16 Aralık 2016 Cuma

Eğitimli suçlular iflastan, eğitimsizler cinsel suçtan yatıyor

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) “Ceza İnfaz Kurumu İstatistikleri 2015” araştırmasına göre, yüksekokul ve üniversite mezunlarının cezaevine en çok icra ve iflas suçlarından, ilkokul mezunlarının ise cinsel suçlardan girdiği belirlendi.

TÜİK tarafından yapılan araştırmada, öğrenim durumuna göre cezaevlerinde cinsel suçtan yatanların yüzde 34.3’ünü ilköğretim mezunları oluşturdu. Ceza infaz kurumuna 1 Ocak- 31 Aralık 2015 tarihleri arasında giren hükümlüler eğitim durumu itibarıyla değerlendirildi. Okur-yazar olup bir okul bitirmeyenlerde yüzde 35.7, okumayazma bilmeyenlerde yüzde 29.4 ilköğretim mezunlarında yüzde 23.1, ilkokul mezunlarında yüzde 15.5 ile hırsızlık suçu; ortaokul ve dengi meslek okulu yüzde 16, lise ve dengi meslek okulu mezunlarında yüzde 13.7 ile yaralama suçu ve yükseköğretim mezunlarında yüzde 17.4 ile İcra İflas Kanunu’na muhalefet suçu ilk sıralarda yer aldı.

Cezaevlerindekilerin yüzde 85'i hükümlü

TÜİK tarafından, Adalet Bakanlığı Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi veri tabanından manyetik ortamda derlenen bilgiler sonucu oluşturulan “Ceza İnfaz Kurumu İstatistikleri, 2015” araştırmasına göre, ceza infaz kurumlarının 31 Aralık 2015 tarihindeki nüfusunun yüzde 85.4’ünü hükümlüler, yüzde 14.6’sını tutuklular oluşturdu. Bu sayının yüzde 96.3’ü erkekler, yüzde 3.7’sini ise kadınlardan oluştu

Milli Piyango'dan skandal hata: Mustafa Kemal'le ve Rutkay Aziz’i karıştırdı

Matematik profesörü, tarih araştırmacısı ve koleksiyoner Haluk Oral, Milli Piyango’nun 1996 ve 1997’deki 30 Ağustos biletlerinde Mustafa Kemal yerine Rutkay Aziz’in siluetinin kullanıldığını tespit etti. Tarih dergisi son sayısında bu keşfin hikâyesini yazdı.

1994 yapımı ‘Kurtuluş’ dizisinde Rutkay Aziz’in oynadığı Kocatepe sahnesi öylesine başarılı çekilmişti ki, gerçekliğine sadece televizyon izleyicilerini değil, Milli Piyango İdaresi’ni bile inandırmıştı. Bu yıl ‘Bir Roman Kahramanı Orhan Veli’ kitabıyla Sedat Simavi Edebiyat Ödülü’nü kazanan araştırmacı yazar Haluk Oral’ın ortaya çıkardığı olay Tarih dergisinin son sayısında yayımlandı.

Bu mini skandalı Yiğit Köseoğlu yazdı:

“Kurtuluş Savaşı’nı hikâye eden TRT’nin altı bölümlük büyük dizi projesi ‘Kurtuluş’, 1994’te yayına girer. Senaryosu Turgut Özakman tarafından yazılan dizi bir süperyapımdır. Yönetmenliğini Mustafa Özkan’ın üstlendiği, Mustafa Kemal Paşa karakterini Rutkay Aziz’in, İsmet Paşa karakterini Savaş Dinçel’in canlandırdığı ‘Kurtuluş’ta tam 300 aktör, binlerce figüran rol alır. Çekimleri yaklaşık iki yıl süren dizi, rekor bir rakama, günün parasıyla 37.6 milyar TL’ye (bugünün 16.5 milyon TL’si) mal olur. Sürenin bu kadar uzamasının, maliyetin böylesine yükselmesinin bir nedeni de, sahnelerin çoğunlukla gerçek mekânlarda çekilmesi, tarihî anların gerçeğe uygun biçimde yeniden yaratılmasına büyük titizlik gösterilmesidir. Daha sonra yaşanacak trajikomik bir gelişme gösterecektir ki, bu sahnelerden en azından biri gerçeğinden daha gerçekçi bir şekilde canlandırılmış, sadece sıradan izleyiciyi değil, Milli Piyango gibi bir devlet kurumunu da gerçek olduğuna inandırmıştır. Bu, zihinlere unutulmaz bir fotoğrafla nakşedilmiş olan meşhur ‘Mustafa Kemal Kocatepe’de’ sahnesidir.

Aynı saatte aynı yerde
Mustafa Kemal’i canlandıran Rutkay Aziz, gerçeğiyle aynı yerde aynı saatte çektikleri sahneyi inandırıcı kılmak için ne kadar emek verdiklerini, ne kadar çaba ve zaman harcadıklarını hiç unutmaz. Başarılı olduklarını ilerleyen günlerde başka bir vesileyle bir kere daha anlayacaktır. Dizi yayına girer, büyük ses getirir. Aradan çok zaman geçer; 22 sene! Matematik profesörü, tarih araştırmacısı ve koleksiyoner Haluk Oral, eline geçen eski bir Milli Piyango biletinin üzerindeki fotoğrafta bir gariplik hisseder.

30 Ağustos çekilişi için basılan biletteki Kocatepe’deki Mustafa Kemal’in değil, Rutkay Aziz’in siluetidir! Bunun üzerine geçmiş yılların 30 Ağustos biletlerine de bakar ve 1996 ve 1997’nin 30 Ağustos biletlerinde Mustafa Kemal yerine Rutkay Aziz’in siluetinin kullanıldığını fark eder. Milli Piyango tasarımcıları, ‘sinemasal gerçekliğe’ fazlasıyla kapılmış, biletin üzerinde orijinal fotoğraf yerine Kurtuluş dizisinin setinde çekilen fotoğrafı kullanmıştır.” (cnntürk)

15 Aralık 2016 Perşembe

Tokat'ta kaybolan iki çocuğun Üsküdar'da görüldüğü iddia edildi

Tokat’ın Reşadiye ilçesinde 351 gündür kayıp olarak aranan 8 yaşındaki Bayram Erol ve 5 yaşındaki Dursun Kağan Taşcı’nın İstanbul'un Üsküdar ilçesinde dilendirildiği iddiası üzerine inceleme başlatıldı.


Reşadiye ilçesinde oyun oynamak için parka gittikten kısa bir süre sonra kaybolan çocukların anneleri Adile Erol ile Nazife Taşçı, bir televizyon kanalında yayınlanan “Yeşim Salkım ile Yeni Ben” programının konuğu oldu. Programın yapıldığı televizyon kanalına bir izleyicinin telefonla yaptığı 'Çocuklar Üsküdar’da dilendiriliyor' ihbarı üzerine soruşturma başlatıldı. İhbar üzerine Üsküdar’da bulunan polis merkezine giden anne Adile Erol, daha önce de bu tür ihbarların geldiğini, çocukların benzetilmiş olabileceğini düşündüklerini söyledi. Polis merkezinde kendilerine olayın Çocuk Şube ekipleri tarafından değerlendirildiğinin ifade edildiğini söyleyen anne Erol, güvenlik kameralarının incelenerek konunun araştırılacağı bilgisinin kendilerine verildiğini kaydetti.

“HİÇBİR İZE RASTLANMADIĞI İÇİN KAÇIRILDIĞINI DÜŞÜNÜYORUZ”

İstanbul'da bir yakınlarının evinde kaldıklarını ifade eden anne Erol, bir yıla yakın bir süredir olayın aydınlatılmasını beklediklerini söyledi. Bugüne kadar henüz elle tutulur bir ipucuna ulaşılamamasının üzüntüsünü yaşadıklarını belirten Erol, “Çocuklarımızdan hiçbir haber yok. Yapılan aramalarda hiçbir ize rastlanmadı. Her gün gözyaşı döküyoruz. Kapı çalsa bir gelişme mi var diye heyecanlanıyoruz. Çocuklarımız 15 dakika içerisinde kayboldu. Kimse nasıl görmedi anlayamıyorum. Mutlaka gören duyan vardır. Allah rızası için bizlere yardımcı olsun. Hiçbir ize rast gelinmediği için kaçırıldığını düşünüyoruz. Dua edip beklemekten başka bir şey yapamıyoruz” dedi.

Anne Nazife Taşçı da çocukların her zaman parka gidip oynadıklarına dikkat çekerek, “Bir yıla yakın bir süre oldu ama çocuklarımızdan hala bir haber yok. Çaresiz bekleyişimiz devam ediyor. Olayı gören duyanların ihbar etmesi tek dileğimiz. Bugüne kadar hiçbir şey çıkmadı ortaya” diye konuştu.
Reşadiye ilçesi Çermik Mahallesi'nde Adile ve Ömer Erol çiftçinin çocukları 8 yaşındaki Bayram ile komşuları Nafize ve İbrahim Taşçı çiftinin çocukları 5 yaşındaki Dursun Kağan, 29 Aralık 2015 tarihinde evlerinin yakınlarındaki parkta oynadıktan bir süre sonra kaybolmuştu. Aylarca süren arama tarama çalışmalarına rağmen bir ipucuna ulaşılamazken, Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından özel görevlendirilen ekip çalışmalarını sürdürüyor. Hürriyet

FETÖ lideri ’Fethullah’ adını yasaklamış!

Tokat’ta Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’nın (FETÖ/PDY) mülkiye örgütlenmesine yönelik soruşturma kapsamında ifadelerine başvurulan tanıklar, Fethullah Gülen’in Bylock üzerinden gönderdiği notlarda, kaymakam çocuklarına dikkat çekmemeleri için ’Fethullah’ adının verilmesini yasakladığını anlattı.


Tokat Cumhuriyet Başsavcılığı, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ile İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesinin FETÖ/PDY’nin ’mülkiye yapılanması’yla ilgili yönelik soruşturmasında örgütün içi yüzü ortaya çıkıyor. Şu ana kadar 29 kaymakam ile 4 kaymakam adayının tutuklandığı soruşturmada, 11 kaymakam ise itirafçı olup adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Gerek itirafçı kaymakamların, gerekse 100’üncü ve 102’inci kaymakam ve kaymakam adaylarının imamı Yunus kod adlı Y.A.’nın ifadeleri, örgüt ile ilgili birçok gerçeği gün yüzüne çıkardı.

'ÇAĞDAŞ İSİMLERİN KONULMASINI İSTERDİ'

Y.A. ifadesinde, kaymakam aday grup sorumlularına Bylock yüklü tablet dağıtıldığını söyleyerek, "Bu tabletler evde kullanılmazdı. Bu programı Wi-Fi üzerinden internet kafelerden çalıştırıyordum. Tablet verdiğim kişilerle buradan haberleşiyordum. Bunlara Fethullah Gülen’den gelen notları gönderiyordum. Fethullah Gülen, ByLock’tan kaymakam çocuklarına verilecek isimleri gönderiyordu. Kaymakamlar, bu isimleri çocuklarına veriyorlardı. Ayrıca Fethullah Gülen, dikkat çekmemesi için kaymakam çocuklarına ’Fethullah’ ismini yasakladı. Bu isim yerine daha çok çağdaş ve güncel isimlerin konulmasını isterdi" dediği öğrenildi.

'GARDİYANLARIN TÜRKİYE İMAMI'

Bu arada Tokat Cumhuriyet Başsavcılığı’nın FETÖ/PDY’ye yönelik yürüttüğü soruşturmada, 15 Temmuz darbesinden bir ay sonra Samsun’da terör örgütüne üye olduğu ve Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanuna aykırı hareket ettiği iddiasıyla tutuklanan din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni 39 yaşındaki Dursun Koç’un, örgütün infaz koruma memurlarının ’Türkiye imamı’ olduğu öğrenildi.

İkinci evliliği yapana 12 maaş veriliyor

Anne ve babasından maaş alan yetim kız çocuk evlendiğinde 24 maaş tutarında evlilik parası alıyor. Dul memur eşi ise yeniden evlenirse 12 aylık 'çeyiz parası' alıyor.



Sosyal güvenlik sistemi vefat eden sigortalıların geride kalanlarını koruyan düzenlemeler içeriyor. Bunlardan en önemlisi ise ölüm ve yetim maaşı diye tarif edilen ödemeler. Bu ödemeleri alan eşler ve kız çocukları için ayrıca evlenme ödeneği de bulunuyor.

Kız çocuklarına veriliyor

Sabah'ın sosyal güvenlik uzmanı Faruk Erdem'in yazısına göre, çeyiz parası olarak da olarak bilinen bu ödenek 4A'lı ve Bağ-Kur'lu anne veya babasının vefatı nedeniyle yetim maaşı alan kız çocuklarına veriliyor.

Evlendiğinde 24 maaş peşin veriliyor

Kız çocukları evlendiklerinde yetim maaşları kesiliyor. Bu kesilen maaşın 2 yıllık tutarı yani 24 maaş kadar olan miktar kız çocuğuna evlendiğinde toptan peşin olarak ödeniyor. Para sadece bir kez veriliyor. Yani kız çocuğu bu parayı daha önce almış ise ikinci evliliğinde tekrar verilmiyor. Ödenek için mutlak surette başvuru yapmak gerekiyor.

5 yıllık süre sınırı da var

Bunun için de 5 yıllık bir süre sınırı da var. Evlenme yardımı alan kız çocuğu eğer eşinden dolayı sağlık yardımı alamıyorsa, 2 yıl boyunca hastanelerde sağlık hizmeti de alabiliyor.

Kocaya da çeyiz parası

Dul eşlerin de evlilik yardımından yararlanabilmesi imkânı bulunuyor. Yani eşi ölen bir kadın ya da erkek dul maaşı alırken tekrar evlenirse kendisine de 'çeyiz parası' ödeniyor. Bunun için bazı şartlar gerekiyor. 5510 sayılı İş Kanunu'nun yürürlüğe girdiği 1 Ekim 2008'den önce, Emekli Sandığı kapsamında olan kişilere evlenme ikramiyesi Emekli Sandığı Kanunu'na göre verilmekteydi.

12 aylık evlenme ikramiyesi

Bu yasanın 90. maddesi, "Evlenmeleri sebebiyle dul ve yetim aylığı kesilen eş ve kız çocuklarla anaya bir defaya mahsus olmak üzere almakta oldukları dul veya yetim aylıklarının 12 aylık tutarı evlenme ikramiyesi olarak ödenir" hükmünü taşıyor.

Bu hükme göre erkekler de evlilik ikramiyesine hak kazanıyor. Dolayısıyla 1 Ekim 2008 öncesi Emekli Sandığı Kanunu'na göre çalışan kamu görevlisi sigortalının hak sahibi eşi eğer dul maaşı alıyorsa, bugün evlendiğinde 12 maaş tutarında evlenme ikramiyesi alabiliyor.

Burada erkek ya da kadın ayrımı yapılmıyor. Evlilik 12 aydan önce biter ise maaşın yeniden bağlanması için 12 ayın beklenmesi gerekiyor.

Emlakçılara yeni düzenleme! Yüksek komisyona son

Gümrük Bakanlığı, alım satımda ortaya çıkan mağduriyeti önlemek için emlak ticaretini yeniden düzenlemeye hazırlanıyor. Emlakçılar için bazı kriterler getiriliyor. Sertifika almayan emlakçılık yapamayacak. Emlak komisyonlarındaki haksız kazanç önlenecek.



Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, emlak alım satımında ortaya çıkan mağduriyetleri önlemek için harekete geçti.Taşınmaz Ticaretinin Düzenlenmesi Yönetmeliği için çalışmalara başlayan bakanlık, emlak satışına yönelik aracılık, danışmanlık ve bu kapsamda yürütülecek diğer faaliyetlere ilişkin usul ve esasları belirleyecek. Düzenlemede, taşınmaz ticareti yapanlarda aranacak şartlar da belirlenecek. Buna göre emlakçıların, taşınmaz ticaretini yaparken uyması gereken ilkeler, yerine getirmesi gereken kriterler ve alacakları ücretler yönetmelikle düzenlenecek.

Emlakçılara sertifika şartı geliyor

Habertürk Gazetesi'nde yer alan habere göre, emlakçıların, taşınmaz alacak vatandaşlardan yüksek tutarlarda komisyon alması ve farklı ücretler talep etmesi önlenecek. Böylece tüketici mağduriyeti de önlenmiş olacak. Emlak alım satımından elde edilecek ticari kazanç, belli bir düzene oturtulacak. Düzenleme ile emlakçılık mesleğine yönelik kriterler belirlenecek, emlakçılara sertifika alma zorunluğu getirilecek. Sertifika zorunluluğu halen emlakçılık yapanlar için de geçerli olacak. Kurallara uymayanların yetkisi iptal edilebilecek.

Her emekli olan emlakçılık yapamayacak

Düzenlemede, taşınmaz ticareti yapanlarda aranacak şartlar da belirlenecek. Bu çerçevede emlakçılara yönelik bazı kriterler getirilecek. Her emekli emlakçılık yapamayacak. Emlakçılara, mesleki yeterlilik kriteri, eğitim ve sertifika şartları getirilecek. Sertifika sahibi olmayan emlakçılık yapamayacak. Halen emlakçılık yapanlar da dahil herkes için bu şartlar geçerli olacak. Bazı emlakçıların yetkisinin iptali gündeme gelebilecek.

Ehliyet için sağlık raporu 350 TL mi olacak?

Son günlerde sosyal medyadan yapılan paylaşımlarda, 2017 Ocak ayından itibaren sürücü sağlık raporlarının devlet hastanelerinden 350-400 TL bedelle alınacağı iddia edildi. İddialar üzerine emniyetten konuyla ilgili açıklama geldi.


Kayseri Emniyet Müdürlüğü, sosyal medyada ’2017 Ocak ayından itibaren sürücü sağlık raporlarının devlet hastanelerinden 350-400 TL bedelle alınacağına’ dair iddia ve paylaşımlar üzerine bunun gerçek olmadığını açıkladı.

Emniyet Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada, sürücü sağlık raporlarının, 'Sürücü Adayları ve Sürücülerde Aranacak Sağlık Şartları ile Muayenelerine dair Yönetmelik' hükümleri kapsamında, aile hekimliği, devlet hastaneleri veya özel hastanelerden alınmaya devam edileceği ifae edildi. Açıklamada, "Sosyal medyadaki haberler gerçeği yansıtmadığı gibi, bu yönde Genel Müdürlüğümüzce herhangi bir çalışma yapılmamaktadır" denildi.

Meteoroloji uyardı: İstanbul'a bugün yağış, yarın kar geliyor

Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nden alınan tahminlere göre, hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin altına düşeceği İstanbul'da yarın kar yağışı beklendiği açıklandı.


Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nden alınan saatlik hava durumuna raporlarına göre, bugün yer yer etkili sağanak yağış görülecek İstanbul'da yarın ise kar yağışı bekleniyor. Sıcaklılar eksi dereceleri gösterecek.

Kar, don ve buzlanma

Yapılan son değerlendirmelere göre, yurdun kuzey ve doğu kesimlerinin parçalı ve çok bulutlu, Marmara'nın güney ve doğusu, Batı Karadeniz, Doğu Anadolu'nun güneydoğusu, Kütahya, Eskişehir, Ağrı ve Iğdır ile sabah saatlerinde Amasya, Batman ve Siirt çevrelerinin yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. Yağışların genellikle karla karışık yağmur ve kar, Çanakkale ve İstanbul çevrelerinde yağmur şeklinde olması bekleniyor. Kuzey, iç ve doğu kesimlerde buzlanma ve don olayı görüleceği tahmin ediliyor.

Hava sıcaklıkları düşüyor

Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nden alınan tahminlere göre, hava sıcaklığı ülke genelinde mevsim normallerinin altında seyredecek. Rüzgar, genellikle kuzey yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette, Marmara, Kıyı Ege, Batı Karadeniz kıyıları ve Doğu Anadolu'nun batısında kuvvetlice (30-50 Km/sa) esecek. Bazı illerde beklenen hava durumuyla günün en yüksek sıcaklıkları ise şöyle:

İl il hava durumu

Ankara: Parçalı ve az bulutlu, zamanla çok bulutlu 0
İstanbul: Parçalı yer yer çok bulutlu, öğle saatlerinden itibaren yağmurlu 6
İzmir: Parçalı ve az bulutlu 9
Adana: Parçalı ve az bulutlu 12
Antalya: Parçalı ve az bulutlu 15
Samsun: Parçalı ve çok bulutlu 5
Trabzon: Parçalı ve çok bulutlu 5
Erzurum: Parçalı çok bulutlu ve hafif kar yağışlı -8
Diyarbakır: Parçalı ve çok bulutlu 1

14 Aralık 2016 Çarşamba

Otizmli çocuğa kreşte dayak

Ankara'da bir kreşte çekilen görüntülerde 5.5 yaşındaki otizmli bir çocuk, diğer çocuklar tarafından 10 dakika boyunca dövülüyor. Çocuğun vücudunda pek çok ısırık izine de rastlandı. Aile kreşten şikayetçi oldu.


İddiaya göre; 5,5 yaşındaki otizmli Alperen, kreşte diğer çocuklar tarafından dövüldü. Kameraya yansıyan görüntülerde o anlarda sınıfta öğretmenin olmadığı görüldü.

Show TV'de dün gece yayınlanan habere göre, akşam eve gelen çocuğunun vücudundaki morluklardan şüphelenen baba olayın peşine düştü ve çocuklarla kaynaşsın, engelli oğlunu yazdırdığı kreşteki kamera görüntülerine ulaştı. 10 dakikalık videoyu izleyen baba adeta dehşete düştü.

Görüntülerde, çocukların Alperen'i dövdüğü, ısırdığı, iteklediği, yere düşürüp tekmelediği görülüyor.

Baba yaşadığı olayı şöyle anlattı:

"Çocuğumuzu sağlam bir şekilde kreşe gönderdik. Eve geldiğinde vücudunda tekme izleri, ısırık izleri vardı. Çocuğu resmen masadan atıyolar. Öğretmen o an sınıfta olmadığını söylüyor. Alperen'i 5, 6 çocuk tutuyor, bi çocuk yere düşürüyor, diğer çocuk yüzüne vuruyor. İzlediğim video hayatımın en uzun 10 dakikasıydı. Sürekli dua ediyorum allahım bitsin diye çünkü sürekli darp ediliyordu. Benim çocuğum yüzde 94 otizmi olan bir çocuk. Olaydan sonra çocuğumun psikolojisi bozuldu. Tuvaletini söylememeye başladı."

Darp raporu alındı

Olay sonrası hastaneden darp raporu alan baba kreşten davacı. Babanın iddiasına göre; kreş Alperen'e ücretsiz eğitim vermeyi teklif etti. Ancak ailenin bu işin peşini bırakmaya hiç niyeti yok. cnntürk


Yaz saati uygulaması için flaş hamle

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı 'karanlıkta okul'la ilgili geri adım atmayınca, Milli Eğitim Bakanlığı harekete geçti. Okul saatlerinin değişmesi gündemde.


Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın kalıcı yaz saati uygulaması ile ilgili “geri adım atılmayacağını” açıklamasının ardından Ankara Bağımsız Milletvekili Aylin Nazlıaka, dün Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz ile görüştü.

Cumhuriyet’in haberine göre, Nazlıaka, Yılmaz'ın, ders zilinin daha geç çalması ile ilgili çalışmanın yapılacağını, tüm il milli eğitim müdürlüklerine gönderilecek bir genelge ile sorunun il bazında çözüleceğini söylediğini aktardı.

‘BİR SERVİS KAZASI OLMASINI MI BEKLİYORSUNUZ?’

Aylin Nazlıaka'nın, düzenleme için “Bir servis kazasını, bir felaketi mi bekliyorsunuz” dediği ifade edildi.  Yılmaz'ın ise “Ders zilinin daha geç çalması için çalışma yapılacağını, tüm il milli eğitim müdürlüklerine genelge gönderileceğini, böylece sorunun il bazında çözüleceğini” söylediği öğrenildi. 

30 EKİM'DE GERİ ALINACAKTI

Son yıllarda yaz saatinin kalıcı olmasına ilişkin yapılan tartışmalardan sonra düzenlemeye ilişkin Bakanlar Kurulu kararı 8 Eylül 2016 tarihinde Resmi Gazete'de yayınlandı.

Kararla gün ışığından daha fazla yararlanmak amacıyla bütün yurtta 27 Mart 2016 Pazar günü saat 03.00'ten itibaren bir saat ileri alınmak suretiyle başlatılan yaz saati uygulamasının, her yıl, yıl boyu sürdürülmesi kararlaştırıldı.

14 Mart 2016 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı'nda yer alan '30 Ekim 2016 Pazar günü saat 04.00'ten itibaren bir saat geri alınması' ibaresi de yürürlükten kaldırıldı. Kararla 30 Ekim tarihinde saatler geri alınmadı.

İstanbul'da elektrik kesintisi

Ataşehir, Kartal, Pendik, Sancaktepe, Sultanbeyli, Tuzla ve Ümraniye'nin bazı mahallelerine 17 Aralık'ta elektrik verilemeyecek.


İstanbul Anadolu Yakası Elektrik Dağıtım AŞ'den yapılan açıklamaya göre Ataşehir'de 09.00-17.00'de, Ferhatpaşa Mahallesi Anadolu, Yeditepe, 6., 4., 9., Mareşal Fevzi Çakmak, 15., 17., 38., 31., 27., 35., 33. sokaklarında, Kartal'da 09.00-11.00'de, Atalar Mahallesi Begonya Sokak'ta, Pendik'te 10.00-15.00'te, Yayalar Mahallesi sokaklarında elektrik kesintisi yapılacak.

Sancaktepe'de 09.00-12.00'de, Eyüp Sultan Mahallesi Müminler, Sandalcı, Yücedağ, Gülibrişim sokaklarında, Sultanbeyli'de 09.00-17.00'de, Akşemsettin Mahallesi Kadı, Adem, Makber, Manyas, Kevser, Kübra, Reis, Baydar sokaklarında, Tuzla'da 10.00-18.00'de, Mescit Mahallesi Malazgirt Sokak,11.00-17.00'de, Orhanlı Mahallesi Ayazpınar Sokak'ta elektrik kesintisi uygulanacak.

Ümraniye'de 09.00-18.00'de, Esenşehir Mahallesi Çelik, Eryılmaz, Kürkçüler, Muradiye sokaklarına, Hekimbaşı Mahallesi Aydın Sokak,11.00- 18.00'de, Esenkent Mahallesi Baturalp, Baysal, Demetbağı, Muhterem sokaklarına elektrik verilemeyecek.

Boğaza bir dolgu daha

Üsküdar sahilinde Marmaray istasyon girişlerinin olduğu bölümünden denize kadar olan kısım hakkında doldurma kararı çıktı. İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nde oy çokluğu ile alınan bu karar sonrasında Şemsi Paşa Camisi ile Üsküdar iskelesi arasındaki sahil kısmı ‘kazıklı sistem teras’ ile 12 bin metrekare doldurulacak, 125 bin metrekarelik dev meydan ortaya çıkacak.


İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi‘nde ‘Üsküdar Meydanına Dair Dolgu Amaçlı 1/5 bin ve bin ölçekli imar planı’ değişikliği yapıldı. CHP’li üyelerin itirazlarına rağmen oy çokluğu ile alınan kararla, Kızkule’si yönünde bulunan Şemsi Paşa Camisi ile Üsküdar iskelesi arası ‘kazıklı sistem teras’ alanı ile doldurulacak ve 12 bin metrekarelik yeni alan sağlanacak.

Hürriyet'ten Fatma Aksu'nun haberine göre Proje Üsküdar çarşı içinde bulunan Ahmediye Meydanı’ndan denize kadar olan 500 metrelik bölümü de kapsıyor. Böylece meydan alanı, sahil ve park kullanımını kapsayan alan 125 bin metrekare büyüklüğüne ulaşacak. Marmaray İstasyon girişlerinin ve tesisat binalarının olduğu bölümünden denize kadar olan kısım “Meydan” olarak düzenlenecek.


‘Meydan' kimliği kalmadı

Yaya akışlarının rahatlatılmasının ve tarihi yapıların ortaya çıkartılmasının amaçlandığı raporda şu ifadelere yer verildi: “Özellikle Marmaray İstasyonu yaya girişleri ile üç adet tesisat yapıların meydan ortasında yer alması, üsluplarının mevcut tarihi yapılara aykırılık teşkil etmesi, yayaların görsel ve fiziksel denize erişiminin engellenmesi, geçmişten gelen ‘meydan’ kimliğinin kalmaması, tarihi binaların (Yeni Valide Sultan Cami, Cedit Valide İmareti, Mihrimah Sultan Cami) birbirinden kopması ve görsel kesintisi ile araç ve toplu taşıma duraklarının düzensizliği söz konusudur.”

Toplanma alanı olabilir

Üsküdar Meydanı Projesi ile taşıt trafiği ve toplu taşım duraklarının yeniden düzenleneceği belirtilirken, yaya ulaşımının kesintisiz olarak sağlanacağı ifade edildi. Öte yandan raporda, “Bu proje ile çeşitli açık alan organizasyonları düzenlenebilecek, olası deprem gibi afetlerde toplanma alanı olarak kullanılabilecek, İstanbul’da mevcut kent dokusu içerisinde çok önemli bir meydan alanı ortaya çıkartılabilecek ve zihinlerde kalan “Üsküdar Meydanı” kavramı, kamu kullanımına sunulmuş olacaktır” ifadelerine yer verildi.


Müze Müdürlüğü'ne bilgi verilecek

Dolgu esnasında, deniz suyunda çözünen ve zararlı kimyasal maddeler içeren dolgu malzemeler kullanılmayacak. Çalışmalar sırasında herhangi bir kültür ve tabiat varlığına rastlanılması durumunda, Müze Müdürlüğüne bilgi verilecek. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığınca onaylanmayan deniz yapılarının inşaatına kesinlikle başlanmayacak. Dolgu sırasında, dolgu malzemelerinin, çeşitli etkilerle deniz içine yayılmak suretiyle sığlaşmaya ve kirliliğe sebebiyet verilmemesi için, yapısal önlemler alınacak.

Dolgu alanlarda deprem tehlikesi

İBB Meclisi’nde tartışmaya neden olan rapor sırasında söz alan CHP’li Meclis Üyesi Esin Hacıalioğlu, Üsküdar Meydan Sahil Düzenleme Projeleri içerisinde denizin doldurulmasına deprem nedeniyle karşı olduklarını belirterek, bu dosyanın geri çekilmesini istedi. Hacıalioğlu, “Bu alan cami ve külliyelerin olduğu büyük bir tarihi meydan. Daha geçtiğimiz hafta depremi konuştuk. Dolgu alanlar tehlikeli alanlardır” dedi. Ak Parti Meclis üyesi ve Üsküdar Belediye Başkan Yardımcısı olan Abdullah Ayaz “Kıyı dolgu alanı denilen yer, Üsküdar Harem’den Boğaz Köprüsü’ne kadar alanı kapsayan bir çalışmanın bir bölümü burası. Marmaray ve Çekmeköy metro hattından sonra denize dolgu şeklinde değil, kazıklama sistemiyle hem metro, hem Marmaray, hem de deniz ulaşımıyla gelen insan sirkulasyon alanını, seyir terasları olduğu alanlar olacak” dedi.

AB Türkiye'ye mülteciler için 677 milyon euro ödedi

AB Komisyonu'na göre Avrupa Birliği mülteci anlaşması kapsamında Türkiye'ye mülteciler için 677 milyon euro ödeme yaptı.

AB Komisyonu'nun verdiği bilgilere göre Avrupa Birliği Türkiye ile sağlanan mülteci anlaşması kapsamında mülteci projelerine yönelik 677 milyon euro ödedi. DW Türkçe'nin haberine göre; AB, mülteci anlaşması kapsamında Türkiye'ye bu yıl ve 2017 için toplam üç milyar euro yardım sözü verdi. Bu miktar doğrudan Türkiye'deki Suriyeli mültecilerin yaşam koşullarının iyileştirilmesi için hazırlanan projelere aktarılıyor.

Bugüne dek 216 sığınmacı geri gönderildi

Buna karşılık Türkiye Ege Denizi üzerinden AB'ye mülteci akınının kontrol altına alınması görevini üstlendi. Ayrıca Yunanistan'a yasa dışı yollardan giden ve iltica başvurusunda bulunmayan sığınmacıları geri almayı taahhüt etti. Türkiye şimdiye dek Yunan adalarından bin 216 sığınmacıyı geri aldı. AB Türkiye'nin Yunanistan'dan aldığı her sığınmacı karşılığında Türkiye'den bir Suriyeli'yi alma sözü verdi. Bu süreçle yasa dışı göçün önlenmesi planlanıyor.

Ortak tutum belirlenemedi

AB Bakanlar Konseyi Salı günü Brüksel'de yaptığı toplantıda Türkiye'nin AB üyeliği süreci konusunda ortak bir tutum belirleyemedi. Avusturya, AB'nin bu konuda ortak bir açıklama yapmasını bloke etti. AB Konseyi'nin dönem başkanlığını sürdürmekte olan Slovakya salı günü, Avusturya dışında diğer 27 AB ülkesinin desteklediği genişleme sürecine ilişkin bir bildirge yayınlanacağını, bu bildirgede Türkiye ile görüşme müzakerelerinde yeni fasılların açılmasından geçici olarak feragat edileceğinin yer alacağını duyurdu. Avusturya Türkiye ile üyelik müzakerelerinin dondurulmasını talep ediyor. cnntürk

Rüzgar Çetin yeniden yargılanacak

Trafik kazasında bir polisin ölümüne neden olduğu gerekçesiyle 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılan Rüzgar Çetin yeniden yargılanacak.


İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi, 22 Eylül 2016 tarihinde gece 02.10’da alkollü olarak yaptığı trafik kazasında polis memuru İsmet Fatih Alagöz’ün ölümüne, polis memuru Emre Tetik’in de yaralanmasına neden olan yönetmen Sinan Çetin’in oğlu Rüzgar Çetin’in yargılandığı davayı 4 Ekim 2010 tarihli duruşmada sonuçlandırdı.

Alkollü araç kullanan Rüzgar Çetin’i kazada asli kusurlu bulan mahkeme, “Bilinçli taksirle bir kişinin ölümüne ve bir kişinin de yaralanmasına neden olmak” suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme, karar ile birlikte Rüzgar Çetin’in tahliyesine kara verdi. Rüzgar Çetin, kararla birlikte tahliye oldu.

Savcı istinaf talebinde bulundu

Duruşma savcısı Ekrem Şakar, Rüzgar Çetin’e verilen cezanın üst sınırdan verilmesi gerektiğini, bu nedenle verilen kararın yöntem ve yasaya aykırı olduğunu gerekçe göstererek İstinaf Mahkemesi’ne başvurdu.

İstinaf mahkemesi yeniden yargılama kararı aldı

Dosyanın geldiği İstanbul Bölge Adliyesi 19. Ceza Dairesi, Rüzgar Çetin’in yeniden yargılanmasına karar vererek 11 Ocak 2017 tarihine duruşma günü verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Milli seferberlik ilan ediyorum

Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhtarlarla 32'nci kez buluşmasında önemli açıklamalar yaptı. Erdoğan 'Tüm terör örgütlerine karşı milli seferberlik ilan ediyorum' dedi.
Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:


"Kayıpları 9 bin 500'ü buldu"

PKK'ya yönelik yurt içi ve yurt dışı operasyonlarda ölü, yaralı, yakalama olarak örgütün kaybı 9 bin 500'ü buldu. Bunların arasında örgütün eli kanlı birçok elebaşı da yer alıyor. Aynı şekilde bölücü örgütün yapılanmasına yönelik operasyonlarda 40 bini aşkın gözaltı, 10 bin 500'ün üzerinde de tutuklama var.

Yaşadığımız dönem, en az İstiklal Harbi kadar önemlidir, kritiktir. Hayati sonuçlar doğuracak ehemmiyettedir. Birinci Dünya Savaşının ardından dönemin güçleri, Türkiye'yi İç Anadolu'da sıkıştırarak, Sevr'de tasarladıkları bir avuç toprağa mahkum etmek istiyorlardı. Aynen bugün Halep'te olduğu gibi.

"Bu bir güç savaşıdır"

Bugün hem bölgemiz hem de ülkemiz üzerinde çok sinsi, çok alçak, çok kanlı oyunlar oynanıyor. Üst akıl dediğim şey, her gün yeni şeytanlıklarla karşımıza çıkıyor, bölgemize yeni nifak tohumları ekmeye çalışıyor. Kanlı gözyaşıyla, iç savaşla, mezhep savaşlarıyla bölgemizin geleceğini karartmaya çalışıyor. Şu gerçeğin farkındayız, bu bir güç savaşıdır, bu bir güç yarışıdır.

"O günleri göstermeyeceğiz"

Ülkemizi viraneye çevirmek isteyenlere izin vermeyeceğiz. Suriye'de, Irak'ta, Libya'da, daha pek çok yerde bunu yaptılar ama bize yapamayacaklar. Yıkıntıların arasında, kucağımızda çocuklarımızın, sevdiklerimizin cansız bedenleriyle, çaresizce ağlamamızı bekleyenlere, o günleri göstermeyeceğiz.
Milletimizin birliğine, beraberliğine, kardeşliğine kastedenin başını ezmezsek bekamızı sağlayamayız. Bayrağımızı indirmeye kalkanın kolunu kanadını kırmazsak şehitlerimize mahcup oluruz. Vatanımızın tek bir karış toprağına dahi göz dikenin gözünü çıkarmak bizim namus borcumuzdur, bunu da böyle bilelim.

"Milli seferberlik ilan ediyorum"

Buradan tüm vatandaşlarıma sesleniyorum, Anayasamızın 104. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin başı olarak, PKK'sıyla, DEAŞ'ıyla, FETÖ'süyle, DHKP-C'siyle ve tüm diğerleriyle, adı, söylemi, yöntemi ne olursa olsun, tüm terör örgütlerine karşı milli bir seferberlik ilan ediyorum.
Tüm güvenlik güçlerimize sesleniyorum; terör örgütlerinin faaliyetlerine karşı devletiniz de milletimiz de sizin yanınızdadır, arkanızdadır. Yetkilerinizi sonuna kadar kullanmaktan asla çekinmeyin.

Bundan sonra dağdaki teröriste de, şehirdeki teröriste de, onları destekleyen hiç kimseye bir an bile huzur yok, rahat yok, bu böyle biline.

"Putin ile akşama doğru görüşeceğim"

Bugün Sayın Putin ile akşama doğru tekrar görüşmem olacak. Dışişleri Bakanımız, MİT Müsteşarımız aynı şekilde takip ediyor. Hala takip ediyoruz bir netice alır mıyız diye. Sahadaki durum çok kırılgan ve karmaşık. Nitekim daha varılan uzlaşmanın üzerinden saatler geçmeden, rejim güçleri ateşkesi bozup yeniden sivillere saldırmaya başladı. O yüzden temkinli hareket ediyoruz.

Şehit polislerimizin tabutları başında gözyaşı döken, hiçbir şeyden habersiz oynayan çocuklarla, Halep'te yıkıntılar arasından cansız bedenleri çıkartılan çocuklar aynı alçak oyunun kurbanlarıdır.

"Ey Birleşmiş Milletler neredesin?"

Halep'ten kurtulan kardeşlerimize insani yardım ulaştırmak için bütün tedbirleri aldık. Ey Birleşmiş Milletler neredesin? Bakın her türlü desteği vermeye biz hazırız, vereceğiz ama bir koridor, bunun için gayret sarf ediyoruz. İdlip ve civarına gideceklerin yanı sıra Türkiye'ye gelebilecek olanlar için de hazırlıklarımız tamam. Türkiye'ye mi gelecekler, onları da bağrımıza basmaya hazırız.

Mazlumun umudu olan Türkiye, Halep halkını yalnız bırakmadı, bırakmayacak. Ne pahasına olursa olsun, tek bir masum canı kurtarmak için bile elimizden geleni yapacağız. Emin olun ki, Türkiye'yi El Bab'dan uzak tutmak için uğraşanlarla, terörle mücadele yöntemlerimizi hafifletmemizi isteyenlerin niyetleri ortaktır.

"Esed rejimi açıkça savaş suçu işlemektedir"

Türkiye'nin girişimi ve yoğun çabalarıyla varılan bu ateşkesin hayata geçirilmesi, Halep'teki masumlar için belki de son umuttur. Bu yüzden bütün tarafları ve uluslararası toplumu bu ateşkese riayet etmeye ve destek olmaya davet ediyorum. İnsani koridor derhal, hiçbir engelleme
ve sabotaj olmadan açılmalı ve masum insanların Doğu Halep'ten sağ salimen çıkmasına izin verilmelidir. Esed rejimi açıkça Halep'te savaş suçu, insanlık suçu işlemektedir. Bu gerçeği, ona destek verenler dahil artık herkesin görmesi gerekiyor.

Bundan sonrası önümüzdeki gerçekler ışığında yeni Kurtuluş Savaşımızı hatta yeni Çanakkale Savaşımızı verme ve zafere ulaştırma dönemidir. Türkiye'ye terör örgütleri ve ihanet çeteleri üzerinden savaş açanlar, bugüne kadar attıkları hiçbir adımda istedikleri neticeyi elde edemediler. cnntürk