14 Aralık 2014 Pazar

Gözaltı listesinde Fethullah Gülen var mı?

Bu sabah başlayan operasyonun başındaki isim olan İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Orhan Kapıcı Hürriyet Dünyası’na kısa bir açıklama yaptı. Başsavcı Vekili Kapıcı gözaltına alınacak kişi sayısının 31 olduğunu açıkladı.

Hürriyet'ten Dinçer Gökçe'nin haberine göre;  Başsavcı Vekili Kapıcı, konu ile ilgili yazılı bir açıklama yaptıklarını ifade ederek haklarında gözaltı kararı verilen kişi sayısının 31 olduğunu söyledi. Kapıcı, hakkında gözaltı kararı bulunduğu iddia edilen Fetullah Gülen’in listede olup olmadığına yönelik soruya ise “Şu anda o konuda bir şey söyleyemem” dedi.

Başsavcı Vekili Kapıcı, gözaltına alınan Ekrem Dumanlı'nın, avukatı aracılığı ile 12 Aralık'ta yaptığı, hakkında herhangi bir soruşturma olup-olmadığına ilişkin başvuruya ilişkin verilen resmi yanıta ile ilgili soruyu ise yanıtsız bıraktı.

Cübbeli'den Fettah Tamince'ye: Gavur yalakası!

Cübbeli Ahmet Hoca, Rixos Oteller Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Fettah Tamince'ye tepki gösterdi. Antalya'da yılbaşı için hiçbir hazırlık olmadığını belirten Fettah Tamince için Cübbeli Ahmet Hoca, "Bunlar böyle ya, gavur yalakaları. Bu milletin de çok bozulanı var. Allah ıslah etsin" dedi.

 Rixos Oteller Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Fettah Tamince, 150 milyon gecelemenin olduğu Antalya ’da yılbaşını çağrıştıracak hiçbir şey olmadığını belirterek, "Hiç süsleme gördünüz mü? Bayram havası görüyor muyuz? Tamam Hıristiyan değiliz, değiliz de biz turizm şehriyiz" demişti.

NOEL BABA'NIN İÇİNİ DE Mİ GÖRECEKSİN? 

İnternethaber'de yer alan habere göre, dün geceki sohbetinde Cübbeli Ahmet Hoca, isim vermeden Fettah Tamince'nin sözlerini eleştirdi. Cübbeli Hoca, ışıklandırmanın yetirsizliğinden şikayet eden Fettah Tamince'ye, "Ne yapacaksın daha ışığı Noel Baba'nın içini de mi göreceksin?" diye sordu.

"Millete papazları sevdiriyorlar" diyen Cübbeli Ahmet Hoca, şöyle konuştu:

"Antalya Belediyesi çok ışıklandırma yapmıyormuş. Eski belediye demek ki çok ışık yapıyormuş. Noel Baba falan... Bu belediye yapmıyormuş. Adamlar haberlerde diyor ki, "Ya Hıristiyan değiliz, anladık ama buraya da çok Hıristiyan geliyor. Işıklar azaldı. Belediye de ne yapacağını şaşırdı, 'Neyse daha gün var' falan dedi, oyalıyor. Ne yapacaksın daha ışığı Noel Baba'nın içini de mi göreceksin, papazın... Tövbe yarabbi! Ne işi var bu papazın bizim sokaklarda çarşılarda? Millete papazları sevdiriyorlar. Bir sarıklı hocayı öyle gezdirmeye kalksalar hakaret ederler. Papazı gezdirseler ooo ilerici olduk. Bunlar böyle ya, gavur yalakaları. Bu milletin de çok bozulanı var. Allah ıslah etsin. Allah dinlerine hayırla döndürsün."

AK Parti, CHP, MHP ve HDP'den operasyon açıklaması

AK Parti ve CHP'den 14 Aralık operasyonuna ilişkin açıklamalar yapıldı. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu 'Bu bir darbe sürecidir' derken, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş 'Yapılan işlemin sonucunu göreceğiz' diye konuştu. Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu da 'Yanlış yapan bedelini öder' dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "14 Aralık operasyonu" ile ilgili olarak, “Zaten bir dikta yönetimi var dikta yönetimi baskısını her gün artırıyor. Ama hiç kimse korkmasın hiç kimse çekinmesin. Bu ülke CHP olduğu sürece diktatörler asla başarı sağlayamazlar" dedi.

Sabah saatlerinde polisin yaptığı operasyonla ilgili olarak sorulan soru üzerine CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu şunları söyledi:

"17-25 ARALIK YOLSUZLUKLARINI YENİ OPERASYON YAPARAK KİMSE KAPATAMAZ"

"17-25 Aralık yolsuzluklarını yeni operasyon yaparak kimse kapatamaz. O operasyonlarla ortaya çıkan yolsuzluklar tarihe mal oldu. Aradan yüz yıl geçse de insanımız, çocuklarımız, torunlarımız onların torunları bunu öğrenecekler. Bir hükümetin bir devleti nasıl soyduğunu hep beraber göreceğiz. Şimdi önümüzde 17-25 Aralık süreci var, toplum tekrar hatırlayacak diye yeni bir operasyonla bunu kapatmak istiyorlar.  Şunu açık ve net söyleyeyim. Mazlum adresi sorulmaz, mazlumun kimliği sorulmaz, geçmişte gazetecilere ve gazetelere nasıl operasyonlar yapıldı.
"GEÇMİŞTE ELEŞTİRDİYSEK AYNISINI BUGÜN DE YAPIYORUZ

Biz eleştirdiysek aynı eleştirileri bugün de yapıyoruz. Basın özgür olmalı, rahat yazabilmeli, korkusuzca yazabilmeli. Hükümetin baskısı altında bu tür operasyonları gerçekleştirmek demokrasiyle bağdaşmıyor.
"DİKTA YÖNETİMİ BASKINI HERGÜN ARTTIRIYOR"

Zaten bir dikta yönetimi var dikta yönetimi baskısını her gün attırıyor. Ama hiç kimse korkmasın hiç kimse çekinmesin. Bu ülke CHP olduğu sürece diktatörler asla başarı sağlayamazlar."

KURTULMUŞ: SONUCU GÖRECEĞİZ
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, operasyonun teferruatını ve hangi gerekçelerle yapıldığını şu an bilmediğini söyledi. Herkesin duruma bakacağını ifade eden Kurtulmuş, "Yapılan işlemlerin sonucunu göreceğiz. Bir şey söylemeyi bu aşamada uygun görmüyorum" dedi.
     
MÜEZZİNOĞLU: YANLIŞ YAPAN BEDELİNİ ÖDER
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu da Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunu belirterek, "Gerekli değerlendirmeleri süreç içerisinde zaten kamuoyu da yapar. Yanlış yapan yanlışının bedelini öder. Ama şu anda daha çok yeni haberler, bakalım" diye konuştu.

MHP'Lİ OKTAY VURAL: ZAMANLAMA MANİDAR
İstanbul'da gazetecilerin de gözaltına alındıkları operasyonlar konusunda MHP'den ilk tepki, "zamanlama manidar" oldu. MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural Hürriyet'e yaptığı açıklamada, "operasyon 17-25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk çetesinin yaptığı darbelerden biri. Amaç; halkın haber alma özgürlüğünü ortadankaldırmak" dedi.

Vural, şöyle konuştu;

"Daha önce hukuka darbe yapmışlardı. Adli kolluğa darbe yaptılar. parlamentoda milletvekillerinin rüşvet ve yolsuzluk dosyalarında inceleme yapmasını, soru sormasını engelleyerek egemenliğe darbe yaptılar. Şimdi de açıkçası medyaya baskı yapmak suretiyle doğrudan doğruya bu süreci halktan gizlemek istiyorlar. Halktan bilgi gizlemeye çalışanlar, halktan korkanladır. halkın bilgi almasından korkanlardır."

Vural, bugün yapılan operasyonların iki amacı olduğunu belirterek, bunları şöyle sıraladı;
* Rüşvet ve yolsuzluk çetesinin üstünü örtmek
* Özgürlük ve demokrasi düşmanı bir anlayışla doğrudan doğruya meydaya baskı kurup, korkutup sindirmek.

Daha önce de 17-25 Aralık süreciyle ilgili TBMM'de kurulan Meclis soruşturma komisyonu çalışmaları ile ilgili olarak yayın yasağı koyulduğunu da hatırlatan Vural, "meclis soruşturmasıyla ilgili yayın yasağı koyan siyasileştirilmiş yargı, yine aynı şekilde, bu süreci unutturmak için bu operasyonu. Zamanlaması açısından manidar" dedi.

HDP: CUMHURBAŞKANI İŞARETİNİ VERMİŞTİ
Türkiye'de bugün aralarında gazetecilerin de bulunduğu pekçok kişinin gözaltına alınmasına ilişkin operasyona HDP'nin tepkisi, "rakip muhalifleri susturuyorlar" şeklinde oldu. Kaplan, "Bir zamanlar KCK'ya operasyon yapıp, basını bölücülükle suçlayanlar, şimdi kendi sıralarının geldiğini görüyorlar" diye konuştu.

HDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan Hürriyet'e yaptığı açıklamada, daha önce Twitter'da böyle bir operasyon yapılacağını yazan "Fuat Avni" adlı hesaba atıfta bulunarak, "Fuat Avni Türkiye'yi iyi biliyor. Hükümetin yalanlamasına rağmen, ne kadar haklı olduğu ortaya çıktı" dedi.

Operasyonun 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonunun yıldönümü yaklaşırken gerçekleşmesine de dikkat çeken Hasip Kaplan, "aslında Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'inlerine giriyoruz' diyerek operasyonun işaretini vermişti" dedi.

"DERİN DEVLET HÜCRELERİ UYANIYOR"
Kaplan, şöyle konuştu;

"Derin devlethücelerinin uyanmaya başladığına ilişkin bir işaret. Salt paralel değil, derin devletin de uyanmaya başladığına ilişkin Ankara'da, Meclis kulislerinde duyumlar alıyorduk. Derin devletin sık sık toplantılar yapmaya başladığı fısıltı gazetesi ile yayılmayabaşlamıştı. Farklı kesimlerden aldığımız duyumlar, önümüzdeki günlerde farklı hareketler de olabileceğini gösteriyor. Hükümetin, asker, polis, güvenlik güçleri üzerinde yüzde 100 kontrolü olmadığını, hükümetin atadığı vali, emniyet müdürünün, güvenlik güçlerinin ancak yüzde 55'ine hakim durumda olduğunu gösteriyor".

'ÖRTME GAYRETLERİNİN SONUCU'
İstanbul Milletvekili Bihlun Tamaylıgil'in annesinin cenazesine katılan TBMM Başkan Vekili Meral Akşener, "14 aralık operasyonu" sorularıyla karşılaştı. Akşener soru üzerine "Operasyonla ilgili bilgim yok. 17 ve  25 Aralık'ı örtme gayretlerinin somut bir sonucu" şeklinde konuştu.

'HERKES RAZI OLMALI'
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci 14 Aralık operasyonu için, "Herkes hukuka inanmalı, hukuka saygı duymalı. Eğer hiçbir sıkıntısı yoksa hukuka güvenmeli ve inanmalı, sonuçlarına herkes razı olmalı" dedi. Zeybekci, partisinin Hasan Güngör Spor Salonu'nda düzenlenen Ak Parti Pamukkale İlçe Kongresi öncesinde gazetecilerin gündeme ilişkin sorusunu yanıtladı."Hayat tarzı benimseyemez derken devletle, toplumla olan ilişkilerinde hukukun dışında bir hayat veyahutta böyle bir şey benimseyemez. Her şey hukuk içinde olmalı. Bence sonuçlarını görmek lazım, beklemek lazım. Benim burada endişe ettiğim şu olur, yanlış yorumlanan, yanlış şekilde yönlendirilen veya yanlış şekilde gereğinden fazla önemsenen bazı şeyler olması halinde, gereksiz yere bir ucuz bedava kahramanlar ortaya çıkarırız. Bundan endişe ederim. Herkes hukuka inanmalı, hukuka saygı duymalı. Eğer hiçbir sıkıntısı yoksa hukuka güvenmeli ve inanmalı, sonuçlarına herkes razı olmalı diye düşünüyorum."

Twitter'da '14 Aralık operasyonu' çekişmesi

Türkiye, Pazar gününe Zaman Gazetesi'ne yapılan operasyonla uyandı. Samanyolu TV Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca’dan, İstanbul Eski Terörle Mücadele Şube Müdürü ve eski Hakkari Emniyet Müdürü Tufan Ergüder’e kadar 32 kişi gözaltına alındı. Operasyon, Twitter’da neredeyse tüm trend topic'i kapladı. Twitter, “Destekleyenler – protesto edenler” olarak iki kutuba ayrıldı.

Bu sabah saat 07.15'te Zaman gazetesine düzenlenen operasyonla başlayan gözaltılar, Twitter'da geniş yankı buldu. Sosyal medya sitesinde trend olan konulara bakıldığında ilk sırada Zaman gazetesi’ndeki gözaltıları  protesto eden “#ÖzgürBasınSusturulamaz” hashtag’i bulunuyor.

Trend olan bir sonraki hashtag ise yine gözaltıları protesto eden nitelikte olan “#KendimiİhbarEdiyorum” oldu. Senarist Makbule Çam Alemdağ da gözaltına alındığı haberinden sonra, senaryosunu yazdığı Tek Türkiye dizisi de listeye giren hasgtag’lerden.

Bir sonraki hashtag de operasyonu protesto eder nitelikte “#MedyayaKarartma” hashtag’i 6. Sırada yer aldı. 7. sırada ise bu kez operasyonu destekleyen bir hashtag olan “#ZamanTemizlikZamanı” yer aldı. 
8. sırada hükümet aleyhinde “#YollarıYolsuzlukİşleriHırsızlık” hashtag’i yer alırken 9. Sırada Samanyolu televizyonu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca ve 10. Sırada operasyonun olacağını önceden açıklayan Fuat Avni bulunuyor.

İŞTE GÜNÜN TREND TOPİC'İ: 

Dumanlı ve Karaca'dan ilk açıklama

Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı, 14 Aralık Operasyonu'na ilişkin Zaman Gazetesi'nde basın açıklaması yaptı. Hidayet Karaca da gözaltı öncesi 'hakkınızı helal edin' dedi.

"Özgür Basın susturalamaz" şeklinde sloganlar eşliğinde açıklamasına başlayan Dumanlı, Cuma Günü Çağlayan'da bulunan İstanbul Adalet Sarayı'na gittiğini anlatarak, avukatlarının Başsavcı Hadi Salihoğluyla görüştüğünü belirtti. "Başsavcı Hadisalihoğlu'nun avukatlarına "Böyle bir şey yok" dediğini ve yazılı belge verdiğini aktaran Dumanlı,  "Ya Başsavcı yalan söylüyor ya da Başsavcı'nın haberi olmadan bir takım işler oluyor. Biz hakkımızda soruşturma olduğunu duyunca tweet attık, fotoğraf paylaştık, "Biz buradayız, buyrun gelin" dedik diye konuştu.

"DÜĞÜNE GİDER GİBİ HAZIRLANDIK"

Emniyet mensuplarının gazeteye gelmesi üzerine "Düğüne gider gibi hazırlandık" diyen Dumanlı, "Gözaltına alınacak kişi burada bekliyor. Lütfen gelin emaneti alın. Burada sizi bekliyorum" dedi.

"ÇOK AYIP DİYORUM"

Bazı televizyonların operasyonu "Paralel" alt yazısıyla vermesini eleştiren Dumanlı, "Çok ayıp diyorum. Paralel yapı olduğuna dair karar mı var? Haberciyseniz haber yapın. 20 yıldır gazetecilik yaptım. 10 yıldır Zaman Gazetesinde çalıştım. Bu zamana kadar herkesle görüştüm. Röportajlar yaptım" dedi.
"PARALELE BASKIN, DARBE DİYE BİR ŞEY YOK"

Basın mensuplarına seslenen Dumanlı, "Korkmayın korkmanın sonu yok. Televizyonlarda sabah telaşına geldi diye düşünüyorum. "Paralele baskın", "darbe" diye bir şey yok. Basın özgürlğüne resmen darbe yapılmaktadır. Hukuksuzdur" ifadelerini kullandı. 

"GELİN, ÇAYIMIZI İÇİN SONRA NEREYE GİDECEKSEK GİDELİM"

Emniyet yetkililerine seslenen Dumanlı, "Hakkımda gözaltı kararı çıkartmışsınız. Gelin, çayımızı için sonra nereye gideceksek gidelim. Allah hakkın yanındadır. Zalimin yanında değildir. Bugünlerde geçer. Demokrasiye sahip çıkalım" şeklinde konuştu. 

Serpil KIRKESER / İstanbul (DHA)

14 Aralık operasyonu başladı

Türkiye bu pazar sabahına yeni bir operasyon haberiyle uyandı. Polis, çok sayıda çevik kuvvetin desteğiyle Zaman gazetesinin Yenibosna'daki merkezine baskın düzenlerken, bazı dizi yapımcıları da sabahın erken saatlerinde gözaltına alındı. Hakkında gözaltı kararı bulunan kişi sayısının 32 olduğu ifade ediliyor. Zaman Gazetesi'ne gelen ve sonra ayrılan polisler saat 13:15 civarında tekrar geldi.

KİMLER GÖZALTINDA 
*Samanyolu televizyonu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca
*Sungurlar dizisinin yapımcısı Salih Asan
*Sungurlar dizisinin Yönetmeni Engin Koç
*Tek Türkiye dizisi senaristi Makbule Çam Alemdağ
*İstanbul Eski Terörle Mücadele Şube Müdürü ve eski Hakkari Emniyet Müdürü Tufan Ergüder
*Elif Yılmaz

Polis ekipleri saat 07.15 sıralarında İstanbul Yenibosna'daki Zaman gazetesi binasına geldi. Polis ekipleri, dün geceden itibaren gazete binasına gelerek beklemeye başlayan bir grubun "Özgür basın susturulamaz" sloganlarıyla karşılandı. Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı hakkındaki 'gözaltı kararı' avukatına tebliğ edildi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar  Bürosu savcılarından Hasan Yılmaz tarafından yürütülen soruşturmada, hakkında gözaltı kararı bulunanlar arasında Sungurlar dizisinin yapımcısı Salih Asan, Sungurlar dizisinin yönetmeni Engin Koç, Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı, Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, gazeteci Nuh Gönültaş, Tek Türkiye dizisinin senaristi Ali Kara, eski İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürü Tufan Ergüder bulunuyor.

Samanyolu TV'nin Sungurlar dizisinin yapımcısı Salih Asan ile yönetmeni Engin Koç Eskişehir'de gözaltına alındı. Emniyet güçleri tarafından evlerinden alınarak sağlık kontrolü için hastaneye götürülen Koç ile Asan, İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne getirildi. İfadeleri alınan Koç ve Asan, daha sonra polis tarafından İstanbul'a nakledildi. Van’ da düzenlenen '14 Aralık Operasyonu' kapsamında  STV'de yayınlanan Tek Türkiye dizisi senaristi Makbule Çam Alemdağ’ ın  evinde gözaltına alındığı bildirildi.

'14 Aralık operasyonu' kapsamında sabah erken saatlerde gözaltına alınan bir kişi sağlık kontrolünden geçirildi. Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne getirilen kişi sağlık kontrolünden geçirildi.

ESKİ EMNİYET MÜDÜRÜ GÖZALTINDA
İstanbul Eski Terörle Mücadele Şube Müdürü ve eski Hakkari Emniyet Müdürü Tufan Ergüder gözaltına alındı. Ergüder polisler eşliğinde emniyete götürüldü.

BİR KADIN GÖZALTINA ALINDI

"14 Aralık Operasyonu" kapsamında başlatılan gözaltılar sürüyor. Terörle Mücadale Şubesi polislerinin sürdürdüğü çalışmalar kapsamında bir kadın da gözaltına alındı. Gözaltına alınan kadının adının Elif Yılmaz olduğu öğrenildi.

KADIN POLİS EŞLİK ETTİ

Sağlık kontrolü için hastaneye getirilen Elif Yılmaz'a 1'i kadın 7 polisin eşlik ettiği görüldü.

TUNCELİ, ŞIRNAK VE MARDİN’DE 3 POLİS GÖZALTINDA
Operasyon kapsamında Tunceli, Mardin ve Şırnak’ta 1’ komiser 3 polis gözaltına alındı.

Bu sabah başlatılan operasyon kapsamında Tunceli’ye 6 ay önce atanan bir komiser bugün gözaltına alınarak, soruşturmanın yürütüldüğü İstanbul’a gönderildi. Mardin’de de aynı operasyon kapsamında 1 polis memuru gözaltına alındı. Şırnak Emniyet Müdürlüğü’nde görev yapan 1 polis memuru da izinli olarak arkadaşını ziyarete gittiği Mardin’de gözaltına alındı. Gözaltına alınan polisler de İstanbul’a gönderildi.

YOLLAR TRAFİĞE KAPATILDI

"14 Aralık operasyonu" nu yürüten İstanbul Emniyet Müdürlüğü binasının çevresindeki bazı yollar araç trafiğine kapatıldı. Emniyet Müdürlüğü'nün Vatan Caddesi'ndeki yerleşkesinin bulunduğu yan yollar ve Akşemsettin Caddesi kısmen trafiğe kapatıldı. Polis araçları yolun ortasına çekildi. Gelen araçlar kontrol noktalarından geri dönmek zorunda kalıyor. Çok sayıda poliste emniyet çevresinde bekliyor. Çevik kuvvet ekipleri şerit çekerek operasyonu protesto için emniyet önünde bekleyenlerin geçişine izin vermiyor.

14 Aralık operasyonunun ardından İstanbul Çağlayan Adliyesi'nde de yoğun güvenlik önlemleri alındı.

HELİKOPTER UÇTU
Operasyon sonrasında Zaman Gazetesi'nin Yenibosna'daki merkezinin üzerinde uçan polis helikopteri dikkat çekti.

EKİZOĞLU TESLİM OLDU
Eski İstanbul Organize Şube Müdürü ve Siirt eski Emniyet Müdürü Mutlu Ekizoğlu avukatıyla teslim oldu.

(Özge EĞRİKAR/HÜRRİYET)

13 Aralık 2014 Cumartesi

Çıplak Prensesten tarihi karar!

Tayland Veliaht Prensi Maha Vajiralongkorn'un karısı Prenses Srirasmi, kraliyet unvanından feragat ediyor.

Bangkok Post'un haberinde, 87 yaşındaki Tayland Kralı Bhumibol Adulyadej'in, Prenses Srirasmi'nin kraliyet unvanından feragat etmek için sunduğu yazılı talebi onayladığı belirtildi.

Prens Vajiralongkorn'dan dokuz yaşında bir oğlu bulunan Srirasmi'nin, memleketinde "Than Phu Ying Busaba Suwadee" ismiyle yaşayacağı ve Budizm üzerine öğrenim göreceği kaydedildi.

Tayland Veliaht Prensi, geçen ay prensesin bazı akrabalarının ülkedeki en büyük yolsuzluk skandalıyla bağlantılı olarak göz altına alınmasının ardından Srirasmi'nin ailesine kraliyet tarafından verilen onursal soyadının kütükten silinmesi talimatını vermişti.

Prensen geçen mayıs ayında köpeğinin doğumgünü için düzenlediği partide çırılçıplak olmasıla dünyanın gündemine oturmuştu. Prenses Srirasmi'nın çıplak görüntüleri  Tayland medyasından hızla kaldırılmıştı.

Oğlundan 16 milyon borç almış...

ESKİ Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, kabineye girdiği 2011 yılından itibaren şirketinin 3 yılda 3,3 kat büyümesiyle ilgili “Bunu bize bir izah edin” diyen Meclis Soruşturma Komisyonu’na yazılı bilgi gönderdi. Bayraktar, eşi ve çocuklarıyla ortak olduğu Bayraktar İnşaat şirketinin 3 yılda yaptığı konutlardan 12 milyon 234 bin lira net kâr ettiğini açıkladı. Bayraktar, şirket büyüklüğünde önemli etken olan Kadıköy’deki 42 milyon liralık taşınmazın finansmanını da “16 milyon 324 bin lirası oğul Rahmi Bayraktar’dan borç, 10 milyon lirası Ziraat Bankası’ndan kredi ve 15 milyon 676 bini şirket hesabından” olarak açıkladı.



Soruşturma Komisyonu Başkanı Hakkı Köylü, Erdoğan Bayraktar’ın kendisi, eşi ve çocuklarının ortağı olduğu Bayraktar İnşaat ve Taahhüt Ltd. Şirketi’nin aktif büyüklüğünün 2010’da 17 milyon 500 bin lira iken 2013’te 58 milyon 200 bin liraya yükselmesinin “izahını” istemişti. Edinilen bilgiye göre Bayraktar’ın Meclis’e gönderdiği hesap dökümü ana hatlarıyla şöyle:

ANA FİNANSÖR RAHMİ BAYRAKTAR
“31 Aralık 2013 tarihi itibariyle Bayraktar İnşaat ve Taahhüt Ltd. Şti’nin şirket ortaklarına olan 16 milyon 667 bin lira borcu, şirketin yüzde 7 hissedarı olan Rahmi Bayraktar’dan alınmıştır. Rahmi Bayraktar’ın 16 milyon 324 bin 150 lira karşılığında oluşan alacağı, 25 Ekim 2013’te Kadıköy’deki taşınmazın alımında kullanılan tutar olup, aradaki fark ise yıl içerisinde gerçekleşen sair işlemlerden kaynaklanmaktadır.

İNŞAAT MÜHENDİSİ
Rahmi Bayraktar inşaat mühendisi olup 1999’dan itibaren ticari faaliyette bulunmaktadır. 2001’de kurmuş olduğu ve elinde çok miktarda işi olan Teknik Yapı Denetim firmasındaki yüzde 95 hissesini de 2011’de Bakan olmam hasebiyle ve aynı faaliyet alanında çalışmanın etik açıdan uygunsuz olabileceği hassasiyeti ile satmıştır.

NET KÂRINI HEP KATLADI
Ortağı olduğum şirketin öz kaynağında önem arz eden tutarlar dönem net kârı tutarlarıdır. Şöyle ki; 2011 net kârı 7 milyon 728 bin 919 lira, 2012 net kârı 1 milyon 669 bin 418 lira ve 2013 net kârı 2 milyon 835 bin 890 lira olmak üzere 3 yıllık net kârı toplamı 12 milyon 234 bin 228 lira olarak şirket aktifinde artışa yol açmıştır. Ayrıca geçmiş yıllar kârları ve özel fon bakiyeleriyle şirket sermayesi 25 milyon liraya artırılmıştır.

42 MİLYONUN DÖKÜMÜ
25 Ekim 2013’te satın alınan Kadıköy İbrahimağa mahallesindeki taşınmazın değeri 42 milyon lira olup, bu meblağın 16 milyon 324 bin 150 lirası şirket ortağı Rahmi Bayraktar’dan alınan borç ile 10 milyon lirası Ziraat Bankası’ndan kullanılan banka kredisi ile geri kalan tutar ise o tarihte şirketin banka hesaplarında bulunan nakit varlıkları kullanılarak sağlanmıştır.

ARSADAN KONUTA
Şirket binası 2012’de tamamlanmıştır. 2010 yılı defter değeri 2 milyon 100 bin lira olan arsa, 2012 yılında tamamlandığında 6 milyon 293 bin 769 lira olarak kayıtlanmıştır. Fark tutarı 4 milyon 193 bin 769 lira ilgili aktif artışının sebeplerindendir. Henüz satışı yapılmamış ve fakat şirket adına tapulanmış Trabzon Bostancı mevkiinde 4 konut da şirket aktifinde artışa yol açmaktadır.”

Sapık işçiyi Facebook ele verdi

İstanbul’da inşaat işçisi Erhan A., sosyal paylaşım sitesi Facebook’tan kandırdığı 8 kız çocuğunun tehditle çıplak görüntülerini çekip cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla yakalandı. Polisi harekete geçiren ihbar ise Facebook’un ABD’deki merkezinden geldi.

Habertürk'ten Nihat Uludağ'ın haberine göre operasyon, sosyal paylaşım sitesi Facebook’un ABD’deki merkezinden, İstanbul Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerine, 12 yaşındaki bir kız çocuğu adına açılan hesabın sahte olduğu ve kötü amaçlı kullanıldığı bilgisi ulaşmasıyla başladı. Polis, teknik çalışma sonunda hesabın 25 yaşındaki inşaat işçisi Erhan A. tarafından kullanıldığını belirledi.

BİLGİSAYARINDA 2 BİN FOTOĞRAF ÇIKTI

Erhan A.’nın, yaşları 10 ile 15 arasında değişen 8 kız çocuğunu kandırarak Kadıköy, Üsküdar, Şişli ve Beşiktaş’ta buluştuğu, tehditle çocukların çıplak görüntülerini çektiği, daha sonra da bu görüntülerle şantajyapıp cinsel istismarda bulunduğu tespit edildi. Siber polisi, bilgisayarın IP numarasından Erhan A.’nın Kadıköy’deki adresini belirledi. Yapılan operasyon ile Erhan A. yakalanarak gözaltına alındı. Zanlının bilgisayarında 2 binden fazla çocuk pornosu görüntüsü bulundu.

Lüks makam aracı alındı. Fiyatı ise...

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’e Diyanet Vakfı’nın bütçesinden 1 milyon TL’ye Mercedes S500 model makam aracı alındı.


Vakıf ayrıca genel müdürler için 14 adet Toyota marka, teşkilat için de 16 adet ticari minibüs satın aldı.

Genel müdürler daha önce makam aracı olarak Ford Focus ile Renault Fluence kullanıyordu.

Diyanet TV ve Diyanet Radyosu’nda çalışan 100 personelin maaşlarını da Diyanet Vakfı karşılıyor.

Nurettin Kurt / Hürriyet

12 Aralık 2014 Cuma

Osmanlı mezar taşları kitap oldu

Araştırmacı Yazar Nidayi Sevim, 20 şehirdeki Osmanlı mezar taşlarında bulunan manzum eserleri bir kitapta topladı. Mezar taşlarında, “Fani dünya bir misafirhanedir, burada zevk isteyen deli divanedir” gibi ilginç yazılar var.

Kitap Dostu yayınlarından çıkan eserde, İstanbul Eyüpsultan, Edirnekapı, Beykoz, Beyoğlu, Çemberlitaş, Karacahmet, Merkez Efendi gibi mezarlıklar ve hazireler ile Anadolu’dan yaklaşık 20 ildeki tarihi mezar taşları manzumelerine yer verildi.

Tarihi mezarlıklar ve mezar taşlarının tarih araştırmalarının mihenk taşı olduğu gerçeğinden hareket eden Sevim,  araştırmasında 1500’lü yıllardan başlayarak Osmanlı mezar taşlarındaki manzum metinleri inceledi. Mezar taşlarında, şehirlerin yapılanması, değişim süreçleri, afetler, salgın hastalıklar, toplumların sosyolojik yapısı ve eğilimleri gibi birçok konuda hayati öneme haiz veriler bulunduğuna dikkat çeken yazar, “Mezar taşları geleceği aydınlık görebilmemiz için bize rehberlik eden, tarihimize ışık tutan, hiçbir yerde ulaşamayacağım bilgilere sahip kaynak durumundadır” sözleriyle özetledi araştırmanın gerekçesini. 

‘Mezar taşlarını edebiyat tarihinin ulaşılamamış hazinesi’ olarak tanımlayan Nidayi Sevim, geçmiş ile gelecek arasında önemli bir köprü olduğunu, bir kenarda unutularak kaderine terk edilmiş kitabelerin birer birer gün yüzüne çıkacağına inandığını belirtti.

1580’de ölen Sadrazam Mustafa Lala Paşa’nın Eyüp Sultan Mezarlığı’ndaki mezar taşı ile başladığı kitabını, yakın dönem mezar taşı manzumeleri ile bitirdi.

Ey sual eden bu meşhed sahibin bunda gelüp 
Fatih’i Kıbrıs olandır bu güzin’i gaziyan
Nice yıl serdar olup açtı Acem iklimini 
Akıbet kıldı cihandan azm’ı ukba verdi can
Rihletin gördük te dedi Bülbüli tarihini 
“Mustafa Paşayı eyleye Hüda cennet-i mekan”

(Ey gelip bu mezarın sahibini soran, bu Kıbrıs fatihi seçkin gazidir. Acem memleketinde komutan oldu. Can verdi, dünyadan ahrete göçtü. Bu göçü gören Bülbüli tarihini dedi: Mustafa Paşa’ya cennet makamlarından bir makam ver.”

Bitlis Ahlat Mezarlığından
-          Her fikir sahibi insan için (bilinen) bir gerçektir ki,
Ömür kısa bir elbise gibidir. (Mevlana Kadı Kasım-1506)
Bursa-Emir Sultan Mezarlığı
-          İbretle bak! Şu dünya bir misafirhanedir. 
Devamlı oturan bir insan bulunmaz ne acayip bir saraydır. 
Sonunda zengin ve fakirin kazandığı bir kefendir. 
Öyle ise buna gururlanan deli değil de ya nedir?

Tokat
Gelenler hoş safa gelsün
Bundan ala makam olmaz
Bu dünyaya gelen gider
Hiç kimseye vatan olmaz. (Hacı Ömer Efendi- 1798-99)
Gebze-Kocaeli
Fani dünya bir misafirhanedir
Burada zevk isteyen deli divanedir (Molla İsmail-1779)
*
Bak ne  söyler insana kabirdeki şu taşlar,
Bir yalan burada bitti, bir gerçek burada başlar. 
Laedri (Söyleyeni Bilinmeyen)

(Aysel Alp / Hürriyet)

Fethullah Gülen'den operasyon açıklaması

Fethullah Gülen, Fuat Avni adlı twitter kullanıcısının iddia ettiği, başta Zaman ve Bugün gazetesi çalışanları olmak üzere cemaate yakın çok sayıda kişinin gözaltına alınacağı yönündeki haberler hakkında konuştu.

Herkul.org adlı internet sitesinde yer alan açıklamaya göre Gülen operasyon iddiaları hakkında kısaca şu yorumu yaptı:

Çok önemli hakikatlere gönül vermiş insanlar iğne ucuyla iğnelenme gibi bu türlü hadiseler karşısında ne ürker, ne titrer, ne de bir refleksle ona karşılık vermeye çalışırlar.

Yapılan tamamen insanları psikolojik bozgunluğa sevketme maksadına matuf. Günümüzün moda tabiriyle, algı operasyonu.. ve korkutma, sindirme.. bilemiyorlar ki, onlar üzerlerine geldikçe bunlar güçlenecekler, tıpkı mikroplar üzerine gelip durdukça insanın immun sisteminin güçlenmesi gibi. Bilmiyorlar ki, yumruklandıkça güçlenir iman etmiş insanlar. Bilmiyorlar ki balyozlandıkça bunlar çelikleşirler. Bilmiyorlar ki, ayaklar altında ezildikçe, Allah’ın izin ve inayetiyle, granitleşirler ve parçalanıp bölünmezler.

Bir gün gelecek, siz istemeseniz de, onlar ettiklerini bulacaklar. Siz de Allah’ın izni ve inayetiyle murat ettiğiniz şeye nail olacaksınız. Sonra, bugün o arkadaşların, onların ailelerinin ve yakınlarının çektikleri sıkıntıları geçmişte yaşanmış birer menkıbe şeklinde anlatıp güleceksiniz.

AYM’den Cumhurbaşkanlığı Sarayı başvurusuna ret

ANAYASA Mahkemesi (AYM) AOÇ üzerine inşaa edilen resmi maliyeti 1 milyar 370 milyon lira olarak açıklanan Cumhurbaşkanlığı Sarayı ile ilgili bireysel başvuruları reddetti.

AYM, meslek odaları ile Ankara Barosu’nun arasında bulunduğu çok sayıda sivil toplum örgütü ve kişilerin yaptığı bireysel başvurularını inceledi ve reddetti. 

Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan Hürriyet Dünyası'na,  “Bireysel başvurumun reddedildiğini öğrendim. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne konuyu taşıyacağız” dedi.

GEREKÇE YETKİSİZLİK
Anayasa Mahkemesi'nin Cumhurbaşkanlığı Sarayı ile ilgili bireysel başvuruları ret gerekçesinin ise "kişi bakımından yetkisizlik" olduğu belirlendi. AYM, yetkisizlik gerekçesiyle başvuruları reddetti.Kararın usulden verildiği ve esasa girilmediği öğrenildi.

BEŞ MESLEK ODASI BAŞVURDU

Yeni Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın Atatürk’ün vasiyeti ihlal edilerek AOÇ’de ağaçların kesilerek yapılmasına ve Çankaya Köşkü’nün de buraya taşınmasın ilişkin yüksek mahkemeye çok sayıda bireysel başvuruda bulunulmuştu. Bu kapsamda bireysel başvuruda bulunan Ankara Barosu, idare mahkemesinin yürütmeyi durdurma kararı vermesine karşın AOÇ’deki inşaatın sürdüğünü, bu nedenle iç hukuk yollarının tükendiğini bildirmişti. 

AOÇ arazisine yapılan binayla ilgili Türkiye Mimarlar ve Mühendisler Odası Başkanlığı (TMMOB) Ankara Mimarlar Odası, Peyzaj Mimarları Odası, Çevre Mühendisleri Odası, Şehir Plancıları Odası ve Ziraat Mühendisleri Odası dava açmıştı. Davanın ardından da bireysel başvuruda bulunulmuştu. AYM 2. Bölümü başvuruları dün gündemine aldı. AYM başvuruların kabul edilebilirlik incelemesiyle esasına ilişkin değerlendirmeyi birlikte yaptı. Başvuruların reddine karar verildi.

ERDOĞAN HAKKINDA SUÇ DUYURUSU

Cumhurbaşkanı Sarayı ile ilgili Türkiye Mimarlar ve Mühendisler Odası Başkanlığı (TMMOB) Ankara Mimarlar Odası, Peyzaj Mimarları Odası, Çevre Mühendisleri Odası, Şehir Plancıları Odası ve Ziraat Mühendisleri Odası başta çok sayıda dava açılmıştı. Dava sayısının 150’yi bulduğu belirtilmişti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, başbakanken mahkemenin yürütmeyi durdurma kararı vermesi üzerine ise “Güçleri yetiyorsa yıksınlar. Yürütmeyi durdurdular, bu binayı durduramayacaklar. İçine girip oturacağım” demişti. Bunun üzerine hakkında AOÇ alanına ilişkin mahkeme kararlarını uygulamayarak görevini kötüye kullandığı iddiasıyla suç duyuruları da yapılmıştı.

O BAŞVURUYU YAPAN BAŞKAN KONUŞTU: ARTIK TUZ KOKTU
AYM’ye bireysel başvuruda bulunan ve bu başvurusu “kişi bakımından yetkisizlikten” reddedilen Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan Hürriyet Dünyası’na kararı değerlendirdi. Candan, “Hukuk ihlali ortada karar siyasi, bu hukuksuzluğa en üst mahkemede ortak oldu. Artık tuz kokmuştur AİHM’e gidiyoruz. Eğer Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı olarak ben böyle bir başvuruyu yapmaya yetkili değilsem kim yetkili? Maliye Bakanı mı yoksa Başbakan mı? ” dedi. Candan, şunları söyledi:

“Anayasa Mahkemesi’ne yaptığımız başvurunun ne aşamada olduğunu öğrenmek için Anayasa Mahkemesi Sekreteri ile yaptığımız görüşme sonucunda bölümler baş raportörlüğünün dün yaptığı değerlendirme sonucunda, Atatürk Orman Çiftliği’nde yapılan kaçak saray ve benzeri işlemlerde mahkeme kararlarının uygulanmamasına ilişkin yaptığımız başvuruya ret kararı verilmiş. Başvurumuz hukuka değil siyasete takılmış. İşin esası belli karar siyasi. Ortada mahkeme kararı var, en üst mahkemede bu hukuksuzluğa ortak olmuş durumda. Kararın gerekçelerini, oy birliği ve oy çokluğu ile mi alındığı, bize tebligat yapılınca öğreneceğiz.

AİHM’E BAŞVURACAĞIZ
Atatürk Orman Çiftliği mücadelesini, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıyacağız. Bu hukuksuzluğa ortak olanlar, kendi sınırlarımızda yargılanamasalar da, evrensel hukuk ilkelerini ihlal ettikleri gerekçesiyle, uluslararası mahkemelerde yargılanmaları için gerekirse Fizan’a kadar taşırız. Hukuk ihlali ortada karar siyasi, bu hukuksuzluğa en üst mahkemede ortak oldu.

BU HUKUKSUZLUK TARİH ÖNÜNDE YARGILANACAK
Bu hepimizin gözleri önünde gerçekleşen hukuksuzluk süreci, Türkiye’nin otoriter rejime gidişinin göstergesidir. Kamu vicdanında yapılan bu hukuksuzluk tarih önünde yargılanacaktır. Buradan kendilerine hak hukuk payı biçenler olmasın Türkiye’deki 35 davamız devam ediyor. Burada sadece bireysel başvurumuz ret edilmiştir. Artık Atatürk Orman Çiftliği mücadelesi yeni bir kulvara giriyor, uluslararası ortama taşıyoruz. Tüm yapılan bireysel başvuruların da aynı akıbete uğradığını düşünüyorum.

(Oya Armutçu/Hürriyet)

Dünya onu konuşuyor! Bu etek olay oldu...

Afganistan'ın başkenti Kabil'de üzerinde çarşaf olmadan dolaşmaya çıkan genç bir kadın, sosyal medyada bir anda gündemi değiştirdi.

Hayat Esnafi adlı yerel gazeteci tarafından görüntülenen genç kadının başkent sokaklarında etekle ve başı açık şekilde dolaşması muhafazakar AFganları çileden çıkarttı. Kimi kullanıcılar, Esnafi'nin Facebook'ta paylaştığı fotoğrafın altına öldürülmesi gerektiğini yazdı. Bir grup Afgan kadın ise  kadın hakları alanında devrim yapmak istediğini öne sürdükleri genç kıza destek verdi. Bazı yorumlarda ise akli dengesinin yerinde olmadığı iddia edildi.

Suriyeliler ölü balıkları topladı!

Adana’da Merkez Seyhan ve Yüreğir ilçelerini birbirinden ayıran Seyhan Nehri’nin her iki yakasında gece oksijen yetersizliği nedeniyle yüzlerce sazan ve tatlı su levreği karaya vurdu.

Sabah saatlerinde suyun yüzeyi ve kıyısı ölü balıklarla doldu. Bunu gören ve aralarında Suriyelilerin de bulunduğu vatandaşlar, nehre akın edip, ölü balıkları poşetlere doldurdu. Bazı vatandaşlar ise can çekişen balıkları tekrar suya attı.

Seyhan Nehri’ne gelen polisler ise, vatandaşlardan topladıkları balıkların zehirli olduğunu söyleyip, bırakmalarını istedi. Ancak polisin uyarısını kimse dikkate almadı. Türkçe bilmeyen Suriyeliler, topladıkları balıklarla nehirden uzaklaştı.