1 Haziran 2016 Çarşamba

Bu ikizler aynı karaciğeri paylaşıyor!

Şanlıurfa'da sezaryenle doğum yapan Gülçin Yaşar'ın siyam ikizleri dünyaya geldi. Aynı karaciğeri paylaşan ikizler, ameliyatla birbirinden ayrılacak.


Hamileliğinin 38’inci haftasında doğum sancıları tutan Gülçin Yaşar, eşi Adem Yaşar tarafından akşam saatlerinde özel bir hastaneye götürüldü. Burada sezaryenle doğum yapan Gülçin Yaşar’ın erkek ikizleri, yapışık halde dünyaya geldi. Yeni Doğan Ünitesi’nde yoğun bakıma alınan erkek bebeklerin karın ve göğüs bölgelerinden yapışık olduğu ve aynı karaciğeri paylaştıkları belirlendi. Zorlu bir doğum yapan anne Gülçin Yaşar’ın sağlık durumunun iyi olduğu belirtildi.

Yapışık ikizlerin genel durumunun iyi olduğunu belirten Çocuk Cerrahisi Doktor Suat Erkoç, şunları söyledi:

“Yapışık ikizler oldukça nadir gözüken yaklaşık 500 bin doğumda bir gözüken anomali hastalardır. Bu bebeklerin her biri 1 kilo 900 gram ağırlığında dünyaya geldi. Bunların tanısı anne karnında konulmuştu.

Buradaki yapışık ikizler, aynı karaciğeri paylaşıyorlar. Bununla ilgili olarak tetkiklerimiz devam ediyor. Tetkiklerini yapıp MR’larını çektikten sonra, bebekleri ameliyatla birbirlerinden ayırmaya yönelik karar vereceğiz.”   DHA




Merve Büyüksaraç'a Cumhurbaşkanı'na hakaretten 1 yıl 2 ay hapis cezası

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a hakaret ettiği iddiasıyla yargılanan manken Merve Büyüksaraç 1 yıl 2 ay 17 gün hapis cezasına çarptırıldı.



İstanbul 29. Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, manken Merve Büyüksaraç katılmadı.

Duruşmada, müdahil Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı avukatı Hatice Özay temsil etti.

Duruşmada söz alan sanık Büyüksaraç'ın avukatı Ali Deniz Ceylan, "Müdahil Cumhurbaşkanı Erdoğan, devlet yöneticisi olduğu için eleştiri sınırları sert bir şekilde yorumlanmamalıdır. Müvekkilimin paylaştığı ifadelerin siyasi olarak değerlendirilmesi gerektiğini düşünmekteyiz. Bu nedenle müvekkilimizin beraatına karar verilmesini talep ediyoruz" dedi.

BÜYÜKSARAÇ'A SUÇLAMA

Erdoğan'ın avukatı Özay ise şikayetlerinin devam ettiğini ve sanığın cezalandırılması gerektiğini belirterek, "Suça konu paylaşımların eleştiri sınırlarında değerlendirilmesi mümkün değildir. Kişilik haklarına saldırı oluşturmaktadır. Bu nedenle sanığın cezalandırılmasını talep ediyoruz" diye konuştu.

MERVE BÜYÜKSARAÇ'A 1 YIL 2 AY HAPİS

Davaya ilişkin kararını açıklayan hakim, suçun işleniş şekli, konusu ve neticeleri göz önünde bulundurularak, sanık Merve Büyüksaraç'ın, "kamu görevlisine alenen birçok kez hakaret etmek" suçundan 1 yıl 2 ay 17 gün hapisle cezalandırılmasına hükmetti.

Sanığın iki yıldan az ceza alması ve hakkında herhangi bir sabıka kaydının bulunmamasını gözönüne alındığını belirten hakim, sanığa verilen hapis cezası hükmünün açıklanmasının 5 yıllık denetimli serbestlik şartıyla geri bırakılmasına karar verdi.

Ceza hükmü, manken Büyüksaraç'ın 5 yıl içinde kasten herhangi bir suç işlememesi durumunda ortadan kaldırılacak.

ÜNLÜ MANKENİN INSTAGRAM PAYLAŞIMI

Manken Merve Büyüksaraç, Instagram hesabından Erdoğan aleyhine yazılan "Ustanın Şiiri" adlı bir şiir paylaşmıştı. Büyüksaraç hakkında soruşturma başlatılmıştı.

Merve Büyüksaraç'ın, zincirleme şekilde "kamu görevlisine alenen hakaret" suçundan 1 yıl 5,5 ay ile 4 yıl 4,5 ay arasında değişen hapis cezasına çarptırılması talep edilmişti.

MERVE BÜYÜKSARAÇ KİMDİR?

1988 yılında Ankara'da dünyaya gelen Merve Büyüksaraç, Yeditepe Üniversitesi Endüstriyel Tasarım bölümünü bitirdi.Büyüksaraç, 2006 yılında düzenlenen Miss Turkey yarışmasında Türkiye güzeli seçildi.

Merve Büyüksaraç, bazı televizyon yarışmalarına da katıldı. mynet

Yaşar Nuri Öztürk’ten kötü haber

Daha önce mide kanseri teşhisiyle ameliyat olan Yaşar Nuri Öztürk'ün durumunun ağır olduğu söylentileri sosyal medyada konuşuluyor.

Sosyal medyada ünlü ilahiyatçı Yaşar Nuri Öztürk'ün durumunun ağır olduğu haberleri yayılmaya başladı. İlahiyatçı profesör Yaşar Nuri Öztürk'ün, Yeditepe Üniversitesi Hastanesi'de yattığı ortaya çıktı.

Yaşar Nuri Öztürk, mide kanseri teşhisiyle 12 Kasım 2011'de ameliyat olmuş ve 3.5 ay kemoterapi görmüştü.

Yeditepe Üniversitesi Hastanesi’nde tedavi olan Öztürk’ün şimdi evinde olduğu ancak durumunun ağır olduğu iddia ediliyor.

YAŞAR NURİ ÖZTÜRK’TEN HABER VAR

Ulaştığımız, Yaşar Nuri Öztürk’ün yardımcısı Azize Hanım, Öztürk’ün iki gündür evde olduğunu ve durumunun iyi olduğunu belirtti.

31 Mayıs 2016 Salı

Akşener: Paşa gönülleri bilir

Meral Akşener: Canı isteyen katılır, isteyen katılmaz, paşa gönülleri bilir.


MHP Genel Başkan adayı Meral Akşener, “O koltuklardan kalkmamak için büyük gayret söz konusudur. 19 Haziran’da yapılacak olan tüzük kurultayı arkadaşlarımızın canı ister katılır, canı istemez katılmaz, ona bir şey diyemeyiz paşa gönülleri bilir” dedi.

Milliyetçi Hareket Partili Genel Başkan adayı Meral Akşener, Sinop’a gelerek partisinin teşkilat üyeleri ve vatandaşlarla buluştu. Bir otelde basın mensuplarına açıklama yapah Meral Akşener, 19 Haziran’da kurultayın hukuka uygun ve zorunlu olarak yapılacağını söyleyerek “O koltuklardan kalkmamak için büyük gayret söz konusudur. 19 Haziran’da yapılacak olan tüzük kurultayı arkadaşlarımızın canı ister katılır, canı istemez katılmaz, ona bir şey diyemeyiz paşa gönülleri bilir. Ama 19 Haziran’da o kurultay hukuka uygun ve zorunlu olarak yapılacaktır. Delegelerimiz bizim elimizdeki bilgilere göre orada oldukları takdirde o tüzük değişecektir. O madde değişecektir. Değiştikten sonra seçimli bir kongre kararı alınacaktır” dedi.

Kurultayın yapılmamasının hukuken aykırı olduğunu söyleyen Akşener, “Yargıtay bir karar verdi. O karara bakarsanız hukuk prosedürünü baştalatan genel merkez ve genel başkandır. Yani o gün o 548 imzayı kontrol ederek ‘Evet arkadaşlarımız böyle bir iradeyi ortaya koymuşlar buyurun’ demiş olsalardı o kurultayı yapacak olan genel merkezdi. Aldılar baktılar bunlar gerçektir. ‘Hadi bakalım buyrun’ dendiğinde çağrı heyetinin zorunda olduğu bu kurultayı o zaman genel merkezimiz yapacaktı. Ama yapmadılar. Dendi ki bunlar kayıtlarda var bin 100 delege dahi imza getirse yok hükmündedir hadi bakalım marş marş mahkemeye. Gidildi mahkemeye ve nelerin içinden geçildi hepiniz gördünüz. Dolaysıyla bunun yapılmaması hukuken aykırı. İlla bir genel merkezin gelmesi, konuşma yapması öyle bir manası yok bu işin. Dolayısıyla bütün partilerin en üst organı genel kuruldur. Kongre veya kurultay dediğimiz genel kuruldur. Onun üstünde hiçbir makam yok. Yani her türlü tasarrufa yetkilidirler. Gerekli çoğunluğu oluşturdukları taktirde. 15 Mayıs’ta Ankara’ya 748 delege geldi. Yani o tüzük maddesini hava da karada değiştirecek sayıda delegemiz oradaydı genel merkezin ancak yapabileceği şey şudur, delegelerin kurultaya katılmasını engellemek için çeşitli söylemler geliştirebilirler. Bu 10 Temmuz’da bunlardan bir tanesidir. 5,5 aydır mücadele ediliyor. Ama bizim üst kurul delegelerinin bu tuzağa düşmeyeceğine adım gibi eminim” diye konuştu.
Akşener, basın toplantısının ardından otelden ayrılarak merkezde bulunan Sakarya Caddesi’nde esnafla ve vatandaşlarla selamlaştı. Akşener bu ziyaretinde 28 yaşındaki Metin Bal isimli gencin kız arkadaşı 28 yaşındaki Ferda Yılmaz’a evlenme teklif etmesine de şahitlik yaparak genç çifte mutlulukar diledi. DHA

Avrupa Adalet Divanı’ndan başörtüsü yasağına onay

Avrupa Adalet Divanı, bir işyerinin "dini ve ideolojik tarafsızlık ilkesi gereği" kadın çalışanlarına başörtüsü yasağı uygulayabileceğine karar verdi.


BBC Türkçe’den Yusuf Özkan’ın haberine göre; karar, Belçika vatandaşı Müslüman bir kadın çalışanın açtığı dava üzerine alındı.

G4S Secure Solutions aslı şirkette resepsiyon görevlisi olarak çalışan adlı kadın, üç yıl sonra başörtüsü takmaya başladı.

İşyerinde başörtüsü kullanılmayacağını belirten şirket, Achibata’yı işten çıkardı.

Bunun üzerine kadın çalışan, şirket aleyhine Belçika Mahkemesi’ne dava açtı.

Tazminat talebiyle açılan davaya Belçika Ayrımcılık Kurumu ve Müslüman örgütleri de destek verdi.
Mahkeme, dosyayı Yargıtay’a gönderdi. Belçika Yargıtayı da, konuyu Avrupa Birliği’nin en üst hukuk organı olan Lüksemburg’daki Avrupa Adalet Divanı’na havale etti.

ADALET DİVANI: AYRIMCILIK DEĞİL

Avrupa Adalet Divanı, başörtüsü yasağının ayrımcılık içerip içermediğine ilişkin başvuruyu karara bağladı.

AB Mahkemesi, işverenin başörtüsü yasağını haklı buldu.

Kararda, bir işyerinin dini ya da politik sembollerin açıkça kullanılmaması konusunda aldığı bir kuralı varsa, buna uyulması gerektiğine işaret edildi.

İşyerinin siyasi ve dini konularda tarafsız kalmak amacıyla, kadın çalışanlarına başörtüsü yasağı uygulayabileceği belirtildi ve bunun ayrımcılık olmadığı vurgulandı.

Avrupa Adalet Divanı’nın aldığı karar tavsiye niteliğinde.
Ancak Avrupa mahkemelerinin, verdikleri kararlarda bu tavsiyeleri genellikle dikkate aldıkları belirtiliyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Almanya Başbakanı Merkel’e telefon

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Almanya Başbakanı Angela Merkel'e telefon açıp, 2 Haziran'da Alman Parlamentosu'nda görüşülecek 1915 Olayları'na ilişkin tasarısıyla ilgili "Almanya sağduyulu bir yaklaşım sergilemeli" dedi.

Almanya Parlamentosu’nda perşembe günü 1915 Olayları’nı ‘soykırım’ olarak nitelendiren tasarı görüşülecek.

Söz konusu tasarı, Hıristiyan Birlik (CDU/CSU), Sosyal Demokrat Parti (SPD) ile muhalefet partisi Yeşiller tarafından hazırlandı.

Dört parti grubunun onayından geçen ve perşembe günü tartışılarak oylanacak olan tasarıda 1915 Olayları resmen ‘soykırım' olarak niteleniyor.

Sadece Ermeniler değil, Osmanlı’da Hıristiyan azınlık Asuriler, Süryaniler ve Keldanilerin de soykırıma uğradığı iddia ediliyor.

Tasarıda Osmanlı İmparatorluğu’nun o zamanki askeri müttefiki Alman İmparatorluğu’nun rolü “utanç verici” olarak niteleniyor ve Alman Parlamentosu’nun bundan büyük üzüntü duyduğu vurgulanıyor. Sözcü

Üsküdar'da can pazarı

Üsküdar sahilinde dengesini kaybederek denize düşen genç kız bir minibüs sürücüsü tarafından son anda kurtarıldı. Ambulans ile hastaneye kaldırılan genç kız, tedavi altına alındı.


Üsküdar sahilinde yaşanan olayda Hatice Demir, dengesini kaybederek denize düştü. Yüzme bilmeyen genç kızın imdadına ise, hemen olay yerinin yanında bulunan minibüs durağındaki minibüs şoförü Salim Göber ve balıkçı arkadaşı yetişti.

BATAK ÜZEREYKEN SON ANDA YAKALADI

Vatandaşların çağrısı üzerine koşarak denize atlayan Salim Göber ve arkadaşı, Hatice Demir’i son anda batmak üzereyken yakalayarak su yüzeyinde tutmayı başardı. Olay yerine kısa sürede gelen ekipler, Kıyı Emniyeti’ne bağlı botlardan destek istedi. Deniz yüzeyinde bir süre bekletilen Hatice Demir, olay yerine gelen bota alınarak Harem’de bulunan Kıyı Emniyeti’nin istasyonuna götürüldü. Burada ambulansa sevk edilen Hatice Demir, Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alındı.

"GÖRÜR GÖRMEZ HEMEN ATLADIM"

Genç kızı kurtaran Salim Göber, “Buradan sesleri duyduk. Millet toplanmış orada. Bir arkadaş koşarak geldi. 'Birisi boğuluyor' dedi. Ben hemen atladım. Balıkçı bir arkadaş var, o da geldi. İkimiz beraber çıkardık. Sahil güvenliği bekledik. O da geldi, aldı işte. Yüzme bilmiyordu. Son anlarında batmak üzereyken yetiştik. Durumu iyi. Biraz korkmuştu tabi. Su yutmuştu. Ekipler geldi, aldı. Durumu iyi” şeklinde konuştu.

Hastanede tedavi altına alınan Hatice Demir’in sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi. Hürriyet

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Alışacaklar

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Adnan Menderes Havalimanı'nda, Uganda'ya hareketi öncesinde düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı.


"SUÇLU SANDALYESİNDE OTURAN BİR ÜLKE DEĞİLİZ"

"Sayın Putin'in Atina ziyareti sırasında bir ifadesi vardı, Türkiye'nin adımlar atması yönünde. Rusya'nın ve Putin'in tutumu hala değişmedi. Bu konuda Türkiye adım atacak mı? Önümüzdeki süreçte Türkiye-Rusya ilişkilerinde bir gelişme yaşanacak mı?" sorusunu da yanıtlayan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Şimdi beni meraklandıran konu, acaba bizden nasıl bir ilk adım bekleniyor, onu ben anlamakta zorlanıyorum. Yoksa biz Türkiye olarak suçlu sandalyesinde oturan bir ülke değiliz ve biz kesinlikle Rusya ile münasebetleri bozmak isteyen de değiliz. Tam aksine Rusya ile münasebetlerimizi geliştirmeyi arzu eden bir ülkeyiz. Kaldı ki Sayın Putin ile bizim ilişkilerimiz gerçekten çok farklı noktadayken, iki iyi dost noktasındayken böyle bir konuma gelmiş olması veyahut bir pilotun yapmış olduğu hata veya yanlış sebebiyle koskoca Türkiye’yi feda etmesi gerçekten düşündürücüdür. Rusya ile münasebetlerimizi kesinlikle yeniden geliştirmenin, yeniden çok daha farklı bir konuma taşımanın gayreti içerisinde olmamız gerekir diye düşünüyorum. Temenni ederim ki bir an önce bu sıkıntı aşılır ve Türkiye ile Rusya şu son 10 yıl içerisinde attıkları adımları yeniden atarlar, atmaya devam ederler."

"ULUSLARARASI HUKUKTA BAĞLAYICI YANI YOK"

Merkel'in "Elimizden gelen bütün gayreti göstereceğiz" şeklinde ifadeler kullandığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:

"Biz önce şuna inanacağız, bizim sözde Ermeni soykırımı gibi bir problemimiz var mı? Bizim böyle bir problemimiz yok. Biz bu konuda rahatız. Bize bu şekilde yaklaşım gösterenler, aslında iki ülke arasındaki, Almanya şu anda 3 milyonu aşkın Türk'ün yaşadığı bir ülke ve şu anda aramızdaki ilişkiler çok çok üst düzeyde. Böyle bir oyuna gelecek olursa, bu bizim geleceğimize yönelik iki ülke arasındaki gerek diplomatik, ekonomik, ticari, siyasi, askeri ki, biz aynı zamanda NATO'da iki ülkeyiz, bütün bunları tabii bu zedeler. Öyle zannediyorum ki bunların hepsi düşünülecektir. Şu anda çıkmamış bir kararı değerlendirmeyi doğru bulmam ama bir karar çıkar, bu karar çıktıktan sonra bunun gerekçesi nedir, bunun içinde neler var, ondan sonra bunun değerlendirmesini gerek hükümetimiz yapacaktır, gerekse bizler beraber bunun değerlendirilmesini yaparız. Ama bunun uluslararası hukukta bizi bağlayıcı hiçbir yanı da yoktur. Bunu da bilmenizi istiyorum."

Bir gazetecinin, yüksek mahkeme başkanlarının Rize ziyaretine katılmasıyla ilgili eleştirileri hatırlatması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ben şu anda bir siyasi partinin genel başkanı değilim. Halkının yüzde 52'sinin oyunu alarak seçilmiş bir Cumhurbaşkanıyım. Yargı organının da Cumhurbaşkanıyım, yürütmenin de Cumhurbaşkanıyım, yasama organın da Cumhurbaşkanıyım." ifadelerini kullandı.

"DAHA ÇOK BÖYLE DEVLETİN MİLLETLE KAYNAŞTIĞI ŞEYLERİ GÖRECEKLER"

Söz konusu yaklaşımın içerisine giren muhalefetin halen siyaseti öğrenemediğini vurgulayan Erdoğan, önce siyaseti öğrenmeleri gerektiğini bildirdi.

Erdoğan, "Yani bunlar Tayyip Erdoğan birisine selam verse, 'Niye selam verdi' diye bunun hesabını soracaklar veya Tayyip Erdoğan'a birisi selam verse, 'Niye sen Erdoğan'a selam verdin' diye bunu soracaklar. Bunlar boşuna yoruluyorlar. Biz yargının başkanlarıyla, temsil noktasında olanlarıyla bu tür seyahatleri rahatlıkla yaparız. Bunun yasal, ahlaki, teamül olarak hiçbir yanlış yanı yoktur. Bunlara alışmadılar bunlar, bugüne kadar ama alışacaklar. Daha çok böyle devletin milletle kaynaştığı şeyleri görecekler. Biz yargının en üst temsilcileriyle orada halkımızla beraber çay tamilarının başında çay topladık. Şimdi 'tami'yi de soracaklar tabi ne söylemek istedi diye. Onu da öğrenecekler." diye konuştu. DHA

Goril Harambe meğer küçük çocuğu korumak istemiş

Kafese giren dört yaşındaki çocuğu kurtarmak için 17 yaşındaki goril Harambe'nin öldürülmesi olayında yeni detaylar gelmeye devam ediyor. Çocuğuna sahip çıkmayan çiftin sabıka kaydında pek çok suç olduğu ortaya çıktı. Son çıkan görüntülerde gorilin aslında küçük çocuğu korumak istediği ortaya çıktı.


ABD'de bir hayvanat bahçesinde kafese giren çocuğu kurtarmak için goril Harambe'nin öldürülmesinin yankıları sürüyor.

Çocuklarını gözden kaçıran ve Harambe'nin öldürülmesiyle sonuçlanan olay yüzünden çocuğun anne-babası Deonne Dickerson ve Michelle Gregg çiftine eleştiri yağıyor.

Çocuğun babası Dickerson'un son 10 yıl içerisinde hırsızlık, ateşli silahla işlenmiş suçlar, haneye tecavüz gibi eylemlerden sabıka kaydı bulunduğu ortaya çıktı. Çiftin dört çocuğu var ve en küçük çocukları Ocak ayında dünyaya gelmiş. Baba Dickerson'un ayrıca 2006 yılında bir uyuşturucu kaçakçılığından bir sene hapse mahkum edildiği bildirildi.


'HARAMBE İÇİN ADALET'E 115 İMZA

Çocuğun anne ve babası olayın sorumlusu olarak sosyal medyada ağır eleştirilere maruz kalsa da onlardan farklı düşünenler de var. Bir kesim hayvanat bahçesi yönetimini böyle durumları önlemek için bariyer koymamakla suçlarken başka bir kesim gorilin dikkatinin yemekle dağıtılarak silah olmadan da çocuğun kurtarılabileceğini savunuyor.

Hayvanat bahçesi yöneticisi ise yaptığı açıklamada, "Bir daha aynı durumda kalsam aynı kararı verirdim" diye konuştu.

Haftasonu gerçekleşen olayın ardından ortaya çıkan görüntüleri görenler gorilin aslında çocuğu korumaya çalıştığını söyledi. Kafesin kenarında çocuğu korumak için önünde durduğu görülen Harambe’nin kısa bir süre için 4 yaşındaki çocuğun elinden tuttuğu da görülüyor.Görgü tanıkları, etraftaki kişilerin çığlıklarıyla strese giren gorilin çocuğu korumaya çalıştığını belirtiyor.
Change.org'da 'Harambe için adalet' imza kampanyasını şimdiye dek 291 bin kişi imzaladı. 17 yaşındaki goril Harambe kafese giren çocuğu 10 dakika kadar sürükledikten sonra vurularak öldürülmüştü. Hürriyet






Rıza Zarraf eşi Ebru Gündeş’e hediye ettiği yalıyı geri aldı

ABD’de tutuklu bulunan Rıza Zarraf'ın, Beykoz Kanlıca- Çubuklu Yolu'nda bulunan ikiz yalıların tamamına sahip olduğu iddia ediliyor.



ABD'de tutuklu bulunan Rıza Zarraf’ın, Beykoz Kanlıca- Çubuklu Yolu’nda bulunan ve biri eşi Ebru Gündeş’e, biri de kensine ait olan ikiz yalının tamamına sahip olduğu ortaya çıktı.

HEDİYE ETTİĞİ YALIYI GERİ ALDI

Cumhuriyet’ten Miyase İlknur’un haberine göre, Kanlıca'daki ikiz yalıdan Ebru Gündeş'in üzerine olanı, Rıza Sarraf 8 Ocak 2016'da kendi üzerine almış. Sarraf, Cemalettin Happani'ye de Esenyurt'ta bir daire vermiş.

2011 yılında aldığı Kanlıca'daki ikiz yalı arasında asansör ekleyen ve dış görünümünü değiştiren Rıza Sarraf'ın, eşi Ebru Gündeş'e hediye olarak aldığı yalıyı, bu yılın başında kendi üzerine geçirdiği ortaya çıktı. 8 Ocak 2016'da 393 yevmiye no ile yalıyı satın almış görünen Sarraf'ın bu satış karşılığında Ebru Gündeş'e ne kadar ödediği öğrenilemedi.

Kanlıca Mahallesi'nde 23 pafta 116 ada 4-5 parseller üzerinde bulunan ve toplam üç yalıdan oluşan Mehmet Arif Bey Yalıları'ndan ikisini 2011'de satın alan Sarraf, 4 parseldekini kendi, 5. parseldekini eşi Ebru Gündeş'in üzerine kaydettirmişti. Sarraf, Osmanlı döneminde inşa edilen ve 1970'te ikinci derece tarihi eser olarak tescili yapılan yalılarda tadilat çalışması başlatmış ve bu proje, İstanbul 6 numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu ve Boğaziçi İmar Müdürlüğü'nce onaylanmıştı. Ancak tadilat projesinde yer almayan kaçak eklentiler nedeniyle suç duyurusu üzerine Beykoz Cumhuriyet Savcılığı soruşturma başlatmıştı. Savcı Turgut Çakır'a ifade veren Ebru Gündeş, “Benim haberim yok her şeyi Rıza yaptı” dediği yalısını nedeni anlaşılamayan bir şekilde bu yılın başında eşi Rıza Sarraf'a sattı.

HAPPANİ AİLESİNE DE BİR DAİRE

Para transferinde kullandığı Abdullah Happani ile olan ilişkileri 17/25 Aralık fezlekesine giren Rıza Sarraf'ın Esenyurt'taki 11 dairesinden birini 8 Nisan 2013'te Happani ailesinden Cemalettin Happani'ye devrediyor. Tapu kayıtlarında satış olarak gözüken Esenyurt Üçevler sitesindeki daire karşılığında para alıp alınmadığı bilinmiyor. Sözcü

Doktor hatasını kabul etmediler

Ordu'da doğan Zeynep Sare'nin, doktor hatası nedeniyle sol kolunun kesildiği iddiasına karşı hastane açıklama yaptı.

Ordu’nun Fatsa İlçesi’nde doğan Zeynep Sare, doğumdan sonra sol kolunu kangrenden kaybetti. Derya ve Ümit Seniz çifti, bebeklerinin kolunun doktor hatası nedeniyle kesildiğini iddia ediyor. Konu ile ilgili açıklama yapan Hastanenin Sorumlu Müdürü Opr.Dr. İsmail Balcıoğlu ise yaptığı açıklamada, Zeynep bebekte görülen durumun “200.000-300.000’de 1 olarak görülen çok nadir rastlanan bulgu” olduğunu belirterek bu iddiayı kabul etmediklerini söyledi.

Fatsa’da oturan 6 yıllık evli 30 yaşındaki Derya ve 36 yaşındaki Ümit Seniz çifti geçen 14 Kasım’da ilçedeki özel bir hastanede dünyaya gelen ve sol kolundaki kangren nedeniyle kolu kesilen şimdi 6.5 aylık kızları Zeynep Sare Seniz’in doktor hatası nedeniyle kolundan olduğunu iddia etti. Doğum sonrası kızlarının sol kolu ameliyatla kesilen çift, özel hastanede görevli kadın doğum uzmanı Dr. L.U. ile çocuk hastalıkları uzmanı Dr. N.E.’nin hata ve ihmalinin olduğunu iddia ederek Fatsa Cumhuriyet Savlığı’na suç duyurusunda, Sağlık Bakanlığı’na da şikayette bulundu. Olayın dün kamuoyunda duyulmasının ardından bu gün söz konusu özel hastaneden olayla ilgili yazılı bir açıklama yapıldı.

Özel hastanenin Sorumlu Müdürü olan Opr.Dr. İsmail Balcıoğlu, hasta Derya Seniz'in gebelik takibinin düzenli olarak hastanelerinde yapıldığını ifade ederek şöyle dedi:

“14 Kasım 2015 günü hasta Derya Seniz; bebek hareketlerinde azalma nedeni ile Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanımız Dr. L.U.’ya muayeneye gelmiş olup yapılan NST de bebek hareketlerinin azalmış olduğu görülüp bu nedenle takip için hastaneye yatışı yapılmıştır. Fakat yapılan takipte NST reaktif olmayınca aynı gün saat 15.30’da sezaryen sectio ile doğum gerçekleştirilmiş olup bebekte sol kolda kızarıklık ve yüzeyel laserasyonlar gözlenmiş; Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları doktoru Dr. N.E.’y e bilgi verilmiştir. Bebeğin yapılan muayenesinde sol kolda tırnaklarda morarma ve nabız alınamaması üzerine Ordu Sağlık Müdürlüğü 112 Komuta Kontrol Merkezi ile irtibat kurulmuştur. Ordu Sağlık Müdürlüğü koordinasyonunda uçak ambulans temin edilerek Kocaeli Üniversitesine transport küvöz ile nakli sağlanmıştır. Bebeğin nakli öncesinde ilgili hastanenin Kalp Damar Cerrahi uzmanı ile de kontakt kurularak gerekli medikal tedaviler yapılmıştır. Bahse konu olan olay, bebeğin intrauterin yaşamında gerçekleşen, muhtemelen pıhtılaşma mekanizmasındaki patoloji sonucu sol kolu besleyen ana arterdeki tıkanmaya bağlı gangrendir. 200.000-300.000’de 1 olarak görülen çok nadir rastlanan bulgudur. Bebeğin gönderildiği hastanede sol kolun ampute edildiğini üzülerek öğrendik. Olay adli mercilere intikal etmiş olup yargı sürecindedir.” DHA

Savcı Preet Bharara’dan Enes Kanter’e tebrik

Reza Zarrab'ı ABD'de tutuklatan savcı Preet Bharara, basketbolcu Enes Kanter'i tebrik etti.


Oklahoma City Thunder oyuncusu basketbolcu Enes Kanter, Twitter’dan Savcı Preet Bharara’ya “Yaptığınız iyi işlerle gurur duyuyorum. Buna devam edin. Adalet avcısı Bharara” diye yazdı. Bu mesaja yanıt veren Bharara, “Her ne kadar ünvan avınız sona erse de, Enes Kanter ve Oklahoma City Thunder’a mücadelesinde tebrikler” cevabını verdi.
Enes Kanter, Reza Zarrab’ın gözaltına alınmasından sora Savcı Bharara adına takımının formasını yaptırmıştı


İlber Ortaylı’dan ‘Fatih hristiyan mı öldü?’ sorusuna sert yanıt

Ünlü tarihçi İlber Ortaylı, katıldığı canlı yayında, İstanbul'un Fethi'ne ilişkin çok çarpıcı açıklamalar yaptı. Ortaylı, bir gazetecinin kendisini arayıp, 'Fatih hristiyan mı öldü' diye soru sorduğunu ve bunun üzerine çok sinirlendiğini ifade etti.


CNN Türk’te Ahmet Hakan’ın sorularını yanıtlayan Ortaylı, İstanbul’un Fethi’ni değerlendirdi. Ortaylı, “Bir gazeteci aradı beni ama öyle saçma bir soru sordu ki çok sinirlendim. Bana Fatih hristiyan mı öldü sorusunu sordu” diyerek sözlerine şöyle devam etti: Böyle saçma bir şey olamaz. Adam bir padişahın oğlu ve hilafet bize Yavuz Sultan Selim ile gelmedi vardı o unvan eskiden de. En azından kaynaklarda bunu görürsünüz. Bir takım arkadaşlar var Fatih’e hıristiyanlık yaraştırıyorlar, bir takım arkadaşlar da var Fatih’in Müslüman olması rahatsız ediyor ne hikmetse..”

Avrupa belki vicdana gelir diye yayınladılar

Akdeniz'de geçen hafta yaşanan ve 700 göçmenin boğularak can verdiği tahmin edilirken, İtalya ile Libya arasında kurtarma çalışmaları yürüten Sea-Watch adlı bir Alman insani yardım kuruluşu, dün yürek yakan bir fotoğraf yayınladı.


Yürek burkan fotoğrafta, bir yaşından büyük olmadığı sanılan bir bebeğin denizden çıkarılan cansız bedeni, Martin adlı Alman kurtarma görevlisinin kollarında görülüyor.

Reuters’ın haberine göre; söz konusu fotoğraf, Sea-Watch adlı kuruluş tarafından, Avrupalı yetkilileri göçmenler için güvenli koridorlar sağlamaya ikna etmek için servis edildi.

Minik bebeğin cansız bedenini kollarında taşıyan kurtarma görevlisine bir e-postayla ulaşıldı. Adının Martin olduğunu söyleyen ve soyadını vermeyen görevli, bebeği denizde gördüğünü ve kolları açılmış bir ‘oyuncak bebek’ gibi göründüğünü anlattı.


GÜNEŞ PARLAK AMA HAREKETSİZ GÖZLERİNDE PARLIYORDU…

Martin sonrasını ise şöyle aktardı: “Bebeği kollarından yakaladım ve hafif bedenini sanki hâlâ sağmış gibi sakınarak hemen kollarıma aldım. Minik parmakları olan ellerini gökyüzüne uzatmıştı, güneş, onun parlak, dostça fakat hareketsiz gözlerinde parlıyordu.”

Geçen hafta İtalya açıklarında bir göçmen teknesi alabora olmuştu. Dehşet anları, İtalyan donanmasına ait bir kurtarma teknesinden anbean kaydedilmişti.

Üç çocuk babası olan ve müzik terapisti olarak çalışan Martin, “Kendimi rahatlatmak ve bu akılalmaz, yürek parçalayan ana bir anlam vermek için şarkı söylemeye başladım. Sadece altı saat önce bu çocuk yaşıyordu” dedi.


İtalyan donanmasına teslim edilen minik bebek hakkında henüz pek bir şey bilinmiyor. Sea-Watch, yarı giyinik haldeki bebeğin cinseyeti hakkında net bir bilgi veremedi. Çocuğun anne-babasının da kazadan kurtulup kurtulmadığı bilinmiyor.

Minik bebeğin cansız bedeni, İtalya’nın güney kıyıları açıklarında cuma günü denizden çıkarıldı. Perşembe gecesi Libya’nın Sabratha kentinden denize açılan bir tekne alabora olmuştu.

İtalya’nın güneyinde Reggio Calabria limanına 45 ceset getirildi. Cansız bedenleri kıyıya taşıyan İtalyan donanma gemisi, aynı olayda 135 kişiyi de kurtardı.

AB-TÜRKİYE ANLAŞMASINDAN SONRA…

Göçmenler, AB ile Türkiye arasında varılan anlaşmanın ardından Avrupa’ya geçmek için yeni yollar deniyor. En çok kullanılan rota ise geçen hafta 700 kişinin boğulduğu sanılan Akdeniz’den geçiyor. Ülkelerinde savaştan kaçan birçok insan, Libya üzerinden İtalya’ya ulaşmaya çalışıyor. DHA


30 Mayıs 2016 Pazartesi

Bu çiçeği koparan yandı

Dünyada sadece Aydın'ın Kuşadası ilçesindeki Dilek Yarımadası Milli Parkı'nda yetişen tüylü çan çiçeğinin koparılması halinde 41 bin lira idari para cezası uygulanıyor.


Nisan ile haziran ayları arasında çiçek açarak doğal yaşam alanı Dilek Yarımadası'nı süsleyen tüylü çan çiçeği (campanula tomentosa), doğa fotoğrafı tutkunlarının ilgisini çekiyor. Dünyada 300 türü bulunan çan çiçeğinin sadece Dilek Yarımadası Milli Parkı'nda yetişen türü olan tüylü çan çiçeği, mor renkleriyle ve tüylü dokusuyla türdeşlerinden ayrılıyor.

Kaya ve duvar kenarlarında öbekler şeklinde açan çan çiçeği, endemik bir tür olarak sadece bu coğrafyada görülmesi nedeniyle hassas şekilde korunuyor.

AA muhabirine açıklamalarda bulunan Doğa ve Milli Parklar 4. Bölge Müdürü Rahmi Bayrak, tüylü çan çiçeğinin Türkiye için büyük bir değer olduğunu aktardı.

Dilek Yarımadası'nın Türkiye’deki 40 milli parktan biri olduğunu ifade eden Bayrak, "Parkımız aynı zamanda dünya biyogenetik rezerv alanıdır. Bizler için çok kıymetli bir alandır. Çoğu koruma altındaki 270 civarında kuş türü, 804 adet de bitki türü vardır" diye konuştu.

Tüylü çan çiçeğinin bölgeye güzellik kattığını belirten Bayrak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Doğanbey mıntıkasında bolca açmış olan tüylü çan çiçekleri dünya endemik türlerinden bir tanesidir. Bu türün korunması bizim için çok önem arz ediyor. Vatandaşlarımızdan özellikle rica ediyorum, bu mevsimde çiçeklerin fotoğraflarını çekebilirler ama lütfen dokunmasınlar. Çünkü bunlar bizim için birer hazine değerindedir. Bu çiçeği koparanlara verilecek ceza 41 bin liradır. Vatandaşlarımızın bu konuda duyarlı olduğunu görüyoruz. Şu ana kadar herhangi bir olumsuzluk yaşamadık. Mühim olan bu değerimizin olduğu yerde bilinmesi ve tanınmasıdır."