TBMM’nin hediyelik eşya reyonu yılbaşı öncesi çok hareketli. Atatürk resimli köstekli saatten, TBMM logolu anahtarlığa ve hatta Osmanlı heybelerine kadar çeşit çok. Fiyatlar ise 10 liradan 7 bin TL’ye kadar değişiyor.
Yılbaşı geliyor. Bir yakınınıza veya arkadaşınıza üzerinde Ulu Önder Atatürk’ün fotoğrafı bulunan köstekli bir saat veya üzerinde TBMM (Türkiye Büyük Millet Meclisi) logolu bir anahtarlık, kol düğmesi veya bir cüzdan hediye etmek istemez misiniz? Ya da seçeceğiniz hediye Yıldız Porselen Fabrikası’nın usta ellerinden çıkmış, Osmanlı saraylarında kullanılan seramik, üstü işlenmiş bir aşurelik takım veya Osmanlı heybesi de olabilir.
Bunun için Ankara’da Meclis yerleşkesi içinde Ziyaretçi Kabul Salonu’nda bulunan hediyelik eşya reyonunu ziyaret etmeniz lazım. Zarif bir şekilde paketlenmiş madlen çikolotadan, mavi topraktan yapılmış şekerliklere kadar 10 liradan, 7 bin liraya kadar her keseye göre hediyelik bulabilirsiniz.
Satışlar halka açık
Yıldız Porselen Fabrikası’nın Meclis için yaptığı özel ürünlerin yanında yine usta tasarımcıların dizaynı 50 çeşit renk renk deri takımlar, anahtarlıklar, aynalar, zarf açacaklarının üzerinde ya TBMM logosu, ya da TBMM sülieti bulunuyor. TBMM Vakfı tarafından işletilen hediyelik eşya reyonu, başta milletvekilleri ve personelin adeta uğrak yeri. TBMM yöneticileri, reyonun halka da açık olduğunu, kolay girilebildiğini, Reklam yapmamalarına rağmen halkın ilgisinin büyük olduğunu belirttiler. (milliyet.com.tr)
15 Aralık 2014 Pazartesi
Yuva yıkan Cansu'ya tazminat şoku
İzmir’de 2 çocuk annesi Dr. Müjde U.’nun, bir yıl önce boşandığı Dr. Murat U. ile ilişki yaşayarak yuvasını yıkmakla suçladığı hemşire Cansu Ö.’ye karşı açtığı 50 bin liralık manevi tazminat davasını kazandı, 10 bin lira alacak.
İzmir’de Dr. Müjde U. ile eşi KBB uzmanı Dr. Murat U. geçen yıl temmuz ayında Karşıyaka 4’üncü Aile Mahkemesi’nde boşandı. Mahkeme, yaşları 5 ve 9 olan çocukların velayetini anneye verirken, ikisine aylık 9 bin lira iştirak nafakası bağladı. Temyiz başvurusu nedeniyle Yargıtay’da olan davadaki karar, henüz kesinleşmedi.
Eşinin 14’e yakın gayrimenkulü ve kendisinin de katkılarıyla aldığı hastaneyi sattığını belirten Müjde U., evli olduğu dönemde, eşinin kendisini aynı hastanede çalışan hemşire Cansu Ö. ile aldattığını boşandıktan sonra öğrenince, mahkemeye başvurdu. Dr. Müjde U., yuvasını yıkmakla suçladığı hemşire Cansu Ö.’ye karşı Karşıyaka Asliye Hukuk Mahkemesi’nde 50 bin lira manevi tazminat istemiyle dava açtı.
‘Onurumu kırdı versin parasını’
İki çocuk annesi Dr. Müjde U., dava dilekçesinde şunları dile getirdi: “Davalı, eski eşim ile olan evliliğim devam ederken onunla duygusal ve cinsel ilişki yaşamış. Kendisi, evli olduğunu bilmesine rağmen bu durumu hiç önemsemeyerek eşim ile birliktelik ve ilişkisini sürdürmüş. Evliyken bile eşime aşk içerikli mesajlar atmıştır. Kendisi, evli olduğumu bildiği halde eşim ile duygusal ve cinsel ilişkiye girip, kişilik haklarıma saldırıda bulunmuştur. Bunlardan dolayı manevi zararım doğmuştur. Bu olay toplumdaki saygınlığımı, tarif edilmez düzeyde onurumu kırmıştır. Yuvamı yıkan davalıdan 50 bin lira manevi tazminat istiyorum.”
Dr. Müjde U., ayrıca mahkemeye eski eşi ile sevgilisi olduğunu belirttiği hemşirenin birlikte el ele tutuşurken çekilmiş fotoğraflarını da delil olarak sundu.
‘Diğer kadına dava açın’
DAVALI hemşire Cansu Ö.’yü, Dr. Müjde U.’nun evli olduğunu bildiği halde, eşiyle birlikte olup yuvasının yıkılmasına neden olduğu gerekçesiyle 10 bin lira tazminat ödemeye mahkum etti. Müjde U.’nun avukatı “Yargıtay içtihatlarına göre, ilişki kurduğu erkeğin evli olduğunu bilen kadın sorumlu tutuluyor. Biz de davayı bu yönden açmıştık. Mahkeme de, verdiği kararla bizim haklı olduğumuzu gösterdi” dedi.
İzmir’de Dr. Müjde U. ile eşi KBB uzmanı Dr. Murat U. geçen yıl temmuz ayında Karşıyaka 4’üncü Aile Mahkemesi’nde boşandı. Mahkeme, yaşları 5 ve 9 olan çocukların velayetini anneye verirken, ikisine aylık 9 bin lira iştirak nafakası bağladı. Temyiz başvurusu nedeniyle Yargıtay’da olan davadaki karar, henüz kesinleşmedi.
Eşinin 14’e yakın gayrimenkulü ve kendisinin de katkılarıyla aldığı hastaneyi sattığını belirten Müjde U., evli olduğu dönemde, eşinin kendisini aynı hastanede çalışan hemşire Cansu Ö. ile aldattığını boşandıktan sonra öğrenince, mahkemeye başvurdu. Dr. Müjde U., yuvasını yıkmakla suçladığı hemşire Cansu Ö.’ye karşı Karşıyaka Asliye Hukuk Mahkemesi’nde 50 bin lira manevi tazminat istemiyle dava açtı.
‘Onurumu kırdı versin parasını’
İki çocuk annesi Dr. Müjde U., dava dilekçesinde şunları dile getirdi: “Davalı, eski eşim ile olan evliliğim devam ederken onunla duygusal ve cinsel ilişki yaşamış. Kendisi, evli olduğunu bilmesine rağmen bu durumu hiç önemsemeyerek eşim ile birliktelik ve ilişkisini sürdürmüş. Evliyken bile eşime aşk içerikli mesajlar atmıştır. Kendisi, evli olduğumu bildiği halde eşim ile duygusal ve cinsel ilişkiye girip, kişilik haklarıma saldırıda bulunmuştur. Bunlardan dolayı manevi zararım doğmuştur. Bu olay toplumdaki saygınlığımı, tarif edilmez düzeyde onurumu kırmıştır. Yuvamı yıkan davalıdan 50 bin lira manevi tazminat istiyorum.”
Dr. Müjde U., ayrıca mahkemeye eski eşi ile sevgilisi olduğunu belirttiği hemşirenin birlikte el ele tutuşurken çekilmiş fotoğraflarını da delil olarak sundu.
‘Diğer kadına dava açın’
DAVALI hemşire Cansu Ö.’yü, Dr. Müjde U.’nun evli olduğunu bildiği halde, eşiyle birlikte olup yuvasının yıkılmasına neden olduğu gerekçesiyle 10 bin lira tazminat ödemeye mahkum etti. Müjde U.’nun avukatı “Yargıtay içtihatlarına göre, ilişki kurduğu erkeğin evli olduğunu bilen kadın sorumlu tutuluyor. Biz de davayı bu yönden açmıştık. Mahkeme de, verdiği kararla bizim haklı olduğumuzu gösterdi” dedi.
14 Aralık 2014 Pazar
Davutoğlu: Hesap verecekler
Paralel yapı eleştirilerini sürdüren Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Aynı yapı demokrasiyi tahrip etmeye çalışıyor. Gün imtihan günüdür. Herkes yaptıklarının, demokrasiye yönelik tavırlarının mükafatını da görecek, hesabını da verecek” dedi. Elazığ ve Adıyaman AK Parti il kongrelerinde konuşan Davutoğlu, özetle şunları söyledi:
‘İMAM EFENDİ’Yİ BİLMEZLER
“Kürsübaşı geleneği, Elazığ’da sohbetin, ilmin, irfanın yapıldığı mekânlardır. 6-7 Ekim Kobani provokasyonlarına Elazığ hiç taviz vermedi. Bugünkü siyaseti anlamlandıran iki zat var: Biri İmam Efendi, milli birliğin timsali bir şahsiyet. 93 Harbi’nde bütün Anadolu işgal tehlikesi altındayken Erzurum’u ayağa kaldıran İmam Efendi’nin torunları olarak Türkiye’nin birliği için yola çıktık. Tarihinizde Belek Gazi var. Halep bize Belek Gazi’nin emanetidir. Onun için Suriye’ye, Kudüs’e, Filistin’e, Halep’e sahip çıkmaya devam edeceğiz. Bu Kılıçdaroğlu ve CHP niye bu milleti anlayamaz biliyor musunuz? Onlar Belek Gazi’yi, İmam Efendi’yi bilmezler, onlar bizim tarihimizdir.
‘İMAM EFENDİ’Yİ BİLMEZLER
“Kürsübaşı geleneği, Elazığ’da sohbetin, ilmin, irfanın yapıldığı mekânlardır. 6-7 Ekim Kobani provokasyonlarına Elazığ hiç taviz vermedi. Bugünkü siyaseti anlamlandıran iki zat var: Biri İmam Efendi, milli birliğin timsali bir şahsiyet. 93 Harbi’nde bütün Anadolu işgal tehlikesi altındayken Erzurum’u ayağa kaldıran İmam Efendi’nin torunları olarak Türkiye’nin birliği için yola çıktık. Tarihinizde Belek Gazi var. Halep bize Belek Gazi’nin emanetidir. Onun için Suriye’ye, Kudüs’e, Filistin’e, Halep’e sahip çıkmaya devam edeceğiz. Bu Kılıçdaroğlu ve CHP niye bu milleti anlayamaz biliyor musunuz? Onlar Belek Gazi’yi, İmam Efendi’yi bilmezler, onlar bizim tarihimizdir.
NİHAT ERİM DE CHP’DENDİ
Meclis görüşmelerinde Kılıçdaroğlu’na ‘Darbecisiniz’ dedim, alındılar. Ayağa kalktılar. Sanki onların ayağa kalkmasından biz geri adım atacakmışız gibi... Biz ayağa kalktığımızda bir daha geri adım atmayız. Çağrıda bulunuyorum. Eğer darbeci değilseniz çıkın ‘27 Mayıs yanlıştı, 27 Mayıs darbesine karşıyız’ deyin. O zaman İsmet İnönü 27 Mayıs’a meşrudur diye fetva verdi. Adnan Menderes’in katledildiği 27 Mayıs için. ‘12 Mart yanlıştı’ deyin, diyemezler. Çünkü Nihat Erim de CHP içinden gelen bir şahsiyetti. ‘28 Şubat’a yanlıştı’ deyin diyemezler.
‘HİZMET’ GÖRÜNTÜSÜYLE SAVAŞ
Dönemimizde ülke demokratikleşti, özgürleşti, kimseye yürüttüğü faaliyet dolayısıyla önyargıyla bakmadık. Ta ki ‘Hizmet’ görüntüsü altında birileri eğer bürokrasiyi kontrol etmek üzerinden ülkenin seçilmiş iktidarına savaş ilan edince, durum değişti. ‘Mavi Marmara’da otoriteye karşı çıkmak doğru değil’ diyenler bir baktık milli iradeyle işbaşına gelmiş Ak Parti hükümetlerine kumpas kuruyorlar. İktidarın Başbakanı’na ‘Dönemin Başbakanı’ diye dosya hazırlayanlar varsa hesap vereceklerdir.
BUNLAR KARŞILIKSIZ KALMAZ
Bugün o paralel çeteyle ilgili yürütülen bir soruşturma çerçevesinde birtakım adımlar atılınca onlardan önce Kılıçdaroğlu konuşuyor çünkü onların kültüründe vesayet var. ‘Hiçbir şeyden korkmuyoruz, her şey açıklansın’ diyenler niçin bugün telaş içindeler? Neden soruşturmayı engellemeye çalışıyorlar, beklesinler. Ama şunu da bilsinler ki devletin kurumlarına sızıp başbakanını, cumhurbaşkanını, devletin en mahrem toplantılarını dinleyenler, MİT Müsteşarlığına dönük operasyona kalkışanlar, Suriye’de mazlumlara yardıma giden TIR’ları durdurup ülkemizi dünyaya şikâyet edenler bunların karşılıksız kalacağını düşünmesinler.”
Erdinç ÇELİKKAN - DHA
Etiketler:
Ahmet Davutoğlu,
ak parti,
başbakan,
cemaat,
haber
Peygamberi kamyona bindirenler de gözaltında
İstanbul’da düzenlenen operasyonda gözaltına alınanlardan biri de Samanyolu TV’de yayınlanan Şefkat Tepe dizisinin yapımcısı Salih Asan oldu.
Hürriyet'in haberine göre; Aynı saatlerde Samanyolu TV’de yayınlanan eski ismi ‘Şefkat Tepe’ yeni ismi ‘Sungurlar’ dizisinin yönetmeni Engin Koç, Eskişehir’de Odunpazarı ilçesindeki evinde gözaltına alındı. Dizinin 25 Ocak 2014’te yayınlanan 136. bölümünde salavatlar eşliğinde Hz. Muhammed bir ışık halesi içinde gökten iniyor, bindiği kamyoneti kaçırıyordu. Bu görüntüler büyük tepki uyandırmış, dizinin senaristi Samim Utku’nun geçmişte porno film senaryolarına imza attığı iddia edilmişti. Dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan, bu sahneye ve aynı kanalda daha önce yayınlanan ve yapımcılığını yine Salih Asan’ın üstlendiği Küçük Kıyamet dizisinde Azrail’in insan gibi tasvir edilmesine çok sert tepki göstermişti. Erdoğan, 15 Şubat’taki Haliç Metro Geçiş Köprüsü’nün açılışında yaptığı konuşmada, “Peygamberimizi Miraç’tan indirip kamyonet kasasına bindirecek kadar ahlaksız bunlar” demişti.
Hürriyet'in haberine göre; Aynı saatlerde Samanyolu TV’de yayınlanan eski ismi ‘Şefkat Tepe’ yeni ismi ‘Sungurlar’ dizisinin yönetmeni Engin Koç, Eskişehir’de Odunpazarı ilçesindeki evinde gözaltına alındı. Dizinin 25 Ocak 2014’te yayınlanan 136. bölümünde salavatlar eşliğinde Hz. Muhammed bir ışık halesi içinde gökten iniyor, bindiği kamyoneti kaçırıyordu. Bu görüntüler büyük tepki uyandırmış, dizinin senaristi Samim Utku’nun geçmişte porno film senaryolarına imza attığı iddia edilmişti. Dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan, bu sahneye ve aynı kanalda daha önce yayınlanan ve yapımcılığını yine Salih Asan’ın üstlendiği Küçük Kıyamet dizisinde Azrail’in insan gibi tasvir edilmesine çok sert tepki göstermişti. Erdoğan, 15 Şubat’taki Haliç Metro Geçiş Köprüsü’nün açılışında yaptığı konuşmada, “Peygamberimizi Miraç’tan indirip kamyonet kasasına bindirecek kadar ahlaksız bunlar” demişti.
Ahmet Şık'tan operasyon açıklaması
Emniyet'teki cemaat yapılanmasıyla ilgili kitap yazarken tutuklanan ve 1 yıl tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakılan gazeteci Ahmet Şık, bugünkü operasyonu sert sözlerle eleştirdi.
2011 yılında Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınan ve 2012 yılının Mart ayına kadar tutuklu kalan gazeteci Ahmet Şık, bugünkü operasyonla ilgili Twitter’dan açıklamalarda bulundu.
2011 yılında, Oda TV soruşturması kapsamında gözaltına alındığı sırada, Emniyet içindeki Gülen Cemaati örgütlenmesini ele alan “İmamın Ordusu” isimli bir Kitap yazmakta olan ve polis aracına bindirilirken söylediği “Dokunan yanar” sözleri çok konuşulan Ahmet Şık, cemaate yakın isimlere yapılan operasyon için ‘faşizm’ yorumu yaptı.
Ahmet Şık twitter mesajında, “Birkaç yıl önceki faşizm döneminin kudretli sahiplerinden Cemaat'in bugün yaşadığının adı da faşizmdir. Faşizme karşı çıkmak erdemdir” diye yazdı.
2011 yılında Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınan ve 2012 yılının Mart ayına kadar tutuklu kalan gazeteci Ahmet Şık, bugünkü operasyonla ilgili Twitter’dan açıklamalarda bulundu.
2011 yılında, Oda TV soruşturması kapsamında gözaltına alındığı sırada, Emniyet içindeki Gülen Cemaati örgütlenmesini ele alan “İmamın Ordusu” isimli bir Kitap yazmakta olan ve polis aracına bindirilirken söylediği “Dokunan yanar” sözleri çok konuşulan Ahmet Şık, cemaate yakın isimlere yapılan operasyon için ‘faşizm’ yorumu yaptı.
Ahmet Şık twitter mesajında, “Birkaç yıl önceki faşizm döneminin kudretli sahiplerinden Cemaat'in bugün yaşadığının adı da faşizmdir. Faşizme karşı çıkmak erdemdir” diye yazdı.
Öldüren dostluk
İntihar eden işadamı Mete Mustafa Tiryakioğlu ardında iki mektup bıraktı. Mektuplarda eşine “Soner’in bana 40 milyon borcu var” demiş, Soner’e de “Can dostum” diye hitap etmişti. Borçtan şüphelenen polis Soner’i dolandırıcılıktan yakaladı.
Hürriyet'in haberine göre; İş adamı Mete Mustafa Tiryakioğlu (49), Hollandalı saat markası TW Steel’in Türkiye ve Ortadoğu distribütörlüğünü yürüten Forum Saat’in sahibiydi. Ayrıca, Vahdet Tiryakioğlu Otomotiv ve Sanayi Ticaret A.Ş.’nin ve Rulman Dünyası Limited Şirketlerinin de Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı yürütüyordu. 11 Mayıs 2013 gecesi ailesine bir toplantıya gideceğini söyleyerek evden ayrıldı. Otomobilini Fatih Sultan Mehmet Köprüsü üzerinde durdurdu.
İŞADAMI KÖPRÜDE DURDU VE...
Otomobilden indi ve korkuluklara çıkarak kendini boşluğa bıraktı. Cesedi 2 saat sonra deniz polisi tarafından bulundu. Haberlerde, borçları nedeniyle bunalıma girdiği ve alacaklıların baskısına daha fazla dayanamayarak intiharı seçtiği yazılıyordu.
BİRİ EŞİNE, BİRİ SONER’E İKİ MEKTUP
Geride eşi ve ortağı Soner İ.’ye birer mektup bıraktı. Eşi Yonca Tiryakioğlu’na yazdığı mektupta, iş ilişkisinden bahsediyor ve Soner İ.’den 40 milyon lira alacaklı olduklarını bilmesini istiyordu. Mektuptaki bu cümle polisin dikkatini çekti. Savcı, Tiryakioğlu’nun dolandırılarak intihara sürüklendiğinden şüphelenerek olayın araştırılması için Mali Suçlarla Mücadele’ye talimat verdi.
TELEFONLARI, MESAJLARI İNCELENDİ
Ekipler, Tiryakioğlu ile Soner İ. arasındaki telefon, mesaj ve e-posta trafiğini mercek altına aldı. Yakınları ile görüşüldü. İddialara göre; Soner İ., Mete Mustafa Tiryakioğlu ile ölümünden bir yıl önce tanıştı. Kendisini hükümet yetkilileriyle rahat görüşebilen, ihale bağlayabilen bir kişi olarak tanıttı. Tiryakioğlu, Soner İ.’ye duyduğu güven nedeniyle beraber iş yapma teklifini kabul etti.
SAAT İHALELERİNi ALMA VAADİ
Soner İ. ilk iş olarak 3 şirket kurdu. Bu şirketler üzerinden bakanlıkların açtığı saat ve giyim eşyası benzeri ihaleleri aldıklarını, masraf ve vergi adı altında Tiryakioğlu’ndan 50 çek ve nakit para aldı. Bazı ihalelere girerek alacakları vaadiyle de para almaya devam etti. Almanya’ya tişört ihraç edeceklerini söyleyerek para almaya devam etti. Tiryakioğlu’ndan alınan para 40 milyon lirayı buldu. Ancak ortada yapılan hiçbir şey yoktu. Soner İ., her seferinde bakanlıklarla görüşmelerinin devam ettiğini söyleyerek Tiryakioğlu’nu oyaladı. Tiryakioğlu, 1 yıl içinde iflas etti ve intihar etti.
ÖLÜRKEN BİLE GÜVENİYORDU
SMS’LERİ inceleyen polise göre, Tiryakioğlu, ölümünden önce de Soner İ.’ye güvenmeye devam etti ve dolandırıldığını fark edemedi. Soner İ.’ye bıraktığı mektuba, “Can dostum” diyerek başladı ve ayrılık satırları yazdı. Polis, dolandırıcılık olayında Ümit Ç.’nin aracılık ettiğini, Soner İ.’nin eşinin de dolandırıcılık olayıyla bağlantılı olduğunu belirledi.
‘CAN DOSTU’ TUTUKLANDI
Önceki gün operasyon başlatıldı. Soner İ. ve eşi Ulus’ta 2500 lira kirada oturdukları evde gözaltına alındı. Ümit Ç. de yakalandı. 3 kişi, ‘nitelikli dolandırıcılık’, ‘belgede sahtecilik’ ve ‘ölüme sesebiyet vermek’ten sorguya alındı. Ardından tutuklandı.
TATLITUĞ SAATLERİ YAPMIŞLARDI
Tiryakioğlu, bir ilke imza atarak bir Türk model adına dünya pazarı için özel üretilen ‘Kıvanç Tatlıtuğ Special Edition’ saatlerinin koleksiyonunu sunmuştu.
Anne ve 9 yaşındaki kızı bıçakla öldürüldü
Konya’nın Ilgın ilçesinde kendilerinden haber alınamayan anne ve 9 yaşındaki kızı evlerinde bıçakla öldürülmüş halde bulundu.
Olay, akşam saatlerinde ilçeye bağlı Göstere Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre Burdur’da üniversitede okuyan İlyas Geçitli, 38 yaşındaki annesi Fatma ve 9 yaşındaki kız kardeşi Betül’e telefonla ulaşamayınca durumu yakınlarına haber verdi. Eve giden Geçitli ailesinin yakınları kapıyı kimsenin açmaması üzerine durumu jandarmaya bildirdi. Eve giren ekipler anne ve kızını bıçaklanarak öldürülmüş halde buldu. Anne ve kızının cenazeleri incelemelerin ardından otopsi yapılmak üzere Ilgın Devlet Hastanesi Morguna kaldırıldı. Jandarma anne ve kızını kimlerin öldürdüğünü belirlemek için çok yönlü soruşturma başlattı.
Olay, akşam saatlerinde ilçeye bağlı Göstere Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre Burdur’da üniversitede okuyan İlyas Geçitli, 38 yaşındaki annesi Fatma ve 9 yaşındaki kız kardeşi Betül’e telefonla ulaşamayınca durumu yakınlarına haber verdi. Eve giden Geçitli ailesinin yakınları kapıyı kimsenin açmaması üzerine durumu jandarmaya bildirdi. Eve giren ekipler anne ve kızını bıçaklanarak öldürülmüş halde buldu. Anne ve kızının cenazeleri incelemelerin ardından otopsi yapılmak üzere Ilgın Devlet Hastanesi Morguna kaldırıldı. Jandarma anne ve kızını kimlerin öldürdüğünü belirlemek için çok yönlü soruşturma başlattı.
Gözaltı listesinde Fethullah Gülen var mı?
Bu sabah başlayan operasyonun başındaki isim olan İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Orhan Kapıcı Hürriyet Dünyası’na kısa bir açıklama yaptı. Başsavcı Vekili Kapıcı gözaltına alınacak kişi sayısının 31 olduğunu açıkladı.
Hürriyet'ten Dinçer Gökçe'nin haberine göre; Başsavcı Vekili Kapıcı, konu ile ilgili yazılı bir açıklama yaptıklarını ifade ederek haklarında gözaltı kararı verilen kişi sayısının 31 olduğunu söyledi. Kapıcı, hakkında gözaltı kararı bulunduğu iddia edilen Fetullah Gülen’in listede olup olmadığına yönelik soruya ise “Şu anda o konuda bir şey söyleyemem” dedi.
Başsavcı Vekili Kapıcı, gözaltına alınan Ekrem Dumanlı'nın, avukatı aracılığı ile 12 Aralık'ta yaptığı, hakkında herhangi bir soruşturma olup-olmadığına ilişkin başvuruya ilişkin verilen resmi yanıta ile ilgili soruyu ise yanıtsız bıraktı.
Cübbeli'den Fettah Tamince'ye: Gavur yalakası!
Cübbeli Ahmet Hoca, Rixos Oteller Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Fettah Tamince'ye tepki gösterdi. Antalya'da yılbaşı için hiçbir hazırlık olmadığını belirten Fettah Tamince için Cübbeli Ahmet Hoca, "Bunlar böyle ya, gavur yalakaları. Bu milletin de çok bozulanı var. Allah ıslah etsin" dedi.
Rixos Oteller Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Fettah Tamince, 150 milyon gecelemenin olduğu Antalya ’da yılbaşını çağrıştıracak hiçbir şey olmadığını belirterek, "Hiç süsleme gördünüz mü? Bayram havası görüyor muyuz? Tamam Hıristiyan değiliz, değiliz de biz turizm şehriyiz" demişti.
NOEL BABA'NIN İÇİNİ DE Mİ GÖRECEKSİN?
İnternethaber'de yer alan habere göre, dün geceki sohbetinde Cübbeli Ahmet Hoca, isim vermeden Fettah Tamince'nin sözlerini eleştirdi. Cübbeli Hoca, ışıklandırmanın yetirsizliğinden şikayet eden Fettah Tamince'ye, "Ne yapacaksın daha ışığı Noel Baba'nın içini de mi göreceksin?" diye sordu.
"Millete papazları sevdiriyorlar" diyen Cübbeli Ahmet Hoca, şöyle konuştu:
"Antalya Belediyesi çok ışıklandırma yapmıyormuş. Eski belediye demek ki çok ışık yapıyormuş. Noel Baba falan... Bu belediye yapmıyormuş. Adamlar haberlerde diyor ki, "Ya Hıristiyan değiliz, anladık ama buraya da çok Hıristiyan geliyor. Işıklar azaldı. Belediye de ne yapacağını şaşırdı, 'Neyse daha gün var' falan dedi, oyalıyor. Ne yapacaksın daha ışığı Noel Baba'nın içini de mi göreceksin, papazın... Tövbe yarabbi! Ne işi var bu papazın bizim sokaklarda çarşılarda? Millete papazları sevdiriyorlar. Bir sarıklı hocayı öyle gezdirmeye kalksalar hakaret ederler. Papazı gezdirseler ooo ilerici olduk. Bunlar böyle ya, gavur yalakaları. Bu milletin de çok bozulanı var. Allah ıslah etsin. Allah dinlerine hayırla döndürsün."
Rixos Oteller Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Fettah Tamince, 150 milyon gecelemenin olduğu Antalya ’da yılbaşını çağrıştıracak hiçbir şey olmadığını belirterek, "Hiç süsleme gördünüz mü? Bayram havası görüyor muyuz? Tamam Hıristiyan değiliz, değiliz de biz turizm şehriyiz" demişti.
NOEL BABA'NIN İÇİNİ DE Mİ GÖRECEKSİN?
İnternethaber'de yer alan habere göre, dün geceki sohbetinde Cübbeli Ahmet Hoca, isim vermeden Fettah Tamince'nin sözlerini eleştirdi. Cübbeli Hoca, ışıklandırmanın yetirsizliğinden şikayet eden Fettah Tamince'ye, "Ne yapacaksın daha ışığı Noel Baba'nın içini de mi göreceksin?" diye sordu.
"Millete papazları sevdiriyorlar" diyen Cübbeli Ahmet Hoca, şöyle konuştu:
"Antalya Belediyesi çok ışıklandırma yapmıyormuş. Eski belediye demek ki çok ışık yapıyormuş. Noel Baba falan... Bu belediye yapmıyormuş. Adamlar haberlerde diyor ki, "Ya Hıristiyan değiliz, anladık ama buraya da çok Hıristiyan geliyor. Işıklar azaldı. Belediye de ne yapacağını şaşırdı, 'Neyse daha gün var' falan dedi, oyalıyor. Ne yapacaksın daha ışığı Noel Baba'nın içini de mi göreceksin, papazın... Tövbe yarabbi! Ne işi var bu papazın bizim sokaklarda çarşılarda? Millete papazları sevdiriyorlar. Bir sarıklı hocayı öyle gezdirmeye kalksalar hakaret ederler. Papazı gezdirseler ooo ilerici olduk. Bunlar böyle ya, gavur yalakaları. Bu milletin de çok bozulanı var. Allah ıslah etsin. Allah dinlerine hayırla döndürsün."
AK Parti, CHP, MHP ve HDP'den operasyon açıklaması
AK Parti ve CHP'den 14 Aralık operasyonuna ilişkin açıklamalar yapıldı. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu 'Bu bir darbe sürecidir' derken, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş 'Yapılan işlemin sonucunu göreceğiz' diye konuştu. Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu da 'Yanlış yapan bedelini öder' dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "14 Aralık operasyonu" ile ilgili olarak, “Zaten bir dikta yönetimi var dikta yönetimi baskısını her gün artırıyor. Ama hiç kimse korkmasın hiç kimse çekinmesin. Bu ülke CHP olduğu sürece diktatörler asla başarı sağlayamazlar" dedi.
Sabah saatlerinde polisin yaptığı operasyonla ilgili olarak sorulan soru üzerine CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu şunları söyledi:
"17-25 ARALIK YOLSUZLUKLARINI YENİ OPERASYON YAPARAK KİMSE KAPATAMAZ"
"17-25 Aralık yolsuzluklarını yeni operasyon yaparak kimse kapatamaz. O operasyonlarla ortaya çıkan yolsuzluklar tarihe mal oldu. Aradan yüz yıl geçse de insanımız, çocuklarımız, torunlarımız onların torunları bunu öğrenecekler. Bir hükümetin bir devleti nasıl soyduğunu hep beraber göreceğiz. Şimdi önümüzde 17-25 Aralık süreci var, toplum tekrar hatırlayacak diye yeni bir operasyonla bunu kapatmak istiyorlar. Şunu açık ve net söyleyeyim. Mazlum adresi sorulmaz, mazlumun kimliği sorulmaz, geçmişte gazetecilere ve gazetelere nasıl operasyonlar yapıldı.
"GEÇMİŞTE ELEŞTİRDİYSEK AYNISINI BUGÜN DE YAPIYORUZ
Biz eleştirdiysek aynı eleştirileri bugün de yapıyoruz. Basın özgür olmalı, rahat yazabilmeli, korkusuzca yazabilmeli. Hükümetin baskısı altında bu tür operasyonları gerçekleştirmek demokrasiyle bağdaşmıyor.
"DİKTA YÖNETİMİ BASKINI HERGÜN ARTTIRIYOR"
Zaten bir dikta yönetimi var dikta yönetimi baskısını her gün attırıyor. Ama hiç kimse korkmasın hiç kimse çekinmesin. Bu ülke CHP olduğu sürece diktatörler asla başarı sağlayamazlar."
KURTULMUŞ: SONUCU GÖRECEĞİZ
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, operasyonun teferruatını ve hangi gerekçelerle yapıldığını şu an bilmediğini söyledi. Herkesin duruma bakacağını ifade eden Kurtulmuş, "Yapılan işlemlerin sonucunu göreceğiz. Bir şey söylemeyi bu aşamada uygun görmüyorum" dedi.
MÜEZZİNOĞLU: YANLIŞ YAPAN BEDELİNİ ÖDER
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu da Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunu belirterek, "Gerekli değerlendirmeleri süreç içerisinde zaten kamuoyu da yapar. Yanlış yapan yanlışının bedelini öder. Ama şu anda daha çok yeni haberler, bakalım" diye konuştu.
MHP'Lİ OKTAY VURAL: ZAMANLAMA MANİDAR
İstanbul'da gazetecilerin de gözaltına alındıkları operasyonlar konusunda MHP'den ilk tepki, "zamanlama manidar" oldu. MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural Hürriyet'e yaptığı açıklamada, "operasyon 17-25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk çetesinin yaptığı darbelerden biri. Amaç; halkın haber alma özgürlüğünü ortadankaldırmak" dedi.
Vural, şöyle konuştu;
"Daha önce hukuka darbe yapmışlardı. Adli kolluğa darbe yaptılar. parlamentoda milletvekillerinin rüşvet ve yolsuzluk dosyalarında inceleme yapmasını, soru sormasını engelleyerek egemenliğe darbe yaptılar. Şimdi de açıkçası medyaya baskı yapmak suretiyle doğrudan doğruya bu süreci halktan gizlemek istiyorlar. Halktan bilgi gizlemeye çalışanlar, halktan korkanladır. halkın bilgi almasından korkanlardır."
Vural, bugün yapılan operasyonların iki amacı olduğunu belirterek, bunları şöyle sıraladı;
* Rüşvet ve yolsuzluk çetesinin üstünü örtmek
* Özgürlük ve demokrasi düşmanı bir anlayışla doğrudan doğruya meydaya baskı kurup, korkutup sindirmek.
Daha önce de 17-25 Aralık süreciyle ilgili TBMM'de kurulan Meclis soruşturma komisyonu çalışmaları ile ilgili olarak yayın yasağı koyulduğunu da hatırlatan Vural, "meclis soruşturmasıyla ilgili yayın yasağı koyan siyasileştirilmiş yargı, yine aynı şekilde, bu süreci unutturmak için bu operasyonu. Zamanlaması açısından manidar" dedi.
HDP: CUMHURBAŞKANI İŞARETİNİ VERMİŞTİ
Türkiye'de bugün aralarında gazetecilerin de bulunduğu pekçok kişinin gözaltına alınmasına ilişkin operasyona HDP'nin tepkisi, "rakip muhalifleri susturuyorlar" şeklinde oldu. Kaplan, "Bir zamanlar KCK'ya operasyon yapıp, basını bölücülükle suçlayanlar, şimdi kendi sıralarının geldiğini görüyorlar" diye konuştu.
HDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan Hürriyet'e yaptığı açıklamada, daha önce Twitter'da böyle bir operasyon yapılacağını yazan "Fuat Avni" adlı hesaba atıfta bulunarak, "Fuat Avni Türkiye'yi iyi biliyor. Hükümetin yalanlamasına rağmen, ne kadar haklı olduğu ortaya çıktı" dedi.
Operasyonun 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonunun yıldönümü yaklaşırken gerçekleşmesine de dikkat çeken Hasip Kaplan, "aslında Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'inlerine giriyoruz' diyerek operasyonun işaretini vermişti" dedi.
"DERİN DEVLET HÜCRELERİ UYANIYOR"
Kaplan, şöyle konuştu;
"Derin devlethücelerinin uyanmaya başladığına ilişkin bir işaret. Salt paralel değil, derin devletin de uyanmaya başladığına ilişkin Ankara'da, Meclis kulislerinde duyumlar alıyorduk. Derin devletin sık sık toplantılar yapmaya başladığı fısıltı gazetesi ile yayılmayabaşlamıştı. Farklı kesimlerden aldığımız duyumlar, önümüzdeki günlerde farklı hareketler de olabileceğini gösteriyor. Hükümetin, asker, polis, güvenlik güçleri üzerinde yüzde 100 kontrolü olmadığını, hükümetin atadığı vali, emniyet müdürünün, güvenlik güçlerinin ancak yüzde 55'ine hakim durumda olduğunu gösteriyor".
'ÖRTME GAYRETLERİNİN SONUCU'
İstanbul Milletvekili Bihlun Tamaylıgil'in annesinin cenazesine katılan TBMM Başkan Vekili Meral Akşener, "14 aralık operasyonu" sorularıyla karşılaştı. Akşener soru üzerine "Operasyonla ilgili bilgim yok. 17 ve 25 Aralık'ı örtme gayretlerinin somut bir sonucu" şeklinde konuştu.
'HERKES RAZI OLMALI'
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci 14 Aralık operasyonu için, "Herkes hukuka inanmalı, hukuka saygı duymalı. Eğer hiçbir sıkıntısı yoksa hukuka güvenmeli ve inanmalı, sonuçlarına herkes razı olmalı" dedi. Zeybekci, partisinin Hasan Güngör Spor Salonu'nda düzenlenen Ak Parti Pamukkale İlçe Kongresi öncesinde gazetecilerin gündeme ilişkin sorusunu yanıtladı."Hayat tarzı benimseyemez derken devletle, toplumla olan ilişkilerinde hukukun dışında bir hayat veyahutta böyle bir şey benimseyemez. Her şey hukuk içinde olmalı. Bence sonuçlarını görmek lazım, beklemek lazım. Benim burada endişe ettiğim şu olur, yanlış yorumlanan, yanlış şekilde yönlendirilen veya yanlış şekilde gereğinden fazla önemsenen bazı şeyler olması halinde, gereksiz yere bir ucuz bedava kahramanlar ortaya çıkarırız. Bundan endişe ederim. Herkes hukuka inanmalı, hukuka saygı duymalı. Eğer hiçbir sıkıntısı yoksa hukuka güvenmeli ve inanmalı, sonuçlarına herkes razı olmalı diye düşünüyorum."
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "14 Aralık operasyonu" ile ilgili olarak, “Zaten bir dikta yönetimi var dikta yönetimi baskısını her gün artırıyor. Ama hiç kimse korkmasın hiç kimse çekinmesin. Bu ülke CHP olduğu sürece diktatörler asla başarı sağlayamazlar" dedi.
Sabah saatlerinde polisin yaptığı operasyonla ilgili olarak sorulan soru üzerine CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu şunları söyledi:
"17-25 ARALIK YOLSUZLUKLARINI YENİ OPERASYON YAPARAK KİMSE KAPATAMAZ"
"17-25 Aralık yolsuzluklarını yeni operasyon yaparak kimse kapatamaz. O operasyonlarla ortaya çıkan yolsuzluklar tarihe mal oldu. Aradan yüz yıl geçse de insanımız, çocuklarımız, torunlarımız onların torunları bunu öğrenecekler. Bir hükümetin bir devleti nasıl soyduğunu hep beraber göreceğiz. Şimdi önümüzde 17-25 Aralık süreci var, toplum tekrar hatırlayacak diye yeni bir operasyonla bunu kapatmak istiyorlar. Şunu açık ve net söyleyeyim. Mazlum adresi sorulmaz, mazlumun kimliği sorulmaz, geçmişte gazetecilere ve gazetelere nasıl operasyonlar yapıldı.
"GEÇMİŞTE ELEŞTİRDİYSEK AYNISINI BUGÜN DE YAPIYORUZ
Biz eleştirdiysek aynı eleştirileri bugün de yapıyoruz. Basın özgür olmalı, rahat yazabilmeli, korkusuzca yazabilmeli. Hükümetin baskısı altında bu tür operasyonları gerçekleştirmek demokrasiyle bağdaşmıyor.
"DİKTA YÖNETİMİ BASKINI HERGÜN ARTTIRIYOR"
Zaten bir dikta yönetimi var dikta yönetimi baskısını her gün attırıyor. Ama hiç kimse korkmasın hiç kimse çekinmesin. Bu ülke CHP olduğu sürece diktatörler asla başarı sağlayamazlar."
KURTULMUŞ: SONUCU GÖRECEĞİZ
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, operasyonun teferruatını ve hangi gerekçelerle yapıldığını şu an bilmediğini söyledi. Herkesin duruma bakacağını ifade eden Kurtulmuş, "Yapılan işlemlerin sonucunu göreceğiz. Bir şey söylemeyi bu aşamada uygun görmüyorum" dedi.
MÜEZZİNOĞLU: YANLIŞ YAPAN BEDELİNİ ÖDER
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu da Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunu belirterek, "Gerekli değerlendirmeleri süreç içerisinde zaten kamuoyu da yapar. Yanlış yapan yanlışının bedelini öder. Ama şu anda daha çok yeni haberler, bakalım" diye konuştu.
MHP'Lİ OKTAY VURAL: ZAMANLAMA MANİDAR
İstanbul'da gazetecilerin de gözaltına alındıkları operasyonlar konusunda MHP'den ilk tepki, "zamanlama manidar" oldu. MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural Hürriyet'e yaptığı açıklamada, "operasyon 17-25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk çetesinin yaptığı darbelerden biri. Amaç; halkın haber alma özgürlüğünü ortadankaldırmak" dedi.
Vural, şöyle konuştu;
"Daha önce hukuka darbe yapmışlardı. Adli kolluğa darbe yaptılar. parlamentoda milletvekillerinin rüşvet ve yolsuzluk dosyalarında inceleme yapmasını, soru sormasını engelleyerek egemenliğe darbe yaptılar. Şimdi de açıkçası medyaya baskı yapmak suretiyle doğrudan doğruya bu süreci halktan gizlemek istiyorlar. Halktan bilgi gizlemeye çalışanlar, halktan korkanladır. halkın bilgi almasından korkanlardır."
Vural, bugün yapılan operasyonların iki amacı olduğunu belirterek, bunları şöyle sıraladı;
* Rüşvet ve yolsuzluk çetesinin üstünü örtmek
* Özgürlük ve demokrasi düşmanı bir anlayışla doğrudan doğruya meydaya baskı kurup, korkutup sindirmek.
Daha önce de 17-25 Aralık süreciyle ilgili TBMM'de kurulan Meclis soruşturma komisyonu çalışmaları ile ilgili olarak yayın yasağı koyulduğunu da hatırlatan Vural, "meclis soruşturmasıyla ilgili yayın yasağı koyan siyasileştirilmiş yargı, yine aynı şekilde, bu süreci unutturmak için bu operasyonu. Zamanlaması açısından manidar" dedi.
HDP: CUMHURBAŞKANI İŞARETİNİ VERMİŞTİ
Türkiye'de bugün aralarında gazetecilerin de bulunduğu pekçok kişinin gözaltına alınmasına ilişkin operasyona HDP'nin tepkisi, "rakip muhalifleri susturuyorlar" şeklinde oldu. Kaplan, "Bir zamanlar KCK'ya operasyon yapıp, basını bölücülükle suçlayanlar, şimdi kendi sıralarının geldiğini görüyorlar" diye konuştu.
HDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan Hürriyet'e yaptığı açıklamada, daha önce Twitter'da böyle bir operasyon yapılacağını yazan "Fuat Avni" adlı hesaba atıfta bulunarak, "Fuat Avni Türkiye'yi iyi biliyor. Hükümetin yalanlamasına rağmen, ne kadar haklı olduğu ortaya çıktı" dedi.
Operasyonun 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonunun yıldönümü yaklaşırken gerçekleşmesine de dikkat çeken Hasip Kaplan, "aslında Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'inlerine giriyoruz' diyerek operasyonun işaretini vermişti" dedi.
"DERİN DEVLET HÜCRELERİ UYANIYOR"
Kaplan, şöyle konuştu;
"Derin devlethücelerinin uyanmaya başladığına ilişkin bir işaret. Salt paralel değil, derin devletin de uyanmaya başladığına ilişkin Ankara'da, Meclis kulislerinde duyumlar alıyorduk. Derin devletin sık sık toplantılar yapmaya başladığı fısıltı gazetesi ile yayılmayabaşlamıştı. Farklı kesimlerden aldığımız duyumlar, önümüzdeki günlerde farklı hareketler de olabileceğini gösteriyor. Hükümetin, asker, polis, güvenlik güçleri üzerinde yüzde 100 kontrolü olmadığını, hükümetin atadığı vali, emniyet müdürünün, güvenlik güçlerinin ancak yüzde 55'ine hakim durumda olduğunu gösteriyor".
'ÖRTME GAYRETLERİNİN SONUCU'
İstanbul Milletvekili Bihlun Tamaylıgil'in annesinin cenazesine katılan TBMM Başkan Vekili Meral Akşener, "14 aralık operasyonu" sorularıyla karşılaştı. Akşener soru üzerine "Operasyonla ilgili bilgim yok. 17 ve 25 Aralık'ı örtme gayretlerinin somut bir sonucu" şeklinde konuştu.
'HERKES RAZI OLMALI'
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci 14 Aralık operasyonu için, "Herkes hukuka inanmalı, hukuka saygı duymalı. Eğer hiçbir sıkıntısı yoksa hukuka güvenmeli ve inanmalı, sonuçlarına herkes razı olmalı" dedi. Zeybekci, partisinin Hasan Güngör Spor Salonu'nda düzenlenen Ak Parti Pamukkale İlçe Kongresi öncesinde gazetecilerin gündeme ilişkin sorusunu yanıtladı."Hayat tarzı benimseyemez derken devletle, toplumla olan ilişkilerinde hukukun dışında bir hayat veyahutta böyle bir şey benimseyemez. Her şey hukuk içinde olmalı. Bence sonuçlarını görmek lazım, beklemek lazım. Benim burada endişe ettiğim şu olur, yanlış yorumlanan, yanlış şekilde yönlendirilen veya yanlış şekilde gereğinden fazla önemsenen bazı şeyler olması halinde, gereksiz yere bir ucuz bedava kahramanlar ortaya çıkarırız. Bundan endişe ederim. Herkes hukuka inanmalı, hukuka saygı duymalı. Eğer hiçbir sıkıntısı yoksa hukuka güvenmeli ve inanmalı, sonuçlarına herkes razı olmalı diye düşünüyorum."
Etiketler:
Ahmet Davutoğlu,
ak parti,
cemaat,
chp,
haber,
kemal kılıçdaroğlu,
mhp
Twitter'da '14 Aralık operasyonu' çekişmesi
Türkiye, Pazar gününe Zaman Gazetesi'ne yapılan operasyonla uyandı. Samanyolu TV Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca’dan, İstanbul Eski Terörle Mücadele Şube Müdürü ve eski Hakkari Emniyet Müdürü Tufan Ergüder’e kadar 32 kişi gözaltına alındı. Operasyon, Twitter’da neredeyse tüm trend topic'i kapladı. Twitter, “Destekleyenler – protesto edenler” olarak iki kutuba ayrıldı.
Bu sabah saat 07.15'te Zaman gazetesine düzenlenen operasyonla başlayan gözaltılar, Twitter'da geniş yankı buldu. Sosyal medya sitesinde trend olan konulara bakıldığında ilk sırada Zaman gazetesi’ndeki gözaltıları protesto eden “#ÖzgürBasınSusturulamaz” hashtag’i bulunuyor.
Trend olan bir sonraki hashtag ise yine gözaltıları protesto eden nitelikte olan “#KendimiİhbarEdiyorum” oldu. Senarist Makbule Çam Alemdağ da gözaltına alındığı haberinden sonra, senaryosunu yazdığı Tek Türkiye dizisi de listeye giren hasgtag’lerden.
Bir sonraki hashtag de operasyonu protesto eder nitelikte “#MedyayaKarartma” hashtag’i 6. Sırada yer aldı. 7. sırada ise bu kez operasyonu destekleyen bir hashtag olan “#ZamanTemizlikZamanı” yer aldı.
8. sırada hükümet aleyhinde “#YollarıYolsuzlukİşleriHırsızlık” hashtag’i yer alırken 9. Sırada Samanyolu televizyonu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca ve 10. Sırada operasyonun olacağını önceden açıklayan Fuat Avni bulunuyor.
Dumanlı ve Karaca'dan ilk açıklama
Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı, 14 Aralık Operasyonu'na ilişkin Zaman Gazetesi'nde basın açıklaması yaptı. Hidayet Karaca da gözaltı öncesi 'hakkınızı helal edin' dedi.
"Özgür Basın susturalamaz" şeklinde sloganlar eşliğinde açıklamasına başlayan Dumanlı, Cuma Günü Çağlayan'da bulunan İstanbul Adalet Sarayı'na gittiğini anlatarak, avukatlarının Başsavcı Hadi Salihoğluyla görüştüğünü belirtti. "Başsavcı Hadisalihoğlu'nun avukatlarına "Böyle bir şey yok" dediğini ve yazılı belge verdiğini aktaran Dumanlı, "Ya Başsavcı yalan söylüyor ya da Başsavcı'nın haberi olmadan bir takım işler oluyor. Biz hakkımızda soruşturma olduğunu duyunca tweet attık, fotoğraf paylaştık, "Biz buradayız, buyrun gelin" dedik diye konuştu.
"DÜĞÜNE GİDER GİBİ HAZIRLANDIK"
Emniyet mensuplarının gazeteye gelmesi üzerine "Düğüne gider gibi hazırlandık" diyen Dumanlı, "Gözaltına alınacak kişi burada bekliyor. Lütfen gelin emaneti alın. Burada sizi bekliyorum" dedi.
"ÇOK AYIP DİYORUM"
Bazı televizyonların operasyonu "Paralel" alt yazısıyla vermesini eleştiren Dumanlı, "Çok ayıp diyorum. Paralel yapı olduğuna dair karar mı var? Haberciyseniz haber yapın. 20 yıldır gazetecilik yaptım. 10 yıldır Zaman Gazetesinde çalıştım. Bu zamana kadar herkesle görüştüm. Röportajlar yaptım" dedi.
"PARALELE BASKIN, DARBE DİYE BİR ŞEY YOK"
Basın mensuplarına seslenen Dumanlı, "Korkmayın korkmanın sonu yok. Televizyonlarda sabah telaşına geldi diye düşünüyorum. "Paralele baskın", "darbe" diye bir şey yok. Basın özgürlğüne resmen darbe yapılmaktadır. Hukuksuzdur" ifadelerini kullandı.
"GELİN, ÇAYIMIZI İÇİN SONRA NEREYE GİDECEKSEK GİDELİM"
Emniyet yetkililerine seslenen Dumanlı, "Hakkımda gözaltı kararı çıkartmışsınız. Gelin, çayımızı için sonra nereye gideceksek gidelim. Allah hakkın yanındadır. Zalimin yanında değildir. Bugünlerde geçer. Demokrasiye sahip çıkalım" şeklinde konuştu.
Serpil KIRKESER / İstanbul (DHA)
14 Aralık operasyonu başladı
Türkiye bu pazar sabahına yeni bir operasyon haberiyle uyandı. Polis, çok sayıda çevik kuvvetin desteğiyle Zaman gazetesinin Yenibosna'daki merkezine baskın düzenlerken, bazı dizi yapımcıları da sabahın erken saatlerinde gözaltına alındı. Hakkında gözaltı kararı bulunan kişi sayısının 32 olduğu ifade ediliyor. Zaman Gazetesi'ne gelen ve sonra ayrılan polisler saat 13:15 civarında tekrar geldi.
KİMLER GÖZALTINDA
*Samanyolu televizyonu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca
*Sungurlar dizisinin yapımcısı Salih Asan
*Sungurlar dizisinin Yönetmeni Engin Koç
*Tek Türkiye dizisi senaristi Makbule Çam Alemdağ
*İstanbul Eski Terörle Mücadele Şube Müdürü ve eski Hakkari Emniyet Müdürü Tufan Ergüder
*Elif Yılmaz
Polis ekipleri saat 07.15 sıralarında İstanbul Yenibosna'daki Zaman gazetesi binasına geldi. Polis ekipleri, dün geceden itibaren gazete binasına gelerek beklemeye başlayan bir grubun "Özgür basın susturulamaz" sloganlarıyla karşılandı. Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı hakkındaki 'gözaltı kararı' avukatına tebliğ edildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Hasan Yılmaz tarafından yürütülen soruşturmada, hakkında gözaltı kararı bulunanlar arasında Sungurlar dizisinin yapımcısı Salih Asan, Sungurlar dizisinin yönetmeni Engin Koç, Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı, Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, gazeteci Nuh Gönültaş, Tek Türkiye dizisinin senaristi Ali Kara, eski İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürü Tufan Ergüder bulunuyor.
Samanyolu TV'nin Sungurlar dizisinin yapımcısı Salih Asan ile yönetmeni Engin Koç Eskişehir'de gözaltına alındı. Emniyet güçleri tarafından evlerinden alınarak sağlık kontrolü için hastaneye götürülen Koç ile Asan, İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne getirildi. İfadeleri alınan Koç ve Asan, daha sonra polis tarafından İstanbul'a nakledildi. Van’ da düzenlenen '14 Aralık Operasyonu' kapsamında STV'de yayınlanan Tek Türkiye dizisi senaristi Makbule Çam Alemdağ’ ın evinde gözaltına alındığı bildirildi.
'14 Aralık operasyonu' kapsamında sabah erken saatlerde gözaltına alınan bir kişi sağlık kontrolünden geçirildi. Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne getirilen kişi sağlık kontrolünden geçirildi.
ESKİ EMNİYET MÜDÜRÜ GÖZALTINDA
İstanbul Eski Terörle Mücadele Şube Müdürü ve eski Hakkari Emniyet Müdürü Tufan Ergüder gözaltına alındı. Ergüder polisler eşliğinde emniyete götürüldü.
BİR KADIN GÖZALTINA ALINDI
"14 Aralık Operasyonu" kapsamında başlatılan gözaltılar sürüyor. Terörle Mücadale Şubesi polislerinin sürdürdüğü çalışmalar kapsamında bir kadın da gözaltına alındı. Gözaltına alınan kadının adının Elif Yılmaz olduğu öğrenildi.
KADIN POLİS EŞLİK ETTİ
Sağlık kontrolü için hastaneye getirilen Elif Yılmaz'a 1'i kadın 7 polisin eşlik ettiği görüldü.
TUNCELİ, ŞIRNAK VE MARDİN’DE 3 POLİS GÖZALTINDA
Operasyon kapsamında Tunceli, Mardin ve Şırnak’ta 1’ komiser 3 polis gözaltına alındı.
Bu sabah başlatılan operasyon kapsamında Tunceli’ye 6 ay önce atanan bir komiser bugün gözaltına alınarak, soruşturmanın yürütüldüğü İstanbul’a gönderildi. Mardin’de de aynı operasyon kapsamında 1 polis memuru gözaltına alındı. Şırnak Emniyet Müdürlüğü’nde görev yapan 1 polis memuru da izinli olarak arkadaşını ziyarete gittiği Mardin’de gözaltına alındı. Gözaltına alınan polisler de İstanbul’a gönderildi.
YOLLAR TRAFİĞE KAPATILDI
"14 Aralık operasyonu" nu yürüten İstanbul Emniyet Müdürlüğü binasının çevresindeki bazı yollar araç trafiğine kapatıldı. Emniyet Müdürlüğü'nün Vatan Caddesi'ndeki yerleşkesinin bulunduğu yan yollar ve Akşemsettin Caddesi kısmen trafiğe kapatıldı. Polis araçları yolun ortasına çekildi. Gelen araçlar kontrol noktalarından geri dönmek zorunda kalıyor. Çok sayıda poliste emniyet çevresinde bekliyor. Çevik kuvvet ekipleri şerit çekerek operasyonu protesto için emniyet önünde bekleyenlerin geçişine izin vermiyor.
14 Aralık operasyonunun ardından İstanbul Çağlayan Adliyesi'nde de yoğun güvenlik önlemleri alındı.
HELİKOPTER UÇTU
Operasyon sonrasında Zaman Gazetesi'nin Yenibosna'daki merkezinin üzerinde uçan polis helikopteri dikkat çekti.
EKİZOĞLU TESLİM OLDU
Eski İstanbul Organize Şube Müdürü ve Siirt eski Emniyet Müdürü Mutlu Ekizoğlu avukatıyla teslim oldu.
(Özge EĞRİKAR/HÜRRİYET)
KİMLER GÖZALTINDA
*Samanyolu televizyonu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca
*Sungurlar dizisinin yapımcısı Salih Asan
*Sungurlar dizisinin Yönetmeni Engin Koç
*Tek Türkiye dizisi senaristi Makbule Çam Alemdağ
*İstanbul Eski Terörle Mücadele Şube Müdürü ve eski Hakkari Emniyet Müdürü Tufan Ergüder
*Elif Yılmaz
Polis ekipleri saat 07.15 sıralarında İstanbul Yenibosna'daki Zaman gazetesi binasına geldi. Polis ekipleri, dün geceden itibaren gazete binasına gelerek beklemeye başlayan bir grubun "Özgür basın susturulamaz" sloganlarıyla karşılandı. Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı hakkındaki 'gözaltı kararı' avukatına tebliğ edildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Hasan Yılmaz tarafından yürütülen soruşturmada, hakkında gözaltı kararı bulunanlar arasında Sungurlar dizisinin yapımcısı Salih Asan, Sungurlar dizisinin yönetmeni Engin Koç, Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı, Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, gazeteci Nuh Gönültaş, Tek Türkiye dizisinin senaristi Ali Kara, eski İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürü Tufan Ergüder bulunuyor.
Samanyolu TV'nin Sungurlar dizisinin yapımcısı Salih Asan ile yönetmeni Engin Koç Eskişehir'de gözaltına alındı. Emniyet güçleri tarafından evlerinden alınarak sağlık kontrolü için hastaneye götürülen Koç ile Asan, İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne getirildi. İfadeleri alınan Koç ve Asan, daha sonra polis tarafından İstanbul'a nakledildi. Van’ da düzenlenen '14 Aralık Operasyonu' kapsamında STV'de yayınlanan Tek Türkiye dizisi senaristi Makbule Çam Alemdağ’ ın evinde gözaltına alındığı bildirildi.
'14 Aralık operasyonu' kapsamında sabah erken saatlerde gözaltına alınan bir kişi sağlık kontrolünden geçirildi. Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne getirilen kişi sağlık kontrolünden geçirildi.
ESKİ EMNİYET MÜDÜRÜ GÖZALTINDA
İstanbul Eski Terörle Mücadele Şube Müdürü ve eski Hakkari Emniyet Müdürü Tufan Ergüder gözaltına alındı. Ergüder polisler eşliğinde emniyete götürüldü.
BİR KADIN GÖZALTINA ALINDI
"14 Aralık Operasyonu" kapsamında başlatılan gözaltılar sürüyor. Terörle Mücadale Şubesi polislerinin sürdürdüğü çalışmalar kapsamında bir kadın da gözaltına alındı. Gözaltına alınan kadının adının Elif Yılmaz olduğu öğrenildi.
KADIN POLİS EŞLİK ETTİ
Sağlık kontrolü için hastaneye getirilen Elif Yılmaz'a 1'i kadın 7 polisin eşlik ettiği görüldü.
TUNCELİ, ŞIRNAK VE MARDİN’DE 3 POLİS GÖZALTINDA
Operasyon kapsamında Tunceli, Mardin ve Şırnak’ta 1’ komiser 3 polis gözaltına alındı.
Bu sabah başlatılan operasyon kapsamında Tunceli’ye 6 ay önce atanan bir komiser bugün gözaltına alınarak, soruşturmanın yürütüldüğü İstanbul’a gönderildi. Mardin’de de aynı operasyon kapsamında 1 polis memuru gözaltına alındı. Şırnak Emniyet Müdürlüğü’nde görev yapan 1 polis memuru da izinli olarak arkadaşını ziyarete gittiği Mardin’de gözaltına alındı. Gözaltına alınan polisler de İstanbul’a gönderildi.
YOLLAR TRAFİĞE KAPATILDI
"14 Aralık operasyonu" nu yürüten İstanbul Emniyet Müdürlüğü binasının çevresindeki bazı yollar araç trafiğine kapatıldı. Emniyet Müdürlüğü'nün Vatan Caddesi'ndeki yerleşkesinin bulunduğu yan yollar ve Akşemsettin Caddesi kısmen trafiğe kapatıldı. Polis araçları yolun ortasına çekildi. Gelen araçlar kontrol noktalarından geri dönmek zorunda kalıyor. Çok sayıda poliste emniyet çevresinde bekliyor. Çevik kuvvet ekipleri şerit çekerek operasyonu protesto için emniyet önünde bekleyenlerin geçişine izin vermiyor.
14 Aralık operasyonunun ardından İstanbul Çağlayan Adliyesi'nde de yoğun güvenlik önlemleri alındı.
HELİKOPTER UÇTU
Operasyon sonrasında Zaman Gazetesi'nin Yenibosna'daki merkezinin üzerinde uçan polis helikopteri dikkat çekti.
EKİZOĞLU TESLİM OLDU
Eski İstanbul Organize Şube Müdürü ve Siirt eski Emniyet Müdürü Mutlu Ekizoğlu avukatıyla teslim oldu.
(Özge EĞRİKAR/HÜRRİYET)
13 Aralık 2014 Cumartesi
Çıplak Prensesten tarihi karar!
Tayland Veliaht Prensi Maha Vajiralongkorn'un karısı Prenses Srirasmi, kraliyet unvanından feragat ediyor.
Bangkok Post'un haberinde, 87 yaşındaki Tayland Kralı Bhumibol Adulyadej'in, Prenses Srirasmi'nin kraliyet unvanından feragat etmek için sunduğu yazılı talebi onayladığı belirtildi.
Prens Vajiralongkorn'dan dokuz yaşında bir oğlu bulunan Srirasmi'nin, memleketinde "Than Phu Ying Busaba Suwadee" ismiyle yaşayacağı ve Budizm üzerine öğrenim göreceği kaydedildi.
Tayland Veliaht Prensi, geçen ay prensesin bazı akrabalarının ülkedeki en büyük yolsuzluk skandalıyla bağlantılı olarak göz altına alınmasının ardından Srirasmi'nin ailesine kraliyet tarafından verilen onursal soyadının kütükten silinmesi talimatını vermişti.
Prensen geçen mayıs ayında köpeğinin doğumgünü için düzenlediği partide çırılçıplak olmasıla dünyanın gündemine oturmuştu. Prenses Srirasmi'nın çıplak görüntüleri Tayland medyasından hızla kaldırılmıştı.
Bangkok Post'un haberinde, 87 yaşındaki Tayland Kralı Bhumibol Adulyadej'in, Prenses Srirasmi'nin kraliyet unvanından feragat etmek için sunduğu yazılı talebi onayladığı belirtildi.
Prens Vajiralongkorn'dan dokuz yaşında bir oğlu bulunan Srirasmi'nin, memleketinde "Than Phu Ying Busaba Suwadee" ismiyle yaşayacağı ve Budizm üzerine öğrenim göreceği kaydedildi.
Tayland Veliaht Prensi, geçen ay prensesin bazı akrabalarının ülkedeki en büyük yolsuzluk skandalıyla bağlantılı olarak göz altına alınmasının ardından Srirasmi'nin ailesine kraliyet tarafından verilen onursal soyadının kütükten silinmesi talimatını vermişti.
Prensen geçen mayıs ayında köpeğinin doğumgünü için düzenlediği partide çırılçıplak olmasıla dünyanın gündemine oturmuştu. Prenses Srirasmi'nın çıplak görüntüleri Tayland medyasından hızla kaldırılmıştı.
Oğlundan 16 milyon borç almış...
ESKİ Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, kabineye girdiği 2011 yılından itibaren şirketinin 3 yılda 3,3 kat büyümesiyle ilgili “Bunu bize bir izah edin” diyen Meclis Soruşturma Komisyonu’na yazılı bilgi gönderdi. Bayraktar, eşi ve çocuklarıyla ortak olduğu Bayraktar İnşaat şirketinin 3 yılda yaptığı konutlardan 12 milyon 234 bin lira net kâr ettiğini açıkladı. Bayraktar, şirket büyüklüğünde önemli etken olan Kadıköy’deki 42 milyon liralık taşınmazın finansmanını da “16 milyon 324 bin lirası oğul Rahmi Bayraktar’dan borç, 10 milyon lirası Ziraat Bankası’ndan kredi ve 15 milyon 676 bini şirket hesabından” olarak açıkladı.
Soruşturma Komisyonu Başkanı Hakkı Köylü, Erdoğan Bayraktar’ın kendisi, eşi ve çocuklarının ortağı olduğu Bayraktar İnşaat ve Taahhüt Ltd. Şirketi’nin aktif büyüklüğünün 2010’da 17 milyon 500 bin lira iken 2013’te 58 milyon 200 bin liraya yükselmesinin “izahını” istemişti. Edinilen bilgiye göre Bayraktar’ın Meclis’e gönderdiği hesap dökümü ana hatlarıyla şöyle:
ANA FİNANSÖR RAHMİ BAYRAKTAR
“31 Aralık 2013 tarihi itibariyle Bayraktar İnşaat ve Taahhüt Ltd. Şti’nin şirket ortaklarına olan 16 milyon 667 bin lira borcu, şirketin yüzde 7 hissedarı olan Rahmi Bayraktar’dan alınmıştır. Rahmi Bayraktar’ın 16 milyon 324 bin 150 lira karşılığında oluşan alacağı, 25 Ekim 2013’te Kadıköy’deki taşınmazın alımında kullanılan tutar olup, aradaki fark ise yıl içerisinde gerçekleşen sair işlemlerden kaynaklanmaktadır.
İNŞAAT MÜHENDİSİ
Rahmi Bayraktar inşaat mühendisi olup 1999’dan itibaren ticari faaliyette bulunmaktadır. 2001’de kurmuş olduğu ve elinde çok miktarda işi olan Teknik Yapı Denetim firmasındaki yüzde 95 hissesini de 2011’de Bakan olmam hasebiyle ve aynı faaliyet alanında çalışmanın etik açıdan uygunsuz olabileceği hassasiyeti ile satmıştır.
NET KÂRINI HEP KATLADI
Ortağı olduğum şirketin öz kaynağında önem arz eden tutarlar dönem net kârı tutarlarıdır. Şöyle ki; 2011 net kârı 7 milyon 728 bin 919 lira, 2012 net kârı 1 milyon 669 bin 418 lira ve 2013 net kârı 2 milyon 835 bin 890 lira olmak üzere 3 yıllık net kârı toplamı 12 milyon 234 bin 228 lira olarak şirket aktifinde artışa yol açmıştır. Ayrıca geçmiş yıllar kârları ve özel fon bakiyeleriyle şirket sermayesi 25 milyon liraya artırılmıştır.
42 MİLYONUN DÖKÜMÜ
25 Ekim 2013’te satın alınan Kadıköy İbrahimağa mahallesindeki taşınmazın değeri 42 milyon lira olup, bu meblağın 16 milyon 324 bin 150 lirası şirket ortağı Rahmi Bayraktar’dan alınan borç ile 10 milyon lirası Ziraat Bankası’ndan kullanılan banka kredisi ile geri kalan tutar ise o tarihte şirketin banka hesaplarında bulunan nakit varlıkları kullanılarak sağlanmıştır.
ARSADAN KONUTA
Şirket binası 2012’de tamamlanmıştır. 2010 yılı defter değeri 2 milyon 100 bin lira olan arsa, 2012 yılında tamamlandığında 6 milyon 293 bin 769 lira olarak kayıtlanmıştır. Fark tutarı 4 milyon 193 bin 769 lira ilgili aktif artışının sebeplerindendir. Henüz satışı yapılmamış ve fakat şirket adına tapulanmış Trabzon Bostancı mevkiinde 4 konut da şirket aktifinde artışa yol açmaktadır.”
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)