Yargıtay Hukuk Genel Kurulu (YHGK), kararında 30 Eylül 2015'te yapılan değişiklikle evli kadının sadece bekârlık soyadını kullanabilmesinin yolu açıldı.
Evli kadınlar, aile mahkemelerine dava açarak sadece kendi soyadlarını kullanabilecek. Daha önce mahkemeler vize verse bile Yargıtay, Medeni Kanun'u gerekçe göstererek evli kadınların sadece bekârlık soyadlarını kullanmalarına onay vermiyordu.
Kadınların evlendikten sonra gerek kariyer gerek kişilik haklarını gerekçe göstererek kendi soyadlarını kullanmak istediklerini söyleyen ve Aile Mahkemesi nezdinde Türkiye'de bu konuyla ilgili ilk davayı 2007 yılında kazanan Avukat Alev Yıldız, Medeni Kanunun 187. maddesine göre, kadınların evlendikten sonra sadece kendi soy isimlerini kullanamadıklarını belirtti.
Kendi soy isimlerini öne alarak eşlerinin soy ismini kullanabildiğini hatırlatan Avukat Yıldız, "Kanunun bize verdiği tek yetki bu. Ancak müvekkillerimle birlikte açtığımız davalarda, müvekkillerim sadece kendi soy isimlerini kullanmak istiyorlar. Bunun nedeni de, kendi soy isimleri ile belli bir kariyere ulaşmış olmaları dışında, bu hakkın, bir kişilik hakkı olması.
Ancak kanun buna müsaade etmiyor. Biz de açtığımız davalarla, Türk hukukunun parçası olan onaylanmış uluslararası anlaşmaları, Türk Mahkemelerine uygulatarak, bu hakkı elde ettik. Bu hakların elde edilmesi için açtığım 5 dava ile birlikte, yaklaşık 10 senedir mücadele ediyoruz. Yargıtay da sonunda en üst kurulu nezdinde bu hakkımızı teslim etmiştir" dedi.
"BU KARAR EMSAL OLUŞTURUYOR"
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun bu kararının ellerine yeni ulaştığını ve emsal karar oluşturduğunu söyleyen Alev Yıldız, "Bu karar en yüksek yargı organı tarafından verilmiş bir karar. Hukuk Genel Kurulu'nun kararları hem yerel mahkemeleri, hem de Yargıtay'ın tüm dairelerini bağlamaktadır. Bu nedenle kadınlar bu karara dayanarak, yerel mahkemeden sadece kendi soy isimlerini kullanma haklarını elde edebilirler" dedi. Ancak bunun için yine de dava açmaları gerektiğini dile getiren Yıldız, "Çünkü Nüfus İdaresi, sadece Medeni Kanun'u uygular, yargı içtihatlarını dikkate almaz. Bu yüzden Medeni Kanun'un 187. Maddesinin de değişmesi gerekiyor. Bu madde değişmediği sürece kadınlar, kendi soyadlarını kullanma haklarına sadece dava açarak kavuşabilirler" dedi.
"ULUSLARARASI HUKUK TÜRK HUKUKUNA UYGULANDI"
Bu konuda beş dava açtığını bunlardan ilkinin, 2007 yılında kazandığı ve yerel mahkemelerde, Türkiye'de şimdiye kadar kazanılan ilk dava olduğunu hatırlatan Yıldız, "O zamana kadar yerel mahkemeler, kadının sadece kendi soyadını kullanmasını, kanun nedeniyle kabul etmiyordu. Ancak bizim açtığımız davada mahkeme, Uluslararası Hukuku, Türk hukukuna uyguladı ve davamızı kabul etti. Bu dava Türkiye'de bir ilk karardı. Ancak dosya Yargıtay aşaması görmediği için kesinleşen bir davaydı. Yargıtay'ın görüşü o tarihlerde yine aleyhteydi aslında. Bir başka davamızda ise, yerel mahkemenin lehimize verdiği kararı Yagıtay ilgili dairesi bozdu. Ancak yerel mahkeme, Yargıtay'ın bozma kararına karşı direndi. Bu şekilde Hukuk Genel Kurulu tarafından incelenen davamız, Kurul'un yerel mahkemenin lehimize olan kararını onaması ile sonuçlandı. Bu sayede müvekkilim soyadını kullanma hakkına erişti. Bu şekilde de emsal bir karar oluşmuş oldu. Hatta açmış olduğum başka bir davada da, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun bu kararını esas alan Yargıtay'ın ilgili 2.Hukuk Dairesi, ilk kez görüş değiştirerek yerel mahkemenin lehimize olan kararını onadı" diye konuştu. DHA
24 Şubat 2016 Çarşamba
Kadıköy’de yüksek bina sınırlaması getirildi
İstanbul Büyükşehir Belediyesi meclis kararı ile İstanbul Kadıköy’de binalara 15 kat sınırı getirildi. Şantiye alanına dönen bölgede yeni yapılarda inşaat hakkı aynı kalacak ama yükseklik sınırlanacak. Müteahhitler ise kat sınırı nedeniyle Kadıköy’de 15 kat üstü eski yapıların yenilenemeyeceğini söylüyor.
İstanbul Kadıköy ilçesi kentsel dönüşüm süreci ile şantiye alanına dönüştü. Bölgede hemen hemen her sokakta bir kentsel yenileme projesi var. Artan inşaat projelerinin yoğunluğu arttıracağı ve şehrin siluetine olumsuz etki yapacağı kaygısı ile yeni bir karar alındı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi meclis kararı ile bölgede yüksekliğin serbest olduğu alanlara 15 kat sınırı getirildi. Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu, kat sınırlaması kararını olumlu bulduklarını belirtti. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Planlama Müdürlüğü Kadıköy 1/5000’lik İmar Planı için değişiklik teklifinde bulundu.
İmar ve Bayındırlık Komisyonu tarafından onaylanan teklif İBB Meclisi’nin 12 Şubat 2016 tarihli kararıyla yürürlüğe girdi. Bu karar ile bölgede dönüşüm kapsamında yapılacak yeni binalara 15 sınırı gelmiş oldu. Kadıköy Belediyesi yetkilileri şu bilgileri verdi: “Bölgede emsal 2.07, yükseklik serbest. Yani 1000 metrekare bir alanda 2 bin 70 metrekare inşaat yapılıyor. Şirketler taban alanını az tutarak baston gibi yapılar yapıyor. Deniz manzarası avantajı için binalar git gide yükseliyor. Yeni karar Kadıköy’ün 3’te 2’si için geçerli olacak ve bölgenin gelişimine olumlu katkı sağlayacak. Şirketlerin inşaat hakkı değişmeyecek ama yüksekliğe sınır gelecek. Fikirtepe ise bu uygulama kapsamında değil.”
RİSKLİ EVLER YENİLENEMEZ
İstanbul İnşaatçılar Derneği (İNDER) Başkanı Nazmi Durbakayım, bu kararla yüksek katlı ve riskli binaların yenilenmesinin imkansız hale geldiğini ifade etti. İstanbul’un siluetinin korunacağı her adımı desteklediklerini kaydeden Durbakayım, “Sahil bölgesi için kat sınırlaması olabilir. Ancak her alan için olmamalı. Bu düzenleme ile deprem riski taşıyan 15 kattan yüksek yüzlerce apartman kaderlerine terk edilecek” dedi.
MÜTEAHHİTLER KAYGILI
Kadıköy'de çok sık plan değişikliği yapılmasını eleştiren Anadolu Yakası İnşaat Müteahhitleri Derneği Başkanı Melih Tavukçuoğlu, “Her sabah planlar değişiyor. Artık şartlar belli olmalı. Binalar taban oturum alanı az tutulup yüksek yapılmalı. Çünkü ancak bu şekilde yeşil alan yaratabiliriz. Bu uygulama buna engel” dedi.
Kadıköy’de geçtiğimiz haftalarda önemli bir karar daha alınmıştı. Kentsel dönüşüm projeleri için sağlanan yüzde 25 emsal hakkına Mimarlar Odası dava açmış ve emsal hakkını sağlayan uygulamayı Danıştay iptal etmişti. Müteahhitlerin talebi ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı devreye girdi ve ek emsal hakkı tekrar tanındı. 1 Ocak 2017’ye kadar ruhsat alanlar ek emsalden yararlanacak. Hürriyet
İstanbul Kadıköy ilçesi kentsel dönüşüm süreci ile şantiye alanına dönüştü. Bölgede hemen hemen her sokakta bir kentsel yenileme projesi var. Artan inşaat projelerinin yoğunluğu arttıracağı ve şehrin siluetine olumsuz etki yapacağı kaygısı ile yeni bir karar alındı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi meclis kararı ile bölgede yüksekliğin serbest olduğu alanlara 15 kat sınırı getirildi. Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu, kat sınırlaması kararını olumlu bulduklarını belirtti. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Planlama Müdürlüğü Kadıköy 1/5000’lik İmar Planı için değişiklik teklifinde bulundu.
İmar ve Bayındırlık Komisyonu tarafından onaylanan teklif İBB Meclisi’nin 12 Şubat 2016 tarihli kararıyla yürürlüğe girdi. Bu karar ile bölgede dönüşüm kapsamında yapılacak yeni binalara 15 sınırı gelmiş oldu. Kadıköy Belediyesi yetkilileri şu bilgileri verdi: “Bölgede emsal 2.07, yükseklik serbest. Yani 1000 metrekare bir alanda 2 bin 70 metrekare inşaat yapılıyor. Şirketler taban alanını az tutarak baston gibi yapılar yapıyor. Deniz manzarası avantajı için binalar git gide yükseliyor. Yeni karar Kadıköy’ün 3’te 2’si için geçerli olacak ve bölgenin gelişimine olumlu katkı sağlayacak. Şirketlerin inşaat hakkı değişmeyecek ama yüksekliğe sınır gelecek. Fikirtepe ise bu uygulama kapsamında değil.”
RİSKLİ EVLER YENİLENEMEZ
İstanbul İnşaatçılar Derneği (İNDER) Başkanı Nazmi Durbakayım, bu kararla yüksek katlı ve riskli binaların yenilenmesinin imkansız hale geldiğini ifade etti. İstanbul’un siluetinin korunacağı her adımı desteklediklerini kaydeden Durbakayım, “Sahil bölgesi için kat sınırlaması olabilir. Ancak her alan için olmamalı. Bu düzenleme ile deprem riski taşıyan 15 kattan yüksek yüzlerce apartman kaderlerine terk edilecek” dedi.
MÜTEAHHİTLER KAYGILI
Kadıköy'de çok sık plan değişikliği yapılmasını eleştiren Anadolu Yakası İnşaat Müteahhitleri Derneği Başkanı Melih Tavukçuoğlu, “Her sabah planlar değişiyor. Artık şartlar belli olmalı. Binalar taban oturum alanı az tutulup yüksek yapılmalı. Çünkü ancak bu şekilde yeşil alan yaratabiliriz. Bu uygulama buna engel” dedi.
Kadıköy’de geçtiğimiz haftalarda önemli bir karar daha alınmıştı. Kentsel dönüşüm projeleri için sağlanan yüzde 25 emsal hakkına Mimarlar Odası dava açmış ve emsal hakkını sağlayan uygulamayı Danıştay iptal etmişti. Müteahhitlerin talebi ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı devreye girdi ve ek emsal hakkı tekrar tanındı. 1 Ocak 2017’ye kadar ruhsat alanlar ek emsalden yararlanacak. Hürriyet
Nepal'de yolcu uçağı düştü
Nepal'de bu sabah Pokhara kentinden havalandıktan sonra kaybolan yolcu uçağının düştüğü anlaşıldı. Enkazına ulaşılan uçaktaki 23 kişiden kurtulan olmadığı bildirildi.
Yetkililer, "Twin Otter" tipi uçağın enkazının Rupshe köyü yakınlarında, dağlık alanda bulunduğunu açıkladı.
Polis yetkilisi Harihari Yogi, enkazın hâlâ yandığını, uçaktakilerden kurtulan olmadığını belirtti.
Uçağın ait olduğu Tara Havayolları tarafından yapılan açıklamada ise ülkenin kuzeyindeki Jomsom kentine gitmek üzere havalanan uçakta ikisi çocuk 20 yolcu ile üç mürettebat üyesinin bulunduğu belirtildi.
Yolcular arasında bir Çin ve bir de Kuveyt vatandaşının yer aldığı kaydedildi.
Başkent Katmandu'nun 200 kilometre batısındaki Pokhara kentinden havalanan uçak, kalkıştan sekiz dakika sonra radardan kaybolmuştu. Uçağın bulunması için bölgeye helikopterler ve arama ekipleri gönderilmişti.
Karayolları yetersiz olan Nepal'de halk, sık sık ulaşım için küçük uçakları kullanıyor.
İlk uçak seferinin 1949 yılından bu yana Nepal'de yaşanan yaklaşık 70 kazada 700'den fazla kişi yaşamını yitirdi.
Hürriyet
Yetkililer, "Twin Otter" tipi uçağın enkazının Rupshe köyü yakınlarında, dağlık alanda bulunduğunu açıkladı.
Polis yetkilisi Harihari Yogi, enkazın hâlâ yandığını, uçaktakilerden kurtulan olmadığını belirtti.
Uçağın ait olduğu Tara Havayolları tarafından yapılan açıklamada ise ülkenin kuzeyindeki Jomsom kentine gitmek üzere havalanan uçakta ikisi çocuk 20 yolcu ile üç mürettebat üyesinin bulunduğu belirtildi.
Yolcular arasında bir Çin ve bir de Kuveyt vatandaşının yer aldığı kaydedildi.
Başkent Katmandu'nun 200 kilometre batısındaki Pokhara kentinden havalanan uçak, kalkıştan sekiz dakika sonra radardan kaybolmuştu. Uçağın bulunması için bölgeye helikopterler ve arama ekipleri gönderilmişti.
Karayolları yetersiz olan Nepal'de halk, sık sık ulaşım için küçük uçakları kullanıyor.
İlk uçak seferinin 1949 yılından bu yana Nepal'de yaşanan yaklaşık 70 kazada 700'den fazla kişi yaşamını yitirdi.
Hürriyet
Hakan Şükür'e Cumhurbaşkanı'na hakaret davası
Twitter hesabı üzerinden attığı tweetlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a hakaret ettiği gerekçesi ile eski Ak Parti milletvekili Hakan Şükür hakkında 4 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.
Eski milli futbolcu ve eski Ak Parti milletvekili Hakan Şükür hakkında, 15 Şubat 2015 tarihinde Twitter hesabı üzerinden attığı tweetlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a hakaret ettiği gerekçesi ile yürütülen soruşturma tamamlandı. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcı Vekili İdris Kurt tarafından hazırlanan iddianamede, Hakan Şükür'ün suça konu tweeti üzerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Avukatı Ahmet Özel ve Bekir Savram isimli bir vatandaşın şikayetçi olduğu bilgisine yer verildi.
İhbarcı Bekir Savram'ın avukatı tarafından sunulan şikayet dilekçesinde, Hakan Şükür'ün Twitter hesabından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve oğlu hakkında hakaret içerikli paylaşımlarda bulunduğu belirtildi. Şüpheli Hakan Şükür'ün sunmuş olduğu savunma dilekçesinde suça konu sözleri Cumhurbaşkanını kastederek söylemediği bilgisine yer verilen iddianamede, ihbarcının sunmuş olduğu paylaşım dökümlerinde konunun Cumhurbaşkanı Erdoğan ile alakalı olduğunun açıkça belli olduğu kaydedilerek, “Dolayısı ile şüphelinin kastının sayın Recep Tayyip Erdoğan olduğu, böylece üzerine atılı suçu işlediği anlaşılmakta" denildi.
İddianamede şüpheli Şükür'ün, “Cumhurbaşkanına hakaret" suçundan 1 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılması istendi. İddianamenin gönderildiği Bakırköy 28. Asliye Ceza Mahkemesi, iddianameyi kabul ederek duruşma günü verdi. DHA
Eski milli futbolcu ve eski Ak Parti milletvekili Hakan Şükür hakkında, 15 Şubat 2015 tarihinde Twitter hesabı üzerinden attığı tweetlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a hakaret ettiği gerekçesi ile yürütülen soruşturma tamamlandı. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcı Vekili İdris Kurt tarafından hazırlanan iddianamede, Hakan Şükür'ün suça konu tweeti üzerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Avukatı Ahmet Özel ve Bekir Savram isimli bir vatandaşın şikayetçi olduğu bilgisine yer verildi.
İhbarcı Bekir Savram'ın avukatı tarafından sunulan şikayet dilekçesinde, Hakan Şükür'ün Twitter hesabından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve oğlu hakkında hakaret içerikli paylaşımlarda bulunduğu belirtildi. Şüpheli Hakan Şükür'ün sunmuş olduğu savunma dilekçesinde suça konu sözleri Cumhurbaşkanını kastederek söylemediği bilgisine yer verilen iddianamede, ihbarcının sunmuş olduğu paylaşım dökümlerinde konunun Cumhurbaşkanı Erdoğan ile alakalı olduğunun açıkça belli olduğu kaydedilerek, “Dolayısı ile şüphelinin kastının sayın Recep Tayyip Erdoğan olduğu, böylece üzerine atılı suçu işlediği anlaşılmakta" denildi.
İddianamede şüpheli Şükür'ün, “Cumhurbaşkanına hakaret" suçundan 1 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılması istendi. İddianamenin gönderildiği Bakırköy 28. Asliye Ceza Mahkemesi, iddianameyi kabul ederek duruşma günü verdi. DHA
23 Şubat 2016 Salı
''Zehirli ayakkabılar'' için 10'ar yıla kadar hapis istemi
Sağlığa zararlı olduğu gerekçesiyle imhasına karar verilmesine rağmen piyasaya sürülen ayakkabılarla ilgili soruşturma tamamlandı. Ayakkabı firmasının sahibi ve ayakkabıların bulunduğu antreponun sorumlusunun da aralarında bulunduğu 10 kişiye 10'ar yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, sağlığa zararlı olduğu gerekçesiyle imhasına karar verilen ancak piyasaya sürüldüğü belirlenen kanserojen etkiye sahip ayakkabılara ilişkin yürütülen soruşturma tamamlandı.
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü, Kaçakçılık ve Mali Suçlar Soruşturma Bürosu tarafıdan hazırlanan iddianamede, İstanbul Gümrük Muhafaza Kaçakçılık ve İstihbarat Müdürlüğü görevlileri tarafından yapılan araştırma sonucunda, Erenköy Gümrük Müdürlüğü'nün denetiminde bulunan bir antrepoda muhafaza edilen bir ayakkabı firmasına ait ithali uygunsuz bulunan 1875 kutu ayakkabı cinsi eşyanın 2014 yılının Ekim ayında imhasına karar verildiği anlatıldı. Firmanın talebi üzerine imha komisyonu oluşturulduğu belirtilen iddianamede, söz konusu ayakkabıların imha edilmek üzere İzmit'teki İZAYDAŞ A.Ş'ye ait tesislerine götürüldüğü ifade edildi.
19 BİN 920 ÇİFT UYGUNSUZ AYAKKABI
İddianamede imha işlemi sırasında orijinal ambalajlı kapların açıldığında götürülen ayakkabıların imha edilmesi gereken ayakkabılardan olmayıp eski, ekonomik değerini yitirmiş ayakkabılar olduğu ve bu nedenle imha işleminin durdurulduğu belirtildi. İmhaya götürülen ayakkabıların 5 araç içerisinde mühürlü halde Erenköy Tasfiye İşletme Müdürlüğü'ne ait geçici depolama alanına götürüldüğü belirtilen iddianamede, ayakkabıların Çin Halk Cumhuriyeti'nden ithal edildiği ifade edildi. 2 bin 405 kartonda 25 bin 510 adet, 272 bin 816 dolar değerinde kadın botunun gümrüklü eşya olarak denetime alındığı, yapılan inceleme sonucunda 19 bin 920 çift ayakkabı için e-uygunsuzluk belgesi düzenlendiği bildirildi.
ŞÜPHELİ KONUŞMALAR TESPİT EDİLDİ
İstanbul Gümrük Muhafaza Kaçakçılık ve İstihbarat Müdürlüğü yetkililerince geçici depolama yerinde yapılan sayım ve tespit sonucu araçlardaki koliler içinde toplamda 33 bin 235 adet ekonomik değerini yitirmiş ve kullanılmış ayakkabı bulunduğu belirtilen iddianamede, Büyükçekmece 2. Sulh Ceza Hakimliğinin kararı doğrultusunda ayakkabı firmasına ait iş yerinde arama yapıldığı işyerinin kamera kayıtlarının çalışmadığını bildirdiği belirtildi. Antreponun da kamera kayıtlarının incelendiği ifade edilen iddianamede, ayakkabı kolilerinin araçlara yüklenirken yükleme esnasında görevlilerin "Ağabey ne olacak bu işin sonu","Ne yapıyorsun, patlak malı kamera önüne tutuyorsun" şeklinde şüpheli konuşmalar yaptıklarının tespit edildiği de kaydedildi.
İNSAN SAĞLIĞINA ZARARLI AYAKKABILAR
Soruşturma aşamasında iç piyasaya sürülmüş ayakkabıların toplatılması çalışması yapıldığı, tespit edilen ayakkabıların toplatıldığı, piyasaya sürülen 19 bin 920 çift ayakkabıdan 10 bin 221 çift ayakkabıya el konulduğu, piyasaya sürülen diğer ayakkabıların toplatılamadığı belirtildi.
İddianamede, toplatılan ayakkabılar üzerindeki inceleme sonucunda düzenlenen rapora göre, piyasaya sürülen ayakkabıların insan sağlığına zararlı nitelikte olduğunun belirlendiği vurgulandı.
10'AR YILA KADAR HAPİS İSTEMİ
İddianamede, ayakkabı firmasına ait antrepoda bulunan ve ithaline uygunluk verilmeyen 19 bin 920 çift ayakkabıyı yasal olmayan yollarla çıkararak serbest dolaşıma soktukları iddia edilen firma görevlilerinin suçu birlikte işledikleri belirtildi. Ayakkabı firması sahibi ve sorumlusu M.S., antrepo sahibi ve sorumlusu N.T.'nin de aralarında bulunduğu 10 kişi hakkında, "Dikkat ve özen yükümlüğüne aykırı davranma sonucu tüketilecek şeylere zehir katma veya bozma", "Eşyayı aldatıcı işlem ve davranışlarla gümrük vergileri kısmen veya tamamen ödenmeksizin ülkeye sokmak" ve "İthali kanun gereği yasak olan eşyayı ülkeye sokmak" suçlarından 3 yıl 3'er aydan 10'ar yıla kadar hapis cezası istemiyle Anadolu 1.Asliye Ceza Mahkemesi'ne dava açıldı. Mahkeme, ayakkabıları ithal eden firmalanın yükleme ve boşaltma işlemini Esenyurt'taki iş yerinde yaptığı gerekçesiyle yetkisizlik kararı vererek dosyayı Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdi. ntv
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, sağlığa zararlı olduğu gerekçesiyle imhasına karar verilen ancak piyasaya sürüldüğü belirlenen kanserojen etkiye sahip ayakkabılara ilişkin yürütülen soruşturma tamamlandı.
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü, Kaçakçılık ve Mali Suçlar Soruşturma Bürosu tarafıdan hazırlanan iddianamede, İstanbul Gümrük Muhafaza Kaçakçılık ve İstihbarat Müdürlüğü görevlileri tarafından yapılan araştırma sonucunda, Erenköy Gümrük Müdürlüğü'nün denetiminde bulunan bir antrepoda muhafaza edilen bir ayakkabı firmasına ait ithali uygunsuz bulunan 1875 kutu ayakkabı cinsi eşyanın 2014 yılının Ekim ayında imhasına karar verildiği anlatıldı. Firmanın talebi üzerine imha komisyonu oluşturulduğu belirtilen iddianamede, söz konusu ayakkabıların imha edilmek üzere İzmit'teki İZAYDAŞ A.Ş'ye ait tesislerine götürüldüğü ifade edildi.
19 BİN 920 ÇİFT UYGUNSUZ AYAKKABI
İddianamede imha işlemi sırasında orijinal ambalajlı kapların açıldığında götürülen ayakkabıların imha edilmesi gereken ayakkabılardan olmayıp eski, ekonomik değerini yitirmiş ayakkabılar olduğu ve bu nedenle imha işleminin durdurulduğu belirtildi. İmhaya götürülen ayakkabıların 5 araç içerisinde mühürlü halde Erenköy Tasfiye İşletme Müdürlüğü'ne ait geçici depolama alanına götürüldüğü belirtilen iddianamede, ayakkabıların Çin Halk Cumhuriyeti'nden ithal edildiği ifade edildi. 2 bin 405 kartonda 25 bin 510 adet, 272 bin 816 dolar değerinde kadın botunun gümrüklü eşya olarak denetime alındığı, yapılan inceleme sonucunda 19 bin 920 çift ayakkabı için e-uygunsuzluk belgesi düzenlendiği bildirildi.
ŞÜPHELİ KONUŞMALAR TESPİT EDİLDİ
İstanbul Gümrük Muhafaza Kaçakçılık ve İstihbarat Müdürlüğü yetkililerince geçici depolama yerinde yapılan sayım ve tespit sonucu araçlardaki koliler içinde toplamda 33 bin 235 adet ekonomik değerini yitirmiş ve kullanılmış ayakkabı bulunduğu belirtilen iddianamede, Büyükçekmece 2. Sulh Ceza Hakimliğinin kararı doğrultusunda ayakkabı firmasına ait iş yerinde arama yapıldığı işyerinin kamera kayıtlarının çalışmadığını bildirdiği belirtildi. Antreponun da kamera kayıtlarının incelendiği ifade edilen iddianamede, ayakkabı kolilerinin araçlara yüklenirken yükleme esnasında görevlilerin "Ağabey ne olacak bu işin sonu","Ne yapıyorsun, patlak malı kamera önüne tutuyorsun" şeklinde şüpheli konuşmalar yaptıklarının tespit edildiği de kaydedildi.
İNSAN SAĞLIĞINA ZARARLI AYAKKABILAR
Soruşturma aşamasında iç piyasaya sürülmüş ayakkabıların toplatılması çalışması yapıldığı, tespit edilen ayakkabıların toplatıldığı, piyasaya sürülen 19 bin 920 çift ayakkabıdan 10 bin 221 çift ayakkabıya el konulduğu, piyasaya sürülen diğer ayakkabıların toplatılamadığı belirtildi.
İddianamede, toplatılan ayakkabılar üzerindeki inceleme sonucunda düzenlenen rapora göre, piyasaya sürülen ayakkabıların insan sağlığına zararlı nitelikte olduğunun belirlendiği vurgulandı.
10'AR YILA KADAR HAPİS İSTEMİ
İddianamede, ayakkabı firmasına ait antrepoda bulunan ve ithaline uygunluk verilmeyen 19 bin 920 çift ayakkabıyı yasal olmayan yollarla çıkararak serbest dolaşıma soktukları iddia edilen firma görevlilerinin suçu birlikte işledikleri belirtildi. Ayakkabı firması sahibi ve sorumlusu M.S., antrepo sahibi ve sorumlusu N.T.'nin de aralarında bulunduğu 10 kişi hakkında, "Dikkat ve özen yükümlüğüne aykırı davranma sonucu tüketilecek şeylere zehir katma veya bozma", "Eşyayı aldatıcı işlem ve davranışlarla gümrük vergileri kısmen veya tamamen ödenmeksizin ülkeye sokmak" ve "İthali kanun gereği yasak olan eşyayı ülkeye sokmak" suçlarından 3 yıl 3'er aydan 10'ar yıla kadar hapis cezası istemiyle Anadolu 1.Asliye Ceza Mahkemesi'ne dava açıldı. Mahkeme, ayakkabıları ithal eden firmalanın yükleme ve boşaltma işlemini Esenyurt'taki iş yerinde yaptığı gerekçesiyle yetkisizlik kararı vererek dosyayı Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdi. ntv
4 bin erkek polis memuru alınacak
Emniyet Genel Müdürlüğünce, 17. dönem polis meslek eğitimi için 4 bin erkek polis memuru adayı alınacak. Eğitim sonunda başarılı olanlar, özel harekat branşlı polis memuru olarak göreve başlayacak.
Emniyet Genel Müdürlüğünce, özel harekat branşlı 4 bin erkek polis memuru adayı alınacak. Emniyet Genel Müdürlüğünden yapılan açıklamaya göre, Emniyet Genel Müdürlüğünce Polis Meslek Eğitim Merkezlerine (POMEM) 17. dönem polis meslek eğitimi için özel harekat branşlı 4 bin erkek polis memuru adayı alımı yapılacak.
Adaylar, Polis Akademisi Başkanlığına ait "www.pa.edu.tr" adresinden başvuruda bulunabilecek.
Polis meslek eğitimi için adaylarda aranacak şartlar şöyle:
"- En az dört yıllık lisans seviyesindeki bir yükseköğretim programından veya bunlara denkliği Yükseköğretim Kurulu tarafından kabul edilen yurt dışındaki yükseköğretim kurumlarından mezun olmak,
- 31 Aralık 2016 tarihi itibari ile 30 yaşından gün almamış olmak,
- 2014 veya 2015 yıllarında yapılan KPSS lisans P3 Puan türünden en az 50,00 taban puanı almış olmak, (Emniyet Teşkilatı personeli şehit veya vazife malulü eş veya çocuklarından KPSS lisans P3 puanı en az 40,00 taban puan şartı aranacak.)
Açıklamaya göre, öğrencilerin yemek, barınma ve sağlık giderleri Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından karşılanacak. Eğitim sonunda başarılı olanlar özel harekat branşlı polis memuru olarak göreve başlayacak. Sınava giriş koşulları, sınav takvimi ve diğer konular "http://www.pa.edu.tr/" resmi internet sitesinden ilan edilecek. Hürriyet
Emniyet Genel Müdürlüğünce, özel harekat branşlı 4 bin erkek polis memuru adayı alınacak. Emniyet Genel Müdürlüğünden yapılan açıklamaya göre, Emniyet Genel Müdürlüğünce Polis Meslek Eğitim Merkezlerine (POMEM) 17. dönem polis meslek eğitimi için özel harekat branşlı 4 bin erkek polis memuru adayı alımı yapılacak.
Adaylar, Polis Akademisi Başkanlığına ait "www.pa.edu.tr" adresinden başvuruda bulunabilecek.
Polis meslek eğitimi için adaylarda aranacak şartlar şöyle:
"- En az dört yıllık lisans seviyesindeki bir yükseköğretim programından veya bunlara denkliği Yükseköğretim Kurulu tarafından kabul edilen yurt dışındaki yükseköğretim kurumlarından mezun olmak,
- 31 Aralık 2016 tarihi itibari ile 30 yaşından gün almamış olmak,
- 2014 veya 2015 yıllarında yapılan KPSS lisans P3 Puan türünden en az 50,00 taban puanı almış olmak, (Emniyet Teşkilatı personeli şehit veya vazife malulü eş veya çocuklarından KPSS lisans P3 puanı en az 40,00 taban puan şartı aranacak.)
Açıklamaya göre, öğrencilerin yemek, barınma ve sağlık giderleri Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından karşılanacak. Eğitim sonunda başarılı olanlar özel harekat branşlı polis memuru olarak göreve başlayacak. Sınava giriş koşulları, sınav takvimi ve diğer konular "http://www.pa.edu.tr/" resmi internet sitesinden ilan edilecek. Hürriyet
22 Şubat 2016 Pazartesi
Bülent Arınç’ın acı günü
Eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın 78 yaşındaki ağabeyi Yıldıray Arınç, bir süredir tedavi olduğu Dokuz Eylül Tıp Fakültesi'nde hayatını yitirdi.
Arınç’ın cenazesinin, yarın öğle vakti Manisa Hatuniye Camisi’nde kılınacak cenaze namazının ardından toprağa verileceği öğrenildi.
Arınç’ın cenazesinin, yarın öğle vakti Manisa Hatuniye Camisi’nde kılınacak cenaze namazının ardından toprağa verileceği öğrenildi.
Koç Holding yönetim kurulu başkanlığına Ömer Koç getirildi
Koç Holding, yönetim kurulu başkanlığı görevine Ömer Koç’u seçti. Ali Koç ise Yönetim Kurulu Başkan Vekili olarak atandı.
Koç Holding Yönetim Kurulu tarafından Ömer M. Koç Yönetim Kurulu Başkanı, Ali Y. Koç Yönetim Kurulu Başkan Vekili olarak atandı.
ÖMER KOÇ'TAN İLK AÇIKLAMA
2008 yılından bu yana Koç Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekilliği görevini yürüten ve Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşu Tüpraş’ın Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yapan Ömer M. Koç yaptığı açıklamada, “Türkiye’nin ekonomik ve sosyal kalkınmasında bu denli önemli bir paya sahip olan ve uluslararası arenada ülkemizi başarıyla temsil eden bir Topluluğun ve ailenin mensubu olmaktan onur duyuyorum. Sevgili ağabeyim ve Yönetim Kurulu Başkanımız Mustafa V. Koç’u çok erken ve zamansız kaybetmenin derin acısını içimizde taşırken, kendisini bir kez daha rahmetle anıyorum. Bizlere emanet ettiği bayrağı daha da ileriye taşımayı hem bir sorumluluk hem de bir görev olarak görüyorum. Önümüzdeki dönemde de Koç Topluluğu olarak, Türkiye ekonomisinin lokomotifi olmayı sürdürürken, küresel arenada ülkemizi yeni başarı hikâyeleri ile buluşturacağımıza yürekten inanıyorum” dedi.
ÖMER KOÇ KİMDİR?
Koç Holding’in Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini üstlenen Ömer M. Koç, Robert Kolej’deki lise eğitiminin ardından, Columbia Üniversitesi’nde Yunan Filolojisi üzerine lisans eğitimini 1985’te tamamladı. 1989’da Columbia Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden MBA derecesi aldı.
SATIŞ ELEMANI OLARAK BAŞLADI
İş yaşamına 1985 yılında İsviçre’deki Kofisa Trading Company’de Satış Elemanı olarak başladı. Ardından 1989’da New York merkezli Ramerica Int. Inc.’de Satış Elemanı olarak görev yaptı. 1991-2004 yılları arasında Gazal A.Ş.’de Müdürlük, Koç Holding’de Finansman Koordinatörlüğü, Enerji Grubu Başkan Yardımcılığı ve Enerji Grubu Başkanlığı görevlerinde bulundu.
2004 Nisan ayında Koç Holding Yönetim Kurulu Üyesi, Mayıs 2008’de ise Koç Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekilliği görevine atandı. Ömer M. Koç aynı zamanda birçok Koç Topluluğu şirketinin Yönetim Kurulu Başkanı ve üyesi olarak görev yapıyor. 2006 yılında Tüpraş Yönetim Kurulu Üyesi olan Ömer M. Koç, 2008 yılından bu yana da şirketin Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı yürütüyor.
Tüpraş’ın Akdeniz’in en rekabetçi rafineri şirketi olması yolunda, üretim kapasitesi artışı, enerji verimliliği, Ar-Ge gibi birçok konuda atılımlar gerçekleştiren Ömer M. Koç, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde tek seferde yapılan en büyük sanayi yatırımı olma niteliği taşıyan “Fuel Oil Dönüşüm Tesisi” projesine liderlik etti.
Ömer M. Koç, “Kültür-Sanat ve eğitime yönelik işler yan alanlar olmaktan çıkarılarak toplumsal hayatımızı tamamlayıcı unsurlar haline getirilmelidir” hedefiyle Türkiye'deki sosyal kalkınmasını destekleyecek sayısız çalışmaya katkı sağladı.
Vehbi Koç Vakfı’nda Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yapan Ömer M. Koç, 2015 yılı itibariyle Koç Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanlığı’nı üstlendi. 2007 yılından bu yana Türk Eğitim Vakfı’nın (TEV) Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı yürüyordu.
Ölümüyle Türkiye'yi yasa boğan Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç'un cenazesinde, Rahmi Koç oğullarıyla taziyeleri kabul etmişti.
Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç, geçirdiği kalp krizi sonucu Ocak ayında hayatını kaybetmişti. (hürriyet.com.tr)
Koç Holding Yönetim Kurulu tarafından Ömer M. Koç Yönetim Kurulu Başkanı, Ali Y. Koç Yönetim Kurulu Başkan Vekili olarak atandı.
ÖMER KOÇ'TAN İLK AÇIKLAMA
2008 yılından bu yana Koç Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekilliği görevini yürüten ve Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşu Tüpraş’ın Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yapan Ömer M. Koç yaptığı açıklamada, “Türkiye’nin ekonomik ve sosyal kalkınmasında bu denli önemli bir paya sahip olan ve uluslararası arenada ülkemizi başarıyla temsil eden bir Topluluğun ve ailenin mensubu olmaktan onur duyuyorum. Sevgili ağabeyim ve Yönetim Kurulu Başkanımız Mustafa V. Koç’u çok erken ve zamansız kaybetmenin derin acısını içimizde taşırken, kendisini bir kez daha rahmetle anıyorum. Bizlere emanet ettiği bayrağı daha da ileriye taşımayı hem bir sorumluluk hem de bir görev olarak görüyorum. Önümüzdeki dönemde de Koç Topluluğu olarak, Türkiye ekonomisinin lokomotifi olmayı sürdürürken, küresel arenada ülkemizi yeni başarı hikâyeleri ile buluşturacağımıza yürekten inanıyorum” dedi.
ÖMER KOÇ KİMDİR?
Koç Holding’in Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini üstlenen Ömer M. Koç, Robert Kolej’deki lise eğitiminin ardından, Columbia Üniversitesi’nde Yunan Filolojisi üzerine lisans eğitimini 1985’te tamamladı. 1989’da Columbia Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden MBA derecesi aldı.
SATIŞ ELEMANI OLARAK BAŞLADI
İş yaşamına 1985 yılında İsviçre’deki Kofisa Trading Company’de Satış Elemanı olarak başladı. Ardından 1989’da New York merkezli Ramerica Int. Inc.’de Satış Elemanı olarak görev yaptı. 1991-2004 yılları arasında Gazal A.Ş.’de Müdürlük, Koç Holding’de Finansman Koordinatörlüğü, Enerji Grubu Başkan Yardımcılığı ve Enerji Grubu Başkanlığı görevlerinde bulundu.
2004 Nisan ayında Koç Holding Yönetim Kurulu Üyesi, Mayıs 2008’de ise Koç Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekilliği görevine atandı. Ömer M. Koç aynı zamanda birçok Koç Topluluğu şirketinin Yönetim Kurulu Başkanı ve üyesi olarak görev yapıyor. 2006 yılında Tüpraş Yönetim Kurulu Üyesi olan Ömer M. Koç, 2008 yılından bu yana da şirketin Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı yürütüyor.
Tüpraş’ın Akdeniz’in en rekabetçi rafineri şirketi olması yolunda, üretim kapasitesi artışı, enerji verimliliği, Ar-Ge gibi birçok konuda atılımlar gerçekleştiren Ömer M. Koç, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde tek seferde yapılan en büyük sanayi yatırımı olma niteliği taşıyan “Fuel Oil Dönüşüm Tesisi” projesine liderlik etti.
Ömer M. Koç, “Kültür-Sanat ve eğitime yönelik işler yan alanlar olmaktan çıkarılarak toplumsal hayatımızı tamamlayıcı unsurlar haline getirilmelidir” hedefiyle Türkiye'deki sosyal kalkınmasını destekleyecek sayısız çalışmaya katkı sağladı.
Vehbi Koç Vakfı’nda Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yapan Ömer M. Koç, 2015 yılı itibariyle Koç Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanlığı’nı üstlendi. 2007 yılından bu yana Türk Eğitim Vakfı’nın (TEV) Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı yürüyordu.
Ölümüyle Türkiye'yi yasa boğan Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç'un cenazesinde, Rahmi Koç oğullarıyla taziyeleri kabul etmişti.
Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç, geçirdiği kalp krizi sonucu Ocak ayında hayatını kaybetmişti. (hürriyet.com.tr)
Başbakan'dan önemli Rus turist açıklaması
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Turizm Acil Eylem Planı Destek Paketi'ni açıkladı. Davutoğlu, turizm sektörüne 255 milyon TL planladıklarını ve 280 milyon liralık ödeme kolaylığı getirileceğini söyledi.Başbakan, Rus turistlere yönelik de önemli açıklamalar yaptı ve "Türkiye’ye gelen Rus turist sayısının azalmayacağını düşünüyorum" dedi. Başbakan, "Tüm ülkelerden turist getiren A grubu seyahat acentelerine uçuş başı 6 bin dolar destek veriyoruz" diye devam etti.
Başbakan Davutoğlu'ndan Turizm Acil Eylem Planı Destek Paketi kapsamında turizme yönelik önemli açıklamalar geldi.
"Rusya ile olan gerilim ve çevre ülkelerdeki gelişmeler nedeniyle turizmde sıkıntılar yaşıyoruz, bu nedenle bir eylem planı hazırladık" diyen Davutoğlu, Türkiye'nin etrafındaki siyasi gelişmelerden dolayı içine kapanmayacağına işaret etti.
Başbakan şöyle konuştu:
"Kimse etrafımızdaki ateş çemberi dolayısıyla içe kapanacağımızı düşünmesin. İçe kapanmayacağız. Dünyaya daha çok açılacak daha çok bütünleşeceğiz. Türkiye'ye turist getiren A grubu seyahat acentalarına kredi garanti fonu teminatı ile kredi kullanma imkanı getiriyoruz. Ödemelerde sorun yaşanırsa sektörün banka borçları yeniden yapılandırılacaktır. Konaklama ile deniz turizmi tesislerinden belli miktarda döviz getirenler ihracatçı sayılacak."
RUS TURİST AÇIKLAMASI
Başbakan Ahmet Davutoğlu, gazetecilerden Rus turistlere yönelik gelen soruları da yanıtladı.
Başbakan şöyle konuştu:
"Rus turistler Türkiye'ye bir anda gelmediler. Geldiler, gördüler, sevdiler ve yeniden geldiler. Bundan 10 sene önce buraya çocukken gelen bir Rus çocuk, şimdi genç olarak geliyor. Bu durumu tek bir siyasi kararla değiştiremezsiniz. Ben eminim, Rus turistler bir şekilde yeniden yollarını bulacak. Halkımıza bir kez daha seslenmek istiyorum. Hangi ülkeyle sorun yaşarsak, o ülkenin halkına daha da iyi davranalım ki ne kadar misafirperver olduğumuz bir kez daha görsünler" dedi.
"RUS TURİST SAYISININ AZALACAĞINI DÜŞÜNMÜYORUM"
Davutoğlu, "Turizmi yaptırımlar üzerinden bir silah gibi kullanmak hiç bir ülkeye yaramaz. Rus turistler bir şekilde yolunu bularak Türkiye’ye geleceklerine inanıyorum. Türkiye’ye gelen Rus turist sayısının azalmayacağını düşünüyorum” diye devam etti.
"TURİST SAYISINDA PANİK HAVASI SÖZ KONUSU DEĞİL"
Başbakan, "Turist sayısında panik havası söz konusu değil, ön alıcı tedbirler alıyoruz. Şimdiden turizm sektörüne destek veriyoruz, bu konuda turizmde herhangi bir daralma beklemiyorum. Türkiye’ye dönük bir kara propaganda yürütülüyor. Bu yıl turizm faaliyetlerine yüksek ve özel bir bütçe ayırdık, tanıtım faaliyetlerini artıracağız. turizm sektörüne yapılacak desteğin maliyeti Maliye Bakanlığı’nın yedek ödeneğinden karşılanacak, ekonomiye ek yük teşkil etmeyecek. Bundan sonra hedef ülkeleri de değiştiriyoruz, Türkiye’nin birkaç ülkeye odaklı turizm yaklaşımı olmayacak" diye devam etti.
"TÜM DÜNYAYA SESLENİYORUZ..."
Başbakan Davutoğlu: "Buradan bütün dünyaya, Türkiye'de ağırlamayı arzu ettiğimiz bütün insanlara seslenmek istiyorum; Türkiye evinizdir. Bu güzel ve güvenli ülkeye gönül rahatlığıyla gelebilir, tatilinizi geçirebilir, bu ülkenin derin tarihinden, güzel doğasından istifade edebilirsiniz. Bugüne kadar yaşadığınız efsanevi misafirperverliğimizle yine sizi misafir etmeye hazırız."
250 MİLYON TL HİBE, 288 MİLYON LİRALIK ÖDEME KOLAYLIĞI
Başbakan, "Açıkladığımız destek paketi daha çok telafi edici tedbirler içeriyor. Eylem paketi ile sektöre doğrudan 255 milyon liralık hibe desteği sağlıyoruz, 288 milyon liralık ödemesine kolaylık getiriyoruz” dedi.
Başbakan, "Tüm ülkelerden turist getiren A grubu seyahat acentelerine uçuş başı 6 bin dolar destek veriyoruz" diye devam etti.
"TURİZM SEKTÖRÜ DİNAMİK VE KENDİSİNİ YENİDEN YAPILANDIRABİLİR BİR SEKTÖR"
Başbakan, turizm sektörünün dinamik ve kendisini yeniden yapılandırabilir bir sektör olduğunu söyledi.
YAT LİMANI YAPILACAK
Başbakan, İstanbul'a yat limanı yapılmasının yapısal tedbirler kapsamında ele alındığını da duyurdu. DHA
Suriye kana bulandı: 140 ölü
Suriye'nin başkenti Şam ve Humus'ta gerçekleşen bombalı saldırılarda en az 140 kişi hayatını kaybetti.
Suriye'de Esad rejimi kontrolündeki iki bölgeye intihar saldırıları düzenlendi. Humus'ta bomba yüklü iki araçla düzenlenen saldırıda en az 57 kişi öldü. Şam’da da Hazreti Zeyneb Türbesi yakınlarında biri bomba yüklü araçla düzenlenen iki saldırıda en az 83 kişi öldü. En az 140 kişinin öldüğü iki kentteki saldırıları IŞİD üstlendi.
IŞİD, geçen ay Humus'ta 24 kişinin öldürüldüğü bir saldırıyı da üstlenmişti.
Şii nüfusun yoğunlukta olduğu Seyyide Zeynep'in el-Tin caddesindeki saldırılar hakkında RIA Novosti'ye konuşan bir polis yetkilisi, "Saldırının kurbanları arasında siviller de var" dedi. Saldırılarda en az 62 kişi yaşamını yitirdi. IŞİD aynı bölgede 31 Ocak'ta üç bombalı saldırı düzenlemiş ve 60 kişi hayatını kaybetmişti. DHA
Suriye'de Esad rejimi kontrolündeki iki bölgeye intihar saldırıları düzenlendi. Humus'ta bomba yüklü iki araçla düzenlenen saldırıda en az 57 kişi öldü. Şam’da da Hazreti Zeyneb Türbesi yakınlarında biri bomba yüklü araçla düzenlenen iki saldırıda en az 83 kişi öldü. En az 140 kişinin öldüğü iki kentteki saldırıları IŞİD üstlendi.
IŞİD, geçen ay Humus'ta 24 kişinin öldürüldüğü bir saldırıyı da üstlenmişti.
Şii nüfusun yoğunlukta olduğu Seyyide Zeynep'in el-Tin caddesindeki saldırılar hakkında RIA Novosti'ye konuşan bir polis yetkilisi, "Saldırının kurbanları arasında siviller de var" dedi. Saldırılarda en az 62 kişi yaşamını yitirdi. IŞİD aynı bölgede 31 Ocak'ta üç bombalı saldırı düzenlemiş ve 60 kişi hayatını kaybetmişti. DHA
Hırsızı 'Nutuk okuma şartıyla' affetti
Antalya’da hırsızlık yapan bir genci hapis cezası almaktan hırsızlık yaptığı evin sahibi kurtardı. Bunu ise kimsenin aklına gelmeyecek bir yöntemle Atatürk’ün Nutuk adlı eserini hırsıza okutturarak sağladı.
Antalya bilindik bir hırsızlık olayına ama hiç duyulmamış bir affediş hikayesine şahit oldu.
Antalya Devlet Senfoni Orkestrası (ADSO) sanatçısı Saygın G.’ nin Konyaaltı İlçesi Gürsu Mahallesi 1’inci kattaki evine sabaha karşı açık bırakılan pencereden hırsız eli uzandı. Hırsız pencerenin yakınında bulunan masadan fotoğraf makinesi, saat ve çiftin çantasını çaldı.
NUTUK ŞARTIYLA AFFETTİ
Hürriyet'in haberine göre; Yaklaşık 2 bin 500 lira değerinde para ve eşyası çalınan Saygın G. hemen polisi aradı. Polis evde incelemeler yaptı ama 10 yıl önce yaşanan suçun faili 8 yıl sonra zaten başka bir suç nedeniyle cezaevinde yatarken bulundu.
Bunun üzerine avukatı Saygın G.’ yi arayarak emniyete çağırdı. Avukatın ‘Hırsızdan şikayetçi misiniz, talebiniz nedir?’ sorusu üzerine müşteki sanatçı kimsenin aklına gelmeyecek bir şey talep etti. Saygın G., “Eğer hırsız Mustafa Kemal Atatürk'ün Kurtuluş Savaşı dönemini birinci ağızdan aktardığı Nutuk adlı eserini 30 gün içerisinde okur ve savcının kitaptan sorduğu 3 soruyu yanıtlayabilirse hırsızdan şikayetçi olmam” dedi.
HIRSIZ ÜÇ SORUYLA KURTULDU
Bunun üzerine harekete geçen uzlaşmacı avukat, hırsız E. A. ile iletişime geçerek müştekinin talebini iletti. E.A. olay sebebiyle kendisinin de üzüntülü olduğunu ancak üzerinden zaman geçmesi sebebiyle olayı hatırlayamadığını belirtmesine rağmen müştekinin Nutuk talebini kabul etti. 30 gün boyunca kitabı okuyan hırsız savcının yönelttiği üç soruyu da bilince Saygın G. şikayetini geri çekti.
ÇOCUKLARINA ANLATACAK HİKAYESİ OLDU
Olayın yaşanmasının ardından hırsızın bir daha kimsenin canını yakmaması amacıyla şikayetçi olduğunu belirten Saygın G., “Hırsızın yakalandığı bildirildiğinde olaya karıştığında daha reşit bile olmadığını öğrendim. Hırsızdan ne talep edebilirsiniz ki? O an spontane olarak aklıma böyle bir talep geldi. Açıkçası çok da faydası olacağını düşünmüyorum ama ileride çocuklarına anlatacağı bir hikayesi oldu. Belki en azından biraz olsun farklı düşünebilmesini sağlamışımdır” dedi.
Antalya bilindik bir hırsızlık olayına ama hiç duyulmamış bir affediş hikayesine şahit oldu.
Antalya Devlet Senfoni Orkestrası (ADSO) sanatçısı Saygın G.’ nin Konyaaltı İlçesi Gürsu Mahallesi 1’inci kattaki evine sabaha karşı açık bırakılan pencereden hırsız eli uzandı. Hırsız pencerenin yakınında bulunan masadan fotoğraf makinesi, saat ve çiftin çantasını çaldı.
NUTUK ŞARTIYLA AFFETTİ
Hürriyet'in haberine göre; Yaklaşık 2 bin 500 lira değerinde para ve eşyası çalınan Saygın G. hemen polisi aradı. Polis evde incelemeler yaptı ama 10 yıl önce yaşanan suçun faili 8 yıl sonra zaten başka bir suç nedeniyle cezaevinde yatarken bulundu.
Bunun üzerine avukatı Saygın G.’ yi arayarak emniyete çağırdı. Avukatın ‘Hırsızdan şikayetçi misiniz, talebiniz nedir?’ sorusu üzerine müşteki sanatçı kimsenin aklına gelmeyecek bir şey talep etti. Saygın G., “Eğer hırsız Mustafa Kemal Atatürk'ün Kurtuluş Savaşı dönemini birinci ağızdan aktardığı Nutuk adlı eserini 30 gün içerisinde okur ve savcının kitaptan sorduğu 3 soruyu yanıtlayabilirse hırsızdan şikayetçi olmam” dedi.
HIRSIZ ÜÇ SORUYLA KURTULDU
Bunun üzerine harekete geçen uzlaşmacı avukat, hırsız E. A. ile iletişime geçerek müştekinin talebini iletti. E.A. olay sebebiyle kendisinin de üzüntülü olduğunu ancak üzerinden zaman geçmesi sebebiyle olayı hatırlayamadığını belirtmesine rağmen müştekinin Nutuk talebini kabul etti. 30 gün boyunca kitabı okuyan hırsız savcının yönelttiği üç soruyu da bilince Saygın G. şikayetini geri çekti.
ÇOCUKLARINA ANLATACAK HİKAYESİ OLDU
Olayın yaşanmasının ardından hırsızın bir daha kimsenin canını yakmaması amacıyla şikayetçi olduğunu belirten Saygın G., “Hırsızın yakalandığı bildirildiğinde olaya karıştığında daha reşit bile olmadığını öğrendim. Hırsızdan ne talep edebilirsiniz ki? O an spontane olarak aklıma böyle bir talep geldi. Açıkçası çok da faydası olacağını düşünmüyorum ama ileride çocuklarına anlatacağı bir hikayesi oldu. Belki en azından biraz olsun farklı düşünebilmesini sağlamışımdır” dedi.
Öğretmenin tacizine dayanamadı
Kayseri’de pazartesi günü matematik öğretmeni Bayram Ö.’nün cinsel istismarına uğrayan 18 yaşındaki Cansel K., 2 gün sonra hayatına son verdi.
Melikgazi’de lisede okuyan 12’nci sınıf öğrencisi Cansel, öğretmeni Bayram Ö.’nün cinsel istismarına uğrayınca durumu önce arkadaşlarıyla ardından öğretmenleriyle paylaştı.
İddiaya göre okul yönetimi olayın üzerini kapatmak istedi. Şikayetlerinden sonuç alamayan Cansel, çarşamba günü evinde babasının tabancasıyla kendisini başından vurdu. Ağır yaralanan Cansel, hastaneye kaldırıldı ancak kurtarılamadı. Cansel Kırşehir’de toprağa verildi.
Cansel’in ailesi olayla ilgili şöyle konuştu: “Okul yönetimine şikayet etmiş fakat olayın üstü kapatılmak istenmiş. Olaydan bütün arkadaşlarının haberi var. Matematik öğretmeni Kayseri Kapalı Cezaevi’nde. Mahkemede suçunu itiraf etmiş. Öğretmen, okul yönetimi ve hatta Milli Eğitim Bakanlığı hakkında tazminat davası açacağız. Sorumluların ceza alması için elimizden gelen ne varsa yapacağız.” DHA
Melikgazi’de lisede okuyan 12’nci sınıf öğrencisi Cansel, öğretmeni Bayram Ö.’nün cinsel istismarına uğrayınca durumu önce arkadaşlarıyla ardından öğretmenleriyle paylaştı.
İddiaya göre okul yönetimi olayın üzerini kapatmak istedi. Şikayetlerinden sonuç alamayan Cansel, çarşamba günü evinde babasının tabancasıyla kendisini başından vurdu. Ağır yaralanan Cansel, hastaneye kaldırıldı ancak kurtarılamadı. Cansel Kırşehir’de toprağa verildi.
Cansel’in ailesi olayla ilgili şöyle konuştu: “Okul yönetimine şikayet etmiş fakat olayın üstü kapatılmak istenmiş. Olaydan bütün arkadaşlarının haberi var. Matematik öğretmeni Kayseri Kapalı Cezaevi’nde. Mahkemede suçunu itiraf etmiş. Öğretmen, okul yönetimi ve hatta Milli Eğitim Bakanlığı hakkında tazminat davası açacağız. Sorumluların ceza alması için elimizden gelen ne varsa yapacağız.” DHA
Ev sahiplerini ilgilendiren uygulama martta başlıyor
Maliye Bakanı Naci Ağbal, 4 yıldır uygulanan ‘Önceden Hazırlanmış Kira Beyanname Sistemi’nin kapsamının genişletildiğini belirterek, mükelleflerin, artık sadece kira geliri için değil, ücret, menkul sermaye iradı ile diğer kazanç ve iratları için de hiçbir zahmete katlanmadan, internet üzerinden kendileri için hazırlanan beyannameyi onaylayarak, işlemlerini tamamlayabileceğini söyledi.
Ağbal, “Bunun için oluşturduğumuz ve 1.5 milyon vatandaşımızı ilgilendiren Hazır Beyan Sistemi’ni uygulamaya mart ayı itibarıyla başlıyoruz” dedi.
VERGİLER OTOMATİK OLARAK HESAPLANACAK
Hürriyet'in haberine göre; Söz konusu sistemle artık ilgili alanlardaki vergi hesaplamalarının otomatik olarak yapılacağını belirten Ağbal, sistemden yurt dışında yaşayan vatandaşların da yararlanabileceğini söyledi.
VATANDAŞA KOLAYLIK
Ağbal, “Bu sayede vatandaşlarımız, vergi dairesine veya mali müşavir, muhasebeci gibi bir uzmana ihtiyaç duymadan, internete girerek, beyannamelerini kolayca verebilecek, vergilerini de yine internetten kredi kartı ile ödeyebilecek” ifadesini kullandı.
1 MART'TA BAŞLAYACAK
Ağbal, makelleflerin Gelir İdaresi Başkanlığının internet sitesinden sisteme ulaşılabileceğini ve beyannamelerin 1-25 Mart 2016 arasında verebileceğini öyledi.
Ağbal, “Bunun için oluşturduğumuz ve 1.5 milyon vatandaşımızı ilgilendiren Hazır Beyan Sistemi’ni uygulamaya mart ayı itibarıyla başlıyoruz” dedi.
VERGİLER OTOMATİK OLARAK HESAPLANACAK
Hürriyet'in haberine göre; Söz konusu sistemle artık ilgili alanlardaki vergi hesaplamalarının otomatik olarak yapılacağını belirten Ağbal, sistemden yurt dışında yaşayan vatandaşların da yararlanabileceğini söyledi.
VATANDAŞA KOLAYLIK
Ağbal, “Bu sayede vatandaşlarımız, vergi dairesine veya mali müşavir, muhasebeci gibi bir uzmana ihtiyaç duymadan, internete girerek, beyannamelerini kolayca verebilecek, vergilerini de yine internetten kredi kartı ile ödeyebilecek” ifadesini kullandı.
1 MART'TA BAŞLAYACAK
Ağbal, makelleflerin Gelir İdaresi Başkanlığının internet sitesinden sisteme ulaşılabileceğini ve beyannamelerin 1-25 Mart 2016 arasında verebileceğini öyledi.
21 Şubat 2016 Pazar
SGK: Emekli ve yaşlılık aylığından yapılan SGDP kesintisi kaldırdı
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Başkanlığı, emekli ve yaşlılık aylıklarından yapılan sosyal güvenlik destekm primi (SGDP) kesintisinin kaldırıldığını açıkladı.
SGK’dan yapılan açıklamada, yaşlılık veya emekli aylığı bağlandıktan sonra çalışmaya devam edenlerin (Ticari veya serbest meslek kazancı sebebiyle gelir vergisi mükellefi olan veya vergiden muaf olmakla birlikte Esnaf ve Sanatkar Siciline kayıtlı veya anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi ortağı, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin komandite ortakları, diğer şirket ve donatma iştiraklerinin ise tüm ortakları) aylıklarından kesilen sosyal güvenlik destek primi kesintisi kaldırılmıştır" dedi.
Açıklamada, 10 Şubat 2016 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan bu düzenlemelerin yayımını takip eden ödeme dönemi başından itibaren yürürlüğe gireceği belirtildi.
Açıklamada, şöyle devam edildi:
"4/a (SSK- hizmet akdiyle çalışanlar), 4/b (Bağkur- kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar) ve 4/c (Emekli Sandığı- kamu görevlileri) kapsamında yaşlılık veya emekli aylığı alanlardan, esnaf olarak çalışmaları sebebiyle aylıklarından SGDP (sosyal güvenlik destek primi) kesintisi yapılanların bu kapsamdaki sigortalılıkları 29.2.2016 tarihi itibariyle sonlandırılacaktır. Bu çerçevede; 4/a (SSK) ve 4/b (Bağ-Kur) kapsamında yaşlılık aylığı alanların Şubat/2016 dönemindeki çalışmaları sebebiyle tahakkuk edecek Sosyal Güvenlik Destek Primleri Mart/2016 dönemi aylıklarından kesileceğinden, Nisan/2016 döneminde ödenecek aylıklarda SGDP kesintisi yapılmayacaktır. 4/c (Emekli Sandığı) kapsamında emekli aylığı alanların Şubat/2016 dönemindeki çalışmaları sebebiyle tahakkuk eden Sosyal Güvenlik Destek Primleri Şubat/2016 aylıklarından peşin olarak kesildiğinden Mart/2016 dönemi aylıklarından SGDP kesintisi yapılmayacaktır. Ayrıca, Emekli Sandığı kapsamında emekli aylıklarını 3 aylık dönemler itibariyle alanların aylıklarından yersiz olarak kesilen tutarlar, taleplerine gerek bulunmaksızın ilgililerin hesaplarına yatırılacaktır." Hürriyet
Cizre'deki tabur için kumanya talimatı
CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, geçen hafta kabul ettiği AK Parti yöneticileriyle, hükümetle aldıkları ortak kararla ilgili önemli bilgiler paylaştı. Cizre’deki bir askeri taburun kumanya ile ilgili sorun yaşadığını öğrenen Erdoğan’ın “Ne istiyorlarsa gönderilmeli. Hatta havyar bile isterlerse göndermek gerekir” dediği” belirtildi.
Erdoğan, devletteki örgütlenmelerle ilgili olarak Devlet Denetleme Kurulu’nun yanı sıra Başbakan Ahmet Davutoğlu’ndan, Başbakanlık Teftiş Kurulu’nu da harekete geçirmesini istediğini söyledi. İki kurum, hem devletteki paralel yapılanma, hem de PKK dahil diğer örgütlere belediyelerden sağlanan yardımlarla ilgili çalışma başlattı.
VEKİLLERDEN İLGİNÇ ÖRNEKLER
Görüşmede söz alan bazı milletvekilleri, cemaate yakın işadamlarının yeni bir yöntem izlediğini, ellerindeki şirketlerin isimlerini değiştirerek, sattıklarını anlattılar.
Vekiller, bunun hile olduğunu, alıcıların da aslında cemaate yakın isimler olduğunu dile getirdiler.
BAŞBAKAN’A DA SÖYLEDİM
Erdoğan, “Paralel örgütün kurduğu şirketler hileyle el değiştiriyor. Aslında satın alanlar da paralelci, buna ilişkin saptamalarımız var” bilgisi veren milletvekillerine, “Zaten DDK bu yapılanma konusunda çalışmasını sürdürüyor. Ben Başbakan Davutoğlu’na da Başbakanlık Teftiş Kurulu’nun da bu konuda çalışma yapmasını söyledim. Bu bilgiler ilginç, çalışma kapsamına bunları da katsınlar” dedi.
İLİŞKİ KURMAK İSTEYENLERE DİKKAT
Görüşmede, bazı vekiller, ‘Eskiden cemaate yakındı, ama artık uzaklaştılar’ dedikleri bazı isimlerle yakın ilişki içinde olan AK Partililer olduğunu, bu kişilerin gerçek yüzünü gizlediğini ve partiyle bağlarını sürdürme çabası içinde olduklarını da anlatarak, özellikle taşrada parti yönetiminin dikkatinin çekilmesi gerektiğini ifade ettiler.
HDP’Lİ BELEDİYELER DE MERCEKTE
Erdoğan, sadece paralel yapının değil, belediyelerdeki PKK’lılar, belediyelerin terör örgütlerine yaptıkları yardımların da aynı paralel incelemesi gibi bu kurumlar tarafından araştırılacağını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “HDP’li belediyeler aracılığıyla, devletin kaynakları örgüte gidiyor. Bu konuda gereken önlemlerin alınmasını istedim. Başbakanlık da geçtiğimiz günlerde bu konuda genelge yayınladı” dedi.
HAVYAR DA İSTESELER GÖNDERİLMELİ
Milletvekilleri kendilerine gelen talepleri de cumhurbaşkanına aktardılar. Cizre’deki bir askeri taburun kumanya ile ilgili sorun yaşadığını anlatması üzerine, “Böyle sorunlar yaşanmamalı. Ne istiyorlarsa gönderilmeli. Hatta havyar bile isterlerse göndermek gerekir” dedi. Erdoğan, milletvekillerine halkın sorunlarını yerinde tespit etmek için herkesin, Meclis çalışmaları dışındaki zamanını sokakta geçirmelerini istedi. Erdoğan, “Elbette meclis çalışmaları önemli ama, millete de gidin. ‘CHP’liler, MHP’liler geliyor iktidar nerede?’ denmesin. Vatandaşla iç içe olun” dedi.
ERDOĞAN’IN SÖYLEDİĞİ GENELGE
Geçtiğimiz hafta, Resmi Gazete’de yayınlanan “Milli Güvenliği Tehdit Eden Örgüt ve Yapılarla İrtibatlı Kamu Çalışanları Hakkında” başlıklı Başbakanlık genelgesinde, “Terör örgütleri veya legal görünüm altında illegal faaliyet yürüten yapılar” ifadesi kullanılarak, PKK’nın yanı sıra, Gülen cemaatiyle bağlantısı olan çalışanlar hakkında idari ve adli işlem yapılmasının önü açıldı.
Başbakanlık genelgesine göre, “Terör örgütleri veya legal görünüm altında illegal faaliyet yürüten” yapılara dahil olanlar dışında, bu örgüt ve yapılarla “mücadeleyi engeller bile” soruşturmaya tabi tutulacak. Genelgede, “Kamu çalışanları hakkında ilgili mevzuat çerçevesinde idari nitelikli işlemler yetkili amirler tarafından ivedilikle yapılacaktır, Suç teşkil eden fiiller yönünden ise durum ivedilikle adli mercilere bildirilecektir. Yukarıda belirtilen hususların personel çalışmasına dayalı hizmet alımı ihalesiyle istihdam edilen personel hakkında da ilgili mevzuat çerçevesinde titizlikle uygulanacaktır” ifadesi kullanıldı. DHA
Erdoğan, devletteki örgütlenmelerle ilgili olarak Devlet Denetleme Kurulu’nun yanı sıra Başbakan Ahmet Davutoğlu’ndan, Başbakanlık Teftiş Kurulu’nu da harekete geçirmesini istediğini söyledi. İki kurum, hem devletteki paralel yapılanma, hem de PKK dahil diğer örgütlere belediyelerden sağlanan yardımlarla ilgili çalışma başlattı.
VEKİLLERDEN İLGİNÇ ÖRNEKLER
Görüşmede söz alan bazı milletvekilleri, cemaate yakın işadamlarının yeni bir yöntem izlediğini, ellerindeki şirketlerin isimlerini değiştirerek, sattıklarını anlattılar.
Vekiller, bunun hile olduğunu, alıcıların da aslında cemaate yakın isimler olduğunu dile getirdiler.
BAŞBAKAN’A DA SÖYLEDİM
Erdoğan, “Paralel örgütün kurduğu şirketler hileyle el değiştiriyor. Aslında satın alanlar da paralelci, buna ilişkin saptamalarımız var” bilgisi veren milletvekillerine, “Zaten DDK bu yapılanma konusunda çalışmasını sürdürüyor. Ben Başbakan Davutoğlu’na da Başbakanlık Teftiş Kurulu’nun da bu konuda çalışma yapmasını söyledim. Bu bilgiler ilginç, çalışma kapsamına bunları da katsınlar” dedi.
İLİŞKİ KURMAK İSTEYENLERE DİKKAT
Görüşmede, bazı vekiller, ‘Eskiden cemaate yakındı, ama artık uzaklaştılar’ dedikleri bazı isimlerle yakın ilişki içinde olan AK Partililer olduğunu, bu kişilerin gerçek yüzünü gizlediğini ve partiyle bağlarını sürdürme çabası içinde olduklarını da anlatarak, özellikle taşrada parti yönetiminin dikkatinin çekilmesi gerektiğini ifade ettiler.
HDP’Lİ BELEDİYELER DE MERCEKTE
Erdoğan, sadece paralel yapının değil, belediyelerdeki PKK’lılar, belediyelerin terör örgütlerine yaptıkları yardımların da aynı paralel incelemesi gibi bu kurumlar tarafından araştırılacağını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “HDP’li belediyeler aracılığıyla, devletin kaynakları örgüte gidiyor. Bu konuda gereken önlemlerin alınmasını istedim. Başbakanlık da geçtiğimiz günlerde bu konuda genelge yayınladı” dedi.
HAVYAR DA İSTESELER GÖNDERİLMELİ
Milletvekilleri kendilerine gelen talepleri de cumhurbaşkanına aktardılar. Cizre’deki bir askeri taburun kumanya ile ilgili sorun yaşadığını anlatması üzerine, “Böyle sorunlar yaşanmamalı. Ne istiyorlarsa gönderilmeli. Hatta havyar bile isterlerse göndermek gerekir” dedi. Erdoğan, milletvekillerine halkın sorunlarını yerinde tespit etmek için herkesin, Meclis çalışmaları dışındaki zamanını sokakta geçirmelerini istedi. Erdoğan, “Elbette meclis çalışmaları önemli ama, millete de gidin. ‘CHP’liler, MHP’liler geliyor iktidar nerede?’ denmesin. Vatandaşla iç içe olun” dedi.
ERDOĞAN’IN SÖYLEDİĞİ GENELGE
Geçtiğimiz hafta, Resmi Gazete’de yayınlanan “Milli Güvenliği Tehdit Eden Örgüt ve Yapılarla İrtibatlı Kamu Çalışanları Hakkında” başlıklı Başbakanlık genelgesinde, “Terör örgütleri veya legal görünüm altında illegal faaliyet yürüten yapılar” ifadesi kullanılarak, PKK’nın yanı sıra, Gülen cemaatiyle bağlantısı olan çalışanlar hakkında idari ve adli işlem yapılmasının önü açıldı.
Başbakanlık genelgesine göre, “Terör örgütleri veya legal görünüm altında illegal faaliyet yürüten” yapılara dahil olanlar dışında, bu örgüt ve yapılarla “mücadeleyi engeller bile” soruşturmaya tabi tutulacak. Genelgede, “Kamu çalışanları hakkında ilgili mevzuat çerçevesinde idari nitelikli işlemler yetkili amirler tarafından ivedilikle yapılacaktır, Suç teşkil eden fiiller yönünden ise durum ivedilikle adli mercilere bildirilecektir. Yukarıda belirtilen hususların personel çalışmasına dayalı hizmet alımı ihalesiyle istihdam edilen personel hakkında da ilgili mevzuat çerçevesinde titizlikle uygulanacaktır” ifadesi kullanıldı. DHA
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)