FETÖ'nün darbe girişiminin ardından çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) kapsamında kapatılan özel öğretim kurumları ve özel öğrenci yurtlarında çalışan ve çalışma izin onayları iptal edilen personel hakkında valilikler tarafından komisyon oluşturulacak.
Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü'nden illere gönderilen yazıda, 23 Temmuz'da çıkarılan KHK kapsamında bazı özel öğretim kurumları ile özel öğrenci yurtlarının kapatıldığı ve bakan onayı ile kapatılabileceği hatırlatıldı.
Yazıda, kapatılan kurumlarda çalışmakta olan yönetici, eğitimci, öğretmen, uzman öğretici, usta öğretici ve diğer personel hakkında çalışma izin onaylarının iptal edilmesi, bu personellere başka bir özel öğretim kurumunda çalışma izin onayı düzenlenmemesi gerektiğine ilişkin makam olurunun bulunduğu ifade edildi.
Valilikler genel müdürlüğe bildirecek
Bu yöndeki uygulamalar sonucunda bazı personellerin mağdur duruma düştüğü yönündeki başvuruların MEB'e ve valiliklere iletildiğinin aktarıldığı yazıda, şunlar kaydedildi: "Bu nedenle, 'Bakanlık Makamı oluru' doğrultusunda, KHK kapsamında kapatılan kurumlarla ilgili yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılan personeller hakkında, valilikler tarafından komisyon oluşturulacaktır. Milli Eğitim Müdürlüklerine müracaat edenlerden KHK kapsamında milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen yapı, oluşum veya gruplara ya da terör örgütlerine üyeliği veya iltisakı, bunlarla irtibatı olmadığı, oluşturulan bu komisyon marifetiyle belirlenen personellerin ekteki tabloya işlenerek, Bakanlığımızca değerlendirmek üzere valilikler tarafından genel müdürlüğümüze bildirilmesi gerekmektedir." cnntürk
11 Ekim 2016 Salı
Mehmet Ali Şengül, Gülen’in yerine gelecekmiş
Darbe girişiminin ardından çözülme sürecine giren FETÖ’de, Fetullah Gülen’in Türkiye’ye iadesi ya da sağlık sorunları yaşaması halinde örgütü yönetecek kişiyi belirleme çalışması yapıldığı bildirildi.
Hürriyet'ten Fevzi Kızılkoyun'un haberine göre Gülen’in en yakın ekibinde yer alan Mehmet Ali
Şengül, Cevdet Türkyolu, Osman Şimşek ve Ahmet Kurucan’ın isimlerinin üzerinde durulduğu, Şengül’ün yeni lider olarak öne çıktığı belirtiliyor. FETÖ’nün tüm faaliyetlerini yakından izleyen istihbarat birimlerinin yaptığı analizler sonrası hazırlanan raporda, örgütün, başlayan çözülmenin önüne geçmek için yeni çalışmalar yürüttüğü ortaya çıktı. Raporda, tutuklanan veya örgüte sırt çevirenlerin yerinin doldurulması için örgütün molla grubuna yeni üye seçimine gittiğine dikkat çekildi.
Toplu beddua seansları
Tutuklanan örgüt üyelerinin çözülmeleri, itirafçı olmalarının önüne geçmek için de çalışma yürüttüğü raporda yer aldı. Buna göre her cezaevinde, cezaevi imamı belirleyen örgüt bu imamlar üzerinden ‘moral motivasyon’ çalışmaları yapıyor. FETÖ üyelerinin, toplu halde namaz kıldıkları, başta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a olmak üzere ‘beddua’ seansları yaptıkları da bildirildi. İstihbarat birimlerince hazırlanan raporda, örgüt yöneticilerinin taban kadroya sabırlı olmaları çağrısı yaptığı, tutuklu örgüt üyelerine de en geç 2 ay içinde serbest bırakılacakları yönünde haber gönderildiği, böylelikle örgütte itirafçılığı önleme çalışmaları yürütüldüğü kaydedildi.
Hürriyet'ten Fevzi Kızılkoyun'un haberine göre Gülen’in en yakın ekibinde yer alan Mehmet Ali
Şengül, Cevdet Türkyolu, Osman Şimşek ve Ahmet Kurucan’ın isimlerinin üzerinde durulduğu, Şengül’ün yeni lider olarak öne çıktığı belirtiliyor. FETÖ’nün tüm faaliyetlerini yakından izleyen istihbarat birimlerinin yaptığı analizler sonrası hazırlanan raporda, örgütün, başlayan çözülmenin önüne geçmek için yeni çalışmalar yürüttüğü ortaya çıktı. Raporda, tutuklanan veya örgüte sırt çevirenlerin yerinin doldurulması için örgütün molla grubuna yeni üye seçimine gittiğine dikkat çekildi.
Toplu beddua seansları
Tutuklanan örgüt üyelerinin çözülmeleri, itirafçı olmalarının önüne geçmek için de çalışma yürüttüğü raporda yer aldı. Buna göre her cezaevinde, cezaevi imamı belirleyen örgüt bu imamlar üzerinden ‘moral motivasyon’ çalışmaları yapıyor. FETÖ üyelerinin, toplu halde namaz kıldıkları, başta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a olmak üzere ‘beddua’ seansları yaptıkları da bildirildi. İstihbarat birimlerince hazırlanan raporda, örgüt yöneticilerinin taban kadroya sabırlı olmaları çağrısı yaptığı, tutuklu örgüt üyelerine de en geç 2 ay içinde serbest bırakılacakları yönünde haber gönderildiği, böylelikle örgütte itirafçılığı önleme çalışmaları yürütüldüğü kaydedildi.
Etiketler:
cemaat,
darbe,
fethullah gülen,
haber
Tekirdağ'da sağlık skandalı: Diyalizdeki hastalara Hepatit bulaştı
Tekirdağ'ın Kapaklı ilçesinde bulunan Türk Böbrek Vakfı’na ait Kadriye ve Kenan Tunalı Diyaliz Merkezi’nde tedaviye giden 18 hastada Hepatit C virüsü tespit edildi. Merkez dışarıdan hasta kabulünü durdurdu. Hastalardan 2'sine Haziran ayında Hepatit C virüsü bulaştığı tespit edilirken, Ağustos ayında ise 4 hastaya daha virüs bulaştığının anlaşıldığı ancak merkezin hasta kabulüne devam ettiği öğrenildi. Öte yandan, Sağlık Bakanlığı iddialarla ilgili bir komisyon görevlendirdi.
Türk Böbrek Vakfı’nın Kapaklı İlçesi’ndeki Kadriye ve Kenan Tunalı Diyaliz Merkezi’nde tedavi gören 2 hastada geçen Haziran ayında Hepatit C virüsü bulaştığı tespit edildi. Hastalar tedaviye alınırken, Ağustos ayında da 4 hastaya virüs bulaştığı belirlendi. Türk Böbrek Vakıf yetkilileri, Tekirdağ Sağlık Müdürlüğü’ne yazı göndererek Hepatit C virüsü bulaşan hasta sayısında artış gösterdiğini bildirdi.
'Tedavileri sürüyor'
Tekirdağ Sağlık Müdürlüğü ekipleri diyaliz merkezinde inceleme yaparak hastalardan alınan örnekleri incelenmesi için Ankara Halk Sağlığı Müdürlüğü’ne gönderdi. Yapılan incelemenin ardından 18 hastada Hepatit C virüsü olduğu tespit edildi. Türk Böbrek Vakfı’nın diyaliz merkezi, dışarıdan hasta kabulünü durdurdu.
Tekirdağ Sağlık Müdürü Dr. Yavuz Akbulut, diyaliz merkezindeki mevcut hastaların tedavilerine devam edildiğini ifade ederek, "Yapılan incelemelerin ardından 18 hastada virüs tespit edilerek hemen tedavilerine başlandı. Diyaliz merkezinin kapatılması söz konusu değildir. Sadece tedbir amacıyla dışarıdan hasta kabulünü durdurduk. Mevcut hastaların ve virüs tespit edilen hastaların tedavileri sürüyor" dedi.
106 hasta tedavi görüyor
Vakıf adına açıklamada bulunan iş denetçisi Ali Arda ise diyaliz merkezinde tedavi gören 106 hastaları olduğunu ifade bunlardan Haziran ayından itibaren farklı zamanlarda 18 kişide Hepatit C virüsü tespit edildiğini söyledi. Arda, "Virüs tespit edildikten sonra tedbir alınması için Tekirdağ Sağlık Müdürlüğümüze de bir yazı verdik. Sağlık Müdürlüğü’nden konuyla ilgili bir ekip gelip araştırma yaptı. Ankara’ya ise bütün hastaların testini gönderdik. Testler sonucunda ise 18 hastada virüs olduğu tespit edildi. Tekirdağ Sağlık Müdürlüğü ve Namık Kemal Üniversitesi ile birlikte bu süreci hep birlikte yürütüyoruz. Ankara’daki test sonuçlarından ise geno tiplemelerini bekliyoruz. Geno tiplemelerinde bu bulaşım dışarıdan mı? Yoksa içerden mi olduğunu tespit edeceğiz. Nedeni bilinmeyen bu bulaşının kök nedenlerinin araştırılması için Sağlık Bakanlığı’na ve Tekirdağ Sağlık Müdürlüğü’ne müracaat ettik ve sonuçlarını bekliyoruz" diye konuştu.
Sağlık Bakanlığı harekete geçti
Öte yandan, Sağlık Bakanlığı iddialarla ilgili bir komisyon görevlendirdi. DHA
Türk Böbrek Vakfı’nın Kapaklı İlçesi’ndeki Kadriye ve Kenan Tunalı Diyaliz Merkezi’nde tedavi gören 2 hastada geçen Haziran ayında Hepatit C virüsü bulaştığı tespit edildi. Hastalar tedaviye alınırken, Ağustos ayında da 4 hastaya virüs bulaştığı belirlendi. Türk Böbrek Vakıf yetkilileri, Tekirdağ Sağlık Müdürlüğü’ne yazı göndererek Hepatit C virüsü bulaşan hasta sayısında artış gösterdiğini bildirdi.
'Tedavileri sürüyor'
Tekirdağ Sağlık Müdürlüğü ekipleri diyaliz merkezinde inceleme yaparak hastalardan alınan örnekleri incelenmesi için Ankara Halk Sağlığı Müdürlüğü’ne gönderdi. Yapılan incelemenin ardından 18 hastada Hepatit C virüsü olduğu tespit edildi. Türk Böbrek Vakfı’nın diyaliz merkezi, dışarıdan hasta kabulünü durdurdu.
Tekirdağ Sağlık Müdürü Dr. Yavuz Akbulut, diyaliz merkezindeki mevcut hastaların tedavilerine devam edildiğini ifade ederek, "Yapılan incelemelerin ardından 18 hastada virüs tespit edilerek hemen tedavilerine başlandı. Diyaliz merkezinin kapatılması söz konusu değildir. Sadece tedbir amacıyla dışarıdan hasta kabulünü durdurduk. Mevcut hastaların ve virüs tespit edilen hastaların tedavileri sürüyor" dedi.
106 hasta tedavi görüyor
Vakıf adına açıklamada bulunan iş denetçisi Ali Arda ise diyaliz merkezinde tedavi gören 106 hastaları olduğunu ifade bunlardan Haziran ayından itibaren farklı zamanlarda 18 kişide Hepatit C virüsü tespit edildiğini söyledi. Arda, "Virüs tespit edildikten sonra tedbir alınması için Tekirdağ Sağlık Müdürlüğümüze de bir yazı verdik. Sağlık Müdürlüğü’nden konuyla ilgili bir ekip gelip araştırma yaptı. Ankara’ya ise bütün hastaların testini gönderdik. Testler sonucunda ise 18 hastada virüs olduğu tespit edildi. Tekirdağ Sağlık Müdürlüğü ve Namık Kemal Üniversitesi ile birlikte bu süreci hep birlikte yürütüyoruz. Ankara’daki test sonuçlarından ise geno tiplemelerini bekliyoruz. Geno tiplemelerinde bu bulaşım dışarıdan mı? Yoksa içerden mi olduğunu tespit edeceğiz. Nedeni bilinmeyen bu bulaşının kök nedenlerinin araştırılması için Sağlık Bakanlığı’na ve Tekirdağ Sağlık Müdürlüğü’ne müracaat ettik ve sonuçlarını bekliyoruz" diye konuştu.
Sağlık Bakanlığı harekete geçti
Öte yandan, Sağlık Bakanlığı iddialarla ilgili bir komisyon görevlendirdi. DHA
Kemal Unakıtan hayatını kaybetti
Eski Maliye Bakanı Kemal Unakıtan tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti.
Eski Maliye Bakanı Kemal Unakıtan bu sabah tedavi gördüğü hastanede vefat etti. Kemal Unakıtan, 2009'da by-pass, 2013'te böbrek nakli operasyonu geçirmişti.Kemal Unakıtan 70 yaşındaydı.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, twitter üzerinden yaptığı açıklamada, "Eski Bakanlarımızdan Kemal Unakıtan Hakk'ın rahmetine kavuşmuştur. Kendisine Allah'tan rahmet, ailesine ve yakınlarına başsağlığı diliyorum" dedi.
Kemal Unakıtan kimdir?
1946 yılında Edirne'inin Süloğlu ilçesine bağlı Domurcalı köyünde doğdu. İlk, orta ve lise tahsilini Edirne'de tamamladı. 1968 yılında Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi (Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi)'nden mezun oldu. Üniversite eğitiminin ardından Maliye Bakanlığı'nda Hesap Uzmanı olarak göreve başladı. SEKA Genel Müdür Muavinliği ve 1976-1978 yılları arasında SEKA Genel Müdürlüğü yaptı. Daha sonra özel sektöre geçti; çeşitli sanayi kuruluşlarında, finans kurumlarında (Albaraka Türk Finans Kurumu), dış ticaret şirketlerinde Genel Müdürlük, Yönetim Kurulu üyeliği ve Yöneticilik yaptı. Unakıtan evli ve 3 çocuk babasıydı.
Özelleştirmenin patronu oldu
2002 yılında 58. Hükümette Maliye Bakanlığı'na getirildi. Erdoğan'ın Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'nı Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener'den alarak, kendisine bağlamasıyla özelleştirmenin de patronu oldu. Farklı tavır ve uygulamalarıyla sürekli olarak 'ilgi ve tepki' nedeni oldu ve gündemde kaldı.
Görevi Mehmet Şimşek'e devretti
2007'de Parti'den Eskişehir milletvekili seçilen Unakıtan, 60. hükümette de Maliye Bakanı olarak görev aldı ancak 1 Mayıs 2009 tarihinde yapılan kabine değişikliği sonucu bu görevi Mehmet Şimşek'e devretti ve kendisi kabine dışında kaldı.
Böbrek nakli oldu
Kemal Unakıtan, son yıllarda kalbi ve böbreğiyle ilgili sağlık sorunları yaşadı. 2009 yılında ABD'de Cleveland Clinic'te by-pass operasyonu geçirdi. 2013 yılında Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'nde böbrek nakli oldu. Unakıtan'a dünürü böbreğini bağışlamıştı.
Eski Maliye Bakanı Kemal Unakıtan bu sabah tedavi gördüğü hastanede vefat etti. Kemal Unakıtan, 2009'da by-pass, 2013'te böbrek nakli operasyonu geçirmişti.Kemal Unakıtan 70 yaşındaydı.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, twitter üzerinden yaptığı açıklamada, "Eski Bakanlarımızdan Kemal Unakıtan Hakk'ın rahmetine kavuşmuştur. Kendisine Allah'tan rahmet, ailesine ve yakınlarına başsağlığı diliyorum" dedi.
Kemal Unakıtan kimdir?
1946 yılında Edirne'inin Süloğlu ilçesine bağlı Domurcalı köyünde doğdu. İlk, orta ve lise tahsilini Edirne'de tamamladı. 1968 yılında Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi (Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi)'nden mezun oldu. Üniversite eğitiminin ardından Maliye Bakanlığı'nda Hesap Uzmanı olarak göreve başladı. SEKA Genel Müdür Muavinliği ve 1976-1978 yılları arasında SEKA Genel Müdürlüğü yaptı. Daha sonra özel sektöre geçti; çeşitli sanayi kuruluşlarında, finans kurumlarında (Albaraka Türk Finans Kurumu), dış ticaret şirketlerinde Genel Müdürlük, Yönetim Kurulu üyeliği ve Yöneticilik yaptı. Unakıtan evli ve 3 çocuk babasıydı.
Özelleştirmenin patronu oldu
2002 yılında 58. Hükümette Maliye Bakanlığı'na getirildi. Erdoğan'ın Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'nı Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener'den alarak, kendisine bağlamasıyla özelleştirmenin de patronu oldu. Farklı tavır ve uygulamalarıyla sürekli olarak 'ilgi ve tepki' nedeni oldu ve gündemde kaldı.
Görevi Mehmet Şimşek'e devretti
2007'de Parti'den Eskişehir milletvekili seçilen Unakıtan, 60. hükümette de Maliye Bakanı olarak görev aldı ancak 1 Mayıs 2009 tarihinde yapılan kabine değişikliği sonucu bu görevi Mehmet Şimşek'e devretti ve kendisi kabine dışında kaldı.
Böbrek nakli oldu
Kemal Unakıtan, son yıllarda kalbi ve böbreğiyle ilgili sağlık sorunları yaşadı. 2009 yılında ABD'de Cleveland Clinic'te by-pass operasyonu geçirdi. 2013 yılında Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'nde böbrek nakli oldu. Unakıtan'a dünürü böbreğini bağışlamıştı.
Arap turist çocuğunu Taksim'de iple bağlayarak gezdirdi
Taksim İstiklal Caddesi'nde dikkat çeken bir görüntüye sahne oldu.
Çocuğunun kaybolmasını önlemek isteyen Arap kadın turist, çocuğunu kolundan kalın bir iple bağlayıp gezdirdi.
4-5 yaşlarındaki çocuk ile annesinin İstiklal Caddesi'nde bu şekilde dolaşması amatör kameraya yansıdı.
Bir süre sonra çocuk ve kadın kalabalığa karışarak gözlerden kayboldu.
Çocuğunun kaybolmasını önlemek isteyen Arap kadın turist, çocuğunu kolundan kalın bir iple bağlayıp gezdirdi.
4-5 yaşlarındaki çocuk ile annesinin İstiklal Caddesi'nde bu şekilde dolaşması amatör kameraya yansıdı.
Bir süre sonra çocuk ve kadın kalabalığa karışarak gözlerden kayboldu.
Baba Umut Özkırımlı'nın evlat mücadelesi
Luca Can, 11 aylıkken diş için gittiği doktorda sinir sistemi kanseri teşhisi konuldu. Tümör yayıldı ve yaşama şansı yüzde 10. Ancak ABD’de geliştirilme aşamasındaki aşı, yaşama şansını yüzde 80'lere çıkarıyor. Aşı için 250 bin dolara ihtiyaç var.
Akademisyen ve yazar Umut Özkırımlı, 2 senedir nöroblastom kanseri ile boğuşan üç buçuk yaşındaki oğlu Luca için destek bekliyor.
Luca'nın bir dizi ameliyat ve kök hücre naklinin ardından nükseden hastalığına yönelik, ABD'de bir klinik deneysel tedavi sunuyor.
9 ay süren kemoterapi, radyoterapi ve kök hücre tedavileri sonrasında hastalığı nükseden küçük savaşçı Luca Can, şimdilerde yüzde 10 gibi çok küçük bir oranda hayatta kalma şansı veren bu hastalığı yenmek için ABD'deki Memorial Sloan Kettering Cancer Center'da geliştirilme aşamasında olan aşıyla tedavi olmayı bekliyor.
Ancak bu tedavi henüz test aşamasında olduğu için devlet katkısı sağlanmıyor. Bu nedenle Özkırımlı Ailesi Luca Can'ın tedavi masraflarını karşılamak için internette bağış kampanyası başlattı.
133 bin dolar toplandı, hedef 250 bin dolar
Luca Can için bağış sitesi 'generocity'de açılan kampanyada 133 bin dolar para toplandı. Hedef ise 250 bin dolara ulaşmak.
Baba Umut Özkırımlı: Destek alamıyoruz
Baba Umut Özkırımlı, "Aşı sadece, nöroblastom teşhisi konmuş, tedavi olmasına rağmen nüksetmiş çocuklar için geliştirilmiş.13 çocuktan 12'si iki seneyi aşkın süredir hayatta. Hastalığın yaşam beklentisi nüksetme halinde yüzde 10 civarında olduğu için bu çok yüksek bir oran. Bu denemeye katılmak istiyoruz. Tedavinin maliyeti 250 bin doları bulabilir. Luca’nın 2 yıl boyunca tedavisi İsveç devleti tarafından karşılandı. Devlet 1 milyon doları aşkın bir harcama yaptı. Aşı deneme aşamasında olduğu için de destek alamıyoruz" diye konuştu.
Arta kalan para vakfa bağışlanacak
Umut Özkırımlı, toplanan paranın herhangi bir nedenle kullanılmayan kısmının ise İsveç’te İsveç Çocuk Kanseri Vakfı Barncancerfonden ile Türkiye’de LÖSEV’e veya bağışçıların arzularına göre belirlenecek, kanser üzerine çalışmalar yapan başka bir vakfa bağışlanacağını söyledi.
Luca'ya lucacan.com adresinden destek olmak mümkün.
Nöroblastom kanseri nedir?
Çocukluk çağı kanserlerinin en agresiflerinden biri olan Nöroblastom, kansere bağlı çocuk ölümlerinin yüzde 15’inin nedeni. Luca’ya konan teşhis aynı zamanda Myc-N amplifikasyonu denilen genetik bir durumu da içeriyor, ki bu da hastalığın daha da saldırgan bir türü.
Akademisyen ve yazar Umut Özkırımlı, 2 senedir nöroblastom kanseri ile boğuşan üç buçuk yaşındaki oğlu Luca için destek bekliyor.
Luca'nın bir dizi ameliyat ve kök hücre naklinin ardından nükseden hastalığına yönelik, ABD'de bir klinik deneysel tedavi sunuyor.
9 ay süren kemoterapi, radyoterapi ve kök hücre tedavileri sonrasında hastalığı nükseden küçük savaşçı Luca Can, şimdilerde yüzde 10 gibi çok küçük bir oranda hayatta kalma şansı veren bu hastalığı yenmek için ABD'deki Memorial Sloan Kettering Cancer Center'da geliştirilme aşamasında olan aşıyla tedavi olmayı bekliyor.
Ancak bu tedavi henüz test aşamasında olduğu için devlet katkısı sağlanmıyor. Bu nedenle Özkırımlı Ailesi Luca Can'ın tedavi masraflarını karşılamak için internette bağış kampanyası başlattı.
133 bin dolar toplandı, hedef 250 bin dolar
Luca Can için bağış sitesi 'generocity'de açılan kampanyada 133 bin dolar para toplandı. Hedef ise 250 bin dolara ulaşmak.
Baba Umut Özkırımlı: Destek alamıyoruz
Baba Umut Özkırımlı, "Aşı sadece, nöroblastom teşhisi konmuş, tedavi olmasına rağmen nüksetmiş çocuklar için geliştirilmiş.13 çocuktan 12'si iki seneyi aşkın süredir hayatta. Hastalığın yaşam beklentisi nüksetme halinde yüzde 10 civarında olduğu için bu çok yüksek bir oran. Bu denemeye katılmak istiyoruz. Tedavinin maliyeti 250 bin doları bulabilir. Luca’nın 2 yıl boyunca tedavisi İsveç devleti tarafından karşılandı. Devlet 1 milyon doları aşkın bir harcama yaptı. Aşı deneme aşamasında olduğu için de destek alamıyoruz" diye konuştu.
Arta kalan para vakfa bağışlanacak
Umut Özkırımlı, toplanan paranın herhangi bir nedenle kullanılmayan kısmının ise İsveç’te İsveç Çocuk Kanseri Vakfı Barncancerfonden ile Türkiye’de LÖSEV’e veya bağışçıların arzularına göre belirlenecek, kanser üzerine çalışmalar yapan başka bir vakfa bağışlanacağını söyledi.
Luca'ya lucacan.com adresinden destek olmak mümkün.
Nöroblastom kanseri nedir?
Çocukluk çağı kanserlerinin en agresiflerinden biri olan Nöroblastom, kansere bağlı çocuk ölümlerinin yüzde 15’inin nedeni. Luca’ya konan teşhis aynı zamanda Myc-N amplifikasyonu denilen genetik bir durumu da içeriyor, ki bu da hastalığın daha da saldırgan bir türü.
Mavi elmas yüzük olarak satılacak
İsviçre’de 8.01 karat büyüklüğündeki elmas, Cartier firması tarafından bir yüzüğün üzerine monte edildi.
Fiyatının 15 ila 25 milyon dolar arasında olacağı tahmin edilen elmas, bir ay sonra Cenevre’de Sotheby müzayede firması tarafından satışa çıkarılacak.
Bu değerli mücevhere şimdiden birçok koleksiyoncu ve firma talip çıktı. Sotheby firması takı bölümü başkanı Davit Bennett yaptığı açıklamada “Gök mavisi elması” ismi verilen elmas yüzüğün, sezon satışının amiral gemisi olacağını ifade etti. DHA
Fiyatının 15 ila 25 milyon dolar arasında olacağı tahmin edilen elmas, bir ay sonra Cenevre’de Sotheby müzayede firması tarafından satışa çıkarılacak.
Bu değerli mücevhere şimdiden birçok koleksiyoncu ve firma talip çıktı. Sotheby firması takı bölümü başkanı Davit Bennett yaptığı açıklamada “Gök mavisi elması” ismi verilen elmas yüzüğün, sezon satışının amiral gemisi olacağını ifade etti. DHA
Spiker Kübra Eken dayağı anlattı: Birden çok kez arkama vurdu
Spiker Kübra Eken'i döverek beyin kanaması geçirmesine sebep olduğu öne sürülen kocasının yargılanmasına devam edildi. Duruşmaya tekerlekli sandalye ve ailesinin yardımı ile katılan Eken güçlükle konuştu. İfade veren Eken, "Birden çok kez arkamdan vurdu. Yüzüstü yere düştüm. Kafam yere çarptı" dedi.
Spiker eşi Kübra Eken'i darp ederek beyin kanaması geçirmesine sebep olduğu belirtilen sanığın, "Kasten yaralama" suçundan 9 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılandığı davaya devam edildi.
Tekerlekli sandalye ile duruşmaya katıldı
Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davaya tutuksuz sanık Bülent Eken, mağdur Kübra Eken, annesi Nuran, Babası Lüfti ve ağabeyi Önder Yelkenci ile tarafların avukatları katıldı. Davanın 8. celsesine ailesinin yardımı ile tekerlekli sandalyesi ile Kübra Eken de katıldı ve ifade verdi.
Hakim sordu, eken güçlükle yanıtladı
Güçlükle konuşan Kübra Eken mahkeme hakiminin sorularına yanıt verdi. Hakim Mustafa Öztürk, Eken'e ilk olarak "Nasılsın, konuşabiliyor musun artık" diye sordu. Kübra Eken ise "İyiyim" yanıtını verdi. Mahkeme hakimi yargılamanın ilk celsesinde Eken'in konuşamadığı ve duruşmada bulundurulan alfabedeki harflere dokunduğunu şimdi ise akıcı olmasa da yavaş yavaş konuşmaya başladığının görüldüğünü tutanağa geçirdi. Hakim, Kübra Eken'e "O günü net hatırlıyor musun?" şeklinde soru yöneltti. Bunun üzerine Eken "Evet. Birden çok kez arkamdan vurdu" diyerek eliyle 4 kez şeklinde işarette bulundu. Kendisine yumrukla vurulduğunda yere düşüp düşmediği sorulan Eken, "Yüzüstü yere düştüm. Kafam yere çarptı" yanıtını verdi. Kübra Eken ifadesinin alınmasının ardından ailesinin yardımıyla duruşma salonundan çıkarıldı.
"Ailesinin telkini ile..."
Sanık Neptün Bülent Eken'in avukatı Fatih Çınar ise, Kübra Eken'in duruşmada verdiği beyanları kabul etmediklerini belirterek, "Kübra beyin ameliyatı geçirmiş, telkine ve yönlendirmeye açık birisidir. Ailesinin telkini ile bu şekilde beyanda bulunduğunu düşünüyoruz" dedi.
Adli Tıp Genel Kurulu'ndan rapor alınacak
Mahkeme hakimi, dava dosyasında alınan raporlar arasında farklılıklar olduğunu belirterek, dosyanın Adli Tıp Kurum Genel Kurulu'na gönderilmesine karar verdi. Hakim Adli Tıp Genel Kurulu'ndan mağdurdaki beyin kanamasının darp veya yere çarpması sonucu oluşmasının mümkün olup olmadığının tespitini istedi. Genel Kurul'a ayrıca olaydan 2 gün önce mağdura uygulanan anestezi ile yapılan sezaryen ameliyatının beyin kanamasının meydana gelmesine neden olup olmayacağı sorusu da soruldu.
"Mümkün olduğunca iyiyim"
Duruşma sonrası tekerli sandalyesi ve ailesinin yardımı ile adliyeden ayrılan Kübra Eken sağlık durumuna ilişkin sorulan soruya, "Mümkün olduğunca iyiyim" yanıtını vererek gülümsedi. Kübra Eken'in annesi Nuran Yelkenci ise Kübra'nın sağlık durumunun son derece iyi olduğunu söyleyerek, "Ruhsal olarak da inanılmaz iyi. Psikolojisi çok düzgün çünkü çocuğu yanında. Bebek anne ilişkileri çok güzel. Bütün gün birlikte oynuyorlar" dedi. Kübra'nın tedavisinin devam ettiğini belirten anne Yelkenci, "Tüm gün 24 saat tedavi altında. Doktorlara göre Kübra yaza kadar toparlayacak. Şuanda minik minik adım atıyor. Kübra artık internette arkadaşları ile görüşüp yazışmak istiyor. Sağ elini de minik minik kullanmaya başladı. Minik minik konuşmaya başladı. Kendini ifade ediyor. Ses tellerinde hasar var, o yüzden sesi çok çıkmıyor. Onu da zamanla toplayacak diyorlar" diye konuştu.
İddianameden...
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Kübra Eken'in 20 Haziran 2013 tarihinde doğum yaptığı belirtilerek, hastaneden taburcu edildikten 2 sonra şiddetli baş ağrısı, gözünün ve dilinin dönmesi şikayetiyle eşi Bülent Eken tarafından Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne götürüldüğü anlatıldı. Bu hastanede Kübra Eken'e beyin kanaması teşhisi konularak ameliyat yapıldığı kaydedilen iddianamede, Adli Tıp uzmanının, Kübra Eken'de kulak üstünde bulunan ekimozun kendiliğinden oluşamayacağı ve bir darp sonucu olabileceği, bu durumun da yaşamsal tehlikeye sebebiyet verdiği yönünde görüş bildirdiği ifade edildi. cnntürk
"15 Temmuz" resmi tatil oluyor
AK Parti Grubu, 15 Temmuz'un "Demokrasi ve Şehitler Günü" olması için yasa teklifi hazırladı.
Yasa teklifine ilk imzayı, Başbakan ve AK Parti İzmir Milletvekili Binali Yıldırım attı. Teklifte, Ankara'nın Kazan ilçesinin adının da "Kahraman Kazan" olarak değiştirilmesi yer alacak.
AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, yasa teklifinin imzaya açıldığını belirterek, ilk olarak Başbakan Yıldırım'ın imza attığı teklifin, milletvekillerinin imzasının tamamlanmasının ardından TBMM Başkanlığına sunulacağını açıkladı.
Elitaş, KHK'lerle ilgili itirazları değerlendirmek üzere partilerden birer temsilcinin yer alacağı bir teknik heyet oluşturulmasını muhalefet temsilcileriyle görüşeceklerini bildirerek, konunun bu görüşmeden sonra netlik kazanacağını ifade etti.
Yasa teklifine ilk imzayı, Başbakan ve AK Parti İzmir Milletvekili Binali Yıldırım attı. Teklifte, Ankara'nın Kazan ilçesinin adının da "Kahraman Kazan" olarak değiştirilmesi yer alacak.
AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, yasa teklifinin imzaya açıldığını belirterek, ilk olarak Başbakan Yıldırım'ın imza attığı teklifin, milletvekillerinin imzasının tamamlanmasının ardından TBMM Başkanlığına sunulacağını açıkladı.
Elitaş, KHK'lerle ilgili itirazları değerlendirmek üzere partilerden birer temsilcinin yer alacağı bir teknik heyet oluşturulmasını muhalefet temsilcileriyle görüşeceklerini bildirerek, konunun bu görüşmeden sonra netlik kazanacağını ifade etti.
Kemal Kılıçdaroğlu'na hapis istemi
Kemal Kılıçdaroğlu hakkında 2 yıl 8 aya kadar hapis istenildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan'ın şikayeti üzerine Kemal Kılıçdaroğlu hakkında "Basın yoluyla alenen hakaret suçundan" başlatılan soruşturma tamamlandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın şikayetinden vazgeçtiği için takipsizlik verilen soruşturmada Bilal Erdoğan’ın şikayeti üzerine 2 yıl 8 aya kadar hapis istemiyle iddianame düzenlendi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan'ın şikayeti üzerine Kemal Kılıçdaroğlu hakkında "Basın yoluyla alenen hakaret suçundan" başlatılan soruşturma tamamlandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın şikayetinden vazgeçtiği için takipsizlik verilen soruşturmada Bilal Erdoğan’ın şikayeti üzerine 2 yıl 8 aya kadar hapis istemiyle iddianame düzenlendi.
Sözleşmeli öğretmenlik atama sonuçları açıklandı!
Öğretmen atamaları için gözler Milli Eğitim Bakanlığı'nda. 18 bin 506 sözleşmeli öğretmen ataması yapıldı. Atama sonuçları Milli Eğitim Bakanlığı'nın internet sitesinde açıklanıyor.
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından ilan edilen kadro ile dershane ve etüt merkezi için yapılan sözleşmeli öğretmenlik mülakat sonuçları 29 Eylül'de açıklanmıştı. Sözleşmeli öğretmen adayları, 4-7 Ekim tarihleri arasında sözleşmeli öğretmenlik için tercihlerini yaptı. MEB, 18 bin 506 sözleşmeli öğretmenin atama sonuçlarını saat 17.00 itibariyle internet sitesinde duyurdu.
Sonuçlar www.meb.gov.tr adresinden açıklanıyor. Adaylar atama sonuçlarını, MEBBİS üzerinden kullanıcı bilgileri ile giriş yaparak sorgulayabilecek.
42 bin 730 onaylı başvuru alındı
MEB yetkililerinden alınan bilgiye göre, ilan edilen kadrolar için 42 bin 730 onaylı başvuru alındı.
Bakanlığın internet sitesi "www.meb.gov.tr" adresinden ilan edilen sonuçlara göre, 14 bin 873 öğretmen ile dershane ve etüt merkezlerinde çalışan 3 bin 633 öğretmen olmak üzere toplam 18 bin 506 sözleşmeli öğretmenin ataması gerçekleştirildi.
20 bin kadro tamamen dolmadı
Bazı adayların "tercih dışı atanmak istiyorum" seçeneğini işaretlememesi nedeniyle Bakanlıkça daha önce ilan edilen 20 bin kadronun tamamının dolmadığı bildirildi.
Öte yandan sözleşme gereği dört yıllık çalışma süresini tamamlayarak adaylık sürecinde başarılı olanlar, talepleri halinde görev yaptığı okulda kadroya atanacak. Öğretmenler, atandıkları yerde iki yıl daha çalıştıktan sonra tayin isteyebilecek .
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından ilan edilen kadro ile dershane ve etüt merkezi için yapılan sözleşmeli öğretmenlik mülakat sonuçları 29 Eylül'de açıklanmıştı. Sözleşmeli öğretmen adayları, 4-7 Ekim tarihleri arasında sözleşmeli öğretmenlik için tercihlerini yaptı. MEB, 18 bin 506 sözleşmeli öğretmenin atama sonuçlarını saat 17.00 itibariyle internet sitesinde duyurdu.
Sonuçlar www.meb.gov.tr adresinden açıklanıyor. Adaylar atama sonuçlarını, MEBBİS üzerinden kullanıcı bilgileri ile giriş yaparak sorgulayabilecek.
42 bin 730 onaylı başvuru alındı
MEB yetkililerinden alınan bilgiye göre, ilan edilen kadrolar için 42 bin 730 onaylı başvuru alındı.
Bakanlığın internet sitesi "www.meb.gov.tr" adresinden ilan edilen sonuçlara göre, 14 bin 873 öğretmen ile dershane ve etüt merkezlerinde çalışan 3 bin 633 öğretmen olmak üzere toplam 18 bin 506 sözleşmeli öğretmenin ataması gerçekleştirildi.
20 bin kadro tamamen dolmadı
Bazı adayların "tercih dışı atanmak istiyorum" seçeneğini işaretlememesi nedeniyle Bakanlıkça daha önce ilan edilen 20 bin kadronun tamamının dolmadığı bildirildi.
Öte yandan sözleşme gereği dört yıllık çalışma süresini tamamlayarak adaylık sürecinde başarılı olanlar, talepleri halinde görev yaptığı okulda kadroya atanacak. Öğretmenler, atandıkları yerde iki yıl daha çalıştıktan sonra tayin isteyebilecek .
Türkiye'nin en yüksek oranda yaşlı göçü alan ili İzmir
İzmir'in Türkiye'de yaşlı nüfus göçünü en fazla alan kent olduğu ortaya çıktı. Geriatri sempozyumunda konuşan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İzmir Müdürü Nesim Tanğlay, "İzmir olarak yüksek oranda yaşlı nüfus göçü de alıyoruz" dedi ve Türkiye'de 2023'te beklenen yaşlı nüfus oranına İzmir'in şimdiden ulaştığını söyledi.
İzmir'de düzenlenen Geriatri Sempozyumu, Türkiye'de en çok yaşlı nüfus göçünü bu kentin aldığını ortaya koydu. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İzmir Müdürü Nesim Tanğlay, "İzmir olarak yüksek oranda yaşlı nüfus göçü de alıyoruz. 2023 yılında Türkiye'de beklenen yaşlı nüfus oranı yüzde 14. İzmir olarak şu anda bu orana sahibiz" dedi.
Geriatri Sempozyumunun dördüncüsü yapıldı
Yaşlılık dönemindeki sağlık sorunları ve bu sorunların tedavileriyle ilgilenen yaşlılık hekimliği ya da geriatri alanında sosyal ve bilimsel açıdan çalışmalar yapan İzmir Katip Çelebi Üniversitesi, Geriatri Hemşireliği Sempozyumu'nun dördüncüsünü gerçekleştirdi.
4. Geriatri Hemşireliği Sempozyumu, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü İç Hastalıkları ve Halk Sağlığı Hemşireliği ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Narlıdere Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi işbirliği ile düzenlendi. Başkanlığını Doç. Dr. Yasemin Tokem, Doç. Dr. Nil Tekin ile Doç. Dr. Medine Yılmaz'ın yaptığı sempozyuma 180 sağlıkçı katıldı.
'En yüksek oranda yaşlı nüfus göçü alan il İzmir'
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İl Müdürü Nesim Tanğlay da İzmir özelinde tüm Türkiye oranından daha yüksek bir yaşlılık oranının görüldüğünü aktardı. Yüzde 12 ile yüzde 14 oranınında yaşlı bir İzmir olduğunu ifade eden Tanğlay, "İzmir olarak yüksek oranda yaşlı nüfus göçü de alıyoruz. 2023 yılında Türkiye'de beklenen yaşlı nüfus oranı yüzde 14. İzmir olarak şu anda bu orana sahibiz. Yaşlı nüfusun artmasıyla, sağlıklı yaşlanma, bakım kalitesi gibi birçok kavramla karşılaşıyoruz. Bu gibi bilimsel çalışmaların bu alana büyük katkı kazandırdığını, Geriatri Hemşireli'ğinin günümüzdeki öneminin git gide arttığını belirtmek isterim" diye konuştu.
Geriatri eğitiminin önemine işaret etti
İKÇÜ Rektörü Prof.Dr. Galip Akhan, Narlıdere Huzurevi ile 3 yıldır süren protokolün kendileri açısından bir şans olduğunu kaydetti. Rektör Prof.Dr. Akhan, Narlıdere Huzurevi'nin Tüm Türkiye'ye sunduğu hizmet kalitesi ve İKÇÜ'nün sağlık bölümlerinde okuyan, geleceğin sağlıkçılarına verdiği eğitimin önemine dikkat çekti. Prof.Dr. Akhan, "Sosyal devlet olmanın gelişmiş ülke olmanın gerektirdiği unsurların başında yaşlı ve engelli vatandaşlarımıza verilen hizmet gelmektedir. Yaşlılarımıza her konuda destek olmak birer sağlıkçı birer yönetici olarak en büyük sorumluluğumuzdur. Bunu görev olarak değil sevgiyle ve hürmetle yapmaktayız" dedi.
'Yaşlılar adeta küçülmüş çocuklar gibidir'
60-65 yaş arası hastalıkların erişkinlerden farklı seyir ettiğine dikkat çeken İKÇÜ Sağlık Bilimler Fakültesi Prof.Dr.Bumin Nuri Dündar, "Yaşlılar adeta küçülmüş çocuklar gibidir. Yaşlı nüfusun artması, yaşam sürelerinin uzaması ile kronik hastalıkların sıklaşması, Geriatri Hekimliği'nin ve hemşireliğinin önemini arttırdı" dedi.
'Yaşlılık olgusu sağlık politikalarında önemli yer tutuyor'
İKÇÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Hemşirelik Bölüm Başkanı Doç. Dr. Yasemin Tokem, ise yaşlılık olgusunun ülkelerin sağlık politikalarında önemli bir yer tuttuğunu söyledi. 2015 verilerine göre Türkiye nüfusunun altı buçuk milyonluk kısmının yaşlılardan oluştuğunu aktaran Tokem, yakın bir gelecekte Avrupa'daki birçok ülkede olduğu gibi bu oranın yüzde 10'un üzerine çıktığında çok yaşlı nüfus oluşacağını söyledi.
'Türkiye yaşlı sorunlarını konuşan değil yaşayan bir ülke olacak'
Tokem, "Bu verilerden ülkemizin yaşlı nüfusun sorunlarını konuşan değil sorunlarını yaşayan bir ülke olacağını düşünmekteyiz. 2050 yılında tüm dünyada 60 yaş ve üstü bireylerin 2 milyar rakamına ulaşacağı belirtiliyor. Düşük ve orta gelirli ülkelerde bu yaşlanmanın ekonomik yükünün gelişmiş ülkelere göre daha ağır olması beklenmektedir" şeklinde konuştu.
Türkiye'nin en büyük kapasiteli huzurevi
Narlıdere Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Nil Tekin Avrupa'nın ve Türkiye'nin en büyük kapasiteli yaşlı bakım ve rehabilitasyon alanına sahip olduklarını söyledi. Yıllar içinde toplumun, yaşlı sağlığı ve bakımı profesyonellerine daha fazla ihtiyaç duyduğunu kaydeden Tekin, bu ihtiyacın en büyük unsurunun hemşireler olduğunu vurguladı. DHA
İzmir'de düzenlenen Geriatri Sempozyumu, Türkiye'de en çok yaşlı nüfus göçünü bu kentin aldığını ortaya koydu. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İzmir Müdürü Nesim Tanğlay, "İzmir olarak yüksek oranda yaşlı nüfus göçü de alıyoruz. 2023 yılında Türkiye'de beklenen yaşlı nüfus oranı yüzde 14. İzmir olarak şu anda bu orana sahibiz" dedi.
Geriatri Sempozyumunun dördüncüsü yapıldı
Yaşlılık dönemindeki sağlık sorunları ve bu sorunların tedavileriyle ilgilenen yaşlılık hekimliği ya da geriatri alanında sosyal ve bilimsel açıdan çalışmalar yapan İzmir Katip Çelebi Üniversitesi, Geriatri Hemşireliği Sempozyumu'nun dördüncüsünü gerçekleştirdi.
4. Geriatri Hemşireliği Sempozyumu, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü İç Hastalıkları ve Halk Sağlığı Hemşireliği ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Narlıdere Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi işbirliği ile düzenlendi. Başkanlığını Doç. Dr. Yasemin Tokem, Doç. Dr. Nil Tekin ile Doç. Dr. Medine Yılmaz'ın yaptığı sempozyuma 180 sağlıkçı katıldı.
'En yüksek oranda yaşlı nüfus göçü alan il İzmir'
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İl Müdürü Nesim Tanğlay da İzmir özelinde tüm Türkiye oranından daha yüksek bir yaşlılık oranının görüldüğünü aktardı. Yüzde 12 ile yüzde 14 oranınında yaşlı bir İzmir olduğunu ifade eden Tanğlay, "İzmir olarak yüksek oranda yaşlı nüfus göçü de alıyoruz. 2023 yılında Türkiye'de beklenen yaşlı nüfus oranı yüzde 14. İzmir olarak şu anda bu orana sahibiz. Yaşlı nüfusun artmasıyla, sağlıklı yaşlanma, bakım kalitesi gibi birçok kavramla karşılaşıyoruz. Bu gibi bilimsel çalışmaların bu alana büyük katkı kazandırdığını, Geriatri Hemşireli'ğinin günümüzdeki öneminin git gide arttığını belirtmek isterim" diye konuştu.
Geriatri eğitiminin önemine işaret etti
İKÇÜ Rektörü Prof.Dr. Galip Akhan, Narlıdere Huzurevi ile 3 yıldır süren protokolün kendileri açısından bir şans olduğunu kaydetti. Rektör Prof.Dr. Akhan, Narlıdere Huzurevi'nin Tüm Türkiye'ye sunduğu hizmet kalitesi ve İKÇÜ'nün sağlık bölümlerinde okuyan, geleceğin sağlıkçılarına verdiği eğitimin önemine dikkat çekti. Prof.Dr. Akhan, "Sosyal devlet olmanın gelişmiş ülke olmanın gerektirdiği unsurların başında yaşlı ve engelli vatandaşlarımıza verilen hizmet gelmektedir. Yaşlılarımıza her konuda destek olmak birer sağlıkçı birer yönetici olarak en büyük sorumluluğumuzdur. Bunu görev olarak değil sevgiyle ve hürmetle yapmaktayız" dedi.
'Yaşlılar adeta küçülmüş çocuklar gibidir'
60-65 yaş arası hastalıkların erişkinlerden farklı seyir ettiğine dikkat çeken İKÇÜ Sağlık Bilimler Fakültesi Prof.Dr.Bumin Nuri Dündar, "Yaşlılar adeta küçülmüş çocuklar gibidir. Yaşlı nüfusun artması, yaşam sürelerinin uzaması ile kronik hastalıkların sıklaşması, Geriatri Hekimliği'nin ve hemşireliğinin önemini arttırdı" dedi.
'Yaşlılık olgusu sağlık politikalarında önemli yer tutuyor'
İKÇÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Hemşirelik Bölüm Başkanı Doç. Dr. Yasemin Tokem, ise yaşlılık olgusunun ülkelerin sağlık politikalarında önemli bir yer tuttuğunu söyledi. 2015 verilerine göre Türkiye nüfusunun altı buçuk milyonluk kısmının yaşlılardan oluştuğunu aktaran Tokem, yakın bir gelecekte Avrupa'daki birçok ülkede olduğu gibi bu oranın yüzde 10'un üzerine çıktığında çok yaşlı nüfus oluşacağını söyledi.
'Türkiye yaşlı sorunlarını konuşan değil yaşayan bir ülke olacak'
Tokem, "Bu verilerden ülkemizin yaşlı nüfusun sorunlarını konuşan değil sorunlarını yaşayan bir ülke olacağını düşünmekteyiz. 2050 yılında tüm dünyada 60 yaş ve üstü bireylerin 2 milyar rakamına ulaşacağı belirtiliyor. Düşük ve orta gelirli ülkelerde bu yaşlanmanın ekonomik yükünün gelişmiş ülkelere göre daha ağır olması beklenmektedir" şeklinde konuştu.
Türkiye'nin en büyük kapasiteli huzurevi
Narlıdere Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Nil Tekin Avrupa'nın ve Türkiye'nin en büyük kapasiteli yaşlı bakım ve rehabilitasyon alanına sahip olduklarını söyledi. Yıllar içinde toplumun, yaşlı sağlığı ve bakımı profesyonellerine daha fazla ihtiyaç duyduğunu kaydeden Tekin, bu ihtiyacın en büyük unsurunun hemşireler olduğunu vurguladı. DHA
BTK uyardı: Saatlere dikkat!
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu akıllı telefon kullanıcılarına yönelik kış saati uygulamasının iptaliyle ilgili bir açıklamada bulundu.
BTK (Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu) kış saati uygulamasının iptali doğrultusunda 30 Ekim Pazar günü itibariyle saatlerin geri alınmayacağını hatırlatarak, kullanıcıları otomatik güncellemeler konusunda uyardı.
BTK yaptığı açıklamada 30 Ekim günü itibariyle saatlerin 1 saat geri alınması gerektiğini ama yeni uygulamayla birlikte saatlerle oynanmayacağını belirtti. Bununla birlikte yaşanacak olan karışıklığa karşı otomatik güncellemelerin devre dışı bırakılması uyarısı yapıldı.
‘Her yedi saniyede bir kız çocuğu evlendiriliyor’
Yardım kuruluşu Save the Children'a göre dünya genelinde her yedi saniyede 15 yaşın altındaki bir kız çocuğu evlendiriliyor.
Kuruluşun araştırmasına göre Afganistan, Yemen, Hindistan ve Somali’nin de aralarında bulunduğu bazı ülkelerde yaşları 10’a kadar düşen kız çocukları evlenmeye zorlanıyor.
Save the Children, erken evliliğin kızları yaşamının her kısmında dezavantajlı bir duruma sokabileceğini kaydetti.
BBC Türkçe’nin haberine göre; kız çocuklarını erken evliliğe zorlayan faktörler arasında, çatışma, yoksulluk ve insani krizler sayılıyor.
Save the Children’ın Yönetim Kurulu Başkanı Helle Thorning-Schmidt, “Çocuk yaşta evlilikler, kız çocuklarını en temel öğrenme, gelişme ve çocuk olma hakkından mahrum ediyor. Erken evlenen çocuklar okula gidemiyor ve aile içi şiddet, taciz ve tecavüzle karşılaşma ihtimalleri artıyor. Hamile kalıyorlar ve HIV de dâhil cinsel yolla bulaşan hastalıklara açık hale geliyorlar” dedi.
“Every Last Girl- Her bir kız çocuğu” adlı çalışmada ülkeler okullaşma, çocuk yaşta evlilik, hamile kalma, anne ölümleri ve parlamentodaki kadın sayısına göre sıralanıyor.
TÜRKİYE 144 ÜLKE ARASINDA 55.SIRADA
Sıralamanın en sonunda Çad, Nijer, Orta Afrika Cumhuriyeti, Mali ve Somali yer alıyor. 144 ülkenin yer aldığı listede Türkiye ise 55. sırada. İsveç, Finlandiya ve Norveç’in ilk üç sırada bulunduğu sıralamada bu ülkeleri Hollanda, Belçika ve Danimarka izliyor.
Listede İngiltere 15, ABD ise 32. sırada.
Raporda mülteci kamplarında yaşayan kız çocuklarının, erken evlenme tehlikesi altında olduğu söyleniyor. Çok sayıda mülteci ailenin kıç çocuklarını yoksulluktan ve cinsel tacizden korumak için erken evlendirdiği kaydediliyor.
Çalışmada Lübnan’da yaşayan 13 yaşındaki bir Suriyeli çocuğun yaşadıkları anlatılıyor. 20 yaşındaki bir erkekle evlendirilen Sahar takma adlı kız “Düğün günü harika bir gün olacak sandım ama değildi. Sefalet, mutsuzluk doluydu. Bebeğim olduğu için çok şanslıyım. Ama ben çocuk büyüten bir çocuğum” diyor.
UNICEF’in tahminlerine göre, 2030 itibariyle çocukken evlendirilen kadınların sayısı bugünkü 700 milyondan, 950 milyona çıkacak.
Türkiye Gazetesi yazarından 'Gülen evleniyor' iddiası
Türkiye Gazetesi Yazarı Fuat Uğur, FETÖ lideri Fetullah Gülen’in evlilik hazırlığı yaptığını, eş adayının ise 6 ay önce seçildiğini öne sürdü. Uğur'un iddiası sosyal medyayı salladı.
Türkiye gazetesi yazarı Fuat Uğur, bugünkü köşe yazısında FETÖ lideri Fetullah Gülen'in evleneceğini yazdı. Gülen'in bu meseleyi ilk olarak yeğeninin eşi olan Cevdet Türkyolu’na açtığını iddia eden Fuat Uğur, eş adayının da 6 ay önceden belli olduğunu öne sürdü.
Fuat Uğur bu bilgiyi kimden aldığını ise şöyle açıkladı: "Bu bilgi canı sıkılan eski FETÖ’cü bölge imamı tarafından bir başka ülke abisine aktarıldı. Onun yardımcısı da bilgiyi Ümit Akdemir’e sızdırdı. Şimdiye dek ondan gelen bilgileri bu köşede yayınladım. FETÖ’cülerin darbe hazırlığı yapmasından, MHP içindeki FETÖ’cü oluşuma dek. Hepsi doğru çıktı. Bu yüzden Ümit’e güveniyorum."
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)