah Gülen’in örgüt mensuplarına, “Yurtdışında ‘Hizmet diyasporası’ çatısı altında birleşin, Hizmet hareketini bulunduğunuz ülkeden yürütün. Türkiye’deki ailenizi de yanınıza alın, firar ve kaçma kelimelerini kullanmayın, yerine ‘Hicret ettik’ deyin” talimatları gönderdiği tespit edildi.
Hürriyet'ten Fevzi Kızılkoyun'un haberine göre Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) lideri Fetullah Gülen’in darbe girişiminden sonra dağılma sürecine giren, moral çöküntüsü yaşayan örgütü tekrar toparlamak için harekete geçtiği bildirildi. FETÖ üyelerinin kullandığı Eagle ve ByLock isimli mesajlaşma uygulamasının şifresini kıran MİT, önemli bilgilere ulaştı. MİT’in rapor ettiği bilgilerde, Gülen’in ‘acil eylem planı’ adı altında örgüt mensuplarına talimatlar gönderdiği kaydedildi. Dört maddelik talimatta, yurtdışına kaçan örgüt üyelerinin neler yapmaları gerektiği anlatılıyor.
Aleyhte faaliyet için
Gülen’in talimatlarda, “Yurtdışına çıkan hizmet ehli olanlar, aileleri ve çocuklarını da yanlarına alsın. Eşleri ve çocukları da en yakın zamanda yurtdışına taşınsın. Yurtdışında ‘Hizmet diasporası’ çatısı altında birleşin, hizmet hareketini bulunduğunuz ülkeden yürütün. Türkiye’deki ailenizi de yanınıza alın, firar ve kaçma kelimelerini kullanmayın, yerine, bunun yerine zulüm ve baskılar nedeniyle ‘hicret ettik’ deyin. Hizmetinizi bulunduğunuz ülkelerde devam ettirin” dediği belirtildi. MİT raporunda Gülen’in talimatında örgüt mensuplarından ‘Hizmet diasporası’ kurarak Türkiye’yi yönetenler aleyhinde faaliyette bulunmalarının istendiği kaydedildi.
Tavsiye edilen ülkeler
Kriptoplu mesajlarda, örgüt mensuplarının hangi ülkelere nasıl geçiş yapacakları konusunda yönlendirme yapıldığı belirtildi. Örgüt mensuplarına, Romanya, Gürcistan, Ukranya ve Kuzey Irak’ın geçiş güzergahı olarak kullanmaları, bu ülkelerde uzun süre kalınmaması, Türkiye ile ilişkileri iyi olan bu ülkelerde yakalanmaları durumunda geri gönderilebilecekleri uyarısı yapıldı. MİT raporunda, Gülen’in örgüt mensuplarına yerleşmeleri tavsiyesinde bulunduğu ülkeler arasında ‘Arnavutluk, Kırgızistan, Makedonya, Bosna-Hersek, Belçika, Hollanda, Almanya, Kanada, Amerika, Güney Afrika ve Mısır’ bulunuyor.
Hürriyet'ten Fevzi Kızılkoyun'un haberine göre Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) lideri Fetullah Gülen’in darbe girişiminden sonra dağılma sürecine giren, moral çöküntüsü yaşayan örgütü tekrar toparlamak için harekete geçtiği bildirildi. FETÖ üyelerinin kullandığı Eagle ve ByLock isimli mesajlaşma uygulamasının şifresini kıran MİT, önemli bilgilere ulaştı. MİT’in rapor ettiği bilgilerde, Gülen’in ‘acil eylem planı’ adı altında örgüt mensuplarına talimatlar gönderdiği kaydedildi. Dört maddelik talimatta, yurtdışına kaçan örgüt üyelerinin neler yapmaları gerektiği anlatılıyor.
Aleyhte faaliyet için
Gülen’in talimatlarda, “Yurtdışına çıkan hizmet ehli olanlar, aileleri ve çocuklarını da yanlarına alsın. Eşleri ve çocukları da en yakın zamanda yurtdışına taşınsın. Yurtdışında ‘Hizmet diasporası’ çatısı altında birleşin, hizmet hareketini bulunduğunuz ülkeden yürütün. Türkiye’deki ailenizi de yanınıza alın, firar ve kaçma kelimelerini kullanmayın, yerine, bunun yerine zulüm ve baskılar nedeniyle ‘hicret ettik’ deyin. Hizmetinizi bulunduğunuz ülkelerde devam ettirin” dediği belirtildi. MİT raporunda Gülen’in talimatında örgüt mensuplarından ‘Hizmet diasporası’ kurarak Türkiye’yi yönetenler aleyhinde faaliyette bulunmalarının istendiği kaydedildi.
Tavsiye edilen ülkeler
Kriptoplu mesajlarda, örgüt mensuplarının hangi ülkelere nasıl geçiş yapacakları konusunda yönlendirme yapıldığı belirtildi. Örgüt mensuplarına, Romanya, Gürcistan, Ukranya ve Kuzey Irak’ın geçiş güzergahı olarak kullanmaları, bu ülkelerde uzun süre kalınmaması, Türkiye ile ilişkileri iyi olan bu ülkelerde yakalanmaları durumunda geri gönderilebilecekleri uyarısı yapıldı. MİT raporunda, Gülen’in örgüt mensuplarına yerleşmeleri tavsiyesinde bulunduğu ülkeler arasında ‘Arnavutluk, Kırgızistan, Makedonya, Bosna-Hersek, Belçika, Hollanda, Almanya, Kanada, Amerika, Güney Afrika ve Mısır’ bulunuyor.
2010 KPSS’sinden 10 bin 151 kişi memuriyetten atılacak
Geçtiğimiz ay tamamı iptal edilen 2010 KPSS'sinde memur olan 150 bin kişiden 10 bin 151'i memuriyetten atılacak. 81 bin 706 kişinin kağıtları incelenirken, atılacaklar arasında MİT mensubu ve 80 kaymakamın olduğu belirtiliyor.
Ankara Cumhuriyet Savcılığı tarafından yürütülen 2010 KPSS soruşturması kapsamında 10 bin 151 kişi, memuriyetten atılacak. Atılacaklar arasında MİT’ten isimler ve 80 kaymakam bulunuyor. Gazete Habertürk’ün haberine göre, ÖSYM Yürütme Kurulu, 2010 KPSS'de kopya çekildiği iddiaları üzerine, 17 Eylül 2010'da toplanarak, Eğitim Bilimleri Testi'nin iptaline karar verdi. Ancak Genel Yetenek ve Genel Kültür sınavları iptal edilmedi. İptal edilen Eğitim Bilimleri Testi'nden 100 ve üzeri soruya doğru cevap veren 3 bin 227 adaydan önemli bölümü, tekrarlanan sınava girmedi. Bu adaylar, Genel Yetenek ve Genel Kültür testlerinden aldıkları puanla memur oldu.
“SORULARIN SIZDIRILMASI SABİT”
Başsavcılık bu sınava ilişkin soruş- turma başlattı. Bu soruşturma devam ederken, bir aday Genel Yetenek ve Genel Kültür sınavlarının iptali için dava açtı. Mahkeme davayı reddetti. Danıştay 12. Dairesi ise ret kararını bozdu. Yeniden yapı- lan yargılamada Ankara 1. İdare Mahkemesi, söz konusu 2 testi de geçen ay iptal etti. Kararda, soruların sınavdan günler öncesinde sızdırıldı- ğının sabit olduğu belirtildi.
150 BİN KİŞİ MEMUR OLDU
827 bin kişinin katıldığı sınavdaki Genel Yetenek ve Genel Kültür sınavları sonuçlarına dayanarak takip eden yıllarda 150 bin kişi memur oldu. Sınavın iptalinin ardından bu kişilerin durumu da tartışılmaya başlandı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın “KPSS'nin tamamının iptali söz konusu değil, hak etmeyenler ayıklanacak” açıklamasının ardından gözler, Ankara Başsavcılı- ğı'nın yürüttüğü soruşturmaya çevrildi. Derinleştirilen soruş- turmayı, 2010 KPSS'nin Eğitim Bilimleri Testi'nde kopya çekildiğini ortaya çıkaran Ankara Cumhuriyet Savcısı Yücel Erkman yürütüyor. Erkman'ın talimatı ile matematikçi ve ölçme değerlendirme uzmanı 7 kişilik akademisyen bilirkişi ekibi, Genel Yetenek ve Genel Kültür sınavlarına giren adayları mercek altına aldı. İlk etapta sınavda 90 ve üzeri net yapan 81 bin 706 kişi tespit edildi. Ardından bilirkişiler, 81 bin 706 kişinin cevap kâğıtlarını ve soru kitapçıklarını inceledi. İncelemede 10 bin 151 kişinin sınav sorularını önceden elde ettiği saptandı.
MEMURİYETTEN ATILACAKLAR
Savcılığın hâlâ değişik kamu kurumlarında çalışan 10 bin 151 kişiyi, Devlet Personel Başkanlığı'na bildireceği öğrenildi. Bu isimlerin bildiriminden sonra kamu ile ilişiklerinin KHK kapsamında kesileceği kaydedildi. Tespit edilen şüpheliler arasında TBMM ve MİT'ten isimler ile 80 kaymakam olduğu öğrenildi. Savcılık kaynakları, “Şüpheli sayısı daha da artabilir” dedi.
Ankara Cumhuriyet Savcılığı tarafından yürütülen 2010 KPSS soruşturması kapsamında 10 bin 151 kişi, memuriyetten atılacak. Atılacaklar arasında MİT’ten isimler ve 80 kaymakam bulunuyor. Gazete Habertürk’ün haberine göre, ÖSYM Yürütme Kurulu, 2010 KPSS'de kopya çekildiği iddiaları üzerine, 17 Eylül 2010'da toplanarak, Eğitim Bilimleri Testi'nin iptaline karar verdi. Ancak Genel Yetenek ve Genel Kültür sınavları iptal edilmedi. İptal edilen Eğitim Bilimleri Testi'nden 100 ve üzeri soruya doğru cevap veren 3 bin 227 adaydan önemli bölümü, tekrarlanan sınava girmedi. Bu adaylar, Genel Yetenek ve Genel Kültür testlerinden aldıkları puanla memur oldu.
“SORULARIN SIZDIRILMASI SABİT”
Başsavcılık bu sınava ilişkin soruş- turma başlattı. Bu soruşturma devam ederken, bir aday Genel Yetenek ve Genel Kültür sınavlarının iptali için dava açtı. Mahkeme davayı reddetti. Danıştay 12. Dairesi ise ret kararını bozdu. Yeniden yapı- lan yargılamada Ankara 1. İdare Mahkemesi, söz konusu 2 testi de geçen ay iptal etti. Kararda, soruların sınavdan günler öncesinde sızdırıldı- ğının sabit olduğu belirtildi.
150 BİN KİŞİ MEMUR OLDU
827 bin kişinin katıldığı sınavdaki Genel Yetenek ve Genel Kültür sınavları sonuçlarına dayanarak takip eden yıllarda 150 bin kişi memur oldu. Sınavın iptalinin ardından bu kişilerin durumu da tartışılmaya başlandı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın “KPSS'nin tamamının iptali söz konusu değil, hak etmeyenler ayıklanacak” açıklamasının ardından gözler, Ankara Başsavcılı- ğı'nın yürüttüğü soruşturmaya çevrildi. Derinleştirilen soruş- turmayı, 2010 KPSS'nin Eğitim Bilimleri Testi'nde kopya çekildiğini ortaya çıkaran Ankara Cumhuriyet Savcısı Yücel Erkman yürütüyor. Erkman'ın talimatı ile matematikçi ve ölçme değerlendirme uzmanı 7 kişilik akademisyen bilirkişi ekibi, Genel Yetenek ve Genel Kültür sınavlarına giren adayları mercek altına aldı. İlk etapta sınavda 90 ve üzeri net yapan 81 bin 706 kişi tespit edildi. Ardından bilirkişiler, 81 bin 706 kişinin cevap kâğıtlarını ve soru kitapçıklarını inceledi. İncelemede 10 bin 151 kişinin sınav sorularını önceden elde ettiği saptandı.
MEMURİYETTEN ATILACAKLAR
Savcılığın hâlâ değişik kamu kurumlarında çalışan 10 bin 151 kişiyi, Devlet Personel Başkanlığı'na bildireceği öğrenildi. Bu isimlerin bildiriminden sonra kamu ile ilişiklerinin KHK kapsamında kesileceği kaydedildi. Tespit edilen şüpheliler arasında TBMM ve MİT'ten isimler ile 80 kaymakam olduğu öğrenildi. Savcılık kaynakları, “Şüpheli sayısı daha da artabilir” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan AK Parti tweeti
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti'nin 15'inci kuruluş yıldönümü nedeniyle Twitter üzerinden de bir kutlama mesajı yayımladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, mesajında, AK Parti'nin kurulduğu günden bu yana Türkiye'nin önünün açılmasına büyük rol oynadığını kaydetti.
Erdoğan, "Kurucu genel başkanı olduğum AK Parti, 14 Ağustos 2001'de aziz milletimizin hak ve adalet arayışının bir sonucu olarak kuruldu. AK Parti, 27 Nisan'dan 15 Temmuz'a kadar birçok badirede milli iradeden taviz vermemiş, Türkiye'nin önünün açılmasında büyük rol oynamıştır" dedi.
AK Parti'nin 15 yılda gerçekleştirdiği büyük projelerle Türkiye'nin çehresini değiştirdiğini belirten Erdoğan, "Kurulduğu günden bu yana insanlık davasının nöbetini tutan, milletimize umut olan AK Parti'nin kadrolarına nice başarılı yıllar diliyorum" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, mesajında, AK Parti'nin kurulduğu günden bu yana Türkiye'nin önünün açılmasına büyük rol oynadığını kaydetti.
Erdoğan, "Kurucu genel başkanı olduğum AK Parti, 14 Ağustos 2001'de aziz milletimizin hak ve adalet arayışının bir sonucu olarak kuruldu. AK Parti, 27 Nisan'dan 15 Temmuz'a kadar birçok badirede milli iradeden taviz vermemiş, Türkiye'nin önünün açılmasında büyük rol oynamıştır" dedi.
AK Parti'nin 15 yılda gerçekleştirdiği büyük projelerle Türkiye'nin çehresini değiştirdiğini belirten Erdoğan, "Kurulduğu günden bu yana insanlık davasının nöbetini tutan, milletimize umut olan AK Parti'nin kadrolarına nice başarılı yıllar diliyorum" ifadelerini kullandı.
14 Ağustos 2016 Pazar
Talep beklentisi kurban fiyatlarını artırdı
Kırmızı et fiyatlarının artması ve bu kurban bayramında talep artışı beklenmesi kurbanlık fiyatlarına büyük zam getirdi. Kızılay geçen seneden bu yıla göre 50 TL zam yaparken Kırmızı Et Üreticileri Birliği yüzde 25 ila 30 arasında zam geleceğini ifade etti.
Bu Kurban Bayramı’nda kurbanlıklara büyük zam geliyor… Kızılay geçen sene 690 TL olarak ilan ettiği yurt içi kurban kesimi fiyatına yüzde 7 zam yaparak 2016 yılında 740 TL’ye çıkardı. Mehmetçik Vakfı ise geçen yıl 700 TL olarak ilan ettiği kurbanlık fiyatını bu yıl 790 TL olarak belirledi. Yurt dışı tarifesi ise 252 dolardan 265 dolara çıktı.
Alınan bilgilere göre bu Kurban Bayramı’nda önceki yıllara göre piyasaya yüzde 20 daha fazla kurban arzı yapılacak. Türkiye Kasaplar Federasyonu Başkanı Fazlı Yalçındağ yaptığı açıklamada, “Ülke olarak büyük bir badire atlattık bu sebepten daha fazla kurban satılacağını düşünüyoruz” açıklamasını yaptı.
Bütün emtia’lara zam geldiğini belirten Yalçındağ, “Yapılan zammın kabul edilebilecek ve kabul edilemeyecek bir tarafı var. Fiyatlar önden açıklanarak piyasa şartlandırılıyor. Tabii ki besleyen de para kazanacak. Anasının ak sütü gibi helaldir. Fakat piyasayı şartlamak için önden fiyat açıklamak doğru değil” ifadelerini kullandı. Yalçındağ fiyat açıklayarak piyasayı yönlendirmeyi ise algı operasyonu olarak değerlendirdi. Yalçındağ vatandaşın vakıf ve dernekler aracılığıyla kurban kesmemesi gerektiğini de ifade ederek, “Hiçbirini ayırmıyorum. Vakıf ve derneklerin nelerle uğraştığını gördük” açıklamasını yaptı.
PİYASA YÜZDE 25-30 ZAM YAPACAK
Türkiye Kırmızı Et Üreticileri Birliği Genel Başkan Yardımcısı Nazif Karabulut, kurbanlık fiyatlarında geçen yıla göre yüzde 25 ile 30 arasında artış olduğunu belirtti. Karabulut, şunları söyledi: Birlik olarak canlı kurbanlık dananın kilogram fiyatını 18 lira olarak belirledik. Düve fiyatını da yine canlı kilogramını 17 lira, ikinci sınıf olarak tabir ettiğimiz ineğin canlı kilogram fiyatını da 15 lira olarak tespit ettik. (Can Mumay / Sözcü)
Bu Kurban Bayramı’nda kurbanlıklara büyük zam geliyor… Kızılay geçen sene 690 TL olarak ilan ettiği yurt içi kurban kesimi fiyatına yüzde 7 zam yaparak 2016 yılında 740 TL’ye çıkardı. Mehmetçik Vakfı ise geçen yıl 700 TL olarak ilan ettiği kurbanlık fiyatını bu yıl 790 TL olarak belirledi. Yurt dışı tarifesi ise 252 dolardan 265 dolara çıktı.
Alınan bilgilere göre bu Kurban Bayramı’nda önceki yıllara göre piyasaya yüzde 20 daha fazla kurban arzı yapılacak. Türkiye Kasaplar Federasyonu Başkanı Fazlı Yalçındağ yaptığı açıklamada, “Ülke olarak büyük bir badire atlattık bu sebepten daha fazla kurban satılacağını düşünüyoruz” açıklamasını yaptı.
Bütün emtia’lara zam geldiğini belirten Yalçındağ, “Yapılan zammın kabul edilebilecek ve kabul edilemeyecek bir tarafı var. Fiyatlar önden açıklanarak piyasa şartlandırılıyor. Tabii ki besleyen de para kazanacak. Anasının ak sütü gibi helaldir. Fakat piyasayı şartlamak için önden fiyat açıklamak doğru değil” ifadelerini kullandı. Yalçındağ fiyat açıklayarak piyasayı yönlendirmeyi ise algı operasyonu olarak değerlendirdi. Yalçındağ vatandaşın vakıf ve dernekler aracılığıyla kurban kesmemesi gerektiğini de ifade ederek, “Hiçbirini ayırmıyorum. Vakıf ve derneklerin nelerle uğraştığını gördük” açıklamasını yaptı.
PİYASA YÜZDE 25-30 ZAM YAPACAK
Türkiye Kırmızı Et Üreticileri Birliği Genel Başkan Yardımcısı Nazif Karabulut, kurbanlık fiyatlarında geçen yıla göre yüzde 25 ile 30 arasında artış olduğunu belirtti. Karabulut, şunları söyledi: Birlik olarak canlı kurbanlık dananın kilogram fiyatını 18 lira olarak belirledik. Düve fiyatını da yine canlı kilogramını 17 lira, ikinci sınıf olarak tabir ettiğimiz ineğin canlı kilogram fiyatını da 15 lira olarak tespit ettik. (Can Mumay / Sözcü)
Bakanlık açıkladı! Öğretmenlere tatil müjdesi
MEB bünyesinde çalışan öğretmen ve emekli öğretmenlerin, Türkiye Otelciler Federasyonu üyesi otellerde, işletmelerde yüzde 35’e kadar indirimli tatil yapmalarına imkan sağlanacak.
MEB yetkililerinden alınan bilgiye göre, kamu ve özel kurumlar ile kuruluşların hizmetlerinden öğretmenlerin uygun şartlarda yararlandırılması için Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğü ile Türkiye Otelciler Federasyonu arasında işbirliği protokolü imzalandı.
Protokol ile MEB'e bağlı olarak çalışan ve emekli öğretmenlerin kendileri veya birinci derece aile yakınlarının Türkiye Otelciler Federasyonu üyesi otellerden, işletmelerden yılın talep edilen herhangi bir döneminde afişe edilen fiyatlardan yüzde 35’e kadar indirimli olarak yararlanmasına imkan sağlanacak. Türkiye Otelciler Federasyonu, indirim uygulanacak otellerin listesini ve bu otellerde uygulanacak indirim oranlarını, www.turofed.org.tr internet sayfasında ayda bir güncelleyerek duyuracak.
Konaklama yapacak kişinin MEB'e bağlı öğretmen olduğunu belgeleyecek kimlik kartı veya belge beyan etmesi gerekecek.
MEB yetkililerinden alınan bilgiye göre, kamu ve özel kurumlar ile kuruluşların hizmetlerinden öğretmenlerin uygun şartlarda yararlandırılması için Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğü ile Türkiye Otelciler Federasyonu arasında işbirliği protokolü imzalandı.
Protokol ile MEB'e bağlı olarak çalışan ve emekli öğretmenlerin kendileri veya birinci derece aile yakınlarının Türkiye Otelciler Federasyonu üyesi otellerden, işletmelerden yılın talep edilen herhangi bir döneminde afişe edilen fiyatlardan yüzde 35’e kadar indirimli olarak yararlanmasına imkan sağlanacak. Türkiye Otelciler Federasyonu, indirim uygulanacak otellerin listesini ve bu otellerde uygulanacak indirim oranlarını, www.turofed.org.tr internet sayfasında ayda bir güncelleyerek duyuracak.
Konaklama yapacak kişinin MEB'e bağlı öğretmen olduğunu belgeleyecek kimlik kartı veya belge beyan etmesi gerekecek.
3. köprünün geçiş ücreti belli oldu
Ulaştırma Bakanı Arslan, 26 Ağustos’ta hizmete açılacak Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün geçiş ücretinin otomobiller için 3 dolar+KDV olacağını (yaklaşık 11 lira) söyledi.
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, 26 Ağustos’ta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım’ın katılımıyla hizmete açılacak Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün geçiş ücretini açıkladı. Bakan Arslan, “İstanbulluların heyecanla beklediği iki yakayı birbirine üçüncü kez bağlayacak Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nde geçiş ücreti otomobiller için 3 dolar+KDV olacak” dedi. Dünyanın en geniş köprüsü unvanını alan Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün yüksek mühendislik tasarımıyla teknoloji yoğun inşa edildiğinin altını çizen Arslan, köprünün tabliye genişliği, raylı sistem geçişi ve kule yüksekliğiyle de dünyada tek olduğunu ifade etti.
BAĞLANTI YOLLARI 2018’DE
Arslan , Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü de içeren Kuzey Marmara Otoyolu Projesi’nin devamı olan 169 kilometre uzunluğundaki Kurtköy- Akyazı ve 88 kilometre uzunluğundaki Kınalı-Odayeri kesimlerinde ise çalışmaların başladığını belirtti. Arslan, 2018 sonunda tamamlanması hedeflenen toplam 257 kilometre uzunluğundaki otoyollar ile Kuzey Marmara Otoyolu’nun tamamının hizmete açılacağını bildirdi.
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, 26 Ağustos’ta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım’ın katılımıyla hizmete açılacak Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün geçiş ücretini açıkladı. Bakan Arslan, “İstanbulluların heyecanla beklediği iki yakayı birbirine üçüncü kez bağlayacak Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nde geçiş ücreti otomobiller için 3 dolar+KDV olacak” dedi. Dünyanın en geniş köprüsü unvanını alan Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün yüksek mühendislik tasarımıyla teknoloji yoğun inşa edildiğinin altını çizen Arslan, köprünün tabliye genişliği, raylı sistem geçişi ve kule yüksekliğiyle de dünyada tek olduğunu ifade etti.
BAĞLANTI YOLLARI 2018’DE
Arslan , Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü de içeren Kuzey Marmara Otoyolu Projesi’nin devamı olan 169 kilometre uzunluğundaki Kurtköy- Akyazı ve 88 kilometre uzunluğundaki Kınalı-Odayeri kesimlerinde ise çalışmaların başladığını belirtti. Arslan, 2018 sonunda tamamlanması hedeflenen toplam 257 kilometre uzunluğundaki otoyollar ile Kuzey Marmara Otoyolu’nun tamamının hizmete açılacağını bildirdi.
Orduevine 'kıyafet'e açıklık getirildi
Yönetmelik değişikliğiyle "kıyafet" kavramına, "kadınların alın, çene ve yüzleri açık olmak şartıyla başörtülü" ifadesi eklendi.
Uygulamadaki bazı aksaklıklar nedeniyle yapılan yönetmelik değişikliğiyle kadınların alın, çene ve yüzleri açık olmak şartıyla başörtülü şekilde orduevlerine girebilecekleri konusuna açıklık getirildi.
Milli Savunma Bakanlığı tarafından hazırlanan "Türk Silahlı Kuvvetleri Orduevleri, Askeri Gazinolar, Kışla Gazinoları ve Vardiya Yatakhaneleri ile Eğitim Merkezleri Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik" Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Değişiklikle, mevcut yönetmeliğin 11. maddesinde geçen "kıyafet" kavramına, uygulamadaki bazı aksaklıklar nedeniyle açıklık getirildi.
Böylece, Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 131'inci maddesinin birinci fıkrası esaslarına uygun şekilde tanımlanan "Kıyafet" kavramına, "kadınların alın, çene ve yüzleri açık olmak şartıyla başörtülü" ifadesi eklendi. cnntürk.com
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)