Suriye'nin başkenti Şam ve Humus'ta gerçekleşen bombalı saldırılarda en az 140 kişi hayatını kaybetti.
Suriye'de Esad rejimi kontrolündeki iki bölgeye intihar saldırıları düzenlendi. Humus'ta bomba yüklü iki araçla düzenlenen saldırıda en az 57 kişi öldü. Şam’da da Hazreti Zeyneb Türbesi yakınlarında biri bomba yüklü araçla düzenlenen iki saldırıda en az 83 kişi öldü. En az 140 kişinin öldüğü iki kentteki saldırıları IŞİD üstlendi.
IŞİD, geçen ay Humus'ta 24 kişinin öldürüldüğü bir saldırıyı da üstlenmişti.
Şii nüfusun yoğunlukta olduğu Seyyide Zeynep'in el-Tin caddesindeki saldırılar hakkında RIA Novosti'ye konuşan bir polis yetkilisi, "Saldırının kurbanları arasında siviller de var" dedi. Saldırılarda en az 62 kişi yaşamını yitirdi. IŞİD aynı bölgede 31 Ocak'ta üç bombalı saldırı düzenlemiş ve 60 kişi hayatını kaybetmişti. DHA
22 Şubat 2016 Pazartesi
Hırsızı 'Nutuk okuma şartıyla' affetti
Antalya’da hırsızlık yapan bir genci hapis cezası almaktan hırsızlık yaptığı evin sahibi kurtardı. Bunu ise kimsenin aklına gelmeyecek bir yöntemle Atatürk’ün Nutuk adlı eserini hırsıza okutturarak sağladı.
Antalya bilindik bir hırsızlık olayına ama hiç duyulmamış bir affediş hikayesine şahit oldu.
Antalya Devlet Senfoni Orkestrası (ADSO) sanatçısı Saygın G.’ nin Konyaaltı İlçesi Gürsu Mahallesi 1’inci kattaki evine sabaha karşı açık bırakılan pencereden hırsız eli uzandı. Hırsız pencerenin yakınında bulunan masadan fotoğraf makinesi, saat ve çiftin çantasını çaldı.
NUTUK ŞARTIYLA AFFETTİ
Hürriyet'in haberine göre; Yaklaşık 2 bin 500 lira değerinde para ve eşyası çalınan Saygın G. hemen polisi aradı. Polis evde incelemeler yaptı ama 10 yıl önce yaşanan suçun faili 8 yıl sonra zaten başka bir suç nedeniyle cezaevinde yatarken bulundu.
Bunun üzerine avukatı Saygın G.’ yi arayarak emniyete çağırdı. Avukatın ‘Hırsızdan şikayetçi misiniz, talebiniz nedir?’ sorusu üzerine müşteki sanatçı kimsenin aklına gelmeyecek bir şey talep etti. Saygın G., “Eğer hırsız Mustafa Kemal Atatürk'ün Kurtuluş Savaşı dönemini birinci ağızdan aktardığı Nutuk adlı eserini 30 gün içerisinde okur ve savcının kitaptan sorduğu 3 soruyu yanıtlayabilirse hırsızdan şikayetçi olmam” dedi.
HIRSIZ ÜÇ SORUYLA KURTULDU
Bunun üzerine harekete geçen uzlaşmacı avukat, hırsız E. A. ile iletişime geçerek müştekinin talebini iletti. E.A. olay sebebiyle kendisinin de üzüntülü olduğunu ancak üzerinden zaman geçmesi sebebiyle olayı hatırlayamadığını belirtmesine rağmen müştekinin Nutuk talebini kabul etti. 30 gün boyunca kitabı okuyan hırsız savcının yönelttiği üç soruyu da bilince Saygın G. şikayetini geri çekti.
ÇOCUKLARINA ANLATACAK HİKAYESİ OLDU
Olayın yaşanmasının ardından hırsızın bir daha kimsenin canını yakmaması amacıyla şikayetçi olduğunu belirten Saygın G., “Hırsızın yakalandığı bildirildiğinde olaya karıştığında daha reşit bile olmadığını öğrendim. Hırsızdan ne talep edebilirsiniz ki? O an spontane olarak aklıma böyle bir talep geldi. Açıkçası çok da faydası olacağını düşünmüyorum ama ileride çocuklarına anlatacağı bir hikayesi oldu. Belki en azından biraz olsun farklı düşünebilmesini sağlamışımdır” dedi.
Antalya bilindik bir hırsızlık olayına ama hiç duyulmamış bir affediş hikayesine şahit oldu.
Antalya Devlet Senfoni Orkestrası (ADSO) sanatçısı Saygın G.’ nin Konyaaltı İlçesi Gürsu Mahallesi 1’inci kattaki evine sabaha karşı açık bırakılan pencereden hırsız eli uzandı. Hırsız pencerenin yakınında bulunan masadan fotoğraf makinesi, saat ve çiftin çantasını çaldı.
NUTUK ŞARTIYLA AFFETTİ
Hürriyet'in haberine göre; Yaklaşık 2 bin 500 lira değerinde para ve eşyası çalınan Saygın G. hemen polisi aradı. Polis evde incelemeler yaptı ama 10 yıl önce yaşanan suçun faili 8 yıl sonra zaten başka bir suç nedeniyle cezaevinde yatarken bulundu.
Bunun üzerine avukatı Saygın G.’ yi arayarak emniyete çağırdı. Avukatın ‘Hırsızdan şikayetçi misiniz, talebiniz nedir?’ sorusu üzerine müşteki sanatçı kimsenin aklına gelmeyecek bir şey talep etti. Saygın G., “Eğer hırsız Mustafa Kemal Atatürk'ün Kurtuluş Savaşı dönemini birinci ağızdan aktardığı Nutuk adlı eserini 30 gün içerisinde okur ve savcının kitaptan sorduğu 3 soruyu yanıtlayabilirse hırsızdan şikayetçi olmam” dedi.
HIRSIZ ÜÇ SORUYLA KURTULDU
Bunun üzerine harekete geçen uzlaşmacı avukat, hırsız E. A. ile iletişime geçerek müştekinin talebini iletti. E.A. olay sebebiyle kendisinin de üzüntülü olduğunu ancak üzerinden zaman geçmesi sebebiyle olayı hatırlayamadığını belirtmesine rağmen müştekinin Nutuk talebini kabul etti. 30 gün boyunca kitabı okuyan hırsız savcının yönelttiği üç soruyu da bilince Saygın G. şikayetini geri çekti.
ÇOCUKLARINA ANLATACAK HİKAYESİ OLDU
Olayın yaşanmasının ardından hırsızın bir daha kimsenin canını yakmaması amacıyla şikayetçi olduğunu belirten Saygın G., “Hırsızın yakalandığı bildirildiğinde olaya karıştığında daha reşit bile olmadığını öğrendim. Hırsızdan ne talep edebilirsiniz ki? O an spontane olarak aklıma böyle bir talep geldi. Açıkçası çok da faydası olacağını düşünmüyorum ama ileride çocuklarına anlatacağı bir hikayesi oldu. Belki en azından biraz olsun farklı düşünebilmesini sağlamışımdır” dedi.
Öğretmenin tacizine dayanamadı
Kayseri’de pazartesi günü matematik öğretmeni Bayram Ö.’nün cinsel istismarına uğrayan 18 yaşındaki Cansel K., 2 gün sonra hayatına son verdi.
Melikgazi’de lisede okuyan 12’nci sınıf öğrencisi Cansel, öğretmeni Bayram Ö.’nün cinsel istismarına uğrayınca durumu önce arkadaşlarıyla ardından öğretmenleriyle paylaştı.
İddiaya göre okul yönetimi olayın üzerini kapatmak istedi. Şikayetlerinden sonuç alamayan Cansel, çarşamba günü evinde babasının tabancasıyla kendisini başından vurdu. Ağır yaralanan Cansel, hastaneye kaldırıldı ancak kurtarılamadı. Cansel Kırşehir’de toprağa verildi.
Cansel’in ailesi olayla ilgili şöyle konuştu: “Okul yönetimine şikayet etmiş fakat olayın üstü kapatılmak istenmiş. Olaydan bütün arkadaşlarının haberi var. Matematik öğretmeni Kayseri Kapalı Cezaevi’nde. Mahkemede suçunu itiraf etmiş. Öğretmen, okul yönetimi ve hatta Milli Eğitim Bakanlığı hakkında tazminat davası açacağız. Sorumluların ceza alması için elimizden gelen ne varsa yapacağız.” DHA
Melikgazi’de lisede okuyan 12’nci sınıf öğrencisi Cansel, öğretmeni Bayram Ö.’nün cinsel istismarına uğrayınca durumu önce arkadaşlarıyla ardından öğretmenleriyle paylaştı.
İddiaya göre okul yönetimi olayın üzerini kapatmak istedi. Şikayetlerinden sonuç alamayan Cansel, çarşamba günü evinde babasının tabancasıyla kendisini başından vurdu. Ağır yaralanan Cansel, hastaneye kaldırıldı ancak kurtarılamadı. Cansel Kırşehir’de toprağa verildi.
Cansel’in ailesi olayla ilgili şöyle konuştu: “Okul yönetimine şikayet etmiş fakat olayın üstü kapatılmak istenmiş. Olaydan bütün arkadaşlarının haberi var. Matematik öğretmeni Kayseri Kapalı Cezaevi’nde. Mahkemede suçunu itiraf etmiş. Öğretmen, okul yönetimi ve hatta Milli Eğitim Bakanlığı hakkında tazminat davası açacağız. Sorumluların ceza alması için elimizden gelen ne varsa yapacağız.” DHA
Ev sahiplerini ilgilendiren uygulama martta başlıyor
Maliye Bakanı Naci Ağbal, 4 yıldır uygulanan ‘Önceden Hazırlanmış Kira Beyanname Sistemi’nin kapsamının genişletildiğini belirterek, mükelleflerin, artık sadece kira geliri için değil, ücret, menkul sermaye iradı ile diğer kazanç ve iratları için de hiçbir zahmete katlanmadan, internet üzerinden kendileri için hazırlanan beyannameyi onaylayarak, işlemlerini tamamlayabileceğini söyledi.
Ağbal, “Bunun için oluşturduğumuz ve 1.5 milyon vatandaşımızı ilgilendiren Hazır Beyan Sistemi’ni uygulamaya mart ayı itibarıyla başlıyoruz” dedi.
VERGİLER OTOMATİK OLARAK HESAPLANACAK
Hürriyet'in haberine göre; Söz konusu sistemle artık ilgili alanlardaki vergi hesaplamalarının otomatik olarak yapılacağını belirten Ağbal, sistemden yurt dışında yaşayan vatandaşların da yararlanabileceğini söyledi.
VATANDAŞA KOLAYLIK
Ağbal, “Bu sayede vatandaşlarımız, vergi dairesine veya mali müşavir, muhasebeci gibi bir uzmana ihtiyaç duymadan, internete girerek, beyannamelerini kolayca verebilecek, vergilerini de yine internetten kredi kartı ile ödeyebilecek” ifadesini kullandı.
1 MART'TA BAŞLAYACAK
Ağbal, makelleflerin Gelir İdaresi Başkanlığının internet sitesinden sisteme ulaşılabileceğini ve beyannamelerin 1-25 Mart 2016 arasında verebileceğini öyledi.
Ağbal, “Bunun için oluşturduğumuz ve 1.5 milyon vatandaşımızı ilgilendiren Hazır Beyan Sistemi’ni uygulamaya mart ayı itibarıyla başlıyoruz” dedi.
VERGİLER OTOMATİK OLARAK HESAPLANACAK
Hürriyet'in haberine göre; Söz konusu sistemle artık ilgili alanlardaki vergi hesaplamalarının otomatik olarak yapılacağını belirten Ağbal, sistemden yurt dışında yaşayan vatandaşların da yararlanabileceğini söyledi.
VATANDAŞA KOLAYLIK
Ağbal, “Bu sayede vatandaşlarımız, vergi dairesine veya mali müşavir, muhasebeci gibi bir uzmana ihtiyaç duymadan, internete girerek, beyannamelerini kolayca verebilecek, vergilerini de yine internetten kredi kartı ile ödeyebilecek” ifadesini kullandı.
1 MART'TA BAŞLAYACAK
Ağbal, makelleflerin Gelir İdaresi Başkanlığının internet sitesinden sisteme ulaşılabileceğini ve beyannamelerin 1-25 Mart 2016 arasında verebileceğini öyledi.
21 Şubat 2016 Pazar
SGK: Emekli ve yaşlılık aylığından yapılan SGDP kesintisi kaldırdı
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Başkanlığı, emekli ve yaşlılık aylıklarından yapılan sosyal güvenlik destekm primi (SGDP) kesintisinin kaldırıldığını açıkladı.
SGK’dan yapılan açıklamada, yaşlılık veya emekli aylığı bağlandıktan sonra çalışmaya devam edenlerin (Ticari veya serbest meslek kazancı sebebiyle gelir vergisi mükellefi olan veya vergiden muaf olmakla birlikte Esnaf ve Sanatkar Siciline kayıtlı veya anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi ortağı, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin komandite ortakları, diğer şirket ve donatma iştiraklerinin ise tüm ortakları) aylıklarından kesilen sosyal güvenlik destek primi kesintisi kaldırılmıştır" dedi.
Açıklamada, 10 Şubat 2016 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan bu düzenlemelerin yayımını takip eden ödeme dönemi başından itibaren yürürlüğe gireceği belirtildi.
Açıklamada, şöyle devam edildi:
"4/a (SSK- hizmet akdiyle çalışanlar), 4/b (Bağkur- kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar) ve 4/c (Emekli Sandığı- kamu görevlileri) kapsamında yaşlılık veya emekli aylığı alanlardan, esnaf olarak çalışmaları sebebiyle aylıklarından SGDP (sosyal güvenlik destek primi) kesintisi yapılanların bu kapsamdaki sigortalılıkları 29.2.2016 tarihi itibariyle sonlandırılacaktır. Bu çerçevede; 4/a (SSK) ve 4/b (Bağ-Kur) kapsamında yaşlılık aylığı alanların Şubat/2016 dönemindeki çalışmaları sebebiyle tahakkuk edecek Sosyal Güvenlik Destek Primleri Mart/2016 dönemi aylıklarından kesileceğinden, Nisan/2016 döneminde ödenecek aylıklarda SGDP kesintisi yapılmayacaktır. 4/c (Emekli Sandığı) kapsamında emekli aylığı alanların Şubat/2016 dönemindeki çalışmaları sebebiyle tahakkuk eden Sosyal Güvenlik Destek Primleri Şubat/2016 aylıklarından peşin olarak kesildiğinden Mart/2016 dönemi aylıklarından SGDP kesintisi yapılmayacaktır. Ayrıca, Emekli Sandığı kapsamında emekli aylıklarını 3 aylık dönemler itibariyle alanların aylıklarından yersiz olarak kesilen tutarlar, taleplerine gerek bulunmaksızın ilgililerin hesaplarına yatırılacaktır." Hürriyet
Cizre'deki tabur için kumanya talimatı
CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, geçen hafta kabul ettiği AK Parti yöneticileriyle, hükümetle aldıkları ortak kararla ilgili önemli bilgiler paylaştı. Cizre’deki bir askeri taburun kumanya ile ilgili sorun yaşadığını öğrenen Erdoğan’ın “Ne istiyorlarsa gönderilmeli. Hatta havyar bile isterlerse göndermek gerekir” dediği” belirtildi.
Erdoğan, devletteki örgütlenmelerle ilgili olarak Devlet Denetleme Kurulu’nun yanı sıra Başbakan Ahmet Davutoğlu’ndan, Başbakanlık Teftiş Kurulu’nu da harekete geçirmesini istediğini söyledi. İki kurum, hem devletteki paralel yapılanma, hem de PKK dahil diğer örgütlere belediyelerden sağlanan yardımlarla ilgili çalışma başlattı.
VEKİLLERDEN İLGİNÇ ÖRNEKLER
Görüşmede söz alan bazı milletvekilleri, cemaate yakın işadamlarının yeni bir yöntem izlediğini, ellerindeki şirketlerin isimlerini değiştirerek, sattıklarını anlattılar.
Vekiller, bunun hile olduğunu, alıcıların da aslında cemaate yakın isimler olduğunu dile getirdiler.
BAŞBAKAN’A DA SÖYLEDİM
Erdoğan, “Paralel örgütün kurduğu şirketler hileyle el değiştiriyor. Aslında satın alanlar da paralelci, buna ilişkin saptamalarımız var” bilgisi veren milletvekillerine, “Zaten DDK bu yapılanma konusunda çalışmasını sürdürüyor. Ben Başbakan Davutoğlu’na da Başbakanlık Teftiş Kurulu’nun da bu konuda çalışma yapmasını söyledim. Bu bilgiler ilginç, çalışma kapsamına bunları da katsınlar” dedi.
İLİŞKİ KURMAK İSTEYENLERE DİKKAT
Görüşmede, bazı vekiller, ‘Eskiden cemaate yakındı, ama artık uzaklaştılar’ dedikleri bazı isimlerle yakın ilişki içinde olan AK Partililer olduğunu, bu kişilerin gerçek yüzünü gizlediğini ve partiyle bağlarını sürdürme çabası içinde olduklarını da anlatarak, özellikle taşrada parti yönetiminin dikkatinin çekilmesi gerektiğini ifade ettiler.
HDP’Lİ BELEDİYELER DE MERCEKTE
Erdoğan, sadece paralel yapının değil, belediyelerdeki PKK’lılar, belediyelerin terör örgütlerine yaptıkları yardımların da aynı paralel incelemesi gibi bu kurumlar tarafından araştırılacağını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “HDP’li belediyeler aracılığıyla, devletin kaynakları örgüte gidiyor. Bu konuda gereken önlemlerin alınmasını istedim. Başbakanlık da geçtiğimiz günlerde bu konuda genelge yayınladı” dedi.
HAVYAR DA İSTESELER GÖNDERİLMELİ
Milletvekilleri kendilerine gelen talepleri de cumhurbaşkanına aktardılar. Cizre’deki bir askeri taburun kumanya ile ilgili sorun yaşadığını anlatması üzerine, “Böyle sorunlar yaşanmamalı. Ne istiyorlarsa gönderilmeli. Hatta havyar bile isterlerse göndermek gerekir” dedi. Erdoğan, milletvekillerine halkın sorunlarını yerinde tespit etmek için herkesin, Meclis çalışmaları dışındaki zamanını sokakta geçirmelerini istedi. Erdoğan, “Elbette meclis çalışmaları önemli ama, millete de gidin. ‘CHP’liler, MHP’liler geliyor iktidar nerede?’ denmesin. Vatandaşla iç içe olun” dedi.
ERDOĞAN’IN SÖYLEDİĞİ GENELGE
Geçtiğimiz hafta, Resmi Gazete’de yayınlanan “Milli Güvenliği Tehdit Eden Örgüt ve Yapılarla İrtibatlı Kamu Çalışanları Hakkında” başlıklı Başbakanlık genelgesinde, “Terör örgütleri veya legal görünüm altında illegal faaliyet yürüten yapılar” ifadesi kullanılarak, PKK’nın yanı sıra, Gülen cemaatiyle bağlantısı olan çalışanlar hakkında idari ve adli işlem yapılmasının önü açıldı.
Başbakanlık genelgesine göre, “Terör örgütleri veya legal görünüm altında illegal faaliyet yürüten” yapılara dahil olanlar dışında, bu örgüt ve yapılarla “mücadeleyi engeller bile” soruşturmaya tabi tutulacak. Genelgede, “Kamu çalışanları hakkında ilgili mevzuat çerçevesinde idari nitelikli işlemler yetkili amirler tarafından ivedilikle yapılacaktır, Suç teşkil eden fiiller yönünden ise durum ivedilikle adli mercilere bildirilecektir. Yukarıda belirtilen hususların personel çalışmasına dayalı hizmet alımı ihalesiyle istihdam edilen personel hakkında da ilgili mevzuat çerçevesinde titizlikle uygulanacaktır” ifadesi kullanıldı. DHA
Erdoğan, devletteki örgütlenmelerle ilgili olarak Devlet Denetleme Kurulu’nun yanı sıra Başbakan Ahmet Davutoğlu’ndan, Başbakanlık Teftiş Kurulu’nu da harekete geçirmesini istediğini söyledi. İki kurum, hem devletteki paralel yapılanma, hem de PKK dahil diğer örgütlere belediyelerden sağlanan yardımlarla ilgili çalışma başlattı.
VEKİLLERDEN İLGİNÇ ÖRNEKLER
Görüşmede söz alan bazı milletvekilleri, cemaate yakın işadamlarının yeni bir yöntem izlediğini, ellerindeki şirketlerin isimlerini değiştirerek, sattıklarını anlattılar.
Vekiller, bunun hile olduğunu, alıcıların da aslında cemaate yakın isimler olduğunu dile getirdiler.
BAŞBAKAN’A DA SÖYLEDİM
Erdoğan, “Paralel örgütün kurduğu şirketler hileyle el değiştiriyor. Aslında satın alanlar da paralelci, buna ilişkin saptamalarımız var” bilgisi veren milletvekillerine, “Zaten DDK bu yapılanma konusunda çalışmasını sürdürüyor. Ben Başbakan Davutoğlu’na da Başbakanlık Teftiş Kurulu’nun da bu konuda çalışma yapmasını söyledim. Bu bilgiler ilginç, çalışma kapsamına bunları da katsınlar” dedi.
İLİŞKİ KURMAK İSTEYENLERE DİKKAT
Görüşmede, bazı vekiller, ‘Eskiden cemaate yakındı, ama artık uzaklaştılar’ dedikleri bazı isimlerle yakın ilişki içinde olan AK Partililer olduğunu, bu kişilerin gerçek yüzünü gizlediğini ve partiyle bağlarını sürdürme çabası içinde olduklarını da anlatarak, özellikle taşrada parti yönetiminin dikkatinin çekilmesi gerektiğini ifade ettiler.
HDP’Lİ BELEDİYELER DE MERCEKTE
Erdoğan, sadece paralel yapının değil, belediyelerdeki PKK’lılar, belediyelerin terör örgütlerine yaptıkları yardımların da aynı paralel incelemesi gibi bu kurumlar tarafından araştırılacağını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “HDP’li belediyeler aracılığıyla, devletin kaynakları örgüte gidiyor. Bu konuda gereken önlemlerin alınmasını istedim. Başbakanlık da geçtiğimiz günlerde bu konuda genelge yayınladı” dedi.
HAVYAR DA İSTESELER GÖNDERİLMELİ
Milletvekilleri kendilerine gelen talepleri de cumhurbaşkanına aktardılar. Cizre’deki bir askeri taburun kumanya ile ilgili sorun yaşadığını anlatması üzerine, “Böyle sorunlar yaşanmamalı. Ne istiyorlarsa gönderilmeli. Hatta havyar bile isterlerse göndermek gerekir” dedi. Erdoğan, milletvekillerine halkın sorunlarını yerinde tespit etmek için herkesin, Meclis çalışmaları dışındaki zamanını sokakta geçirmelerini istedi. Erdoğan, “Elbette meclis çalışmaları önemli ama, millete de gidin. ‘CHP’liler, MHP’liler geliyor iktidar nerede?’ denmesin. Vatandaşla iç içe olun” dedi.
ERDOĞAN’IN SÖYLEDİĞİ GENELGE
Geçtiğimiz hafta, Resmi Gazete’de yayınlanan “Milli Güvenliği Tehdit Eden Örgüt ve Yapılarla İrtibatlı Kamu Çalışanları Hakkında” başlıklı Başbakanlık genelgesinde, “Terör örgütleri veya legal görünüm altında illegal faaliyet yürüten yapılar” ifadesi kullanılarak, PKK’nın yanı sıra, Gülen cemaatiyle bağlantısı olan çalışanlar hakkında idari ve adli işlem yapılmasının önü açıldı.
Başbakanlık genelgesine göre, “Terör örgütleri veya legal görünüm altında illegal faaliyet yürüten” yapılara dahil olanlar dışında, bu örgüt ve yapılarla “mücadeleyi engeller bile” soruşturmaya tabi tutulacak. Genelgede, “Kamu çalışanları hakkında ilgili mevzuat çerçevesinde idari nitelikli işlemler yetkili amirler tarafından ivedilikle yapılacaktır, Suç teşkil eden fiiller yönünden ise durum ivedilikle adli mercilere bildirilecektir. Yukarıda belirtilen hususların personel çalışmasına dayalı hizmet alımı ihalesiyle istihdam edilen personel hakkında da ilgili mevzuat çerçevesinde titizlikle uygulanacaktır” ifadesi kullanıldı. DHA
Oğlumun düğünü
Diyarbakır Sur’da önceki gün şehit olan Jandarma uzman çavuş Sercan Yılmaz’ın (25) cenazesi Adana’da, baba evinden helallik alınmasının ardından Sabancı Merkez Camisi’ne götürüldü.
Koluna giren kadın askerlerin desteğiyle yürüyen kanser hastası şehit annesi Sahre Yılmaz, camide bekleyen kalabalığa “Oğlumun düğününe hoş geldiniz. Oğlumun düğünü bugün” diye seslendi. Tabutun yanına gelen anne Sahre Yılmaz, “Kurban olduğum Allah’ım seni bunun için vermiş. Seni 14 yıl sonra veren Allah’a kurban olurum. Mis kokulu yavrum, dağ gibi gittin, dağ gibi geldin” diye ağıt yaktı. Baba Mehmet Feridun Yılmaz, tören mangasının omuzlarına aldığı şehit oğlunu asker selamıyla uğurladı.
‘ALLAH ONLARI YAKSIN’
Şehit Uzman Onbaşı Osman Kaya (24) için Van Erciş’te düzenlenen törene 5 bin kişi katıldı. Şehidin annesi Fatma Kaya sandalyede oturarak oğlunun tabutunun başında beklerken, kız kardeşleri “Onlar bizim evimizi yaktı. Allah da onları yaksın” diye bağırdı. Şehit Kaya, Kışla Caddesi’ndeki baba evinden helallik alınmasının ardından Alkanat Mahallesi mezarlığında toprağa verildi. Şehit özel harekât polisi Mücahit Soydemir (24) için Osmaniye’de düzenlenen cenaze törenine Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu ile bazı milletvekilleri ve yaklaşık 5 bin kişi katıldı. Şehit eşi Hüsne Soydemir’in gözyaşları tören boyunca bir an olsun durmadı. Şehidin cenazesi, 6 yıl önce ölen babası Mustafa ile 1 yıl önce ölen annesi Fatma Soydemir’in mezarlarının da bulunduğu Karacalar Mezarlığı’nda toprağa verildi.
ABİYE BAKIŞ
ŞEHİT Ömer Faruk Sayıl (23) için Kahramanmaraş’ta tören yapıldı. Ulu Cami’de şehidin annesi Songül Sayıl, oğlunun tabutu ile fotoğrafını öperek, “Yavruma kalleşler pusu kurmuş. Erkekseniz karşısına çıksaydınız. Annen kurban olsun sana kuzucuğum. Ciğerim, kuzum, selvi boylum, annesinin güzeli, annesinin ciğeri” diye ağladı. Törende, şehidin kızkardeşi yakasına asılan ağabeyinin fotoğrafına bakım gözyaşı döktü. Şehidin kızları 2 yaşındaki Zeynep Zişan ile 2 aylık Şüheda Ahsen camiye getirilmedi.
ANKARA ŞEHİTLERİ
-Milli Savunma Bakanlığı’nda 49 yaşındaki şoför Mevlüt Öksüzoğlu, son yolculuğuna Kayseri’de uğurlandı. Şehidin kızı Ayşegül, “Burnuma kokun geliyor babam” dedi.
-Şehit Hava Savunma Astsubay Üstçavuş Mehmet Koray Pınar (30), Bursa’da son yolculuğuna uğurlandı. Şehidin babası Mehmet Pınar, “Bugün ağlamak yok. İçimizi tutacağız” dedi.
-Milli Savunma Bakanlığı Dış İlişkiler Dairesi Başkanlığı’nda görevli memur Muammer Kosacı (51), Eskişehir’de toprağa verildi. Oğlunu tekerlekli sandalyede uğurlayan Müzeyyen Kosacı (81) metanetiyle dikkat çekti.
-Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda görevli sivil memur Mustafa Küçük’ün (50) cenazesi, memleketi Trabzon’da toprağa verildi. DHA
Koluna giren kadın askerlerin desteğiyle yürüyen kanser hastası şehit annesi Sahre Yılmaz, camide bekleyen kalabalığa “Oğlumun düğününe hoş geldiniz. Oğlumun düğünü bugün” diye seslendi. Tabutun yanına gelen anne Sahre Yılmaz, “Kurban olduğum Allah’ım seni bunun için vermiş. Seni 14 yıl sonra veren Allah’a kurban olurum. Mis kokulu yavrum, dağ gibi gittin, dağ gibi geldin” diye ağıt yaktı. Baba Mehmet Feridun Yılmaz, tören mangasının omuzlarına aldığı şehit oğlunu asker selamıyla uğurladı.
‘ALLAH ONLARI YAKSIN’
Şehit Uzman Onbaşı Osman Kaya (24) için Van Erciş’te düzenlenen törene 5 bin kişi katıldı. Şehidin annesi Fatma Kaya sandalyede oturarak oğlunun tabutunun başında beklerken, kız kardeşleri “Onlar bizim evimizi yaktı. Allah da onları yaksın” diye bağırdı. Şehit Kaya, Kışla Caddesi’ndeki baba evinden helallik alınmasının ardından Alkanat Mahallesi mezarlığında toprağa verildi. Şehit özel harekât polisi Mücahit Soydemir (24) için Osmaniye’de düzenlenen cenaze törenine Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu ile bazı milletvekilleri ve yaklaşık 5 bin kişi katıldı. Şehit eşi Hüsne Soydemir’in gözyaşları tören boyunca bir an olsun durmadı. Şehidin cenazesi, 6 yıl önce ölen babası Mustafa ile 1 yıl önce ölen annesi Fatma Soydemir’in mezarlarının da bulunduğu Karacalar Mezarlığı’nda toprağa verildi.
ABİYE BAKIŞ
ŞEHİT Ömer Faruk Sayıl (23) için Kahramanmaraş’ta tören yapıldı. Ulu Cami’de şehidin annesi Songül Sayıl, oğlunun tabutu ile fotoğrafını öperek, “Yavruma kalleşler pusu kurmuş. Erkekseniz karşısına çıksaydınız. Annen kurban olsun sana kuzucuğum. Ciğerim, kuzum, selvi boylum, annesinin güzeli, annesinin ciğeri” diye ağladı. Törende, şehidin kızkardeşi yakasına asılan ağabeyinin fotoğrafına bakım gözyaşı döktü. Şehidin kızları 2 yaşındaki Zeynep Zişan ile 2 aylık Şüheda Ahsen camiye getirilmedi.
ANKARA ŞEHİTLERİ
-Milli Savunma Bakanlığı’nda 49 yaşındaki şoför Mevlüt Öksüzoğlu, son yolculuğuna Kayseri’de uğurlandı. Şehidin kızı Ayşegül, “Burnuma kokun geliyor babam” dedi.
-Şehit Hava Savunma Astsubay Üstçavuş Mehmet Koray Pınar (30), Bursa’da son yolculuğuna uğurlandı. Şehidin babası Mehmet Pınar, “Bugün ağlamak yok. İçimizi tutacağız” dedi.
-Milli Savunma Bakanlığı Dış İlişkiler Dairesi Başkanlığı’nda görevli memur Muammer Kosacı (51), Eskişehir’de toprağa verildi. Oğlunu tekerlekli sandalyede uğurlayan Müzeyyen Kosacı (81) metanetiyle dikkat çekti.
-Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda görevli sivil memur Mustafa Küçük’ün (50) cenazesi, memleketi Trabzon’da toprağa verildi. DHA
Başbakan Davutoğlu: Başkent güvenlik anlayışı şekillendirilecek
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Ankara Valiliği'nde il brifingi aldı. Güvenlikle ilgili konuların ağırlıklı olarak değerlendirildiği brifingde, hafta içinde meydana gelen terör saldırısının da kapsamlı şekilde ele alındığı bildirildi. Valilikte basına kapalı gerçekleşen ve yaklaşık 4,5 saat süren brifing sonrasında basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Başbakan, 'Türkiye genelinde güvenlik tedbirleriyle ilgili çok önemli, kapsamlı değişimlere ve ek tedbirlere gidiyoruz' dedi.
Davutoğlu, brifing sonrası yaptığı açıklamada, "Son dönemlerde tertip ettiğimiz birçok güvenlik toplantısında değişen şartlara intibak edecek bir güvenlik konseptinin yerleşmesi ve Türkiye genelinde alınacak tedbirlerle ilgili çok önemli, kapsamlı değişimlere ve ek tedbirlere gidiyoruz. Türkiye genelinde yaptığımız güvenlik değerlendirmelerine şimdi il bazında, her ilimizde ele alarak, her ilimizin hassasiyet kesbeden güvenlik ihtiyaçlarını karşılamaya dönük çalışmalar yürütüyoruz" dedi.
'YENİ BİR GÜVENLİK ANLAYIŞI İLE MESELEYİ ELE ALACAĞIZ'
"Bugün ele aldığımız en temel husus, Ankara'ya has, Başkent güvenlik anlayışı ve konsepti bağlamında bir çalışmayı en kısa zamanda, bugün ele aldığımız prensipler etrafında şekillendireceğiz ve Başkente has ve Başkentin özelliklerini gözeten yeni bir güvenlik anlayışıyla meseleyi ele alacağız" diyen Başbakan Davutoğlu, şunları söyledi: "Türkiye geneliyle ilgili güvenlik tedbirleri dışında özel bir güvenlik mekanizması ve Ankara'nın, Başkentin hususiyetlerini de gözeten bir eylem planı hazırlanacak. Bunda hem yaşadığımız münferit terör eylemleri, yani bir terör eyleminin gerçekleşmesi, Gar gibi, Merasim Sokak'ta olan gibi, hem de kitlesel eylemler üzerinden bazı provokasyonların olması ihtimallerine karşı alınacak tedbirler, güvenlik birimlerimizin bütün çabalarıyla bir eylem planına dönüşecek ve önce Sayın İçişleri Bakanımıza sonra da bizzat bana tevdi edilecek. Ve bu bir genelge halinde bütün Ankara'daki kurumlara tevdi edilecek."
'PERSONEL TAKVİYESİ GEREKİYORSA YAPACAĞIZ'
Davutoğlu, "Güvenlik birimlerimize net olarak şu talimatı verdim; hiçbir şekilde mazeretle gelinmemeli. Ne ihtiyaç varsa, ne teçhizat takviyesi yapılması gerekiyorsa bunu en süratle yapacağız ve personel takviyesi gerekiyorsa personel takviyesi yapacağız. Ankara'nın özelliklerinden kaynaklanan özel bazı eğitilmiş uzman güvenlik alanları söz konusu ise bunların eğitimi yapılacak" dedi.
PKK-YPG BAĞLANTISI ORTAYA ÇIKARTILMIŞTIR'
İlk tespit edilen bilgiler ile bugün ulaşılan daha kapsamlı bilgiler arasında da herhangi bir çelişkinin söz konusu olmadığını belirten Başbakan Davutoğlu, şöyle konuştu: "Birilerinin algı operasyonuna bu konuda izin vermemek lazım. Evet çok açık bir şekilde PKK-YPG bağlantısı ortaya çıkartılmıştır, bütün örgütsel irtibatlar tespit edilmiştir.
Kimse bu olayı saptırmaya kalkışmamalıdır, bu irtibatlar nettir, kişiler çok açıktır. Bu kişilerden ifadeler alınmıştır. Bu kişilerin Türkiye'deki ve Suriye içindeki bağlantıları da açık bir şekilde ortaya konmuştur. Karşımızda PKK-YPG işbirliği ile gerçekleştirilen bir terör eylemi vardır. Zaten YPG'nin PKK ile olan irtibatını da cümle alem açık bir şekilde, Kandil, Sincar, Haseki bağlantısını bilmektedir."
Ankara'daki terör saldırısı failinin kimliğinin kısa süre içinde tespit edilmesi konusunda Davutoğlu, "Çok iyi bir kayıt sistemimiz var ki iki sene sonra bir olay olduğu anda bir küçük parmak parçasından ve o parmak izinin alınması suretiyle daha 24 saat geçmeden, kayıt işlemi üzerinden bu parmak izinin kime ait
olduğu tespit edildi. Yani 2 milyon 600 bin mülteci barındıran bir ülkede eğer böylesine iyi işleyen bir kayıt sistemi olmasaydı muhtemelen ya biz bu sonuca hiç ulaşamazdık, ya da çok uzun bir sürede ulaşabilirdik" dedi.
'TAK DEDİĞİNİZDE PKK'NIN UZANTISI BİR ÖRGÜT'
Saldırıyı TAK'ın üstlendiği iddiasına ilişkin Davutoğlu, şöyle konuştu: "Önce şunu sormak lazım; daha önce de zannediyorum Kumrular olayında TAK üstlendi ama anında üstlendi. Niye bu açıklamayı yapmak için 3 gün bekleme ihtiyacı hissettiler. TAK dediğinizde ayrı bir örgüt değil, PKK'nın uzantısı bir örgüt. YPG'de PKK'nın uzantısı bir örgüt. Yani TAK üstlenmiş olsa da bu YPG bağlantısını ortadan kaldırmaz." Hürriyet
Davutoğlu, brifing sonrası yaptığı açıklamada, "Son dönemlerde tertip ettiğimiz birçok güvenlik toplantısında değişen şartlara intibak edecek bir güvenlik konseptinin yerleşmesi ve Türkiye genelinde alınacak tedbirlerle ilgili çok önemli, kapsamlı değişimlere ve ek tedbirlere gidiyoruz. Türkiye genelinde yaptığımız güvenlik değerlendirmelerine şimdi il bazında, her ilimizde ele alarak, her ilimizin hassasiyet kesbeden güvenlik ihtiyaçlarını karşılamaya dönük çalışmalar yürütüyoruz" dedi.
'YENİ BİR GÜVENLİK ANLAYIŞI İLE MESELEYİ ELE ALACAĞIZ'
"Bugün ele aldığımız en temel husus, Ankara'ya has, Başkent güvenlik anlayışı ve konsepti bağlamında bir çalışmayı en kısa zamanda, bugün ele aldığımız prensipler etrafında şekillendireceğiz ve Başkente has ve Başkentin özelliklerini gözeten yeni bir güvenlik anlayışıyla meseleyi ele alacağız" diyen Başbakan Davutoğlu, şunları söyledi: "Türkiye geneliyle ilgili güvenlik tedbirleri dışında özel bir güvenlik mekanizması ve Ankara'nın, Başkentin hususiyetlerini de gözeten bir eylem planı hazırlanacak. Bunda hem yaşadığımız münferit terör eylemleri, yani bir terör eyleminin gerçekleşmesi, Gar gibi, Merasim Sokak'ta olan gibi, hem de kitlesel eylemler üzerinden bazı provokasyonların olması ihtimallerine karşı alınacak tedbirler, güvenlik birimlerimizin bütün çabalarıyla bir eylem planına dönüşecek ve önce Sayın İçişleri Bakanımıza sonra da bizzat bana tevdi edilecek. Ve bu bir genelge halinde bütün Ankara'daki kurumlara tevdi edilecek."
'PERSONEL TAKVİYESİ GEREKİYORSA YAPACAĞIZ'
Davutoğlu, "Güvenlik birimlerimize net olarak şu talimatı verdim; hiçbir şekilde mazeretle gelinmemeli. Ne ihtiyaç varsa, ne teçhizat takviyesi yapılması gerekiyorsa bunu en süratle yapacağız ve personel takviyesi gerekiyorsa personel takviyesi yapacağız. Ankara'nın özelliklerinden kaynaklanan özel bazı eğitilmiş uzman güvenlik alanları söz konusu ise bunların eğitimi yapılacak" dedi.
PKK-YPG BAĞLANTISI ORTAYA ÇIKARTILMIŞTIR'
İlk tespit edilen bilgiler ile bugün ulaşılan daha kapsamlı bilgiler arasında da herhangi bir çelişkinin söz konusu olmadığını belirten Başbakan Davutoğlu, şöyle konuştu: "Birilerinin algı operasyonuna bu konuda izin vermemek lazım. Evet çok açık bir şekilde PKK-YPG bağlantısı ortaya çıkartılmıştır, bütün örgütsel irtibatlar tespit edilmiştir.
Kimse bu olayı saptırmaya kalkışmamalıdır, bu irtibatlar nettir, kişiler çok açıktır. Bu kişilerden ifadeler alınmıştır. Bu kişilerin Türkiye'deki ve Suriye içindeki bağlantıları da açık bir şekilde ortaya konmuştur. Karşımızda PKK-YPG işbirliği ile gerçekleştirilen bir terör eylemi vardır. Zaten YPG'nin PKK ile olan irtibatını da cümle alem açık bir şekilde, Kandil, Sincar, Haseki bağlantısını bilmektedir."
Ankara'daki terör saldırısı failinin kimliğinin kısa süre içinde tespit edilmesi konusunda Davutoğlu, "Çok iyi bir kayıt sistemimiz var ki iki sene sonra bir olay olduğu anda bir küçük parmak parçasından ve o parmak izinin alınması suretiyle daha 24 saat geçmeden, kayıt işlemi üzerinden bu parmak izinin kime ait
olduğu tespit edildi. Yani 2 milyon 600 bin mülteci barındıran bir ülkede eğer böylesine iyi işleyen bir kayıt sistemi olmasaydı muhtemelen ya biz bu sonuca hiç ulaşamazdık, ya da çok uzun bir sürede ulaşabilirdik" dedi.
'TAK DEDİĞİNİZDE PKK'NIN UZANTISI BİR ÖRGÜT'
Saldırıyı TAK'ın üstlendiği iddiasına ilişkin Davutoğlu, şöyle konuştu: "Önce şunu sormak lazım; daha önce de zannediyorum Kumrular olayında TAK üstlendi ama anında üstlendi. Niye bu açıklamayı yapmak için 3 gün bekleme ihtiyacı hissettiler. TAK dediğinizde ayrı bir örgüt değil, PKK'nın uzantısı bir örgüt. YPG'de PKK'nın uzantısı bir örgüt. Yani TAK üstlenmiş olsa da bu YPG bağlantısını ortadan kaldırmaz." Hürriyet
20 Şubat 2016 Cumartesi
Cem Boyner: İçimiz yansa da yaşam galip gelmeli
Şiddetin Türkiye’yi götürmek istediği yerin ümitsizlik olduğunu söyleyen Cem Boyner, “İçim yanıyor ama Türkiye için hayallerimizden vazgeçmemeliyiz. 60 yaşındayım. Bugüne dek hiç güne güvenerek yatırım yapmadım. Geleceğe hep güvendim“ yorumunu yapıyor.
Hürriyet'ten Elif Ergu Cem Boyner ile röportaj yaptı.. İşte Boyner'in o açıklamaları...
BOYNER Grup Yönetim Kurulu Başkanı Cem Boyner’le 1995’den bu yana farklı vesilelerle röportaj yapıyorum. Bu kez 2016 hedeflerini, yeni yatırımları konuşmak için randevulaşmıştık. Yaşanan acı olaylar nedeniyle ‘sohbeti ertelesek mi’ diye de düşündük. Ama sonra Cem Boyner’in de dediği gibi ‘yaşam hep galip gelmeli.’ Çalışmaya, üretmeye devam etmeli...
* Son günlerde de üst üste çok üzücü olaylar yaşıyoruz. Neredeyse ‘hiç konuşmasak mı’ diye düşünecek durumu geldik. Siz bugünleri nasıl geçiriyorsunuz?
-Bazen olaylar o kadar içimizi yakıyor ki günlük işlerimiz anlamını yitiriyor. Hele uzun vadeli projeler, planlar iyice anlamsız görünüyor. İçim yansa da ilk görevimin üzerime düşenleri yapmak olduğunu düşünüyorum. Toplumda hepimizin meslekleri ve görevleri var. Bir hekim korktuğu için hasta bakmaktan vazgeçebilir mi ya da öğretmen eğitmekten? Müteşebbisler de geleceğe yatırım yapmaya, iş-aş üretmeye ara veremezler…Yaşam hep galip gelmeli. O nedenle sohbetimizi planladığımız gibi yapmak en doğrusu diye düşündüm.
-Bazen olaylar o kadar içimizi yakıyor ki günlük işlerimiz anlamını yitiriyor. Hele uzun vadeli projeler, planlar iyice anlamsız görünüyor. İçim yansa da ilk görevimin üzerime düşenleri yapmak olduğunu düşünüyorum. Toplumda hepimizin meslekleri ve görevleri var. Bir hekim korktuğu için hasta bakmaktan vazgeçebilir mi ya da öğretmen eğitmekten? Müteşebbisler de geleceğe yatırım yapmaya, iş-aş üretmeye ara veremezler…Yaşam hep galip gelmeli. O nedenle sohbetimizi planladığımız gibi yapmak en doğrusu diye düşündüm.
* 2016’ya yönelik planlarınız vardı. 2016 planlarınız değişti mi?
- 2015 zor ötesi kötü bir yıldı. Şoklar, jeopolitik sıkıntılar, politik belirsizlikler, iki seçim, Türk lirasının değer kaybı, artan enflasyon…Tüketici Güven Endeksi’nde dipleri de gören büyük dalgalanmalar yaşandı. Bir ara piyasada talepteki düşüşe karşı rahatlama sağlamak için bankalarla kredi kartı limitlerini artırmak, satış ödeme vadelerini uzatmak gibi planlar yaptık. Ancak sonra gördük ki tedirginlik, tüketici güveninin düşmüş olması, geleceğe karşı güvensizlik duyulması uzun vadeli ödemeli alışverişler yaptırmıyor.
- 2015 zor ötesi kötü bir yıldı. Şoklar, jeopolitik sıkıntılar, politik belirsizlikler, iki seçim, Türk lirasının değer kaybı, artan enflasyon…Tüketici Güven Endeksi’nde dipleri de gören büyük dalgalanmalar yaşandı. Bir ara piyasada talepteki düşüşe karşı rahatlama sağlamak için bankalarla kredi kartı limitlerini artırmak, satış ödeme vadelerini uzatmak gibi planlar yaptık. Ancak sonra gördük ki tedirginlik, tüketici güveninin düşmüş olması, geleceğe karşı güvensizlik duyulması uzun vadeli ödemeli alışverişler yaptırmıyor.
Daha az alışveriş ama daha çok peşin ödeme tercih ediliyor. Müşterileri parmaklarınızın ucunda hissettiğinizde bu tercihleri çabuk okuyorsunuz. Ve ona göre hareket ediyorsunuz. İşlerimize dönüp baktığımızda Tüketici Güven Endeksi paldır güldür düştükten sonra son aylarda yine yükseldi, şimdi yine dalgalanıyor.
* Bir gün bir güne benzemiyor… Kötü ve zor günler üst üste geliyor…
- Herşeyin geçici olduğunu ve göreceli olduğunu kabul etmemiz lazım. Hani tarihi büyük krizlerde elinde neyi varsa korkup borsada satıp kaçanlar var ya onlar satabildiklerine göre, bir o kadar da karşı tarafta o hisseleri alanlar vardır hep. Birileri gider neyi var neyi yoksa satar, birileri de alır. Ümitle ümitsizlik aslında eşit, dengelidir hayatta…Hem toplumda hem de içimizde. Türkiye’de de bu aşırı tepkilerin dengelenmesini hep yaşarız.
GELECEĞE HEP GÜVENDİM
- Herşeyin geçici olduğunu ve göreceli olduğunu kabul etmemiz lazım. Hani tarihi büyük krizlerde elinde neyi varsa korkup borsada satıp kaçanlar var ya onlar satabildiklerine göre, bir o kadar da karşı tarafta o hisseleri alanlar vardır hep. Birileri gider neyi var neyi yoksa satar, birileri de alır. Ümitle ümitsizlik aslında eşit, dengelidir hayatta…Hem toplumda hem de içimizde. Türkiye’de de bu aşırı tepkilerin dengelenmesini hep yaşarız.
GELECEĞE HEP GÜVENDİM
* Türkiye ve çevresinde yaşananlar ortada. Bu sizi ve işlerinizi nasıl etkiliyor?
- Bu coğrafya zor bir coğrafya. Artan şiddet ve terörün bizi götürmek istediği yer ümitsizlik. Türkiye için hayallerimizden vazgeçmemeliyiz. Böyle zamanlarda geleceğe yatırım yapma inancının toplumun morali açısından gerekli olduğuna inanıyorum. İyi bir müteşşebisin en önemli vasfı böyle zamanlarda bile riskleri yönetirken cesaretine sahip çıkmasıdır.
- Bu coğrafya zor bir coğrafya. Artan şiddet ve terörün bizi götürmek istediği yer ümitsizlik. Türkiye için hayallerimizden vazgeçmemeliyiz. Böyle zamanlarda geleceğe yatırım yapma inancının toplumun morali açısından gerekli olduğuna inanıyorum. İyi bir müteşşebisin en önemli vasfı böyle zamanlarda bile riskleri yönetirken cesaretine sahip çıkmasıdır.
* “Önümü göremiyorum” diyerek frene basmayı düşündüğünüz olmuyor mu?
- 60 yaşındayım. Bugüne dek hiç günü düşünerek yatırım yapmadım. Hep geleceğe güvendim. Bizi çalıştıran geleceğe inanç. Şartlar ne hep bahar ne de kış. Pırıl pırıl gençlere yatırım yapıyoruz, yetiştiriyoruz ara veremeyiz ki…
- 60 yaşındayım. Bugüne dek hiç günü düşünerek yatırım yapmadım. Hep geleceğe güvendim. Bizi çalıştıran geleceğe inanç. Şartlar ne hep bahar ne de kış. Pırıl pırıl gençlere yatırım yapıyoruz, yetiştiriyoruz ara veremeyiz ki…
*Tedirginlik, karamsarlık yok lugatınızda…
- Çok acı olaylarla karşılaşıyoruz. Hayat birkaç gün, bazen birkaç saat duruyor ama sonra kaldığı yerden devam ediyor.. 2005-2010 arası dünyada ve Türkiye’de ekonomi, özgürlükler, adalet, dış siyaset her şey daha iyiye gitti. Bu ruhla Lehman Krizi’ni bile atlattık. Tekrar iyiye gitmemesi için ülkeye ve insanlara inanmıyor olmamız lazım. Biz inanıyoruz. İnsanlığa ve iyiliğe inancımız devam ediyor.
- Çok acı olaylarla karşılaşıyoruz. Hayat birkaç gün, bazen birkaç saat duruyor ama sonra kaldığı yerden devam ediyor.. 2005-2010 arası dünyada ve Türkiye’de ekonomi, özgürlükler, adalet, dış siyaset her şey daha iyiye gitti. Bu ruhla Lehman Krizi’ni bile atlattık. Tekrar iyiye gitmemesi için ülkeye ve insanlara inanmıyor olmamız lazım. Biz inanıyoruz. İnsanlığa ve iyiliğe inancımız devam ediyor.
* 2015 yılı zor bir yıldı ama Türkiye’de lüks alışveriş arttı. Türkiye büyümesinin üzerinde büyüyor lüks alışveriş. Bunu nasıl okumalıyız? Yalnızca turistler sayesinde olmuyor değil mi bu değişim?
- Tasarrufu olanlar kendilerini daha güvenli hissediyor. Dar gelirlilerin ise gelecekle ilgili güvensizlikleri daha yüksek.. Öte yandan yukarı doğru devinim yüksek. Orta gelir sınıfı büyüyor Türkiye’de. Sosyal mobilite sayesinde insanlar her şeye kolay ulaşıyor. Cep telefonu sayesinde herkes hangi ürünün nerede en iyi fiyata satıldığını biliyor. Yalnızca yabancı müşteri etkisi değil bu hareketliliği yaratan…
- Tasarrufu olanlar kendilerini daha güvenli hissediyor. Dar gelirlilerin ise gelecekle ilgili güvensizlikleri daha yüksek.. Öte yandan yukarı doğru devinim yüksek. Orta gelir sınıfı büyüyor Türkiye’de. Sosyal mobilite sayesinde insanlar her şeye kolay ulaşıyor. Cep telefonu sayesinde herkes hangi ürünün nerede en iyi fiyata satıldığını biliyor. Yalnızca yabancı müşteri etkisi değil bu hareketliliği yaratan…
Mağazalar artık turistik mekan
*Yabancı müşteri etkisi ne kadar?
-Dünyada alışveriş turizmi öne çıkıyor. British Museum yabancı ziyaretçi sayısı yılda 7 milyonken, Harrods mağazasının yıllık yabancı müşterisi 15 milyon. Yalnızca iyi alışveriş yapıldığı için gidilen yerler ve mağazalar var. Bizim mağazalarımız da artık bu tip turistik mekanlardan.
-Dünyada alışveriş turizmi öne çıkıyor. British Museum yabancı ziyaretçi sayısı yılda 7 milyonken, Harrods mağazasının yıllık yabancı müşterisi 15 milyon. Yalnızca iyi alışveriş yapıldığı için gidilen yerler ve mağazalar var. Bizim mağazalarımız da artık bu tip turistik mekanlardan.
*En çok yabancı müşteriyi hangi mağazalarınız çekiyor?
- Beymen Zorlu, İstinye Park ve Nişantaşı , Boyner Cevahir …Büyük mağazaların cirosunun yüzde 20’si yabancılardan geliyor. 10 yıl önce oran yüzde 1’di. Beymen’de bu yıl yabancı müşteri cirosu 127 milyon lirayı buldu.
- Beymen Zorlu, İstinye Park ve Nişantaşı , Boyner Cevahir …Büyük mağazaların cirosunun yüzde 20’si yabancılardan geliyor. 10 yıl önce oran yüzde 1’di. Beymen’de bu yıl yabancı müşteri cirosu 127 milyon lirayı buldu.
*Yabancı müşterilere yönelik siz neler yapıyorsunuz?�
- Yabancı müşterilerimize ülkelerinde tanıtım yapıyoruz, reklam veriyoruz. Cep telefonları üzerinden ilişkimiz var, CRM yurt dışı müşterileri ile de kuruldu. Bir ara Çinliler geliyor diye Mandarin konuşan satış elemanları ile mağazayı güçlendirdik. Sonra Çinliler azaldı, Ruslar, Kazaklar, Azeriler çok geliyordu. Şimdi Rusça’dan çok Arapça konuşan satış elemanlarımız var. Son dönemde en çok Körfez ülkelerinden müşterimiz var.
- Yabancı müşterilerimize ülkelerinde tanıtım yapıyoruz, reklam veriyoruz. Cep telefonları üzerinden ilişkimiz var, CRM yurt dışı müşterileri ile de kuruldu. Bir ara Çinliler geliyor diye Mandarin konuşan satış elemanları ile mağazayı güçlendirdik. Sonra Çinliler azaldı, Ruslar, Kazaklar, Azeriler çok geliyordu. Şimdi Rusça’dan çok Arapça konuşan satış elemanlarımız var. Son dönemde en çok Körfez ülkelerinden müşterimiz var.
Pazar yüzde 9, bizyüzde 15 büyüdük
*Turistler olmasa işiniz hala bugünkü kadar büyüyecek mi?
- Yerli müşterilerimize satışımız da büyüyor... PWC raporuna göre 2015’te tüm perakende yüzde 9 büyümüş, hazır giyim perakendesi ise yüzde 1 küçülmüş. Bizim holding olarak perakende büyümemiz yüzde 15. Çok büyük gayret sarfediyoruz bunun için. Türkiye’de piyasa gayet güzel büyüyor demek istemiyorum. Ancak çok ciddi bir gayret sarfedersen yerli ve yabancı müşteri değer veriyor.
- Yerli müşterilerimize satışımız da büyüyor... PWC raporuna göre 2015’te tüm perakende yüzde 9 büyümüş, hazır giyim perakendesi ise yüzde 1 küçülmüş. Bizim holding olarak perakende büyümemiz yüzde 15. Çok büyük gayret sarfediyoruz bunun için. Türkiye’de piyasa gayet güzel büyüyor demek istemiyorum. Ancak çok ciddi bir gayret sarfedersen yerli ve yabancı müşteri değer veriyor.
*Perakendede birbirine çok benzeyen işler yapıldı Türkiye’de, biraz da bu yüzden sıkıntı yaşanıyor diye düşünüyorum. Katılır mısınız bu yorumuma?
- “Benzerlik sıkılmak ile aynı anneden doğmuştur “diye bir söz var. Fark getirmek gerekiyor…Ne yaparsanız yapın bu şart.
- “Benzerlik sıkılmak ile aynı anneden doğmuştur “diye bir söz var. Fark getirmek gerekiyor…Ne yaparsanız yapın bu şart.
* Büyük mağaza açmaya devam mı? Emaar Square’de yeni mağaza açacaksınız…İzmir’de yeni büyük mağazalar açtınız...
- Evet daha az sayıda ama daha büyük mağazalar. Daha çok metrekare. Mağaza sayısından çok, metrekarede büyüyeceğiz. Dahası, müşteri mutluluğunu arttırarak verimli büyüme stratejisi izleyeceğiz.
- Evet daha az sayıda ama daha büyük mağazalar. Daha çok metrekare. Mağaza sayısından çok, metrekarede büyüyeceğiz. Dahası, müşteri mutluluğunu arttırarak verimli büyüme stratejisi izleyeceğiz.
Hafta sonu alışverişin yüzde 60’ı ‘cep’ten
* Internet alışverişi nasıl gidiyor Boyner Grup’ta?
- Cep telefonu sayesinde çok yol aldık. Internet alışverişimizin büyük kısmı cep telefonundan. Hafta sonu online alışverişin yüzde 60’ı mobil telefon üzerinden yapılıyor. Bu inanılmaz bir şey. Çok hızlı büyüdü. Türkiye’de perakende sektöründe e-ticaretin toplama oranı yüzde 2, bizde bu oran yüzde 10. 2017’de 1 milyar lira online satış bekliyoruz. Müşteri mutluluğu ve deneyimlemede kanal ayrımını ortadan kaldırdık. Buna Alline diyoruz. Internetten aldığınız bir ürünü bir mağazamızda değiştirebiliyorsunuz. Zaman yok, çeşit çok.
- Cep telefonu sayesinde çok yol aldık. Internet alışverişimizin büyük kısmı cep telefonundan. Hafta sonu online alışverişin yüzde 60’ı mobil telefon üzerinden yapılıyor. Bu inanılmaz bir şey. Çok hızlı büyüdü. Türkiye’de perakende sektöründe e-ticaretin toplama oranı yüzde 2, bizde bu oran yüzde 10. 2017’de 1 milyar lira online satış bekliyoruz. Müşteri mutluluğu ve deneyimlemede kanal ayrımını ortadan kaldırdık. Buna Alline diyoruz. Internetten aldığınız bir ürünü bir mağazamızda değiştirebiliyorsunuz. Zaman yok, çeşit çok.
Hopi ile ayda 1.2 milyar lira
*Hopi’yi açıklarken bir yıl içinde yenilikler yapacağınızı söylemiştiniz. Hopi hedeflerine ulaştı mı?
- Hopi 10 ayda 2 milyon 800 bin üyeye kavuştu. Yaklaşık 3 milyona yakın Hopi işlemi oldu. 1.2 milyarlık liralık ciro oluştu. 41 marka var Hopi’de. 2016’nın sonu 100 markaya ulaşacağız. Yeni sektörlere giriyoruz. Benzin alışverişlerinde de kullanılacak Hopi. Eğlence ve gıda sektörüne, Fast food’a giriyoruz. Bugünkü haliyle günde 150 bin kişi her gün Hopi’ye giriyor. Günde 30 bine yakın alışveriş oluyor. Hopi 2.0 başlayacak.
- Hopi 10 ayda 2 milyon 800 bin üyeye kavuştu. Yaklaşık 3 milyona yakın Hopi işlemi oldu. 1.2 milyarlık liralık ciro oluştu. 41 marka var Hopi’de. 2016’nın sonu 100 markaya ulaşacağız. Yeni sektörlere giriyoruz. Benzin alışverişlerinde de kullanılacak Hopi. Eğlence ve gıda sektörüne, Fast food’a giriyoruz. Bugünkü haliyle günde 150 bin kişi her gün Hopi’ye giriyor. Günde 30 bine yakın alışveriş oluyor. Hopi 2.0 başlayacak.
Bunun en önemli ayağı mobil ödeme, artık kredi kartlarını deri cüzdanda taşımak yerine cep telefonunda taşıyarak ödeme yapmak olacak. Bunda çok hızlı yol alacağımızı düşünüyorum. 2’inci büyük gelişmede cep telefonuyla aradığınız, beğendiğiniz ürün fotografını çekip 4 saniye içinde Hopi’de nerede olduğunu görebileceksiniz, eğer Hopi’de yoksa 8 saniye içinde dünyada nerede olduğunu göreceksiniz. Bu yıl Hopi’de 5 milyon üyeye ve 100 markaya ulaşmayı hedefliyoruz.
15 yıl sonra zenginliğin tanımı değişecek
*Dünyada zenginler daha zengin, fakirler daha fakir oluyor. Dünya Ekonomik Forumu’nda da çok konuşuldu. Oxfam Raporu’na göre dünyada 62 kişinin serveti dünyanın yarısının servetine denk geliyor. Sizce dünya nereye gidiyor?
- Gelir eşitsizliği bir adaletsizliktir. Vicdana ters gelen paradan para kazanmak. Katma değer yaratmadan ranttan zengin olmak sanırım. Son 10 yılda dünya çapında patlayan, sıradanlaşmaya karşı fark yaratarak icad çıkararak, zenginlik yaratma örnekleri var. Bu bahsettiğim kategorideki zenginler icad çıkartarak zengin oldular ve tek bir ortak paydaları var; iyi bir eğitim. Zenginliğin tanımı da değişmeye başlıyor, babadan dededen kalanlarla değil, gerçekten çalışarak, farklılık yaparak sıradan insanların sıradışı işler yapabileceğinin sayısız örneği olmaya başladı. Bu kişiler de servetlerini toplumla daha çok paylaşıyorlar . Ancak iyi bir eğitim alanlar sıradışı işler yapıyorlar. 15 sene sonra dünyada zenginliğin bambaşka bir tanımını konuşacağız.
- Gelir eşitsizliği bir adaletsizliktir. Vicdana ters gelen paradan para kazanmak. Katma değer yaratmadan ranttan zengin olmak sanırım. Son 10 yılda dünya çapında patlayan, sıradanlaşmaya karşı fark yaratarak icad çıkararak, zenginlik yaratma örnekleri var. Bu bahsettiğim kategorideki zenginler icad çıkartarak zengin oldular ve tek bir ortak paydaları var; iyi bir eğitim. Zenginliğin tanımı da değişmeye başlıyor, babadan dededen kalanlarla değil, gerçekten çalışarak, farklılık yaparak sıradan insanların sıradışı işler yapabileceğinin sayısız örneği olmaya başladı. Bu kişiler de servetlerini toplumla daha çok paylaşıyorlar . Ancak iyi bir eğitim alanlar sıradışı işler yapıyorlar. 15 sene sonra dünyada zenginliğin bambaşka bir tanımını konuşacağız.
Mustafa Koç kardeşten öteydi
*Çok yakın arkadaşınız Mustafa Koç’u kaybettiniz…İş dünyası için, Türkiye için çok değerli bir insandı, hepimiz çok üzgünüz…Siz dostunuz, arkadaşınız Mustafa Koç’un yokluğunu nasıl yaşıyorsunuz?
- Mustafa’nın gidişiyle ben, kardeşten de öte en yakın 5-6 arkadaşımı birden yitirmiş gibiyim. Hayatımın farklı zaman ve yerlerinde hep en yakınımdaki kişiydi. Dalışta kankamdı, (buddy), fotoğrafçılıkta, avda, kayakta arkadaşımdı... Mustafa olduğu gibiydi, neyse oydu. No filter (şeffaf) adamdı... Doğrucu Davut olduğu için aklı ve duyguları filtresiz dilindeydi. Söylediği, ürettiği, yaptığı her şey kendinden di, gerçekti. Bendeki boşluğu hiç dolmayacak. HÜRRİYET
- Mustafa’nın gidişiyle ben, kardeşten de öte en yakın 5-6 arkadaşımı birden yitirmiş gibiyim. Hayatımın farklı zaman ve yerlerinde hep en yakınımdaki kişiydi. Dalışta kankamdı, (buddy), fotoğrafçılıkta, avda, kayakta arkadaşımdı... Mustafa olduğu gibiydi, neyse oydu. No filter (şeffaf) adamdı... Doğrucu Davut olduğu için aklı ve duyguları filtresiz dilindeydi. Söylediği, ürettiği, yaptığı her şey kendinden di, gerçekti. Bendeki boşluğu hiç dolmayacak. HÜRRİYET
Artvin’e giriş çıkışlar yasaklandı!
Artvin Valiliği, Cerattepe'deki maden karşıtı direnişi kırmak için için kente tüm giriş ve çıkışları kapattı.
Çok sayıda sivil toplum kuruluşu Artvin’deki Cerratepe direnişine destek için çeşitli illerden Artvin’e doğru gece saatlerinde yola çıkmıştı. Ancak Artvin Valiliğinin talimatıyla karayolu trafiğe kapatıldı. Artvin’e doğru gelen otobüsler Borçka ilçesiyle Hopa arasındaki Cankurtaran mevkiinde durduruldu. Bölgeye çok sayıda jandarma ve polis sevk edildi.
SADECE GİRİŞLER DEĞİL ÇIKIŞLAR DA DURDURULDU
Sadece Artvin’e girişler değil çıkışlar da durduruldu. Yol çift yönlü trafiğe kapatıldı.
Yaklaşık 20 kilometre araç kuyruğu oluştu. Sözcü
Çok sayıda sivil toplum kuruluşu Artvin’deki Cerratepe direnişine destek için çeşitli illerden Artvin’e doğru gece saatlerinde yola çıkmıştı. Ancak Artvin Valiliğinin talimatıyla karayolu trafiğe kapatıldı. Artvin’e doğru gelen otobüsler Borçka ilçesiyle Hopa arasındaki Cankurtaran mevkiinde durduruldu. Bölgeye çok sayıda jandarma ve polis sevk edildi.
SADECE GİRİŞLER DEĞİL ÇIKIŞLAR DA DURDURULDU
Sadece Artvin’e girişler değil çıkışlar da durduruldu. Yol çift yönlü trafiğe kapatıldı.
Yaklaşık 20 kilometre araç kuyruğu oluştu. Sözcü
Kalbimize gömdük
Türkiye, Ankara’da şehit olan 28 kişiyi gözyaşlarıyla uğurladı. Ankara Kocatepe Camisi’nde devlet ve hükümet yetkililerinin de katıldığı 8 şehide veda töreninde Sedat Durğun’un kızı Şimal, “Babacığım her gece rüyama gel. Gittiğin yerde çok mutlu ol” diye dua etti. Yıldız Demirtaş’ın, annesini kaybettikten sonra en büyük korkusu çocuklarını öksüz bırakmaktı. Demirtaş, annesinin mezarının üstüne defnedildi...
Başkent, 17 Şubat’taki canlı bomba saldırısında hayatını kaybeden şehitlerini gözyaşlarıyla uğurladı. İlk tören Gülhane Askeri Tıp Akademisi’nde (GATA) yapıldı. 28 terör kurbanından bazıları Ankara’da bazıları başka illerde toprağa verildi.
Kocatepe Camisi’ndeki törende Mustafa Haliloğlu, Figen Gündüz, Meryem Yılmaztürk, Güner Altınok, Fatma Berna Atmaca ve Sedat Durğun ile astsubaylar İbrahim Baran ve Ertan Akgül’ü uğurlamak için yakınları, mesai arkadaşları, devlet protokolü bir aradaydı.
Kocatepe Camisi’nin avlusu hınca hınç doldu. Sedat Durğun’un kızı, ellerini açarak ettiği, “Babacığım her gece rüyama gel. Beni hiç yalnız bırakma. Gittiğin yerde çok rahat et, mutlu ol” duasıyla babasını uğurladı. Durğun’un eşi ise “Bana telefon açtın, ‘geliyorum’ dedin, sana yemek yapmıştım, eve gelmek için çıktığın yolda bak ne oldu? Daha çocuklarımıza doyamadan gittin” diyerek ağladı. Şehit Durğun’un, 2 yaşındaki oğlu Muhammed’in 1 hafta sonraki doğum günü kutlaması için balıklı pasta siparişi verdiği öğrenildi.
GÖZÜN ARKADA KALMASIN
Mustafa Haliloğlu’nun tekerlekli sandalyeyle cenazeye gelebilen babası Ömer ise “Ben sana canımı verseydim” diyerek evladını toprağa vermenin acısını yaşadı. Haliloğlu’nun oğlu da dedesinin dizinin dibinde ağladı.
Figen Gündüz’ün tekerlekli sandalye ile camiye gelen annesi, “Acımız çok büyük ama gururluyuz” dedi.
Bazı şehit yakınları, naaşların cenaze araçlarına alınması sırasında kırmızı karanfiller attı, “Aşkım gözün arkada kalmasın”, “Annen sana kurban olsun”, “Cennet bahçelerinde dolaş, sen merak etme” diyerek yakınlarını uğurladı. Güner Altınok’un eşi, konvoydaki araca sarılarak, “Nereye gidiyorsun, sensiz ne yaparım” diyerek ağladı.
ANNESİNİN KOYNUNA...
Milli Savunma Bakanlığı sivil personeli kimya mühendisi Yıldız Demirtaş’ın (50) lise son sınıf öğrencisi Mertcan ve Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde okuyan Elifcan adlı iki çocuğu vardı. Annesini ve babasını 2011 yılında bir ay arayla kaybettikten sonra, en büyük korkusu kendi çocuklarının da öksüz kalmasıydı. Olay günü servise bindiğinde en son kızı Elifcan ile konuşmuştu. Patlama haberini alan ailesi, önce hastanelere daha sonra Adli Tıp Kurumu’na koştu. Kimliği, kızı Elifcan’dan alınan DNA örneğiyle tespit edildi. Yıldız Demirtaş dün Ankara Karşıyaka Mezarlığı’nda, vasiyeti üzerine, annesinin mezarının üstünde defnedildi.
Deniz Astsubay Kıdemli Başçavuş Cüneyt Sertel, Ankara Polatlı’da son yolculuğuna uğurlandı. Sertel’in naaşı, GATA’da düzenlenen törenin ardından önce Polatlı’daki babaevine götürüldü. Polatlı Çarşı Camisi’ndeki törende şehidin eşi Serap Sertel, Türk bayrağına sarılı tabuta sarılarak uzun süre gözyaşı döktü. Şehidin eşi ile kızları Zeynep ve Ceren’i, askeri yetkililer sakinleştirmeye çalıştı. Törende, teröre tepki gösteren vatandaşlardan biri “Bu çocukları şehit edenler hesap verecek” diye seslendi. Cenaze namazına katılanlar, cami bahçesine sığmadı. Çok sayıda kişi Ankara Caddesi’nde de namaz kıldı. Sertel, Polatlı Şehitliği’nde toprağa verildi.
EŞİ O GÜN İSTANBUL’DAYDI
Sivil memur Fevziye Kayiş (42) evli ve iki çocuk annesiydi. Eşi Osman Kayiş ile yaklaşık 17 yıldır Milli Savunma Bakanlığı’nda sivil personel olarak görev yapıyordu. Terör saldırısının yaşandığı gün eşi Osman Kayış, İstanbul’da başka bir görevdeydi. Ankara Adli Tıp Kurumu’ndaki kimlik tespitinin ardından cenazesi dün konvoy eşliğinde Çorum’a götürüldü. Türk bayrağına sarılı naaşı, Bahçelievler Mahallesi’ndeki babaevi ve Üçtutlar Mahallesi’ndeki kayınpederinin evine götürülerek helallik alındı. Kayiş, cenaze töreninin ardından Ulumezar’da toprağa verildi.
BABA ACISINI YAŞAMIŞTI
Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nda sivil memur olarak çalışan Filiz Koçak (46) bekardı. Bir süre önce babasını kaybetmişti. Mesai çıkışı Merasim Sokak’ta askeri servis araçlarının geçişi sırasında meydana gelen patlamada can verdi. Ankara Şereflikoçhisar’daki töreninde Filiz Koçak’ın cenazesi alana getirildiğinde kız kardeşi Deniz Koçak ve teyzesi tabuta sarılarak gözyaşı döktü. Anne Meliha Koçak ve dede Tahsin Koçak, cenaze töreninin yapılacağı yere ambulansla getirildi. Ayakta durmakta zorlanan anne, tekerlekli sandalye ile katıldığı törende kızını gözyaşlarıyla uğurladı.
‘BÖYLE DEVLET OLMAZ’
Törende AK Parti Ankara Milletvekili Ali Babacan, Koçak’ın ailesinin yanına giderek taziyede bulundu. Koçak’ın annesi Meliha Koçak, Babacan’a “Aldılar götürdüler. Böyle devlet olmaz. Gitti yavrum ya ülkeye düzen versinler. Kuzularımız her gün bir bir gidiyor böyle olmaz ya” tepkisini gösterdi. Babacan da bunun üzerinde “Başımız sağolsun cümleten” diyerek ailenin yanından uzaklaştı.
BULUP CEZALANDIRIN
Şehit Hava İstihkam Kıdemli Başçavuş Erkan Tümer’in (44) cenazesi, Uşak’ta defnedildi. Banaz ilçesi Banazköy’deki evde helallik alınırken annesi Hatice Tümer, oğlunun tabutuna sarılarak ağladı. Törene Ankara’dan gelen Hava Tuğgeneral Fikri Özgür, şehit annesini, sarılarak teselli etmeye çalıştı. Anne Tümer, Tuğgeneral Özgür’den oğlunu şehit edenlerin cezalandırılmasını istedi.
‘SİNDİRECEĞİMİZ TABLO DEĞİL’
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara’daki saldırıda yaralananları GATA’da ziyaret etti. Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: “Neden bu tablolar ortaya çıkıyor, neden önlem zamanında alınmıyor, istihbarat zaafiyeti olduğu söyleniyor. Bütün bu ölümlerden bir siyasal sorumlu çıkarmamız lazım. Ülkeyi yönetenler en azından bunun sorumluluğunu üstlenebilmeli, sorumluluğun gereğini yerine getirebilmeli. Yazık günah bu insanlara, bu tabloya. Bu tablo içimize sindireceğimiz bir tablo değil.”
BÖYLE Mİ GÖNDERDİM?
Hava Kuvvetleri Komutanlığı sivil memuru Ayşegül Pürnek, dün memleketi Kayseri’nin ilk kadın şehidi olarak uğurlandı. Tabutuna duvak örtülen Ayşegül Pürnek Kalemkırdı Camisi’nde kılınan cenaze namazının ardından Garnizon Şehitliği’nde toprağa verilirken anne Gülay Pürnek, “Kızım beni bırakıp nereye gidiyorsun” diye feryat etti.
Patlamada şehit olan er Ali Öztaş memleketi Adana’dan uğurlandı. Öztaş’ın yakınları gözyaşlarına boğulurken, teyzesi Miyeser Öztaş, “Yavrum seni böyle mi gönderdim?”diye ağıt yaktı. Ali Öztaş, Sabancı Merkez Camisi’nde kılınan cenaze namazının ardından, Kabasakal Mezarlığı’nda toprağa verildi.
BABAYA VEDA
ASTSUBAY Başçavuş Eren Ördek dün İzmir’de binlerce kişinin katıldığı törenle uğurlanırken geride hazin bir hikâye bıraktı. Aile Ağrılıydı, İzmir’e göç etmişti. Baba Nezir Ördek 6 yıl önce kanserden ölmüştü. Eren Ördek Aksaz Deniz Üs Komutanlığı’nda görev yaparken 4 ay önce Ankara’ya tayini çıkmıştı. Aynı tarihte kredi çekip annesine ev almıştı. Dün Türk bayrağı asılı o evin önüne son kez götürüldü. Ardından Bostanlı Beşikcioğlu Camisi’nden, Diyarbakır’daki PKK saldırısında şehit düşen Astsubay Başçavuş Halit Zilani Çelik’le birlikte uğurlandı. Tabuta sarılan eşi Gülden, “Beni yalnız bırakma” diye bağırırken 3 yaşındaki kızı Ceren de babasına el salladı.
ANKARA ŞEHİTLERİ
Astsubay Kıdemli Çavuş Feyyaz İlhan, Astsubay Üstçavuş Uğur Fetih Özdemir, Astsubay Başçavuş Mehmet Kutlu, Deniz Astsubay Başçavuş Eren Ördek, Astsubay Kıdemli Başçavuş Erkan Tümer, Hava Radar Kıdemli Başçavuş Mehmet Yener, Hava İstihbarat Astsubay Recep Gülen, Hava Savunma Astsubay Üstçavuş Mehmet Koray Pınar, Hava Astsubay Kıdemli Başçavuş Ertan Akgül, Deniz Astsubay Kıdemli Başçavuş Cüneyt Sertel, İkmal Kıdemli Başçavuş İbrahim Baran, Er Ali Öztaş, Sivil Memur Ayşegül Pürnek, Sivil memur Sedat Durğun, Sivil memur Mustafa Haliloğlu, Sivil memur Meryem Yılmaztürk, Sivil memur Mustafa Küçük, Sivil memur Özgür Orçun Munyas, Sivil memur Figen Gündüz, Sivil memur Fevziye Kayış, Sivil memur Güner Altınok, Sivil memur Filiz Koçak, Sivil memur Yıldız Demirtaş, Sivil memur Muammer Kosacı, Tarım TV muhabiri Gülşen Yıldız, Vakıfbank çalışanı Fatma Berna Atmaca, İşçi Mevlüt Öksüzoğlu, İşçi Cumali Akman.
DHA
Başkent, 17 Şubat’taki canlı bomba saldırısında hayatını kaybeden şehitlerini gözyaşlarıyla uğurladı. İlk tören Gülhane Askeri Tıp Akademisi’nde (GATA) yapıldı. 28 terör kurbanından bazıları Ankara’da bazıları başka illerde toprağa verildi.
Kocatepe Camisi’ndeki törende Mustafa Haliloğlu, Figen Gündüz, Meryem Yılmaztürk, Güner Altınok, Fatma Berna Atmaca ve Sedat Durğun ile astsubaylar İbrahim Baran ve Ertan Akgül’ü uğurlamak için yakınları, mesai arkadaşları, devlet protokolü bir aradaydı.
Kocatepe Camisi’nin avlusu hınca hınç doldu. Sedat Durğun’un kızı, ellerini açarak ettiği, “Babacığım her gece rüyama gel. Beni hiç yalnız bırakma. Gittiğin yerde çok rahat et, mutlu ol” duasıyla babasını uğurladı. Durğun’un eşi ise “Bana telefon açtın, ‘geliyorum’ dedin, sana yemek yapmıştım, eve gelmek için çıktığın yolda bak ne oldu? Daha çocuklarımıza doyamadan gittin” diyerek ağladı. Şehit Durğun’un, 2 yaşındaki oğlu Muhammed’in 1 hafta sonraki doğum günü kutlaması için balıklı pasta siparişi verdiği öğrenildi.
GÖZÜN ARKADA KALMASIN
Mustafa Haliloğlu’nun tekerlekli sandalyeyle cenazeye gelebilen babası Ömer ise “Ben sana canımı verseydim” diyerek evladını toprağa vermenin acısını yaşadı. Haliloğlu’nun oğlu da dedesinin dizinin dibinde ağladı.
Figen Gündüz’ün tekerlekli sandalye ile camiye gelen annesi, “Acımız çok büyük ama gururluyuz” dedi.
Bazı şehit yakınları, naaşların cenaze araçlarına alınması sırasında kırmızı karanfiller attı, “Aşkım gözün arkada kalmasın”, “Annen sana kurban olsun”, “Cennet bahçelerinde dolaş, sen merak etme” diyerek yakınlarını uğurladı. Güner Altınok’un eşi, konvoydaki araca sarılarak, “Nereye gidiyorsun, sensiz ne yaparım” diyerek ağladı.
ANNESİNİN KOYNUNA...
Milli Savunma Bakanlığı sivil personeli kimya mühendisi Yıldız Demirtaş’ın (50) lise son sınıf öğrencisi Mertcan ve Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde okuyan Elifcan adlı iki çocuğu vardı. Annesini ve babasını 2011 yılında bir ay arayla kaybettikten sonra, en büyük korkusu kendi çocuklarının da öksüz kalmasıydı. Olay günü servise bindiğinde en son kızı Elifcan ile konuşmuştu. Patlama haberini alan ailesi, önce hastanelere daha sonra Adli Tıp Kurumu’na koştu. Kimliği, kızı Elifcan’dan alınan DNA örneğiyle tespit edildi. Yıldız Demirtaş dün Ankara Karşıyaka Mezarlığı’nda, vasiyeti üzerine, annesinin mezarının üstünde defnedildi.
Deniz Astsubay Kıdemli Başçavuş Cüneyt Sertel, Ankara Polatlı’da son yolculuğuna uğurlandı. Sertel’in naaşı, GATA’da düzenlenen törenin ardından önce Polatlı’daki babaevine götürüldü. Polatlı Çarşı Camisi’ndeki törende şehidin eşi Serap Sertel, Türk bayrağına sarılı tabuta sarılarak uzun süre gözyaşı döktü. Şehidin eşi ile kızları Zeynep ve Ceren’i, askeri yetkililer sakinleştirmeye çalıştı. Törende, teröre tepki gösteren vatandaşlardan biri “Bu çocukları şehit edenler hesap verecek” diye seslendi. Cenaze namazına katılanlar, cami bahçesine sığmadı. Çok sayıda kişi Ankara Caddesi’nde de namaz kıldı. Sertel, Polatlı Şehitliği’nde toprağa verildi.
EŞİ O GÜN İSTANBUL’DAYDI
Sivil memur Fevziye Kayiş (42) evli ve iki çocuk annesiydi. Eşi Osman Kayiş ile yaklaşık 17 yıldır Milli Savunma Bakanlığı’nda sivil personel olarak görev yapıyordu. Terör saldırısının yaşandığı gün eşi Osman Kayış, İstanbul’da başka bir görevdeydi. Ankara Adli Tıp Kurumu’ndaki kimlik tespitinin ardından cenazesi dün konvoy eşliğinde Çorum’a götürüldü. Türk bayrağına sarılı naaşı, Bahçelievler Mahallesi’ndeki babaevi ve Üçtutlar Mahallesi’ndeki kayınpederinin evine götürülerek helallik alındı. Kayiş, cenaze töreninin ardından Ulumezar’da toprağa verildi.
BABA ACISINI YAŞAMIŞTI
Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nda sivil memur olarak çalışan Filiz Koçak (46) bekardı. Bir süre önce babasını kaybetmişti. Mesai çıkışı Merasim Sokak’ta askeri servis araçlarının geçişi sırasında meydana gelen patlamada can verdi. Ankara Şereflikoçhisar’daki töreninde Filiz Koçak’ın cenazesi alana getirildiğinde kız kardeşi Deniz Koçak ve teyzesi tabuta sarılarak gözyaşı döktü. Anne Meliha Koçak ve dede Tahsin Koçak, cenaze töreninin yapılacağı yere ambulansla getirildi. Ayakta durmakta zorlanan anne, tekerlekli sandalye ile katıldığı törende kızını gözyaşlarıyla uğurladı.
‘BÖYLE DEVLET OLMAZ’
Törende AK Parti Ankara Milletvekili Ali Babacan, Koçak’ın ailesinin yanına giderek taziyede bulundu. Koçak’ın annesi Meliha Koçak, Babacan’a “Aldılar götürdüler. Böyle devlet olmaz. Gitti yavrum ya ülkeye düzen versinler. Kuzularımız her gün bir bir gidiyor böyle olmaz ya” tepkisini gösterdi. Babacan da bunun üzerinde “Başımız sağolsun cümleten” diyerek ailenin yanından uzaklaştı.
BULUP CEZALANDIRIN
Şehit Hava İstihkam Kıdemli Başçavuş Erkan Tümer’in (44) cenazesi, Uşak’ta defnedildi. Banaz ilçesi Banazköy’deki evde helallik alınırken annesi Hatice Tümer, oğlunun tabutuna sarılarak ağladı. Törene Ankara’dan gelen Hava Tuğgeneral Fikri Özgür, şehit annesini, sarılarak teselli etmeye çalıştı. Anne Tümer, Tuğgeneral Özgür’den oğlunu şehit edenlerin cezalandırılmasını istedi.
‘SİNDİRECEĞİMİZ TABLO DEĞİL’
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara’daki saldırıda yaralananları GATA’da ziyaret etti. Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: “Neden bu tablolar ortaya çıkıyor, neden önlem zamanında alınmıyor, istihbarat zaafiyeti olduğu söyleniyor. Bütün bu ölümlerden bir siyasal sorumlu çıkarmamız lazım. Ülkeyi yönetenler en azından bunun sorumluluğunu üstlenebilmeli, sorumluluğun gereğini yerine getirebilmeli. Yazık günah bu insanlara, bu tabloya. Bu tablo içimize sindireceğimiz bir tablo değil.”
BÖYLE Mİ GÖNDERDİM?
Hava Kuvvetleri Komutanlığı sivil memuru Ayşegül Pürnek, dün memleketi Kayseri’nin ilk kadın şehidi olarak uğurlandı. Tabutuna duvak örtülen Ayşegül Pürnek Kalemkırdı Camisi’nde kılınan cenaze namazının ardından Garnizon Şehitliği’nde toprağa verilirken anne Gülay Pürnek, “Kızım beni bırakıp nereye gidiyorsun” diye feryat etti.
Patlamada şehit olan er Ali Öztaş memleketi Adana’dan uğurlandı. Öztaş’ın yakınları gözyaşlarına boğulurken, teyzesi Miyeser Öztaş, “Yavrum seni böyle mi gönderdim?”diye ağıt yaktı. Ali Öztaş, Sabancı Merkez Camisi’nde kılınan cenaze namazının ardından, Kabasakal Mezarlığı’nda toprağa verildi.
BABAYA VEDA
ASTSUBAY Başçavuş Eren Ördek dün İzmir’de binlerce kişinin katıldığı törenle uğurlanırken geride hazin bir hikâye bıraktı. Aile Ağrılıydı, İzmir’e göç etmişti. Baba Nezir Ördek 6 yıl önce kanserden ölmüştü. Eren Ördek Aksaz Deniz Üs Komutanlığı’nda görev yaparken 4 ay önce Ankara’ya tayini çıkmıştı. Aynı tarihte kredi çekip annesine ev almıştı. Dün Türk bayrağı asılı o evin önüne son kez götürüldü. Ardından Bostanlı Beşikcioğlu Camisi’nden, Diyarbakır’daki PKK saldırısında şehit düşen Astsubay Başçavuş Halit Zilani Çelik’le birlikte uğurlandı. Tabuta sarılan eşi Gülden, “Beni yalnız bırakma” diye bağırırken 3 yaşındaki kızı Ceren de babasına el salladı.
ANKARA ŞEHİTLERİ
Astsubay Kıdemli Çavuş Feyyaz İlhan, Astsubay Üstçavuş Uğur Fetih Özdemir, Astsubay Başçavuş Mehmet Kutlu, Deniz Astsubay Başçavuş Eren Ördek, Astsubay Kıdemli Başçavuş Erkan Tümer, Hava Radar Kıdemli Başçavuş Mehmet Yener, Hava İstihbarat Astsubay Recep Gülen, Hava Savunma Astsubay Üstçavuş Mehmet Koray Pınar, Hava Astsubay Kıdemli Başçavuş Ertan Akgül, Deniz Astsubay Kıdemli Başçavuş Cüneyt Sertel, İkmal Kıdemli Başçavuş İbrahim Baran, Er Ali Öztaş, Sivil Memur Ayşegül Pürnek, Sivil memur Sedat Durğun, Sivil memur Mustafa Haliloğlu, Sivil memur Meryem Yılmaztürk, Sivil memur Mustafa Küçük, Sivil memur Özgür Orçun Munyas, Sivil memur Figen Gündüz, Sivil memur Fevziye Kayış, Sivil memur Güner Altınok, Sivil memur Filiz Koçak, Sivil memur Yıldız Demirtaş, Sivil memur Muammer Kosacı, Tarım TV muhabiri Gülşen Yıldız, Vakıfbank çalışanı Fatma Berna Atmaca, İşçi Mevlüt Öksüzoğlu, İşçi Cumali Akman.
DHA
Ege Denizi'nde 3 günde 962 mülteciyi kurtarıldı
Sahil Güvenlik Komutanlığı'na bağlı ekipler, 3 günde Ege Denizi'nde Türkiye'den bindikleri lastik bot ve teknelerle başka ülkelere gitmeye çalışan 962 mülteciyi kurtardı.
(18 ŞUBAT 2016) BALIKESİR, MUĞLA VE İZMİR'DE 422 MÜLTECİ KURTARILDI
Balıkesir Ayvalık Güneş Adası kuzeyinde mültecilerin olduğu ihbarı üzerine görevlendirilen Sahil Güvenlik Botu tarafından hareketli saç tekne içerisindeki Suriye 132, Afganistan uyruklu 32 ve Irak uyruklu 2 olmak üzere 166 mülteci yakalandı.
Muğla Bodrum önlerinde mültecilerin olduğu ihbarı üzerine görevlendirilen Sahil Güvenlik Botu tarafından tespit edilen bir tekne içerisindeki Suriye uyruklu 144 mülteci yakalandı.
İzmir Çeşme Fener Adası önlerinde hareket halindeki lastik bot içerisinde mültecilerin olduğu ihbarı üzerine görevlendirilen Sahil Güvenlik Korveti tarafından tespit edilen lastik bot içerisindeki Suriye uyruklu 46 mülteci yakalandı.
İzmir Dikili Killik Burnu açıklarında mültecilerin olduğu ihbarı üzerine görevlendirilen Sahil Güvenlik Botu tarafından, hareketten sakıt lastik bot içerisindeki Suriye uyruklu 66 mülteci kurtarıldı.
(17 ŞUBAT 2016) İZMİR, ÇANAKKALE, BALIKESİR'DE 162 MÜLTECİ KURTARILDI
Görevli Sahil Güvenlik Korveti tarafından İzmir Çeşme Karaabdullah Burnu güneyinde hareketten sakıt lastik bot içerisinde bulunan 35 Suriye, 4 Irak,5 Eritre uyruklu olmak üzere toplam 44 mülteci kurtarıldı.
Görevli Sahil Güvenlik Botu tarafından Çanakkale Ayvacık Behramkale güneyinde hareketten sakıt motorlu lastik bot içerisinde bulunan Afganistan uyruklu 63 mülteci kurtarıldı.
Görevli Sahil Güvenlik Botu tarafından Balıkesir Ayvalık Altınova batısında hareketten sakıtmotorlu lastik bot içerisinde bulunan Suriye uyruklu 55 mülteci kurtarıldı.
(16 ŞUBAT 2016) AYDIN, MUĞLA, İZMİR'DE 378 MÜLTECİ KURTARILDI
Aydın Didim önlerinde mültecilerin olduğu ihbarı üzerine görevlendirilen Sahil Güvenlik Botu tarafından tespit edilen lastik bot içerisindeki Suriye uyruklu 50 mülteci kurtarıldı.
Muğla Bodrum Akyarlar önlerinde mültecilerin olduğu ihbarı üzerine görevlendirilen Sahil Güvenlik Botu tarafından tespit edilen lastik bot içerisindeki Pakistan uyruklu 12 mülteci kurtarıldı.
İzmir Çeşme Pırlanta plajında mültecilerin olduğu ihbarı üzerine görevlendirilen Sahil Güvenlik Botu tarafından ?hareketli motorlu lastik bot içerisinde bulunan Afgan uyruklu 80 mülteci yakalandı.
İzmir Dikili batısında mültecilerin olduğunun bildirilmesi üzerine görevlendirilen Sahil Güvenlik Botu tarafından hareketten sakıt lastik bot içerisindeki Suriye uyruklu 54 mütleci kurtarıldı.
Görevli Sahil Güvenlik Botu tarafından İzmir Çeşme Azmak Koyu'nda tespit edilen hareketten sakıt motorlu lastik bot içerisindeki Afganistan uyruklu 85 mülteci kurtarıldı.
İzmir Dikili Körfezinde lastik bot içindeki mültecilerin yardım talebi üzerine 3 Sahil Güvenlik Botu görevlendirildı. Bölgede görevli Sahil Güvenlik Uçağı tarafından tespit edilen iki lastik bot içerisinden Sahil Güvenlik Botları tarafından Suriye uyruklu 44 mülteci ve Afganistan uyruklu 53 mülteci kurtarılarak, Dikili Limanına götürüldü. DHA
(18 ŞUBAT 2016) BALIKESİR, MUĞLA VE İZMİR'DE 422 MÜLTECİ KURTARILDI
Balıkesir Ayvalık Güneş Adası kuzeyinde mültecilerin olduğu ihbarı üzerine görevlendirilen Sahil Güvenlik Botu tarafından hareketli saç tekne içerisindeki Suriye 132, Afganistan uyruklu 32 ve Irak uyruklu 2 olmak üzere 166 mülteci yakalandı.
Muğla Bodrum önlerinde mültecilerin olduğu ihbarı üzerine görevlendirilen Sahil Güvenlik Botu tarafından tespit edilen bir tekne içerisindeki Suriye uyruklu 144 mülteci yakalandı.
İzmir Çeşme Fener Adası önlerinde hareket halindeki lastik bot içerisinde mültecilerin olduğu ihbarı üzerine görevlendirilen Sahil Güvenlik Korveti tarafından tespit edilen lastik bot içerisindeki Suriye uyruklu 46 mülteci yakalandı.
İzmir Dikili Killik Burnu açıklarında mültecilerin olduğu ihbarı üzerine görevlendirilen Sahil Güvenlik Botu tarafından, hareketten sakıt lastik bot içerisindeki Suriye uyruklu 66 mülteci kurtarıldı.
(17 ŞUBAT 2016) İZMİR, ÇANAKKALE, BALIKESİR'DE 162 MÜLTECİ KURTARILDI
Görevli Sahil Güvenlik Korveti tarafından İzmir Çeşme Karaabdullah Burnu güneyinde hareketten sakıt lastik bot içerisinde bulunan 35 Suriye, 4 Irak,5 Eritre uyruklu olmak üzere toplam 44 mülteci kurtarıldı.
Görevli Sahil Güvenlik Botu tarafından Çanakkale Ayvacık Behramkale güneyinde hareketten sakıt motorlu lastik bot içerisinde bulunan Afganistan uyruklu 63 mülteci kurtarıldı.
Görevli Sahil Güvenlik Botu tarafından Balıkesir Ayvalık Altınova batısında hareketten sakıtmotorlu lastik bot içerisinde bulunan Suriye uyruklu 55 mülteci kurtarıldı.
(16 ŞUBAT 2016) AYDIN, MUĞLA, İZMİR'DE 378 MÜLTECİ KURTARILDI
Aydın Didim önlerinde mültecilerin olduğu ihbarı üzerine görevlendirilen Sahil Güvenlik Botu tarafından tespit edilen lastik bot içerisindeki Suriye uyruklu 50 mülteci kurtarıldı.
Muğla Bodrum Akyarlar önlerinde mültecilerin olduğu ihbarı üzerine görevlendirilen Sahil Güvenlik Botu tarafından tespit edilen lastik bot içerisindeki Pakistan uyruklu 12 mülteci kurtarıldı.
İzmir Çeşme Pırlanta plajında mültecilerin olduğu ihbarı üzerine görevlendirilen Sahil Güvenlik Botu tarafından ?hareketli motorlu lastik bot içerisinde bulunan Afgan uyruklu 80 mülteci yakalandı.
İzmir Dikili batısında mültecilerin olduğunun bildirilmesi üzerine görevlendirilen Sahil Güvenlik Botu tarafından hareketten sakıt lastik bot içerisindeki Suriye uyruklu 54 mütleci kurtarıldı.
Görevli Sahil Güvenlik Botu tarafından İzmir Çeşme Azmak Koyu'nda tespit edilen hareketten sakıt motorlu lastik bot içerisindeki Afganistan uyruklu 85 mülteci kurtarıldı.
İzmir Dikili Körfezinde lastik bot içindeki mültecilerin yardım talebi üzerine 3 Sahil Güvenlik Botu görevlendirildı. Bölgede görevli Sahil Güvenlik Uçağı tarafından tespit edilen iki lastik bot içerisinden Sahil Güvenlik Botları tarafından Suriye uyruklu 44 mülteci ve Afganistan uyruklu 53 mülteci kurtarılarak, Dikili Limanına götürüldü. DHA
19 Şubat 2016 Cuma
Diyanet’ten şehit gafı!
Diyanet Ankara saldırısında hayatını kaybeden sivil vatandaşları ‘şehit’ saymadı.
Diyanet İşleri Başkanlığı, “Peygamberler Allah’ın Kutlu Elçileridir” başlıklı Cuma hutbesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükümet yetkililerinin aksine saldırıda hayatını kaybeden sivil vatandaşları ‘şehit’ saymadı.
Diyanet’e göre, Ankara’da hayatını kaybeden 28 kişiden 8’i ‘’Şehit’’ değil. Hutbede ‘’Ankara’daki saldırıda şehit olan güvenlik güçlerimize ve hayatını kaybeden kardeşlerimize Cenab-ı Haktan rahmet niyaz ediyoruz’’ denildi. Olayda 20’si asker 28 kişi can vermişti.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 19 Şubat 2016 tarihli, “Peygamberler Allah’ın Kutlu Elçileridir” adlı hutbesinin son bölümünde 17 Şubat’ta Ankara’da meydana gelen ve 61 kişinin yaralandığı, 20’si rütbeli asker olmak üzere 28 kişinin hayatını kaybettiği terör saldırısına da değinildi.
Hutbenin o bölümü şöyle:
‘’Kıymetli Kardeşlerim!
İki gün önce insanlıktan nasibini almamış her türlü değerden ve vicdani duygudan yoksun kişi veya kişiler tarafından Ankara’da gerçekleştirilen saldırıda şehit olan güvenlik güçlerimize, hayatını kaybeden kardeşlerimize Cenab-ı Haktan rahmet niyaz ediyor, yaralı olan vatandaşlarımıza acil şifalar diliyorum. Yakınlarına ve milletimize sabır, metanet ve baş sağlığı diliyorum. Cenâb-ı Allah bu saldırıda hayatlarını kaybeden masum kardeşlerimizi engin rahmet-i Rahmanıyla karşılasın. Rabbim millet olarak sabır ve tahammül gücü zorlanan gönüllerimizi onarsın, yaralarımıza derman olsun. Milletimizin başı sağ olsun.’’ Sözcü
Diyanet İşleri Başkanlığı, “Peygamberler Allah’ın Kutlu Elçileridir” başlıklı Cuma hutbesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükümet yetkililerinin aksine saldırıda hayatını kaybeden sivil vatandaşları ‘şehit’ saymadı.
Diyanet’e göre, Ankara’da hayatını kaybeden 28 kişiden 8’i ‘’Şehit’’ değil. Hutbede ‘’Ankara’daki saldırıda şehit olan güvenlik güçlerimize ve hayatını kaybeden kardeşlerimize Cenab-ı Haktan rahmet niyaz ediyoruz’’ denildi. Olayda 20’si asker 28 kişi can vermişti.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 19 Şubat 2016 tarihli, “Peygamberler Allah’ın Kutlu Elçileridir” adlı hutbesinin son bölümünde 17 Şubat’ta Ankara’da meydana gelen ve 61 kişinin yaralandığı, 20’si rütbeli asker olmak üzere 28 kişinin hayatını kaybettiği terör saldırısına da değinildi.
Hutbenin o bölümü şöyle:
‘’Kıymetli Kardeşlerim!
İki gün önce insanlıktan nasibini almamış her türlü değerden ve vicdani duygudan yoksun kişi veya kişiler tarafından Ankara’da gerçekleştirilen saldırıda şehit olan güvenlik güçlerimize, hayatını kaybeden kardeşlerimize Cenab-ı Haktan rahmet niyaz ediyor, yaralı olan vatandaşlarımıza acil şifalar diliyorum. Yakınlarına ve milletimize sabır, metanet ve baş sağlığı diliyorum. Cenâb-ı Allah bu saldırıda hayatlarını kaybeden masum kardeşlerimizi engin rahmet-i Rahmanıyla karşılasın. Rabbim millet olarak sabır ve tahammül gücü zorlanan gönüllerimizi onarsın, yaralarımıza derman olsun. Milletimizin başı sağ olsun.’’ Sözcü
Şehit ere ikizinden gözyaşı
Şehit er Mustafa Bilgili`nin cenazesinde kendisi bir yıl önce evlendiği için ikiz kardeşi askere giden Ramazan Bilgili gözyaşlarına boğuldu.
Diyarbakır’da şehit düşen 6 askerden 21 yaşındaki jandarma er Mustafa Bilgili`nin cenazesi baba evine getirildi. Şehidin yakınları gözyaşlarına boğuldu.
Kendisi bir yıl önce evlendiği için ikiz kardeşi askere giden Ramazan Bilgili ise gözyaşlarına boğuldu. İkiz kardeşinin tabutuna sarılıp gözyaşları içerisinde ağıt yaktı.
Diyarbakır-Lice karayolunda dün PKK`lı teröristlerin yola döşediği mayını patlatması sonucu şehit düşen 6 askerden jandarma er Mustafa Bilgili`nin cenazesi askeri uçakla Amasya’nın Merzifon İlçesi’ndeki askeri havaalanına getirildi. Buradan konvoy eşliğinde Suluova İlçesi Yenidoğan Mahallesi`ndeki baba evine getirildi.
Kazancı Köyü`nde imam olarak görev yapan baba 51 yaşındaki Recep Bilgili ve ev kadını anne 48 yaşındaki Nilgün Bilgili ile şehidin ikiz kardeşi ve 3 ablası gözyaşlarına boğuldu. Şehidin bir yıl önce evlendiği için askere gitmediği belirtilen ikizi Ramazan Bilgili gözyaşlarına boğulurken, yakınları helallik alınmak istenmesi sırasında fenalık geçirdi. Şehidin ikiz kardeşi Ramazan Bilgili, tabuta sarılarak gözyaşı döktü.
Öte yandan şehidin bedensel engelli ablası Tuğba Bilgili de kardeşinin tabutunun başında gözyaşı döktü. 7 aylık asker olan Jandarma Er Mustafa Bilgili’nin tabutu açılarak yüzü yakınlarına gösterildi. Daha sonra Kuran-ı Kerim okunup helallik alındı. Ardından şehidin tabutu cenaze aracına konularak törenin yapılacağı ilçe merkezindeki Hacı Mustafa Camisi`ne götürüldü. DHA
Diyarbakır’da şehit düşen 6 askerden 21 yaşındaki jandarma er Mustafa Bilgili`nin cenazesi baba evine getirildi. Şehidin yakınları gözyaşlarına boğuldu.
Kendisi bir yıl önce evlendiği için ikiz kardeşi askere giden Ramazan Bilgili ise gözyaşlarına boğuldu. İkiz kardeşinin tabutuna sarılıp gözyaşları içerisinde ağıt yaktı.
Diyarbakır-Lice karayolunda dün PKK`lı teröristlerin yola döşediği mayını patlatması sonucu şehit düşen 6 askerden jandarma er Mustafa Bilgili`nin cenazesi askeri uçakla Amasya’nın Merzifon İlçesi’ndeki askeri havaalanına getirildi. Buradan konvoy eşliğinde Suluova İlçesi Yenidoğan Mahallesi`ndeki baba evine getirildi.
Kazancı Köyü`nde imam olarak görev yapan baba 51 yaşındaki Recep Bilgili ve ev kadını anne 48 yaşındaki Nilgün Bilgili ile şehidin ikiz kardeşi ve 3 ablası gözyaşlarına boğuldu. Şehidin bir yıl önce evlendiği için askere gitmediği belirtilen ikizi Ramazan Bilgili gözyaşlarına boğulurken, yakınları helallik alınmak istenmesi sırasında fenalık geçirdi. Şehidin ikiz kardeşi Ramazan Bilgili, tabuta sarılarak gözyaşı döktü.
Öte yandan şehidin bedensel engelli ablası Tuğba Bilgili de kardeşinin tabutunun başında gözyaşı döktü. 7 aylık asker olan Jandarma Er Mustafa Bilgili’nin tabutu açılarak yüzü yakınlarına gösterildi. Daha sonra Kuran-ı Kerim okunup helallik alındı. Ardından şehidin tabutu cenaze aracına konularak törenin yapılacağı ilçe merkezindeki Hacı Mustafa Camisi`ne götürüldü. DHA
Ankara şehitleri uğurlanıyor
Saldırıda hayatını kaybedenlerden 8'i için Kocatepe Camii'nden uğurlandı.
Ankara’daki hain terör saldırısında şehit düşen 2’si asker, 6’sı Türk Silahlı Kuvvetleri’nde sivil memur toplam 8 kişi için Kocatepe Camii’nde cenaze namazı kılındı. Cenaze namazına Başbakan Ahmet Davutoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ile birlikte çok sayıda yetkili de katıldı.
Kocatepe Camii ve çevresinde Cuma namazı sonrası düzenlenecek tören için geniş güvenlik önlemi alındı. 2′si asker, 4’ü kadın 6 sivil memurun yakınları, kendileri için oluşturulan alanda taziyelerini kabul etti. Kıdemli Astsubay Başçavuş İbrahim Baran, Kıdemli Astsubay Başçavuş Ertan Akgün, sivil memurlar Mustafa Haliloğlu, Sedat Durğun, Figen Gündüz, Meryem Yılmaztürk, Güner Altınok ve Fatma Berna Atmaca için cami avlusu dolup taştı.
Cenaze namazına; Başbakan Ahmet Ahmet Davutoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, kuvvet komutanları, Başbakan Yardımcıları Mehmet Şimşek ile Numan Kurtulmuş, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, şehit aileleri ve çok sayıda asker ve sivil katıldı.
Cuma namazı kılındığı esnada 4 ayrı cenaze aracına ikişerli olarak konulmuş Türk bayrağına sarılı tabutlar, askerlerin omuzlarında musalla taşlarına konuldu. Cuma sonrasında imam ‘er kişi ve hatun kişi niyetine’ diyerek tek tek cenaze namazlarını kıldırdı. Ardından aile yakınları ile askerler, omuzlar üzerinde taşınan şehit tabutlarının arkasından gözyaşları dökerek uğurladı.
Şehit iki askerin cenazeleri Cebeci Şehitliği’nde, diğer 6 sivilin cenazeleri de Ankara’nın ilçelerinde toprağa verildi. (Sözcü)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)