13 Aralık 2014 Cumartesi

Lüks makam aracı alındı. Fiyatı ise...

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’e Diyanet Vakfı’nın bütçesinden 1 milyon TL’ye Mercedes S500 model makam aracı alındı.


Vakıf ayrıca genel müdürler için 14 adet Toyota marka, teşkilat için de 16 adet ticari minibüs satın aldı.

Genel müdürler daha önce makam aracı olarak Ford Focus ile Renault Fluence kullanıyordu.

Diyanet TV ve Diyanet Radyosu’nda çalışan 100 personelin maaşlarını da Diyanet Vakfı karşılıyor.

Nurettin Kurt / Hürriyet

12 Aralık 2014 Cuma

Osmanlı mezar taşları kitap oldu

Araştırmacı Yazar Nidayi Sevim, 20 şehirdeki Osmanlı mezar taşlarında bulunan manzum eserleri bir kitapta topladı. Mezar taşlarında, “Fani dünya bir misafirhanedir, burada zevk isteyen deli divanedir” gibi ilginç yazılar var.

Kitap Dostu yayınlarından çıkan eserde, İstanbul Eyüpsultan, Edirnekapı, Beykoz, Beyoğlu, Çemberlitaş, Karacahmet, Merkez Efendi gibi mezarlıklar ve hazireler ile Anadolu’dan yaklaşık 20 ildeki tarihi mezar taşları manzumelerine yer verildi.

Tarihi mezarlıklar ve mezar taşlarının tarih araştırmalarının mihenk taşı olduğu gerçeğinden hareket eden Sevim,  araştırmasında 1500’lü yıllardan başlayarak Osmanlı mezar taşlarındaki manzum metinleri inceledi. Mezar taşlarında, şehirlerin yapılanması, değişim süreçleri, afetler, salgın hastalıklar, toplumların sosyolojik yapısı ve eğilimleri gibi birçok konuda hayati öneme haiz veriler bulunduğuna dikkat çeken yazar, “Mezar taşları geleceği aydınlık görebilmemiz için bize rehberlik eden, tarihimize ışık tutan, hiçbir yerde ulaşamayacağım bilgilere sahip kaynak durumundadır” sözleriyle özetledi araştırmanın gerekçesini. 

‘Mezar taşlarını edebiyat tarihinin ulaşılamamış hazinesi’ olarak tanımlayan Nidayi Sevim, geçmiş ile gelecek arasında önemli bir köprü olduğunu, bir kenarda unutularak kaderine terk edilmiş kitabelerin birer birer gün yüzüne çıkacağına inandığını belirtti.

1580’de ölen Sadrazam Mustafa Lala Paşa’nın Eyüp Sultan Mezarlığı’ndaki mezar taşı ile başladığı kitabını, yakın dönem mezar taşı manzumeleri ile bitirdi.

Ey sual eden bu meşhed sahibin bunda gelüp 
Fatih’i Kıbrıs olandır bu güzin’i gaziyan
Nice yıl serdar olup açtı Acem iklimini 
Akıbet kıldı cihandan azm’ı ukba verdi can
Rihletin gördük te dedi Bülbüli tarihini 
“Mustafa Paşayı eyleye Hüda cennet-i mekan”

(Ey gelip bu mezarın sahibini soran, bu Kıbrıs fatihi seçkin gazidir. Acem memleketinde komutan oldu. Can verdi, dünyadan ahrete göçtü. Bu göçü gören Bülbüli tarihini dedi: Mustafa Paşa’ya cennet makamlarından bir makam ver.”

Bitlis Ahlat Mezarlığından
-          Her fikir sahibi insan için (bilinen) bir gerçektir ki,
Ömür kısa bir elbise gibidir. (Mevlana Kadı Kasım-1506)
Bursa-Emir Sultan Mezarlığı
-          İbretle bak! Şu dünya bir misafirhanedir. 
Devamlı oturan bir insan bulunmaz ne acayip bir saraydır. 
Sonunda zengin ve fakirin kazandığı bir kefendir. 
Öyle ise buna gururlanan deli değil de ya nedir?

Tokat
Gelenler hoş safa gelsün
Bundan ala makam olmaz
Bu dünyaya gelen gider
Hiç kimseye vatan olmaz. (Hacı Ömer Efendi- 1798-99)
Gebze-Kocaeli
Fani dünya bir misafirhanedir
Burada zevk isteyen deli divanedir (Molla İsmail-1779)
*
Bak ne  söyler insana kabirdeki şu taşlar,
Bir yalan burada bitti, bir gerçek burada başlar. 
Laedri (Söyleyeni Bilinmeyen)

(Aysel Alp / Hürriyet)

Fethullah Gülen'den operasyon açıklaması

Fethullah Gülen, Fuat Avni adlı twitter kullanıcısının iddia ettiği, başta Zaman ve Bugün gazetesi çalışanları olmak üzere cemaate yakın çok sayıda kişinin gözaltına alınacağı yönündeki haberler hakkında konuştu.

Herkul.org adlı internet sitesinde yer alan açıklamaya göre Gülen operasyon iddiaları hakkında kısaca şu yorumu yaptı:

Çok önemli hakikatlere gönül vermiş insanlar iğne ucuyla iğnelenme gibi bu türlü hadiseler karşısında ne ürker, ne titrer, ne de bir refleksle ona karşılık vermeye çalışırlar.

Yapılan tamamen insanları psikolojik bozgunluğa sevketme maksadına matuf. Günümüzün moda tabiriyle, algı operasyonu.. ve korkutma, sindirme.. bilemiyorlar ki, onlar üzerlerine geldikçe bunlar güçlenecekler, tıpkı mikroplar üzerine gelip durdukça insanın immun sisteminin güçlenmesi gibi. Bilmiyorlar ki, yumruklandıkça güçlenir iman etmiş insanlar. Bilmiyorlar ki balyozlandıkça bunlar çelikleşirler. Bilmiyorlar ki, ayaklar altında ezildikçe, Allah’ın izin ve inayetiyle, granitleşirler ve parçalanıp bölünmezler.

Bir gün gelecek, siz istemeseniz de, onlar ettiklerini bulacaklar. Siz de Allah’ın izni ve inayetiyle murat ettiğiniz şeye nail olacaksınız. Sonra, bugün o arkadaşların, onların ailelerinin ve yakınlarının çektikleri sıkıntıları geçmişte yaşanmış birer menkıbe şeklinde anlatıp güleceksiniz.

AYM’den Cumhurbaşkanlığı Sarayı başvurusuna ret

ANAYASA Mahkemesi (AYM) AOÇ üzerine inşaa edilen resmi maliyeti 1 milyar 370 milyon lira olarak açıklanan Cumhurbaşkanlığı Sarayı ile ilgili bireysel başvuruları reddetti.

AYM, meslek odaları ile Ankara Barosu’nun arasında bulunduğu çok sayıda sivil toplum örgütü ve kişilerin yaptığı bireysel başvurularını inceledi ve reddetti. 

Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan Hürriyet Dünyası'na,  “Bireysel başvurumun reddedildiğini öğrendim. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne konuyu taşıyacağız” dedi.

GEREKÇE YETKİSİZLİK
Anayasa Mahkemesi'nin Cumhurbaşkanlığı Sarayı ile ilgili bireysel başvuruları ret gerekçesinin ise "kişi bakımından yetkisizlik" olduğu belirlendi. AYM, yetkisizlik gerekçesiyle başvuruları reddetti.Kararın usulden verildiği ve esasa girilmediği öğrenildi.

BEŞ MESLEK ODASI BAŞVURDU

Yeni Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın Atatürk’ün vasiyeti ihlal edilerek AOÇ’de ağaçların kesilerek yapılmasına ve Çankaya Köşkü’nün de buraya taşınmasın ilişkin yüksek mahkemeye çok sayıda bireysel başvuruda bulunulmuştu. Bu kapsamda bireysel başvuruda bulunan Ankara Barosu, idare mahkemesinin yürütmeyi durdurma kararı vermesine karşın AOÇ’deki inşaatın sürdüğünü, bu nedenle iç hukuk yollarının tükendiğini bildirmişti. 

AOÇ arazisine yapılan binayla ilgili Türkiye Mimarlar ve Mühendisler Odası Başkanlığı (TMMOB) Ankara Mimarlar Odası, Peyzaj Mimarları Odası, Çevre Mühendisleri Odası, Şehir Plancıları Odası ve Ziraat Mühendisleri Odası dava açmıştı. Davanın ardından da bireysel başvuruda bulunulmuştu. AYM 2. Bölümü başvuruları dün gündemine aldı. AYM başvuruların kabul edilebilirlik incelemesiyle esasına ilişkin değerlendirmeyi birlikte yaptı. Başvuruların reddine karar verildi.

ERDOĞAN HAKKINDA SUÇ DUYURUSU

Cumhurbaşkanı Sarayı ile ilgili Türkiye Mimarlar ve Mühendisler Odası Başkanlığı (TMMOB) Ankara Mimarlar Odası, Peyzaj Mimarları Odası, Çevre Mühendisleri Odası, Şehir Plancıları Odası ve Ziraat Mühendisleri Odası başta çok sayıda dava açılmıştı. Dava sayısının 150’yi bulduğu belirtilmişti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, başbakanken mahkemenin yürütmeyi durdurma kararı vermesi üzerine ise “Güçleri yetiyorsa yıksınlar. Yürütmeyi durdurdular, bu binayı durduramayacaklar. İçine girip oturacağım” demişti. Bunun üzerine hakkında AOÇ alanına ilişkin mahkeme kararlarını uygulamayarak görevini kötüye kullandığı iddiasıyla suç duyuruları da yapılmıştı.

O BAŞVURUYU YAPAN BAŞKAN KONUŞTU: ARTIK TUZ KOKTU
AYM’ye bireysel başvuruda bulunan ve bu başvurusu “kişi bakımından yetkisizlikten” reddedilen Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan Hürriyet Dünyası’na kararı değerlendirdi. Candan, “Hukuk ihlali ortada karar siyasi, bu hukuksuzluğa en üst mahkemede ortak oldu. Artık tuz kokmuştur AİHM’e gidiyoruz. Eğer Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı olarak ben böyle bir başvuruyu yapmaya yetkili değilsem kim yetkili? Maliye Bakanı mı yoksa Başbakan mı? ” dedi. Candan, şunları söyledi:

“Anayasa Mahkemesi’ne yaptığımız başvurunun ne aşamada olduğunu öğrenmek için Anayasa Mahkemesi Sekreteri ile yaptığımız görüşme sonucunda bölümler baş raportörlüğünün dün yaptığı değerlendirme sonucunda, Atatürk Orman Çiftliği’nde yapılan kaçak saray ve benzeri işlemlerde mahkeme kararlarının uygulanmamasına ilişkin yaptığımız başvuruya ret kararı verilmiş. Başvurumuz hukuka değil siyasete takılmış. İşin esası belli karar siyasi. Ortada mahkeme kararı var, en üst mahkemede bu hukuksuzluğa ortak olmuş durumda. Kararın gerekçelerini, oy birliği ve oy çokluğu ile mi alındığı, bize tebligat yapılınca öğreneceğiz.

AİHM’E BAŞVURACAĞIZ
Atatürk Orman Çiftliği mücadelesini, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıyacağız. Bu hukuksuzluğa ortak olanlar, kendi sınırlarımızda yargılanamasalar da, evrensel hukuk ilkelerini ihlal ettikleri gerekçesiyle, uluslararası mahkemelerde yargılanmaları için gerekirse Fizan’a kadar taşırız. Hukuk ihlali ortada karar siyasi, bu hukuksuzluğa en üst mahkemede ortak oldu.

BU HUKUKSUZLUK TARİH ÖNÜNDE YARGILANACAK
Bu hepimizin gözleri önünde gerçekleşen hukuksuzluk süreci, Türkiye’nin otoriter rejime gidişinin göstergesidir. Kamu vicdanında yapılan bu hukuksuzluk tarih önünde yargılanacaktır. Buradan kendilerine hak hukuk payı biçenler olmasın Türkiye’deki 35 davamız devam ediyor. Burada sadece bireysel başvurumuz ret edilmiştir. Artık Atatürk Orman Çiftliği mücadelesi yeni bir kulvara giriyor, uluslararası ortama taşıyoruz. Tüm yapılan bireysel başvuruların da aynı akıbete uğradığını düşünüyorum.

(Oya Armutçu/Hürriyet)

Dünya onu konuşuyor! Bu etek olay oldu...

Afganistan'ın başkenti Kabil'de üzerinde çarşaf olmadan dolaşmaya çıkan genç bir kadın, sosyal medyada bir anda gündemi değiştirdi.

Hayat Esnafi adlı yerel gazeteci tarafından görüntülenen genç kadının başkent sokaklarında etekle ve başı açık şekilde dolaşması muhafazakar AFganları çileden çıkarttı. Kimi kullanıcılar, Esnafi'nin Facebook'ta paylaştığı fotoğrafın altına öldürülmesi gerektiğini yazdı. Bir grup Afgan kadın ise  kadın hakları alanında devrim yapmak istediğini öne sürdükleri genç kıza destek verdi. Bazı yorumlarda ise akli dengesinin yerinde olmadığı iddia edildi.

Suriyeliler ölü balıkları topladı!

Adana’da Merkez Seyhan ve Yüreğir ilçelerini birbirinden ayıran Seyhan Nehri’nin her iki yakasında gece oksijen yetersizliği nedeniyle yüzlerce sazan ve tatlı su levreği karaya vurdu.

Sabah saatlerinde suyun yüzeyi ve kıyısı ölü balıklarla doldu. Bunu gören ve aralarında Suriyelilerin de bulunduğu vatandaşlar, nehre akın edip, ölü balıkları poşetlere doldurdu. Bazı vatandaşlar ise can çekişen balıkları tekrar suya attı.

Seyhan Nehri’ne gelen polisler ise, vatandaşlardan topladıkları balıkların zehirli olduğunu söyleyip, bırakmalarını istedi. Ancak polisin uyarısını kimse dikkate almadı. Türkçe bilmeyen Suriyeliler, topladıkları balıklarla nehirden uzaklaştı.

Çöp vergisine 2 kat zam geldi!

Büyükşehirlerde su faturası üzerinden metreküp başına 24 kuruş olarak alınan Çevre Temizlik Vergisi’ne zam geliyor. İmar Kanunu Tasarısı’na göre vergi 45 kuruşa çıkacak. Çöp Vergisi, üniversite ve köylerden de alınacak

Milliyet'in haberine göre; Tartışmalı İmar Kanunu Tasarısı’na eklenen maddeyle, su faturalarına yansıtılan ve Çöp Vergisi olarak bilinen Çevre Temizlik Vergisi 2 katına çıkacak. Büyükşehirlerde 24 kuruş, diğer belediyelerde 19 kuruş olan Çevre Temizlik Vergisi, büyükşehirlerde 45 kuruş, diğer yerlerde 36 kuruşa çıkacak. Köy ve üniversite binalarının Çöp Vergisi muafiyeti de sona erecek.
İmar Kanunu Tasarısı’na göre metreküp başına büyükşehirlerde 24 kuruş, diğer yerlerde 19 kuruş olan çevre temizlik vergisi, büyükşehirlerde 45 kuruş, diğer yerlerde 36 kuruş olarak hesaplanacak. Su ihtiyacını belediye şebekesi dışında karşılayanlar için de vergi oranı artacak. Böylece, 1. grup 1. derece konutların vergi oranı yıllık 1400 liradan 4 bin 200 liraya çıkacak. Çevre temizlik vergisi su faturalarına ekleniyor. Konutlar için çöp vergisi, su tüketim metreküpü başına belirlenen fiyat tarifesiyle hesaplanıyor. Mevcut durumda büyükşehirlerde 100 liralık yalın su bedeli için 8.5 lira Çevre Temizlik Vergisi kesiliyor. Tasarının hayata geçmesiyle bu miktar 16 liraya çıkacak.

Elektro tapu
Tasarıyla, ‘elektro tapu’nun da esasları belirlendi. Buna göre, bilgi teknolojileri ve iletişim araçları vasıtasıyla, güvenli altyapı oluşturularak hazırlanmış ortamlarda, tarafların farklı müdürlüklerden veya yurtdışı temsilciliklerinden, aynı anda görüntülü katılımıyla ve elektronik kimlik doğrulama yöntemleri kullanılarak tapu işlemleri yapılabilecek. Elektronik tapunun ayrıntıları yönetmelikle belirlenecek.
100 lirada 3.57 TL zam
Çevre Temizlik Vergisi 2014 başından itibaren büyükşehirlerde metreküp başına 24, diğer belediyelerde metreküp başına 19 kuruş olarak uygulanıyor. Son oranlara göre Ankara’da 100 lira tutarında örnek bir fatura yaklaşık şu kalemlerden oluşuyor:
Köyün muafiyeti bitti
Tasarıyla, çevre temizlik vergisinden muaf olan yer ve kurumlar arasından köyler çıkarıldı. Bunun yerine mahalli idarelere ve bunların kurduğu birlikler muafiyette tutuldu. Üniversitelerin kullanımına özel binalar da tasarının yasalaşmasıyla çöp vergisi ödemek zorunda. Tasarıyla darülaceze’nin dışındaki kimsesiz bakım kurumlarından da çöp vergisi alınacak. Tasarıyla, atık suyun uzaklaştırılmasına karşılık içme ve kullanma suyu tüketim bedelinin yüzde 50’sini geçmemek üzere belediye meclisince belirlenen ücretler de belediye gelirlerine eklenecek.

Anadolu yakasında elektrik kesintisi

Planlı elektrik kesintisi programı kapsamında 14 Aralık Pazar günü İstanbul'un bazı ilçelerinde elektrik kesintisine gidilecek.

Yapılan yazılı açıklamaya göre, İstanbul'un Ataşehir, Kartal, Pendik, Tuzla ve Üsküdar ilçelerinin bazı bölümlerine elektrik verilemeyecek.

11 Aralık 2014 Perşembe

Kılıçdaroğlu: 'İspat etsinler siyaseti bırakırım'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Habertürk TV'de yayınlanan Türkiye'nin Nabzı Özel programında Didem Arslan Yılmaz'ın gündeme ilişkin sorularını cevapladı.

Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları:

SÜHELY BATUM'UN PARTİDEN İHRAÇ EDİLMESİ
Kendisinin bir açıklaması vardı. Medyada da yer almıştı. Bu açıklama, partinin kurumsal kimliğine zarar veriyordu bu nedenle kendisi Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk edildi ama Yüksek Disiplin Kurulu nasıl karar verdi, doğrusunu isterseniz ben de sonradan öğrendim. Çünkü yüksek disiplin kurulunu ben atamıyorum, onları kurultay seçiyor. Onlar bağımsızlar, oturup tarafları dinliyorlar ve ona da göre karar veriyorlar. Siz ne kadar biliyorsanız ben de o kadar biliyorum.

SÜHEYL BATUM'UN BİR KOMPLO SÜRECİNİN DÜZENLENDİĞİ İDDİASINDA BULUNMASI
Süheyl Bey'in biraz ayrıntı vermesi lazım. Bilmiyorum ki hangi komplo süreci? Sonuçta bir partiyiz. Biz Türkiye'nin en eski ve köklü partilerinden biriyiz. Bir kişi partinin dışında olursa, parti üyesi değilse, örneğin herhangi bir yurttaş bize her türlü eleştiriyi yapabilir bu eleştirilerin de başımızın üstünde yeri vardır. Ama parti üyesi olan birisinin sokaktaki yurttaş kadar özgürce konuşma hakkı yoktur. Çünkü partinin programı, tüzüğü, ilkeleri, kuralları vardır. Parti üyesi olan birinin bu kuralları uyması lazım. Eğer bu kurallara uymuyorsa, partiden ayrılır. Ayrıldıktan sonra partiyi eleştirmeye devam edebilir. Hem partide milletvekili olacaksınız, hem partinin ilkelerine ters düşen eleştiriler getireceksiniz, olmaz. Disiplin olması lazım. Biz de bu disiplini sağlamaya çalışıyoruz.

'MİT CHP'Yİ İZLİYOR' İDDİASI
Operasyonu yapan kimler olduğunu benim açıklamamı beklemiyorsunuz herhalde. Ama Milli İstihbarat Teşkilatı'nın içinde belli bir grubun doğrudan hükümetten aldığı talimatlarla CHP üzerinde çalıştığını gayet iyi biliyoruz. En somut belgeler CHP milletvekilleriyle ilgili fişlemelerdir. Elimize bilgi ve belge ulaşmamış olsa biz bunları söylemeyiz. Belgelerin bir kısmı yayınlandı.

EMİNE ÜLKER TARHAN'IN İSTİFASI
Hayırlı olsun. Bizim açımızdan herhangi bir kayıp söz konusu değil.

YENİ DİNLEME LİSTELERİ
Bizim gizlenecek bir şeyimiz yok, herhangi bir önlem almaya da gerek yok.  Sorulması gereken temel soru şu; bu dinlemeler kimin iktidarı döneminde yapıldı?  Bir kamu kuruluşu ancak siyasi otoriteden talimat alarak dinleme yapabilir.

"GENEL AF GÜNDEMDE YOK"
Gündemde öyle bir konu yok. Hükümet yetkilileri de açıkladı. (Böyle bir şey olursa destekler misiniz?) Toplumsal uzlaşma olmadan hayır.

DARBECİLİK SUÇLAMASINA YANIT
Türkiye Başbakanı olarak Davutoğlu Mısır'a gidebiliyor mu? Darbecilerden en çok zarar gören parti biziz, darbecilik suçlaması akıl tutulması.

Cumhurbaşkanı seçilirsem Çankaya Köşkü'nde otururum.

"ÇOCUKLARIM ÇALIŞTI, SİGORTALI OLMAK AYIP DEĞİL Kİ"
Oğlum Didim'de şezlong satarak çalıştı, sigortalı yapıldı. Çocuğum sigortalıydı, ondan önce de çalışıyordu. Aristokrat bir aileden gelen birisi değilim. Benim çocuklarım çalıştı. Sigortalı olmak ayıp değil ki.

"İSPAT ETSİNLER SİYASETİ BIRAKIRIM"
SGK'nin hemşirelik okulları vardı, oradan mezun olanları sınavsız aldık. Benim dönemimde sınava girip kazanamadığı halde bir kişinin atandığını ispat etsinler siyaseti bırakırım.

İÇ GÜVENLİK PAKETİ TARTIŞMASI
Biz demokrasi mi, baskı rejimi mi getireceğiz? Polis devleti oluşturulmak isteniyor.

CHP'NİN "ÇÖZÜM"E BAKIŞI
Devlet meşru zeminde görüşmeler yapar, kimdir o HDP'dir.

ANADİLDE EĞİTİM TARTIŞMASI
Çocuğun eğitimi konusunda siyasilerin karar üretmesi doğru değildir.  Çocuklarımızın iyi eğitim alması için onları üstün yararını gözetmeliyiz.

2015 SEÇİMLERİNDE 'CHP-HDP İTTİFAKI YAPACAK' İDDİASI
Hayal mahsulu şeyler. Bağımsız olarak seçime gireceğiz, HDP'ye oy verenlerin bize oy vermesini isteriz.

"İNANÇ TEMELLİ SİYASET"
Siyaseti etnik kimlik temelli, inanç temelli yaparsanız siyaseti kitlersiniz.  İnanç temelli siyasetin Ortadoğu'yu ne noktaya getirdiğini görüyoruz.

ZORUNLU DİN DERSİ TARTIŞMASI
Eğitim konusunda sınıfta kalmış bir ülkeyiz, 4+4+4 sistemi hükümet programında yoktu. Çocuklarımızı denek haline getirdik, 11 yılda 13 kez eğitim sistemi değişti. Türkiye'de gençler uyuşyurucu batağında, sokakta peynir ekmek gibi satılıyor, kim iktidarda?

ZORUNLU OSMANLICA TARTIŞMASI
İslam dünyası başarılara imza atarken Avrupa Ortaçağ karanlığı yaşıyordu. İslam dünyası bir dönem bilimde bir numaraydı, İslam'ın çıkışı devrimci bir harekettir. İlköğretim ve ortaöğretimde Osmanlıca derslerinin olması doğru değil, üniversitelerde olmalı.

DERSİM TARTIŞMASI
Dersim konusu ben Tuncelili olduğum için gündeme geliyor, Dersim yok olsa bunlar bayram yapacaklar.
Dersim'de büyük bir trajedi yaşandı, belgeler bunlarda, tüm arşivlerin parlamentoya getirilmesini istedik.
O bölgede yaşayıp da bedel ödemeyen yok. Büyük acıların yaşandığı bir gerçek, tarihimizle yüzleşmeliyiz, öyle olursa toplum da rahatlar.

CHP'DE ÖZÜR TARTIŞMASI
Özür dilenmesi gerekiyorsa bunu devletin yapması gerekiyor. Atatürk'ün kurduğu Halk Fıkrasıyla bugünkü CHP aynı değil, kendimizi yeniliyoruz.  Dersimliler kim ne derse desin Cumhuriyet ve Atatürk'e bağlıdır.

Bir siyasi parti lideri ülkenin her yerine gidebilir.

SEÇİM BARAJI TARTIŞMASI
Yüzde 10 seçim barajı askeri darbecilerin eseri, bunu savunan kim hükümet. Anayasa Mahkemesi'nin kararı eleştirilebilir ama "kararı uygulamam" diye bir şey olmaz.

Bülent Arınç’tan “Fuatavni” sürprizi: Ciddi, vahim, umarım aslı çıkmaz

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Meclis'teki bütçe görüşmelerinde çok önemli açıklamalarda bulundu. Arınç’ın, Twitter fenomeni “Fuatavni”nin Twitter’dan duyurduğu, gazetecileri de kapsayan büyük çaplı operasyon iddiasıyla ilgili “Ciddidir, bunun üzerinde durulmalıdır. Bahsi geçen tweetleri biraz da vahim buldum. Umarım bunların aslı çıkmaz veya bu ölçüde çıkmaz” dedi. Arınç, milletvekili maaşının artırılmasını da istedi, “Aman laf olur” diye yazlık yaptıramadıklarını anlattı.

Meclis Genel Kurulu’nda bütçe görüşmelerinde sosyal medyada yapılan ve İstanbul’da Zaman gazetesi önünde eylemlere neden olan tweetler de görüşüldü. Milletvekillerinin soruları üzerine Arınç şu açıklamayı yaptı:

“Bu bir twitter fenomeni. Bu fenomen bazen yazılarında olacak olayları önceden yazıyor, ‘fuatavni’ isminde. Tahminen 50’ye yakın tweet atmış. Bu tweetlerinin başında ‘12 Aralık cuma günü İstanbul, Ankara, Malatya merkezli operasyonda şu kadar gazeteci alınacak’ falan diye, isimlerine kadar yazıyor. Bu bilgiler isim de verilerek yapıldığına göre ciddi sayılması gerekir. Bu tür bilgilerin bir ilgisi, esası yoktur. Ama tabii yarın böyle bir operasyon, üç gün sonra, beş gün sonra yapılır mı, ne kadar kapsamda yapılır ne amaçla yapılır. Bunu bizim bilmemiz mümkün değil. Twitter’da her yazılan şeyi bir gerçek olarak kabul edemeyiz. Bu insanın daha önce yazdığı tweetler de var, pek çoğu hakarettir, pek çoğu kin ve düşmanlıktır, bunlara da inanmayız. Ama burada, operasyonu yapacak polisler isimlere kadar verildiğine göre; ben sadece ‘Ciddidir, bunun üzerinde durulmalıdır’ dememden başka bir şey diyemem. Bahsi geçen tweetleri aldım, ciddi buldum, biraz da vahim buldum. Umarım ki bunların aslı çıkmaz veya bu ölçüde çıkmaz veya yargı olayının dışına taşan bir durum olmaz. Bunu da söylemek isterim.”

(Bülent Sarıoğlu / Hürriyet)

Devlet bu ilçeyi satıyor

İş güvenliği için hazırlanan torba yasayla Türkiye’nin tek tapusuz ilçesi olan Şanlıurfa’ya bağlı Ceylanpınar ilçesi satışa çıkarılıyor. Buna göre ilçe kentsel dönüşüm kapsamına alınacak ve büyük bölümü Hazine’ye ait olan araziler, onları kullananlara uygun koşullarla satılacak.

İŞ güvenliği için hazırlanan ve Meclis’e sunulan torba yasa paketiyle bir ilçe satışa çıkarılıyor. Buna göre paketin yasalaşmasının ardından Şanlıurfa’ya bağlı Ceylanpınar ilçesi, kentsel dönüşüm kapsamına alınacak ve büyük bölümü Hazine’ye ait olan taşınmazlar, onları kullanan ilçe halkına satılacak. Böyle bir düzenleme yapılmasının gerekçesi, “Ceylanpınar İlçesi’nin kurulu olduğu bölgede bulunan taşınmazların büyük bölümünün Hazine’ye ait olması” olarak gösteriliyor.

HARCA ESAS DEĞERLER
Yasa maddesine göre bu arazilerin satış işlemleri, ilçe ‘kentsel dönüşüm ve gelişim projesi” olarak ilan edildikten sonra başlayacak. Öncelikle ilçenin imar planında eğitim ve sağlık alanına ayrılanlar  yerlar ile fiilen kamu hizmetlerinde kullanılan araziler ayrılacak. Bunun dışında kalan araziler ise Ceylanpınar Belediyesi’ne bedelsiz olarak devredilecek. Belediye tarafından devralınan taşınmazlar, öncelikle bu arazileri kullananlara satılacak.  Satış bedelleri “harca esas değerler” dikkate alınarak belirlenecek.

YURTTAŞLAR KULLANIYOR
Maddenin gerekçesinde ise, Ceylanpınar’da yaşanan sorun net bir şekilde ifade edildi. İlçede Hazine’ye ait olan taşınmazların eskiden beri birçok vatandaş tarafından ev, işyeri ve benzeri binalar yapılarak kullanıldığı belirtilen gerekçede, “Ancak üzerinde kendilerine ait ev, işyeri ve benzeri yapılar bulunan ve uzun yıllardan beri kullanılagelen bu taşınmazların tapuları kendilerine ait olmadığı için; bu vatandaşlarımız ile devletimiz arasında birçok idari ve hukuki ihtilaf çıkmış, davalar açılmıştır. Bu vatandaşlarımızın mülkiyet sorunları çözülemediği için sorunlar çıkmış ve mağduriyetler yaşanmıştır” denildi. Satış sırasında vatandaşların fakir ve ödeme güçlüğü içinde bulunduğunun da dikkate alınacağı ifade edilen gerekçede, arazilerin üzerine vatandaşlar tarafından yapılan binaların fiyata dahil edilmeyeceği de vurgulandı.


TEK BİR TAPU BİLE YOK
CEYLANPINAR, Türkiye’nin tek tapusuz ilçesi. 1982 yılında ilçe olan ve 78 bin nüfusu bulunan Ceylanpınar’da yer alan gayrimenkullerin hiçbirinin tapusu bulunmuyor. Yakın zamana kadar da hem Ankara’da hem de Ceylanpınar’da konuyla ilgili toplantılar yapılırken, Ak Parti Şanlıurfa Milletvekili Abdülkerim Gök, yaşanan sorunu “Ceylanpınar’da bulunan tüm gayrimenkullerin tapusu yoktu, bu sorununun çözülmesi için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız Faruk Çelik ile birlikte Ankara’da yetkili tüm bürokratlarımızla toplantılar yaptık. Yetkililer Urfa’ya gönderildi, Ceylanpınar’da yerinde incelemeler yapıldı” sözleriyle anlatmıştı.

TUTANAK SATIŞLA YAPILIYOR
AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Abdülkerim Gök, tapu sorunun ilçenin kurulmasından bu yana yaşandığını söyledi. Gök, “35 köy, merkez ilçedeki 15 mahalle… Hiçbirinin tapusu yok. İlçede kaçak durumda olan bina sayısını siz düşünün” dedi. Gök, “Vatandaşlar gayrimenkul alım satım işlemlerinde kendi aralarında tutanak tutuyorlar. Bu düzenlemeyle bir ilçe adeta sil baştan kayıt altına alınacak. İlçenin kangrenleşmiş iki sorunundan biri göçerlikti, o giderildi. Şimdi de tapu sorunu çözülecek. Vatandaşların büyük bir bölümü zaten bedelini ödeyerek tapusunu almak istiyordu. Şimdi bu arazilerin rayiç bedeli belirlenecek ve ona göre işlemler yapılacak” diye konuştu.

 (Hacer Boyacıoğlu / Hürriyet)

3.5 yaşındaki çocuğa kreşte darp

Tekirdağ’da özel bir kreşte altına kaçıran 3.5 yaşındaki kız çocuğuna öğretmeni tarafından darp uygulandığı ileri sürüldü. Kurum ve öğretmen hakkında soruşturma başlatıldı.

Tekirdağ’da özel bir kreşte altına kaçıran 3.5 yaşındaki kız çocuğuna öğretmeni tarafından darp uygulandığı ileri sürüldü. Kurum ve öğretmen hakkında soruşturma başlatıldı.
İddiaya göre, Tekirdağ’ın Malkara ilçesinde bir kreşte altına kaçıran 3.5 yaşındaki İ.P. öğretmeni tarafından darp edildi. Kızını kreşten alan anne N.P. çocuğa tuvaletini yaptırırken göbeğinin altında morluklar olduğunu fark etti. Olayın ardından kreşi arayan N.P. kreşin yetkilisi ve öğretmenle görüştü. Öğretmenin kağıt havlu ile silerken izlerin oluştuğunu söylemesi üzerine çocuğu hastaneye götüren aile, İ.P’ye fiziksel olarak bir müdahale söz konusu olduğunu öğrenerek darp raporu aldı.

Durumu polise bildiren aile, aldıkları darp raporu ile kurum ve öğretmene dava açtı. Aile ve Sosyal Politikalar Tekirdağ İl Müdürlüğüne, Tekirdağ Valiliğine, Malkara Kaymakamlığına gerekli başvuruları yapan aile, suçluların cezasını çekmesini istiyor.

Kızına yapılanların hesabının sorulacağını ifade eden T.P. "Kızıma pazartesi günü kreşte altına kaçırdı diye öğretmeni tarafından darp uygulanıyor. Eşim, kızımı kreşten aldıktan sonra eve geliyor. Kızımın tuvaletini yaptırırken göbeğinin altındaki morlukları fark ediyor. Sonrasında kreşin yetkilisini arıyor. Kreşin yetkilisi ve öğretmenle görüşüyor. Öğretmenin iddiası kağıt havlu ile silerken bu izlerin oluştuğu şeklinde. Daha sonrasında hastaneye gittiğimiz zaman hastane raporu ile de darp tespit edildiği kapsamda kızıma fiziksel olarak bir müdahale söz konusu. Teninde göbeğinin alt kısmında bariz derecede morluklar var. Akşam polis tarafından rapor tutuluyor. Rapor neticesinde olay savcılık aşamasında kurum ve öğretmeni dava etmiş durumdayız. Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğüne, Tekirdağ Valiliğine, Malkara Kaymakamlığına gerekli başvuruları yaptık. Aile ve Sosyal Politikalardan kurum için inceleme başlatıldı" dedi.

"KIZIM KREŞİN YANINDAN GEÇERKEN KORKUYOR"

Kızının kreşin yanından geçerken korktuğunu ve sesinin titrediğini belirten baba T.P. kızının durumunu daha önce fark etmediğini belirterek, "Ertesi gün kızımı kreşe bırakmadığımız için artık anneannesine bırakmaya giderken kreşin yolundan geçtik. Yolda kızım ’Okula mı gidiyoruz baba?’ dedi. Okula gitmediğimizi söyledim. Ses tonu çok ürkekti ve korkuyordu. Daha önceden de kızımı bırakırken aynı ürkek davranışları kızımda görüyordum. Fakat bu davranışlarını bizden ayrılıyor olmasına bağlıyordum. O gün o davranışlarının sebebini kreşin sayfasında gördüğüm gibi kızımın kreşte mutlu olmadığını anladım. 3.5 yaşındaki bir çocuğa bu muamelenin yapılmasına kimin yüreği dayanır. 3.5 yaşındaki çocuk altını ıslattı diye ceza olarak tutup darp etmek insanlık değildir. Öğretmenliğe kutsal mesleğe bu davranış yakışmamaktadır. Bu mesleğe ihanettir. Kızımdan burada af diliyorum. Daha önce onu fark etmediğim, araştırmadığım için ondan af diliyorum. Kızım böyle bir olaya maruz kalıyor. Ben 3.5 yaşındaki kızımı devlete, devletin yetki verdiği kuruma ve devletin yetki verdiği öğretmene emanet ediyorum" ifadelerini kullandı.

ADLİ VE İDARİ SORUŞTURMA BAŞLATILDI

Olay sonrası Aile ve Sosyal Politikalar Tekirdağ İl Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamada darp raporu ve şikayet sonrasında kuruma yönelik incelemenin, gerekli adli ve idari soruşturmanın başlatıldığı belirtilerek, durumun Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na iletildiği açıklandı.



O öğretmen iddiaları yalanladı

Tekirdağ’ın Malkara ilçesinde özel bir kreşte 3.5 yaşındaki çocuğu altına kaçırdı diye darp ettiği iddia edilen öğretmen Z.T. açıklama yaptı.
Açıklamasında cevap hakkını kullandığını ifade eden Z.T. hakkındaki iddiaların tamamen asılsız olduğunu öne sürdü. Çocuğun teslim edildikten sonra geçen 3 saatlik zaman dilimindeki sorumluluğunun sadece aileye ait olduğunu belirten Z.T. "Olay yargıya intikal etmiştir. İddiadan öteye geçmeyen suçlamayı yapanlar ve yayınlayanlar ile ilgili yasal yollara başvurduğumu belirtmek istiyorum" dedi. (Milliyet)

IŞİD, gazetecinin cesedini 1 milyon dolara satıyor!

Orta doğunun kanlı terör örgütü IŞİD, dünyayı şok edecek bir eylemle daha adını duyurmaya çalışıyor. Alman gazetesi Bild’de yayınlanan habere göre IŞİD, Ağustos ayında infaz ettiği Amerikalı gazeteci James Foley'in cesedini 1 milyon dolar karşılığında satışa çıkardı.


Cesetlerden dahi para kazanmak isteyen bir örgüt yorumunu yapan Alman gazetesi, bu korkunç girişimi bazı aracı kişilerle Türkiye-Suriye sınırından 'Buzzfeed News' muhabirine ulaştırarak, cesetten para elde edebilmek için dünyaya duyurmak istediğini yazdı. Elinde tuttuğu batılı rehinelerden ilk öldürdüğü kişinin James Foley olduğunu da haberinde hatırlatan gazete, IŞİD'in nasıl bir acımasız terör örgütü olduğuna vurgu yaptı.

DNA ÖRNEĞİ İLE CESETİ TESLİM EDECEK

IŞİD'in, satışa çıkardığı James Foley'in cesedine alıcı bulması halinde, cesedin adı geçen kişiye ait olduğunu ispatlayacak DNA örneğini de verebileceğini ve cesedi de Türkiye sınırından teslim edebileceği haberde kaydedildi. Alman gazetesi para için neler yapabileceğini böylece göstermiş olan IŞİD'in, şimdiye kadar 15 batılı rehineyi serbest bıraktığına da ayrıca haberinde yer verdi.
Temel ELCİVAN/ DUİSBURG, (DHA)
 

7. sınıf öğrencisi kızı beden eğitimi salonunda...

Adana’da 7. sınıf öğrencisi kız çocuğu, beden eğitimi dersinde kıyafetini değiştirirken erkek öğrencilerin tacizine uğradığını iddia etti.

Tacizde bulunduğu ileri sürülen 10 öğrenci, Çocuk Şube’de ifadeleri alındıktan sonra sevk edildikleri adliyede serbest bırakıldı. 

Seyhan ilçesindeki bir ortaokulda meydana gelen olayda İddiaya göre 7. sınıf öğrencisi C.T., beden eğitimi dersinde kıyafetini değiştirirken kendi ve diğer sınıflardan 10 erkek öğrencinin tacizine uğradı. 6 ve 7. sınıf erkek öğrencilerinin kendisini elle cinsel tacizde bulunduğunu ileri süren kız öğrenci, durumu rehberlik öğretmenine anlattı. Öğretmen olayı hemen polise bildirdi. Okula gelen Çocuk Şube Müdürlüğü’nde görevli polisler, C.T.’nin ismini verdiği yaşları 12 ile 13 arasında değişen 10 öğrenciyi gözaltına aldı.
Çocuk Şubede psikolog gözetiminde savcıya ifade veren C.T., “Sınıfımızdaki ve diğer sınıflardaki öğrenciler, beden eğitimi salonunda beni sıkıştırdılar. Elle taciz ettiler” dedi. 

10 öğrenci ise adli tıp birimindeki sağlık raporlarının ardından adliyeye sevk edildi. Adliyede çocuk suçlarına bakan Cumhuriyet Savcısı, ifadelerini aldığı çocukları serbest bıraktı.
Öğrenciler ayrıca, işledikleri iddia edilen suçun bilincinde olup olmadıklarının belirlenmesi için Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi’ne sevk edildi. Taciz suçlamasında bulunulan öğrenciler önümüzdeki hafta hastaneye giderek muayeneden geçirilecek. Suçun bilincinde olanlar hakkında önümüzdeki günlerde ‘cinsel taciz’ suçundan dava açılabileceği belirtildi.

“ONDAN SONRA BİZ ÜSTÜMÜZÜ DEĞİŞTİRDİK”

Gözaltına alınıp serbest bırakılan öğrencilerden E.Ö., “Ben arkadaşımla erkek soyunma odası dolu olduğu için karşı taraftaki salona üstümüzü değiştirmeye gittik. Burada sınıf arkadaşım C.T. üstünü değiştiriyordu. Onu gördük. Üstünü hemen değiştirmesini bizim de üstümüzü değiştireceğimizi söyledik. O üstünü değiştirdikten sonra biz değiştirdik. C.T., tacize uğradığını söylemiş, rehberlik öğretmenine. Benle 10 arkadaşım Çocuk Şubeye götürdüler. Bize sorular sordular. Bizi güvenlik kameralarından tespit etmişler. Ama ben bir şey yapmadım. Zaten C.T.’de benim yapmadığımı söylemiş” dedi. Medyafaresi

İkbal Gürpınar siyasetçi oldu

Ünlü sunucu İkbal Gürpınar, AK Parti Sarıyer İlçe Teşkilatı kadrosuna katıldı.

14 Aralık Pazar günü yapılacak olan ilçe kongresinin hazırlıklarını sürdüren AK Parti Sarıyer İlçe Teşkilatı, ekranların sevilen yüzü İkbal Gürpınar’ı yönetim kadrosuna dahil etti. Çeşitli televizyon kanallarında programlar yapan İkbal Gürpınar, halen sunuculuk hayatına Kanal 7 televizyonunda yayınlanan programla devam ediyor. Şiir albümü ve roman tarzındaki kitap çalışmalarını da sürdüren İkbal Gürpınar, AK Parti Sarıyer İlçe Teşkilatı tarafından yapılan teklifi kabul etme nedenini şu cümlelerle ifade etti:

“Yanlış ve vizyonsuz politikalar nedeniyle uzun yıllarını kaybetmiş olan Türkiye çok uzun zamandan bu yana ilk kez geleceğe yönelik kısa ve uzun vadeli hedefler koyup, vizyonlar çiziyor. Bunları yaparken de ne gibi zorluklar ve engellemelerle karşılaştığımız hepimizin malumu. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın rotasını çizdiği ve Başbakanımız Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu önderliğinde yürüdüğümüz bu Yeni Türkiye yolunda vatanımıza, milletimize destek vermenin, boynumuzun borcu olduğunu düşünüyorum. Uzun yıllardan beri Sarıyer’de yaşayan biri olarak, Sayın İlçe Başkanımız Salih Bayraktar’ın yapmış olduğu teklifle, kendi ait olduğum yer olan Sarıyer’de böyle bir mücadeleye girme kararı aldık, Allah muvaffak eylesin".