25 Mart 2016 Cuma

İlber Ortaylı’dan cahiller için reçete

Ünlü tarihçi ve yazar İlber Ortaylı katıldığı canlı yayında cehalete karşı tavsiyelerini sıraladı.


Prof. Dr. İlber Ortaylı CNN TÜRK’te Duygu Demirdağ ile İnsanlık Hali’nin konuğu oldu. Ortaylı cehaletle ilgili görüşlerini paylaştı. Ünlü tarihçi bir konferanstaki “Cahil olabilirsiniz yarı cahil olmaya hakkınız yok” sözlerine değindi ve “cehaletin ilacını” anlattı. Ortaylı tavsiyelerini şöyle sıraladı: “Kitap sevsinler, sinema sevsinler, tiyatro sevsinler, aynı konuyu mukayeseli okusunlar.”

Reza Zarrab’ı kandıran Amerikalı kim?

Reza Zarrab'ın Amerika'ya girişi ile ilgili 'pürüz'ü 1 milyon dolar vererek ortadan kaldırmaya çalıştığı ancak rüşveti CIA ajanına verdiği iddia edildi.



Hürriyet yazarı Cengiz Semercioğlu Reza Zarrab’la ilgili oldukça ilginç bir iddia ortaya attı. İddiaya göre Reza Zarrab, Birleşik Devletler’e girişte sorun yaşamamak için konsolosluk çalışanına 1 milyon dolar rüşvet verdi. Ancak rüşveti verdiği isim CIA ajanı çıkınca ‘girişteki pürüz’ giderilmedi ve Miami’de kıskıvrak yakalandı.

Reza Zarrab’ın, bir süre önce İstanbul’daki Amerikan konsolosluğunda çalışan biriyle arkadaş olduğunu ve ABD’ye giriş engelinin kaldırılması için bir milyon dolar rüşvet verdiği iddialarının kulaktan kulağa dolaştığını belirten Semercioğlu, “Ancak Miami’ye indiğinde görevlilerin yanı sıra ilginç biri de onu karşılıyor: Konsoloslukta çalışan adam” diye yazdı. Semercioğlu, parayı alan kişinin CIA ajanı olduğunun da iddia edildiğini belirtti. İşte Cengiz Semercioğlu’nun yazısının ilgili bölümü:

“Reza Zarrab’ın Miami’de tutuklanmasıyla ilgili çeşitli iddialar ortaya atılıyor… Neden gitti, üstelik kızı ve eşi Ebru Gündeş’le beraber…

Başına gelecekleri bilmiyor muydu…

En çok merak edilen noktalar…

Paris’te de Disneyland var, kızını götürecekse oraya da gidebilirdi…

Neden Miami?

Konuyla ilgili şu sıralar kulaktan kulağa dolaşan bir iddia var…

Şöyle ki:

Reza, bir süre önce İstanbul’daki Amerikan konsolosluğunda çalışan biriyle ahbap oluyor.

Yemeklere gidiyorlar, arkadaşlıkları ilerliyor.

Bir süre sonra Reza, “Ya galiba benim Amerika’ya girişimde sorun varmış bir sordursan, bilgisayardan kontrol etsen” diyor.

Adam da, “Tabii yaparım” diyor.

Bir hafta sonra konsolos çalışanı “Evet, bir pürüz gözüküyor, girişte problem yaşayabilirsin” diyor.

Reza, “Peki halletmek için ne yapmak gerekir” diye soruyor.

Konsolosluktaki adam da 1 milyon dolara bu pürüzü halledebileceğini söylüyor.

Hallediyor da, temiz kağıdının çıkışını Reza’ya veriyor.

İşte Reza bu gönül rahatlığıyla Amerika’ya gidiyor.

Ancak Miami’ye indiğinde görevlilerin yanı sıra ilginç biri de onu karşılıyor:

Konsoloslukta çalışan adam.

“Reza Bey hoş geldiniz” diyor, sonra da ekliyor:

“Sizin bana verdiğiniz para şu an sizin hesabınızda…”

Reza’nın tutuklanmasıyla ilgili son olarak ortaya atılan en güçlü iddia bu…

Hatta Reza’yla arkadaşlık kuran bu adamın CIA ajanı olduğu bile söyleniyor…

Sonuçta birilerinin ‘oyununa’ gelmiş gözüküyor Reza…

Yoksa neden Miami’ye gitsin…”

24 Mart 2016 Perşembe

AK Parti’den ’Reza Zarrab’ açıklaması

AK Parti Sözcüsü Çelik, İran asıllı işadamı Rıza Sarraf'ın ABD'de tutuklanmasını "savcı tasarrufu" olarak nitelendirdi. Çelik, "Bu olaylarla Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı'nın ya da AK Parti'nin herhangi bir şekilde yan yana anılması dahi söz konusu olamaz" diye konuştu.


AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, İran asıllı işadamı Rıza Sarraf'ın ABD'de tutuklanmasını "savcının tasarrufu" olarak nitelendirdi.

Bu konuda bir değerlendirme yapmayı düşünmediğini ifade eden Ömer Çelik, şunları söyledi: 

"İbretle izlediğim şudur, ABD'deki bir tasarruf üzerinden Türkiye'nin iç siyasetinin nasıl dizayn edilebileceğine, Sayın Cumhurbaşkanımıza ve bazı arkadaşlarımıza karşı nasıl karşıtlık üretilebileceğine dair hastalıklı bir faaliyet var. Bunun dünden itibaren Türkiye'de haber, yorum yapılma biçimlerine baktığınızda, oradaki açıklamalarla, oradaki bir savcının bir tasarrufu olarak değerlendirilmesi gereken bir olay, Türkiye'nin neredeyse iç siyasetini, Türkiye'nin içindeki bazı olayları dizayn edecek bir tasarrufmuş gibi, hatta aynı kişiler Türkiye, İran, ABD ilişkilerini şekillendirecek bir uluslararası ilişkiler teorisi bile buradan üretmeye kalktılar. Maalesef herhangi bir olayı değerlendirirken nedensellik bağı olmayan ve hastalıklı bir takım muhalif çabalara lojistik unsur üretmeye çalışan gerçek bağlamından koparılmış haber ve yorumlar yapılıyor. Amerika Birleşik Devletleri'nde bir savcı böyle bir tasarrufta bulunmuş. Bununla ilgili yapacağım bir değerlendirme yok benim." 

İş adamı Sarraf'ın tutuklanmasının Türkiye ile ABD ilişkilerini olumsuz etkileyeceği yönündeki haberleri de doğru bulmadığını ifade eden Çelik, şöyle konuştu: 

"Burada olayı anlamak ya da herhangi bir şeyi haberleştirirken onu bağlamından çıkararak başka bir bağlamlara taşımanın bir faydası yok. Maalesef Türkiye'de böyle birşey var. Birbiriyle nedensellik bağı olmayan olayları birbirine bağlayarak Sayın Cumhurbaşkanımıza karşı hastalıklı bir muhalefet üretmek, AK Parti'ye karşı hastalıklı bir muhalefet üretmek şeklinde bir tutum söz konusudur. Bu olaylarla Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı'nın ya da AK Parti'nin herhangi bir şekilde yan yana anılması dahi söz konusu olamaz." DHA

Ahmet Hakan: Reza kardeş bize racon kesip duruyordun...

Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan, bugünkü köşesinde Reza Zarrab için bir yazı kaleme aldı.

Ahmet Hakan'ın yazısının ilgili kısmı şöyle...
Eee Reza kardeş… Tekzip yollayıp duruyordun bize… “Sahtekâr değilim” falan diye… Eeee n’oldu şimdi?
Hadi şimdi de New York Times’a falan tekzip yolla… Avukatın Şeyda’ya yazdır metinlerini. ‘Müvekkilim sütten çıkmış ak kaşıktır’ falan yazsın.
Gönderdiğin tekzipleri yayınlamazlarsa… Amerika’da sulh ceza hâkimi falan yok mu yav? Hemen oraya başvurup mahkeme kararı aldır…
Eeeee Reza kardeş… Bize racon kesip duruyordun. Hadi şimdi de FBI’ya falan da racon kessene. Göndersene oğlum bir-iki ajana ayakkabı kutusu falan.

Zarrab’ı tutuklatan ABD’li başsavcı Bharara’dan önemli açıklamalar

Reza Zarrab'ı tutuklatan ABD'li savcı Preet Bharara, ABD finansal sistemine karşı gerçekleştirilen siber saldırıların İran merkezli olduğunu açıkladı.


Reza Zarrab’ın hakkındaki iddianameyi hazırlayan New York Güney Bölge Başsavcısı Preet Bharara, özellikle İran merkezli hackerlar tarafından ABD finansal sistemini hedef alan siber saldırılar hakkında açıklamalarda bulundu. Başsavcı Bharara, açıklamalarında İran asıllı Türk iş adamı Reza Zarrab’a değinmedi. Siber suçlar hakkında konuşan Bharara, “Suçlular dünyanın neresinde olursa olsunlar, İran’da da olsalar, onları yakalayacağız” demekle yetindi.

Konuşmada ilk sözü alan ABD Başsavcılarından Loretta E. Lynch, Brüksel’deki terör saldırılarıyla ilgili açıklama yaptı ve Belçika halkının yanında olduğunu belirtti. Lynch, ABD’ye karşı büyük bir terör saldırısı beklemediklerini açıkladı.

ABD’ye karşı sanal saldırı altında olduklarını açıklayan Savcı Lynch, özellikle finansal sistemlerinin tehdit altında olduklarından bahsetti.

Amerikan ulusal güvenliğine ve özel ya da kamusal şirketlere karşı tehdit oluşturan ve siber saldırılarla alakalı olan tüm kişi ve/veya kişiler hakkında yasal işlem başlatılacağını duyurdu.

“SUÇLULAR İRAN’DA BİLE OLSA YAKALAYACAĞIZ”

ABD Federal Soruşturma Bürosu FBI Direktörü James B. Comey ise, ”İnsanlar bize, ‘Bu kişiler İran’da, onları nasıl yakalayacaksınız’ diyor. Dünya küçük ve bizim hafızamız çok güçlü! Nerede olursa olsunlar, bu suçlular yakalanacaktır!” şeklinde konuştu.

New York Güney Bölge Başsavcısı Preet Bharara, New York merkezli finansal sistemi hedef alan siber saldırılarla ilgili olarak onlarca kuruma karşı gerçekleştirilen siber saldırılarda, 7 İranlı’nın tutuklandığını açıkladı. Savcı Bharara açıklamasında kısaca şunları söyledi:

“ABD finansal sistemi daha çok New York merkezli konuşlanıyor. Bunlar sıradan saldırılar değil. Saldırılar daha çok İran kaynaklı ve İslam Devleti tarafından yapılıyor. New York her zaman bu tip saldırıların merkezinde olacak çünkü dünya finansal sisteminin merkezi New York’tur. Bu saldırılar daha çok “DDoS saldırıları” olarak adlandırılıyor. Ve bu saldırılar şirketlere milyon dolar zararlar verebiliyor.”

“Sizlere iyi ve kötü haberlerim var. Bu hackerler İran’da bulunuyor. Bunlar tıpkı bir film sahnesini hatırlatıyor ancak bu suçlar gerçek kişiler tarafından, gerçek kişiler tarafından işleniyor. Ancak artık küreselleşmiş bir dünyada yaşıyoruz. Siber saldırılar hakkında alt yapılarımıza güvenmenizi istiyorum. Suçlular dünyanın neresinde olursa olsunlar, onları yakalayacağız.”

AÇIKLAMAYI TWITTER’DAN DUYURDU

Adı Türkiye’de yolsuzluklara karışan İran asıllı iş adamı Reza Zarrab’ı tutuklatan ABD’li savcı Preet Bharara, Twitter hesabı üzerinden, Türkiye saati ile 16:00′da açıklama yapacağını duyurmuştu.

BHARARA’YA TÜRK KULLANICILARDAN TWEET YAĞMURU

Reza Zarrab’ın hakkındaki iddianameyi hazırlayan New York Güney Bölge Başsavcısı Preet Bharara, binlerce Türk tarafından tweet yağmuruna tutulmuştu.

2013 yılında, 17 Aralık Büyük Rüşvet ve Yolsuzluk Operasyonu’nun merkezinde yer alan İran asıllı Türk iş adamı Reza Zarrab, Barış Güler ve Kaan Çağlayan ile birlikte tutuklanmış, 70 gün hapis cezasının ardından serbest bırakılmıştı.

ABD’ye gidince İran yaptırımlarını ihlal ederek ABD’yi dolandırmak, bankacılık sahtekarlığı ve karapara aklama suçlamalarından FBI tarafından Miami’de 19 Mart Cumartesi günü yakalandı. Zarrab, pazartesi günü de yine Miami’de mahkeme tarafından tutuklandı.


Belçika İçişleri Bakanı Jan Jambon istifa etti!

31 kişinin hayatını kaybettiği, yüzlerce kişinin yaralandığı kanlı terör saldırılarının ardından, Belçika İçişleri Bakanı ile Adalet Bakanı istifa etti.

Türkiye’de ardarda meydana gelen terör saldırılarından sonra olmayan, Belçika’da oldu; Brüksel’de 34 kişinin ölümüyle sonuçlanan saldırıların ardından, Belçika İçişleri Bakanı Jan Jambon ve Adalet Bakanı Koen Geens istifa etti.

Brüksel’deki terör saldırılarının ardından Belçika İçişleri Bakanı Jan Jambon ve Adalet Bakanı Koen Geens, başbakana istifalarını sundu. Başbakan Charles Michel’in ise istifaları kabul etmediği açıklandı.

Brüksel’deki saldırganlardan birinin Türkiye tarafından daha önce yakalanarak sınır dışı edildiği fakat Belçika makamlarının bu kişiyi takip etmediği öne sürülmüştü.

Türkiye’de son dönemde Suruç’ta, üç kez Ankara’da,iki kez de İstanbul’da, Brüksel’deki saldırılara benzer saldırılar oldu. Ancak istifa eden olmadı.


İSTİFA SORULARI TÜRK BAKANI GÜLDÜRMÜŞTÜ
Hatta istifa edip etmeyeceği sorulan bakanlardan biri, seçim döneminin Adalet Bakanı Kenan İpek, soruları alaycı bir gülümsemeyle yanıtlamıştı. Sözcü

İsveçli kızın otobüste yaşadığı olay sosyal medyayı salladı

İsveçli bir genç kızın otobüste yaşadıkları viral oldu. İşte binlerce kez paylaşılan o hikaye...



Sosyal medyada başına gelenleri anlattıktan sonra paylaşımı hızla yayılan 19 yaşındaki Tina’nın gece evine dönmek için otobüse bindi. Birden otobüs durdu. Şoförün neden durduğunu anlayınca ise boğazı düğümlendi.

İşte Tina’nın başından geçenler:

“Sanırım az önce dünyadaki en iyi otobüs şoförüyle karşılaştım. Belalı birkaç tip ve bir kadın otobüsten indikleri sırada ben hala otobüste oturuyordum. Şoförün, otobüsü belli bir süre beklettiğini gördüm ve nedenini sordum. Şoför ise, otobüsten inen kadının eve girdiğini görene kadar rahat edemeceğini söyledi. Dediğini de yaptı. Kadın evine girip, belalı tipler başka yöne gidene kadar otobüsü bekletti.

Ayrıca, şoför aynı şeyi bana da yaptı. Evime en yakın yerde beni indirerek, eve sağ salim ulaşmamı sağladı. Ne kadar iyi bir adam! Görevinden fazlasını yapıp inisiyatif kullanarak, insanlık görevini yerine getiren şoföre teşekkür etmek istedim sadece”

Nusaybin’de hain saldırı: 3 şehit!

Nusaybin'de askerlerin operasyon yaptıkları bir binaya girişi sırasında yaşanan patlamada 3 asker şehit oldu.

Mardin’in Nusaybin İlçesi’nde PKK’lı teröristleri etkisiz hale getirmek ve bazı mahallelerde kazdıkları hendeklerin kapatılması, barikatların kaldırılması amacıyla sürdürülen operasyon sırasında, bir binada tuzaklanan patlayıcı infilak ettirildi. Patlamada 3 asker şehit oldu, 9 asker yaralandı.
Nusaybin İlçesi’nde 14 Mart’ta ilan edilen sokağa çıkma yasağı ile birlikte operasyonunun 11′inci gününde, Jandarma Özel Harekat timleri bugün bir binaya girdikleri sırada PKK’lı teröristler tarafından binada tuzaklanan patlayıcı infilak ettirildi.

ŞEHİT SAYISI 3′E ÇIKTI

Mardin’in Nusaybin İlçesi’nde operasyonlar devam ederken, şehit sayısı 3′e, yaralı sayısı da 9′a çıktı. İlçenin Otogar Kavşağı’nda saat 12.20 sıralarında meydana gelen olayda, PKK’lı teröristler önceden tuzakladıkları patlayıcıyı askerlerin geçişi sırasında infilak ettirdi. Patlamada 2 asker şehit oldu, 5 asker yaralandı. Bazılarının durumu ağır olan yaralılar hastaneye kaldırılarak tedaviye alındı. Sabah da 1 askerin şehit olduğu, 4 askerin yaralandığı Nusaybin’de şehit sayısı 3′e, yaralı sayısı 9′a yükseldi.

Asya'dan haber var

Beyoğlu'nda geçtiğimiz cumartesi gerçekleşen terör saldırısında yaralanan 2,5 yaşındaki Asya bu sabah uyandırıldı. Yoğun bakımda tedavisi süren Asya Başaran'ın bir gözünü kaybetme ihtimali olduğu öğrenildi.

Beyoğlu İstiklal Caddesi'nde geçtiğimiz cumartesi günü yaşanan terör saldırısı sonrası 4 kişi hayatını kaybetmiş, Adana'da İstanbul'a gezmeye gelen Başaran ailesinin 2,5 yaşındaki kızları Asya Başaran, ağır yaralanarak Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılmıştı.

Asya'nın bu sabah uyandırıldığı öğrenildi. Yoğun bakımda tedavisi süren Asya'nın yoğun şekilde geçirdiği yüz ve göz tramvası nedeniyle bir gözünü kaybetme ihtimali olduğu öğrenildi.

Hacettepe Üniversitesi 2 gün tatil edildi

Hacettepe Üniversitesi, dün Beytepe Kampüsü'nde karşıt görüşlü öğrenciler arasında yaşanan olaylar nedeniyle 2 gün tatil edildi. 

Hacettepe Üniversitesi Beytepe Kampüsü'nde dün öğle saatlerinde karşıt görüşlü öğrenciler arasında taşlı, sopalı ve bıçaklı kavga yaşandı. Olaylar, kampüs içerisinde uzun süre devam ederken, çevik kuvvet ekipleri kavga eden gruplara müdahale etti. Kavgada 2 öğrenci bıçakla yaralanırken, 10 öğrenci de gözaltına alındı.

EĞİTİME 2 GÜN ARA VERİLDİ

Hacettepe Üniversitesi Rektörlüğü, kampüs içinde yaşanan olaylar üzerine açıklama yaparak 2 gün süreyle üniversitede eğitim ve öğretime ara verildiğini duyurdu. Rektörlük tarafından yapılan yazılı açıklama, şöyle: "Değerli Hacettepeliler,Beytepe Yerleşkesi'nde 23.03.2016'da yaşanan olaylar nedeniyle 24.03.2016 (Perşembe) ve 25.03.2016 (Cuma) olmak üzere 2 gün süre ile eğitim ve öğretime ara verilmiştir. Durumu bilgilerinize sunarız. Rektörlük"

Obama Arjantin'de tango yaptı

ABD Başkanı Barack Obama, Arjantin ziyaretinde tango sürprizi yaptı.


Küba'dan Arjantin'e geçen Obama, bu ülkedeki temasları kapsamında akşam saatlerinde Devlet Başkanı Mauricio Macri tarafından Kirchner Kültür Merkezi’nde onuruna verilen yemeğe ailesi ile birlikte katıldı.

Obama ilerleyen saatlerde davetliler önünde tango yaptı.

Dansçı Mora Godoy ile tango yapan Obama’nın oldukça rahat olduğu görüldü. Obama’nın ardından First Lady Michelle Obama da Jose Lugones tarafından dansa kaldırıldı.

Obama'nın dansına tam not veren Godoy, “Bana nasıl tango yapıldığını bilmediğini söyledi. Ben de ona ‘Benim hareketlerimi takip edin’ dedim. Dans etmeye başladıktan sonra ise o ben onun hareketlerini takip ettim çünkü o çok iyi bir dansçı” dedi.





Zarrab hakkındaki iddianame ABD’de mahkemeye 15 Aralık’ta sunulmuş

Hürriyet, hafta sonu Miami’de yakalanan Reza Zarrab hakkındaki iddianamenin ABD federal mahkemesine üç ay önce sunulduğunu ve 15 Aralık 2015’ten beri de mühürlü olarak bekletildiğini ortaya çıkardı. Zarrab mahkemenin karşısına çıkarıldığında dosya üstündeki gizlilik kaldırıldı.

Hafta sonu ABD’nin Miami Kenti’ne indiğinde Amerikan federal yetkilileri tarafından yakalanan İran asıllı Türk işadamı Reza Zarrab (31) hakkındaki yasal sürecin ABD savcılığı tarafından üç ay önce başlatıldığı ortaya çıktı. Hürriyet’in Amerikan Adalet Bakanlığı kayıtlarından elde ettiği belgeye göre, pazartesi  Zarrab hakkında Miami’deki federal mahkemeye sunulan 21 sayfalık iddianame, aslında 15 Aralık 2015’te önce New York federal mahkemesine verildi.

Dosyanın hassasiyeti nedeniyle de iddianame Zarrab’ın Miami’de mahkeme önüne çıkarıldığı 21 Mart 2015’e kadar mühürlü tutuldu. Zarrab mahkemenin karşısına çıkarıldığında dosya üstündeki gizlilik kaldırıldı.      

ABD ONU BEKLİYORDU

Reza Zarrab, 19 Mart 2016 cumartesi günü ailesiyle İstanbul-Miami uçuşunu yapan TK77 sefer sayılı uçağa bindiğinde ise Türkiye ve ABD arasında yürütülen yolcu bilgi paylaşımı uygulaması nedeniyle ABD yetkilileri Zarrab’ın ABD’ye geleceğini uçak havalandığında biliyordu. Yerel saatle 20.30’da inmesi beklenen uçak, o akşam 23 dakika rötar yaptı. Alana saat 20.53’te kondu. Zarrab uçaktan inip pasaport kontrolüne ilerledi. Bu sırada yapılan kontrolde sorunlu yolcular için hazırlanan ikinci kontrol bölümüne gönderildi. Burada beklemeye başladı. Yaklaşık bir saat sonra da durum, federal suçları araştırmakla görevli  FBI ajanlarının kontrolüne geçti. Ve dosyayla ilgili konuşma yetkisi bulunan FBI Ajanı Kelly Langmesser’ın, olayla ilgili ilk kez Hürriyet’e yaptığı açıklamada, Zarrab 19 Mart akşamı saat 22.20 sularında Miami Uluslararası Havalimanı’nda herhangi bir olay yaşanmadan gözaltına alındı.

KONTRESPİYONAJ ARAŞTIRDI

ABD’de de geniş yankı uyandıran Zarrab soruşturmasına, konu ABD ulusal güvenliğini ilgilendirdiğinden FBI New York Bürosu ile Adalet Bakanlığı’nın kontrespiyonaj masaları katkı sağladı. Amerikan Devleti’nin karşı casusluk dosyalarını araştıran birimler. Soruşturmaya bakacak bölüm ise Federal Bölge Başsavcılığı’nın terör ve narkotik masası olarak belirlendi.

Zarrab’a yönelik suçlamalar, geçen yıl İran’ın nükleer programı nedeniyle Tahran’la varılan anlaşmaya kadar ABD’nin en önemli ulusal güvenlik tehditlerinden biri sayılan İran’a ilişkin olduğundan Zarrab’ın ilk aşamada tutuksuz yargılanması da mümkün olmadı. Ayrıca dosyanın, 
ABD’nin uluslararası çapta büyük davalarına bakan New York Güney Bölge Savcılığı’nca yürütülmesi de, konunun ABD için nasıl üst düzey ele alındığının bir işareti oldu.

AMERİKA’YA NEDEN GELDİ?

REZA Zarrab soruşturmasına dair şimdiye kadar ortaya çıkan bilgiler ışığında cevap gerektiren en önemli soru ise Zarrab’ın ABD’ye neden geldiği. Ve ABD’nin İran yaptırımlarını ihlal ettiği konusunda geçmişte Türkiye’de açılan 17-25 Aralık rüşvet soruşturmalarında da güçlü deliller olduğu halde ABD’de hapse düşme riskini neden göze aldığı. En önemlisi de bundan sonra ABD’li yetkililerle bu soruşturma sırasında ne ölçüde işbirliği yapıp, Türkiye’de birlikte çalıştığı kişilerle ilgili ne kadar bilgi paylaşacağı. Bu soruların cevaplarının, Zarrab’ın Miami’de tekrar hâkim karşısına çıkarılacağı 4 Nisan’da netleşmesi bekleniyor. Ancak savcı Preet Bharara’nın hazırladığı ilk iddianamede Zarrab’ın suç ortağı oldukları iddia edilen ve sadece CC-1,… CC-6 şeklinde bahsedilip isimleri gizli tutulan kişiler, soruşturmanın Türkiye’yi ilgilendiren ayağının genişleyeceğinin işaretini veriyor. Bu açıdan Zarrab’ın İran’a yönelik yaptırımları aşmak için bazı Türk bankaları ve üst düzey hükümet yetkilileri nezdinde bir rüşvet çarkı oluşturduğu iddiasına dayanan 17-25 Aralık 2013 soruşturmalarında ABD tarafından yeniden gündeme getirilmesi de güçlü bir olasılık haline geliyor.

KRİTİK TARİH 4 NİSAN

REZA Zarrab’ın Miami’de yeniden mahkeme karşısına çıkarılacağı 4 Nisan’daki duruşma Reza Zarrab’ın ABD’ye neden geldiği konusunda da ipuçları verecek. Federal yargıç John O’Sullivan, o gün üç konuda karar açıklayacak: 1) Zarrab’ın yargılamasına kefaletle serbest bırakılıp tutuksuz mu devam edilsin? 2) Dava, Savcı Preet Bharara’nın isteği doğrultusunda New York federal mahkemesine devredilsin mi? 3) Zarrab’ın kalıcı avukatları kimler olacak? Eğer O’Sullivan Zarrab’ın kefaletle serbet bırakılmasına karar verirse, Zarrab’ın kendisini üç aydır bekleyen iddianame de dikkate alındığında FBI ile önceden bir anlaşma yaptığı ihtimali ağırlık kazanacak. Bu durumda yargıç, muhtemelen Zarrab’ın ayağına bir kelepçe takılarak ev hapsinde olmasına karar verecek. Ayrıca ev hapsinin Miami’de mi yoksa New York’ta mı olacağına da hükmedecek. Ancak yargıç, Zarrab’ın kaçma riski ya da ABD için bir tehdit oluşturduğu sonucuna varıp tutuklu yargılanmasına karar verirse Zarrab’ın daha zor bir yargılamayla yüz yüze olduğu sonucu çıkacak.

İŞTE O PARA TRANSFERLERİ

SAVCI Preet Bahrara’nın Reza Zarrab ve Royal Holding’de Zarrab için çalışan İranlı Kamelya Cemşidi (29) ile Zarrab’ın finansal işlemler yürütmek için kullandığı, İran Devleti’nin kontrolündeki Mellat Exchange’de üst düzey yönetici olan İranlı Hüseyin Necafzade (65) hakkında hazırladığı iddianamede, suçlamalara delil teşkil eden bazı yasadışı para transferleri sıralanıyor. Bu transferler, şimdilik sadece ABD bankaları tarafından tespit edilebilenler. Zarrab’ın sorgusu sırasında, Bharara’nın davaya ilişkin yaptığı açıklamada belirttiği, yüz milyonlarca dolarlık yasadışı para hareketlerine dair daha detaylı verilere ulaşılması bekleniyor.

İddianamede yer bulanlar ise şunlar:

·         26 Ocak 2011’de adı açıklanmayan ve CC-1 olarak adlandırılan Mellat Exchange çalışanı bir suç ortağı, adı açıklanmayan ve CC-2 olarak adlandırılan Al Nafees Exchange çalışanı bir suç ortağına yolladığı bir e-postada, Al Nafees Exchange’in Bank Mellat adına uluslararası para transferi yapmasını istedi. Talimatlarda İranlı bir inşaat ve enerji şirketi olan MAPNA adına Kanada’da bulunan bir şirkete 953.288,85 dolar gönderilmesi istendi.

·         27 Ocak 2011’de Royal Emerald Investments, Birleşik Arap Emirlikleri’nden Kanada’ya bir ABD Bankası kullanılarak 953 bin 289 dolar yolladı.

·                    28 Şubat 2011’de CC-1, CC-2’ye bir e-posta yollayarak Çin’de kurulu bir şirkete 35 bin 900 dolar yollamasını istedi.

·                    1 Mart 2011’de CC-1, Zarrab ve adı açıklanmayan ve CC-3 olarak adlandırılan Royal Holding çalışanı bir suç ortağına bir e-posta yollayarak 35 bin 900 dolarlık para transferiyle ilgili talimatları iletti.

·                    2 Mart 2011’de Asi Kıymetli Madenler şirketi, başka bir ABD bankası kullanılarak Çin’deki bir şirkete 35 bin 900 dolar yolladı.

·                    9 Mart 2011’de CC-1, CC-2’ye bir mesaj yollayarak, Hong Kong’da bir şirkete 9 bin 225 dolar yollamasını istedi.

·                    24 Mayıs 2011’de CC-1, Zarrab, Cemşidi ve CC-3’e “Çok acil” başlıklı bir e-posta yollayarak 3.711.365 Euro’luk bir transferin OFAC yaptırımları nedeniyle ABD’li bir banka tarafından bloke edildiğini söyledi.

·                    31 Mayıs 2011’de Cemşidi, CC-2’ye bir e-posta yollayarak, İran Tahran’daki Mellat Exchange’e 30 milyon dolar yollamasını istedi.

·                    1 Haziran 2011’de CC-1, Zarrab’a “Çok acil” başlıklı bir e-posta yollayarak 9 bin 225 dolar ve 35 bin dolarlık transferlerin OFAC yaptırımları nedeniyle ABD’li bankalar tarafından bloke edildiğini söyledi.

·                    7 Ocak 2013’te Zarrab, adı açıklanmayan ve CC-4 olarak adlandırılan Royal Holding çalışanı bir suç ortağına bir e-posta yollayarak, ECB Kuyumculuk adına Türkmenistan’da bir enerji şirketine 600 bin dolar göndermesini istedi.

·                    16 Ocak 2013’te Zarrab, adı açıklanmayan ve CC-5 olarak adlandırılan bir suç ortağına bir e-posta yollayarak Güneş General Trading adına BAE’de kurulu bir Türkmenistan şirketine 1 milyon dolar göndermesini istedi.

·                    16 Ocak 2013’te Güneş General Trading, bir ABD bankasını kullanarak BAE’deki Türkmenistan şirketine 999 bin 907 dolar gönderdi.

·                    11 Kasım 2013’te, adı açıklanmayan ve CC-6 olarak adlandırılan bir suç ortağı Zarrab’a e-posta yollayarak, Seyfullah Ceşnsaz adına imzalanmış “Gizli” ibareli HKICO antetli bir belgeyi paylaştı ve HKICO’nun hesabına aktarılacak 100 milyon Euro’yla ilgili bilgiler verdi.

Tolga Tanış / Hürriyet

Beratcan'ın ölümünde korkunç şüphe

İstanbul Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube ekipleri, 15 gündür kayıp olan minik Beratcan Karakütük ile ilgili yeni bir ihbarı değerlendirdi. Ekipler, minik Beratcan'ın cesedini Tuzla'da Tepeören'de ormanlık alanda buldu. Beratcan'ın cesedi ilk incelemenin ardından Adli Tıp Kurumu'na kaldırıldı.

BERATCAN'IN ÖLÜMÜNDE 'CİNAYET' ŞÜPHESİ
Kartal'da 15 gün önce esrarengiz bir şekilde ortadan kaybolduktan sonra Tuzla'da ormanlık alanda cesedi bulunan 10 yaşındaki Beratcan Karakütük'ü öldürdüğü şüphesiyle bir servis şoförünün polis tarafından arandığı belirtildi. Beratcan'ın cesedinin, şüphelinin aracındaki GPS ve kullandığı cep telefonu baz sinyallerinin takip edilerek bulunduğu öğrenildi. Polis şimdi şüpheliyi yakalamak için operasyonları sürdürüyor.

İlkokul öğrencisi Beratcan Karakütük'ün kaybolmasının ardından ailesi ve polisin yanı sıra vatandaşlar da seferber olmuştu. Olayla ilgili yapılan her türlü ihbar değerlendirilirken, çevrede yapılan özel eğitimli polis köpeğinin de katıldığı çalışmalarda bugüne kadar bir sonuç alınamamıştı. Olayla ilgili Çocuk Şube ve Asayiş Şube Müdürlüğü tarafından ortak yürütülen soruşturmada bugün öğlen saatlerinde talihsiz çocuğun cesedine ulaşıldı. Ceset Tuzla'da Tepeören'de ormanlık alanda bir su kanalının içinde bulundu.

KESİN ÖLÜM SEBEBİ ADLİ TIP'TA BELİRLENECEK
Ceset üzerinde yapılan ilk incelemede talihsiz Beratcan'ın boğularak öldürülmüş olma ihtimali ağırlık kazanırken, Beratcan'ın kesin ölüm sebebi Adli Tıp Kurumu'nda yapılacak incelemede belirlenecek.

CESET, ŞÜPHELİNİN TELEFON VE GSP SİNYALLERİ TAKİP EDİLEREK BULUNDU 
Öte yandan polisin Beratcan'ın cesedine, olayın bir numaralı şüphelisi olan servis şoförünün cep telefonu baz sinyalleri ve aracındaki GPS bilgilerini kullanarak ulaştığı öğrenildi. Aileyi de tanıdığı belirtilen servis şoförünün olay günü, Beratcan'ın kaybolduğu yerde olduğu belirtildi. Polisin sinyal bilgilerine takip edip şüphelinin aracıyla geçtiği her yerde yoğun bir şekilde aramaya yaparak cesede ulaştığı bildirildi.

HER YERDE ARANIYOR
Cinayet Büro Amirliği'ne bağlı ekiplerin ortadan kaybolan servis şoförünü yakalamak için operasyonları sürdüğü öğrenildi. Olayın üzerindeki esrar perdesini şüphelinin vereceği ifadenin aydınlatacağı belirtildi.

15 GÜNDÜR ARANIYORDU
15 gün önce kaybolan ilkokul öğrencisi Beratcan Karatürk için ailesi ve polisin yanı sıra vatandaşlar da seferber olmuştu. Beratcan için kayıp olduğu 15 gün içinde polise ihbar yağmıştı ancak sonuca ulaşılamamıştı. Kartal'da oturan Beratcan'ın cansız bedeni ise Tuzla'da bulundu. Beratcan'ın dayısı "Evladımızın yaşadığından ümitliyiz. Her ihtimali değerlendirmek istiyoruz. Belediye ekipleri ile birlikte giremediğimiz yerlere girip arama yapmak istiyoruz" diye konuştu.

BERATCAN'IN BABA EVİNDE YAS HAKİM
Acı haberi alan yakınları ve komşuları Beratcan'ın ailesinin evinin önüne akın etti. Tuzla Orhanlı Tepeüstü Mahallesinde ormanlık alandaki su kanalında saat 12.00 sıralarında bir çocuğa ait ceset bulundu. Polis cesedin 15 gün önce Kartal'da okul çıkışında kaybolan 10 yaşındaki Beratcan'a ait olabileceği ihtimali üzerine, durumu çocuğun ailesine bildirdi. Ailenin teşhisiyle de cesedin Beratcan Karakütük'e ait olduğu belirlendi.

CENAZE ADLİ TIP'TA
Beratcan'ın cansız bedeni otopsi yapılmak üzere Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı.

BABA TAZİYELERİ KABUL ETTİ
Beratcan Karakütük'ün ölüm haberini alan yakınları ve komşuları Beratcan'ın ailesinin evine geldi. Oldukça üzgün olduğu gözlenen baba Ergün Karakütük evin önünde taziyeleri kabul etti. Komşular Beratcan'ın ölümünden sorumlu olanlara tepki gösterdi.

KARABÜK'TE TOPRAĞA VERİLECEK
Beratcan'ın cenazesinin yarın sabah Adli Tıp Kurumu morgundan alınarak önce Kartal'daki evinin önüne getirileceği, buradan da memleketi Karabük'e götürülerek ikindi vakti toprağa verileceği öğrenildi. DHA

Türkiye o bombacıyı sınır dışı etmiş

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Brüksel’deki terör saldısını gerçekleştiren bir saldırganı 2015’te Gaziantep’te yakalayarak sınır dışı ettiklerini belirterek, “Sınır dışı işlemini 14 Temmuz 2015’te nota ile Belçika Büyükelçiliği’ne iletmişiz. Belçikalılar adı geçeni serbest bırakmıştır” dedi. Türkiye’nin iki şüpheli kardeş konusunda Avrupa’yı uyardığı da öğrenildi. Öte yandan gece saatlerinde Belçika'dan konuyla ilgili bir açıklama geldi. Belçika Adalet Bakanı Koen Geens, Türkiye'nin sınır dışı ettiği Brüksel'deki saldırıyı gerçekleştirenlerden İbrahim el Bakraoui'nin o dönem terör bağlantısının bilinmediğini söyledi.


Romanya Cumhurbaşkanı Klaus İohannis ile ortak basın toplantısı düzenleyen Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: “İnanıyorum ki dünya siyaseti eğer ittifak halinde terörün üzerine giderse bu işi çözeriz. Onun için dünya; terörü, teröristi, terörizmi yeniden tanımlamak zorundadır. Buyurun Brüksel’de saldırganlardan biri daha önce Haziran 2015’te Gaziantep’te yakalayıp sınır dışı ettiğimiz kişidir. Sınır dışı işlemini 14 Temmuz 2015’te nota ile Belçika Büyükelçiliği’ne iletmişiz. Belçikalılar adı geçeni serbest bırakmıştır. Bu kişinin yabancı terörist savaşçı olduğu yönündeki uyarımıza rağmen Belçika terörizmle bağlantısını tespit edememiştir. Hatta burada Hollanda da söz konusudur. Kendi isteği üzerine Hollanda’ya da iade etmişiz. Ve nota ile oraya da bildirilmiştir. Ülkemizin hassasiyeti bakımından da bunu özellikle ifade ediyorum.”

Erdoğan’ın sözünü ettiği yabancı terörist savaşçının, Brüksel saldırılarının faillerinden biri olduğundan şüphelenilen Brahim El Bakraoui olduğu öğrenildi.

Cumhurbaşkanlığı kaynaklarından edinilen bilgiye göre, El Bakraoui geçen haziran ayında Gaziantep’te yakalanarak temmuz ayında, idari kararla kendi talebi doğrultusunda Hollanda’ya sınır dışı edildi. Türkiye’nin El Bakraoui’nin yabancı terörist savaşçı olduğu yolundaki uyarısını birer notayla hem Hollanda’ya hem de Belçika’ya bildirmiş olduğu da kaydedildi.

Bakraoui kardeşler, 2013’te yasal yollardan Türkiye’ye giriş yaptı. Kardeşlerin, Suriye’ye geçtiği ve IŞİD kamplarına katıldıkları öğrenildi. IŞİD’in Kasım 2015 tarihindeki Paris saldırısından sonra Türkiye, AB’yi tekrar Bakraoui kardeşler konusunda uyardı.

BELÇİKA'DAN YANIT GELDİ

Belçika Adalet Bakanı Koen Geens, Türkiye'nin sınır dışı ettiği Brüksel'deki saldırıyı gerçekleştirenlerden İbrahim el Bakraoui'nin o dönem terör bağlantısının bilinmediğini söyledi.
Geens, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Brüksel'deki saldırganlardan birinin Gaziantep'te yakalanıp sını dışı edildiği yönündeki sözlerine ilişkin açıklamada bulundu. Kamu yayın kuruluşu VRT'ye konuşan Geens, İbrahim el Bakraoui'nin Türkiye'de yakalandığını ancak Belçika'ya değil, Hollanda'ya gönderildiğini söyledi. Bakan, "Terörizmle bağlantılı olmayan bir suçtan hapis yattı, şartlı olarak tahliye edildi. O dönem terör bağlantısı bilinmiyordu" dedi.

Hollanda Adalet Bakanlığı'ndan akşam saatlerinde yapılan açıklamada da konunun incelendiği, perşembe gününden önce ayrıntılı bilgi verilemeyeceği belirtildi. (hürriyet.com.tr)

"Saygınlığını sıçıp sıvama uzmanı"

Ali Ağaoğlu, tanıtımını yaptığı yeni projesinin toplantısında, skandal sözleriyle herkesi kızdırdı.


‘Ağaoğlu Central Park İstanbul’ adını alan projesini tanıtan Ali Ağaoğlu’nun toplantı sırasındaki açıklamaları sosyal medyanın gündemine oturdu. Ağaoğlu, Taksim saldırıları sonrası ‘ortanca’ hanımını ve oğlunu oraya götürdüğünü, ‘fakir’lerin karanfil, kendisinin ise gül koyduğunu açıklayarak bir skandala imza attı.

10 yıldan bu yana İstiklal Caddesi’ne gitmediğini belirten Ağaoğlu, “O gün de benim ortanca hanımın doğum günüydü. Ona sözüm vardı, Boğaz’a yemeğe götürecektim. Bir anda aklıma şey geldi. Açıkçası kanıma dokundu. Aldım hanımı, oğlanı da aldım. Aşağı yukarı 15 senedir de ben İstiklal Caddesi’ne hiç gitmemiştim. Hem benim için güzel bir nostalji oldu. Gittim, hanımla, çocukla olayın olduğu yere. Millet fakir, karanfil bırakıyor. Ben gül bıraktım.”

Sosyal medyada herkesin tepkisini çeken bu açıklamalara, ünlülerin de tepkisi gecikmedi.

Metin Uca: Kendi eli ile saygınlığını sıçıp sıvama uzmanı

Ayşe Arman: Gunaydin… Bu ne rezillktir ya!!! Bugun gazeteye de de yazdim… ‘Ortanca Hanim’ ne demek ya! Demek ki bunun küçüğü de var, büyüğü de… Kaç eşi var bu beyefendinin? Bu ülkede, erkeklerin kaç karısı olabiliyor? Biz bir tane olabiliyor diye biliyoruz ama anlaşılan yanlış biliyoruz…

Sadece çüşünüz demek istiyorum!!!!!
Bu kadar paran olunca, Ali Ağaoğlu olunca, normal mi oluyor??? Blz de bu pespayelige adamin parasi var diye itiraz edemiyor muyuz??? Diyebilirsiniz ki, “Sana ne! Alan razı, satan razı!” Hayır kardeşim, bu ülkede yaşayan bir kadın olarak itiraz ediyorum, böyle bir şeyin normalleşmesinin bütün kadınların haklarına vurulmuş bir darbe olduğunu düşünüyorum… Eğer bu ülkede yasalar varsa, herkes için olsun!

Atilla Taş: Fakirin kuru karanfili, her gülden daha güzeldir. Gönülden vermiyorsun eğer, o gül değil, sırf dikendir!