3 Şubat 2016 Çarşamba

Sur'da şehit olan beş askerin cenazeleri memleketlerine uğurlandı

Diyarbakır’ın Sur ilçesinde PKK’lı teröristlerle çıkan çatışmalarda şehit olan 5 askerin cenazesi, törenle memleketlerine uğurlandı. Astsubay Nusrat Atmaca’nın küçük kızı Ülkü Nisa Atmaca’yı sevip, elini öpen askerler “Yalnız değilsin” dedi. Şehit 4 asker memleketlerinde binlerce kişinin katıldığı törenlerle toprağa verildi. Şehit Teğmen Recep Erdoğan bugün uğurlanacak.

Diyarbakır'ın 11 mahallesinde sokağa çıkma yasağının sürdüğü Sur ilçesinde önceki gün PKK’lı teröristlerle çıkan çatışmalarda şehit olan Teğmen Recep Erdoğan, Astsubay Nusrat Atmaca, Uzman Çavuş Bekir Şimşek, Uzman Çavuş Hüseyin Şerbetçi, Uzman Onbaşı Sercan Bulak için dün Diyarbakır Asker Hastanesi’nde uğurlama töreni düzenlendi. Törende konuşan Yüzbaşı Mehmet Halef Çelikkollu “İnsanlığa, hukuka, demokrasi ve özgürlüğe aykırı en alçak cinayetleri işleyenler ve bu cinayetlere alkış tutanlar şunu asla unutmasınlar; Türkiye Cumhuriyeti kanunları önünde yaptıkları caniliklerin hesabını vereceklerdir” dedi.
NİSA’NIN ELİNİ ÖPTÜLER
Törenden sonra şehit Astsubay Nusrat Atmaca’nın küçük kızı Ülkü Nisa Atmaca’nın elini öpmek için askerler peşinden gitti. Gözyaşı döken askerler minik Ülkü’nün elini öperek, “Yalnız değilsin” dedi. Törenin ardından şehitlerin cenazeleri memleketlerine uğurlandı.
‘AĞLAMAYIN’
Uzman Onbaşı Sercan Bulak’ı memleketi Şereflikoçhisar’da, son yolculuğuna 10 bin kişi uğurladı. Şehit Uzman Çavuş Bekir Şimşek’i Yozgat’ın Aydıncık ilçesine getiren helikopteri binlerce kişi karşıladı. Yaklaşık 5 bin kişi tarafından son yolculuğuna uğurlanan Şimşek’in cenazesi ilçe mezarlığında toprağa verildi. Törene Adalet Bakanı Bekir Bozdağ da katıldı. Şehit Hüseyin Şerbetçi’yi ise memleketi Antakya’da 8 bin kişi uğurladı. Şehit Astsubay Nusrat Atmaca da Yozgat’ın Sorgun ilçesine götürüldü. Şehit yakınları “Şehidimizin tabutu başında herkes dik dursun, kimse ağlamasın” diye çevredekileri uyardı. Şehit Atmaca, Aşağıcumafakılı köyünde toprağa verildi. Teğmen Recep Erdoğan’ın cenazesini Trabzon’da annesi Mecnun, babası Vahittin Erdoğan karşıladı. Teğmen Erdoğan bugün toprağa verilecek. 

ARTIK SESİ DE YOK
2 aylık Miray adında kız çocuğu olan şehit Uzman Onbaşı Sercan Bulak’ın eşi Meryem Bulak “Adını koydu gitti. Bir koklasaydı bir gelseydi, bir görseydi. Kendisini göremiyorduk telefon ediyordu. Artık sesi de yok. Kızım baba kokusu nedir bilmiyor” diye ağladı.
‘ŞEHİDİM SON ŞEHİDİMİZ OLSUN’
Şehit oğlu Teğmen Recep Erdoğan’ın cenazesini getiren uçağı selamlayan Baba Vahittin Erdoğan “Şehidim son şehidimiz olsun. Vatan sağ olsun. Bin tane evladım vatana feda olsun” dedi. DHA

2 Şubat 2016 Salı

Yılmaz Özdil'in Zagros yazısı sosyal medyayı salladı

Sözcü yazarı Yılmaz Özdil'in kaleme aldığı Zagros başlıklı yazı, sosyal medyada büyük ses getirdi.

İşte Özdil'in o yazısı...
İki şehit.
Bir şehit.
Ertesi gün üç şehit.
Henüz onları toprağa bile vermeden beş şehit daha.
*
Her gün.
*
Zagros adı verilen uzun namlulu, dürbünlü keskin nişancı tüfeğiyle vuruyorlar. İki bin metre etkin menzili var, çok güçlü, bin 300 metreden tetiğe basıyorlar, çelik yeleği delip geçiyor.
*
Nerden çıktı bu zagros derseniz?
Sayın basınımız izah ediyor.
“Teröristlerin el yapımı zagros tüfeği, 12.7 milimetre çapında uçaksavar mermisi atıyor, atış mekanizması Kanas suikast silahından, namlusu Doçka’dan alınarak üretiliyor.”
*
Bu haberi okuyanlar ister istemez ne düşünüyor?
Vay be, teröristler keskin nişancı tüfeği icat etmiş!
*
Çünkü sayın basınımız lütfedip düşünmüyor… Böylesine etkili bir silahı icat etmek bu kadar kolaysa, biz niye hâlâ tırışkadan G3’leri kullanıyoruz? Pkk’nın el becerisiyle hallediverdiği teknoloji harikası silahı, koskoca Türkiye Cumhuriyeti akıl edemiyor mu?
*
Birincisi…
Kanas diye bir silah yok, o silahın ismi Dragunov… Rusça Dragunov kelimesine dilimiz dönmediği için, Türkçe “keskin nişancı silahı” denildi. Keskin nişancı silahının başharfleri, kısaca KNS’ye çevrildi. KNS’yi de kanas diye okuyup, sanki markaymış gibi kanas diye uydurdular, senelerdir öyle gidiyor. Genelkurmay bile kanas diyor!
*
İkincisi…
Kanas tabir ettiğimiz tüfek, 7.62 milimetre çapındadır. Doçka ise 12.7 milimetredir. Sanayi sitesinde Mercedes kasaya Tofaş motor monte etmeye benzer. Şekil olarak sırıtmaz ama, netice alamazsın. Kanas’ın atım yatağı, uçaksavar mermisinin basıncına dayanamaz. Atış yapsan bile, keskin hedef vurabilmen imkansızdır. Sıfırlama yapamazsın.
*
Üçüncüsü…
Zagros denilen silahta şarjör yok, şarjör yuvası yok, kıçtan dolduruluyor, her seferinde tek atış yapılıyor. Kundağın her iki tarafında, Doçka namlusundan farklı olarak, yedişer adet delik var, gaz tahliyesi ve soğutmaya yarıyor. Metal dipçik, kauçukla kaplanmış. İyi güzel de… İsabet yüzdesi bu denli yüksek, bu kalitede bir silah, bu hassasiyette, el tezgahında üretilebilir mi? Hangi hammaddeyle, hangi teknik malzemeyle, hangi mühendisle becerdiler bu işi? Diyelim ki, becerdiler… Seri üretimini nasıl yaptılar birader?
*
Peki nedir?
*
Zagros diye bi icat yoktur.
Kanas-Doçka palavradır.
El yapımı falan değildir.
*
BFG-50A’dır.
Amerikan malıdır.
*
Merkezi Florida’da bulunan Serbu Firearms şirketi tarafından üretiliyor. Protitipi 2002’de ortaya çıktı. 2011’den beri satılıyor. Amerikan ordusu kullanıyor. AB üyesi ülkelere ihraç ediliyor.
*
Amerikalı paralı askerlerden oluşan özel güvenlik şirketi Blackwater’ın en sevdiği silahların başında geliyor. Eski adıyla Blackwater, yeni adıyla Akademi, Irak’ta bu silahı kullanıyordu.
*
Suriye’de Işid’e karşı görev yapan Blackwater elemanlarıyla, PYD-PKK’nın cankuş olduğu… Bu silahın Kobani’de kullanıldığı biliniyor.
*
Az personelle, az riskle, çok zarar verdiren bu silah… İlk kez 2012 senesinde Pkk’lıların elinde görüldü. Kandil’de bu silahla poz verdiler, basına servis ettiler. “Zagros tüfeği” dediler. Bizim sayın basınımız da hiç tereddüt etmeden, hiç düşünmeden üstüne atladı. O günden itibaren “el yapımı zagros tüfeği” diye yazılmaya başlandı.
*
2013 senesinde Pkk’lılar Kobani’ye konuşlandı.
*
Asrın liderimiz ve sayın hükümetimiz, Kobani’nin PYD kontrolüne geçmesi için adeta elinden geleni yaptı, kapılarımızı açtı. Takvimde başka gün yokmuş gibi tam 29 Ekim’de, cumhuriyet bayramımızda, peşmerge güçleri topuyla tüfeğiyle topraklarımıza girdi, havayi fişek fırlata fırlata, halay çeke çeke, resmi geçit yapar gibi Kobani’ye geçti.
*
Arazi şartlarına alışık olan, şehir savaşını bilmeyen pkk militanları, Kobani’de idman yaptı. Teorik-taktik eğitim aldı. Gerçek şartlarda uyguladı. Şehir savaşını öğrendi. Göğüs göğüse çarpışmaktansa, hendekler kazmayı, her sokağı, her evi patlayıcıyla tuzaklamayı… BFG-50A’yla az personelle, az riskle, çok zarar verdirmeyi öğrendi.
*
(Bir bacanın deliğine, veya kiremitlerin altına, veya perdenin arkasına kamufle oluyor, 800 metreden 900 metreden tetiğe basıyor, hedefini vuruyor, kaçıyor, duvarları delinmiş koridorlar sayesinde koşarak yan binaya, oradan öbür binaya, oradan öbür binaya geçiyor… 800-900 metreden ateş edilen yeri tesadüfen tespit etsen bile, istersen tankla vur, binayı yık, artık orada kimse bulunmuyor.)
*
Kobani’de öğrendiler…
Sur’da Cizre’de Silopi’de uyguluyorlar.
*
Stratejik ortağımızdan (!) aldıkları silahı, bize karşı kullanıyorlar.
*
Ve, sayın gerizekalı basınımız hâlâ yazıyor, “el yapımı zagros” filan.
*
Maalesef iddia ediyorum… Amerikalılar pkk’ya savaş uçağı bile verse, bizim basın izah eder, “el yapımı F16’yla saldırdılar sayın seyirciler…”

Milli Savunma Bakanlığı'ndan bedelli ve dövizle askerlik açıklaması

Milli Savunma Bakanlığından "dövizle askerlik" uygulamasına ilişkin yapılan açıklamada, "Dövizle askerlik yalnızca yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızı kapsayan ve bulundukları yabancı ülkelerde elde ettikleri hak ve kazanımlarının sonucu olarak 1980 yılından beri sürekli uygulanan bir askerlik hizmet şeklidir" ifadesine yer verildi.

Milli Savunma Bakanlığı Genel Sekreterliğinden yapılan yazılı açıklamada, 27 Ocak'ta yürürlüğe giren 6661 sayılı kanunla dövizle askerlik hizmeti için 6 bin avro olan miktarın, bin avro olarak yeniden düzenlendiği hatırlatıldı.

Söz konusu değişiklikle, yazılı ve görsel basında "dövizle askerlik" uygulamasının, "bedelli askerlik" uygulaması olarak ifade edilmesi nedeniyle yaşanan kavram karışıklığının ve yanlış algılamaların giderilmesine ihtiyaç duyulduğu belirtildi.

Hürriyet'in haberine göre; Açıklamada, "Dövizle askerliğin, yalnızca yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızı kapsayan ve bulundukları yabancı ülkelerde elde ettikleri hak ve kazanımlarının sonucu olarak 1980 yılından beri sürekli uygulanan bir askerlik hizmet şeklidir" ifadesi kullanıldı.

Dövizle askerlik hizmetinden yararlanmak isteyen yurt dışında yaşayan vatandaşların, 1111 sayılı Askerlik Kanununda belirtilen şartları taşımaları halinde, durumlarının incelenerek bu haklarını kullanabildiklerinin aktarıldığı açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Bedelli askerlik ise ancak özel kanunlarla uygulanan, müracaat şartları, süresi ve bedel tutarı kanunların yayımlandığı dönemlerin ihtiyaç ve özelliklerine göre belirlenen geçici süreli bir askerlik hizmet şeklidir. Bedelli askerlik şu anda gündemde bulunmamaktadır."

Başbakan'dan Mahsun Kırmızıgül'e sert cevap

Başbakan Ahmet Davutoğlu Ankara’da sivil toplum kuruluşlarıyla bir araya geldi. Davutoğlu burada yaptığı konuşmada sanatçı Mahsun Kırmızgül’ün geçtiğimiz günlerde paylaştığı mesajlara isim vermeden yanıt verdi.


Davutoğlu şunları söyledi:
"Bir sanatçının bana ‘zalim’ gibi bir ifade kullanması üzerine döndüm gönül aynama baktım.
O sanatçımızı da muhasebe yapmaya davet ediyorum.
Ben o sanatçıya sesleniyorum: Gelsin biraz zulüm görmek istiyorsa Dışkapı Hastanesi'nde ziyaret ettiğim Sait’in gözlerinin içine baksın.
Babası şehit olan. Onun gözündeki hüzne ama dudaklarından eksik olmayan tebessüme baksın.
Sonra bir başka hastanede yatan annesi Meryem’i ziyaret etsin."


MAHSUN KIRMIZGÜL NE DEMİŞTİ
Mahsun Kırmızıgül geçtiğimiz günlerde Twitter hesabından paylaştığı mesajjlarda, “Yaralı olan çocukları ve yaşlı insanları ölüme terketmek hangi dinde yazar. Bu kadar zalim, bu kadar merhametsiz nasıl oldunuz ey başbakan?” ifadelerini kullanmıştı.

Toplu taşıma araçlarına acil durum butonu konulacak

Buton, yolcunun kolayca erişebileceği bir noktada bulunacak. Araçlara, takip için GPS, iç ve dış kamera ve kayıt cihazı da kurulacak

Gazete Habertürk'ten Deniz Çiçek'in haberine göre Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, toplu taşıma araçlarında yaşanabilecek şiddet olaylarına karşı, bu araçlara “acil durum butonu” koymayı zorunlu hale getirmeye hazırlanıyor. 

Çalışmanın, 11 Şubat 2015’te Mersin’de üniversite öğrencisi Özgecan Aslan’ın, bindiği minibüsün şöförünün tecavüz girişimine direndiği için öldürülmesinin ardından başlatıldığı öğrenildi. Buton, yolcunun kolayca erişebileceği bir noktada bulunacak. Araçlara, takip için GPS, iç ve dış kamera ve kayıt cihazı da kurulacak. Bir tehlike anında yolcu, butona basarak sinyal verecek; GPS üzerinden ilgili aracın konumuna ulaşılacak. Güvenlik güçleri, harekete geçecek ve olaya müdahale edecek.
Bakanlık, şehiriçi ve şehirlerarası yolcu taşımacılığı yapan otobüslerde sıkça karşılaşılan yangın sorunu için de düzenleme yapıyor. Araçlara yangın algılama ve alarm sistemleri kurulacak. Şoför için sesli ve ışıklı uyarı sistemi olacak. Yangın algılama ve alarm sistemi, hem trafikte seyreden hem de yeni imal edilecek araçlar için zorunlu olacak.

Erzurum'dan İstanbul'a gitmek isterken yarı donmuş olarak bulundu

Erzurum'da, akrabaları tarafından hastane önüne terk edilen Afgan asıllı çocuk Khurami'ye devlet kucak açtı. Donmak üzere olan talihsiz Khurami, Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tedavi altına alındı.


Ağrı'dan kaçak yollarla Türkiye'ye giriş yapan ve akrabaları tarafından Erzurum'da bırakıldığı öne sürülen 9 yaşındaki Afgan çocuk Semih Khurami tedavi altına alındı.

Alınan bilgiye göre, daha önce Afganistan'ın Mezar-ı Şerif kentinden gelip Ağrı'dan kaçak yollarla ülkeye giriş yapan Khurami'yi, dayısı ve diğer akrabaları, 18 yaşındaki Afgan uyruklu başka birine teslim edip "Hastaneye gitmeleri yönünde" telkinde bulunduktan sonra Erzurum'dan ayrıldı.

İl Göç İdaresine haber verilmesi üzerine yetkililer tarafından Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma 
Hastanesi Yanık Ünitesi'ne yatırılan Khurami'nin tedavisine hemen başlandı.

Anne ve babasının Avrupa'da olduğu öğrenilen Khurami'nin soğuktan dolayı ellerinde oluşan rahatsızlıkların tedavi edildiği ve sağlık durumunun da iyi olduğu öğrenildi.

Diğer Afgan gencin ise İl Göç İdaresi'ne bağlı Geri Gönderme Merkezi'ne alınarak, burada misafir edildiği belirtildi. Erzurum İl Göç İdaresi Müdürü Haşim Özcan da hastanede Khurami'yi ziyaret ederek, çeşitli hediyeler verdi.
Bundan sonraki süreçte Afgan çocuğun bakımını da devletin üstlendiği öğrenildi. Hürriyet




1 yaşındaki bebek 50 yaşındaki ninesini vurdu

Adana’nın Feke ilçesinde 1 yaşındaki çocuğun kazayla ateşlediği silah, ninesinin ağır yaralanmasına neden oldu.

İddiaya göre, ilçeye bağlı Musalar Mahallesi'ndeki bir evde meydana gelen olayda, av tüfeğiyle oynayan 1 yaşındaki B.B. kazayla tüfeği ateşlemesi sonucu kanepede yatan 50 yaşındaki ninesi Hayriye Batmaz’ı vurarak ağır yaralanmasına neden oldu.

Çağrılan ambulansla Kozan Devlet Hastanesi'ne kaldırılan Hayriye Batmaz, buradaki tedavisinin ardından Adana Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne sevk edildi.   Batmaz’ın kafasında ve vücudunun çeşitli yerlerinde saçma olduğu öğrenildi. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı. Jandarmanın, vurulan Hayriye Batmaz ile eşi Cumali Batmaz’dan el svabı aldığı öğrenildi.DHA

1 Şubat 2016 Pazartesi

Şehidin duygulandıran Whatsapp mesajları

PKK'lı hainlerin Cizre'de şehit ettiği özel harekat polisi Ömer Güney'in arkadaşına yazdığı son Whatsapp mesajları yürekleri yaktı.

Şırnak’ın Cizre İlçesi’nde PKK’lı teröristler tarafından 31 Ocak günü şehit edilen 24 yaşındaki özel harekat polis memuru Ömer Güney’in 6 gün önce Whatsapp üzerinden, çocukluk ve mahalle arkadaşı Alperen Tuğşat Keleş’e “Şehadeti istiyorum” diye yazdığı belirtildi.

Cizre’deki operasyonlar sırasında PKK’lı teröristlerin açtığı ateş sonucu şehit düşen özel hareket polis memuru Ömer Güney’in yakın arkadaşı olan TCDD çalışanı Alperen Tuğşat Keleş’le Whatsapp üzerinden yazışmasını gösteren paylaşım, sosyal medyada büyük ilgi uyandırdı. Gördüğü bir rüyayı anlatan Keleş’in Cizre’de bir kafede kalabalığın etrafında toplandığını, düğün gibi bir şey gördüğünü anlattığı görülürken, şehit polisin buna karşılık, “Kardeşim bizim düğünümüz şehadet şerbeti içtiğimiz gün” yazdığı görüldü. Sosyal paylaşım sitelerinden paylaşılan bu sohbet okuyanları duygulandırırken binlerce mesaj aldı.

Şehit arkadaşı ile bu görüşmeyi 25 Ocak tarihinde yapan Alperen Tuğşat, şöyle dedi:

“Şehidimizin ilkokul, mahalleden, apartmandan yakın arkadaşıyım. Uzun zamandır yüz yüze görüşemiyorduk. Fakat Cizre’ye gittikten sonra hemen hemen her gün telefonla görüşüyorduk. Sürekli dualarımız onunla beraberdi. Bu olayların etkisinde kalmış olmalıyım ki bir gün rüyamda gördüm. Konuştuğumuzda, zaten Whatsapp’ta da görülüyor, kendisi şehadeti çok isteyen birisiydi. Bunu düğün günü olarak niteleyen birisiydi. Onun adına mutluluk verici bir şey. Milletimiz adına bir yandan üzücü, bir yandan mutluluk verici bir şey. Bugün Ömer şehit oldu, Ömer gider Mehmet gelir, o gider Ahmet gelir. Biz hainlere asla fırsat vermeyeceğiz, bu vatanı böldürmeyeceğiz. Şehitlerimizi de asla unutturmayacağız. Allah şehadetlerini kabul etsin. Ailesine yakınlarına milletimize başsağlığı diliyorum.”

Whatsapp görüşmesini yaptıktan bir hafta geçti acı haberin ulaştığını belirten Keleş, “Zaten kendisinin Cizre’ye özel harekat olmasının sebebi o. İlk önce İstanbul’daydı. Daha sonra özel harekatı isteyip geçiş yaptı. Özel görevlendirme ile Cizre’ye geçmişti. İstiyordu. İstediğine ulaştı. Ben onun adına mutluyum. Kardeşimiz için, Ömer’imiz için çok mutluluk verici bir şey, Herkesin ulaşamayacağı bir mertebe. Öyle bakıyoruz” diye konuştu.

Haberi alınca önce inanamadığını, bölgede görev yapan bir arkadaşına sorduğunu belirten Keleş, “Eski arkadaşlar sürekli irtibat halindeydik. Metanetimizi korumaya çalışıyoruz. Arkadaşlarımızı, ailesini teselli etmeye çalışıyoruz. Üzücü bir olay ama elimizden bir şey gelmiyor maalesef” dedi.

ŞEHİDİN CENAZESİ SİVAS’A GELDİ

Şehit polis memuru Ömer Güney’in cenazesi Şırnak’taki tören ardından askeri uçakla öğlen saatlerinde Sivas Nuri Demirağ Havalimanı’na getirildi. Havaalanında şehit polis için karşılama töreni düzenlendi.

Sivas Valisi Alim Barut, protokol üyeleri Emniyet Mensupları ve yakınlarının katıldığı karşılamada gözyaşları sel oldu. Karşılamaya gelen babası Sami Güney ile annesi Sevil ve kız kardeşi Dilek Güney’i koluna giren polis memurları sakinleştirmeye çalıştı. Karşılamaya gelen şehit annesi ve kız kardeşinin polis şapkası taktığı görüldü.


Şehit ile birlikte Cizre’de özel harekat polisi olarak görev yapan dayısının oğlu Serdar Çetin de cenaze ile birlikte geldi. Çetin ve şehidin silah arkadaşlarını görenler sarılarak gözyaşı döktü. Yakınlarına sakinleştirmeye çalışan Serdar Çetin, “Ağlamayın, üzülmeyin. Kardeşim istediği en güzel mertebeye ulaştı” diye konuştu.

Şehidin çocukluk arkadaşı Osman Sait Deliser ise askeri kıyafet giyerek arkadaşını karşıladı. Konvoy eşliğinde Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi morguna götürülen cenaze burada yakınlarına son kez gösterildi. Ardından yeniden cenaze aracına konularak Mimar Sinan Mahallesi’ndeki babasının evine götürüldü. Helallik alınması ardından şehidin cenazesi namazının kılınması için Ulu Cami’ye getirildi. DHA

Sur’da şehit sayısı 5 oldu!

Sur'da sürdürülen operasyonlar kapsamında 5 güvenlik görevlisi şehit oldu.


Genelkurmay Başkanlığı, Diyarbakır’ın Sur İlçesi’nde devam eden operasyonlar sırasında PKK’lı teröristlerce yapılan silahlı saldırı sonucu üç askerin şehit olduğunu ve iki polisin de ağır şekilde yaralandığını açıkladı. Sabah yapılan hain saldırının ardından çıkan çatışmalarda da 3 asker ve 1 polis memuru daha yaralandı. Yaralı askerlerden ikisi daha kaldırıldığı hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak şehit oldu. Yaralı askerlerin hastanede hayatlarını kaybetmesiyle Sur’da şehit sayısı 5′e yükseldi.

Sur İlçesi’nde, bu sabah PKK’lı teröristlerle girdikleri çatışmalarda şehit olan 5 askerden 2′si Yozgatlı. Şehitlerden Yozat’ın Sorgun İlçesi’nden 36 yaşındaki Astsubay Üstçavuş Nusret Atmaca ile Aydıncık ilçesinden 26 yaşındaki Uzman Çavuş Bekir Şimşek’in baba ocaklarına ateş düştü. Teröristlerin Kanas silahı ile ağır yaraladığı ve hastanede şehit düşen Teğmen Recep Erdoğan’ın acı haberi ise Gümüşhane’de yakınlarını yasa boğdu.

TSK’DAN AÇIKLAMA

Genelkurmay Başkanlığı, 1 Şubat’ta Diyarbakır ili Sur ilçesinde devam eden operasyonlarda yaralanan iki askerin daha saat 13.25’te şehit olduğunu bildirdi. TSK’nın internet sitesinden yapılan açıklamada şöyle denildi:

“01 Şubat 2016 tarihinde Diyarbakır ili Sur ilçesinde devam eden operasyonlar esnasında, bölücü terör örgütü mensubu teröristlerce yapılan silahlı saldırı sonucu üç kahraman silah arkadaşımız ağır şekilde yaralanmışlardır. Yaralılarımız derhal hastaneye sevk edilmiş, ancak yapılan tüm müdahalelere rağmen iki silah arkadaşımız kurtarılamayarak saat 13.25’te şehit olmuştur.

Bizleri derin bir acı ve üzüntüye boğan bu saldırıda hayatını kaybeden aziz şehitlerimize Allah’tan rahmet, şehitlerimizin değerli ailelerine, yakınlarına, Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarımıza ve Yüce Türk Milletine başsağlığı ve sabır, yaralanan kahraman silah arkadaşımıza acil şifalar temenni ediyoruz.”

ŞEHİTLERDEN 1′İ TEĞMEN

Diyarbakır’ın Sur İlçesinde PKK’lı teröristlerle girdiği çatışmada 25 yaşındaki Teğmen Recep Erdoğan’ın şehit düştüğü haberi, memleketi Gümüşhane’de yakınlarını yasa boğdu. Vali Yücel Yavuz’dan acı haberi alan şehidin ailesi gözyaşlarını tutamadı.

Öğle saatlerinde ailenin Hasköy Köyü’ndeki evine giden Vali Yücel Yavuz ve beraberindekiler, acı haberi bildirdi. Oğlunun şehit olduğunu öğrenen 5 çocuk babası Vahittin Erdoğan ve yakınları gözyaşı döktü. Eve Türk bayrağı asıldı. Anne Mecnun Erdoğan’ın ise Malatya’daki kızının yanında olduğu öğrenildi.

ŞEHİT SAYISI 5’E YÜKSELDİ

Diyarbakır’ın merkez Sur ilçesinde bu sabah çıkan ve 2 askerin şehit olduğu, 4 asker ile 3 polisin yaralandığı çatışmalarda şehit sayısı 5′e yükseldi. Sabah erken saatlerde Cemal Yılmaz ve Hasırlı mahallelerinde yoğun şekilde çatışmalar oldu. Çatışmalar sırasında biri teğmen olan 2 askerin teröristler tarafından keskin nişancı Kanas silahlarıyla açılan ateşte şehit oldukları belirtildi. Çatışmalarda 4 asker ve 3 polis de çeşitli yerlerinden yaralandı. Diyarbakır Asker hastanesi’ne kaldırılan yaralı 4 askerden durumu ağır olan 2 asker ise tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak şehit oldu.
DÜN DE 3 ŞEHİT VARDI!

Dün de Şırnak’ın Cizre ilçesinde 2′si polis biri asker 3 güvenlik görevlisi şehit olmuştu. (sözcü.comç.tr

Ai Weiwei’den dünyaya 'Aylan' mesajı

Çinli muhalif sanatçı Ai Weiwei mülteci sorununa dikkat çekmeye devam ediyor. Ai Weiwei, Midilli’de deniz kıyısında yere yatıp gözleri kapalı poz verdi.

Çin hükümetinin pasaportunu iade etmesinden sonra, projelerini daha aktif biçimde hayata geçirmeye başlayan Ai Weiwei, geçen seneden beri yaşanan mülteci sorununa dikkat çekiyor. Sanatçı ilk önce eylül ayında Anish Kapoor’la beraber Londra’da yürüme eylemi yapmış, mültecilerin kat ettikleri mesafeyi sembolik biçimde dile getirmişti. Son aylarda Suriyeli mültecilerin rotasında yer alan en önemli noktalardan, Midilli Adası’nda mülteciler hakkında bir proje hazırlamak üzere atölye kuran sanatçı, hem performanslar gerçekleştiriyor hem de yaşanan olayları Instagram hesabından paylaşıp, belgeliyor. 
Çinli sanatçı, India Today fotoğrafçısı Rohit Chawla’ya verdiği Aylan Kurdi pozuyla mülteci dramına bir kez daha dikkat çekti. Chawla’nın çektiği fotoğraf Hindistan Sanat Fuarı’ndaki ‘The Artists’ (Sanatçılar) sergisinin ilgi odağı oldu.
Ai Weiwei en son Kopenhag’daki Faurschou Müzesi’nde yer alan ‘Ruptures’ isimli sergisini, Danimarka hükümetinin mültecilerin değerli eşyalarına el koymasını öngören yasa tasarısının onaylanması yüzünden kapatmıştı. Hürriyet

31 Ocak 2016 Pazar

Mustafa Koç gibi insanlar çoğalsa dünya çok güzel olur

Bu söz bana ait değil, Mustafa Koç’un ardından taziye defterine yazılan o güzel cümlelerden sadece biri... Divan Oteli’ndeki taziyenin son gününde oradaydım. Sıraya girdim, Diyarbakır’dan İzmir’e, Türkiye’nin dört bir yanından gelen insanlara sordum: “Neden buradasınız?”
Burası Divan Oteli. Mustafa Koç için taziye, her gün saat 16.00’da başlıyor; 3 saatsürüyor. Günlerden perşembe. Son gün. Saat 18.00’de merhum Mustafa Koç için mevlit okutulacak.


Divan Oteli’nin lobisine giden kapının önünde bir kuyruk. Oysa daha saat 15.00, taziyenin başlamasına bir saat var. Hava buz gibi. Fark etmez! O sıraya girilecek, x-ray’den ‘Gezi Olayları’nda yaralıların sığındığı lobiye geçilecek, orada başka bir kuyruk daha aşılarak Koç ailesine ulaşılacak. Sırasıyla ayakta bekleyen Ali Koç, Ömer Koç, Rahmi Koç, Çiğdem Simavi, Carolin Koç, Nevbahar Koç, İpek Kıraç ve İnan Kıraç’ın elleri sıkılacak, başsağlığı dilenecek. Günlerdir böyle. Mustafa Koç’u tanıyan-tanımayan, ünlü-ünsüz yaklaşık 30 bin kişi, Koç Holding’in kurumsal başarısının da marifetiyle‘sükûnet’ içinde bu sırada bekledi. Aynı ritüeli ben de yaptım. Kısa aralıklarla ‘zarifçe’yol gösteren güvenlik görevlilerinin izinden gittim. Lobideki insanlarla konuştum. Vehbi Koç’un cenazesini de bir gazeteci olarak izlemiştim. Yedi gün süren taziye bir aile geleneği. Fakat burada başka bir şey var. Sosyologların ilgisini çekebilecek bir şey... Lobideki kalabalığın büyük kısmı Mustafa Koç’la hayatında hiç karşılaşmamış. 71 yaşında bir teyze elinde Kuran-ı Kerim, bir koltukta oturuyor, onun için dua okuyor. Bir başka masada, 60’larında bir adam ona şiir yazıyor. Şiirinde, “Mevkiye paraya toktu gözün/ Eğri değil dimdik yalansız sözün/ Sevgiyle saygıyla doluydu özün/ Mustafa Vehbi Koç zamansız veda...” diyor. Bir emekli öğretmen, “Onun samimiyeti bizi büyüledi, onun özü vardı” diye anlatıyor orada oluş nedenini... Her gün gelen var, her gün dua eden, her gün gözyaşı döken.


O insan seli, sonunda bir odaya varıyor. Aile, gelenleri ayakta karşılıyor. Günlerdir ayaktalar, yorgunlar, üzgünler, evlatlarını kaybetmişler ama nezaketlerinden hiçbir şey kaybetmemişler.
Tek tek herkesin gözünün içine bakıyorlar. Bir ara Rahmi Koç, elini sıkan üniversite öğrencisi gence, kaç yaşında olduğunu ve nerede okuduğunu soruyor. Kısacık bir sohbet ama içten. Yine elini sıkan yaşlı bir amca şiir okumaya başlıyor. Rahmi Koç, ona da“Sağ olasın, bugün şapkanı takmamışsın” deyiveriyor. Belli ki o amca her gün oraya geliyor. Tüm sevenleri gibi ‘Ülkenin aydınlık yüzü’ne sahip çıkıyor.


BURADAYIZ; ÇÜNKÜ...
ACILARI YÜREĞİMDE
Türkan Şoray-Oyuncu
Koç ailesi çok sevdiğim bir ailedir. Mustafa Bey’in küçüklüğünü bilirim. Ülkemiz için çok büyük bir kayıp. Acılarını yüreğimde hissediyorum. 
ALLAH ONDAN RAZI OLSUN
Leyla Özruna -Ev kadını
Diyarbakır’dan geldim. Oğlumu ve kocamı kaybettim, iki kızım burada çalıştı. Ekmeğini yedik, iyiliğini gördük. Şimdi onun için dua okuyorum.
CUMHURİYET İÇİN TEMİNATMurat Haydaroğlu - ŞairMustafa Koç, gönülleri fethetmiş bir insandı. Onun için bir şiir yazdım.  Koç ailesini cumhuriyetin teminatı olarak görüyorum. 
HER GÜN GELDİM
Uraz Cengiz Türker - Öğretim üyesi
Ülkemiz için çok büyük bir kayıp. Koç Holding’i büyüttü. Ulusumuzu ve devletimizi yüceltti. Tanışmıyordum ama her gün geliyorum.
ÇOK MÜTEVAZILARGül  Gündoğdu- EmekliGeçmiş yıllarda Nakkaştepe’de çaycıydım. Bu insanların resmi evimde bile asılı. Türk halkının devamlı yanındalar. Ve o kadar mütevazılar ki..
GEZİ RUHUNU UNUTMAYINAyşegül Ayşeşek - İşkadınıBen cumhuriyet için, Mustafa Koç cumhuriyet çocuğu olduğu için buradayım.  Oğluma da, “Gezi’deki o ruhu unutmayın” dedim.  
SICACIK BİR ADAMDINazlı Keçili - İşkadınıElinde bu kadar imkân olup, bu gücü iyiliğe yoğunlaştığı için bu kadar kalabalık burası. Gerçekten Mustafa Abi sıcacık bir adamdı. 
HERKESE İYİ DAVRANDILAR
Neşe Ödevci - Emekli Fransızca öğretmeni
Hepimiz cumhuriyet çocuklarıyız. Bu aile herkese iyi davrandı. Her zaman iyiliksever oldular. Burada olmasaydım kötü hissederdim. 


TÜRKİYE’NİN NAZAR BONCUĞU
Ve taziye defterleri. Herkes aileye başsağlığı diledikten sonra duygularını yazıyor. “Siz beni tanımazsınız, Kandilli’deki yalının gazını ben açmıştım” diyen de var, “İyi bir davetten sonra parlayan, renkli gözlerinizle iki elimi sıkmanızı çok özleyeceğim” diyen de... Mustafa Koç’a “İyiliksever mavi gözlü patronum” diye seslenen de var, “Keşke arkanda bıraktığın sevgi selini, birlik ve beraberliği görebilsen. Kimseye nasip olmaz” diyerek onunla konuşan da... Kimine göre o Türkiye’nin nazar boncuğu, kiminin can dostu, kiminin ‘Koç’u... Hatta şunu diyen de var: “Senin gibi insanlar çoğalsa dünya çok güzel olur”... Bu kadar sevilmek insanı ölümsüz kılar, değil mi? 
İpek Özbey / Hürriyet

30 Ocak 2016 Cumartesi

Rusya’da 7.3 şiddetinde deprem!

Rusya'da 7.3 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi.


Rusya’nın doğusundaki Kamçatka Bölgesi’nde bu sabah en büyüğü 7.3 şiddetinde olan birkaç deprem meydana geldi. Moskova saati ile 06.25’te meydana gelen ilk depremin şiddeti 7.3 olarak ölçüldü.

DEPREMİN ARDINDAN ARTÇI SARSINTILAR YAŞANDI

Rusya Bilimler Akademisi jeofizik servisi, Büyük Okyanus’un Kamçatka kıyılarında oluşan sismik hareketliliğin yerin 187 kilometre altında meydana geldiğini, ilk depremden sonra 6.9 şiddetinde yeni bir artçı sarsıntının yaşandığını duyurdu. Jeofizik servisine göre ilk sarsıntının ardından en az 7 artçı deprem daha meydana geldi. Petropavlovsk-Kamçatski kentinde 5.0 şiddetinde hissedilen deprem, çevredeki Yelizovsk, Milkovsk ve Ust-Kamçatski yerleşim bölgelerinde de hissedildi.

CAN VE MAL KAYBI YAŞANMADI

Rusya Acil Durumlar Bakanlığı yetkilileri depremden sonra bir tsunami tehlikesi olmadığını açıkladı. Bakanlık, depremde can ve mal kaybının yaşanmadığını, bölgedeki hayatın normal akışına devam ettiğini bildirdi. Sözcü

İstanbul’da 20 ilçede elektrik kesintisi var!

BEDAŞ İstanbul'da toplam 20 ilçede elektrik kesintisi yapılacağını duyurdu.
İstanbul’da, 2 Şubat Salı ve 3 Şubat Çarşamba günü 20 ilçede elektrik kesintisi yapılacak.


BEDAŞ’tan yapılan açıklamaya göre elektrik kesintisi yapılacak yerler şöyle: Fatih; Silivrikapı Mahallesinin;Koca Mustafapaşa,Ali Fakih Caddeleri,Abdullah Dede,Eski Fıstıklı,Ağaçkakan,Sümbül Efendi Sokakları ve civarı. Silivrikapı,Mevlanakapı Mahallelerinin;Silivrikapı,Hisaraltı Caddeleri,Tekke Maslağı,Önal,Alay İmamı,Hancı Değirmeni,İmam Mehmet,Silivrikapı Çıkmazı ve civarı
Topkapı Mahallesinin;Turgut Özal Millet Caddesi,Pazar Tekkesi,Ali Baba,Pazar Tekkesi Aralığı,Pazar Tekkesi Çıkmazı,Karanfilli Çavuş,Kalburcu Mehmet Camii Sokakları ve civarı. Seyyid Ömer Mahallesinin;Eğitim Gönüllüler Parkı,Fındıkzade Eğitim Parkı ve civarı

Sarıyer; Zekeriyaköy Mahallesinin;9,10.Caddeleri,Manolya,Reyhan,Telgraf Çiçeği,Pazı,Akasya,Çam Sokakları ve civarı.

Beyoğlu; Bostan,Sururi Mehmet Efendi,Kalyoncu Kulluğu,Camiikebir,Hacı Ahmet Mahallelerinin;Ömer Hayyam,Samancı Ferhat,Kurtuluş Deresi,Bahriye Caddeleri,Yaya Köprüsü,Şirket,Ahmet Efendi Camii,Dilbaz,Tevfik Efendi,Bocurgat Çıkmazı,Kurdela,Fesleğen,Eren,Bocurgat, Eyyühüm, Keramet,Cedidiye,Ehil,Menekşe Çıkmazı,Düğün, Küçük Odalar,Tennure Çıkmazı,Samancı Ali,Ufak Köprü,Fesleğen Çıkmazı,Kılavuz Sokakları ve civarı

Bahçelievler; Siyavuşpaşa Mahallesinin;Mustafa Kemalpaşa,Çavuşpaşa Caddeleri,Şirin, Köprübaşı, Oğuzhan,Bademaltı,Dolunay,Dereyolu,Irnmak,Kama,İbrahim Çallı,Mimarbaşı,Bilge Sokakları ve civarı

Silivri; Gümüşyaka Mahallesinin;Özgüven,Büyükyalı,Akçakoca,Gürhan,Hızırreis,Güçlü,İshakpaşa,Ömer Hayyam,Karacaoğlan Caddeleri ve civarı

Bakırköy; Yeşilköy Mahallesinin;Demiryolu,Gazi Evranos,İstanbul,Serbesti Caddeleri,Gülibrişim,Havacı Muzaffer Erdönmez,Teyyareci Nuri,Baharistan,Fidan,Anafartalar,İrfaniye,Mehmet Akif Ersoy,Nigar Hanım Sokakları ve civarı Ataköy 3-4-11.Kısım Mahallelerinin;Dr.Remzi Kazancıgil,Behçet Kemal Çağlar,Cevat Dursunoğlu Caddeleri,Melissa,Rafet Bele Sokakları ve civarı

Beşiktaş; Gayrettepe Mahallesinin;Ayazmadere Caddesi,Tuğrul Sokak,Akşit Plaza Binası ve civarı. Dikilitaş Mahallesinin;Emirhan Caddesi,İntes İnşaat-Cam Han-Girişim Varlık Yönetimi Binası,Garanti Bankası Dikilitaş Şubesi ve civarı.

Küçükçekmece; Cennet,Yeşilova Mahallelerinin;Yavuz Selim,Mevlana,Ziya Gökalp,Gaziosmanpaşa,Yeşilova Yanyolu,Kahramanlar Caddeleri,Ümran Hanım,Çay,Aziz,Seçil,2604,Değer,Cömert,Pınar,Karasu,Gür,Aksu Sokakları ve civarı.

Esenler; Kemer,Fevzi Çakmak Mahallelerinin;Ş.Mustafa Dündar,Kemer Caddeleri,922,923, 924,924/1,925,926,1118,1119,1120,1128,1129,1130,1131,1135 Sokakları ve civarı. Kemer,Fevzi Çakmak Mahallelerinin;Şahinbey,Kemer Caddeleri,913,928,928/1 Çıkmazı,929,31, 32,917,914,915,916,1135,1132,1133, 1136,Bülbül,913, 913/1,910,911,912,909,907,903,904,908,9/2,9/3,930,931,933,932,905,935 Sokakları ve civarı

Güngören; Şebboy,Mera,Mehmetçik,Ayaz Sokakları ve civarı.

3 Şubat tarihinde elektrik kesintisi yapılacak yerler:

Beşiktaş; Gayrettepe Mahallesinin;Yener Sokak,TEB Yıldız Posta Şubesi ve civarı. Gayrettepe,Dikilitaş Mahallelerinin;Emirhan Caddesi,Barbaros,Balmumcu Deresi,Menekşe,Hamidiye,Şehit Teğmen Ali Yüce,Necati Albruz,Pazar,Çakır Çıkmazı,Yeni Gelin Zerde,Hattat Halim,Orkide,Böğürtlen Sokakları ve civarı. Gayrettepe Mahallesinin;Barbaros Bulvarı Caddesi, NTV binası ve civarı. Gayrettepe Mahallesinin;Yener Sokak,Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu Binası ve civarı. Gayrettepe Mahallesinin;Barbaros Bulvarı Caddesi,Sabah ATV Binası ve civarı

Bakırköy; Zuhuratbaba Mahallesinin;Dr.Tevfik Sağlam Caddesi Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi ve civarı

Fatih; Yedikule Mahallesinin;Güntekin Sokak,TOKİ Şantiyesi ve civarı. Yedikule Mahallesinin;Kennedy Caddesi,Güntekin,Mermer Kule Sokakları ve civarı. ayahatun Mahallesinin;Necip Efendi,Çeşnici,Sultan Mektebi Çıkmazı,Tabakçı Cafer,Hoca Hanı,Direkli Hanı,Sultan Mektebi Sokakları ve civarı. Hocapaşa Mahallesinin;Muradiye,Hüdavendigar,İbni Kemal Caddeleri,Saffeti Paşa Sokakları ve civarı

Esenler; Kemer Mahallesinin;Şehit Mustafa Dündar Caddesi,Kemer Park Evleri ve civarı. Menderes Mahallesinin;Piri Reis Caddesi,344,350,351,353,354 Sokakları,Nasip Dündar Anaokulu ve civarı.

Silivri; Gümüşyaka Mahallesinin;Yalıköy,Elmalık Caddeleri,Çukurbostan,Dağ Konak,Dereköy,Damlapınar Sokakları ve civarı.

Güngören; Tozkoparan Mahallesinin;Albay Öcalan Caddesi,Nadide,Yılmaz,Gülveren Sokakları,Gökler Sitesi,Benzin İstasyonu,Güvenir Sitesi B-C Blokları,Merkez Cami ve civarı. Gençosman Mahallesinin;Tatlısu,Kaymakçı,Kaynak,Şebboy,Semiz,Manolya,Geçit,Sardunya Sokakları,Birlik Cami,Ufuk Sitesi ve civarı.

Arnavutköy; Hastane Mahallesinin;Orcan Fabrikası ve civarı

Sarıyer; Zekeriyaköy Mahallesinin;1.Cadde,Akşam Sefası,Alaca Menekşe,Çuha Çiçeği,Altıntop Çıkmazı Sokakları,Garanti Koza Evleri ve civarı.

Bahçelievler; Yenibosna Merkez Mahallesinin;Prf.Dr.M.Nevzat Pisak Caddesi ve civarı

Zeytinburnu; Gökalp,Yenidoğan Mahallelerinin;Şehit Komiser Günaydın Caddesi,Mektep Önü,42/3, 51,39/4,58/4,51/3,48/4, 51/4,44/4,46/4,44/5,44/1,Hasan Sevim,46,48,39,44/2, 51/2,49/1,44/6,48,42/6,58/3,39/6,42/4, 58 Bulvarı,49,58/2,58/5,42/5,58/3,49/2,39/8,44/1,44,2,51/3,44,58/4 Sokakları ve civarı.

Çanakkale'de yabancı uyrukluları taşıyan tekne battı: 39 ölü

Çanakkale'nin Ayvacık İlçesi'nden çıkılan umut yolculuğunda mülteci teknesi batarken, aralarında çocukların da olduğu 39 kişinin öldüğü, 62 kişinin kurtarıldığı bildirildi.


Olayla ilgili bir Türk, organizatör olduğu iddiasıyla gözaltına alındı. Şüphelinin "Ben yapmadım. Beni kullandılar. Ben de teknedeydim" dediği öğrenildi. Olayla ilgili bölgedeki arama çalışmalarının sürdüğü görüldü.
Ayvacık sahillerinden bu sabah Yunanistan'ın Midilli adasına geçmek isteyen mültecilerin içinde bulunduğu tekne, Bademli açıklarında önce alabora oldu.
Yan yatan teknedeki mültecilerin 'Alo 158 Sahil Güvenlik İhbar Hattı'nı arayarak yardım çağrısı üzerine bölgeye Sahil Güvenlik ekipleri hareket etti.
Yan yatan tekne tamamen batarken, mülteciler suya düştü. 
Bölgeye ulaşan Sahil Güvenlik ekipleri, 62 mülteciyi kurtardı; aralarında çodukların da olduğu 39 kişinin ise cesedine ulaştı.
Cenazeler ve sağ kurtarılanlar karaya getirildi.
Kaçakların bindiği 17 metrelik teknenin kıyıdan açıldıktan kısa süre sonra kayalıklara çarparak battığı belirlendi. 6 cansız bedenin teknede, diğerlerinin denizde ve sahilde bulunduğu belirtildi.
Aşırı vücut ısısı kaybederek hipotermi tehlikesi geçiren ambulanslarla Edremit Devlet Hastanesi'nde tedaviye alındığı belirtildi.  DHA

Abdullah Gül ameliyat oldu

11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, sağ el parmağındaki kireçlenme nedeniyle bugün Acıbadem Hastanesi'nde ameliyat oldu.

Sağ el ikinci parmakta tendon kalınlaşmasına bağlı takılma sorunu cerrahi bir müdahaleyle çözüldüğü belirtilen Gül'ün sağlık durumunun iyi olduğu ve hastaneden taburcu edildiği öğrenildi.