8 Şubat 2017 Çarşamba

Yangın sonrası 15 bin kişi evsiz

Filipinler’in başkenti Manila’da bir gecekondu mahallesinde gece saatlerinde çıkan ve yaklaşık 10 saat süren yangın sonrasında en az 15 bin kişi evsiz kaldı.

Filipinler’in başkenti Manila’nın gecekondu mahallelerinin olduğu bölgede Salı gecesi çıkan yangında binden fazla ev kül oldu, 15 bin kişi evsiz kaldı.
Manila yayın organlarının haberlerine göre Salı gecesi başlayarak hızla yayılan yangın ancak bugün sabah saatlerinde söndürülebildi.
Manila İtfaiye Şefi Edilberto Cruz yangında yedi kişinin hafif yaralandığını, ölen olmamasının büyük bir şans olduğunu söyledi.

Afet yardım Kurumu görevlisi Regina Jane Mata da kurulan üç yardım merkezinde evlerini kaybeden 3 bin aileye yiyecek ve içecek yardımı yapıldığını söylerken, yangında evsiz kalan bir çok mahallelinin yakınlardaki bir cadde kenarında eşyaları ile birlikte dışarda bekledikleri belirtildi.

Diyanetin analizi: İmam hatip mezunu sayısı kontrolsüz

Diyanet İşleri Başkanlığı 2017-2021 yılları için stratejik plan hazırladı. Planda imam hatip liselerinin mezun sayısının kontrolsüz olduğunun altı çizildi.

Hürriyet'ten Meltem Özgenç'in haberine göre, planda, başkanlığı etkileyebilecek dış kaynaklı değişimler ve eğilimler değerlendirildi. Personel ve vatandaşlarla anket ve mülakatlar da yapıldı. Sonuçlar politik, ekonomik, sosyal ve teknolojik faktörler, tehditler incelenerek yapılan analizlerde özetle şu sonuçlara ulaşıldı:
Değerler aşınıyor
"Dine yönelik ilgi ve alaka artıyor ancak ahlaki değerlerdeki aşınma da yaygınlaşıyor. Personelde kurumsal aidiyet duygusu zayıf. İrşat dili zayıf. Kayırma yapıldığı algısı personelde yok edilemiyor. Personelin eğitim durumuna göre istihdamı yapılmıyor. Yetişmiş kalifiye personelin başka kurumlara geçişi devam ediyor.
Nitelik sorunu var
İlahiyat ve imam-hatip lisesi mezunu sayısı kontrolsüz. Mezunların nitelik sorunu bulunuyor. İslamofobi ve olumsuz İslam algısı yaygınlaştırılıyor. Kurumun üzerinde siyasi etki bulunuyor. Dernek ve vakıflar kontrolsüz şekilde cami ve Kuran kursu inşa ediyor. Hurafe ve batıl inanışlar yaygınlaşıyor. İnsana ve evrene dair yeni bilgiler ortaya çıkıyor. Din, terör ve şiddet içeren yapılanmalarla ilişkilendiriliyor. Ulusal ve uluslararası din referanslı siyasal yapılanmaların sayısı artıyor."

Gezen tavuk yumurtasında büyük aldatmaca

Kayseri Yumurta Üreticileri Birliği, piyasada "gezen tavuk yumurtası" olarak bilinen ürünlerle ilgili çarpıcı bir iddia ortaya attı. İddiaya göre, fabrikalardan ucuza alınan kirli yumurtalar, "doğal yumurta" adı altında piyasaya sürülüyor.

''Üzerinde kir bulunan yumurtalar fabrikalardan ucuza alınıyor, ardından 'doğal yumurta' adıyla yüksek fiyatla satılıyor.''
Son zamanlarda adı sık duyulan ve yoğun talep gören "gezen tavuk yumurtası"yla ilgili bu iddia, Kayseri Yumurta Üreticileri Birliği'ne ait.
İddiaya göre, bazı satıcılar, halk arasındaki "Üzerinde kir bulunan yumurta doğal yumurtadır'’ anlayışını istismar ederek aldatmaca bir yöntem uyguluyor.
Satıcılar, fabrikalarda diğerlerinden daha ucuza satılan kirli yumurtaları aldıktan sonra, üç-dört katı fiyatla ve ‘'gezen tavuk yumurtası’' adıyla piyasaya sürüyor.
“TİCARİ YUMURTADAN FARKI YOK”
Özellikle gezen tavuk yumurtası aramanın gereksiz olduğunu belirten Kayseri Yumurta Üreticileri Birliği (Yum-Bir) Başkanı İbrahim Afyon, fabrikada üretilen yumurtaların daha hijyenik olduğunu savundu.

Afyon sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu tür yumurtaların ticari yumurtalardan hiçbir farkı yoktur. Hatta ticari yumurtaların şu avantajı vardır; hijyeniktir, yediği yem bellidir, bulunduğu ortam bellidir, aşılamaları ilaçlamaları zamanında yapılır ve kontrol altındadır.''
“YUMURTANIN ÜZERİNDEKİ KİR AKSİNE ZARARLI”
Yumurtaların üzerindeki kirin, algının aksine sağlıksız olduğunu vurgulayan Afyon, “Yumurtanın üzerindeki kir aksine zararlıdır. Yumurtanın üzerindeki gözenekten içeri geçebilir. Bunlar hijyen dışıdır'' dedi.
Yetkililere göre, yumurtada en çok dikkat edilmesi gereken kurallar, yumurtanın ambalajsız alınmaması, paketlerin üzerindeki son kullanma tarihine bakılması ve yumurtanın temiz olmasına dikkat edilmesi. ntvmsnc

7 Şubat 2017 Salı

Malatya’da deprem

Malatya'nın Hekimhan ilçesinde 4.1 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi.

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü verilerine göre; saat 07:30’da yerin 3 km derinliğinde meydana gelen depremin büyüklüğü 4.1 olarak ölçüldü.
Can ve mal kaybı yaşanıp yaşanmadığı konusunda henüz bir açıklama yapılmadı.

Plastik doğayı öldürüyor

Bilim insanları Norveç’in Sotra adasında karaya vuran bir balinayı incelediğinde çok şaşırdı, balinanın midesinden 30 plastik torba ve çok miktarda plastik madde çıkarıldı.

Bergen Üniversitesi’nde zoolog olarak çalışan Terje Lislevand balinanın muhtemelen plastikleri yiyecek sanarak yuttuğunu belirtti. Lislevand plastiklerin balinanın sindirim sistemini tıkadığını ve midesinde hiçbir yiyecek bulamadıklarını, bağırsaklarının tümüyle besinden mahrum olduğunu belirtti.
Yesilist'ta Görkem Gömeç tarafından derlenen habere göre, plastik atıkların Norveç, Danimarka ve İngiltere menşeli olduğu, aralarında şekerleme kağıdı, yiyecek paketi ve çöp torbaları bulunduğu belirtildi. Norveç İklim ve Çevre Bakanı Vidar Helgesen, balinanın midesinde bulunanların, denizlerdeki üzücü durumu açık olarak ortaya koyduğunu belirtti. Helgesen artık plastik atıkların bir deniz canavarına dönüştüğünü ve bununla savaşmamız gerektiğini savundu.

Boyu 6 metreyi geçen ve Cuvier gagalı balinası türüne ait olan canlı normalde Norveç sularında dolaşmamakta, uzmanlar balinanın acıdan ve yetersiz beslenmeden dolayı yolunu kaybedip karaya vurduğunu düşünüyor. Maalesef plastik yutarak karaya vuran balinalar tüm dünyada görülen bir durum.
Biliminsanları plastik tüketimimizin aynı şekilde devam etmesi durumunda 2050 yılında denizlerde balıklardan çok plastik olacağını öne sürüyor. Her bir dakikada bir çöp kamyonu kadar plastik dünyanın su kaynaklarına karışıyor. Avrupa’da ise her yıl 100 milyar plastik poşet kullanılmakta ve bunun 8 milyarı su kaynaklarına karışmakta.

Buna karşın plastik ve diğer atıklarımızı azaltmak bir kaç küçük değişiklikten geçiyor. Sıfır atığa ulaşmak için 4 ana eşyayı bu içeriğimizde inceleyebilirsiniz.

Yeni KHK ile 4 bin 464 kişi devlet memurluğundan atıldı

Yeni çıkan Kanun Hükmü Kararname ile 4 bin 464 kişi devlet memurluğundan atıldı. OHAL kapsamındaki 686 sayılı KHK ile Milli Eğitim Bakanlığı'ndan 2 bin 585, İçişleri Bakanlığı'ndan 49, Emniyet Genel Müdürlüğü'nden 417, Jandarma Genel Komutanlığı'ndan 893 kişi kamu görevinden çıkarıldı.

Olağanüstü hal kapsamında kamu görevinden çıkarılanlar ve göreve iade edilenlere ilişkin listelerin de bulunduğu 686 sayılı Kanun Hükmünde Kararname Resmi Gazete'de yayımlandı
Yeni KHK'ya göre, Emniyet Genel Müdürlüğünden, aralarında emniyet müdürlerinin de bulunduğu 417 personel kamu görevinden çıkarıldı.
Ayrıca Yüksek Seçim Kurulundan 10, Yargıtaydan 10, Sermaye Piyasası Kurulundan 1, Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığından (TOKİ) 2, Türkiye Radyo Televizyon Kurumundan (TRT) 80, Vakıflar Genel Müdürlüğünden 2, Avrupa Birliği Bakanlığından 3, Dışişleri Bakanlığından 48, Ekonomi Bakanlığından 15, İçişleri Bakanlığından 49, Jandarma Genel Komutanlığından 893 asker, Sahil Güvenlik Komutanlığından 3 asker, Kültür ve Turizm Bakanlığından 16, Milli Eğitim Bakanlığından 2 bin 585 kişi kamu görevinden çıkarıldı.
Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) bünyesindeki 330 akademik personel de kamu görevinden çıkarılanlar arasında yer aldı.
17 kişi göreve iade edildi
Öte yandan, daha önce görevden uzaklaştırılan 2 Emniyet Genel Müdürlüğü, 1 İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler, 1 Kültür ve Turizm Bakanlığı, 9 Milli Eğitim Bakanlığı, 4 Sağlık Bakanlığı personeli ise göreve iade edildi. ABD'de öğrenim gören 2 kişinin de öğrencilik statüsü geri verildi.  
kamudan-ihrac-edilenlerin-listesi-1-2

Turizm çalışanına bir aylık sigara parasına ev müjdesi

Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin Şubat ayı meclis toplantısı, belediyenin meclis toplantı salonunda gerçekleştirildi. Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel başkanlığındaki toplantıda 153 gündem maddesinden 58’i karara bağlandı. Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, "Turizm çalışanlarına TOKİ aracılığıyla bir aylık sigara parası maliyetine konut vereceğiz" dedi.

Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin Şubat ayı meclis toplantısı, belediyenin meclis toplantı salonunda gerçekleştirildi. Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel başkanlığındaki toplantıda 153 gündem maddesinden 58’i karara bağlandı.
CHP Grup Sözcüsü Cansel Tuncer, “Antalya Yetimine Sahip Çıkıyor” projesinin 19 ilçe için de genişletilmesini talep etti.Türel bu talebe, uygulamanın pilot olduğunu kısa süre içinde projenin tüm ilçeleri kapsayacağını belirtti.
“Hal sorunu”
Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) ile Büyükşehir arasında Serik ilçesinde Yukarıkocayatak Mahallesi’nde 217 bin metrekarelik alanın mera vasfından çıkartılarak sosyal konut yapılmasını öngören bir protokolü imzaladıklarını kaydeden Türel, “Bu alanda iki proje yapılacak. Alanda toptancı hali yapılacak. Hal esnafımızla görüşeceğiz. Üç ilçemizin hali burada toplanacak. Kent merkezinde yer alan haldeki esnafımız da isterse buraya taşınacak. Onlarla oturup konuşacağız” dedi.
“Konut müjdesi”
Söz konusu alanda turizm emekçilerine ikin konut projesi yapılacağını dile getiren Türel, bölgedeki imar çalışmasında sona gelindiğini aktardı. Türel, “TOKİ vasıtasıyla turizm emekçesine işbirliğiyle ikinci konut imkanı söz konusu olacak. Taksitler bir aylık sigara parasını geçmemesi için görüşmeler sürüyor. Doğu çevre yolu için kamulaştırma yapmayı planlıyoruz. Kamulaştırma kolaylığı sağlamak için vatandaşlara burada yapılacak evlerle takas imkanı sunacağız. Burada tabi çıkacak olan konutlardan bizde bazı kamulaştırma noktalarında takas konusunu gündemin içine koyduk.”

İşte Taksim Meydanı'na yapılacak cami

İstanbul 2 Numaralı Kültür Varlıkları Koruma Kurulunda görüşülüp onaylanan, Taksim’e yapılacak caminin fotoğrafları ortaya çıktı.

Maksem’in arkasındaki derme çatma mescidin bulunduğu alana yapılacak cami ile 49 yıllık tartışma sona erecek. Vakıflara ait 2 bin 482 metrekarelik araziye yapılacak olan ve mimar Y. Mimar Şefik Birkiye ve Dr. Mimar Selim Dalaman tarafından projesi yapılan caminin çizim aşamasında Beyoğlu’nun tarihi hassasiyeti, bölge dokusu ve en önemlisi hemen arkasında yer alan Rum Ortodoks Kilisesi ile Ermeni Katolik Kiliselerinin yüksekliklerinin dikkate alındığı belirtildi.

Taksim Meydanı ile Beyoğlu mimari dokusunda sıkça rastlanan 20’nci yüzyıl başındaki Art Deco mimari stilinden esinlenilen Taksim Camisi, I. Mahmud tarafından 1731 yılında bölgeye su taksimi yapmak için inşa edilen, sekiz köşeli ve sekiz köşeli bir çatısı bulunan küfeki taşından Taksim Makmesi’nin arkasına, bugün hizmet veren derme çatma mescidin bulunduğu alana yapılacak. mynet


Gayrimenkul sektörü kentsel dönüşümü tartışacak

Türkiye gündeminin son yıllardaki en önemli konu başlıklarından biri olan kentsel dönüşüm bu yıl 4.'sü düzenlenen Ulusal Her Yönüyle Kentsel Dönüşüm Kongresi'nde masaya yatırılacak.

23 Şubat 2017 Perşembe günü İstanbul Swissotel’de gerçekleştirilecek 4. Ulusal Her Yönüyle Kentsel Dönüşüm Kongresi’ne Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Dr. Kadir Topbaş, Gayrimenkul ve Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER) İcra Kurulu Üyesi Haluk SUR, başta olmak üzere gayrimenkul sektörünün önde gelen temsilcileri ile Türkiye'nin dört bir yanından belediye başkanları konuşmacı olarak yer alacak.
Sürdürülebilir Şehirler ve Binalar temasıyla gerçekleştirilecek olan kongrede, sürdürülebilir şehirler için kentsel dönüşümün önemi, gayrimenkul sektörünün kentsel dönüşüme bakışı, kentsel dönüşüm sürecine farklı bakış ve öneriler ile kentsel dönüşüm için alternatif finansman modelleri gibi konular 4 farklı oturumda işlenecek. Türkiye'de 2012 yılında 6306 sayılı kanunla başlayan kentsel dönüşüm sürecinin temel taşlarından olan gayrimenkul şirketleri ile belediye başkanlarını bir araya getirecek olan etkinlikte gün boyu katılımcılar bilgilendirilecek.
Açılış konuşmasını Özhaseki ve Topbaş yapacak
Çevre ve Şehircilik Bakanı Sayın Mehmet Özhaseki, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Kadir Topbaş ve GYODER İcra Kurulu Üyesi Haluk Sur'un açılış konuşmalarıyla başlayacak olan kongrede Kentsel Strateji Kurucu Ortağı Faruk Göksu'nun başkanlığındaki "Sürdürülebilir Şehirler Yaratmada Kentsel Dönüşümün Önemi" başlıklı ilk oturumda Balıkesir, Hatay, Adana, Kayseri büyükşehir belediyelerinin başkanları konuşmacı olarak söz alacak.
İkinci oturumda ise Avrupa Konutları, Nef, Teknik Yapı, Piyalepaşa Gayrimenkul, Kuyaş Gayrimenkul gibi sektörün önemli gayrimenkul şirketleri 2017 yılına dair kentsel dönüşüme bakışlarını katılımcılara aktaracak. Gayrimenkul Hukuku Enstitüsü Başkanı Av. Ali Yüksel ve Atlas Conceptia Yönetim Kurulu Başkanı Tavit Köletavitoğlu'nun katıldığı üçüncü oturumda kentsel dönüşüm sürecine farklı bakış açıları ve öneriler değerlendirilecek. Dördüncü oturumun konu başlığı ise kentsel dönüşüme alternatif finansman modelleri olacak.
Sektör devleri kongreyi destekliyor
4. Ulusal Her Yönüyle Kentsel Dönüşüm Kongresi'ne Avrupa Konutları, Kuyaş Gayrimenkul, Piyalepaşa Gayrimenkul ve Era Gayrimenkul, Sera Yatırım ve İnşaat, Gayrimenkul Hukuku Enstitüsü ve Bitüder sponsorluk desteği veriyor. Management Plus'ın organize ettiği kongrenin medya sponsorluğunu ise Bloomberg HT yapıyor.Türkiye'de gayrimenkul sektörünün önemli markalarından Zingat.com ve Reidin.com, Emlakdream.com, Real Estate News Turkey, Emlakweb TV ve Gayrimenkul Türkiye ile birlikte Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği de kongrenin destekçileri arasında yer alıyor.

Türkiye’nin 2016 online alışveriş profili

Hepsiburada, Türk halkının 2016 online alışveriş profili ve tercihlerini açıkladı. Geçen sene internetten alışverişte teknoloji ürünleri ön plana çıkarken akıllı telefonlar ilk sırada yer aldı.

Hepsiburada, sahip olduğu bu büyük müşteri verisini yıl boyu analiz ederek 2016’da Türk tüketicisinin online alışveriş profili ve tercihlerini ortaya çıkardı.
Hepsiburada platformunun 2016 verilerine göre, Türk halkı, internet üzerinden en çok teknoloji ürünü satın alırken bu ürünler arasında ilk sıraya akıllı telefonlar ve cep telefonu aksesuarları yerleşti.
İnternetten yapılan alışverişlerde 2016’nın sürprizi ise ‘bebek bezi’ oldu. Önceki yıllarda daha çok marketlerden alınan bebek bezi geçen sene hızla artan bir oranda internetten alınmaya başlandı.
Sağlıklı yaşam için spor trendini eve taşıdık
Hepsiburada’nın 2016 yılı satışları analizi; Türk halkının 2016’da sağlıklı yaşam için spor trendini eve taşıdığını gösterdi. Erkekler en çok ‘el halteri’ siparişi verirken kadınlar en çok satın aldıkları on ürünün sekizinde pilates ile ilgili ürünleri tercih etti.  Ayrıca 2016’da Ebru Şallı’nın pilates dvd’si film kategorisinde en çok satılan ürün oldu.
Dış görünüş ve kişisel bakımda erkekler kadınları solladı
Hepsiburada’nın analiz ettiği veriler içinde ilginç bir sonuç da moda kategorisinden geldi. Daha çok kadınların ilgi gösterdiği moda ürünlerinde 2016’da erkekler kadınlardan daha fazla alışveriş yaptı. Erkekler moda ve kişisel bakım ürünlerinde en çok ‘kol saati’ ve ‘göbek korsesi’ satın alırken kadınlar en çok; ‘saç düzleştirici’, epilasyon cihazları ile göğüs dikleştirici bantlara rağbet gösterdi.
Favori rengimiz “siyah”
Hepsiburada; Türk insanının giyim kuşamda renk tercihlerini de ortaya çıkardı. Buna göre geçen sene kıyafet siparişlerinde en çok siyah renk tercih edilirken, siyahı beyaz, mavi ve kırmızı takip etti.
‘Kürk Mantolu Madonna’yı okuduk
Geçen sene hepsiburada’dan en çok satılan kitap Sabahattin Ali’nin ünlü romanı Kürk Mantolu Madonna olurken, ilk 10 sırada yer alan kitapların 5’inin tarih kitapları olması dikkat çekti. Listenin ikinci sırasında, Yovel Noah Harari’nin ‘Sapiens’ adlı tarih kitabı, üçüncü sırada ise Orhan Pamuk’un ‘Kırmızı Saçlı Kadın’ romanı yer aldı.
Erkekler dolap, kadınlar dolabın içini düzenleme derdinde
Mobilya ürünlerinin satıldığı hepsiburada’nın “Ev-Yaşam” kategorisinde ise erkekler ve kadınların 2016 yılında satın alma tercihleri farklılık gösterdi. Erkekler ağırlıklı olarak dolap, masa, TV ünitesi gibi ana ürünler satın alırken, kadınlar ise ayakkabı kutusu, raf düzenleyici, aksesuar dolabı, askı seti gibi dolap düzenleme ve organize etme ürünlerine ilgi gösterdi.
2016’nın en çok alışveriş yapılan günü “Efsane Cuma” oldu
Özel günlerde de e-ticaretten alışverişe yoğun ilgi gösterildi. 2016’nın özel gün şampiyonu ise hepsiburada’nın 25 Kasım gününe özel tek gün olarak düzenlediği  “Efsane Cuma” kampanyası oldu. 2016 yılının tüm günleri içinde 25 Kasım, adet olarak en çok satış yapılan gün olurken bu günde en çok kişisel bakım ürünleri tercih edildi.

10 yaşındaki kız çocuğuna korkunç işkence

Irak’ın Musul kentinde 10 yaşındaki bir kız çocuğu terör örgütü DEAŞ’ın kadın taraftarları tarafından korkunç bir işkence yöntemiyle öldürüldü.

DEAŞ'ın kadın taraftarları Irak'ın Musul kentinde kan donduran bir infaz gerçekleştirdi. 10 yaşındaki bir kız çocuğu orta çağdan kalma “ısırıcı” anlamına geldiği belirtilen bir aletle işkence edilerek öldürüldü.
Sputnik'in haberine göre; Henüz 10 yaşındaki Faten isimli kız çocuğu, evi temizledikten sonra çöpleri dışarı atmak için kapının önüne çıktığı için ölümle cezalandırıldı. Küçük kızın infazı annesinin gözleri önünde gerçekleştirildi.
Küçük kızın gördüğü işkence sonucu kan kaybederek hayatını kaybettiği belirtildi.
Görgü tanıkları Faten’in kan kaybından öldüğünü aktardı. Küçük kızın infaz edildiği olay dışında 20’li yaşlarda genç bir kadının da kendi peçesiyle 30 kez kırbaçlandıktan sonra öldüğü öğrenildi. (cnntürk.com.tr)

Kandilli Rasathanesi'nden beklenen açıklama

Çanakkale'de 2 gündür yaşanan depremlerle ilgili Kandilli Rasathanesi Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener açıklama yaptı. Bölge için 5, 5.5 şiddetindeki depremlerin normal olduğunu ifade eden Özsener; 'anormal bir durum yok' dedi.

Çanakkale’de ikisi 5.3 büyüklüğünde olmak üzere dün kaydedilen çok çok sayıda depremin ardından bugün saat 05.24’ten itibaren de büyüklükleri 2.2 ila 5.3 arasında değişen 40 sarsıntı daha oldu. Depremlerin sürmesi, geceyi çadırlarda geçiren depremzedelerin tedirginliğini arttırırken Kandilli Rasathanesi Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener'den beklenen açıklama geldi.
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, Çanakkale’de meydana gelen depremlerle ilgili 'Olağan depremler' derken yaptığı açıklamada, "Aslında beklediğimiz, Çanakkale için sürpriz olmayan depremler. 5, 5.5 o bölge için doğal depremler. Bu da onlardan bir tanesi, anormal bir durum yok" dedi.

AB'den önemli Schengen kararı

Sığınmacıların girişlerini önlemek için Schengen'i askıya alan ülkelerin bu uygulamayı 3 ay daha uzatmasına Avrupa Birliği Konseyi tarafından karar verildi.

Avrupa Birliği (AB), sığınmacıların topraklarına girişini önlemek için 5 ülkenin 3 ay daha Schengen'i askıya alarak sınır kontrolleri yapmaya devam etmesine onay verdi.
AB Konseyi, AB Komisyonunun Schengen üyesi Almanya, Avusturya, Danimarka, İsveç ve Norveç'in 3 ay daha sınır kontrolü yapmasına yönelik önerisini kabul etti. Buna göre, geçen yıldan bu yana devam eden ve 12 Şubat'ta sona ermesi gereken uygulama 3 ay daha uzatılmış oldu.
Sınır kontrollerinin, 24 Eylül'de Almanya'da yapılacak genel seçime kadar her 3 ayda bir uzatılması bekleniyor.
- Trump'ı eleştirdikleri dönemde karar alındı
Uzatma kararı, AB'nin vize yasağı ve sığınmacı alınmasını engelleyen kararlarından dolayı ABD Başkanı Donald Trump'ı eleştirdiği bir dönemde alındı.
AB, sığınmacı gelişini önlemek için Schengen'in askıya alınmasının yanı sıra bazı ülkelerle anlaşmalar imzalamalarının, ABD'nin yaptığı gibi "duvar örmek değil, sığınmacı akışını" yönetmek olduğunu iddia ediyor.
Ayrıca, Avrupa'da Macaristan, Avusturya ve İspanya'nın Afrika'daki toprağı Ceuta'da duvar işlevi gören dikenli teller bulunuyor.
- Avrupa'da sınır kontrolleri
Avusturya, Macaristan ve Slovenya ile olan sınırlarında; Almanya, Avusturya sınırında; Danimarka, Almanya ile feribot hattı olan limanlar ile Almanya kara sınırında; İsveç, Güney ve Batı Polis Bölgesi ile Danimarka ile arasındaki Öresund Köprüsü'nde; Norveç de Danimarka, Almanya ve İsveç'le feribot hattı olan limanlarında kontroller gerçekleştiriyor.
Schengen üyesi Almanya, Avusturya, Danimarka, İsveç ve Norveç, 2015'in sonuna doğru aşamalı olarak sınır kontrollerine başlamıştı. AB'nin en büyük başarısı olarak görülen Schengen'in askıya alındığı uygulama eleştirilse de 3 ayda bir uzatılmıştı.
Avrupa'ya 2015 yılında bir milyondan fazla sığınmacı gelmiş, 18 Mart 2016'da Türkiye ile varılan mutabakatın ardından günlük ortalama geçişler 80'e kadar gerilemişti. AB, geçen hafta da sığınmacıların Avrupa'ya gelişini önlemek için Libya'yla anlaşmaya varmıştı.

6 Şubat 2017 Pazartesi

Melih Gökçek’ten ‘deprem neden oluyor’ açıklaması

Ege Bölgesinde, Çanakkale merkezli son depremleri değerlendiren Melih Gökçek ortaya çok konuşulacak komplo teorileri attı. Ege'de çeşitli gemilerin bulunduğunu savunan Gökçek "Şu anda Türkiye'ye vurulmak istenen darbe, İstanbul civarında bir depremle Türkiye'yi ekonomik çöküntüye uğratmak" dedi.

Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Melih Gökçek, son Çanakkale depremleri ile ilgili enteresan iddialarda bulundu. Söz konusu depremlerin hükümete karşı darbe yapmak için ‘dış güçler’ tarafından ‘yapıldığını’ savunan Gökçek, Türk Silahlı Kuvvetleri başta olmak üzere yetkilileri de Ege Denizi’ne ‘önlem’ almaya çağırdı.
‘ARAŞTIRDIM BİR GEMİ VARMIŞ’
Gökçek twitter hesabından aynen şunları yazdı; “Çanakkale’de bugün ciddi bir deprem oldu. Araştırdım. Civarda sismik araştırma yapan bir gemi varmış. Bu geminin ne araştırdığı ve hangi ülkeye ait olduğu acilen çözülmeli. Ben kim ne derse desin olası bir depremin suni olarak yapılacağından endişe taşıyorum. Mutlaka araştırılmalı ve kamuoyuna açıklanmalı. (iki video linki paylaştı) Tesla’yı öğrenirseniz ne demek istediğimiz çok daha iyi anlayacaksınız. Hatırlarsanız, TV’lerde Ağustos’ta deprem olacağını FETO’nun ağzından vermiştim. Amaç o tarihte olacak bir depremle Mehdiliğini ilandı. Olayı ifşa etmemiz o tarihte oyunu bozdu. Şu anda Türkiye’ye vurulmak istenen darbe, İstanbul civarında bir depremle Türkiye’yi ekonomik çöküntüye uğratmak. Bazıları olayı alaya alsa da önemsiyorum. İstanbul, Marmara ve Çanakkale civarında tüm denizaltılar ve büyük teçhizatlı gemiler kontrol altında tutulmalı.”

Af Örgütü: Suriye'deki hapishanede binlerce kişi asıldı

Uluslararası Af Örgütü, Suriye'deki gizli bir hapishanede, çoğu sivil muhaliflerden oluşan 13 bin dolayında kişinin infaz edildiğini söyledi.

Örgütün hazırladığı yeni raporda, Eylül 2011 ve Aralık 2015 arasında Saydnaya Hapishanesi'nde her hafta toplu idamların yaşandığını iddia edildi.
Af Ögütü, iddia ettiği idamlara Suriye hükümetinin en üst düzey seviyeleri tarafından onay verildiğini belirtti.
Suriye hükümeti daha önce mahkûmların infaz edildiği veya kötü muamele gördükleri iddialarını reddetmişti.
Ancak BM'nin insan hakları uzmanları bir yıl önce, tanıklıklar ve belgesel kanıtların, onbinlerce kişinin gözaltına alındığını ve gözaltındayken "çok büyük sayıda ölümlerin" olduğunu gösterdiğini duyurmuştu.
Haftada 20 ila 50 kişi
Af Örgütü raporunu, aralarında eski gardiyanlar, tutuklular ve hapishane yetkililerinin de bulunduğu 84 kişiyle görüşerek hazırladı.
Raporda, Şam'ın hemen kuzeyindeki hapishanede "her hafta, sıklıkla da haftada iki kez 20 ila 50 kişinin tam bir gizlilik içinde infaz edildiği" söyleniyor.
Rapora göre tutuklular, infaz edilmeden önce başkent Şam'ın Kaboun bölgesindeki "askeri sahra mahkemesine" getiriliyor ve bu mahkemelerdeki duruşmalar bir ila üç dakika sürüyor.
Af Örgütü'nün açıklamalarına yer verdiği eski bir askeri mahkeme yargıcı, tutuklulara yöneltilen suçlamaların işlenip işlenmediğinin sorulduğunu söylüyor. Yargıç, "Cevap 'hayır' veya 'evet' olsa da mahkûm ediliyorlar. Mahkemenin hukukla ilgisi yok" diyor.
Raporda, infaz günlerinde tutuklulara bir sivil hapishaneye nakledileceklerinin söylendiği, sonra da bodrumdaki bir hücrede iki ila üç saat dövüldükleri anlatılıyor.
Rapora göre daha sonra gece yarısı, gözleri bağlı bir şekilde hapishanenin farklı bir yerine götürülüyorlar ve boyunlarına ilmik geçirilmeden dakikalar önce, bodrum katındaki bir odada ölüme mahkûm edildikleri kendilerine söyleniyor.
İnfaz edilenlerin cesetlerinin de kayıt için Şam'daki Tişrin askeri hastanesine götürüldükleri daha sonra da askeri arazilerde açılan toplu mezarlara gömüldükleri kaydediliyor.
Af Örgütü, tanıkların ifadelerine dayanarak, Saydnaya'da beş yılda 5 ila 13 bin kişinin asıldığını tahmin ediyor.
Tanık ifadeleri
İdamları gören eski bir yargıç
"10 ila 15 dakika asılı kalırlardı. Bazıları ölmezdi çünkü çok hafiflerdi. Gençler ağırlıklarıyla ölmezlerdi. Subayların yaverleri tutup aşağı doğru asılır ve boyunlarını kırarlardı."
'Hamid', Saydnaya'da ceza yatan eski bir subay
"Kulaklarınızı yere dayarsanız bir gurultu duyardınız. Bu, 10 dakika kadar sürerdi. İnsanların boğularak ölme sesleriyle uyurduk. O zamanlar bu benim için normaldi."
Eski Saydnaya mahkûmu Samir işkenceyi şöyle anlatıyor;
"Dayak çok ağırdı. Sanki tırnağınızı bir taşa geçirmeyi tekrar tekrar deniyor gibiydiniz. İmkânsızdı ama devam ediyorlardı. Daha fazla vuracaklarına, bacaklarımı kesmelerini diliyordum"
Af Örgütü, Aralık 2015'ten sonra infazların devam ettiğine dair bir kanıtlarının olmadığını söylese de, durduğuna inanmak için bir nedenleri bulunmadığını ve binlerce kişinin de ölmüş olabileceğini söylüyor.
Af Örgütü, yaşananların savaş suçu ve insanlığa karşı suç olduğunu ifade ediyor.
Raporda ayrıca, ölüm cezalarının baş müftü veya Cumhurbaşkanı Beşar Esad adına yetki kullanan savunma bakanı ya da genelkurmay başkanı tarafından onaylanması gerektiği ifade ediliyor.
Örgüt, Ocak başında iddialarla ilgili olarak Suriye hükümetiyle görüşmeye çalıştıklarını ancak bir yanıt alamadıklarını da söylüyor.
Af Örgütü geçen Ağustos'ta da Cumhurbaşkanı Esad yönetimine karşı isyanın başladığı Mart 2011 ve Aralık 2015 arasında gözaltındaki 17 bin 723 kişinin, işkence, gıda, su veya tıbbi bakım verilmemesi nedeniyle öldüğünü duyurmuştu. Bu sayıya Saydnaya Hapishanesi'nde asıldığı iddia edilenler dâhil değil. (BBC Türkçe)