Almanya'dan sonra İngiltere'den de temsilcilik kapama kararı geldi. İngiliz Dışişleri Bakanlığı, yarın Ankara'daki elçiliğin kapalı olacağını açıkladı.
Dışişleri, güncellediği seyahat uyarısında, elçiliğin güvenlik nedeniyle kapalı tutulacağını belirtti, detay vermedi.
Daha önce Alman Dışişleri, "Türkiye'deki dış temsilciliklerimiz kurban bayramı süresince kısıtlı hizmet verecek" açıklamasını yaptı, kısıtlı hizmetin 19 Eylül'de son bulacağını belirtti.
Bild gazetesine konuşan Dışişleri kaynağına göre bu tedbirin gerekçesi "somut terör tehdidi".
16 Eylül 2016 Cuma
15 Eylül 2016 Perşembe
4 günde 151 kez sallandı
Manisa’nın Akhisar İlçesi’nde Kurban Bayramı’nın birinci günü meydana gelen 5 büyüklüğündeki depremin ardından dört günde toplam 151 kez sarsıntı yaşandı.
Akhisar İlçesi’nde 12 Eylül Pazartesi meydana gelen ve İzmir ve Çanakkale’de de hissedilen ilk depremden sonra 151 kez çeşitli büyüklüklerde sarsıntılar yaşandı. Akhisar’da bayramın birinci günü saat 11.26’da Kayalıoğlu Mahallesi merkezli 5.0, saat 12.29’da Kapaklı Mahallesi merkezli 4.6, saat 13.05’te yine
Kapaklı’da 4.0 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü’nden alınan bilgilere göre en son sarsıntı bugün saat 11.15’te meydana geldi. Ballıca merkezli 3.8 büyüklüğündeki deprem Akhisar ve diğer mahallelerinde hissedilirken can ve mal kaybı yaşanmadı. DHA
Akhisar İlçesi’nde 12 Eylül Pazartesi meydana gelen ve İzmir ve Çanakkale’de de hissedilen ilk depremden sonra 151 kez çeşitli büyüklüklerde sarsıntılar yaşandı. Akhisar’da bayramın birinci günü saat 11.26’da Kayalıoğlu Mahallesi merkezli 5.0, saat 12.29’da Kapaklı Mahallesi merkezli 4.6, saat 13.05’te yine
Kapaklı’da 4.0 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü’nden alınan bilgilere göre en son sarsıntı bugün saat 11.15’te meydana geldi. Ballıca merkezli 3.8 büyüklüğündeki deprem Akhisar ve diğer mahallelerinde hissedilirken can ve mal kaybı yaşanmadı. DHA
İstanbul'da veremli kurban sağlık ekiplerini alarma geçirdi
İstanbul Başakşehir’de verem olduğu belirlenen kurbanlık hayvan, sağlık ekiplerini alarma geçirdi. Kurbanın eti dağıtılmadan imha edilirken, 4 hissedar belediyeyi şikayete hazırlanıyor. Kurban sahipleri, "Eğer verem başka hayvanlara bulaştıysa ve bu hastalıklı etler dağıtıldıysa çok ciddi bir sağlık tehdidi var demektir" şeklinde konuştu.
Sabah gazetesinden Osman Asiltürk'ün haberine göre, İstanbul Başakşehir'de Doktor Taylan G.'nin de aralarında olduğu 4 hissedar, Kurban Bayramı için İstanbul'daki bir çiftlikten büyükbaş hayvan satın aldı. Grup, hayvanı Başakşehir Belediyesi'nin tahsis ettiği kesim yerine getirdi.
İÇ ORGANLARINDA KİSTLER GÖRDÜ
Kesilen kurban parçalanırken, Taylan G. hayvanın iç organlarında anormal kistler gördü. Şüphelenen doktor, hayvanın ciğerlerini yakından incelediğinde verem teşhis etti.
CİDDİ SAĞLIK RİSKİ
Hemen kasabın parçalama işlemini durduran Taylan G., hayvanın bulaşıcı hastalıklı olduğunu herkesin elini çekmesini istedi. Kesim yerine belediye görevlileri ve belediye veterineri çağrıldı. Veteriner, kurbanlığı inceledi ve veremi teşhis etti. Ardından da kurbana dokunan herkesin ellerini yıkaması ve kurbanın derhal gömülerek imha edilmesi gerektiğini söyledi.
'BAŞKA HAYVANLARA BULAŞTIYSA...'
İddiaya göre, belediye görevlileri tutanak tutmaya yanaşmayınca hissedarlar olay yerine avukatlarını çağırdı. Yapılanın suç olduğunu ve suç duyurusunda bulunacaklarını belirten kurban sahipleri, "Eğer verem başka hayvanlara bulaştıysa ve bu hastalıklı etler dağıtıldıysa çok ciddi bir sağlık tehdidi var demektir" şeklinde konuştu.
Sabah gazetesinden Osman Asiltürk'ün haberine göre, İstanbul Başakşehir'de Doktor Taylan G.'nin de aralarında olduğu 4 hissedar, Kurban Bayramı için İstanbul'daki bir çiftlikten büyükbaş hayvan satın aldı. Grup, hayvanı Başakşehir Belediyesi'nin tahsis ettiği kesim yerine getirdi.
İÇ ORGANLARINDA KİSTLER GÖRDÜ
Kesilen kurban parçalanırken, Taylan G. hayvanın iç organlarında anormal kistler gördü. Şüphelenen doktor, hayvanın ciğerlerini yakından incelediğinde verem teşhis etti.
CİDDİ SAĞLIK RİSKİ
Hemen kasabın parçalama işlemini durduran Taylan G., hayvanın bulaşıcı hastalıklı olduğunu herkesin elini çekmesini istedi. Kesim yerine belediye görevlileri ve belediye veterineri çağrıldı. Veteriner, kurbanlığı inceledi ve veremi teşhis etti. Ardından da kurbana dokunan herkesin ellerini yıkaması ve kurbanın derhal gömülerek imha edilmesi gerektiğini söyledi.
'BAŞKA HAYVANLARA BULAŞTIYSA...'
İddiaya göre, belediye görevlileri tutanak tutmaya yanaşmayınca hissedarlar olay yerine avukatlarını çağırdı. Yapılanın suç olduğunu ve suç duyurusunda bulunacaklarını belirten kurban sahipleri, "Eğer verem başka hayvanlara bulaştıysa ve bu hastalıklı etler dağıtıldıysa çok ciddi bir sağlık tehdidi var demektir" şeklinde konuştu.
2017'de tatiller hangi günlere denk geliyor
2016 yılında uzun bir tatil dönemi yaşayan vatandaşlar, 2017 yılında bayramların nasıl şekilleneceğini araştırmaya başladı. İşte 2017 yılındaki bayramlar ve resmi tatiller.
Bu yıl yılında hem Ramazan hem de Kurban Bayramı tatilini 9 gün yapma şansına erişen vatandaşlar, şimdiden tatil planlarını yapmak için gelecek yılın tatil günlerini araştırmaya başladı. İşte 2017 yılının resmi tatil günleri...
*1 Ocak Yılbaşı (Pazar gününe denk geliyor)
*23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı (Pazar gününe denk geliyor)
*1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü (Pazartesi gününe denk geliyor)
*19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı (Cuma gününe denk geliyor)
*24 Haziran Ramazan Bayramı Arifesi (Cumartesi günü)
*25 Haziran Ramazan Bayramı 1.gün (Pazar günü)
*26 Haziran Ramazan Bayramı 2.gün (Pazartesi günü)
*27 Haziran Ramazan Bayramı 3.gün (Salı günü)
*30 Ağustos Zafer Bayramı (Çarşamba günü)
*31 Ağustos Kurban Bayramı Arifesi (Perşembe günü)
*1 Eylül Kurban Bayramı 1.gün (Cuma günü)
*2 Eylül Kurban Bayramı 2.gün (Cumartesi günü)
*3 Eylül Kurban Bayramı 3.gün (Pazar günü)
*4 Eylül Kurban Bayramı 4.gün (Pazartesi günü)
*29 Ekim Cumhuriyet Bayramı (Pazar gününe denk geliyor)
Yarım gün tatil olan Kurban Bayramı arefe gününün 31 Ağustos olması ve bir gün öncesinin resmi tatil olarak kutlanan 30 Ağustos Zafer Bayramı olması dolayısıyla tatil süresi 6 güne çıkarılabilecek.
2017'DE TATİLCİLER ÜZÜLEBİLİR
Resmi tatillerin denk geldiği günlerin genelde haftasonunda olması akıllara 2017'de 9 gün gibi uzun süreli tatillerin olmayabileceği düşüncesini getirdi.
Yılbaşı gecesi cumartesi akşamına denk gelirken resmi tatil olan 1 Ocak da pazar günü olacak.
Ramazan Bayramı arifesi cumartesi günü.
Kurban Bayramı ise cuma günü başlıyor.
Bu yıl yılında hem Ramazan hem de Kurban Bayramı tatilini 9 gün yapma şansına erişen vatandaşlar, şimdiden tatil planlarını yapmak için gelecek yılın tatil günlerini araştırmaya başladı. İşte 2017 yılının resmi tatil günleri...
*1 Ocak Yılbaşı (Pazar gününe denk geliyor)
*23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı (Pazar gününe denk geliyor)
*1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü (Pazartesi gününe denk geliyor)
*19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı (Cuma gününe denk geliyor)
*24 Haziran Ramazan Bayramı Arifesi (Cumartesi günü)
*25 Haziran Ramazan Bayramı 1.gün (Pazar günü)
*26 Haziran Ramazan Bayramı 2.gün (Pazartesi günü)
*27 Haziran Ramazan Bayramı 3.gün (Salı günü)
*30 Ağustos Zafer Bayramı (Çarşamba günü)
*31 Ağustos Kurban Bayramı Arifesi (Perşembe günü)
*1 Eylül Kurban Bayramı 1.gün (Cuma günü)
*2 Eylül Kurban Bayramı 2.gün (Cumartesi günü)
*3 Eylül Kurban Bayramı 3.gün (Pazar günü)
*4 Eylül Kurban Bayramı 4.gün (Pazartesi günü)
*29 Ekim Cumhuriyet Bayramı (Pazar gününe denk geliyor)
Yarım gün tatil olan Kurban Bayramı arefe gününün 31 Ağustos olması ve bir gün öncesinin resmi tatil olarak kutlanan 30 Ağustos Zafer Bayramı olması dolayısıyla tatil süresi 6 güne çıkarılabilecek.
2017'DE TATİLCİLER ÜZÜLEBİLİR
Resmi tatillerin denk geldiği günlerin genelde haftasonunda olması akıllara 2017'de 9 gün gibi uzun süreli tatillerin olmayabileceği düşüncesini getirdi.
Yılbaşı gecesi cumartesi akşamına denk gelirken resmi tatil olan 1 Ocak da pazar günü olacak.
Ramazan Bayramı arifesi cumartesi günü.
Kurban Bayramı ise cuma günü başlıyor.
Zeki öğrencileri "sahabe" ve "padişah" adlarıyla kodlamışlar
Konya'da yürütülen Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) cemaat evlerinde kalan bazı öğrenciler için, zeka durumuna bakılarak ileride verilecek hizmet görevindeki vasıflarına göre "sahabe" veya "padişah" kod adlarının kullanıldığı bildirildi.
Bir dönem örgütte çeşitli görevlerde bulunan F.G, İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesinde şüpheli olarak verdiği ifadesinde, derslerine yardımcı olduğu çocuklarla ilgili bildiklerini anlattı.
Üniversite sınavının ardından kendisinin değil, cemaatin istediği bölümü tercih ettiğini vurgulayan F.G, cemaat evlerine gelen öğrencilere matematik dersi vermeye başladığını belirtti. Dersler karşılığında burs adı altında aylık para aldığını dile getiren F.G, bir yıl sonra dört kişilik çok zeki öğrenci grubuna ders vermesinin istendiğine dikkati çekti.
Zeki öğrencilere, cemaatin geleceği gözüyle bakılmış
Ders vermesi istenilen çocukların hepsinin ikinci bir kod ismi olduğuna işaret eden F.G, şu bilgileri verdi:
"Bunların kod isimleri 'Talha', 'Zübeyr', 'Enes', 'Musab' olan sahabe isimlerinden oluşuyordu. Fetullah Gülen cemaati yapılanmasındaki genel anlayışa göre, cemaat içerisinde faaliyet gösteren öğrenci evlerine katılan öğrencilere zeka durumuna bakılarak ileride verilecek hizmet görevindeki vasıflarına göre sahabe ya da Osmanlı padişahları 'Fatih', 'Yavuz' ve 'Murat' isimleri verilerek cemaatin geleceği gözüyle bakılırdı. Benim gibi bu çocuklara ders veren cemaat mensuplarına sürekli, 'Bu çocuklar özel yerlere hazırlanıyor, ona göre dikkat edin. Yanlarında küfür etmeyin, argo konuşmayın, yanlarında asla şort veya eşofmanla bulunmayın, çorapsız dahi çocukların karşısına çıkmayın' gibi
uyarılarda bulunulurdu. Lise veya ortaokul öğrencileri bu evlerde kalması gerektiğinde gece yatarken bile pantolon ile yatmamız, yattığımız odanın ise ışığının sürekli açık tutularak bizim bu şekilde 'ibadet ediyor, kitap okuyor' havası içerisinde olmamız gerektiği söylenirdi."
Üst düzey kişilerin öğrencilerle muhattap olmadığını ifade eden F.G, tüm uyarı ve taleplerin kendi pozisyonundakilere söylendiğini kaydetti. cnntürk
Bir dönem örgütte çeşitli görevlerde bulunan F.G, İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesinde şüpheli olarak verdiği ifadesinde, derslerine yardımcı olduğu çocuklarla ilgili bildiklerini anlattı.
Üniversite sınavının ardından kendisinin değil, cemaatin istediği bölümü tercih ettiğini vurgulayan F.G, cemaat evlerine gelen öğrencilere matematik dersi vermeye başladığını belirtti. Dersler karşılığında burs adı altında aylık para aldığını dile getiren F.G, bir yıl sonra dört kişilik çok zeki öğrenci grubuna ders vermesinin istendiğine dikkati çekti.
Zeki öğrencilere, cemaatin geleceği gözüyle bakılmış
Ders vermesi istenilen çocukların hepsinin ikinci bir kod ismi olduğuna işaret eden F.G, şu bilgileri verdi:
"Bunların kod isimleri 'Talha', 'Zübeyr', 'Enes', 'Musab' olan sahabe isimlerinden oluşuyordu. Fetullah Gülen cemaati yapılanmasındaki genel anlayışa göre, cemaat içerisinde faaliyet gösteren öğrenci evlerine katılan öğrencilere zeka durumuna bakılarak ileride verilecek hizmet görevindeki vasıflarına göre sahabe ya da Osmanlı padişahları 'Fatih', 'Yavuz' ve 'Murat' isimleri verilerek cemaatin geleceği gözüyle bakılırdı. Benim gibi bu çocuklara ders veren cemaat mensuplarına sürekli, 'Bu çocuklar özel yerlere hazırlanıyor, ona göre dikkat edin. Yanlarında küfür etmeyin, argo konuşmayın, yanlarında asla şort veya eşofmanla bulunmayın, çorapsız dahi çocukların karşısına çıkmayın' gibi
uyarılarda bulunulurdu. Lise veya ortaokul öğrencileri bu evlerde kalması gerektiğinde gece yatarken bile pantolon ile yatmamız, yattığımız odanın ise ışığının sürekli açık tutularak bizim bu şekilde 'ibadet ediyor, kitap okuyor' havası içerisinde olmamız gerektiği söylenirdi."
Üst düzey kişilerin öğrencilerle muhattap olmadığını ifade eden F.G, tüm uyarı ve taleplerin kendi pozisyonundakilere söylendiğini kaydetti. cnntürk
Etiketler:
cemaat,
fethullah gülen,
haber,
okul,
öğrenci
Almanya'dan flaş karar. Türkiye'deki temsilcilikler kapatıldı
Alman Bild gazetesinin edindiği bilgilere göre, Türkiye'deki Alman Büyükelçiliği ve tüm konsolosluk temsilcilikleri akut terör tehdidi nedeniyle kapatıldı.
Türkiye'de Kurban Bayramı tatilinin devam ettiğine işaret edilen haberde, hem diplomatik temsilciliklerin hem de Alman okullarının 16 Eylül'e kadar kapalı kalacağı ve temsilciliklere sınırlı ulaşım olacağı ifade edildi.
Gazete haberin kaynağı olarak da Almanya Dışişleri Bakanlığı'nı gösterdi.Alman Büyükelçiliği de Twitter hesabından Türkçe olarak yaptığı açıklamada Alman temsilciliklerinin sınırlı hizmet vereceğini doğruladı.
Haberde olası bir terör saldırısına yönelik işaretler olduğu, Alman temsilciliklerinin kapalı tutularak çalışanların, öğretmenlerin ve öğrencilerin güvenliğinin sağlanması ve bir ön tedbir alınmasının amaçlandığını kaydedildi. Ancak terör tehdidine ilişkin başka bilgi bulunmadığı da haberde vurgulandı.cnntürk
14 Eylül 2016 Çarşamba
Sağlık Bakanlığı o hastane için devrede
Adana’da özel bir hastaneye giderek ‘katarak ameliyatı’ olan 17 kişiden 10’u görme kaybı yaşadığı iddiasıyla savcılığa şikayette bulunmuştu. Adana İl Sağlık Müdürlüğünce yapılan inceleme sonucu, "hastaların göz ameliyatında enfeksiyon kaptığı" iddia edilen hastanenin ameliyathane faaliyetlerinin durdurulduğu bildirildi.
Sağlık Bakanlığı, Adana'daki bir özel hastanede "hastaların göz ameliyatında enfeksiyon kaptığı" iddiasıyla ilgili yazılı açıklama yaptı. Medyada, "Görmek İçin Gittiler Kör Oldular" başlığıyla yer alan haberlerdeki iddiaların bakanlıkça yakından takip edildiği vurgulanan açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Söz konusu olayla ilgili Adana İl Sağlık Müdürlüğümüz tarafından yapılan inceleme sonucunda özel hastanenin ameliyathane faaliyetleri durdurulmuştur. Ayrıca Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın talimatıyla müfettiş görevlendirilerek soruşturma başlatılmıştır. Yapılacak inceleme ve soruşturmalar sonucunda, ihmal ya da kusur tespit edilmesi halinde gerekli yasal işlemler uygulanarak kamuoyuyla paylaşılacaktır." DHA
Sağlık Bakanlığı, Adana'daki bir özel hastanede "hastaların göz ameliyatında enfeksiyon kaptığı" iddiasıyla ilgili yazılı açıklama yaptı. Medyada, "Görmek İçin Gittiler Kör Oldular" başlığıyla yer alan haberlerdeki iddiaların bakanlıkça yakından takip edildiği vurgulanan açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Söz konusu olayla ilgili Adana İl Sağlık Müdürlüğümüz tarafından yapılan inceleme sonucunda özel hastanenin ameliyathane faaliyetleri durdurulmuştur. Ayrıca Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın talimatıyla müfettiş görevlendirilerek soruşturma başlatılmıştır. Yapılacak inceleme ve soruşturmalar sonucunda, ihmal ya da kusur tespit edilmesi halinde gerekli yasal işlemler uygulanarak kamuoyuyla paylaşılacaktır." DHA
Milli Eğitim Bakanı açıkladı: 50 bin
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, 28 bin 163 öğretmenin bakanlıklarıyla ilişiğinin kesildiğini belirterek, "Yaklaşık 20 binin üzerinde de öğretmeni açığa aldık, onlar hakkında da inceleme devam ediyor. Toplam 50 bine yakın." dedi.
Yılmaz, AK Parti Sivas İl Başkanlığınca Kale Çay Bahçesinde düzenlenen bayramlaşma programında konuştu.
FETÖ'nün darbe girişiminin ardından Milli Eğitim Bakanlığında ilişiği kesilen ve açığa alınan öğretmen sayıları hakkında da bilgi veren Yılmaz, şöyle konuştu: "28 bin 163 öğretmenin bakanlığımızdan ilişiği kesildi. Başka ne oldu, yaklaşık 20 binin üzerinde de öğretmeni açığa aldık, onlar hakkında da inceleme devam ediyor. Toplam 50 bine yakın. Ancak bizim norm fazlası 41 binin üzerinde öğretmenimiz vardı. Ne demek norm fazlası, bizim öğretmenimiz fakat etkin olarak değerlendiremiyoruz.
Dolayısıyla norm fazlası 41 bin öğretmenimizle birlikte geçen şubatta aldığımız 30 bin öğretmenimiz vardı, onlar da bu eğitim-öğretim yılında başlayacaklar. 40 bin norm fazlası, 30 bin yeni aldığımız öğretmen 70 bin. Dolayısıyla ayrılandan daha fazla öğretmen 2016-2017 eğitim-öğretim yılında eğitim programımıza dahil olacaktır. Bu arada 20 bin öğretmeni de tekrar milli eğitim camiasına, ailesine, kurumumuza kazandırmak için de mülakatlar, çalışmalar devam ediyor. 40 bin norm fazlası öğretmenimizi etkin kullanacağız, şubatta atadığımız 30 bin öğretmenimizi göreve başlatacağız ve 20 bin öğretmenimizi de inşallah ekim ayı içerisinde mülakatları tamamlanırsa göreve başlatacağız. İstiyoruz ki eğitimde en ufacık bir sıkıntı olmadan bu dönemi atlatalım."
"15 ülkedeki 65 okul Türkiye Maarif Vakfına devredilecek"
Türkiye Maarif Vakfı'nın kurulduğunu anımsatan Bakan Yılmaz, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı 15 ülkedeki 65 okulun bu vakfa devredileceğini ifade etti.
Yılmaz, FETÖ'ye ait yurt dışındaki okulların da Türkiye Maarif Vakfına devriyle ilgili çalışma yapıldığını anlatarak, "Kendi ülkesinin değerlerine ihanet etmiş yapının da yurt dışında olan okulları o devletler tarafından 'bunlar tarafından sürdürülmesine değil de Türkiye Cumhuriyeti Devleti veya hükümeti tarafından sürdürülmesini kabul ediyoruz' diyenler yine orada okulu da alacaklardır ve Türkiye Maarif Vakfıyla devam edecek inşallah." değerlendirmesini yaptı.
Bu dönemde 860 özel okul açıldığını ve özel okulların devlet okulları içerisindeki payının yüzde 13,5 olduğunu, bu oranı artırmak istediklerini vurgulayan Yılmaz, 10 bin 291 yeni dersliğin eğitime kazandırıldığının altını çizdi.
498 engelli öğretmen ataması yapıldığını, mesleki ve teknik eğitime giden öğrencilerin desteklendiğini aktaran İsmet Yılmaz, "Eskiden organize sanayi bölgeleri içerisinde açılan mesleki ve teknik eğitime giden öğrencileri destekliyorduk. Şimdi organize sanayi bölgeleri dışında açılan mesleki ve teknik eğitime giden öğrencileri de eğitim konusuna bağlı olarak öğrenci başına 4 bin 270 lirayla, 6 bin 675 lira arasında destek veriyoruz. İstiyoruz ki eğitimin istihdamla bağı kurulsun, okulu bitirenler işsiz kalmasın." dedi. cnntürk
Yılmaz, AK Parti Sivas İl Başkanlığınca Kale Çay Bahçesinde düzenlenen bayramlaşma programında konuştu.
FETÖ'nün darbe girişiminin ardından Milli Eğitim Bakanlığında ilişiği kesilen ve açığa alınan öğretmen sayıları hakkında da bilgi veren Yılmaz, şöyle konuştu: "28 bin 163 öğretmenin bakanlığımızdan ilişiği kesildi. Başka ne oldu, yaklaşık 20 binin üzerinde de öğretmeni açığa aldık, onlar hakkında da inceleme devam ediyor. Toplam 50 bine yakın. Ancak bizim norm fazlası 41 binin üzerinde öğretmenimiz vardı. Ne demek norm fazlası, bizim öğretmenimiz fakat etkin olarak değerlendiremiyoruz.
Dolayısıyla norm fazlası 41 bin öğretmenimizle birlikte geçen şubatta aldığımız 30 bin öğretmenimiz vardı, onlar da bu eğitim-öğretim yılında başlayacaklar. 40 bin norm fazlası, 30 bin yeni aldığımız öğretmen 70 bin. Dolayısıyla ayrılandan daha fazla öğretmen 2016-2017 eğitim-öğretim yılında eğitim programımıza dahil olacaktır. Bu arada 20 bin öğretmeni de tekrar milli eğitim camiasına, ailesine, kurumumuza kazandırmak için de mülakatlar, çalışmalar devam ediyor. 40 bin norm fazlası öğretmenimizi etkin kullanacağız, şubatta atadığımız 30 bin öğretmenimizi göreve başlatacağız ve 20 bin öğretmenimizi de inşallah ekim ayı içerisinde mülakatları tamamlanırsa göreve başlatacağız. İstiyoruz ki eğitimde en ufacık bir sıkıntı olmadan bu dönemi atlatalım."
"15 ülkedeki 65 okul Türkiye Maarif Vakfına devredilecek"
Türkiye Maarif Vakfı'nın kurulduğunu anımsatan Bakan Yılmaz, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı 15 ülkedeki 65 okulun bu vakfa devredileceğini ifade etti.
Yılmaz, FETÖ'ye ait yurt dışındaki okulların da Türkiye Maarif Vakfına devriyle ilgili çalışma yapıldığını anlatarak, "Kendi ülkesinin değerlerine ihanet etmiş yapının da yurt dışında olan okulları o devletler tarafından 'bunlar tarafından sürdürülmesine değil de Türkiye Cumhuriyeti Devleti veya hükümeti tarafından sürdürülmesini kabul ediyoruz' diyenler yine orada okulu da alacaklardır ve Türkiye Maarif Vakfıyla devam edecek inşallah." değerlendirmesini yaptı.
Bu dönemde 860 özel okul açıldığını ve özel okulların devlet okulları içerisindeki payının yüzde 13,5 olduğunu, bu oranı artırmak istediklerini vurgulayan Yılmaz, 10 bin 291 yeni dersliğin eğitime kazandırıldığının altını çizdi.
498 engelli öğretmen ataması yapıldığını, mesleki ve teknik eğitime giden öğrencilerin desteklendiğini aktaran İsmet Yılmaz, "Eskiden organize sanayi bölgeleri içerisinde açılan mesleki ve teknik eğitime giden öğrencileri destekliyorduk. Şimdi organize sanayi bölgeleri dışında açılan mesleki ve teknik eğitime giden öğrencileri de eğitim konusuna bağlı olarak öğrenci başına 4 bin 270 lirayla, 6 bin 675 lira arasında destek veriyoruz. İstiyoruz ki eğitimin istihdamla bağı kurulsun, okulu bitirenler işsiz kalmasın." dedi. cnntürk
Etiketler:
darbe,
fethullah gülen,
haber,
ohal,
öğretmen
Tüp bebek uzmanı doktor, hastalarında kendi spermlerini kullanmış
ABD'de sperm bankası yoluyla çocuk sahibi olan kadınların tedavisini yapan doktor Donald Cline kadın hastalarından aldığı embriyolara eşlerininki yerine kendi spermlerini enjekte etmiş.
ABD'de doğum uzmanı bir doktorun hastalarını kendi spermiyle hamile bıraktığı ortaya çıktı. 77 yaşındaki doktorun hastalarında 50'den fazla kez kendi spermini kullandığı tahmin ediliyor.
Olayı ortaya çıkaran ise Cline’ın hastasının çocuğu olan bir kadın; yani başka bir deyişle kendi öz kızı.
CNN International’a konuşan ismini açıklamak istemeyen kadının şüphelenmesiyle sekiz kişi üzerinde yapılan DNA testi sonuçları, bu kişilerin kardeş olduklarını ortaya çıkardı.
Bu sekiz kişi 1970’li yıllarda Cline’ın çalıştığı klinikte sperm bağışı ile hamile kalan kadınların çocukları.
Doktor Cline’ın hastalarına, tıp öğrencilerine ait spermleri kullandığını söylediği aktarıldı. Hakkında iki farklı dava açılan Cline hakkındaki iddiaları redddediyor. Mahkeme duruşmayı 17 Ekim tarihine erteledi. (cnntürk)
ABD'de doğum uzmanı bir doktorun hastalarını kendi spermiyle hamile bıraktığı ortaya çıktı. 77 yaşındaki doktorun hastalarında 50'den fazla kez kendi spermini kullandığı tahmin ediliyor.
Olayı ortaya çıkaran ise Cline’ın hastasının çocuğu olan bir kadın; yani başka bir deyişle kendi öz kızı.
CNN International’a konuşan ismini açıklamak istemeyen kadının şüphelenmesiyle sekiz kişi üzerinde yapılan DNA testi sonuçları, bu kişilerin kardeş olduklarını ortaya çıkardı.
Bu sekiz kişi 1970’li yıllarda Cline’ın çalıştığı klinikte sperm bağışı ile hamile kalan kadınların çocukları.
Doktor Cline’ın hastalarına, tıp öğrencilerine ait spermleri kullandığını söylediği aktarıldı. Hakkında iki farklı dava açılan Cline hakkındaki iddiaları redddediyor. Mahkeme duruşmayı 17 Ekim tarihine erteledi. (cnntürk)
Suriye’de iç savaş başladığından bu yana 300 binden fazla insan öldü
Suriye'de Mart 2011'den bu yana süren iç savaşta hayatını kaybedenlerin sayısının 300 bini geçtiği bildirildi.
Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, Suriye’deki çatışmalarda 18 Mart 2011’den bu yana 301 bin 781 kişinin yaşamını yitirdiğini duyurdu. Gözlemevi sadece bu ay Suriye’de 9 bin kişinin öldüğünü duyurdu.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, ölenlerin 86 binden fazlasının sivil olduğunu belirtti. İç savaşta yaşamını yitirenlerin 15 bin 99’unun çocuk, 10 bin 18’inin ise kadın olduğu ifade edildi. DHA
Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, Suriye’deki çatışmalarda 18 Mart 2011’den bu yana 301 bin 781 kişinin yaşamını yitirdiğini duyurdu. Gözlemevi sadece bu ay Suriye’de 9 bin kişinin öldüğünü duyurdu.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, ölenlerin 86 binden fazlasının sivil olduğunu belirtti. İç savaşta yaşamını yitirenlerin 15 bin 99’unun çocuk, 10 bin 18’inin ise kadın olduğu ifade edildi. DHA
Meteoroloji'den sağanak uyarısı
Yapılan son değerlendirmelere göre, Akdeniz, Doğu Karadeniz, İç Anadolu'nun kuzeybatısı, Afyonkarahisar, Çorum, Ordu, Erzincan ve Ardahan çevrelerinin kısa süreli ve yerel olmak üzere sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı geçeceği tahmin ediliyor.
Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nden alınan tahminlere göre hava sıcaklığı mevsim normalleri civarında seyredecek. Rüzgarın genellikle kuzey ve kuzeydoğu, Güney Ege, Akdeniz kıyıları ile güneydoğu kesimlerde batı ve güneybatı yönlerden hafif ara sıra orta, yağış anında yer yer kuvvetlice (30-50 km/sa) esmesi bekleniyor.
Bazı illerde beklenen hava durumuyla günün en yüksek sıcaklıkları ise şöyle:
Ankara: Parçalı ve çok bulutlu, il geneli kısa süreli ve yerel olmak üzere aralıklı sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı 29
İstanbul: Parçalı ve az bulutlu 29
İzmir: Az bulutlu 30
Bursa: Parçalı ve az bulutlu 28
Adana: Parçalı bulutlu, kıyıları ile zamanla il genelinin aralıklı sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı 32
Antalya: Az bulutlu ve açık, zamanla parçalı bulutlu, öğle saatlerinden sonra kısa süreli ve yerel olmak üzere sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı 30
Samsun: Parçalı bulutlu 27
Trabzon: Parçalı bulutlu, yerel olmak üzere sağanak yağışlı 26
Erzurum: Parçalı ve az bulutlu 25
Diyarbakır: Az bulutlu ve açık, öğleden sonra parçalı bulutlu 34
Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nden alınan tahminlere göre hava sıcaklığı mevsim normalleri civarında seyredecek. Rüzgarın genellikle kuzey ve kuzeydoğu, Güney Ege, Akdeniz kıyıları ile güneydoğu kesimlerde batı ve güneybatı yönlerden hafif ara sıra orta, yağış anında yer yer kuvvetlice (30-50 km/sa) esmesi bekleniyor.
Bazı illerde beklenen hava durumuyla günün en yüksek sıcaklıkları ise şöyle:
Ankara: Parçalı ve çok bulutlu, il geneli kısa süreli ve yerel olmak üzere aralıklı sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı 29
İstanbul: Parçalı ve az bulutlu 29
İzmir: Az bulutlu 30
Bursa: Parçalı ve az bulutlu 28
Adana: Parçalı bulutlu, kıyıları ile zamanla il genelinin aralıklı sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı 32
Antalya: Az bulutlu ve açık, zamanla parçalı bulutlu, öğle saatlerinden sonra kısa süreli ve yerel olmak üzere sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı 30
Samsun: Parçalı bulutlu 27
Trabzon: Parçalı bulutlu, yerel olmak üzere sağanak yağışlı 26
Erzurum: Parçalı ve az bulutlu 25
Diyarbakır: Az bulutlu ve açık, öğleden sonra parçalı bulutlu 34
Canan Karatay haklıymış: Şeker şirketleri rüşvet dağıtmış
ABD’de yeni ortaya çıkarılan tarihi belgeler, şeker şirketlerinin 1960’larda bilim adamlarına para ödeyerek kalp hastalıklarında “doymuş yağları” günah keçisi yaptığını gösteriyor.
California Üniversitesi araştırmacısı Stanton Glantz’ın ortaya çıkardığı belgeler, bugün ABD Şeker Derneği olarak bilinen Şeker Araştırma Vakfı’na ait. Belgeler, 1967’de yapılan ve bugün bile referans olarak kullanılan bir araştırmaya ilgili.
JAMA Internal Medicine tıp dergisinde yayınlanan ve New York Times tarafından da haberleştirilen belgelere göre söz konusu kuruluş, şeker ve yağların kalp hastalıkları üzerindeki etkisini araştıran Harvard Üniversitesi’nin üç uzmanına 50 bin dolar ödemiş.
Hürriyet'in aktardığı habere göre bu araştırma, şeker ve kalp sağlığı arasında ciddi bir bağlantının bulunmadığını, kalp hastalıklarından doymuş yağların sorumlu olduğunu savunuyordu.
Söz konusu araştırmayı yapan uzmanlar bugün hayatta değil.
Günümüzde Harvard’ın beslenme bölümünü yöneten Dr. Walter Willett ise şöyle diyor: “Bugün elimizde olan verilere bakarak, rafine karbonhidratların ve özellikle şekerle tatlandırılmış içeceklerin kalp hastalıklarında risk faktörleri olduğunu, ancak gıdadaki yağ tiplerinin de çok önemli olduğunu göstermiş durumdayız.”
New York Times’a göre gıda endüstrisinin, beslenme bilimi üstündeki etkisi bugün de sürüyor.
California Üniversitesi araştırmacısı Stanton Glantz’ın ortaya çıkardığı belgeler, bugün ABD Şeker Derneği olarak bilinen Şeker Araştırma Vakfı’na ait. Belgeler, 1967’de yapılan ve bugün bile referans olarak kullanılan bir araştırmaya ilgili.
JAMA Internal Medicine tıp dergisinde yayınlanan ve New York Times tarafından da haberleştirilen belgelere göre söz konusu kuruluş, şeker ve yağların kalp hastalıkları üzerindeki etkisini araştıran Harvard Üniversitesi’nin üç uzmanına 50 bin dolar ödemiş.
Hürriyet'in aktardığı habere göre bu araştırma, şeker ve kalp sağlığı arasında ciddi bir bağlantının bulunmadığını, kalp hastalıklarından doymuş yağların sorumlu olduğunu savunuyordu.
Söz konusu araştırmayı yapan uzmanlar bugün hayatta değil.
Günümüzde Harvard’ın beslenme bölümünü yöneten Dr. Walter Willett ise şöyle diyor: “Bugün elimizde olan verilere bakarak, rafine karbonhidratların ve özellikle şekerle tatlandırılmış içeceklerin kalp hastalıklarında risk faktörleri olduğunu, ancak gıdadaki yağ tiplerinin de çok önemli olduğunu göstermiş durumdayız.”
New York Times’a göre gıda endüstrisinin, beslenme bilimi üstündeki etkisi bugün de sürüyor.
13 Eylül 2016 Salı
Darbe girişiminden sonra görevden alınanlara ne olacak?
Türkiye'de 15 Temmuz darbe girişiminden sonra ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) çerçevesinde düzenlenen kanun hükmünde kararnamelerle (KHK) görevden alınan on binlerce kişinin hukuki durumlarıyla ilgili tartışmalar, yoğunluğu artarak sürüyor. Pek çok hukukçu, görevden almaların anayasaya aykırı olduğu görüşünde. CHP, AYM yolunda. Bazı hukukçular, görevden alınanların Danıştay ya da AYM'de dava açmasını önerirken, doğrudan AİHM'e gidilmesini önerenler de var.
Ana muhalefetteki Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) geçen hafta bazı KHK'ların iptali için anayasa mahkemesine gideceğini duyururken, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hükümeti de hata sonucu görevden alınanların iadesi için yeni KHK'lar düzenleyebileceğini bildirdi.
AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan'ın geçen Cuma günü yaptığı açıklamaya göre, 15 Temmuz'dan bu yana 70 binden fazla kişi görevden alındı. Bu rakamın 100 bini geçtiği yolunda tahminler de var. Bunun 40 bine yakınını öğretmenler oluşturuyor. 9 bin 500'e yakın emniyet görevlisi, 4 bin 500'den fazla asker, 3 bin 400'e yakın hakim ve savcı, 2 bin 300'den fazla akademisyen görevden alınanlar arasında.
KHK'lar yoluyla görevden almalar iki şekilde yapılıyor. Birincisi, kamu görevinden çıkarma; ikincisi açığa alma. Kamu görevinden çıkarılanlar, KHK'lar uyarınca bir daha devlet memurluğu görevi yapamadığı gibi, kamuyla alakalı işlerde de çalışamıyor. Yargıya gitme yolları da kapalı. Örneğin, 1 Eylül'de yayınlanan KHK ile resmi olarak "Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ)" diye anılan örgütle bağlantılı olduğu gerekçesiyle görevden alınan 40 binden fazla kişi bu çerçevede. Geçen Perşembe günü Doğu ve Güneydoğu'da PKK ile bağlantısı olduğu gerekçesiyle görevden alınan 11 bin 200'den fazla öğretmen ise, açığa alınanlar kapsamında.
"Açığa almalar tedbir amaçlı"
DW Türkçe'nin görüşüne başvurduğu Kocaeli Üniversitesi'nden çalışma hayatı uzmanı Doçent Aziz Çelik, aradaki farkı şöyle açıklıyor: "Açığa almalar tedbir amaçlıdır. Dolayısıyla, tedbir geçici bir işlem olduğu için, bu kişiler haklarında açılan soruşturmada aklanırlarsa görevlerine dönebilir. Bu süreçte maaşlarının üçte ikisini de almaya devam ederler. Göreve döndüklerinde maaş farkları ve diğer hakları da iade edilir."
Geçen hafta 11 bin 200'den fazla öğretmenin açığa alınması, okulların açılmasının neredeyse 10 gün öncesine rastladı. CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu, bu uygulamanın bölgede zaten var olan fırsat eşitsizliğini arttıracağını söyledi. Diyarbakır'daki öğretmenlerin dörtte birinin, Tunceli'dekilerin yarıya yakınının görevden alındığını belirten Tanrıkulu, DW Türkçe'nin sorularını yanıtlarken, hükümetin atama bekleyen yeni mezun öğretmenler arasından yapacağı atamaların da eğitimdeki kalite açısından sorunlu olacağını kaydetti.
"Görevden almaların demokrasiyle ilgisi yok"
Doğu ve Güneydoğu'da açığa alınan öğretmenlerin büyük çoğunluğu sol görüşlü olarak bilinen Eğitim-Sen üyesi. CHP milletvekili Tanrıkulu, bu görevden almaların 15 Temmuz darbe girişimiyle mücadele ya da demokrasiyle ilgili olmadığı görüşünde. "Darbe girişimiyle alakası olmayan ve bu darbe girişimcilerinin hedefi olmuş bu öğretmenleri görevden almak, siyasi ahlakla da bağdaşmaz" diyor.
Doçent Aziz Çelik'e göre, hem kamu görevinden çıkarmalar, hem de açığa almalar hukuka ve anayasaya aykırı. Bu görüşü paylaşan pek çok hukukçu da var. İşten çıkarmalar konusunda temel görüş, KHK'ların yalnızca OHAL dönemlerinde uygulanabileceği ve olağan dönemlere yansıyan kalıcı sonuçları olamayacağı yönünde. Ancak, adalet için önerdikleri yöntemler farklı. Bazı hukukçular, KHK'ların anayasaya göre yok hükmünde olduğunu söylüyor ve görevden alınanları normal süreçlerde olduğu gibi, en geç 60 gün içinde Danıştay'a dava açmaya çağırıyor. Burada sonuç alınamazsa, bir sonraki adres Anayasa Mahkemesi (AYM). Diğer görüş, doğrudan AYM'ye başvurulması.
AİHM yolu açık
Ankara Üniversitesi'nden insan hakları hukuku uzmanı Yardımcı Doçent Kerem Altıparmak'a göre ise, doğrudan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) gitme yolu şimdiden açık. KHK'lar hakkında anayasaya aykırılık ileri sürülemediği için, tüketilecek iç hukuk yolu kalmadığı kanaatinde. Altıparmak, DW Türkçe'nin sorularını yanıtlarken, şöyle devam ediyor: "AİHM bu başvuruları kabul edilebilir bulursa, yani iç hukuku tüketmeyi sorun etmezse, yüzde yüz ihlal bulur. Çünkü içtihatlarından biliyoruz ki mahkeme, adil yargılama olmaksızın insanların bu şekilde kamu hizmetlerinden çıkarılmasını Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırı buluyor."
AKP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu eski üyelerinden ve Anayasa Mahkemesi eski raportörü Profesör Osman Can ise, 15 Temmuz'dan bu yana çıkarılmış KHK'larda, hem AYM içtihadı açısından, hem de akademik açıdan pek çok tartışmalı nokta olduğunu söylüyor. Ancak, normal koşullarda OHAL döneminde çıkarılan KHK'ların yargısal denetiminin mümkün olmadığını belirtiyor.
Profesör Can'ın bu konuda DW Türkçe'ye aktardığı görüşü şöyle: "AYM, OHAL'in gerektirdiği ölçülerin dışına taşma durumunda bir denetim yapabileceğini kabul ediyor. OHAL yetkilerini aşan durumlar, tedbirler ya da düzenlemeler söz konusuysa, bu durumda 'Ben bakarım, gerekiyorsa iptal ederim' diyor. Onun dışında açık bir hüküm, açık bir fıkra yok."
Deutsche Welle Türkçe
Ana muhalefetteki Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) geçen hafta bazı KHK'ların iptali için anayasa mahkemesine gideceğini duyururken, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hükümeti de hata sonucu görevden alınanların iadesi için yeni KHK'lar düzenleyebileceğini bildirdi.
AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan'ın geçen Cuma günü yaptığı açıklamaya göre, 15 Temmuz'dan bu yana 70 binden fazla kişi görevden alındı. Bu rakamın 100 bini geçtiği yolunda tahminler de var. Bunun 40 bine yakınını öğretmenler oluşturuyor. 9 bin 500'e yakın emniyet görevlisi, 4 bin 500'den fazla asker, 3 bin 400'e yakın hakim ve savcı, 2 bin 300'den fazla akademisyen görevden alınanlar arasında.
KHK'lar yoluyla görevden almalar iki şekilde yapılıyor. Birincisi, kamu görevinden çıkarma; ikincisi açığa alma. Kamu görevinden çıkarılanlar, KHK'lar uyarınca bir daha devlet memurluğu görevi yapamadığı gibi, kamuyla alakalı işlerde de çalışamıyor. Yargıya gitme yolları da kapalı. Örneğin, 1 Eylül'de yayınlanan KHK ile resmi olarak "Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ)" diye anılan örgütle bağlantılı olduğu gerekçesiyle görevden alınan 40 binden fazla kişi bu çerçevede. Geçen Perşembe günü Doğu ve Güneydoğu'da PKK ile bağlantısı olduğu gerekçesiyle görevden alınan 11 bin 200'den fazla öğretmen ise, açığa alınanlar kapsamında.
"Açığa almalar tedbir amaçlı"
DW Türkçe'nin görüşüne başvurduğu Kocaeli Üniversitesi'nden çalışma hayatı uzmanı Doçent Aziz Çelik, aradaki farkı şöyle açıklıyor: "Açığa almalar tedbir amaçlıdır. Dolayısıyla, tedbir geçici bir işlem olduğu için, bu kişiler haklarında açılan soruşturmada aklanırlarsa görevlerine dönebilir. Bu süreçte maaşlarının üçte ikisini de almaya devam ederler. Göreve döndüklerinde maaş farkları ve diğer hakları da iade edilir."
Geçen hafta 11 bin 200'den fazla öğretmenin açığa alınması, okulların açılmasının neredeyse 10 gün öncesine rastladı. CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu, bu uygulamanın bölgede zaten var olan fırsat eşitsizliğini arttıracağını söyledi. Diyarbakır'daki öğretmenlerin dörtte birinin, Tunceli'dekilerin yarıya yakınının görevden alındığını belirten Tanrıkulu, DW Türkçe'nin sorularını yanıtlarken, hükümetin atama bekleyen yeni mezun öğretmenler arasından yapacağı atamaların da eğitimdeki kalite açısından sorunlu olacağını kaydetti.
"Görevden almaların demokrasiyle ilgisi yok"
Doğu ve Güneydoğu'da açığa alınan öğretmenlerin büyük çoğunluğu sol görüşlü olarak bilinen Eğitim-Sen üyesi. CHP milletvekili Tanrıkulu, bu görevden almaların 15 Temmuz darbe girişimiyle mücadele ya da demokrasiyle ilgili olmadığı görüşünde. "Darbe girişimiyle alakası olmayan ve bu darbe girişimcilerinin hedefi olmuş bu öğretmenleri görevden almak, siyasi ahlakla da bağdaşmaz" diyor.
Doçent Aziz Çelik'e göre, hem kamu görevinden çıkarmalar, hem de açığa almalar hukuka ve anayasaya aykırı. Bu görüşü paylaşan pek çok hukukçu da var. İşten çıkarmalar konusunda temel görüş, KHK'ların yalnızca OHAL dönemlerinde uygulanabileceği ve olağan dönemlere yansıyan kalıcı sonuçları olamayacağı yönünde. Ancak, adalet için önerdikleri yöntemler farklı. Bazı hukukçular, KHK'ların anayasaya göre yok hükmünde olduğunu söylüyor ve görevden alınanları normal süreçlerde olduğu gibi, en geç 60 gün içinde Danıştay'a dava açmaya çağırıyor. Burada sonuç alınamazsa, bir sonraki adres Anayasa Mahkemesi (AYM). Diğer görüş, doğrudan AYM'ye başvurulması.
AİHM yolu açık
Ankara Üniversitesi'nden insan hakları hukuku uzmanı Yardımcı Doçent Kerem Altıparmak'a göre ise, doğrudan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) gitme yolu şimdiden açık. KHK'lar hakkında anayasaya aykırılık ileri sürülemediği için, tüketilecek iç hukuk yolu kalmadığı kanaatinde. Altıparmak, DW Türkçe'nin sorularını yanıtlarken, şöyle devam ediyor: "AİHM bu başvuruları kabul edilebilir bulursa, yani iç hukuku tüketmeyi sorun etmezse, yüzde yüz ihlal bulur. Çünkü içtihatlarından biliyoruz ki mahkeme, adil yargılama olmaksızın insanların bu şekilde kamu hizmetlerinden çıkarılmasını Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırı buluyor."
AKP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu eski üyelerinden ve Anayasa Mahkemesi eski raportörü Profesör Osman Can ise, 15 Temmuz'dan bu yana çıkarılmış KHK'larda, hem AYM içtihadı açısından, hem de akademik açıdan pek çok tartışmalı nokta olduğunu söylüyor. Ancak, normal koşullarda OHAL döneminde çıkarılan KHK'ların yargısal denetiminin mümkün olmadığını belirtiyor.
Profesör Can'ın bu konuda DW Türkçe'ye aktardığı görüşü şöyle: "AYM, OHAL'in gerektirdiği ölçülerin dışına taşma durumunda bir denetim yapabileceğini kabul ediyor. OHAL yetkilerini aşan durumlar, tedbirler ya da düzenlemeler söz konusuysa, bu durumda 'Ben bakarım, gerekiyorsa iptal ederim' diyor. Onun dışında açık bir hüküm, açık bir fıkra yok."
Deutsche Welle Türkçe
12 Eylül 2016 Pazartesi
Ege'de korkutan depremler
Manisa'nın Akhisar İlçesi'nde saat 11.26'da, Kandilli verilerine göre 5, AFAD verilerine göre 4.6 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Deprem İzmir'in yanı sıra Bursa, Balıkesir, Çanakkale'de de hissedildi. Akhisar saat 12.29'da AFAD verilerine göre 4.5 büyüklüğünde bir depremle ikinci kez sallandı.
Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü'nün verilerine göre; bugün saat 11.26'da, merkez üssü Akhisar olan yerin 6.5 kilometre derinliğinde 5 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Deprem, İzmir kent merkezi ile Foça ve Ödemiş'te hafif şekildi hissedildi.
AFAD "4,6" OLARAK DUYURDU
Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) Deprem Veri Merkezi, depremin büyüklüğünü 4,6 diye duyurdu. AFAD, depremin derinliğini ise 22,92 km olarak açıkladı.
Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) Deprem Veri Merkezine göre 11.26'da Akhisar'da gerçekleşen deprem Manisa, İzmir ve çevresinde hissedildi. Akhisar Kaymakamı Kaan Peker, depremi ilçe merkezinde şiddetli biçimde hissettiklerini ve ekiplerin hemen hasar tespit çalışması gerçekleştirdiğini bildirdi. İlk bilgilere göre depremde can kaybı ya da yaralanan olmadığını ifade eden Peker, "Şu ana kadar çok şükür can kaybı yok, maddi kayıp var mı diye tespit başlattık. Vatandaşlarımızın bu güzel bayram gününde soğukkanlı olmasını rica ediyorum. Geçmiş olsun." dedi. Bu arada, 11.26'daki depremin ardından 2 büyüklüğünde 3 artçı daha oldu. Deprem, İzmir'in yanı sıra Bursa, Balıkesir ve Çanakkale'de de hissedildi.
İKİNCİ DEPREM
AFAD, Merkezüssü Manisa’ nın Akhisar ilçesinde saat 12.29'da 4.5 büyüklüğünde bir deprem daha meydana geldiğini bildirdi.
YÜZEYE YAKIN OLDUĞU İÇİN ÇOK HİSSEDİLDİ
Jeofizik mühendisi Prof. Dr. Zafer Akçığ, depremin yüzüye çok yakın olduğu için çok hissedildiğini söyledi. Prof. Dr. Akçığ, Manisa Akhisar’da aktif faylar olduğunu belirterek, "Ben İzmir Bostanlı’da yaşıyorum evde çok hissettim. Çünkü çok derinde değil yüzeye yakın. 5 de orta büyüklükte bir deprem. Akhisar’da aktif faylar var. Bunlar olağan depremler. Panik yok" dedi. Hürriyet
Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü'nün verilerine göre; bugün saat 11.26'da, merkez üssü Akhisar olan yerin 6.5 kilometre derinliğinde 5 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Deprem, İzmir kent merkezi ile Foça ve Ödemiş'te hafif şekildi hissedildi.
AFAD "4,6" OLARAK DUYURDU
Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) Deprem Veri Merkezi, depremin büyüklüğünü 4,6 diye duyurdu. AFAD, depremin derinliğini ise 22,92 km olarak açıkladı.
Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) Deprem Veri Merkezine göre 11.26'da Akhisar'da gerçekleşen deprem Manisa, İzmir ve çevresinde hissedildi. Akhisar Kaymakamı Kaan Peker, depremi ilçe merkezinde şiddetli biçimde hissettiklerini ve ekiplerin hemen hasar tespit çalışması gerçekleştirdiğini bildirdi. İlk bilgilere göre depremde can kaybı ya da yaralanan olmadığını ifade eden Peker, "Şu ana kadar çok şükür can kaybı yok, maddi kayıp var mı diye tespit başlattık. Vatandaşlarımızın bu güzel bayram gününde soğukkanlı olmasını rica ediyorum. Geçmiş olsun." dedi. Bu arada, 11.26'daki depremin ardından 2 büyüklüğünde 3 artçı daha oldu. Deprem, İzmir'in yanı sıra Bursa, Balıkesir ve Çanakkale'de de hissedildi.
İKİNCİ DEPREM
AFAD, Merkezüssü Manisa’ nın Akhisar ilçesinde saat 12.29'da 4.5 büyüklüğünde bir deprem daha meydana geldiğini bildirdi.
YÜZEYE YAKIN OLDUĞU İÇİN ÇOK HİSSEDİLDİ
Jeofizik mühendisi Prof. Dr. Zafer Akçığ, depremin yüzüye çok yakın olduğu için çok hissedildiğini söyledi. Prof. Dr. Akçığ, Manisa Akhisar’da aktif faylar olduğunu belirterek, "Ben İzmir Bostanlı’da yaşıyorum evde çok hissettim. Çünkü çok derinde değil yüzeye yakın. 5 de orta büyüklükte bir deprem. Akhisar’da aktif faylar var. Bunlar olağan depremler. Panik yok" dedi. Hürriyet
Ünlü işadamı İshak Alaton hayatını kaybetti
Alarko Holding'in kurucusu ünlü işadamı İshak Alaton 89 yaşında hayatını kaybetti.
Alarko Holding'in kurucusu ve Onursal Başkanı iş adamı İshak Alaton, 89 yaşında hayatını kaybetti. Holding yetkililerinden alınan bilgiye göre, Alaton, son dönemde yaşlılığa bağlı hastalıklar nedeniyle tedavi gördüğü hastaneden 9 Eylül Cuma günü taburcu oldu. Bugün kalp yetmezliği nedeniyle Beylikdüzü'nde özel bir hastaneye kaldırılan Alaton, burada yaşamını yitirdi. Alaton'un cenaze törenine ilişkin bilgilerin henüz belli olmadığı öğrenildi.
Kılıçdaroğlu'ndan İshak Alaton mesajı
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Alarko Holding'in kurucusu işadamı İshak Alaton'un hayatını kaybettiği ile ilgili sosyal paylaşım sitesi twitter'dan bir mesaj paylaştı. Kılıçdaroğlu, mesajında "Ülkemiz için çok değerli hizmetlerde bulunan vatansever iş adamı İshak Alaton'u kaybettik. Sevenlerine ve ailesine başsağlığı diliyorum" dedi.
Alarko Holding'in sitesinde İshak Alaton'un hayatıyla ilgili şu bilgiler yer alıyor:
2 Eylül 1927 tarihinde İstanbul’da doğan Alarko Holding Onursal Başkanı İshak Alaton, 1942 yılına kadar Şişli Terakki Lisesi’nde okudu.
1946’ da Saint Michel Fransız Lisesi’nden mezun olduktan sonra, askerliğini 1947-1948 yıllarında yedek subay olarak Polatlı Topçu Okulu’nda yaptı.
Onursal Başkanımız İshak Alaton, 1951 yılında İsveç’e giderek, iş hayatına Motala Lokomotif Fabrikası'nda kaynak işçisi olarak başladı. Bir yıllık kaynak işçiliği sırasında gece kurslarına giderek teknik resim öğrendi ve aynı fabrikada teknik ressam olarak iki yıl daha çalıştı.
1954 yılı başında Türkiye’ye dönen İshak Alaton, aynı yıl Dr. Üzeyir Garih ile birlikte Karaköy’de Vefai Han’ın ufak bir yazıhanesinde Alarko Holding’in nüvesini oluşturan Alarko Kolektif Şirketi’nin kuruluşuna imza attı. 1954 yılında, Üzeyir Garih ve İshak Alaton’dan oluşan Alarko Holding’in iki kişilik kadrosu, apartman kaloriferi tesisatçılığı hizmeti ile Türk sanayi dünyasındaki ilk adımı gerçekleştirdi.
1973 yılında Alarko’nun halka açık bir Holding olmasından beri üstlendiği Alarko Holding A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini 15 Mayıs 2015 tarihinde Alarko’yu birlikte kurduğu merhum Dr. Üzeyir Garih’in oğlu Yönetim Kurulu Üyesi İzzet Garih’e devrederek “Alarko Holding Onursal Başkanı” unvanını aldı.
İsveççe, İngilizce, Fransızca ve İspanyolca bilen İshak Alaton, Türkiye Sosyal ve Ekonomik Etüdler Vakfı (TESEV) ve Açık Toplum Vakfı kurucularındandır.
Ayrıca, 1998-2012 yılları arasında Güney Afrika İstanbul Fahri Başkonsolosluğu görevini üstlenmiş olup İsveç “Birinci Sınıf Kuzey Yıldızı Nişanı” ve “İspanya Kraliyet Sivil Liyakat Nişanı” sahibidir.
1958 yılında İsveç’ de Margarete von Proschek ile evlenen İshak Alaton, iki çocuk, üç torun sahibidir.
Alarko Holding'in kurucusu ve Onursal Başkanı iş adamı İshak Alaton, 89 yaşında hayatını kaybetti. Holding yetkililerinden alınan bilgiye göre, Alaton, son dönemde yaşlılığa bağlı hastalıklar nedeniyle tedavi gördüğü hastaneden 9 Eylül Cuma günü taburcu oldu. Bugün kalp yetmezliği nedeniyle Beylikdüzü'nde özel bir hastaneye kaldırılan Alaton, burada yaşamını yitirdi. Alaton'un cenaze törenine ilişkin bilgilerin henüz belli olmadığı öğrenildi.
Kılıçdaroğlu'ndan İshak Alaton mesajı
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Alarko Holding'in kurucusu işadamı İshak Alaton'un hayatını kaybettiği ile ilgili sosyal paylaşım sitesi twitter'dan bir mesaj paylaştı. Kılıçdaroğlu, mesajında "Ülkemiz için çok değerli hizmetlerde bulunan vatansever iş adamı İshak Alaton'u kaybettik. Sevenlerine ve ailesine başsağlığı diliyorum" dedi.
Alarko Holding'in sitesinde İshak Alaton'un hayatıyla ilgili şu bilgiler yer alıyor:
2 Eylül 1927 tarihinde İstanbul’da doğan Alarko Holding Onursal Başkanı İshak Alaton, 1942 yılına kadar Şişli Terakki Lisesi’nde okudu.
1946’ da Saint Michel Fransız Lisesi’nden mezun olduktan sonra, askerliğini 1947-1948 yıllarında yedek subay olarak Polatlı Topçu Okulu’nda yaptı.
Onursal Başkanımız İshak Alaton, 1951 yılında İsveç’e giderek, iş hayatına Motala Lokomotif Fabrikası'nda kaynak işçisi olarak başladı. Bir yıllık kaynak işçiliği sırasında gece kurslarına giderek teknik resim öğrendi ve aynı fabrikada teknik ressam olarak iki yıl daha çalıştı.
1954 yılı başında Türkiye’ye dönen İshak Alaton, aynı yıl Dr. Üzeyir Garih ile birlikte Karaköy’de Vefai Han’ın ufak bir yazıhanesinde Alarko Holding’in nüvesini oluşturan Alarko Kolektif Şirketi’nin kuruluşuna imza attı. 1954 yılında, Üzeyir Garih ve İshak Alaton’dan oluşan Alarko Holding’in iki kişilik kadrosu, apartman kaloriferi tesisatçılığı hizmeti ile Türk sanayi dünyasındaki ilk adımı gerçekleştirdi.
1973 yılında Alarko’nun halka açık bir Holding olmasından beri üstlendiği Alarko Holding A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini 15 Mayıs 2015 tarihinde Alarko’yu birlikte kurduğu merhum Dr. Üzeyir Garih’in oğlu Yönetim Kurulu Üyesi İzzet Garih’e devrederek “Alarko Holding Onursal Başkanı” unvanını aldı.
İsveççe, İngilizce, Fransızca ve İspanyolca bilen İshak Alaton, Türkiye Sosyal ve Ekonomik Etüdler Vakfı (TESEV) ve Açık Toplum Vakfı kurucularındandır.
Ayrıca, 1998-2012 yılları arasında Güney Afrika İstanbul Fahri Başkonsolosluğu görevini üstlenmiş olup İsveç “Birinci Sınıf Kuzey Yıldızı Nişanı” ve “İspanya Kraliyet Sivil Liyakat Nişanı” sahibidir.
1958 yılında İsveç’ de Margarete von Proschek ile evlenen İshak Alaton, iki çocuk, üç torun sahibidir.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)