Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, G20 Liderler Zirvesi'ne katılmak üzere gideceği Çin'e haraketinden önce Esenboğa Havalimanı'nda basın toplantısı düzenledi. Efkan Ala'nın istifasını değerlendiren Erdoğan "Bir hükümette zaman zaman bu tür değişiklikler olabilir" dedi.
Erdoğan, yaptığı açıklamada, "Hangzhou'da küresel barışı, güvenliği, istikrarı ve dolayısıyla ekonomiyi tehdit eden terör belasıyla mücadele konusunu da görüşeceğiz. Bu vesileyle ülkemizin mücadele ettiği FETÖ, DHKP-C, PKK, PYD, YPG ve DAİŞ gibi terör örgütleri konusunda muhataplarımızdan beklentilerimizi dile getireceğiz." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, Fırat Kalkanı Harekatı ile ilgili olarak da "Fırat Kalkanı Harekatının amacı sınır bölgemizdeki terör örgütlerinin ülkemiz, vatandaşlarımız için bir tehdit olmaktan çıkarılmasıdır. Cerablus'tan, sınır bölgemizdeki, Suriye'nin kuzeyindeki şehirlerden sürekli olarak şehirlerimize roketlerle yapılan saldırıları biz duymamazlıktan gelemeyiz." dedi.
"Hiç kimse bizden güney sınırımızda bir terör koridorunun oluşmasına rıza göstermemizi beklemesin." ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kesinlikle Suriye'nin kuzeyinde bizim de güneyimizde bir terör koridoruna müsade etmeyeceğiz, bunun bilinmesini isterim." şeklinde konuştu.
"Son günlerde Batı’daki bazı çevrelerin yaptıkları açıklamaları hayretle karşılıyoruz." diyen Erdoğan, "Cerablus’ta DAİŞ’in yenilgiye uğratılmasından bazıları adeta rahatsızlık duyuyor, bunu anlamak mümkün değil. Türkiye olarak bizler devlet olarak ordumuzla ülkemizin ve bölgedeki sivillerin güvenliğini sağlamak için elimizi taşın altına koymuş durumdayız." şeklinde konuştu.
"Biz göbeğimizi kendimiz kesmek zorundayız"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz göbeğimizi kendimiz kesmek zorundayız. Çünkü biz durdukça ne yazık ki oralardan birileri sürekli ülkemizi bombalıyorlar, roketler atıyorlar, vesaire vesaire... Bunları bizim sabırla karşılamamız mümkün değil. Kaldı ki biz Cerablus'a girmiyoruz, Cerablus'a Cerabluslu giriyor. Bizim onlara sadece lojistik desteğimiz var." dedi.
Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti:
"Aslında Münbiç bu işin en önemli hareket noktalarından bir tanesi. Münbiç'in nüfus itibarıyla oranı, yüzde 90'ı aşkını Arap. Buradaki oraya gelen Kürtler veya farklı etnik gruplar, bindirilmiş kıtalar ki YPG bunlardan bir tanesidir. Bunu Sayın Başkan Obama ile görüştüğümüzde kendileri kesinlikle buraya bunların girmeyeceğini bana taahhüt etti, söyledi. Bunların hepsi kayıtlarda var."
"Fırat'ın doğusuna geçtiklerinin ispatı bizim tespitimize bağlıdır"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Münbiç ile ilgili bize şu anda, 'Fırat'ın doğusuna geçtiler' diyorlar. Biz de diyoruz, 'Hayır geçmediler.' Ben şunu da söyleyeyim; Fırat'ın doğusuna geçtiklerinin ispatı bizim tespitimize bağlıdır. Birilerinin Amerika'da yaptıkları açıklamayla veya şurada burada yaptıkları açıklamayla, biz YPG'nin veya PYD'nin Fırat'ın doğusuna geçtiğine inanmayız." dedi.
Erdoğan, "Münbiç'in nüfus itibarıyla oran yüzde 90'ı aşkını Arap. Oraya gelen Kürtler veya farklı etnik gruplar, bindirilmiş kıtalar ki YPG bunlardan bir tanesidir." ifadelerini kullandı.
"Biz Cerablus'a girmiyoruz. Cerablus'a Cerabluslu giriyor. Bizim onlara sadece lojistik desteğimiz var." diyen Erdoğan, "Biz Türkiye olarak birilerinin yaptığı gibi Cerablus'a girip oraya yerleşmenin gayreti, hesabı içinde değiliz ki. Tam aksine Cerablus'un gerçek sahiplerinin oraya yerleşmesine yönelik adımlar atıyoruz." şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Avrupa ülkeleri, Suriye'deki ateşi söndürmeden ziyade 'dumanı bize gelmesin' diye çabalıyor." ifadelerini kullandı.
Efkan Ala'nın görevi bırakması
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Efkan Ala'nın istifası ile ilgili olarak ise şöyle konuştu:
"Bir hükümette zaman zaman bu tür değişiklikler olabilir yani burada Sayın Başbakan, mesai arkadaşlarıyla veya kendi istişareyi yapmış olduğu arkadaşlarıyla nitekim sonunda benimle de istişarede bulunmuştur. Ve ortaya sürmüş olduğu tezler haklı. Bu arada İçişleri Bakanımız da Sayın Ala, bu süreç içerisinde kendileri de istifasını vermek suretiyle böyle bir değişim bu süreç içerisinde yapılmıştır. Ne Efkan Ala kardeşimizden herhangi bir sıkıntı söz konusudur ne de bu süreç içerisinde ona yönelik herhangi bir olumsuzluğu söylemeye ne Sayın Başbakanı ne benim herhangi bir haddimize değildir. O kadar da açık söylüyorum."
Kılıçdaroğlu'nun adli yıl açılışına yönelik açıklamaları
Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun adli yıl açılışına yönelik açıklamalarıyla ilgili olarak da "7 Ağustos'u yaşamış olan bir insanın, bir genel başkanın bu toplantıyla ilgili 'yüz karası' ifadesini yakıştırması gerçekten çok çok çirkin. Bir ana muhalefet partisinin genel başkanına ben bunu yakıştıramıyorum. Bugün adli yılın açılışını yaşayanların yaklaşımıdır benim için aslolan. Bu beyefendinin ifadeleri benim için kıymeti harbiyesi olmayan ifadelerdir. Çok yazık." dedi. cnntürk
2 Eylül 2016 Cuma
1 Eylül 2016 Süper Loto sonuçları
Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü'nce düzenlenen Süper Loto'nun oyununun 463'üncü hafta çekilişi yapıldı.
Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü'nce düzenlenen Süper Loto'nun oyununun 463'üncü hafta çekilişi gerçekleştirildi. Çekiliş sonucunda bu haftanın kazandıran numaraları 4, 8, 16, 17, 24 ve 51 olarak belirlendi.
Süper Loto'nun bu haftaki çekilişinde 6 bilen çıkmayınca, 2 milyon 952 bin 773 lira 95 kuruş haftaya devretti. Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü'nden yapılan açıklamaya göre, bu haftaki çekilişte, 5 bilen 54 kişi 9 bin 49 lira 50'şer kuruş, 4 bilen 3 bin 663 kişi 143 lira 50'şer kuruş, 3 bilen 66 bin 301 kişi 13 lira 65'er kuruş ikramiye alacak.Çekilişte, 1 milyon 919 bin 322 lira 15 kuruş ikramiye dağıtıldı.
Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü'nce düzenlenen Süper Loto'nun oyununun 463'üncü hafta çekilişi gerçekleştirildi. Çekiliş sonucunda bu haftanın kazandıran numaraları 4, 8, 16, 17, 24 ve 51 olarak belirlendi.
Süper Loto'nun bu haftaki çekilişinde 6 bilen çıkmayınca, 2 milyon 952 bin 773 lira 95 kuruş haftaya devretti. Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü'nden yapılan açıklamaya göre, bu haftaki çekilişte, 5 bilen 54 kişi 9 bin 49 lira 50'şer kuruş, 4 bilen 3 bin 663 kişi 143 lira 50'şer kuruş, 3 bilen 66 bin 301 kişi 13 lira 65'er kuruş ikramiye alacak.Çekilişte, 1 milyon 919 bin 322 lira 15 kuruş ikramiye dağıtıldı.
1 Eylül 2016 Perşembe
Reza Zarrab'ın duruşması iptal edildi
Kara para aklama, bankacılık sahtekarlığı ve ABD'nin İran'a uyguladığı yaptırımları delme suçlamasıyla New York'ta tutuklu olarak yargılanan İran asıllı işadamı Reza Zarrab'ın, 6 Eylül'de yapılması gereken duruşması iptal edildi. Zarrab'ın 'reddi hakim' isteğinde bulunduğu, davaya bakan yargıç Richard Berman, önümüzdeki Salı günü yapılacak duruşmanın iptal edildiğini duyurdu.
New York'ta tutuklu olarak yargılanan Reza Zarrab, avukatları aracılığıyla dün mahkemeye verdiği dilekçede 'reddi hakim' talebinde bulunmuştu. Bunun üzerine harekete geçen New York Güney Bölgesi Başsavcısı Preet Bharara'nın ofisi, dilekçeye karşı yanıt vereceğini Yargıç Berman'a iletti.
Durumu değerlendiren Yargıç Berman, savcılığın Zarrab'ın dilekçesine 14 Eylül'e kadar yanıt vermesini karara bağladı.
Zarrab'ın avukatlarının da, savcılığın mahkemeye vereceği dilekçeye en geç 21 Eylül'e kadar yanıt vermesi gerekiyor. Yaşanan gelişmelerin ardından Yargıç Berman, 6 Eylül'de görülecek davanın iptal edildiğini açıkladı. DHA
Fethullah Gülen'den örgüte yeni talimat
Fethullah Gülen, terör örgütünden kopuşların hızlanacağı endişesiyle yeni bir talimat verdi. Gülen'in, sosyal medya üzerinden ilettiği mesajda, örgüt üyelerine medyayı takip etmemeleri bildirdi.
Yeni Şafak gazetesinin haberinde medyadaki gerçeklerin örgütten kopuşları hızlandıracağından endişelendiği görülen Gülen, 28 Ağustos 2016 tarihli video mesajında üyelerine şu ifadelerle seslendi:
"Yüzünü onlara kulak verir, onlara dinler, bir yönüyle bir şeyleri onlara okumaya çalışırsanız onlardan gelen çok rahatsız edici şeyler gelir size çarpar. Bu açıdan falan şöyle demiş, filan şöyle demiş, bütün bunlar bu güftuguya (dedikodu) karşı, böyle dedikodularla iştigal ederseniz zihin dünyanız düşünce ve tefekkür dünyanız bunlarla meşgul olur. Zihin dünyanız bunlarla meşgul olur."
Gülen, "güftugu" olarak nitelediği haberlerin birkaç kişi tarafından takip edilmesinin yeterli olacağını belirttiği talimatında, "Elden geldiğince bir iki insan güftuguyu takibe vazifelendirilebilir. Onlar takip ederler. Kuzu koyun kurda kaptırılmasın. Ezhanı nezihe, onların kuruntusu ile kirlenmesin" ifadelerini kullandı.
Yeni Şafak gazetesinin haberinde medyadaki gerçeklerin örgütten kopuşları hızlandıracağından endişelendiği görülen Gülen, 28 Ağustos 2016 tarihli video mesajında üyelerine şu ifadelerle seslendi:
"Yüzünü onlara kulak verir, onlara dinler, bir yönüyle bir şeyleri onlara okumaya çalışırsanız onlardan gelen çok rahatsız edici şeyler gelir size çarpar. Bu açıdan falan şöyle demiş, filan şöyle demiş, bütün bunlar bu güftuguya (dedikodu) karşı, böyle dedikodularla iştigal ederseniz zihin dünyanız düşünce ve tefekkür dünyanız bunlarla meşgul olur. Zihin dünyanız bunlarla meşgul olur."
Gülen, "güftugu" olarak nitelediği haberlerin birkaç kişi tarafından takip edilmesinin yeterli olacağını belirttiği talimatında, "Elden geldiğince bir iki insan güftuguyu takibe vazifelendirilebilir. Onlar takip ederler. Kuzu koyun kurda kaptırılmasın. Ezhanı nezihe, onların kuruntusu ile kirlenmesin" ifadelerini kullandı.
Etiketler:
cemaat,
darbe,
fethullah gülen,
haber
Atilla Taş gözaltına alındı
FETÖ medya yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında hakkında gözaltı kararı verilen Atilla Taş, Bursa'nın Gemlik ilçesinde gözaltına alındı.
Başsavcılık tarafından FETÖ'nün medya yapılanmasına yönelik yürütülen soruşturmada, yeni deliller doğrultusunda 35 gazeteci ve akademisyen hakkında gözaltı kararı alınmasının ardından çalışmalarını sürdüren İstanbul Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü ekipleri, Atilla Taş'ı Gemlik'te gözaltına aldı.
Taş'ın, Gayrettepe'deki Asayiş Şube Müdürlüğü yerleşkesine getirileceği öğrenildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili İsmail Uçar ile Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Murat Çağlak tarafından FETÖ'nün medya yapılanmasına yönelik yürütülen soruşturma kapsamında, yeni deliller doğrultusunda 35 gazeteci ve akademisyen hakkında gözaltı kararı alınmıştı. Savcılığın talimatıyla çalışma başlatan İstanbul Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü ekipleri, İstanbul, Ankara ve İzmit'te düzenledikleri operasyonlarda, Nurullah Öztürk, Rasih Yılmaz, Murat Aksoy, Abdullah Alparslan Akkuş, Dinçer Gökçe, İskender Yunus Tiryaki, Levent Arap, Ömer Şahin ve Ayhan Şimşek'i gözaltına almıştı.
Hakkında gözaltı kararı verilen ancak adreslerinde bulunamayan ve bir kısmının yurt dışına çıktığı tespit edilen, aralarında gazeteci ile akademisyenlerin olduğu 25 şüphelinin isimleri şöyle:
"Ergun Babahan, Eyüp Can Sağlık, Mehmet Yavuz Baydar, Erhan Başyurt, Abdülkerim Balcı, Asım Yıldırım, Gökçe Fırat Çulhaoğlu, Önder Deligöz, Ali Selçuk Gültaşlı, Şemseddin Efe, Turhan Bozkurt, Yonca Kaya Şahin, Ali Yurttagül, Ayşe Özkalay, Can Bahadır Yüce, Celil Sağır, Faruk Arslan, Hasan Cücük, İbrahim Öztürk, Kemal Gülen, Mahmut Akpınar, Mutlu Çölgeçen ile Prof. Dr. Osman Özsoy, İhsan Yılmaz ve Savaş Genç."
Soruşturma kapsamında haklarında gözaltı kararı verilen şüphelilerin, FETÖ ile bağlantılı oldukları ve çalıştıkları basın yayın organları ile sosyal medya hesapları üzerinden terör örgütü FETÖ lehine propaganda yaptıkları öne sürülüyor.
Başsavcılık tarafından FETÖ'nün medya yapılanmasına yönelik yürütülen soruşturmada, yeni deliller doğrultusunda 35 gazeteci ve akademisyen hakkında gözaltı kararı alınmasının ardından çalışmalarını sürdüren İstanbul Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü ekipleri, Atilla Taş'ı Gemlik'te gözaltına aldı.
Taş'ın, Gayrettepe'deki Asayiş Şube Müdürlüğü yerleşkesine getirileceği öğrenildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili İsmail Uçar ile Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Murat Çağlak tarafından FETÖ'nün medya yapılanmasına yönelik yürütülen soruşturma kapsamında, yeni deliller doğrultusunda 35 gazeteci ve akademisyen hakkında gözaltı kararı alınmıştı. Savcılığın talimatıyla çalışma başlatan İstanbul Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü ekipleri, İstanbul, Ankara ve İzmit'te düzenledikleri operasyonlarda, Nurullah Öztürk, Rasih Yılmaz, Murat Aksoy, Abdullah Alparslan Akkuş, Dinçer Gökçe, İskender Yunus Tiryaki, Levent Arap, Ömer Şahin ve Ayhan Şimşek'i gözaltına almıştı.
Hakkında gözaltı kararı verilen ancak adreslerinde bulunamayan ve bir kısmının yurt dışına çıktığı tespit edilen, aralarında gazeteci ile akademisyenlerin olduğu 25 şüphelinin isimleri şöyle:
"Ergun Babahan, Eyüp Can Sağlık, Mehmet Yavuz Baydar, Erhan Başyurt, Abdülkerim Balcı, Asım Yıldırım, Gökçe Fırat Çulhaoğlu, Önder Deligöz, Ali Selçuk Gültaşlı, Şemseddin Efe, Turhan Bozkurt, Yonca Kaya Şahin, Ali Yurttagül, Ayşe Özkalay, Can Bahadır Yüce, Celil Sağır, Faruk Arslan, Hasan Cücük, İbrahim Öztürk, Kemal Gülen, Mahmut Akpınar, Mutlu Çölgeçen ile Prof. Dr. Osman Özsoy, İhsan Yılmaz ve Savaş Genç."
Soruşturma kapsamında haklarında gözaltı kararı verilen şüphelilerin, FETÖ ile bağlantılı oldukları ve çalıştıkları basın yayın organları ile sosyal medya hesapları üzerinden terör örgütü FETÖ lehine propaganda yaptıkları öne sürülüyor.
İçişleri Bakanlığına atanan Süleyman Soylu'dan ilk açıklama
İçişleri Bakanlığı görevine getirilen Süleyman Soylu'dan ilk açıklama geldi. Soylu, "Benim için de sürpriz oldu" dedi.
Habertürk'te yer alan habere göre, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı görevini bırakarak, Efkan Ala'nın yerine İçişleri Bakanı olarak atanan Soylu, "Benim için de sürpriz oldu" ifadelerini kullandı.
SÜLEYMAN SOYLU KİMDİR?
21 Kasım 1969 İstanbul'da doğdu. Plevne Lisesi'nde başlayan ve ardından Karadeniz Teknik Üniversitesi'nde sürdürdüğü eğitimini İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi'nde tamamladı. Siyasi hayatına 1987 yılında DYP İstanbul İl Gençlik Kolları'nda adım atan Süleyman Soylu, 1995 yılında
Gaziosmanpaşa İlçe Başkanlığı'na seçildi. 1999 Yerel seçimlerinde Gaziosmanpaşa Belediye Başkan adayı oldu. 1999-2002 yılları arası İstanbul İl Başkanlığı görevinde bulundu.
6 ocak 2008 tarihinde Demokrat Parti'nin Genel Başkanlığına seçildi. 16 mayıs 2009'da kendi talebiyle gerçekleşen kongrede Genel Başkanlık görevi sona erdi.
12 eylül 2010 Referandumu sürecinde “evet” oyu tercihini anlatmak için “Demokrasi Buluşmaları” toplantılarıyla Türkiye'yi dolaştı.
5 eylül 2012 tarihinde AKP'ye katıldı. Arge Başkanı olan Süleyman Soylu 15 Nisan 2014 tarihinde Teşkilat Başkanlığı görevine getirildi.
7 Haziran ve 1 Kasım Milletvekilliği Genel Seçimleri'nde Trabzon Milletvekili seçildi.
Aslen Trabzon Of'lu olan Süleyman Soylu 1989'da başladığı ticari hayatını 1995'den beri kendi kurduğu sigorta şirketinde sürdürmektedir.
Süleyman Soylu evli ve bir kız, bir de erkek çocuk babasıdır.
Habertürk'te yer alan habere göre, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı görevini bırakarak, Efkan Ala'nın yerine İçişleri Bakanı olarak atanan Soylu, "Benim için de sürpriz oldu" ifadelerini kullandı.
SÜLEYMAN SOYLU KİMDİR?
21 Kasım 1969 İstanbul'da doğdu. Plevne Lisesi'nde başlayan ve ardından Karadeniz Teknik Üniversitesi'nde sürdürdüğü eğitimini İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi'nde tamamladı. Siyasi hayatına 1987 yılında DYP İstanbul İl Gençlik Kolları'nda adım atan Süleyman Soylu, 1995 yılında
Gaziosmanpaşa İlçe Başkanlığı'na seçildi. 1999 Yerel seçimlerinde Gaziosmanpaşa Belediye Başkan adayı oldu. 1999-2002 yılları arası İstanbul İl Başkanlığı görevinde bulundu.
6 ocak 2008 tarihinde Demokrat Parti'nin Genel Başkanlığına seçildi. 16 mayıs 2009'da kendi talebiyle gerçekleşen kongrede Genel Başkanlık görevi sona erdi.
12 eylül 2010 Referandumu sürecinde “evet” oyu tercihini anlatmak için “Demokrasi Buluşmaları” toplantılarıyla Türkiye'yi dolaştı.
5 eylül 2012 tarihinde AKP'ye katıldı. Arge Başkanı olan Süleyman Soylu 15 Nisan 2014 tarihinde Teşkilat Başkanlığı görevine getirildi.
7 Haziran ve 1 Kasım Milletvekilliği Genel Seçimleri'nde Trabzon Milletvekili seçildi.
Aslen Trabzon Of'lu olan Süleyman Soylu 1989'da başladığı ticari hayatını 1995'den beri kendi kurduğu sigorta şirketinde sürdürmektedir.
Süleyman Soylu evli ve bir kız, bir de erkek çocuk babasıdır.
İçişleri Bakanı istifa etti
Kabinede mini revizyon... Efkan Ala, İçişleri Bakanlığı görevinden sürpriz bir şekilde istifa etti. Yerine, Süleyman Soylu getirildi.
Efkan Ala 2 buçuk yıldır sürdürdüğü İçişleri Bakanlığı görevini bıraktı. Yerine, Çalışma Bakanı olan Süleyman Soylu getirildi. Eski bakan Mehmet Müezzinoğlu ise Çalışma Bakanlığı’na getirildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Binali Yıldırım'ın dün programlarında olmayan ani görüşmesinden sürpriz çıktı ve İçişleri Bakanı Efkan Ala görevinden ayrıldı. 25 Aralık 2013'ten bu yana İçişleri Bakanlığı makamında bulunan Ala'nın istifasını “FETÖ operasyonları konusunda yavaş kaldığı'' gerekçesiyle bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın istediği öğrenildi.
Ala'nın yerine, Çalışma Bakanı Süleyman Soylu getirilirken, Çalışma Bakanlığı'na ise, Bursa Milletvekili ve Sağlık eski Bakanı Mehmet Müezzinoğlu geldi.
İSTİFAYI ERDOĞAN İSTEDİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın iki gün önce Ala'nın görevinden ayrılmasını Başbakan Yıldırım aracılığı ile bildirdiği öğrenildi. Bu karardaki ana etken, FETÖ operasyonları konusunda “İçişleri Bakanı'nın yavaş davrandığı'' iddiası oldu. Yıldırım'ın da kabine listesini yaparken Ala'nın yerine başka isim düşündüğü ancak Erdoğan'ın talebi ile Ala'yı bu görevde tuttuğu da belirtildi.
Batman ve Diyarbakır valiliklerinden sonra 7 yıl da Başbakanlık Müsteşarlığı yapan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın en güvendiği isimlerden biri olan Ala'nın, Hakan Fidan'ın yerine MİT Müsteşarlığı'na getirileceği ya da MİT-Emniyet ve Jandarma istihbarat kuruluşlarından sorumlu olacak ve yeni kurulacak çatı örgütün başına getirileceği de öne sürüldü. Ancak siyasi bir kişilik ve milletvekili olması nedeniyle bakanlık görevinin ardından bürokrasiye dönmesine pek ihtimal verilmiyor.
SÜLEYMAN SOYLU: İNŞALLAH HAYIRLISI OLUR
İçişleri Bakanı olan Süleyman Soylu, yeni görevi için sürpriz olduğunu belirterek, “Ne diyeceğimi bilmiyorum. İnşallah hayırlısı olur” dedi.
YILDIRIM’DAN 1 DAKİKALIK AÇIKLAMA
Saat 20.00'de kameraların karşısına geçen Yıldırım, 1 dakika süren konuşmasında şu açıklamayı yaptı:
“İçişleri Bakanımız Bursa Milletvekili Efkan Ala'nın istifasıyla boşalan bakanlığa Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Trabzon Milletvekili Süleyman Soylu, boşalan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na da Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Milletvekili Dr. Mehmet Müezzinoğlu atanmıştır. Kamuoyuna bu bilgileri sunuyorum. İçişleri Bakanlığı'nı bırakan Efkan Ala bakanımıza yaptığı hizmetlerden dolayı teşekkür ediyorum. Görevlerine atanan bakanlarımıza başarılar diliyorum.” Sözcü
Efkan Ala 2 buçuk yıldır sürdürdüğü İçişleri Bakanlığı görevini bıraktı. Yerine, Çalışma Bakanı olan Süleyman Soylu getirildi. Eski bakan Mehmet Müezzinoğlu ise Çalışma Bakanlığı’na getirildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Binali Yıldırım'ın dün programlarında olmayan ani görüşmesinden sürpriz çıktı ve İçişleri Bakanı Efkan Ala görevinden ayrıldı. 25 Aralık 2013'ten bu yana İçişleri Bakanlığı makamında bulunan Ala'nın istifasını “FETÖ operasyonları konusunda yavaş kaldığı'' gerekçesiyle bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın istediği öğrenildi.
Ala'nın yerine, Çalışma Bakanı Süleyman Soylu getirilirken, Çalışma Bakanlığı'na ise, Bursa Milletvekili ve Sağlık eski Bakanı Mehmet Müezzinoğlu geldi.
İSTİFAYI ERDOĞAN İSTEDİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın iki gün önce Ala'nın görevinden ayrılmasını Başbakan Yıldırım aracılığı ile bildirdiği öğrenildi. Bu karardaki ana etken, FETÖ operasyonları konusunda “İçişleri Bakanı'nın yavaş davrandığı'' iddiası oldu. Yıldırım'ın da kabine listesini yaparken Ala'nın yerine başka isim düşündüğü ancak Erdoğan'ın talebi ile Ala'yı bu görevde tuttuğu da belirtildi.
Batman ve Diyarbakır valiliklerinden sonra 7 yıl da Başbakanlık Müsteşarlığı yapan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın en güvendiği isimlerden biri olan Ala'nın, Hakan Fidan'ın yerine MİT Müsteşarlığı'na getirileceği ya da MİT-Emniyet ve Jandarma istihbarat kuruluşlarından sorumlu olacak ve yeni kurulacak çatı örgütün başına getirileceği de öne sürüldü. Ancak siyasi bir kişilik ve milletvekili olması nedeniyle bakanlık görevinin ardından bürokrasiye dönmesine pek ihtimal verilmiyor.
SÜLEYMAN SOYLU: İNŞALLAH HAYIRLISI OLUR
İçişleri Bakanı olan Süleyman Soylu, yeni görevi için sürpriz olduğunu belirterek, “Ne diyeceğimi bilmiyorum. İnşallah hayırlısı olur” dedi.
YILDIRIM’DAN 1 DAKİKALIK AÇIKLAMA
Saat 20.00'de kameraların karşısına geçen Yıldırım, 1 dakika süren konuşmasında şu açıklamayı yaptı:
“İçişleri Bakanımız Bursa Milletvekili Efkan Ala'nın istifasıyla boşalan bakanlığa Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Trabzon Milletvekili Süleyman Soylu, boşalan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na da Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Milletvekili Dr. Mehmet Müezzinoğlu atanmıştır. Kamuoyuna bu bilgileri sunuyorum. İçişleri Bakanlığı'nı bırakan Efkan Ala bakanımıza yaptığı hizmetlerden dolayı teşekkür ediyorum. Görevlerine atanan bakanlarımıza başarılar diliyorum.” Sözcü
31 Ağustos 2016 Çarşamba
Yazar Necmiye Alpay tutuklandı
Romancı Aslı Erdoğan'ın ardından Özgür Gündem Gazetesi Yayın Danışman Kurulu üyesi olan dilbilimci, yazar Necmiye Alpay da tutuklandı. Nöbetçi İstanbul 8. Sulh Ceza Hakimliği, Alpay'ı "silahlı terör örgütüne üye olma" ve "devletin birliğini ve ülkenin bütünlüğünü bozmak" suçlamasıyla tutuklanmasına karar verdi.
Özgür Gündem Gazetesi'nin Yayın Danışma Kurulu üyesi olduğu için, gazete hakkında yürütülen soruşturma kapsamında ifade veren dilbilimci ve yazar Necmiye Alpay, çıkarıldığı İstanbul 8. Sulh Ceza Hakimliği'nce tutuklandı.
PKK'nın propagandasını yaptığı suçlamasıyla geçici olarak kapatılan Özgür Gündem gazetesine ilişkin soruşturma kapsamında hakkında gözaltı kararı bulunan Necmiye Alpay, ifadesini vermek üzere bugün İstanbul Adalet Sarayı'na geldi. Soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Soruşturma Bürosu Savcısı Umut Tepe tarafından ifadesi alınan Alpay, terör ve şiddete her zaman karşı olduğunu belirterek suçlamayı reddetti.
"Sembolik bir görevdi"
Yayın Danışma Kurulu üyeliğinin tamamen sembolik bir görev olduğunu ifade eden Alpay, "Özgür Gündem gazetesinin yayınlanmasının Kürt sorunun çözümüne katkıda bulunacağı, çatışmaların ve ölümlerin önüne geçebileceği düşüncesiyle destekledim. Toplumda gerginlikleri azaltacağı düşüncesiyle yayın danışma kurulu üyeliği teklifini kabul ettim. Gazetenin PKK/KCK terör örgütünün yayın organı olup olmadığı noktasında fikir beyan edemem. Örgütün dağ kadrosundaki yöneticilerinin bu gazetede yazılar yazdığını bilmiyordum" dedi.
"Terörist ve bölücü" suçlamasıyla tutuklandı
Savcı, ifadesinin ardından Necmiye Alpay'ın "Silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan tutuklanması talebiyle mahkemeye sevk etti. Alpay, sorgulanmak üzere Nöbetçi İstanbul 8. Sulh Ceza Hakimliği'ne çıkarıldı. Hakimlikte de sorgulaması yapılan Alpay'ın, savcılık ifadesini tekrar ettiği belirtildi. Hakimlik, Necmiye Alpay'ın "öngörülen cezanın miktarı, gazetedeki yayınlar ve yazılar, gazete içerisindeki konumu, serbest kalması halinde kaçacağı" gerekçeleriyle "silahlı terör örgütüne üye olma" ve "devletin birliğini ve ülkenin bütünlüğünü bozmak" suçlarından tutuklanmasına karar verdi.
Aslı Erdoğan da tutuklanmıştı
Özgür Gündem’in kapatılmasının ardından gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Zana Kaya, Yazı İşleri Müdürü İnan Kızılkaya ve Yayın Danışma Kurulu üyesi Aslı Erdoğan tutuklanmıştı. Gazetenin eski Eş Genel Yayın Yönetmeni Eren Keskin ise "adli kontrol şartı" ile serbest bırakılmıştı. DHA
Özgür Gündem Gazetesi'nin Yayın Danışma Kurulu üyesi olduğu için, gazete hakkında yürütülen soruşturma kapsamında ifade veren dilbilimci ve yazar Necmiye Alpay, çıkarıldığı İstanbul 8. Sulh Ceza Hakimliği'nce tutuklandı.
PKK'nın propagandasını yaptığı suçlamasıyla geçici olarak kapatılan Özgür Gündem gazetesine ilişkin soruşturma kapsamında hakkında gözaltı kararı bulunan Necmiye Alpay, ifadesini vermek üzere bugün İstanbul Adalet Sarayı'na geldi. Soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Soruşturma Bürosu Savcısı Umut Tepe tarafından ifadesi alınan Alpay, terör ve şiddete her zaman karşı olduğunu belirterek suçlamayı reddetti.
"Sembolik bir görevdi"
Yayın Danışma Kurulu üyeliğinin tamamen sembolik bir görev olduğunu ifade eden Alpay, "Özgür Gündem gazetesinin yayınlanmasının Kürt sorunun çözümüne katkıda bulunacağı, çatışmaların ve ölümlerin önüne geçebileceği düşüncesiyle destekledim. Toplumda gerginlikleri azaltacağı düşüncesiyle yayın danışma kurulu üyeliği teklifini kabul ettim. Gazetenin PKK/KCK terör örgütünün yayın organı olup olmadığı noktasında fikir beyan edemem. Örgütün dağ kadrosundaki yöneticilerinin bu gazetede yazılar yazdığını bilmiyordum" dedi.
"Terörist ve bölücü" suçlamasıyla tutuklandı
Savcı, ifadesinin ardından Necmiye Alpay'ın "Silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan tutuklanması talebiyle mahkemeye sevk etti. Alpay, sorgulanmak üzere Nöbetçi İstanbul 8. Sulh Ceza Hakimliği'ne çıkarıldı. Hakimlikte de sorgulaması yapılan Alpay'ın, savcılık ifadesini tekrar ettiği belirtildi. Hakimlik, Necmiye Alpay'ın "öngörülen cezanın miktarı, gazetedeki yayınlar ve yazılar, gazete içerisindeki konumu, serbest kalması halinde kaçacağı" gerekçeleriyle "silahlı terör örgütüne üye olma" ve "devletin birliğini ve ülkenin bütünlüğünü bozmak" suçlarından tutuklanmasına karar verdi.
Aslı Erdoğan da tutuklanmıştı
Özgür Gündem’in kapatılmasının ardından gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Zana Kaya, Yazı İşleri Müdürü İnan Kızılkaya ve Yayın Danışma Kurulu üyesi Aslı Erdoğan tutuklanmıştı. Gazetenin eski Eş Genel Yayın Yönetmeni Eren Keskin ise "adli kontrol şartı" ile serbest bırakılmıştı. DHA
Coca-Cola fabrikasında 50 milyon euro değerinde kokain bulundu
Fransa'daki Coca-Cola fabrikasında 370 kg ağırlığında kokain bulundu. Güney Amerika'dan gönderilen bir konteynerdeki çantalara gizlenerek saklandığı bildirildi.
Fransa'daki Coca-Cola fabrikasında piyasa değeri 50 milyon euro civarında olan kokain bulundu. BBC Türkçe'nin haberine göre kokainin, Güney Amerika'dan gönderilen bir konteynerdeki portakal suyu konsantresi çantalarına gizlenmiş halde bulunduğu bildirildi.
Fransa'nın güneyindeki Signes köyünde bulunan kokainle ilgili soruşturma başlatılırken, fabrika çalışanlarının olayla ilgisinin olmadığı belirtiliyor.
Bulunan kokainin toplam ağırlığı yaklaşık 370 kilogram. Bu, Fransa'da tek seferde ele geçirilen en fazla kokain miktarı. Toulon savcısı Xavier Tarabeux, 'kötü bir sürpriz' ifadesini kullandığı sevkiyatın piyasa değerinin 50 milyon euro olduğunu söyledi.
Çalışanların ilgisi yok
Uyuşturucu maddenin izini süren yetkililer, Coca-Cola fabrikası çalışanlarının olayla ilgilerinin olmadığını söylüyor.
Coca-Cola'nın bölgeden sorumlu başkanı Jean-Denis Malgras yerel internet haber sitesi Var-Matin'e açıklamasında "Soruşturmanın ilk bulguları çalışanların hiçbir şekilde olayla ilgili olmadıklarını gösterdi" dedi.
Geçen yıl Nisan ayında da İngiltere'ye bir yat içinde 250 kilogram kokain kaçırmaya çalışan iki kişi Fransız gümrük memurlarının yardımıyla tutuklanmıştı. SY Hygeia adlı yat, Fransız yetkililer tarafından Martinique'te kıyıya çekilmiş, içinde yaklaşık 47 milyon euro değerinde kokain bulunmuştu.
Fransa'daki Coca-Cola fabrikasında piyasa değeri 50 milyon euro civarında olan kokain bulundu. BBC Türkçe'nin haberine göre kokainin, Güney Amerika'dan gönderilen bir konteynerdeki portakal suyu konsantresi çantalarına gizlenmiş halde bulunduğu bildirildi.
Fransa'nın güneyindeki Signes köyünde bulunan kokainle ilgili soruşturma başlatılırken, fabrika çalışanlarının olayla ilgisinin olmadığı belirtiliyor.
Bulunan kokainin toplam ağırlığı yaklaşık 370 kilogram. Bu, Fransa'da tek seferde ele geçirilen en fazla kokain miktarı. Toulon savcısı Xavier Tarabeux, 'kötü bir sürpriz' ifadesini kullandığı sevkiyatın piyasa değerinin 50 milyon euro olduğunu söyledi.
Çalışanların ilgisi yok
Uyuşturucu maddenin izini süren yetkililer, Coca-Cola fabrikası çalışanlarının olayla ilgilerinin olmadığını söylüyor.
Coca-Cola'nın bölgeden sorumlu başkanı Jean-Denis Malgras yerel internet haber sitesi Var-Matin'e açıklamasında "Soruşturmanın ilk bulguları çalışanların hiçbir şekilde olayla ilgili olmadıklarını gösterdi" dedi.
Geçen yıl Nisan ayında da İngiltere'ye bir yat içinde 250 kilogram kokain kaçırmaya çalışan iki kişi Fransız gümrük memurlarının yardımıyla tutuklanmıştı. SY Hygeia adlı yat, Fransız yetkililer tarafından Martinique'te kıyıya çekilmiş, içinde yaklaşık 47 milyon euro değerinde kokain bulunmuştu.
Fiyatlar buralarda dörde katlandı
Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu ile İstanbul yeni havalimanı gibi büyük projelerin etkisiyle Eyüp, Çatalca, Arnavutköy, Sarıyer, Beykoz ve Çekmeköy'de yerleşim yerlerinde konut ve arsaların değeri projelerin başlangıcından bu yana 3-4 kat yükseldi.
TSKB Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü Makbule Yönel Maya, AA muhabirine yaptığı açıklamada, köprü inşaatının başlaması, hatta güzergahının açıklanması ile birlikte Avrupa yakasında Halkalı-Başakşehir-Arnavutköy-Kayabaşı aksı ile Zekeriyaköy'de, Anadolu yakasında ise özellikle Beykoz, Çekmeköy ve Sancaktepe bölgelerinde konut piyasasında hareketlilik yaşandığını ifade etti.
Maya, üçüncü köprüyü de içerisinde bulunduran Kuzey Marmara Otoyolu ile bağlantı yollarına yakın çevredeki arsa ve tarla fiyatlarının özellikle Eyüp, Çatalca, Arnavutköy, Sarıyer, Beykoz ve Çekmeköy'de değerlendiğini belirterek, "Arnavutköy ve Çatalca için bu artışta İstanbul Yeni Havalimanı'nın etkisinin bulunduğuna da dikkat etmek gerek" dedi.
cnntürk'ün haberine göre; Üçüncü köprünün en çok değer artışı sağladığı bölgelerin Arnavutköy Karaburun, Beykoz Riva, Sarıyer Uskumruköy ve Çekmeköy Nişantepe olduğunu vurgulayan Maya, söz konusu bölgelerde yaklaşık 3-4 kata varan artışlar yaşandığını bildirdi.
"Köprü sonrası konut projelerine hız verildi"
Makbule Yönel Maya, Kuzey Marmara Otoyolu güzergahı üzerinde ve bağlantı yollarının yakınlarındaki konut projelerine değinirken de özellikle Sancaktepe'nin kentsel dönüşüm ve yeni konut projeleri ile dikkati çektiğini söyledi.
Birçoğu inşaat aşamasında olmak üzere planlama aşamasındaki projeler de dikkate alındığında 4 bin yeni konut stokunun 2018'e kadar ilçeye kazandırılacağını ifade eden Maya, Sancaktepe'yi takip eden Çekmeköy ilçesinde ise bu sayının yaklaşık 930 civarında olduğunu bildirdi.
Maya, Çekmeköy'deki konut projelerinde bu yıl teslim edilmesi planlananlar da bulunduğunu belirterek, "Anadolu yakasında üçüncü köprü bağlantı yollarına yakın bölgelere bakıldığında, Sultanbeyli'de de yaklaşık 650 konutluk yeni stokta 2017 başına kadar hayatın başlaması planlanıyor" ifadesini kullandı.
Avrupa yakasında Kuzey Marmara Otoyolu ve bağlantı yollarının yakın noktalarına bakıldığında Sarıyer'de yaklaşık 300 yeni konut stokuyla Zekeriyaköy ve Uskumruköy bölgelerinin dikkati çektiğini belirten Maya, "Köprü çevresinde yeni imara açılacak alan olmayacağını düşündüğümüzde, mevcut imara sahip ve özelikle köprü çıkış ve bağlantı yollarına yakın konut alanlarında yeni projelere bu süreçte hız verildiğini, gayrimenkul geliştiricilerinin bu bölgelerde yeni projeler için önemli adımlar attıklarını görüyoruz" diye konuştu.
Konut fiyatlarının arttığı bölgeler
Maya, konut fiyatlarında köprü dolayısıyla artış yaşandığına işaret ederek, Göktürk, Zekeriyaköy, Başakşehir, Çekmeköy, Sancaktepe ve Beykoz bölgelerinde üçüncü köprüye bağlı konut fiyat artışı yaşandığını, ancak bu yükselişin arsalardaki oranlar kadar olmadığını bildirdi.
Bu tarz mega projelerde 2 farklı dönemde artış yaşandığının görüldüğünü aktaran Maya, ilkinin projenin ilan edilip inşasının başladığı dönem, ikincisinin ise projenin bitirilip hayata geçirildiği dönem olduğunu söyledi.
Bu arada, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, geçen hafta yaptığı açıklamada, üçüncü köprü güzergahında yeni imar alanı oluşturulmasının söz konusu olmadığını bildirmişti.
Kuzey Marmara Otoyolu Projesi kapsamında inşa edilen Yavuz Sultan Selim Köprüsü, 148 kilometre uzunluğundaki Odayeri-Paşaköy kesimi üzerinde yer alıyor. Temeli 29 Mayıs 2013'te atılan ve "dünyanın en geniş köprüsü" unvanını kazanan eser, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı İsmail Kahraman, Başbakan Binali Yıldırım ve farklı ülkelerden liderlerin katılımıyla 26 Ağustos Cuma günü açılmıştı.
TSKB Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü Makbule Yönel Maya, AA muhabirine yaptığı açıklamada, köprü inşaatının başlaması, hatta güzergahının açıklanması ile birlikte Avrupa yakasında Halkalı-Başakşehir-Arnavutköy-Kayabaşı aksı ile Zekeriyaköy'de, Anadolu yakasında ise özellikle Beykoz, Çekmeköy ve Sancaktepe bölgelerinde konut piyasasında hareketlilik yaşandığını ifade etti.
Maya, üçüncü köprüyü de içerisinde bulunduran Kuzey Marmara Otoyolu ile bağlantı yollarına yakın çevredeki arsa ve tarla fiyatlarının özellikle Eyüp, Çatalca, Arnavutköy, Sarıyer, Beykoz ve Çekmeköy'de değerlendiğini belirterek, "Arnavutköy ve Çatalca için bu artışta İstanbul Yeni Havalimanı'nın etkisinin bulunduğuna da dikkat etmek gerek" dedi.
cnntürk'ün haberine göre; Üçüncü köprünün en çok değer artışı sağladığı bölgelerin Arnavutköy Karaburun, Beykoz Riva, Sarıyer Uskumruköy ve Çekmeköy Nişantepe olduğunu vurgulayan Maya, söz konusu bölgelerde yaklaşık 3-4 kata varan artışlar yaşandığını bildirdi.
"Köprü sonrası konut projelerine hız verildi"
Makbule Yönel Maya, Kuzey Marmara Otoyolu güzergahı üzerinde ve bağlantı yollarının yakınlarındaki konut projelerine değinirken de özellikle Sancaktepe'nin kentsel dönüşüm ve yeni konut projeleri ile dikkati çektiğini söyledi.
Birçoğu inşaat aşamasında olmak üzere planlama aşamasındaki projeler de dikkate alındığında 4 bin yeni konut stokunun 2018'e kadar ilçeye kazandırılacağını ifade eden Maya, Sancaktepe'yi takip eden Çekmeköy ilçesinde ise bu sayının yaklaşık 930 civarında olduğunu bildirdi.
Maya, Çekmeköy'deki konut projelerinde bu yıl teslim edilmesi planlananlar da bulunduğunu belirterek, "Anadolu yakasında üçüncü köprü bağlantı yollarına yakın bölgelere bakıldığında, Sultanbeyli'de de yaklaşık 650 konutluk yeni stokta 2017 başına kadar hayatın başlaması planlanıyor" ifadesini kullandı.
Avrupa yakasında Kuzey Marmara Otoyolu ve bağlantı yollarının yakın noktalarına bakıldığında Sarıyer'de yaklaşık 300 yeni konut stokuyla Zekeriyaköy ve Uskumruköy bölgelerinin dikkati çektiğini belirten Maya, "Köprü çevresinde yeni imara açılacak alan olmayacağını düşündüğümüzde, mevcut imara sahip ve özelikle köprü çıkış ve bağlantı yollarına yakın konut alanlarında yeni projelere bu süreçte hız verildiğini, gayrimenkul geliştiricilerinin bu bölgelerde yeni projeler için önemli adımlar attıklarını görüyoruz" diye konuştu.
Konut fiyatlarının arttığı bölgeler
Maya, konut fiyatlarında köprü dolayısıyla artış yaşandığına işaret ederek, Göktürk, Zekeriyaköy, Başakşehir, Çekmeköy, Sancaktepe ve Beykoz bölgelerinde üçüncü köprüye bağlı konut fiyat artışı yaşandığını, ancak bu yükselişin arsalardaki oranlar kadar olmadığını bildirdi.
Bu tarz mega projelerde 2 farklı dönemde artış yaşandığının görüldüğünü aktaran Maya, ilkinin projenin ilan edilip inşasının başladığı dönem, ikincisinin ise projenin bitirilip hayata geçirildiği dönem olduğunu söyledi.
Bu arada, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, geçen hafta yaptığı açıklamada, üçüncü köprü güzergahında yeni imar alanı oluşturulmasının söz konusu olmadığını bildirmişti.
Kuzey Marmara Otoyolu Projesi kapsamında inşa edilen Yavuz Sultan Selim Köprüsü, 148 kilometre uzunluğundaki Odayeri-Paşaköy kesimi üzerinde yer alıyor. Temeli 29 Mayıs 2013'te atılan ve "dünyanın en geniş köprüsü" unvanını kazanan eser, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı İsmail Kahraman, Başbakan Binali Yıldırım ve farklı ülkelerden liderlerin katılımıyla 26 Ağustos Cuma günü açılmıştı.
Reza Zarrab "reddi hakim" talebinde bulundu
Kara para aklama, bankacılık sahtekarlığı ve ABD'nin İran'a karşı uyguladığı yaptırımları delme suçlamaları ile New York'ta tutuklu olarak yargılanan İran asıllı işadamı Reza Zarrab, 'reddi hakim' talebinde bulundu. Gerekçe olarak davaya bakan Amerikalı hakimin Türkiye'de katıldığı bir konferanstaki sözleri gösterildi.
Zarrab'ın avukatları tarafından bugün mahkemeye sunulan dilekçede, Yargıç Richard Berman'ın Mayıs 2014'te İstanbul'da düzenlenen "Adalet ve Hukuk Devleti" konulu uluslararası sempozyuma katıldığı, bu konferansta Türk yargısı hakkında olumsuz eleştiriler yaptığı ve Zarrab'ın Türkiye'de yargılandığı davanın düşmesini, buna örnek gösterdiği belirtildi.
"Yaptığımız araştırmalara göre, Türkiye'de son günlerde darbe girişimi ile ilgili yaşanan gelişmeler ışığında, ne yazık ki mahkemenin taraf tutmasının kaçınılmaz olduğu bir görünüm ortaya çıkacaktır. Zarrab, bundan dolayı reddi hakim talebinde bulunuyor" denildi.
cnntürk'ün haberine göre; Zarrab'ın avukatları, Berman'ın sempozyum sonrası Türk basınına verdiği röportajlara ve Zarrab'ın yargılandığı 17 Aralık soruşturmasına atfen açıklamalarda bulunduğuna dikkat çekti.
6 Eylül'de tekrar hakim karşısında
Zarrab'ın New York'ta nisan ayında yapılan ilk duruşmasında Hakim Berman, konuşmasına İstanbul'da katıldığı sempozyumu detaylı bir şekilde anlatarak başlamıştı. Zarrab'ın avukatı Benjamin Brahman da Berman'ın sempozyuma katılmasını 'tarafsız olmasını etkilemeyecek' şeklinde değerlendirmişti. Zarrab, 6 Eylül'de yine yargıç karşısına çıkacak.
Zarrab'ın avukatları tarafından bugün mahkemeye sunulan dilekçede, Yargıç Richard Berman'ın Mayıs 2014'te İstanbul'da düzenlenen "Adalet ve Hukuk Devleti" konulu uluslararası sempozyuma katıldığı, bu konferansta Türk yargısı hakkında olumsuz eleştiriler yaptığı ve Zarrab'ın Türkiye'de yargılandığı davanın düşmesini, buna örnek gösterdiği belirtildi.
"Yaptığımız araştırmalara göre, Türkiye'de son günlerde darbe girişimi ile ilgili yaşanan gelişmeler ışığında, ne yazık ki mahkemenin taraf tutmasının kaçınılmaz olduğu bir görünüm ortaya çıkacaktır. Zarrab, bundan dolayı reddi hakim talebinde bulunuyor" denildi.
cnntürk'ün haberine göre; Zarrab'ın avukatları, Berman'ın sempozyum sonrası Türk basınına verdiği röportajlara ve Zarrab'ın yargılandığı 17 Aralık soruşturmasına atfen açıklamalarda bulunduğuna dikkat çekti.
6 Eylül'de tekrar hakim karşısında
Zarrab'ın New York'ta nisan ayında yapılan ilk duruşmasında Hakim Berman, konuşmasına İstanbul'da katıldığı sempozyumu detaylı bir şekilde anlatarak başlamıştı. Zarrab'ın avukatı Benjamin Brahman da Berman'ın sempozyuma katılmasını 'tarafsız olmasını etkilemeyecek' şeklinde değerlendirmişti. Zarrab, 6 Eylül'de yine yargıç karşısına çıkacak.
30 Ağustos 2016 Salı
ABD'den vatandaşlarına Türkiye uyarısı
ABD'den Türkiye'de artan terör riskiyle ilgili vatandaşlarına uyarı geldi.
ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan Türkiye'ye yönelik seyahat uyarısı geldi. Ülkedeki artan terör riskinin altının çizildiği uyarıda Türkiye'nin güneydoğusuna seyahat edilmemesi tavsiyesinde bulunuldu.
Öte yandan açıklamada Ankara ve İstanbul'da çalışan elçilik personelinin aileleri için ABD'ye ücretsiz uçuş imkanının da 23 Eylül tarihine kadar uzatıldığı aktarıldı. Cumhuriyet
Diyanet: Banka kredisi ile kurban kesilir mi?
Diyanet İşleri Başkanlığı, yaklaşan kurban bayramı öncesi hurafelere karşı uyarılarda bulundu. Uyarılarda, banka kredisiyle kurban kesilemeyeceği, kurban kanının alına sürülmesinin doğru olmadığı, kurban derisinin satılamayacağı veya kesen kasaba ücret olarak verilemeyeceği vurgulandı.
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın resmi internet sitesinde, kurbanla ilgili bölümde, sık yöneltilen 61 soruya yanıt verildi. Diyanet İşleri Başkanlığı'nca kurbanla ilgili açıklayıcı soru ve yanıtlar ile fetvalar arasında arasında şu dikkat çekici konularda yer aldı:
Kurbanın mahiyeti ve hükmü
Kurban; bir müslümanın bütün varlığını, gerektiğinde Allah yolunda feda etmeye hazır olduğunun bir nişanesidir. Mezheplerin çoğuna göre udhiyye kurbanı kesmek sünnettir. Hanefi mezhebinde ise tercih edilen görüş, kurbanın vacip olduğudur. Kurban, -fıkhi hükmü ne olursa olsun- müslüman toplumların belirli simgesi ve şiarı sayılan ibadetlerden biri olarak asırlardan beri özellikle milletimizin dinî hayatında önemli bir yer tutmaktadır. Kurban, Kur’an-ı Kerim, Sünnet ve icma ile sabit bir ibadettir. Kurbanın meşru bir ibadet olduğuna dair Kur’an-ı Kerim’de deliller mevcuttur. Et ve kanların Allah’a ulaşamayacağının, asıl olanın ihlâs ve takva olduğunun bizzat âyetin metninde yer alması bunu açıkça ortaya koymaktadır. Hz. Peygamber (s.a.s.) de, kurbanı bir ibadet olarak kabul etmiş ve bizzat kendisi de kurban kesmiştir.
Kurban kesimi ne zaman başlar ne zaman sona erer?
Diyanet İşleri Başkanlığı, kurbanlarıni, bayram namazı kılınan yerlerde bayram namazı kılındıktan sonra; kılınmayan yerlerde ise, sabah namazı vakti girdikten sonra başladığını hatırlatırkeş "Hanefilere göre bayramın 3'üncü günü akşamına kadar devam eder. Bu süre içinde gece ve gündüz kurban kesilebilir. Ancak, kurbanların gündüz kesilmesi daha uygundur. Şâfilere göre ise 4'üncü günü gün batımına kadar kesilebilir. İster kurban niyetiyle olsun, ister başka bir amaçla olsun hayvan kesilirken besmele çekilmesi gerekir. Hayvanın kesimi esnasında besmele kasten terk edilirse, o hayvanın eti Hanefîlere göre yenmez. Ancak ,kasıtsız ve unutularak besmele çekilmezse, bu hayvanın eti yenilir" denildi.
Kurban kanının alına sürülmesinin dinle ilgisi yok
Diyanet İşleri, kesilen kurbanın kanının alna sürülmesinin dinle hiçbir ilgisi bulunmadığını, güvenilir kaynakların hiçbirinde böyle bir bilginin yer almadığını bildirirken, "Halkımız arasında yaygın olan bu uygulamanın başka kültürlerden girdiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla terk edilmesi gerekir" açıklamasını yaptı.
"Kredi kartıyla kurbanlık alınabilir"
Açıklamada, kurban kesmekle mükellef olan kişinin kurbanlık hayvanı nakit olarak alabileceği gibi kredi kartıyla tek çekim veya vadeli olarak da alabileceği, bedelin kredi kartıyla ödenmesinin sorun oluşturmadığı kaydedilirken, "Ancak kredi kartı borcunu, ödeme tarihinde ödemek ve gecikmeden kaynaklanan faizli işleme düşmemek gerekir. Kredi kartıyla vadeli olarak kurban alırken, vadeyi bankanın uygulaması halinde ilave bir ücret ödenirse kesilen kurban geçerli olmakla birlikte, faizli işlem sebebiyle ayrı bir günah söz konusu olacağı için bundan sakınmak gerekir" uyarısı yapıldı.
"Banka kredisiyle kurban kesilmez"
Uyarıda, kurban kesmenin akıl sağlığı yerinde, ergen, dinen zengin sayılacak kadar mal varlığına sahip ve mukim olan bir müslümanın yerine getireceği mali bir ibadet olduğu ifade edilirken, şu uyarılar yapıldı:
- İster vacip isterse nafile olarak kurban kesecek kimse, kurbanını peşin satın alabileceği gibi, borçlanarak da satın alabilir. Bu, kurbanın sıhhatine engel teşkil etmez. Ancak faizli borç alması durumunda faiz verme yasağını işlediği için günaha girmiş olur. Kendi imkanlarıyla kurban kesemeyecek olanların böyle yöntemlere başvurmaları dinen uygun değildir.
- Kurbanın derisi, bir fakire veya hayır kurumuna verilmelidir. Hz. Peygamber (s.a.s.), veda haccında Hz. Ali’ye, kurban olarak kesilen develerinin başında durmasını ve bunların derileri ile sırtlarındaki çullarını sadaka olarak vermesini, kasap ücreti olarak bunlardan bir şey vermemesini emretmiştir. Buna göre kurban derilerinin para karşılığında satılması, kurbanın kesimi veya bakımı için ücret olarak verilmesi caiz değildir. Derinin satılması hâlinde bedelinin yoksullara verilmesi gerekir. Kurbanın derisi, bir yoksula veya hayır kurumuna bağışlanabileceği gibi, evde namazlık, kalbur ve benzeri ev eşyası yapılarak kullanılmasında da bir sakınca yoktur.
Kurban namazı var mı?
- Esas olarak kurban namazı diye bir namaz yoktur. Bu namazın dinî bir gereklilik olduğu inancı veya kanaati yanlıştır. Ancak, kişi nafile namaz kılınması mekruh olmayan bir vakitte, sebepli veya sebepsiz dilediği kadar nafile namaz kılabilir. Kurban kesen kişi de böyle bir ibadeti yapma imkânına kavuştuğu için Allah’ın verdiği nimete şükür olarak iki rekât nafile namaz kılabilir.
- Hz. Peygamber'in (s.a.s.) Zilhicce’nin ilk dokuz gününü oruçla geçirdiği rivayet edildiği ,kurban bayramından önceki dokuz günün oruçlu geçirilmesi müstehaptır. Kurban bayramında da oruç tutulmaz. Ancak, imsaktan itibaren bir şey yemeyip o günün ilk yemeğini kurban etinden yemek müstehaptır. Fakat bu, kendi evinde kurban kesebilen insanlar içindir. Zamanımızda çiftliklerde kurban kestiren bazı müslümanlara, akşama kadar sıra ancak gelmekte, hatta ertesi güne kalmaktadır. Bu durumda söz konusu insanların aç kalıp oruçlu imiş gibi durmaları uygun değildir.
- Kişiler bir araya gelerek Hz. Peygamber adına kurban kesemez. Dinimizde böyle bir uygulama yoktur. Bunun, yapılması gereken bir ibadet gibi görülmesi caiz değildir. Çünkü Allah ve Resûlü’nden nakledilmeyen bir uygulamayı ibadet gibi telakki etmek ve ona dinîlik vasfı vermek bid’attir. Her bid’at de Hz. Peygamberin (s.a.s.) nitelemesiyle dalalettir. Dolayısıyla bu hadis, eğer vasiyeti yoksa ölü adına kurban kesileceğine delalet etmez.
- Kişi, kurbanını bizzat kesebileceği gibi vekâlet yoluyla başkasına da kestirebilir. Zira kurban, hac ve zekât gibi mal ile yapılan bir ibadettir; mal ile yapılan ibadetlerde ise vekâlet Vekâlet, sözlü veya yazılı olarak ya da telefon, internet, faks ve benzeri iletişim araçları vasıtasıyla verilebilir. Vekil tayin edilen kişi veya kurum aldığı vekâleti gereği gibi yerine getirmelidir. Kurbanda önemli olan, kişinin niyetinin Allah için olması ve vekâleten kendisi adına kurbanın kesilmesidir. Dolayısıyla kurbanın yurt içinde başka bir ilde ya da yurt dışında kesilmesinde sakınca bulunmamaktadır. Kurban fiyatlarının kesilen ülkeye göre az veya çok olması bu durumu değiştirmez. Ancak ,yaşadığı yerde muhtaç ve fakirler varsa kişinin, kurbanını orada kesip dağıtması daha uygun olur. Çünkü kişinin yaşadığı yerdeki fakirlerin ve komşuların onun üzerinde hakları vardır.
- Kurban keserken, usulüne göre bir kesim yapmış olmak için hayvanın yemek ve nefes borularıyla, iki atardamarından en az birinin kesilmesi gerekir. Bu şekilde yapılan bir kesim sırasında, hayvanın omuriliğinin kesilmesi mekruhtur. Bu konuda etlik kesim ile , kurbanlık kesim arasında bir fark yoktur. Hayvanın canı çıkmadan başının gövdesinden ayrılmamasına özen gösterilmelidir. Kurban edilecek hayvana acı çektirilmemeli ve eziyet edilmemelidir. Bu nedenle hayvanlar ehil kişiler tarafından kesilmeli ve boğazlama işlemi süratli bir şekilde yerine getirilmelidir. Çevre temizliği için gerekli tedbirler alınmalıdır. Hayvanların bir diğerinin kesimini görecek şekilde yan yana bulundurulmamalarına azami özen gösterilmelidir.
- Dinimiz, tüm canlılara iyi davranılmasını emretmiştir. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.s.), kesim esnasında hayvana eziyet edilmemesini emretmiştir. Kurbanın bilinen klasik yöntemle kesilmesi asıldır. Bununla beraber kurbana fazla eziyet vermemek (ölüm acısını azaltmak) maksadıyla, kesim esnasında hayvanın elektrik şoku, narkoz veya benzeri bir yöntemle bayıltılarak kesilmesi caizdir. Ancak, hayvanın bayıltıldıktan sonra ölmeden boğazından kesilmesi gerekir. Hayvan henüz kesilmeden, şok etkisiyle ölürse, kurban olmayacağı gibi, eti de yenmez
- Hz. Peygamber (s.a.s.), kurban etinin üçe taksim edilip, bir bölümünün kurban kesemeyen yoksullara dağıtılmasını, bir bölümünün akraba, tanıdık ve komşularla paylaşılmasını, bir kısmının da evde yenmesini tavsiye etmiştir Kurban etinin tamamı evde bırakılabilir. Ancak, durumu iyi olan müslümanların, toplumda muhtaçların arttığı bir dönemde kurban etlerinin çoğunu hatta tamamını dağıtmaları daha uygun olur. Şâfiî mezhebine göre ise, kurban etinden az da olsa fakirlere verilmesi gerekir. DHA
Kurbanın mahiyeti ve hükmü
Kurban; bir müslümanın bütün varlığını, gerektiğinde Allah yolunda feda etmeye hazır olduğunun bir nişanesidir. Mezheplerin çoğuna göre udhiyye kurbanı kesmek sünnettir. Hanefi mezhebinde ise tercih edilen görüş, kurbanın vacip olduğudur. Kurban, -fıkhi hükmü ne olursa olsun- müslüman toplumların belirli simgesi ve şiarı sayılan ibadetlerden biri olarak asırlardan beri özellikle milletimizin dinî hayatında önemli bir yer tutmaktadır. Kurban, Kur’an-ı Kerim, Sünnet ve icma ile sabit bir ibadettir. Kurbanın meşru bir ibadet olduğuna dair Kur’an-ı Kerim’de deliller mevcuttur. Et ve kanların Allah’a ulaşamayacağının, asıl olanın ihlâs ve takva olduğunun bizzat âyetin metninde yer alması bunu açıkça ortaya koymaktadır. Hz. Peygamber (s.a.s.) de, kurbanı bir ibadet olarak kabul etmiş ve bizzat kendisi de kurban kesmiştir.
Kurban kesimi ne zaman başlar ne zaman sona erer?
Diyanet İşleri Başkanlığı, kurbanlarıni, bayram namazı kılınan yerlerde bayram namazı kılındıktan sonra; kılınmayan yerlerde ise, sabah namazı vakti girdikten sonra başladığını hatırlatırkeş "Hanefilere göre bayramın 3'üncü günü akşamına kadar devam eder. Bu süre içinde gece ve gündüz kurban kesilebilir. Ancak, kurbanların gündüz kesilmesi daha uygundur. Şâfilere göre ise 4'üncü günü gün batımına kadar kesilebilir. İster kurban niyetiyle olsun, ister başka bir amaçla olsun hayvan kesilirken besmele çekilmesi gerekir. Hayvanın kesimi esnasında besmele kasten terk edilirse, o hayvanın eti Hanefîlere göre yenmez. Ancak ,kasıtsız ve unutularak besmele çekilmezse, bu hayvanın eti yenilir" denildi.
Kurban kanının alına sürülmesinin dinle ilgisi yok
Diyanet İşleri, kesilen kurbanın kanının alna sürülmesinin dinle hiçbir ilgisi bulunmadığını, güvenilir kaynakların hiçbirinde böyle bir bilginin yer almadığını bildirirken, "Halkımız arasında yaygın olan bu uygulamanın başka kültürlerden girdiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla terk edilmesi gerekir" açıklamasını yaptı.
"Kredi kartıyla kurbanlık alınabilir"
Açıklamada, kurban kesmekle mükellef olan kişinin kurbanlık hayvanı nakit olarak alabileceği gibi kredi kartıyla tek çekim veya vadeli olarak da alabileceği, bedelin kredi kartıyla ödenmesinin sorun oluşturmadığı kaydedilirken, "Ancak kredi kartı borcunu, ödeme tarihinde ödemek ve gecikmeden kaynaklanan faizli işleme düşmemek gerekir. Kredi kartıyla vadeli olarak kurban alırken, vadeyi bankanın uygulaması halinde ilave bir ücret ödenirse kesilen kurban geçerli olmakla birlikte, faizli işlem sebebiyle ayrı bir günah söz konusu olacağı için bundan sakınmak gerekir" uyarısı yapıldı.
"Banka kredisiyle kurban kesilmez"
Uyarıda, kurban kesmenin akıl sağlığı yerinde, ergen, dinen zengin sayılacak kadar mal varlığına sahip ve mukim olan bir müslümanın yerine getireceği mali bir ibadet olduğu ifade edilirken, şu uyarılar yapıldı:
- İster vacip isterse nafile olarak kurban kesecek kimse, kurbanını peşin satın alabileceği gibi, borçlanarak da satın alabilir. Bu, kurbanın sıhhatine engel teşkil etmez. Ancak faizli borç alması durumunda faiz verme yasağını işlediği için günaha girmiş olur. Kendi imkanlarıyla kurban kesemeyecek olanların böyle yöntemlere başvurmaları dinen uygun değildir.
- Kurbanın derisi, bir fakire veya hayır kurumuna verilmelidir. Hz. Peygamber (s.a.s.), veda haccında Hz. Ali’ye, kurban olarak kesilen develerinin başında durmasını ve bunların derileri ile sırtlarındaki çullarını sadaka olarak vermesini, kasap ücreti olarak bunlardan bir şey vermemesini emretmiştir. Buna göre kurban derilerinin para karşılığında satılması, kurbanın kesimi veya bakımı için ücret olarak verilmesi caiz değildir. Derinin satılması hâlinde bedelinin yoksullara verilmesi gerekir. Kurbanın derisi, bir yoksula veya hayır kurumuna bağışlanabileceği gibi, evde namazlık, kalbur ve benzeri ev eşyası yapılarak kullanılmasında da bir sakınca yoktur.
Kurban namazı var mı?
- Esas olarak kurban namazı diye bir namaz yoktur. Bu namazın dinî bir gereklilik olduğu inancı veya kanaati yanlıştır. Ancak, kişi nafile namaz kılınması mekruh olmayan bir vakitte, sebepli veya sebepsiz dilediği kadar nafile namaz kılabilir. Kurban kesen kişi de böyle bir ibadeti yapma imkânına kavuştuğu için Allah’ın verdiği nimete şükür olarak iki rekât nafile namaz kılabilir.
- Hz. Peygamber'in (s.a.s.) Zilhicce’nin ilk dokuz gününü oruçla geçirdiği rivayet edildiği ,kurban bayramından önceki dokuz günün oruçlu geçirilmesi müstehaptır. Kurban bayramında da oruç tutulmaz. Ancak, imsaktan itibaren bir şey yemeyip o günün ilk yemeğini kurban etinden yemek müstehaptır. Fakat bu, kendi evinde kurban kesebilen insanlar içindir. Zamanımızda çiftliklerde kurban kestiren bazı müslümanlara, akşama kadar sıra ancak gelmekte, hatta ertesi güne kalmaktadır. Bu durumda söz konusu insanların aç kalıp oruçlu imiş gibi durmaları uygun değildir.
- Kişiler bir araya gelerek Hz. Peygamber adına kurban kesemez. Dinimizde böyle bir uygulama yoktur. Bunun, yapılması gereken bir ibadet gibi görülmesi caiz değildir. Çünkü Allah ve Resûlü’nden nakledilmeyen bir uygulamayı ibadet gibi telakki etmek ve ona dinîlik vasfı vermek bid’attir. Her bid’at de Hz. Peygamberin (s.a.s.) nitelemesiyle dalalettir. Dolayısıyla bu hadis, eğer vasiyeti yoksa ölü adına kurban kesileceğine delalet etmez.
- Kişi, kurbanını bizzat kesebileceği gibi vekâlet yoluyla başkasına da kestirebilir. Zira kurban, hac ve zekât gibi mal ile yapılan bir ibadettir; mal ile yapılan ibadetlerde ise vekâlet Vekâlet, sözlü veya yazılı olarak ya da telefon, internet, faks ve benzeri iletişim araçları vasıtasıyla verilebilir. Vekil tayin edilen kişi veya kurum aldığı vekâleti gereği gibi yerine getirmelidir. Kurbanda önemli olan, kişinin niyetinin Allah için olması ve vekâleten kendisi adına kurbanın kesilmesidir. Dolayısıyla kurbanın yurt içinde başka bir ilde ya da yurt dışında kesilmesinde sakınca bulunmamaktadır. Kurban fiyatlarının kesilen ülkeye göre az veya çok olması bu durumu değiştirmez. Ancak ,yaşadığı yerde muhtaç ve fakirler varsa kişinin, kurbanını orada kesip dağıtması daha uygun olur. Çünkü kişinin yaşadığı yerdeki fakirlerin ve komşuların onun üzerinde hakları vardır.
- Kurban keserken, usulüne göre bir kesim yapmış olmak için hayvanın yemek ve nefes borularıyla, iki atardamarından en az birinin kesilmesi gerekir. Bu şekilde yapılan bir kesim sırasında, hayvanın omuriliğinin kesilmesi mekruhtur. Bu konuda etlik kesim ile , kurbanlık kesim arasında bir fark yoktur. Hayvanın canı çıkmadan başının gövdesinden ayrılmamasına özen gösterilmelidir. Kurban edilecek hayvana acı çektirilmemeli ve eziyet edilmemelidir. Bu nedenle hayvanlar ehil kişiler tarafından kesilmeli ve boğazlama işlemi süratli bir şekilde yerine getirilmelidir. Çevre temizliği için gerekli tedbirler alınmalıdır. Hayvanların bir diğerinin kesimini görecek şekilde yan yana bulundurulmamalarına azami özen gösterilmelidir.
- Dinimiz, tüm canlılara iyi davranılmasını emretmiştir. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.s.), kesim esnasında hayvana eziyet edilmemesini emretmiştir. Kurbanın bilinen klasik yöntemle kesilmesi asıldır. Bununla beraber kurbana fazla eziyet vermemek (ölüm acısını azaltmak) maksadıyla, kesim esnasında hayvanın elektrik şoku, narkoz veya benzeri bir yöntemle bayıltılarak kesilmesi caizdir. Ancak, hayvanın bayıltıldıktan sonra ölmeden boğazından kesilmesi gerekir. Hayvan henüz kesilmeden, şok etkisiyle ölürse, kurban olmayacağı gibi, eti de yenmez
- Hz. Peygamber (s.a.s.), kurban etinin üçe taksim edilip, bir bölümünün kurban kesemeyen yoksullara dağıtılmasını, bir bölümünün akraba, tanıdık ve komşularla paylaşılmasını, bir kısmının da evde yenmesini tavsiye etmiştir Kurban etinin tamamı evde bırakılabilir. Ancak, durumu iyi olan müslümanların, toplumda muhtaçların arttığı bir dönemde kurban etlerinin çoğunu hatta tamamını dağıtmaları daha uygun olur. Şâfiî mezhebine göre ise, kurban etinden az da olsa fakirlere verilmesi gerekir. DHA
30 Ağustos Zaferi'nin 94. yıldönümü kutlu olsun
Ulu Önder Atatürk ve bize bu vatanı emanet eden tüm şehitlerimizi rahmet ve saygıyla anıyoruz.
Darbe girişimi sonrası sivilleşme Zafer Bayramı'na da yansıdı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde devlet erkanı Anıtbakir'e çıkacak. Tank, top, zırhlılar ve jetler törenlerde ilk kez olmayacak.
İşte siyasi liderlerin 30 Ağustos Zafer Bayramı için yayınladıkları mesajlar;
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN
Ülkemizi kutlu yürüyüşünden alıkoymak isteyen terör örgütlerinin hain saldırılarına aldırmadan, ihanet çetelerini bozguna uğratarak, birlik, beraberlik ve dayanışma içinde mücadelemiz sürecektir. 30 Ağustos Zaferi, özellikle bugün ülkemizin birliğine, dirliğine, bu topraklardaki varlığına kasteden terör örgütleri ve şer odakları için ders olmalıdır. 15 Temmuz kanlı darbe girişimi karşısında milletimizin ortaya koyduğu tavır, bu topraklarda 'Büyük Taarruz' ruhunun ne kadar diri olduğunun ifadesidir."
BAŞBAKAN BİNALİ YILDIRIM
"Ülkemizi parçalamak isteyenler milletimizin izzetli direnişi karşısında çaresiz kalmışlardır. Bugün de ülkemizin her köşesinde refah ve huzur ikliminin hakim olması için milletçe birbirimize kenetleniyor; istiklalimizi, cumhuriyetimizi ve demokrasimizi tehdit eden bütün şer odakları karşısında azim ve kararlılıkla mücadele ediyoruz. Herkes emin olsun ki, ülkemizin birlik ve bütünlüğüne kastetmek isteyen güçler, devletimizi bütün azamet ve kudretiyle daima karşılarında bulacaktır. Türkiye Cumhuriyeti’ni darbe teşebbüsleriyle, terörle, tedhişle zayıf düşürmeye çalışan güç odakları emellerine asla ulaşamayacak, millet-devlet kenetlenmesi karşısında mutlaka hezimete uğrayacaklardır. Bu duygu ve düşüncelerle Türk Silahlı Kuvvetlerimizin kahraman mensuplarının ve bütün vatandaşlarımızın 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı kutluyorum. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde bu zaferi bize armağan eden istiklal mücadelemizin bütün kahramanlarını, şehit ve gazilerimizi şükranla yad ediyorum."
CHP GENEL BAŞKANI KEMAL KILIÇDAROĞLU
"Türkiye Cumhuriyeti, Mustafa Kemal’in çizdiği bu hedef doğrultusunda ve 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' ülküsüne bağlılıkla, daha özgür ve daha çağdaş bir ülke olmanın mücadelesini veriyor. Bu nedenledir ki demokrasimizi kökleştirmek için atacağımız her adım, 30 Ağustos ruhuna eklenen yeni bir zaferdir. 15 Temmuz gecesinde de açıkça görüldüğü gibi, TBMM’nin tüm üyeleri ve yurttaşlarımız Cumhuriyetimiz ve parlamenter demokrasimize yönelen tüm saldırılar karşısında bir duvardır. Anayasal rejimi ortadan kaldırmak; laik, demokratik, sosyal hukuk devletini yıkmak, cumhuriyetimizi, birlik ve beraberliğimizi bozmak isteyen tüm odaklar ve terör şebekeleri bu duvara çarpıp, yenilmeye mahkumdur."
MHP GENEL BAŞKANI DEVLET BAHÇELİ
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli 30 Ağustos Zafer Bayramı'nı için "Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere kuruluş ve bağımsızlığımızın mimarı aziz ecdadımızı rahmet ve minnetle yad ediyorum." ifadelerini kullandı. (Kaynak:haberturk.com)
Darbe girişimi sonrası sivilleşme Zafer Bayramı'na da yansıdı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde devlet erkanı Anıtbakir'e çıkacak. Tank, top, zırhlılar ve jetler törenlerde ilk kez olmayacak.
İşte siyasi liderlerin 30 Ağustos Zafer Bayramı için yayınladıkları mesajlar;
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN
Ülkemizi kutlu yürüyüşünden alıkoymak isteyen terör örgütlerinin hain saldırılarına aldırmadan, ihanet çetelerini bozguna uğratarak, birlik, beraberlik ve dayanışma içinde mücadelemiz sürecektir. 30 Ağustos Zaferi, özellikle bugün ülkemizin birliğine, dirliğine, bu topraklardaki varlığına kasteden terör örgütleri ve şer odakları için ders olmalıdır. 15 Temmuz kanlı darbe girişimi karşısında milletimizin ortaya koyduğu tavır, bu topraklarda 'Büyük Taarruz' ruhunun ne kadar diri olduğunun ifadesidir."
BAŞBAKAN BİNALİ YILDIRIM
"Ülkemizi parçalamak isteyenler milletimizin izzetli direnişi karşısında çaresiz kalmışlardır. Bugün de ülkemizin her köşesinde refah ve huzur ikliminin hakim olması için milletçe birbirimize kenetleniyor; istiklalimizi, cumhuriyetimizi ve demokrasimizi tehdit eden bütün şer odakları karşısında azim ve kararlılıkla mücadele ediyoruz. Herkes emin olsun ki, ülkemizin birlik ve bütünlüğüne kastetmek isteyen güçler, devletimizi bütün azamet ve kudretiyle daima karşılarında bulacaktır. Türkiye Cumhuriyeti’ni darbe teşebbüsleriyle, terörle, tedhişle zayıf düşürmeye çalışan güç odakları emellerine asla ulaşamayacak, millet-devlet kenetlenmesi karşısında mutlaka hezimete uğrayacaklardır. Bu duygu ve düşüncelerle Türk Silahlı Kuvvetlerimizin kahraman mensuplarının ve bütün vatandaşlarımızın 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı kutluyorum. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde bu zaferi bize armağan eden istiklal mücadelemizin bütün kahramanlarını, şehit ve gazilerimizi şükranla yad ediyorum."
CHP GENEL BAŞKANI KEMAL KILIÇDAROĞLU
"Türkiye Cumhuriyeti, Mustafa Kemal’in çizdiği bu hedef doğrultusunda ve 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' ülküsüne bağlılıkla, daha özgür ve daha çağdaş bir ülke olmanın mücadelesini veriyor. Bu nedenledir ki demokrasimizi kökleştirmek için atacağımız her adım, 30 Ağustos ruhuna eklenen yeni bir zaferdir. 15 Temmuz gecesinde de açıkça görüldüğü gibi, TBMM’nin tüm üyeleri ve yurttaşlarımız Cumhuriyetimiz ve parlamenter demokrasimize yönelen tüm saldırılar karşısında bir duvardır. Anayasal rejimi ortadan kaldırmak; laik, demokratik, sosyal hukuk devletini yıkmak, cumhuriyetimizi, birlik ve beraberliğimizi bozmak isteyen tüm odaklar ve terör şebekeleri bu duvara çarpıp, yenilmeye mahkumdur."
MHP GENEL BAŞKANI DEVLET BAHÇELİ
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli 30 Ağustos Zafer Bayramı'nı için "Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere kuruluş ve bağımsızlığımızın mimarı aziz ecdadımızı rahmet ve minnetle yad ediyorum." ifadelerini kullandı. (Kaynak:haberturk.com)
İşte ilk türbanlı polis fotoğrafı
30 Ağustos Zafer Bayramı Taksim Meydanı'da düzenlenen törenle kutlandı. Törende bir ilk de yaşandı. Emniyet Hizmetleri Sınıfı Mensupları Kıyafet Yönetmeliğinde yapılan değişiklikle kadın polislerin başörtüsü kullanmasının serbest hale gelmesinin ardından bir kadın emniyet müdürü, törene başörtüsüyle katıldı.
30 Ağustos Zafer Bayramı bu sabah saat 09.30'da Taksim Meydanı'nda düzenlenen törenle kutlandı. Törene İstanbul Valisi Vasip Şahin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, 1. Ordu Komutanı Orgeneral Musa Avsever, Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan ve CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu katıldı. Tören öncesi çevrede geniş çaplı güvenlik önlemi alındı. Çevreye yerleştirilen özel harekat polisleri güvenliği sağlarken sivil polisler de İstiklal Caddesi'nin girişinde vatandaşlarının üzerini ve çantalarını aradı.
Taksim'deki törende bir ilk yaşandı
Tören İstanbul Valisi Vasip Şahin'in Atatürk heykeli önüne çelenk bırakmasıyla başladı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından tören sona erdi. Öte yandan törende bir ilk de yaşandı. Emniyet Hizmetleri Sınıfı Mensupları Kıyafet Yönetmeliğinde yapılan değişiklikle, kadın polislerin başörtüsü kullanmasının serbest hale gelmesinin ardından, bir kadın emniyet müdürü törene başörtüsüyle katıldı. Hürriyet
30 Ağustos Zafer Bayramı bu sabah saat 09.30'da Taksim Meydanı'nda düzenlenen törenle kutlandı. Törene İstanbul Valisi Vasip Şahin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, 1. Ordu Komutanı Orgeneral Musa Avsever, Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan ve CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu katıldı. Tören öncesi çevrede geniş çaplı güvenlik önlemi alındı. Çevreye yerleştirilen özel harekat polisleri güvenliği sağlarken sivil polisler de İstiklal Caddesi'nin girişinde vatandaşlarının üzerini ve çantalarını aradı.
Taksim'deki törende bir ilk yaşandı
Tören İstanbul Valisi Vasip Şahin'in Atatürk heykeli önüne çelenk bırakmasıyla başladı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından tören sona erdi. Öte yandan törende bir ilk de yaşandı. Emniyet Hizmetleri Sınıfı Mensupları Kıyafet Yönetmeliğinde yapılan değişiklikle, kadın polislerin başörtüsü kullanmasının serbest hale gelmesinin ardından, bir kadın emniyet müdürü törene başörtüsüyle katıldı. Hürriyet
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)