7 Kasım 2015 Cumartesi

"Ege dramından Türkiye sorumlu"

Alman Bild gazetesinin Ege Denizi’ndeki mülteci kriziyle ilgili sorularını yanıtlayan Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras, Türkiye’yi sorumlu tuttu.Hürriyet'in aktardığı habere göre AB kararı olmadan Türkiye ile sınırı açmayı reddeden Çipras, “Türkiye kaçakçılarla mücadele etmek zorunda. Mültecilerin Türkiye’de kalması gerekir. Yaşanan dramdan Türkiye sorumlu” dedi.

Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras, Ege Denizi’nde yaşanan mülteci krizinden Türkiye’yi sorumlu tuttu. Çipras, önceki gün ziyaret ettiği Midilli Adası’nda Alman Bild Gazetesi’ne yaptığı açıklamada Türkiye’nin kaçakçılarla mücadele etmek zorunda olduğunu belirterek, yaşanan dramdan da Türkiye’nin sorumlu olduğunu iddia etti.
"Tel örgüler kalacak"
Türkiye ile Yunanistan arasındaki 12 kilometrelik kara sınıra çekilen tel örgülerin kalacağı mesajını ise Çipras şu sözlerle verdi: “Kim ki, bizim tel örgülerimizi kaldırmamızı istiyorsa gerçekleri görmezden geliyor veya inkâr ediyor. Orada mayın tarlası var. İnsanlar denizde boğulmak yerine orada can verir.” Bild gazetesinin mülteci sorunuyla ilgili sorularını cevaplandıran Çipras, “Yunan Savunma Bakanlığı, tel örgülerin bulunduğu Türkiye sınırında mayınların kalmadığını söylüyor” hatırlatması üzerine “Türkiye’nin tüm mayınları temizlediğinden biz nasıl emin olabiliriz. İnsanları ölüme gönderemeyiz” cevabını verdi.

"Tek başıma karar veremem"
“Resmi bilgilere göre her gün aralarında çocukların bulunduğu insanlar Ege Denizi’nde boğuluyor” hatırlatmasına da Çipras’ın cevabı şu oldu: “Türkiye sınırı Avrupa Birliği’nin sınırıdır. Ben tek başıma buna karar veremem.” Gazetenin, “Siz, Türkiye ve Avrupa Birliği ile bu konuda neden görüşmeler yapmıyorsunuz” sorusuna Çipras, “Bizim pozisyonumuz mültecileri Türkiye’nin alması gerektiği yönünde. Türkiye’de mülteci kampları kurulmalı. Türkiye kaçakçılarla mücadele etmeli ve onları durdurmalı” yanıtını verdi.

"2.5 milyon insan bekliyor"
Muhabirin “Ama bu gerçekleşmiyor” sözleri üzerine Çipras “Görüyorsunuz. Avrupa Birliği’ndeki tüm buluşmalarda muhafazakâr hükümetler, bizi sınırların güvenliğini tam olarak sağlamamakla itham ediyor. Onlar, mültecileri bizim Avrupa’ya gönderdiğimizi söylüyor. Şimdi de bizden telleri kaldırmamızı istiyorlar. Türkiye’de 2.5 milyon insan bekliyor” dedi. “İnsanlar gelecekse tek güvenli yol bu. Neden boğulmaya bırakılıyor” sorusu üzerine Yunan Başbakan, “Türkiye ile AB kabul ediyorsa... Yunan hükümeti böylesi bir kararı tek başına alamaz. Ayrıca bana göre botların yollanması sona ermeyecektir, yalnızca aldıkları ücret azalacaktır. Bu dramdan Türkiye sorumlu” diye konuştu. cnntürk

6 Kasım 2015 Cuma

Saatler ne zaman geri alınacak?

Yaz saati uygulaması 8 Kasım'da sona erecek. Pazar sabahı saat 04:00'de saatlerinizi bir saat geri almayı unutmayın.

1 Kasım seçimleri için ertelenen yaz saati uygulaması iki hafta gecikmeyle 8 Kasım Pazar günü sona eriyor. Saatler, cumartesiyi pazara bağlayan gece 04.00 itibariyle 1 saat geri alınacak.

25 Ekim’de sona ermesi gereken yaz saati uygulaması, 26′ncı Dönem Milletvekili Genel Seçimi nedeniyle, ertelenmişti. Yapılan yeni düzenlemeyle, 7 Kasım Cumartesi gününü 8 Kasım Pazar gününe bağlayan gece yarısından sonra saatler, 04.00 itibariyle 1 saat geri alınacak.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hakaret iddiası: 2 kişi tutuklandı

Şanlıurfa'da sosyal medya hesaplarında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a hakaret ettikleri ve terör örgütü propagandası yaptıkları iddiasıyla 2 kişi tutuklandı.


Güvenlik Şube Müdürlüğü ekipleri, M.Ş. ile F.T'yi, sosyal medyadaki hesaplarından, Erdoğan'a hakaret içeren paylaşımlarda bulundukları ve terör örgütü PKK propagandası yaptıkları iddiasıyla, Suruç ilçesinde gözaltına aldı.


Emniyetteki işlemlerin ardından adliye sevk edilen şüpheliler tutuklandı. Hürriyet

5 Kasım 2015 Perşembe

Karnından canlı hayvan çıktı

İngiltere'de 14-15 yaşlarındaki kız durup dururken hamilelik belirtileriyle hastaneye başvuru yaptı. İncelemelerde kızın hamile değil, karnında ahtapot olduğu ortaya çıktı.


14-15 yaşlarındaki bir kızda durup dururken hamilelik belirtileri başlayınca başına gelmeyen kalmadı. Karnı hafiften şişen kızın, kusma nöbetleri başladı. Sabahları yataktan da çok zor kalkınca annesi durumdan iyice şüphelenmeye başlayınca olay iyice büyüdü.
ANNESİNİ İKNA EDEMEDİ
Genç kız, annesine ısrarla hamile olmasının mümkün olamayacağını, çünkü hiç bir erkekle bu sonucu doğuracak kadar yakın temasta bulunmadığını iddia etti.
KARNI BÜYÜMEYE DEVAM ETTİ
Fakat zaman geçtikçe kızın karnı büyümeye devam etti. Diğer belirtilerde de değişiklik olmadı. Annesi, 'Bu yaşta kepazelik bu' dese de kız hala hamile olmadığını söyledi.
HASTANEYE GİTTİLER
Sonunda anne küçük bir kasabada yaşıyor olmalarına rağmen çıkacak söylentileri göze alarak kızını hastaneye götürdü. Ancak çekilen ultrasondan sonra kızın inkarlarında samimi olduğu anlaşıldı.
KARNINDAN AHTAPOT ÇIKTI
Çünkü karnında son derece büyük boyutlara ulaşmış bir tümör tespit edilince şişkinliğin ve diğer belirtilerin asıl sebebi ortaya çıktı. Genç kız, vakit kaybetmeden, apar topar ameliyata alındı.
CANLI HAYVAN ÇIKTI
Doktorlar, genç kızın karnını açtıklarında gördükleri manzara karşısında şok olmuşlar. Çünkü tümör sanılan şeyin kocaman bir ahtapot olduğu ortaya çıktı. Üstelik hayvan canlıydı.
OLAYIN ASLI SONRADAN ANLAŞILDI
Olayın aslı sonradan anlaşıldı. Kız, üç-dört ay önce ailesiyle birlikte okyanus kenarındaki bir kasabada tatil yapmış. Ahtapot yumurtaları da mikroskobik boyutlarda olduğundan milyonda bir olacak olay genç kızın başına geldi.
YÜZERKEN YUTMUŞ
Kız muhtemelen yüzerken yuttuğu sularla beraber bu yumurtalardan yutmuş. İşte bunlardan biri de milyonda bir görülecek biçimde de olsa, kızın vücudunun içinde yaşamayı, hatta büyüyüp gelişmeyi başarmış. Milliyet

Nüfus cüzdanlarına artık 'bekar' yazılmıyor

Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünün kararı doğrultusunda, artık evli olmayanların nüfus cüzdanlarının medeni hali bölümüne "bekar" yerine "bekâr" yazılıyor.

Uygulama doğrultusunda 30 Haziran'dan bu yana bu kişilere medeni hali  bölümünde "bekâr" yazan nüfus cüzdanları verilmeye başlandı.

 Uygulamayı AA muhabirine değerlendiren Selçuk Üniversitesi Türk Dili  Okutmanı Şakir Tuncay Uyaroğlu, 32 yıldır Türkçe'nin doğru kullanımı konusunda  çalışmalar yürüttüğünü anlattı. Araştırmaları sırasında, nüfus cüzdanlarına "şapkasız a" ile yazılan  "bekar" kelimesinin anlamı üzerinde de durduğunu belirten Uyaroğlu, şöyle devam  etti:

BEKAR BİR MÜZİK TERİMİ

"Bu kelime maalesef telaffuzuna ve anlamına uygun şekilde  yazılmıyordu. Bekâr kelimesinin manası 'evlenmemiş kimse'. Bekar ise bir müzik  terimi. Kelime anlamı itibarıyla 'müzikte daha önceden diyezli veya bemollü  olarak yazılan bir notanın daha sonra eski durumuna getirildiğini gösteren nota  işareti'ne müzik dilinde 'bekar' deniliyor."

  Bekar ile bekârın en ufak bir organik bağı olmadığını vurgulayan  Uyaroğlu, şöyle devam etti:

"Haziran ayından itibaren nüfus cüzdanlarına 'bekâr' yazılmaya  başlandı. Bu tarihten sonra dünyaya gelen tüm çocukların nüfus cüzdanlarına artık  bekâr yazılıyor, ayrıca nüfus cüzdanını yenileyenlere de 'bekâr' yazan kimlikler  veriliyor. Ayrıca şapka eksikliği nedeniyle telaffuz ve anlamından farklı şekilde  yazılan isimler de aslına uygun şekilde yazılıyor. Örneğin Kamil değil Kâmil,  Kamuran değil Kâmuran, Nazım yerine Nâzım yazılıyor."

İDEOLOJİK TARTIŞMALARIN KONUSU OLDU

Uyaroğlu, Türkçe'de "düzeltme" veya "inceltme" işareti olarak da  nitelendirilen "şapka" işaretinin, yıllarca ideolojik tartışma konusu haline  getirildiğine dikkati çekerek, "Şapka işaretinin bir sağ-sol hezeyanı olmaması  gerekir. Dil hepimizin dili" dedi.

Bu işin siyasi yönü olmadığını dile getiren Uyaroğlu, şunları  kaydetti: "Mesela 'Nazım' ile 'Nâzım' iki farklı kelime. İkisinin arasında  dağlar kadar fark var. Nazım, manzum, manzume, şiir, bunların hepsi aynıdır. Yani  'nesir' kavramının tersidir, şiir kalıbında ürünler anlamındadır. 'Nâzım' ise  'edebi çalışmalarında şiiri tercih eden sanatçı' demektir. Şair, 'halk ozanı'  demektir. Diğer anlamı ise 'düzene koyan, düzenleyen'dir. Ortak paydada buluşmak  lazım. Nokta, virgül ne kadar önemli ise Türkçe imlasında şapka da o kadar  önemlidir."

TDK 2013'TE UYARMIŞTI

Türk Dil Kurumu (TDK), 2013 yılında, nüfus cüzdanlarındaki bilgilerin  yazılımında düzeltme işareti kullanımının bazı nüfus memurları tarafından yasak  olduğu gerekçesiyle reddedilmesi üzerine, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel  Müdürlüğünden Yazım Kılavuzu'nun dikkate alınmasını istemişti.

TDK Yazım Kılavuzu'na göre, Türk halkının yaygın kullandığı ve  düzeltme işareti olması gereken isimler arasında ''Kâmil'', ''Halûk'', ''Kâzım'',  ''Lâle'', ''Nalân'', ''Âşık'', ''Âlim'', ''Nigâr'', ''Elâzığ'' ve ''İslâhiye''  gibi birçok kelimenin yer aldığına işaret edilmişti.

  Bunun üzerine harekete geçen Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel  Müdürlüğünün, il ve ilçe nüfus müdürlüklerini, düzeltme işaretlerinin  kullanımıyla ilgili yazı göndererek uyardığı belirtilmişti.  Milliyet

Jose Mujica: Ne yüzle barış ödülü veriyorlar

En mütevazı devlet başkanı olarak bilinen eski Uruguay Devlet Başkanı Jose Mujıca, İzmir’de düzenlenen söyleşide Nobel Barış Ödülü’nü neden reddettiğini açıkladı. Mujıca, “Bu kadar savaş dolu dünyanın içerisinde ne yüzle Nobel barış ödülü veriyorlar? Bence dünyanın bütün halkları bir araya gelmeli ve barış için, umut için ‘savaşa hayır’ demeli” dedi.

1987 model Vosvosu, eşiyle birlikte yaşadığı çiftlik evi ve yaşam tarzıyla dünyanın en mütevazı devlet başkanı olarak bilinen eski Uruguay Devlet Başkanı Jose Mujıca, İzmir’de düzenlenen söyleşiye katıldı.

Ahmet Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde gazeteci ve yazar Ece Temelkuran’ın moderatörlüğünde yapılan söyleşide katılımcılar salona sığmadı. Saatler öncesinden Mujıca’yı dinlemek için soluğu sanat merkezinde alan vatandaşlar, binanın dışında kurulan barkovizyon aracılığı ile Mujıca’yı izleme imkanı buldu.

İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen söyleşide neden Nobel Barış Ödülünü reddettiğini açıklayan Mujıca, “Bu kadar savaş dolu dünyanın içerisinde ne yüzle Nobel barış ödülü veriyorlar? İşte bu yüzden şöyle düşünüyorum; bunu başkası alsın, bunu reddedeyim. Dünyanın her köşesinde savaş var. Bence bu aslında bir depresyondur. Savaşın aslında en büyük maliyeti hiç de savaşta sorumluluğu olmayan insanlara çıkıyor. İnsanların zihniyetini, zekasını kullanarak da savaşsız mücadele mümkün. Böylece acılara da neden olmazsınız. Bence dünyanın bütün halkları bir araya gelmeli ve barış için, umut için ‘savaşa hayır’ demeli. Dakikada 2 milyon dolar, dünyada askeri harcamalar için gidiyor. Bu parayı harcayan taraflar, bu parayı fakirlerin sırtından kazanıyorlar” diye konuştu.


“İNSANLARI TANIDIKÇA KÖPEKLERE DAHA ÇOK YAKINLAŞIYORUM”

Sıkça haberlere konu olan hayatını anlatan Mujıca, “Diyelim ki bir otomobil alıyorsunuz, bir ev satın alıyorsunuz. Eşyalar, vesaire ama yaşamdaki zamanı satın alamazsınız. Süpermarkete gidip ‘bana beş yıl verir misiniz?’ diyemezsiniz” ifadelerini kullanırken, Temelkuran’ın üç ayaklı köpeği Manuela’yı sorması üzerine ise, “İnsanları tanıdıkça köpeklere daha çok yakınlaşıyorum. Tüm sevgimizi köpeğimize verdik. Çocuk yapmak için fırsat bulamadık, çünkü eşimle dünyayı değiştirmeye çalışıyorduk. En önemli şey hayattaki aşktır. Uyandığım her sabah ‘bugüne de şükürler olsun’ diyorum” dedi.


“HER HALK KENDİ MESELELERİNİ YÖNETMEKTE ÖZGÜR OLMALI”

Temelkuran’ın, savaşı eleştirdiğini ancak eskiden bir gerilla olduğunu hatırlatarak, “dünyada elinde silah bulunduran insanlara karşı bir mesajınız var mı” sorusu üzerine Mujıca, şunları kaydetti:

“Ben her türlü halkın kendi öz yönetimini savunagelmişimdir ama sadece kendi istediği öz yönetimle olamaz bu. Hoşlanmadıklarının da kendi kendini yönetme hakkı olmalı. Her halk kendi meselelerini yönetmekte özgür olmalı. Umut ediyorum ki; ileride barış ve özgürlük konusunda daha ileriye ulaşmış olacağız. Özgürlük konusunda kimse kimseye baskı yapamaz. Herkesin birbiriyle aynı düşüncede olacağı bir dünya mümkün değil. Herkes birbirinden farklı düşünceye sahip olsa da barış içinde yaşayabilir.”

Mujıca, söyleşi sonunda kendisini dinleyen vatandaşları selamlarken, salonun çıkışında Mujıca’nın hayatını anlatan kitap satışa sunuldu. DHA

Hakkari'de iki asker şehit oldu

Hakkari'de çatışmada 2 asker şehit oldu, 15 terörist öldürüldü. TSK'nin internet sitesinde yer alan açıklamada, Hakkari Yüksekova bölgesinde yürütmekte olan operasyon sırasında şehit olan askerlerin isimlerinin Piyade Uzman Çavuş Sadık Aparangil ile Piyade Uzman Çavuş Caner Çelik olduğu belirtildi. Şehit Piyade Uzman Çavuş Sadık Aparangil'in arkadaşı Seyit Yalçın'ın da 3 yıl önce Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde teröristlerle girilen çatışmada şehit olduğu ortaya çıktı.

Genelkurmay Başkanlığı acı haberi internet sitesinden duyurdu. İşte o açıklama:

"04 Kasım 2015 tarihinde, Hakkâri/Yüksekova bölgesinde yürütülmekte olan operasyonda meydana gelen çatışmalar esnasında iki kahraman silah arkadaşımız şehit olmuş; bir kahraman silah arkadaşımız ise hayati tehlikesi olmayacak şekilde yaralanmıştır.

03 Kasım 2015 tarihinde Dağlıca bölgesine yapılan hava harekâtını müteakip, bölgeyi terk etme imkânı bulamayan ve küçük gruplar halinde dolaşan Bölücü Terör Örgütü mensuplarına yönelik başlatılan operasyon halen devam etmekte olup, şu ana kadar 15 Bölücü Terör Örgütü mensubu terörist etkisiz hale getirilmiştir.

Bizleri derin bir acı ve üzüntüye boğan bu olayda hayatını kaybeden aziz şehitlerimize Allah’tan rahmet, şehitlerimizin değerli ailelerine, yakınlarına, Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarımıza ve Yüce Türk Milletine başsağlığı ve sabır; yaralanan kahraman silah arkadaşımıza acil şifalar temenni ediyoruz.

Şehit ateşi Sinop'a düştü

HAKKARİ’nin Yüksekova İlçesi’nde yürütülen operasyonda çıkan çatışmada şehit olan 35 yaşındaki Piyade Uzman Çavuş Sadık Aparangil’in Sinop’un Boyabat İlçesi’ndeki baba evine acı haberi ulaştı.

Hakkarinin Yüksekova İlçesi Oramar Tepe mevkiinde yürütülen operasyonda çıkan çatışmada şehit olan 2 askerden biri olan Piyade Uzman Çavuş Sadık Aparangil’in Sinop’un Boyabat İlçesi Köprücek Köyündeki ailesi acı haberle yıkıldı. Şehidin baba evine Türk bayrağı asılırken, köy muhtarı olan babası Recep Aparangil basın mensuplarının evlerine gelmesine ve çekim yapmasına izin vermedi.

3 çocuk babası şehit Piyade Uzman Çavuş Sadık Aparangil’in eşi Fatma Aparangil’in ise Ankara'da bulunduğu belirtildi.

26 Ağustos 2002 tarihinde Piyade Uzman Çavuş rütbesiyle Türk Silahlı Kuvvetlerine katılan Şehit Piyade Uzman Çavuş Sadık Aparangil’in Dağ Komando Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığı emrinde göreve başladığını belirtildi. Ardından 2002-2006 yılları arasında Hakkari’de Dağ ve Komando Tugay Komutanlığı emrinde çeşitli görevlerde bulunduğu, 14 Ağustos 2006 tarihinden itibaren ise, Genelkurmay Özel Kuvvetler Komutanlığına katıldığı ifade edildi.

3 YIL ÖNCE ARKADAŞI ŞEHİT OLMUŞTU

Şehit  Piyade Uzman Çavuş Sadık Aparangil'in arkadaşı Seyit Yalçın'ın da 8 Kasım 2012'de şehit olduğu ortaya çıktı. Seyit Yalçın da tıpkı Aparangil gibi uzman çavuştu ve Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde teröristlerle çıkan çatışmada şehit olmuştu.

Aparangil'in, Seyit Yalçın'ın cenaze fotoğrafını facebook sayfasında paylaştığı görüldü.
Öte yandan Sinop Valisi Yasemin Özata Çetinkaya Valiliği’nden resmi internet sitesinden Şehit Aparangil için taziye mesajı yayınladı.
Şehit evine ateş düştü
HAKKARİ’nin Yüksekova İlçesi Dağlıca bölgesinde çıkan çatışmada şehit olan Jandarma Uzman Çavuş Caner Çelik’in, Ardahan’daki evine ateş düştü.
Yüksekova’da çatışmada hayatını kaybeden Jandarma Uzman Çavuş 30 yaşındaki Caner Çelik’in Hanak’ın Serinkuyu Köyü’nde yaşayan ailesine haberi, Hanak Kaymakamı Mehmet Balıkçılar ile askeri yetkililer verdi. Acı haberin ardından evin dört bir tarafına Türk bayrakları asıldı.
 Uzman Jandarma Çavuş Çelik’in ailenin 4 çocuğundan üçüncüsü ve bekar olduğu belirtildi.
"NE YAPTIN CANER’İM GELİN Mİ GETİRDİN"
Oğullarının şehit haberini alan İsmigül ve Bahattin Çelik çifti sinir krizi geçirirken, komşuları ve akrabaları tarafından sakinleştirilmeye çalışıldı.
Baba Bahattin Çelik, "Ben şimdi ne yapacağım? Yanıyorum, boğuluyorum" diye ağıtlar yakarken anne İsmigül Çelik, "Canım benim kurban olduğum kuzum. Ne yaptın Caner’im, gelin mi getirdin" diyerek ağladı.
Sinir krizleri geçiren aile fertlerine sağlık ekibi evin önünde bekleyen ambulansta müdahale etti.Şehit Uzman Çavuş Caner Çelik’in cenazesi, yarın düzenlenecek törenle köyünde toprağa verilecek. DHA

Yılbaşı sepetinde artık içki olmayacak

Resmi Gazete'de yayımlanan kararla artık marketlerde satılan yılbaşı sepetlerinde tütün mamülleri ve alkollü içkiler yer almayacak. Kararın hangi gerekçeyle alındığı da ortaya çıktı.

Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu, yılbaşı sepetinde tütün mamulü ve alkollü içkinin yer almamasını kararlaştırdı
Yılbaşı sepetinde tütün mamulü ve alkollü içki yer almayacak.
Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumunun, Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkilerin Satışına ve Sunumuna İlişkin Usul ve Esaslar HakkındaYönetmeliğin 19. ve 20. Maddelerinin Uygulanması ile İlgili Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurulu Kararı, Resmi Gazete'de yayımlandı.
Buna göre, kurumdan alınmış perakende tütün mamulü ve/veya alkollü içki satış belgesine haiz perakende satış yerlerinde satışa sunulan yılbaşı sepetlerinin içerisinde tütün mamulleri ve alkollü içkiler yer almayacak.
Neden yasaklandı
Hürriyet'ten Aysel Alp'in haberine göre TAPDK sepet içindeki içkilerin fiyatının bilinemediği ve alkol promosyonu yapıldığı için yasak kararını aldı.
Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu yetkililerinden edinilen bilgiye göre bu karar iki gerekçeyle alındı. Birincisi, mevzuat gereği tütün ve tütün ürünleri ile alkollü içkilerin satışını artırmak, cazip hale getirmek üzere promosyon ve tanıtımı yapılamaz. Dolayısıyla yılbaşı döneminde hazırlanan süslü sepetler, promosyon niteliği taşıdığından Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkilerin Satışına ve Sunumuna İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’in 20'nci maddesine aykırı oluyor. Söz konusu maddenin ilgili fıkraları şöyle:
"Alkollü içkilerin kullanılmasını ve satışını özendiren veya teşvik eden kampanya, promosyon ve etkinlik yapılamaz. Bu yükümlülük, arz zinciri içerisindeki tüm gerçek ve tüzel kişileri kapsar. - Herhangi bir alkollü içkinin alınması koşuluna bağlı kampanya ve promosyon düzenlenemez. - Perakende satıcılara, açık alkollü içki satıcılarına ve tüketicilere yönelik bağlı satış uygulaması yapılamaz"
İkinci neden "fiyat"
Kurulun bu kararı almasının ikinci nedeni ise 'fiyat'. Kurum yetkilileri, sepete alkollü içki konulduğunda 'içkinin fiyatının' belirlenemediğini belirterek, "Yine mevzuat gereği alkollü içkiler gerçek fiyatının altında satılamaz. Ancak yılbaşı sepeti bir bütün halde fiyatlandırıldığından, içkinin gerçek fiyatından mı yoksa indimli mi satıldığını tespit etmek sıkıntı yaratıyordu. Bu iki nedenle yılbaşı sepetinden 'alkollü içeceklerin çıkarılması' kararı alındı" dediler. 

4,5 yaşındaki çocuğu taciz etti 27 yıl hapis cezası yedi

Hastanede refakat ettiği 4,5 yaşındaki çocuğa cinsel tacizde bulunan kişi, pişman olmadığını söyleyince hakim en ağır cezayı verdi.

Radikal'den İdris Emen'in haberine göre; İstanbul Aksaray’da oturan S.A. Adındaki kadın astım hastası olan 4,5 yaşındaki oğlunu tedavi etmek için 16 Ekim 2014 tarihinde Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne götürdü.
Çocuğu muayene eden doktorlar çocuğa yatarak tedavi uygulanabileceğini bildirince, S.A. eşyalarını almak için Aksaray’da kaldığı otele gitmek istedi. İstanbul’da bir akrabası olmayan S.A. otelde tanıştığı Cemal Y.’den kısa süreliğine oğluna refakat etmesini istedi. S.A. hastaneden ayrıldıktan sonra Cemal Y. Hastane personeli tarafından çocuğa cinsel istismarda bulunurken yakalandı. Hastane personelinin şikayeti üzerine Cemal Y. Tutuklanırken cinsel istismara maruz kalan çocuk ise Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na bağlı Sevgi Evleri ve Çocuk Yuvası Yurdu'na verildi. Ardından Cemal Y. hakkında İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nde, ‘çocuğun nitelikli cinsel istismarı’ suçundan dava açıldı.
Mahkeme: "Sanık pişman değil"
Davada Cemal Y. kendisine yönetilen suçlamayı reddetse de adli tıp raporu çocuğa cinsel taciz yapıldığını kanıtladı. 3 Kasım’da görülen duruşmada mahkeme sanık Cemal Y.’ye TCK.’nın 10/2. Maddesi gereğince 18 yıl hapis cezası verdi. Cemal Y.’nin kendi gözetiminde bulunan çocuğa taciz girişiminde bulunması nedeniyle ceza yarı oranında artırılarak 27 yıl hapis cezasına çıkarıldı. Mahkeme sanığın herhangi bir pişmanlık belirtisi göstermediğini belirterek cezada indirim de yapmadı.
"Bu tarz taciz vakaları çok yaşanıyor"
Söz konusu davada adil bir yargılanma yapıldığını söyleyen Avukat Deniz Sarı cezayla ilgili şunları söyledi: “Bu tarz taciz ve tecavüz vakalarını takip ediyoruz. Bu boyutta olmasa da gün yüzüne çıkmayan ve gizlenen birçok taciz ve tecavüz vakası ülkemizde sıklıkla yaşanıyor. Bu olay hastanede yaşandığı için hastane personelleri olaya tanıklık etmiş, tanıklıklar cesurca davranıp gördüklerini mahkemede açıkça ifade etmişlerdir. Ülkemizde pedofili suçuna ağır hapis cezaları uygulanmaktadır. Ama zaman zaman çıkan ceza afları bu kişilerin ceza süresinden önce topluma dönmelerine yol açmaktadır. Bu aflar pedofili açısından tehlikeli bir durum ortaya çıkarmaktadır. Bu nedenle pedofili sadece bir suç olarak değil, aynı zamanda tedavi edilmesi gerekilen bir vaka olarak da ele alınarak Pedofili suçluları uzun süreli olarak toplumda tecrit edilmelidir.” Radikal

"Dünyanın en güçlü insanları"

ABD'de yayımlanan Forbes dergisinin açıkladığı "dünyanın en güçlü insanları" listesinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ilk sırada yer alırken, ABD Başkanı Barack Obama, Almanya Başbakanı Angela Merkel'in ardından üçüncü sırada yer aldı.

Forbes dergisi, "dünyanın en güçlü insanları" listesini açıkladı. Derginin 2009 yılından beri her yıl açıkladığı listeye göre dünyanın en güçlü insanı Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin oldu. İkinci sırada yer alan Almanya Başbakanı Merkel'i, ABD Başkanı Obama takip etti. Obama, altı yıl önce yayınlanan ilk listede birinci sırada yer alırken, sonraki yıllarda da ilk iki sırada bulunmuştu. 

Forbes yetkilileri, toplamda 73 kişinin yer aldığı listenin hazırlanmasında şahısların önemli mali kaynakların kontrolünü ellerinde bulundurmalarını, etkiledikleri insanların sayısını ve kendi etki alanlarının ötesinde de güç yayabilmeleri gibi bazı faktörlerin göz önünde bulundurulduğunu bildirdi. 

Listenin ilk 10 ismi şu şekilde sıralanıyor:
1- Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin
2- Almanya Başbakanı Angela Merkel
3- ABD Başkanı Barack Obama
4- Katolik dünyasının ruhani lideri Papa Franciscus
5- Çin Devlet Başkanı Şi Cinping
6- Microsoft'n kurucusu Bill Gates
7- ABD Merkez Bankası Başkanı Janet Yellen
8- İngiltere Başbakanı David Cameron
9- Hindistan Başbakanı Narenda Modi
10- Google'ın kurucularından Larry Page
Listede yer alan diğer isimler arasında göze çarpanlar şöyle:
"11. sırada Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz al-Suud,
16. sırada Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande,
18. sırada İran dini lideri Ayetullah Ali Hamaney,
19. sırada Facebook'un kurucusu Mark Zuckerberg,
40. sırada BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun,
49. sırada Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi,
57. sırada IŞİD lideri Ebubekir el-Bağdadi."

4 Kasım 2015 Çarşamba

İstanbul'da büyük elektrik kesintisi

İstanbul'un Bahçelievler, Eyüp, Çatalca, Büyükçekmece, Avcılar, Gaziosmanpaşa, Sultangazi ve Bakırköy ilçelerinde bazı bölgelere 7 Kasım'da elektrik verilemeyecek.


Boğaziçi Elektrik Dağıtım AŞ'den (BEDAŞ) yapılan açıklamaya göre, 7 Kasım Cumartesi günü Bahçelievler'de 08.00-16.00 saatleri arasında, Fevzi Çakmak ve Zafer mahallelerinin Yıldırım Beyazıt, Necip Fazıl Kısakürek, Ahmet Yesevi caddeleri, Tevfik Fikret, Gürani, Erenler, Hendek, Göknar, Nenehatun, Ziya Gökalp, Doğru, Cevher, Çeşme sokakları ve civarında enerji kesintisi uygulanacak.
Eyüp'te 08.00-18.00 saatleri arasında, Topçular Mahallesi Rami Kışla Caddesi, Topçular Sanayi Sitesi ve civarı ile Topçular Caddesi, Alınteri, Alınteri Alt, İşgören, Tornacı, İşbilir, Setüstü sokakları, Eyüp Bulvarı ve
civarı, Çatalca'da 09.00-12.00 saatleri arasında, Elbasan, İnceğiz, Kabakça, Akören, İhsaniye, Gümüşpınar, Danamandıra, Yaylacık, Aydınlar, Binkılıç, Fatih, Atatürk mahalleleri ve civarı, Büyükçekmece'de 09.00-19.00 saatleri arasında Murat Çeşme Mahallesi Eski Silivri Yolu, Sultan Murat Caddesi ve civarı elektrik
alamayacak.
Elektrik kesintisi yapılacak diğer bölgeler ve saatleri şu şekilde: "Avcılar'da 09.00-14.00 arasında, Cihangir Mahallesi Petrol Ofisi Caddesi ve civarı,
Gaziosmanpaşa'da 14.00-18.00 arasında, Esentepe Mahallesi 2960, 2854, 2860, 2959, 2962 sokaklar, Sanko Sanayi Sitesi ve civarı, 07.00-11.00 arasında Merkez Mahallesi Serhat Çıkmazı, Ferah Sokak, Gaziosmanpaşa Hükümet Konağı, Şafak Hastanesi ve civarı,
Sultangazi'de 10.00-15.00 arasında, Esentepe Mahallesi, 2414, 2394, 2867, 2416, 2396, 2870, 2858 sokaklar, Seçkinler Sitesi ve civarı, Bakırköy'de 08.00-16.00 arasında, Şenlikköy Mahallesi Florya ve Hürriyet caddeleri, Cevizli, Ekşi Nar, Akasya, Buket, Çevre sokaklar ve civarı."

Erdoğan'ın 20 yıllık şoförü milletvekili seçildi

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 20 yıldır 'gönüllü şoförü' olan Ahmet Hamdi Çamlı, 1 Kasım seçimlerinde Adalet ve Kalkınma Partisi'nden İstanbul milletvekili seçildi.


7 Haziran seçimlerinde İstanbul 2. bölgeden 16. sıra adayı gösterilen ancak seçilemeyen Erdoğan’ın ‘gönüllü şoförü’ Ahmet Hamdi Çamlı, 1 Kasım seçimlerinde Meclis’e girmeyi başardı. Çamlı, 1 Kasım seçimleri için İstanbul 2. Bölge 13. sıradan aday gösterilmişti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 20 yıldır ‘gönüllü şoförlüğünü’ yapan Ahmet Hamdi Çamlı, 1 Kasım seçimlerinde AKP’den İstanbul milletvekili olarak Meclis’e girdi.

Çamlı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday olduğu günlerden bu yana Tayyip Erdoğan’a gönüllü şoförlük yapmıştı. Geçmişte Necmettin Erbakan’ın da şoförlüğünü yapan Çamlı, Milli Nizam ve Milli Selamet Partisi’nin kurucuları arasında yer alan Zeki Çamlı’nın oğlu. Çamlı, 14 yaşındayken, Metris Cezaevi’nde Erdoğan’la birlikte kalmıştı. Erdoğan, Çamlı’yı, Rize eski milletvekili Şevki Yılmaz’ın yeğeni ile evlendirmişti. Hürriyet


Atatürk Orman Çiftliği'nde yangın

Ankara Atatürk Orman Çiftliği'nde Müze ve Sergi Salonu'nun bulunduğu bölümde bilinmeyen bir sebepten dolayı yangın çıktı.

Ankara'da Atatürk Orman Çiftliği'nde eski şarap fabrikası olarak bilinen Müze ve Sergi Salonu'nun müze bölümünde saat 02.00 sıralarında sebebi belirlenemeyen bir nedenden dolayı yangın çıktı.

Yangın kısa sürede büyüdü. Yangını fark eden güvenlik görevlileri itfaiye ekiplerine haber verdi. Kısa sürede olay yerine gelen itfaiye ekipleri yangına müdahale etti. 

Ekiplerin zamanında müdahalesiyle alevler kontrol altına alındı. Polis ekipleri ise çevrede güvenlik önlemi aldı. Bazı itfaiye erlerinin çatıya çıktıkları, bazılarının ise binaya girerek içeriden müdahale ettiği görüldü. Bina ve çevresini yoğun duman kapladı. Ekiplerin soğutma çalışmaları ise sürüyor.

Önceki yıllarda şarap fabrikası olarak kullanılan bina, fabrikanın modernize edilmesinin ardından aslına uygun olarak restore edilerek müze ve sergi salonu haline getirilmiş, Atatürk Orman Çiftliği'nin kuruluşunun 85. yılında, 6 Mayıs 2010 tarihinde hizmete açılmıştı. Müze ve sergi salonunda Hanri Benazus'a ait Atatürk resimleri koleksiyonundan seçme eserler ile çiftlikte kullanılan eski alet, makine ve ekipmanlar sergileniyordu. 

3 Kasım 2015 Salı

BM: Her 10 dakikada bir vatansız çocuk doğuyor

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK), dünyada her 10 dakikada bir vatansız (haymatlos) çocuğun doğduğunu açıkladı. Dünya genelinde 10 milyonu bulan vatansız insan sayısı, birçok ülkenin nüfusunu geçti.

BMMYK'nın "Vatansız Çocuklar" raporu paylaşıldı. 250'den fazla vatansız çocuk ve onların aileleriyle görüşülerek hazırlanan raporda örgüt, vatansız çocukların neredeyse hepsinin "ayrımcılık, hayal kırıklığı ve umutsuzluk" gibi duyguları paylaştığını kaydetti.

Hürriyet'in haberine göre; Raporda, 7 ülkede görüşülen vatansız çocukların birçoğunun kendisini "değersiz, görünmez, yabancı, birilerinin gölgesinde yaşayan, sokak köpeği" gibi tanımladığı belirtildi.

Vatansız insanların eğitim, sağlık ve iş alanlarında "aşılmaz engellerle" karşı karşıya kaldığı ifade edilen raporda, vatansızlığın çocuklar ve gençler ile aileleri üzerinde "psikolojik yıkımlara" neden olduğu ifade edildi.

Rapora göre, etnik kimlik, din, savaşlar, yerinden edilme gibi nedenlerle herhangi bir yere ait olamayan kişilerin yaşadığı 20 ülkede her yıl en az 70 bin vatansız çocuk dünyaya geliyor. Dünya genelinde ise her 10 dakikada bir vatansız çocuk doğuyor. Otuzdan fazla ülkede doğum sertifikası olmayan vatansız çocuklar sağlık hizmeti alamazken, en az 20 ülkede vatansız çocuklara aşı yapılamıyor.

10 MİLYON

BMMYK'ya göre dünya genelinde ise 10 milyon vatansız insan bulunuyor. Örgüt, geçen yıl başlattığı küresel kampanya ile herhangi bir ülkenin vatandaşlığına sahip olmayan milyonlarca kişinin "vatansızlık" sorununu 10 yılda çözmeyi amaçlıyor.

Örgüt, vatansızlık sorunun çözümü için çocuklara doğdukları ülkelerde vatandaşlık verilmesi ve annelerin babalar gibi vatandaşlıklarını çocuklarına geçirebilmesi için kanunların yeniden düzenlenmesi çağrısında bulundu.

2 Kasım 2015 Pazartesi

Acun'un amcası milletvekili oldu

Acun Ilıcalı'nın amcası Mustafa Ilıcalı milletvekili oldu.

Ünlü sunucu ve yapımcı Acun Ilıcalı'nın amcası Prof. Mustafa Ilıcalı, Ak Parti'den milletvekili adayı olmuştu.

Dün Türkiye genelinde yapılan seçimlerin sonucunda AK Parti yüzde 49,29'luk oy oranı ile tek başına iktidar oldu. 

Erzurum ikinci sıra milletveli adayı olan Mustafa Ilıcalı da meclise girmeye hak kazandı.
Prof. Mustafa Ilıcalı Bahçeşehir Üniversitesi Ulaştırma Mühendisliği Bölüm Başkanı.

BABA OCAĞINA GİTTİ

Acun Ilıcalı, “Yetenek Sizsiniz Türkiye” programını 29 Ekim’de Erzurum’da yapmış ve amcasına destek olmak için bir süre baba ocağında kalmıştı. 
MEHMET ASLAN YİNE SEÇİLEMEDİ
MHP'den İstanbul 2. Bölge, 4. sıradan milletvekili adayı olan oyuncu Mehmet Aslan, bu kez de seçilemedi.