28 Aralık 2014 Pazar

Soma'da işsizliğin en küçük kurbanı

Manisa'nın Soma İlçesi’nde 301 madencinin hayatını kaybettiği faciaya, ocağın kapısında yakalanıp şans eseri kurtulan, tekrar çalışmak için 7 ay bekledikten sonra, cep telefonu mesajıyla işsiz kalan Satılmış Cin’in, 4 gün önce dünyaya gelen ve ’Umut’ adını verdiği bebeği de zor bir yaşama gözlerini açtı.

 Zonguldak’tan yeni yaşam umuduyla Soma’ya geldiğini, tek isteğinin, çocuklarının sağlık problemlerini gidermek ve onların karnını doyuracağı bir iş olduğunu söyleyen Satılmış Cin, "Eşimin sütü az geliyor. 4 günlük bebeğime hazır mama alacak param yok cebimde. Onun bazen aç olduğu için ağlamasına, kahroluyorum" dedi. 

Memleketi Zonguldak’taki kaçak faaliyet gösteren maden ocaklarında düşük ücretlere çalışan Satılmış Cin, 3 yıl önce Birten Cin’le evlendikten sonra yeni bir yaşam ve güvenli iş umuduyla Soma’ya göç etti. Burada Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.’nin işlettiği maden ocağında çalışmaya başlayan Satılmış Cin ve eşi, oğulları Tolga ve Mertcan’ın da dünyaya gelmesiyle büyük mutluluk yaşadı. 

Ancak hem 2 yaşındaki oğlu Tolga, hem de 1 yaşındaki Mertcan’da ortaya çıkan sağlık problemleri nedeniyle yaşamları kabusa döndü. Büyük üzüntü yaşayan Satılmış Cin’in, gözünde kayma olan çocuklarından Tolga, bir süre önce yürürken ayakta duramayıp yere düşmeye başladı. Hastaneye götürülen minik Tolga’nın bacaklarında güçsüzlük tespit edildi, ama kesin bir teşhis de konulamadı. 

Çiftin küçük oğlu Mertcan’ın ise hem kalbinde delik olduğu, hem de beyninde su toplandığı ortaya çıktı. Ancak Mertcan’ın beyninde neden su toplandığı da yaşı küçük olduğu için doktorların araştırmalarına rağmen teşhis konulup belirlenemedi. 

2830 MADENCİ GİBİ CEP MESAJIYLA İŞSİZ KALDI

Geçen 13 Mayıs’ta çalışmak için ocağa girmeye hazırlanırken meydana gelen faciadan şans eseri kurtulan, ama 301 arkadaşını kaybetmenin acısını yaşayan Satılmış Cin, çocuklarının sağlık sorunlarıyla boğuştuğu sırada, cep telefonuna gelen, işten çıkarıldığı mesajıyla bir kez daha yıkıldı. 

O da 2 bin 830 madenci arkadaşı gibi işsizler kervanına katıldı. Hem çocuklarının sağlık sorunları hem de işsizlikle boğuşan Satılmış Cin, iş için müracaat ettiği tüm kapılardan da eli boş döndü. 

ZOR GÜNLERİN TEK MUTLULUĞU, UMUT BEBEK 

Satılmış Cin’in yşadığı bu zorlu günlerde yüzünü güldüren tek mutluluğu ise, 4 gün önce yeni bir bebeğinin dünyaya gelmesi oldu. Annesi Birten Cin’in karnındaki kontrollerinde, abisi Mertcan’da olduğu gibi beyninde su toplandığı söylenen bebekte, şimdilik böyle bir rahatsızlık saptanmadı. Bu da Satılmış Cin ve eşini sevince boğdu. 

Ancak ’Umut’ bebek, babasının işsiz kalması ve gelirlerinin de olmamasından dolayı çaresiz bir yaşama da gözlerini açmış oldu. İki gün kaldığı hastanedeki kontrolleri tamamlanan Umut bebek, kardeşlerinin yanına, yeni evine götürüldü. 

’MAMA ALACAK PARAM YOK’ DEDİ GÖZ YAŞI DÖKTÜ

Tek mesleği küçüklükten beri yaptığı madencilik olan Satılmış Cin, ilçedeki diğer maden ocaklarına da iş için müracaat etti ama bir sonuç alamadı. Bu arada, satılmış Cin’e, işsizlik maaşı bağlanmadığı gibi Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.’den de şu ana kadar herhangi bir tazminat ödemesi yapılmadı. 

Çevresindekilerin yardımlarıyla çocuklarının karnını doyurmaya çalışan Cin, kendilerine bağlanacağı söylenen 800 TL’lik işsizlik maaşınını da zaten ev kirası ile zorunlu harcalamalara gideceğini anlattı. Çaresizliğine gözyaşı döken Satılmış Cin, "İki oğlumun daha teşhis konulmayan rahatsızlıkları var. Bu çalıştığım sırada onların sağlık giderleri için bankadan kredi çektim. İşsizlik maaşım zaten ev kirası ile bu borcumu bile karşılayamaz. Ben ne yapacağım? Tek isteğim var. Çocuklarımın sağlık sorunlarını gidermek ve karınlarını doyurmak için iş istiyorum. Alnımın teriyle para kazanıp bunu yapmak istiyorum. Ama bunu yapamadım. İlçedeki binlerce arkadaşım gibi çaresizliğe mahkum edildik. Eğer kredi borcum yüzünden haciz gelirse, o zaman üç küçük çocuğumla sokakta kalmaktan korkuyorum" dedi. 

İyi beslenemeyen eşinin sütünün yetersiz olmasından dolayı bebeğine hazır mama yedirmesi gerektiğini, ancak cebinde bunu alacak parası olmadığını söylerken gözyaşlarını tutamayan Satılmış Cin, "Böyle bir çaresizliği kabul edemiyorum. Ben çalışmak istiyorum. Ama iş yok, para da yok. 4 günlük bebeğime hazır mama alacak param yok cebimde. Onun bazen aç olduğu için ağlamasına, kahroluyorum. Komşularım yardım ediyor ama nereye kadar? Eşimle bebeğimize ’Umut’ adını verdik. Yeni ve mutlu bir yaşam hayal ettik. Bunun için de ben yardım ve paradan ziyade iş yardımı çağrısı yapıyorum" dedi.

Eşinin çaresizliği karşısında kendisinin de kahrolduğunu söyleyen Birten Cin de "Çocuklarımızın hepsi küçük, bırakın büyük isteklerini en ufak bir ihtiyaçlarını bile karşılayamaz hale geldik. Kışın ortasında öylece kala kaldık. Ne yapacağımızı bilimiyoruz. Ben de çocuklarıma baktığım için eşime yardım edemiyorum. Bu çaresizlikten bizi kurtacak bir el bekliyoruz" dedi.

Tweet attı RedHack hackledi

Türk hacker grubu RedHack, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in Ethem Sarısülük ile ilgili attığı tweet'in ardından, Ankara Büyükşehir Belediyespor (Osmanlıspor) ve AŞTİ'nin web sitelerini hackledi.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, dün Gezi olayları sırasında polisin silahından çıkan kurşunla hayatını kaybeden Ethem Sarısülük ile ilgili bir görüntü paylaştı.

Gökçek, 'Ethem Sarısülük ile ilgili yeni bant ortaya çıkmış... Bakın Allahaşkına saldırgan polis mi vandallar mı" yazdı.

Hacker grubu RedHack ise bu paylaşım nedeniyle AŞTİ ve Gökçek'in onursal başkanlığını yaptığı Ankara Büyükşehir Belediyespor'un (Osmanlıspor) sitelerini hacklediğini duyurdu. hürriyet.com.tr

Arınç siyaseti bırakıyor mu?

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç canlı yayında gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Arınç kendisi hakkındaki 'siyaseti bırakacak mı' sorularına da yanıt verdi


Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Habertürk'te katıldığı canlı yayında Veyiş Ateş'in sorularını yanıtladı.
 
Arınç, Fethullah Gülen'in "Hükümet bizden özür dilesin" açıklamasına zehir zemberek yanıt geldi. 
 
Cemaatle Ak Parti arasında olayların çıkmaya başladığı dönemde cemaatin üst düzey isimleriyle bir araya geldiğini ve kendilerinden özür istediğini söyleyen Arınç, "Bir münim bir münafıktan asla özür dilemez dediler. Yerin dibine girdim" itirafında bulundu.
 
Cemaate uyarıda da bulunduğunu ekleyen Arınç, "20 kez teklif ettim. Beni aforoz ettiler. Hükümet özür dilesin diyorsa bu yeterli değil"restini çekti.
 
Arınç'ın açıklamalarından satır başları;
 
MISIRLA İLİŞKİLER
 
Darbelere karşıyız, demokrasi darbe kabul etmez. Bu ilke bir tarafa Türkiye'nin çıkarları için bir takım adımlar atmamız lazım 10-20-50 yıl sonrasını bekleyemeyiz.
 
Bizim bu sözlerimiz Mursi'yi içeriden çıkarmaya yetmiyor. 1200 idam kararını geçersiz saymaya yetmiyor. Yeni zulümleri yapılmasından insanları kurtarmamıza yetmiyor. Mursi serbest bırakılırsa, demokratik adımlar atılırsa, ilişki kurmanın faydalı olabileceğini düşünüyorum.Türkiye'nin yeni birşeyler yapmasına gerek yok. Bizim tavrımız belli 'sıfır sorun'.
 
PAPALEL YAPI TARİFİ
 
Fethullah Gülen'in Risali Nur okuduğunu ancak farklı yorumladığı ve islami bir hareketi yaydığını biliyorum. Konuşmalarından bahsetmiştir ancak tipik bir Risali Nur talebesi değildir.
 
Gülen'le 1976'dan beri tanışıyorum. Çoğu insan sahip çıkmadı. Gençlerin iyi yetişmesini ister, yurtdışı ondan çok daha sonra gelişti. 1990'larda faaliyetleri devam etti, hakkında davalar açıldı. Beraat etti. 1997'de ABD'ye gitti ve orada yaşıyor.
 
Cumhurbaşkanımız 'arkadan vurulduk' dedi. Bunları ben de söyleyebilirim. O benden daha az tanıyor ben den daha mesafeli duruyor. 
 
KOZMİK ODA
 
2 Albay benim evimin adresi ellerindeyken gözaltına alınmışlar. Bakanlar Kurulu'na girmeden emniyet müdürünü çağırdım dinledim. Ben bunun suikast girişim olmadığını gözetleme olduğunu düşündüm. Zaman karışık bir zaman... Ergenekon, Balyoz iddiaları karşısında sert söylemlerim var. Bunlar askerlikten başka herşeyi yapmışlar dedim. Bir gözetleme yapıyorlar diye düşündüm.
 
5 yıl oldu ne bir savcıyı aradım ne bir hakime sordum. Tesir etmeye çalışıyor derler diye sormadım. 
 
Acaba benim üzerimden operasyon yapmak, beni kullanmak mı istediler? Kozmik Oda'ya böyle girildiğini düşünmedim değil.
 
Bir takım mizansenler kullanıldığı ve bazı dinlemeler de yapıldığı gibi içimdeki kuşku büyüyor. 
 
GÜLEN'DEN HİÇ ŞÜPHELENMEDİK
 
Biz iyi yüzünü gördük, hizmet yüzünü gördük. Yargıdaki, emniyetteki bu yapıdan da hiçbir haberim de kuşkum da olmadı.
 
Kendisiyle 2 kez de ABD'de görüştük. Her zaman hükümetimize karşı duacı olduğunu söyledi. Bu 17-25 Aralık'tan sonra ortaya çıkanlar işin bir başka yüzünü ortaya koydu.
 
HANEFİ AVCI KARARI
 
Ahmet Şık, Nedim Şener ve Hanefi Avcı tutuklandığında da bunun yanlış olduğunu söyledim.
Yazılan kitaplardan yola çıkarak bir neticeye varamayız. Bu tutuklamaların yanlış olduğunu söyledim. Özellikle kitapla, televizyonla, diziyle vs. suç işlenmesinin istisnai olabileceğini, bunun unsurlarının ne kadar mevcut olduğunu bilmediğimi ifade ettim. Ancak bir örgüt bağlamında herkesin üzerine düşen rolü oynayarak belli bir suç meydana getirme çabası varsa bunu hakimler tayin eder.
 
Cemaat dedğimiz olguyu biz hizmet hareketi olarak biliyorduk. İsterseniz çok safmışsınız diyebilirsiniz. Dolayısıyla biz olan bitene bakalım. Bir devlet içinde farklı yapılanmalar oluşmuşsa buna müaade edilemez. Cemaat eğer örgüt haline gelmişse, yapılanması da devlete paralelse bu yok edilmelidir.
 
Paralel... Birbiriyle kesişmeyen iki şey... Bir yerde iki devlet olmaz. Otorite kuramazsınız! 
 
NE İSTEDİLERSE VEREN...
 
Ne istedilerse veren Cumhurbaşkanı'dır. Sayın Ekrem Dumanlı'ya araya gelmişlerdir. Ama yanıldığımızı gördük.
 

MİT MÜŞTEŞARI OLAYI

Önceki konular MİT içinde MİT'ten rahatsız olanlar var. Bütün bunları ortaya çıktıktan sonra görüyoruz. Cemaatten çıkarsanız mesele kolay. Bizim cemaatlerle kavgamız yok. Biz cemaat insanları iyiye güzele sevk ediyorsa eyvallah
 
Cemaat hükümeti devirmeyi amaçlıyorsa cemaatten çıkın örgüt haline gelmiştir. Yapılanlara bakacağız. Biz hukuk devletiyiz.  
 
FUAT AVNİ 
 
İstihbarat örgütlerine sızmış ajanlar olabilir. Bunları en aza indirmeye çalışacağız. Bu isimle özel mücadelemiz var. Bu hesaplar dışarıdan yapılıyor. Bu bir kişi değildir de birkaç kişidir. Başında da şu var deniliyor. Ama ispatlanmadan isim söylemek olmaz.
 
EŞİM EVİ TERKETMİŞ!
 
Biz eşimle münakaşa etmişiz de çocuklardan birinin evine gitmiş. Hanımın önüne koydum çok üzüldü. Böyle birşey yalan, yüzkızartıcı. 
 
Eğer bir cemaat örgüt haline gelmiş, siyasi amaçla yok etme haline dönüşmüşse artık suç işliyor demektir. Bu durumla herkes mücadele etmelidir. Bugün sorumlu hükümet olarak biziz. Ancak gözümüzü kapatıp, elimize silah alıp bu mücadeleyi yapacak değiliz. Hukuk var... KPSS'de ÖSYM'de özel insanlar yetiştirildiği, işe yerleştirilmelerin yapıldığı... Biz bunları ortaya çıkarmaya çalışıyoruz.
 
TAŞHİYE OPERASYONU
 
Eleştiriler haklı olabilir. Gazeteci sıfatındaki insanların tutuksuz yargılanması gerektiğini söyledim. Bunu daha önce de söyledim. Seçilmiş milletvekillerinin cezaevinde kalması yanlıştı. Parti içinde bunu ilk söyleyen bendim. 
 
GÜLEN'İN ÖZÜR AÇIKLAMASI
 
Ben defalarca uyardım. Bugün bizden özür dilenmesinin istenmesi bir şey ifade etmiyor. İddianamede bir örgüt lideri olarak gösteriliyor.
 
CİZRE'DEKİ OLAYLAR
 
Yaşananların çok ağır bir suç olduğunu bilmemiz lazım. Son yıllarda terör örgütünün yandaşları Cizre ve birkaç ilçeyi pilot bölge olarak tayin etti.
 
(Uludere olayı) Komplo değil, bunun tek sorumlusu var o da terördür. Bu olayın suçlusu hükümet ve asker değil, bu olayın suçlusu terör.
 
Şuanda asayiş sağlanmıştır. Emniyet güçlerimiz, kolluk güçlerimiz orada hakimdir. HÜDA-PAR'ı evlerine giderek yakmak istediler, HÜDA-PAR mazlum ve mağdurdur. Hem 6-7 Ekim olaylarında hem de şimdi.
 
PKK bölgede kendisinden başka hakimiyet istemiyor. Biz bu olayın elbette üstüne gideceğiz, adli soruştuma başladı.
 
YÜCE DİVAN TARTIŞMASI
 
Ortada dolaşan kulis bilgileri söylentiden ibaret. Şimdiye kadar pekçok bakan ve başbakan hakkında soruşturma açılması istendi. Soruşturma Komisyonu aynı zamanda adli görev yapar.
 
"BİNALİ YILDIRIM'IN BÖYLE BİR AÇIKLAMA YAPMASI YANLIŞTIR"
 
Başbakanımız 5 Ocak'ta Cumhurbaşkanımız başkanlığında bir kabine toplantısı olmayacağını söyledi. Bu tarihi veren Binali Yıldırım ise onun şahsiyle ilgili değil ama onun yerinde başka birisi de olsaydı böyle bir hakkı yoktu. Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında kalması gereken birlikte karar vermesi gereken bir konuda hiçbir sıfa taşımayan bir insanın 5 Ocak'ta hükümet Cumhurbaşkanlığı başkanlığında toplanacak demesi yanlıştır. Bunun yanlış olduğuna inanıyorum.
 
Anayasa'ya göre Cumhurbaşkanı gerekli görürse Bakanlar Kurulu'na başkanlık edebilir. Cumhurbaşkanı istediği zaman Başbakanımızla görüşerek bir toplantı istemek yetkisine sahiptir.
 
SİYASETİ BIRAKACAK MI?
 
3 dönem meselesi benim düşüncemi teyit etti. Ben 40 senedirsiyasetteyim. Artık çok fazla oldu dinlenmeye ihtiyacım var. Ben Meclis Başkanıyken 3 dönem şartı geldi can simidi gibi yapıştım. Bugün nereye gitsek AK Parti'li olsun olmasın. Siz delimisiniz? diye soruyor. Bunlar tekrar milletvekili olmazsa bu parti nereye gider diye soranlar oluyor. Ben de merak etmeyin diyorum. Bazı sembol isimlerin 3 dönem nedeniyle partiden ayrılmasını sokaktaki insanlar anlamıyor.
 
Ali Babacanlar, Cemil Çiçekler var.. Benim ihtiyacım var siyaset beni bırakıyor. Siyaset bizim yaşam biçimimiz.
 
SİYASETTE 2015 SONRASI
 
Ben AK Parti'nin tökezleyeceğini düşünmüyorum. Seçim gününe kadar üzerime düşeni fazlasıyla yapacağım ve sonrasında da ne görev verilirse yaparım.

(vatan)

Kadın astsubaylara makyaj özgürlüğü

Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Yönetmeliğinde yapılan düzenlemeyle, uzman erbaşlar hariç erbaş ve erler ile askeri öğrenciler tarafından gönderilen ve bunların kendilerine gelen posta gönderileri ilgilinin amiri tarafından denetlenebilecek.Yapılan değişiklikle kadın subay-astsubaylara makyaj özgürlüğü de getirildi.Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik, Resmi Gazete'de yayımlandı.

Yönetmeliğin “İzinler” ile ilgili maddesinde yapılan düzenlemeye göre, noksan hizmetlerini tamamlamakta olan erbaş ve erlere, noksan hizmetin tamamlatıldığı birlik/kurumun bulunduğu il/ilçe mülki sınırları içinde ikamet ettiklerini yazılı olarak bildirdikleri kanuni yakınları yanına, ilgili fıkradaki gün sınırlamasına bağlı kalınmaksızın noksan hizmet sürelerinin her günü için ulaşım imkanları dikkate alınarak, noksan hizmetin tamamlatıldığı birlik/kurum amirliği tarafından mesai bitiminden ertesi günün mesai başlangıcına kadar gece yatısı izni verilebilecek.

ASKERİ KİMLİK KARTI

Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları, güvenlik ve istihbarat gibi nedenlerle GenelkurmayBaşkanlığınca belirlenecek istisnai durumlar dışında, askeri kimlik kartlarını resmi ve sivil olarak her zaman üzerilerinde bulunduracak. Yetkili makamlarca talep edilmesi durumunda kimlik kartının gösterilmesi zorunlu olacak.

Türk Silahlı Kuvvetleri personelinin; temin, yetiştirme, istihdam, emeklilik, ayırma, atama, yer değiştirme, görevlendirme, seferberlik ve özlük hakları gibi işlemleri ile askeri hizmetlerin yürütülmesine ilişkin diğer işlemler için ihtiyaç duyulacak kişisel verileri; amirleri ile Kuvvet Komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığınca personel bilgi sistemlerinde ve özlük dosyalarında muhafaza edilecek. Burada belirtilen maksatlarla veya bir hakkın tesisi, kullanılması veya korunması için veri işlenmesinin zorunlu olması durumunda, Türk Silahlı Kuvvetleri personeline ait kişisel veriler, kişilerin açık rızası olmadan işlenebilecek.Askeri kimlik kartlarında kullanılmak üzere elde edilen, şahsi dosyalarda muhafaza edilen veya personel bilgi sistemlerinde bulunan kişisel veriler ve kayıtlar gizli olacak. Belirlenen amaçlar dışında kullanılamayacak.

Askeri şahıslarla ilgili siciller ve diğer resmi kağıtlarda renkli fotoğraf kullanılacak. Bu amaçla çektirilecek fotoğraflar için kıyafet günlük elbise olacak. Baş açık ve tıraşlı olacak. Pasaport ve özel vazife belgesi alanların fotoğrafı yerine göre sivil veya resmi kıyafetli olabilecek. Bu fotoğrafların özellikleri, kullanım yerine göre nizamlarla belirlenecek.

KADIN SUBAYLARA MAKYAJ ÖZGÜRLÜĞÜ

Yönetmeliğe eklenen “Posta gönderilerinin denetlenmesi” maddesine göre, uzman erbaşlar hariç erbaş ve erler ile askeri öğrenciler tarafından gönderilen ve bunların kendilerine gelen posta gönderileri, ilgilinin amiri tarafından denetlenebilecek.
Bunlar tarafından yazılan mektuplar, zarfı kapatılmaksızın amirlerine teslim edilecek. Gönderilmesinde sakınca görülmeyen mektupların zarfları amirlerince kapatılarak tutanakla postaneye verilecek. Bunlara gönderilen ve açılıp denetlendikten sonra sahiplerine verilmesinde sakınca olmadığı anlaşılan mektuplar, “Görüldü” kaydı konulduktan sonra sahiplerine verilecek.

Kıta, karargah veya kurumun emniyet ve güvenliğini tehlikeye düşüren, istihbarat konusunda zafiyet yaratabilecek nitelikte olan, kişileri hedef gösteren, terör ve çıkar amaçlı suç örgütü veya diğer suç örgütleri mensuplarının örgütsel amaçlı olarak haberleşmelerine neden olan, kişi veya kuruluşları paniğe yöneltecek yalan ve yanlış bilgileri, tehdit ve hakareti içeren, kişinin hayatı ve sağlığı konusunda telafi edilemeyecek sonuçlar doğuracak olumsuz haber ve bilgiler içeren posta gönderileri erbaş ve erler ile askeri öğrencilere verilmeyecek. Bunlar tarafından yazılmış ise gönderilmeyecek.
Subay, askeri memur, askeri okul öğrencileri ile devlet memuru bayan personelin makyajı, aksesuar ve saç tuvaletine ilişkin esasları düzenleyen maddeye “astsubay” ifadesi de eklendi. Bayan subay ve astsubayların saçları, isteğe bağlı olarak kısa veya uzun olabilecek.

ASKERİ SPOR KULÜPLERİNİN KURULMASI

“Derneklerle münasebet” hükümlerini düzenleyen maddede yapılan değişikliğe göre, Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları kendi kıta, karargah ve kurumları içinde amatör askeri spor kulüpleri kurabilecek ve bu kulüplerde faaliyette bulunabilecekler.
Bu kulüplerin kurulmasına yönelik müracaatlar, kuvvet komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Genelkurmay Başkanlığına doğrudan bağlı komutanlıklarca Genelkurmay Başkanlığına gönderilecek. Uygun görülen spor kulübünün kurulması için teklif makamları tarafından ilgili makamlara müracaat edilecek.Kurulan amatör spor kulüplerinde faaliyet gösteren Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarının asli hizmet ve vazifelerini aksatmalarına müsaade edilmeyecek. Bu kulüplerin kurulması, müracaat esasları, faaliyet ve denetimleri Genelkurmay Başkanlığınca hazırlanacak bir yönerge ile düzenlenecek.

Harp ve vazife malulleri ile gaziler tarafından rehabilitasyon amacıyla kurulan spor kulüpleri Türk Silahlı Kuvvetlerine ait spor tesislerinden istifade etmek maksadıyla bulundukları yerdeki Garnizon Komutanlıklarına müracaat edecekler. Garnizon Komutanlıklarınca; garnizondaki askeri spor tesislerinin durumu ve müracaatla ilgili bir değerlendirme ile birilikte müracaat evrakları doğrudan Genelkurmay Başkanlığına gönderilecek. Genelkurmay Başkanlığınca izin verilen kulüpler, Garnizon Komutanlıklarınca belirlenen usul ve esaslara göre bu spor tesislerinden faydalanacaklar.

“Kamplar” ile ilgili düzenleme kaldırıldı

“Ordu pazarları” ile ilgili düzenlemenin yer aldığı “Ordu pazarları hususi kanunlara göre teşkil edilerek yürütülecektir” ifadesi ile “Orduevleri ve askeri gazinolar” başlıklı maddenin “Subaylar, askeri memurlar ve astsubaylar ile bunların emeklileri orduevlerinin ve askeri gazinoların tabii üyeleridirler” hükmü dışındaki diğer hükümler yürürlükten kaldırıldı.
Yönetmelikteki, “subay, askeri memur ve astsubaylarla ailelerinin dinlenme ve moral ihtiyaçlarını temin maksadıyla mahalli ve özel kampların tesis olunabileceğine, bu kampların ne zaman ve nerede açılacakları, süreleri özel veya mahalli olacaklarının, Milli Savunma Bakanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı veya Sahil Güvenlik Komutanlığı tarafından tespit edileceğine, kampların işletilmesinde askeri nakil vasıtaları ve askeri eşyalardan istifade edileceğine” ilişkin hükümler ile “bir garnizona tayin edilerek gelen subay, askeri memur ve astsubayları karşılamak ve lojman veya boş olduğu tesbit edilen meskenlere yerleştirilmelerini veya girebilmelerini temin maksadı ile ekiplerin kurulmasına” ilişkin hükümler de kaldırıldı. Medyafaresi

Efkan Ala'dan esrarengiz tweet

İçişleri Bakanı Efkan Âlâ’nın Twitter hesabından paylaştığı tweet sosyal medyada gündem oldu.

Âlâ’nın Fethullah Gülen Cemaati’ni eleştirdiği ‘sanılan‘ tweet, ‘140 karakter sorunu‘ yaşayınca Ekşi Sözlük’te ’27 aralık 2014 efkan ala’dan esrarengiz tweet’ başlığına konu oldu.

Kullanıcılar, Âlâ’nın ‘anlayamadığı şey’i, kendilerinin de‘anlayamadığını’ söylerken, her kullanıcı Âlâ’nın ne söylemek istediğini de kendine göre yorumladı. Bazı kullanıcılar Gülen Cemaati’nin ‘para toplaması’na atıfta bulunduğunu yazarken, bazıları da AKP hükümetine yolsuzluk iddiaları üzerinden ‘dokundurduğu’nu öne sürdü.
Birçok kullanıcı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ‘Türkçe’yle felsefe yapılamadığı’na dair sözlerini Âlâ’nın attığı anlaşılmaz tweetle ‘kanıtladığı’ gibi yorumlar yaparken, konuya farklı açılardan bakanlar da oldu. Bir kullanıcı, “fuat avni’nin kim olduğu konusunda ihtimalleri bir kişi daha azaltan tweet. kendisi kesinlikle fuat avni değil” diye yazdı. (diken)

Bahçeli:Bağımsızlık sancağımızı çiğnetiyor

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli sosyal paylaşım sitesi Twitter’deki hesabından gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Bahçeli, “Akif ‘bu şafaklarda yüzen al sancak sönmez’ diyor, birileri bağımsızlığımızın sancağını indiriyor, çiğnetiyor” ifadelerini kullandı.

Mehmet Akif Ersoy’un ölüm yıl dönümünü hatırlatan ve gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Bahçeli’nin takipçileriyle paylaştığı mesajları şöyle:

“Bugün merhum vatan şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un ebediyete irtihalinin 78’inci yılını anıyoruz. Merhum Akif, milletimizin vahim ve acıklı günlerinde, bütün dert, felaket ve acıları ruhunda yaşamış, derinden hissetmiş gönül fedaisidir. Kuşkum yok ki, Akif, yakın tarihimizin en büyük şairlerinden birisi, en tavizsiz mücadele ve dava insanlarından önde gelenidir. O ki, özü sözüne uygun bir ahlak kahramanı, bir fazilet ve cesaret kalesi olarak emperyalizme düşman kesilmiş, haksızlığa ateş püskürmüştür. Büyük şairimiz, vatanımızın ızdıraplı ve hazin dönemlerinde mısralarından volkan gibi patlamış, Türk milletinin hislerine tercüman olmuştur.

16 YAŞINDAKİ ÇOCUKLARLA UĞRAŞANLAR

Akif’in reddettiği, ağır eleştiri yönelttiği ne varsa şimdilerde övülmekte, baş tacı yapılmaktadır. Zulmü alkışlamayan, zalimi asla sevmeyen Akif; gelenin keyfi için geçmişe sövmemiştir. Peki bugün, zulüm ve zalim alkışlanmıyor mu? Akif, ‘ecdadımıza saldıranı boğarım, hiç olmazsa yanımdan kovarım’ diyor. Peki, geçmişle yüzleşme adına ecdat yargılanmıyor mu? ‘Hak namına haksızlığa ölsem tapmam’ diyen Akif’e, 16 yaşındaki çocuklarla uğraşan haksızlık simgeleri ne diyecek, yüzüne nasıl bakacak? Muazzam bir millet sevgisi ve iman gücüyle kaleme alınan İstiklal Marşı’nın ıslıklanmasına hizmet edenler Akif’in emanetini anlamayanlardır. Akif ‘korkma’ diyor, birileri bir avuç soysuzun karşında tir tir titriyor. Akif ‘bu şafaklarda yüzen al sancak sönmez’ diyor, birileri bağımsızlığımızın sancağını indiriyor, çiğnetiyor.

BOYNUNA ESARET TASMASI GEÇİRENLER

Akif hangi çılgın bana zincir vuracakmış diyerek kükrüyor, boynuna esaret tasması geçirenler damgalı ve kanlı katillere özgürlük vaat ediyor. Akif; ‘ne irfandır veren ahlaka yükseklik, ne vicdandır; fazilet hissi insanlarda Allah korkusundadır’ diyor, birileri bu korkuyu tanımıyor. ‘Sen! Ben! desin efrad, aradan vahdeti kaldır; milletler için işte kıyamet o zamandır’ dese de, yazık ki ne anlayan, ne idrak eden görülüyor. Akif’in; ‘post üstüne hem kavgaların hepsi nihayet; hala mı boğuşmak? Bu ne gaflet, ne rezalet!’ seslenişi saraylardan duyulmuyor. 13 Kasım 1919’da bakınız ne demişti büyük insan, ‘Ey yolcu, uyan! Yoksa çıkarsın ki sabaha: Bir kupkuru çöl var; ne ışık var, ne de vaha!’ Vefatının seney-i devriyesinde istiklalimizin manzum ve sembol ismini saygıyla, rahmetle ve şükranla yad ediyorum.”

162 kişi havada kayboldu!

Malezya merkezli havayolu şirketi AirAsia'ya ait bir yolcu uçağı, içinde bulunan 162 yolcu ve mürettebat ile birlikte havada seyir halindeyken kayboldu.

AirAsia Havayolları'na ait, Airbus 320-200 tipi yolcu uçağı, içinde bulunan 162 yolcu ve mürettebat ile birlikte havada seyir halindeyken kayboldu. QZ8501 sefer sayılı uçağın, uçuş rotasındaki hava kontrol kuleleri ile bağlantısını yitirdiği belirtildi. Endonezya'nın Surabaya kentinden Singapur'a seyir halinde iken kaybolan uçakla ilgili arama kurtarma, ilkyardım çalışmaları başlatıldığı ancak hiçbir sinyal alınamayan uçağın yerinin ve konumunun belirlenemediği belirtildi.

TÜDEF'ten dosya masrafı uyarısı

Tüketici Dernekleri Federasyonu (TÜDEF), tüketicileri "Kredi kartı, dosya masrafı, kayıp-kaçak bedellerini geri alıyoruz" diyen bazı yetkisiz, kötü niyetli kişi ve firmalara inanmaları için uyardı. TÜDEF'in açıklamalarına göre yetkisiz bu kişiler vatandaşlardan 70 ila 100 lira arasında para alıp vatandaşların sorunlarına çözüm de üretmiyorlar.

TÜDEF'ten yapılan yazılı açıklamada, tüketicilerin haklarını ararken aldanmamaları ve dolandırıcıların tuzağına düşmemeleri için tüketici derneklerinden yardım alabileceklerine işaret edildi. Tüketicilerin bir süredir devam eden bankacılık işlemleri ücretleri ve son günler de kayıp-kaçak elektrik bedelleri için yetkisiz kişi ve firmalarca aldatılıp, istismar edildikleri ve dolandırıldıkları kaydedilen açıklamada, kişisel bilgi ve iletişim bilgilerinin de diğer güvensiz uygulama ve saldırgan reklamlara açık hale geldiği belirtildi.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Tüketicilere kayıp-kaçak bedelinin, kredi kartı ve kredi masraflarının geri alınacağına dair kısa mesaj ile ya da bizzat radyo, TV, gazete ve dergiler ile bunların internet sayfalarına ilan, link vererek ulaşan bazı kişi ve firmalar, vatandaşlardan bu hizmetleri karşılığında para talep ediyorlar. Hatta Federasyonumuza bağlı gönüllü derneklerimizin isimlerini ve amblemlerini dahi kullanacak kadar gözlerini karartan bu kişi ve şirketler tüketicilerden iletişim bilgilerini de isteyip, kendilerine ödemeli olarak başvuru evraklarını göndereceklerini belirtiyorlar. Daha sonra, bu evrakların teslimatında ortalama 70-100 lira gibi ücretler talep ediyor ve sonrasında yurttaşlarımızı kaderleriyle baş başa bırakıyorlar. Kredi kartı, dosya masrafı, kayıp-kaçak bedellerini geri alıyoruz diyenlere kanmayın." Tüketicilerin bu ve benzeri durumlarda bu kişi ve firmaları, yetkili makamlara ve federasyona bağlı tüketici derneklerine bildirmeleri gerektiği vurgulanan açıklamada, bankacılık, kayıp-kaçak ve diğer tüketici hak ihlalleri hakkındaki şikayetler için 81 ilde 102 şubesi bulunan tüketici derneklerinden gerekli yardım ve desteğin alınabileceğine dikkat çekildi.

27 Aralık 2014 Cumartesi

İşte AK Parti'nin seçim şarkısı! VİDEO

AK Parti'nin 2015 seçimlerinde kullanacağı seçim şarkısı belli oldu. Bugün Konya'da gerçekleştirilen AK Parti İl Kongresi'nde Ayna grubunun söylediği yeni seçim şarkısı ilk kez çalındı. Başbakan Ahmet Davutoğlu'na atfen yazılan 'Bir Yiğit Adam' şarkısının orjinali yine Ayna grubunun seslendirdiği Kiziroğlu...

İŞTE Ak Parti'NİN SEÇİM ŞARKISI



Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun katıldığı AK Parti Konya İl Kongresi'nde AK Parti'nin 2015 Genel Seçim kampanyasında kullanacağı seçim şarkısı da tanıtıldı. Ünlü halk ozanı Köroğlu'na ait olduğu bilinen ve yakın dönemde halk ozanı Murat Çobanoğlu tarafından seslendirilen Kiziroğlu türküsünü Ayna grubu, Başbakan Davutoğlu için uyarlayarak il kongresinde ilk kez seslendirdi. Uyarlama sözleri Uğur Işılak ve Arter Reklam Ajansınca yazılan şarkının, bu hafta Kürtçe de dahil farklı versiyonlarının çıkacağı öğrenildi.



Kiziroğlu türküsü, bir efsaneye göre Köroğlu tarafından kendisini yenebilen tek kişi Kiziroğlu Mustafa Bey için yazıldı.

Kiziroğlu türküsünün sözleri şu şekilde:

Bir atı var Ala Paça
Peh peh peh
Mecal vermez Kırat kaça
Hey hey hey
Az kaldı ortamdan biçe
Ağam kim,
Paşam kim,
Nigar kim,
Hanım kim,
Kiziroğlu Mustafa Bey
Bir beyin oğlu
Zor beyin oğlu

AK PARTİ'NİN SEÇİM ŞARKISININ SÖZLERİ İSE ŞÖYLE:

Geldi vatan aşkına Davutoğlu Ahmet Hoca
Geceyi gündüze katan
Adam kim, yiğit kim, dürüst kim kim kim
Davutoğlu Ahmet Hoca
Bir bilge adam, bir yiğit adam
Dualarla çıktı yola
Umut yaydı sağa sola
Reisle girdi kol kola
Bütün dünya tanır onu
Tam bir Osmanlı torunu
Yiğit kim doğru kim dürüst kim
Bağrına bastı herkesi
Birlik olmak meselesi
Yeni Türkiye'nin sesi
Adam kim dürüst kim
Davutoğlu Ahmet Hoca
Bir bilge adam, bir yiğit adam

Askerlikte çığır açacak karar

TSK İç Hizmet'te 'İzinler' ile ilgili yapılan düzenlemeye göre, erbaş ve erler, birliklerinin bulunduğu sınırlar içerisinde ikamet ettiklerini yazılı olarak bildirdikleri yakınlarının yanına her gün mesai bitimi yatılı gidebilecek.

Star Gazetesi'nin haberine göre, yönetmeliğin 'izinler' ile ilgili maddesinde yapılan düzenlemeye göre, noksan hizmetlerini tamamlamakta olan erbaş ve erlere, noksan hizmetin tamamlatıldığı birlik/kurumun bulunduğu il/ ilçe mülki sınırları içinde ikamet ettiklerini yazılı olarak bildirdikleri kanuni yakınları yanına, ilgili fıkradaki gün sınırlamasına bağlı kalınmaksızın noksan hizmet sürelerinin her günü için ulaşım imkanlarını dikkate alınarak, noksan hizmetin tamamlatıldığı birlik/kurum amirliği tarafından mesai bitiminden ertesi günün mesai başlangıcına kadar gece yatısı izni verilebilecek.

Cezaevindeki eşcinseller Kuran kursuna alınmıyor

Eskişehir H Tipi Cezaevi'nde CHP'li vekillerle görüşen LGBTİ mahkûmlar, cezaevindeki Kuran kursuna cinsel tercihleri nedeniyle gönderilmemekten yakındılar.


CHP Cezaevi İnceleme ve İzleme Komisyonu üyeleri, 9 Aralık’ta çıkan isyanla gündeme gelen Eskişehir H Tipi Cezaevi’ndeki mahkûmlarla görüştü. Hürriyet gazetesinden Bülent Sarıoğlu'nun haberine göre rapor hazırlayan CHP heyetinin bazı tespitleri şöyle:

Bizim de Allah'ımız var: LGBTİ (lezbiyen, gey, biseksüel, transseksüel ve interseksüel) mahkûmlar, kendilerine sevk çıkmadığını ve açıkcezaevi haklarının kullandırılmadığını, yalnızca izin haklarını kullanabildiklerini belirtiyorlar. Bazıları Kuran kursuna gitmek istediklerini, ancak cinsel kimlikleri sebebiyle gönderilmediklerini ifade ediyorlar. ‘Müslümanız, Kuran kursuna gönderilmiyoruz. Sanki bizim Allah’ımız yokmuş gibi davranıyorlar’ diyorlar. Tehdit edildiklerini ve kendilerine küfredildiğini ifade ediyorlar. 112 servisinden ambulans çağırma hakkının sadece kendilerine tanınmadığını belirtiyorlar.

Spor da yasak: Berber olan bir LGBTİ mahkûm, eşcinsel olduğu için kendi mesleğini yaptırmadıklarını ifade ediyor. ‘Eşcinselsen aşçılık, berberlik kursu ve spor yapmak yasak’ diyorlar. Sinemaya diğer mahkûmlar gidebildiği halde kendilerine izin verilmediğini ifade ediyorlar

CHP heyeti, cezaevi ziyareti sırasında Eskişehir Odunpazarı Belediyesi’nin kadın mahkûmlar ve çocukları için hazırldığı yardım paketini de ilettiler.

Çocukların oyuncakları yok: Cezaevinde 1470 mahkûm ve 70 tutuklu olmak üzere 1540 mahpus var. Mahpusların 82’si kadın ve 7 de çocuk bulunuyor. Kadın mahkûmlar, ekonomik durumları iyi olmadığı için kadın pedi ve çocuk bezi alamadıklarını ifade etmişlerdir. Çocukların aşılarının düzenli yapıldığını, ancak çocuk kıyafeti ve oyuncak temin edemediklerini, çocuklara ayrı yemek çıkmadığını söylüyorlar.

Yağlı yemekleri yıkıyorlar: Yemekleri yağlı ve sağlıksız olması sebebiyle yıkayarak yediklerini belirtiyorlar. Bütün bir yıl hiç balık yemediklerini söylüyorlar. Yün ve örgü de yasak.

Yatak odalarına da girildi: Cinsel hayat fişlenecek!

Tasarı yasalaşırsa ırk, etnik köken, siyasi düşünce, din, mezhep, dernek, sendika, sağlık ve cinsel hayatla ilgili verileri toplanabilecek


Hükümet uzun süredir üzerinde çalıştığı “Kişisel Verilerin Korunması Yasa Tasarısı” Meclis’e sundu. “Fişleme yapılacak” diye tepki çeken düzenlemeye göre MİT, Jandarma ve Emniyet “Irk, etnik köken, siyasi düşünce, din, mezhep, dernek ve sendika üyeliği, sağlık ve cinsel hayatla ilgili veriler” dahil her türlü bilgiyi toplayabilecek yapabilecek.

Hükümetin TBMM Başkanlığı’na sunduğu “Kişisel Verilerin Korunması Yasa Tasarısı”na göre, MİT, Jandarma ve Emniyet’in “ırk, etnik köken, siyasi düşünce, din, mezhep, dernek ve sendika sağlık ve cinsel hayatıyla ilgili verileri” dahil olmak üzere her türlü fişleme yapabilecek. Bu fişlemelere karşı yurttaşların hiçbir itiraz ve şikâyet hakkı olmayacak. Tasarıyla kurulacak Kişisel Verileri Kurulu’nun üyeleri Bakanlar Kurulu’nca belirlenecek.

Emine Kaplan’ın Cumhuriyet’teki haberine göre, hükümetin uzun süredir üzerinde çalıştığı ve AB’ye uyum kapsamında getirdiği yasa tasarısı şu düzenlemeleri öngörüyor:

Kişisel verilerin işlenmesi

İsim, telefon numarası, motorlu taşıt plakası, sosyal güvenlik numarası, pasaport numarası, özgeçmiş, resim, görüntü ve ses kayıtları, parmak izleri, genetik bilgiler gibi kişisel veriler, belirli, açık ve meşru amaçlar için işlenmek, işlendikleri amaçla bağlantılı, sınırlı ve ölçülü olmak, işlendikleri amaç için gerekli olan süre kadar muhafaza edilmek koşuluyla işlenebilecek.

Kişinin rızasına istisna

Kişisel veriler ilgili kişinin açık rızası olmaksızın işlenemeyecek. Ancak, yasalarda açıkça öngörülmesi, fiili imkânsızlık nedeniyle rızasını açıklayamayacak durumda bulunan kişinin kendisinin veya bir başkasının hayatı veya beden bütünlüğünün korunması için zorunlu olması, ilgili kişinin kendisi tarafından alenileştirilmiş olması, bir hakkın tesisi, kullanılması veya korunması için veri işlemenin zorunlu olması hallerinde kişisel veriler işlenebilecek.

Irk ve mezhep fişlemesi yapılamayacak ama...

Kişilerin ırkı, etnik kökeni, siyasi düşüncesi, felsefi inancı, dini, mezhebi veya diğer inançları, dernek, vakıf ya da sendika üyeliği, sağlığı veya cinsel hayatıyla ilgili verileri, özel nitelikli kişisel veriler olup bunların işlenmesi yasak olacak. Ancak, ilgili kişinin açık rızasının bulunması; kanunlarda açıkça öngörülmesi; siyasî parti, vakıf, dernek veya sendika gibi kâr amacı gütmeyen kuruluş ya da oluşumların, tabi oldukları mevzuata ve amaçlarına uygun olmak, faaliyet alanlarıyla sınırlı olmak ve

üçüncü kişilere açıklanmamak kaydıyla kendi üyelerine ve mensuplarına yönelik verilerin işlenmesi; ilgili kişinin kendisi tarafından alenileştirilmiş olması; için veri işlenmesinin zorunlu olması; kamu sağlığının korunması, ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi ile sağlık hizmetlerinin yönetimi ve  altında bulunan kişiler tarafından işlenmesi halleri bu yasak kapsamı dışında tutulacak.

Yurtdışına aktarılması

Kişisel veriler, ilgili kişinin açık rızası olmaksızın üçüncü kişilere ve yurtdışına aktarılamayacak. Ancak, yasada gösterilen hallerde üçüncü kişilere ve ilgili yabancı ülkede yeterli korumanın bulunması koşuluyla yurtdışına ilgili kişinin rızası aranmaksızın aktarılabilecek. Siyasi parti, vakıf, dernek ve sendikalarla ilgili veriler ise ilgili kişinin açık rızası ile Kişisel Verilerin Korunması Kurulu’nun izniyle yurtdışına aktarılabilecek.

Açıklayanların cezaları

Yasa hükümlerine aykırı olarak kişisel verileri ele geçiren, kaydeden, bir başkasına veren veya yayanlar ya da yok etmeyenler Türk Ceza Yasası’nın ilgili hükümlerine göre cezalandırılacak.

Onlara istisna getirildi

Tasarıda, kişisel verilerin işlenmesi konusunda geniş istisna getirildi. Düzenlemeyle, polis, jandarma ve MİT’e “fişleme”sine yasal kılıf getirildi. Bu çerçevede Polis, Jandarma ve MİT yasası kapsammına giren suçlar, “veri koruması” dışında bulunacak. Bu hallerde kişilerin hak arama kapsamında  yapacakları başvuruları da doğrudan reddedilecek.

Basına ‘meslek’ kriteri

Kişisel verilerin, yasa kapsamında belirtilen genel ilkelere, vergi güvenliğine ilişkin önlemlere ve mesleki davranış kurallarına uygun olarak basın özgürlüğü çerçevesinde işlenmesi de istisna tutulacak.

Öncekilere düzenleme

Tasarının yayımı tarihinden önce işlenmiş olan kişisel veriler, 2 yıl içinde bu hükümlere uygun hale getirilecek. Yasa hükümlerine aykırı olduğu tespit edilen kişisel veriler derhal silinecek ya da yok edilecek.

Fişlemeyle ilgili başvuru reddedilebilecek

Düzenlemeye göre herkes, kendisiyle ilgili kişisel veri işlenip işlenmediğini öğrenmek, işlenmişse buna ilişkin bilgi talep etmek, yurtiçinde ve veya yurtdışında kişisel verilerin aktarıldığı üçüncü kişileri bilmek, verilerin silinmesini veya yok edilmesini istemek gibi haklara sahip olacak. Veri sorumlusu, başvuruda dile getirilen talepleri, talebin niteliğine göre en kısa sürede ve en geç 30 gün içinde ücretsiz olarak veya işlemin ayrıca bir maliyeti gerektirmesi halinde kurula uygun görülen bir ücret karşılığında yerine getirecek ya da gerekçesini açıklayarak reddedecek. Başvurusu reddedilen kişi, kurula şikâyette bulunabilecek. Şikâyet tarihinden itibaren 4 ay içinde yanıt verilmediği takdirde talep reddedilmiş sayılacak.  Cumhuriyet

26 Aralık 2014 Cuma

Dikkat! 875 lira cezası var!

Adresini gerçeğe aykırı beyan edenlere 875 TL para cezası uygulanacak.

Ocak 2015'ten itibaren gerçeğe aykırı beyanda bulunanların tespiti halinde idari para cezası uygulanacak.

Ocak 2015'e kadar yalan beyan verdiği tespit edilen vatandaşlar 5490 sayılı Kanun gereğince yalan beyan verdikleri için 875 TL idari para cezası uygulanacak.

Cezai işleme maruz kalmak istemeyen vatandaşlar gerçek adres bilgileriyle birlikte nüfus müdürlüğüne başvuru yaparak kayıtlarını yaptırabileceği kaydedildi.

Gülen'den Erdoğan'a: Tövbe et, özür dile, barışalım..

Gülen, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın özür dileyip tevbe ederse barışabileceği sinyalini verdi.


İsim vermeden Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı tevbe etmeye çağıran Fethullah Gülen, şöyle konuştu:

“Adanmış ruhlar ruhsatları kullanmamalı, zalimden özür dilememeli. Özür şöyle dilenir: Deyip ettikleri yalanları, iftiraları, intikam duygularını, hırsızlıklarını, haramîliklerinı itiraf ederek ‘Biz milletten özür diliyoruz!’ derlerse şayet, bu bir yönüyle günah işlemiş bir insanın tevbe etmesi gibidir, Allah onu kabul eder, biz de kabul ederiz. Yoksa onlardan özür dilemek, onlar gibi olmak demektir. Öyle olmaktansa ölmek daha iyidir. Çünkü ölüm hakiki mü’min için şeb-i arûstur.” MedyAFARESİ

Cumhurbaşkanı'na hakaretten tutuklanan liseli gencin ifadesi

Konya'da Cumhurbaşkanı'na hakaret ettiği iddiasıyla tutuklanan 16 yaşındaki M.E.A.'nın Cumhuriyet savcılığına verdiği ifadesinde "Benim herhangi bir partinin gençlik kollarına üyeliğim bulunmamaktadır. ’Halkçı Liseliler’ diye tabir edilen ise facebookta bir sayfadır'' dediği öğrenildi.

Konya'da 2 gün önce 'Devrim şehidi' Kubilay'ı anma töreninde yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a hakaret ettiği ileri sürülen lise öğrencisi 16 yaşındaki M.E.A., önceki gün okulundan alınarak çıkarıldığı mahkemede tutuklandı. Mahkeme heyeti, M.E.A’nın avukatının “adli kontrole alınsın, tutuklamasın” yönündeki  itirazını, “Suça sürüklenen çocuğun kurallara riayet edeceği yönünde vicdani kanaatin oluşmaması nedeniyle” reddetti. 16 yaşındaki M.E.A.’nın avukatı Barış İspir, tutukluluğa itirazda bulundu.

Sosyal paylaşım sitesinde örgütlenen Halkçı Liseliler Grubu üyeleri 2 gün önce saat 17.00'de Gedavet Parkı'nda toplanarak, Menemen'de 84 yıl önce gericiler tarafından katledilen şehit Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay'ı andı. Anma etkinliğinde grup adına basın açıklamasını Meram Endüstri Meslek Lisesi 11'inci sınıf öğrencisi M.E.A. okudu.

OKULDA GÖZALTINA ALINDI
M.E.A. konuşmasının sonunda gündemdeki yolsuzluk, rüşvet, hırsızlık olaylarından bahsederken iddiaya göre Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a hakaret içerdiği iddia edilen sözler sarf etti. Halkçı Liseliler Grubu'nun anma etkinliğindeki konuşmasından dolayı önceki öğle saatlerinde Meram Endüstri Meslek Lisesi'ne gelen polisler M.E.A.'yı gözaltına aldı. Emniyetteki sorgusunun ardından adliyeye sevk edilen M.E.A., Konya 1'inci Sulh Ceza Mahkemesi tarafından Cumhurbaşkanı'na hakaretten tutuklandı.

'HAKARET KASTIM YOKTU'
Tutuklanan lise öğrencisi M.E.A.’nın Cumhuriyet savcılığına verdiği ifadesinde, "Benim herhangi bir partinin gençlik kollarına üyeliğim bulunmamaktadır. ’Halkçı Liseliler’ diye tabir edilen ise facebookta bir sayfadır. Biz Valiliğe müracat ederek ’Şehit Subay Kubilay’ı anmak için izin aldık. Gedavet Parkı’nda toplandık. Ben facebooktaki sayfayı idare ediyorum. ’Başkan’ demeleri o olabilir. Söz konusu açıklamayı ben yaptım. Benim hakaret etme kastım yoktur" dediği öğrenildi. M.E.A.’nın dünkü açıklamasını İl Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şubesi polisleri tarafından kamerayla kaydedildiği, bunu inceleyen Cumhuriyet Başsavcılığı’nın M.E.A. hakkında Cuhmurbaşkanı’na hakaret suçundan soruşturma başlattığı bildirildi.

TUTUKLANDI

M.E.A. savcılıktaki ifadesinin ardından sevk edildiği 1. Sulh Ceza Hakimliği tarafından Türk Ceza Kanunu’nun 299’uncu maddesi gereğince ’Cumhurbaşkanına hakaret’ suçundan tutuklandı. M.E.A. hakkında dava açılırsa 1 yıldan 4 yıla kadar hapis istemiyle yargılanacak.