Gaziantep Belediyesi'nin yeni logosu yaklaşık 810 bin TL'ye mâl olmuş.
AKP’li Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nin ihaleli açtığı “logo yarışmasını” bir Amerikalı şirket kazandı. Bu logo için Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nin kasasından yaklaşık 810 bin TL çıktı.
Gaziantep’in metropol ilçelerinden olan Şahinbey Belediyesi’nin CHP’li Meclis Üyesi Uğur Kalkan’ın Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’ne 4982 Sayılı “Bilgi Edinme Kanunu” dayanarak yönelttiği yazılı soruya yanıt geldi.
gaziantephaberler’in edindiği bilgiye göre; Gaziantep Büyükşehir belediyesi genel Sekreter yardımcısı Fikret Murat Tural tarafından verilen yanıtta “2015/ 123513″ numaralı ihale kayıt numarası verildi.
810 MİLYAR LİRA
Buradan hareket eden CHP’li Meclis üyesi Uğur kalkan, ” Sonuç İlanı. Gaziantep Küresel Marka Şehir Filibizite Raporunun hazırlanması işi Gaziantep Büyükşehir Belediyesi”yazılı ihale ilamına ulaştı.İlanda yaklaşık maliyetin; 810.100,00 TRY olarak yazıldığı görüldü.
AMERİKAN ŞİRKETİNE VERİLDİ
Sonuçta ihaleyi 18.04.2015 tarihinde 270.000,00 USD doları karşılığında; bir ABD şirketi olan ” I MEAN IT CREATİVE , İNC” adındaki şirket kazandı. Bu da eski para birimimize göre tam 810 Milyar Lira’ya tekabül ediyor.
KOL BÖREĞİ
Gaziantepliler tarafından ” Üçte biri yenmiş Kol Böreğine” benzetilen kentin yeni logosu için bu kadar bedel ödenmesi kentte tartışılmaya devam ediyor. Milliyet
1 Nisan 2016 Cuma
Erdoğan, Beyaz Saray’da Obama ile görüştü
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı Barack Obama ile bir araya geldi. 50 dakika süren görüşmede Suriye'nin konuşulduğu öğrenildi.
Güvenlik Zirvesi için ABD’nin başkenti Washington’da bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Obama’nın ülke liderlerine verdiği yemeğe katılmak için Beyaz Saray’a geldi.
İKİ LİDER BEYAZ SARAY’DA GÖRÜŞTÜ
ABD Başkanı Barrack Obama ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Beyaz Saray’daki görüşmesi TSİ 04:25′te başladı ve görüşme yaklaşık 50 dakika sürdü.
OBAMA ŞEHİTLER İÇİN BAŞSAĞLIĞI DİLEDİ
Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada, Obama Diyarbakır’da şehit olan 7 polis memuru için başsağlığı diledi. Görüşmede IŞİD ‘le ortak mücadele konusunun ele alındığını bildirdi.
ANA GÜNDEM IŞİD
Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezinden yapılan açıklamaya göre, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Barack Obama arasında yapılan ikili görüşmede bölgesel güvenlik, terörle mücadele ve mülteciler ile ilgili olarak Türkiye-ABD arasındaki işbirliği konuları ele alındı. Görüşmede, ABD Başkanı Obama, Diyarbakır’daki terör saldırısında hayatlarını kaybedenler için taziye, yaralılar için de şifa dileklerini ilettiği ve Türkiye’nin güvenliği ve terörizme karşı ortak mücadele hususundaki desteklerini ilettiği belirtildi.
Görüşmede ayrıca, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ABD Başkanı Obama, IŞİD’i geriletme ve ortadan kaldırmaya yönelik ortak çabaları daha artırmak için neler yapılabileceği konusunu da ele aldığı belirtildi. Sözcü
Güvenlik Zirvesi için ABD’nin başkenti Washington’da bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Obama’nın ülke liderlerine verdiği yemeğe katılmak için Beyaz Saray’a geldi.
İKİ LİDER BEYAZ SARAY’DA GÖRÜŞTÜ
ABD Başkanı Barrack Obama ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Beyaz Saray’daki görüşmesi TSİ 04:25′te başladı ve görüşme yaklaşık 50 dakika sürdü.
OBAMA ŞEHİTLER İÇİN BAŞSAĞLIĞI DİLEDİ
Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada, Obama Diyarbakır’da şehit olan 7 polis memuru için başsağlığı diledi. Görüşmede IŞİD ‘le ortak mücadele konusunun ele alındığını bildirdi.
ANA GÜNDEM IŞİD
Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezinden yapılan açıklamaya göre, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Barack Obama arasında yapılan ikili görüşmede bölgesel güvenlik, terörle mücadele ve mülteciler ile ilgili olarak Türkiye-ABD arasındaki işbirliği konuları ele alındı. Görüşmede, ABD Başkanı Obama, Diyarbakır’daki terör saldırısında hayatlarını kaybedenler için taziye, yaralılar için de şifa dileklerini ilettiği ve Türkiye’nin güvenliği ve terörizme karşı ortak mücadele hususundaki desteklerini ilettiği belirtildi.
Görüşmede ayrıca, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ABD Başkanı Obama, IŞİD’i geriletme ve ortadan kaldırmaya yönelik ortak çabaları daha artırmak için neler yapılabileceği konusunu da ele aldığı belirtildi. Sözcü
3 ilde hain saldırı! 10 şehit 30 yaralı
Diyarbakır Bağlar'da dün akşam saatlerinde meydana gelen bombalı saldırıda 7 polis memuru şehit düştü. Mardin ve Hakkari'den de acı haberler geldi.
PKK’lı teröristler bugün akşam saatlerinde, polis servis aracının geçişi sırasında yol kenarına park ettikleri bomba yüklü aracı uzaktan kumandayla infilak ettirdi. Saldırıda 7 polis şehit oldu, 13′ü polis 14′ü sivil olmak üzere 27 kişi de yaralandı. Mardin Nusaybin’deki saldırıda ise 2 asker şehit düştü. Bir acı haber de Hakkari Yüksekova’dan geldi.
Saldırı, merkez Bağlar İlçesi’nin kent merkezine yaklaşık 20 kilometre uzaklıkta bulunan Şanlıurfa karayolu üzerindeki Bağcılar Mahallesi’nde saat 17.00 sıralarında meydana geldi. Diyarbakır’a başka illerden takviye olarak gelen polisleri taşıyan Çevik Kuvvet’e ait zırhlı midibüs, Evrim Alataş Caddesi üzerinde kavşağı döndüğü sırada, teröristler yol kenarına park ettikleri bomba yüklü aracı uzaktan kumanda ile infilak ettirdi.
Şiddetli patlamada midibüs büyük hasar görürken saldırıda; başpolis memuru Alper Zor, polis memuru Necdet Alıcı, polis memuru Fatih Mehmet Ertuğrul, polis memuru Mustafa Yiğitalp, polis memuru Serkan Talan, polis memuru Mustafa Karakaya, polis memuru İlyas Kaygusuz polis şehit oldu, 13′ü polis 14′ü sivil olmak üzere 27 kişi de yaralandı.
Saldırının duyulmasının ardından bölgeye çok sayıda ambulans, takviye polis ekipleri ile itfaiye sevk edildi. Yaralılar ambulanslarla kentteki olay yerine en yakın resmi ve özel hastanelere kaldırılarak tedavi altına alındı.
Saldırının meydana geldiği bölge polis ekipleri tarafından güvenlik şeridi ile kapatıldı. Polis, saldırıyı gerçekleştiren teröristleri etkisiz hale getirmek için geniş çaplı operasyon başlattı.
MARDİN’DE BOMBALI SALDIRI
Mardin’in Nusaybin İlçesi’nde devam eden operasyonlarda da ilgili haber yapmaya gelen gazetecilerin de içinde bulunduğu zırhlı araca PKK’lı teröristlerin düzenlediği bombalı saldırıda ise Uzman Çavuş Gökhan Alıcı ile Uzman Çavuş Emre Sarıtaş şehit oldu, 6 kişi de yaralandı.
HAKKARİ’DE BİR ŞEHİT
Hakkari Yüksekova’daki hain saldırıda ise bir özel harekat memuru şehit düştü. Sözcü
Saldırı, merkez Bağlar İlçesi’nin kent merkezine yaklaşık 20 kilometre uzaklıkta bulunan Şanlıurfa karayolu üzerindeki Bağcılar Mahallesi’nde saat 17.00 sıralarında meydana geldi. Diyarbakır’a başka illerden takviye olarak gelen polisleri taşıyan Çevik Kuvvet’e ait zırhlı midibüs, Evrim Alataş Caddesi üzerinde kavşağı döndüğü sırada, teröristler yol kenarına park ettikleri bomba yüklü aracı uzaktan kumanda ile infilak ettirdi.
Şiddetli patlamada midibüs büyük hasar görürken saldırıda; başpolis memuru Alper Zor, polis memuru Necdet Alıcı, polis memuru Fatih Mehmet Ertuğrul, polis memuru Mustafa Yiğitalp, polis memuru Serkan Talan, polis memuru Mustafa Karakaya, polis memuru İlyas Kaygusuz polis şehit oldu, 13′ü polis 14′ü sivil olmak üzere 27 kişi de yaralandı.
Saldırının duyulmasının ardından bölgeye çok sayıda ambulans, takviye polis ekipleri ile itfaiye sevk edildi. Yaralılar ambulanslarla kentteki olay yerine en yakın resmi ve özel hastanelere kaldırılarak tedavi altına alındı.
Saldırının meydana geldiği bölge polis ekipleri tarafından güvenlik şeridi ile kapatıldı. Polis, saldırıyı gerçekleştiren teröristleri etkisiz hale getirmek için geniş çaplı operasyon başlattı.
MARDİN’DE BOMBALI SALDIRI
Mardin’in Nusaybin İlçesi’nde devam eden operasyonlarda da ilgili haber yapmaya gelen gazetecilerin de içinde bulunduğu zırhlı araca PKK’lı teröristlerin düzenlediği bombalı saldırıda ise Uzman Çavuş Gökhan Alıcı ile Uzman Çavuş Emre Sarıtaş şehit oldu, 6 kişi de yaralandı.
HAKKARİ’DE BİR ŞEHİT
Hakkari Yüksekova’daki hain saldırıda ise bir özel harekat memuru şehit düştü. Sözcü
31 Mart 2016 Perşembe
Nihat Hatipoğlu: 'Adamı dinden çıkartır'
Kadın izleyicisinin 'Kocam kapanmamı istemiyor ne yapayım' sorusuna yanıt veren Nihat Hatipoğlu, 'Örtüye düşmanlık etmesi adamı dinden çıkartır' dedi.
ATV ekranlarında izleyiciden gelen soruları yanıtlayan ünlü ilahiyatçı Nihat Hatipoğlu'na ilginç sorular yöneltilmeye devam ediyor.
"ADAMI DİNDEN ÇIKARTIR"
Programa telefonla bağlanan kadın izlecilerinden birinin "Yeni kapandım. Eşim istemiyordu. O istemediği için ben hala diretiyorum. Günaha giriyor muyum sizce?" sorusuna yanıt veren Nihat Hatipoğlu, "Eşinin o konuda kendini düzeltmesi lazım. Bir kadın başını örtmeyebilir. O ayrı mesele. Fakat birinin örtmeye karşı örtmesi çok tehlikeli. Örtmeyen günahkardır. Ama örtüye düşmanlık etmesi adamı dinden çıkartır. Mahşerdeki en kötü hasımlık Allah'la olan hasımlıktır" ifadelerine yer verdi.
ATV ekranlarında izleyiciden gelen soruları yanıtlayan ünlü ilahiyatçı Nihat Hatipoğlu'na ilginç sorular yöneltilmeye devam ediyor.
"ADAMI DİNDEN ÇIKARTIR"
Programa telefonla bağlanan kadın izlecilerinden birinin "Yeni kapandım. Eşim istemiyordu. O istemediği için ben hala diretiyorum. Günaha giriyor muyum sizce?" sorusuna yanıt veren Nihat Hatipoğlu, "Eşinin o konuda kendini düzeltmesi lazım. Bir kadın başını örtmeyebilir. O ayrı mesele. Fakat birinin örtmeye karşı örtmesi çok tehlikeli. Örtmeyen günahkardır. Ama örtüye düşmanlık etmesi adamı dinden çıkartır. Mahşerdeki en kötü hasımlık Allah'la olan hasımlıktır" ifadelerine yer verdi.
Suriyeli gelinin 4.5 aylık oğlu ile nikah oyunu
Adana’da 28 yaşındaki Suriyeli Müntezal El Zaman, 4.5 aylık oğlunu bir akrabasına verip, nikahsız eşi 36 yaşındaki Aydın Dere’nin ailesinden nikah parası sızdırmak için kaçırıldığını iddia etti. Polisin sorgusunda gerçek ortaya çıkınca gizlenen bebek bulundu, Suriyeli anne ile kaçırılma planından haberdar olduğu ileri sürülen baba ifadelerinin ardından serbest bırakıldı.
Suriye’deki iç savaştan kaçıp Türkiye’ye gelen Müntezal El Zaman, 2 yıl önce Aydın Dere ile nikahsız evlendi. 4.5 ay önce bir erkek çocuk dünyaya getiren genç kadın, eşine resmi nikah kıymasını istedi ancak Dere parasının olmadığını söyleyerek teklifi geri çevirdi. Bu durumdan rahatsız olan genç kadın dün oğlu E.’yi bir akrabasına teslim etti. Daha sonra da sokağa çıkan Müntezal El Zaman, çevredeki vatandaşların duyacağı şekilde, "İmdat, bebeğimi kaçırdılar" diye feryat etmeye başladı. Genç kadının çığlıklarını duyan vatandaşlar durumu polise bildirdi. İhbar üzerine olay yerine gelen polis ekipleri, Müntezal El Zaman ile nikahsız eşi Aydın Dere’yi ifade için Emniyet Müdürlüğü’ne götürdü.
FİDYE İSTEYECEKLERMİŞ
Polis, bebeğin kaçırılış şekli, zanlıların eşkalleri ve kullandıkları araçları belirlemek için Müntezal El Zaman’a sorular sordu. Suriyeli anne, ifade sırasında çelişkili bilgiler verince polis kaçırılma iddiasından şüphelendi. Polisin ısrarlı soruları karşısında Müntezal El Zaman bebeği sakladığını itiraf etti. Polis, Suriyeli annenin bebeğini sakladığı yerden aldı. Kaçırılma planından haberdar olduğu ileri sürülen Türk baba ile Suriyeli anne hakkında ’Suç uydurmak ve polise yanlış beyanda bulunmak suçundan’ işlem yapıldı. Sorgusunda Müntezal El Zaman "Paramız olmadığı için nikah yapamıyorduk. Bebeği sakladım, birkaç gün sonra da ’fidye istiyorlar’ diyerek eşimin ailesinden para alacaktık. Böylece nikahımızı yapabilecektik" dedi. Gözaltına alınarak sağlık kontrolüne getirilen Suriyeli anne yüzünü saklayıp konuşmaktan kaçındı. Bebeğinin kaçırılmadığını, yanlış anlaşılma olduğunu söyleyen baba Aydın Dere ise, "Polisimiz sağolsun bebeğimizi buldu. Kaçırılmamış, emanet bırakılmış. Yanlış anlaşılma var" dedi.
Suriyeli anne ile Türk baba, ifadelerinin ardından serbest bırakıldı. DHA
Suriye’deki iç savaştan kaçıp Türkiye’ye gelen Müntezal El Zaman, 2 yıl önce Aydın Dere ile nikahsız evlendi. 4.5 ay önce bir erkek çocuk dünyaya getiren genç kadın, eşine resmi nikah kıymasını istedi ancak Dere parasının olmadığını söyleyerek teklifi geri çevirdi. Bu durumdan rahatsız olan genç kadın dün oğlu E.’yi bir akrabasına teslim etti. Daha sonra da sokağa çıkan Müntezal El Zaman, çevredeki vatandaşların duyacağı şekilde, "İmdat, bebeğimi kaçırdılar" diye feryat etmeye başladı. Genç kadının çığlıklarını duyan vatandaşlar durumu polise bildirdi. İhbar üzerine olay yerine gelen polis ekipleri, Müntezal El Zaman ile nikahsız eşi Aydın Dere’yi ifade için Emniyet Müdürlüğü’ne götürdü.
FİDYE İSTEYECEKLERMİŞ
Polis, bebeğin kaçırılış şekli, zanlıların eşkalleri ve kullandıkları araçları belirlemek için Müntezal El Zaman’a sorular sordu. Suriyeli anne, ifade sırasında çelişkili bilgiler verince polis kaçırılma iddiasından şüphelendi. Polisin ısrarlı soruları karşısında Müntezal El Zaman bebeği sakladığını itiraf etti. Polis, Suriyeli annenin bebeğini sakladığı yerden aldı. Kaçırılma planından haberdar olduğu ileri sürülen Türk baba ile Suriyeli anne hakkında ’Suç uydurmak ve polise yanlış beyanda bulunmak suçundan’ işlem yapıldı. Sorgusunda Müntezal El Zaman "Paramız olmadığı için nikah yapamıyorduk. Bebeği sakladım, birkaç gün sonra da ’fidye istiyorlar’ diyerek eşimin ailesinden para alacaktık. Böylece nikahımızı yapabilecektik" dedi. Gözaltına alınarak sağlık kontrolüne getirilen Suriyeli anne yüzünü saklayıp konuşmaktan kaçındı. Bebeğinin kaçırılmadığını, yanlış anlaşılma olduğunu söyleyen baba Aydın Dere ise, "Polisimiz sağolsun bebeğimizi buldu. Kaçırılmamış, emanet bırakılmış. Yanlış anlaşılma var" dedi.
Suriyeli anne ile Türk baba, ifadelerinin ardından serbest bırakıldı. DHA
Savaş Ay’ın vasiyeti iptal edildi !
Usta gazeteci Savaş Ay’ın kızı, babasının tüm mirasını kardeşi Can Ay’a bırakması üzerine açtığı vasiyetin iptali davasını kazandı. Mahkeme, merhum Savaş Ay’ın 2001 yılında yaptırdığı vasiyetnamesinin iptaline karar verdi.
Yaptığı başarılı haberlerle anılan merhum gazeteci Savaş Ay, 15 yıl hazırlattığı vasiyetnameyle tüm mirasını oğlu Can Ay’a bırakmıştı. Sanem Dolun Ay’ın, babası Savaş Ay’ın kendisine hiç bir şey bırakmaması üzerine geçen yıl açtığı vasiyetnamenin iptali davası sonuçlandı.
İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen davanın bir önceki duruşmasında emekli noter Mithat Günay Yazgıç (75) tanık olarak dinlendi. Bakırköy eski 25 Noteri olduğunu ve emekli olmadan yaklaşık 12 yıl önce bu vasiyeti hazırladığını belirten tanık Yazgıç, Savaş Ay’ın vasiyetnamesini çok iyi hatırladığını söyledi.
“VASİYETNAME İÇERİĞİ ADETA BAŞKA BİR MİRASÇIYA KALMASIN KAYGISIYLA DÜZENLENMİŞ GİBİYDİ”
Tanık Yazgıç, “Kendisi telefonla bana ulaşarak vasiyetnamenin düzenlenmesini istedi. Vasiyetnameyi düzenledikten sonra eksik olan kısımların, düzeltilmesi gereken yerlerin kırmızı kalemle işaretlenmesi için imza yetkisi olan Eylem Hanım’ı, Savaş Ay’ın ofisine gönderdim. Ancak geri geldiğinde vasiyetnamenin imzalanmış olduğunu gördüm. Hatta çalışanıma da kızdım. Daha sonra vasiyetnameyi alarak tekrar Savaş Ay’ın ofisine gittim. İmzaladığı vasiyetnamenin altına ismini yazmasını istedim. Kendisi bir taraftan bana söylenirken bir taraftan ismini yazdı. Vasiyetname bu şekilde düzenlendi. Vasiyetnamenin tek lehtarı vardı o da kendisinin oğluydu. İsmini hatırlamıyorum. Vasiyetname içeriği adeta başka bir mirasçıya kalmasın, devlete kalmasın kaygısıyla düzenlenmiş gibiydi” diye konuştu.
MİRASTAN PAY SAHİBİ OLDU
Duruşmaya katılan Sanem Ay’ın avukatı açtıkları davanın kabulüne karar verilmesini istedi. Delillerin toplandığına kanaat getiren mahkeme, Sanem Dolun Ay’ın açtığı davanın kabulüne karar verdi. Mahkeme, Bakırköy 25. Noterliği tarafından 30 Kasım 2001 tarihinde hazırlanan vasiyetnamenin iptaline karar verdi. Sanem Dolun Ay da böylece mirastan pay alma hakkı elde etmiş oldu.
BÜTÜN MAL VARLIĞINI OĞLUNA BIRAKMIŞTI
Bakırköy 25.Noterliği tarafından hazırlanan vasiyetnamede Savaş Ay’ın mirası şöyle: Beşiktaş Levent’te 16 bin 105 metrekare yüzölçümlü 12 blok 322 bağımsız bölümlü kargir apartmanın D blokta yer alan dubleks mesken. Muğla ili Bodrum ilçesi Kızılağaç Köyü Torba Dingilbükü mevkiinde 895 metrekarelik arsa üzerindeki 1/3 arsa paylı dubleks mesken. Muğla Bodrum İslamhaneleri Köyü mevkiinde dubleks mesken. İstanbul Fatih’te iki daire. Saat Film Yayıncılık Eğitim Organizasyon Turizm Sanayi Ltd.Şti’nde yüzde 51’lik hisse.1995 model cip. İki adet deniz motoru. Banka ve finans kuruluşlarında döviz, TL ve mevduat, fon hesapları.
Savaş Ay vasiyetinde “Sağlığımda sınırsız sevgisi ve saygısıyla kötü günlerimde hep yanımda olan, varlığıyla yaşama arzu ve sevincimin kaynağı oğlum Can Ay’a kalmasını vasiyet ediyorum” demişti.
Yaptığı başarılı haberlerle anılan merhum gazeteci Savaş Ay, 15 yıl hazırlattığı vasiyetnameyle tüm mirasını oğlu Can Ay’a bırakmıştı. Sanem Dolun Ay’ın, babası Savaş Ay’ın kendisine hiç bir şey bırakmaması üzerine geçen yıl açtığı vasiyetnamenin iptali davası sonuçlandı.
İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen davanın bir önceki duruşmasında emekli noter Mithat Günay Yazgıç (75) tanık olarak dinlendi. Bakırköy eski 25 Noteri olduğunu ve emekli olmadan yaklaşık 12 yıl önce bu vasiyeti hazırladığını belirten tanık Yazgıç, Savaş Ay’ın vasiyetnamesini çok iyi hatırladığını söyledi.
“VASİYETNAME İÇERİĞİ ADETA BAŞKA BİR MİRASÇIYA KALMASIN KAYGISIYLA DÜZENLENMİŞ GİBİYDİ”
Tanık Yazgıç, “Kendisi telefonla bana ulaşarak vasiyetnamenin düzenlenmesini istedi. Vasiyetnameyi düzenledikten sonra eksik olan kısımların, düzeltilmesi gereken yerlerin kırmızı kalemle işaretlenmesi için imza yetkisi olan Eylem Hanım’ı, Savaş Ay’ın ofisine gönderdim. Ancak geri geldiğinde vasiyetnamenin imzalanmış olduğunu gördüm. Hatta çalışanıma da kızdım. Daha sonra vasiyetnameyi alarak tekrar Savaş Ay’ın ofisine gittim. İmzaladığı vasiyetnamenin altına ismini yazmasını istedim. Kendisi bir taraftan bana söylenirken bir taraftan ismini yazdı. Vasiyetname bu şekilde düzenlendi. Vasiyetnamenin tek lehtarı vardı o da kendisinin oğluydu. İsmini hatırlamıyorum. Vasiyetname içeriği adeta başka bir mirasçıya kalmasın, devlete kalmasın kaygısıyla düzenlenmiş gibiydi” diye konuştu.
MİRASTAN PAY SAHİBİ OLDU
Duruşmaya katılan Sanem Ay’ın avukatı açtıkları davanın kabulüne karar verilmesini istedi. Delillerin toplandığına kanaat getiren mahkeme, Sanem Dolun Ay’ın açtığı davanın kabulüne karar verdi. Mahkeme, Bakırköy 25. Noterliği tarafından 30 Kasım 2001 tarihinde hazırlanan vasiyetnamenin iptaline karar verdi. Sanem Dolun Ay da böylece mirastan pay alma hakkı elde etmiş oldu.
BÜTÜN MAL VARLIĞINI OĞLUNA BIRAKMIŞTI
Bakırköy 25.Noterliği tarafından hazırlanan vasiyetnamede Savaş Ay’ın mirası şöyle: Beşiktaş Levent’te 16 bin 105 metrekare yüzölçümlü 12 blok 322 bağımsız bölümlü kargir apartmanın D blokta yer alan dubleks mesken. Muğla ili Bodrum ilçesi Kızılağaç Köyü Torba Dingilbükü mevkiinde 895 metrekarelik arsa üzerindeki 1/3 arsa paylı dubleks mesken. Muğla Bodrum İslamhaneleri Köyü mevkiinde dubleks mesken. İstanbul Fatih’te iki daire. Saat Film Yayıncılık Eğitim Organizasyon Turizm Sanayi Ltd.Şti’nde yüzde 51’lik hisse.1995 model cip. İki adet deniz motoru. Banka ve finans kuruluşlarında döviz, TL ve mevduat, fon hesapları.
Savaş Ay vasiyetinde “Sağlığımda sınırsız sevgisi ve saygısıyla kötü günlerimde hep yanımda olan, varlığıyla yaşama arzu ve sevincimin kaynağı oğlum Can Ay’a kalmasını vasiyet ediyorum” demişti.
8 haftada hayata döndü
İki ay önce Nijerya’da cadı olmak ile suçlanan bir çocuk topluluk tarafından sokağa terk edilmişti. Açlıktan ölmek üzere iken, Afrikalı çocukların eğitimi ve gelişimiyle ilgilenen bir yardım kuruluşu çalışanının durumu fark etmesiyle kurtarılmıştı.
Danimarkalı gönüllü Anja Ringgren Loven tek başına dolaştığını farketmişti.
CADI OLMAKLA SUÇLANIYORLAR
Cadı olmakla suçlanmak, Nijerya’da çocukların başına sıkça gelen bir durum. Pentakostalizm inancı rahipleri bazı çocukları cadı olmakla suçluyor. Bu çocuklar aç bırakılıyor ve hatta bazen öldürülüyor. Danimarkalı yardım gönüllüsü, yetkililerle görüşerek kurtardığı çocuğun bakımını üstlenmişti. Umut anlamına gelen 'Hope' ismi verilen Nijeryalı çocuğun fotoğraflarının sosyal medyada paylaşılması ile dünya genelinde 1 milyon doları aşkın bağış toplanmıştı.
SAĞLIK DURUMU İYİYE GİDİYOR
Loven, Facebook sayfasından yaptığı paylaşımlarla Hope’un durumunu bağışçıları ile paylaştı. Doğuştan gelen bir rahatsızlığı sebebiyle tedavi sürecine olan genç adamın, geçirdiği ameliyatlar sonucu her geçen gün iyiye gittiğini açıkladı.
BURADA OLMAKTAN ÇOK MUTLU
Loven açıklamalarına devam etti: ‘’Fotoğraflarda gördüğünüz gibi Hope burada çok mutlu. Artık 35 tane abla ve ağabeyi var. Onunla oynuyor ve ona iyi bakıyorlar. Burada güvende ve çok seviliyor.’’
Diyarbakır'da hain saldırı! 6 şehit 23 yaralı
Diyarbakır- Şanlıurfa karayolunun Otogar Mevkii'nde teröristler polis servis midibüsü geçerken yol kenarındaki bomba yüklü aracı infilak ettirdi. AA'nın geçtiği habere Merkez Bağlar ilçesinde polis servis aracının geçişi sırasında teröristlerce düzenlenen bombalı saldırıda ilk belirlemelere göre 4 polis şehit oldu, aralarında sivillerin de bulunduğu 14 kişi yaralandı. Reuters ise geçtiği son haberinde şehit sayısını 6 olarak duyurdu.
TERÖRİSTLER UZAKTAN KUMANDAYLA PATLATTI
Diyarbakır'da PKK'lı teröristler bugün akşam saatlerinde, polis servis aracının geçişi sırasında yol kenarına park ettikleri bomba yüklü aracı uzaktan kumandayla infilak ettirdi. Saldırıda ilk bilgilere göre 4 polis şehit oldu, araçtaki diğer 8 polis ile çevredeki 6 vatandaş yaralandı. Hastanelere kaldırılan 14 yaralı tedaviye alındı. Reuters haber ajansı bir güvenlik yetkilisine dayandırdığı son haberinde şehit sayısını 6 olarak duyurdu. Yaralı sayısının 23 olduğu yönünde bilgiler de geliyor.
Saldırı, merkez Bağlar İlçesi'nin kent merkezine yaklaşık 20 kilometre uzaklıkta bulunan Şanlıurfa karayolu üzerindeki Bağcılar Mahallesi'nde bugün saat 17.00 sıralarında meydana geldi. Diyarbakır'a başka illerden takviye olarak gelen polisleri taşıyan Çevik Kuvvet'e ait zırhlı midibüs, Evrim Alataş
Caddesi üzerinde kavşağı döndüğü sırada, teröristler yol kenarına park ettikleri bomba yüklü aracı uzaktan kumanda ile infilak ettirdi.
Şiddetli patlamada midibüs büyük hasar görürken araçta bulunan 12 polisten 4'ü şehit oldu, 8 polis ile çevrede bulunan 6 vatandaş yaralandı. Bomba yüklü araç parçalanırken çevredeki binaların camları kırıldı.
Saldırının duyulmasının ardından bölgeye çok sayıda ambulans, takviye polis ekipleri ile itfaiye sevk edildi. Yaralılar ambulanslarla kentteki olay yerine en yakın resmi ve özel hastanelere kaldırılarak tedavi altına alındı. Yaralı polislerden 3'ünün durumunun ağır olduğu öğrenildi.
Saldırının meydana geldiği bölge polis ekipleri tarafından güvenlik şeridi ile kapatıldı. Polis, saldırıyı gerçekleştiren teröristleri etkisiz hale getirmek için geniş çaplı operasyon başlattı.
Reuters, bir güvenlik yetkilisine dayandırdığı haberinde şehit sayısını 6 olarak duyurdu.
TERÖRİSTLER UZAKTAN KUMANDAYLA PATLATTI
Diyarbakır'da PKK'lı teröristler bugün akşam saatlerinde, polis servis aracının geçişi sırasında yol kenarına park ettikleri bomba yüklü aracı uzaktan kumandayla infilak ettirdi. Saldırıda ilk bilgilere göre 4 polis şehit oldu, araçtaki diğer 8 polis ile çevredeki 6 vatandaş yaralandı. Hastanelere kaldırılan 14 yaralı tedaviye alındı. Reuters haber ajansı bir güvenlik yetkilisine dayandırdığı son haberinde şehit sayısını 6 olarak duyurdu. Yaralı sayısının 23 olduğu yönünde bilgiler de geliyor.
Saldırı, merkez Bağlar İlçesi'nin kent merkezine yaklaşık 20 kilometre uzaklıkta bulunan Şanlıurfa karayolu üzerindeki Bağcılar Mahallesi'nde bugün saat 17.00 sıralarında meydana geldi. Diyarbakır'a başka illerden takviye olarak gelen polisleri taşıyan Çevik Kuvvet'e ait zırhlı midibüs, Evrim Alataş
Caddesi üzerinde kavşağı döndüğü sırada, teröristler yol kenarına park ettikleri bomba yüklü aracı uzaktan kumanda ile infilak ettirdi.
Şiddetli patlamada midibüs büyük hasar görürken araçta bulunan 12 polisten 4'ü şehit oldu, 8 polis ile çevrede bulunan 6 vatandaş yaralandı. Bomba yüklü araç parçalanırken çevredeki binaların camları kırıldı.
Saldırının duyulmasının ardından bölgeye çok sayıda ambulans, takviye polis ekipleri ile itfaiye sevk edildi. Yaralılar ambulanslarla kentteki olay yerine en yakın resmi ve özel hastanelere kaldırılarak tedavi altına alındı. Yaralı polislerden 3'ünün durumunun ağır olduğu öğrenildi.
Saldırının meydana geldiği bölge polis ekipleri tarafından güvenlik şeridi ile kapatıldı. Polis, saldırıyı gerçekleştiren teröristleri etkisiz hale getirmek için geniş çaplı operasyon başlattı.
Reuters, bir güvenlik yetkilisine dayandırdığı haberinde şehit sayısını 6 olarak duyurdu.
Kılıçdaroğlu’ndan Can Dündar ve Erdem Gül açıklaması
CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Can Dündar ve Erdem Gül için AYM'nin verdiği karar hakkında açıklama yaptı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Can Dündar ve Erdem Gül davasına ilişkin, “Anayasa Mahkemesi (AYM) son derece güzel bir karar verdi. Toplumda oluşan gerginliği sonlandırdı. Yerel mahkeme de bu karara uydu. Dolayısıyla yargı kendi içerisinde bir sorunu çözmüş oldu. Şimdi olay yeniden görüşülüyor. Umarım yargı, tekrar AYM’nin kararına uygun olarak kararını verir. Toplum bu gerginlikten kurtulmuş olur” dedi. DHA
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Can Dündar ve Erdem Gül davasına ilişkin, “Anayasa Mahkemesi (AYM) son derece güzel bir karar verdi. Toplumda oluşan gerginliği sonlandırdı. Yerel mahkeme de bu karara uydu. Dolayısıyla yargı kendi içerisinde bir sorunu çözmüş oldu. Şimdi olay yeniden görüşülüyor. Umarım yargı, tekrar AYM’nin kararına uygun olarak kararını verir. Toplum bu gerginlikten kurtulmuş olur” dedi. DHA
Cübbeli Ahmet’e 'dini değerlere hakaret' soruşturması
Cübbeli Ahmet Hoca olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü’nün yazdığı "Her bir uzuv için şifa ayetleri" kitabında, "Dini değerlere hakaret" ettiği ve "Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama" gerekçesi ile hakkında açılan soruşturma kapsamında ifade verdiği öğrenildi.
Ahmet Mahmut Ünlü, Avukat Rasim Kubilay Ünlü’nün şikayeti üzerine hakkında açılan soruşturma kapsamında verdiği ifadede, kitabındaki konuya ilişkin yazıların kendisi tarafından kaleme alınmadığını, "Fatiku’r ratk ala Ratikı’l-fetk" isimli Arapça eserden tercüme ederek yazdığını belirtti.
'AMACIM DİNİ DEĞERLERİ İNCİTMEK DEĞİLDİR’
Hakkında soruşturma başlatılan Ahmet Mahmut Ünlü’nün geçtiğimiz günlerde hakkında açılan soruşturma kapsamında Bakırköy Adalet Sarayı’na gelerek soruşturmayı yürüten savcı Ertuğrul Sarıyar’a verdiği ifade verdiği ve konuya ilişkin yazıların kendisi tarafından yazılmadığını, "Fatiku’r ratk ala Ratikı’l-fetk" isimli Arapça eserden tercüme ederek alıntı yaptığını söylediği öğrenildi.
Edinilen bilgiye göre Ünlü, "Okuyan kişiler bunlara inanabilir ya da inanmayabilir, özgürdürler. Kitabı yazarken alıntı yaptığım bir kaynaktan nakletme özgürlüğüm vardır. Kaldı ki diğer cinsel konularda sahih hadisler de vardır. İslam dini hayatın her alanında olduğu gibi bu alanda da düzenleyici bilgiler içermektedir. Amacım kesinlikle dini değerleri incitmek değildir. Esasen Kur’an-ı Kerim’de İsra Suresi’nde bu konuda ayetler vardır. İnsanlar bu ayetleri şifa görmek istedikleri olaya göre okuyabilirler. Kur’an-ı Kerim’deki ayetler ayaklar için, baş için, eller için nasıl okunabilirse insanın diğer uzuvlar için de okunabilir. Kaldı ki kitabımda tüm uzuvlara ilişkin sözler varken sadece 2 sayfasını alıp sanki ben cinsel içerikli bir konuda öneride bulunuyormuşum gibi lanse edilmesi kötü niyetli bir davranıştır. Suçlamayı kabul etmiyorum" dedi.
AVUKAT ŞİKAYETÇİ OLMUŞTU
Ankara Barosu’na kayıtlı Avukat Rasim Kubilay Ünlü, Ahmet Mahmut Ünlü’nün yazdığı, "Her bir uzuv (organ) için okunması münasip ayetler" isimli kitapta "Dini değerlere hakaret" ve "Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama" suçlarını işlediğini öne sürerek Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurmuş ve kitabın yazarı Ahmet Mahmut Ünlü ve Cübbeli Ahmet Hoca Yayıncılık hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.
Avukat Rasim Kubilay Ünlü, Müslümanlar için kutsallığı tartışma konusu dahi olmayan surelerin, ayetlerin ve Allah’ın isimlerinin, hiçbir dini altyapısı olmayan, uydurma-üfürme yöntemlere alet edilmesinin, halk arasında belirli bir popülaritesi ve güveni olan şahıslar tarafınca telkin edilmesinin, İslam’a, Müslümanlar’a ve Allah’a hakaret olduğunu savundu.
DİYANETTEN DE GÖRÜŞ ALDI
Konu ile ilgili olarak Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu’ndan görüş aldığını belirten Avukat Rasim Kubilay Ünlü, Din İşleri Yüksek Kurulu’nun verdiği yanıtta, bunların hiçbir dini temeli bulunmadığını, bu hurafelerin İslamiyet’e zarar verilebileceğini ifade ettiğini belirtti.
Avukat ünlü, dilekçesinin sonunda infiale neden olabilecek bu ifadeler nedeniyle kitabın satışının yasaklanması ve el konularak toplatılmasını talebinde bulundu. Yüksel KOÇ/İSTANBUL, (DHA)
Ahmet Mahmut Ünlü, Avukat Rasim Kubilay Ünlü’nün şikayeti üzerine hakkında açılan soruşturma kapsamında verdiği ifadede, kitabındaki konuya ilişkin yazıların kendisi tarafından kaleme alınmadığını, "Fatiku’r ratk ala Ratikı’l-fetk" isimli Arapça eserden tercüme ederek yazdığını belirtti.
'AMACIM DİNİ DEĞERLERİ İNCİTMEK DEĞİLDİR’
Hakkında soruşturma başlatılan Ahmet Mahmut Ünlü’nün geçtiğimiz günlerde hakkında açılan soruşturma kapsamında Bakırköy Adalet Sarayı’na gelerek soruşturmayı yürüten savcı Ertuğrul Sarıyar’a verdiği ifade verdiği ve konuya ilişkin yazıların kendisi tarafından yazılmadığını, "Fatiku’r ratk ala Ratikı’l-fetk" isimli Arapça eserden tercüme ederek alıntı yaptığını söylediği öğrenildi.
Edinilen bilgiye göre Ünlü, "Okuyan kişiler bunlara inanabilir ya da inanmayabilir, özgürdürler. Kitabı yazarken alıntı yaptığım bir kaynaktan nakletme özgürlüğüm vardır. Kaldı ki diğer cinsel konularda sahih hadisler de vardır. İslam dini hayatın her alanında olduğu gibi bu alanda da düzenleyici bilgiler içermektedir. Amacım kesinlikle dini değerleri incitmek değildir. Esasen Kur’an-ı Kerim’de İsra Suresi’nde bu konuda ayetler vardır. İnsanlar bu ayetleri şifa görmek istedikleri olaya göre okuyabilirler. Kur’an-ı Kerim’deki ayetler ayaklar için, baş için, eller için nasıl okunabilirse insanın diğer uzuvlar için de okunabilir. Kaldı ki kitabımda tüm uzuvlara ilişkin sözler varken sadece 2 sayfasını alıp sanki ben cinsel içerikli bir konuda öneride bulunuyormuşum gibi lanse edilmesi kötü niyetli bir davranıştır. Suçlamayı kabul etmiyorum" dedi.
AVUKAT ŞİKAYETÇİ OLMUŞTU
Ankara Barosu’na kayıtlı Avukat Rasim Kubilay Ünlü, Ahmet Mahmut Ünlü’nün yazdığı, "Her bir uzuv (organ) için okunması münasip ayetler" isimli kitapta "Dini değerlere hakaret" ve "Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama" suçlarını işlediğini öne sürerek Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurmuş ve kitabın yazarı Ahmet Mahmut Ünlü ve Cübbeli Ahmet Hoca Yayıncılık hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.
Avukat Rasim Kubilay Ünlü, Müslümanlar için kutsallığı tartışma konusu dahi olmayan surelerin, ayetlerin ve Allah’ın isimlerinin, hiçbir dini altyapısı olmayan, uydurma-üfürme yöntemlere alet edilmesinin, halk arasında belirli bir popülaritesi ve güveni olan şahıslar tarafınca telkin edilmesinin, İslam’a, Müslümanlar’a ve Allah’a hakaret olduğunu savundu.
DİYANETTEN DE GÖRÜŞ ALDI
Konu ile ilgili olarak Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu’ndan görüş aldığını belirten Avukat Rasim Kubilay Ünlü, Din İşleri Yüksek Kurulu’nun verdiği yanıtta, bunların hiçbir dini temeli bulunmadığını, bu hurafelerin İslamiyet’e zarar verilebileceğini ifade ettiğini belirtti.
Avukat ünlü, dilekçesinin sonunda infiale neden olabilecek bu ifadeler nedeniyle kitabın satışının yasaklanması ve el konularak toplatılmasını talebinde bulundu. Yüksel KOÇ/İSTANBUL, (DHA)
Sahte gıda operasyonları
Avrupa Polis Örgütü (Europol)'ün dünya genelinde yürüttüğü operasyonlarda 10 bin tondan fazla yasadışı gıda ve içecek ele geçirildiği açıklandı.
BBC'nin haberine göre, tarihin en geniş kapsamlı yasadışı gıda operasyonu olarak nitelendirilen soruşturmada ele geçirilen ürünler arasında maymun eti, tırtıl, çekirge ve sahte içki de var. Europol, 57 ülkenin emniyet birimlerinin katıldığı operasyonun üç ay sürdüğünü, 12 bin küveti doldurmaya yetecek kadar sahte içki tespit edildiğini duyurdu. İngiltere'de 10 bin litre katkı maddeli içecek, İtalya'da yeşil rengi vermesi için bakır sülfatla boyanan 85 ton zeytin bulundu.
Baskınlar 2015 yılı Kasım ila 2016 yılı Şubat ayları arasında düzenlendi. Europol, milyarlarca dolarlık sahte gıda piyasasının oluşmasında yiyecek içecek fiyatlarının artmasının da rol oynadığını bildirdi. Havaalanlarındaki kontrol noktalarında da ithal edilmek istenen çok sayıda yasadışı ürün ele geçirildi. Bunlar arasında, Belçika'daki gümrük memurlarının Zaventem Havaalanı'nda ele geçirdikleri birkaç kilogram maymun eti de var.
Operasyonlar ayrıca Sudan, Endonezya, Yunanistan, Fransa, Avustralya, Bolivya, Macaristan, Tayland ve Güney Kore'de gerçekleştirildi.
BBC'nin haberine göre, tarihin en geniş kapsamlı yasadışı gıda operasyonu olarak nitelendirilen soruşturmada ele geçirilen ürünler arasında maymun eti, tırtıl, çekirge ve sahte içki de var. Europol, 57 ülkenin emniyet birimlerinin katıldığı operasyonun üç ay sürdüğünü, 12 bin küveti doldurmaya yetecek kadar sahte içki tespit edildiğini duyurdu. İngiltere'de 10 bin litre katkı maddeli içecek, İtalya'da yeşil rengi vermesi için bakır sülfatla boyanan 85 ton zeytin bulundu.
Baskınlar 2015 yılı Kasım ila 2016 yılı Şubat ayları arasında düzenlendi. Europol, milyarlarca dolarlık sahte gıda piyasasının oluşmasında yiyecek içecek fiyatlarının artmasının da rol oynadığını bildirdi. Havaalanlarındaki kontrol noktalarında da ithal edilmek istenen çok sayıda yasadışı ürün ele geçirildi. Bunlar arasında, Belçika'daki gümrük memurlarının Zaventem Havaalanı'nda ele geçirdikleri birkaç kilogram maymun eti de var.
Operasyonlar ayrıca Sudan, Endonezya, Yunanistan, Fransa, Avustralya, Bolivya, Macaristan, Tayland ve Güney Kore'de gerçekleştirildi.
Sağlıkta sahte diploma alarmı
Sağlık Bakanlığı İl sağlık müdürlükleri personelinin diploma teyitleri için çalışma başlattı. Çalışmalarda ilk sonuç İstanbul'da UMKE'de çalışan Gönül P.'den alındı. Diplomasının sahte olduğu ortaya çıktı.
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'nın Türkiye genelinde sahte diplomalı öğretmenlerin çalıştığını belirtmesinin ardından bakanlık ülke genelindeki personelinin diplomalarının gerçekliğini teyit için çalışma başlatmıştı.
MEB'den sonra Sağlık Bakanlığı'nın da kurum içinde sahte diplomalı personel olup olmadığının araştırılması için diplomaların teyit araştırması başlattığı öğrenildi. İl sağlık müdürlüklerinin sorumluluk alanlarında çalışan personelinin diplomalarını alındığı kurumlarla iletişime geçilerek karşılaştırma yapılmaya başlandı.
DİPLOMA SAHTE ÇIKINCA İŞTEN ATILDI
Vatan'da yer alan habere göre İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü de diplomaların teyidi için bir çalışma başlattı. Kurumda çalışan personelin öğrenim bilgilerini diplomaların alındığı kurumlara gönderilmesi sonucu bir yıl önce Ulusal Medikal Kurtarma Ekipleri (UMKE)'nde işe başlayan Gönül P.'nin diplomasının sahte olduğu ortaya çıktı. Gönül P.'nin sunduğu Kağıthane Ahmet Burhan İmam Hatip Kız Anadolu Lisesi'nden alınan diplomalarının kayıtlarda olmaması üzerine İl Sağlık Müdürlüğü inceleme başlattı. Soruşturma sonucunda İl Sağlık Müdürlüğü, Gönül P.'nin iş akdini fesh etti.
Konuyla ilgili soruları yanıtlayan İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü yetkilileri konuyu doğrulayarak sahte diplomalar ile ilgili çalışmaların devam ettiğini belirtti. Adı geçen kişinin Müdürlüğe bağlı olarak hizmet veren UMKE'de görevli olduğunu belirten yetkililer Gönül P.'nin herhangi bir sağlık müdahalesi gibi görevinin bulunmadığının altını çizdi.
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'nın Türkiye genelinde sahte diplomalı öğretmenlerin çalıştığını belirtmesinin ardından bakanlık ülke genelindeki personelinin diplomalarının gerçekliğini teyit için çalışma başlatmıştı.
MEB'den sonra Sağlık Bakanlığı'nın da kurum içinde sahte diplomalı personel olup olmadığının araştırılması için diplomaların teyit araştırması başlattığı öğrenildi. İl sağlık müdürlüklerinin sorumluluk alanlarında çalışan personelinin diplomalarını alındığı kurumlarla iletişime geçilerek karşılaştırma yapılmaya başlandı.
DİPLOMA SAHTE ÇIKINCA İŞTEN ATILDI
Vatan'da yer alan habere göre İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü de diplomaların teyidi için bir çalışma başlattı. Kurumda çalışan personelin öğrenim bilgilerini diplomaların alındığı kurumlara gönderilmesi sonucu bir yıl önce Ulusal Medikal Kurtarma Ekipleri (UMKE)'nde işe başlayan Gönül P.'nin diplomasının sahte olduğu ortaya çıktı. Gönül P.'nin sunduğu Kağıthane Ahmet Burhan İmam Hatip Kız Anadolu Lisesi'nden alınan diplomalarının kayıtlarda olmaması üzerine İl Sağlık Müdürlüğü inceleme başlattı. Soruşturma sonucunda İl Sağlık Müdürlüğü, Gönül P.'nin iş akdini fesh etti.
Konuyla ilgili soruları yanıtlayan İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü yetkilileri konuyu doğrulayarak sahte diplomalar ile ilgili çalışmaların devam ettiğini belirtti. Adı geçen kişinin Müdürlüğe bağlı olarak hizmet veren UMKE'de görevli olduğunu belirten yetkililer Gönül P.'nin herhangi bir sağlık müdahalesi gibi görevinin bulunmadığının altını çizdi.
Beratcan'ın annesi gözaltına alındı
Anadolu 3. Sulh Ceza Hakimliği, 10 yaşındaki Beratcan'ın ölümüne ilişkin soruşturma kapsamında gözaltına alınan ve serbest bırakılan annesi T.K. hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkardı. Karar sonrasında anne T.K. geç saatlerde polis ekipleri tarafından gözaltına alındı.
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Genel Soruşturma Bürosunca yürütülen soruşturmada, anne T.K'nin serbest bırakılmasına ilişkin yapılan itiraz kabul edildi.
Anadolu 3. Sulh Ceza Hakimliği, "beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı kasten öldürmeye iştirak" suçundan Beratcan'ın annesi T.K. hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılmasına hükmetti.
Kartal'da ilkokul öğrencisi Beratcan'ın, 9 Mart'ta okuldan çıktıktan sonra eve dönmemesi üzerine, ailesi polise kayıp müracaatında bulunmuş ve arama çalışması başlatılmıştı. Beratcan'ın cesedi, 23 Mart'ta Tuzla Tepeören'deki ormanlık alanda bulunmuştu.
Beratcan'ın ölümüne ilişkin aranan servis şoförü E.K, Gaziosmanpaşa'da düzenlenen operasyonla yakalanmış, E.K'nin emniyetteki ifadeleri doğrultusunda, Beratcan'ın annesi T.K. de gözaltına alınmıştı. Anadolu 2. Sulh Ceza Hakimliği de E.K'nin tutuklanmasına, Beratcan'ın annesi T.K'nin ise serbest bırakılmasına karar vermişti. Soruşturmayı yürüten savcılık, anne T.K'nin serbest bırakılmasına itiraz etmişti.
Savcılığın itiraz dilekçesi, serbest bırakılma kararını veren Anadolu 3. Sulh Ceza Hakimliğine gönderilmişti.
ANNE T.K. GÖZALTINA ALINDI
Önceki gün serbest bırakıldıktan sonra bir kadın sığınma evinde kaldığı öğrenilen T.K. Anadolu 3. Sulh Ceza Hakimliği'nin savcının talebi üzerine verdiği "tutuklamaya yönelik yakalama kararı" üzerine polis ekibi tarafından akşam saatlerinde gözaltına alındı. Anne T.K., sağlık kontrolünden geçirildikten sonra saat 23.00 sıralarında Gayrettepe'deki Asayiş Şube Müdürlüğü'ne getirildi. T.K.'nın geceyi nezarette geçireceği, sabah da Anadolu Adliyesi'ne sevk edileceği öğrenildi. DHA
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Genel Soruşturma Bürosunca yürütülen soruşturmada, anne T.K'nin serbest bırakılmasına ilişkin yapılan itiraz kabul edildi.
Anadolu 3. Sulh Ceza Hakimliği, "beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı kasten öldürmeye iştirak" suçundan Beratcan'ın annesi T.K. hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılmasına hükmetti.
Kartal'da ilkokul öğrencisi Beratcan'ın, 9 Mart'ta okuldan çıktıktan sonra eve dönmemesi üzerine, ailesi polise kayıp müracaatında bulunmuş ve arama çalışması başlatılmıştı. Beratcan'ın cesedi, 23 Mart'ta Tuzla Tepeören'deki ormanlık alanda bulunmuştu.
Beratcan'ın ölümüne ilişkin aranan servis şoförü E.K, Gaziosmanpaşa'da düzenlenen operasyonla yakalanmış, E.K'nin emniyetteki ifadeleri doğrultusunda, Beratcan'ın annesi T.K. de gözaltına alınmıştı. Anadolu 2. Sulh Ceza Hakimliği de E.K'nin tutuklanmasına, Beratcan'ın annesi T.K'nin ise serbest bırakılmasına karar vermişti. Soruşturmayı yürüten savcılık, anne T.K'nin serbest bırakılmasına itiraz etmişti.
Savcılığın itiraz dilekçesi, serbest bırakılma kararını veren Anadolu 3. Sulh Ceza Hakimliğine gönderilmişti.
ANNE T.K. GÖZALTINA ALINDI
Önceki gün serbest bırakıldıktan sonra bir kadın sığınma evinde kaldığı öğrenilen T.K. Anadolu 3. Sulh Ceza Hakimliği'nin savcının talebi üzerine verdiği "tutuklamaya yönelik yakalama kararı" üzerine polis ekibi tarafından akşam saatlerinde gözaltına alındı. Anne T.K., sağlık kontrolünden geçirildikten sonra saat 23.00 sıralarında Gayrettepe'deki Asayiş Şube Müdürlüğü'ne getirildi. T.K.'nın geceyi nezarette geçireceği, sabah da Anadolu Adliyesi'ne sevk edileceği öğrenildi. DHA
Antarktika'daki erimeyle deniz seviyesi yükseliyor
Antarktika'daki iklim değişikliğini inceleyen yeni bir araştırma, küresel deniz seviyesinin, mevcut tahminlerden iki kat fazla artabileceğini gösterdi.
BBC çevre muhabiri Matt McGrath'ın haberine göre modelleme çalışmasıyla varılan bulgular, Antarktika'daki erimenin, bu yüzyılın sonuna kadar deniz seviyesini bir metreden daha fazla yükseltebileceğine işaret ediyor.
Araştırmaya göre de 2500 yılına kadar, dünya genelinde seviye 13 metre yükselebilir.
Uzmanlar, karbon emisyonunda hızla kesintiye gitmenin bu riski sınırlandırabileceğini söylüyor.
Uluslararası İklim Değişikliği Paneli (IPCC), 2013 yılındaki araştırmasında karbon emisyonlarında kısıtlama olmazsa, dünya genelinde denizlerin 2100 yılına kadar 98 cm yükseleceğini öngörüyordu.
Fakat IPCC'nin tahminleri, Antarktika'dan minimum katkıya göre yapıldı.
O tarihten bu yana yapılan diğer analizler, artışın daha yüksek olacağını gösteriyor.
FİZİKİ SÜREÇ GÖZLEMLENDİ
Son araştırma, okyanusların son 2800 yılda hiç görülmediği kadar hızla yükseldiğini ortaya koyuyor. Bu da, 2100 yılına kadar seviyenin 1.31 metre daha yükselebileceği anlamına geliyor.
Geçen yıl yapılan bir inceleme, bir metre veya daha fazla yükselme ihtimalini çok olası görmezken, yeni araştırma ise deniz seviyesinin 2100 yılında 1.14 metre daha yükselebileceğini ileri sürüyor.
Bilim insanları kendi modellerinin daha doğru bir öngörüde bulunduğunu söylüyor zira ilk defa fiziki süreçlerin yarattığı etkiler de araştırma kapsamına dahil edildi.
Diğer modellemeler, ılık suların buz sahanlığını alttan eritmesine odaklanıyordu. Yeni araştırma ise, yüzeyde eriyen suyun etkisini ve yağmur damlaların tepen inip buzun kırılmasında yarattığı etkiyi de içeriyor.
Bu model ayrıca, yüzen buz sahanlığının dağılmasının yarattığı etkiyi de hesaplıyor.
BBC çevre muhabiri Matt McGrath'ın haberine göre modelleme çalışmasıyla varılan bulgular, Antarktika'daki erimenin, bu yüzyılın sonuna kadar deniz seviyesini bir metreden daha fazla yükseltebileceğine işaret ediyor.
Araştırmaya göre de 2500 yılına kadar, dünya genelinde seviye 13 metre yükselebilir.
Uzmanlar, karbon emisyonunda hızla kesintiye gitmenin bu riski sınırlandırabileceğini söylüyor.
Uluslararası İklim Değişikliği Paneli (IPCC), 2013 yılındaki araştırmasında karbon emisyonlarında kısıtlama olmazsa, dünya genelinde denizlerin 2100 yılına kadar 98 cm yükseleceğini öngörüyordu.
Fakat IPCC'nin tahminleri, Antarktika'dan minimum katkıya göre yapıldı.
O tarihten bu yana yapılan diğer analizler, artışın daha yüksek olacağını gösteriyor.
FİZİKİ SÜREÇ GÖZLEMLENDİ
Son araştırma, okyanusların son 2800 yılda hiç görülmediği kadar hızla yükseldiğini ortaya koyuyor. Bu da, 2100 yılına kadar seviyenin 1.31 metre daha yükselebileceği anlamına geliyor.
Geçen yıl yapılan bir inceleme, bir metre veya daha fazla yükselme ihtimalini çok olası görmezken, yeni araştırma ise deniz seviyesinin 2100 yılında 1.14 metre daha yükselebileceğini ileri sürüyor.
Bilim insanları kendi modellerinin daha doğru bir öngörüde bulunduğunu söylüyor zira ilk defa fiziki süreçlerin yarattığı etkiler de araştırma kapsamına dahil edildi.
Diğer modellemeler, ılık suların buz sahanlığını alttan eritmesine odaklanıyordu. Yeni araştırma ise, yüzeyde eriyen suyun etkisini ve yağmur damlaların tepen inip buzun kırılmasında yarattığı etkiyi de içeriyor.
Bu model ayrıca, yüzen buz sahanlığının dağılmasının yarattığı etkiyi de hesaplıyor.
Memurlar için yeni dönem başlıyor!
Milyonlarca memuru ilgilendiren yönetmelik değişikliği için düğmeye basıldı. Tek tip memur yerine özgürlük gelecek. Kravat, saç, sakal ve bıyık gibi kesin kurallar değişecek.
Uzun süredir tartışılan kılık kıyafet konusunda memurları mutlu edecek haber geldi.
İşte Sabah gazetesinden Faruk Erdem'in memurlarla ilgili yapılan düzenlemeyle ilgili yazısı:
TOP SAKAL SERBEST
Bize gelen ilk bilgileri sizinle paylaşmak istiyorum. Öncelikle mevcut yönetmelikte bulunan saç, sakal ve bıyık tariflerinin ortadan kalkacağını söyleyebiliriz. Alıştığımız memur figürünün en önemli parçası olan kravat da zorunlu olmaktan çıkacak. İsteyen memur kravat takarken, istemeyen takmayacak. Ayrıca erkekler saçlarını aşırıya kaçmamak şartıyla uzatabilecek, belli ölçülerde sakal da bırakabilecek. Buna top sakal da dahil olacak.
Mevcut yönetmelik saç, bıyık ve sakal konusunda "Kulak ortasından aşağıda favori bırakılmaz. Saçlar, kulağı kapatmayacak biçimde ve normal duruşta enseden gömlek yakasını aşmayacak şekilde uzatılabilir, temiz bakımlı ve taranmış olur. Her gün sakal tıraşı olunur ve sakal bırakılmaz. Bıyık tabii olarak bırakılır, uzunluğu üst dudak boyunu geçemez. Üstten alınmaz, yanlar üst dudak hizasında olur, alt uçları dudak hizasından kesilir" ifadeleri bulunuyor. Yeni yönetmelikle bunlar ortadan kalkacak.
KADINLAR KOT GİYEBİLİR
Kadınlar açısından da kıyafet serbestliği sağlanacak.
Örneğin kumaşla birlikte kot pantolon giymek de serbest olacak. Kıyafetlerde belli ölçülerde serbestlik sağlanacak. Mevcut yönetmelik sınırları şöyle çiziyor: "Kolsuz ve çok açık yakalı gömlek, bluz veya elbise ile streç, kot ve benzeri pantolonlar giyemez. Etek boyu dizden yukarı ve yırtmaçlı olamaz..."
RENGİ AMİR BELİRLER
Yine bazı kamu kurum ve kuruluşlarında teknik, sağlık ve hizmetin özelliğine, çalışılan işin ve yerin durumuna göre giyim eşyasının tipi, modeli ve rengi ilgili kurumun üst yöneticisinin onayı ile tespit edilebilecek. Örneğin sağlık çalışanları beyaz giymek durumundaysa bu kurala uygunluk amirler tarafından belirlenecek.
BELLİ MESLEKLER DIŞARIDA
Bu yönetmelik belli meslekleri kapsamıyor.
Üniforma giymek zorunda olan polis, asker, hakim gibi meslekleri icra edenler için yine mesleki kıyafet kuralları geçerli olacak. Onlar zaten özel yönetmeliklerinde belirtilen usul ve esaslara göre hareket ediyorlar.
KİMLİKTE DE YASAKLAR KALKIYOR
Mevcut yönetmelikte "her türlü resmi belgelere yapıştırılacak fotoğrafların, yönetmelik hükümlerine uygun kılık kıyafetlerle çekilmiş olması zorunludur" ifadesi bulunuyor.
Yeni yönetmelikle gelen serbestlikler kimlik fotoğraflarına da yansıyacak. Böylece buradaki yasaklar da ortadan kalkacak.
Uzun süredir tartışılan kılık kıyafet konusunda memurları mutlu edecek haber geldi.
İşte Sabah gazetesinden Faruk Erdem'in memurlarla ilgili yapılan düzenlemeyle ilgili yazısı:
TOP SAKAL SERBEST
Bize gelen ilk bilgileri sizinle paylaşmak istiyorum. Öncelikle mevcut yönetmelikte bulunan saç, sakal ve bıyık tariflerinin ortadan kalkacağını söyleyebiliriz. Alıştığımız memur figürünün en önemli parçası olan kravat da zorunlu olmaktan çıkacak. İsteyen memur kravat takarken, istemeyen takmayacak. Ayrıca erkekler saçlarını aşırıya kaçmamak şartıyla uzatabilecek, belli ölçülerde sakal da bırakabilecek. Buna top sakal da dahil olacak.
Mevcut yönetmelik saç, bıyık ve sakal konusunda "Kulak ortasından aşağıda favori bırakılmaz. Saçlar, kulağı kapatmayacak biçimde ve normal duruşta enseden gömlek yakasını aşmayacak şekilde uzatılabilir, temiz bakımlı ve taranmış olur. Her gün sakal tıraşı olunur ve sakal bırakılmaz. Bıyık tabii olarak bırakılır, uzunluğu üst dudak boyunu geçemez. Üstten alınmaz, yanlar üst dudak hizasında olur, alt uçları dudak hizasından kesilir" ifadeleri bulunuyor. Yeni yönetmelikle bunlar ortadan kalkacak.
KADINLAR KOT GİYEBİLİR
Kadınlar açısından da kıyafet serbestliği sağlanacak.
Örneğin kumaşla birlikte kot pantolon giymek de serbest olacak. Kıyafetlerde belli ölçülerde serbestlik sağlanacak. Mevcut yönetmelik sınırları şöyle çiziyor: "Kolsuz ve çok açık yakalı gömlek, bluz veya elbise ile streç, kot ve benzeri pantolonlar giyemez. Etek boyu dizden yukarı ve yırtmaçlı olamaz..."
RENGİ AMİR BELİRLER
Yine bazı kamu kurum ve kuruluşlarında teknik, sağlık ve hizmetin özelliğine, çalışılan işin ve yerin durumuna göre giyim eşyasının tipi, modeli ve rengi ilgili kurumun üst yöneticisinin onayı ile tespit edilebilecek. Örneğin sağlık çalışanları beyaz giymek durumundaysa bu kurala uygunluk amirler tarafından belirlenecek.
BELLİ MESLEKLER DIŞARIDA
Bu yönetmelik belli meslekleri kapsamıyor.
Üniforma giymek zorunda olan polis, asker, hakim gibi meslekleri icra edenler için yine mesleki kıyafet kuralları geçerli olacak. Onlar zaten özel yönetmeliklerinde belirtilen usul ve esaslara göre hareket ediyorlar.
KİMLİKTE DE YASAKLAR KALKIYOR
Mevcut yönetmelikte "her türlü resmi belgelere yapıştırılacak fotoğrafların, yönetmelik hükümlerine uygun kılık kıyafetlerle çekilmiş olması zorunludur" ifadesi bulunuyor.
Yeni yönetmelikle gelen serbestlikler kimlik fotoğraflarına da yansıyacak. Böylece buradaki yasaklar da ortadan kalkacak.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)