Boğaz'ın altında hizmete girecek tünel için bakanlık anket başlattı. Abdülhamid Han ve Atatürk isimleri yarışıyor.
İstanbul Boğazı'nın altına inşa edilen, hem tekerlekli araçların hem de metronun geçişine olanak sağlayan 'Tüp Geçiş Qrojesi' 20 Aralık'ta Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açılacak. 'Avrasya Tüneli' olarak bilinen projeye verilecek isim için Ulaştırma, Bakanlığı'nın resmi internet sitesinde anket başlatıldı.
'Halkın ilgisi çok büyük'
1 Aralık'ta başlayan ve 10 Aralık'a kadar sürecek olan ankette isim seçenekleri bulunmuyor. Ankete katılanlar istedikleri ismi kutucuğa yazıp 'Gönder' butonuna tıklıyor.
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, "Halkımızın projeye olan ilgisi çok büyük. Katıldığımız program ve açılışlarda bu dev projenin isminin ne olacağıyla ilgili birçok soru alıyoruz. İsim önerilerini 10 Aralık'a kadar alacağız. En çok hangi isim üzerinde görüş bildirilirse o ismi değerlendireceğiz" dedi.
İki isim çekişiyor
Ekşisözlük, Facebook ve Twitter üzerinden örgütlenen sosyal medya kullanıcıları, Avrasya Tüneli'nin adının "Atatürk" olması için kampanya başlattı.
Twitter'da bu konu bu sabah erken saatlerde #Tunelisimönerim etiketiyle Türkiye gündeminde 1 numaraya yükseldi. Ekşisözlük ve Facebook'ta da kullanıcılar isim konusunda örgütleniyor.
Çok sayıda kullanıcı tünele 'Mustafa Kemal Atatürk' adının verilmesini istiyor.
Bazı kullanıcılar da tünelin adının Boğaz'a ilk tüp geçiş projesini çizdiren Osmanlı padişahı
Abdülhamid Han olması gerektiğini savunuyor.
5 Aralık 2016 Pazartesi
Cumhurbaşkanlığı: FETÖ'yü anlamak için The Following'i izleyin
Cumhurbaşkanlığı, 15 Temmuz darbe girişimini anlatmak için, ''10 Soruda 15 Temmuz Darbe Girişimi ve Fethullahçı Terör Örgütü'' isimli broşürü Türkiye ve İngilizce olarak hazırladı. Broşür 42 sayfadan başlıyor. Cumhurbaşkanlığı broşürde FETÖ'yü anlamak isteyenlere The Following dizisini izlemelerini önerdi. Dizi bir edebiyat profesörünün kendi hastalıklı yapısı nedeniyle insanları bir suç makinesine dönüştürmesinin hikayesini anlatıyor.
Gazete Duvar'dan Nergis Demirkaya'nın haberine göre; Cumhurbaşkanlığı, 15 Temmuz Darbe Girişimi'ni anlatmak için Türkçe-İngilizce broşür hazırladı. Broşüre göre darbeye giden süreç MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın ifadeye çağrıldığı 7 Şubat 2012'de başladı. Bu operasyonla Kürt meselesinde çözümü sabote etmeyi ve MİT'i ele geçirmeyi hedeflediği iddia edilen FETÖ'nün 2005 yılından sonraki çalışmalarına broşürde yer verildi.
'Tasfiye Şemdinli olayları ile başladı'
Broşüre göre ordudaki tasfiye süreci 2005 Kasım ayında Şemdinli Olayları ile başladı. Rahip Santora cinayeti, Danıştay saldırısı, Hrant Dink cinayeti Zirve Yayınevi katliamı, Ergenekon operasyonları, Balyoz Davası, Askeri Casusluk Davası ordudaki tasfiye ve ele geçirme süreçlerinin parçalarıydı. Broşürde Şike Davası da Fenerbahçe üzerinden futbol dünyasını ele geçirme girişimi olarak nitelendirildi. HSYK seçimleri yargıyı ele geçirme, Oda TV Davası muhalifleri susturma, Gezi eylemleri hükümeti devirme girişimleri olarak ele alınırken 17-25 Aralık süreci, "örgütün yargı ve polis içinde kurduğu vesayetle hükumeti devirme girişimi" olarak nitelendirildi. 15 Temmuz Darbe Girişimi için de "hükumeti devirme planının son perdesi" denildi.
'FETÖ, silahlı bir kült örgüt'
Darbenin FETÖ tarafından yapıldığına dair sanık ifadeleri, Whatsapp yazışmaları ve sosyal paylaşım sitelerinden mesajların kanıt olarak sunulduğu broşürde "FETÖ nasıl bir örgüt?" sorusuna da yanıt verildi. Broşürde şöyle denildi:
"Emekli imam olan Fethullah Gülen'in direktifleri doğrultusunda bir araya gelen fanatik insanların oluşturduğu silahlı bir kült örgütüdür. Amacı Türkiye Cumhurriyeti'nin anayasal düzenini bozarak, Gülen'in ruhani lideri olacağı bir rejim kurmaktır. FETÖ mensupları Gülen'i mehdi olarak kabul etmekte ve talimatlarını eksiksiz yerine getirmekle yükümlü olduklarına inanmaktadır. Olduğundan farklı görünmek anlamına gelen takiye kavramı, FETÖ'nün gizlenmek için kullandığı temel stratejilerden biridir. FETÖ mensupları kendi kimliklerini gizlemekte, kod isimler kullanmakta ve hatta bazıları bilerek liberal, solcu dinsiz görüntüsü vermektedir. Her ne kadar FETÖ uluslararası anlamda ılımlı İslam'ı temsil eden bir yapı görüntüsü vermeye çalışşsa da örgüt ciddi insan hakları ihlallerine dahil olmuş ve şiddet kullanmaktan çekinmemiştir."
The Following dizisi nasıl tanıtıldı?
Yabancı dizi sitelerinde 'gizem, dram ve suç' kategorinde gösterilen Amerikan yapımı The Following Ocak 2013 tarihinde Fox Broadcasting Company'de yayınlandı. 3 sezon yayınlanan dizi tanıtımı şöyle yapıldı:
"Ünlü seri katil Joe Carroll (James Purefoy) ölüm hücresinden kaçar ve yeni bir çılgınlığa soyunur. Bunun üzerine FBI, eski ajan Ryan Hardy'i (Kevin Bacon) davaya danışmanlık yapması için departmana geri çağırır. Artık göz önünde olmayan Hardy, edebiyat öğretmenliği yaptığı Virginia Üniversitesi'nin kampüsünde 14 kız öğrenciyi öldüren Carroll'ın dokuz yıl önce yakalanıp hapse atılmasından sorumludur. Hardy, Carroll'la ilgili her şeyi bilmektedir. Belki psikolojik ve entelektüel anlamda tek dengidir. Ancak yıllar önce Carroll davasını çözen Ryan Hardy artık farklı bir adamdır.
Bu seri katili yakalamak için harcadığı süre boyunca hem fiziksel hem de zihinsel olarak yaralanmış olan Hardy sahadan ayrılalı uzun zaman olmuştur. Bu soruşturma Hardy'nin kurtuluşudur, harekete geçme çağrısıdır. cnntürk
Gazete Duvar'dan Nergis Demirkaya'nın haberine göre; Cumhurbaşkanlığı, 15 Temmuz Darbe Girişimi'ni anlatmak için Türkçe-İngilizce broşür hazırladı. Broşüre göre darbeye giden süreç MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın ifadeye çağrıldığı 7 Şubat 2012'de başladı. Bu operasyonla Kürt meselesinde çözümü sabote etmeyi ve MİT'i ele geçirmeyi hedeflediği iddia edilen FETÖ'nün 2005 yılından sonraki çalışmalarına broşürde yer verildi.
'Tasfiye Şemdinli olayları ile başladı'
Broşüre göre ordudaki tasfiye süreci 2005 Kasım ayında Şemdinli Olayları ile başladı. Rahip Santora cinayeti, Danıştay saldırısı, Hrant Dink cinayeti Zirve Yayınevi katliamı, Ergenekon operasyonları, Balyoz Davası, Askeri Casusluk Davası ordudaki tasfiye ve ele geçirme süreçlerinin parçalarıydı. Broşürde Şike Davası da Fenerbahçe üzerinden futbol dünyasını ele geçirme girişimi olarak nitelendirildi. HSYK seçimleri yargıyı ele geçirme, Oda TV Davası muhalifleri susturma, Gezi eylemleri hükümeti devirme girişimleri olarak ele alınırken 17-25 Aralık süreci, "örgütün yargı ve polis içinde kurduğu vesayetle hükumeti devirme girişimi" olarak nitelendirildi. 15 Temmuz Darbe Girişimi için de "hükumeti devirme planının son perdesi" denildi.
'FETÖ, silahlı bir kült örgüt'
Darbenin FETÖ tarafından yapıldığına dair sanık ifadeleri, Whatsapp yazışmaları ve sosyal paylaşım sitelerinden mesajların kanıt olarak sunulduğu broşürde "FETÖ nasıl bir örgüt?" sorusuna da yanıt verildi. Broşürde şöyle denildi:
"Emekli imam olan Fethullah Gülen'in direktifleri doğrultusunda bir araya gelen fanatik insanların oluşturduğu silahlı bir kült örgütüdür. Amacı Türkiye Cumhurriyeti'nin anayasal düzenini bozarak, Gülen'in ruhani lideri olacağı bir rejim kurmaktır. FETÖ mensupları Gülen'i mehdi olarak kabul etmekte ve talimatlarını eksiksiz yerine getirmekle yükümlü olduklarına inanmaktadır. Olduğundan farklı görünmek anlamına gelen takiye kavramı, FETÖ'nün gizlenmek için kullandığı temel stratejilerden biridir. FETÖ mensupları kendi kimliklerini gizlemekte, kod isimler kullanmakta ve hatta bazıları bilerek liberal, solcu dinsiz görüntüsü vermektedir. Her ne kadar FETÖ uluslararası anlamda ılımlı İslam'ı temsil eden bir yapı görüntüsü vermeye çalışşsa da örgüt ciddi insan hakları ihlallerine dahil olmuş ve şiddet kullanmaktan çekinmemiştir."
The Following dizisi nasıl tanıtıldı?
Yabancı dizi sitelerinde 'gizem, dram ve suç' kategorinde gösterilen Amerikan yapımı The Following Ocak 2013 tarihinde Fox Broadcasting Company'de yayınlandı. 3 sezon yayınlanan dizi tanıtımı şöyle yapıldı:
"Ünlü seri katil Joe Carroll (James Purefoy) ölüm hücresinden kaçar ve yeni bir çılgınlığa soyunur. Bunun üzerine FBI, eski ajan Ryan Hardy'i (Kevin Bacon) davaya danışmanlık yapması için departmana geri çağırır. Artık göz önünde olmayan Hardy, edebiyat öğretmenliği yaptığı Virginia Üniversitesi'nin kampüsünde 14 kız öğrenciyi öldüren Carroll'ın dokuz yıl önce yakalanıp hapse atılmasından sorumludur. Hardy, Carroll'la ilgili her şeyi bilmektedir. Belki psikolojik ve entelektüel anlamda tek dengidir. Ancak yıllar önce Carroll davasını çözen Ryan Hardy artık farklı bir adamdır.
Bu seri katili yakalamak için harcadığı süre boyunca hem fiziksel hem de zihinsel olarak yaralanmış olan Hardy sahadan ayrılalı uzun zaman olmuştur. Bu soruşturma Hardy'nin kurtuluşudur, harekete geçme çağrısıdır. cnntürk
Etiketler:
cemaat,
darbe,
fethullah gülen,
haber
4 Aralık 2016 Pazar
Sigara fiyatlarına zam geldi
Tütün ürünlerinin ÖTV oranlarının artırılmasının ardından sigara şirketleri bugünden itibaren zam uygulamaya başladı.
Resmi Gazete’de yayınlanan karar sonrası, alkollü içkilerin ÖTV’si yüzde 10, tütün ürünlerinin ÖTV’si de yüzde 27,5 oranında artırıldı. Sigaradan alınan ÖTV 7 kuruş artırılmıştı.
Sigara şirketleri ise bugünden itibaren fiyatlarına zam yaptı.
İŞTE ZAMLI SİGARA FİYATLARI
9 liradan satılan sigara 10 liraya çıktı.
9.5 liradan satılan sigara 10 liraya çıktı.
10 liradan satılan sigara fiyatı 11 liraya çıktı.
11 liraya satılan sigara 12 liraya çıktı.
12 liraya satılan sigara fiyatı 13 liraya çıktı.
Resmi Gazete’de yayınlanan karar sonrası, alkollü içkilerin ÖTV’si yüzde 10, tütün ürünlerinin ÖTV’si de yüzde 27,5 oranında artırıldı. Sigaradan alınan ÖTV 7 kuruş artırılmıştı.
Sigara şirketleri ise bugünden itibaren fiyatlarına zam yaptı.
İŞTE ZAMLI SİGARA FİYATLARI
9 liradan satılan sigara 10 liraya çıktı.
9.5 liradan satılan sigara 10 liraya çıktı.
10 liradan satılan sigara fiyatı 11 liraya çıktı.
11 liraya satılan sigara 12 liraya çıktı.
12 liraya satılan sigara fiyatı 13 liraya çıktı.
Melania Trump'ı New York'tan 'kovdular'
ABD'nin yeni First Lady'si Melania Trump'ın Beyaz Saray'a taşınmak yerine şu anda ikamet ettiği Trump Towers'da yaşamak istemesi New York sakinlerini harekete geçirdi. Trump'ın kentteki yaşamının maliyetini ceplerinden karşıladıklarını savunan kent halkı, 100 bin imza toplayarak First Lady'nin New York'tan ayrılmasını istedi.
Emlak zengini Donald Trump'ın ABD'nin 45'inci başkanı seçilmesinin ardından başlayan protestolar, hem Trump'a hem de ailesine zor günler yaşatıyor. ABD'nin yeni First Lady'si Melania Trump da tepkilerden nasibini aldı.
Yeni First Lady, en küçük oğlu 10 yaşındaki Barron Trump'ın okulunu bitirene kadar şu anda ikamet ettikleri New York'taki Trump Towers'da kalmak istediğini açıkladı. Ancak Melania Trump'ın burada kalmaya devam etmesinin günde 1 milyon dolarlık güvenlik harcamasına neden olduğunun belirlenmesiyle New York halkı harekete geçti.
First Lady New York'tan ayrıldı mı?
Kendi ödedikleri vergiler üzerinden First Lady'nin lüks hayatına devam etmesine öfekelenen kent sakinleri, Trump'ın şehri terk etmesi için dilekçe imzaladı. 100 binden fazla kişinin imzaladığı dilekçe üzerine Melania Trump'ın tüm eşyalarını toplayarak kentten ayrıldığı iddia edildi.
ABD Başkanları, normalde başkent Washington D.C'deki Beyaz Saray'da yaşıyor. Ancak Melania Trump'ın eşinden bağımsız olarak oğlu Barron'u düşünerek böyle bir karar aldığı belirtildi. Olayla ilgili Trump ailesinden resmi bir açıklama yapılmadı.
Emlak zengini Donald Trump'ın ABD'nin 45'inci başkanı seçilmesinin ardından başlayan protestolar, hem Trump'a hem de ailesine zor günler yaşatıyor. ABD'nin yeni First Lady'si Melania Trump da tepkilerden nasibini aldı.
Yeni First Lady, en küçük oğlu 10 yaşındaki Barron Trump'ın okulunu bitirene kadar şu anda ikamet ettikleri New York'taki Trump Towers'da kalmak istediğini açıkladı. Ancak Melania Trump'ın burada kalmaya devam etmesinin günde 1 milyon dolarlık güvenlik harcamasına neden olduğunun belirlenmesiyle New York halkı harekete geçti.
First Lady New York'tan ayrıldı mı?
Kendi ödedikleri vergiler üzerinden First Lady'nin lüks hayatına devam etmesine öfekelenen kent sakinleri, Trump'ın şehri terk etmesi için dilekçe imzaladı. 100 binden fazla kişinin imzaladığı dilekçe üzerine Melania Trump'ın tüm eşyalarını toplayarak kentten ayrıldığı iddia edildi.
ABD Başkanları, normalde başkent Washington D.C'deki Beyaz Saray'da yaşıyor. Ancak Melania Trump'ın eşinden bağımsız olarak oğlu Barron'u düşünerek böyle bir karar aldığı belirtildi. Olayla ilgili Trump ailesinden resmi bir açıklama yapılmadı.
Ağzını açmadı diye diş doktoru İrem'i koltuktan attı
Bursa'da annesi tarafından süt dişini kontrol ettirmek için hastaneye giden 8 yaşındaki İrem'in kadın doktor tarafından şiddet gördüğü iddia edildi. Kadın doktor için, minik İrem''in yüzüne diş çekim aletiyle vurduğu ve kolundan tutup koltuktan attığı iddiasıyla suç duyurusunda bulunuldu.
Bursa'da annesinin sallanan süt dişini kontrol etirmek için hastaneye götürdüğü 8 yaşındaki İrem Eti'nin, ağzını açmadığı gerekçesiyle kadın doktor R.G. tarafından yüzüne diş çekim aleti tarafından vurulduğu, kolundan tutulup koltuktan atıldığı iddia edildi. Olay, geçen 29 Kasım Salı günü saat 13.30 sıralarında Merkez Osmangazi ilçesi İstiklal Mahallesi'nde bulunan Devlet Hastanesi Hürriyet Semt Polikliniği'nde meydana geldi.
Dişçiden korkuyormuş
38 yaşındaki Tülay Eti, kızı İrem'i sallanan süt dişini kontrol ettirmek için doktora götürdü. Küçük kızı yalnız başına içeriye alıp koltuğa oturtan kadın doktor R.G., İrem Eti'den ağzını açmasını istedi. Dişçiden korktuğu için ağzını açmayan İrem Eti'ye, doktor R.G., iddiaya göre, "Bu dişi çekmek lazım, çektirmeyeceksen niye geldin" diye bağırdı, ardından da elindeki diş çekme aparatıyla yüzüne vurdu, kolundan tutarak oturduğu koltuktan yere fırlattı. Çığlıklar içinde bağırarak kapıyı açıp annesine koşan küçük İrem, olan biteni anlattı.
Anneye de tokat attı iddiası
Kızının anlattıkları karşısında şoke olan Tülay Eti, İrem'in yüzünde kızarık, kolunda morluklar ve tırnak izlerini görünce R.G.'nin odasına girdi. Doktor R.G. ile anne Tülay Eti arasında tartışma çıktı. Tartışma esnasında R.G. iddiaya göre, "Madem kızın ağzını azmayacaktı niye getirdin" diyerek Tülay Eti'ye de tokat attı. Bu sırada içeriye giren güvenlik görevlileri, Tülay Eti'yi hastane dışına çıkardı. Polis merkezine giden Tülay Eti, "Doktor R.G.'nin kızını darp ettiğini söyleyip, şikayetçi oldu.
Psikolog eşliğinde ifadesi alındı
Yaşı küçük olduğu için Osmangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı Suç Önleme ve Soruşturma Büro Amirliği'nde Avukat ve psikolog eşliğinde ifadesi alınan İrem Eti, "Annemle birlikte doktora gittik. Annem dışarıda kaldı, hemşire beni içeriye yalnız aldı, koltuğa oturttu. Doktor bayan ağzımı açmamı istedi, ben de canım acıyacak diye açmadım. Sonra bana otur dişine bakacağım mecbursun diyerek elindeki aletle bir şeyler yaptı, canım yandı acıyor diye yüksek sesle bağırdım, bunun üzerine bayan doktor elindeki alet ile önce ağız kenarıma, sonra alın bölgeme sert bir şekilde vurdu. Ben acı ile istemediğimi söyleyince oturduğum koltukta sol kolumdan tutarak dışarıya doğru fırlattı" dedi. Üzerine atılı iddiayı kabul etmeyen diş doktoru R.G. hakkında soruşturma başlatıldı. DHA
Bursa'da annesinin sallanan süt dişini kontrol etirmek için hastaneye götürdüğü 8 yaşındaki İrem Eti'nin, ağzını açmadığı gerekçesiyle kadın doktor R.G. tarafından yüzüne diş çekim aleti tarafından vurulduğu, kolundan tutulup koltuktan atıldığı iddia edildi. Olay, geçen 29 Kasım Salı günü saat 13.30 sıralarında Merkez Osmangazi ilçesi İstiklal Mahallesi'nde bulunan Devlet Hastanesi Hürriyet Semt Polikliniği'nde meydana geldi.
Dişçiden korkuyormuş
38 yaşındaki Tülay Eti, kızı İrem'i sallanan süt dişini kontrol ettirmek için doktora götürdü. Küçük kızı yalnız başına içeriye alıp koltuğa oturtan kadın doktor R.G., İrem Eti'den ağzını açmasını istedi. Dişçiden korktuğu için ağzını açmayan İrem Eti'ye, doktor R.G., iddiaya göre, "Bu dişi çekmek lazım, çektirmeyeceksen niye geldin" diye bağırdı, ardından da elindeki diş çekme aparatıyla yüzüne vurdu, kolundan tutarak oturduğu koltuktan yere fırlattı. Çığlıklar içinde bağırarak kapıyı açıp annesine koşan küçük İrem, olan biteni anlattı.
Anneye de tokat attı iddiası
Kızının anlattıkları karşısında şoke olan Tülay Eti, İrem'in yüzünde kızarık, kolunda morluklar ve tırnak izlerini görünce R.G.'nin odasına girdi. Doktor R.G. ile anne Tülay Eti arasında tartışma çıktı. Tartışma esnasında R.G. iddiaya göre, "Madem kızın ağzını azmayacaktı niye getirdin" diyerek Tülay Eti'ye de tokat attı. Bu sırada içeriye giren güvenlik görevlileri, Tülay Eti'yi hastane dışına çıkardı. Polis merkezine giden Tülay Eti, "Doktor R.G.'nin kızını darp ettiğini söyleyip, şikayetçi oldu.
Psikolog eşliğinde ifadesi alındı
Yaşı küçük olduğu için Osmangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı Suç Önleme ve Soruşturma Büro Amirliği'nde Avukat ve psikolog eşliğinde ifadesi alınan İrem Eti, "Annemle birlikte doktora gittik. Annem dışarıda kaldı, hemşire beni içeriye yalnız aldı, koltuğa oturttu. Doktor bayan ağzımı açmamı istedi, ben de canım acıyacak diye açmadım. Sonra bana otur dişine bakacağım mecbursun diyerek elindeki aletle bir şeyler yaptı, canım yandı acıyor diye yüksek sesle bağırdım, bunun üzerine bayan doktor elindeki alet ile önce ağız kenarıma, sonra alın bölgeme sert bir şekilde vurdu. Ben acı ile istemediğimi söyleyince oturduğum koltukta sol kolumdan tutarak dışarıya doğru fırlattı" dedi. Üzerine atılı iddiayı kabul etmeyen diş doktoru R.G. hakkında soruşturma başlatıldı. DHA
Sağlık Bakanlığı'ndan 'Cin hastanesi' açıklaması geldi
Sağlık Bakanlığından, "Cin Hastanesi" veya "Manevi Şifa Merkezi" olarak herhangi bir kuruluşa hiçbir yetki veya ruhsat verilmediğini, iddialarla ilgili inceleme başlatıldığı bildirildi.
Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, bazı basın yayın organlarında, söz konusu hastane ve merkeze ilişkin gerçeği yansıtmayan haberlerin yer aldığı belirtildi.
Açıklamada, "Bakanlığımız tarafından 'Cin Hastanesi' veya 'Manevi Şifa Merkezi' olarak herhangi bir kuruluşa hiçbir yetki veya ruhsat verilmemiştir. İddialarla ilgili olarak İl Sağlık Müdürlüğümüz tarafından adres tespiti yapılarak, inceleme başlatılmıştır. İlgili kanun çerçevesinde savcılığa suç duyurusunda bulunulacaktır." ifadesine yer verildi.
Bu ve benzeri kişi ve kuruluşlar hakkında devamlı takip yapıldığı, ihbarların değerlendirildiği ve savcılığa suç duyurusunda bulunulduğu belirtilen açıklamada, aynı amaçla yayın yapan internet sitelerinin de kapattırıldığı kaydedildi.
Açıklamada, vatandaşların bu tür yerlere itibar etmemeleri, tespit etmeleri halinde valiliklere şikayette bulunmaları istendi. cnntürk
Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, bazı basın yayın organlarında, söz konusu hastane ve merkeze ilişkin gerçeği yansıtmayan haberlerin yer aldığı belirtildi.
Açıklamada, "Bakanlığımız tarafından 'Cin Hastanesi' veya 'Manevi Şifa Merkezi' olarak herhangi bir kuruluşa hiçbir yetki veya ruhsat verilmemiştir. İddialarla ilgili olarak İl Sağlık Müdürlüğümüz tarafından adres tespiti yapılarak, inceleme başlatılmıştır. İlgili kanun çerçevesinde savcılığa suç duyurusunda bulunulacaktır." ifadesine yer verildi.
Bu ve benzeri kişi ve kuruluşlar hakkında devamlı takip yapıldığı, ihbarların değerlendirildiği ve savcılığa suç duyurusunda bulunulduğu belirtilen açıklamada, aynı amaçla yayın yapan internet sitelerinin de kapattırıldığı kaydedildi.
Açıklamada, vatandaşların bu tür yerlere itibar etmemeleri, tespit etmeleri halinde valiliklere şikayette bulunmaları istendi. cnntürk
Kanada'dan dünyayı şaşırtan vize kararı
Donald Trump'ın seçilmesinin ardından ABD ile Meksika arasındaki ilişkinin nasıl olacağı merak edilirken Kanada herkesi şaşırtan bir vize kararına imza attı.
Kanada Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, vize uygulamasının kaldırılması kararının, Kanada'nın Meksika ile olan dostluğuna verdiği önemin bir göstergesi olduğu belirtildi.
Açıklamada, kararın, Kanada'nın turizm bölgesi olarak rekabet gücünü artırmasına da katkıda bulunacağı kaydedildi. Meksika vatandaşlarına vize muafiyeti ile ilgili Kanada Dışişleri Bakanı Stephane Dion da "Kanada ve Meksika'nın zengin ve köklü bir ilişkisi var. Vize şartının kaldırılmasının gençlerin hareket kabiliyetlerini artıracağından, eğitim ve refah olanaklarını kolaylaştırarak iki ülke arasındaki ilişkileri geliştireceğinden eminim." dedi.
Kanada Başbakanı Justin Trudeau, 2015 seçim kampanyası sırasında, eski Başbakan Stephen Joseph Harper tarafından 2009 yılında ülkedeki suç vakalarını artırdıkları gerekçesiyle Meksika vatandaşlarına uygulanan vize şartının kaldırılacağı sözünü vermişti. Trudeau, Meksika Devlet Başkanı Enrique Pena Nieto'nun geçen haziran ayında Kanada'yı ziyareti sırasında, vize uygulamasını 1 Aralık 2016 tarihinden itibaren kaldıracaklarını açıklamıştı. Kanada'nın Meksika vatandaşlarına vize uygulamasına son verme kararına karşılık, Meksika da deli dana hastalığı nedeniyle, Kanada menşeli sığır ürünlerine koyduğu yasağı kaldırmış ve aldığı kararla Kanada'da yetiştirilip işlenen tüm sığır ve sığır ürünlerine pazarını açmıştı.
Kanada Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, vize uygulamasının kaldırılması kararının, Kanada'nın Meksika ile olan dostluğuna verdiği önemin bir göstergesi olduğu belirtildi.
Açıklamada, kararın, Kanada'nın turizm bölgesi olarak rekabet gücünü artırmasına da katkıda bulunacağı kaydedildi. Meksika vatandaşlarına vize muafiyeti ile ilgili Kanada Dışişleri Bakanı Stephane Dion da "Kanada ve Meksika'nın zengin ve köklü bir ilişkisi var. Vize şartının kaldırılmasının gençlerin hareket kabiliyetlerini artıracağından, eğitim ve refah olanaklarını kolaylaştırarak iki ülke arasındaki ilişkileri geliştireceğinden eminim." dedi.
Kanada Başbakanı Justin Trudeau, 2015 seçim kampanyası sırasında, eski Başbakan Stephen Joseph Harper tarafından 2009 yılında ülkedeki suç vakalarını artırdıkları gerekçesiyle Meksika vatandaşlarına uygulanan vize şartının kaldırılacağı sözünü vermişti. Trudeau, Meksika Devlet Başkanı Enrique Pena Nieto'nun geçen haziran ayında Kanada'yı ziyareti sırasında, vize uygulamasını 1 Aralık 2016 tarihinden itibaren kaldıracaklarını açıklamıştı. Kanada'nın Meksika vatandaşlarına vize uygulamasına son verme kararına karşılık, Meksika da deli dana hastalığı nedeniyle, Kanada menşeli sığır ürünlerine koyduğu yasağı kaldırmış ve aldığı kararla Kanada'da yetiştirilip işlenen tüm sığır ve sığır ürünlerine pazarını açmıştı.
Bireysel Emeklilik Sistemi'ne otomatik katılım için tarih verildi
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Bireysel Emeklilik Sistemi'nde (BES) otomatik katılım sürecinin 1 Ocak 2017'den itibaren başlayacağını hatırlatarak, Hazine Müsteşarlığı olarak sürecin daha sağlıklı, verimli ve etkin işlemesi için sisteme "kademeli geçiş" kararı aldıklarını açıkladı. Şimşek, buna ilişkin Bakanlar Kurulu kararının da imzaya açıldığını bildirdi.
Şimşek yaptığı açıklamada, Türkiye'nin kalıcı zenginliği yakalaması, yatırımları artırması, cari açığı azaltması bakımından düşük olan tasarruf oranlarını daha da yükseltmesinin büyük önem taşıdığını vurguladı.
Bu amaçla BES'in kapsayıcılığının artırılması ve sistemin tabana yayılması için çalışmalar yaptıklarını dile getiren Şimşek, bu kapsamda işyeri bazında özel emeklilik planlarına yönelik bir uygulama olan BES'te otomatik katılımı 1 Ocak 2017'de hayata geçireceklerini kaydetti.
BES'te otomatik katılım düzenlemesi için sigorta şirketleri ile sık sık bir araya geldiklerini ve istişarelerde bulunduklarını anlatan Şimşek, sürecin daha etkin, sağlıklı ve verimli işlemesi için Hazinenin sektöre kademeli geçiş modeli sunduğunu, sektörün de bunu memnuniyetle karşıladığını söyledi.
Şimşek, kamu ve özel sektör çalışanlarının BES'te otomatik katılımda kademeli geçişi öngören Bakanlar Kurulu kararının imzaya açıldığını belirterek, yeni düzenlemeye ilişkin şu bilgileri aktardı:
"Düzenlemeye göre ilk aşamada bin ve üzeri çalışanı olan özel sektör 1 Ocak 2017'de, memurlar (genel ve özel bütçeli idareler) ve 250-1000 çalışanı bulunan özel sektör 1 Nisan 2017'de sisteme geçecek. 100 ile 249 çalışanı olan özel sektör, 1 Temmuz 2017'de, mahalli idareler ve KİT'ler ise 1 Ocak 2018'den itibaren sisteme dahil olacak. Öte yandan özel sektörde faaliyet gösteren, 10-49 çalışanı olanlar işverenler aracılığıyla 1 Temmuz 2018'den itibaren, 5-9 çalışanı olanlar da 1 Ocak 2019'dan itibaren sisteme girebilecek. Bu şekilde mevcut durumda 14 milyonun üzerinde çalışanımız sisteme dahil olacak."
"Çalışanların sistemde kalması için cömert davrandık"
Çalışanların otomatik olarak bir emeklilik planına dahil edilmesi ve ilgili kişilere belirli şartlar çerçevesinde plandan çıkma imkanı verilmesi esasına dayanan bu sistem ile çalışanların emeklilik döneminde refah düzeylerinin korunacağını vurgulayan Şimşek, kanuna göre işverenlerin, çalışanlarını belirledikleri emeklilik şirketinin planına dahil edeceğini söyledi. Çalışanlar tarafından ödenecek katkı payı tutarının, prime esas kazancın yüzde 3’üne karşılık gelen tutar olacağını belirten Şimşek, "İsteğe göre artırılabilecek söz konusu tutar, çalışana ödenecek ücretten işverence kesilerek işverenin sözleşme imzaladığı emeklilik şirketine aktarılacak ve katkı payları çalışanın seçtiği fonlarda yatırıma yönlendirilecek." dedi.
Şimşek, çalışanlar tarafından ödenen katkı paylarına, BES ile aynı koşullara tabi olarak yüzde 25 devlet katkısı teşviği verileceğine işaret ederek, iki aylık cayma süresi sonrasında sistemde devam eden çalışanlara da ek olarak bin lira tutarında devlet katkısı sağlanacağını söyledi. Ayrıca, emeklilik halinde, hesabındaki birikimi yıllık gelir sigortası ile almayı tercih eden çalışana birikiminin yüzde ’i ilave devlet katkısı teşviği verileceğini anlatan Şimşek, "İşçi ve kamu görevlisi olarak çalıştırılmak üzere işe başlatılan 45 yaşını doldurmamış olan çalışanlar tedricen dahil edilecektir. Bununla birlikte, kamu görevlisi ve işçi olarak istihdam edilen 45 yaşını doldurmamış mevcut çalışanlar da aynı şekilde otomatik katılım aracılığıyla bireysel emeklilik sistemine dahil olacaktır." ifadelerini kullandı.
Hükümet olarak çalışanların söz konusu sistemde kalması için son derece cömert davrandıklarını, önemli teşvikler sunduklarını dile getiren Şimşek, "Çalışanlarımız sistemden çıkmayarak, bu tarihi fırsatı iyi değerlendirmelidir." diye konuştu. cnntürk
Şimşek yaptığı açıklamada, Türkiye'nin kalıcı zenginliği yakalaması, yatırımları artırması, cari açığı azaltması bakımından düşük olan tasarruf oranlarını daha da yükseltmesinin büyük önem taşıdığını vurguladı.
Bu amaçla BES'in kapsayıcılığının artırılması ve sistemin tabana yayılması için çalışmalar yaptıklarını dile getiren Şimşek, bu kapsamda işyeri bazında özel emeklilik planlarına yönelik bir uygulama olan BES'te otomatik katılımı 1 Ocak 2017'de hayata geçireceklerini kaydetti.
BES'te otomatik katılım düzenlemesi için sigorta şirketleri ile sık sık bir araya geldiklerini ve istişarelerde bulunduklarını anlatan Şimşek, sürecin daha etkin, sağlıklı ve verimli işlemesi için Hazinenin sektöre kademeli geçiş modeli sunduğunu, sektörün de bunu memnuniyetle karşıladığını söyledi.
Şimşek, kamu ve özel sektör çalışanlarının BES'te otomatik katılımda kademeli geçişi öngören Bakanlar Kurulu kararının imzaya açıldığını belirterek, yeni düzenlemeye ilişkin şu bilgileri aktardı:
"Düzenlemeye göre ilk aşamada bin ve üzeri çalışanı olan özel sektör 1 Ocak 2017'de, memurlar (genel ve özel bütçeli idareler) ve 250-1000 çalışanı bulunan özel sektör 1 Nisan 2017'de sisteme geçecek. 100 ile 249 çalışanı olan özel sektör, 1 Temmuz 2017'de, mahalli idareler ve KİT'ler ise 1 Ocak 2018'den itibaren sisteme dahil olacak. Öte yandan özel sektörde faaliyet gösteren, 10-49 çalışanı olanlar işverenler aracılığıyla 1 Temmuz 2018'den itibaren, 5-9 çalışanı olanlar da 1 Ocak 2019'dan itibaren sisteme girebilecek. Bu şekilde mevcut durumda 14 milyonun üzerinde çalışanımız sisteme dahil olacak."
"Çalışanların sistemde kalması için cömert davrandık"
Çalışanların otomatik olarak bir emeklilik planına dahil edilmesi ve ilgili kişilere belirli şartlar çerçevesinde plandan çıkma imkanı verilmesi esasına dayanan bu sistem ile çalışanların emeklilik döneminde refah düzeylerinin korunacağını vurgulayan Şimşek, kanuna göre işverenlerin, çalışanlarını belirledikleri emeklilik şirketinin planına dahil edeceğini söyledi. Çalışanlar tarafından ödenecek katkı payı tutarının, prime esas kazancın yüzde 3’üne karşılık gelen tutar olacağını belirten Şimşek, "İsteğe göre artırılabilecek söz konusu tutar, çalışana ödenecek ücretten işverence kesilerek işverenin sözleşme imzaladığı emeklilik şirketine aktarılacak ve katkı payları çalışanın seçtiği fonlarda yatırıma yönlendirilecek." dedi.
Şimşek, çalışanlar tarafından ödenen katkı paylarına, BES ile aynı koşullara tabi olarak yüzde 25 devlet katkısı teşviği verileceğine işaret ederek, iki aylık cayma süresi sonrasında sistemde devam eden çalışanlara da ek olarak bin lira tutarında devlet katkısı sağlanacağını söyledi. Ayrıca, emeklilik halinde, hesabındaki birikimi yıllık gelir sigortası ile almayı tercih eden çalışana birikiminin yüzde ’i ilave devlet katkısı teşviği verileceğini anlatan Şimşek, "İşçi ve kamu görevlisi olarak çalıştırılmak üzere işe başlatılan 45 yaşını doldurmamış olan çalışanlar tedricen dahil edilecektir. Bununla birlikte, kamu görevlisi ve işçi olarak istihdam edilen 45 yaşını doldurmamış mevcut çalışanlar da aynı şekilde otomatik katılım aracılığıyla bireysel emeklilik sistemine dahil olacaktır." ifadelerini kullandı.
Hükümet olarak çalışanların söz konusu sistemde kalması için son derece cömert davrandıklarını, önemli teşvikler sunduklarını dile getiren Şimşek, "Çalışanlarımız sistemden çıkmayarak, bu tarihi fırsatı iyi değerlendirmelidir." diye konuştu. cnntürk
3 Aralık 2016 Cumartesi
AK Partili Özdağ, Gülen ve Papa buluşmasında Bülent Ecevit'i işaret etti
AK Parti Manisa Milletvekili ve TBMM Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu Başkanvekili Selçuk Özdağ, bir süre önce yaptığı açıklamalarda dile getirdiği, Fethullah Gülen ve Papa 2. Jean Paul görüşmesine aracılık eden kişinin eski başbakanlardan Bülent Ecevit olduğunu iddia etti. Özdağ, arabuluculuğu kimin yaptığına dair komisyona verdikleri dilekçenin Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla Vatikan'a gönderileceğini açıkladı.
AK Parti Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ, TBMM Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu'nda geçtiğimiz günlerde, Fethullah Gülen ve Papa 2. Jean Paul görüşmesini gündeme getirdi.
Komisyonda, Papa ve Gülen görüşmesine aracılık eden kişi hakkında, "Türkiye'de yer yerinden oynar, bu görüşmeye kimin aracı olduğunu duyunca çok şaşıracaksınız" diyen Özdağ'a o kişi, Manisa Engelliler Derneği açılışının ardından gazeteciler tarafından soruldu. Milletvekili Özdağ, "Fethullah Gülen, Papa ile görüşmeye giderken vizeyi nereden aldı? Bir din büyüğü, İslam adına çıkan 'Mesihim, mehdiyim, kainat imamıyım' diyen Papanın ayağına gider mi? Şayet, Papa çağırdıysa niye ayağına gitti? Eğer kendisi randevu istediyse, bunun da araştırılması gerekiyor. Aynı zamanda arabuluculuk yapanlar var. Arabuluculuğun kimin yaptığına dair komisyona dilekçe verdim.
Komisyon, bunu Dışişleri Bakanlığı kanalıyla Vatikan'a gönderecek ama bir hafta önce Bülent Ecevit ile İstanbul'da önemli bir görüşme yapıp gittiğini biliyoruz. O zaman pasaportu umuma mahsus pasaporttu. Yeşil pasaport ve vize alması gerekiyordu. Vize ve yeşil pasaport nasıl verildi? Bunların hepsini İçişleri ve Dışişleri Bakanlıkları'na sorduk, cevap bekliyoruz" dedi.
'CHP'liler Gülen cemaatinin eliyle AK Parti'yi dövmeye kalktı'
CHP'nin Gülen Cemaati'ne arka çıktığını ve Ak Parti'ye karşı işbirliği yaptıklarını iddia eden Özdağ, merhum Kasım Gülek ve merhum Bülent Ecevit'in bu yapıya destek olduğunu iddia etti. Özdağ, şunları söyledi:
"Kemal Kılıçdaroğlu'nun 17 Aralık'tan bir hafta önce Amerika Birleşik Devletleri'nde Fethullah Gülen'e ait bir enstitüsünde Fethullahçılar ile toplantı yaptığını biliyoruz. Dışişleri Bakanlığı'na 'Kılıçdaroğlu bu toplantıyı gizli mi yaptı? Büyükelçiliğimizin elemanları katıldılar mı? Bu toplantılar da kimler vardı ve ne konuşuldu' diye dilekçe verdik. Bir de CHP Genel Başkan Yardımcısı Birgül Ayman Güler'in disiplin dosyasını istedik. 'Biz, 30 Mart seçimlerinde paralelle işbirliği yaptık' dediği için partiden ihraç edildi. Bu dosya bizim için önemli. Tarihe ışık tutacak diye düşünüyorum. Kasım Gülek ve Ecevit bu yapıya destek olmuşlardır. Özelikle 30 Mart yerel seçimlerinde bu yapı CHP'yi destekledi. 17/25 Aralık'ta da CHP'liler 'Düşmanımın düşmanı dostumdur' diyerek Ak Parti ile hesaplaşırken, Fethullah Gülen Cemaati'nin eliyle AK Parti'yi dövmeye kalktı. Yıllardır sol bunlara 'F Tipi' diyordu, ama 'F Tipi' ile işbirliği yaptılar. Özellikle gerçek yüzleri ortaya çıktıktan sonra CHP'lilerin bunlarla işbirliği yapmasını izah etmek mümkün değil. Bunların dershaneleri ve okulları kapatılırken, bunların iş merkezlerine kayyum atanırken, CHP milletvekillerini orada gördük. Bunu da milletimizin takdirine sunuyorum." cnntürk
AK Parti Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ, TBMM Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu'nda geçtiğimiz günlerde, Fethullah Gülen ve Papa 2. Jean Paul görüşmesini gündeme getirdi.
Komisyonda, Papa ve Gülen görüşmesine aracılık eden kişi hakkında, "Türkiye'de yer yerinden oynar, bu görüşmeye kimin aracı olduğunu duyunca çok şaşıracaksınız" diyen Özdağ'a o kişi, Manisa Engelliler Derneği açılışının ardından gazeteciler tarafından soruldu. Milletvekili Özdağ, "Fethullah Gülen, Papa ile görüşmeye giderken vizeyi nereden aldı? Bir din büyüğü, İslam adına çıkan 'Mesihim, mehdiyim, kainat imamıyım' diyen Papanın ayağına gider mi? Şayet, Papa çağırdıysa niye ayağına gitti? Eğer kendisi randevu istediyse, bunun da araştırılması gerekiyor. Aynı zamanda arabuluculuk yapanlar var. Arabuluculuğun kimin yaptığına dair komisyona dilekçe verdim.
Komisyon, bunu Dışişleri Bakanlığı kanalıyla Vatikan'a gönderecek ama bir hafta önce Bülent Ecevit ile İstanbul'da önemli bir görüşme yapıp gittiğini biliyoruz. O zaman pasaportu umuma mahsus pasaporttu. Yeşil pasaport ve vize alması gerekiyordu. Vize ve yeşil pasaport nasıl verildi? Bunların hepsini İçişleri ve Dışişleri Bakanlıkları'na sorduk, cevap bekliyoruz" dedi.
'CHP'liler Gülen cemaatinin eliyle AK Parti'yi dövmeye kalktı'
CHP'nin Gülen Cemaati'ne arka çıktığını ve Ak Parti'ye karşı işbirliği yaptıklarını iddia eden Özdağ, merhum Kasım Gülek ve merhum Bülent Ecevit'in bu yapıya destek olduğunu iddia etti. Özdağ, şunları söyledi:
"Kemal Kılıçdaroğlu'nun 17 Aralık'tan bir hafta önce Amerika Birleşik Devletleri'nde Fethullah Gülen'e ait bir enstitüsünde Fethullahçılar ile toplantı yaptığını biliyoruz. Dışişleri Bakanlığı'na 'Kılıçdaroğlu bu toplantıyı gizli mi yaptı? Büyükelçiliğimizin elemanları katıldılar mı? Bu toplantılar da kimler vardı ve ne konuşuldu' diye dilekçe verdik. Bir de CHP Genel Başkan Yardımcısı Birgül Ayman Güler'in disiplin dosyasını istedik. 'Biz, 30 Mart seçimlerinde paralelle işbirliği yaptık' dediği için partiden ihraç edildi. Bu dosya bizim için önemli. Tarihe ışık tutacak diye düşünüyorum. Kasım Gülek ve Ecevit bu yapıya destek olmuşlardır. Özelikle 30 Mart yerel seçimlerinde bu yapı CHP'yi destekledi. 17/25 Aralık'ta da CHP'liler 'Düşmanımın düşmanı dostumdur' diyerek Ak Parti ile hesaplaşırken, Fethullah Gülen Cemaati'nin eliyle AK Parti'yi dövmeye kalktı. Yıllardır sol bunlara 'F Tipi' diyordu, ama 'F Tipi' ile işbirliği yaptılar. Özellikle gerçek yüzleri ortaya çıktıktan sonra CHP'lilerin bunlarla işbirliği yapmasını izah etmek mümkün değil. Bunların dershaneleri ve okulları kapatılırken, bunların iş merkezlerine kayyum atanırken, CHP milletvekillerini orada gördük. Bunu da milletimizin takdirine sunuyorum." cnntürk
Stephen Hawking hastaneye kaldırıldı
Dünyaca ünlü 74 yaşındaki İngiliz fizikçi Stephen Hawking'in, İtalya'nın başkenti Roma'da hastaneye kaldırıldığı bildirildi.
İngiliz The Telegraph gazetesi, Hawking'in Ponfical Bilimler Akademisi'nde konferans vermek için gittiği Roma'da perşembe gecesi rahatsızlanarak Gemelli Hastanesi'ne kaldırıldığını bildirdi.
Hastaneden yapılan açıklamada, 21 yaşındayken tedavisi olmayan motor nöron hastalığı olarak da bilinen Amyotrofik Lateral Skleroz hastalığına yakalanan Hawking'in, hayati tehlikesinin olmadığı bildirildi.
Hawking'in hastanede ikinci gecesini geçirdiği, sağlık durumunun kontrol altına alındığı kaydedildi.
Vücudunun neredeyse tamamını kullanamayan Hawking, kendisi için özel olarak geliştirilen bir bilgisayar sistemine sadece yanak kaslarından birini kullanarak komut verebiliyor. Hawking bu şekilde günlük yaklaşık 2 bin 500 kelimeyle iletişim kurabiliyor ve bilimsel çalışmalarını sürdürebiliyor.
Ünlü fizikçi en son 25 Kasım tarihinde Vatikan'da "Evrenin Kaynağı" başlıklı bir konferans vermiş ve Papa Françesko ile görüşmüştü.
1942 yılında İngiltere'nin Oxford kentinde doğan Steven Hawking, kuantum fiziği ve kara delikler üzerine yaptığı çok kapsamlı çalışmalarla tanınıyor.
Bilimsel araştırmaları 40'ın üzerinde dünya diline çevrilen Hawking, bilim çevrelerinde Albert Einstein'dan sonraki en büyük dahi olarak görülmektedir. cnntürk
İngiliz The Telegraph gazetesi, Hawking'in Ponfical Bilimler Akademisi'nde konferans vermek için gittiği Roma'da perşembe gecesi rahatsızlanarak Gemelli Hastanesi'ne kaldırıldığını bildirdi.
Hastaneden yapılan açıklamada, 21 yaşındayken tedavisi olmayan motor nöron hastalığı olarak da bilinen Amyotrofik Lateral Skleroz hastalığına yakalanan Hawking'in, hayati tehlikesinin olmadığı bildirildi.
Hawking'in hastanede ikinci gecesini geçirdiği, sağlık durumunun kontrol altına alındığı kaydedildi.
Vücudunun neredeyse tamamını kullanamayan Hawking, kendisi için özel olarak geliştirilen bir bilgisayar sistemine sadece yanak kaslarından birini kullanarak komut verebiliyor. Hawking bu şekilde günlük yaklaşık 2 bin 500 kelimeyle iletişim kurabiliyor ve bilimsel çalışmalarını sürdürebiliyor.
Ünlü fizikçi en son 25 Kasım tarihinde Vatikan'da "Evrenin Kaynağı" başlıklı bir konferans vermiş ve Papa Françesko ile görüşmüştü.
1942 yılında İngiltere'nin Oxford kentinde doğan Steven Hawking, kuantum fiziği ve kara delikler üzerine yaptığı çok kapsamlı çalışmalarla tanınıyor.
Bilimsel araştırmaları 40'ın üzerinde dünya diline çevrilen Hawking, bilim çevrelerinde Albert Einstein'dan sonraki en büyük dahi olarak görülmektedir. cnntürk
2 Aralık 2016 Cuma
Şubat ayında bin 500 engelli öğretmen ataması yapılacak
CHP Bursa Milletvekili Ceyhun İrgil, Meclis Genel Kurulu'nda Milli Eğitim Bakanı'nın “Şubat ayında bin 500 engelli öğretmen ataması yapılacak” dediğini aktardı.
CHP Bursa Milletvekili ve Milli Eğitim Komisyonu Üyesi Ceyhun İrgil, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, şubat ayında bin 500 engelli öğretmen ataması yapılacağını açıkladı. İrgil’in açıklaması şöyle: “TBMM Genel Kurulu’nda CHP olarak Milli Eğitim Bakanı’na biraz önce engelli öğretmen atamalarını sorduk. Bakan; ‘Şubatta 1500 engelli öğretmen ataması yapılacak’ dedi.
Bakanın TBMM tutanaklarına yansıyan cümlesi: Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz (Sivas) Şubat ayında 1.500 tane engelli atayacağız. Zaten engelli öğretmen sayımızda bu civardadır diye düşünüyorum.”
CHP Bursa Milletvekili ve Milli Eğitim Komisyonu Üyesi Ceyhun İrgil, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, şubat ayında bin 500 engelli öğretmen ataması yapılacağını açıkladı. İrgil’in açıklaması şöyle: “TBMM Genel Kurulu’nda CHP olarak Milli Eğitim Bakanı’na biraz önce engelli öğretmen atamalarını sorduk. Bakan; ‘Şubatta 1500 engelli öğretmen ataması yapılacak’ dedi.
Bakanın TBMM tutanaklarına yansıyan cümlesi: Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz (Sivas) Şubat ayında 1.500 tane engelli atayacağız. Zaten engelli öğretmen sayımızda bu civardadır diye düşünüyorum.”
Sinop'ta 10 aylık bebeğe kalp nakli yapıldı
Doğduktan sonra sürekli enfeksiyon hastalıklarına yakalanan, nefes darlığı çeken ve beslenme problemleri yaşayan 10 aylık Beytullah bebek hastaneye kaldırıldı. Yapılan tetkiklerde bebeğin kalbinde sorun olduğu ortaya çıktı.
Kalp yetmezliği teşhisiyle hastaneye yatırılan 7 kiloluk, 10 aylık Beytullah bebek, kalp nakliyle hayata tutundu. Habertürk'ten Lütfi Erdoğan'ın haberine göre Beytullah bebek, doğduktan sonra sürekli enfeksiyon hastalıklarına yakalanması, nefes darlığı çekmesi ve düzenli beslenememesi üzerine hastaneye kaldırıldı. Yapılan tetkiklerde bebeğin kalbinde sorun olduğu belirlendi. Sinop’ta yaşayan aile Beytullah bebeği alarak, Türkiye Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne getirdi. Bebeğe yapılan tetkiklerin ardından kalp yetmezliği teşhisi konuldu. İlaçla tedaviye cevap vermeyen Beytullah bebek için kalp nakli alarmı verildi.
ASKERİ UÇAK AYARLANDI
Sağlık Bakanlığı Ulusal Koordinasyon Merkezi, Beytullah bebek için uygun kalp bulunduğunu gece saat 24.00 sularında hastaneye ve doktorlara bildirdi. Hızlı bir şekilde alınan kalp askeri uçakla Ankara’ya yetiştirildi. Kalp cerrahı Doç. Dr. Ümit Kervan, yaşananları şöyle anlattı: “Beytullah 3-4 aydır bekliyordu. Bu kadar küçük yaşta bebeklere kalp nakli çok zor bir iş. Bundan önce 2 yaşa kadar kalp nakli yapmıştık ama bu ilk defa oldu. Bağışlayıcı ailenin bebeği de 10 aylık. Kilo ve boyu da tam uygun oldu. Daha önce yemek yiyemeyen çocuk şimdi biberonu elinden bırakmaz oldu. Birkaç güne kadar da servise çıkaracağız.”
Kalp yetmezliği teşhisiyle hastaneye yatırılan 7 kiloluk, 10 aylık Beytullah bebek, kalp nakliyle hayata tutundu. Habertürk'ten Lütfi Erdoğan'ın haberine göre Beytullah bebek, doğduktan sonra sürekli enfeksiyon hastalıklarına yakalanması, nefes darlığı çekmesi ve düzenli beslenememesi üzerine hastaneye kaldırıldı. Yapılan tetkiklerde bebeğin kalbinde sorun olduğu belirlendi. Sinop’ta yaşayan aile Beytullah bebeği alarak, Türkiye Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne getirdi. Bebeğe yapılan tetkiklerin ardından kalp yetmezliği teşhisi konuldu. İlaçla tedaviye cevap vermeyen Beytullah bebek için kalp nakli alarmı verildi.
ASKERİ UÇAK AYARLANDI
Sağlık Bakanlığı Ulusal Koordinasyon Merkezi, Beytullah bebek için uygun kalp bulunduğunu gece saat 24.00 sularında hastaneye ve doktorlara bildirdi. Hızlı bir şekilde alınan kalp askeri uçakla Ankara’ya yetiştirildi. Kalp cerrahı Doç. Dr. Ümit Kervan, yaşananları şöyle anlattı: “Beytullah 3-4 aydır bekliyordu. Bu kadar küçük yaşta bebeklere kalp nakli çok zor bir iş. Bundan önce 2 yaşa kadar kalp nakli yapmıştık ama bu ilk defa oldu. Bağışlayıcı ailenin bebeği de 10 aylık. Kilo ve boyu da tam uygun oldu. Daha önce yemek yiyemeyen çocuk şimdi biberonu elinden bırakmaz oldu. Birkaç güne kadar da servise çıkaracağız.”
Meslek lisesi öğrencilerine stajda ücret ödenecek
Eğitim alanını düzenleyen yasa tasarısının 20 maddesi daha TBMM Genel Kurulu'nda kabul edildi. Kabul edilen maddelere göre aday çırak ve çırakların yanı sıra staj yapan mesleki ve teknin okul öğrencilerine de işletmeler tarafından ücret ödenecek.
TBMM Genel Kurulu'nda, Milli Eğitim Bakanlığı'nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında KHK ile Bazı Kanun ve KHK'larda Değişiklik Yapan Kanun Tasarısı'nın 20 maddesi daha kabul edildi. Kabul edilen maddelere göre, aday çırak ve çırakların yanı sıra staj yapan mesleki ve teknik okul öğrencilerine de işletmeler tarafından ücret ödenecek.Bu kişilere, 20 ve daha fazla personel çalıştıran iş yerlerinde asgari ücretin net tutarının yüzde 30'undan, 20'den az personel çalıştıran iş yerlerinde yüzde 15'inden, aday çırak ve çırağa yaşına uygun asgari ücretin yüzde 30'undan aşağı ücret verilemeyecek.
Devlet katkısı da olacak
Aday çırak ve çıraklar ile mesleki ve teknik eğitim okul ve kurumlarında alan eğitimine başlayan veya işletmelerde mesleki eğitim ve tamamlayıcı eğitim gören öğrencilerin sigorta primleri asgari ücretin yüzde 50'si üzerinden, Milli Eğitim Bakanlığı ile mesleki ve teknik eğitim yapan yükseköğretim kurumlarının bağlı olduğu üniversitelerin bütçesine konulan ödenekten karşılanacak.Çırak olarak mesleki eğitim gören öğrencilere, asgari ücretin yüzde30'undan az ödeme yapılmayacak. Öğrencilere ödenebilecek en az ücretin; 20'den az personel çalıştıran işletmeler için üçte ikisi, 20 ve üzerinde personel çalıştıran işletmeler için üçte biri devlet katkısı olarak ödenecek.
Fatih Projesi ihale kanunundan muaf olacak
Fatih Projesi, Kamu İhale Kanunundan muaf olacakEğitimde Fırsatları Artırma ve Teknolojiyi İyileştirme Hareketi (FATİH) Projesi kapsamında, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılacak mal ve hizmet alımları ile yapım işleri Kamu İhale Kanunu hükümlerine tabi olmayacak. Fatih Projesi kapsamında Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı okulların internet erişim hizmetleri ve ağ altyapısının sağlanması için Bakanlıkça yapılacak mal ve hizmet alımları ile yapım işlerinde üst yöneticinin onayıyla 15yıla kadar, gelecek yıllara yaygın yüklenmelere girişilebilecek. Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı okul ve kurumlarda kurulan Okul-Aile Birliği iş yerleri ile vakıf üniversitelerine ait iş yerlerinin Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nda öngörülen 5 puanlık prim indirimin denfaydalanmış olmaları halinde yararlandıkları devlet payı karşılığı tutar geri alınmayacak.
TBMM Genel Kurulu'nda, Milli Eğitim Bakanlığı'nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında KHK ile Bazı Kanun ve KHK'larda Değişiklik Yapan Kanun Tasarısı'nın 20 maddesi daha kabul edildi. Kabul edilen maddelere göre, aday çırak ve çırakların yanı sıra staj yapan mesleki ve teknik okul öğrencilerine de işletmeler tarafından ücret ödenecek.Bu kişilere, 20 ve daha fazla personel çalıştıran iş yerlerinde asgari ücretin net tutarının yüzde 30'undan, 20'den az personel çalıştıran iş yerlerinde yüzde 15'inden, aday çırak ve çırağa yaşına uygun asgari ücretin yüzde 30'undan aşağı ücret verilemeyecek.
Devlet katkısı da olacak
Aday çırak ve çıraklar ile mesleki ve teknik eğitim okul ve kurumlarında alan eğitimine başlayan veya işletmelerde mesleki eğitim ve tamamlayıcı eğitim gören öğrencilerin sigorta primleri asgari ücretin yüzde 50'si üzerinden, Milli Eğitim Bakanlığı ile mesleki ve teknik eğitim yapan yükseköğretim kurumlarının bağlı olduğu üniversitelerin bütçesine konulan ödenekten karşılanacak.Çırak olarak mesleki eğitim gören öğrencilere, asgari ücretin yüzde30'undan az ödeme yapılmayacak. Öğrencilere ödenebilecek en az ücretin; 20'den az personel çalıştıran işletmeler için üçte ikisi, 20 ve üzerinde personel çalıştıran işletmeler için üçte biri devlet katkısı olarak ödenecek.
Fatih Projesi ihale kanunundan muaf olacak
Fatih Projesi, Kamu İhale Kanunundan muaf olacakEğitimde Fırsatları Artırma ve Teknolojiyi İyileştirme Hareketi (FATİH) Projesi kapsamında, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılacak mal ve hizmet alımları ile yapım işleri Kamu İhale Kanunu hükümlerine tabi olmayacak. Fatih Projesi kapsamında Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı okulların internet erişim hizmetleri ve ağ altyapısının sağlanması için Bakanlıkça yapılacak mal ve hizmet alımları ile yapım işlerinde üst yöneticinin onayıyla 15yıla kadar, gelecek yıllara yaygın yüklenmelere girişilebilecek. Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı okul ve kurumlarda kurulan Okul-Aile Birliği iş yerleri ile vakıf üniversitelerine ait iş yerlerinin Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nda öngörülen 5 puanlık prim indirimin denfaydalanmış olmaları halinde yararlandıkları devlet payı karşılığı tutar geri alınmayacak.
Ada çayına sinek ilacı sıkıp bonzai diye satmışlar
Sakarya’daki uyuşturucu tacirlerinin, sinek ilacı, saç spreyi ve çakmak gazı gibi maddeleri ada çayı ile kekik gibi bitkilerle karıştırarak "bonzai" diye sattıkları ortaya çıktı. Jandarma ekiplerinin operasyonunda gözaltına alınan 7 kişi tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Sakarya İl Jandarma Komutanlığına bağlı ekipler, gençlerin ölümüne neden olan uyuşturucu maddesi "bonzai" ile mücadele kapsamında, geçtiğimiz günlerde Adapazarı ilçesi Çamyolu Mahallesi’nde 60 personelin katılımıyla geniş çaplı operasyon yapmış, ilk etapta 3 şüpheli daha sonra devam eden çalışmalarda ise ‘çaça’ lakaplı F.Ç. ve ‘çat çat’ lakaplı O.H’nin de aralarında bulunduğu 4 firari şüpheli yakalanarak gözaltına alındı.
Gözaltına alınan şüphelilerin emniyette verdikleri ifadelerinde, marketlerden satın aldıkları kekik, adaçayı, nane gibi bitkileri karıştırıp, üzerine çeşitli böcek ilaçları sıkarak elde ettikleri maddeyi 1’er gramlık paketler halinde bonzai diye alıcılara sattıklarını itiraf ettiler.
Operasyonlarda ele geçirilen malzemelerin yapılan tahlil sonuçlarına göre bonzainin ne kadar tehlikeli bir madde olduğu gözler önüne serildi. Gençlerin ölümüne ve kalıcı ağır sağlık hasarlarına yol açan bonzainin içerisinde fare zehrinin yanı sıra özellikle hamam böceği, karınca zehiri gibi ilaçlarda kullanılan sentezlenmiş çok farklı psikoaktif maddenin bulunduğu belirlendi.
Emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından adliyeye sevk edilen 7 şüpheli, çıkartıldıkları mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. cnntürk
Sakarya İl Jandarma Komutanlığına bağlı ekipler, gençlerin ölümüne neden olan uyuşturucu maddesi "bonzai" ile mücadele kapsamında, geçtiğimiz günlerde Adapazarı ilçesi Çamyolu Mahallesi’nde 60 personelin katılımıyla geniş çaplı operasyon yapmış, ilk etapta 3 şüpheli daha sonra devam eden çalışmalarda ise ‘çaça’ lakaplı F.Ç. ve ‘çat çat’ lakaplı O.H’nin de aralarında bulunduğu 4 firari şüpheli yakalanarak gözaltına alındı.
Gözaltına alınan şüphelilerin emniyette verdikleri ifadelerinde, marketlerden satın aldıkları kekik, adaçayı, nane gibi bitkileri karıştırıp, üzerine çeşitli böcek ilaçları sıkarak elde ettikleri maddeyi 1’er gramlık paketler halinde bonzai diye alıcılara sattıklarını itiraf ettiler.
Operasyonlarda ele geçirilen malzemelerin yapılan tahlil sonuçlarına göre bonzainin ne kadar tehlikeli bir madde olduğu gözler önüne serildi. Gençlerin ölümüne ve kalıcı ağır sağlık hasarlarına yol açan bonzainin içerisinde fare zehrinin yanı sıra özellikle hamam böceği, karınca zehiri gibi ilaçlarda kullanılan sentezlenmiş çok farklı psikoaktif maddenin bulunduğu belirlendi.
Emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından adliyeye sevk edilen 7 şüpheli, çıkartıldıkları mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. cnntürk
1 Aralık 2016 Perşembe
2017 Yılbaşı Milli Piyango ikramiyesi belli oldu: Bilet fiyatları ne kadar?
2017 Yılbaşı Milli Piyango ikramiyesi belli olurken, bilet fiyatları ne kadardan satılacak? Tarihin en büyük ikramiyesi 31 Aralık 2016 tarihinde verilecek. Bu zamana kadar "çeyrek bilet"e çıkan ikramiye, tam bilete çıkabilecek mi? İkramiye hangi rakamlara daha çok çıkmaktadır? Bilet alırken neye dikkat etmek gerekiyor?
2017 Yılbaşı Milli Piyango ikramiyesi belli olurken, duyanlar hayallerine sarıldı ve biletleri almaya başladılar.
Büyük ikramiye ne kadar?
60 milyon Türk Lirası
Bilet fiyatları ne kadar olacak?
Milli Piyango İdaresince belirlenen fiyatlar: Tam bilet: 60 lira, yarım bilet: 30 lira, çeyrek bilet: 15 liradan satılacak.
Başka ikramiye olacak mı?
60 milyon Türk Lirası büyük ikramiyenin yanında 1 adet 5 milyon lira, 1 adet 2 milyon lira, 1 adet de 1 milyon lira ve 1 adet de 500 bin liralık ikramiye veriliyor.
Toplam kaç bilet dağıtalacak?
31 Aralık 2016 tarihinde yapılacak olan büyük çekilişte 20 adet 100 bin lira, 30 adet 50 bin lira, 50 adet 10 bin lira, 100 adet 5 bin lira, 200 adet 3 bin lira, 300 adet 2 bin lira ve 500 adet de bin lira verecek. Çekilişte bin adet 500 lira, 8 bin adet 400 lira, 40 bin adet 300 lira, 200 bin adet 200 lira,
700 bin adet 120 lira da dağıtılacak. Toplam bilet sayısı: 2 milyon 950 bin 269 bilet.
Amorti ne kadar olacak?
Hayallerini 60 milyon Türk lirası ile renklendirenler şayet kıl payı ile kaçırırlarsa, idare 60 bin Lira teselli ikramiyesi alacak.
Biletlerin tümü satılmazsa ne olacak?
Tüm biletler satılmadığı takdirde, ödül numarası çıkana kadar çekiliş devam edecek.
Hangi rakamlar çoğunlukla çıktı?
İstatistiklere göre bu zamana kadar çıkan rakamlar: 3, 5, 6, 7, 1, 2 ve 9
Sahte bilet almamak için nelere dikkat etmek gerekiyor?
1) Filigrama dikkat edin. Bilette filigram bulunuyor. Bilet ışığa getirilince milli piyango amblemi
gözüküyor. Bilette filigram gözükmüyorsa, sahtedir.
2) Kağıdın her tarafına homojen olarak dağılmış ve sadece mor ışık (ultraviyole) altında görülebilen uzunluğu en az 3 milimetre olan parlayan ve kesin çizgiler şeklinde mavi ve sarı renkli görünmez elyaf da yer alıyor.
2017 Yılbaşı Milli Piyango ikramiyesi belli olurken, duyanlar hayallerine sarıldı ve biletleri almaya başladılar.
Büyük ikramiye ne kadar?
60 milyon Türk Lirası
Bilet fiyatları ne kadar olacak?
Milli Piyango İdaresince belirlenen fiyatlar: Tam bilet: 60 lira, yarım bilet: 30 lira, çeyrek bilet: 15 liradan satılacak.
Başka ikramiye olacak mı?
60 milyon Türk Lirası büyük ikramiyenin yanında 1 adet 5 milyon lira, 1 adet 2 milyon lira, 1 adet de 1 milyon lira ve 1 adet de 500 bin liralık ikramiye veriliyor.
Toplam kaç bilet dağıtalacak?
31 Aralık 2016 tarihinde yapılacak olan büyük çekilişte 20 adet 100 bin lira, 30 adet 50 bin lira, 50 adet 10 bin lira, 100 adet 5 bin lira, 200 adet 3 bin lira, 300 adet 2 bin lira ve 500 adet de bin lira verecek. Çekilişte bin adet 500 lira, 8 bin adet 400 lira, 40 bin adet 300 lira, 200 bin adet 200 lira,
700 bin adet 120 lira da dağıtılacak. Toplam bilet sayısı: 2 milyon 950 bin 269 bilet.
Amorti ne kadar olacak?
Hayallerini 60 milyon Türk lirası ile renklendirenler şayet kıl payı ile kaçırırlarsa, idare 60 bin Lira teselli ikramiyesi alacak.
Biletlerin tümü satılmazsa ne olacak?
Tüm biletler satılmadığı takdirde, ödül numarası çıkana kadar çekiliş devam edecek.
Hangi rakamlar çoğunlukla çıktı?
İstatistiklere göre bu zamana kadar çıkan rakamlar: 3, 5, 6, 7, 1, 2 ve 9
Sahte bilet almamak için nelere dikkat etmek gerekiyor?
1) Filigrama dikkat edin. Bilette filigram bulunuyor. Bilet ışığa getirilince milli piyango amblemi
gözüküyor. Bilette filigram gözükmüyorsa, sahtedir.
2) Kağıdın her tarafına homojen olarak dağılmış ve sadece mor ışık (ultraviyole) altında görülebilen uzunluğu en az 3 milimetre olan parlayan ve kesin çizgiler şeklinde mavi ve sarı renkli görünmez elyaf da yer alıyor.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)