Edirne merkeze bağlı Tayakadın Köyü'nde bulunan Şehit Cem Havale İlkokulu öğrencileri 7 yaşındaki Damla İnceoğlu, aynı yaştaki Dilay Büyükpiliç ile 8 yaşındaki Öykü Cam, yağmur sırasında çıktıkları teneffüste okul bahçesindeki Atatürk büstünün ıslandığını görünce, şemsiye tutarak yağmurdan korumaya çalıştı. Öğrencilerden Büyükpiliç, "Hep beraber Atatürk ıslanmasın diye şemsiye tuttuk. Biraz biz ıslandık ama olsun, Atatürk ıslanmadı" dedi.
Edirne'nin merkeze bağlı Tayakadın Köyü'nde bulunan Şehit Cem Havale İlkokulu'nun birinci sınıf öğrencileri Damla İnceoğlu, sınıf arkadaşı Dilay Büyükkılıç ve ikinci sınıf öğrencisi Masal Cam, yağmur sırasında teneffüse çıktıklarında okul bahçesindeki Atatürk büstünün yağmurda ıslandığını gördü. Öğrencilerden Dilay Büyükpiliç, arkadaşlarına Atatürk'ü yağmurdan korumaları gerektiğini söyledi. Öğrenciler, yağmur altında çıktıkları iki teneffüs boyunca şemsiye tutarak Atatürk'ü yağmurdan korumaya çalıştı. Öğrenciler, büste şemsiye tuttukları sırada bir veli fotoğraflarını çekerek sosyal medya hesabından paylaştı. Paylaşılan fotoğraflar çok sayıda beğeni aldı.
'BİZ ISLANDIK, ATATÜRK ISLANMADI'
Öğrencilerden Dilay Büyükpiliç, Atatürk'ü çok sevdiğini ve yağmurda ıslanmasına dayanamadığını belirterek, "Dışarı çıktığımda Atatürk'ün yağmurdan ıslandığını gördüm. Arkadaşım Damla'ya, 'Atatürk'ü yağmurdan korumamız lazım' dedim. O da bana 'Ver şemsiyeni koruyalım' dedi. Boyum büste ulaşmadığından dolayı şemsiyemi Damla'ya verdim. Bu sırada arkadaşım Masal'da yanımıza geldi. Hep beraber Atatürk ıslanmasın diye şemsiye tuttuk. Biraz biz ıslandık ama olsun, Atatürk ıslanmadı" dedi.
Şemsiyeyi Atatürk'ün büstüne tutan Damla İnceoğlu da "Dilay yağmur yağınca 'Atatürk'ü yağmurdan korumamız lazım' dedi. Ben de 'Ver şemsiyeni koruyalım' dedim. Benim boyum uzun olduğu için şemsiyeyi ben tuttum. Atatürk'ü yağmurdan koruduğumuz için çok mutluyum. Yağmur yağdığında yine atamızı şemsiye ile koruyacağız" dedi.
İkinci sınıf öğrencisi Öykü Cam, Atatürk'ü çok sevdiğini söyleyerek, "Her yağmur yağdığında çok üzülüyorduk. Yağmurda ıslanmasın diye böyle bir karar aldık" dedi. DHA
29 Eylül 2017 Cuma
28 Eylül 2017 Perşembe
Can Dündar hakkında kırmızı bülten ve iade talebi
Can Dündar hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen terör soruşturması kapsamında son dakika kararı çıktı. Hakkında "yakalama" kararı verilen eski Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ile ilgili "kırmızı bülten" ve iade talebinde bulunuldu. Can Dündar'dan da karara ilişkin ilk açıklama geldi.
Başsavcılık, merkez Bağlar ilçesinde 24 Nisan 2016’da Diyarbakır Esnaf ve Sanaatkarlar Odası Başkanlığı konferans salonunda gerçekleştirilen bir konferansta konuşan Dündar hakkında bir süre önce “terör örgütü propagandası yaptığı” iddiasıyla soruşturma başlattı.
Soruşturma kapsamında Başsavcılığın talebi üzerine 5. Sulh Ceza Hakimliği, Dündar hakkında “yakalama” kararı çıkarttı.
Karar doğrultusunda yapılan aramada, Dündar’ın yurt içinde kayıtlı adresinde bulunmadığı ve Almanya’da olduğu tespit edildi.
Başsavcılık, bunun üzerine Dündar ile ilgili “kırmızı bülten” ve “iade talepnamesi” düzenleyerek, Adalet Bakanlığı Uluslarası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğüne gönderdi.
Devam eden soruşturmada Dündar, konuşmasında terör örgütü PKK’nın cebir, şiddet ve tehdit içeren yöntemlerini öven, meşru gösteren ve teşvik eden ifadeler kullanmakla suçlanıyor.
CAN DÜNDAR’DAN İLK AÇIKLAMA
Kararın ardından Can Dündar’dan ilk açıklama geldi. Dündar, sosyal medya hesabından “Ne gün: Sabah Nobel Barış Ödülü adaylığı, akşam kırmızı bültenle arama kararı…” diye yazdı. Sözcü
Başsavcılık, merkez Bağlar ilçesinde 24 Nisan 2016’da Diyarbakır Esnaf ve Sanaatkarlar Odası Başkanlığı konferans salonunda gerçekleştirilen bir konferansta konuşan Dündar hakkında bir süre önce “terör örgütü propagandası yaptığı” iddiasıyla soruşturma başlattı.
Soruşturma kapsamında Başsavcılığın talebi üzerine 5. Sulh Ceza Hakimliği, Dündar hakkında “yakalama” kararı çıkarttı.
Karar doğrultusunda yapılan aramada, Dündar’ın yurt içinde kayıtlı adresinde bulunmadığı ve Almanya’da olduğu tespit edildi.
Başsavcılık, bunun üzerine Dündar ile ilgili “kırmızı bülten” ve “iade talepnamesi” düzenleyerek, Adalet Bakanlığı Uluslarası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğüne gönderdi.
Devam eden soruşturmada Dündar, konuşmasında terör örgütü PKK’nın cebir, şiddet ve tehdit içeren yöntemlerini öven, meşru gösteren ve teşvik eden ifadeler kullanmakla suçlanıyor.
CAN DÜNDAR’DAN İLK AÇIKLAMA
Kararın ardından Can Dündar’dan ilk açıklama geldi. Dündar, sosyal medya hesabından “Ne gün: Sabah Nobel Barış Ödülü adaylığı, akşam kırmızı bültenle arama kararı…” diye yazdı. Sözcü
Cumhuriyet’in 94’üncü yılı, 94 etkinlikle kutlanacak
Maltepe Belediyesi, Türkiye’de bir ilke imza atarak, Cumhuriyet’in 94’üncü yıldönümünü, mahallelerle düzenleyeceği ve bir ay sürecek 94 etkinlikle kutlamaya hazırlanıyor. Cumhuriyet coşkusunu sokaklara taşıyacak “Cumhuriyet Benim” etkinlikleri kapsamında, tarihi Beşçeşmeler Meydanı’nda Bosna Sancak, Azerbaycan, İspanya, Rusya, İsviçre ve Küba geceleri de düzenlenecek. Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç, “Ekim ayını Cumhuriyet şölenine dönüştürdüğümüz Maltepe’de, her güne en az iki etkinlik sığdırdık” dedi.
Cumhuriyet’in 94'üncü kuruluş yıldönümü Maltepe'de, bir ay sürecek muhteşem etkinliklerle kutlanacak. Maltepe Belediyesi tarafından, Türkiye'de bir ilk olan ve “Cumhuriyet Benim” adı altında düzenlenecek etkinlikler, 29 Eylül Cuma günü Beşçeşmeler'de düzenlenecek Grammy ödüllü Maya Azucena ve neyzen Burcu Karadağ'ın konseriyle başlayacak. Festival, 29 Ekim'de yapılacak fener alayı, Suzan Kardeş ve mübadil korosu konseriyle son bulacak. Cumhuriyet'in kuruluşu ve sonrasında yaşanan gelişmeleri konu alan Cumhuriyet dizisinin de bölüm bölüm gösterileceği etkinliklerde, mahallelerde Turgut Kahraman'ın “Tarihe Dokunanlar” sergisi sergilenecek ve “Kuruluştan Kurtuluşa Bir Aşktır Cumhuriyet” adlı tiyatro oyunu sahnelenecek. İlçedeki parklarda da, şef Füsun Batum'un yönetiminde Maltepe Belediyesi Türk Sanat Müziği Korosu konser verecek.
Söyleşiler ve çocuk oyunları
Amatör futbol kulüplerinin Cumhuriyet turnuvası düzenleyeceği “Cumhuriyet Benim” etkinliklerinde, 21 Ekim'de Gülsuyu Stadyumu'nda sevilen sanatçı Volkan Konak dev bir konser verecek. Danslar, söyleşiler, film gösterimleri, çocuk oyunları, tiyatrolar ve sergilerle, Prof. Dr. Türkan Saylan Kültür Merkezi'nin de katılacağı festivalde, Âşık Mahzuni Şerif anması da gerçekleştirilecek.
Cumhuriyet Festivali'ni tüm Maltepelilere ithaf eden Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç, “Hiçbir ulusa nasip olmayan bir önderin üstün çabaları sonucunda, bundan 94 yıl önce karanlıkları yırtarak, aydınlık yarınların yolunu açan Cumhuriyet ile buluştuk. Verdiği bağımsızlık mücadelesi ile dünyanın sömürge ülkelerine ve boyunduruk altında yaşayan halklara umut olan Mustafa Kemal Atatürk, savaş meydanlarından siyaset arenasına taşıdığı zekası ile bütün dünyanın gıpta ile baktığı bir devlet adamı profili oluşturdu. Atatürk, bağrından koptuğu çilekeş Anadolu insanını kurtarmak için Cumhuriyet'in kurulmasına öncülük etti. Bugün Cumhuriyetimizi canımız pahasına korumak ve kollamak görevi de, bizlere düşüyor” dedi.
“Cumhuriyete sevdalıyız”
Etkinliklerle ilgili bilgi de veren Başkan Kılıç, şunları söyledi: “Cumhuriyetimizin 94’üncü kuruluş yılını 94 muhteşem etkinlikle, tüm Maltepe halkı ile birlikte kutlayacağız. Ekim ayını Cumhuriyet şölenine dönüştürdüğümüz Maltepe'de, her güne en az iki etkinlik sığdırdık. Dünyanın farklı kültürlerini Maltepe halkı ile buluşturacak, Maltepe’mizin 94 yıllık Cumhuriyet geleneği olan Mübadil Davulu korosuna yeniden can vereceğiz. 94. yılında yine Cumhuriyet sevdalısı Maltepelilere yakışan bir etkinlik programı hazırladığımıza inanıyorum. Bu coşkuyu ekim ayı boyunca Maltepe'nin her köşesinde, hep birlikte yaşayacağız.” sözcü.com.tr
Cumhuriyet’in 94'üncü kuruluş yıldönümü Maltepe'de, bir ay sürecek muhteşem etkinliklerle kutlanacak. Maltepe Belediyesi tarafından, Türkiye'de bir ilk olan ve “Cumhuriyet Benim” adı altında düzenlenecek etkinlikler, 29 Eylül Cuma günü Beşçeşmeler'de düzenlenecek Grammy ödüllü Maya Azucena ve neyzen Burcu Karadağ'ın konseriyle başlayacak. Festival, 29 Ekim'de yapılacak fener alayı, Suzan Kardeş ve mübadil korosu konseriyle son bulacak. Cumhuriyet'in kuruluşu ve sonrasında yaşanan gelişmeleri konu alan Cumhuriyet dizisinin de bölüm bölüm gösterileceği etkinliklerde, mahallelerde Turgut Kahraman'ın “Tarihe Dokunanlar” sergisi sergilenecek ve “Kuruluştan Kurtuluşa Bir Aşktır Cumhuriyet” adlı tiyatro oyunu sahnelenecek. İlçedeki parklarda da, şef Füsun Batum'un yönetiminde Maltepe Belediyesi Türk Sanat Müziği Korosu konser verecek.
Söyleşiler ve çocuk oyunları
Amatör futbol kulüplerinin Cumhuriyet turnuvası düzenleyeceği “Cumhuriyet Benim” etkinliklerinde, 21 Ekim'de Gülsuyu Stadyumu'nda sevilen sanatçı Volkan Konak dev bir konser verecek. Danslar, söyleşiler, film gösterimleri, çocuk oyunları, tiyatrolar ve sergilerle, Prof. Dr. Türkan Saylan Kültür Merkezi'nin de katılacağı festivalde, Âşık Mahzuni Şerif anması da gerçekleştirilecek.
Cumhuriyet Festivali'ni tüm Maltepelilere ithaf eden Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç, “Hiçbir ulusa nasip olmayan bir önderin üstün çabaları sonucunda, bundan 94 yıl önce karanlıkları yırtarak, aydınlık yarınların yolunu açan Cumhuriyet ile buluştuk. Verdiği bağımsızlık mücadelesi ile dünyanın sömürge ülkelerine ve boyunduruk altında yaşayan halklara umut olan Mustafa Kemal Atatürk, savaş meydanlarından siyaset arenasına taşıdığı zekası ile bütün dünyanın gıpta ile baktığı bir devlet adamı profili oluşturdu. Atatürk, bağrından koptuğu çilekeş Anadolu insanını kurtarmak için Cumhuriyet'in kurulmasına öncülük etti. Bugün Cumhuriyetimizi canımız pahasına korumak ve kollamak görevi de, bizlere düşüyor” dedi.
“Cumhuriyete sevdalıyız”
Etkinliklerle ilgili bilgi de veren Başkan Kılıç, şunları söyledi: “Cumhuriyetimizin 94’üncü kuruluş yılını 94 muhteşem etkinlikle, tüm Maltepe halkı ile birlikte kutlayacağız. Ekim ayını Cumhuriyet şölenine dönüştürdüğümüz Maltepe'de, her güne en az iki etkinlik sığdırdık. Dünyanın farklı kültürlerini Maltepe halkı ile buluşturacak, Maltepe’mizin 94 yıllık Cumhuriyet geleneği olan Mübadil Davulu korosuna yeniden can vereceğiz. 94. yılında yine Cumhuriyet sevdalısı Maltepelilere yakışan bir etkinlik programı hazırladığımıza inanıyorum. Bu coşkuyu ekim ayı boyunca Maltepe'nin her köşesinde, hep birlikte yaşayacağız.” sözcü.com.tr
27 Eylül 2017 Çarşamba
Toplu ölümler tehlikeli boyutta, köylüler ve balıkçılar endişeli
Bursa'nın Karacabey ilçesinde son dönemde yaşanan balık ölümleri tehlikeli boyuta ulaştı. Fabrikaların zehirli atıklarının neden olduğu öne sürülen balık ölümleriyle ilgili Bursa DOĞADER'in çektiği fotoğraflar ve görüntüler köyülleri ve balıkçıları endişeye sürükledi.
Karacabey ilçesinde fabrika atıkları nedeniyle meydana geldiği iddia edilen toplu balık ölümleri tepkilere neden oluyor. Karacabey'de bu yıl içinde üçüncü kez tekrarlanan toplu balık ölümlerini protesto eden Bursa DOĞADER, geçen hafta sonu ölümlerin yaşandığı öne sürülen Canbalı Deresi'nde basın açıklaması yaptı.
Burada konuşan DOĞADER Mustafakemalpaşa Temsilcisi Seyit Ali Geçici, Karacabey'de hiç bitmeyen doğa katliamı yaşandığını belirtip, "Bizim her yıl tanık olduğumuz doğa katliamları bu kez sınırları aştı. Fabrika atıklarıyla zehir karışan derelerimiz bu yıl içinde 3 kez toplu balık ölümlerine sahne oldu. Çok üzüldük. Türkiye, Karacabey'deki balık ölümlerini konuşuyor. Biz bugün burada derelerimizde yaşanan katliamlara 'dur' demek için toplandık" dedi.
Seyit Ali Geçici, basın açıklamasından sonra Canbalı Deres'nin Marmara Denizi'ne döküldüğü Kocaçay'da toplanan telef olan balıkların toplu görüntüsü çevrecilerin tepkisine neden oldu.
Bu fotoğrafları DOĞADER'in safyasında paylaşan Seyit Ali Geçici, "Ben, balık ölümlerinin nereden kaynaklandığını kendi imkanlarımla aratşıtrdım: Son olarak Susurluk'ta hizmete giren Şeker Fabrikası'nın olduğu bölgeye kadar gittim. Bundan sonra balık ölümü yok. Vatandaşlar, yıllar sonra açılan fabrikadaki temizlik sırasında kimyasal maddelerin dereye bırakıldığını söylüyorlar. Ne kadar doğru bilmiyorum. Bunun araştırılması, balık ölümlerine son verimesi gerekiyor" diye konuştu.
Seyit Ali Geçici bugün ise Canbalı Deresi Deresi'nde 60-70 kilo ağırlığındaki dev balıklarında telef oludğu haberini aldık. Canımız yandı" diye konuştu.
Balık ölümleriyle ilgili olarak Karacabey İlçe Tarım Müdürlüğü'nün başlattığı araştırma ve soruşturma devam ediyor. DHA
Karacabey ilçesinde fabrika atıkları nedeniyle meydana geldiği iddia edilen toplu balık ölümleri tepkilere neden oluyor. Karacabey'de bu yıl içinde üçüncü kez tekrarlanan toplu balık ölümlerini protesto eden Bursa DOĞADER, geçen hafta sonu ölümlerin yaşandığı öne sürülen Canbalı Deresi'nde basın açıklaması yaptı.
Burada konuşan DOĞADER Mustafakemalpaşa Temsilcisi Seyit Ali Geçici, Karacabey'de hiç bitmeyen doğa katliamı yaşandığını belirtip, "Bizim her yıl tanık olduğumuz doğa katliamları bu kez sınırları aştı. Fabrika atıklarıyla zehir karışan derelerimiz bu yıl içinde 3 kez toplu balık ölümlerine sahne oldu. Çok üzüldük. Türkiye, Karacabey'deki balık ölümlerini konuşuyor. Biz bugün burada derelerimizde yaşanan katliamlara 'dur' demek için toplandık" dedi.
Seyit Ali Geçici, basın açıklamasından sonra Canbalı Deres'nin Marmara Denizi'ne döküldüğü Kocaçay'da toplanan telef olan balıkların toplu görüntüsü çevrecilerin tepkisine neden oldu.
Bu fotoğrafları DOĞADER'in safyasında paylaşan Seyit Ali Geçici, "Ben, balık ölümlerinin nereden kaynaklandığını kendi imkanlarımla aratşıtrdım: Son olarak Susurluk'ta hizmete giren Şeker Fabrikası'nın olduğu bölgeye kadar gittim. Bundan sonra balık ölümü yok. Vatandaşlar, yıllar sonra açılan fabrikadaki temizlik sırasında kimyasal maddelerin dereye bırakıldığını söylüyorlar. Ne kadar doğru bilmiyorum. Bunun araştırılması, balık ölümlerine son verimesi gerekiyor" diye konuştu.
Seyit Ali Geçici bugün ise Canbalı Deresi Deresi'nde 60-70 kilo ağırlığındaki dev balıklarında telef oludğu haberini aldık. Canımız yandı" diye konuştu.
Balık ölümleriyle ilgili olarak Karacabey İlçe Tarım Müdürlüğü'nün başlattığı araştırma ve soruşturma devam ediyor. DHA
Denizden bir günde 8 bin ton çöp topladılar
Uluslararası Sahil Temizlik Günü 16 Eylül günü 32. kez çeşitli etkinliklere sahen oldu. Ocean Conservancy (Okyanus Koruma) organizasyonu tarafından düzenlenen etkinlikler ilk kez 1986 yılında Teksas’da başladı.
Ocean Conservancy, her etkinlikte denizlere ulaşan çöpün arttığını belirtiyor. Her yıl yaklaşık 8 milyon ton plastik atık okyanusa ve sahillere ulaşıyor. Bu plastik atıklar yabani hayatı etkiliyor, kumsalları kirletiyor, yerel hükümetlere çok büyük mali yük yaratıyor.
Yesilist'ten Görkem Gömeç'in derlediği habere göre, kumsallardan en çok toplanan çöpler ise; sigara izmariti, plastik şişeler, gıda ambalajları, plastik şişe kapakları ve pipetler. Bunlar özellikle deniz kuşlarına ve kaplumbağalarına karşı ölümcül bir tehlike yaratıyor.
Doğada çözünemeyen plastikler giderek daha küçük parçalara ayrılarak, mikroplastik denilen parçacıkları oluşturuyor. Bu maddeler özellikle son yıllarda, deniz tuzunda, balıklarda ve hatta birada bile bulunmaya başladı.
Bu sorunların farkında olan Ocean Conservancy ve gönüllüler, Hawaii Adalarından Latin Amerikaya, Hong Kong’dan İsveç’e yaklaşık 500 bin kişi ile plastikten kurtulmuş temiz bir deniz için harekete geçti. Bu yıl 8 bin tonun toplandığı etkinlik ile beraber son 30 yılda bu etkinlikler ile 93 bin ton çöp toplandı.
En son yayınlanan rapora göre 2016 yılında toplanan çöpün ağırlığı; 700 Afrika fili, 600 beyaz gergedan, 500 su aygırı, 400 zürafa, 300 Nil timsahı, 200 zebra ve 100 aslanın toplam ağırlığına eşit. Kıyılardan toplanan balıkçılık ağları ile 9 kişi Dünya üzerinde bilinen en derin nokta olan Mariana Çukuru’na aynı anda inebiliyor.
Sahillerde o kadar çok balon bulunmuş ki, bu balonlar ile bir deniz aygırını uçurmak mümkün. Sahillerde sigara değil aynı zamanda çakmak da oldukça fazla bulunmuş; hatta bu çakmaklar üstüste dizilirse Eyfel Kulesinden 10 kat daha yüksek bir yapı ortaya çıkıyor. cnntürk
Ocean Conservancy, her etkinlikte denizlere ulaşan çöpün arttığını belirtiyor. Her yıl yaklaşık 8 milyon ton plastik atık okyanusa ve sahillere ulaşıyor. Bu plastik atıklar yabani hayatı etkiliyor, kumsalları kirletiyor, yerel hükümetlere çok büyük mali yük yaratıyor.
Yesilist'ten Görkem Gömeç'in derlediği habere göre, kumsallardan en çok toplanan çöpler ise; sigara izmariti, plastik şişeler, gıda ambalajları, plastik şişe kapakları ve pipetler. Bunlar özellikle deniz kuşlarına ve kaplumbağalarına karşı ölümcül bir tehlike yaratıyor.
Doğada çözünemeyen plastikler giderek daha küçük parçalara ayrılarak, mikroplastik denilen parçacıkları oluşturuyor. Bu maddeler özellikle son yıllarda, deniz tuzunda, balıklarda ve hatta birada bile bulunmaya başladı.
Bu sorunların farkında olan Ocean Conservancy ve gönüllüler, Hawaii Adalarından Latin Amerikaya, Hong Kong’dan İsveç’e yaklaşık 500 bin kişi ile plastikten kurtulmuş temiz bir deniz için harekete geçti. Bu yıl 8 bin tonun toplandığı etkinlik ile beraber son 30 yılda bu etkinlikler ile 93 bin ton çöp toplandı.
En son yayınlanan rapora göre 2016 yılında toplanan çöpün ağırlığı; 700 Afrika fili, 600 beyaz gergedan, 500 su aygırı, 400 zürafa, 300 Nil timsahı, 200 zebra ve 100 aslanın toplam ağırlığına eşit. Kıyılardan toplanan balıkçılık ağları ile 9 kişi Dünya üzerinde bilinen en derin nokta olan Mariana Çukuru’na aynı anda inebiliyor.
Sahillerde o kadar çok balon bulunmuş ki, bu balonlar ile bir deniz aygırını uçurmak mümkün. Sahillerde sigara değil aynı zamanda çakmak da oldukça fazla bulunmuş; hatta bu çakmaklar üstüste dizilirse Eyfel Kulesinden 10 kat daha yüksek bir yapı ortaya çıkıyor. cnntürk
SGK’dan çok tartışılacak grip aşısı kararı
Yaşlılar ve kronik rahatsızlığı bulunan tüm vatandaşlara doktorun reçete etmesi durumunda ödemesi SGK tarafından yapılan grip aşılarına 'gün' zorunluluğu getirildi.
Medula sistemine göre, erken reçete edilse bile vatandaş aşısını bir önceki yıl yaptırdığı tarihte vurdurmak zorunda olacak. Aksi halde aşının parası ödenmeyecek. Hürriyet’ten Meltem Özgenç’in haberine göre Tüm Eczacı İşverenler Sendikası Genel Başkanı Nurten Saydan konuyla ilgili şunları söyledi: “Grip aşısı, her yıl bir önceki mevsim en çok rastlanan grip türlerine göre her sene yeniden hazırlanıyor. Aşısının koruyucu etkisi 2-3 hafta sonra ortaya çıkıyor. Bu nedenle tavsiye edilen yıllık grip aşısının, aşı kullanımına sunulur sunulmaz, grip salgını başlamadan önce eylül-ekim aylarında yapılması gerekiyor. Ancak SGK, bu sene yeni bir uygulama ile geçen sene hangi gün vatandaş aşı olmuşsa, aşı olduğu o gün gelmeden bedelini ödememe kararı aldı. Sağlık Uygulama Tebliği’nde (SUT), “Tüm hekimlerce reçete edildiğinde yılda bir defaya mahsus olmak üzere karşılanır” ifadesi yıllık bir defa ödenme anlamında değil, 365 gün sonra anlamında yorumlanıyor ve Medula Provizyon Sistemi buna göre işlem yapıyor. Yani hastanın bir önceki sene aşı vurulduğu gün gelmeden sistem ödeme yapmıyor. Oysa grip aşısı hasta sağlıklıyken yapılmalıdır. Bir an önce bu uygulamadan vazgeçilmesi gerektiğini belirtmek istiyoruz.”
Medula sistemine göre, erken reçete edilse bile vatandaş aşısını bir önceki yıl yaptırdığı tarihte vurdurmak zorunda olacak. Aksi halde aşının parası ödenmeyecek. Hürriyet’ten Meltem Özgenç’in haberine göre Tüm Eczacı İşverenler Sendikası Genel Başkanı Nurten Saydan konuyla ilgili şunları söyledi: “Grip aşısı, her yıl bir önceki mevsim en çok rastlanan grip türlerine göre her sene yeniden hazırlanıyor. Aşısının koruyucu etkisi 2-3 hafta sonra ortaya çıkıyor. Bu nedenle tavsiye edilen yıllık grip aşısının, aşı kullanımına sunulur sunulmaz, grip salgını başlamadan önce eylül-ekim aylarında yapılması gerekiyor. Ancak SGK, bu sene yeni bir uygulama ile geçen sene hangi gün vatandaş aşı olmuşsa, aşı olduğu o gün gelmeden bedelini ödememe kararı aldı. Sağlık Uygulama Tebliği’nde (SUT), “Tüm hekimlerce reçete edildiğinde yılda bir defaya mahsus olmak üzere karşılanır” ifadesi yıllık bir defa ödenme anlamında değil, 365 gün sonra anlamında yorumlanıyor ve Medula Provizyon Sistemi buna göre işlem yapıyor. Yani hastanın bir önceki sene aşı vurulduğu gün gelmeden sistem ödeme yapmıyor. Oysa grip aşısı hasta sağlıklıyken yapılmalıdır. Bir an önce bu uygulamadan vazgeçilmesi gerektiğini belirtmek istiyoruz.”
AK Partili vekil Özdağ: Mustafa Kemal'in ömrü yetseydi Kerkük'ü de alacaktı
AK Parti Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ, FOX TV'de katıldığı canlı yayında Kuzey Irak'ta yapılan referandumu için "Mustafa Kemal ölmeden önce Hatay’ı da memleketimize dahil etti. Ömrü yetseydi Musul ve Kerkük’ü de vatan topraklarına katacaktı fakat ömrü yetmedi" diye konuştu.
FOX TV'de İsmail Küçükkaya'nın sunduğu Çalar Saat programına katılan AKP Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ'ın açıklamaları şöyle:
"Cenazeye saygı göstermeyen diriye de saygı göstermez bizim geleneklerimizde böyle bir şey yok Aysel Tuğluk’un annesine yapılanı kabul etmedim ve aynı görüşlere sahibim. Ben şahsen o gün yönetici olsaydım Ankara’ya gömülmesini sağlardım. Biz zaman zaman insanları ayırt ettik. Biz şimdi Nazım Hikmet’i de Türkiye’ye getirmek istiyoruz. Tunceli de bizim memleketimiz, toprağımız. Duygusal kopuşluğa izin verecek hareketlerden uzak durmamız gerekir."
"DIŞ POLİTİKA ESNEKLİK İSTER"
"Dış politika esneklik ister, duruma göre yön tayin edersiniz. 110 yıl önce buranın problemleri hep vardı. Bu sırada biz yeni bir devlet kurduk. Ben 12 Eylül döneminde 7 sene cezaevinde kaldım şimdi burada Atatürk ve arkadaşları Lozan’da bir anlaşma. Bana göre o günkü şartlar içinde yapılan en iyi anlaşmadır. Devletin tapusudur. Lozan’dan gelenler Ankara’ya gelince ağladı. Artık 100 yıl savaşmayacağız geleceğimizi kurtardık diye. Mustafa Kemal ölmeden önce Hatay’ı da memleketimize dahil etti. Ömrü yeterse Musul ve Kerkük’ü de vatan topraklarına katacaktı fakat ömrü yetmedi."
"DÜNYANIN EN BÜYÜK TERÖR ÖRGÜTÜ"
"Dünyanın en büyük örgütü ile mücadele ediyoruz, FETÖ ile. Neden? ABD ve egemen güçler her kurumdan bir kişi devşirse kaç kişi alır. Eğitime sızarsa neler olur. Bugün bütün güçlerini kimi bilinçli kimi bilinçsiz yönlendirilerek yaklaşık 1 milyon kişi, bu işin içine girdi. Yurt dışına gönderildi. Para ile kandırıldı çocuklarımız. Biz bu mücadeleyi beraber vermeliyiz. Demokrasiye bu karmaşada halel de gelmiş olabilir."
FOX TV'de İsmail Küçükkaya'nın sunduğu Çalar Saat programına katılan AKP Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ'ın açıklamaları şöyle:
"Cenazeye saygı göstermeyen diriye de saygı göstermez bizim geleneklerimizde böyle bir şey yok Aysel Tuğluk’un annesine yapılanı kabul etmedim ve aynı görüşlere sahibim. Ben şahsen o gün yönetici olsaydım Ankara’ya gömülmesini sağlardım. Biz zaman zaman insanları ayırt ettik. Biz şimdi Nazım Hikmet’i de Türkiye’ye getirmek istiyoruz. Tunceli de bizim memleketimiz, toprağımız. Duygusal kopuşluğa izin verecek hareketlerden uzak durmamız gerekir."
"DIŞ POLİTİKA ESNEKLİK İSTER"
"Dış politika esneklik ister, duruma göre yön tayin edersiniz. 110 yıl önce buranın problemleri hep vardı. Bu sırada biz yeni bir devlet kurduk. Ben 12 Eylül döneminde 7 sene cezaevinde kaldım şimdi burada Atatürk ve arkadaşları Lozan’da bir anlaşma. Bana göre o günkü şartlar içinde yapılan en iyi anlaşmadır. Devletin tapusudur. Lozan’dan gelenler Ankara’ya gelince ağladı. Artık 100 yıl savaşmayacağız geleceğimizi kurtardık diye. Mustafa Kemal ölmeden önce Hatay’ı da memleketimize dahil etti. Ömrü yeterse Musul ve Kerkük’ü de vatan topraklarına katacaktı fakat ömrü yetmedi."
"DÜNYANIN EN BÜYÜK TERÖR ÖRGÜTÜ"
"Dünyanın en büyük örgütü ile mücadele ediyoruz, FETÖ ile. Neden? ABD ve egemen güçler her kurumdan bir kişi devşirse kaç kişi alır. Eğitime sızarsa neler olur. Bugün bütün güçlerini kimi bilinçli kimi bilinçsiz yönlendirilerek yaklaşık 1 milyon kişi, bu işin içine girdi. Yurt dışına gönderildi. Para ile kandırıldı çocuklarımız. Biz bu mücadeleyi beraber vermeliyiz. Demokrasiye bu karmaşada halel de gelmiş olabilir."
25 Eylül 2017 Pazartesi
CHP'li vekilden çarpıcı iddia: SGK '36 kod' ile fişleme yapıyor
CHP Bursa Milletvekili Ceyhun İrgil, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın, SGK'nın, işten çıkış kodları arasına eklediği '36 kod' ile fişleme yaptığını ve insanların çoğunun bu fişlemeden habersiz olduğunu iddia etti.
CHP Bursa Milletvekili Ceyhun İrgil, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın, SGK'nın, işten çıkış kodları arasına eklediği '36 kod' ile fişleme yaptığını ve insanların çoğunun bu fişlemeden habersiz olduğunu iddia etti.
CHP Bursa Milletvekili Ceyhun İrgil, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın 2 Ağustos 2016 tarihinde yayınladığı genelge ile SGK'nın işten çıkışlarda kullandığı kodlara '36' kod numarasını eklediğini söyledi. Buna göre çalıştığı işyeri OHAL KHK'sıyla kapatıldığı için işsiz kalan kişilerin sigorta siciline '36' kodu işlendiğini belirten İrgil, sicilinde bu kod bulunanların işverenlerin tercih etmediği için çalışmalarının zorlaştığını açıkladı.
'Bunun adı otomatik fişleme'
Açıklamasında, "36 kod işveren için bir alarm niteliği taşıyor" diyen CHP Bursa Milletvekili Ceyhun İrgil, yaptığı yazılı basın açıklamasında şu görüşlere yer verdi.
“KHK ile kapatılan işyerlerinde çalışanların, OHAL KHK'ları ile doğrudan işten çıkarılan işçilerin yanısıra işverenin de kendi takdiriyle FETÖ/PDY ilişkisi veya irtibatı kanaatine vararak işten çıkardığı işçilerin sigorta sicillerine '36 kod' işleniyor. Bu keyfiyet doğru değildir. Ayrıca devlet izniyle açılmış, devlet denetiminde olan ve OHAL KHK'larıyla kapatılan eğitim kurumlarındaki tüm çalışanların da sigorta sicillerine bu kod işleniyor. Öte yandan kapatılan kurumlarda zorunlu staj yapmış öğrencilerin sigorta sicillerine de 36 kod işlendiğini görüyoruz. Zorunlu staja bile bu kod neden işlenir? Bu şu demektir; haklarında hiçbir suç bulunmayan insanlar otomatik olarak fişleniyor. Madem resmi bir fişleme yapıyorlar, hangi meslek gruplarından kaç kişi fişlenmiş açıklasınlar, bilelim."
CHP'li İrgil, hükümetin resmi olarak yaptığı fişlemeden insanların çoğunluğunun haberi olmadığını belirterek; “Kişi iş başvurusunda bulunduğunda, hatta İŞKUR'daki bir kursa başvurduğunda siciline 36 kodun işlendiğinden haberi oluyor. 36 kod nedeniyle ülke genelinde işsizlik tehdidiyle karşı karşıya kalmış bir insan grubu var. Bunu yaratan da hükümet" dedi.
Ceyhun İrgil, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu'na konuyla ilgili verdiği soru önergeside, tarih itibariyle Sosyal Güvenlik Kurumu işten çıkışı 36 koduyla gerçekleştirilmiş kaç kişi olduğunu; tarih itibarıyla SGK'da işten çıkışı 36 koduyla gerçekleştirilmiş kişilerin meslek gruplarına göre dağılımını; zorunlu stajını yaptığı kurum OHAL KHK'sıyla kapatılan öğrencilerin sigorta sicillerine neden 36 kod işlendiğini; sigorta sicillerindeki 36 kodun değiştirilmesi için başvuran sayısının kaç kişi olduğunu; 36 kodun değiştirildiği kişi sayısını ve bu mağduriyet ve haksızlığın giderilmesi için yapılan bir çalışmaların olup olmadığını sorduğunu sözlerine ekledi. DHA
CHP Bursa Milletvekili Ceyhun İrgil, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın, SGK'nın, işten çıkış kodları arasına eklediği '36 kod' ile fişleme yaptığını ve insanların çoğunun bu fişlemeden habersiz olduğunu iddia etti.
CHP Bursa Milletvekili Ceyhun İrgil, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın 2 Ağustos 2016 tarihinde yayınladığı genelge ile SGK'nın işten çıkışlarda kullandığı kodlara '36' kod numarasını eklediğini söyledi. Buna göre çalıştığı işyeri OHAL KHK'sıyla kapatıldığı için işsiz kalan kişilerin sigorta siciline '36' kodu işlendiğini belirten İrgil, sicilinde bu kod bulunanların işverenlerin tercih etmediği için çalışmalarının zorlaştığını açıkladı.
'Bunun adı otomatik fişleme'
Açıklamasında, "36 kod işveren için bir alarm niteliği taşıyor" diyen CHP Bursa Milletvekili Ceyhun İrgil, yaptığı yazılı basın açıklamasında şu görüşlere yer verdi.
“KHK ile kapatılan işyerlerinde çalışanların, OHAL KHK'ları ile doğrudan işten çıkarılan işçilerin yanısıra işverenin de kendi takdiriyle FETÖ/PDY ilişkisi veya irtibatı kanaatine vararak işten çıkardığı işçilerin sigorta sicillerine '36 kod' işleniyor. Bu keyfiyet doğru değildir. Ayrıca devlet izniyle açılmış, devlet denetiminde olan ve OHAL KHK'larıyla kapatılan eğitim kurumlarındaki tüm çalışanların da sigorta sicillerine bu kod işleniyor. Öte yandan kapatılan kurumlarda zorunlu staj yapmış öğrencilerin sigorta sicillerine de 36 kod işlendiğini görüyoruz. Zorunlu staja bile bu kod neden işlenir? Bu şu demektir; haklarında hiçbir suç bulunmayan insanlar otomatik olarak fişleniyor. Madem resmi bir fişleme yapıyorlar, hangi meslek gruplarından kaç kişi fişlenmiş açıklasınlar, bilelim."
CHP'li İrgil, hükümetin resmi olarak yaptığı fişlemeden insanların çoğunluğunun haberi olmadığını belirterek; “Kişi iş başvurusunda bulunduğunda, hatta İŞKUR'daki bir kursa başvurduğunda siciline 36 kodun işlendiğinden haberi oluyor. 36 kod nedeniyle ülke genelinde işsizlik tehdidiyle karşı karşıya kalmış bir insan grubu var. Bunu yaratan da hükümet" dedi.
Ceyhun İrgil, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu'na konuyla ilgili verdiği soru önergeside, tarih itibariyle Sosyal Güvenlik Kurumu işten çıkışı 36 koduyla gerçekleştirilmiş kaç kişi olduğunu; tarih itibarıyla SGK'da işten çıkışı 36 koduyla gerçekleştirilmiş kişilerin meslek gruplarına göre dağılımını; zorunlu stajını yaptığı kurum OHAL KHK'sıyla kapatılan öğrencilerin sigorta sicillerine neden 36 kod işlendiğini; sigorta sicillerindeki 36 kodun değiştirilmesi için başvuran sayısının kaç kişi olduğunu; 36 kodun değiştirildiği kişi sayısını ve bu mağduriyet ve haksızlığın giderilmesi için yapılan bir çalışmaların olup olmadığını sorduğunu sözlerine ekledi. DHA
Dünyanın en kilolu kadını hayatını kaybetti
Abu Dhabide br hastanede tedavi gören, dünyanın en kilolu kadını Mısırlı Eman Ahmed, sabah saatlerinde kilosuna bağlı hastalıklar sebebiyle hayatını kaybetti.
Bir hastane yetkilisi tarafından yapılan açıklamaya göre, tedavi süreci boyunca fiziksel ve duygusal süreci iyiye giden Ahmedin durumu, farklı dallardan 20 ayrı doktorun müşahedesi altında olmasına rağmen, son birkaç gündür kilosuna bağlı olarak yaşadığı böbrek yetmezliği ve kalp sorunları sebebiyle kötüye gitmişti.
Bir hastane yetkilisi tarafından yapılan açıklamaya göre, tedavi süreci boyunca fiziksel ve duygusal süreci iyiye giden Ahmedin durumu, farklı dallardan 20 ayrı doktorun müşahedesi altında olmasına rağmen, son birkaç gündür kilosuna bağlı olarak yaşadığı böbrek yetmezliği ve kalp sorunları sebebiyle kötüye gitmişti.
24 Eylül 2017 Pazar
Oxford profesörünü Yunanistan'da sokak köpekleri yedi
İngiltere'de yayınlanan The Times gazetesi , Yunanistan'da sokak köpeklerinin emekli bir Oxford Üniversitesi profesörünü yiyerek öldürdüğünü yazdı.
Atina'daki yetkililerin henüz ismini açıklamadığı 63 yaşındaki profesörden Perşembe gününden beri haber alınamıyordu. Ülkenin kuzeydoğusundaki Maronya'da bir arkeolojik alanı gezerken saldırıya uğrayan kadın, saldırıya uğrarken ailesini arayıp haber vermişti.
BBC Türkçe'nin haberine göre ailesinin uyarısı üzerine dağlık bölgede arama çalışmaları başlatılırken Pazar günü profesörden kalan parçalara ulaşıldı.
'Deneyimli adli tıpçılar bile dehşete düştü'
Üst düzey bir polis yetkilisi, "Karşılaştığımız manzara çok trajikti" dedi ve ekledi: "Kadının bedeni paramparça olmuştu. "Deneyimli adli tıpçılarımız bile gördükleri karşısında dehşete düştü." İngiliz profesörden kalan parçaların yanında pasaportu ve kişisel eşyalarının da bulunduğu açıklandı.
Yunanistan'da bir milyondan fazla sokak köpeği olduğu tahmin ediliyor. Hürriyet
Atina'daki yetkililerin henüz ismini açıklamadığı 63 yaşındaki profesörden Perşembe gününden beri haber alınamıyordu. Ülkenin kuzeydoğusundaki Maronya'da bir arkeolojik alanı gezerken saldırıya uğrayan kadın, saldırıya uğrarken ailesini arayıp haber vermişti.
BBC Türkçe'nin haberine göre ailesinin uyarısı üzerine dağlık bölgede arama çalışmaları başlatılırken Pazar günü profesörden kalan parçalara ulaşıldı.
'Deneyimli adli tıpçılar bile dehşete düştü'
Üst düzey bir polis yetkilisi, "Karşılaştığımız manzara çok trajikti" dedi ve ekledi: "Kadının bedeni paramparça olmuştu. "Deneyimli adli tıpçılarımız bile gördükleri karşısında dehşete düştü." İngiliz profesörden kalan parçaların yanında pasaportu ve kişisel eşyalarının da bulunduğu açıklandı.
Yunanistan'da bir milyondan fazla sokak köpeği olduğu tahmin ediliyor. Hürriyet
Etiketler:
haber,
hayvan,
İngiltere,
köpek,
yunanistan
Madenciler ‘koltuklar kirlenmesin’ diye ayakta seyahat etti
Zonguldak'ın Kilimli ilçesinde yerin metrelerce altındaki işlerinden çıkarak evlerine gitmek isteyen maden işçileri, kömür karası kıyafetleri nedeniyle 'koltuklar kirlenmesin' diye ayakta seyahat etti.
Kilimli ilçesine bağlı Gelik beldesinde yerin metrelerce altında çalışan maden işçileri, akşam saatlerinde iş çıkışı kömür karası kıyafetlerini değiştirmeden beldedeki evlerine gitmek için halk otobüsüne bindi. Özel halk otobüsüne binen 6 maden işçisi, otobüsün boş olmasına rağmen yaklaşık 5 kilometrelik yolda ayakta seyahat etmeyi tercih etti.
Boş koltukların olmasına rağmen işçilerin ayakta gitmesine şaşıran diğer yolcular ise gerçeği bir süre sonra anladı. İşçiler, “Kirlenmesin” düşüncesiyle koltuklara oturmadı. O anlar ise aynı otobüsün arka tarafında seyahat eden bir kadın yolcu tarafından cep telefonu ile fotoğraf karesine dönüştü. Sosyal medyada paylaşılan fotoğraf ise günün karesi olurken, araçta bulunan güvenlik kamerası da o anları saniye saniye kaydetti.
O anları anlatan otobüs şoförü Ogün Bahar, “TTK Karadon Müessesesi’nde çalışan madenci abilerimiz kafesleri bozulduğu için Gelik Müessesesi’nden çıkmışlar. Gelik'ten, Karadon'a gitmek için benim aracıma bindiler ve ayakta yolculuk etmeye başladılar. Ben ‘oturun’ dedim ama ‘koltuklar pislenmesin’ diye oturmadılar. Ben de madenci abilerimizi güzellik olsun diye Karadon İşletme Müdürlüğüne kadar bıraktım. Madenci abilerimiz böyle şeylere özen gösteriyorlar. Koltuklar pislenmesin, sedye pislenmesin diye. Onlar, orada zorluklarla çalıştığı için bizleri düşünerek herhalde koltukların pislendiği zaman silmeye çalışırız diye düşünüyorlar” şeklinde konuştu. Sözcü
Kilimli ilçesine bağlı Gelik beldesinde yerin metrelerce altında çalışan maden işçileri, akşam saatlerinde iş çıkışı kömür karası kıyafetlerini değiştirmeden beldedeki evlerine gitmek için halk otobüsüne bindi. Özel halk otobüsüne binen 6 maden işçisi, otobüsün boş olmasına rağmen yaklaşık 5 kilometrelik yolda ayakta seyahat etmeyi tercih etti.
Boş koltukların olmasına rağmen işçilerin ayakta gitmesine şaşıran diğer yolcular ise gerçeği bir süre sonra anladı. İşçiler, “Kirlenmesin” düşüncesiyle koltuklara oturmadı. O anlar ise aynı otobüsün arka tarafında seyahat eden bir kadın yolcu tarafından cep telefonu ile fotoğraf karesine dönüştü. Sosyal medyada paylaşılan fotoğraf ise günün karesi olurken, araçta bulunan güvenlik kamerası da o anları saniye saniye kaydetti.
O anları anlatan otobüs şoförü Ogün Bahar, “TTK Karadon Müessesesi’nde çalışan madenci abilerimiz kafesleri bozulduğu için Gelik Müessesesi’nden çıkmışlar. Gelik'ten, Karadon'a gitmek için benim aracıma bindiler ve ayakta yolculuk etmeye başladılar. Ben ‘oturun’ dedim ama ‘koltuklar pislenmesin’ diye oturmadılar. Ben de madenci abilerimizi güzellik olsun diye Karadon İşletme Müdürlüğüne kadar bıraktım. Madenci abilerimiz böyle şeylere özen gösteriyorlar. Koltuklar pislenmesin, sedye pislenmesin diye. Onlar, orada zorluklarla çalıştığı için bizleri düşünerek herhalde koltukların pislendiği zaman silmeye çalışırız diye düşünüyorlar” şeklinde konuştu. Sözcü
Ev hanımları kredi kullanabilir mi?
Ev hanımlarının kredi kullanıp kullanamayacakları en çok merak edilen soruların başında geliyor. Ev hanımları hangi şartlarda kredi kullanabiliyor? İşte merak edilenler.
Kredi hesaplama sitesi Hesapkurdu.com'un haberine göre devlet kurumları ile çeşitli vakıfların iş kurmak isteyen ev hanımlarını desteklemesi dışında, Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK'ya) kayıtlı olarak çalışılmadığı sürece birkaç istisnai durumun haricinde ev hanımlarının bankalardan kredi kullanma şansı yok.
Ev hanımlarının kredi kullanmasında istisna durumlar ise kredi talebini karşılayacak kira gelirlerinin olması ve şirket ortaklılarından dolayı düzenli olarak gelir elde etmesidir.
Bunların dışında ev hanımlarının kendi adına ve düzenli olarak elde ettikleri gelirler ile kredi kullanma ihtimali de mevcut. Ancak bu gelirler elde edilse bile bankaların çoğunluğu yine de ev hanımlarının kredi taleplerini riskli olarak değerlendirmekte.
EV HANIMLARININ KREDİ KULLANMA ŞARTLARI
Krediden dolayı açıkta herhangi bir yasal veya idari takibin olmaması, resmi olarak gelirin beyan edilebilmesi, kredi talebinin 48 ayı geçmemesi (konut kredisi hariç), talep edilen taksitlerin aylık gelirin yarısını geçmemesi, ipotek verilecekse eş rızasının yazılı olarak bankaya verilebilmesi.
İPOTEK VEYA KEFİL YETERLİ Mİ?
İpotek veya kefil gösterilmesi bankalar açısından ek teminat olmasından dolayı kredi kullanma ihtimalini yükseltir. Ancak yine de sigortalı olarak çalışmayan bir kişinin kredi kullanması için yeterli değildir.
EV HANIMLARINA KOSGEB KREDİSİ DESTEĞİ
KOSGEB kendi işini kurmak isteyen girişimci kadınlara maddi destek de bulunuyor. Genellikle 50 bin TL hibe, 100 bin TL kadar da geri ödemeli 60 ay vadeli ve faizsiz kredi veriliyor. Eğer kendi işinizi kurmak istiyor fakat kredi kullanamıyorsanız, bu seçeneği siz de deneyebilirsiniz. Fakat bu desteği alabilmek için öncelikle KOSGEB'in zorunlu tutmuş olduğu eğitimlere katılarak, projenizi KOSGEB'e kabul ettirmelisiniz.
EV HANIMLARI KREDİ KARTI ALABİLİR Mİ?
Genel olarak bankalar kredi kartı başvurularında SGK'lı olarak çalışılması şartı arıyor. Ancak kredi kadar SGK kaydının olması olmazsa olmaz bir şart olarak sunulmuyor. Yani kredi kartı başvurusunda bulunan ev hanımının kredi notu iyi veya kredi kartı ödemelerini yapabilecek seviyede olduğuna banka kanaat getirirse kredi kartı verebiliyor. Çünkü ilgili mevzuat gereğince bankaların gelirini tespit edemediği kişilere güncel asgari ücretin 4 katına kadar limiti olan kredi kartı verme şanları var.
EV HANIMLARI ÇEKTİKLERİ KREDİYİ ÖDEYEMEDİKLERİNDE NE OLUR?
KOSGEB üzerinden yani devlet destekli olarak belirli bir sürecin sonucunda ev hanımlarına hibe olarak verilen paranın geri ödemesi yok. Ancak hibe dışında KOSGEB üzerinden bile kredi kullanılsa geri ödemesinin yapılması şart. Aksi durumda yasal olarak süreçler başlatılabilir. Bunun yanında bankalar üzerinden kullanılan kredinin iki taksit ödememesinin yapılmaması durumunda ise bankaların yasal olarak icra sürecini başlatma hakkı bulunuyor.
EV HANIMLARININ ÖNCEKİ SGK’LI ÇALIŞMALARI DİKKATE ALINIR MI?
Bankalar açısından gelirin kredi ödemesi için yeterli olması ve düzenli olarak elde ediliyor olması gerekli. Bu sayede verilecek olan kredinin geri ödenmeme riski azaltılmış oluyor. Bunun için bankalar açısından önemli olan aktif olarak SGK'lı çalışılmasıdır. Yani geçmiş SGK'lı olarak çalışmaların aktif olarak çalışmadığı sürece bankalar açısında bir önemi yoktur.
EV HANIMLARI NE KADAR SÜRE SGK’LI OLARAK ÇALIŞIRSA KREDİ KULLANABİLİR?
Bankaların istediği SGK'lı olarak çalışma süresi değişkenlik göstermekle birlikte, genel olarak son iş yerinde 3 ay olmak üzere toplamda 12 aydır. Ayrıca son iş yerinde 6 ay isteyen bankalar mevcut olmakla birlikte devlet memuru olarak işe başlanması durumunda herhangi bir süre şartı da genel olarak aranmıyor. (Kaynak:sözcü.com.tr)
Kredi hesaplama sitesi Hesapkurdu.com'un haberine göre devlet kurumları ile çeşitli vakıfların iş kurmak isteyen ev hanımlarını desteklemesi dışında, Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK'ya) kayıtlı olarak çalışılmadığı sürece birkaç istisnai durumun haricinde ev hanımlarının bankalardan kredi kullanma şansı yok.
Ev hanımlarının kredi kullanmasında istisna durumlar ise kredi talebini karşılayacak kira gelirlerinin olması ve şirket ortaklılarından dolayı düzenli olarak gelir elde etmesidir.
Bunların dışında ev hanımlarının kendi adına ve düzenli olarak elde ettikleri gelirler ile kredi kullanma ihtimali de mevcut. Ancak bu gelirler elde edilse bile bankaların çoğunluğu yine de ev hanımlarının kredi taleplerini riskli olarak değerlendirmekte.
EV HANIMLARININ KREDİ KULLANMA ŞARTLARI
Krediden dolayı açıkta herhangi bir yasal veya idari takibin olmaması, resmi olarak gelirin beyan edilebilmesi, kredi talebinin 48 ayı geçmemesi (konut kredisi hariç), talep edilen taksitlerin aylık gelirin yarısını geçmemesi, ipotek verilecekse eş rızasının yazılı olarak bankaya verilebilmesi.
İPOTEK VEYA KEFİL YETERLİ Mİ?
İpotek veya kefil gösterilmesi bankalar açısından ek teminat olmasından dolayı kredi kullanma ihtimalini yükseltir. Ancak yine de sigortalı olarak çalışmayan bir kişinin kredi kullanması için yeterli değildir.
EV HANIMLARINA KOSGEB KREDİSİ DESTEĞİ
KOSGEB kendi işini kurmak isteyen girişimci kadınlara maddi destek de bulunuyor. Genellikle 50 bin TL hibe, 100 bin TL kadar da geri ödemeli 60 ay vadeli ve faizsiz kredi veriliyor. Eğer kendi işinizi kurmak istiyor fakat kredi kullanamıyorsanız, bu seçeneği siz de deneyebilirsiniz. Fakat bu desteği alabilmek için öncelikle KOSGEB'in zorunlu tutmuş olduğu eğitimlere katılarak, projenizi KOSGEB'e kabul ettirmelisiniz.
EV HANIMLARI KREDİ KARTI ALABİLİR Mİ?
Genel olarak bankalar kredi kartı başvurularında SGK'lı olarak çalışılması şartı arıyor. Ancak kredi kadar SGK kaydının olması olmazsa olmaz bir şart olarak sunulmuyor. Yani kredi kartı başvurusunda bulunan ev hanımının kredi notu iyi veya kredi kartı ödemelerini yapabilecek seviyede olduğuna banka kanaat getirirse kredi kartı verebiliyor. Çünkü ilgili mevzuat gereğince bankaların gelirini tespit edemediği kişilere güncel asgari ücretin 4 katına kadar limiti olan kredi kartı verme şanları var.
EV HANIMLARI ÇEKTİKLERİ KREDİYİ ÖDEYEMEDİKLERİNDE NE OLUR?
KOSGEB üzerinden yani devlet destekli olarak belirli bir sürecin sonucunda ev hanımlarına hibe olarak verilen paranın geri ödemesi yok. Ancak hibe dışında KOSGEB üzerinden bile kredi kullanılsa geri ödemesinin yapılması şart. Aksi durumda yasal olarak süreçler başlatılabilir. Bunun yanında bankalar üzerinden kullanılan kredinin iki taksit ödememesinin yapılmaması durumunda ise bankaların yasal olarak icra sürecini başlatma hakkı bulunuyor.
EV HANIMLARININ ÖNCEKİ SGK’LI ÇALIŞMALARI DİKKATE ALINIR MI?
Bankalar açısından gelirin kredi ödemesi için yeterli olması ve düzenli olarak elde ediliyor olması gerekli. Bu sayede verilecek olan kredinin geri ödenmeme riski azaltılmış oluyor. Bunun için bankalar açısından önemli olan aktif olarak SGK'lı çalışılmasıdır. Yani geçmiş SGK'lı olarak çalışmaların aktif olarak çalışmadığı sürece bankalar açısında bir önemi yoktur.
EV HANIMLARI NE KADAR SÜRE SGK’LI OLARAK ÇALIŞIRSA KREDİ KULLANABİLİR?
Bankaların istediği SGK'lı olarak çalışma süresi değişkenlik göstermekle birlikte, genel olarak son iş yerinde 3 ay olmak üzere toplamda 12 aydır. Ayrıca son iş yerinde 6 ay isteyen bankalar mevcut olmakla birlikte devlet memuru olarak işe başlanması durumunda herhangi bir süre şartı da genel olarak aranmıyor. (Kaynak:sözcü.com.tr)
23 Eylül 2017 Cumartesi
Kadir Topbaş istifa etti..
İSTANBUL Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ‘istifa edeceği’ne ilişkin tartışmalara dün nokta koydu ve görevini bıraktığını açıkladı. İstanbul’da dün akşam saatlerinde basın toplantısı düzenleyen Kadir Topbaş, istifa kararını şöyle duyurdu:
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, dün akşam yaptığı basın açıklamasında, "Partim ve sayın genel başkanım uygun gördüler ve 2004 yılında İstanbul Belediye Başkalığı görevimi bana tevdi ettiler. Ben özelikle sayın Genel Başkanıma partimin her kademesindeki görevlilerine özellikle teşekkür ediyorum. Beni İstanbul sathına çıkardılar. Buradan Türkiye ve dünya tanıdı.
İstanbul gibi emanet, müjdelenmiş bir şehre başkanlık yapma onurunu bana yaşattılar. Bundan dolayı yanımda duran destek veren, gönlünde yer ayıran herkese özellikle ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Üzerimde hakları var biliyorum. Hatırlarım dün gibi bundan 20 gün 5 ay 13 yıl önce yine bir cuma günü dönemin Belediye Başkanlığını yapmış olan sayın Ali Müfit Gürtuna’dan mührü almak ürere buradaydım. ’Emanet bir şehir ve emaneti devir alıyorum’ demiştim. Hep emanet olarak baktım" diye konuştu.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Kadir Topbaş, "Muhalefet buradan siyaset üretmek istiyor. Buna müsaade etmem, asla müsaade etmem. Ben bugün itibarıyla buradaki başkanlık görevimden ayrıldım, istifa ettim. Ama asla siyasi partimle bir bağ eksikliğim yok. Şu anda partimin üyesiyim. Buradan muhalefete ekmek çıkmaz." dedi.
PARTİMİ BIRAKMIYORUM
“Türkiye’deki tüm belediye başkanlarının abisi oldum. Bu şehir beni Dünya Belediyeler Birliği Başkanı yaptı. İnsanlar çok şeyi affeder, adam yerine konmamayı affetmez. İstanbullulara tekrar tekrar teşekkür ediyorum. Muhalefet buradan siyaset üretmek istiyor. Buna fırsat vermem. Ben bugün belediye başkanlığından istifa ettim. Ben bugün itibarıyla buradaki belediye başkanlık görevimden ayrıldım, istifa ettim. Ama asla siyasi partimle bir bağ eksikliğim yok. Şu anda partimin bir üyesiyim. Buradan muhalefete ekmek çıkmaz. Görevimi bırakıyorum ama partimi bırakmıyorum. Benim gündemim, Türkiye gündeminin küçük bir parçası. 80 milyon olarak Cumhurbaşkanımızın yanında olmak zorundayız. İstanbullulara teşekkür ediyorum. Sayın Cumhurbaşkanımıza, Başbakanımıza, bakanlarımıza teşekkür ediyorum. Tüm İstanbullulardan görevimden müsaademi istiyorum lütfen gönül koymasınlar. Siyasette kırgınlık olmaz. Kırgınlığım yok. Her zaman partimin yanındayım siyasetin içindeyim. Asla birtakım söylentilere fırsat vermek istemem.”
ŞİMDİ NE OLACAK: 5216 Sayılı Belediye Kanunu’na göre 10 gün içinde valinin çağrısıyla toplanacak meclis üyeleri arasından, her parti kendi başkan adayını belirleyecek. Oylamayla yeni başkan seçilecek.
AK PARTİLİ ÜYELERLE TERS DÜŞTÜ
KADİR Topbaş, İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nde temmuz ayında oyçokluğu ile kabul edildiği halde eksikleri olduğu ve ileride Meclis’i sıkıntıya sokabileceği gerekçesiyle 5 imar değişikliği dosyasını iade etmişti. İmar değişiklikleri AK Partili meclis üyelerinin oylarıyla değişiklik yapılmadan bir kez daha onaylanmıştı.
İSTİFAYA TEPKİLER
Akif Hamzaçebi (CHP): Önemli olan yeşil, nefes alan, kamu arazilerinin bazı vakıflara verilmediği bir İstanbul bırakabilmekti. Emanete iyi davranmak böyle olur.
Barış Yarkadaş (CHP): İBB olacak isimler için acele etmeyin. Tek bir şey söyleyeyim... T. Erdoğan, ülke yönetiminin aynı anda iki damadı kaldırmayacağını bilir.
Gürsel Tekin (CHP): Sayın Kadir Topbaş, kendi partililerin sana kumpas kuruyorlar. Cesur ol ve kararı idare mahkemesine taşı. Yanındayız.
AK PARTİ'DEN İLK YORUM VE GÜMÜŞDAĞ YANITI
AK Parti Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Kaya, Topbaş'ın istifasının ardından açıklamalarda bulundu. Kaya açıklamasında, "Sayın başkanımızın bir takdiri ve tercihidir. Kadir Abi’yi biz bir beyefendi olarak tanıdık. Değerlendirmesi kendisine aittir, buna saygı duyuyoruz" dedi.
Kaya, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için Belediye Meclis Üyesi ve Medipol Başakşehir Futbol Kulübü Başkanı Göksel Gümüşdağ'ın isminin geçmesine ilişkinse, "Meclis üyelerimizin her birinin büyükşehir belediye başkanlığı yapacak donanımda olduğuna inanıyoruz. Ancak kimin olacağıyla ilgili bugün bir şey söylememiz mümkün değil. İstanbul'un 39 ilçesindeki meclis üyelerimiz ya da 25 belediye başkanımızdan hangisi uygun görülüyorsa parti kademesi onu değerlendirecek." ifadelerini kullandı.
TWİTTER'DAN VEDA MESAJI
Kadir Topbaş geç saatlerde Twitter hesabından da şu mesajları paylaştı:
"3 dönemdir bana güvenen ve yetki veren İstanbullular'a teşekkür ediyorum.
Beni aday göstererek bu onurlu görevi yapmamı sağlayan Sn. Cumhurbaşkanımız'a ve AK Partim'e şükranlarımı sunuyorum.
Haksız ithamlarda bulunanlar da dahil olmak üzere herkese hakkımı helal ediyorum.
Göreve başladığımda "Hayatım İstanbul" demiştim. Gönüllerinizde güzel izler bırakmış olmayı umuyorum.
Her zaman dualarımda olan İstanbullular'ın dualarında olabilmek ümidiyle…
Allah'a emanet olun."
hürriyet.com.tr
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, dün akşam yaptığı basın açıklamasında, "Partim ve sayın genel başkanım uygun gördüler ve 2004 yılında İstanbul Belediye Başkalığı görevimi bana tevdi ettiler. Ben özelikle sayın Genel Başkanıma partimin her kademesindeki görevlilerine özellikle teşekkür ediyorum. Beni İstanbul sathına çıkardılar. Buradan Türkiye ve dünya tanıdı.
İstanbul gibi emanet, müjdelenmiş bir şehre başkanlık yapma onurunu bana yaşattılar. Bundan dolayı yanımda duran destek veren, gönlünde yer ayıran herkese özellikle ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Üzerimde hakları var biliyorum. Hatırlarım dün gibi bundan 20 gün 5 ay 13 yıl önce yine bir cuma günü dönemin Belediye Başkanlığını yapmış olan sayın Ali Müfit Gürtuna’dan mührü almak ürere buradaydım. ’Emanet bir şehir ve emaneti devir alıyorum’ demiştim. Hep emanet olarak baktım" diye konuştu.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Kadir Topbaş, "Muhalefet buradan siyaset üretmek istiyor. Buna müsaade etmem, asla müsaade etmem. Ben bugün itibarıyla buradaki başkanlık görevimden ayrıldım, istifa ettim. Ama asla siyasi partimle bir bağ eksikliğim yok. Şu anda partimin üyesiyim. Buradan muhalefete ekmek çıkmaz." dedi.
PARTİMİ BIRAKMIYORUM
“Türkiye’deki tüm belediye başkanlarının abisi oldum. Bu şehir beni Dünya Belediyeler Birliği Başkanı yaptı. İnsanlar çok şeyi affeder, adam yerine konmamayı affetmez. İstanbullulara tekrar tekrar teşekkür ediyorum. Muhalefet buradan siyaset üretmek istiyor. Buna fırsat vermem. Ben bugün belediye başkanlığından istifa ettim. Ben bugün itibarıyla buradaki belediye başkanlık görevimden ayrıldım, istifa ettim. Ama asla siyasi partimle bir bağ eksikliğim yok. Şu anda partimin bir üyesiyim. Buradan muhalefete ekmek çıkmaz. Görevimi bırakıyorum ama partimi bırakmıyorum. Benim gündemim, Türkiye gündeminin küçük bir parçası. 80 milyon olarak Cumhurbaşkanımızın yanında olmak zorundayız. İstanbullulara teşekkür ediyorum. Sayın Cumhurbaşkanımıza, Başbakanımıza, bakanlarımıza teşekkür ediyorum. Tüm İstanbullulardan görevimden müsaademi istiyorum lütfen gönül koymasınlar. Siyasette kırgınlık olmaz. Kırgınlığım yok. Her zaman partimin yanındayım siyasetin içindeyim. Asla birtakım söylentilere fırsat vermek istemem.”
ŞİMDİ NE OLACAK: 5216 Sayılı Belediye Kanunu’na göre 10 gün içinde valinin çağrısıyla toplanacak meclis üyeleri arasından, her parti kendi başkan adayını belirleyecek. Oylamayla yeni başkan seçilecek.
AK PARTİLİ ÜYELERLE TERS DÜŞTÜ
KADİR Topbaş, İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nde temmuz ayında oyçokluğu ile kabul edildiği halde eksikleri olduğu ve ileride Meclis’i sıkıntıya sokabileceği gerekçesiyle 5 imar değişikliği dosyasını iade etmişti. İmar değişiklikleri AK Partili meclis üyelerinin oylarıyla değişiklik yapılmadan bir kez daha onaylanmıştı.
İSTİFAYA TEPKİLER
Akif Hamzaçebi (CHP): Önemli olan yeşil, nefes alan, kamu arazilerinin bazı vakıflara verilmediği bir İstanbul bırakabilmekti. Emanete iyi davranmak böyle olur.
Barış Yarkadaş (CHP): İBB olacak isimler için acele etmeyin. Tek bir şey söyleyeyim... T. Erdoğan, ülke yönetiminin aynı anda iki damadı kaldırmayacağını bilir.
Gürsel Tekin (CHP): Sayın Kadir Topbaş, kendi partililerin sana kumpas kuruyorlar. Cesur ol ve kararı idare mahkemesine taşı. Yanındayız.
AK PARTİ'DEN İLK YORUM VE GÜMÜŞDAĞ YANITI
AK Parti Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Kaya, Topbaş'ın istifasının ardından açıklamalarda bulundu. Kaya açıklamasında, "Sayın başkanımızın bir takdiri ve tercihidir. Kadir Abi’yi biz bir beyefendi olarak tanıdık. Değerlendirmesi kendisine aittir, buna saygı duyuyoruz" dedi.
Kaya, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için Belediye Meclis Üyesi ve Medipol Başakşehir Futbol Kulübü Başkanı Göksel Gümüşdağ'ın isminin geçmesine ilişkinse, "Meclis üyelerimizin her birinin büyükşehir belediye başkanlığı yapacak donanımda olduğuna inanıyoruz. Ancak kimin olacağıyla ilgili bugün bir şey söylememiz mümkün değil. İstanbul'un 39 ilçesindeki meclis üyelerimiz ya da 25 belediye başkanımızdan hangisi uygun görülüyorsa parti kademesi onu değerlendirecek." ifadelerini kullandı.
TWİTTER'DAN VEDA MESAJI
Kadir Topbaş geç saatlerde Twitter hesabından da şu mesajları paylaştı:
"3 dönemdir bana güvenen ve yetki veren İstanbullular'a teşekkür ediyorum.
Beni aday göstererek bu onurlu görevi yapmamı sağlayan Sn. Cumhurbaşkanımız'a ve AK Partim'e şükranlarımı sunuyorum.
Haksız ithamlarda bulunanlar da dahil olmak üzere herkese hakkımı helal ediyorum.
Göreve başladığımda "Hayatım İstanbul" demiştim. Gönüllerinizde güzel izler bırakmış olmayı umuyorum.
Her zaman dualarımda olan İstanbullular'ın dualarında olabilmek ümidiyle…
Allah'a emanet olun."
hürriyet.com.tr
21 Eylül 2017 Perşembe
'Kadınların arkasından ıslık çalmak' yasaklanacak!
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, ülkedeki 'maço' kültürüne son vermek adına erkeklerin kadınları takip edip telefonlarını istemeleri veya arkalarından ıslık çalmaları gibi tacizlerin yasaklanması için çalışma başlattı.
Seçim kampanyası sırasında toplum içindeki tacizle mücadele edeceğine dair söz veren 39 yaşındaki Macron, dediğini yapıyor.
Fransa'da Kadınlar ve Erkekler Arasında Eşitlikten Sorumlu Devlet Sekreteri Marlene Schiappa'nın, toplum içinde insanları taciz etmeyi yasa dışı kılacak bir kanun üzerinde çalıştığı belirtildi.
Daily Mail'in aktardığına göre bu, insanların arkasından ‘ıslak çalmanın' yasaklanması anlamına gelebilecek.
Komitede yer alan 5 vekilin, ne tür cezalar uygulanacağı belirlenmeden önce sokak tacizinin hukuki tanımı üzerinde çalışacağı belirtildi.
Buna karşı çıkanlar ise, önlemlerin uygulanmasının zor olacağını çünkü suçun işlendiğini ispatlamanın zor olacağını savunuyor
'Erkekler, 'Fransız sevgili' gibi davrandığını düşünüyor'
Guardian'a konuşan Schiappa, sokakta yaşanan cinsel tacizlerin Fransa'da 'büyük bir fenomen' olduğunu dile getirdi.
Schiappa, "Bir erkek bir kadının arkasından yürüyüp konuştuğunda kadın bir şey yapamıyor çünkü yalnız. Yardım istemek için de bağırmıyor çünkü ‘O kadar da kötü değil, yürüyüp kaçacağım' diye düşünüyor" dedi.
Öte yandan Schiappa, "Erkekler bunun kabul edilebilir olduğunu düşünüyor: Sonuçta sadece 'Fransız sevgili' olmaktan başka bir şey yapmıyorlar" dedi.
'Onlar 'eğlencemize bakıyoruz' diyor, biz ise 'hayır' diyoruz'
Kadınların çok sık ‘sarkıntılığa' maruz kaldığını belirten Schiappa, toplu taşıma araçlarına binecekleri zaman da kıyafetlerini buna göre seçmek zorunda kaldıklarını söyledi.
Schiappa sözlerini şöyle noktaladı: "Şu an birçok erkek şunu söylüyor: O kadar büyütülecek bir şey değil, sadece eğlencemize bakıyoruz. Biz de diyoruz ki: Hayır." cnntürk
Seçim kampanyası sırasında toplum içindeki tacizle mücadele edeceğine dair söz veren 39 yaşındaki Macron, dediğini yapıyor.
Fransa'da Kadınlar ve Erkekler Arasında Eşitlikten Sorumlu Devlet Sekreteri Marlene Schiappa'nın, toplum içinde insanları taciz etmeyi yasa dışı kılacak bir kanun üzerinde çalıştığı belirtildi.
Daily Mail'in aktardığına göre bu, insanların arkasından ‘ıslak çalmanın' yasaklanması anlamına gelebilecek.
Komitede yer alan 5 vekilin, ne tür cezalar uygulanacağı belirlenmeden önce sokak tacizinin hukuki tanımı üzerinde çalışacağı belirtildi.
Buna karşı çıkanlar ise, önlemlerin uygulanmasının zor olacağını çünkü suçun işlendiğini ispatlamanın zor olacağını savunuyor
'Erkekler, 'Fransız sevgili' gibi davrandığını düşünüyor'
Guardian'a konuşan Schiappa, sokakta yaşanan cinsel tacizlerin Fransa'da 'büyük bir fenomen' olduğunu dile getirdi.
Schiappa, "Bir erkek bir kadının arkasından yürüyüp konuştuğunda kadın bir şey yapamıyor çünkü yalnız. Yardım istemek için de bağırmıyor çünkü ‘O kadar da kötü değil, yürüyüp kaçacağım' diye düşünüyor" dedi.
Öte yandan Schiappa, "Erkekler bunun kabul edilebilir olduğunu düşünüyor: Sonuçta sadece 'Fransız sevgili' olmaktan başka bir şey yapmıyorlar" dedi.
'Onlar 'eğlencemize bakıyoruz' diyor, biz ise 'hayır' diyoruz'
Kadınların çok sık ‘sarkıntılığa' maruz kaldığını belirten Schiappa, toplu taşıma araçlarına binecekleri zaman da kıyafetlerini buna göre seçmek zorunda kaldıklarını söyledi.
Schiappa sözlerini şöyle noktaladı: "Şu an birçok erkek şunu söylüyor: O kadar büyütülecek bir şey değil, sadece eğlencemize bakıyoruz. Biz de diyoruz ki: Hayır." cnntürk
300 bin TL hibe 700 bin TL faizsiz kredi
KOSGEB teknolojisi yüksek ürünlerin desteklenmesi kapsamında işletmelere, 300.000 TL'si geri ödemesiz kalanı faizsiz 1 milyon TL destek verecek.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı’nın (KOSGEB) desteğiyle teknoloji seviyesi yüksek katma değerli ürünlerin payının artırılması projesi ile KOBİ’lere 1 milyon TL destek verileceğini açıkladı, programın bütçesi 500 milyon TL olacak.
İlgili kredinin azami 300,000 TL’si geri ödemesiz, 700,000 TL’si faizsiz geri ödemeli olacak.
Söz konusu krediyi KOBİ Gelişim Destek Programı (KOBİGEL) kapsamında üretim ve ihracatta teknoloji seviyesi yüksek katma değerli ürünlerin ve KOBİ’lerin payının artırılması konulu bir projenin teklifi olarak tanımlayan Özlü programın bütçesini ise 500 milyon lira olarak açıkladı.
Özlü KOSGEB’in yılbaşında başlattığı sıfır faizli işletme kredisi kapsamında 10 Şubat ve 11 Temmuz tarihleri arasında 274,279 işletmeye 6.7 milyar lira destek sağladıklarına dikkat çekti. Kullanılan kredilerin 1.5 milyar liralık faiz gideri KOSGEB tarafından karşılandı.
REUTERS
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı’nın (KOSGEB) desteğiyle teknoloji seviyesi yüksek katma değerli ürünlerin payının artırılması projesi ile KOBİ’lere 1 milyon TL destek verileceğini açıkladı, programın bütçesi 500 milyon TL olacak.
İlgili kredinin azami 300,000 TL’si geri ödemesiz, 700,000 TL’si faizsiz geri ödemeli olacak.
Söz konusu krediyi KOBİ Gelişim Destek Programı (KOBİGEL) kapsamında üretim ve ihracatta teknoloji seviyesi yüksek katma değerli ürünlerin ve KOBİ’lerin payının artırılması konulu bir projenin teklifi olarak tanımlayan Özlü programın bütçesini ise 500 milyon lira olarak açıkladı.
Özlü KOSGEB’in yılbaşında başlattığı sıfır faizli işletme kredisi kapsamında 10 Şubat ve 11 Temmuz tarihleri arasında 274,279 işletmeye 6.7 milyar lira destek sağladıklarına dikkat çekti. Kullanılan kredilerin 1.5 milyar liralık faiz gideri KOSGEB tarafından karşılandı.
REUTERS
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)