17 Ağustos 2016 Çarşamba

5. kattan ölüme atladı!

Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde psikolojik sorunlar yaşadığı öğrenilen bir genç kız, 5. kattan atlayarak intihar etti.


Olay Müftü Mahallesi Devrek Yolu Caddesi üzerindeki 5 katlı apartmanda meydana geldi. İddiaya göre, bir süredir psikolojik sorunlar yaşayan Kader Ş. (21) babası ile telefonda tartıştıktan sonra 5 katlı apartmanın son katında yaşayan kız arkadaşı Ece E.'ye ait dairenin penceresinden kendisini boşluğa bıraktı.

Olayı gören çevredeki vatandaşlar 112 ekiplerine haber verdi. Kısa sürede olay yerine gelen 112 sağlık görevlileri genç kıza ilk müdahaleyi yaptıktan sonra ambulansla hastaneye kaldırdı. Genç kız burada yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti.

Öte yandan Kader Ş.'yi yerde baygın yatarken gören arkadaşları gözyaşlarına hakim olamadı. Polis olayla ilgili olarak soruşturma başlattı. Sözcü

Erdoğan'a Başdanışman atanan Adnan Tanrıverdi kimdir,

Cumhurbaşkanlığı başdanışmanlığına atanan emekli general Adnan Tanrıverdi ve kurucusu olduğu kuruluş Sadat bir çok iddia ile gündeme geldi. Peki Adnan Tanrıverdi kimdir ve Sadat adlı şirket ne faaliyetler yürütüyor? İşte iddialar ve kamuoyuna yapılan açıklamalarıyla bu soruların yanıtları...

Sadat adlı uluslararası savunma danışmanlığı firmasının kurucusu emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi'nin Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanlığına getirilmesi kamuoyunda da merak edilen soruları beraraberinde getirdi. Peki Adnan Tanrıverdi kimdir ve Sadat firması ne yapmaktadır?
1944 Konya Akşehir doğumlu olan Adnan Tanrıverdi, 1963-1964'te İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Zooloji Bölümündeki öğreniminin ardından 1964 yılında girdiği Kara Harp Okulun'dan 1966'da topçu subayı olarak mezun oldu ve 1996 yılındaki emekliliğine kadar 30 yıl TSK'da görev yaptı. 1980'de kurmay subay olan ve "Gayrinizami Harp Kursu" de gören Tanrıverdi'nin görev yaptığı birlikler arasında Genelkurmay Özel Harp Daire Başkanlığı ile KKTC Sivil savunma Teşkilat Başkanlığı da bulunuyor.

"İrticai faaliyet" iddiası

1992'de tuğgeneralliğe yükseltilen Tanrıverdi, İstanbul'daki 2. Zırhlı Tugay Komutanlığı'nın ardından Kara Kuvvetleri Sağlık Daire Başkanlığı yaptı ve 1996'da kadrosuzluk gerekçesiyle emekli edildi. Tanrıverdi'nin geçmişte ve atamasının ardından "TSK içinde irticai faaliyetler yürüttüğü için" emekli edildiği iddiaları sıkça gündeme getirildi. Emeklilikten sonra da Üsküdar FM Radyosunun Genel Koordinatörlüğünü, İhlâs Marmara Evleri Camii Yaptırma ve Yardım Derneği Yönetim Kurulu üyeliğini yapan Tanrıverdi'nin genel başkanlığını yaptığı, 2000 yılında kurulan Adaleti Savunanlar Derneği'nin (ASDER) TSK'dan ihraç edilen ve emekli askerlerden oluştuğu sıkça eleştiri konusu oldu. Kuruluş, bünyesindeki Adaleti Savunanlar Stratejik Araştırmalar Merkezi Derneği (ASSAM) aracılığıyla TSK'nın yeniden yapılandırılmasına yönelik eleştiriler geliştirdi. Atama sonrasında basında yer alan iddialar arasında 15 Temmuz sonrasındaki kararnamelerle TSK'ya getirilen yeni düzenlemelerin bu önerilerle paralellik taşıdığı da var.

Eski istihbarat başkanından 'Dini kışlaya sokan adam' iddiası

Atama kararının ardından Genelkurmay Eski İstihbarat Başkanı emekli Korgeneral İsmail Hakkı Pekin'in, "Bu adam TSK'daki görev yaptığı süre boyunca dini kendi amaçlarına alet eden uygulamalar içinde olmuştur. İstanbul Maltepe'deki Tugay Komutanlığı sırasında kışlanın içine dini sokmuş, kendine orada bir grup yaratamaya çalışmış, kışla içinde toplu sihir namazları kıldığına yönelik gelen bilgiler doğrultusunda kızak bir göreve çekilerek emekli edilmiştir" şeklindeki iddiası basına yansıdı.

'Atatürk düşmanı' iddiası

Emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz da Tanrıverdi'yi "Atatürk düşmanı" diye niteleyerek, "Atatürk düşmanı, cumhuriyet düşmanı bir adamla yoluna devam edenler bu ülkeyi bu felaketten kurtaramaz" açıklaması yaptı.

Sadat'ın faaliyetleri ne?

Adnan Tanrıveri'nin 2012'de kurucusu olduğu Sadat Uluslararası Savunma Danışmanlık Şirketi, özellikle Suriye savaşı bağlamında sıkça gündeme gelen bir kuruluş.

Misyonu: 'İslam dünyasının dünya süper güçleri arasındaki yerini almasına yardımcı olmak'
Gayri nizami harp eğitimi veren şirketin çeşitli yerlerde açtığı eğitim kamplarında 2 bin 800 kişinin gayri nizamı harp ya da gerilla eğitimi aldığı 3 Eylül 2012'deki Aydınlık gazetesinin bir haberinde yer aldı. Peki Sadat kendisini nasıl anlatıyor? Şirketin internet sitesinde misyonu, "Silahlı Kuvvetlerin ve İç Güvenlik Güçlerinin organizasyonu, iç güvenlik ve savunma alanında stratejik danışmanlık, iç güvenlik ve askeri eğitim ile donatım alanlarında hizmet vererek, İslam Ülkeleri arasında savunma ve savunma sanayi işbirliği ortamı oluşturmayı ve İslam Dünyasının kendine yeterli bir askeri güç olarak da Dünya Süper Güçleri arasındaki hak ettiği yerini almasına yardımcı olmaktır" şeklinde tanımlanıyor.

Askeri eğitim ve danışmanlık hizmeti veriyor

Türkiye'de uluslararası savunma alanında danışmanlık ve askeri eğitim veren ilk ve tek şirket olduğu belirtilen ve eski TSK mensuplarının görev aldığı Sadat, askeri ve "iç güvenlik" yani "terörle mücadele" alanında danışmanlık ve eğitim hizmeti veriyor. Askeri ve güvenlik alanında pek çok eğitimi veren şirketin, kursları arasında "Gayri Nizamı Harp" ve "Keskin Nişancılık" gibi başlıklar da dikkat çekiyor. "Kara Harekatı", "Keskin Nişancılık", "Koruma", "Tahrip", "Gayri Nizami Harp", "İleri Tek Er Muharebe", "Topçu ve Havan İleri Gözetleyicilik", "Tank / Zırhlı Araç Avcılığı" gibi kurs eğitim paketleri bulunuyor.

Gayri Nizami Harp Eğitim Paketi

Şirketin "Gayri Nizami Harp Kursu Eğitim Paketi" kapsamında, "Gayri Nizami Harp teşkilatlanması ve bu teşkilatın unsurlarının pusu, baskın, yol kapaması, tahrip, sabotaj ve kurtarma-kaçırma harekatları ile bu harekatlara karşı koyma faaliyetlerinin eğitimini" verdiği anlatılıyor. Şirketin bu kurs kapsamında verdiği dersler arasında, "istihbarat", "gerilla harekatı", "kurtarma-kaçırma harekatı", "özel kuvvetler harekatı", "psikolojik harp" dikkat çekiyor. Bu kurs sonucunda "kazandırılacak kabiliyetler" başlığı altında da şunlar sayılıyor:

"Suikast kabiliyeti kazandırılır"

"Kursiyerler, GNH Kursları sonucunda; Başta psikolojik harp ve harekat olmak üzere, Sabotaj, Baskın, Pusu, Tahrip, Suikast, Kurtarma ve kaçırma, Tedhiş, Sokak hareketleri türü eylemlerde ve gizli etkinliklerden oluşan harekat teknikleri, imkân ve kabiliyetine ulaştırılır ve yapılacak test ve değerlendirmelerde başarılı olanlara GNH Uzmanlığı Sertifika verilir."

Sadat TBMM gündeminde

Kurulduğu 2012'de Ali Rıza Öztürk, Bülent Tezcan ve Ali İhsan Köktürk tarafından verilen Soru ve Meclis Araştırması önergesiyle TBMM gündemine taşınan Sadat'la ilgili son olarak CHP Mersin Milletvekili Fikri Sağlar, Başbakan Binali Yıldırım'ın yanıtlaması talebiyle 1 Temmuz'da soru önergesi vermişti. Suriye savaşındaki etkinliği ve faaliyetleri sorgulanan Sadat'la ilgili önergede, "Sadat'ın TSK'ya alternatif oluşturduğu" iddiaları hatırlatılmıştı. Sağlar'ın deyimiyle şirketin "kontrgerilla eğitimi" verdiği belirtilen soru önergesinde, şirketin "Suriye'de savaşan IŞİD türevi radikal İslamcı örgütlere gayrı nizami harp eğitimi" verdiği iddiaları sorulmuştu. Sağlar soru önergesinde, şirketin kamplarında "Osmanlı Ocaklarından gelen gençlerin" de bulunduğu iddialarını hatırlatarak, Sadat'ın resmi kurumlarca verilmiş bir izninin olup olmadığını, "TSK'ya alternatif oluşturması için hükümet tarafından izin verilip verilmediğini" ve hangi gruplara ne tür eğitimler verdiğinin takip edilip edilmediğini sormuştu. Sağlar, "Eğer takip ediliyorsa hangi gruplara, ne tür eğitimler hangi tarihler aralığında ve nerede verilmiştir?" sorusuna da yanıt istemişti. Soru önergesinde Sağlar, "Gerilla eğitimi veren SADAT’ın kontrol edilmemesi durumunda, ne gibi sıkıntılara gebe olduğumuzu ön görüyor musunuz?" diye de sormuştu.

Sadat'tan yanıt: Fuat Avni ve Mehmet Eymür'ün iftiraları

Fikri Sağlar'ın soru önergesine 12 Temmuz'da Sadat'ın internet sitesi üzerinden yanıt verilmiş ve bu iddiaların arkasında sosyal medyada "Fuat Avni" olarak bilinen ve kim olduğu bilinmeyen bir kişiyle, eski MİT'çi Mehmet Eymür'ün bulunduğu belirtilerek, bunların iftira olduğu ileri sürülmüştü. Cevapta Eymür'ün bu iddiaları, "CIA'nin yönlendirmesiyle" gündeme getirdiği iddia edilerek, "Bu ülkelerin silahlı kuvvetlerine ihtiyaç duydukları askeri eğitimleri SADAT A.Ş. vermesin de ABD şirketleri mi versin?" denilmişti.

'Hiçbir ülkeye gerilla eğitimi verilmedi'

Şirketten soru önergesi üzerine yapılan açıklamada, Ticaret Kanunu kapsamında faaliyet gösterdikleri, şirketin kuruluşunun Ticaret ve Milli Savunma Bakanlıkları'na bildirildiği ve "Türk Silahlı kuvvetlerine alternatif olmak gibi bir amacı ve iddiası" olmadığı söylendi. Kurulduğu günden bu güne kadar herhangi bir ülke veya gruba, yurt içinde ve yurt dışında nizami-gayri nizami veya herhangi bir konuda eğitim hizmeti verilmediği belirtilen açıklamada, bazı ülkeler ile proje bazında danışmanlık için görüşme yapıldığı ifade edildi. Savunma Sanayi ürünleri alıp-satmak için girişimlerde bulundukları anlatılan açıklamada, "Milli Savunma Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlıklarının izni olmadan, savunma sanayi ürünlerinin yurt içi ve uluslararası sevkiyatı mümkün değildir. SADAT A.Ş. de aynı hükümlere tabidir" denildi. Yurt içinde ve yurt dışında herhangi bir eğitim tesisi ve kamplarının bulunmadığı dile getirilen açıklamada, bu yöndeki iddialar "iftira" olarak nitelendirildi. Açıklamada, "SADAT A.Ş.'nin eğitim kampları yoktur. SADAT A.Ş.'nin İŞİD (DAEŞ - DEAŞ - ISIS - ISIL) ile ve başka her hangi bir terör örgütü ile hiç bir ilgi ve bağlantısı yoktur ve olması da mümkün değildir. SADAT A.Ş. yurt içinde ve dışında hali hazırda hiç bir ülkeye veya örgüte gerilla eğitimi vermemiştir" denildi.

'Gayri nizami harp eğitimi verme kabiliyetimiz var'

Ancak şirketin gayri nizami harp eğitimi verme imkan ve kabiliyeti bulunduğu ifade edilen açıklamada, şu ifade ve iddialar yer aldı:

"Şu anda ihtiyaç duyan ülkelere küresel güçlerin benzer şirketleri bu eğitimi vermektedir. SADAT A.Ş. için kuşku ile bakılan bu husus ülkelerin milli ihtiyaçlarına bağlıdır. Özellikle küresel güçlerin kontrolündeki terör örgütleri ile mücadelede İslâm Ülkeleri bu tür özel eğitimli birlikler yetiştirme ihtiyacı duymaktadırlar. SADAT veya bir başka Türk şirketi veya TSK bu talebi karşılamazsa, ilgili ülkedeki teröristi de, terörle mücadele kuvvetlerini de küresel güçler eğitmektedirler. Bu tür eğitimlerin yurt dışında SADAT A.Ş. tarafından verilmesinin devlete her hangi bir sıkıntı vermesi mümkün değildir. Sadece bu imkandan haberi olmayan devlet, bu imkanı bir dış politika enstrümanı olarak kullanmaktan mahrum olacaktır."

İddiaların karalama kampanyası olarak nitelendirildiği açıklamada, Sadat'ın "ülke çıkarları için endişe edilecek değil teşvik edilecek bir şirket" olduğu öne sürülmüştü. (cnntürk.com.tr)

38 bin mahkum tahliye olacak

Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'a eklenen geçici maddeyle 38 bin mahkuma tahliye yolu açıldı. Karar ile birlikte; şu anda yaklaşık 180 bin hükümlü ve tutuklunun bulunduğu cezaevlerindeki mahkumların 5'te biri tahliye edilecek.


Adalet Bakanı Bekir Bozdağ iki yeni kararname ile ilgili Twitter hesabından açıklama yaptı. Bakan Bozdağ, yeni düzenleme ile 38 bin kişinin tahliye olacağını söyledi.

İşte Bekir Bozdağ’ın açıklaması;

“Resmi Gazete’de yayımlanan 671 S.Kanun Hükümde Kararnameyle Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’a eklenen geçici maddeyle 1 Temmuz 2016 tarihine kadar işlenen suçlar nedeniyle mahkum veya mahkum olacaklar bakımından iki önemli düzenleme yapılmaktadır.

Birincisi,Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 105/A’daki koşullu salıverilmeye dair “bir yıl”, “iki yıla”çıkarıldı. Buna göre;koşullu salıverilmesine iki yıl veya daha az süre kalan iyi hâlli hükümlülerin cezalarının,koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmı, denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infaz edilebilecektir.Diğer ifadeyle,bir yıl erken tahliye olacaklarıdır. İkinci düzenleme Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 107.  maddesinde düzenlenen koşullu salıvermeye ilişkindir. 107. maddenin ikinci fıkrasına göre, süreli hapis cezalarına mahkûm edilmiş olanlar,cezalarının “üçte ikisini” infaz kurumunda çekmeleri halinde koşullu salıverilmeden yararlanabilmektedir.KHK'da yapılan düzenlemeyle “üçte ikilik(2/3)”oran,“yarısına (1/2)”ye indirilmektedir.

Buna göre,süreli hapis cezalarına mahkumlar,cezalarının 1/2’sini infaz kurumunda çektikleri takdirde,koşullu salıvermeden yararlanabilecek ancak aşağıdaki suçları işlemiş olanlar bu düzenlemenin kapsamı dışındadır.

Bu suçlar şunlardır:

a)Kasten öldürme (madde 81,82)

b)altsoya,üstsoya, eşe veya kardeşe ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumunda bulunan kişiye karşı işlenen asten yaralama veya neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçları;

c)cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar (madde 102,103,104,105);

d)özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı suçlar (madde 132,133,134,135,136,137,138)

e) uyuşturucu veya uyarıcı madde imal veya ticareti (madde 188);

f)devletin güvenliğine karşı suçlar;

g)anayasal düzene karşı suçlar;

h) milli savunmaya karşı suçlar;

ı) devlet sırlarına karşı suçlar ve

i) Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar.

Bu düzenlemenin sonucu ilk etapta kapalı ve açık ceza infaz kurumlarından yaklaşık 38.000 kişi tahliye olacaktır. Düzenleme,bir af değildir. Koşullu salıverilme tarihine kadar geçecek sürede ceza,dışarıda denetimli serbestlik olarak infaz edilecektir. Düzenlemenin mahkumlar,yakınları,milletimiz ve ülkemiz için hayırlı olmasını dilerim. Ayrıca düzenleme,kapsamındaki 1 Temmuz 2016’dan önce işlenmiş suçları içermektedir.1 Temmuz 2016’dan sonraki suçlar da kapsam dışındadır.”

RAHŞAN AFFINDA YÜZDE 42’Sİ ÇIKMIŞTI

Türkiye tarihindeki en kapsamlı makhum aflarından olan ve kamuoyunda Rahşan Affı olarak bilinen 2000 Genel Affı’nda cezaevlerinden 30 bin hükümlü çıkmıştı. Bu o dönemki hükümlü oranının yüzde 42’sine tekabül ediyordu. 2000 yılındaki afta cinayet ve cinsel suçlar gibi cürümleri işleyenler de serbest bırakılmıştı. Şimdi yapılan afta ise cezaevlerindeki 180 bin kişinin yüzde 21’i serbest bırakılıyor.

Cezaevlerinde hükümlü ve tutuklu sayıları yıllara şöyleydi.

1999 – 67.581

2000 – 49.512

2001 – 55.609

2002 – 59.429

2003 – 64.296

2004 – 57.930

2005 – 55.870

2006 – 70.277

2007 – 90.837

2008 – 103.235

2009 – 116.340

2010 – 120.814

2011 – 128.604

2012 – 136.020

2013 – 145.478

2014 – 158.837

2015 – 164.461

2016 – 179.611 (13 Ocak 2016)

Sözcü

16 Ağustos 2016 Salı

2016 Kurban Bayramı ne zaman? Rezervasyon uyarısı geldi

2016 Kurban Bayramı ne zaman? 12 Eylül'de başlıyor. Bayram tatili ne zaman olacak sorusuna Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş cevap verdi. Bayram tatilinin uzunluğuna ise en çok sevinen turizm şirketleri. Turizm piyasasında oldukça zor dönem geçiren şirketler, Bayram tatilinde derin bir nefes almak istiyor. Turizmciler "erken rezervasyon" uyarısında bulunarak, tatile çıkmak isteyen yerli turistin, tatili son güne bırakmama uyarısında bulundu.


Bayrama az bir zaman kala Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, bayram tatilinin ne kadar olacağına dair gazetecilerin sorularını cevapladı. Memur yasağının kaldırılması üzerine bilgiler veren Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Bayram tatili 9 gün olacak mı sorusuna, net bir cevap vermedi.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtuluş yaptığı açıklamada, kamuda çalışan memurlarının izin yasağının kaldırıldığını açıkladı. Dilediği zaman memurların senelik izinlerinin kullanabileceğini söyledi. İzin yasağının memurları zor durumda bıraktıklarını ama bu yasağın onların kötülüğü için değil, FETÖ'ye karşı yapılan operasyonların daha hızlı olması için alınmış bir tedbir olarak dile getirdi. İzin yasağı bugünden itibaren kaldırdığını söyleyen Kurtuluş, memurlara müjdeli haberi verdi.

Kurban Bayramı tatilinde kaç gün olacak?

Başbakan Yardımcısı, resmi olmasa da tatilin 9 gün olacağını söyledi. Bilinildiği üzere, Bayram tatillerinin süresini "Bakanlar Kurulu" belirliyor.

Turizmcilerden tatile çıkmak isteyenleri uyarıyor

Son güne bırakılacak olan tatil rezervasyonları Türkiye genelinde hüsranla sona ererken, bu olayların yaşanmaması için turizmcilerden "erken rezverasyonun sonu mutluluktur" sloganıyla, insanlara erkenden hareket etmelerinin önemini vurguluyor.

Kurban Bayramı Tatili'ne asıl sevinenler: Turizmciler

Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkan Yardımcısı ve Ege Turistik İşletmeler Ve Konaklamalar Birliği (ETİK) Başkanı Mehmet İşler, memurların izin yasağının kaldırılması üzerine açıklamalarda bulundu. 15 Temmuz gecesinden sonra yaşanan olaylardan sonra "memurlara izin yasağı"nın gelmesi, turizimcileri kara kara düşündürürken, Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş'un bayram öncesi "izin yasağı"nın kalkmasını, turizm açısından oldukça önemli ve katkısı büyük bir karar olarak gördü.

2016 yılının başından beri yaşanan olayları turizm açısından kabus olarak gören İşler, son olaylardaki darbe girişimindeki turizm etkisini "Yaşananlardan sonra söz konusu vatan olduğu için bizim için turizm teferruat oldu." açıklamasında bulundu. Türkiye'deki insanların darbeyi silahlarla değil yürekleriyle durduklarını dile getiren İşler, bu durumda turizmdeki kazancımız yerine vatanımızın birliğinin daha önemli olduğunu söyledi.

Turizmi vuranın ekonomi olmadığını "siyasi ve politik" olduğunu söyleyen İşler, her ne olursa olsun kendi halinde küçük de olsa turizmin devam edeceğini söyledi. Memurlara izin yasağının kaldırılmasında beklenmedik ve doping etkisi meydana getirdiğini söyleyen İşler, bu durumdan hemen etkilenen sektörün turizm olduğunu ve bu yasağın kalkmasıyla, hareketlenmenin hemen yaşandığını dile getirdi. Bu durumunun yaralanan turizme merhem gibi yaralara iyi geldiğini dile getirdi. İç turizmin bir anda canlanmasını umutlu olarak gördüğünü dile getiren İşler, 9 günlük tatil değişmezse, turizm açısından 2016'nın kendi alanlarında en iyi günlerini yaşayacağını dile getirdi.

Kurban Bayramı resmi günleri hangi tarihler arası?

11 Eylül 2016 Pazar (Arefe günü)

12 Eylül 2016 Pazartesi Bayramın birinci günü

13 Eylül 2016 Salı Kurban Bayramın ikinci günü

14 Eylül 2016 Çarşamba Bayramın üçüncü günü

15 Eylül 2016 Perşembe Bayramın dördüncü günü

(cnntürk)

2010 KPSS için önemli karar

KPSS'nin 2010'da uygulanan genel yetenek ve genel kültür sorularını hukuka aykırı şekilde elde ettiği tespit edilen kişilerin atamaları iptal edilecek.


670 sayılı "Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler Hakkında Kanun Hükmünde Kararname", Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Buna göre, 10-11 Temmuz 2010'da yapılan KPSS'de genel yetenek ve genel kültür test sonuçlarına göre veya bu sonuçlar da esas alınmak suretiyle atanan personelin atama işlemlerinin geçerliliği devam edecek ancak bu sınav sorularını ve/veya cevaplarını hukuka aykırı şekilde sınav öncesinde ya da sınav sırasında elde ettiği tespit edilen kişilerin atamaları iptal edilecek. cnntürk

Türkiye’de 413 bin Suriyeli çocuğa Türkçe öğretecekler

Milli Eğitim Bakanlığı 21 ilde yaşları 5 ile 10 arasında değişen 413 bin Suriyeli çocuğa Türkçe öğretecek. Bu sayının bir çok Avrupa ülkesindeki toplam öğrenci sayısına yakın olduğu belirtiliyor.

Milli Eğitim Bakanlığı, Türkiye’nin 21 ilinde geçici korunma kapsamında yaşları 5 ile 10 arasında değişen 413 bin 575 Suriyeli çocuğa Türkçe öğretim yaz kursu verecek. Bakanlık, belirlediği 21 ilde gerekli hazırlıkların yapılması için genelge ve bu illerdeki Suriyeli çocukların sayısı ile ilgili Göç İdaresi Genel Müdürlüğünün verilerini gönderdi. Verilere göre, yaşları 5- 10 arasında olan Suriyeli çocuklar en fazla Şanlıurfa, Hatay ve İstanbul’da yaşarken, en az ise Antalya ve Siirt’te bulunuyor.
Milli Eğitim Bakanlığı Hayatboyu Öğrenme Genel Müdürlüğü, Türkiye’de geçici korunma kapsamında öğrenim gören Suriyeli öğrencilere Türkçe öğretmek ve öğrencilerin yaşadığı uyum sorunlarını gidermek için 21 il’de Türkçe öğretim yaz kursu açılması için söz konusu illerin Milli Eğitim Müdürlüklerine genelge gönderdi. Genelgede şöyle denildi:

“Bu kapsamda, yaz kursuna alınmak üzere 2016- 2017 eğitim öğretim döneminde öğrenim görecek 1-2-3-4-5 sınıf düzeyindeki Suriyeli öğrencilerin belirlenerek ön kayıtlarının alınması, ön kayıtları alınan öğrencilerin sayısına ve sınıf düzeyine göre kursa alınacağı okul ve dersliklerin belirlenmesi gerekir. Yapılan planlama doğrultusunda Suriyeli öğrencilere eğitim vermek üzere hali hazırda ilinizde kadrolu olarak görev yapan Türkçe, Türk Dili ve Edebiyatı ve sınıf öğretmenlerinden Türkçe öğretimi yaz kurslarında görev alabilecek öğretmenlerin tespit edilmesi ve bilgilerinin Bakanlığa bildirilmesi gerekmektedir.”

1-5 SINIF DÜZEYİNDE 202 BİN SURİYELİ ÇOCUK

Milli Eğitim Bakanlığı Adana, Adıyaman, Ankara, Antalya, Batman, Diyarbakır, Gaziantep, Hatay, İstanbul, İzmir, Kahramanmaraş, Kayseri, Kilis, Kocaeli, Konya, Malatya, Mardin, Mersin, Osmaniye, Şanlıurfa ve Siirt illerinde açacağı Türkçe öğretim yaz kursları ile ilgili genelge ile birlikte, Suriyeli öğrencilerin sayısını gösteren Göç İdaresi Genel Müdürlüğünün verilerini de gönderdi. Verilere göre 21 ilde 2015- 2016 Eğitim ve öğretim döneminde 1-5 sınıf düzeyine göre kayıtlı 202 bin 480 Suriyeli çocuk bulunuyor.

EN ÇOK ŞANLIURFA’DA EN AZ ANTALYA’DA

Göç İdaresi Genel Müdürlüğünün verilerine göre, yaşları 5-10 arasında değişen çocuk sayısına bakıldığında, 70 bin 575 ile en fazla küçük Suriyelinin yaşadığı kent Şanlıurfa olurken, bunu 59 bin 356 ile Hatay, 57 bin 513 ile İstanbul ve 56 bin 901 ile Gaziantep izledi. Suriyeli küçük çocukların en az yaşadığı kentler ise, 30 ile Antalya ilk sırada yer alırken, onu 381 ile Siirt ve 2 bin 892 ile Batman izliyor.

BİRÇOK AVRUPA ÜLKESİNİN TOPLAM ÖĞRENCİ SAYISINA YAKIN

Diğer yandan Türkçe öğretilecek çocuk sayısı olan 413 bin, Avrupa’nın birçok ülkesindeki toplam öğrenci sayısına yakın bir rakam. Eğitimde örnek gösterilen Finlandiya’daki toplam öğrenci sayısı 550 bin olurken, Lüksemburg’da bu sayı 537 bin, Malta’da 421 bin düzeyinde bulunuyor. Nitekim eski Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı da Suriyeli öğrencilerin eğitimiyle ilgili bu yılın başlarında yaptığı açıklamada 750 bin öğrencinin eğitiminin söz konusu olduğuna işaret ederek, Suriyeli öğrenci sayısının Finlandiya’nın 1,5 katı olduğunu söyledi.

(Kaynak:sözcü.com.tr)

Konut kredisinde ikinci bir indirim geliyor mu?

Birçok banka geçen hafta konut kredi faiz oranlarını çeşitli vadelerde aylık yüzde 1'in altına düşürdü. Ancak beklentilerin karşılanmaması piyasalarda ikinci bir indirimi gündeme getirdi.



Emlak Konut ile GYODER'in Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sonrası ekonominin çarklarının dönmesi ve inşaat sektörünün canlılığını koruması amacıyla başlattığı seferberliğin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bankalara, konut kredilerinde yıllık faiz oranlarını yüzde 9'a doğru çekmeleri çağrısı yapmış, Başbakan Binali Yıldırım da konut kredilerinde faizi
düşürmek için çalışmalara başladıklarını duyurmuştu.

Söz konusu çağrılara destek veren bankalar, geçen haftadan başlayarak en düşüğü yüzde 0,80 olmak üzere konut kredisi faiz oranlarını çeşitli vadelerde yüzde 1'in altına çekti.

AA muhabirinin Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) verilerinden derlediği bilgilere göre, 5 Ağustos 2016 itibarıyla bankacılık sektörünün kullandırdığı toplam konut kredisi tutarı 151 milyar liraya ulaştı.

Söz konusu tutarın 123 milyar lirası (yüzde 81,7) 61-120 ay vadeli, 27 milyar lirası (yüzde 18,2) 13-60 ay vadeli ve 176 milyon lirası (yüzde 0,1) 1-12 ay vadeli kullanımdan oluştu.

Kampanyalar öncesi yüzde 1,10'un üzerinde seyreden konut kredi faiz oranları, bankaların geçen hafta yaptığı indirimlerle 0-24 ay vadelerde ortalama yüzde 0,90'a, 25-60 ay vadelerde yüzde 0,96'ya ve 61-120 ay vadelerde de yüzde 0,98'e çekildi.

Piyasalar indirimin devamını bekliyor

Uzmanlar, konut kredi faiz oranlarının yüzde 1'in altına düşmesine karşın konut kredilerinin ağırlıkla 5-10 yıllık vadelerde kullanıldığı göz önüne alındığında yıllık faiz oranlarının hala yüzde 11,5'in üzerinde seyrettiğine dikkati çekiyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çağrısında belirttiği yüzde 9'a doğru çekilmesi, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Mehmet Ali Akben'in konut kredilerindeki faiz indirimlerinin bir başlangıç olduğunu, arkasının geleceğini belirtmesi ve konut kredilerinde uzun vadeli kullanımın yaygın olması piyasalarda faizlerin daha da aşağıya çekileceği beklentisi oluşturdu.

Bankacılık analistleri ise konut kredi faizlerinin düşmesinin kar marjları üzerinde baskı oluşturduğuna dikkati çekerek, Türkiye'deki tasarruf açığı nedeniyle mevduatın kısıtlı kaldığını, bankaların mevduat konusunda rekabetçi oran vermekte zorlandığını belirtti.

Bankaların mevduat için rekabet etmesinin maliyetlerini yükselttiğine işaret eden analistler, bunu aşmanın yolunun bankaların kaynak maliyetini rahatlatmaktan geçtiğini ifade etti.

Analistler, "Merkez Bankasının zorunlu karşılıkları düşürmeye başlaması bankaların kaynak maliyetini gözeten bir karardı. Bu yönde yeni adımlar atılabilir. Alternatif olarak, Merkez Bankası, bankalara konut kredileri için ayrı bir fonlama gerçekleştirebilir ya da BDDK'nın uygulamaya alacağı diğer makroihtiyati yöntemlerle konut kredilerindeki maliyet unsuru risk parametreleri, Basel kriterleriyle ters düşmeyecek şekilde bankaları rahatlatıcı şekilde kullanılabilir" görüşünü dile getirdi.

Hangi banka konut kredi faizini ne kadar indirdi?

Konut kredisi faiz oranlarını ilk düşüren banka Türk Ekonomi Bankası (TEB), faiz oranlarını 1 yıldan 10 yıla kadar olan tüm vadelerde yüzde 0.99'a indirdi.

Aktif büyüklük ve karlılıkta Türkiye'nin en büyük bankası konumundaki Ziraat Bankası, konut kredisi faiz oranlarını 1-24 ay vadelerde yüzde 0,82'ye, 25-60 ay vadelerde yüzde 0,90'a ve 61-120 ay vadelerde yüzde 0,95'e çekti.

Halkbank, konut kredi faiz oranlarını 1-24 ay için yüzde 0,80'e, 25-48 ay için yüzde 0,89'a, 49-60 ay için yüzde 0,90'a ve 61-120 ay için yüzde 0,95'e düşürdü.

VakıfBank ise "SarıPanjur Halden Anlayan Konut Kredisi" kampanyası ile konut kredi faiz oranlarını 3-12 ay vadede yüzde 0,80'e, 13-36 ay vadede yüzde 0,88'e, 37-60 ay vadede yüzde 0,90'a ve 61-120 ay vadede yüzde 0,95'e indirdi.

İş Bankası konut kredi faizini yüzde 0,95'e çekti

İş Bankası, yeni kredi kullanımlarında farklı vadeler ve geri ödeme seçenekleriyle yüzde 0,95'ten başlayan faiz oranı ile konut kredisi imkanı sunuyor.

Akbank ve Yapı Kredi, 5 yıla kadar konut kredisi faiz oranlarını yüzde 0,99'a indirirken, DenizBank, konut finansman kredilerini 2 yıla kadar yüzde 0,89, 5 yıla kadar yüzde 0,99, 10 yıla kadar ise yüzde 1,14 seviyesine düşürdü.

Garanti Mortgage, 24 aya kadar vadeli kredi faiz oranını yüzde 0,95'e, 24-60 ay arası vadelerdeki konut kredi faiz oranlarını da yüzde 0,99'a çekti.

Finansbank, 10 yıla kadar tüm vadelerde konut kredisi faizlerini yüzde 0.99'a kadar düşürürken, HSBC Türkiye, konut kredisi faiz oranını 60 aya kadar yüzde 0,99 olarak belirledi.

Şekerbank, farklı vadelerde uygulanacak indirimle konut kredisi faiz oranlarını 1-24 ay vadelerde yüzde 0,89'a, 25-60 ay vadelerde ise yüzde 0,99'a düşürdü.

Abank, 2 yıla kadar vadeli konut kredisi faiz oranını yüzde 1,05'ten yüzde 0,89'a, 2-5 yıl arası vadede ise yüzde 1,10'dan yüzde 0,99'a indirdi.

Burgan Bank, konut kredilerinde yaptığı faiz indirimiyle 60 aya kadar tüm vadelerde yüzde 0,99 faiz oranı imkanı sunarken, Fibabanka, 500 bin TL'ye kadar "Güzel Evim Konut Kredisi" faiz oranını 5 yıl vadeye kadar yüzde 0,97'ye, 5 yıl üzeri vadede ise yüzde 0,99'a düşürdü.

Odeabank ise konut kredisi faiz oranını 5 yıl vadeye kadar yüzde 0,99'a, 5 yıl üzeri vadede yüzde 1,05'e çekti.

Türkiye'de faaliyete geçen ilk Çin bankası olan ICBC Turkey de 24 aya kadar vadelerde yüzde 0,88, diğer tüm vadelerde de yüzde 0,98 faiz oranı sunuyor.

Katılım bankaları konut finansman oranlarını düşürdü

Albaraka Türk, konut finansman kar oranlarını 0-24 ay vadelerde yüzde 0,88'e, 24-60 ay vadelerde yüzde 0,97'ye, 60-120 ay vadelerde ise yüzde 0,99'a düşürdü.

Kuveyt Türk, 0-24 ay vadelerde yüzde 0.89, 24-60 ay vadelerde yüzde 0,99, 60-120 ay vadelerde yüzde 1,09 oranıyla tüketicilerine finansman sunuyor.

Vakıf Katılım, konut sahibi olmak isteyen müşterilerine konut finansman oranlarını 1-24 ay aralığında yüzde 0,80'e, 25-60 ay aralığında yüzde 0,88'e, 61-120 ay aralığında ise yüzde 0,93'e düşürdü.

Ziraat Katılım ise konut sahibi olmak isteyen müşterilerine konut finansman oranlarını 1-24 ay aralığında yüzde 0,82'ye, 25-60 ay aralığında yüzde 0,90'a, 61-120 ay aralığında yüzde 0,95'e indirdi. (cnntürk)

Hakan Şükür hakkında yakalama kararı

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Hakan Şükür hakkında "FETÖ / PDY Terör örgütüne üye olmak" suçlamasıyla yakalama kararı çıkardı.


Eski Milli Futbolcu Hakan Şükür, sosyal paylaşım sitesi twitter üzerinden yaptığı paylaşımlar nedeniyle ifadesinin alınmasına yönelik hakkında yakalama kararı çıkarıldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Başsavcıvekili İsmail Uçar koordinesinde yürütülen soruşturma kapsamında şüpheli Hakan Şükür hakkında “FETÖ / PDY Silahlı Terör Örgütüne üye olmak” suçundan soruşturma başlatıldı. Savcılık, soruşturma kapsamında Hakan Şükür hakkında ifadesinin alınmasına yönelik yakalama kararı çıkarılması talep etti. Talebi değerlendiren İstanbul 6. Sulh Ceza Hakimliği, Hakan Şükür hakkında “FETÖ / PDY Silahlı Terör Örgütüne üye olmak” suçundan ifadesinin alınmasına yönelik yakalama kararı çıkarılmasına karar verdi. Öte yandan geçtiğimiz günlerde Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığı da Hakan Şükür hakkında yakalama kararı çıkarmıştı.

VİLLASINDA ARAMA YAPILDI

Bugün ayrıca FETÖ darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında eski milletvekili ve futbolcu Hakan Şükür’ün Kocaeli’nin Kandıra ilçesindeki villasında arama yapıldı.

Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığı'nın Fethullahçı Terör Örgütü'ne finansal destek sağladığı iddiasıyla hakkında res'en yakalama kararı çıkardığı Hakar Şükür'ün Kocaeli'nin Kandıra İlçesi'ndeki villasında arama yapıldı. Jandarma, Hakan Şükür'ün el konulan villasında belge aradı.

ŞÜKÜR’ÜN BABASI TUTUKLANDI

Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü soruşturma kapsamında  gözaltına alınan Hakan Şükür’ün babası Selmet Şükür tutuklandı. Hakan Şükür ile babası Selmet Şükür'ün mallarına ise el konuldu. Sözcü

İki günlük bebeğini babasının mezarına gömerek öldürdü

Adana'da 2 günlük bebeğini, babasının mezarına gömerek öldürdüğü iddia edilen üniversite öğrencisi kadın cezaevine gönderildi.


İddialara göre, Seyhan ilçesine ikamet eden üniversite öğrencisi M.D. (27), iki gün önce evinin tuvaletinde dünyaya gelen erkek çocuğunu Baklalı köyündeki babası A.D'nın mezarına gömerek öldürdü. Bunun üzerine M.D'yi gözaltına alan polis ekipleri, kadının ifadesi doğrultusunda bebeğin cesedini buldu. Mezardan çıkarılan ceset, otopsi için Adli Tıp Kurumuna kaldırıldı.

Üniversite öğrencisinin ifadesinde, hamileliğini ailesinden gizlediğini belirterek bebeğinin ölü dünyaya geldiğini, durumdan kimsenin haberi olmaması için de babasının mezarına gömdüğünü iddia ettiği öğrenildi. Olay yeri inceleme ekipleri, annenin verdiği ifadeye rağmen ilk bulguların, bebeğin mezara gömülerek öldürüldüğü yönünde olduğunu, kesin ölüm nedeninin otopsiyle belirleneceğini kaydetti. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen kadın tutuklandı. (cnntürk)

KYK yurt başvurusu E-Devlet üzerinden başladı

Kredi ve Yurtlar Kurumu (KYK) burs başvurusu tarihi tam net değilken, KYK yurt başvurusu E-Devlet sitesinden yapılmaktadır. Sonuçların ve tercihlerin açıklamasından sonra öğrencilerin en çok beklediği KYK burs, yurt ve öğrenim kredisine dair haberler... Kredi ve Yurtlar Kurumu, kendi sitesinden kapatılan eğitim kurumlarındaki öğrencilerin aldığı burs ve öğrenim kredisi üzerine bir açıklama yaptı.


2016 KYK burs, öğrenim kredisi başvuru tarihleri net değilken, yurt başvuruları süresi başlamıştır. . ÖSYM/LYS tercih sonuçları açıklandıktan sonra gözler KYK'ya çevrilmiş durumda. LYS tercih sonuçlarının ardından öğrenciler, üniversite seçimin ardından kurum başvuruları kabul etmeye başlayacak. Kredi ve Yurtlar Kurumu burs alanında oldukça hassas davranıyor. Öğrencilerin ekonomik durumları baz alınarak burs ve kredi verilmektedir.

Kapatılan okullardaki öğrencilerim durumları

Kredi ve Yurlar Kurumu'nun sitesinden bir ilan yayımlandı. Buna göre "kanun hükmünde kararname" ile kapatılan eğitim kurumlarında yer alan öğrencilerin bursları iptal edilmiştir. Tekrardan dilekçe verilerek değerlendirme altına alınacaktır.

Yurtlara başvuru hakkı

ÖSYM'de herhangi bir üniversiteye giren öğrencinin hazırlık sınıfı, birinci sınıf dahili içerisinde başvuru hakkına sahiptir. Bu yurt başvuruları, kurumun kendi sitesinden yapılmaktadır.
Yurtta kalmayı hak kazanan öğrenciler, yüksek lisans veya özel yetenek sınavı sonrasında dilekçe vererek, yurtta kalma hakkına sahip olabilir. Dilekçeyi inceleyen kurum, onayladığında kaldığı yurtta veya başka bir yurtta kalabilir.

Bursa dair genel açıklama

Üniversitesi öğrencisi burs alırken, "öğrenci katkı payı"nı kuruma vermez. Katkı payını, öğrencinin yerine devlet karşılamaktadır. Bu durum 2012 yılından beri devam etmektedir. Resmi Gazete'de yayımlandıktan sonra işleme girmiştir.

Türkiye'deki üniversitelerde burs sistemi

Burs verilme durumu iki şekilde olmaktadır. Öğrenim gören Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı kendi alanında başarılı olduğunda burs verilir; TC vatandaşı olup üniversiteye giden ama "ihtiyaç" içinde olan öğrenciye burs verilmektedir.

Kimler burslardan yararlanabilir?

Kurumun en çok hassas olduğu alanlardan biri olarak kimlere burs veriliyor:

- Herhangi bir üniversitede "ön lisans" öğrencisi olana

- Bir üniversitede "lisans" öğrencisine

- Açık Öğretimde okuyan "önceliğe sahip olan öğrenciler"e. Önceliğe sahip olanlar: Şehit çocuğu veya kardeşi, gazi çocuğuna, anne ve babası ölü olanlara.

- İki yıllık bir üniversiteyi bitirdikten sonra, dört yıllık üniversiteye geçenlere.

- Öğrenci, yüksek lisans yapıyorsa veya doktora öğrencisiyse. (Dikkat edilmesi gereken husus: hazırlık sınıfında okuyan öğrencilere burs verilmemektedir.)

- ÖSYM'nin yaptığı sınavda ilk 100'e giren öğrencilere otomatik olarak verilmesi

- Öğrenci şayet "amatör milli sporcu" belgesine sahipse

Bu maddeleri karşılayanlara kurum tarafından burs verilmektedir.

Kimler burslardan yararlanamaz

- Kurumdan önceden burs alanlar öğrenim kredisi alan öğrencilere

- Öğrenciyken, öğretim yılına bir yıl ara verenlere

- Yabancı uyruklu öğrencilere (farklı bir kurum tarafından karşılanabilme durumuna sahipler)

- Polis akademisinde okuyan öğrencilere ve askeri okulda okuyan öğrencilere

- Normal eğitim süresi haricindeki süreçte olan öğrencilere

- Yüksek lisans veya mastır alanında "hazırlık sınıfı"nda okuyan öğrencilere

- Dilekçede "yalan" beyanda bulunan öğrencilere (Kurumun en çok dikkat ettiği bölüm)

- Burs alabilme konusunda yeterli sebeplere sahip olmayan öğrencilere

Öğrenim kredisi dair genel bilgi

Öğrenim kredisini alan öğrencinin kredi durumunu Türkiye İstatistik Kurumu Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksindeki artışlar belirler ve ona göre kredi hakkına sahip olur.

Öğrenim kredisi alabilen öğrenciler:

- Bursta olduğu gibi önlisan ve lisans ve açık öğretimde okuyan öğrenciler

- İki yıllıktan dört yıllığa ara vermeksizin geçen öğrencilere

- Yüksek lisans veya master yapan öğrencilere
öğrenim kredisi verilmektedir.

Öğrenim kredisi alamayan öğrenciler:

- Üniversitesi ile ilişkisi biten veya kesilen öğrenci veya mezunlar

- Ek süre zarfında öğrenim süresi uzayan öğrenciler

- Öğrencinin sağlık sebebi haricindeki öğrenimine ara veren öğrencilere

- Bursta olduğu gibi önceden burs veya öğrenim kredisi alan öğrencilere

- Yabancı uyruklu olan öğrencilere

- Kuruma ait yurtlarda süresiz çıkarma cezası alan öğrencilere

- Türkiye'de "kesin hükmü" bulunan öğrencilere

öğrenim kredisi verilmemektedir.

Zaman'ın başyazarı Ali Ünal tutuklandı

Uşak'ta, Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan, Zaman gazetesi başyazarı Ali Ünal'ın da aralarında bulunduğu 4 kişi tutuklandı.


Uşak İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri, FETÖ'ye üye olmak ve yardım suçlarından aranan şüphelilere yönelik geçen 14 Ağustos'ta, eş zamanlı operasyon düzenlendi. Operasyonun Eşme ilçesi ayağında, aranan şüpheliler arasındaki Zaman Gazetesi başyazarı Ali Ünal, gözaltına alındı.

Ünal yoğun güvenlik önlemleri altında Uşak'a getirildi. Operasyonun Uşak ayağında ise mühedis ve avukatların aralarında bulunduğu 3 kişi daha gözaltına alındı. Dört şüpheli polisteki işlemlerinin ardından dün sevk edildikleri adliyede tutuklandı. cnntürk

Gülen için istenen ceza belli oldu

Uşak Cumhuriyet Başsavcılığınca, FETÖ/PDY'nin finans ayağına yönelik yürütülen soruşturma kapsamında hazırlanan iddianamede, örgütün 15 Temmuz'daki darbe girişimine de yer verildi. FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in "bir numaralı sanık" olarak gösterildiği iddianamede, Gülen için 2 kez ağırlaştırılmış müebbet ile bin 900 yıl hapis cezası, 2 milyon 210 bin günü kapsayan adli para cezası talep edildi.


Uşak Cumhuriyet Başsavcılığınca Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) finans ayağına yönelik yaklaşık bir yıldır süren soruşturma kapsamında hazırlanan iddianamede, FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişimine yer verildi.

Başsavcılığın Eylül 2015'te başlattığı ve 13'ü tutuklu 111 sanık hakkında yürüttüğü FETÖ/PDY'ye yönelik soruşturma kapsamında hazırlanan 2 bin 527 sayfalık iddianame, Uşak 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.

FETÖ'nün elebaşı Fetullah Gülen için "Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek", "Silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek", "Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek", "Dini inanç ve duyguların istismarı suretiyle nitelikli dolandırıcılık" ve "Terörizmin finansmanı" suçlamasının yer aldığı iddianamede, Gülen hakkında diğer sanıkların işlediği suçların ceza miktarlarının da eklenmesiyle 2 kez ağırlaştırılmış müebbet ile bin 900 yıl hapis cezası, 2 milyon 210 bin günü kapsayan adli para cezası talep edildi.

Darbe girişimi görselleri iddianameye girdi

İddianamede, örgütün 15 Temmuz'daki darbe girişimine de yer verildi. "FETÖ/PDY'nin hükümete karşı darbe girişimleri ve cebir şiddet eylemleri" başlığı altındaki bölümde, 17-25 Aralık süreci, MİT tırları soruşturması, 15 Temmuz darbe girişimine atıfta bulunularak FETÖ'nün asıl amacının yargı, emniyet ve TSK içinde yapılanarak "Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanına suikast planlamak, TBMM'yi ortadan kaldırmak, Türkiye Cumhuriyeti hükumetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs" olduğu vurgulandı. cnntürk

Özgür Gündem gazetesi kapatıldı

Özgür Gündem gazetesi, terör örgütü PKK'nın propagandasını yaptığı gerekçesiyle, İstanbul 8. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından kapatıldı.


İstanbul 8. Sulh Ceza Hakimliği, "terör örgütü PKK propagandası yapıldığı ve örgütün yayın organı gibi hareket edildiği" iddiasına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında Özgür Gündem gazetesinin geçici olarak kapatılmasına karar verdi.

'Kurtlar Vadisi darbeyi önceden biliyordu' iddiası

Kurtlar Vadisi dizisinin yapım şirketi Pana Film, "Kurtlar Vadisi Darbe" isimli filmin çekileceğini duyurdu. Yapım şirketinin filmin "kurtlarvadisidarbe.com" alan adlı internet adresini 15 Temmuz darbe girişiminden yaklaşık 2 ay önce 18 Mayıs tarihinde satın aldığı iddia edildi. Pana Film'den konuyla ilgili herhangi bir açıklama gelmedi.


'Kurtlar Vadisi'nin yapımcısı Pana Film 15 Temmuz darbe girişimini önceden biliyor muydu? Sosyal medyada tartışma konusu olan iddia şirketin darbenin filmini çekeceğini duyurmasıyla ortaya atıldı.

Kafaları karıştıran iddiaya göre Pana Film 'kurtlarvadisidarbe.com" alan adlı internet adresini darbeden iki ay önce 18 Mayıs'ta satın aldı. Alan adını satın alan kişinin Pana Film yöneticisi Murat Özyer olduğu öne sürüldü.

FETÖ’den "30 bin lira maaş" tuzağı

Terör örgütü FETÖ’nün, kamu kurum ve kuruluşlarında kritik yerleri ele geçirmek için uyguladığı ilginç taktikler ortaya çıktı. FETÖ, kazanamadığı ve örgüt için engel gördüğü kamu personelini ise “30 bin lira maaş” gibi cazip tekliflerle özel sektöre davet ettirerek uzaklaştırmaya çalışmış


Terör örgütü'nün FETÖ'nün kendi mensuplarını kilit noktalara getirmek için uyguladığı taktiklerin haddi hesabı yok. Türk Silahlı Kuvvetleri başta olmak üzere, kamu kurum ve kuruluşlarında kritik yerleri nasıl ele geçirdiği konusunda uyguladığı ilginç taktikler ortaya çıktı. Kazanamadığı bürokratı özel sektöre davet ettirme tuzağına başvuran FETÖ, kamuda yüksek lisans için 2 yıllığına görevli olarak ABD ve Avrupa ülkelerine gönderilen bürokratlar önce oradaki FETÖ'cü diğer bürokratlarla markaja almış.

İKNA OLMAZSA AÇIĞI ARANIR

FETÖ, kendisine yanaşmayan veya ikna olmayan bürokratların ayağının kaydırılması yöntemi devreye sokmuş. Bunun gibi yüksek lisans için 5 yıl önce gittiği ABD'de FETÖ unsurlarını yakından tanıyan, ancak çalıştığı bakanlıkta onlarla işbirliği yapmayan bir bürokratın başına da benzer oyun oynanmak istendi. ABD'deki FETÖ'cü kişiler bürokratı kendilerinden olmaya ikna etmeye çalıştı. Ancak bu bürokrat, namaz kıldıklarını dahi bir başka Müslüman kişiden gizlemelerinden şüphe duydu. Bu durumdan rahatsız olduğunu dile getirdi. Yurt dışındaki FETÖ'cülerin saflarına katamadığı bu personelden kurtulmak için bu sefer Ankara'da operasyon çekme süreci başlatıldı. Herhangi bir açığını bulamadıkları bu bürokratla ilgili son çareyi ise özel sektöre davet ettirmekte buldular.

ÜST DÜZEY YÖNETCİLİK TEKLİFİ

Türkiye'de faaliyetleri ile göz dolduran ancak üst düzey yöneticilerinin FETÖ ile irtibatlı olduğu belirlenen dev bir holdingden 3-4 yıl kadar önce bu bürokrata ciddi bir teklif gitti. Aylık 30 bin lira maaş ve çocuğunun eğitim masraflarının da şirket tarafından üstlenilmesi gibi imkanların sunulduğu teklifle karşılaşan bürokratı, bakanlıktaki FETÖ'cü unsurlar da 'Abi bu teklif kaçırılmaz' sözleriyle ikna etmeye çalıştı. Uzun bir süre, 'devlette kalıp yükselmekle, kazancının çok üstünde bir teklif' arasında kalan bürokratı son dakikada aynı bakanlıkta üst düzey yöneticilik yapan amiri ikna etti.

KENDİ ELEMANINI YERLEŞTİRİYOR

FETÖ'nün hedefindeki bürokrat, arkadaşı'nın “Seni bir yıl çalıştırıp işten çıkardığında yeniden buraya dönemezsin. Böylece bakanlıktaki pozisyonunu bir başkasına vermelerinin önünü açmış olursun" sözleriyle ikna olup bakanlıkta kalmayı tercih etti. Arkadaşını ikna eden bakanlığın üst düzey yönetici, bakanlıktaki belli noktalara FETÖ'cü olduğu bilinen kişilerin isimlerinin sürükli teklif edilmesinden huzursuz olunca durumdan şüphelendi ve arkadaşını yerini koruması gerektiği konusunda ikna etti.

Teklif eden CEO sıkıntılı çıkınca gitti

FETÖ'nün İstanbul merkezli ünlü şirketin üst düzey yöneticisi aracılığıyla yaptığı 30 bin liralık maaş teklifinin üzerinden yaklaşık 3,5 yıl geçti. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından geçtiğimiz günlerde o şirketin CEO'su ve yardımcısı da gözaltına alındı. Sorgulandıktan sonra serbest bırakılan iki üst düzey yönetici, çalıştıkları holdinge geri döndü. Ancak piyasada itibarlarını kaybetmemeleri için tüm hakları verilerek kendilerinin istifa etmeleri sağlanarak görevlerinden ayrılmalarının yolu açıldı. (Kaynak:hürriyet.com.tr)