20 Ekim 2016 Perşembe

Afyon'da kuduz karantinası

Afyonkarahisar'ın Sinanpaşa ilçesi Bulca köyünün kuduz hastalığı nedeniyle karantinaya alındığı bildirildi.


Köyde başıboş bir kedi 2 kişiye saldırdı. Kedi, köylüler tarafından telef edilirken durum Tarım İl Müdürlüğüne bildirildi. Köye gelen yetkililer kediden alınan örneklerde kuduz hastalığı tespit edince köy karantinaya alındı.

Kedinin ısırdığı köylülerin tedavisinin devam ettiği öğrenildi. Köy sakinlerinden Oğuzhan Kandemir, gazetecilere yaptığı açıklamada, "Yandaki eve giriyordum. Yengem 'kurtar beni, bana kedi saldırıyor' diye bağırıyordu. Kediyi uzaklaştırdım. Amcamın evine girdim. Tekrar sesler gelmeye başladı. Dışarı çıktığımda kedinin komşumun evinden çıkan birine daha saldırdığını gördüm. Onu da kurtardım." dedi.

Saldırıya uğrayan Şerife Kandemir de "Torunlarımı çağırıp komşuya gidecektik. Torunum çıkana kadar kedi, arkamdan gelerek saldırdı." dedi.

Afyonkarahisar İl Tarım Müdürü Hüseyin Arap ise yaptığı açıklamada Sinanpaşa İlçesine bağlı Bulca köyünde kedi tırmalaması ihbarı üzerine köye gidildiğini söyledi.

Kediden alınan örneğin Konya'da bulunan Veteriner Kontrol Araştırma Enstitüsüne gönderildiğini belirten Arap, "Pozitif sonuç gelmesi üzerine ekibimiz orada karantina tedbirlerini aldılar. Köydeki tüm başıboş gezen kedi ve köpek gibi hayvanlarının aşılanması noktasında çalışmalar başlatıldı. Bugünden itibaren köyümüzde karantina çalışmaları başlamış oldu. karantinanın ne kadar devam edeceği gelişmelere göre belli olacak." ifadesini kullandı.

Çocuk gelin olmakla başlayıp koca şiddetiyle devam eden zor bir hayat

Teve2’de Armağan Çağlayan’ın sunduğu Hepsi Bugün Oldu programına konuk olan şiddet mağduru kadının hikayesi duyanların kanını dondurdu. Genç kadın, hem çocuk gelin hem de koca şiddetine maruz kaldı. Yaşadıklarını Hepsi Bugün Oldu’da anlatan A.B, Armağan Çağlayan’ı ve ekran başındakileri ağlattı.


A.B, henüz 14 yaşındayken görücü usulü ve ailesinin baskısıyla, başlık parası karşılığında hiç tanımadığı biriyle çocuk yaşta evlendirilip Yozgat’a yerleşti. İlk çocuğunu 15 yaşında kucağına aldı. 14 yıllık evlilik süresince 6 çocuk sahibi olan A.B, 18 yaşına gelip resmi nikahı yapıldığında 3 çocuk annesiydi. Evlendiği günden eşinin cezaevine girdiği güne kadar koca şiddetinden kaçamadı.

Evlendiği akşam kocasının ayağının yıkamadığı için şiddetle ilk kez karşılaştı.

Gördüğü şiddete karşın ailesinden ve çevresinden yardım isteyen A.B’nin sesine kimse kulak vermedi. Her yardım talebinin ardından şiddet arttı, ailesi de tehdit edildi.

Kocası zihinsel engelli bir kadına tecavüz etti

Mağdur kadının kocası, zihinsel engelli bir kadına tecavüz etmesi sonrası cezaevine girdi. Daha sonra tecavüz ettiği kadınla anlaşma yoluna giderek evlilik vaadiyle dışarı çıkan adam ilk etapta A.B'nin boşanma talebini kabul etti.  Ancak daha sonra boşanmaktan vazgeçti. A.B'den evleneceği kadına bakmasını istedi. Genç kadın bu isteği yerine getirmeyeceğini söyledi.

Bu tepki A.B'nin eşinin öfkesini daha da artırdı.Genç kadının aktardığına göre kocası “Boşanacaksak da sakat boşanacaksın. Seni öldürmeyeceğim. Yüz üstü yere yat, kolunu bacağını aç. Ölecek yerine gelmesin” dedi. A.B'nin dirsekleri ve dizlerini hedef alarak pompalı tüfekle 7 kez tetiğe bastı.

Sonrasında cerrahi operasyonla genç kadının bacakları kesildi. Kolları dirseklerinden vücuda hala bağlı olsa da ellerini işlevsel olarak kullanamıyor.
“Bu toplumun suçu”

Şiddet mağduru A.B çocukluğundan beri başından geçenleri şöyle aktardı:

“Bu toplumumuzun suçu. 14 yaşında, beni başlık parasıyla veren babamın suçu, veren annemin suçu. Buna suskun kalan toplumumuzun suçu. Bana 15 yaşında doğum yaptığım halde bir şey sormayan hastane ve görevlileri suçlu. Evlilik cüzdanını aldıktan sonra çocukları aynı anda Nüfus Müdürlüğü’ne götürünce oradaki memurlar bile sormadı.”

Çocuklarını ayda bir görebiliyor

Altı çocuğu da devlet yurtlarında kalan A.B., çocuklarını ayda bir kez görebiliyor. Yaz tatillerinde de çocuklar evlerinde kalabiliyor. Genç kadın devletin kendine bağladığı 3 aylık maaş ile hayatını idame ettirmeye çalışıyor.

Yaşadığı şiddetin hayatını mahvettiğini ve çalışma mücadelesini elinden aldığını söyleyen A.B, ömrü boyunca bakıma muhtaç olarak yaşamaya mecbur.

Her şeye rağmen çocukları için yaşama tutunan şiddet mağduru kadın, başkalarının da başına benzer şiddet olayları ve çocuk yaşta evlendirmeler gelmemesi için bu mücadelenin içinde aktif olarak yer alıyor.

Toplam 35 yıl hapis cezası

Kocasına  ise kasten adam öldürmeye teşebbüs etmek suçundan üst sınır olan 20 yıl ceza verildi. tecavüz suçundan dolayı da 15 yıl hapis cezası aldı ve şu an cezaevinde.

Artık genç kadının iki isteği var; temyiz süreci devam eden boşanma davasının bir an önce sonuçlanması ve başka insanların böyle şeyler yaşamaması.

Damacanaları kullanma süresi uzadı

Damacanalar, 3 yıl değil 5 yıl kullanılacak. İçme kullanma sularında asgari klor seviyesi 0.2 mg/L olacak. Belediyeler klor seviyesini ayarlamak için otomatik klorlama cihazları takmak zorunda kalacak.

Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu, İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkında yönetmelikte değişiklik yaptı.Damacanaları kullanma süresi uzadı, 3 yıldan 5 yıla çıktı.

Buna göre içme-kullanma sularının dezenfeksiyonunda klorun yanı sıra klorlu bileşikler de kullanılabilecek. Hürriyet'ten Aysel Alp'in haberine göre su deposunda suyun debisine ve basıncına göre ayarlanabilen otomatik klorlama cihazları ile dezenfeksiyon işlemi yapılacak. Uç noktada yapılacak ölçümlerde serbest klor düzeyi 0.2 mg/L’nin altında olamayacak. Klorun üst sınırı ise yine 0.5 mg/L olarak aynı kaldı.

Otomatik klorlama cihazı 8 ayda takılacak

Belediyeler, suyun debisi ve basıncına göre ayarlanabilen otomatik klorlama cihazlarını 8 ay içinde taktırmakla yükümlü kılındı.

Damacanalar 5 yıl kullanılabilecek

2013 yılında yapılan yönetmelik değişikliğiyle damacanaların üretim tarihinden itibaren en fazla üç yıl veya 75 kez kullanılabileceği hükmü getirilmişti. Ancak bugünkü Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren yönetmelikle 3 yıl sınırı ‘5 yıl’ olarak değiştirildi. En fazla 75 kere kullanılabileceği hükmünde ise değişiklik yapılmadı..

İstanbul'a havaray için düğmeye basıldı

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) İstanbul trafiğini rahatlatacak, havaray ve metro projelerini ihaleye çıkarıyor. 


Ülke nüfusunun yaklaşık dörtte birini barındıran İstanbul'un trafik sorununa farklı çözüm yolları aranıyor. Güvenli, akıcı, ucuz, çevre dostu bir trafik akışının sağlanabilmesi için de yeni ulaşım sistemleri hayata geçirilmeye çalışılıyor.

AA muhabirinin derlediği bilgiye göre, İBB tarafından 2019 sonrası şehrin tamamının metroyla bağlanması planlanırken, trafiğe havadan çözüm bulacak havaray için de düğmeye basıldı. Bu kapsamda yeni projeler üreten İBB, İstanbul'un genel, Sefaköy-Halkalı-Başakşehir havaray projesini ve Marmaray'ın benzeri Kazlıçeşme-Söğütlüçeşme metrosunu ihaleye çıkarıyor.

Havaray'ın ihalelerinden biri, İBB İstanbul Geneli Havaray Projesi 14 Kasım 2016 tarihinde ihale çıkıyor. İstanbul Geneli Havaray Projesi hizmet alımı, açık ihale usulü ile İBB İhale İşleri Müdürlüğü'nde yapılacak. 9 Kilometrelik Havaray Projesinde işin tarihi, 365 (Üçyüzaltmışbeş) gün olarak belirlendi.

Başakşehir'e havaray

Şehrin hızla gelişen Başakşehir ve Halkalı bölgeleri de havarayına kavuşacak. Sefaköy'den başlayıp Halkalı'dan geçerek Başakşehir'e gidecek olan havarayın İstanbul'da trafiği rahatlatması bekleniyor. 2019'da hizmete açılması planlanan havarayın, Beylikdüzü, Bakırköy istikametindeki E-5 trafiğini rahatlatarak, Sefaköy-Halkalı civarı ve Halkalı Caddesi'nin nefes almasını sağlaması hedefleniyor.

Yapım süresi 810 takvim günü olarak belirlenen işin ihalesi elektro-mekanik ve ince işlerle birlikte araç alımını kapsıyor. İhale 7 Aralık 2016 günü saat 10.00’da İBB'nin Merter’deki binasında yapılacak. Sefaköy- Halkalı- Başakşehir Havaray hattının inşaat, elektro-mekanik işleri ve araç alımı için ihaleye çıkacak.

Marmaray'a benzer, metro geliyor

İstanbul'da önemli bir yere sahip olan Marmaray projesinin bir benzeri olarak nitelendirilen, Kazlıçeşme- Söğütlüçeşme metro hattı için çalışmalar başladı. Boğaz'ı Kuruçeşme- Beylerbeyi arasından geçecek olan 20 kilometrelik hat için istasyon yerleri, zemin etüt çalışması, güzergah geçiş noktaları, yolcu rakamları gibi teknik ve istatistiki verileri hazırlamaya yönelik kapsamlı inceleme start aldı.

İBB de Kazlıçeşme’den başlayıp Söğütlüçeşme'ye kadar gidecek olan metro hattının ilk aşaması için çalışmaları hızlandırdı. Kazlıçeşme- Söğütlüçeşme metro hattı ihalesi 26 Ekim'de gerçekleşecek. 20 kilometre uzunluğundaki projenin, işe başlama tarihinden itibaren 720 günde tamamlanması planlanıyor.

Kazlıçeşme-Söğütlüçeşme metrosu özellikle İstanbul'un kuzeyine hizmet edecek ve o bölgelerdeki yolculuk taleplerini karşılayacak. Metro hattı, Avrupa Yakası'ndaki Kazlıçeşme'den başlayıp, Boğaz'ı geçtikten sonra Anadolu Yakası'ndaki Söğütlüçeşme'de son bulacak.

Tramvay ihalesi

İBB, Kabataş-Bağcılar tramvay hattında Seyitnizam ve Zeytinburnu durakları arasındaki 2 kilometrelik kısmı yer altına alacak. Ayrıca Başakşehir-Kayaşehir metrosunun 3 kilometre uzatılması da bu ihaleye dahil olacak. İBB, toplamda 5 kilometrelik işi kapsayan ihaleyi 26 Ekim 2016 günü saat 10.30’da İBB Merter binasında yapacak.

Sağlık Bakanlığı personel alımı başvurusu | Son gün: Bugün

Sağlık Bakanlığı 2016 yılı için personel alımı başvurusu tarihinde son gün 19 Ekim'de (bugün) bitiyor. Bakanlığın açtığı başvuruya kimler başvurabilir, ücret ne kadar ve ücretler nereye ödenecek? Lisans, önlisans, ortaöğretim alanlarında kimler, hangi alana başvuru yapabilir?


ÖSYM sitesinde Sağlık Bakanlığı personel alımı başvurusunda son güne gelindi. Lisans, önlisans ve ortaöğretim mezunları için KPSS şartı aranırken, hangi bölümlere memur alınacağı tercih kılavuzunda belli oldu.

Sağlık Bakanlığı personel alımı başvurularını açıkladıktan sonra ÖSYM üzerinden tercih kılavuzunu yayınladı. İl il hangi kadrolara kaç kişi girebilecek?

Sağlık Bakanlığı, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra kendi kurumunda birçok memuru ihraç etmişti. Sağlık alanı zorunlu ve acil durumda olduğu için, bakanlık çıkartılan personellerin yerine hızlı ve sağlıklı bir şekilde memur alacak. Bakanlığın kendi sitesinden duyurduğu açıklamaya göre toplam 2808 personel alınacak. Başvurular nasıl ve nerede yapılır, ücreti ne kadar ve nereye ödenir? Tüm bilgiler içeriğimizde..

İlk defa atanacaklar için KPSS şartı bulunmaktadır. Lisans mezunları için şart: 2016’daki sınav sonucu esas alınacaktır. Önlisans ve ortaöğretim mezunları için şart: 2014’teki KPSS şartı bulunmaktadır. Bakanlığın üstünde durduğu önemi duyuru ise, lisans mezunlarının önlisans veya ortaöğretimlere ait personel alımına başvuru yapamaz. Yaparsa geçerli sayılmayacaktır.

Sınav başvuru tarihi 13 Ekim’de başladı, son başvuru tarihi ise 19 Ekim 2016 Çarşamba günü saat 23:59. Sınav ücreti 15 Türk Lirası olup, ücretler ya ÖSYM’nin ÖDEMELER bölümünden ödenecek ya da Akbank, Kuveyt Türk Katılım Bankası, Halkbank ATM, Ziraat Bankası internet bankacılığı (şube ve ATM geçersizdir).

Sağlık Bakanlığı kaç lisans, önlisans, ortaöğretim mezunu alacak?
Lisans olarak: Biyolog, çocuk gelişimcisi, dil ve konuşma terapisti, diyetisyen, ebe, fizyoterapist, hemşire, iş ve uğraşı terapisti, odyolog, perfüzyonist, psikolog, sağlık fizikçisi, sosyal çalışmacı, veri hazırlama ve kontrol işletmeni, bilgisayar işletmeni.

Önlisans olarak: Sağlık teknisyeni tıbbi sekreter, sağlık teknikeri acil tıp teknikeri, sağlık teknikeri ağız diş sağlığı, sağlık teknikeri ameliyat, sağlık teknikeri diyaliz, sağlık teknikeri eczane, sağlık teknikeri elektronörofizyoloji, sağlık teknikeri fizik tedavi, sağlık teknikeri odyometri, sağlık teknikeri patolojik anatomi, sağlık teknikeri radyoterapi, sağlık teknikeri laboratuvar, sağlık teknikeri protez/ortez, sağlık teknikeri anestezi, sağlık teknikeri röntgen.

Ortaöğretim olarak: Hemşire, sağlık memuru anestezi, sağlık memuru çevre sağlığı, sağlık memuru diş, sağlık memuru laboratuvar, sağlık memuru ortopedi, sağlık memuru röntgen, sağlık memuru tıbbi sekreter.

19 Ekim 2016 Çarşamba

Çeyrek altınla yarışan ıhlamur pes etti

Ihlamurda geçen yıl çeyrek altınla yarışan fiyatlar, bu yıl üretim ve ithalatın artmasıyla düşmeye başladı. Geçen yıl 200 lirayı gören, bu yıl ise 150 lira ile sezona başlayan fiyatların düşüşe devam edeceği tahmin ediliyor.


Tüm Aktarlar ve Baharatçılar Tıbbi ve Aromatik Bitki Yetiştiricileri Derneği (TABDER) Başkanı Ayhan Ercan, kış çayları içinde en yoğun talebi gören ıhlamurun geçen yıl üretimdeki düşüş ve bazı toptancıların bunu fırsat olarak değerlendirmesi nedeniyle fiyatta rekor kırdığını belirtti.

Geçen yıl kilogramı 200 liraya çıkmıştı

Çiçek ıhlamurda kilogram fiyatlarının ortalama 120 lira seviyesindeyken geçen yıl birden yükselmeye başladığını ve 200 liraya çıktığını anlatan Ercan, şunları söyledi:

"Fiyatların rekor kırması tüketicinin tepkisini çekti. Vatandaş, ıhlamur yerine alternatif kış çaylarına yöneldi. Ayrıca fiyatların bu seyri nedeniyle Balkan ülkeleri ve Gürcistan'dan ithalat yapıldı. Buna rağmen kış ayları bitene kadar fiyatlar ancak 180 lira seviyesine gerilemişti.

Bu sezon ise sonbaharla birlikte yeni sezon ürünler raflara çıkmaya başladı. Bu yıl üretimin yüksek olması ve ithalatın devam etmesiyle çiçek ıhlamur fiyatları normale dönmeye başladı. Fiyat düşüşü yüzde 20 seviyesinde ancak bu yıl ürün bol, fiyatlarda düşüş devam edecek.

Gelecek aylarda yüzde 35-40'lık düşüş bekliyoruz. Bu da yeniden 120 lira seviyelerine yaklaşılacağını gösteriyor."

Ercan, üretimin yüksek olmasında iklimsel koşulların yanı sıra ıhlamur ağacı sahiplerinin fiyatlardaki yükselişi görerek geçmiş yıllarda toplamadığı ağaçlarda da hasat yapmasının etkili olduğuna işaret etti.

Havalar soğuyunca belli olacak

İzmir'deki Tarihi Kemeraltı Çarşısı'nda aktarlık yapan Fatih Pamukçu da geçen yıl fiyatlardaki anormal yükselişin tepki çekmesi nedeniyle birçok esnafın bu ürünü raftan indirdiğini belirterek bu yıl fiyatların gerilemeye başlamasıyla satışların güzel başladığını söyledi.

Pamukçu, "Bu yıl ıhlamur bolluğu var, fiyatlar o kadar yükselmez. Kilogramı 150 lira ile başladık. Fiyatların seyrini soğuk hava belirleyecek. Talep de etkili olacaktır. Ancak geçen seneki ortamı beklemiyoruz. Umarız olmaz" dedi.

Fiyat artışının ıhlamur çayı alışkanlığı bulunan insanların tercihlerini etkilediğine dikkati çeken Pamukçu, ıhlamurun artık adaçayı, zahter, taze zencefil, tarçın, havlucan ve nane limon gibi çaylarla karıştırılarak tüketilmeye başlandığını ifade etti.

Keme başına 1.40 dolar ödül

Endonezya'nın başkenti Jakarta'da yakalanan keme sıçanı başına ödül konuldu.


Dış basında yer alan haberlerde, Jakarta makamlarının yakalanan her sıçan için 1.40 Euro ödül ödeme kararı aldığı da yazıldı. Habere göre, vali yardımcısı Djarot Syaiful Hidayat, yakalanan sıçan başına yaklaşık 1 Euro 40 Cent ödeme yapılacağını açıkladı.

Hidayat'ın “Sıçanları yakalayın, sayın ve biz ödemesini yapalım" dediği belirtiliyor.“

Prim için sıçan yetiştirilebilir uyarısı

Yetkililerin bulaşıcı hastalıkların yayılmasını önlemek amacıyla başlattığı aksiyona destek olanlar kadar, “Primin insanları sıçan yetiştirmeye yönlendirebileceği" gerekçesiyle karşı çıkanların da olduğuna dikkat çekiliyor. Örnek olarak ise, Fransızların Vietnam Hanoi'de 1900 yılında getirilen her bir sıçan kuyruğuna para ödemesi üzerine insanların sıçan üreticiliğine başlaması gösteriliyor.

Yüzde 60'ı organik atıklar olmak üzere, günde 10 bin ton çöpün sokaklara atılması nedeniyle Jakarta'da sıçan sorunu oluştuğu belirtiliyor.

Emeklilikte yaşa takılanlarla ilgili vahim tablo

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Başkanı Mehmet Selim Bağlı, emeklilikte yaşa takılanlarla ilgili çalışma yaptıklarını, ortaya vahim bir tablo çıktığını söyledi. Bağlı, "Yaşa takılanların sayısı 7 milyon 200 bin kişi civarında. 'Bunları emekli edelim' dediğinizde kamunun oluşan maliyeti 400 milyar lira" dedi.


Bağlı, SGK Başkan Yardımcısı Cevdet Ceylan ve Sigorta Primleri Genel Müdürü Ahmet Açıkgöz ile Ekonomi Muhabirleri Derneğinde (EMD) düzenlenen sohbet toplantısına katıldı.
Bağlı, emeklilere aylıkları karşılığında bir miktar promosyon verilmesi için yürütülen pazarlıklar konusunda şu bilgileri verdi:

"Emekliler için 22 bankaya aylık 17 milyar lira para yatıyor. Bu parayı Ziraat Bankası 3 gün, Halk Bankası 2, diğer bankalar ise 1 gün tutuyor. SSK döneminde bankalara emekli maaşı vermeleri için komisyon ödeniyorken şimdi maaşları vermeleri konusunda promosyon talep ediyoruz.

Bu aslında Türkiye ekonomisinin ve emeklilerimizin durumunun geldiği yeri de gösteriyor. Promosyon konusunda görüşmeleri, yapılabilecek her şeyi yaptık. Sayın Bakanımız çok güzel bir açıklama yaptı, 'düğümü Sayın Başbakanımız çözecek' dedi. Biz her türlü çalışmayı yaptık, büyüklerimizin önüne koyduk, onlarda inşallah düğümü çözecekler."

Promosyon konusunda basında dile getirilen rakamların yüksek olduğunu ifade eden Bağlı, "Öyle rakamlar yazılıyor ki neredeyse bir maaşa karşılık geliyor öyle bir şey yok" diye konuştu.

Yaşa takılanların sayısı 7 milyon

Türkiye'de 1990'lı yılların başında itibaren 37 yaşındaki çalışanların emekli edilmesiyle sosyal güvenlik sisteminin bozulmaya başladığını vurgulayan Bağlı, "Genel sağlık sigortası bakımından İskandinav ülkelerinin bile önündeyiz. Uyguladığımız sağlık paketinin kapsamı, genişliği ve derinliği ileri düzeyde. Yaşa takılanlarda eğer biz fedakarlık edersek bu imkanı kullanamayız. Çok ciddi bir maliyet var. Siyaset mekanizması 'Bu işe zinhar yanaşmıyoruz' dediğinde, herhalde onların önüne bir rakam konuldu. O konuda çalışmayı yaptık, hakikaten vahim bir tablo çıktı. Yaşa takılanların sayısı 7 milyon 200 bin kişi civarında. 'Bunları emekli edelim' dediğinizde kamunun oluşan maliyeti 400 milyar lira" bilgisini verdi.

Bağlı, sosyal güvenlik reformu yapılmaması halinde SGK'nın açığının her yıl 100 milyar lira olacağına dikkat çekerek, kurumun aktüeryal dengesinin 2070'e kadar kendi yağıyla kavrulabilecek düzeyde olduğunu söyledi.

"Toplamda 12 milyar lirayı bulan başvuru yapıldı"

Sigorta Primleri Genel Müdürü Açıkgöz de bir soru üzerine borçların yeniden yapılandırması kapsamında SGK'nın Bağ-Kurlulardan 8 milyar lira civarında alacağının olduğunu söyledi.

Bir kısmı aktif bir kısmı kapanan olmak üzere 1 milyon 361 bin işverenin toplam 48 milyar lira civarında prim borcunun bulunduğunu bildiren Açıkgöz, "Bunlardan 400 bin işverenin yapılandırmaya başvurduğunu görüyoruz. Şu ana kadar toplam 12 milyar lirayı bulan başvuru yapıldı. Kendi nam ve hesabına çalışan esnaflarımızdan 160 bin civarında başvuru söz konusu. Bu da 850 milyon liraya karşılık geliyor. Borç yapılandırmasında peşin ödemede ciddi bir indirim yapılıyor, biz de vatandaşlara peşin ödemeyi tavsiye ediyoruz" dedi. Hürriyet

Rüzgar Çetin’in talebi reddedildi

İstanbul Beşiktaş'taki trafik kazasında 1 polis memurunun ölümüne, 1 polis memurunun ise yaralanmasına neden olan Rüzgar Çetin hakkında savcılığın itirazı üzerine verilen yurt dışına çıkış yasağının kaldırılması talebi, kaçma ihtimali bulunması nedeniyle reddedildi.


İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, Rüzgar Çetin’in avukatlarının yurt dışına çıkış yasağının kaldırılması talebini reddetti. Mahkeme red kararında sanığa verilen cezanın miktarı, dosyanın kanun yolu aşamasında geçireceği süre ve sanığın kaçma ihtimalini gerekçe gösterdi.

Beşiktaş'taki trafik kazasında 1 polis memurunun ölümüne, 1 polis memurunun ise yaralanmasına neden olduğu gerekçesiyle 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılarak tahliye edilen Rüzgar Çetin hakkında İstanbul 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nce verilen karara, duruşma savcısı Ekrem Şakar tarafından itiraz edilmişti. Savcı Ekrem Şakar, Çetin'in tutuklanmasını, tutuklama kararı verilmemesi durumunda ise yurt dışına çıkış yasağı konulmasını talep etmişti. Talebi değerlendiren İstanbul 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi, kararında direnerek, itirazı bir üst mahkeme olan İstanbul 12’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ne göndermişti.

İstanbul 12’inci Ağır Ceza Mahkemesi, Savcı Şakar'ın Rüzgar Çetin'in tutuklanmasına ilişkin talebini reddederek, hakkında yurt dışına çıkış yasağı koymuştu. Bunun üzerine Çetin’in avukatları yurt dışına çıkış yasağının kaldırılması için İstanbul 12’inci Ağır ceza Mahkemesi’ne başvurmuş, mahkeme kararını yerinde bularak bir üst mahkeme olan İstanbul 13’üncü Ağır ceza Mahkemesi’ne göndermişti.

Rüzgar Çetin’in yargılayan mahkeme heyeti, davanın 4 Ekim 2016 tarihinde görülen duruşmasında, sanık Çetin’in “Bilinçli taksirle bir kişinin ölümüne, bir kişinin yaralanmasına neden olmak” suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılmasına hükmetmişti. Cezaevinde 8 ay 10 gün kalan Çetin, kararın ardından tahliye edilmişti.

Akdeniz'de 4.3'lük deprem

Akdeniz'de 4.3 büyüklüğünde deprem meydana geldi.


Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) Deprem Dairesi verilerine göre, Antalya'nın Kumluca ilçesi açıklarında Richter Ölçeği'ne göre 4.3 büyüklüğünde deprem meydana geldi.

Saat 15.18'de kaydedilen deprem 44 kilometre derinlikte meydana geldi. Kumluca'ya bağlı Yeşilköy Mahallesi'ne 29 kilometre uzaklıktaki deprem bölgede de hissedildi. Depremde can veya mal kaybı olmadı.

Hakan Şükür'le ilgili yeni iddia

Tokat'ta Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik yürütülen soruşturma kapsamında hakkında yakalama kararı çıkartılan, kapatılan Zaman Gazetesi yazarı Süleyman Sargın'ın 'basın imamı' olduğu ve Hakan Şükür'ün AK Parti'den istifa dilekçesini yazdığı ileri sürüldü.


Tokat'ta 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma devam ediyor. Yürütülen soruşturma kapsamında ifadesine başvurulan şüphelilerin beyanları üzerine geçen hafta örgütün üst düzey yöneticilerinden 13 kişi hakkında yakalama ve gözaltı kararı çıkartıldı. Aralarında darbe girişiminden 15 gün sonra yurt dışına kaçtığı açıklanan örgütün Türkiye polis imamı 'Cemal' kod adlı T.S. ile birlikte en dikkat çeken isimlerden biri de Başsavcılık tarafından T.S.'den önce bu görevi yürüten ve yurt dışına kaçtığı belirtilen S.S. oldu.

Tokat Cumhuriyet Başsavcılığı tarafında S.S. rumuzuyla belirtilen kişinin, kapatılan Zaman Gazetesi yazarı ve Irmak TV Genel Müdürü Süleyman Sargın olduğu öğrenildi. Sargın'ın darbe girişiminden sonra yurt dışına kaçtığı açıklandı. Ayrıca örgütün 'basın imamı' olduğu öğrenilen Sargın'ın, ABD'de bulunan AK Parti eski Milletvekili Hakan Şükür'ün partisinden istifa ettiği dönemdeki dilekçesini yazdığı öne sürüldü. Soruşturma sürüyor. DHA

Okulda İstiklal Marşı krizi: Müdür yardımcısına soruşturma

Bodrum’daki Kanuni Sultan Süleyman Anadolu Lisesi Müdür Yardımcısı 34 yaşındaki P.K. hakkında, bayrak töreninde İstiklal Marşı okunması için ses sistemini kurmadığı ve marşın okunması sırasında kahkaha atarak saygısızlıkta bulunduğu iddialarıyla soruşturma başlatıldı.


Kanuni Sultan Süleyman Anadolu Lisesi Müdür Yardımcısı P.K. hakkında, sorumlu olmasına rağmen bayrak törenlerinde İstiklal Marşı’nın okunması için ses sistemini kurmadığı ve İstiklal Marşı okunurken kahkaha atarak saygısızlıkta bulunduğu iddialarıyla Okul Müdürü Filiz Candaş tarafından geçen 30 Eylül’de tutanak tutuldu. Tutanağa okuldaki dört öğretmen de imza attı. Müdür Candaş, tutulan tutağı da ekleyerek bir dilekçeyle Bodrum İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne başvurup, aynı zamanda okulda matematik öğretmeni de olan Müdür Yardımcısı P.K.’den şikayetçi oldu.

"İstiklal Marşı’nın okunmasını sabote etti"

Müdür Filiz Candaş dilekçesinde, Mudur Yardımcısı P.K.’nın İstiklal Marşı’nın okunmasını sabote ettiğini ileri sürerek şöyle dedi: "16 Eylül pazartesi sabahı bayrak töreni sırasında İstiklal Marşı’nın okunacağı sırada ses sisteminin kurulmadığını fark edince ilgili ve sorumlu olan müdür yardımcısı P.K.’yi uyardım. Ardından 30 Eylül cuma günü akşam saatlerinde düzenlenen bayrak töreninde yine ses sisteminin kurulmadığını fark edip, P.K.’ya dönüp, ’Ne oluyor niye ses sistemi kurmadınız’ dercesine mimiklerimle ifade ettim, ardından İstiklal Marşı’nın seslendirme olmadan okunması talimatını verdim. Hep bir ağızdan İstiklal Marşı’nın okunmaya başladığı sırada P.K.’nin kahkaha atarak güldüğünü gördüm. Dayanamayıp, marşın okunmasının ardından dört öğretmen arkadaşımızın da imzasının bulunduğu bir tutanak tuttuk."

3 müfettiş geldi

Okul Müdürü Filiz Candaş, Müdür Yardımcısı P.K.’nin hem çalıştığı kuruma, hem de İstiklal Marşı’na yaptığı bu saygısızlığı amirlerine bildirmek zorunda kaldığını da kaydetti. Candaş’ın dilekçesi üzerine idari soruşturma başlatılırken, Muğla İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nden gelen üç müfettiş, Okul Müdürü Candaş, Müdür Yardımcısı P.K. ve tutanakta imzaları bulunan dört öğretmenin ifadelerine başvurdu.  Bodrum İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri, durumu bildirdikleri İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nden gelen müfettişlerin hazırlayacağı rapora göre konuyla ilgili gereken neyse yapılacağını bildirdi.

"Tamamen kurgu ve iftira"

Hakkındaki iddiaların tamamen kurgu ve iftira olduğunu ileri süren Müdür Yardımcısı P.K. kendini şöyle savundu: "Ne amaçla suçlama yapıp, hakkımda şikayette bulundular bilmiyorum. İstiklal Marşı’na karşı bir saygısızlığım söz konusu olamaz. Okulda olmadığım dönemde boya, badana yapılırken ses sistemi sökülmüş. Ses sistemini kurulması görevini ben üstlenmiştim ancak bu resmi bir görevlendirme değildi. Şu anda da okulumda görevime devam ediyorum. Soruşturma açılabilir, incelenebilir sonunda suçsuz olduğum ortaya çıkacaktır." (Yaşar Anter / Bodrum / DHA)

92 yaşında, 97 eşi 185 çocuğu var

Nijerya'da yaşayan 92 yaşındaki, 97 eşli ve 185 çocuk sahibi Muhammed Bello Ebubekir, hakkında çıkan ölüm iddialarını yalanladı.


Nijerya'nın Niger Eyaleti'nin Bida kasabasında yaşayan 97 yaşındaki Muhammed Bello Ebubekir, hakkında çıkan 'geçirdiği hastalığın ardından hayatını kaybetti' şeklindeki iddiaları yalanladı.
Nijerya'da yayınlanan Vanguard gazetesine konuşan Ebubekir, "Gayet sağlıklı ve dinç olarak hâlâ yaşıyorum. Hakkımda çıkan dedikodular asılsız ve Tanrı'nın benim için yaptıklarına ve yapmaya devam ettiği şeyleri kıskananların işi" ifadelerini kullandı.

'Yaptığım ilahi bir şey'

Ebubekir ayrıca çokeşli ailesini daha da genişletmeye niyetli olduğunu açıkladı: "Yaptığım ilahi bir şey. Bu bir görev ve bunu ömrümün sonuna kadar devam edeceğim." Bu arada şimdiye kadar 107 evlilik yaşayan Ebubekir'in 10 eşinden de boşandığı gelen bilgiler arasında.

84 yaşında 86 eşi vardı

2008 yılında 'henüz' 84 yaşındayken sahip olduğu 86 eşiyle haberlere konu olan Ebubekir eşlerinin sayısı yüzünden şeriat mahkemesi tarafından uyarı almıştı. Şeriat kurallarına göre bir erkek sadece dört kadınla evlenebilir. Ebubekir'in yaşadığı ve Müslüman nüfusun çoğunlukta olduğu Niger eyaletinde 2000 yılından bu yana şeriat kuralları uygulanıyor.

İdam cezasıyla yargılanacağı konusunda uyarılmıştı

8 yıl önce, Nijerya'da şeriat mahkemesi 86 karısı olan Nijeryalı Muhammed Bello Ebubekir'i uyarmıştı. Şeriat kurallarına göre bir erkek sadece 4 kadınla evlenebilir. 84 yaşındaki Nijeryalı Ebubekir eşlerinin sayısını 4'e düşürmezse idam cezasıyla yargılanacak.

Ebubekir'in yaşadığı ve Müslüman nüfusun çoğunlukta olduğu Nijer Bölgesi'nde 2000 yılından bu yana şeriat kuralları uygulanıyor. cnntürk

İstanbul Cuma günü karanlığa gömülecek

İstanbul Avrupa Yakası'nda Cuma günü, bakım ve onarım çalışmaları nedeniyle 12 ilçede elektrik kesintisine gidilecek.


Boğaziçi Elektrik Dağıtım A.Ş. (BEDAŞ) tarafından yapılan açıklamada, Cuma günü İstanbul Avrupa Yakası’nda planlı yatırım, bakım ve onarım çalışması kapsamında, 12 ilçede elektrik kesintisine gidileceği duyuruldu. Açıklamada, 08.00- 20.00 saatleri arasında Esenler, Büyükçekmece, Fatih, Sultangazi, Bakırköy, Kağıthane, Bağcılar, Başakşehir, Küçükçekmece, Güngören, Sultangazi ve Esenyurt’un bazı bölgelerinde elektrik kesintisi olacağı bildirildi. DHA

Çakma ürün cennetiyiz

Marmaris’in Hisarönü beldesindeki mağaza ve dükkan isimleri İngiliz basınına konu oldu.


Daily Mail gazetesindeki haberde, Hisarönü'nün ana caddelerinde yer alan mağazaların İngiltere'de yaygın olan süpermarket zinciri ve alışveriş merkezlerini andıran isimler alması alaylı bir dille ele alındı.

“Dünyanın en garip ana caddesi” başlıklı haberde, İngiltere'deki giyim mağazaları zinciri “Next” yerine “Nexst”, perakende ve market zinciri “Marks&Spencer” yerine “Marc Spenger”, süpermarket zinciri “Asda” yerine “Azda” ve mağazalar zinciri “Selfridges” yerine “Selfridğez” adı verilmiş işyerlerinin fotoğraflarına yer verildi. Ayrıca, İngiliz futbol takımlarının formalarının taklitlerinin ucuz fiyata alınabileceği belirtildi.


SANKİ İNGİLTERE

Daily Mail, İngiliz turistlerin yanı sıra yerleşik İngiliz vatandaşlarının da yoğun olduğu Hisarönü'nün bu haliyle Milton Keynes veya Ipswich gibi İngiliz kasabalarını andırdığını belirterek şu ifadeleri kullandı:

SELFRIDGES=SELFRIDĞEZ

“İngiltere'deki çoğu kişi yurtdışına giderken İngiliz alışveriş caddelerinin yavanlığından kaçma isteği duyar. Fakat Türkiye'deki bu beldeyi ziyaret edenler, İngiltere'nin en ünlü ev eşyası mekanlarının isimlerinden ‘esinlenen' bu mağazalar sayesinde memleketlerini hiç terk etmemiş gibi hissedebilirler.”

Haberde, ülke özlemi duyan bir İngilizin balık-patates yiyebileceği bir kafeye oturabileceği de aktarıldı. Sözcü