16 Ocak 2017 Pazartesi

İşsizlik rakamları açıklandı

İşsizlik oranı Ekim ayında yüzde 11.8 olarak gerçekleşti. İşsizlik Eylül ayında yüzde 11.3, geçen yılın aynı ayında ise yüzde 10.5 oranındaydı. İşsiz sayısı 500 bin kişi artarak 3.6 milyon kişiye ulaştı.

TÜİK, işsizlik rakamlarını açıkladı. Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı 2016 yılı Ekim döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 500 bin kişi artarak 3 milyon 647 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 1,3 puanlık artış ile  %11,8 seviyesinde gerçekleşti. Aynı dönemde; tarım dışı işsizlik oranı 1,5 puanlık artış ile %14,1 olarak tahmin edildi. Genç nüfusta (15-24 yaş) işsizlik oranı 1,9 puanlık artış ile %21,2 olurken,15-64 yaş grubunda bu oran 1,3 puanlık artış ile %12 olarak gerçekleşti.
İstihdam edilenlerin sayısı 2016 yılı Ekim döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre 411 bin kişi artarak 27 milyon 267 bin kişi, istihdam oranı ise değişim göstermeyerek %46,2 oldu.
Bu dönemde, tarım sektöründe çalışan sayısı 168 bin kişi azalırken, tarım dışı sektörlerde çalışan sayısı 579 bin kişi arttı. İstihdam edilenlerin %19,5'i tarım, %19,4'ü sanayi, %7,6'sı inşaat, %53,6'sı ise hizmetler sektöründe yer aldı. Önceki yılın aynı dönemi ile karşılaştırıldığında tarım sektörünün istihdam edilenler içindeki payı 0,9 puan, sanayi sektörünün payı 0,6 puan azalırken, inşaat sektörünün payı değişim göstermedi, hizmet sektörünün payı ise 1,6 puan arttı.
İŞGÜCÜNE KATILIM ORANI %52,4 OLARAK GERÇEKLEŞTİ
İşgücü 2016 yılı Ekim döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre 911 bin kişi artarak 30 milyon  914 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise 0,8 puan artarak %52,4 olarak gerçekleşti. Aynı dönemler için yapılan kıyaslamalara göre; erkeklerde işgücüne katılma oranı 0,2 puanlık artışla %72,1, kadınlarda ise 1,3 puanlık artışla %33,1 olarak gerçekleşti.
Ekim 2016 döneminde herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna bağlı olmadan çalışanların oranı, bir önceki yılın aynı dönemine göre 0,3 puan artarak %33,9 olarak gerçekleşti.
Mevsim etkilerinden arındırılmış istihdam azaldı, işsizlik arttı. Mevsim etkilerinden arındırılmış istihdam bir önceki döneme göre 23 bin kişi azalarak 27 milyon 312 bin kişi olarak tahmin edildi. İstihdam oranı 0,1 puanlık azalış ile %46,3 oldu.
Mevsim etkilerinden arındırılmış işsiz sayısı bir önceki döneme göre 117 bin kişi artarak 3 milyon 611 bin kişi olarak gerçekleşti. İşsizlik oranı 0,4 puanlık artış ile %11,7 oldu.
Mevsim etkilerinden arındırılmış işgücüne katılma oranı bir önceki döneme göre 0,1 puanlık artış ile %52,4 olarak gerçekleşti. Ekonomik faaliyete göre istihdam edilenlerin sayısı, tarım sektöründe 69 bin, inşaat sektöründe 42 bin kişi azalırken, sanayi sektöründe 22 bin, hizmet sektöründe ise 66 bin kişi arttı.
İSTİHDAM PİYASASINDAKİ OLUMSUZ TREND DEVAM EDECEK
Kapital FX Araştırma Müdür Yardımcısı Enver Erkan, işsizliğin yavaşlayan ekonomi ile arttığını belirtti. Erkan, yaptığı değerlendirmede şöyle dedi: Türkiye'de Ekim ayında işsizlik oranı, bir önceki aya göre 0,5 puan artış ile %11,8 olarak gerçekleşti. Böylece Ekim ayında işsizlik oranı piyasa beklentisi olan %11,5'in ve bizim beklentimiz olan %11,3'ün üzerinde gerçekleşmiş oldu. İşsizlik oranlarında yukarı yönlü, olumsuz trendin devam ettiğini gösteren veriler almış bulunuyoruz.
Kıyaslanabilir dönemler olan Ekim 2015 – Ekim 2016'ya baktığımız zaman ilgili dönemler arasında işgücüne katılım oranında 0,8 puanlık artış olduğu görülmektedir. 2015'in benzer döneminde 30 milyon 3 bin kişi olan işgücü, Ağustos 2016'da 30 milyon 914 bin kişi olmuştur. İşgücüne katılım oranı da % 51,6'dan %52,4'e yükselmiştir. Bu oran 15-64 yaş grubunda ise %56,5'ten %57,4'e yükseldi. Buna karşılık mevsim etkilerinden arındırılmış verilere bakıldığında; istihdam oranı bir önceki aya göre 0,1 puan gerileyerek %46,3 olurken, mevsim etkilerinden arındırılmış istihdamda ise 23 bin kişilik bir azalma söz konusudur. Hizmet sektörünün toplam istihdam içindeki payı artarken, tarım ve sanayi sektörünün payının azalmış olduğu görülmektedir. İnşaat sektörünün toplam istihdam içindeki payında ise bir değişim olmamıştır.
Yeni GSYH verileri serisine göre, 2016 yılından önceki yıllarda 2013'te %8,5, 2014'te %5,3, 2015'te ise %6 oranında ekonominin büyüdüğü görülmektedir. 2016'da ise ekonomi ilk iki çeyrekte yeni seriye göre %4,5 büyüme kaydettikten sonra, 2016'nın 3. çeyreğinde, 2015'in 3. çeyreğine göre %1,8 daralmıştır. 4. çeyrekte ve içinde bulunduğumuz çeyrekte de muhtemelen büyüme kaydedeceğiz, ancak bu büyüme sınırlı kalacak. Son çeyrekte gelecek veri ile beraber 2016'nın %2,5 büyüme ile kapanmasını bekliyoruz. Bu oran, önceki senelerle kıyasladığımızda çok sert bir düşüşe işaret ediyor. İşsizlik oranı verileri de bunu yansıtıyor. Ekonomideki yavaşlama çerçevesinde işsizlik oranında yukarı doğru hareket devam edecek. Kasım ayı verilerinden sonra kış aylarına dair verileri göreceğiz ve muhtemelen onlar da yüksek gelecek.
Son çeyrekte ve içinde bulunduğumuz çeyrekte de istihdam piyasasındaki bu olumsuz trendin devam edeceğini düşünüyoruz. Yılsonuna kadar işsizlik oranının %12 üzerinde kalmasını, Aralık ayında %12,5 seviyesine doğru yol almasını bekleyebiliriz. 2016 işsizlik ortalaması da %10,9 olarak gerçekleşebilir. Ekonomideki olumsuz dalga atlatıldıktan sonra bahar aylarında bir düzelme olup olmaması önem arz etmektedir.

15 Ocak 2017 Pazar

Birleşmiş Milletler: Suriye'deki trajediler bu yıl yaşanmasın

Birleşmiş Milletler yaptığı ortak açıklamada Suriye'de yaşanan duruma dikkat çekildi. Açıklamada, "Halep'in doğusundaki kuşatma dehşeti insanlığın bilincinde yok oldu, fakat Suriye halkının ihtiyaçları, yaşamları ve geleceklerinin dünyanın vicdanınından kaybolmasına izin verilmemeli" denildi.

Birleşmiş Milletler (BM), Suriye'de insani yardıma muhtaç aile ve çocuklara acil, koşulsuz ve güvenli erişim sağlanması için çağrıda bulunarak, 2016'da yaşanan trajedilerin bu yıl da tekrar etmesine izin verilmemesini istedi. Dünya Gıda Programı Başkanı Ertharin Cousin, UNICEF Genel Direktörü Anthony Lake, BM İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı ve Acil Durumlar Koordinatörü Stephen O'Brien, Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Margaret Chan ve BM Mülteciler Yüksek Komiseri Filippo Grandi tarafından yapılan ortak açıklamada Suriye'deki insani duruma dikkat çekildi.
Aileler ve çocuklara erişim sağlanmalı
Açıklamada, Suriye'de ateşkesi uygulamak için çabaların devam ettiği hatırlatılarak, "Ülke genelinde insani yardımlardan mahrum aileler ile çocuklara acil, koşulsuz ve güvenli bir şekilde erişimin sağlanması için yeniden çağrıda bulunuyoruz." ifadesi kullanıldı. Suriye'de insanların acı çekmeye devam ettiği, en temel insani gereksinimlerinden mahrum kaldığı belirtilen açıklamada, dünyanın bu duruma sessiz kalmaması gerektiği vurgulandı.
700 bin kişi hala hapsolmuş durumda
"Bugün Suriye'de 15 kuşatılmış bölgede yaklaşık 300 bini çocuk 700 bin kişi hala hapsolmuş şekilde yaşıyor. İki milyondan fazlası çocuk olmak üzere yaklaşık 5 milyon kişi yaşanan savaş, güvensizlik ve erişimin kısıtlı olması nedeniyle insani yardımların ulaştırılmasının neredeyse imkansız olduğu bölgelerde yaşıyor."
Açıklamada, çocukların yetersiz beslenmeden kaynaklanan hastalıklarla çatışma bölgelerinde yaralanma riskleriyle karşı karşıya kaldığına işaret edilerek, travmatik olaylara ve şiddete tanıklık eden birçok çocuğun desteğe ihtiyac duyduğu belirtildi. BM açıklamasında, şunlar kaydedildi: "Halep'in doğusundaki kuşatma dehşeti insanlığın bilincinde yok oldu, fakat Suriye halkının ihtiyaçları, yaşamları ve geleceklerinin dünyanın vicdanından kaybolmasına izin vermemeliyiz. 2017'de Suriye halkının 2016'da yaşadığı trajedilerin tekrar etmesine izin vermemeliyiz."

'Hayır' eylemi sosyal medyada

Marmaris'te CHP üyeleri, anayasa değişikliği için eylem yaptı. Sosyal medyada profil fotoğraflarını 'hayır' olarak değiştirdi.

TBMM’de yeni anayasa tartışmaları kavga ve tartışmalar içersinde devam ederken 'Evet mi, Hayır mı' sorusu sosyal medyada yankı buldu. Marmaris'te bir grup CHP üyesi, Facebook’ta paylaşımda bulundu. Paylaşımda "Bu akşam saat 21.00’de profillerimizi aynı anda tek tip yapıyoruz katılırsan ve katılımı artırırsan çok mutlu olacağım. Sevgiler" yazıldı. Sosyal medyada çağrıya cevap veren kişiler, aynı anda kırmızı renk üzerine beyaz renkte 'HAYIR' yazılı profil olarak değiştirdi.
Yapılan paylaşımlarla 4 saatte yaklaşık 8 bin kişi tek tip profil yaparak eyleme destek verdi. Profil fotoğraflarının altına 'Tepki mi gösteriyorum', 'Demokratik hakkımı kullanıyorum' ve 'Vatandaş olarak tavrımı ortaya koyuyorum, bunu da engelleyemezler' yorumları yapıldı. DHA

Çanakkale'de deprem

Ayvacık ilçesinde 4,6 büyüklüğünde deprem meydana geldi

Çanakkale'de 4,6 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) Deprem Dairesinin tespitine göre, Çanakkale'nin Ayvacık ilçesi açıklarındaki 4,6 büyüklüğündeki deprem saat 01.38'de kaydedildi. Sarsıntının 5,17 kilometre derinlikte oluştuğu belirlendi.

Reina yeniden açılacak

Yılbaşında kana bulanan Reina'nın savcılık, iddianameyi hazırladıktan sonra tekrar açılacağı öğrenildi.

İstanbul Ortaköy'deki eğlence mekânı Reina'da yılbaşı gecesi yaşanan terör saldırısının izleri halen silinmedi. Mermi izleri ve delik deşik eşyalar, 39 kişinin hayatını kaybettiği saldırının dehşetini ortaya koyarken, kurbanlardan kalan eşyalar da yakınları tarafından alınıyor. Sabah'ın haberine göre, Reina'nın savcılık iddianameyi hazırladıktan sonra açılacağı öğrenildi.
Saldırıya tanık olan Reina çalışanı Nurettin Özmen, "Güvenlik kamera kayıtlarını 15 kez izledik. Saldırgan tekti ve çok soğuk kanlıydı" dedi. İşte Özmen'in söyledikleri:
'Okadar kontrolü nasıl aştı?' Yılbaşı öncesi her tarafta polis arama yaptı. Canlı bir bombanın yılbaşını kana bulayacağı ihbarı geldi. Bir hafta önce Reina'da yöneticiler "Polis, her tarafta arama yapıyor. İşletmeye girecek insanlara dikkat edin" uyarısı yaptı. Katliam günü mesaiye gelirken 2 ayrı noktada 2 grup tarafından arandık. Bu kadar sıkı arama ve kontrolden silahlı bir şahıs nasıl geçti?
'Hiç acımadan vuruyor'
 Saldırı sonrası Reina'daki tümkamera kayıtlarını 15 saat boyunca izledim. Sadece bir eylemci gördüm. Çok soğukkanlı ve profesyoneldi. Görüntü kayıtlarına göre saldırgan taksi ile gelip arka koltuktaki çantadan silahını çıkarıyor. Önce polise ateş ediyor, kapıdan girerken dönüp bir el de kafasına sıkıyor. Sonra özel güvenlikçi Hatice'yi vuruyor. Kapıda valeye ateş ediyor, onu vuramıyor. Koridordan salona girişte elindeki silahla rasgele ateş ediyor. Girişteki barın sağına ve soluna ateş ediyor, bir kez ateş ettiğinde kullandığı özel mermiden 2-3 kişi yere düşüyor. Yere düşenlerin kafalarına ateş açıyor. Sonra elindeki flashbang'in pimini çekiyor, bir ışık görünüyor. İnsanlar sersemliyor. Barın hemen dibinde garson Yunus Görmek saldırganla karşı karşıya kaldığında ellerini havaya kaldırıp 'Beni öldürme' diyor. Ama gözünü kırpmadan önce göğsüne daha sonra kafasına sıkıyor.
'Silah tutukluk yapıyor'
 Elindeki uzun namlulu silahın şarjörünü 3-4 saniyede değiştirip, ateş etmeye devam ediyor. 3'üncü flashbang'in pimini çektiğinde elinde patlıyor. Ve eli yaralanıyor. Silahı tutukluk yapınca dipçiğini yere vurup atıyor."
İddianame bitince kapılarını açacak
Nurettin Özmen, yaşadığı için şükrettiğini söyledi ve şunları anlattı: "Can havliyle denize atlayan bazı müşteriler yüzme bilmediği için denize atlayarak kurtarıp yan tarafa çıkardık. Reina'nın her köşesinde saldırının izine rastlanıyor. Isıtıcıya ateş ederek katliamı büyütmeye çalışmış. Savcılık iddianameyi hazırladıktan sonra Reina'nın tekrar kapılarını açmasını bekliyoruz."

Diyanet'ten Kuran Kursu'nda dayağa tepki

Sakarya'nın Erenler ilçesinde, Kuran Kursu'nda görevli hocanın küçük bir çocuğu terlikle döverken çekilen görüntülerin sosyal medyada yayılmasının ardından Sakarya Müftü Vekili Nejdet Arman konuyla ilgili idari soruşturma başlatıldığını açıkladı. Öğrenciye dayak atan hoca gözaltına alındı. Olayla ilgili Diyanet İşleri Başkanı Görmez de bir açıklama yaptı. Görmez, "Aradan uzun bir süre geçtikten sonra basına yansıyan bu içler acısı görüntülerden dolayı öncelikle gözümüzün nuru çocuklarımızdan özür diliyoruz" dedi.

Erenler Çaybaşı Yatılı Kuran Kursu'nda meydana geldiği belirtilen olayla ilgili görüntüler. sosyal medyada hızla yayıldı. Görüntülerde, görevli hoca terlikle vurmasının ardından geri geri giderek köşeye sıkışan küçük çocuk ağlarken, hoca terlikle çocuğa ardı ardına vurmayı sürdürüyor. Küçük çocuğun tüm yalvarmalarına rağmen hocanın çocuğu dövdüğü bu görüntülere sosyal medyada tepki yorumları yapıldı.
Sakarya Müftü Vekili Nejdet Arman olayla ilgili kendilerine şikayette bulunulduğunu, soruşturmanın sürdüğünü belirterek şunları söyledi: "Bahse konu görüntüler Erenler'de bulunan Kuran Kursu'nda 15 Temmuz darbe girişimi öncesinde çekilmiş. Görüntüyü çeken de küçük çocuğun arkadaşı. Ancak çocuğun anne babası şikayetçi olmayıp, amcası şikayetçi olunca konuyla ilgili idari soruşturma başlattık. Ancak araya darbe girişimi girince süreç uzadı. Görüntülerdeki görevli de emekliye ayrıldı. Ancak idari soruşturma halen sürüyor. İdari soruşturmaya göre gereken yapılacaktır."
Geç saatlerde gözaltına alındı
Dayak olayının görüntülerinin yayılması üzerine Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığı harekete geçti. Sakarya Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Ercan yaptığı açıklamada, görüntülerin sosyal medyada paylaşılması üzerine küçük çocuğa terlikle dayak atan söz konusu kişi hakkında gözaltı kararı verildiğini belirterek daha önce yaşanan bir olayı kendilerine bildirmedikleri gerekçesiyle Müftülük yetkilileri hakkında da adli soruşturma başlatıldığını söyledi.
Olayla ilgili, Kur'an kursunda görevli Ş.Y. evinde polis ekiplerince gözaltına alındı.
Görmez: Gözümüzün nuru çocuklarımızdan özür diliyoruz
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez de olay yaşanan olay hakkında Twitter'dan açıklamalarda bulundu. Yaşananların din, din eğitimi ve Diyanet İşleri Başkanlığının din eğitimi yöntemleriyle hiçbir alakası olmadığını, böyle vahim bir suçu işleyen şahsın görevden el çektirildiğini belirterek, "Aradan uzun bir süre geçtikten sonra basına yansıyan bu içler acısı görüntülerden dolayı öncelikle gözümüzün nuru çocuklarımızdan özür diliyoruz." ifadelerini kullandı.
Görevden alındı
Başkan Görmez, paylaşımında şu ifadelere yer verdi: "Sakarya'da bir Kur'an kursunda 2016 yılı Mayıs ayında yaşananların, din ile din eğitimiyle ve Diyanet İşleri Başkanlığının din eğitimi yöntemleriyle hiçbir şekilde alakası yoktur. Böyle vahim bir suçu işleyen şahıs hakkında Başkanlığımız tarafından derhal soruşturma açılmış, görevden el çektirilmiştir.
Aradan uzun bir süre geçtikten sonra basına yansıyan bu içler acısı görüntülerden dolayı öncelikle gözümüzün nuru çocuklarımızdan özür diliyoruz. Bu ve benzeri durumların yaşanmaması için gerekli hukuki ve ahlaki adımlar atılmıştır. Bizzat kendim ve bütün personelim, çocuklarımızı inciten, hırpalayan her türlü davranışla mücadelede sonuna kadar kararlı olduğumuzu bir defa daha dile getirmek istiyoruz. Çocuğunu yaralayan bir toplumun geleceği sağlıklı olamaz ve bir insan çocuğun üstün menfaatlerini öncelemedikçe, üzerindeki ilahi emaneti hakkıyla koruyor sayılamaz." cnntürk

14 Ocak 2017 Cumartesi

Tuna Nehri'ne düşen tilki dondu

Almanya Fridingen'de bir avcı Tuna Nehri'nde yürürken ince buz tabakasının kırılmasıyla suyun içine düşüp boğulan ve buz tutan bir tilkiyi görüntüledi.

Franz Stehle adlı avcı tilkiyi farkedince buz bloğunu kestiğini ve aile otelinin önünde sergilediğini söyledi.

Alman avcı daha önce donmuş bir geyik ve yabani domuz gördüğünü de söyledi.

Avrupa'yı yaklaşık bir haftadır esir alan zorlu kış koşulları nedeniyle kıtanın dört bir yanından buna benzer haberler geliyor.

20'den fazla insan donarak hayatını kaybetti. Çok sayıda göçmen soğuk kış şartlarıyla mücadele ediyor.

Kuşlar için de durum kötü. Irmaklar ve nehirler buz tuttu. Nehirlerin donması nedeniyle ördekler yiyecek bulmakta zorlanıyor. Sokak hayvanları sığınacak yer arıyor.

cnntürk

Kuran kursunda küçük çocuğa terlikle dayak

Sakarya'nın Erenler ilçesinde, Kuran kursunda görevli hocanın küçük bir çocuğu terlikle döverken çekildiği ileri sürülen görüntüler sosyal medyada yayıldı. Sakarya Müftü Vekili Nejdet Arman konuyla ilgili idari soruşturma başlatıldığını söyledi.

Erenler Çaybaşı Yatılı Kuran Kursu'nda meydana geldiği belirtilen olayla ilgili görüntüler. sosyal medyada hızla yayıldı. Görüntülerde, görevli hoca terlikle vurmasının ardından geri geri giderek köşeye sıkışan küçük çocuk ağlarken, hoca terlikle çocuğa ardı ardına vurmayı sürdürüyor. Küçük çocuğun tüm yalvarmalarına rağmen hocanın çocuğu dövdüğü bu görüntülere sosyal medyada tepki yorumları yapıldı.
Sakarya Müftü Vekili Nejdet Arman olayla ilgili kendilerine şikayette bulunulduğunu, soruşturmanın sürdüğünü belirterek şunları söyledi:
"Bahse konu görüntüler Erenler'de bulunan Kuran Kursu'nda 15 Temmuz darbe girişimi öncesinde çekilmiş. Görüntüyü çeken de küçük çocuğun arkadaşı. Ancak çocuğun anne babası şikayetçi olmayıp, amcası şikayetçi olunca konuyla ilgili idari soruşturma başlattık. Ancak araya darbe girişimi girince süreç uzadı. Görüntülerdeki görevli de emekliye ayrıldı. Ancak idari soruşturma halen sürüyor. İdari soruşturmaya göre gereken yapılacaktır."

Yargıtay Başkanı: '2017'de seferberlik ilan etmemiz gerekiyor'

Yargıtay Başkanı İsmail Cirit, istinaf mahkemelerinin kurulmasının, hukuk uyuşmazlık dosyalarında beklenen azalmayı sağlamadığını belirterek, "2017 yılında Yargıtay'da adeta seferberlik ilan ederek her zamankinden daha çok çalışmamız gerekiyor" dedi.

Başkanlar Kurulu Toplantısında konuşan Yargıtay Başkanı İsmail Cirit, istinaf mahkemelerinin kurulmasının, temyiz organının önündeki hukuk uyuşmazlık dosyalarında beklenen azalmayı sağlamadığını söyledi. İstinaf mahkemelerini Türk yargısı için bir fırsat ve sınav olarak niteleyen Cirit, "2017 yılında Yargıtay'da adeta seferberlik ilan ederek her zamankinden daha çok çalışmamız gerekiyor" dedi.
Yargıtay'ın her yıl Ocak ayında yapılan Başkanlar Kurulu Toplantısı Balıkesir'in Edremit ilçesinde yapıldı. Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, daha iyi hizmet sunmak, daha adil, adalet sistemi kurmak için Yargıtay'ın içtihat mahkemesi niteliğinde faaliyet yürütebilmesi için iş bölümünü yaptıklarını söyledi.
Yargıtay Başkanlar Kurulu, Edremit'in termal suları ile ön plana çıkan yerleşimi Güre Mahallesi'ndeki Hattuşa Termal Otel'de toplandı. Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, Yargıtay üyelerine konuşma yaptı.
Yargıtay'ın önündeki dosya sayılarını açıkladı
Anayasal bir kurum olarak hukukun ülkede uygulanmasını sağlama görevini layıkıyla yerine getirebilmek için çalıştıklarını söyleyen Yargıtay Başkanı Cirit, dairelerde bulunan dosya sayılarına ilişkin bilgi verdi. Cirit, "2016 yılı sonu itibarıyla hukuk dairelerinde 424 bin 376, ceza dairelerinde 379 bin 968 olmak üzere toplam 804 bin 344 derdest dosya bulunmaktadır. Aynı yıl içinde karar verilen dosya sayısı, hukuk dairelerinde 354 bin 644, ceza dairelerinde 294 bin 551 olmak üzere toplam 649 bin 195 olmuştur. Hukuk Genel Kurulu'ndaki derdest dosya sayısı 2 bin 727, Ceza Genel Kurulu'ndaki derdest dosya sayısı 893'tür. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arşivinde 630 bin 895 dosya beklemektedir" dedi.
'İstinafların kurulması dosyaları beklenen oranda azaltmayacak'
Daire başkanları, üyeler, tetkik hakimleri ve Cumhuriyet savcılarının büyük fedakarlıklarla çalışmalarına rağmen "iş yükünün" hala Yargıtay'ın önemli sorunu olduğunu ifade eden Yargıtay Başkanı Cirit, sözü istinaf mahkemelerine getirdi. İstinaf mahkemelerinin hayata geçirilmesinin Türk yargısı için büyük bir fırsat ve sınav olarak niteleyen Yargıtay Başkanı Cirit şunları söyledi:
"İstinafların kurulması ile Yargıtay'a temyiz incelemesine gelecek dosya sayısında umulan azalmanın, hukuk uyuşmazlıklarına ilişkin dosyalar bakımından beklenen oranda 'yüzde 11' gerçekleşmeyeceği, aksine bu oranın daha yüksek olacağını göz önünde tutularak, 2017 yılında Yargıtay'da adeta seferberlik ilan ederek her zamankinden daha çok çalışmamız, tetkik hakimlerinin yetiştirilmesine özel önem vererek, daha verimli çalışmanın yollarını bulmamız gerekmektedir. Aksi halde, topluma verdiğimiz sözleri yerine getirememiş oluruz. Netice itibariyle Yargıtay, ideal anlamda bir içtihat mahkemesi olma yolunda belirlemiş olduğu vizyona uygun olarak yapısal tedbirlerini almış ve pek çoğunu da hayata geçirmiştir."
Toplantıyla ilgili basına bilgi verdi
Toplantı sonrası basın mensuplarına açıklama yapan Cirit, 2016 yılını değerlendirildiklerini belirterek şunları söyledi.
"Yargıtay'ımızın yıllık iş bölümü toplantısını yaptık. 2016'da istinafların faaliyete geçmiş olması ve yargıda yaşanan birçok gelişmeden sonra 6723 Sayılı Yasa gereği olarak da Yargıtay'ın iş hacminin azalması, daire sayılarının da azaltılması neticesinde bu yıl 5 daireyi kapatmıştık. Daha iyi hizmet sunabilmek, daha adil, adaletli sistemi kurabilmek için Yargıtay'ın 'içtihat mahkemesi' niteliğinde faaliyet yürütebilmesi için iş bölümünü yaptık. 1924 yılında faaliyeti kaldırılan istinaf mahkemeleri, Temmuz 2016 itibarıyla tekrar faaliyete geçirilmiştir. İkili olan denetim sitemi üçlü bir sistem haline getirilmiştir ve bu üçlü denetim sisteminin ülkemize daha yarar getireceğine, adil ve daha sağlıklı sonuçların kısa sürede alınmasını sağlayacağına inanıyorum. Bu bağlamda toplantımızı yaptık ve karar altına aldık."
Öte yandan; ilk olarak ceza ve hukuk daireleri başkanları birlikte toplantı yaptı. Daha sonra ceza ve hukuk dairesi başkanları, 2 ayrı salonda toplantılarına ayrı ayrı devam etti. Heyet üyelerinin yarın (pazar) Burhaniye'de düzenlenecek deve güreşlerinin ardından Ayvalık ve Burhaniye ilçelerinde çeşitli etkinliklere katılacağı belirtildi. DHA

MEB’den öğrencilere kötü haber: Yarı yıl tatilinde ders var

İstanbul ve birçok ilde kar yağışı nedeni ile okullar tatil edilmişti. MEB programın aksamaması için harekete geçti

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), başta İstanbul olmak üzere Türkiye’nin birçok ilinde kar nedeniyle eğitime verilen arada programının aksamaması için harekete geçti.
Habertürk'te yer alan habere göre, Ortaöğretim Genel Müdürlüğü’nün illere gönderdiği yazıda, eğitime ara verilen okullarda telafilerin yapılması gerektiği belirtildi.
Yazıda şu ifadeler yer aldı: “Eğitim-öğretimin gerçekleştirilemediği eğitim kurumlarımız ile yurtdışından gelen, milli sporcu olan, hastalık gibi sebeplerle derslerinde eksiklik bulunan öğrencilerin yapılamayan eğitim faaliyetlerinin telafisi için valiliklerce gerekli tedbirler alınarak eksiklikler giderilecek. Hafta içi ders saatleri dışında hafta sonları ya da yarıyıl tatilinde telafi eğitimi gerçekleştirilecektir...”

Korkusunu yenmek için evinde 5 yıldır yılan besliyor

Samsun’da mahalli bir ses sanatçısı, yılan korkusunu 5 yıldır evinde yılan besleyerek yenmeye çalışıyor.


Samsun’un Atakum ilçesinde ikamet eden, mahalli ses sanatçısı ve ‘Türkü Adam’ ismi ile tanınan 35 yaşındaki Ferdi Demir, 5 yıl önce aldığı piton ve boğa cinsi yılanlarla evini paylaşıyor. Evde ayrıca geko cinsi kertenkele de besliyor. Güney Afrika’dan getirttiği yılanlara ve kertenkeleye isim de veren Demir, kertenkeleye ‘Paytak’, piton yılanına ‘Medisa’ ve sarı renkli boğa yılanı ‘Akra’ ismini koydu.

“Yılan korkumu yılan besleyerek gideriyorum”
Yılan korkusunu yenmek için 5 yıl önce yılan beslemeye karar verdiğini ifade eden Ferdi Demir, “Ben yılanlardan çok korktuğum için yılan besliyorum. Bu korkuyu ancak yılan besleyerek atabileceğimi düşündüm. Bunun için yılan besleyip de bakamayan birinin yılanlarını alarak başladım. Bu yılanları herkes besleyemiyor. Bazı belgeleri olması gerekiyor. Onları edindikten sonra yılan beslemeye başladım. Sonra başka bir yılan çıktı karşıma, onu da aldım. Elimde bir piton ve bir de boğa yılanı oldu. Bunları besleyerek ailecek profesyonel olduk. Şimdiye kadar ısırılma vakamız yok denecek kadar az oldu. Bunlar zehirli yılanlar değil. Bilinenin aksine çok sakin hayvanlardır. Şuana kadar bir sıkıntı yaşamadık” dedi. Bu zamana kadar komşularından şikayet almadıklarını belirten Demir, “Komşularımız birçok hayvan beslediğimizi bildiği için şikayetçi değiller. Yılanlar çevreye köpekten daha az zarar veriyor. Çünkü bunlar genelde ayda bir yemek yiyorlar. Onun için de ayda bir tuvaletlerini yapıyorlar. Ama bir köpeğin her gün tuvaletini yapması gerekiyor. Bunlar ses bile çıkarmıyorlar, sadece tıslıyor. Çok nadir tısladığını görürsünüz. Bilinenin aksine beslemesi de çok kolay hayvanlar” diye konuştu.

“Kimse evine doğadan koparılan yılanı beslemesin”
Vatandaşlara da yılan besleme konusunda uyarılarda bulunan Demir, “Kimse evine doğadan koparılan yılanı beslemesin. Bu yılanlar laboratuvar ortamlarında, yetiştiriciler tarafından yetiştirilmiş , doğada hiç yaşamamış hayvanlardır. Bu hayvanları doğaya salsak ölürler. Ben bunları çiftleştirmiyorum. Bunlar Güney Afrika’dan gelen hayvanlar” şeklinde konuştu.

Küçük kız yılanlardan korkmuyor
Yılanlardan korkmadığını belirten Ferdi Demir’in 4 yaşındaki kızı İclal Demir ise, “İnsanlar yılanlardan korkmasınlar. Çünkü yılanlar zarar vermez. Biz bütün hayvanları besledik ve seviyoruz” ifadelerini kullandı.

İtalyan Nutella şirketi kanser iddiaları sonrası zorda

Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi (EFSA), Nutella içerisinde yer alan palmiye yağının kanserojen olduğunu duyurdu. Üretici firma Ferrero'nun yanıtı ise bunun aksini iddia eden bir televizyon reklamı oldu.

İtalyan gıda devi Ferrero'nun ürettiği ve dünya çapında bir üne sahip olan çikolata-fındık ezmesi ürünü Nutella'nın başı Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi'nin (EFSA) son raporu sonrası dertte.
Raporda, Nutella içerisinde bulunan palmiye yağı, diğer yağ çeşitlerine göre daha kanserojen bir madde olarak tanımlandı. EFSA'nın bu raporu, Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) palmiye yağı hakkında görüşlerini de destekliyor.
Rapor sonrası Nutella hisseleri yüzde 3 düşerken, üretici firma Ferrero bu krizin ardından bir televizyon reklamı yayınladı.
Reklamda palmiye yağının tehlike yaratmayacak şekilde kullanıldığına ve bu yağ olmadan aynı yayılmanın elde edilemeyeceğine vurgu yapıldı.
Uzmanlar Nutella'nın bu hamlesinin ekonomik nedenlerle olduğunu savunuyor. Bunun sebebi ise, Ferroro'nun Nutella'da kullandığı yağı değiştirmeye karar vermesi durumunda, yıllık maliyetlerin 8-22 milyon dolar artacak olması.
FERRERO CEPHESİNDEN AÇIKLAMA
Ferrero'nun satın alma yöneticisi Vincenzo Tapella ise bu durumun sebebinin ekonomik olmadığını iddia ediyor. Tapella'ya göre Nutella'da palmiye yağı dışında bir yağ kullanılması durumunda ürünün niteliğinde bir düşüş yaşanacak.
PALMİYE YAĞI NEDEN ZARARLI?
2016 yılının Mayıs ayında yayınlanan detaylı EFSA raporuna göre, 200 derecenin üzerindeki sıcaklıklarda rafine edilen palmiye yağı, diğer tüm bitkisel yağlardan daha tehlikeli kabul ediliyor. Palmiye yağının doğal kırmızı renginin sökmek ve kokusunu ortadan kaldırmak için yüksek sıcaklıklar kullanılıyor. Bu işlem glisidil yağlı asit esterleri (veya GE) olarak adlandırılan atık maddelere neden oluyor. Bu maddelerin hazmı da tümörlere yol açtığı düşünülen glisidol oluşumuna neden oluyor.
İtalyan Ferrero bünyesinde Nutella'dan başka Kinder (Sürpriz Yumurta), Ferrero Rocher ve Tic Tac gibi bilinen markalar bulunuyor.
NUTELLA HAKKINDA BİLMENİZ GEREKENLER
*“Nutella” ismi, İngilizce “Nut(Fındık)” ve Latince’de tatlılar için kullanılan bir ek olan “ella”nın birleştirilmesiyle meydana gelmiş.
*Nutella, Dünya fındık rezervlerinin yüzde 25’ini kullanıyor.
*Nutella, pürüzsüz dokusu ve raf ömrü nedeniyle palmiye yağını tercih ediyor.
ntvmsnc

"Müteahhitlik yasasıyla sektöre düzen gelecek"

İnşaat Müteahhitleri Konfederasyonu Başkan Yardımcısı ve Müteahhitler Federasyonu (MÜFED) Başkanı Necip Nasır, müteahhitlik yasa tasarısı çalışmalarına ilişkin, "Çıkarılacak kanunla, müteahhitliğin çerçevesi belirlenecek, sektör disiplin altına alınarak, ülkemize yurt içi ve yurt dışından daha fazla katma değer sağlanacaktır." değerlendirmesinde bulundu. 

Nasır, yaptığı açıklamada Türkiye'de 300 bin müteahhitin olduğunu kaydetti.Müteahhitlik yasa tasarısı çalışmalarının sürdüğünü ifade eden Nasır, Müteahhitler Konfederasyonu olarak Türkiye genelindeki inşaat sektörününsorunlarıyla ilgili Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinde bir çalıştay gerçekleştirdiklerini hatırlattı. Nasır, tespit edilen sorun ve çözüm önerilerini Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki ile paylaştıklarını aktararak, "Müteahhitlik yasasıyla sektöre düzen gelecek. Çıkarılacak kanunla, müteahhitliğin çerçevesi belirlenecek, sektör disiplin altına alınarak, ülkemize yurt içi ve yurt dışından daha fazla katma değer sağlanacaktır." ifadelerini kullandı.
Kentsel dönüşümle ilgili 5393 Sayılı Belediye Kanunu'nun 53. Maddesi ve 6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun'un yeniden düzenlenmesi gerektiğini savunan Nasır, yasalardaki iki başlılığın ortadan kaldırılarak, yerel yönetimlerin daha fazla yetkilendirilmesi gerektiğini belirtti. Nasır, kentsel dönüşümde sadece yeni binalar inşa etmenin yeterli olmadığını, yaşanabilir bir çevre planlamasının da sürece dahil edilmesi gerektiğini kaydetti.
"Herkes bireysel planlama yaparsa, İzmir beton yığınına döner"
İzmir gibi yüzde 85'inin dönüşmek zorunda olduğu bir kentte, dönüşümün yerinde yapılması gereğini ifade eden Nasır, sözlerini şöyle tamamladı:
"İzmir'in sosyal yapısı nedeniyle insanlar oturdukları semti değiştirmek istemiyor. Asıl sıkıntı merkez ilçelerde yaşanan yoğunluktan kaynaklanıyor. Planlamanın ada bazında yapılması gerekir. Özel sektör yerindedönüşüm konusunda mutlaka devreye girmeli. Planlama konusu çok önemli. Herkes bireysel planlama yaparsa, İzmir beton yığınına döner. Kentsel dönüşüm, her ilçenin beklenti ve sosyal yapısına uygun olarak şekillendirilmelidir."

13 Ocak 2017 Cuma

Sosyal medyaya büyük gözaltı: 17 bin 862 dosya bekliyor

15 Temmuz darbe girişiminin ardından sosyal medyada terör yanlısı paylaşımlarda bulunduğu belirlenen  3 bin 861 kişi gözaltına alındı. Şüphelilerden bin 734'ü tutuklanırken, bin 317 kişi adli kontrol şartıyla, 810 kişi ise ifadeleri alındıktan sonra emniyetten serbest bırakıldı. Cumhuriyet Savcılıklarında gözaltı talimatı bekleyen 17 bin 862 dosyanın bulunuyor. 47 bin 24 sosyal paylaşım hesabının da kullanıcısının tespiti için çalışmalar sürüyor. Şüpheliler arasında Türkiye'nin ilk korku filmlerinden biri olan Dabbe'nin yönetmeni olan Hasan Karacadağ da bulunuyor

15 Temmuz darbe girişiminin ardından sosyal medyada terör yanlısı paylaşımlarda bulunduğu belirlenen 3 bin 861 kişi gözaltına alındı.
AA muhabirinin güvenlik kaynaklarından edindiği bilgiye göre, güvenlik güçlerince terör örgütlerine yönelik operasyonlar kararlılıkla sürdürülürken, diğer taraftan da sosyal medya üzerinden yapılan terör yanlısı paylaşımlar da yakın takibe alındı.
Son 6 ayda sosyal paylaşım sitelerinden Facebook ve Twitter üzerinden bu yönde paylaşımlar yaptıkları gerekçesiyle 68 bin 774 hesap hakkında ihbarda bulunuldu. Bu hesaplardan 21 bin 723'ünün kullanıcısı tespit edilirken, 47 bin 24 hesabı kullanan şüphelilerin tespiti için çalışmaların sürdüğü öğrenildi.
Yapılan tespitlerin ardından terör ekiplerince düzenlenen operasyonlarda internet üzerinden terör örgütü propagandası yaptığı tespit edilen 3 bin 861 kişi gözaltına alındı. Şüphelilerden bin 734'ü tutuklanırken, bin 317 kişi adli kontrol şartıyla, 810 kişi ise ifadeleri alındıktan sonra emniyetten serbest bırakıldı.
Konuya ilişkin çalışmaların sürdüğü ve Cumhuriyet Savcılıklarında gözaltı talimatı bekleyen 17 bin 862 dosyanın bulunduğu öğrenildi.
Aralarında ünlü isimler de var
Terör örgütü propagandası yapan, infial yaratıcı ve devlet büyüklerine hakaret içeren paylaşımlarda bulunan şüpheliler arasında Reina saldırısını "mezhep çatışmasına dönüştürmek isteyerek infial yaratıcı paylaşımda bulunduğu"gerekçesiyle tutuklanan Barbaros Şansal ile yine yaptığı paylaşım nedeniyle aranan, Türkiye'nin ilk korku filmlerinden biri olan Dabbe'nin yönetmeni olan Hasan Karacadağ da bulunuyor. Şansal, Reina'ya düzenlenen terör saldırısının ardından twitter'dan "İşletmecisi ve tüm çalışanları Alevi olduğu için Noel Baba kılığındaki Sünni Müslümanlar insanları silahla taradı. Özeti budur" yazılı açıklama yaparken, Can Batuta adını kullanan Karacadağ ise yine twitter üzerinden "2017 Nisan-Mayıs. Suriye batağında Türk askerini bekleyen kimyasal saldırı. Takip edin yazacağım" şeklinde paylaşımda bulunmuştu.
Şansal ve Karacadağ'ın yanı sıra haklarında işlem yapılan kişilerden bazılarının bölücü terör örgütü elebaşının açıklamalarını yazdığı ya da terörist fotoğrafları altında örgüt propagandası yaptığı, bazılarının da infial yaratacak (İzmir'de neden patlama olmuyor? / Patlama ve PKK ayaklanmalarının olacağı iller) şekilde paylaşımlarda bulunduğu görüldü. cnntürk

Reza Zarrab hakkında dava açıldı

Kandilli'de bulunan ve korunması gerekli kültür varlığı olarak tescillenen taşınmazda, izinsiz inşai ve fiziki müdahale yaptırdığı iddia edilen Reza Zarrab ile inşaatı yapan müteahhit Firuz Akın Han hakkında, "imar kirliliğine neden olma" ve "2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'na muhalefet" suçlarından 10'ar yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.

Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Üsküdar Kandilli Mahallesi 958 ada, 1 parsel sayılı taşınmazda aykırı ve izinsiz olarak yapılan fiziki ve inşai uygulamalar ile ağaç kesilmesi hususlarına dair gelen ihbarlar doğrultusunda soruşturmaya başlandığı anlatıldı.
Boğaziçi sit alanında kalan söz konusu taşınmazın, Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulunun kararı ile korunması gerekli kültür varlığı olarak tescillendiği belirtilen iddianamede, aynı kararla taşınmazdaki tek çam ağacının da korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil olunduğu aktarıldı.
İddianamede, Kültür ve Tabiat Varlıkları İstanbul Bölge Kurulu üyelerince, taşınmaza ilişkin yerinde yapılan inceleme sırasında parselde izinsiz fiziki ve inşai uygulamaların yapıldığının tespiti üzerine, Cumhuriyet
Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğu belirtilen iddianamede, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Boğaziçi İmar Müdürlüğü'nün de aynı taşınmaza ilişkin ruhsat eki projesine aykırı inşaat yapıldığı gerekçesiyle suç duyurusunda bulunduğu kaydedildi.
İkinci bodrum katının büyütülerek birinci bodrum katıyla birleştirildiği
Şüpheli Reza Zarrab tarafından yaptırıldığı anlaşılan söz konusu izinsiz inşaatın fenni mes'ulünün de şüpheli Firuz Akın Han olduğunun dosya kapsamından anlaşıldığı belirtilen iddianamede, İBB Boğaziçi İmar Müdürlüğünce yapı tadil ruhsatının incelenmesinde, söz konusu taşınmazda döşemelerin kaydırılarak kat yüksekliklerinin değiştirildiği, ikinci bodrum katının büyütülerek birinci bodrum katıyla birleştirildiği, çatı mahyasının yüksek kurulduğu gibi hususların yapıldığının tespit edildiği anlatıldı.
İddianamede, suça konu taşınmazdaki inşaatı yapan müteahhit şüpheli Firuz Akın Han'ın savunmasında, ana binanın kontur ve gabari olarak ruhsatlı projesine uygun olduğunu, projeye aykırı kısmının bina henüz bitmediği için düzeltilebileceğini ifade ettiği belirtildi.
Şüpheli Reza Zarrab'ın savunmasına da yer verilen iddianamede, inşaatta tüm izin ve ruhsatların alınarak işlemlere başlanıldığını, tadilat aşamasında tüm işlemlerin profesyonel kişiler tarafından yürütüldüğünü, konuyla ilgili restorasyon, tadilat uygulama projesinin hazırlandığını ve Boğaziçi İmar Müdürlüğü'ne sunulduğunu, bu haliyle atılı suçların unsurlarının oluşmadığını ve suçsuz olduğunu söylediği belirtildi.
İddianamede, taşınmazda, izinsiz ve ruhsata aykırı müdahalelerin devam edip etmediğinin İBB Boğaziçi İmar Müdürülüğünden sorulduğu belirtilerek, gelen cevap yazısında tespit edilen aykırılıkların mevcudiyetini koruduğunun bildirildiği aktarıldı.
Yargılanmalarına ilerleyen günlerde başlanacak
Tüm dosya kapsamına göre şüpheli savunmalarının suçtan kurtulmaya yönelik olduğu kanaatine varıldığı aktarılan iddianamede, sit alanı olarak tescil edilen ve korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olan bahçeli ev niteliğindeki taşınmazda, Reza Zarrab'ın, Koruma Bölge Kurullarından izin almaksızın inşai ve fiziki müdahale yaptırdığı vurgulandı.
İddianamede, şüpheli Firuz Akın Han'ın da suça konu yerde yine Bölge Koruma Kurullarından izin almaksızın inşai ve fiziki müdahale yaptığı belirtilerek, şüphelilerin eyleminin aynı zamanda "imar kirliliğine neden olma" suçuna da karşılık geldiği bilgisi verildi.
Suça konu taşınmazda ruhsata aykırı olarak bina yapıldığının dosyada mevcut yapı tadil tutanağından anlaşıldığı belirtilen iddianamede, şüpheliler Sarraf ve Han'ın "imar kirliliğine neden olma" ve "2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'na muhalefet" suçlarından 3'er yıldan 10'ar yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi.
İddianame, gönderildiği 9. Asliye Ceza Mahkemesince kabul edildi. Şüphelilerin yargılanmalarına ilerleyen günlerde başlanacak.