Dün geceden beri Twitter, Facebook ve Youtube gibi sosyal ağlara erişim sıkıntısı yaşanıyor. Sabah saatlerinde Facebook'a erişim sağlandı ancak diğer siteler için sıkıntı devam ediyor.
Türkiye Genelinde Sosyal Medya’ya erişim sıkıntıları baş gösterdi. En çok kullanılan sosyal medya mecraları olan Facebook, Youtube, Twitter’a dün geceden beri erişim sağlanamıyor. Yaşanan sıkıntının nereden kaynaklandığı henüz netlik kazanmazken, kısıtlamanın saat 23:30’dan itibaren başladığı belirtiliyor. Kısıtlama olup olmadığına yönelik resmi makamlardan henüz bir açıklama yapılmadı. Bazı kullanıcılar sosyal medyanın yanı sıra Google ve benzeri birçok siteye ulaşamadıklarını bildiriyor.
FACEBOOK AÇILDI AMA YOUTUBE VE TWITTER HÂLÂ KAPALI
Sabah saatlerinde facebook’a yönelik erişim sıkıntısı sona erdi. Ancak Youtube ve Twitter’a hâlâ erişim sağlanamıyor. Herkes “Facebook neden açılmıyor? Facebook’a ne oldu? Facebook erişim yasağı mı var? Youtube’a girilemiyor. Youtube neden açılmıyor? Twitter’a erişim yasağı mı var?” gibi soruları soruyor.
22 Aralık 2016 Perşembe
Nijerya'da 21 kız çocuğu Boko Haram'dan kurtuldu
Batı Afrika ülkelerinden Nijerya'da 2014 yılında Boko Haram örgütü tarafından düzenlenen bir okul baskınında kaçırılan 276 kız çocuğundan 21'i daha serbest bırakıldı.
Batı Afrika ülkelerinden Nijerya'da, 2014 yılında BokoHaram örgütü tarafından düzenlenen bir okul baskınında kaçırılan 276 kız çocuğundan 21'inin daha serbest bırakıldığı bildirildi. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Garba Shehu tarafından yapılan açıklamada, örgütün kaçırdığı 21 kız çocuğunun daha serbest bırakıldığı belirtildi .Açıklamada, ülkenin Borno eyaletinde örgüte yönelik son bir ay içinde yürütülen operasyonlarda ise en az 2 bin kişinin kurtarıldığı duyuruldu.
Nijerya'nın kuzey doğusundaki Borno eyaletine bağlı Chibok kentinde biryatılı okula 14 Nisan 2014'te baskın düzenleyen Boko Haram militanları, 276 kızöğrenciyi kaçırmıştı. Bu öğrencilerden 57'si örgütten kaçmayı başarmıştı ancak 219'undan haber alınamıyordu.
Nijerya'da 2000'li yılların başından beri varlık gösteren, lideri Muhammed Yusuf'un gözaltındayken ölmesinin ardından 2009'da kitlesel şiddet eylemleri düzenlemeye başlayan Boko Haram, 17 bine yakın kişinin hayatını kaybetmesine neden oldu. Örgüt, geçen yıldan bu yana eylemlerini ülkenin sınır komşuları Kamerun, Benin, Çad ve Nijer'e de kaydırdı.
Batı Afrika ülkelerinden Nijerya'da, 2014 yılında BokoHaram örgütü tarafından düzenlenen bir okul baskınında kaçırılan 276 kız çocuğundan 21'inin daha serbest bırakıldığı bildirildi. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Garba Shehu tarafından yapılan açıklamada, örgütün kaçırdığı 21 kız çocuğunun daha serbest bırakıldığı belirtildi .Açıklamada, ülkenin Borno eyaletinde örgüte yönelik son bir ay içinde yürütülen operasyonlarda ise en az 2 bin kişinin kurtarıldığı duyuruldu.
Nijerya'nın kuzey doğusundaki Borno eyaletine bağlı Chibok kentinde biryatılı okula 14 Nisan 2014'te baskın düzenleyen Boko Haram militanları, 276 kızöğrenciyi kaçırmıştı. Bu öğrencilerden 57'si örgütten kaçmayı başarmıştı ancak 219'undan haber alınamıyordu.
Nijerya'da 2000'li yılların başından beri varlık gösteren, lideri Muhammed Yusuf'un gözaltındayken ölmesinin ardından 2009'da kitlesel şiddet eylemleri düzenlemeye başlayan Boko Haram, 17 bine yakın kişinin hayatını kaybetmesine neden oldu. Örgüt, geçen yıldan bu yana eylemlerini ülkenin sınır komşuları Kamerun, Benin, Çad ve Nijer'e de kaydırdı.
FETÖ imamı olduğu iddia edilen askerin aracında dikkat çeken not
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Ankara Polatlı'da bulunan Topçu ve Füze Okul Komutanlığı ile 58. Topçu Tugayı'nda görev yapan darbecilere ilişkin soruşturmayı tamamladı. iddianamede FETÖ'nün Kara Kuvvetleri Komutanlığı imamı olduğu iddia edilen Kurmay Albay Bilal Akyüz'ün arabasında yapılan aramada çıkan not dikkat çekti.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosu, Polatlı'da Topçu ve Füze Okul Komutanlığıyla ile 58. Topçu Tugayında, 15 Temmuz'da darbe girişimine katılan askerler hakkındaki iddianameyi tamamlanarak Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdi.
İddianamenin kabul edilmesi halinde 330 şüpheli 3 er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla yargılanacak.
484 sayfa tutan iddianamede FETÖ'nün Kara Kuvvetleri Komutanlığı İmamı olduğu iddia edilen Kurmay Albay Bilal Akyüz'ün arabasında yapılan aramada ele geçirilen materyaller içerisinde bulunan bir not dikkat çekiyor.
Aracında Gülen'in kitabı da çıkmıştı
Darbe girişimi sonrası gözaltına alınan Bilal Akyüz'ün 06 DA 9557 plakalı aracında yapılan aramada ele geçirilenler iddianamede şöyle sıralanıyor:
"Bir adet Arapça yazılı küçük kitap, bir adet sırlı büyük Celcelutiye duası kitabı, bir adet 'Bir Kırık Dilekçe' adlı Fetullah Gülen yazarı olduğu kitap, bir adet Sefa yayıncılığa ait Kur'an, 2 anahtarlık üzerinde 3 adet anahtar, 4 adet karalama ve notlarının bulunduğu kağıt parçaları, bir adet Arapça yazılı kağıt ve Türkçe yazılı Nasr duası yazılı kağıt, bir adet K.K.K'na özel araç giriş kartı ile mobil materyallere ait imaj ve export DVD'ler."
Dikkat çeken not
İddianamede ayrıca, yapılan aramalarda Akyüz'den ele geçirilen ön yüzünde el yazılı "YÜSİDAK listesi diye başlayıp arka yüzünde 12-Türksat kontrol uydu frekansları nereden yapılıyor. Yönetim Merkezi" diye biten not kağıdı ve "il/ilçe belediye başkan... Hiç canlı olmayacak belki de -Başbakan da..." yazılı ve arkasında dua yer alan sonunda da "zaman" diye yazılı bir not kağıdının bulunduğu yer aldı.
Şüphelinin ifadesinde not kağıdının kendisine ait olup olmadığını bilmediğini söylediği de belirtildi.
İddianamede bu not, "Kısa notun yazılı olduğunun tespit edildiği ve darbeye teşebbüsün başarılı olması halinde FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün karşıt gördükleri siyasetçilere yönelik kanlı planlamaları ortaya çıkmıştır" denildi.
Ceza uygulamalarına yönelik kararlar alınmış
Yine Bilal Akyüz'den ele geçirilen bazı not kağıtlarında çeşitli isimlerin yer alması, bazılarının üzerinin çizili olması, bazı kurum isimlerinin yazılı olması, iddianamede; "Bu iki not kağıtlarından açıkça darbeye teşebbüs öncesinde şüpheli Bilal Akyüz'ün de katıldığı bir toplantının yapıldığı ve bu toplantıda personel listelerinin hazırlanması, personel niteliklerinin belirlenmesi, darbe gecesi iletişimin kesilmesi için kurumların tespiti gibi ve ayrıca darbenin başarılı olması halinde örgütün ceza uygulamalarına ilişkin kararlar aldığı anlaşılmaktadır" şeklinde ifade edildi.
Özkan Arslan / DHA
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosu, Polatlı'da Topçu ve Füze Okul Komutanlığıyla ile 58. Topçu Tugayında, 15 Temmuz'da darbe girişimine katılan askerler hakkındaki iddianameyi tamamlanarak Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdi.
İddianamenin kabul edilmesi halinde 330 şüpheli 3 er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla yargılanacak.
484 sayfa tutan iddianamede FETÖ'nün Kara Kuvvetleri Komutanlığı İmamı olduğu iddia edilen Kurmay Albay Bilal Akyüz'ün arabasında yapılan aramada ele geçirilen materyaller içerisinde bulunan bir not dikkat çekiyor.
Aracında Gülen'in kitabı da çıkmıştı
Darbe girişimi sonrası gözaltına alınan Bilal Akyüz'ün 06 DA 9557 plakalı aracında yapılan aramada ele geçirilenler iddianamede şöyle sıralanıyor:
"Bir adet Arapça yazılı küçük kitap, bir adet sırlı büyük Celcelutiye duası kitabı, bir adet 'Bir Kırık Dilekçe' adlı Fetullah Gülen yazarı olduğu kitap, bir adet Sefa yayıncılığa ait Kur'an, 2 anahtarlık üzerinde 3 adet anahtar, 4 adet karalama ve notlarının bulunduğu kağıt parçaları, bir adet Arapça yazılı kağıt ve Türkçe yazılı Nasr duası yazılı kağıt, bir adet K.K.K'na özel araç giriş kartı ile mobil materyallere ait imaj ve export DVD'ler."
Dikkat çeken not
İddianamede ayrıca, yapılan aramalarda Akyüz'den ele geçirilen ön yüzünde el yazılı "YÜSİDAK listesi diye başlayıp arka yüzünde 12-Türksat kontrol uydu frekansları nereden yapılıyor. Yönetim Merkezi" diye biten not kağıdı ve "il/ilçe belediye başkan... Hiç canlı olmayacak belki de -Başbakan da..." yazılı ve arkasında dua yer alan sonunda da "zaman" diye yazılı bir not kağıdının bulunduğu yer aldı.
Şüphelinin ifadesinde not kağıdının kendisine ait olup olmadığını bilmediğini söylediği de belirtildi.
İddianamede bu not, "Kısa notun yazılı olduğunun tespit edildiği ve darbeye teşebbüsün başarılı olması halinde FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün karşıt gördükleri siyasetçilere yönelik kanlı planlamaları ortaya çıkmıştır" denildi.
Ceza uygulamalarına yönelik kararlar alınmış
Yine Bilal Akyüz'den ele geçirilen bazı not kağıtlarında çeşitli isimlerin yer alması, bazılarının üzerinin çizili olması, bazı kurum isimlerinin yazılı olması, iddianamede; "Bu iki not kağıtlarından açıkça darbeye teşebbüs öncesinde şüpheli Bilal Akyüz'ün de katıldığı bir toplantının yapıldığı ve bu toplantıda personel listelerinin hazırlanması, personel niteliklerinin belirlenmesi, darbe gecesi iletişimin kesilmesi için kurumların tespiti gibi ve ayrıca darbenin başarılı olması halinde örgütün ceza uygulamalarına ilişkin kararlar aldığı anlaşılmaktadır" şeklinde ifade edildi.
Özkan Arslan / DHA
FETÖ'den yargılanan öğretmenlere tahliye
15 Temmuz Darbe girişimi sonrasında başlatılan FETÖ/PDY yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında "FETÖ Silahlı Terör Örgütüne Üye" olmak suçundan 42'si tutuklu 80 sanığın Eskişehir 2. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılandıkları ilk duruşma 2’inci gününde de sürdü. 42 sanıktan 9'una tahliye kararı verildi.
15 Temmuz Darbe girişimi sonrasında başlatılan FETÖ/PDY yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında "FETÖ Silahlı Terör Örgütüne Üye" olmak suçundan 42'si tutuklu 80 sanığın Eskişehir 2. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılandıkları ilk duruşma 2’inci gününde de sürdü. Duruşmaya tutuklu ve tutuksuz sanıkların yanı sıra avukatlar ile sanık yakınları katıldı. Konferans salonunda gerçekleşen duruşmada jandarma ve polis ekipleri geniş güvenlik önlemleri alındı. Mahkeme 80 sanığın ifadesini aldıktan sonra avukatların savunmalarını dinledi. Sanıklar, suçlamaları kabul etmeyerek, tahliyelerini ve beraatlarını istedi. Duruşma sonrasında heyet tutuklu 42 sanıktan 9’unun tahliye edilmesine karar verdi.
Heyet, 33 sanığın tutukluluk hallerinin devamına karar verirken, duruşmayı eksikliklerin giderilmesi için ileri bir tarihe erteledi.
15 Temmuz Darbe girişimi sonrasında başlatılan FETÖ/PDY yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında "FETÖ Silahlı Terör Örgütüne Üye" olmak suçundan 42'si tutuklu 80 sanığın Eskişehir 2. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılandıkları ilk duruşma 2’inci gününde de sürdü. Duruşmaya tutuklu ve tutuksuz sanıkların yanı sıra avukatlar ile sanık yakınları katıldı. Konferans salonunda gerçekleşen duruşmada jandarma ve polis ekipleri geniş güvenlik önlemleri alındı. Mahkeme 80 sanığın ifadesini aldıktan sonra avukatların savunmalarını dinledi. Sanıklar, suçlamaları kabul etmeyerek, tahliyelerini ve beraatlarını istedi. Duruşma sonrasında heyet tutuklu 42 sanıktan 9’unun tahliye edilmesine karar verdi.
Heyet, 33 sanığın tutukluluk hallerinin devamına karar verirken, duruşmayı eksikliklerin giderilmesi için ileri bir tarihe erteledi.
FETÖ 'ablası'ndan itiraf: Fetullah Gülen atletiyle ödüllendirildik
Aydın'daki FETÖ/PDY soruşturması kapsamında, örgütte "abla" olarak bilinen bir kadın itirafçı, Zaman gazetesinin tirajını artırdıkları için örgüt elebaşı Fetullah Gülen'in atletiyle ödüllendirildiklerini belirtti.
Alınan bilgiye göre, Aydın Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen FETÖ soruşturmasında itirafçı olan bir kadın, 2009'da kentte "cemaat ablaları"nın katılımıyla büyük bir toplantı yapıldığını, burada kapatılan Zaman gazetesinin satışlarını arttırmak için izlenmesi gereken yollar hakkında bilgilendirildiklerini ifade etti.
Sinevizyondan FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in konuşmasının izletildiğini dile getiren kadın itirafçı, şunları kaydetti:
"Fetullah Gülen, ağlayarak aşka, şevke getiren sözler söyledi. Daha sonra, 'Sizin çalışmalarınızla cemaatimize ait okullar artıyor. Burada okuyan çocuklar artıyor' diyerek bize teşekkür etti. 'Bir ay zamanımız var. Zaman gazetesini birinci sıraya taşımamız lazım, ikinci sıradayız' dedi. Mahalle sorumlusu ablamız, bize hitaben konuşmalar yaparak daha çok çalışmamızı istedi. Bu dönemde (2009) Zaman gazetesi ülke genelinde birinci sıraya çıktı. Aydın'da da ilk sırayı aldı. Bu nedenle Fetullah Gülen'in hediye göndereceğini söylediler. Daha sonradan gelen hediyenin Fetullah Gülen'in atleti olduğunu öğrendim." cnntürk
Alınan bilgiye göre, Aydın Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen FETÖ soruşturmasında itirafçı olan bir kadın, 2009'da kentte "cemaat ablaları"nın katılımıyla büyük bir toplantı yapıldığını, burada kapatılan Zaman gazetesinin satışlarını arttırmak için izlenmesi gereken yollar hakkında bilgilendirildiklerini ifade etti.
Sinevizyondan FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in konuşmasının izletildiğini dile getiren kadın itirafçı, şunları kaydetti:
"Fetullah Gülen, ağlayarak aşka, şevke getiren sözler söyledi. Daha sonra, 'Sizin çalışmalarınızla cemaatimize ait okullar artıyor. Burada okuyan çocuklar artıyor' diyerek bize teşekkür etti. 'Bir ay zamanımız var. Zaman gazetesini birinci sıraya taşımamız lazım, ikinci sıradayız' dedi. Mahalle sorumlusu ablamız, bize hitaben konuşmalar yaparak daha çok çalışmamızı istedi. Bu dönemde (2009) Zaman gazetesi ülke genelinde birinci sıraya çıktı. Aydın'da da ilk sırayı aldı. Bu nedenle Fetullah Gülen'in hediye göndereceğini söylediler. Daha sonradan gelen hediyenin Fetullah Gülen'in atleti olduğunu öğrendim." cnntürk
Rize’de Atatürk anıtının kaldırılmasına tepki
Rize'de, 15 Temmuz Demokrasi ve Cumhuriyet Meydanı'nda yenileme projesi kapsamında Atatürk anıtının kaldırılarak valilik önündeki tören alanına taşınması için bu sabah çalışma başlatıldı. Alana gelen Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı Ömer Toprak, "Bugün Rize için kara bir gündür" diyerek anıtın kaldırılmasına tepki gösterdi.
Rize Belediyesi tarafından 15 Temmuz Demokrasi ve Cumhuriyet Meydanı’nın yenilenme projesi için başlatılan çalışma kapsamında Atatürk heykelinin valilik önündeki tören alanına taşınması için ekipler bu sabah işe koyuldu. Dev bir vinçle bağlanarak güvenliği sağlanan heykelin beton zemininin sökülmesi için çalışma başlatıldı. Çevrede toplanan vatandaşlarda çalışmayı izledi, cep telefonları ile kayda aldı.
Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Başkanı Ömer Toprak ile CHP İl Yönetim Kurulu üyesi Saltuk Deniz, heykelin kaldırılmasına tepki göstererek görevlilerle tartıştı. Gerginliğin artması sonrasında polis ekipleri, Toprak ve Deniz’i inşaat sahasından uzaklaştırdı. Polis ve zabıtaların aldığı güvenlik önlemi ile heykelin kaldırılma çalışması sürdürüldü.
“RİZE İÇİN KARA BİR GÜN YAŞANIYOR”
Alanda açıklama yapan ADD Rize Şube Başkanı Ömer Toprak, “Bugün Rize için kara bir gündür” dedi ve şunları söyledi:
“Atatürk’ü, Cumhuriyet’i hedef alan bir çalışma eyleme dönüştürüldü. Rize’nin hafızasından Atatürk’ü silmeye çalışıyorlar. Biz Rizeliler olarak bu çalışmadan rahatsızız. Atatürk’ü kaldırarak yerine çay bardağı koymak istediler. Tepkiler üzerine bundan vazgeçtiler. Şimdi 15 Temmuz anıtı yapacaklar. Atatürk’ü silmek istiyorlar. Bu çalışma trafiği rahatlatma değil Cumhuriyet’e meydan okuma çalışmasıdır. Bu projeden derhal vazgeçilmelidir. Vazgeçilmezse Atatürk anıtını en kısa sürede tekrar yerine taşıyacağız. Bu projeyi hayata geçirenler gidecek Atatürk bu meydanda kalacak.” Valilik önündeki tören alanına taşınacak Atatürk heykelinin yerine 15 Temmuz Şehitler Anıtı konulacak. (DHA)
Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Başkanı Ömer Toprak ile CHP İl Yönetim Kurulu üyesi Saltuk Deniz, heykelin kaldırılmasına tepki göstererek görevlilerle tartıştı. Gerginliğin artması sonrasında polis ekipleri, Toprak ve Deniz’i inşaat sahasından uzaklaştırdı. Polis ve zabıtaların aldığı güvenlik önlemi ile heykelin kaldırılma çalışması sürdürüldü.
“RİZE İÇİN KARA BİR GÜN YAŞANIYOR”
Alanda açıklama yapan ADD Rize Şube Başkanı Ömer Toprak, “Bugün Rize için kara bir gündür” dedi ve şunları söyledi:
“Atatürk’ü, Cumhuriyet’i hedef alan bir çalışma eyleme dönüştürüldü. Rize’nin hafızasından Atatürk’ü silmeye çalışıyorlar. Biz Rizeliler olarak bu çalışmadan rahatsızız. Atatürk’ü kaldırarak yerine çay bardağı koymak istediler. Tepkiler üzerine bundan vazgeçtiler. Şimdi 15 Temmuz anıtı yapacaklar. Atatürk’ü silmek istiyorlar. Bu çalışma trafiği rahatlatma değil Cumhuriyet’e meydan okuma çalışmasıdır. Bu projeden derhal vazgeçilmelidir. Vazgeçilmezse Atatürk anıtını en kısa sürede tekrar yerine taşıyacağız. Bu projeyi hayata geçirenler gidecek Atatürk bu meydanda kalacak.” Valilik önündeki tören alanına taşınacak Atatürk heykelinin yerine 15 Temmuz Şehitler Anıtı konulacak. (DHA)
Rus Büyükelçi Karlov son yolculuğuna uğurlandı
Suikasta kurban giden Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov (62) için bugün Moskova'da cenaze töreni düzenlendi.
Karlov için ilk tören Dışişleri Bakanlığı’nda yapıldı. Rus geleneklerine göre açık tabutta yatan cenazenin başında şeref kıtası askerleri nöbet tutarken, Devlet Başkanı Vladimir Putin, Başbakan Dmitri Medvedev ve diğer ziyaretçiler tabutun önüne çiçek bıraktılar.
Törende Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov bir konuşma yaptı ve aile üyelerine başsağlığı dileklerini iletti.
Rus Ortodoks Kilisesi Patriği Kirill tarafından yönetilen dini tören ise Kurtarıcı İsa Katedrali’nde yapıldı.
Patrik Kirill törende yaptığı konuşmada, “Karlov, Tanrı’nın krallığına girecek ve hem dualarımız hem şehit olması nedeniyle Tanrı’nın şefkatini alacak” dedi.
Karlov, Sovyetler Birliği döneminde mesleğe girmiş bir diplomattı ve 1990’lar ve 2000’li yıllarda Kuzey ve Güney Kore’de görev yaptıktan sonra 2013 yılında Türkiye’ye atanmıştı.
Putin, Karlov’a ülkenin en yüksek nişanı olan “Rusya’nın Kahramanı” nişanını verdi.
Putin bugün düzenleyeceği büyük basın toplantısını Karlov’un cenazesine katılmak için iptal etmişti.
Karlov, pazartesi akşamı Ankara’da katıldığı bir serginin açılışında silahlı saldırıya uğrayarak hayatını kaybetmişti.
Karlov için ilk tören Dışişleri Bakanlığı’nda yapıldı. Rus geleneklerine göre açık tabutta yatan cenazenin başında şeref kıtası askerleri nöbet tutarken, Devlet Başkanı Vladimir Putin, Başbakan Dmitri Medvedev ve diğer ziyaretçiler tabutun önüne çiçek bıraktılar.
Törende Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov bir konuşma yaptı ve aile üyelerine başsağlığı dileklerini iletti.
Rus Ortodoks Kilisesi Patriği Kirill tarafından yönetilen dini tören ise Kurtarıcı İsa Katedrali’nde yapıldı.
Patrik Kirill törende yaptığı konuşmada, “Karlov, Tanrı’nın krallığına girecek ve hem dualarımız hem şehit olması nedeniyle Tanrı’nın şefkatini alacak” dedi.
Karlov, Sovyetler Birliği döneminde mesleğe girmiş bir diplomattı ve 1990’lar ve 2000’li yıllarda Kuzey ve Güney Kore’de görev yaptıktan sonra 2013 yılında Türkiye’ye atanmıştı.
Putin, Karlov’a ülkenin en yüksek nişanı olan “Rusya’nın Kahramanı” nişanını verdi.
Putin bugün düzenleyeceği büyük basın toplantısını Karlov’un cenazesine katılmak için iptal etmişti.
Karlov, pazartesi akşamı Ankara’da katıldığı bir serginin açılışında silahlı saldırıya uğrayarak hayatını kaybetmişti.
Fırat Kalkanı Harekatı'nda şehit sayısı 16'ya yükseldi
Milli Savunma Bakanı Fikri IŞIK, TBMM Genel Kurulu'nda Fırat Kalkanı Operasyonu ile ilgili bilgi verdi. Işık, Fırat Kalkanı Harekatı'nda şehit sayısının 16'ya yükseldiğini açıkladı.
Bakan Işık'ın açıklamalarının satırbaşları şöyle:
"Dün hayatını kaybeden 16 şehidimize rahmet, gazilerimize acil şifalar diliyorum.
Bölgemiz 1. Dünya Savaşı'ndan sonra en büyük alt üst oluşu yaşamaktadır.
Bölgeye huzur ve demokrasi için yapılan bu operasyonlar tarihin en ciddi karmaşasına sürükledi. Kendi iktidarlarının devamı için kendi halklarına bomba atmaktan çekinmeyen diktatörler, bu feci tablonun oluşmasında başat rol oynadı. Uluslararası teşkilatlar bölgedeki yangını görmezden geldi.
Fırat Kalkanı harekatı meşru müdafaa hakkımıza ithafen, terör koridorunun oluşmasını engellemek için başlatılmıştır. DEAŞ'ın saldırılarına karşı misliyle mukabele etsek de, sınırın derinliklerine gizlenebilmekteydi. Suriye'den kaynaklanan terörden en fazla etkilenen ülke biz olduk. Yüzlerce vatandaşımız hayatını kaybetti. Türkiye sadece DEAŞ'a karşı değil, bazı üçüncü ülkelerden silah temin eden PKK/PYD/YPG'ye karşı da büyük mücadele vermektedir. Suriye'deki iç savaşta 600 bin kişinin hayatını kaybettiğini, ülke nüfusunun yarısını evini barkını terk etmek zorunda olduğunu biliyoruz.
Biz yıllardan beri Suriye'de güvenli bölge oluşturulması gerektiğini anlatmaya çalışıyoruz.
Fırat Kalkanı harekatı bu koşullarda halkımızın güvenliğini temin etmek ve güvenli bölge oluşturmak için uluslararası hukuka uygun olarak başlatılmıştır. Fırat Kalkanı uluslararası koalisyon tarafından da desteklenmektedir. ÖSO güçlerinin bizim desteğimizle mücadele etmesi sağlanarak, Suriye'nin kuzeyinin her türlü terör tehdidinden ardındırılması hedeflenmektedir. HABERTURK.COM
Bugüne kadar 1005 DEAŞ teröristi etkisiz hale getirilmiştir. PKK/PYD/YPG'li 299 terörist etkisiz hale getirilmiştir.
Mevcut aşamada El Bab'ın DEAŞ'tan temizlenmesi için büyük mücadele verilmektedir. Burada DEAŞ büyük direnç göstermektedir. Kuzeyinden ve batısında devam eden kuşatma, azami hassasiyetle icra edilmektedir. DEAŞ ise kalleşçe hareket etmektedir.
Fırat Kalkanı ile ulusal güvenliğimiz için büyük önem arz eden bölgede terör koridoru oluşturulmasına, oldu bittiye yol açılmasına rıza göstermeyeceğimizi ortaya koyduk. Bölgedeki bütün terör örgütlerine karşı en büyük mücadeleyi veren ülke Türkiye'dir. FETÖ de boş durmamaktadır. Sözcü
Bakan Işık'ın açıklamalarının satırbaşları şöyle:
"Dün hayatını kaybeden 16 şehidimize rahmet, gazilerimize acil şifalar diliyorum.
Bölgemiz 1. Dünya Savaşı'ndan sonra en büyük alt üst oluşu yaşamaktadır.
Bölgeye huzur ve demokrasi için yapılan bu operasyonlar tarihin en ciddi karmaşasına sürükledi. Kendi iktidarlarının devamı için kendi halklarına bomba atmaktan çekinmeyen diktatörler, bu feci tablonun oluşmasında başat rol oynadı. Uluslararası teşkilatlar bölgedeki yangını görmezden geldi.
Fırat Kalkanı harekatı meşru müdafaa hakkımıza ithafen, terör koridorunun oluşmasını engellemek için başlatılmıştır. DEAŞ'ın saldırılarına karşı misliyle mukabele etsek de, sınırın derinliklerine gizlenebilmekteydi. Suriye'den kaynaklanan terörden en fazla etkilenen ülke biz olduk. Yüzlerce vatandaşımız hayatını kaybetti. Türkiye sadece DEAŞ'a karşı değil, bazı üçüncü ülkelerden silah temin eden PKK/PYD/YPG'ye karşı da büyük mücadele vermektedir. Suriye'deki iç savaşta 600 bin kişinin hayatını kaybettiğini, ülke nüfusunun yarısını evini barkını terk etmek zorunda olduğunu biliyoruz.
Biz yıllardan beri Suriye'de güvenli bölge oluşturulması gerektiğini anlatmaya çalışıyoruz.
Fırat Kalkanı harekatı bu koşullarda halkımızın güvenliğini temin etmek ve güvenli bölge oluşturmak için uluslararası hukuka uygun olarak başlatılmıştır. Fırat Kalkanı uluslararası koalisyon tarafından da desteklenmektedir. ÖSO güçlerinin bizim desteğimizle mücadele etmesi sağlanarak, Suriye'nin kuzeyinin her türlü terör tehdidinden ardındırılması hedeflenmektedir. HABERTURK.COM
Bugüne kadar 1005 DEAŞ teröristi etkisiz hale getirilmiştir. PKK/PYD/YPG'li 299 terörist etkisiz hale getirilmiştir.
Mevcut aşamada El Bab'ın DEAŞ'tan temizlenmesi için büyük mücadele verilmektedir. Burada DEAŞ büyük direnç göstermektedir. Kuzeyinden ve batısında devam eden kuşatma, azami hassasiyetle icra edilmektedir. DEAŞ ise kalleşçe hareket etmektedir.
Fırat Kalkanı ile ulusal güvenliğimiz için büyük önem arz eden bölgede terör koridoru oluşturulmasına, oldu bittiye yol açılmasına rıza göstermeyeceğimizi ortaya koyduk. Bölgedeki bütün terör örgütlerine karşı en büyük mücadeleyi veren ülke Türkiye'dir. FETÖ de boş durmamaktadır. Sözcü
Elektrikte yeni dönem
EPDK, elektrikte serbest tüketici limitini 3 bin 600 kilovatsatten 2017 itibariyle 2 bin 400 kilovatsaate düşürdü. Bu çerçevede gelecek yıl aylık faturası 82 liranın üzerinde olan tüketici serbest tüketici olarak tedarikçisini seçebilecek.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu, elektrikte serbest tüketici limitini 3 bin 600 kilovatsatten 2017 itibariyle 2 bin 400 kilovatsaate düşürdü. Bu çerçevede gelecek yıl aylık faturası 82 liranın üzerinde olan tüketici serbest tüketici olarak tedarikçisini seçebilecek.
Elektrik tedarikçisi nasıl değiştirilir?
Aylık faturası 82 TL'nin üzerinde olan tüketici ilk olarak hizmet almak istediği elektrik tedarikçisini belirleyecek, sonra bu şirketle sözleşme yapacak. Değişiklik işlemi başvuru tarihine göre bir ya da iki ay sürebiliyor. Tedarikçi değiştirmek için eski aboneliğin iptali gerekli değil.
Elektrik şirketi değişikliği için; Son döneme ait birkaç fatura örneği, resmi kimlik fotokopisi, kullanım yeri ve abonenin adres bilgileri gerekiyor.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu, elektrikte serbest tüketici limitini 3 bin 600 kilovatsatten 2017 itibariyle 2 bin 400 kilovatsaate düşürdü. Bu çerçevede gelecek yıl aylık faturası 82 liranın üzerinde olan tüketici serbest tüketici olarak tedarikçisini seçebilecek.
Elektrik tedarikçisi nasıl değiştirilir?
Aylık faturası 82 TL'nin üzerinde olan tüketici ilk olarak hizmet almak istediği elektrik tedarikçisini belirleyecek, sonra bu şirketle sözleşme yapacak. Değişiklik işlemi başvuru tarihine göre bir ya da iki ay sürebiliyor. Tedarikçi değiştirmek için eski aboneliğin iptali gerekli değil.
Elektrik şirketi değişikliği için; Son döneme ait birkaç fatura örneği, resmi kimlik fotokopisi, kullanım yeri ve abonenin adres bilgileri gerekiyor.
Can Dündar hakkında yakalama kararı çıkarıldı
Kapatılan "Özgür Gündem" gazetesiyle ilgili davanın sanığı Can Dündar hakkında "yakalama kararı" çıkarıldı.
İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada Can Dündar'ın yurtdışında olduğu savunmasının ardından duruşma savcısı savunmasının alınabilmesi için Dündar hakkında yakalama kararı çıkarılmasını talep etti.
Heyet yakalama kararı çıkararak duruşmayı 11 Nisan 2017'ye erteledi.
İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada Can Dündar'ın yurtdışında olduğu savunmasının ardından duruşma savcısı savunmasının alınabilmesi için Dündar hakkında yakalama kararı çıkarılmasını talep etti.
Heyet yakalama kararı çıkararak duruşmayı 11 Nisan 2017'ye erteledi.
YÖK'ten öğretmenlik için flaş karar
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, Anadolu Ajansı Editör Masası toplantısında önemli açıklamalar yaptı. Saraç, öğretmenlik programları için alınan radikal kararları açıkladı.
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası toplantısında, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Saraç, "Bazı yükseköğretim programları, birinci aşama ile öğrenci alıyorlardı. Biz önce birinci aşama ile öğrenci alan öğretmenlik programlarını artık ikinci aşamaya nakletme kararı aldık. Bu çok radikal bir karar. YGS puanları ile öğrenci alan bu programları LYS puanlarına naklederken YGS'deki test içeriklerini dikkate alacağız. Bütün bu LYS'den öğrenci kabul edecek programlar için de başarı sıralaması şartı getirdik. Bu başarı sıralaması şartı da 240 bin. 240 binden aşağısının artık bu programlara girmesi söz konusu olmayacak." dedi.
'Açık uçlu soruya yavaş yavaş geçilecek'
Üniversiteye girişteki ikinci aşama olan LYS'de öğrencilerin açık uçlu sorularla tanışmasını sağlayacak şekilde az sayıda soru sorulacağını belirten Saraç, "Öğrencilerimizi hiçbir şekilde tedirginliğe sevk etmememiz lazım. Açık uçlu soruya yavaş yavaş geçilecek. Bu bağlamda öğrencilerimizin açık uçlu sorularla tanışmasını istiyoruz." diye konuştu.
'İlahiyat fakültelerinde ikinci aşamadan öğrenci alınacak'
YÖK Başkanı Saraç, şöyle konuştu:
"Yıllardan beri ilahiyat fakülteleri ile alakalı 'Niye ikinci aşamadan girilmiyor. Bu, niteliği yükseltici bir husustur halbuki' diyerek bize başvurular, raporlar sunuluyordu. Yükseköğretim Kurulu olarak ilahiyat fakültelerinde artık bu yıldan itibaren ikinci aşamadan öğrenci alınacağını burada açıklamak isterim."
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası toplantısında, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Saraç, "Bazı yükseköğretim programları, birinci aşama ile öğrenci alıyorlardı. Biz önce birinci aşama ile öğrenci alan öğretmenlik programlarını artık ikinci aşamaya nakletme kararı aldık. Bu çok radikal bir karar. YGS puanları ile öğrenci alan bu programları LYS puanlarına naklederken YGS'deki test içeriklerini dikkate alacağız. Bütün bu LYS'den öğrenci kabul edecek programlar için de başarı sıralaması şartı getirdik. Bu başarı sıralaması şartı da 240 bin. 240 binden aşağısının artık bu programlara girmesi söz konusu olmayacak." dedi.
'Açık uçlu soruya yavaş yavaş geçilecek'
Üniversiteye girişteki ikinci aşama olan LYS'de öğrencilerin açık uçlu sorularla tanışmasını sağlayacak şekilde az sayıda soru sorulacağını belirten Saraç, "Öğrencilerimizi hiçbir şekilde tedirginliğe sevk etmememiz lazım. Açık uçlu soruya yavaş yavaş geçilecek. Bu bağlamda öğrencilerimizin açık uçlu sorularla tanışmasını istiyoruz." diye konuştu.
'İlahiyat fakültelerinde ikinci aşamadan öğrenci alınacak'
YÖK Başkanı Saraç, şöyle konuştu:
"Yıllardan beri ilahiyat fakülteleri ile alakalı 'Niye ikinci aşamadan girilmiyor. Bu, niteliği yükseltici bir husustur halbuki' diyerek bize başvurular, raporlar sunuluyordu. Yükseköğretim Kurulu olarak ilahiyat fakültelerinde artık bu yıldan itibaren ikinci aşamadan öğrenci alınacağını burada açıklamak isterim."
21 Aralık 2016 Çarşamba
Öğretmen emeklisine 3 yıllık ikramiye 1 lira 20 kuruş
MHP'li Fahrettin Oğuz, 33 yıl öğretmenlik yaptıktan sonra 1988'de emekli olan babasına 3 yıllık emekli ikramiyesi olarak bugünün parasıyla 1 lira 20 kuruş ödeneceğini belirtti. CHP ve MHP'li vekiller, 30 yılı aşan süreler için ödenecek emekli ikramiyelerinin bugünkü değerler üzerinden ödenmesi gerektiğini vurguladı.
TBMM Plan Bütçe Komisyonu’nda, 30 yıldan fazla çalışan memurlara emekli ikramiyesi ödenmesine ilişkin düzenleme sırasında ilginç tartışmalar yaşandı. Habertürk gazetesinde yer alan habere göre eski Maliye Bakanı CHP İzmir Milletvekili Zekeriya Temizel, emekli ikramiyelerinin 10-12 yıl önceki katsayılar üzerinden ödenmesini eleştirdi. Temizel, bu hesaplamayla bir yıllık hizmet karşılığı 85 kuruş gibi ikramiye ödemelerinin söz konusu olduğunu vurgulayarak, “Yapılması gereken, bu insanların o zamanki maaşlarının bugünkü karşılığını hesaplayarak ödeme yapmaktır” dedi.
85 kuruş rakamı bile yüksek
MHP’li Fahrettin Oğuz Tor, Temizel’in telaffuz ettiği 85 kuruş rakamının bile yüksek olduğunu belirterek, babasından örnek verdi. Tor, “Benim babam ilkokul öğretmeniydi, 33 yıl çalıştı. Hesaplattım, babam yıllık 40 kuruş alacak. Üç yıl üzerinden çarparsak 1 lira 20 kuruş alacak. Benim babamın beklentisi bu değil” diye konuştu.Daha önceki yıllarda emekli olanlar için ise yıllık 6, 7, 8 kuruş gibi ikramiye ödemelerinin söz konusu olduğunu ifade eden Tor, 1988 yılı ile bugünkü asgari ücret dikkate alındığında babasına her yıl için 3 bin 821 lira ödenmesi gerektiğini söyledi. Tor, “Yasa hak, hukuk, adaletle bağdaşmıyor ve meşru beklentiyi, kamu vicdanını tatmin etmez. Bunda vebal var, kul hakkı var” dedi.
AYM kararıyla gerçekleşti
Maliye Bakanı Naci Ağbal, getirilen düzenlemeyle 1989 yılında emekli olan bir memur için yıllık 60 kuruş ikramiye ödeneceğini kabul etti ancak yakın yıllara gelindiğinde bu rakamların 3 bin liraya çıktığını söyledi. Ağbal, 30 yıl üzerindeki çalışmalar için emekli ikramiyesi ödenmesi kararının Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) iptal kararı üzerine geldiğine dikkat çekerek, normalde AYM kararlarının geriye yürümediğini ancak idare mahkemelerinin AYM’nin iptal kararının yürürlüğe girdiği 7 Ocak 2015 tarihinden önce emekli olanlar için de ikramiye ödenmesi yönünde kararlar verdiğini ifade etti. Ağbal, “Ne zamandan beri Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiği hüküm geriye yürütülüyor? Danıştay, geriye doğru yürütülmesine dair hukuk normu üretiyor. Yasama organının yerine geçip hukuk normu üretebilir mi mahkeme” diye konuştu.
TBMM Plan Bütçe Komisyonu’nda, 30 yıldan fazla çalışan memurlara emekli ikramiyesi ödenmesine ilişkin düzenleme sırasında ilginç tartışmalar yaşandı. Habertürk gazetesinde yer alan habere göre eski Maliye Bakanı CHP İzmir Milletvekili Zekeriya Temizel, emekli ikramiyelerinin 10-12 yıl önceki katsayılar üzerinden ödenmesini eleştirdi. Temizel, bu hesaplamayla bir yıllık hizmet karşılığı 85 kuruş gibi ikramiye ödemelerinin söz konusu olduğunu vurgulayarak, “Yapılması gereken, bu insanların o zamanki maaşlarının bugünkü karşılığını hesaplayarak ödeme yapmaktır” dedi.
85 kuruş rakamı bile yüksek
MHP’li Fahrettin Oğuz Tor, Temizel’in telaffuz ettiği 85 kuruş rakamının bile yüksek olduğunu belirterek, babasından örnek verdi. Tor, “Benim babam ilkokul öğretmeniydi, 33 yıl çalıştı. Hesaplattım, babam yıllık 40 kuruş alacak. Üç yıl üzerinden çarparsak 1 lira 20 kuruş alacak. Benim babamın beklentisi bu değil” diye konuştu.Daha önceki yıllarda emekli olanlar için ise yıllık 6, 7, 8 kuruş gibi ikramiye ödemelerinin söz konusu olduğunu ifade eden Tor, 1988 yılı ile bugünkü asgari ücret dikkate alındığında babasına her yıl için 3 bin 821 lira ödenmesi gerektiğini söyledi. Tor, “Yasa hak, hukuk, adaletle bağdaşmıyor ve meşru beklentiyi, kamu vicdanını tatmin etmez. Bunda vebal var, kul hakkı var” dedi.
AYM kararıyla gerçekleşti
Maliye Bakanı Naci Ağbal, getirilen düzenlemeyle 1989 yılında emekli olan bir memur için yıllık 60 kuruş ikramiye ödeneceğini kabul etti ancak yakın yıllara gelindiğinde bu rakamların 3 bin liraya çıktığını söyledi. Ağbal, 30 yıl üzerindeki çalışmalar için emekli ikramiyesi ödenmesi kararının Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) iptal kararı üzerine geldiğine dikkat çekerek, normalde AYM kararlarının geriye yürümediğini ancak idare mahkemelerinin AYM’nin iptal kararının yürürlüğe girdiği 7 Ocak 2015 tarihinden önce emekli olanlar için de ikramiye ödenmesi yönünde kararlar verdiğini ifade etti. Ağbal, “Ne zamandan beri Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiği hüküm geriye yürütülüyor? Danıştay, geriye doğru yürütülmesine dair hukuk normu üretiyor. Yasama organının yerine geçip hukuk normu üretebilir mi mahkeme” diye konuştu.
SGK, Fethullah Gülen'den verdiği maaşları geri istedi
15 Temmuz Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu'na gelen belgeler Fethullah Gülen'in emeklilik için sahtecilik yaptığını gösterince SGK harekete geçti. SGK, Gülen'e ödenen 110 bin 547 lira 2 kuruşu geri istedi. Gülen yasal faiziyle beraber 155 bin lira geri ödeyecek.
Fethullah Gülen'in son 10 yılda kardeşi Salih Gülen'in Erzurum'daki Gülen Matbaası'nda kâğıt üzerinde redaktör olarak gösterilerek Sosyal Güvenlik Kurumu’dan (SGK) emekli olduğu ortaya çıktı. Sahte hizmeti ortaya çıkaran SGK, Gülen'den son 10 yılda ödenen emekli maaşını faiziyle birlikte geri istedi.
T24'ten Hülya Karabağlı'nın haberine göre, emeklilik hakkı da elde edemeyen Gülen'in sahte evrak kullanarak bu maaşı almaya hak kazandığı anlaşıldı. Sahtecilik olayının ortaya çıkması üzerine SGK, Gülen'e bu sürede ödenen 110 bin 547 lira 02 kuruşu, 45 bin 47 lira 83 kuruş yasal faiz olmak üzere toplam 155 bin 594 lira 85 kuruş olarak geri almak için harekete geçti.
Fethullah Gülen'in son 10 yılda kardeşi Salih Gülen'in Erzurum'daki Gülen Matbaası'nda kâğıt üzerinde redaktör olarak gösterilerek Sosyal Güvenlik Kurumu’dan (SGK) emekli olduğu ortaya çıktı. Sahte hizmeti ortaya çıkaran SGK, Gülen'den son 10 yılda ödenen emekli maaşını faiziyle birlikte geri istedi.
T24'ten Hülya Karabağlı'nın haberine göre, emeklilik hakkı da elde edemeyen Gülen'in sahte evrak kullanarak bu maaşı almaya hak kazandığı anlaşıldı. Sahtecilik olayının ortaya çıkması üzerine SGK, Gülen'e bu sürede ödenen 110 bin 547 lira 02 kuruşu, 45 bin 47 lira 83 kuruş yasal faiz olmak üzere toplam 155 bin 594 lira 85 kuruş olarak geri almak için harekete geçti.
Almanya'da memurlara burka yasağı yolda
Almanya'da Berlin saldırısının ardından güvenlik önlemleri sertleştiriliyor. Bakanlar kurulu, videolu gözetleme sistemlerinin genişletilmesinin yanı sıra memurlara burka yasağını öngören yasa tasarılarını kabul etti.
Pazartesi akşamı Berlin’deki Noel panayırına düzenlenen ve 12 kişinin hayatını kaybettiği saldırı, Almanya’da güvenlik açığına yönelik tartışmaları alevlendirdi. Federal Bakanlar Kurulu, doğrudan saldırı nedeniyle olmasa da bu gibi durumların önüne geçmek için bir dizi yeni güvenlik önlemi içeren bir yasa paketini kabul etti.
Hükümet Sözcüsü Steffen Seibert'in yasa paketine ilişkin yaptığı açıklamaya göre İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere’nin sunduğu tasarı, veri güvenliği yasasının, kameralı gözetleme sisteminde güvenlik hususlarının daha fazla dikkate alınacak biçimde değiştirilmesini öngörüyor. Seibert, videolu gözetleme sistemlerinin, olayın aydınlatılmasını kolaylaştırdığı için suçlular üzerinde caydırıcı olabileceğini de kaydetti.
Memurlara burka yasağı
Bakanlar Kurulu, çarşamba günkü oturumunda yeni güvenlik paketi ile birlikte kısmi burka yasağını öngören bir yasayı da kabul etti. Federal İçişleri Bakanlığı'ndan konuya ilişkin yapılan açıklamada yasa tasarısı, kamu personeli ve askerlere görev süresi içerisinde yüzlerini gizleme yasağı getiriyor. Böylece memur ve askerlerin burka ve peçe giymesinin önüne geçilmesi hedefleniyor.
Bakanlık açıklamasında sağlık ya da görev nedeniyle bazı istisnaların da mümkün olduğuna yer verildi. Ancak bunun yanı sıra yasanın genişletilmesinin mümkün olduğu da bildirildi. Açıklamada bir şahsın kimliğinin ispatlanması gerektiği durumlarda, söz konusu yasa ile o kişiye yüzünü gösterme zorunluluğu getirilebileceği de belirtildi.
Almanya Başbakanı Angela Merkel, aralık ayı başında yapılan parti kongresinde bazı alanlarda yüzün tamamen gizlenmesinin yasaklanabileceğini duyurmuştu.
Almanya’da okul ve üniversiteler gibi diğer kamusal alanlarda burka ve peçenin yasaklanıp yasaklanmamasından ise eyaletler sorumlu. DW Türkçe
Pazartesi akşamı Berlin’deki Noel panayırına düzenlenen ve 12 kişinin hayatını kaybettiği saldırı, Almanya’da güvenlik açığına yönelik tartışmaları alevlendirdi. Federal Bakanlar Kurulu, doğrudan saldırı nedeniyle olmasa da bu gibi durumların önüne geçmek için bir dizi yeni güvenlik önlemi içeren bir yasa paketini kabul etti.
Hükümet Sözcüsü Steffen Seibert'in yasa paketine ilişkin yaptığı açıklamaya göre İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere’nin sunduğu tasarı, veri güvenliği yasasının, kameralı gözetleme sisteminde güvenlik hususlarının daha fazla dikkate alınacak biçimde değiştirilmesini öngörüyor. Seibert, videolu gözetleme sistemlerinin, olayın aydınlatılmasını kolaylaştırdığı için suçlular üzerinde caydırıcı olabileceğini de kaydetti.
Memurlara burka yasağı
Bakanlar Kurulu, çarşamba günkü oturumunda yeni güvenlik paketi ile birlikte kısmi burka yasağını öngören bir yasayı da kabul etti. Federal İçişleri Bakanlığı'ndan konuya ilişkin yapılan açıklamada yasa tasarısı, kamu personeli ve askerlere görev süresi içerisinde yüzlerini gizleme yasağı getiriyor. Böylece memur ve askerlerin burka ve peçe giymesinin önüne geçilmesi hedefleniyor.
Bakanlık açıklamasında sağlık ya da görev nedeniyle bazı istisnaların da mümkün olduğuna yer verildi. Ancak bunun yanı sıra yasanın genişletilmesinin mümkün olduğu da bildirildi. Açıklamada bir şahsın kimliğinin ispatlanması gerektiği durumlarda, söz konusu yasa ile o kişiye yüzünü gösterme zorunluluğu getirilebileceği de belirtildi.
Almanya Başbakanı Angela Merkel, aralık ayı başında yapılan parti kongresinde bazı alanlarda yüzün tamamen gizlenmesinin yasaklanabileceğini duyurmuştu.
Almanya’da okul ve üniversiteler gibi diğer kamusal alanlarda burka ve peçenin yasaklanıp yasaklanmamasından ise eyaletler sorumlu. DW Türkçe
Aladağ'da çocuklara şiddet uygulanıyormuş
Sosyal Haklar Derneği’nin hazırladığı Aladağ raporuna göre, yurtta çocuklara temizlik yaptırılıyor, zaman zaman şiddet uygulanıyordu. Ayrıca bazı ailelerin, bu yurdu devlet yurdu sandıkları da raporla ortaya çıktı.
Sosyal Haklar Derneği (SHD) Adana Aladağ’da 11’i çocuk ,12 kişinin can verdiği öğrenci yurdu yangını için bir rapor hazırladı SHD’nin, çocuklarını kaybeden sekiz ve çocukları yaralanan yedi aileyle görüşerek hazırladığı raporda çarpıcı bilgilere yer verildi.
Hürriyet'te İsmail Saymaz'ın haberine göre İlçede on yıl önce yapılan devlet yurdunun “çürük” olduğu gerekçesiyle yıkıldığı belirtilerek, “Yurttaşların iddiasına göre çürük raporu, yurda değil yan tarafındaki lojmanlara verilmiş olmasına rağmen yurt da yıkılmış. Barınma sorunu çözülmeden yurdun yıkılmasına herkesin tepkili olduğu gözlenmiştir” denildi.
Ailelerin tarikat yurduna mecbur bırakıldığı ifade edilerek, şöyle devam edildi: “Bazı aileler, söz konusu yurdu devlet yurdu zannetmektedir. Devlet yurdu yıkıldığında çocuklarının nerede kalacağını soran ailelere İlçe Milli Eğitim, bu yurdu adres göstermiştir.
‘Yurt talebi karşılanmadı’
“Kaymakam da dahil pek çok devlet yetkilisiyle görüşen aileler; defalarca yeni yurt talebinde bulunmuş ancak bu taleplerin hiçbiri karşılanmamıştır. Halkın yoksul olması nedeniyle çocuklarının eğitim alabilmelerini sağlamak için tek seçeneklerinin, yetkililerin devlet yurdu muamelesi yaptığı tarikat yurtlarına göndermeleri olduğu tespit edilmiştir.”
'Kızların okuması günah'
Rapora göre aileler, heyete şu bilgileri verdi:
- Çocuklara temizlik yaptırılıyor ve bulaşık yıkatılıyor. Çocuklar bulaşık yıkarken elektrik şalterinin attığı yönetime bildirilmesine rağmen önlem alınmadı.
- Her gün uzun saatler boyunca ağır din eğitiminden geçiriliyorlar. Çocuklar akşam ders çalışmak istediklerinde buna müsaade edilmiyor, hatta kimi çocuklara “Kız çocuklarının okuması günah zaten” deniyor.
- Çocuklara zaman zaman şiddet uygulanıyor.
- Çocuklarının nasıl ortamlarda kaldığını görmek isteyen babalara, erkek oldukları için müsaade edilmiyor.
Sosyal Haklar Derneği (SHD) Adana Aladağ’da 11’i çocuk ,12 kişinin can verdiği öğrenci yurdu yangını için bir rapor hazırladı SHD’nin, çocuklarını kaybeden sekiz ve çocukları yaralanan yedi aileyle görüşerek hazırladığı raporda çarpıcı bilgilere yer verildi.
Hürriyet'te İsmail Saymaz'ın haberine göre İlçede on yıl önce yapılan devlet yurdunun “çürük” olduğu gerekçesiyle yıkıldığı belirtilerek, “Yurttaşların iddiasına göre çürük raporu, yurda değil yan tarafındaki lojmanlara verilmiş olmasına rağmen yurt da yıkılmış. Barınma sorunu çözülmeden yurdun yıkılmasına herkesin tepkili olduğu gözlenmiştir” denildi.
Ailelerin tarikat yurduna mecbur bırakıldığı ifade edilerek, şöyle devam edildi: “Bazı aileler, söz konusu yurdu devlet yurdu zannetmektedir. Devlet yurdu yıkıldığında çocuklarının nerede kalacağını soran ailelere İlçe Milli Eğitim, bu yurdu adres göstermiştir.
‘Yurt talebi karşılanmadı’
“Kaymakam da dahil pek çok devlet yetkilisiyle görüşen aileler; defalarca yeni yurt talebinde bulunmuş ancak bu taleplerin hiçbiri karşılanmamıştır. Halkın yoksul olması nedeniyle çocuklarının eğitim alabilmelerini sağlamak için tek seçeneklerinin, yetkililerin devlet yurdu muamelesi yaptığı tarikat yurtlarına göndermeleri olduğu tespit edilmiştir.”
'Kızların okuması günah'
Rapora göre aileler, heyete şu bilgileri verdi:
- Çocuklara temizlik yaptırılıyor ve bulaşık yıkatılıyor. Çocuklar bulaşık yıkarken elektrik şalterinin attığı yönetime bildirilmesine rağmen önlem alınmadı.
- Her gün uzun saatler boyunca ağır din eğitiminden geçiriliyorlar. Çocuklar akşam ders çalışmak istediklerinde buna müsaade edilmiyor, hatta kimi çocuklara “Kız çocuklarının okuması günah zaten” deniyor.
- Çocuklara zaman zaman şiddet uygulanıyor.
- Çocuklarının nasıl ortamlarda kaldığını görmek isteyen babalara, erkek oldukları için müsaade edilmiyor.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)