Geçtiğimiz ay tamamı iptal edilen 2010 KPSS'sinde memur olan 150 bin kişiden 10 bin 151'i memuriyetten atılacak. 81 bin 706 kişinin kağıtları incelenirken, atılacaklar arasında MİT mensubu ve 80 kaymakamın olduğu belirtiliyor.
Ankara Cumhuriyet Savcılığı tarafından yürütülen 2010 KPSS soruşturması kapsamında 10 bin 151 kişi, memuriyetten atılacak. Atılacaklar arasında MİT’ten isimler ve 80 kaymakam bulunuyor. Gazete Habertürk’ün haberine göre, ÖSYM Yürütme Kurulu, 2010 KPSS'de kopya çekildiği iddiaları üzerine, 17 Eylül 2010'da toplanarak, Eğitim Bilimleri Testi'nin iptaline karar verdi. Ancak Genel Yetenek ve Genel Kültür sınavları iptal edilmedi. İptal edilen Eğitim Bilimleri Testi'nden 100 ve üzeri soruya doğru cevap veren 3 bin 227 adaydan önemli bölümü, tekrarlanan sınava girmedi. Bu adaylar, Genel Yetenek ve Genel Kültür testlerinden aldıkları puanla memur oldu.
“SORULARIN SIZDIRILMASI SABİT”
Başsavcılık bu sınava ilişkin soruş- turma başlattı. Bu soruşturma devam ederken, bir aday Genel Yetenek ve Genel Kültür sınavlarının iptali için dava açtı. Mahkeme davayı reddetti. Danıştay 12. Dairesi ise ret kararını bozdu. Yeniden yapı- lan yargılamada Ankara 1. İdare Mahkemesi, söz konusu 2 testi de geçen ay iptal etti. Kararda, soruların sınavdan günler öncesinde sızdırıldı- ğının sabit olduğu belirtildi.
150 BİN KİŞİ MEMUR OLDU
827 bin kişinin katıldığı sınavdaki Genel Yetenek ve Genel Kültür sınavları sonuçlarına dayanarak takip eden yıllarda 150 bin kişi memur oldu. Sınavın iptalinin ardından bu kişilerin durumu da tartışılmaya başlandı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın “KPSS'nin tamamının iptali söz konusu değil, hak etmeyenler ayıklanacak” açıklamasının ardından gözler, Ankara Başsavcılı- ğı'nın yürüttüğü soruşturmaya çevrildi. Derinleştirilen soruş- turmayı, 2010 KPSS'nin Eğitim Bilimleri Testi'nde kopya çekildiğini ortaya çıkaran Ankara Cumhuriyet Savcısı Yücel Erkman yürütüyor. Erkman'ın talimatı ile matematikçi ve ölçme değerlendirme uzmanı 7 kişilik akademisyen bilirkişi ekibi, Genel Yetenek ve Genel Kültür sınavlarına giren adayları mercek altına aldı. İlk etapta sınavda 90 ve üzeri net yapan 81 bin 706 kişi tespit edildi. Ardından bilirkişiler, 81 bin 706 kişinin cevap kâğıtlarını ve soru kitapçıklarını inceledi. İncelemede 10 bin 151 kişinin sınav sorularını önceden elde ettiği saptandı.
MEMURİYETTEN ATILACAKLAR
Savcılığın hâlâ değişik kamu kurumlarında çalışan 10 bin 151 kişiyi, Devlet Personel Başkanlığı'na bildireceği öğrenildi. Bu isimlerin bildiriminden sonra kamu ile ilişiklerinin KHK kapsamında kesileceği kaydedildi. Tespit edilen şüpheliler arasında TBMM ve MİT'ten isimler ile 80 kaymakam olduğu öğrenildi. Savcılık kaynakları, “Şüpheli sayısı daha da artabilir” dedi.
15 Ağustos 2016 Pazartesi
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan AK Parti tweeti
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti'nin 15'inci kuruluş yıldönümü nedeniyle Twitter üzerinden de bir kutlama mesajı yayımladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, mesajında, AK Parti'nin kurulduğu günden bu yana Türkiye'nin önünün açılmasına büyük rol oynadığını kaydetti.
Erdoğan, "Kurucu genel başkanı olduğum AK Parti, 14 Ağustos 2001'de aziz milletimizin hak ve adalet arayışının bir sonucu olarak kuruldu. AK Parti, 27 Nisan'dan 15 Temmuz'a kadar birçok badirede milli iradeden taviz vermemiş, Türkiye'nin önünün açılmasında büyük rol oynamıştır" dedi.
AK Parti'nin 15 yılda gerçekleştirdiği büyük projelerle Türkiye'nin çehresini değiştirdiğini belirten Erdoğan, "Kurulduğu günden bu yana insanlık davasının nöbetini tutan, milletimize umut olan AK Parti'nin kadrolarına nice başarılı yıllar diliyorum" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, mesajında, AK Parti'nin kurulduğu günden bu yana Türkiye'nin önünün açılmasına büyük rol oynadığını kaydetti.
Erdoğan, "Kurucu genel başkanı olduğum AK Parti, 14 Ağustos 2001'de aziz milletimizin hak ve adalet arayışının bir sonucu olarak kuruldu. AK Parti, 27 Nisan'dan 15 Temmuz'a kadar birçok badirede milli iradeden taviz vermemiş, Türkiye'nin önünün açılmasında büyük rol oynamıştır" dedi.
AK Parti'nin 15 yılda gerçekleştirdiği büyük projelerle Türkiye'nin çehresini değiştirdiğini belirten Erdoğan, "Kurulduğu günden bu yana insanlık davasının nöbetini tutan, milletimize umut olan AK Parti'nin kadrolarına nice başarılı yıllar diliyorum" ifadelerini kullandı.
14 Ağustos 2016 Pazar
Talep beklentisi kurban fiyatlarını artırdı
Kırmızı et fiyatlarının artması ve bu kurban bayramında talep artışı beklenmesi kurbanlık fiyatlarına büyük zam getirdi. Kızılay geçen seneden bu yıla göre 50 TL zam yaparken Kırmızı Et Üreticileri Birliği yüzde 25 ila 30 arasında zam geleceğini ifade etti.
Bu Kurban Bayramı’nda kurbanlıklara büyük zam geliyor… Kızılay geçen sene 690 TL olarak ilan ettiği yurt içi kurban kesimi fiyatına yüzde 7 zam yaparak 2016 yılında 740 TL’ye çıkardı. Mehmetçik Vakfı ise geçen yıl 700 TL olarak ilan ettiği kurbanlık fiyatını bu yıl 790 TL olarak belirledi. Yurt dışı tarifesi ise 252 dolardan 265 dolara çıktı.
Alınan bilgilere göre bu Kurban Bayramı’nda önceki yıllara göre piyasaya yüzde 20 daha fazla kurban arzı yapılacak. Türkiye Kasaplar Federasyonu Başkanı Fazlı Yalçındağ yaptığı açıklamada, “Ülke olarak büyük bir badire atlattık bu sebepten daha fazla kurban satılacağını düşünüyoruz” açıklamasını yaptı.
Bütün emtia’lara zam geldiğini belirten Yalçındağ, “Yapılan zammın kabul edilebilecek ve kabul edilemeyecek bir tarafı var. Fiyatlar önden açıklanarak piyasa şartlandırılıyor. Tabii ki besleyen de para kazanacak. Anasının ak sütü gibi helaldir. Fakat piyasayı şartlamak için önden fiyat açıklamak doğru değil” ifadelerini kullandı. Yalçındağ fiyat açıklayarak piyasayı yönlendirmeyi ise algı operasyonu olarak değerlendirdi. Yalçındağ vatandaşın vakıf ve dernekler aracılığıyla kurban kesmemesi gerektiğini de ifade ederek, “Hiçbirini ayırmıyorum. Vakıf ve derneklerin nelerle uğraştığını gördük” açıklamasını yaptı.
PİYASA YÜZDE 25-30 ZAM YAPACAK
Türkiye Kırmızı Et Üreticileri Birliği Genel Başkan Yardımcısı Nazif Karabulut, kurbanlık fiyatlarında geçen yıla göre yüzde 25 ile 30 arasında artış olduğunu belirtti. Karabulut, şunları söyledi: Birlik olarak canlı kurbanlık dananın kilogram fiyatını 18 lira olarak belirledik. Düve fiyatını da yine canlı kilogramını 17 lira, ikinci sınıf olarak tabir ettiğimiz ineğin canlı kilogram fiyatını da 15 lira olarak tespit ettik. (Can Mumay / Sözcü)
Bu Kurban Bayramı’nda kurbanlıklara büyük zam geliyor… Kızılay geçen sene 690 TL olarak ilan ettiği yurt içi kurban kesimi fiyatına yüzde 7 zam yaparak 2016 yılında 740 TL’ye çıkardı. Mehmetçik Vakfı ise geçen yıl 700 TL olarak ilan ettiği kurbanlık fiyatını bu yıl 790 TL olarak belirledi. Yurt dışı tarifesi ise 252 dolardan 265 dolara çıktı.
Alınan bilgilere göre bu Kurban Bayramı’nda önceki yıllara göre piyasaya yüzde 20 daha fazla kurban arzı yapılacak. Türkiye Kasaplar Federasyonu Başkanı Fazlı Yalçındağ yaptığı açıklamada, “Ülke olarak büyük bir badire atlattık bu sebepten daha fazla kurban satılacağını düşünüyoruz” açıklamasını yaptı.
Bütün emtia’lara zam geldiğini belirten Yalçındağ, “Yapılan zammın kabul edilebilecek ve kabul edilemeyecek bir tarafı var. Fiyatlar önden açıklanarak piyasa şartlandırılıyor. Tabii ki besleyen de para kazanacak. Anasının ak sütü gibi helaldir. Fakat piyasayı şartlamak için önden fiyat açıklamak doğru değil” ifadelerini kullandı. Yalçındağ fiyat açıklayarak piyasayı yönlendirmeyi ise algı operasyonu olarak değerlendirdi. Yalçındağ vatandaşın vakıf ve dernekler aracılığıyla kurban kesmemesi gerektiğini de ifade ederek, “Hiçbirini ayırmıyorum. Vakıf ve derneklerin nelerle uğraştığını gördük” açıklamasını yaptı.
PİYASA YÜZDE 25-30 ZAM YAPACAK
Türkiye Kırmızı Et Üreticileri Birliği Genel Başkan Yardımcısı Nazif Karabulut, kurbanlık fiyatlarında geçen yıla göre yüzde 25 ile 30 arasında artış olduğunu belirtti. Karabulut, şunları söyledi: Birlik olarak canlı kurbanlık dananın kilogram fiyatını 18 lira olarak belirledik. Düve fiyatını da yine canlı kilogramını 17 lira, ikinci sınıf olarak tabir ettiğimiz ineğin canlı kilogram fiyatını da 15 lira olarak tespit ettik. (Can Mumay / Sözcü)
Bakanlık açıkladı! Öğretmenlere tatil müjdesi
MEB bünyesinde çalışan öğretmen ve emekli öğretmenlerin, Türkiye Otelciler Federasyonu üyesi otellerde, işletmelerde yüzde 35’e kadar indirimli tatil yapmalarına imkan sağlanacak.
MEB yetkililerinden alınan bilgiye göre, kamu ve özel kurumlar ile kuruluşların hizmetlerinden öğretmenlerin uygun şartlarda yararlandırılması için Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğü ile Türkiye Otelciler Federasyonu arasında işbirliği protokolü imzalandı.
Protokol ile MEB'e bağlı olarak çalışan ve emekli öğretmenlerin kendileri veya birinci derece aile yakınlarının Türkiye Otelciler Federasyonu üyesi otellerden, işletmelerden yılın talep edilen herhangi bir döneminde afişe edilen fiyatlardan yüzde 35’e kadar indirimli olarak yararlanmasına imkan sağlanacak. Türkiye Otelciler Federasyonu, indirim uygulanacak otellerin listesini ve bu otellerde uygulanacak indirim oranlarını, www.turofed.org.tr internet sayfasında ayda bir güncelleyerek duyuracak.
Konaklama yapacak kişinin MEB'e bağlı öğretmen olduğunu belgeleyecek kimlik kartı veya belge beyan etmesi gerekecek.
MEB yetkililerinden alınan bilgiye göre, kamu ve özel kurumlar ile kuruluşların hizmetlerinden öğretmenlerin uygun şartlarda yararlandırılması için Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğü ile Türkiye Otelciler Federasyonu arasında işbirliği protokolü imzalandı.
Protokol ile MEB'e bağlı olarak çalışan ve emekli öğretmenlerin kendileri veya birinci derece aile yakınlarının Türkiye Otelciler Federasyonu üyesi otellerden, işletmelerden yılın talep edilen herhangi bir döneminde afişe edilen fiyatlardan yüzde 35’e kadar indirimli olarak yararlanmasına imkan sağlanacak. Türkiye Otelciler Federasyonu, indirim uygulanacak otellerin listesini ve bu otellerde uygulanacak indirim oranlarını, www.turofed.org.tr internet sayfasında ayda bir güncelleyerek duyuracak.
Konaklama yapacak kişinin MEB'e bağlı öğretmen olduğunu belgeleyecek kimlik kartı veya belge beyan etmesi gerekecek.
3. köprünün geçiş ücreti belli oldu
Ulaştırma Bakanı Arslan, 26 Ağustos’ta hizmete açılacak Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün geçiş ücretinin otomobiller için 3 dolar+KDV olacağını (yaklaşık 11 lira) söyledi.
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, 26 Ağustos’ta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım’ın katılımıyla hizmete açılacak Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün geçiş ücretini açıkladı. Bakan Arslan, “İstanbulluların heyecanla beklediği iki yakayı birbirine üçüncü kez bağlayacak Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nde geçiş ücreti otomobiller için 3 dolar+KDV olacak” dedi. Dünyanın en geniş köprüsü unvanını alan Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün yüksek mühendislik tasarımıyla teknoloji yoğun inşa edildiğinin altını çizen Arslan, köprünün tabliye genişliği, raylı sistem geçişi ve kule yüksekliğiyle de dünyada tek olduğunu ifade etti.
BAĞLANTI YOLLARI 2018’DE
Arslan , Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü de içeren Kuzey Marmara Otoyolu Projesi’nin devamı olan 169 kilometre uzunluğundaki Kurtköy- Akyazı ve 88 kilometre uzunluğundaki Kınalı-Odayeri kesimlerinde ise çalışmaların başladığını belirtti. Arslan, 2018 sonunda tamamlanması hedeflenen toplam 257 kilometre uzunluğundaki otoyollar ile Kuzey Marmara Otoyolu’nun tamamının hizmete açılacağını bildirdi.
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, 26 Ağustos’ta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım’ın katılımıyla hizmete açılacak Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün geçiş ücretini açıkladı. Bakan Arslan, “İstanbulluların heyecanla beklediği iki yakayı birbirine üçüncü kez bağlayacak Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nde geçiş ücreti otomobiller için 3 dolar+KDV olacak” dedi. Dünyanın en geniş köprüsü unvanını alan Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün yüksek mühendislik tasarımıyla teknoloji yoğun inşa edildiğinin altını çizen Arslan, köprünün tabliye genişliği, raylı sistem geçişi ve kule yüksekliğiyle de dünyada tek olduğunu ifade etti.
BAĞLANTI YOLLARI 2018’DE
Arslan , Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü de içeren Kuzey Marmara Otoyolu Projesi’nin devamı olan 169 kilometre uzunluğundaki Kurtköy- Akyazı ve 88 kilometre uzunluğundaki Kınalı-Odayeri kesimlerinde ise çalışmaların başladığını belirtti. Arslan, 2018 sonunda tamamlanması hedeflenen toplam 257 kilometre uzunluğundaki otoyollar ile Kuzey Marmara Otoyolu’nun tamamının hizmete açılacağını bildirdi.
Orduevine 'kıyafet'e açıklık getirildi
Yönetmelik değişikliğiyle "kıyafet" kavramına, "kadınların alın, çene ve yüzleri açık olmak şartıyla başörtülü" ifadesi eklendi.
Uygulamadaki bazı aksaklıklar nedeniyle yapılan yönetmelik değişikliğiyle kadınların alın, çene ve yüzleri açık olmak şartıyla başörtülü şekilde orduevlerine girebilecekleri konusuna açıklık getirildi.
Milli Savunma Bakanlığı tarafından hazırlanan "Türk Silahlı Kuvvetleri Orduevleri, Askeri Gazinolar, Kışla Gazinoları ve Vardiya Yatakhaneleri ile Eğitim Merkezleri Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik" Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Değişiklikle, mevcut yönetmeliğin 11. maddesinde geçen "kıyafet" kavramına, uygulamadaki bazı aksaklıklar nedeniyle açıklık getirildi.
Böylece, Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 131'inci maddesinin birinci fıkrası esaslarına uygun şekilde tanımlanan "Kıyafet" kavramına, "kadınların alın, çene ve yüzleri açık olmak şartıyla başörtülü" ifadesi eklendi. cnntürk.com
13 Ağustos 2016 Cumartesi
İzmir'de iskele faciası: 3 işçi öldü
İzmir'de dış cephe çalışması yapan üç işçi, iskelenin çökmesi sonucu olay yerinde hayatını kaybetti. İki işçi ise kalp mesajıyla hayata döndü.
Olay, bugün saat 09.00 sıralarında Bornova ilçesinde 6213 sokaktaki 10 katlı bir binada meydana geldi. 5 işçi, dış cephe boyaması için kurdukları iskeleye çıktı. Bu sırada rüzgarından etkisiyle iskele sallandı. Dengesini kaybeden işçiler, halatın da kopmasıyla beraber 10. kattan aşağıya düştü. Zemine düşen işçilerden Ercan Özkaya (40), Zihni Bayburt (58), Arif Gül (48) olay yerinde hayatını kaybetti.
Kalp masajıyla hayata döndüler
Ağır yaralanan ve ‘öldü’ denilen 2 işçinin de ilk anda kalbi durdu. Ancak gelen sağlık ekiplerinin dakikalarca yaptığı kalp mesajıyla hayata geri dönen 2 işçi tedavileri yapılmak üzere hastaneye kaldırıldı
Olay, bugün saat 09.00 sıralarında Bornova ilçesinde 6213 sokaktaki 10 katlı bir binada meydana geldi. 5 işçi, dış cephe boyaması için kurdukları iskeleye çıktı. Bu sırada rüzgarından etkisiyle iskele sallandı. Dengesini kaybeden işçiler, halatın da kopmasıyla beraber 10. kattan aşağıya düştü. Zemine düşen işçilerden Ercan Özkaya (40), Zihni Bayburt (58), Arif Gül (48) olay yerinde hayatını kaybetti.
Kalp masajıyla hayata döndüler
Ağır yaralanan ve ‘öldü’ denilen 2 işçinin de ilk anda kalbi durdu. Ancak gelen sağlık ekiplerinin dakikalarca yaptığı kalp mesajıyla hayata geri dönen 2 işçi tedavileri yapılmak üzere hastaneye kaldırıldı
Hakan Şükür'ün babası Selmet Şükür tutuklandı
Sakarya'da gözaltına alınan ve adliyeye sevk edilen Hakan Şükür'ün babası Selmet Şükür, savcılık sorgusunun ardından çıkarıldığı Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğince tutuklandı.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında Sakarya'da gözaltına alınan ve adliyeye sevk edilen eski milletvekili Hakan Şükür'ün babası Selmet Şükür, tutuklandı.
Edinilen bilgiye göre, Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığının başlattığı soruşturma kapsamında, 2 gün önce hakkında resen yakalama kararı çıkartılan ve dün Adapazarı ilçesinde gözaltına alınan Selmet Şükür'ün emniyetteki işlemleri tamamlandı.
Sağlık kontrolünden geçirilen Şükür, adliyeye getirildi. Savcılıkta ifade veren Selmet Şükür, tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi.
Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğince sorgusu yapılan Selmet Şükür, tutuklandı.
Suçlamaları kabul etmedi
Selmet Şükür, FETÖ'ye maddi destek sağlamak suçundan tutuklanırken, ifadesinde terör örgütü üyeliğini kabul etmedi. İşyerinde terör örgütü elebaşı Fethullah Gülen'in 2 kitabı bulunan Selmet Şükür savunmasında, "Ben kimseye para aktarmadım. Terör örgütü üyeliğini kabul etmiyorum. Ben inşaat sektöründeyim, ticaret yapıyorum" dedi. Selmet Şükür'ün oğlu Hakan Şükür ile ilgili sorulan soruları ise cevapsız bıraktığı öğrenildi.
Gazetecinin sorusuna Arnavutca cevap verdi
Selmet Şükür adliyeye getirilirken bir gazetecinin, "Söyleyeceğiniz bir şey var mı?" sorusunu Arnavutca konuşarak cevap verdi. Selmet Şükür'ün, "Biz söylüyorduk, beceremiyorduk" dediği belirtildi.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında Sakarya'da gözaltına alınan ve adliyeye sevk edilen eski milletvekili Hakan Şükür'ün babası Selmet Şükür, tutuklandı.
Edinilen bilgiye göre, Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığının başlattığı soruşturma kapsamında, 2 gün önce hakkında resen yakalama kararı çıkartılan ve dün Adapazarı ilçesinde gözaltına alınan Selmet Şükür'ün emniyetteki işlemleri tamamlandı.
Sağlık kontrolünden geçirilen Şükür, adliyeye getirildi. Savcılıkta ifade veren Selmet Şükür, tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi.
Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğince sorgusu yapılan Selmet Şükür, tutuklandı.
Suçlamaları kabul etmedi
Selmet Şükür, FETÖ'ye maddi destek sağlamak suçundan tutuklanırken, ifadesinde terör örgütü üyeliğini kabul etmedi. İşyerinde terör örgütü elebaşı Fethullah Gülen'in 2 kitabı bulunan Selmet Şükür savunmasında, "Ben kimseye para aktarmadım. Terör örgütü üyeliğini kabul etmiyorum. Ben inşaat sektöründeyim, ticaret yapıyorum" dedi. Selmet Şükür'ün oğlu Hakan Şükür ile ilgili sorulan soruları ise cevapsız bıraktığı öğrenildi.
Gazetecinin sorusuna Arnavutca cevap verdi
Selmet Şükür adliyeye getirilirken bir gazetecinin, "Söyleyeceğiniz bir şey var mı?" sorusunu Arnavutca konuşarak cevap verdi. Selmet Şükür'ün, "Biz söylüyorduk, beceremiyorduk" dediği belirtildi.
Suriyeli öğrenciler meslek lisesine gidebilecek
2016-2017 eğitim öğretim yılında geçici koruma altındaki Suriyeli öğrencilerin meslek liseleri, meslekî eğitim merkezlerine kayıtlarının yapılması için düzenleme yapıldı.
Milli Eğitim Bakanlığı, 2016-2017 eğitim öğretim yılında geçici koruma altındaki Suriyeli öğrencilerin meslek liseleri, meslekî eğitim merkezlerine kayıtlarının yapılması için düzenleme yapıldığını açıkladı.
Sözcü'nün haberine göre;Yapılan düzenlemeye göre, Türkçe bilen Suriyelilerden halk eğitim merkezlerinde “Türkçe Seviye A1” programını almış olmaları veya okuma yazma 1´inci kademe seviye tespit sınavından başarılı olmaları şartıyla, doğrudan boş kontenjanı bulunan okulların Anadolu Meslek Programı 9´uncu sınıfa kayıtları yapılacak. Geçici koruma altında bulunan Suriyeli öğrencilerin meslekî ve teknik Anadolu liseleri, meslekî ve teknik eğitim merkezleri ile çok programlı Anadolu liseleri, açıköğretim liseleri, meslekî açıköğretim lisesi ile meslekî eğitim merkezlerine kayıt işlemlerine ilişkin usul ve esasları belirleyen yazı illere gönderildi.
Bu kapsamda, geçici koruma altında bulunan en az 10 Suriyeli öğrenci ile sınıf açılabilecek. Başvuru sayısının fazla olması durumunda ise her sınıfta öğrenci sayısı 34´ü geçmeyecek şekilde planlama yapılacak. Öğrenci sayısının az olması durumunda eğitim bölgesi içindeki talepler birleştirilerek değerlendirilebilecek. Bu durumda hangi okulda birleştirme yapılacağı il veya ilçe millî eğitim müdürlüklerince belirlenecek.
İLLERDE TANITIMLAR YAPILACAK
Şube oluştururken okulun fiziki imkânları ile öncelikle boş kapasitesi olan okullar dikkate alınacak. Yapılacak kayıtlarda, işletmelerde beceri eğitimi ve staj imkânları da göz önünde bulundurulacak. Öğrencilere sağlanan imkânlardan velileri haberdar etmek ve bu konuda farkındalığı artırmak amacıyla il içinde tanıtım ve yönlendirme etkinlikleri yapılacak. Suriyelilerden Türkçe bilenlerin halk eğitim merkezlerince verilen “Türkçe Seviye A1” programını almış olmaları veya okuma yazma 1´inci kademe seviye tespit sınavından başarılı olmaları şartıyla doğrudan boş kontenjanı bulunan okulların Anadolu Meslek Programı 9´uncu sınıfa kayıtları yapılacak.
Geçici koruma altında bulunan ve Türkçe bilmeyen Suriyeli öğrencilere yönelik Talim ve Terbiye Kurulu kararı ile kabul edilen mesleki ve teknik Anadolu lisesi, Anadolu teknik ve Anadolu meslek programları 9´uncu sınıf haftalık ders çizelgesi uygulanacak. Öğrenciler 9´uncu sınıfın birinci döneminde Türkçe eğitimini aldıktan sonra ikinci dönemde zorunlu dersleri almaya başlayacak. Geçici koruma altındaki Suriyeli öğrencilerden, denklik belgelerinde ilköğretim okulu, ortaokuldan mezun veya ortaöğretim düzeyindeki okullardan ayrıldığı belirlenenlerin açıköğretim lisesi-mesleki açıköğretim lisesine kayıtları, genel öğrenci kayıt kabul takvimine göre ve ilgili mevzuata göre yapılacak.
ÇIRAKLIK PROGRAMINA KAYITLAR
Anadolu meslek programına kaydedilemeyenler ile meslekî açıköğretim lisesine kayıt olmak istemeyenler ise çıraklık eğitimine ilişkin usul ve esaslar çerçevesinde meslekî eğitim merkezlerine yerleştirilecek. Kayıt olacaklardan yabancılar için “Türkçe Seviye A1” programını almış olmaları veya okuma-yazma 1´inci kademe seviye tespit sınavında başarılı olmaları şartı aranacak.
Öğrencilerin ilgi, istek ve yeteneklerine uygun alan, dal seçimini yapabilmeleri için meslekî eğitim merkezi yönetimince alan öğretmenlerinin rehberlik yapmaları sağlanacak. Açılacak alan ve dalların belirlenmesinde sektör araştırması, meslek kuruluşlarının raporları, sektörün ihtiyacı gibi diğer hususlar dikkate alınacak.
Öğrenci için belirlenen alan veya dalda merkez müdürlüğü, işletme ve öğrenci velisi ya da reşit olan öğrenciyle sözleşme imzalanmak suretiyle kayıt tamamlanarak mesleki eğitim başlatılacak. Meslekî eğitim merkezine kayıt ve pratik eğitime başlatma işlemleri, bu yılın ekim ayı sonu itibarıyla tamamlanacak. Bir alan veya dala kayıt yaptıran çırak öğrenci sayısının 12´den az olması durumunda da bu öğrencilerin pratik eğitime başlamaları sağlanacak, teorik dersler ise diğer alan ve dal öğrencileri ile ortak yapılabilecek.
Öğrenci işletmede pratik eğitime başlatılmadan önce merkez müdürlüğünce 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Sosyal Güvenlik Kurumu mevzuatına uygun olarak SGK´ya gerekli bildirimler yapılacak. Bu yıldan itibaren Türkiye´de geçici koruma altında bulunan yaklaşık 100 bin dolayında Suriyeli öğrenciye meslekî eğitim verilmesi konusunda altyapı hazırlık çalışmaları tamamlandı.
Milli Eğitim Bakanlığı, 2016-2017 eğitim öğretim yılında geçici koruma altındaki Suriyeli öğrencilerin meslek liseleri, meslekî eğitim merkezlerine kayıtlarının yapılması için düzenleme yapıldığını açıkladı.
Sözcü'nün haberine göre;Yapılan düzenlemeye göre, Türkçe bilen Suriyelilerden halk eğitim merkezlerinde “Türkçe Seviye A1” programını almış olmaları veya okuma yazma 1´inci kademe seviye tespit sınavından başarılı olmaları şartıyla, doğrudan boş kontenjanı bulunan okulların Anadolu Meslek Programı 9´uncu sınıfa kayıtları yapılacak. Geçici koruma altında bulunan Suriyeli öğrencilerin meslekî ve teknik Anadolu liseleri, meslekî ve teknik eğitim merkezleri ile çok programlı Anadolu liseleri, açıköğretim liseleri, meslekî açıköğretim lisesi ile meslekî eğitim merkezlerine kayıt işlemlerine ilişkin usul ve esasları belirleyen yazı illere gönderildi.
Bu kapsamda, geçici koruma altında bulunan en az 10 Suriyeli öğrenci ile sınıf açılabilecek. Başvuru sayısının fazla olması durumunda ise her sınıfta öğrenci sayısı 34´ü geçmeyecek şekilde planlama yapılacak. Öğrenci sayısının az olması durumunda eğitim bölgesi içindeki talepler birleştirilerek değerlendirilebilecek. Bu durumda hangi okulda birleştirme yapılacağı il veya ilçe millî eğitim müdürlüklerince belirlenecek.
İLLERDE TANITIMLAR YAPILACAK
Şube oluştururken okulun fiziki imkânları ile öncelikle boş kapasitesi olan okullar dikkate alınacak. Yapılacak kayıtlarda, işletmelerde beceri eğitimi ve staj imkânları da göz önünde bulundurulacak. Öğrencilere sağlanan imkânlardan velileri haberdar etmek ve bu konuda farkındalığı artırmak amacıyla il içinde tanıtım ve yönlendirme etkinlikleri yapılacak. Suriyelilerden Türkçe bilenlerin halk eğitim merkezlerince verilen “Türkçe Seviye A1” programını almış olmaları veya okuma yazma 1´inci kademe seviye tespit sınavından başarılı olmaları şartıyla doğrudan boş kontenjanı bulunan okulların Anadolu Meslek Programı 9´uncu sınıfa kayıtları yapılacak.
Geçici koruma altında bulunan ve Türkçe bilmeyen Suriyeli öğrencilere yönelik Talim ve Terbiye Kurulu kararı ile kabul edilen mesleki ve teknik Anadolu lisesi, Anadolu teknik ve Anadolu meslek programları 9´uncu sınıf haftalık ders çizelgesi uygulanacak. Öğrenciler 9´uncu sınıfın birinci döneminde Türkçe eğitimini aldıktan sonra ikinci dönemde zorunlu dersleri almaya başlayacak. Geçici koruma altındaki Suriyeli öğrencilerden, denklik belgelerinde ilköğretim okulu, ortaokuldan mezun veya ortaöğretim düzeyindeki okullardan ayrıldığı belirlenenlerin açıköğretim lisesi-mesleki açıköğretim lisesine kayıtları, genel öğrenci kayıt kabul takvimine göre ve ilgili mevzuata göre yapılacak.
ÇIRAKLIK PROGRAMINA KAYITLAR
Anadolu meslek programına kaydedilemeyenler ile meslekî açıköğretim lisesine kayıt olmak istemeyenler ise çıraklık eğitimine ilişkin usul ve esaslar çerçevesinde meslekî eğitim merkezlerine yerleştirilecek. Kayıt olacaklardan yabancılar için “Türkçe Seviye A1” programını almış olmaları veya okuma-yazma 1´inci kademe seviye tespit sınavında başarılı olmaları şartı aranacak.
Öğrencilerin ilgi, istek ve yeteneklerine uygun alan, dal seçimini yapabilmeleri için meslekî eğitim merkezi yönetimince alan öğretmenlerinin rehberlik yapmaları sağlanacak. Açılacak alan ve dalların belirlenmesinde sektör araştırması, meslek kuruluşlarının raporları, sektörün ihtiyacı gibi diğer hususlar dikkate alınacak.
Öğrenci için belirlenen alan veya dalda merkez müdürlüğü, işletme ve öğrenci velisi ya da reşit olan öğrenciyle sözleşme imzalanmak suretiyle kayıt tamamlanarak mesleki eğitim başlatılacak. Meslekî eğitim merkezine kayıt ve pratik eğitime başlatma işlemleri, bu yılın ekim ayı sonu itibarıyla tamamlanacak. Bir alan veya dala kayıt yaptıran çırak öğrenci sayısının 12´den az olması durumunda da bu öğrencilerin pratik eğitime başlamaları sağlanacak, teorik dersler ise diğer alan ve dal öğrencileri ile ortak yapılabilecek.
Öğrenci işletmede pratik eğitime başlatılmadan önce merkez müdürlüğünce 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Sosyal Güvenlik Kurumu mevzuatına uygun olarak SGK´ya gerekli bildirimler yapılacak. Bu yıldan itibaren Türkiye´de geçici koruma altında bulunan yaklaşık 100 bin dolayında Suriyeli öğrenciye meslekî eğitim verilmesi konusunda altyapı hazırlık çalışmaları tamamlandı.
YÖK: 5342 kişi görevden uzaklaştırıldı
Yükseköğretim Kurulu (YÖK), FETÖ/PDY operasyonları kapsamında devlet ve vakıf üniversitelerinde toplam 6 bin 792 akademik ve idari personel hakkında işlem başlatıldığını ve 5 bin 342 personel hakkında görevden uzaklaştırma kararı alındığını açıkladı.
YÖK'ten yapılan yazılı açıklamada, “Bilindiği üzere 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında hükümetimiz tarafından ülkemizde üç ay süre ile ilan edilen OHAL sonrasında Başbakanlığın ilgili kararıyla Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı bünyesinde OHAL Komisyonu oluşturulmuştur. Bu komisyon marifetiyle üniversitelerimizdeki görevden uzaklaştırmalar ve soruşturmalarla ilgili gerekli bilgilendirmeler yapılmakta ve bu süreçler yakından takip edilmektedir” denildi.
Yükseköğretim kurumlarında FETÖ/PDY terör şebekesine mensup hiç kimsenin barınmasına asla müsaade edilmeyeceğinin vurgulandığı açıklamada, “Devlet ve vakıf üniversitelerimizde toplam 5 bin 247 akademik personele ilişkin işlem başlatılmış olup, bunlardan toplamda 4 bin 225 kişi hakkında görevden uzaklaştırma kararı alınmıştır. Devlet ve vakıf üniversitelerimizde toplam bin 545 idari personele ilişkin işlem başlatılmış olup, bunlardan toplamda bin 117 personel hakkında görevden uzaklaştırma kararı alınmıştır. Devlet ve vakıf üniversitelerimizde toplamda 6 bin 792 akademik ve idari personel hakkında işlem başlatılmış olup, bunlardan toplamda 5 bin 342 personel hakkında görevden uzaklaştırma kararı alınmıştır. Hukuki çerçeveden ayrılmadan büyük bir sürat ve titizlikle gerçekleştirilen bu süreçlere ilişkin kamuoyunu bilgilendirmeye devam edeceğiz” ifadelerine yer verildi. Sözcü
YÖK'ten yapılan yazılı açıklamada, “Bilindiği üzere 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında hükümetimiz tarafından ülkemizde üç ay süre ile ilan edilen OHAL sonrasında Başbakanlığın ilgili kararıyla Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı bünyesinde OHAL Komisyonu oluşturulmuştur. Bu komisyon marifetiyle üniversitelerimizdeki görevden uzaklaştırmalar ve soruşturmalarla ilgili gerekli bilgilendirmeler yapılmakta ve bu süreçler yakından takip edilmektedir” denildi.
Yükseköğretim kurumlarında FETÖ/PDY terör şebekesine mensup hiç kimsenin barınmasına asla müsaade edilmeyeceğinin vurgulandığı açıklamada, “Devlet ve vakıf üniversitelerimizde toplam 5 bin 247 akademik personele ilişkin işlem başlatılmış olup, bunlardan toplamda 4 bin 225 kişi hakkında görevden uzaklaştırma kararı alınmıştır. Devlet ve vakıf üniversitelerimizde toplam bin 545 idari personele ilişkin işlem başlatılmış olup, bunlardan toplamda bin 117 personel hakkında görevden uzaklaştırma kararı alınmıştır. Devlet ve vakıf üniversitelerimizde toplamda 6 bin 792 akademik ve idari personel hakkında işlem başlatılmış olup, bunlardan toplamda 5 bin 342 personel hakkında görevden uzaklaştırma kararı alınmıştır. Hukuki çerçeveden ayrılmadan büyük bir sürat ve titizlikle gerçekleştirilen bu süreçlere ilişkin kamuoyunu bilgilendirmeye devam edeceğiz” ifadelerine yer verildi. Sözcü
Etiketler:
cemaat,
darbe,
fethullah gülen,
haber
80 binde bir oluyor
Bu gördüğünüz istatistiklere göre yaklaşık 80 bin doğumda 1 gerçekleşen bir olay.
Fotoğraflar İspanya'dan geçtiğimiz pazar günü çekildi ve bir bebeğin anne karnındaki amniyotik kesesi ile birlikte doğuşunu gösteriyor. Ancak daha enteresan olan birkaç dakika önce bu bebeğin ikizi tamamen normal şekilde dünyaya geldi.
Maviye dönmüş kordonu boynuna dolanmak üzere görülen yenidoğan buradan nefes almaya devam ederken, amniyotik kesenin bebeğin vücudunu sıkıca sardığı görülüyor.
Amniyotik kese normalde annenin doğum öncesi suyunun gelmesi ile çatlar ve hararetli doğum sürecinde tamamen yok olur. Bu inanılmaz görüntüler çok kısa sürede internette 7 milyon insan tarafından izlendi.
Fotoğraflar İspanya'dan geçtiğimiz pazar günü çekildi ve bir bebeğin anne karnındaki amniyotik kesesi ile birlikte doğuşunu gösteriyor. Ancak daha enteresan olan birkaç dakika önce bu bebeğin ikizi tamamen normal şekilde dünyaya geldi.
Maviye dönmüş kordonu boynuna dolanmak üzere görülen yenidoğan buradan nefes almaya devam ederken, amniyotik kesenin bebeğin vücudunu sıkıca sardığı görülüyor.
Amniyotik kese normalde annenin doğum öncesi suyunun gelmesi ile çatlar ve hararetli doğum sürecinde tamamen yok olur. Bu inanılmaz görüntüler çok kısa sürede internette 7 milyon insan tarafından izlendi.
IŞİD'ten kurtarılan Menbic'te halk özgürlüğü böyle kutladı
Suriye'de koalisyon güçlerinin hava desteğinde 1 Haziran'da başlatılan operasyonda PYD'nin başı çektiği Suriye Demokratik Güçleri, 2014'ten beri işgal altında olan Menbiç'i IŞİD'ten temizledi. IŞİD'in kentten çekilmesiyle birlikte örgütün baskısından kurtulan halkın sevinci objektiflere yansıdı. IŞİD'in sigara yasağından kurtulan kadınların yaptığı ilk iş sigara ile poz vermek oldu. Erkekler de sakallarını traş ettirdi. O anların fotoğrafları bütün dünyada yankı buldu. (cnntürk)
Başbakanın eşi Semiha Yıldırım da Semiha Yankı'ya açtığı davayı geri çekti
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hakaret nedeniyle açtığı davaları geri çekmesinin ardından aynı adımı atan Başbakan Binali Yıldırım, FETÖ soruşturmasında gözaltına alınan ve tutuklanan gazeteciler hakkındaki davaları geri çekmedi. Yıldırım'ın geri çektiği davalar arasında Soner Yalçın, Uğur Dündar'a açtığı davalar da var. Yıldırım'ın eşi Semiha Yıldırım da Semiha Yankı'ya açtığı davadan vazgeçti.
Hürriyet'in haberine göre, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu'nca yürütülen bir soruşturma kapsamında bazı gazeteciler hakkında gözaltı ve tutuklama kararı verilmişti.
Yıldırım, FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişimi sonrası oluşan toplumsal mutabakat ortamına katkıda bulunmak amacıyla aralarında siyasiler, yazarlar ve gazetecilerin de bulunduğu isimlere yönelik açtığı davaları geri çekeceğini açıklamıştı.
Bu arada, Başbakan Yıldırım'ın eşi Semiha Yıldırım da şarkıcı Semiha Yankı hakkında açtığı davayı geri çekti.
Başbakan Yıldırım'ın eşi Semiha Yıldırım, şarkıcı Semiha Yankı'ya neden dava açmıştı
Şarkıcı Semiha Yankı, “Bismillahirrahmanirrahim…İyi geceler” notuyla Başbakan Binalı Yıldırım’ın eşi Semiha Yıldırım’ın fotoğrafını paylaşmıştı. Semiha Yankı'nın paylaşımı sosyal medyada büyük tepkiye neden olmuştu.
Hürriyet'in haberine göre, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu'nca yürütülen bir soruşturma kapsamında bazı gazeteciler hakkında gözaltı ve tutuklama kararı verilmişti.
Yıldırım, FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişimi sonrası oluşan toplumsal mutabakat ortamına katkıda bulunmak amacıyla aralarında siyasiler, yazarlar ve gazetecilerin de bulunduğu isimlere yönelik açtığı davaları geri çekeceğini açıklamıştı.
Bu arada, Başbakan Yıldırım'ın eşi Semiha Yıldırım da şarkıcı Semiha Yankı hakkında açtığı davayı geri çekti.
Başbakan Yıldırım'ın eşi Semiha Yıldırım, şarkıcı Semiha Yankı'ya neden dava açmıştı
Şarkıcı Semiha Yankı, “Bismillahirrahmanirrahim…İyi geceler” notuyla Başbakan Binalı Yıldırım’ın eşi Semiha Yıldırım’ın fotoğrafını paylaşmıştı. Semiha Yankı'nın paylaşımı sosyal medyada büyük tepkiye neden olmuştu.
Adil Öksüz Fethullah Gülen'in dizlerinin dibinde
15 Temmuz darbe girşiminin en kritik isimlerinden olan Adil Öksüz'ün, Pensilvanya'da Fethullah Gülen'in dizlerinin dibindeki görüntüleri ortaya çıktı.
Darbe girişiminde Akıncı Hava Üssü'nde yakalanıp serbest bırakıldıktan sonra ortadan kaybolan örgütün 'Hava Kuvvetleri imamı' olarak tanınan YRD. Doç. Dr. Adil Öksüz'ün Pensilvanya'da iki çocukla birlikte Fethullah Gülen'in dizinin dibindeki görüntüleri sosyal medyada paylaşıldı.
FETÖ terör örgütünün kilit üyesi olmakla suçlandıktan sonra Türkiye'yi terk ederek Amerika Birleşik Devletleri'ne kaçan Tuncay Opçin tarafından Yrd. Doç. Dr. Adil Öksüz'ün görüntüleri paylaşıldı. Tuncay Opçin'in sosyal medyada, 'Hava Kuvvetleri imamımız havalanıp uçtu. Mehdi hazretlerinin dizinin dibine kondu' açıklamasıyla paylaştığı videoda Yrd. Doç. Dr. Adil Öksüz'ün Fethullah Gülen'in önünde diz çöktüğü, iki çocuğun Gülen'e şiir okuduğu görülüyor. Videoda Öksüz dışında iki kadın daha olduğu görüldü. Görüntüler hangi tarihte çekildiği ise bilinmiyor. DHA
Ali Koç: '15 Temmuz darbe girişimi laik eğitimin önemini gösterdi'
Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanvekili Ali Koç, darbe girişiminin laikliğin önemini gösterdiğine işaret ederek, "Eğitim sistemimizin laik ve çağdaş standartlara sahip olması ve bilim odağındaki gelişiminin desteklenmesi de toplumsal ve ekonomik açıdan geleceğimizin teminatı olacaktır" dedi.
İstanbul Sanayi Odası (İSO), üyesi olan 600'ü aşkın uluslararası sermayeli firmayı "Türkiye'ye Güvenenler, Türkiye'de Üretenler" konulu toplantıda bir araya getirdi. Swiss Otel'de dün gerçekleşen toplantıda konuşan Ford Otosan Yönetim Kurulu Başkanı ve Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanvekili Ali Koç, 15 Temmuz'da yaşanan darbe girişiminin eğitimde laikliğin önemini bir kez daha gösterdiğini söyledi.
Koç, "Eğitim sistemimizin laik ve çağdaş standartlara sahip olması ve bilim odağındaki gelişiminin desteklenmesi de toplumsal ve ekonomik açıdan geleceğimizin teminatı olacaktır. Bunun önemini 15 Temmuz'da hepimiz çok daha iyi anladık. Unutmayalım bir ülkenin en önemli sermayesi, insan kaynağıdır" dedi.
"Demokrasi sınavını topyekun başarıyla verdik"
"Ülke olarak oldukça zor günleri geride bıraktık" diyen Koç," 15 Temmuz'da memleketimizin karşı karşıya kaldığı darbe girişimiyle Türkiye Cumhuriyeti'nin birlik ve beraberliği hedef alındı. Bu girişim; halkımızın devletimizin, başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere, liderlerimizin ve kolluk kuvvetlerimizin demokrasiye olan inancıyla bertaraf edildi. Hepimize tekrar geçmiş olsun. Önemli bir demokrasi sınavını topyekun başarıyla geçtik. Millet olarak demokrasiye hiçbir müdahalenin kabul edilemez olduğunu ortaya koyup, demokrasimize ve demokratik kurumlarımıza sahip çıktık. Ancak felaketin eşiğinden döndüğümüz de bir gerçek. Bunu unutmayalım, hatırlayarak bu noktaya nasıl gelindiğini, iyi tahlil ederek, bir daha böyle şeylerin yaşanmaması için gerekli önlemlerin alınması, gerekli sistemlerin ve süreçlerin inşa edilmesi geleceğimiz açısından son derece önemlidir" diye konuştu.
"Ülkem varsa ben de varım"
15 Temmuz'da yaşamını yitirenleri saygıyla andığını söyleyen Koç, "Topluluğumuzun ana ilkesi olarak sıkça dile getirdiğimiz, kurucumuz merhum Vehbi Koç'un ' 'ülkem varsa ben de varım' sözünü, çok da bilinmeyen devamını bugünlerde paylaşmanın doğru olduğu inancıyla, sizlere açıklamak istiyorum. Vehbi bey o dönemde aynan şöyle demişti: 'Benim Anayasam şudur; devletim ve ülkem var oldukça, ben de varım. Demokrasi varsa hepimiz varız.Memleketimizin ekonomisini güçlendirmek için elimizden gelen bütün gayreti göstermeliyiz. Ekonomimiz güçlendikçe. demokrasi daha iyi yerleşir. Dünyadaki itibarımız artar'. Yaşayarak görüyoruz ki, bir ülkenin güçlü mevcudiyeti için demokrasinin, ekonomik gelişmişliğin ve kalkınmanın önemi ve bunlar arasındaki bağ hiç değişmiyor. Hatta son dönemlerde giderek artıyor" ifadelerini kullandı.
Dünyanın ilk 10 ekonomisi hedefi
Kamu ve özel sektörün koordinasyonla yürüyerek, 2023 hedeflerine tekrar sıkı sıkı sarılması gerektiğini söyleyen Koç, "Cumhuriyetimizin 100. yılında dünyanın en güçlü 10 ekonomisi arasına girme irademizi, iradeyle devam ettirilmesi çok çok önemlidir. 10 olmaz, 12 olur. 11 olur, 13 olur ama bu hedef son derece önemlidir ve hepimizin çorbada tuzu olabilecek bir hedeftir. Ve inşallah da gerçekleşecektir. İkincisi katma değerli üretim ve ihracatı arttırmak için İnovasyon ve teknolojiyi merkeze alan, bir modelle, devlet ve özel sektör hiç olmadığı kadar bir biriyle yan yana ve eş güdümle çalışmalıdır. Üçüncüsü, Türkiye'nin en önemli sorunlarından biri olan istihdama yönelik, kalıcı ve etkili bir formül için de aynı şekilde tüm kesimlerin bir araya gelmesi önem taşımaktadır. Son olarak eğitim sistemimizin laik ve çağdaş standartlara sahip olması ve bilim odağındaki gelişiminin desteklenmesi de toplumsal ve ekonomik açıdan geleceğimizin teminatı olacaktır. Bunun önemini 15 Temmuz'da hepimiz çok daha iyi anladık. Unutmayalım bir ülkenin en önemli sermayesi, insan kaynağıdır. Nasıl ki 15 temmuz süreci kamuda sorumluluk sahibi yerlere gelmenin tamamen ve sadece liyakat temelli olmanın önemini gösterdiyse, aynı şekilde özel sektör muhatap olduğu her türlü sürecin de şeffaf bir şekilde olması herkesi teşvik edecektir. Unutmayalım ki hepimiz aynı gemideyiz"şeklinde konuştu.
"Haklı kalmamız gerekmektedir"
Son bir kaç yılda hükumetin sanayicilere daha önce rastlanmamış teşvikler sunduğunu söyleyen Ali Koç, "İnanıyorum ki bu teşviklerle ihtiyacımız olan yeni bir sanayi hamlesini başlatabileceğiz. Bugün bu salonda Türkiye olan güvenimizi aktarıyoruz. Yurt dışında daha bir gür sesle son yaşananlarla ilgili gerçekleri ve memleketimizin ekonomik potansiyelini ve genel potansiyelinin anlatmanın zamanıdır. Çünkü bizlerin bile anlamakta güçlük çektiği son olayları, yabancıların hemen anlamaması gayet normal diyelim. Bizim haklı olmak kadar, haklı kalmamız gerekmektedir"dedi.
"Yeni bir yatırım hamlesini başlatacağız"
Son beş yılda yaptıkları 30 milyar TL'lik yatırımın, ülkenin geleceğine duydukları güvenin göstergesi olduğunu söyleyen Ford Otosan Yönetim Kurulu Başkanı ve Koç Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ali Koç, "Türkiye'nin daha fazla yabancı yatırım çekebilmesi için olmazsa olmaz hususları; güvenilir ve adil bir hukuk sistemi, uluslararası standartlarda bir demokrasi, nitelikli işgücü ve Ar-Ge, inovasyon, girişimcilik ve katma değeri teşvik eden bir ekosistemdir. Son birkaç yılda hükümetimiz, sanayicilerimize Cumhuriyet tarihimizin en kapsamlı teşviklerini sundu. İnanıyorum ki, bu teşvikler ve bütünsel stratejiler ile ihtiyacımız olan yeni bir 'Yatırım Hamlesi'ni başlatabileceğiz" dedi.
İstanbul Sanayi Odası (İSO), üyesi olan 600'ü aşkın uluslararası sermayeli firmayı "Türkiye'ye Güvenenler, Türkiye'de Üretenler" konulu toplantıda bir araya getirdi. Swiss Otel'de dün gerçekleşen toplantıda konuşan Ford Otosan Yönetim Kurulu Başkanı ve Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanvekili Ali Koç, 15 Temmuz'da yaşanan darbe girişiminin eğitimde laikliğin önemini bir kez daha gösterdiğini söyledi.
Koç, "Eğitim sistemimizin laik ve çağdaş standartlara sahip olması ve bilim odağındaki gelişiminin desteklenmesi de toplumsal ve ekonomik açıdan geleceğimizin teminatı olacaktır. Bunun önemini 15 Temmuz'da hepimiz çok daha iyi anladık. Unutmayalım bir ülkenin en önemli sermayesi, insan kaynağıdır" dedi.
"Demokrasi sınavını topyekun başarıyla verdik"
"Ülke olarak oldukça zor günleri geride bıraktık" diyen Koç," 15 Temmuz'da memleketimizin karşı karşıya kaldığı darbe girişimiyle Türkiye Cumhuriyeti'nin birlik ve beraberliği hedef alındı. Bu girişim; halkımızın devletimizin, başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere, liderlerimizin ve kolluk kuvvetlerimizin demokrasiye olan inancıyla bertaraf edildi. Hepimize tekrar geçmiş olsun. Önemli bir demokrasi sınavını topyekun başarıyla geçtik. Millet olarak demokrasiye hiçbir müdahalenin kabul edilemez olduğunu ortaya koyup, demokrasimize ve demokratik kurumlarımıza sahip çıktık. Ancak felaketin eşiğinden döndüğümüz de bir gerçek. Bunu unutmayalım, hatırlayarak bu noktaya nasıl gelindiğini, iyi tahlil ederek, bir daha böyle şeylerin yaşanmaması için gerekli önlemlerin alınması, gerekli sistemlerin ve süreçlerin inşa edilmesi geleceğimiz açısından son derece önemlidir" diye konuştu.
"Ülkem varsa ben de varım"
15 Temmuz'da yaşamını yitirenleri saygıyla andığını söyleyen Koç, "Topluluğumuzun ana ilkesi olarak sıkça dile getirdiğimiz, kurucumuz merhum Vehbi Koç'un ' 'ülkem varsa ben de varım' sözünü, çok da bilinmeyen devamını bugünlerde paylaşmanın doğru olduğu inancıyla, sizlere açıklamak istiyorum. Vehbi bey o dönemde aynan şöyle demişti: 'Benim Anayasam şudur; devletim ve ülkem var oldukça, ben de varım. Demokrasi varsa hepimiz varız.Memleketimizin ekonomisini güçlendirmek için elimizden gelen bütün gayreti göstermeliyiz. Ekonomimiz güçlendikçe. demokrasi daha iyi yerleşir. Dünyadaki itibarımız artar'. Yaşayarak görüyoruz ki, bir ülkenin güçlü mevcudiyeti için demokrasinin, ekonomik gelişmişliğin ve kalkınmanın önemi ve bunlar arasındaki bağ hiç değişmiyor. Hatta son dönemlerde giderek artıyor" ifadelerini kullandı.
Dünyanın ilk 10 ekonomisi hedefi
Kamu ve özel sektörün koordinasyonla yürüyerek, 2023 hedeflerine tekrar sıkı sıkı sarılması gerektiğini söyleyen Koç, "Cumhuriyetimizin 100. yılında dünyanın en güçlü 10 ekonomisi arasına girme irademizi, iradeyle devam ettirilmesi çok çok önemlidir. 10 olmaz, 12 olur. 11 olur, 13 olur ama bu hedef son derece önemlidir ve hepimizin çorbada tuzu olabilecek bir hedeftir. Ve inşallah da gerçekleşecektir. İkincisi katma değerli üretim ve ihracatı arttırmak için İnovasyon ve teknolojiyi merkeze alan, bir modelle, devlet ve özel sektör hiç olmadığı kadar bir biriyle yan yana ve eş güdümle çalışmalıdır. Üçüncüsü, Türkiye'nin en önemli sorunlarından biri olan istihdama yönelik, kalıcı ve etkili bir formül için de aynı şekilde tüm kesimlerin bir araya gelmesi önem taşımaktadır. Son olarak eğitim sistemimizin laik ve çağdaş standartlara sahip olması ve bilim odağındaki gelişiminin desteklenmesi de toplumsal ve ekonomik açıdan geleceğimizin teminatı olacaktır. Bunun önemini 15 Temmuz'da hepimiz çok daha iyi anladık. Unutmayalım bir ülkenin en önemli sermayesi, insan kaynağıdır. Nasıl ki 15 temmuz süreci kamuda sorumluluk sahibi yerlere gelmenin tamamen ve sadece liyakat temelli olmanın önemini gösterdiyse, aynı şekilde özel sektör muhatap olduğu her türlü sürecin de şeffaf bir şekilde olması herkesi teşvik edecektir. Unutmayalım ki hepimiz aynı gemideyiz"şeklinde konuştu.
"Haklı kalmamız gerekmektedir"
Son bir kaç yılda hükumetin sanayicilere daha önce rastlanmamış teşvikler sunduğunu söyleyen Ali Koç, "İnanıyorum ki bu teşviklerle ihtiyacımız olan yeni bir sanayi hamlesini başlatabileceğiz. Bugün bu salonda Türkiye olan güvenimizi aktarıyoruz. Yurt dışında daha bir gür sesle son yaşananlarla ilgili gerçekleri ve memleketimizin ekonomik potansiyelini ve genel potansiyelinin anlatmanın zamanıdır. Çünkü bizlerin bile anlamakta güçlük çektiği son olayları, yabancıların hemen anlamaması gayet normal diyelim. Bizim haklı olmak kadar, haklı kalmamız gerekmektedir"dedi.
"Yeni bir yatırım hamlesini başlatacağız"
Son beş yılda yaptıkları 30 milyar TL'lik yatırımın, ülkenin geleceğine duydukları güvenin göstergesi olduğunu söyleyen Ford Otosan Yönetim Kurulu Başkanı ve Koç Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ali Koç, "Türkiye'nin daha fazla yabancı yatırım çekebilmesi için olmazsa olmaz hususları; güvenilir ve adil bir hukuk sistemi, uluslararası standartlarda bir demokrasi, nitelikli işgücü ve Ar-Ge, inovasyon, girişimcilik ve katma değeri teşvik eden bir ekosistemdir. Son birkaç yılda hükümetimiz, sanayicilerimize Cumhuriyet tarihimizin en kapsamlı teşviklerini sundu. İnanıyorum ki, bu teşvikler ve bütünsel stratejiler ile ihtiyacımız olan yeni bir 'Yatırım Hamlesi'ni başlatabileceğiz" dedi.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)