Kaplan yüzünü parçaladı! 23 yıl boyunca Yüzünü herkesten gizledi!
Bangladeş'in güneyinde yaşayan 45 yaşındaki Hashmot Ali, bundan tam 23 yıl önce, ormanda uyurken bir kaplan saldırısına uğradı.
Yüzünü kaplan parçalayan adam uzun bir ameliyat geçirdi. Ameliyata rağmen yüzü tanınmaz halde kalan adam 23 yıl boyunca maskeyle gezdi.
‘Tek isteğim sıradan insanlar gibi aynaya bakabilmek!
3 çocuk babası olan Ali, 23 yıldır aynaya bile bakamıyor!
Mahalleli tarafından dışlanan Ali, görünüşünden dolayı hiç bir işe kabul de edilmiyor.
Çareyi pazarda, maskeli balık satmakta buluyor.
Şimdilerdeyse, yıllarca insanlardan örtüyle sakladığı yüzünü eskisi gibi yapabilecek plastik cerrahi operasyonu umuduyla hayata tutunmuş yaşamakta. Sözcü
29 Eylül 2017 Cuma
İBB'nin yeni başkanı Mevlüt Uysal kimdir?
Mevlüt Uysal, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nda boşalan koltuğun yeni sahibi oldu. Kadir Topbaş'ın istifasının ardından belediye meclis üyeleri arasında gerçekleşen yeni seçimde, oyların büyük bir çoğunluğunu elde eden Mevlüt Uysal, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı mevkisinin yeni yöneticisi oldu. Peki, Mevlüt Uysal kimdir, kaç yaşındadır? İşte, yeni başkan hakkında merak edilen detaylar
Mevlüt Uysal kimdir, kaç yaşındadır sorusu milyonlarca vatandaş tarafından araştırılmaya başlandı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı seçilen Mevlüt Uysal hakkında bilgiler merak edilmeye başlandı. 2014 yılında AK Parti'nin Başakşehir Belediye Başkan'ı olan Mevlüt Uysal şimdi de İBB'nin yeni başkanı oldu. Peki, Mevlüt Uysal kimdir, kaç yaşındadır? Mevlüt Uysal nereli?
Başakşehir Belediyesi'nin internet sitesinde Uysal ile ilgili şu biyografiye yer verilmiş:
Mevlüt Uysal 1966 yılında Antalya’nın Alanya ilçesinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini memleketinde tamamladıktan sonra, 1988 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu.
Üniversite yıllarından itibaren ülke ve toplum sorunları ile yakından ilgilendi, siyasi ve sosyal çalışmaların içerisinde aktif olarak bulundu. Okulu bitirdikten sonra başladığı serbest avukatlık mesleğini icra ederken, bir taraftan da aktif siyasetle uğraştı. AK Parti'nin kurulması ile birlikte, Küçükçekmece İlçe Teşkilatı kurucu başkanı oldu.
2009 yılında Başakşehir ve Bahçeşehir’in birleşerek ilçe olması üzerine 29 Mart 2009 Yerel Seçimleri’nde Başakşehir Belediye Başkanı Adayı olan Uysal, 127 bin 482 seçmenden, oy kullanan 103 bin 111’inin 39 bin 72’sinin oyunu alarak Başakşehir Belediye Başkanı seçildi.
2014 Yerel Seçimlerde AK Parti adayı olarak ikinci kez seçime giren Uysal, sandığa giden 190 bin 906 seçmenden 92 bin 559 seçmenin oyunu alarak ikinci kez Başakşehir Belediye başkanlığı koltuğuna oturdu.
Mevlüt Uysal evli ve dört çocuk babasıdır.
Mevlüt Uysal kimdir, kaç yaşındadır sorusu milyonlarca vatandaş tarafından araştırılmaya başlandı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı seçilen Mevlüt Uysal hakkında bilgiler merak edilmeye başlandı. 2014 yılında AK Parti'nin Başakşehir Belediye Başkan'ı olan Mevlüt Uysal şimdi de İBB'nin yeni başkanı oldu. Peki, Mevlüt Uysal kimdir, kaç yaşındadır? Mevlüt Uysal nereli?
Başakşehir Belediyesi'nin internet sitesinde Uysal ile ilgili şu biyografiye yer verilmiş:
Mevlüt Uysal 1966 yılında Antalya’nın Alanya ilçesinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini memleketinde tamamladıktan sonra, 1988 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu.
Üniversite yıllarından itibaren ülke ve toplum sorunları ile yakından ilgilendi, siyasi ve sosyal çalışmaların içerisinde aktif olarak bulundu. Okulu bitirdikten sonra başladığı serbest avukatlık mesleğini icra ederken, bir taraftan da aktif siyasetle uğraştı. AK Parti'nin kurulması ile birlikte, Küçükçekmece İlçe Teşkilatı kurucu başkanı oldu.
2009 yılında Başakşehir ve Bahçeşehir’in birleşerek ilçe olması üzerine 29 Mart 2009 Yerel Seçimleri’nde Başakşehir Belediye Başkanı Adayı olan Uysal, 127 bin 482 seçmenden, oy kullanan 103 bin 111’inin 39 bin 72’sinin oyunu alarak Başakşehir Belediye Başkanı seçildi.
2014 Yerel Seçimlerde AK Parti adayı olarak ikinci kez seçime giren Uysal, sandığa giden 190 bin 906 seçmenden 92 bin 559 seçmenin oyunu alarak ikinci kez Başakşehir Belediye başkanlığı koltuğuna oturdu.
Mevlüt Uysal evli ve dört çocuk babasıdır.
İBB’nin yeni başkanı belli oldu
Kadir Topbaş'ın istifasıyla boşalan Büyükşehir Belediye Başkanlığı için İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi'nde yapılan seçimin ilk iki turunda, adaylardan biri, meclis üyelerinin üçte ikisinin oyunu alamadığı için başkan seçilemedi. Bunun üzerine, salt çoğunluğun arandığı üçüncü tura geçildi. Üçüncü turda 308 oy kullanılırken, 4 oy geçersiz sayıldı. AK Parti'nin adayı Mevlüt Uysal 179, CHP'nin adayı Ekrem İmamoğlu ise 125 oy aldı. Bu sonuçla, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Mevlüt Uysal oldu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yeni Başkanı Mevlüt Uysal, açıklamasında “Dünya şehri İstanbul ve şahsım adına inşallah hayırlısı olur” dedi. Uysal, düzenlenen törende İstanbul Büyükşehir Belediyesi Birinci Başkanvekili Ahmet Selamet'ten başkanlık mührünü alarak, görevine başladı. Mevlüt Uysal, tebrikleri de kabul etti.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Erol Kaya, canlı yayında yaptığı açıklamada, 'Sayın Kadir Topbaş’ın istifasıyla boşalan başkanlık için temayüle 337 arkadaşımız katıldı. Genel Başkanımızın tavsiyesiyle Büyükşehir Belediye Başkan adayımız Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal oldu. Mevlüt Kardeşimizi tebrik ediyorum' dedi.
İLK AÇIKLAMA
Uysal yaptığı ilk konuşmada, “Meclis üyelerimiz 3 tur burada kaldılar. Sizlere canı gönülden teşekkür ediyorum. Bu seçimde şahsımı büyükşehir belediye başkanı yaptınız. Dünya şehri olan İstanbul adına bölgemiz adına hayırlı olsun diyorum. Şahsım adına da inşallah hayırlısı olur. Genel başkanımız Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 1994 yılında burada başkanlığa başladı belediyecilikte bir çığır açtı. Burada şu anda İstanbul’da dünyadan gelenler diğer ülkelerden gelenler güzel bir İstanbul’da bahsediyorsa onun eseri diyorum kendisine şükranlarımı saygılarımı sunuyorum” dedi.
Uysal konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:
“Kadir Topbaş büyükşehir başkanlığından istifa etse bile ihtiyacımız olduğunda İstanbul’a hizmet etmede katkı sunacağını düşünüyorum. Bu şehir müjdelenmiş bir ve kadim bir şehir. Doğunun batının farklı kültürlerin buluştuğu bir şehirdir. İnşallah önümüzde 2019’a kadar bu az zamanda bu şehrin kültürlerin buluşma şehri olarak devam etmesine hep beraber sahip çıkacağız ve güzel işler yapacağız diye düşünüyorum. Yine bugün seçimi yaptık diyorum ki Bismillah diyelim başlayalım. Başta yaptığım konuşmamda az konuşup çok iş yapacağız dedim. İnşallah Allah bizi İstanbul halkına mahcup etmez.”
Uysal konuşmaların ardından mecliste tebrikleri kabul etti.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Erol Kaya, canlı yayında yaptığı açıklamada, 'Sayın Kadir Topbaş’ın istifasıyla boşalan başkanlık için temayüle 337 arkadaşımız katıldı. Genel Başkanımızın tavsiyesiyle Büyükşehir Belediye Başkan adayımız Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal oldu. Mevlüt Kardeşimizi tebrik ediyorum' dedi.
İLK AÇIKLAMA
Uysal yaptığı ilk konuşmada, “Meclis üyelerimiz 3 tur burada kaldılar. Sizlere canı gönülden teşekkür ediyorum. Bu seçimde şahsımı büyükşehir belediye başkanı yaptınız. Dünya şehri olan İstanbul adına bölgemiz adına hayırlı olsun diyorum. Şahsım adına da inşallah hayırlısı olur. Genel başkanımız Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 1994 yılında burada başkanlığa başladı belediyecilikte bir çığır açtı. Burada şu anda İstanbul’da dünyadan gelenler diğer ülkelerden gelenler güzel bir İstanbul’da bahsediyorsa onun eseri diyorum kendisine şükranlarımı saygılarımı sunuyorum” dedi.
Uysal konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:
“Kadir Topbaş büyükşehir başkanlığından istifa etse bile ihtiyacımız olduğunda İstanbul’a hizmet etmede katkı sunacağını düşünüyorum. Bu şehir müjdelenmiş bir ve kadim bir şehir. Doğunun batının farklı kültürlerin buluştuğu bir şehirdir. İnşallah önümüzde 2019’a kadar bu az zamanda bu şehrin kültürlerin buluşma şehri olarak devam etmesine hep beraber sahip çıkacağız ve güzel işler yapacağız diye düşünüyorum. Yine bugün seçimi yaptık diyorum ki Bismillah diyelim başlayalım. Başta yaptığım konuşmamda az konuşup çok iş yapacağız dedim. İnşallah Allah bizi İstanbul halkına mahcup etmez.”
Uysal konuşmaların ardından mecliste tebrikleri kabul etti.
Günün fotoğrafı
Edirne merkeze bağlı Tayakadın Köyü'nde bulunan Şehit Cem Havale İlkokulu öğrencileri 7 yaşındaki Damla İnceoğlu, aynı yaştaki Dilay Büyükpiliç ile 8 yaşındaki Öykü Cam, yağmur sırasında çıktıkları teneffüste okul bahçesindeki Atatürk büstünün ıslandığını görünce, şemsiye tutarak yağmurdan korumaya çalıştı. Öğrencilerden Büyükpiliç, "Hep beraber Atatürk ıslanmasın diye şemsiye tuttuk. Biraz biz ıslandık ama olsun, Atatürk ıslanmadı" dedi.
Edirne'nin merkeze bağlı Tayakadın Köyü'nde bulunan Şehit Cem Havale İlkokulu'nun birinci sınıf öğrencileri Damla İnceoğlu, sınıf arkadaşı Dilay Büyükkılıç ve ikinci sınıf öğrencisi Masal Cam, yağmur sırasında teneffüse çıktıklarında okul bahçesindeki Atatürk büstünün yağmurda ıslandığını gördü. Öğrencilerden Dilay Büyükpiliç, arkadaşlarına Atatürk'ü yağmurdan korumaları gerektiğini söyledi. Öğrenciler, yağmur altında çıktıkları iki teneffüs boyunca şemsiye tutarak Atatürk'ü yağmurdan korumaya çalıştı. Öğrenciler, büste şemsiye tuttukları sırada bir veli fotoğraflarını çekerek sosyal medya hesabından paylaştı. Paylaşılan fotoğraflar çok sayıda beğeni aldı.
'BİZ ISLANDIK, ATATÜRK ISLANMADI'
Öğrencilerden Dilay Büyükpiliç, Atatürk'ü çok sevdiğini ve yağmurda ıslanmasına dayanamadığını belirterek, "Dışarı çıktığımda Atatürk'ün yağmurdan ıslandığını gördüm. Arkadaşım Damla'ya, 'Atatürk'ü yağmurdan korumamız lazım' dedim. O da bana 'Ver şemsiyeni koruyalım' dedi. Boyum büste ulaşmadığından dolayı şemsiyemi Damla'ya verdim. Bu sırada arkadaşım Masal'da yanımıza geldi. Hep beraber Atatürk ıslanmasın diye şemsiye tuttuk. Biraz biz ıslandık ama olsun, Atatürk ıslanmadı" dedi.
Şemsiyeyi Atatürk'ün büstüne tutan Damla İnceoğlu da "Dilay yağmur yağınca 'Atatürk'ü yağmurdan korumamız lazım' dedi. Ben de 'Ver şemsiyeni koruyalım' dedim. Benim boyum uzun olduğu için şemsiyeyi ben tuttum. Atatürk'ü yağmurdan koruduğumuz için çok mutluyum. Yağmur yağdığında yine atamızı şemsiye ile koruyacağız" dedi.
İkinci sınıf öğrencisi Öykü Cam, Atatürk'ü çok sevdiğini söyleyerek, "Her yağmur yağdığında çok üzülüyorduk. Yağmurda ıslanmasın diye böyle bir karar aldık" dedi. DHA
Edirne'nin merkeze bağlı Tayakadın Köyü'nde bulunan Şehit Cem Havale İlkokulu'nun birinci sınıf öğrencileri Damla İnceoğlu, sınıf arkadaşı Dilay Büyükkılıç ve ikinci sınıf öğrencisi Masal Cam, yağmur sırasında teneffüse çıktıklarında okul bahçesindeki Atatürk büstünün yağmurda ıslandığını gördü. Öğrencilerden Dilay Büyükpiliç, arkadaşlarına Atatürk'ü yağmurdan korumaları gerektiğini söyledi. Öğrenciler, yağmur altında çıktıkları iki teneffüs boyunca şemsiye tutarak Atatürk'ü yağmurdan korumaya çalıştı. Öğrenciler, büste şemsiye tuttukları sırada bir veli fotoğraflarını çekerek sosyal medya hesabından paylaştı. Paylaşılan fotoğraflar çok sayıda beğeni aldı.
'BİZ ISLANDIK, ATATÜRK ISLANMADI'
Öğrencilerden Dilay Büyükpiliç, Atatürk'ü çok sevdiğini ve yağmurda ıslanmasına dayanamadığını belirterek, "Dışarı çıktığımda Atatürk'ün yağmurdan ıslandığını gördüm. Arkadaşım Damla'ya, 'Atatürk'ü yağmurdan korumamız lazım' dedim. O da bana 'Ver şemsiyeni koruyalım' dedi. Boyum büste ulaşmadığından dolayı şemsiyemi Damla'ya verdim. Bu sırada arkadaşım Masal'da yanımıza geldi. Hep beraber Atatürk ıslanmasın diye şemsiye tuttuk. Biraz biz ıslandık ama olsun, Atatürk ıslanmadı" dedi.
Şemsiyeyi Atatürk'ün büstüne tutan Damla İnceoğlu da "Dilay yağmur yağınca 'Atatürk'ü yağmurdan korumamız lazım' dedi. Ben de 'Ver şemsiyeni koruyalım' dedim. Benim boyum uzun olduğu için şemsiyeyi ben tuttum. Atatürk'ü yağmurdan koruduğumuz için çok mutluyum. Yağmur yağdığında yine atamızı şemsiye ile koruyacağız" dedi.
İkinci sınıf öğrencisi Öykü Cam, Atatürk'ü çok sevdiğini söyleyerek, "Her yağmur yağdığında çok üzülüyorduk. Yağmurda ıslanmasın diye böyle bir karar aldık" dedi. DHA
28 Eylül 2017 Perşembe
Can Dündar hakkında kırmızı bülten ve iade talebi
Can Dündar hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen terör soruşturması kapsamında son dakika kararı çıktı. Hakkında "yakalama" kararı verilen eski Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ile ilgili "kırmızı bülten" ve iade talebinde bulunuldu. Can Dündar'dan da karara ilişkin ilk açıklama geldi.
Başsavcılık, merkez Bağlar ilçesinde 24 Nisan 2016’da Diyarbakır Esnaf ve Sanaatkarlar Odası Başkanlığı konferans salonunda gerçekleştirilen bir konferansta konuşan Dündar hakkında bir süre önce “terör örgütü propagandası yaptığı” iddiasıyla soruşturma başlattı.
Soruşturma kapsamında Başsavcılığın talebi üzerine 5. Sulh Ceza Hakimliği, Dündar hakkında “yakalama” kararı çıkarttı.
Karar doğrultusunda yapılan aramada, Dündar’ın yurt içinde kayıtlı adresinde bulunmadığı ve Almanya’da olduğu tespit edildi.
Başsavcılık, bunun üzerine Dündar ile ilgili “kırmızı bülten” ve “iade talepnamesi” düzenleyerek, Adalet Bakanlığı Uluslarası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğüne gönderdi.
Devam eden soruşturmada Dündar, konuşmasında terör örgütü PKK’nın cebir, şiddet ve tehdit içeren yöntemlerini öven, meşru gösteren ve teşvik eden ifadeler kullanmakla suçlanıyor.
CAN DÜNDAR’DAN İLK AÇIKLAMA
Kararın ardından Can Dündar’dan ilk açıklama geldi. Dündar, sosyal medya hesabından “Ne gün: Sabah Nobel Barış Ödülü adaylığı, akşam kırmızı bültenle arama kararı…” diye yazdı. Sözcü
Başsavcılık, merkez Bağlar ilçesinde 24 Nisan 2016’da Diyarbakır Esnaf ve Sanaatkarlar Odası Başkanlığı konferans salonunda gerçekleştirilen bir konferansta konuşan Dündar hakkında bir süre önce “terör örgütü propagandası yaptığı” iddiasıyla soruşturma başlattı.
Soruşturma kapsamında Başsavcılığın talebi üzerine 5. Sulh Ceza Hakimliği, Dündar hakkında “yakalama” kararı çıkarttı.
Karar doğrultusunda yapılan aramada, Dündar’ın yurt içinde kayıtlı adresinde bulunmadığı ve Almanya’da olduğu tespit edildi.
Başsavcılık, bunun üzerine Dündar ile ilgili “kırmızı bülten” ve “iade talepnamesi” düzenleyerek, Adalet Bakanlığı Uluslarası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğüne gönderdi.
Devam eden soruşturmada Dündar, konuşmasında terör örgütü PKK’nın cebir, şiddet ve tehdit içeren yöntemlerini öven, meşru gösteren ve teşvik eden ifadeler kullanmakla suçlanıyor.
CAN DÜNDAR’DAN İLK AÇIKLAMA
Kararın ardından Can Dündar’dan ilk açıklama geldi. Dündar, sosyal medya hesabından “Ne gün: Sabah Nobel Barış Ödülü adaylığı, akşam kırmızı bültenle arama kararı…” diye yazdı. Sözcü
Cumhuriyet’in 94’üncü yılı, 94 etkinlikle kutlanacak
Maltepe Belediyesi, Türkiye’de bir ilke imza atarak, Cumhuriyet’in 94’üncü yıldönümünü, mahallelerle düzenleyeceği ve bir ay sürecek 94 etkinlikle kutlamaya hazırlanıyor. Cumhuriyet coşkusunu sokaklara taşıyacak “Cumhuriyet Benim” etkinlikleri kapsamında, tarihi Beşçeşmeler Meydanı’nda Bosna Sancak, Azerbaycan, İspanya, Rusya, İsviçre ve Küba geceleri de düzenlenecek. Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç, “Ekim ayını Cumhuriyet şölenine dönüştürdüğümüz Maltepe’de, her güne en az iki etkinlik sığdırdık” dedi.
Cumhuriyet’in 94'üncü kuruluş yıldönümü Maltepe'de, bir ay sürecek muhteşem etkinliklerle kutlanacak. Maltepe Belediyesi tarafından, Türkiye'de bir ilk olan ve “Cumhuriyet Benim” adı altında düzenlenecek etkinlikler, 29 Eylül Cuma günü Beşçeşmeler'de düzenlenecek Grammy ödüllü Maya Azucena ve neyzen Burcu Karadağ'ın konseriyle başlayacak. Festival, 29 Ekim'de yapılacak fener alayı, Suzan Kardeş ve mübadil korosu konseriyle son bulacak. Cumhuriyet'in kuruluşu ve sonrasında yaşanan gelişmeleri konu alan Cumhuriyet dizisinin de bölüm bölüm gösterileceği etkinliklerde, mahallelerde Turgut Kahraman'ın “Tarihe Dokunanlar” sergisi sergilenecek ve “Kuruluştan Kurtuluşa Bir Aşktır Cumhuriyet” adlı tiyatro oyunu sahnelenecek. İlçedeki parklarda da, şef Füsun Batum'un yönetiminde Maltepe Belediyesi Türk Sanat Müziği Korosu konser verecek.
Söyleşiler ve çocuk oyunları
Amatör futbol kulüplerinin Cumhuriyet turnuvası düzenleyeceği “Cumhuriyet Benim” etkinliklerinde, 21 Ekim'de Gülsuyu Stadyumu'nda sevilen sanatçı Volkan Konak dev bir konser verecek. Danslar, söyleşiler, film gösterimleri, çocuk oyunları, tiyatrolar ve sergilerle, Prof. Dr. Türkan Saylan Kültür Merkezi'nin de katılacağı festivalde, Âşık Mahzuni Şerif anması da gerçekleştirilecek.
Cumhuriyet Festivali'ni tüm Maltepelilere ithaf eden Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç, “Hiçbir ulusa nasip olmayan bir önderin üstün çabaları sonucunda, bundan 94 yıl önce karanlıkları yırtarak, aydınlık yarınların yolunu açan Cumhuriyet ile buluştuk. Verdiği bağımsızlık mücadelesi ile dünyanın sömürge ülkelerine ve boyunduruk altında yaşayan halklara umut olan Mustafa Kemal Atatürk, savaş meydanlarından siyaset arenasına taşıdığı zekası ile bütün dünyanın gıpta ile baktığı bir devlet adamı profili oluşturdu. Atatürk, bağrından koptuğu çilekeş Anadolu insanını kurtarmak için Cumhuriyet'in kurulmasına öncülük etti. Bugün Cumhuriyetimizi canımız pahasına korumak ve kollamak görevi de, bizlere düşüyor” dedi.
“Cumhuriyete sevdalıyız”
Etkinliklerle ilgili bilgi de veren Başkan Kılıç, şunları söyledi: “Cumhuriyetimizin 94’üncü kuruluş yılını 94 muhteşem etkinlikle, tüm Maltepe halkı ile birlikte kutlayacağız. Ekim ayını Cumhuriyet şölenine dönüştürdüğümüz Maltepe'de, her güne en az iki etkinlik sığdırdık. Dünyanın farklı kültürlerini Maltepe halkı ile buluşturacak, Maltepe’mizin 94 yıllık Cumhuriyet geleneği olan Mübadil Davulu korosuna yeniden can vereceğiz. 94. yılında yine Cumhuriyet sevdalısı Maltepelilere yakışan bir etkinlik programı hazırladığımıza inanıyorum. Bu coşkuyu ekim ayı boyunca Maltepe'nin her köşesinde, hep birlikte yaşayacağız.” sözcü.com.tr
Cumhuriyet’in 94'üncü kuruluş yıldönümü Maltepe'de, bir ay sürecek muhteşem etkinliklerle kutlanacak. Maltepe Belediyesi tarafından, Türkiye'de bir ilk olan ve “Cumhuriyet Benim” adı altında düzenlenecek etkinlikler, 29 Eylül Cuma günü Beşçeşmeler'de düzenlenecek Grammy ödüllü Maya Azucena ve neyzen Burcu Karadağ'ın konseriyle başlayacak. Festival, 29 Ekim'de yapılacak fener alayı, Suzan Kardeş ve mübadil korosu konseriyle son bulacak. Cumhuriyet'in kuruluşu ve sonrasında yaşanan gelişmeleri konu alan Cumhuriyet dizisinin de bölüm bölüm gösterileceği etkinliklerde, mahallelerde Turgut Kahraman'ın “Tarihe Dokunanlar” sergisi sergilenecek ve “Kuruluştan Kurtuluşa Bir Aşktır Cumhuriyet” adlı tiyatro oyunu sahnelenecek. İlçedeki parklarda da, şef Füsun Batum'un yönetiminde Maltepe Belediyesi Türk Sanat Müziği Korosu konser verecek.
Söyleşiler ve çocuk oyunları
Amatör futbol kulüplerinin Cumhuriyet turnuvası düzenleyeceği “Cumhuriyet Benim” etkinliklerinde, 21 Ekim'de Gülsuyu Stadyumu'nda sevilen sanatçı Volkan Konak dev bir konser verecek. Danslar, söyleşiler, film gösterimleri, çocuk oyunları, tiyatrolar ve sergilerle, Prof. Dr. Türkan Saylan Kültür Merkezi'nin de katılacağı festivalde, Âşık Mahzuni Şerif anması da gerçekleştirilecek.
Cumhuriyet Festivali'ni tüm Maltepelilere ithaf eden Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç, “Hiçbir ulusa nasip olmayan bir önderin üstün çabaları sonucunda, bundan 94 yıl önce karanlıkları yırtarak, aydınlık yarınların yolunu açan Cumhuriyet ile buluştuk. Verdiği bağımsızlık mücadelesi ile dünyanın sömürge ülkelerine ve boyunduruk altında yaşayan halklara umut olan Mustafa Kemal Atatürk, savaş meydanlarından siyaset arenasına taşıdığı zekası ile bütün dünyanın gıpta ile baktığı bir devlet adamı profili oluşturdu. Atatürk, bağrından koptuğu çilekeş Anadolu insanını kurtarmak için Cumhuriyet'in kurulmasına öncülük etti. Bugün Cumhuriyetimizi canımız pahasına korumak ve kollamak görevi de, bizlere düşüyor” dedi.
“Cumhuriyete sevdalıyız”
Etkinliklerle ilgili bilgi de veren Başkan Kılıç, şunları söyledi: “Cumhuriyetimizin 94’üncü kuruluş yılını 94 muhteşem etkinlikle, tüm Maltepe halkı ile birlikte kutlayacağız. Ekim ayını Cumhuriyet şölenine dönüştürdüğümüz Maltepe'de, her güne en az iki etkinlik sığdırdık. Dünyanın farklı kültürlerini Maltepe halkı ile buluşturacak, Maltepe’mizin 94 yıllık Cumhuriyet geleneği olan Mübadil Davulu korosuna yeniden can vereceğiz. 94. yılında yine Cumhuriyet sevdalısı Maltepelilere yakışan bir etkinlik programı hazırladığımıza inanıyorum. Bu coşkuyu ekim ayı boyunca Maltepe'nin her köşesinde, hep birlikte yaşayacağız.” sözcü.com.tr
27 Eylül 2017 Çarşamba
Toplu ölümler tehlikeli boyutta, köylüler ve balıkçılar endişeli
Bursa'nın Karacabey ilçesinde son dönemde yaşanan balık ölümleri tehlikeli boyuta ulaştı. Fabrikaların zehirli atıklarının neden olduğu öne sürülen balık ölümleriyle ilgili Bursa DOĞADER'in çektiği fotoğraflar ve görüntüler köyülleri ve balıkçıları endişeye sürükledi.
Karacabey ilçesinde fabrika atıkları nedeniyle meydana geldiği iddia edilen toplu balık ölümleri tepkilere neden oluyor. Karacabey'de bu yıl içinde üçüncü kez tekrarlanan toplu balık ölümlerini protesto eden Bursa DOĞADER, geçen hafta sonu ölümlerin yaşandığı öne sürülen Canbalı Deresi'nde basın açıklaması yaptı.
Burada konuşan DOĞADER Mustafakemalpaşa Temsilcisi Seyit Ali Geçici, Karacabey'de hiç bitmeyen doğa katliamı yaşandığını belirtip, "Bizim her yıl tanık olduğumuz doğa katliamları bu kez sınırları aştı. Fabrika atıklarıyla zehir karışan derelerimiz bu yıl içinde 3 kez toplu balık ölümlerine sahne oldu. Çok üzüldük. Türkiye, Karacabey'deki balık ölümlerini konuşuyor. Biz bugün burada derelerimizde yaşanan katliamlara 'dur' demek için toplandık" dedi.
Seyit Ali Geçici, basın açıklamasından sonra Canbalı Deres'nin Marmara Denizi'ne döküldüğü Kocaçay'da toplanan telef olan balıkların toplu görüntüsü çevrecilerin tepkisine neden oldu.
Bu fotoğrafları DOĞADER'in safyasında paylaşan Seyit Ali Geçici, "Ben, balık ölümlerinin nereden kaynaklandığını kendi imkanlarımla aratşıtrdım: Son olarak Susurluk'ta hizmete giren Şeker Fabrikası'nın olduğu bölgeye kadar gittim. Bundan sonra balık ölümü yok. Vatandaşlar, yıllar sonra açılan fabrikadaki temizlik sırasında kimyasal maddelerin dereye bırakıldığını söylüyorlar. Ne kadar doğru bilmiyorum. Bunun araştırılması, balık ölümlerine son verimesi gerekiyor" diye konuştu.
Seyit Ali Geçici bugün ise Canbalı Deresi Deresi'nde 60-70 kilo ağırlığındaki dev balıklarında telef oludğu haberini aldık. Canımız yandı" diye konuştu.
Balık ölümleriyle ilgili olarak Karacabey İlçe Tarım Müdürlüğü'nün başlattığı araştırma ve soruşturma devam ediyor. DHA
Karacabey ilçesinde fabrika atıkları nedeniyle meydana geldiği iddia edilen toplu balık ölümleri tepkilere neden oluyor. Karacabey'de bu yıl içinde üçüncü kez tekrarlanan toplu balık ölümlerini protesto eden Bursa DOĞADER, geçen hafta sonu ölümlerin yaşandığı öne sürülen Canbalı Deresi'nde basın açıklaması yaptı.
Burada konuşan DOĞADER Mustafakemalpaşa Temsilcisi Seyit Ali Geçici, Karacabey'de hiç bitmeyen doğa katliamı yaşandığını belirtip, "Bizim her yıl tanık olduğumuz doğa katliamları bu kez sınırları aştı. Fabrika atıklarıyla zehir karışan derelerimiz bu yıl içinde 3 kez toplu balık ölümlerine sahne oldu. Çok üzüldük. Türkiye, Karacabey'deki balık ölümlerini konuşuyor. Biz bugün burada derelerimizde yaşanan katliamlara 'dur' demek için toplandık" dedi.
Seyit Ali Geçici, basın açıklamasından sonra Canbalı Deres'nin Marmara Denizi'ne döküldüğü Kocaçay'da toplanan telef olan balıkların toplu görüntüsü çevrecilerin tepkisine neden oldu.
Bu fotoğrafları DOĞADER'in safyasında paylaşan Seyit Ali Geçici, "Ben, balık ölümlerinin nereden kaynaklandığını kendi imkanlarımla aratşıtrdım: Son olarak Susurluk'ta hizmete giren Şeker Fabrikası'nın olduğu bölgeye kadar gittim. Bundan sonra balık ölümü yok. Vatandaşlar, yıllar sonra açılan fabrikadaki temizlik sırasında kimyasal maddelerin dereye bırakıldığını söylüyorlar. Ne kadar doğru bilmiyorum. Bunun araştırılması, balık ölümlerine son verimesi gerekiyor" diye konuştu.
Seyit Ali Geçici bugün ise Canbalı Deresi Deresi'nde 60-70 kilo ağırlığındaki dev balıklarında telef oludğu haberini aldık. Canımız yandı" diye konuştu.
Balık ölümleriyle ilgili olarak Karacabey İlçe Tarım Müdürlüğü'nün başlattığı araştırma ve soruşturma devam ediyor. DHA
Denizden bir günde 8 bin ton çöp topladılar
Uluslararası Sahil Temizlik Günü 16 Eylül günü 32. kez çeşitli etkinliklere sahen oldu. Ocean Conservancy (Okyanus Koruma) organizasyonu tarafından düzenlenen etkinlikler ilk kez 1986 yılında Teksas’da başladı.
Ocean Conservancy, her etkinlikte denizlere ulaşan çöpün arttığını belirtiyor. Her yıl yaklaşık 8 milyon ton plastik atık okyanusa ve sahillere ulaşıyor. Bu plastik atıklar yabani hayatı etkiliyor, kumsalları kirletiyor, yerel hükümetlere çok büyük mali yük yaratıyor.
Yesilist'ten Görkem Gömeç'in derlediği habere göre, kumsallardan en çok toplanan çöpler ise; sigara izmariti, plastik şişeler, gıda ambalajları, plastik şişe kapakları ve pipetler. Bunlar özellikle deniz kuşlarına ve kaplumbağalarına karşı ölümcül bir tehlike yaratıyor.
Doğada çözünemeyen plastikler giderek daha küçük parçalara ayrılarak, mikroplastik denilen parçacıkları oluşturuyor. Bu maddeler özellikle son yıllarda, deniz tuzunda, balıklarda ve hatta birada bile bulunmaya başladı.
Bu sorunların farkında olan Ocean Conservancy ve gönüllüler, Hawaii Adalarından Latin Amerikaya, Hong Kong’dan İsveç’e yaklaşık 500 bin kişi ile plastikten kurtulmuş temiz bir deniz için harekete geçti. Bu yıl 8 bin tonun toplandığı etkinlik ile beraber son 30 yılda bu etkinlikler ile 93 bin ton çöp toplandı.
En son yayınlanan rapora göre 2016 yılında toplanan çöpün ağırlığı; 700 Afrika fili, 600 beyaz gergedan, 500 su aygırı, 400 zürafa, 300 Nil timsahı, 200 zebra ve 100 aslanın toplam ağırlığına eşit. Kıyılardan toplanan balıkçılık ağları ile 9 kişi Dünya üzerinde bilinen en derin nokta olan Mariana Çukuru’na aynı anda inebiliyor.
Sahillerde o kadar çok balon bulunmuş ki, bu balonlar ile bir deniz aygırını uçurmak mümkün. Sahillerde sigara değil aynı zamanda çakmak da oldukça fazla bulunmuş; hatta bu çakmaklar üstüste dizilirse Eyfel Kulesinden 10 kat daha yüksek bir yapı ortaya çıkıyor. cnntürk
Ocean Conservancy, her etkinlikte denizlere ulaşan çöpün arttığını belirtiyor. Her yıl yaklaşık 8 milyon ton plastik atık okyanusa ve sahillere ulaşıyor. Bu plastik atıklar yabani hayatı etkiliyor, kumsalları kirletiyor, yerel hükümetlere çok büyük mali yük yaratıyor.
Yesilist'ten Görkem Gömeç'in derlediği habere göre, kumsallardan en çok toplanan çöpler ise; sigara izmariti, plastik şişeler, gıda ambalajları, plastik şişe kapakları ve pipetler. Bunlar özellikle deniz kuşlarına ve kaplumbağalarına karşı ölümcül bir tehlike yaratıyor.
Doğada çözünemeyen plastikler giderek daha küçük parçalara ayrılarak, mikroplastik denilen parçacıkları oluşturuyor. Bu maddeler özellikle son yıllarda, deniz tuzunda, balıklarda ve hatta birada bile bulunmaya başladı.
Bu sorunların farkında olan Ocean Conservancy ve gönüllüler, Hawaii Adalarından Latin Amerikaya, Hong Kong’dan İsveç’e yaklaşık 500 bin kişi ile plastikten kurtulmuş temiz bir deniz için harekete geçti. Bu yıl 8 bin tonun toplandığı etkinlik ile beraber son 30 yılda bu etkinlikler ile 93 bin ton çöp toplandı.
En son yayınlanan rapora göre 2016 yılında toplanan çöpün ağırlığı; 700 Afrika fili, 600 beyaz gergedan, 500 su aygırı, 400 zürafa, 300 Nil timsahı, 200 zebra ve 100 aslanın toplam ağırlığına eşit. Kıyılardan toplanan balıkçılık ağları ile 9 kişi Dünya üzerinde bilinen en derin nokta olan Mariana Çukuru’na aynı anda inebiliyor.
Sahillerde o kadar çok balon bulunmuş ki, bu balonlar ile bir deniz aygırını uçurmak mümkün. Sahillerde sigara değil aynı zamanda çakmak da oldukça fazla bulunmuş; hatta bu çakmaklar üstüste dizilirse Eyfel Kulesinden 10 kat daha yüksek bir yapı ortaya çıkıyor. cnntürk
SGK’dan çok tartışılacak grip aşısı kararı
Yaşlılar ve kronik rahatsızlığı bulunan tüm vatandaşlara doktorun reçete etmesi durumunda ödemesi SGK tarafından yapılan grip aşılarına 'gün' zorunluluğu getirildi.
Medula sistemine göre, erken reçete edilse bile vatandaş aşısını bir önceki yıl yaptırdığı tarihte vurdurmak zorunda olacak. Aksi halde aşının parası ödenmeyecek. Hürriyet’ten Meltem Özgenç’in haberine göre Tüm Eczacı İşverenler Sendikası Genel Başkanı Nurten Saydan konuyla ilgili şunları söyledi: “Grip aşısı, her yıl bir önceki mevsim en çok rastlanan grip türlerine göre her sene yeniden hazırlanıyor. Aşısının koruyucu etkisi 2-3 hafta sonra ortaya çıkıyor. Bu nedenle tavsiye edilen yıllık grip aşısının, aşı kullanımına sunulur sunulmaz, grip salgını başlamadan önce eylül-ekim aylarında yapılması gerekiyor. Ancak SGK, bu sene yeni bir uygulama ile geçen sene hangi gün vatandaş aşı olmuşsa, aşı olduğu o gün gelmeden bedelini ödememe kararı aldı. Sağlık Uygulama Tebliği’nde (SUT), “Tüm hekimlerce reçete edildiğinde yılda bir defaya mahsus olmak üzere karşılanır” ifadesi yıllık bir defa ödenme anlamında değil, 365 gün sonra anlamında yorumlanıyor ve Medula Provizyon Sistemi buna göre işlem yapıyor. Yani hastanın bir önceki sene aşı vurulduğu gün gelmeden sistem ödeme yapmıyor. Oysa grip aşısı hasta sağlıklıyken yapılmalıdır. Bir an önce bu uygulamadan vazgeçilmesi gerektiğini belirtmek istiyoruz.”
Medula sistemine göre, erken reçete edilse bile vatandaş aşısını bir önceki yıl yaptırdığı tarihte vurdurmak zorunda olacak. Aksi halde aşının parası ödenmeyecek. Hürriyet’ten Meltem Özgenç’in haberine göre Tüm Eczacı İşverenler Sendikası Genel Başkanı Nurten Saydan konuyla ilgili şunları söyledi: “Grip aşısı, her yıl bir önceki mevsim en çok rastlanan grip türlerine göre her sene yeniden hazırlanıyor. Aşısının koruyucu etkisi 2-3 hafta sonra ortaya çıkıyor. Bu nedenle tavsiye edilen yıllık grip aşısının, aşı kullanımına sunulur sunulmaz, grip salgını başlamadan önce eylül-ekim aylarında yapılması gerekiyor. Ancak SGK, bu sene yeni bir uygulama ile geçen sene hangi gün vatandaş aşı olmuşsa, aşı olduğu o gün gelmeden bedelini ödememe kararı aldı. Sağlık Uygulama Tebliği’nde (SUT), “Tüm hekimlerce reçete edildiğinde yılda bir defaya mahsus olmak üzere karşılanır” ifadesi yıllık bir defa ödenme anlamında değil, 365 gün sonra anlamında yorumlanıyor ve Medula Provizyon Sistemi buna göre işlem yapıyor. Yani hastanın bir önceki sene aşı vurulduğu gün gelmeden sistem ödeme yapmıyor. Oysa grip aşısı hasta sağlıklıyken yapılmalıdır. Bir an önce bu uygulamadan vazgeçilmesi gerektiğini belirtmek istiyoruz.”
AK Partili vekil Özdağ: Mustafa Kemal'in ömrü yetseydi Kerkük'ü de alacaktı
AK Parti Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ, FOX TV'de katıldığı canlı yayında Kuzey Irak'ta yapılan referandumu için "Mustafa Kemal ölmeden önce Hatay’ı da memleketimize dahil etti. Ömrü yetseydi Musul ve Kerkük’ü de vatan topraklarına katacaktı fakat ömrü yetmedi" diye konuştu.
FOX TV'de İsmail Küçükkaya'nın sunduğu Çalar Saat programına katılan AKP Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ'ın açıklamaları şöyle:
"Cenazeye saygı göstermeyen diriye de saygı göstermez bizim geleneklerimizde böyle bir şey yok Aysel Tuğluk’un annesine yapılanı kabul etmedim ve aynı görüşlere sahibim. Ben şahsen o gün yönetici olsaydım Ankara’ya gömülmesini sağlardım. Biz zaman zaman insanları ayırt ettik. Biz şimdi Nazım Hikmet’i de Türkiye’ye getirmek istiyoruz. Tunceli de bizim memleketimiz, toprağımız. Duygusal kopuşluğa izin verecek hareketlerden uzak durmamız gerekir."
"DIŞ POLİTİKA ESNEKLİK İSTER"
"Dış politika esneklik ister, duruma göre yön tayin edersiniz. 110 yıl önce buranın problemleri hep vardı. Bu sırada biz yeni bir devlet kurduk. Ben 12 Eylül döneminde 7 sene cezaevinde kaldım şimdi burada Atatürk ve arkadaşları Lozan’da bir anlaşma. Bana göre o günkü şartlar içinde yapılan en iyi anlaşmadır. Devletin tapusudur. Lozan’dan gelenler Ankara’ya gelince ağladı. Artık 100 yıl savaşmayacağız geleceğimizi kurtardık diye. Mustafa Kemal ölmeden önce Hatay’ı da memleketimize dahil etti. Ömrü yeterse Musul ve Kerkük’ü de vatan topraklarına katacaktı fakat ömrü yetmedi."
"DÜNYANIN EN BÜYÜK TERÖR ÖRGÜTÜ"
"Dünyanın en büyük örgütü ile mücadele ediyoruz, FETÖ ile. Neden? ABD ve egemen güçler her kurumdan bir kişi devşirse kaç kişi alır. Eğitime sızarsa neler olur. Bugün bütün güçlerini kimi bilinçli kimi bilinçsiz yönlendirilerek yaklaşık 1 milyon kişi, bu işin içine girdi. Yurt dışına gönderildi. Para ile kandırıldı çocuklarımız. Biz bu mücadeleyi beraber vermeliyiz. Demokrasiye bu karmaşada halel de gelmiş olabilir."
FOX TV'de İsmail Küçükkaya'nın sunduğu Çalar Saat programına katılan AKP Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ'ın açıklamaları şöyle:
"Cenazeye saygı göstermeyen diriye de saygı göstermez bizim geleneklerimizde böyle bir şey yok Aysel Tuğluk’un annesine yapılanı kabul etmedim ve aynı görüşlere sahibim. Ben şahsen o gün yönetici olsaydım Ankara’ya gömülmesini sağlardım. Biz zaman zaman insanları ayırt ettik. Biz şimdi Nazım Hikmet’i de Türkiye’ye getirmek istiyoruz. Tunceli de bizim memleketimiz, toprağımız. Duygusal kopuşluğa izin verecek hareketlerden uzak durmamız gerekir."
"DIŞ POLİTİKA ESNEKLİK İSTER"
"Dış politika esneklik ister, duruma göre yön tayin edersiniz. 110 yıl önce buranın problemleri hep vardı. Bu sırada biz yeni bir devlet kurduk. Ben 12 Eylül döneminde 7 sene cezaevinde kaldım şimdi burada Atatürk ve arkadaşları Lozan’da bir anlaşma. Bana göre o günkü şartlar içinde yapılan en iyi anlaşmadır. Devletin tapusudur. Lozan’dan gelenler Ankara’ya gelince ağladı. Artık 100 yıl savaşmayacağız geleceğimizi kurtardık diye. Mustafa Kemal ölmeden önce Hatay’ı da memleketimize dahil etti. Ömrü yeterse Musul ve Kerkük’ü de vatan topraklarına katacaktı fakat ömrü yetmedi."
"DÜNYANIN EN BÜYÜK TERÖR ÖRGÜTÜ"
"Dünyanın en büyük örgütü ile mücadele ediyoruz, FETÖ ile. Neden? ABD ve egemen güçler her kurumdan bir kişi devşirse kaç kişi alır. Eğitime sızarsa neler olur. Bugün bütün güçlerini kimi bilinçli kimi bilinçsiz yönlendirilerek yaklaşık 1 milyon kişi, bu işin içine girdi. Yurt dışına gönderildi. Para ile kandırıldı çocuklarımız. Biz bu mücadeleyi beraber vermeliyiz. Demokrasiye bu karmaşada halel de gelmiş olabilir."
25 Eylül 2017 Pazartesi
CHP'li vekilden çarpıcı iddia: SGK '36 kod' ile fişleme yapıyor
CHP Bursa Milletvekili Ceyhun İrgil, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın, SGK'nın, işten çıkış kodları arasına eklediği '36 kod' ile fişleme yaptığını ve insanların çoğunun bu fişlemeden habersiz olduğunu iddia etti.
CHP Bursa Milletvekili Ceyhun İrgil, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın, SGK'nın, işten çıkış kodları arasına eklediği '36 kod' ile fişleme yaptığını ve insanların çoğunun bu fişlemeden habersiz olduğunu iddia etti.
CHP Bursa Milletvekili Ceyhun İrgil, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın 2 Ağustos 2016 tarihinde yayınladığı genelge ile SGK'nın işten çıkışlarda kullandığı kodlara '36' kod numarasını eklediğini söyledi. Buna göre çalıştığı işyeri OHAL KHK'sıyla kapatıldığı için işsiz kalan kişilerin sigorta siciline '36' kodu işlendiğini belirten İrgil, sicilinde bu kod bulunanların işverenlerin tercih etmediği için çalışmalarının zorlaştığını açıkladı.
'Bunun adı otomatik fişleme'
Açıklamasında, "36 kod işveren için bir alarm niteliği taşıyor" diyen CHP Bursa Milletvekili Ceyhun İrgil, yaptığı yazılı basın açıklamasında şu görüşlere yer verdi.
“KHK ile kapatılan işyerlerinde çalışanların, OHAL KHK'ları ile doğrudan işten çıkarılan işçilerin yanısıra işverenin de kendi takdiriyle FETÖ/PDY ilişkisi veya irtibatı kanaatine vararak işten çıkardığı işçilerin sigorta sicillerine '36 kod' işleniyor. Bu keyfiyet doğru değildir. Ayrıca devlet izniyle açılmış, devlet denetiminde olan ve OHAL KHK'larıyla kapatılan eğitim kurumlarındaki tüm çalışanların da sigorta sicillerine bu kod işleniyor. Öte yandan kapatılan kurumlarda zorunlu staj yapmış öğrencilerin sigorta sicillerine de 36 kod işlendiğini görüyoruz. Zorunlu staja bile bu kod neden işlenir? Bu şu demektir; haklarında hiçbir suç bulunmayan insanlar otomatik olarak fişleniyor. Madem resmi bir fişleme yapıyorlar, hangi meslek gruplarından kaç kişi fişlenmiş açıklasınlar, bilelim."
CHP'li İrgil, hükümetin resmi olarak yaptığı fişlemeden insanların çoğunluğunun haberi olmadığını belirterek; “Kişi iş başvurusunda bulunduğunda, hatta İŞKUR'daki bir kursa başvurduğunda siciline 36 kodun işlendiğinden haberi oluyor. 36 kod nedeniyle ülke genelinde işsizlik tehdidiyle karşı karşıya kalmış bir insan grubu var. Bunu yaratan da hükümet" dedi.
Ceyhun İrgil, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu'na konuyla ilgili verdiği soru önergeside, tarih itibariyle Sosyal Güvenlik Kurumu işten çıkışı 36 koduyla gerçekleştirilmiş kaç kişi olduğunu; tarih itibarıyla SGK'da işten çıkışı 36 koduyla gerçekleştirilmiş kişilerin meslek gruplarına göre dağılımını; zorunlu stajını yaptığı kurum OHAL KHK'sıyla kapatılan öğrencilerin sigorta sicillerine neden 36 kod işlendiğini; sigorta sicillerindeki 36 kodun değiştirilmesi için başvuran sayısının kaç kişi olduğunu; 36 kodun değiştirildiği kişi sayısını ve bu mağduriyet ve haksızlığın giderilmesi için yapılan bir çalışmaların olup olmadığını sorduğunu sözlerine ekledi. DHA
CHP Bursa Milletvekili Ceyhun İrgil, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın, SGK'nın, işten çıkış kodları arasına eklediği '36 kod' ile fişleme yaptığını ve insanların çoğunun bu fişlemeden habersiz olduğunu iddia etti.
CHP Bursa Milletvekili Ceyhun İrgil, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın 2 Ağustos 2016 tarihinde yayınladığı genelge ile SGK'nın işten çıkışlarda kullandığı kodlara '36' kod numarasını eklediğini söyledi. Buna göre çalıştığı işyeri OHAL KHK'sıyla kapatıldığı için işsiz kalan kişilerin sigorta siciline '36' kodu işlendiğini belirten İrgil, sicilinde bu kod bulunanların işverenlerin tercih etmediği için çalışmalarının zorlaştığını açıkladı.
'Bunun adı otomatik fişleme'
Açıklamasında, "36 kod işveren için bir alarm niteliği taşıyor" diyen CHP Bursa Milletvekili Ceyhun İrgil, yaptığı yazılı basın açıklamasında şu görüşlere yer verdi.
“KHK ile kapatılan işyerlerinde çalışanların, OHAL KHK'ları ile doğrudan işten çıkarılan işçilerin yanısıra işverenin de kendi takdiriyle FETÖ/PDY ilişkisi veya irtibatı kanaatine vararak işten çıkardığı işçilerin sigorta sicillerine '36 kod' işleniyor. Bu keyfiyet doğru değildir. Ayrıca devlet izniyle açılmış, devlet denetiminde olan ve OHAL KHK'larıyla kapatılan eğitim kurumlarındaki tüm çalışanların da sigorta sicillerine bu kod işleniyor. Öte yandan kapatılan kurumlarda zorunlu staj yapmış öğrencilerin sigorta sicillerine de 36 kod işlendiğini görüyoruz. Zorunlu staja bile bu kod neden işlenir? Bu şu demektir; haklarında hiçbir suç bulunmayan insanlar otomatik olarak fişleniyor. Madem resmi bir fişleme yapıyorlar, hangi meslek gruplarından kaç kişi fişlenmiş açıklasınlar, bilelim."
CHP'li İrgil, hükümetin resmi olarak yaptığı fişlemeden insanların çoğunluğunun haberi olmadığını belirterek; “Kişi iş başvurusunda bulunduğunda, hatta İŞKUR'daki bir kursa başvurduğunda siciline 36 kodun işlendiğinden haberi oluyor. 36 kod nedeniyle ülke genelinde işsizlik tehdidiyle karşı karşıya kalmış bir insan grubu var. Bunu yaratan da hükümet" dedi.
Ceyhun İrgil, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu'na konuyla ilgili verdiği soru önergeside, tarih itibariyle Sosyal Güvenlik Kurumu işten çıkışı 36 koduyla gerçekleştirilmiş kaç kişi olduğunu; tarih itibarıyla SGK'da işten çıkışı 36 koduyla gerçekleştirilmiş kişilerin meslek gruplarına göre dağılımını; zorunlu stajını yaptığı kurum OHAL KHK'sıyla kapatılan öğrencilerin sigorta sicillerine neden 36 kod işlendiğini; sigorta sicillerindeki 36 kodun değiştirilmesi için başvuran sayısının kaç kişi olduğunu; 36 kodun değiştirildiği kişi sayısını ve bu mağduriyet ve haksızlığın giderilmesi için yapılan bir çalışmaların olup olmadığını sorduğunu sözlerine ekledi. DHA
Dünyanın en kilolu kadını hayatını kaybetti
Abu Dhabide br hastanede tedavi gören, dünyanın en kilolu kadını Mısırlı Eman Ahmed, sabah saatlerinde kilosuna bağlı hastalıklar sebebiyle hayatını kaybetti.
Bir hastane yetkilisi tarafından yapılan açıklamaya göre, tedavi süreci boyunca fiziksel ve duygusal süreci iyiye giden Ahmedin durumu, farklı dallardan 20 ayrı doktorun müşahedesi altında olmasına rağmen, son birkaç gündür kilosuna bağlı olarak yaşadığı böbrek yetmezliği ve kalp sorunları sebebiyle kötüye gitmişti.
Bir hastane yetkilisi tarafından yapılan açıklamaya göre, tedavi süreci boyunca fiziksel ve duygusal süreci iyiye giden Ahmedin durumu, farklı dallardan 20 ayrı doktorun müşahedesi altında olmasına rağmen, son birkaç gündür kilosuna bağlı olarak yaşadığı böbrek yetmezliği ve kalp sorunları sebebiyle kötüye gitmişti.
24 Eylül 2017 Pazar
Oxford profesörünü Yunanistan'da sokak köpekleri yedi
İngiltere'de yayınlanan The Times gazetesi , Yunanistan'da sokak köpeklerinin emekli bir Oxford Üniversitesi profesörünü yiyerek öldürdüğünü yazdı.
Atina'daki yetkililerin henüz ismini açıklamadığı 63 yaşındaki profesörden Perşembe gününden beri haber alınamıyordu. Ülkenin kuzeydoğusundaki Maronya'da bir arkeolojik alanı gezerken saldırıya uğrayan kadın, saldırıya uğrarken ailesini arayıp haber vermişti.
BBC Türkçe'nin haberine göre ailesinin uyarısı üzerine dağlık bölgede arama çalışmaları başlatılırken Pazar günü profesörden kalan parçalara ulaşıldı.
'Deneyimli adli tıpçılar bile dehşete düştü'
Üst düzey bir polis yetkilisi, "Karşılaştığımız manzara çok trajikti" dedi ve ekledi: "Kadının bedeni paramparça olmuştu. "Deneyimli adli tıpçılarımız bile gördükleri karşısında dehşete düştü." İngiliz profesörden kalan parçaların yanında pasaportu ve kişisel eşyalarının da bulunduğu açıklandı.
Yunanistan'da bir milyondan fazla sokak köpeği olduğu tahmin ediliyor. Hürriyet
Atina'daki yetkililerin henüz ismini açıklamadığı 63 yaşındaki profesörden Perşembe gününden beri haber alınamıyordu. Ülkenin kuzeydoğusundaki Maronya'da bir arkeolojik alanı gezerken saldırıya uğrayan kadın, saldırıya uğrarken ailesini arayıp haber vermişti.
BBC Türkçe'nin haberine göre ailesinin uyarısı üzerine dağlık bölgede arama çalışmaları başlatılırken Pazar günü profesörden kalan parçalara ulaşıldı.
'Deneyimli adli tıpçılar bile dehşete düştü'
Üst düzey bir polis yetkilisi, "Karşılaştığımız manzara çok trajikti" dedi ve ekledi: "Kadının bedeni paramparça olmuştu. "Deneyimli adli tıpçılarımız bile gördükleri karşısında dehşete düştü." İngiliz profesörden kalan parçaların yanında pasaportu ve kişisel eşyalarının da bulunduğu açıklandı.
Yunanistan'da bir milyondan fazla sokak köpeği olduğu tahmin ediliyor. Hürriyet
Etiketler:
haber,
hayvan,
İngiltere,
köpek,
yunanistan
Madenciler ‘koltuklar kirlenmesin’ diye ayakta seyahat etti
Zonguldak'ın Kilimli ilçesinde yerin metrelerce altındaki işlerinden çıkarak evlerine gitmek isteyen maden işçileri, kömür karası kıyafetleri nedeniyle 'koltuklar kirlenmesin' diye ayakta seyahat etti.
Kilimli ilçesine bağlı Gelik beldesinde yerin metrelerce altında çalışan maden işçileri, akşam saatlerinde iş çıkışı kömür karası kıyafetlerini değiştirmeden beldedeki evlerine gitmek için halk otobüsüne bindi. Özel halk otobüsüne binen 6 maden işçisi, otobüsün boş olmasına rağmen yaklaşık 5 kilometrelik yolda ayakta seyahat etmeyi tercih etti.
Boş koltukların olmasına rağmen işçilerin ayakta gitmesine şaşıran diğer yolcular ise gerçeği bir süre sonra anladı. İşçiler, “Kirlenmesin” düşüncesiyle koltuklara oturmadı. O anlar ise aynı otobüsün arka tarafında seyahat eden bir kadın yolcu tarafından cep telefonu ile fotoğraf karesine dönüştü. Sosyal medyada paylaşılan fotoğraf ise günün karesi olurken, araçta bulunan güvenlik kamerası da o anları saniye saniye kaydetti.
O anları anlatan otobüs şoförü Ogün Bahar, “TTK Karadon Müessesesi’nde çalışan madenci abilerimiz kafesleri bozulduğu için Gelik Müessesesi’nden çıkmışlar. Gelik'ten, Karadon'a gitmek için benim aracıma bindiler ve ayakta yolculuk etmeye başladılar. Ben ‘oturun’ dedim ama ‘koltuklar pislenmesin’ diye oturmadılar. Ben de madenci abilerimizi güzellik olsun diye Karadon İşletme Müdürlüğüne kadar bıraktım. Madenci abilerimiz böyle şeylere özen gösteriyorlar. Koltuklar pislenmesin, sedye pislenmesin diye. Onlar, orada zorluklarla çalıştığı için bizleri düşünerek herhalde koltukların pislendiği zaman silmeye çalışırız diye düşünüyorlar” şeklinde konuştu. Sözcü
Kilimli ilçesine bağlı Gelik beldesinde yerin metrelerce altında çalışan maden işçileri, akşam saatlerinde iş çıkışı kömür karası kıyafetlerini değiştirmeden beldedeki evlerine gitmek için halk otobüsüne bindi. Özel halk otobüsüne binen 6 maden işçisi, otobüsün boş olmasına rağmen yaklaşık 5 kilometrelik yolda ayakta seyahat etmeyi tercih etti.
Boş koltukların olmasına rağmen işçilerin ayakta gitmesine şaşıran diğer yolcular ise gerçeği bir süre sonra anladı. İşçiler, “Kirlenmesin” düşüncesiyle koltuklara oturmadı. O anlar ise aynı otobüsün arka tarafında seyahat eden bir kadın yolcu tarafından cep telefonu ile fotoğraf karesine dönüştü. Sosyal medyada paylaşılan fotoğraf ise günün karesi olurken, araçta bulunan güvenlik kamerası da o anları saniye saniye kaydetti.
O anları anlatan otobüs şoförü Ogün Bahar, “TTK Karadon Müessesesi’nde çalışan madenci abilerimiz kafesleri bozulduğu için Gelik Müessesesi’nden çıkmışlar. Gelik'ten, Karadon'a gitmek için benim aracıma bindiler ve ayakta yolculuk etmeye başladılar. Ben ‘oturun’ dedim ama ‘koltuklar pislenmesin’ diye oturmadılar. Ben de madenci abilerimizi güzellik olsun diye Karadon İşletme Müdürlüğüne kadar bıraktım. Madenci abilerimiz böyle şeylere özen gösteriyorlar. Koltuklar pislenmesin, sedye pislenmesin diye. Onlar, orada zorluklarla çalıştığı için bizleri düşünerek herhalde koltukların pislendiği zaman silmeye çalışırız diye düşünüyorlar” şeklinde konuştu. Sözcü
Ev hanımları kredi kullanabilir mi?
Ev hanımlarının kredi kullanıp kullanamayacakları en çok merak edilen soruların başında geliyor. Ev hanımları hangi şartlarda kredi kullanabiliyor? İşte merak edilenler.
Kredi hesaplama sitesi Hesapkurdu.com'un haberine göre devlet kurumları ile çeşitli vakıfların iş kurmak isteyen ev hanımlarını desteklemesi dışında, Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK'ya) kayıtlı olarak çalışılmadığı sürece birkaç istisnai durumun haricinde ev hanımlarının bankalardan kredi kullanma şansı yok.
Ev hanımlarının kredi kullanmasında istisna durumlar ise kredi talebini karşılayacak kira gelirlerinin olması ve şirket ortaklılarından dolayı düzenli olarak gelir elde etmesidir.
Bunların dışında ev hanımlarının kendi adına ve düzenli olarak elde ettikleri gelirler ile kredi kullanma ihtimali de mevcut. Ancak bu gelirler elde edilse bile bankaların çoğunluğu yine de ev hanımlarının kredi taleplerini riskli olarak değerlendirmekte.
EV HANIMLARININ KREDİ KULLANMA ŞARTLARI
Krediden dolayı açıkta herhangi bir yasal veya idari takibin olmaması, resmi olarak gelirin beyan edilebilmesi, kredi talebinin 48 ayı geçmemesi (konut kredisi hariç), talep edilen taksitlerin aylık gelirin yarısını geçmemesi, ipotek verilecekse eş rızasının yazılı olarak bankaya verilebilmesi.
İPOTEK VEYA KEFİL YETERLİ Mİ?
İpotek veya kefil gösterilmesi bankalar açısından ek teminat olmasından dolayı kredi kullanma ihtimalini yükseltir. Ancak yine de sigortalı olarak çalışmayan bir kişinin kredi kullanması için yeterli değildir.
EV HANIMLARINA KOSGEB KREDİSİ DESTEĞİ
KOSGEB kendi işini kurmak isteyen girişimci kadınlara maddi destek de bulunuyor. Genellikle 50 bin TL hibe, 100 bin TL kadar da geri ödemeli 60 ay vadeli ve faizsiz kredi veriliyor. Eğer kendi işinizi kurmak istiyor fakat kredi kullanamıyorsanız, bu seçeneği siz de deneyebilirsiniz. Fakat bu desteği alabilmek için öncelikle KOSGEB'in zorunlu tutmuş olduğu eğitimlere katılarak, projenizi KOSGEB'e kabul ettirmelisiniz.
EV HANIMLARI KREDİ KARTI ALABİLİR Mİ?
Genel olarak bankalar kredi kartı başvurularında SGK'lı olarak çalışılması şartı arıyor. Ancak kredi kadar SGK kaydının olması olmazsa olmaz bir şart olarak sunulmuyor. Yani kredi kartı başvurusunda bulunan ev hanımının kredi notu iyi veya kredi kartı ödemelerini yapabilecek seviyede olduğuna banka kanaat getirirse kredi kartı verebiliyor. Çünkü ilgili mevzuat gereğince bankaların gelirini tespit edemediği kişilere güncel asgari ücretin 4 katına kadar limiti olan kredi kartı verme şanları var.
EV HANIMLARI ÇEKTİKLERİ KREDİYİ ÖDEYEMEDİKLERİNDE NE OLUR?
KOSGEB üzerinden yani devlet destekli olarak belirli bir sürecin sonucunda ev hanımlarına hibe olarak verilen paranın geri ödemesi yok. Ancak hibe dışında KOSGEB üzerinden bile kredi kullanılsa geri ödemesinin yapılması şart. Aksi durumda yasal olarak süreçler başlatılabilir. Bunun yanında bankalar üzerinden kullanılan kredinin iki taksit ödememesinin yapılmaması durumunda ise bankaların yasal olarak icra sürecini başlatma hakkı bulunuyor.
EV HANIMLARININ ÖNCEKİ SGK’LI ÇALIŞMALARI DİKKATE ALINIR MI?
Bankalar açısından gelirin kredi ödemesi için yeterli olması ve düzenli olarak elde ediliyor olması gerekli. Bu sayede verilecek olan kredinin geri ödenmeme riski azaltılmış oluyor. Bunun için bankalar açısından önemli olan aktif olarak SGK'lı çalışılmasıdır. Yani geçmiş SGK'lı olarak çalışmaların aktif olarak çalışmadığı sürece bankalar açısında bir önemi yoktur.
EV HANIMLARI NE KADAR SÜRE SGK’LI OLARAK ÇALIŞIRSA KREDİ KULLANABİLİR?
Bankaların istediği SGK'lı olarak çalışma süresi değişkenlik göstermekle birlikte, genel olarak son iş yerinde 3 ay olmak üzere toplamda 12 aydır. Ayrıca son iş yerinde 6 ay isteyen bankalar mevcut olmakla birlikte devlet memuru olarak işe başlanması durumunda herhangi bir süre şartı da genel olarak aranmıyor. (Kaynak:sözcü.com.tr)
Kredi hesaplama sitesi Hesapkurdu.com'un haberine göre devlet kurumları ile çeşitli vakıfların iş kurmak isteyen ev hanımlarını desteklemesi dışında, Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK'ya) kayıtlı olarak çalışılmadığı sürece birkaç istisnai durumun haricinde ev hanımlarının bankalardan kredi kullanma şansı yok.
Ev hanımlarının kredi kullanmasında istisna durumlar ise kredi talebini karşılayacak kira gelirlerinin olması ve şirket ortaklılarından dolayı düzenli olarak gelir elde etmesidir.
Bunların dışında ev hanımlarının kendi adına ve düzenli olarak elde ettikleri gelirler ile kredi kullanma ihtimali de mevcut. Ancak bu gelirler elde edilse bile bankaların çoğunluğu yine de ev hanımlarının kredi taleplerini riskli olarak değerlendirmekte.
EV HANIMLARININ KREDİ KULLANMA ŞARTLARI
Krediden dolayı açıkta herhangi bir yasal veya idari takibin olmaması, resmi olarak gelirin beyan edilebilmesi, kredi talebinin 48 ayı geçmemesi (konut kredisi hariç), talep edilen taksitlerin aylık gelirin yarısını geçmemesi, ipotek verilecekse eş rızasının yazılı olarak bankaya verilebilmesi.
İPOTEK VEYA KEFİL YETERLİ Mİ?
İpotek veya kefil gösterilmesi bankalar açısından ek teminat olmasından dolayı kredi kullanma ihtimalini yükseltir. Ancak yine de sigortalı olarak çalışmayan bir kişinin kredi kullanması için yeterli değildir.
EV HANIMLARINA KOSGEB KREDİSİ DESTEĞİ
KOSGEB kendi işini kurmak isteyen girişimci kadınlara maddi destek de bulunuyor. Genellikle 50 bin TL hibe, 100 bin TL kadar da geri ödemeli 60 ay vadeli ve faizsiz kredi veriliyor. Eğer kendi işinizi kurmak istiyor fakat kredi kullanamıyorsanız, bu seçeneği siz de deneyebilirsiniz. Fakat bu desteği alabilmek için öncelikle KOSGEB'in zorunlu tutmuş olduğu eğitimlere katılarak, projenizi KOSGEB'e kabul ettirmelisiniz.
EV HANIMLARI KREDİ KARTI ALABİLİR Mİ?
Genel olarak bankalar kredi kartı başvurularında SGK'lı olarak çalışılması şartı arıyor. Ancak kredi kadar SGK kaydının olması olmazsa olmaz bir şart olarak sunulmuyor. Yani kredi kartı başvurusunda bulunan ev hanımının kredi notu iyi veya kredi kartı ödemelerini yapabilecek seviyede olduğuna banka kanaat getirirse kredi kartı verebiliyor. Çünkü ilgili mevzuat gereğince bankaların gelirini tespit edemediği kişilere güncel asgari ücretin 4 katına kadar limiti olan kredi kartı verme şanları var.
EV HANIMLARI ÇEKTİKLERİ KREDİYİ ÖDEYEMEDİKLERİNDE NE OLUR?
KOSGEB üzerinden yani devlet destekli olarak belirli bir sürecin sonucunda ev hanımlarına hibe olarak verilen paranın geri ödemesi yok. Ancak hibe dışında KOSGEB üzerinden bile kredi kullanılsa geri ödemesinin yapılması şart. Aksi durumda yasal olarak süreçler başlatılabilir. Bunun yanında bankalar üzerinden kullanılan kredinin iki taksit ödememesinin yapılmaması durumunda ise bankaların yasal olarak icra sürecini başlatma hakkı bulunuyor.
EV HANIMLARININ ÖNCEKİ SGK’LI ÇALIŞMALARI DİKKATE ALINIR MI?
Bankalar açısından gelirin kredi ödemesi için yeterli olması ve düzenli olarak elde ediliyor olması gerekli. Bu sayede verilecek olan kredinin geri ödenmeme riski azaltılmış oluyor. Bunun için bankalar açısından önemli olan aktif olarak SGK'lı çalışılmasıdır. Yani geçmiş SGK'lı olarak çalışmaların aktif olarak çalışmadığı sürece bankalar açısında bir önemi yoktur.
EV HANIMLARI NE KADAR SÜRE SGK’LI OLARAK ÇALIŞIRSA KREDİ KULLANABİLİR?
Bankaların istediği SGK'lı olarak çalışma süresi değişkenlik göstermekle birlikte, genel olarak son iş yerinde 3 ay olmak üzere toplamda 12 aydır. Ayrıca son iş yerinde 6 ay isteyen bankalar mevcut olmakla birlikte devlet memuru olarak işe başlanması durumunda herhangi bir süre şartı da genel olarak aranmıyor. (Kaynak:sözcü.com.tr)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)