Konya'da ağabeyinin kına gecesinde sigara içmek için çıktığı balkondan düşen 21 yaşındaki Ayşenur Çetintaş, hayatını kaybetti.
Olay, geçen Perşembe günü merkez Meram İlçesi Çaybaşı Mahallesi'ndeki bir ilkokulda meydana geldi. Bir şirkette özel güvenlik görevlisi olan Ayşenur Çetintaş, ağabeyinin kına gecesinin yapıldığı okulda sigara içmek için balkona çıktı.
Ayşenur Çetintaş, dengesini kaybedip yaklaşık 5 metre yükseklikten beton zemine düştü. Yakınlarının çağırdığı ambulansla Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılan Çetintaş, doktorların tüm çabasına karşın kurtarılamadı. DHA
23 Ağustos 2016 Salı
22 Ağustos 2016 Pazartesi
Üniversiteli Cansu, yurtta asansör boşluğuna düşerek öldü
Kayseri’de üniversite öğrencisi 22 yaşındaki Cansu Canan Siyah, kaldığı yurdun 4’üncü katından asansör boşluğuna düşerek yaşamını yitirdi.
Olay, Talas ilçesi Mevlana Mahallesi Numune Sokak’ta bulunan özel bir kız öğrenci yurdunda meydana geldi. Erciyes Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Elektrik Elektronik Mühendisliği öğrencisi Cansu Canan Siyah, iddiaya göre, kaldığı yurdun 4’üncü katından asansör boşluğuna düştü. Ağır yaralanan genç kız, çevredekilerin ihbarı üzerine gelen sağlık ekiplerince Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne kaldırıldı. Burada tedaviye alınan genç kız tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Polis, olayla ilgili soruşturma başlattı.
Gökhan KURT/KAYSERİ, (DHA)
Olay, Talas ilçesi Mevlana Mahallesi Numune Sokak’ta bulunan özel bir kız öğrenci yurdunda meydana geldi. Erciyes Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Elektrik Elektronik Mühendisliği öğrencisi Cansu Canan Siyah, iddiaya göre, kaldığı yurdun 4’üncü katından asansör boşluğuna düştü. Ağır yaralanan genç kız, çevredekilerin ihbarı üzerine gelen sağlık ekiplerince Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne kaldırıldı. Burada tedaviye alınan genç kız tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Polis, olayla ilgili soruşturma başlattı.
Gökhan KURT/KAYSERİ, (DHA)
Doğa Koleji satıldı
Doğa Okulları'nın yüzde 100 hissesi için nihai satış anlaşması 20 Ağustos 2016 tarihinde imzalandı.
Satış işlemi, Metal Yapı Konut ile Fethi Şimşek ve Turkven tarafından danışmanlık verilen yabancı yatırımcılar arasındaki anlaşmanın imzalanmasıyla sonuçlanmış oldu.
Doğa Okulları kurucusu Fethi Şimşek yaptığı açıklamada, “Kurup yıllardır itinayla büyüttüğümüz okulumuzu bu kıymetli ve hayırsever işadamına devretmek bize gurur veriyor. Doğa Okulları yıllardır başarıyla taşıdığı liderlik bayrağını, Türkiye’nin en büyük gayrimenkul şirketlerinden birinin kurucusu ve sahibi olan Ömer Saçaklıoğlu ile daha yükseklere taşımayı hedeflemektedir” dedi.
1980 yılından beri gayrimenkul geliştirme konusunda Metal Yapı Konut şirketiyle faaliyet gösteren Ömer Saçaklıoğlu, özellikle üst segment eğitim kampüsleri, ofis, rezidans, AVM ve otel konusunda çalışmalarını sürdürüyor. Yakın geçmişte birçok projeyi tamamlayan Metal Yapı Konut’un şu anda devam eden projeleri de bulunmaktadır.
Satış işlemi, Metal Yapı Konut ile Fethi Şimşek ve Turkven tarafından danışmanlık verilen yabancı yatırımcılar arasındaki anlaşmanın imzalanmasıyla sonuçlanmış oldu.
Doğa Okulları kurucusu Fethi Şimşek yaptığı açıklamada, “Kurup yıllardır itinayla büyüttüğümüz okulumuzu bu kıymetli ve hayırsever işadamına devretmek bize gurur veriyor. Doğa Okulları yıllardır başarıyla taşıdığı liderlik bayrağını, Türkiye’nin en büyük gayrimenkul şirketlerinden birinin kurucusu ve sahibi olan Ömer Saçaklıoğlu ile daha yükseklere taşımayı hedeflemektedir” dedi.
1980 yılından beri gayrimenkul geliştirme konusunda Metal Yapı Konut şirketiyle faaliyet gösteren Ömer Saçaklıoğlu, özellikle üst segment eğitim kampüsleri, ofis, rezidans, AVM ve otel konusunda çalışmalarını sürdürüyor. Yakın geçmişte birçok projeyi tamamlayan Metal Yapı Konut’un şu anda devam eden projeleri de bulunmaktadır.
O anne ömrü boyunca bu dört mezara bakacak!
Gaziantep'te düğüne saldırıdan sağ kurtulan tanıklar yaşadıkları dehşeti anlattı. Hain saldırıda 4 çocuğunu kaybeden, eşi de ağır yaralanan Emine Ayhan, "tek çocuğum olmasaydı intihar
ederdim" dedi.
Gaziantep’te kına gecesinde meydana gelen canlı bomba saldırısında 54 kişi yaşamını yitirdi çoğu ağır 70’den fazla kişi de yaralandı. Saldırıda ölenlerin çoğunun çocuk olduğu ortaya çıktı.
‘İNTİHAR EDERDİM’
Patlamada 4 çocuğunu kaybettiğini, eşinin de yoğun bakımda olduğunu anlatan Emine Ayhan, yaşadıklarını şu sözlerle anlattı “Düğün bizim yakın akrabamızındı. Ben eve su içmeye giderken birden büyük bir patlama oldu. Önce havai fişek veya başka bir patlama olduğunu düşündük. Hemen patlama yerine koştum baktım ortalık kan gölüne dönmüş ve her yer ceset yeri olmuş. Çocuklarımı aradım ancak cesetlerini buldum. O an sinir krizi geçirdim. Dünyam her şeyim bitti çünkü 5 çocuğumdan biri kaldı. Eğer kalan 1 çocuğum olmasaydı intihar ederdim çünkü dayanamıyorum.” Sözcü
ederdim" dedi.
Gaziantep’te kına gecesinde meydana gelen canlı bomba saldırısında 54 kişi yaşamını yitirdi çoğu ağır 70’den fazla kişi de yaralandı. Saldırıda ölenlerin çoğunun çocuk olduğu ortaya çıktı.
‘İNTİHAR EDERDİM’
Patlamada 4 çocuğunu kaybettiğini, eşinin de yoğun bakımda olduğunu anlatan Emine Ayhan, yaşadıklarını şu sözlerle anlattı “Düğün bizim yakın akrabamızındı. Ben eve su içmeye giderken birden büyük bir patlama oldu. Önce havai fişek veya başka bir patlama olduğunu düşündük. Hemen patlama yerine koştum baktım ortalık kan gölüne dönmüş ve her yer ceset yeri olmuş. Çocuklarımı aradım ancak cesetlerini buldum. O an sinir krizi geçirdim. Dünyam her şeyim bitti çünkü 5 çocuğumdan biri kaldı. Eğer kalan 1 çocuğum olmasaydı intihar ederdim çünkü dayanamıyorum.” Sözcü
Gaziantep'teki canlı bomba saldırısında ölenlerin 29'u çocuk
Gaziantep'te kına gecesine düzenlenen 'canlı bomba' saldırısında yaşamını yitiren 51 kişiden 44'ünün kimlik tespiti yapılıp defnedilirken, 7 kişinin ise otopsi ve kimlik tespiti işlemleri devam ediyor. Ölenlerden kimlikleri belirlenen 44 kişiden 29'ununun yaşı 18'den küçük. Bunlardan 31'i erkek, 13'ü kadın.
Saldırıda yaşamını yitirenlerden 44'ünün isimleri şöyle:
Şükran Akdoğan (17), İsmail Alpaslan (14), Süheyla Yağız (32), Mehmet Nazım Akdoğan (13), Ali Özcan (26), Serhat Eryılmaz (13), Büşra İlter (9), Muhammet Alpaslan (11), Muhyettin Akdoğan (26), Doğan Özcan (22), Nergiz Özcan (10), Kerem Özer (12), Orhan Yavuz (13), Aliye Yağız (30), Ali Toraman (11), Bünyamin Akdoğan (11), Mehmet Ali Taş (23), Abdulalim Çelikten (14), Metin Caner (16), Mürvet Ayhan (28), Vesile Uluhatun (38), Şükran Ayhan (11), Semanur Özer (14), Mehmet Urtekin (14), Mizgin Gürbüz (14), Murat Kalay (14), Kamile Ayhan (35), Emine Nisa Gören (9), Salih İlter (15), Saliha Akdoğan (21), Gurbet Akcan (4), Muhammet Yağız (4), Devran Eryılmaz (12), İbrahim Urtekin (16), Osman Toroman (21), Ahmet Urtekin (22), Kamil Akdoğan (23), Hasan Akdoğan (11), Öbeyit Akdoğan (28), Sinan Urtekin (14), Süleyman Durak (22), Hakkı Okur (14), Fatma Zehra Abdullah (11) ve Suriyeli Hüsam Cuma (7).
Saldırıda yaşamını yitirenlerden 44'ünün isimleri şöyle:
Şükran Akdoğan (17), İsmail Alpaslan (14), Süheyla Yağız (32), Mehmet Nazım Akdoğan (13), Ali Özcan (26), Serhat Eryılmaz (13), Büşra İlter (9), Muhammet Alpaslan (11), Muhyettin Akdoğan (26), Doğan Özcan (22), Nergiz Özcan (10), Kerem Özer (12), Orhan Yavuz (13), Aliye Yağız (30), Ali Toraman (11), Bünyamin Akdoğan (11), Mehmet Ali Taş (23), Abdulalim Çelikten (14), Metin Caner (16), Mürvet Ayhan (28), Vesile Uluhatun (38), Şükran Ayhan (11), Semanur Özer (14), Mehmet Urtekin (14), Mizgin Gürbüz (14), Murat Kalay (14), Kamile Ayhan (35), Emine Nisa Gören (9), Salih İlter (15), Saliha Akdoğan (21), Gurbet Akcan (4), Muhammet Yağız (4), Devran Eryılmaz (12), İbrahim Urtekin (16), Osman Toroman (21), Ahmet Urtekin (22), Kamil Akdoğan (23), Hasan Akdoğan (11), Öbeyit Akdoğan (28), Sinan Urtekin (14), Süleyman Durak (22), Hakkı Okur (14), Fatma Zehra Abdullah (11) ve Suriyeli Hüsam Cuma (7).
Gaziantep bombacıları MOBESE'ye takıldı
Gaziantep'teki hain saldırının detayları ortaya çıkıyor. Polis, MOBESE kayıtlarında saldırıyla ilgili üç kişiye rastladı. Bunlardan birinin bombayı patlatan çocuk olduğu belirtilirken, iki kişinin de çocuğu bırakıp kaçtığı tespit edildi. Olay yerinde canlı bomba yeleği parçaları ile el bombasının fünyesi de bulundu. Patlayıcı düzeneğinin el bombasıyla ateşlendiği belirlendi.
Hürriyet'ten Fevzi Kızılkoyun'un haberine göre; Gaziantep'i kana bulayan saldırının hemen öncesi kaydedilen MOBESE görüntüleri saldırıyla ilgili önemli ipuçları verdi. Kamera kayıtlarında canlı bomba olan çocuğu düğün yerine iki kişi getirdikten sonra olay yerinden uzaklaştığı görülüyor.
Polis olay yerindeki ilk incelemelerde önemli bulgulara ulaştı. Buna göre Gaziantep'teki saldırıda kullanılan patlayıcı düzeneği daha önce Ankara Gar ve Suruç'ta yapılan saldırılarda kullanılan ve DEAŞ'a ait olduğu belirtilen düzenekle benzerlik taşıyor. Bu arada patlamada kullanılan düzenekte yer alan demir parçalarının ölü sayısını artırdığı belirtiliyor.
MOBESE kameraları kaydetti
Olayın meydana geldiği mahallede polis, 3 parçalanmış cesede ulaştı. Bu cesetlerden birinin bombacı çocuğa ait olduğu kaydedildi.
Öte yandan polis patlamayla ilgili olarak MOBESE görüntülerinde çocukla beraber iki kişiyi daha tespit etti. Canlı bombanın daha önce herhangi bir eyleme karışmadığı için yüz eşleşmesi yapılamadığı bu nedenle de kimliğinin belirlenemediği kaydedildi.
Eylem talimatı Büyükçelebi'den
Aynı görüntülerde, çocuğu getiren iki kişinin olay yerinden uzaklaştığı görülüyor. İddialara göre eylem emrini veren isim ise DEAŞ'ın Türkiye-Sınır sorumlusu Deniz Büyükçelebi.
Hürriyet'ten Fevzi Kızılkoyun'un haberine göre; Gaziantep'i kana bulayan saldırının hemen öncesi kaydedilen MOBESE görüntüleri saldırıyla ilgili önemli ipuçları verdi. Kamera kayıtlarında canlı bomba olan çocuğu düğün yerine iki kişi getirdikten sonra olay yerinden uzaklaştığı görülüyor.
Polis olay yerindeki ilk incelemelerde önemli bulgulara ulaştı. Buna göre Gaziantep'teki saldırıda kullanılan patlayıcı düzeneği daha önce Ankara Gar ve Suruç'ta yapılan saldırılarda kullanılan ve DEAŞ'a ait olduğu belirtilen düzenekle benzerlik taşıyor. Bu arada patlamada kullanılan düzenekte yer alan demir parçalarının ölü sayısını artırdığı belirtiliyor.
MOBESE kameraları kaydetti
Olayın meydana geldiği mahallede polis, 3 parçalanmış cesede ulaştı. Bu cesetlerden birinin bombacı çocuğa ait olduğu kaydedildi.
Öte yandan polis patlamayla ilgili olarak MOBESE görüntülerinde çocukla beraber iki kişiyi daha tespit etti. Canlı bombanın daha önce herhangi bir eyleme karışmadığı için yüz eşleşmesi yapılamadığı bu nedenle de kimliğinin belirlenemediği kaydedildi.
Eylem talimatı Büyükçelebi'den
Aynı görüntülerde, çocuğu getiren iki kişinin olay yerinden uzaklaştığı görülüyor. İddialara göre eylem emrini veren isim ise DEAŞ'ın Türkiye-Sınır sorumlusu Deniz Büyükçelebi.
İranlı sığınmacı protesto için göz kapağını da dikti
Niğde'de yaşamını sürdüren İran uyruklu Shırdam, başka ülkeye sığınma talebine cevap vermediğini öne sürdüğü Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliğini protesto için sol göz kapağını dikti.
Niğde'de sığınmacı olarak yaşayan İran uyruklu Gholam Reza Shırdam, başka ülkeye sığınma talebine cevap vermediğini öne sürdüğü Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliğini protesto amacıyla bu kez sol göz kapağını dikti.
Siyasi sebeplerle 2009'da İran'dan Türkiye'ye gelen ve başka ülkeye sığınma talebine cevap alamadığını ileri süren Shırdam, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliğini (UNHCR) protesto için ağzını ve kulaklarını iğne iplikle dikmişti. UNHCR’den yanıt alamayan Shırdam, bu kez sol göz kapağını dikerek protestosunu sürdürdü.
Kale Mahallesi'ndeki evinde eylemlerini sürdüren, ağzının kenarlarını diktiği için güçlükle konuşabilen Shırdam (48), gazetecilere, Türkiye'ye geldiği yıl Ankara'da Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliğine sığınma başvurusunda bulunduğunu, talebi onaylanınca resmi sığınmacı olarak görüldüğünü söyledi.
Resmi sığınmacı olduğu için başka bir ülkeye geçme hakkı bulunduğunu ifade eden Shırdam, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliğine müracaat ettiğini, 7 yıldır yanıt alamadığı için bu durumu protesto amacıyla bu kez sol gözünü diktiğini anlattı.
Shırdam, kimsenin neden böyle bir şey yaptığını, ne istediğini sormadığını, eylemini devam ettireceğini ifade ederek, şöyle dedi:
"75 gün önce ağzımı ve kulaklarımı dikmiştim ama kulaklarım yırtıldı. Ben bu şekilde devam edeceğim. 76 gündür hiçbir şey yemiyorum, 4 gündür su da içmiyorum. Hiç kuvvetim kalmadı, çok zayıfladım, ayakta duramıyorum, başım dönüyor. Bu yüzden devamlı oturuyorum. Tek isteğim buradan gitmek, başa bir şey istemiyorum. Nereye olursa olsun buradan göndersinler beni" dedi
Kendisine ayda 25 dolar yardım yapıldığını aktaran Shırdam, "Kendileri 25 dolarla geçinebilirler mi? Bu paraya ev kirasını mı vereyim yoksa gıda mı alayım? Bu şekilde 15 gün daha devam edersem ölürüm. Ondan sonra da her şey bitecek." sözlerine yer verdi. cnntürk
Siyasi sebeplerle 2009'da İran'dan Türkiye'ye gelen ve başka ülkeye sığınma talebine cevap alamadığını ileri süren Shırdam, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliğini (UNHCR) protesto için ağzını ve kulaklarını iğne iplikle dikmişti. UNHCR’den yanıt alamayan Shırdam, bu kez sol göz kapağını dikerek protestosunu sürdürdü.
Kale Mahallesi'ndeki evinde eylemlerini sürdüren, ağzının kenarlarını diktiği için güçlükle konuşabilen Shırdam (48), gazetecilere, Türkiye'ye geldiği yıl Ankara'da Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliğine sığınma başvurusunda bulunduğunu, talebi onaylanınca resmi sığınmacı olarak görüldüğünü söyledi.
Resmi sığınmacı olduğu için başka bir ülkeye geçme hakkı bulunduğunu ifade eden Shırdam, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliğine müracaat ettiğini, 7 yıldır yanıt alamadığı için bu durumu protesto amacıyla bu kez sol gözünü diktiğini anlattı.
Shırdam, kimsenin neden böyle bir şey yaptığını, ne istediğini sormadığını, eylemini devam ettireceğini ifade ederek, şöyle dedi:
"75 gün önce ağzımı ve kulaklarımı dikmiştim ama kulaklarım yırtıldı. Ben bu şekilde devam edeceğim. 76 gündür hiçbir şey yemiyorum, 4 gündür su da içmiyorum. Hiç kuvvetim kalmadı, çok zayıfladım, ayakta duramıyorum, başım dönüyor. Bu yüzden devamlı oturuyorum. Tek isteğim buradan gitmek, başa bir şey istemiyorum. Nereye olursa olsun buradan göndersinler beni" dedi
Kendisine ayda 25 dolar yardım yapıldığını aktaran Shırdam, "Kendileri 25 dolarla geçinebilirler mi? Bu paraya ev kirasını mı vereyim yoksa gıda mı alayım? Bu şekilde 15 gün daha devam edersem ölürüm. Ondan sonra da her şey bitecek." sözlerine yer verdi. cnntürk
21 Ağustos 2016 Pazar
Ümran’ın ağabeyi hayatını kaybetti
Ambülanstaki bakışlarıyla dünyayı sarsan 5 yaşındaki Ümran Dakniş’in 10 yaşındaki ağabeyi Ali, aynı saldırıda yaralandıktan sonra hayatını kaybetti.
Halep’teki hava saldırısının ardından götürüldüğü ambülanstaki bakışlarıyla dünya kamuoyunun dikkatini çeken 5 yaşındaki Ümran Dakniş’in aynı saldırıda yaralanan ağabeyi, yaşamını yitirdi.
Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, 10 yaşındaki Ali Dakniş’in Çarşamba günkü saldırıdan sonra kaldırıldığı hastanede öldüğünü duyurdu. Reuters, 10 yaşındaki çocuğun iç kanama ve organ hasarı nedeniyle hayatını kaybettiğini belirtti.
'HALEP'TE ÜMRAN GİBİ 100 BİNDEN FAZLA ÇOCUK VAR'
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, yalnızca bu ayki çatışmalarda ve hava saldırılarında 448 sivilin öldüğünü açıkladı. BM Çocuk Fonu (UNICEF) İcra Direktörü Anthony Lake, Halep'te bina yıkıntılarının altından kurtarılan Ümran gibi 100 binden fazla çocuğun savaşın mağduru olduğunu bildirdi.
Lake, yaptığı yazılı açıklamada, 5 yaşındaki Ümran'ın fotoğrafının tüm dünyanın dikkatini çektiğini ve insanların çocukla empati kurduğunu belirterek, "Halep'te Ümran gibi 100 binden fazla çocuk, hiçbir çocuğun maruz kalmaması gereken acıları çekiyor. Onlarla da empati kurmalıyız. Ancak empati ve bu acılara neden olanlara kızgınlık yeterli değil. Bu duyguları eyleme çevirmeliyiz" ifadelerini kullandı. Hürriyet
Halep’teki hava saldırısının ardından götürüldüğü ambülanstaki bakışlarıyla dünya kamuoyunun dikkatini çeken 5 yaşındaki Ümran Dakniş’in aynı saldırıda yaralanan ağabeyi, yaşamını yitirdi.
Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, 10 yaşındaki Ali Dakniş’in Çarşamba günkü saldırıdan sonra kaldırıldığı hastanede öldüğünü duyurdu. Reuters, 10 yaşındaki çocuğun iç kanama ve organ hasarı nedeniyle hayatını kaybettiğini belirtti.
'HALEP'TE ÜMRAN GİBİ 100 BİNDEN FAZLA ÇOCUK VAR'
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, yalnızca bu ayki çatışmalarda ve hava saldırılarında 448 sivilin öldüğünü açıkladı. BM Çocuk Fonu (UNICEF) İcra Direktörü Anthony Lake, Halep'te bina yıkıntılarının altından kurtarılan Ümran gibi 100 binden fazla çocuğun savaşın mağduru olduğunu bildirdi.
Lake, yaptığı yazılı açıklamada, 5 yaşındaki Ümran'ın fotoğrafının tüm dünyanın dikkatini çektiğini ve insanların çocukla empati kurduğunu belirterek, "Halep'te Ümran gibi 100 binden fazla çocuk, hiçbir çocuğun maruz kalmaması gereken acıları çekiyor. Onlarla da empati kurmalıyız. Ancak empati ve bu acılara neden olanlara kızgınlık yeterli değil. Bu duyguları eyleme çevirmeliyiz" ifadelerini kullandı. Hürriyet
Dursun Çiçek: PKK'yı ve IŞİD'i FETÖ yönetiyor
CHP İstanbul Milletvekili Dursun Çiçek PKK'yı ve IŞİD'i FETÖ'nün yönettiğini iddia etti. Çiçek'e göre en tepede de Amerika var.
CHP İstanbul Milletvekili Dursun Çiçek Sözcü Gazetesi'ne konuştu. İşte Çiçek'in açıklamaları:
– 15 Temmuz'da köprü darbecilerce kesildiğinde yorumunuz ne oldu?
O gün eşimle birlikte kendi arabamızla Ankara'dan İstanbul'a geldik. Saat 18.00 gibi köprüyü geçip, Levent'e varmıştık. Köprüdeki o resmi gördükten sonra hemen “Bu Fethullah Gülen Cemaati'nin darbe teşebbüsü” dedim. Sonrasında da zaten olaylar Türkiye'nin her tarafında gelişti. O süreçte Harp Akademileri'nde lojmandaydık biz. Oranın özellikle bizim için tehlikeli olacağını düşünerek, kızım ve aynı zamanda avukatım olan İrem Çiçek'in evine geçtik ve gelişmeleri oradan takip ettik.
– 15 Temmuz öncesinde TSK içindeki FETÖ'cülerin darbe yapamayacağını söylemiştiniz. Şaşırdınız mı?
Bu olağan bir kalkışma değil bir defa. Bunlar tespit edilmişti. Kalkışmadan 1 hafta önce bunların içinde yer alan sınıf arkadaşımla davet üzerine görüştüm. Listelerin açıklandığını, Askeri Şura'da 600 küsur askerin atılacağını, ya da emekli edileceğini, sonra da darbe teşebbüsünden tutuklanıp, hesap vereceklerini benimle paylaştı. Dolayısıyla bu kalkışmayı yapmasalardı da yine FETÖ ve darbe teşebbüsünden yargılanacaklardı. Örgüt o gece suçüstü yakalandı.
Bunlar robot gibiler
– Tehdidin tam olarak geçmediğini biliyoruz. Tam temizlik mümkün olabilecek mi?
Normal insanlarla bu örgütün militanlarını mukayese etmemek lazım. Meclis'i bombalayan pilotu düşünün! Görev veriliyor, TBMM'yi bombalıyor! Bunu ancak robotlar yapar. Biraz duygusu olan, Cumhuriyete ve insanlık değerlerine bağlı olan bir kişi yapmaz. Kendi halkına ateş ediyor. Türk Ordusu bunu yapmaz. Mustafa Kemal'in askeri bunu yapmaz. Dolayısıyla bunlar beyinlerine çip yerleştirilmiş robotlar. Hepsinin beyinleri yıkanmış. İmam ne derse, sorgulamadan yerine getiriyorlar. Tehlikeli olmalarının temelinde de bu var. Tabii bunların ayıklanması zaman alacak. Sonuçta 40 yıldır devlete sızmış bir örgüt bu. Ama hiç kimsenin şüphesi olmasın; mutlaka bu devlet bunları ayıklayacak. Siyasi iktidarın da bunlardan ders aldığını görüyoruz. Artık herkesin aklını başına alması lazım. Büyük bir iç savaşın eşiğinden döndük. Eğer bunlar yönetimi ele geçirseydi, darbe başarılı olsaydı, Türkiye çok karanlık bir geleceğe doğru savrulacaktı. Başka bir ülke olacaktı. Demokrasi gidecekti. Ilımlı İslam devleti diye; Suriye, Irak gibi bir iç savaşın içinde olacaktık. Geleceğimiz için, çocuklarımız için, bu mikrobun, bu virüsün devletten ayıklanması için herkesin yardımcı olması lazım.
Ortak tavır önemliydi
– TSK'daki darbeci asker oranı yüzde 1,5 tespiti doğru bir tespit mi?
Bu genel oran. Ama rütbe arttıkça oran yükseliyor. Bazı sınıflarda yüzde 80'e varan oranı yakalamışlar. Mesela askeri yargıda, mesela istihbaratta, mesela kurmay subaylarda… Ancak şu bir gerçek ki; Silahlı Kuvvetler yüzde 90 oranında bu kalkışmaya katılmadığı için başarısızlığı garanti oldu. Darbeyi, öncelikle Mustafa Kemal'in askerlerinin sağduyusu, sonra milletimizin demokrasiye ve Cumhuriyetimize sahip çıkması, siyasi liderlerin de Meclis'e saldıran bu hainlere karşı ortak bir siyasi duruş sergilemesi sonucu, milletçe bu tehlikeyi en hafif şekilde atlattık.
– Peki FETÖ'nün parlamentodaki varlık oranı nedir? Ya da var mıdır?
Bu hem partiler için tehdit, hem Türkiye Cumhuriyeti için tehdit. Örgütün iletişim ağında 40 bin kişi var diyorlar. Acaba hangi siyasi partide kimler var? İtirafçılar çıkıyor. Gizli tanıklar oluyor. Dolayısıyla partilerle ilişkileri kimler götürüyor hepsi açığa çıkacak. PKK'dan dolayı HDP'de de bunların uzantıları olabilir. Çünkü aynı beyin yönetiyor.
Tehlikeliler çünkü…
– Yok “ordu imamı”, yok “ablalar”, yok “abiler”… Nedir bunlar?
Bunu izah edebilmek için anlamak lazım. Bunun bir örneği; Cihan Kansız diye bir savcı vardı. İlker Paşa'nın tutuklandığı iddianamede; “Dursun Çiçek albay ama örgütteki etkinliği daha yüksek” demişti. Eski Genelkurmay Başkanı'na emir veriyor anlamı çıkıyordu o sözlerden. “İmam” gözüküyor yani. Bunlara bir askeri sistem, ya da standart bir örgüt gibi bakmamamız lazım. İşte tehlikesi de buradan çıkıyor. Yani; İzmir'den bir sümüklü imam çıkacak, örgüt yönetecek! Bu mümkün mü? Asla mümkün değil. Bu Amerika'nın Ilımlı İslam Projesi. Büyük Ortadoğu Projesi'nin en büyük ayağı. O yüzden Amerika Fethullah Gülen'i vermemek için direniyor. Açıkçası ben vereceğinden çok ümitli değilim.
FETÖ bunların üst aklı
– FETÖ-PKK işbirliği içinde görüşüne katılıyor musunuz?
IŞİD de dahil. Ama bütün bunları yöneten ABD ve onun istihbarat örgütleri. Fethullah Gülen 1999'da oraya gittiğinde, bütün hizmet hareketini onlara vakfetti ve onların maşası oldu. Bu da onların garantileriyle oldu. Bu kumpas davalarında diyorlardı ki; “Dursun Çiçek PKK'lılara torpil yapıyor!” PKK'lıları destekliyor!” İşte bize iftira attıkları hangi eylem varsa, bu süreçte birebir yaptılar. Yani kendi yaptıklarını bize iftira olarak attılar. Bu millet onların bu eylemlerini birebir yaşadı, o karanlıklara şahit oldu. Şimdi anlıyoruz ki; PKK'yı da, IŞİD'i de yöneten FETÖ'nün militanları. FETÖ bunların eğitimli kesimi, üst aklı. Devlette belli yerlere gelmişler, istihbaratta belli yerlere gelmişler. Kuzey Irak'ta da bir sürü okulları var. Dolayısıyla PKK'ya da etkinler, IŞİD'e de etkinler. En tepede de Amerika var. Amerika bunları kullanarak bu örgütleri yönetiyor.
Bana da “imam” demişlerdi!
Dursun Çiçek Ergenekon iddianamesinde kendisine ‘imam' benzetmesi yapıldığını belirtip şöyle dedi: “İlker Paşa'nın tutuklandığı iddianamede; ‘Dursun Çiçek albay ama örgütteki etkinliği daha yüksek' denilmişti. Eski Genelkurmay Başkanı'na emir veriyor anlamı çıkıyordu o sözlerden.”
3 paşaya da öfkeli
– Büyükanıt hakkında dosya hazırlayan dönemin Savcısı Ferhat Sarıkaya'nın itiraflarından sonra ne hissettiniz?
Kumpas sürecinde peş peşe Hilmi Özkök, sonra Yaşar Büyükanıt, sonra İlker Başbuğ, Işık Koşaner ve Necdet Özel olmak üzere 5 Genelkurmay Başkanı var. Tabii Koşaner'in konumu farklı. İlker Paşa için de aynı şey geçerli. Diğer üçüne geldiğimizde, Hilmi Özkök'ün gelip Silivri'de tanıklık yaptığı o duruşmayı hiç unutamıyorum. Aleyhimde şüphe yaratacak o tanıklığına isyan etmiş ve salondan çıkarılmıştım. Ona sevgim, saygım yok. Bir sürü masum subayı suç çetesine teslim etti. Yaşar Paşa'dan ümitliydik. Genelkurmay Başkanlığı'nı önlemek için bu cemaat büyük bir kampanya yürüttü. Sarıkaya olayı da bunlar arasındaydı. Ama o, binlerce askeri bu suç örgütüne teslim etti. Ondan dolayı Yaşar Paşa'ya çok kızgınız.
– Özel'in kumpas mağdurlarından özür dilemesini nasıl değerlendirdiniz?
Özel Paşa'nın bizim tahliyemiz için o dönemde bir takım çabaları olduğunu biliyorum. Ancak o çabalarını kamuoyuyla paylaşmak yerine özür diledi. Bu yetmez. Komutan her şeyden sorumludur. Onun döneminde orduya yerleşmiş bu mikropların özeleştirisini yapmak zorundadır. Hem özeleştiri yapmalı, hem de gerekirse görevi kötüye kullanmaktan, ya da komutanlık sorumluluğu yapmamaktan hesap vermelidir.
Akar'ın yerinde olmak istemem
– Genelkurmay Başkanı Akar'ın duruşunu nasıl yorumluyorsunuz?
Hulusi Akar'ın yerinde olmak istemem. Komutana önce güven, sonra saygı duyarsınız. Sonra sevgiye dönüşür bu. Bu değerler yara almıştır. Çünkü orduya hakim olamamıştır. Kendi emrindeki komutanlar tarafından derdest edilmiştir. Bu süreçte onun eleştirilmesi ise yine orduya zarar verir. Eleştiri hakkımı normalleştikten sonra kullanmayı tercih ediyorum.
Etiketler:
abd,
chp,
darbe,
fethullah gülen,
İlker Başbuğ,
istanbul,
milletvekili,
ohal
Taburcu edilen gelin: Düğünümüzü kana çevirdiler
Gaziantep'te kına gecesinde meydana gelen, 51 kişinin yaşamını yitirdiği ve 69 kişinin de yaralandığı terör saldırısında hafif yaralanarak Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde tedavi altına alınan gelin Besna Akdoğan taburcu edildi. Yakınlarına sarılıp, "Düğünümüzü kana çevirdiler" diyerek acısını dile getiren Akdoğan, evine getirildi.
Merkez Şahinbey ilçesi Akdere Mahallesi'ndeki Nurettin Akdoğan ve Besna Akdoğan'ın kına gecesinde meydana gelen terör saldırısında yaralananların tedavileri hastanelerde sürüyor.
Çocuk ve kadınların da hayatını kaybettiği saldırıda gelin Besna Akdoğan da hafif yaralanarak Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine kaldırıldı.
Hastanenin acil müşahade bölümünde tedavisi yapılan Akdoğan'ı kardeşleri ve yakınları yalnız bırakmadı.
Sürekli ağlayan ve bayılan Akdoğan, sağlık durumunun normale dönmesi üzerine taburcu edildi.
Yakınlarına sarılıp, "Düğünümüzü kana çevirdiler" diyerek acısını dile getiren Akdoğan, erkek ve kız kardeşlerince Akdere Mahallesi'ndeki evine getirildi.
Akdoğan'ın eve getirilişi sırasında yakınları ve komşuları kendisine destek olmaya çalıştı.
Damat taburcu edildi, gözyaşı döktü
Patlamada gelin Besime Akdoğan ile birlikte yaralanan damat Nurettin Akdoğan, tedavisinin tamamlanmasının ardından taburcu edildi. Taburcu edildikten sonra eşiyle düğün sonrası yaşayacağı eve gelen damat Nurettin Akdoğan, gözyaşı dökerek sinir krizi geçirdi.
Gelin yeniden hastaneye kaldırıldı
Saldırıda yaralanan gelin Besime Akdoğan ise Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde tedavinin ardından taburcu olduktan sonra getirildiği evde sinir krizi geçirdi. Gelin Besime Akdoğan, serçe parmağında kına olduğu dikkat çeken damat Nurettin Akdoğan ve yakınları tarafından Dr. Ersin Arslan Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne götürülerek tedaviye alındı.
Düğünde damat Nureddin Akdoğan, patlamadan yaralı olarak kurtuldu. (cnntürk)
Düğünü kana bulanan damat Nurettin Akdoğan'ın dikkat çeken IŞİD paylaşımı
Gaziantep'te kına gecesi kana bulanan damat Nurettin Akdoğan'ın, 28 Temmuz tarihinde sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda IŞİD'e tepki gösterdiği ortaya çıktı.
Gaziantep'te 51 kişinin öldüğü terör saldırısında hafif yaralanan damat Nurettin Akdoğan'ın saldırıdan önce yaptığı paylaşımda, "Cehennem köpeği IŞİD..Saldırdığın yer Kamışlı.. Paris değil, Berlin değil, Londra değil, Telaviv hiç değil. Kimin köpekligini yaptığını herkes biliyor" ifadelerini kullandığı görüldü.
Ayrıca kendisine yol tarif eden Suriyeli vatandaşlara hitaben de paylaşımda bulunan Akdoğan, "Geçen gün kayboldum, yolu Suriyeliler tarif etti. Sağ olsunlar, dışlamıyorlar bizi" yorumunu yaptı. cnntürk
Gaziantep'te 51 kişinin öldüğü terör saldırısında hafif yaralanan damat Nurettin Akdoğan'ın saldırıdan önce yaptığı paylaşımda, "Cehennem köpeği IŞİD..Saldırdığın yer Kamışlı.. Paris değil, Berlin değil, Londra değil, Telaviv hiç değil. Kimin köpekligini yaptığını herkes biliyor" ifadelerini kullandığı görüldü.
Ayrıca kendisine yol tarif eden Suriyeli vatandaşlara hitaben de paylaşımda bulunan Akdoğan, "Geçen gün kayboldum, yolu Suriyeliler tarif etti. Sağ olsunlar, dışlamıyorlar bizi" yorumunu yaptı. cnntürk
Gaziantep’teki saldırıya RTÜK’ten yayın yasağı!
Gaziantep'de meydana gelen terör saldırısına yayın yasağı getirildi.
Gaziantep’de meydana gelen ve çok sayıda kişini yaşamını yitirdiği bombalı terör saldırısına RTÜK tarafından yayın yasağı getirildi. Konuya ilişkin olarak RTÜK’ün resmi internet sayfasından bir açıklama yapıldı.
İşte o açıklama
6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun'un 7.nci maddesinde “Milli Güvenliğin açıkça gerekli kıldığı hallerde veya kamu düzeninin ciddi şekilde bozulmasının muhtemel olduğu durumlarda” geçici yayın yasağı getirilebileceği öngörülmektedir.
21 Ağustos 2016 tarihinde Gaziantep İlinde meydana gelen patlamanın da anılan hüküm çerçevesinde olduğu değerlendirildiğinden, söz konusu olayla ilgili olarak Başbakanlığın 21.08.2016 tarih ve 02704 sayılı yazısı ile geçici yayın yasağı getirilmesi uygun görülmüştür.
Medya hizmet sağlayıcıları anılan patlamaya ilişkin olarak yapılacak yayınlarda 6112 sayılı Kanun'da ve diğer Kanunlarda sayılan yayın ilkelerine uyulması, toplumda korku, panik ve kargaşa oluşturabilecek, terör örgütlerinin amaçlarına hizmet edebilecek yayınlardan kaçınılması ve bu çerçevede;
Yayın yasağı;
-Patlamaya ilişkin olarak, patlama anı, patlama sonrası olay yeri, kamu görevlilerinin olay yerinde yürüttükleri çalışmalar, varsa patlama sonucu yaralanan veya hayatını kaybeden kişilere ait görüntü, görsel öğe ve benzeri unsurlara ve bunlarla ilgili abartılı anlatımlara,
-Olayın aydınlatılması, şüphelilerin yakalanması ve irtibatlarının deşifre edilmesinin engellenmemesi için, resmi makamlarca yapılan açıklamalar dışında olaya iştirak etme şüphesi bulunan kişilere, bu kişilerin bulundukları yerlere, kullandıkları araçlar ve benzeri diğer hususlara,
Yayınlarda kesinlikle yer verilmemesini içermektedir.(00:51)
Tüm medya hizmet sağlayıcıların dikkatine sunulur.
Gaziantep’de meydana gelen ve çok sayıda kişini yaşamını yitirdiği bombalı terör saldırısına RTÜK tarafından yayın yasağı getirildi. Konuya ilişkin olarak RTÜK’ün resmi internet sayfasından bir açıklama yapıldı.
İşte o açıklama
6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun'un 7.nci maddesinde “Milli Güvenliğin açıkça gerekli kıldığı hallerde veya kamu düzeninin ciddi şekilde bozulmasının muhtemel olduğu durumlarda” geçici yayın yasağı getirilebileceği öngörülmektedir.
21 Ağustos 2016 tarihinde Gaziantep İlinde meydana gelen patlamanın da anılan hüküm çerçevesinde olduğu değerlendirildiğinden, söz konusu olayla ilgili olarak Başbakanlığın 21.08.2016 tarih ve 02704 sayılı yazısı ile geçici yayın yasağı getirilmesi uygun görülmüştür.
Medya hizmet sağlayıcıları anılan patlamaya ilişkin olarak yapılacak yayınlarda 6112 sayılı Kanun'da ve diğer Kanunlarda sayılan yayın ilkelerine uyulması, toplumda korku, panik ve kargaşa oluşturabilecek, terör örgütlerinin amaçlarına hizmet edebilecek yayınlardan kaçınılması ve bu çerçevede;
Yayın yasağı;
-Patlamaya ilişkin olarak, patlama anı, patlama sonrası olay yeri, kamu görevlilerinin olay yerinde yürüttükleri çalışmalar, varsa patlama sonucu yaralanan veya hayatını kaybeden kişilere ait görüntü, görsel öğe ve benzeri unsurlara ve bunlarla ilgili abartılı anlatımlara,
-Olayın aydınlatılması, şüphelilerin yakalanması ve irtibatlarının deşifre edilmesinin engellenmemesi için, resmi makamlarca yapılan açıklamalar dışında olaya iştirak etme şüphesi bulunan kişilere, bu kişilerin bulundukları yerlere, kullandıkları araçlar ve benzeri diğer hususlara,
Yayınlarda kesinlikle yer verilmemesini içermektedir.(00:51)
Tüm medya hizmet sağlayıcıların dikkatine sunulur.
Gaziantep'te ölü sayısı 50 oldu
Gaziantep valiliğinden yapılan açıklamada düğün alanında gerçekleştirilen bombalı saldırıda hayatını kaybedenlerin sayısının 50'ye yükseldiği belirtildi.
Alçak saldırı dün akşam saat 22.40 sıralarında merkez Şahinbey İlçesi'ne bağlı Akdere Mahallesi'nde meydana geldi. Terör nedeniyle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki kentlerden göç eden vatandaşların yoğun olarak yaşadığı mahallede, Siirt'in Pervari İlçesi'nden göç eden iki ailenin gençlerinin, sokakta yapılan kına gecesinde, canlı bomba terörist, davetli gibi kalabalığın arasına karıştı. Terörist, üzerindeki bombayı infilak ettirdi. Tam anlamıyla dehşetin yaşandığı patlamada, 50 kişi yaşamını yitirdi, 80’in üzerinde kişi de yaralandı.
İKİNCİ BİR PATLAMAYA KARŞIN BÖLGEDE ÖNLEM ALINDI
İkinci bir patlama olma ihtimaline karşın polis ekipleri, şerit çekerek olay yerinde geniş güvenlik önlemi aldı. Yaralılar, ambulanslarla Doktor Ersin Arslan, Şehitkamil ve 25 Aralık Devlet hastaneleri ile bölgede bulunan özel hastanelere kaldırıldı. Cesetler ise hastanelerin morglarına götürüldü. Güvenlik güçleri, patlama sonrası çevreye saçılan çok sayıda ceset parçası ile delil topladı.
VATANDAŞLAR HASTANELERE AKIN ETTİ
Saldırıyı televizyondun duyan Gaziantepli vatandaşlar, kan ihtiyacı olma ihtimaline karşın hastanele akın etti, kan vermek istedi. Yakınları hakkında bilgi almak isteyen yaralı yakınları ile polis arasında zaman zaman gerginlik yaşandı. Bunun üzerine polis ekipleri, hastane bahçelerinde yoğun güvenlik önlemi aldı.
GÖRGÜ TANIKLARI 2 KİŞİNİN KAÇTIĞINI İDDİA ETTİ
Bu arada, görgü tanıkları, canlı bomba teröristin yanında 25 yaşlarında 2 kişi ile geldiği, patlamanın ardından da olay yerinden kaçarak uzaklaştığı iddia edildi. Polis ekipleri, kaçtığı iddia edilen 2 şüphelinin yakalanması için çalışma başlattığı belirtildi.
20 AĞUSTOS'TA POLİS MERKEZİNE SALDIRI DÜZENLENMİŞTİ
Gaziantep'te 4 yıl önce 20 Ağustos günü, Karşıyaka Polis Merkezi önüne bırakılan bomba yüklü otomobil infilak ettirilmiş, 10 kişi yaşamını yitirmişti. Sözcü
Adalet Bakanlığı sözleşmeli ve kadrolu personel alacak
Adalet Bakanlığı'nın internet sitesinde yayınlanan ilana göre bakanlık bünyesine sözleşmeli ve kadrolu olmak üzere toplam 2 bin 371 personel alınacak.
Adalet Bakanlığının internet sitesinde yayımlanan ilana göre, zabıt katibi, mübaşir, teknisyen, kaloriferci, şoför ve aşçı kadroları için 2 bin 371 personel alınacak. Bunlardan 2 bin 161'i sözleşmeli, 210 ise kadrolu olarak istihdam edilecek.
Başvurularda, lisans mezunları için 2016 yılı Kamu Personel Seçme Sınavında (KPSS-2016) KPSSP3, önlisans mezunları için 2014 yılı Kamu Personel Seçme Sınavında (KPSS-2014) KPSSP93, ortaöğretim mezunları için 2014 yılı Kamu Personel Seçme Sınavında (KPSS-2014) KPSSP94 puan türünden 70 ve daha yukarı puan alma şartı aranacak.
Başvurular 22 Ağustos-5 Eylül tarihlerinde yapılabilecek.
Zabıt katipliği için müracaat edenler 1 Ekim Cumartesi günü uygulamalı sınava tabi tutulacak. Tüm kadrolar için sözlü sınav ise 24 Ekim 2016'da gerçekleştirilecek.
Başvuru şartları ve sözlü sınavla ilgili detaylara "http://www.pgm.adalet.gov.tr/duyuru/2016/agustos/tasra/ilan.htm" adresinden ulaşılabilecek.
Adalet Bakanlığının internet sitesinde yayımlanan ilana göre, zabıt katibi, mübaşir, teknisyen, kaloriferci, şoför ve aşçı kadroları için 2 bin 371 personel alınacak. Bunlardan 2 bin 161'i sözleşmeli, 210 ise kadrolu olarak istihdam edilecek.
Başvurularda, lisans mezunları için 2016 yılı Kamu Personel Seçme Sınavında (KPSS-2016) KPSSP3, önlisans mezunları için 2014 yılı Kamu Personel Seçme Sınavında (KPSS-2014) KPSSP93, ortaöğretim mezunları için 2014 yılı Kamu Personel Seçme Sınavında (KPSS-2014) KPSSP94 puan türünden 70 ve daha yukarı puan alma şartı aranacak.
Başvurular 22 Ağustos-5 Eylül tarihlerinde yapılabilecek.
Zabıt katipliği için müracaat edenler 1 Ekim Cumartesi günü uygulamalı sınava tabi tutulacak. Tüm kadrolar için sözlü sınav ise 24 Ekim 2016'da gerçekleştirilecek.
Başvuru şartları ve sözlü sınavla ilgili detaylara "http://www.pgm.adalet.gov.tr/duyuru/2016/agustos/tasra/ilan.htm" adresinden ulaşılabilecek.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Gaziantep açıklaması
Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi'nden yapılan açıklamada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Gaziantep'te gerçekleşen terör saldırısıyla ilgili görüşlerine yer verildi. Erdoğan, "15 Temmuz silahlı darbe girişiminin ve o gece kaybettiğimiz 240 vatandaşımızın faili FETÖ’yle, sadece son bir ayda asker, polis ve köy korucularından oluşan 70 güvenlik görevlimizin katili PKK’yla, Gaziantep saldırısının muhtemel faili DAİŞ arasında hiçbir fark yoktur." dedi.
Gaziantep'in terör örgütlerinin farklı yöntemlerle ama aynı amaca yönelik olarak gerçekleştirdikleri eylemlerden birine maruz kaldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, düğün için bir araya gelen insanları hedef alan saldırıda ilk belirlemelere göre 27 vatandaşın hayatını kaybettiğini ve 94 vatandaşın da yaralandığını teessürle öğrendiğini bildirdi.
Şehitlere Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı dileklerini ileten, yaralılar için de acil şifa temennisinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bir kez daha altını çizerek belirtmek istiyorum ki, ülkemiz ve milletimiz için 15 Temmuz silahlı darbe girişiminin ve o gece kaybettiğimiz 240 vatandaşımızın faili FETÖ’yle, sadece son bir ayda asker, polis ve köy korucularından oluşan 70 güvenlik görevlimizin katili PKK’yla, Gaziantep saldırısının muhtemel faili DAİŞ arasında hiçbir fark yoktur. Bu örgütleri ülkemizin ve milletimizin üzerine saldırtanlara mesajımız yine aynıdır, başaramayacaksınız! Türkiye’de ezanları susturmaya, bayrağı indirmeye, vatanımızı bölmeye, milletimizi parçalamaya, bu eli kanlı örgütlerin ve arkalarındaki güçlerin, nefesi de takati de yetmeyecektir. Türkmen'iyle, Arap'ıyla, Kürt'üyle aziz milletimizi oluşturan tüm unsurların bir arada huzurla yaşadığı, aynı ortak geleceğe umutlarını bağladığı Gaziantep’te, saldırının yapıldığı yer ve hedef alınan kitle, ne tür bir oyun oynanmaya çalışıldığını açıkça göstermektedir." değerlendirmesinde bulundu.
"Türkiye’ye güçleri yetmeyenlerin, etnik ve mezhep temelli hassasiyetler üzerinden vatandaşlarımızı birbirlerine karşı kışkırtma senaryoları tutmayacaktır." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Milletimiz, 30 yılı aşkın süredir PKK eylemlerinde, 15 Temmuz gecesi FETÖ ihanetinde, DAİŞ’in yıllardır yaptığı canlı bomba eylemlerinde, bu oyuna gelmeyeceğini sayısız defa ortaya koymuştur. Gaziantep'te denenen aynı alçak oyun tutmayacak, milletimiz bu provokasyonun gerisindeki gerçek niyeti deşifre ederek, birliğinden, beraberliğinden, kardeşliğinden asla taviz vermeyecektir. Kaybettiğimiz her can gibi Gaziantep’te şehit edilen kardeşlerimizin de hesabının sorulacağından, kanlarının yerde bırakılmayacağından kimsenin şüphesi olmasın. Bir kez daha Şehitler Tepesi'ne bu defa Gaziantep'ten yolcu ettiğimiz kardeşlerimize Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum." cnntürk
Gaziantep'in terör örgütlerinin farklı yöntemlerle ama aynı amaca yönelik olarak gerçekleştirdikleri eylemlerden birine maruz kaldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, düğün için bir araya gelen insanları hedef alan saldırıda ilk belirlemelere göre 27 vatandaşın hayatını kaybettiğini ve 94 vatandaşın da yaralandığını teessürle öğrendiğini bildirdi.
Şehitlere Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı dileklerini ileten, yaralılar için de acil şifa temennisinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bir kez daha altını çizerek belirtmek istiyorum ki, ülkemiz ve milletimiz için 15 Temmuz silahlı darbe girişiminin ve o gece kaybettiğimiz 240 vatandaşımızın faili FETÖ’yle, sadece son bir ayda asker, polis ve köy korucularından oluşan 70 güvenlik görevlimizin katili PKK’yla, Gaziantep saldırısının muhtemel faili DAİŞ arasında hiçbir fark yoktur. Bu örgütleri ülkemizin ve milletimizin üzerine saldırtanlara mesajımız yine aynıdır, başaramayacaksınız! Türkiye’de ezanları susturmaya, bayrağı indirmeye, vatanımızı bölmeye, milletimizi parçalamaya, bu eli kanlı örgütlerin ve arkalarındaki güçlerin, nefesi de takati de yetmeyecektir. Türkmen'iyle, Arap'ıyla, Kürt'üyle aziz milletimizi oluşturan tüm unsurların bir arada huzurla yaşadığı, aynı ortak geleceğe umutlarını bağladığı Gaziantep’te, saldırının yapıldığı yer ve hedef alınan kitle, ne tür bir oyun oynanmaya çalışıldığını açıkça göstermektedir." değerlendirmesinde bulundu.
"Türkiye’ye güçleri yetmeyenlerin, etnik ve mezhep temelli hassasiyetler üzerinden vatandaşlarımızı birbirlerine karşı kışkırtma senaryoları tutmayacaktır." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Milletimiz, 30 yılı aşkın süredir PKK eylemlerinde, 15 Temmuz gecesi FETÖ ihanetinde, DAİŞ’in yıllardır yaptığı canlı bomba eylemlerinde, bu oyuna gelmeyeceğini sayısız defa ortaya koymuştur. Gaziantep'te denenen aynı alçak oyun tutmayacak, milletimiz bu provokasyonun gerisindeki gerçek niyeti deşifre ederek, birliğinden, beraberliğinden, kardeşliğinden asla taviz vermeyecektir. Kaybettiğimiz her can gibi Gaziantep’te şehit edilen kardeşlerimizin de hesabının sorulacağından, kanlarının yerde bırakılmayacağından kimsenin şüphesi olmasın. Bir kez daha Şehitler Tepesi'ne bu defa Gaziantep'ten yolcu ettiğimiz kardeşlerimize Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum." cnntürk
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)